24.01.2022 Views

Enerji Panorama Aralık 2021 - Ocak 2022

Pano Kariyer Yatırım Elektrik dağıtım şirketleri, yılda 15 milyar TL yatırım yapacak Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde 94’e yükseldi ‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı 2021 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Enerjinin Gündemi Fiyatlar Oldu Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır hedeflerini tehdit ediyor Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma” kararı çıktı Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama… “Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da kömürden çıkması mümkün Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine UNDP de katılacak Almanya’da yeni dönem Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu Geleceği inşa etmek-NEOM Antarktika ve küresel ısınma: Olasılık mı kesinlik mi? OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle EBRD’den gümüş madalya kazandı 100 soruda sürdürülebilir enerji Elektrikli araç şarj soketi sayısı 12 bin 500 olacak Enerji sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812 milyon dolarlık kredi aldı Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak Akenerji, Kadın Enerjisi projesi için “Kampüste” Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji Yetenek açığı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri deneyimini artırmak İstatistik

Pano
Kariyer
Yatırım
Elektrik dağıtım şirketleri, yılda 15 milyar TL yatırım yapacak
Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde 94’e yükseldi
‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı
2021 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Enerjinin Gündemi Fiyatlar Oldu
Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır hedeflerini tehdit ediyor
Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma” kararı çıktı
Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama…
“Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da kömürden çıkması mümkün
Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine UNDP de katılacak
Almanya’da yeni dönem
Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu
Geleceği inşa etmek-NEOM
Antarktika ve küresel ısınma: Olasılık mı kesinlik mi?
OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle EBRD’den gümüş madalya kazandı
100 soruda sürdürülebilir enerji
Elektrikli araç şarj soketi sayısı 12 bin 500 olacak
Enerji sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu
Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812 milyon dolarlık kredi aldı
Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak
Akenerji, Kadın Enerjisi projesi için “Kampüste”
Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi
Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji
Yetenek açığı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı
Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri deneyimini artırmak
İstatistik

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yaşında<br />

E N E R Jİ PANORAMA<br />

Dergiyi PDF okumak için...<br />

Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı<br />

Yıl: 9 • Sayı: 100 • ARALIK <strong>2021</strong>-OCAK <strong>2022</strong><br />

İŞTE <strong>2021</strong>’DE<br />

ENERJI SEKTÖRÜNÜN<br />

KARNESI<br />

Türkiye, yeşil hidrojen<br />

ihracatçısı olabilir ama…<br />

Kömür talebi ve net<br />

sıfır hedef çelişkisi<br />

Şili’nin çöllerinde<br />

“Moda Dağı” oluştu


İçindekiler<br />

30 36<br />

‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı<br />

İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek tarafından düzenlenen Big<br />

Bang Start-up Challenge etkinliği, bu yıl “Öncüler” mottosuyla 2 <strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong><br />

tarihinde gerçekleştirildi. 10’uncu yaşını kutlayan Big Bang’de, 2020’de 54<br />

milyon TL’yi bulan ödül, nakit ve yatırım miktarı bu yıl yüzde 748 artışla 458<br />

milyon TL’yi aştı…<br />

Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır<br />

hedeflerini tehdit ediyor<br />

Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı (IEA) tarafından her yıl yayınlanan Kömür Raporu’na<br />

göre, <strong>2022</strong> yılında gerçekleşecek hızlı ekonomik toparlanma ile elektrik<br />

üretiminde küresel kömür talebi tüm zamanların en yüksek seviyesine<br />

ulaşacak.<br />

<strong>2021</strong> YILINDA DÜNYADA<br />

VE TÜRKİYE’DE<br />

ENERJİNİN GÜNDEMİ<br />

FİYATLAR OLDU<br />

32


40<br />

Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma”<br />

kararı çıktı<br />

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar<br />

Konferansı (COP26), 1 -13 Kasım tarihleri arasında, Birleşik Krallık<br />

başkanlığında, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşti. Sonuç<br />

bildirgesinde, ülkelerin iklim kriziyle mücadeleye yönelik hedeflerinin,<br />

küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmayı amaçlayan Paris<br />

