21.02.2022 Views

BioPaper Şubat 2022

Ege Üniversitesi Biyomühendislik Topluluğu Dergisi Sayı 1 - Şubat 2022

Ege Üniversitesi Biyomühendislik Topluluğu Dergisi
Sayı 1 - Şubat 2022

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ege Üniversitesi Biyomühendislik Topluluğu

sayı

1

ŞUBAT 2022

“Tarihte bir ilk: Domuz kalbi

insana nakledildi”

“DNA In The Air Can Help

Identify Unseen Animals”

Biyomühendislik nedir?

Sektörlerde Biyomühendislik

Biyomateryal Nedir?

Biyomühendislikte

güncel gelişmeler

Röportaj

Öğr.Gör.Dr. Hülya Yılmaz Temel


KÜNYE

Aylık Biomühendislik dergisi

Şubat 2022 Sayı 1

Ege Üniversitesi/

Biyomühendislik

Topluluğu yayınıdır.

BU SAYIMIZDA

Literatür ekibi;

Ceyda Güven,

İrem Evfa Küçük,

Melis Ar, Tutku Kesimler

Editör Ekibi:

Nazan Birer, Tutku Kesimler,

Melisa Delioğlu,

Bengi Lina Batğı

İ.Victoria İdil

Biyomühendislik nedir?

Sektörlerde Biyomühendisler

Biyomateryal Nedir?

Güncel gelişmeler

Tarihte bir ilk: Domuz kalbi insana nakledildi

DNA in the air can help identify unseen animals

Röportaj

Öğr.Gör.Dr. HÜLYA YILMAZ TEMEL

Yazım Üretim

Ekibi:

Bahar Sincar, İrem Eladağ,

Ayşegül Öztürk,

Ekin Gaye Demirci,

Ceyda Güven, Ceren Cıkay,

Bengi Lina Batğı

Tasarım Ekibi

İ.Victoria İdil, Ceren Cıkay,

Bengi Lina Batğı

Yayın türü:

Yerel süreli dijital yayın

İletişim:

eubiyomuhtop@gmail.com

biyomuhtopluluk


Biyomühendislik Nedir?

Biyomühendislik, canlı

sistemlerdeki sorunları tanımlamak ve

çözmek için biyolojik ilkelere,

mühendislik teknikleri ve analiz

ilkelerini uygulayan bir multidisiplindir.

Amacı, yaşam kalitesini ve süresini

artırmak için yeni bilgiler üretmek olan

biyomühendisler; araştırmacı,

girişimci, üretici, yenilikleri takip eden

kişilerden oluşmaktadır.

Biyomühendislik,

canlı sistemlerdeki

sorunları

tanımlamak

ve çözmek için

biyolojik ilkelere

mühendislik

teknikleri

ilkelerini uygulayan

ve analiz

multidisiplindir.

Dünyada bilim ve teknolojiye olan

ilginin artışını göz önüne aldığımızda,

biyomühendislerin araştırma ve

çalışma alanlarının çeşitliliğini de fark

etmiş oluyoruz. Bakteriler, yapay

organ, tanı kitleri, tıbbi görüntüleme

teknolojisi gibi alanlarda araştırma

yapan biyomühendisler; ilaç şirketleri,

medikal, tıbbi araştırma kurumları, tanı

merkezleri dahil olmak üzere çeşitli

kurumlarda çalışma fırsatı bulabilir.

Türkiye’de biyomühendislik bölümü ilk

kez 2000 senesinde Ege Üniversitesi

Mühendislik Fakültesi bünyesinde

kurulmuştur.

Şu an birçok devlet ve vakıf

üniversiteleri de lisans eğitimini verip

yükseklisans ve doktora programı

bulundurmaktadır.


Sektörlerde Biyomühendislik

Biyomühendislik, temel

anlamıyla canlılarla ilgili her

problemin çözümünü ve

canlıların gelişmesini

sağlayan multidisipliner

bir alandır.

Hayatımızın her alanında canlılar ve

canlıların birbiriyle etkileşimi söz

konusu olduğundan biyomühendislere

ihtiyaç duyulan birçok iş sektörü

vardır. Biyomühendislerin görev aldığı

sektörlerin başında; sağlık, gıda,

tarım, eğitim ve çevre gelir.

