22.02.2022 Views

Çarçuba 3.Sayı

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ÇARÇUBA ‘‘SALDIRGANLIK’’

Gençlik dönemi, kimliğin şekillenmeye başladığı ve yoğun olarak gencin kendini

tanıma ve kim olduğu üzerine düşündüğü bir dönemdir. Bu dönemde aile, toplumsal

ortam ve çevreyle kurulan ilişkiler önemli rol oynar. Yaşanan bu süreç boyunca

bağımlılık bir değer ya da çaresizlik şeklinde genç kimliği üzerinde kendini gösterebilir.

Bu çalışmada, genç ve aile perspektifinde uyuşturucu madde bağımlılığı karşısındaki

durumunun biyopsikososyal analizi yapılacaktır. Yönetmenliğini Darren Aronofsky’nin

(2000) yaptığı Bir Rüya İçin Ağıt (Requiem For a Dream) isimli filmde yer alan dört

karakterin yaşadığı olaylar kapitalizm, tüketim toplumu, kitle nevrozu, haz toplumu

kavramları çerçevesinde ele alınacaktır. Karakterlerin deneyimleri üzerinden bağımlılık

döngüsünün bireyden topluma, toplumdan bireye yansımaları değerlendirilecektir. Bu

bağlamda bireyler arasındaki iletişim kopuklukları, aile bağlarının zayıflığı, yalnızlık,

sosyal destek, tüketimin haz veren nesnelere yönelmesi, maddeye ulaşmak için verilen

mücadelede kaybolan değerler, benlik yitimi başlıklarıyla ele alınacaktır. Mevcut

sistem, eleştirel bir bakış açısıyla ele alınıp bağımlılık sorununa toplumsal nedenler

konusunda bir farkındalık sağlanması amaçlanmaktadır.

Bağımlılık, Birey, Toplum, Kitle Nevrozu

Bağımlılık, değişen teknolojik gelişmeler sonucu yaşamın birçok alanını kapsayan

yeni formlar kazanmıştır. Zamanın ruhunun değişimiyle beraber önceden ilk akla gelen,

alkol, sigara, uyuşturucu ve bağımlılık yapan ilaçların dışında alışveriş, egzersiz, yeme,

teknoloji, iş, sosyal medya, internet gibi yeni bağımlılık alanları oluşmuştur. Bu

durumda bağımlılığın bireysel ve toplumsal boyutlarını farklı olarak ele almak ve

bunların arasındaki ilişkiyi irdelemek önem kazanmaktadır.

Postmodern dönemde “tüket ve unut” anlayışı anlam kazanmıştır. Bu noktada

ihtiyaçlar ve ihtiyaçların giderilmesine dayanan arzu ekonomisi ilişkisi tersine çevrilir.

İhtiyaç ne kadar az bilinirse, tatmin vaadi bir o kadar çekici hale gelir. Bilinmeyen bir

deneyimi yaşamak büyük bir eğlence serüveninin kapılarını aralar. Tüketiciyi

doyumsuzluk çemberinin içine çeken bilinmeyen arzuların verdiği acıdır (Birincioğlu,

2019). Bauman’ın bakışıyla değerlendirildiğinde bağımlılık hangi türde olursa olsun,

temel olarak gerçekliğin kısa süreli de olsa yeniden üretildiği geçici ikamelerdir. Bu

geçiciliğin acı vermiş olması bile döngünün yaşanılmasının adeta bir yazgıya

dönüşmesine engel olamamaktadır.

Baudrillard, simülasyon evreni ile gerçeklik kavramının sorgulanması gerektiğini

belirtir. Ona göre gerçeğin ortadan kalktığı, her şeyin simülasyon olduğu “gibi”ler

evreninde gerçeklikten yoksun gerçek yeniden üretilir. Birey simülasyon ile sahip

olmadığı/olamayacağı şeye sahip olmaktadır (akt. Birincioğlu, 2019). Yapay ve

gerçeğin bir arada karmaşıklaştığı, gerçek olanın sembollerle kurgusallaştığı

11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!