Anlaşması hedeflerine uzaklığına dikkat çekildi.<br />

78<br />

Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri<br />

deneyimini artırmak<br />

Dijitalleşmenin müşteri deneyimini nasıl etkilediğini ve işletmelerin değişen<br />

tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için neler yaptıklarını anlamak için aralarında<br />

Türkiye’nin de bulunduğu EMEA bölgesindeki 7 ülkede 598 işletmeyi mercek<br />

altına alan araştırma, değişen dinamiklere ışık tutuyor.<br />

Pano....................................................................... 8<br />

Kariyer.................................................................. 18<br />

Yatırım.................................................................. 22<br />

Elektrik dağıtım şirketleri, yılda<br />

15 milyar TL yatırım yapacak................................ 27<br />

<strong>Enerji</strong>sa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde<br />

94’e yükseldi........................................................ 28<br />

‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı.............. 30<br />

<strong>2021</strong> Yılında Dünyada ve Türkiye’de <strong>Enerji</strong>nin<br />

Gündemi Fiyatlar Oldu......................................... 32<br />

Rekora imza atan kömür talebi,<br />

net sıfır hedeflerini tehdit ediyor......................... 36<br />

Glasgow’dan “aşamalı olarak<br />

azaltma” kararı çıktı.............................................. 40<br />

Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama… .44<br />

“Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da<br />

kömürden çıkması mümkün................................ 48<br />

Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine<br />

UNDP de katılacak................................................ 51<br />

Almanya’da yeni dönem....................................... 52<br />

Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu................. 54<br />

Geleceği inşa etmek-NEOM ................................. 57<br />

Antarktika ve küresel ısınma:<br />

Olasılık mı kesinlik mi? ........................................ 59<br />

OEDAŞ, “<strong>Enerji</strong>miz Eşit” projesiyle<br />

EBRD’den gümüş madalya kazandı...................... 61<br />

100 soruda sürdürülebilir enerji.......................... 62<br />

Elektrikli araç şarj soketi sayısı<br />

12 bin 500 olacak................................................. 64<br />

<strong>Enerji</strong> sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu.. 66<br />