Sağlık alanında önemli bir yere

sahip olan ilaç sanayisinde;

biyomedikal uygulamalar, hastalıkların

genetik tanı ve tedavileri vb. alanların

geliştirilmesi için biyoproses,

biyomalzeme, biyokimya, doku ve

rejeneratif tıp gibi biyomühendisliğin

alt dallarından yararlanılır. Dolayısıyla

biyomühendisler sağlık alanında

oldukça aktif rol oynarlar.

Tarım biyomühendislerin sağlık

alanından sonra çalışmalar yaptıkları

sektördür.

Canlılar ve ekolojik sistemlerle ilgili

aldıkları eğitim dolayısıyla

* gübre yapımı,

* bitki verimliliğin arttırılması,

* kaynakların bilinçli tüketilmesi ve

bilinçli tarım hareketlerinin

düzenlenmesi başlıca görev aldıkları

konulardır. Bu konuların yanı sıra

modern tarımın geliştirilmesinde de

görev alabilirler.

Gıda sektöründe çeşitli üretim ve

denetleme yetkisiyle görev alan

biyomühendisler, çeşitli

biyoteknolojik yöntemleri kullanarak

ürün kalitesinin arttırılması gibi

işlerde yer alırlar.

Çevre canlıların yaşam alanı

olduğu için kimyasal çevre endüstrisi

ve çevre koruma alanlarında çeşitli

sorunların çözülmesinde ve şartların

iyileştirilmesinde biyomühendisler

görev alır.

Biyomühendislik

multidisipliner bir alan olduğu

için çok sayıda çalışma alanı

vardır.


Biyomateryal Nedir?

İlk olarak 1937’de ortaya

çıkan biyomateryal veya

biyomalzeme disiplini, tıbbi

sistemler için biyolojik

sistemlerle etkileşime

girecek şekilde tasarlanmış

herhangi bir maddedir.[1]

Biyomalzemeler, bölümümüz öğretim

üyelerinden

Doç. Dr. Aylin Şendemir[2], Prof. Dr. Özlem

Yeşil Çeliktaş[3] ve Prof. Dr. Murat

Elibol[4]’un araştırma alanları arasındadır.

İnsan vücudundaki bir dokuyu, organı,

bir sistemin parçasını taklit edebilen ve

iyileştirebilen unsurlardır. Tıp, biyoloji,

kimya, doku mühendisliği ve malzeme

bilimi alanlarında çalışmaları gerçekleştirilebilir.

Biyomateryal kavramı ilaç salım teknolojisi,

doku mühendisliği, biyosensörler,

damar protezleri, kontakt lensler, biyoaktif

ajan immobilizasyonu ve biyoayırma prosesleri

gibi pek çok alanda karşımıza

çıkmaktadır.

Biyomedikal ve biyoteknoloji

uygulamaları için biyomalzeme,

vazgeçilmez bir çalışma

prensibidir.

Biyomateryal üretimi için polimerler,

kompozitler, metaller ve seramikler kullanılabilir.

Polimer maddeler; esnek yapılarıyla

damar simulasyonlarında, kıkırdak dokularda

ve parmak eklemleri gibi oynar eklemlerde

kullanılabilirler. Kompozitler olarak

bildiğimiz madde bileşimleri, kalp kapakçıklarının

simulasyonlarında kullanılırken

metal ve seramik biyomalzemelere diş

implantlarında ve kalça kemikleri gibi

oynamaz eklemlerde rastlanılabilir.


TARİHTE BİR İLK: DOMUZ

KALBİ İNSANA NAKLEDİLDİ

Amerika Birleşik Devletleri’nin Maryland

Eyaleti’nde devrimsel sayılabilecek

bir gelişme yaşandı. Tarihte ilk kez

domuza ait bir kalp insana nakledildi ve

operasyon başarılı gerçekleşti. Hikayeye

daha yakından bakacak olursak, bu kalp

naklinin 2021'de New York Üniversitesi

Langone Health'deki bilim insanlarının

yürüttüğü genetiği değiştirilmiş domuz

böbreğinin bir insana nakledilmesi çalışmasının

devamı olduğunu söyleyebiliriz.

