You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ÇARÇUBA ‘‘SALDIRGANLIK’’
AİLE YAPISI VE SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK
İLİȘKİSİ ÜZERİNE BİR META ANALİZ ÇALIȘMASI
Öz
Bu çalışmada, aile yapısı bütünlüğünün
ve ebeveyn yokluğunun suça sürüklenen
çocuklar üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu
amaç doğrultusunda suça sürüklenen
çocukları merkeze alan, aile yapısının çocuk
suçluluğu üzerindeki ilişkisini inceleyen
2011-2021 yılları arasındaki 5 adet makale,
meta analiz kullanılarak incelenmiştir. Konu
ile ilgili çalışma sonuçları karşılaştırılmış ve
yapılan karşılaştırmalar sonucunda bir
değerlendirme yapılmıştır. İnceleme
sonrasında elde edile veriler, suça
sürüklenen çocuklar üzerinde aile yapısının,
ebeveyn ayrılığı veya yoksunluğunun,
boşanma sayısındaki artışın, çocuk ve suç
davranışları arasındaki ilişkide etkili
olduğunu göstermiştir.
Anahtar Sözcükler: suça sürüklenen
çocuk, aile yapısı, boşanma, suç, meta analiz
Giriş
Aile kavramı “biyolojik, yasal veya
eşdeğer bağlarla ilişkili olan ve bu bağları
araçsal ve/veya duygusal destek sağlayan
sürekli etkileşim yoluyla gerçekleştiren iki
veya daha fazla kişiden oluşan uzun süreli
bir grup” olarak tanımlanırken boşanma
‘’ilgili iki kişinin yükümlülüklerini ve
ayrıcalıklarını değiştiren sosyal ve yasal
olarak tanınan bir evlilik ilişkisinin yasal
olarak çözülmesi’’ olarak tanımlanmaktadır.
Aynı zamanda, geniş kapsamlı sosyal,
psikolojik, yasal, kişisel, ekonomik ve
ebeveyn sonuçları olan büyük bir yaşam
geçişidir (Canary ve Canary, 2013; Price ve
McKenry, 1988). Aile üyelerinin birbirleri ile
bağlantı kurması aile birliğini
oluşturmaktadır. Aile birliğini eşler
oluşturmaktadır. Bu nedene boşanma
durumunda aile birliği de bozulmaktadır
(Akıntürk, 1988).
Aile kavramının sosyal yapı içerisinde,
tüm toplumlarda kendine ait özellikleri
vardır. Aynı zamanda aile, kişinin karakter
gelişiminde ve sosyalleşmesinde temel bir
etkiye sahiptir (Cansel, 1991). Kişinin
doğumdan itibaren gelişmeye başlayan
karakteri ilk olarak aile tarafından
şekillendirilmeye başlanmaktadır. Bu
nedenle anne babanın çocuk yetiştirme
tutumları birçok sosyal ve çevresel
etkenden daha önemli olup çocuğun sosyal,
duygusal ve bilişsel gelişimini etkilemektedir
(Grusec ve Davidov, 2007). Aile çocuğun ilk
sosyal deneyimlerini edindiği yerdir ve anne
babanın çocukla olan etkileşimi çocuğun
ilerideki sosyal yaşantısında grup içinde
dengeli bir birey olması ve kabul görmesini
sağlamaktadır (Yavuzer, 2005).
Yeni doğmuş çocuk fizyolojik açıdan eksik ve
noksanlıklar içerisindedir. Çocuk okula
başlama zamanına kadar, olgunlaşma ve
öğrenme süreçleri açısından diğer bir
gelişim dönemiyle mukayese edilemeyecek
yoğunlukta gelişme sağlamaktadır. Modern
gelişim psikolojisi, okula başlayıncaya kadar
geçen süre zarfında etkileşim sürecinin
çocuğun davranışlarında belirleyici bir rol
oynadığı ve bunun etkilerinin bütün bir
yaşam boyu devam ettiği görüşündedir
(Cairns,1998; Butterworth, 2014). Gelişim
psikolojisi alanında çalışmalar yürüten Kroh,
kişisel gelişimin doğumdan itibaren başlayıp
karakter gelişiminde özellikle 5 yaşa kadar
çevrenin ve ailenin önemli rollere sahip
olduğunu belirtmiştir. Çocukluk çağında
yaşanan stresli yaşantıların çocuğun
psikolojisine ve yaşam kalitesine zarar
vererek önemli sosyal ve ruhsal problemlere
neden olacağı ve yalnızca çocuğun suça
27