Kalyon <strong>Enerji</strong>, 12 yıl vadeli 812<br />

milyon dolarlık kredi aldı..................................... 68<br />

Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak...... 69<br />

Akenerji, Kadın <strong>Enerji</strong>si projesi için “Kampüste”.. 70<br />

Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi.............. 72<br />

Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji.......... 74<br />

Yetenek açığı son 15 yılın en<br />

yüksek seviyesine ulaştı....................................... 77<br />

Türkiye’deki şirketlerin gündemi<br />

müşteri deneyimini artırmak............................... 78<br />

İstatistik................................................................ 80


editör<br />

Bir yılı daha geride<br />

bırakırken…<br />

Çoğumuz 2008 yılında başlayan küresel<br />

ekonomik krizin yaşandığı<br />

yılları, dünyanın en zorlu dönemi<br />

olarak adlandırmıştı ancak “beterin beteri”<br />

durumunu son iki yıldır yaşıyoruz. Ülke<br />

ekonomilerini, aile bütçelerini etkileyen<br />

ekonomik krize ek olarak milyonlarca kişinin<br />

hayatını kaybettiği, hastanelerde yaşam<br />

mücadelesi verdiği zor bir dönemden geçiyoruz.<br />

Umutlarımızı <strong>2022</strong> yılına erteledik<br />

ancak salgınla mücadeleye devam edeceğiz<br />

gibi görünüyor.<br />

İşte bu olumsuz tablo, <strong>2021</strong> yılında enerji<br />

sektörünü de derinden etkiledi. Karantinanın<br />

şokunu ve yarattığı tahribatı gidermek<br />

için üretim çarklarının daha hızlı döndüğü<br />

<strong>2021</strong> yılında, başta enerji olmak üzere birçok<br />

emtiaya erişim sorunu çıktı. Tüm ürünlerde<br />

fiyatların tavan yaptığı <strong>2021</strong> yılında<br />

enerji fiyatları sadece sanayi ve hizmet<br />

sektörünü değil, aile bütçelerini de etkiledi.<br />

Özellikle Avrupa’da insanların akaryakıt<br />

istasyonları önünde oluşturduğu kuyruklar,<br />

doğal gaz ve petrol fiyatlarının önlenemez<br />

yükselişiyle zirve yapan elektrik fiyatları,<br />

tüm hükümetleri önlemler almaya itti. Türkiye<br />

de aynı senaryoyu yaşadı ve elektrik<br />

ve doğal gaza yapılan zam oranları, 3 haneli<br />

rakamlara ulaştı.<br />

<strong>2021</strong> yılı aslında enerjide çekişmelerin, çelişkilerin<br />

yılı oldu. Yenilenebilir enerji ve<br />

fosil yakıtların çekişmesinin yarattığı bir<br />

süreç yaşadık. Yaşadıklarımıza bakarsak<br />

<strong>2021</strong>’de Paris İklim Anlaşması, Glasgow,<br />

enerjide dönüşüm dünya enerji gündeminde<br />

önemli bir yer tuttu. Bir diğer gündemimiz<br />

de fiyatlar oldu. <strong>Enerji</strong>de yaşanan bu<br />

beklenmeyen fiyat artışlarının kökeninde<br />

artan talep var ancak asıl neden, fosil yakıtlara<br />

sahip ülkelerin “daha fazla kazanma”<br />

yaklaşımı oldu. Fosil yakıtlar “benden<br />

kolay kolay vazgeçemezsiniz” mesajını net<br />

bir şekilde verdi.<br />

Aynı çekişmeli süreci bir süre daha yaşayacağımız<br />

muhakkak. Her ne kadar Paris<br />

İklim Anlaşması’nı imzalayan çok sayıda<br />

ülke, enerjide dönüşüm için milyarlarca dolarlık<br />

yatırıma başlayacak olsa da kısa ve<br />

orta vadede fosil yakıtların hakimiyeti sürecek<br />

gibi görünüyor. Artan talebi, şu anda<br />

hiçbir ülke yenilenebilir kaynaklardan karşılayabilecek<br />

seviyede değil. Kömür, petrol<br />

ve doğal gazı daha fazla tüketeceğiz. Bu<br />

kaynaklara sahip olan ülkeler de Kovid-19<br />

nedeniyle kaybettiklerini hatta daha fazlasını<br />

kasalarına aktaracak, hatta bazıları bu<br />

avantajlarını siyasi arenada da kullanmaya<br />

devam edecek.<br />

Türkiye bu süreçte, enerji arz güvenliğini<br />

artıracak dönüşümü hızlandıracak yeni<br />

projelere odaklanarak hem ülkenin hem de<br />

hanelerin enerji harcamalarını düşürebilir<br />

ve “kendi kendine yeten” bir ülke olabilir.<br />

<strong>2022</strong>’nin tüm okurlarımıza, ülkemize ve<br />

insanlığa sağlık, huzur ve daha ucuz enerji<br />

getirmesini dileriz.<br />

Keyifli okumalar…<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

TÜRKİYE ENERJİ VAKFI<br />

İKTİSADİ İŞLETMESİ<br />

TENVA İktisadi İşletmesi<br />

Yetkilisi Aycan Kızıldağ<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Esengül Erkan<br />

esenerkan@tenva.org<br />

Haber Merkezi<br />

Deniz Suphi • Mahir Arslan<br />

Neşet Hikmet • Z. Işık Adler<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Dr. Fatih Cemil Özbuğday<br />

Dr. Fehmi Tanrısever<br />

Dr. Kürşad Derinkuyu<br />

Serhan Ünal<br />

Abone / Reklam<br />

info@tenva.org<br />

Kurumsal Ab. Bir. Fiyat: 15 TL<br />

Yayın İdare Merkezi<br />

Alternatif Plaza, Kızılırmak<br />

Mah. 1446. Cad. No:12/37<br />

Kat: 10 Çukurambar / Ankara<br />

T: +90 312 220 00 59<br />

Kuruluş Yılı: 2013<br />

Tasarım<br />

Kasım Halis<br />

Yayın Türü<br />

YAYGIN SÜRELİ YAYIN TÜM<br />

TÜRKİYE’DE<br />

Yayın Tarihi<br />

24 <strong>Ocak</strong> <strong>2022</strong><br />

ISSN<br />

2757-5799<br />

<strong>Enerji</strong> <strong>Panorama</strong> Dergisi, Türkiye <strong>Enerji</strong><br />

Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından<br />

yayımlanmaktadır. Dergide yer alan yazı,<br />

fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi<br />

malzemeler kaynak göstermek koşulu ile<br />

kullanılabilir. Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı İktisadi<br />

İşletmesi, Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı'nın iktisadi<br />

işletmesidir


PANO<br />

Aycan Kızıldağ<br />

<br />

SANKO ENERJI’NIN<br />

DESTEĞIYLE 262 BIN LITRE<br />

ATIK TOPLANDI<br />

DenizTemiz Derneği/ TURMEPA, Sanko <strong>Enerji</strong><br />

Grubunun sponsorluğunu üstlendiği TURMEPA S<br />

teknesi ile derneğin simgesi haline gelen atık toplama<br />

filosuna yedincisini ekleyerek Bodrum’da<br />

büyük bir ihtiyacı karşıladı. TURMEPA S, yaz sezonu<br />

boyunca Gümüşlük ve Yalıkavak arasında<br />

Hebil, Cennet Koyu, Torba ve Türkbükü başta<br />

olmak üzere Bodrum koylarında tur tekneleri ve<br />

yatlardan atık su topladı. Toplanan siyah ve gri su<br />

Yalıkavak Marina ve Torba’da atık su alım tesislerine<br />

teslim edilerek denizlere karışmadan bertaraf<br />

edilmesi sağlandı.<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> Grubu’nun sponsor olduğu TURME-<br />

PA I teknesi ile bugüne kadar Göcek’te 7 milyon<br />

litre atık su toplayarak 56 milyon litre deniz suyunun<br />

temiz kalmasını sağladı. Bu yıl Bodrum’da<br />

faaliyete geçen TURMEPA S ise tekne turizminin<br />

en yoğun olduğu temmuz, ağustos, eylül ve ekim<br />

aylarında 500 tekneye hizmet vererek, toplam<br />

262 bin 870 litre atık alımı gerçekleştirdi. Bu sayede<br />

2 milyon litre deniz suyunun temiz kalması<br />

sağlandı.<br />

TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu,<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> Grubu’nun tekne sayısını ikiye<br />