Xenotransplantation (Ksenotransplantasyon)

olarak adlandırılan bu çalışma

insan olmayan bir hayvan kaynağından,

insan alıcısına transplantasyonu içine

alan bir prosedürdür. Bu noktada atlamamamız

gereken detaysa, bu işlem

türler arası doku veya organ nakli olduğu

için doğal olarak alıcı türün bağışıklık

sistemi, nakledilen organı kabul etmeyebilir.

Bu nedenle ksenotransplantasyon

öncesi, kullanılacak organların genetik

yapısında bir takım modifikasyonlar

yapılır.

Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi'nde

gerçekleştirilen en son nakilde ise nakledilen

kalbe 10 genetik modifikasyon

yapıldı. Bunlardan bazıları;

•İnsan kalbi ile benzer boyutlara sahip

domuz kalbinin, alıcıya nakledilmesinden

sonra büyümesini engellemek için

büyüme hormonu reseptörleri üzerinde

değişiklikler yapılması,

•İltihaplanma önleyici iki adet insan

geninin, kanın normal pıhtılaşmasını

sağlayan ve damar hasarını önleyen iki

genin ve son olarak antikor tepkilerini

düzenleyen iki proteinin domuza eklenmesinden

oluşuyor.

Bu genetik modifikasyonları gerçekleştiren

şirketin, Revivicor’un, bilim dünyasını

bir adım ileri taşıyan CRISPR-Cas9

genom düzenlemesinden yararlandığını

da es geçmemek lazım. Peki tarihte bir

ilkte adı anılacak 57 yaşındaki David

Bennett’in bu ameliyatı kabul etmesindeki

en büyük etken neydi? Bennett

neredeyse iki aydır kardiyak destek

alıyordu ve düzensiz kalp atışı nedeniyle

mekanik kalp pompası alamamıştı. Bu

süreçte doktorlarının tedavi tavsiyelerine

uymaması nedeniyle insan kalbi nakline

de uygun görülmemişti. Durum böyle

olunca David Bennet’in doktoru Muhammed

Mohiuddin, kendisine bu domuz

deneyinden bahsetti. Bennett’in yaşamak

için tek şansının bu küçük ihtimal

olması, onun ameliyatı kabul etmesini

sağladı. Bunun üzerine Mohiuddin ve

ekip arkadaşları FDA (U.S. Food and

Drug Administration)’dan gerekli izinleri

aldı ve bu sayede tarihin ilk ‘‘nonhuman-human’’

kalp nakli başarılı bir

şekilde gerçekleşti.

•İnsan vücudundaki antikorların,

domuz hücrelerinin yüzeyindeki şekerleri

yabancı madde olarak algılamasını

engellemek için domuz hücrelerinde bu

şekerleri sentezlemekte görevli enzimlerin

ortadan kaldırılması,


Bu çalışmalar önceden babunlar üzerinde

denenmiş olsa da, insanlara yapılan

organ nakli sayısı, nakil gerçekleştikten

sonra alıcının hayatta kalıp kalmayacağını

belirlemede yeterli değildir. Dolayısıyla

yakın zamanda gerçekleşen bu gelişme, tıp

etiğinde bazı tartışmalara yol açmıştır.

Örneğin, çalışmalarda kullanılacak kadar

genetik benzerliklerin olduğu domuz

organlarını elde etmek için, hastalıktan

tamamen uzak, genetiği insan vücuduna

uyumlu olacak şekilde değiştirilmiş domuzlar

üretiliyor. Bir nevi fabrika sistemi ile

çalışılıyor diyebiliriz. Bu durum elbette

kolaylıkla göz ardı edilebilecek bir durum

olmadığından çalışmaların en temelinde

hayvan hakları ihlalini içeren etik problemlerin

yattığını açıkça görebiliriz.

David Bennett’in bu kalp nakli ile ne

kadar hayatta kalacağı bir muamma olsa

da, böyle önemli bir operasyonun olumlu

sonuçlanması bizler için büyük bir umut

kaynağı olmaktadır. Bu çalışma, her ne

kadar etik problemleri ile kafamızı kurcalasada

organ bekleyen yüzlerce, belki binlerce

insan için umut kaynağı olmuştur.

