Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
sürüklenmesine değil aynı zamanda suçun mağduru olmasına da sebep oluşturacağı
düşünülmektedir (Ayaz ve ark, 2012). Sevgi ve güven duyguları insan hayatında önemli bir yere
sahiptir ve özellikle çocukluk döneminde insanlar ailedeki bir yakının sevgisiyle kendini onaylanmış
hissetme ihtiyacı duymaktadırlar. Bebekler ve küçük çocuklar, ilgisiz kaldığında duygu kaybına neden
olarak gelişimlerinde duraklama görülmektedir. Çocukların küçük yaşta en çok ihtiyaç hissettikleri
ilgi, sevgi ve şefkatin yeterince verilmemesi, uyum bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır
(Gruen, 2003). Anne ve babanın sevgi ve ilgisinden mahrum kalan çocuk çalışma, araştırma ve başarı
elde etmek için gerekli olan motivasyonu elde edememektedir (Swingewood, 1998). Bu nedenle
ailenin parçalanmasıyla ebeveynlerden biri veya ikisinin çocuğu terk etmesi, anne babanın
ebeveynlik görev ve sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirmemesi çocuğun olumsuz yönde
etkileneceği düşüncesini doğurmaktadır.
Çocuk koruma kanununda suça sürüklenen çocuk, ''kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili
işlediği iddiası ile hakkında soruşturma ya da kavuşturma başlatılan veya hakkında güvenlik önlemine
karar verilen çocuk'' olarak tanımlanmaktadır (Resmî Gazete 2005). Bu tanım hem çocukluk hem de
ergenlik döneminin büyük bir kısmını kapsamaktadır. Toplumsal, ruhsal ve ailesel birçok sorun
çocuğun bu davranışının arkasındaki etkenler olarak sıralanmaktadır. Bu nedenle suçluluk davranışı
içerisinde olan çocuk için ''suça itilmiş/sürüklenmiş çocuk'' ifadesini kullanmanın daha doğru olacağı
da belirtilmiştir (Göker ve ark, 2006).
Çocuk ve ergenlerin suç davranışı büyük bir toplumsal sorun olarak kabul edilmektedir. Yapılan
bir çalışmada, son dört yılda üniversite hastanesine başvuran çocuk-ergen adli olguları incelenmiştir
ve yıllara oranla gönderilen adli olgu sayısının artış gösterdiği tespit edilmiştir. Türkiye İstatistik
Kurumunun (TÜİK) 2018 verilerine göre de 2013 ve 2017 yılları arasındaki suça sürüklenen çocukların
sayılarının yıllar geçtikçe arttığı görülmektedir (TÜİK 2018). Parçalanmış/ dağılmış aileler, annenin
çalışıyor olması, çok kardeşli ve geniş ailelerde yaşama, aile ilişkilerinde uyumsuzluk, ebeveynin
gözetim ve disiplinindeki yetersizlik, çocuğun eğitimine devam etmemesi ve çocuğun geçmiş
öyküsünde psikiyatrik bir bulgunun olması, madde- alkol kullanımı ve erkek cinsiyette olmak gibi
faktörlerin çocukların suça sürüklenmesinde etkili olduğu bildirilmiştir (Uygur ve ark, 1994, Göker ve
ark. 2006, Köse ve ark. 2011).
Yöntem
Meta-analizi, belirli bir konuda yapılmış, birbirinden bağımsız, birden çok çalışmanın sonuçlarını
birleştirme ve elde edilen araştırma bulgularının istatistiksel analizini yapma yöntemidir. (Çağatay,
1994). Meta-analizi, araştırmacılara çeşitli çalışmaların sonuçlarını özetleyen nicel yöntemler sunar ve
sonuçların birleştirilmesi ile ortak yargıya ulaşmalarını sağlar (Akgöz, Ercan, İsmet, 2004). Ayrıca,
bağımsız çalışmaların sonuçlarının bir araya getirilmesi ile genel etki hesaplamaları yapılabilmektedir
(Shorten ve Shorten, 2013). Bu çalışmada meta-analiz yöntemi kullanılarak anne-baba
yoksunluğunun, suça sürüklenen çocuk üzerinde etkisi değerlendirmeye çalışılmıştır.
Verilerin Toplanması
Suça Sürüklenen Çocuk ve aile yapısı ile ilgili Türkçe ve İngilizce çalışmalara erişmek için, YÖK tez
merkezinden yayınlanmış yüksek lisans ve doktora tezlerinden, hakemli dergilerde yayınlanmış
makalelerden, TÜİK ve Resmi Gazete verilerinden, İstanbul Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi
kütüphanelerinin elektronik kataloglarından (ERIC, EBSCO, Proquest Digital Dissertations gibi
uluslararası veri tabanları) ve kongre bildiri kitapları ve diğer yayınlanmış kitaplardan yararlanılmıştır.
Veri toplamak amacıyla yapılan yayın taraması için anahtar kelimeler; Suça sürüklenen çocuk, aile
yapısı, ebeveyn yoksunluğu, boşanma ve çocuk, boşanma ve suç, a child forced to commit a crime,
28