çıkaran ilk kurum olduğunu belirterek şunları<br />

söyledi: Sanko <strong>Enerji</strong> Grubu, derneğimizin atık<br />

alım faaliyetlerine 10 yıldır verdiği destekle her<br />

zaman örnek oldu ve fark yarattı. Bodrum’da bir<br />

ilk olarak faaliyete başlayan TURMEPA S teknemiz<br />

atık alım filomuza güç verdi. Bu büyük desteği<br />

için Sanko <strong>Enerji</strong> Grubuna çok teşekkür ederim.<br />

EPDK DIJITAL DÖNÜŞÜM<br />

DAIRESI FAALIYETE<br />

BAŞLADI<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bünyesinde,<br />

belgelendirme işlemlerini yürütmek<br />

üzere <strong>Enerji</strong> Dönüşüm Dairesi Başkanlığı kuruldu.<br />

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren<br />

7346 sayılı kanun uyarınca EPDK bünyesinde<br />

Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının piyasalara<br />

entegrasyonu ve bu çalışmaların tarafı olanların<br />

haklarının korunmasına yönelik belgelendirme<br />

işlemlerini yürütmek üzere <strong>Enerji</strong> Dönüşüm Dairesi<br />

Başkanlığı oluşturuldu.<br />

Yeni daire başkanlığının görev alanı şöyle olacak:<br />

Elektrik ve doğal gaz faaliyetleri ile ilişkilendirilen<br />

enerji politikaları çerçevesinde EPDK’nın<br />

görev alanında yer alan iş modellerinin ve teknolojideki<br />

gelişmelerin ilgili piyasalara etkilerini<br />

analiz etmek ve bu konuda gerekli düzenlemeleri<br />

yapmak, araştırma ve geliştirme ile yenilik<br />

alanlarından genel enerji politikaları içerisinde<br />

yer alanların ilgili piyasalara entegrasyonu ile<br />

bu alanlardaki çalışmaların hayata geçirilmesine<br />

ilişkin çalışmaları yapmak, bu kapsamda<br />

oluşabilecek faaliyet, hizmet ve ticarete ilişkin<br />

olarak bunların tarafı olan kullanıcıların haklarının<br />

korunmasına yönelik teknik ve hukuki<br />

düzenlemeleri yapmak ve bu kapsamda her türlü<br />

lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye ilişkin<br />

iş ve işlemleri yürütmek.<br />

Ayrıca düzenlemeyle beraber, daha önce iki başkan<br />

yardımcısı atayabilen EPDK, artık 3 başkan<br />

yardımcısı ataması yapabilecek. Bu çerçevede<br />

EPDK’ya bir <strong>Enerji</strong> Dönüşüm Dairesi Başkanı<br />

kadrosu ile ilave 70 enerji uzmanı kadrosu tahsis<br />

edildi.<br />

8 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


PANO <br />

SEDAŞ, “SEN DE BIR ATEŞ<br />

BÖCEĞI YAK” DEDI<br />

Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ), Birleşmiş<br />

Milletler Kadın Birimi tarafından düzenlenen<br />

“Sen de bir ateş böceği yak” kampanyasına katıldı.<br />

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası<br />

Mücadele Günü’nde başlayan 16 günlük<br />

kampanya boyunca çeşitli uygulamalarla kadına<br />

şiddetle ilgili toplumsal farkındalığın artırılması<br />

hedeflendi. “Kayıtsız Kalmayın” sloganıyla yürütülen<br />

aktivizm hareketi, kadınların maruz kaldıkları<br />

şiddetin son bulması için herkesi duyarlı<br />

olmaya davet ediyor.<br />

SEDAŞ, kampanyaya dahil olan çalışmalarıyla<br />

kadınların karşılaştıkları toplumsal cinsiyete dayalı<br />

şiddet ve ayrımcılığa dikkat çekti. Tuvalimiz<br />

Trafolar projesi kapsamında, faaliyet bölgesinde<br />

bulunan bir trafoya #KayıtsızKalmayın etiketiyle<br />

birlikte SEDAŞ çalışanları tarafından ateşböceği<br />

görseli resmedildi.<br />

SEDAŞ üst yönetim ekibi ve çalışanların kampanyaya<br />

dair çağrılarının bulunduğu videolar<br />

hazırlanarak, sosyal medya hesaplarından paylaşılırken<br />

müşterilere gönderilen SMS’ler ve çağrı<br />

merkezi aracılığıyla da konuyla ilgili mesajlar<br />

iletildi. 16 günlük aktivizm kampanyası boyunca<br />

tüm çalışanlara farkındalık amaçlı turuncu yaka<br />

kurdelesi ile ateşböceği sembolü dağıtıldı ve şirket<br />

bilgisayarlarında ekran koruyucu olarak ateş<br />

böceği tasarımı kullanıldı.<br />

TÜSİAD: ENERJIDE<br />

SÜBVANSIYON DEĞIL,<br />

TEŞVIK OLMALI<br />

TÜSİAD, büyük enerji tüketicilerinin enerji fiyatlarının<br />

sübvansiyonu yerine verimlilik yatırımlarının<br />

kamu tarafından daha fazla teşvik<br />

edilmesini tercih ettiklerini açıkladı. 11. Türkiye<br />

<strong>Enerji</strong> Zirvesi’nde gerçekleştirilen “Tüketici<br />

Odağıyla <strong>Enerji</strong>nin Dönüşümü” başlıklı TÜSİAD<br />

özel oturumunda TÜSİAD ilk kez anket sonuçlarını<br />

paylaştı. TÜSİAD’ın enerji başta olmak üzere<br />

farklı sektörlerden enerji tüketimleri yüksek<br />

olan 53 büyük tüketici ile yaptığı ‘Büyük <strong>Enerji</strong><br />

Tüketicisi Anketi’ çalışması; “<strong>Enerji</strong> yatırımları<br />

ve verimlilik”, “Piyasa mekanizmaları” ve “Karbonsuzlaşma”<br />

başlıklarından oluştu.<br />

Yeşil ve dijital dönüşümün Türkiye enerji sektörüne<br />

etkisinin analizi, enerji tüketicisi tarafındaki<br />

risklerin, fırsatların ve farkındalığın tespiti<br />

amacıyla hazırlanan “Büyük <strong>Enerji</strong> Tüketicisi<br />

Anketi” ile sürdürülebilir ve etkin piyasa koşullarının<br />

sağlanması için, enerji tüketicisinin ve<br />

üreticisinin beklentilerinin ortak paydada buluşturulması<br />

hedeflediklerini belirten TÜSİAD<br />

<strong>Enerji</strong> Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler,<br />