Biyomühendislik alanındaki gelişmelerin

bu logaritmik artışının, insanlığın geleceği

için çok büyük anlamlar taşıdığını kolaylıkla

görebiliz. Biyomühendislik gibi bilimde

büyük adımlar attıran alanların çok daha

şaşırtıcı çalışmaları gündeme taşıyacağına

inancınızın tam olması dileğiyle.

DNA In The Air Can Help Identify

Unseen Animals

According to a study presented on January 6,

2022, we may have the ability to identify

animals simply by using"air" as a source!On a

Sunday when the zoo was not accepting

visitors during the Covid 19 quarantine and all

the animals were sleeping peacefully, biologist

Christina I. Lynggaard decided to use a loud

vacuum cleaner

in hopes of picking up pieces of DNA from zoo

residents. As we all know, living things always

carry traces of their DNA with them everywhere

they go. This genetic material can

be found in saliva, fur, feces, and even breath!

Thanks to the research of biologist Christina I.

Lynggaard, Elizabeth Clare, and their teams, we

can now observe more than just land animals

to identify them and get more information

about them!

This research was conducted by two groups:

Christina I. Lynggaard's group in Denmark,

Copenhagen, and Elizabeth Clare's group in

the

United Kingdom, Cambridge. Zoos were used

as research sites. The groups conducted their

research during COVİD-19 quarantine, so it

Elizabeth Clare, a biologist at York University in Toronto, Canada,

samples outdoor air looking to capture DNA residues of animals

nearby. ELIZABETH CLARE (CC BY-SA)

was easier to work there and collect DNA from

animals rather than humans.

The groups used vacuum devices that pulled

incoming air through a filter that caught any

floating DNA. The scientists selected only

DNAs from vertebrates out of all those bacterial

and viral DNAs. And in doing so, they used a

method we are all familiar with: PCR! According

to the results obtained, we can obtain DNA

from up to 245 meters away and use this DNA

to access the genetic information of endangered

creatures.


Röportaj

Öğr.Gör.Dr. HÜLYA YILMAZ TEMEL

hulya.yilmaz.temel@ege.edu.tr

Bu röportajımızda Ege Üniversitesi

Biyomühendislik Bölümü’nün ilk

mezunlarından olan, aynı zamanda

aktif olarak bölümümüzde öğretim

görevlisi ve Erasmus+ kordinatörü

olarak görev yapan Sayın Dr. Hülya

Hocamızın görüşlerine ve deneyimlerine

yer verdik.

Biyomühendislik bölümünün ilk

mezunlarından biri olarak biyomühendislik

sizlere ne ifade ediyor?

Biyomühendislik bölümünün adını ilk

kez, sınava girdiğim sene duymuştum.

Üniversite sınavına girdikten sonra bir

gazetede biyomuhendislikle ilgili bir

haber görmüştüm ve çok dikkatimi

çekmişti. Mesleğin adını okuduğumda

sadece biyoloji değil mühendislik

kavramı da beni çok etkileyen bir

kısımdı. “Bir biyomühendis ne yapar?”

diye düşünüp çevremdeki insanlara

sorduğumda tanıdığım hocalar ve

farklı meslek grubundaki kişiler: “Biyolojik

tekniklerle mühendislik teknikleri

birleştirip bunu canlı sistemlere ve

sistemlerde karşılaşacağımız sorunlara

uygulanacak bir bilim dalı gibi düşünülebilir.”

diye cevap vermişlerdi. Yani çok bir

fikrim yoktu o zamanlar. Önümde mezun

biri de yoktu. Ama bu bende olumsuz bir

durum oluşturmadı.

Biyomühendislikte mühendislik ilkelerini

çok iyi öğreniyoruz. Bu mühendislik

ilkelerini biyoloji bilgilerimizle birleştiriyoruz.

Zaten artık günümüzde birçok şey

canlı sistemler üzerine kurulmuş durumda.

Aşı üretimleri, gıda fabrikalarında

yapılan üretimler gibi birçok üretimi ve

biyoteknolojik çalışmaları düşündüğümüzde

biyomühendislerin çalışma alanları

da aklımıza geliyor.

Mezun olduktan sonra nasıl bir yol

izlediniz?

Bir yerden sonra ne yapacağınıza

kendinizin karar vermesi gerekiyor.