anketin en dikkat çekici cevabının ‘Teşvik mi?<br />

Sübvansiyon mu?’ sorusuna verildiğini belirterek;<br />

“Büyük enerji tüketicileri, enerji fiyatlarının<br />

sübvansiyonu yerine rekabet avantajını doğrudan<br />

etkileyecek verimlilik/ öz tüketim yatırımlarının<br />

kamu tarafından daha fazla teşvik edilmesini<br />

çok büyük bir oranda çıktı” dedi.<br />

10 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

TOTAL ISTASYONLARINDA<br />

YANLIŞ DOLUM<br />

YAPILAMAYACAK<br />

TOTAL istasyonlarında uzun zamandır kullanılan<br />

ve birçok aracın yanlış yakıt almasının önleyen<br />

Yanlış Dolum Önleme Sistemi Geliştirme Projesi,<br />

yenilenmeye devam ediyor. Bu kapsamda TOTAL<br />

İstasyonları IT Birimi, TOTAL Satış Destek ekibi<br />

ve TURPAK Proje ve IT birimi iş birliğiyle gerçekleştirilen<br />

Yanlış Dolum Önleme Sistemi Geliştirme<br />

Projesi, Türkiye’deki istasyonların tamamında<br />

hayata geçti.<br />

Turpak Genel Müdür Yardımcısı Alper Önkol, işbirliği<br />

hakkında “TOTAL ile yaptığımız bu işbirliğinden<br />

çok mutluyuz. Geliştirilen bu proje ile<br />

sektöre katma değer sağlamaya devam ediyoruz.<br />

Yanlış dolumları engelleyen teknolojimiz, tüketicilerin<br />

korunmasında önemli bir rol üstleniyor.”<br />

dedi. Taşıt, TOTAL istasyonlarından art arda 2<br />

kez aynı tür yakıt alımı gerçekleştirdiğinde, taşıtın<br />

plakasına o ürün tanımlanıyor. Herhangi<br />

bir yakıt alımında taşıta farklı bir yakıt dolumu<br />

yapılmak istendiğinde, yanlış yakıt kullanımı<br />

hakkında ORTR ekranında yazılı ve görsel olarak<br />

uyarılar çıkıyor. Böylece yanlış yakıt alımının<br />

önüne geçiliyor.<br />

BELÇIKA PARLAMENTOSU,<br />

NÜKLEER KONUSUNDA<br />

UZLAŞMAYA VARDI<br />

Belçika parlamentosunda yer alan tüm siyasi<br />

partiler, ülkenin enerji stratejisini ve nükleer<br />

santrallerin durumunu görüştü. Görüşmelerde<br />

ülkedeki nükleer santrallerin 2025 yılında faaliyetine<br />

son verilmesi konusunda uzlaşmaya varıldı.<br />

Nükleer santrallerin kapatılması sonucunda<br />

ortaya çıkan elektrik üretim açığı ise doğal gaz<br />

santralleriyle karşılanacak. Parlamento, açığı<br />

kapatmak için yenilenebilir enerji yatırımlarını<br />

hızlandırmanın yanı sıra yeni nesil küçük modüler<br />

nükleer reaktörler de inşaa edilmesine karar<br />

verdi.<br />

Belçika parlamentosu, 2003 yılında nükleer<br />

enerji kullanımına son vermeye ve faaliyet sürelerini<br />

dolduran reaktörleri devre dışı bırakmaya<br />

karar vermişti. Ancak 2015 yılında ülkede elektrik<br />

kesintilerini önlemek için reaktörün faaliyet<br />

süreleri, 10 yıl daha uzatılmıştı. Bu dönemde var<br />

olan reaktörlerin yenilendiği Belçika’da şu anda<br />

Hollanda sınırına yakın Doel nükleer santralinde<br />

4 adet, Almanya ve Lüksemburg sınırına yakın<br />

Tihange nükleer santralinde de 3 adet olmak<br />

üzere toplam 7 reaktör faaliyet gösteriyor. Bu reaktörlerin<br />

ürettiği elektrik, ülke ihtiyacının yaklaşık<br />

yarısını karşılıyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 11


PANO<br />

LIMAK ENERJI ÇALIŞANLARI<br />

“EMPATI” IÇIN SAHAYA ÇIKTI<br />

Uludağ Elektrik, 3 <strong>Aralık</strong> Dünya Engelliler Günü<br />

kapsamında Nilüfer Belediyesi Görme Engelliler<br />

Spor Kulübü (BUGES) ile golbol karşılaşması yaptı.<br />