Burada tabii ki birçok şey etkili. Ne yapacağınıza

karar verebilmeniz açısından

yapacağınız stajlar etkili olabilir. Hayvanhücre

kültürü, bitki doku kültürü, genetik,

biyoproses ya da medikal mi çalışmak

istiyorsunuz buna tamamen siz karar

vereceksiniz. Bu konularının çoğu ile aynı

anda çalışabilirsiniz, ayrı ayrı olmak

zorunda da değil. Burada staj size çok

yardımcı oluyor.

Erasmus+ programının da çok katkısı

var. Erasmus+ programı ile gideceğiniz

bir üniversite ya da bir firma, orada

çalıştığınız sürede düşüncelerinizi etkilemede/değiştirmede

çok yardımcı oluyor.

Ben şöyle bir şey yapmıştım. Lisansüstü

eğitime devam etmek istemiştim ama

çok da emin değildim. Üniversitede

akademisyen olmak mı yoksa dışarıda

çalışmak mı istiyordum bilmiyordum.


Buna karar verebilmek için de özel

sektörde çalışırken lisansüstü eğitimime

devam ettim. Yani hiçbirini bırakmadım

aslında. İkisini bir arada yaparken akademisyen

olmak istediğime karar verdim.

Bunu da size hayat gösteriyor. Birebir

kendinizin yaşaması gerekiyor, çevrenizdeki

insanların yorumları çok etkili olmuyor

aslında burada. Her şeyden önce

mutlu olmanız ve sizin istemeniz önemli.

Hayat sizi yönlendiriyor bir şekilde. Tabi

istediğiniz konuyu çalışmanız da başarılarınız

için çok önemli bir nokta.

Çalışabilecek iş alanları hakkında

nerelerden bilgi temin ettiniz? Bu

süreçte birilerine danıştınız mı yoksa

tamamen kendi kararlarınızla mı yol

izlediniz?

Aslında hepsi birlikte. Birçok kişiye

danışmıştım. Bölümdeki hocalarımla da

konuşmuştum ve aynı zamanda dersleri

de aldığım için neleri sevip neleri sevmediğimin

de farkına varmıştım. Yani laboratuvarda

yaptığınız deneylerde bile

birinden hoşlanıp diğerinden hoşlanmayabiliyorsunuz.

Bunların hepsi size neye

ilgi duyduğunuza dair mesaj veriyor. En

erken üçüncü sınıfta kafanızda oturuyor

ilgi duyduğunuz alan.

Biyolojiniz zaten iyi ve burada onu

daha çok geliştiriyorsunuz. Üstüne

mühendislik bilgilerinizi eklenince hayal

dünyanız gelişiyor ve aklınızda bazı

düşünceler oluşuyor. Belki de bir fikriniz

olacak ve girişimci olmak isteyeceksiniz.

Üçüncü ve dördüncü sınıflarda çok güzel

fikirleri olan arkadaşlarımız oluyor. Bunu

mezun olunca hayata geçirmek istiyorlar.

Yani aslında birçok faktör izlemek istediğiniz

yolu belirliyor.

Yurtdışı deneyimiz var mı? Varsa bu

sizlere nasıl katkı sağladı?

Evet, yurtdışı deneyimim oldu. Bölümümüz

kuruluşundan 6 yıl sonra AB “6.

Çerçeve Programı” kapsamında, BIO-A-

CE Projesi ile Biyomühendislik ve Biyoteknoloji

alanında ‘Ulusal Mükemmeliyet

Merkezi’ seçilmişti. Önce bu projenin

bursu ile Hollanda’ya gittim. Orada

birlikte çalıştığım hocam kendisiyle

çalışmaya devam etmemi teklif etti. Ama

ben doktora için kalacaktım ve birçok

farklı sebepten dolayı tam zamanlı olarak

kalmak istemedim, yine de ortak bir

çalışma yapabiliriz diye düşündük. Doktora

tezimi Hollanda’daki üniversite ile

ortak olarak yürüttük. Bir kısmını burada

bir kısmını orada yapacak şekilde bir

program hazırladık. Bu bursla olan gidişimi

Erasmus’la uzattım. Böylece yurt

dışında daha fazla kalma fırsatım oldu ve

deneyim kazandım. İngilizce açısından

da çok katkısı oldu. Sadece akademik

olarak değil sosyal olarak da iyi fırsatlar

çıkıyor karşınıza. Birçok arkadaş edindim

ve şu anda da çoğuyla çalışma yapıyorum.

Yani bana çok önemli katkıları oldu.

Yurtdışı deneyimi sizce şart olmalı

mı?

Yurtdışına gitmek kesinlikle şart. Bir

yolunu bulup gitmelisiniz. Erasmus+

bunun için çok iyi bir fırsat. Başvuruları

açıldığı anda şansınızı denemelisiniz.

Giden öğrencilerimizin hepsi çok başarılı

oluyor. Hiç olumsuz bir geri dönüş almadık

ve ilerisi de geliyor emin olun.

Lisansta gidip sonraki yıllar tekrar bağlantı

kurup giden çok kişi oluyor. Mutlaka

gitmelisiniz.

Bölüm beklentilerinizi ne derece

karşıladı?

Beklentiden kastımızın ne olduğu

önemli bu konuda. Ben bu bölümde

okumaktan ötürü çok mutlu oldum.

Kesinlikle doğru bir bölüm seçtiğimi

düşünüyorum. Biyolojiyi zaten seviyordum

ve bunu mühendislik teknikleriyle

birleştirip biyoteknoloji alanında çalışmalar

yapabilmek, bu konuda fikir sahibi

olabilmek gerçekten fazlasıyla önem

taşıyor günümüzde. Her şey biyoteknolojiden

geçiyor artık, çok önemli bir


meslek dalı.

Ben tanınmayan bir bölüm olduğunu

kesinlikle düşünmüyorum, artık Türkiye’de

de tanınıyor. Yüzlerce mezunumuz

var. Ben çok mutlu bir şekilde mezun

oldum ve şimdi çok mutlu bir şekilde de

işimi yapıyorum.

Şu an birçok öğrencinin kaygılarından

olan “Mezun olduktan sonra ne

yapacağım? Hangi yerlerde çalışabilirim?

Nasıl bir yol çizeceğim?” gibi

belirsizliklerini arttıran soruları muhakkak

sizler de yaşamışsınızdır. İşte

bu kaygılarınızı ortadan kaldıran ve

doğru seçimler yapmanızı sağlayan ne

oldu?

Ben çok kaygılı değildim açıkçası.

Hiç negatif bakmadım olaya. Çünkü ben

şuna inanıyorum; hangi bölümden

mezun olursanız olun iş bulma konusu

için hem akademide hem özel sektörde

sizi kolay bir süreç beklemiyor. Burada

önemli olan sizin kendinizi yetiştirmeniz

ve ispat etmeniz. Gerçekten iyi olmanız

gerekiyor. Bölüm ve üniversitenin çok

fark ettiğini düşünmüyorum ben. Çok iyi

bir bölümden mezun oluyoruz. Bizim

bölümümüzde karamsarlığa kapılacak bir

durum yok, yurtdışı olanakları da çok

fazla. Ama bu sadece biyomühendislik

bölümü ile ilgili birşey değil, her şey

kişinin elinde.

Bu kararlarınızın doğruluğu hakkında

ne düşünüyorsunuz? Pişmanlığınız

var mı?

Meslekle ilgili hiçbir pişmanlığım yok.

14 kişi başlayıp 11 kişi mezun olmuştuk

biz 2004 senesinde. Bizim en iyi örneklerimiz

hocalarımızdı. Her şeyi onlara

danışabiliyorduk. Onlar da her konuda

yardımcı oluyorlardı. Tabii hocalarımızla

saygı çerçevesi içerisinde yakın bir

ilişkimiz vardı. Olumsuz hiçbir şey yaşamadım

meslek hayatımda.

Sizce bizler nasıl bir yol çizmeli,

hangi kaynaklardan bilgiler almalı ve

bunlar için neler yapmalıyız?

Bölümümüzdeki hocalarımız öğrencilerimizle

çok ilgileniyorlar. Hepsinin kapısı

her zaman öğrencilerimize açık. Bunun

dışında, mezunlarımızla temas halinde

olabilirsiniz. Artık bir değil, iki değil yüzlerce

mezunumuz var. Çok iyi firmalarda

çalışanlar var. Size yardımcı olacak en iyi

yolun bu olduğunu düşünüyorum.