Şirket çalışanları ve BUGES oyuncularından<br />

oluşan karma takımların gerçekleştirdiği empati<br />

maçı berabere sona ererken, dostluk mesajı verildi.<br />

Göz bandı takarak görme engelli sporcularla<br />

gerçekleştirilen maça katılan şirket çalışanları,<br />

kısa bir süre de olsa engellilerin yaşamdaki zorluklarını<br />

hissetti.<br />

Limak <strong>Enerji</strong> Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali<br />

Erman Aytac, etkinlikle ilgili olarak şunları söyledi:<br />

Dünya Engelliler Günü kapsamında, engelli<br />

vatandaşlarımızın nasıl hissettiklerini ve ne<br />

zorluklar yaşadığını hissetmemizi sağlayan bu<br />

etkinlikte farklı bir deneyim yaşadık. Her kesime<br />

dokunacak projeler yürütmeyi hedefleyen bir şirket<br />

olarak, 2018 yılında İşaret Dili Görüşme Hattı<br />

Projemizi devreye almıştık. Engelli bireylerin<br />

hayatlarının kolaylaştırılması ve sosyal yaşamlarında<br />

herhangi bir işi tek başına yerine getirebilmelerinin<br />

ve çift yönlü iletişim kurabilmelerinin<br />

önemi büyük.<br />

Şirket sadece İşaret Dili Görüşme Hattı’yla değil,<br />

elektrik faturalarında yer verdiği mesajlarla da<br />

konuya dikkat çekiyor. Şirketin ayrıca hem çalışanları<br />

hem engelli bireylerden oluşan Engelsiz<br />

Müzik Korosu da bulunuyor. Müziğin birleştirici<br />

gücünden yararlanan Engelsiz Müzik Korosu’nun<br />

gelirleri yapılan her konser sonrası engelli vatandaşlara<br />

bağışlanarak, ihtiyaç duyabilecekleri<br />

alanlarda destek olunması sağlanıyor.<br />

ELEKTRIK MÜHENDISLERI<br />

ODASI, 67 YAŞINA GIRDI<br />

Elektrik, elektronik, kontrol ve biyomedikal mühendislerinin<br />

meslek örgütü olan Elektrik Mühendisleri<br />

Odası (EMO), kuruluşunun 67. yılını<br />

kutladı. 85 bin üyesi, 14 şubesi, 111 il ve ilçe<br />

temsilciliği ve 150’yi aşkın çalışanı olan EMO,<br />

67. kuruluş yılı dolayısıyla yayınladığı mesajda;<br />

“İlk genel kurulunu 26 <strong>Aralık</strong> 1954 tarihinde<br />

gerçekleştiren EMO, TMMOB ve bağlı odalarıyla<br />

birlikte mühendislik mesleğinin gelişimi ve bilimin<br />

kamu yararına kullanılmasına yönelik öncü<br />

çalışmalarıyla, onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna<br />

devam edecektir” denildi.<br />

Açıklamada, “EMO ve üyelerinin mesleki faaliyetleri<br />

yalnızca toplumun bir kesimini ilgilendiren<br />

sınırlı bir alanı değil, tüm toplumu ve ülkenin<br />

gelişimini ilgilendiren alanları kapsamaktadır.<br />

Bu kapsamda enerjinin de iletişimin de temel bir<br />

insan hakkı olduğundan yola çıkarak, ülkemizin<br />

teknolojik ürünlerin pazarı değil, üreticisi olması<br />

gerektiğinin bilinci içinde meslektaşlarımıza<br />

ve ülkemiz ekonomisine yarar sağlama amacıyla<br />

faaliyetlerimizi yürütüyoruz” ifadelerine yer verildi.”<br />

Son yıllarda mühendis emeğinin ucuzlatıldığına,<br />

yetişmiş mühendislerin başka ülkelere gittiğine<br />

dikkat çekilen açıklamada, mühendislere<br />

yönelik istihdam planlaması yapılması gerektiği<br />

vurgulandı. Açıklama “67 yıllık onurlu yürüyüşümüzün<br />

kilometre taşlarını ören değerlerimizi,<br />

kaybettiğimiz tüm mücadele arkadaşlarımızı<br />

saygıyla anıyoruz” sözleriyle sona erdi.<br />

12 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


‘yenilenebilir enerji’