Sizlerin geçtiği yollardan geçmekte

olan biz öğrencilere deneyim ve tavsiyelerinizi

aktarmak isteseniz neler

söylerdiniz?

İngilizceniz çok iyi olmalı. Kendinizi çok

iyi ifade edebilmelisiniz. Ne iş yapıyorsanız

onu çok iyi yapın. Dürüst olun. Bunlar

çok önemli mülakatlarda. En başarılı

şekilde mezun olun. Bunu vurguluyorum

çünkü önünüze burs olanakları çıkabilir.

Yüksek notlar ile derslerden geçerseniz

hiç ummadığınız anda burs imkânlarıyla

karşılaşabilirsiniz.

Ben TUBİTAK bursu almıştım, ortalamam

yüksekti ve not ortalamasıyla

başvuruyorduk bursa. Aldığım bu burs o

kadar yardım etti ki bana, ama ortalamam

yüksek olmasaydı alamayacaktım

bu bursu. Çok küçük bir örnek gibi

görünse de size ekonomik olarak çok

büyük bir katkısı oluyor. İyi bir yerde staj

yapmaya çalışın. Staj yerinizi seçerken

çok dikkatli olun. Biyomühendisin yaptığı

işi görebileceğiniz, yapabileceğiniz bir

yer olsun.

Bölümümüzün değerli hocalarından

Hülya Yılmaz Temel’e bize vakit ayırdığı

için ve deneyimlerini bizimle paylaştığı

için çok teşekkür ediyoruz.


Kaynakca

Anonim. (2022, Ocak 30). What is Bioengineering?

Berkeley Bioengineering. https://-

bioeng.berkeley.edu/about-us/what-is-bioengineering

The Editors of Encyclopaedia Britannica.

(2022, Ocak 30). Bioengineering. Britannica.

https://www.britannica.com/technology/bioengineering

Anonim. (2022, Ocak 30). What is Bioengineering?

The University of Toledo.

https://www.utoledo.edu/engineering/bioengineering/undergrad/prospective/whatisbioe.html

Anonim. (2022, Ocak 30). Genetik ve Biyomühendislik.

İstanbul Okan Üniversitesi.

https://www.okan.edu.tr/muhendislik/bolum/106/genetik-ve-biyomuhendislik/

Anonim. (2022, Ocak 30). Biyomateryal.

Vikipedia. https://tr.wikipedia.org/wiki/Biyomateryal

https://avesis.ege.edu.tr/aylin.sendemir

https://avesis.ege.edu.tr/ozlem.yesil.celiktas/

https://avesis.ege.edu.tr/murat.elibol/

Roberts, M. (2021, Ekim 21). US surgeons

test pig kidney transplant in a human. BBC

News. https://www.bbc.com/news/health-58993696

Hunter, J. (2022, Ocak 11). Three ethical

issues around pig heart transplants. BBC

News. https://www.bbc.com/news/world-59951264

Anonim. (2022, Ocak 16). Tarihte İlk: İnsana

Domuz Kalbi Nakli. Bebarbilim. https://bebarbilim.net/tarihte-ilk-insana-domuz-kalbi-nakli/

Lynggaard, C. Et al. (2022, Şubat 7). Airborne

environmental DNA for terrestrial vertebrate

community monitoring. Current Biology.

32:3. 701-707.

Mena, Jose L. Et al. (2021, Mart 29). Environmental

DNA metabarcoding as a useful

tool for evaluating terrestrial mammal diversity

in tropical forests. Ecological Applications.

31:5. 1-13.

Servick, K. (2022, Ocak 23). Eyeing organs

for human transplants, companies unveil the

most extensively gene-edited pigs yet: The

pig organs are now being tested in nonhuman

primates. Science. https://www.science.org/content/article/eyeing-organs-human-transplants-companies-unveil-most-ex

tensively-gene-edited-pigs-yet

Ayares, David, L., (2017, Mart 16). Multi-transgenic

pig for xenotransplantation.

WIPO. PCT. International Publication

Number: WO 2017/044864 A1.

Schicktanz, S. (2012). Xenotransplantation.

Encyclopedia of Applied Ethics (Second

Edition). 564-574.

Reardon, S. (2022, Ocak 20). First

pig-to-human heart transplant: What can

scientists learn? Nature. 601. 305-306.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!