PANO<br />

EÜAŞ, ARIZALARI ONLINE<br />

IZLEME SAYESİNDE<br />

ÖNCEDEN SAPTAYACAK<br />

Avrupa’nın en büyük elektrik üreticisi EDF, Fransız<br />

Kalkınma Ajansı AFD ve Elektrik Üretim A.Ş.<br />

EÜAŞ arasında Online Santral İzleme ve Analiz<br />

Sistemi Kurulum Çalışmalarına yönelik iş birliği<br />

anlaşması imzalandı. Kurulacak merkez sayesinde<br />

santrallerin verileri anlık olarak izlenecek,<br />

arızalar önceden saptanarak gerekli önlemler<br />

alınacak. Yapılan anlaşma uyarınca Deriner<br />

Hidroelektrik santralinde “Online İzleme Sistemi”<br />

kurularak EÜAŞ Genel Müdürlüğü’nde de<br />

“Online İzleme Merkezi” oluşturulacak. 37 ay<br />

sürmesi planlanan proje kapsamında ayrıca online<br />

izleme ve analiz konusunda uzman personel<br />

yetiştirilecek. Projeyle EÜAŞ’ın dijital dönüşüm,<br />

mühendislik kabiliyetleri ve santral performanslarının<br />

arttırılması yönünde önemli kazanımlar<br />

elde etmesi hedefleniyor.<br />

Online izleme sistemiyle santrallerden anlık<br />

olarak basınç, sıcaklık, vibrasyon, salınım gibi<br />

veriler alınarak analiz edilecek. Analizlerden<br />

edinilen bilgiler doğrultusunda ekipmanlarda<br />

oluşacak olası arızalar önceden belirlenip arızalar<br />

gerçekleşmeden önce gerekli bakım ve<br />

onarımlar yapılarak plansız duruşların önüne<br />

geçilecek. Sistemle bakım, malzeme ve işgücü<br />

maliyetleri minimize edilerek enerji kayıplarının<br />

önüne geçilecek. Bu sayede santraller maksimum<br />

emre amadelik ve en iyi kalite ile kesintisiz<br />

elektrik üretimine devam edebilecek.<br />

ZORLU ENERJI,<br />

ESG LISTESINDE<br />

DÖRDÜNCÜLÜĞE YERLEŞTI<br />

Zorlu <strong>Enerji</strong>, Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim<br />

(ESG) faaliyetleri üzerinden yapılan değerlendirme<br />

sonucunda dünyada 54 enerji şirketi<br />

arasında dördüncü oldu. Zorlu <strong>Enerji</strong>’nin ESG<br />

alanlarındaki faaliyetleri, bağımsız derecelendirme<br />

ve araştırma kuruluşu olan Vigeo Eiris<br />

tarafından 2018 yılından itibaren değerlendiriliyor.<br />

Şirket, <strong>2021</strong> yılında yapılan değerlendirme<br />

neticesinde performans skorunu bir önceki yıla<br />

göre 8 puan yükselterek 54 enerji şirketi arasında<br />

dördüncü sırada yer aldı.<br />

Şirketin listede kaydettiği ilerlemeyi değerlendiren<br />

Zorlu <strong>Enerji</strong> CEO’su Sinan Ak, “Şirketlerin<br />

ESG notlarını yükseltmesi için birtakım taahhütler<br />

vermesi gerekiyor. Emisyonlarımızı azaltmayla<br />

ilgili taahhütlerimizi verdiğimiz için değerlendirme<br />

ajansları bizi izliyor ve bu noktada önemli<br />

olan bu taahhütleri yerine getirmek. Şu an bu<br />

konuda tüm sistemlerimiz şeffaf ve çıktılarımız<br />

tüm paydaşlarımıza açık. ESG notunuzla 60’ın<br />

üzerine çıktığınız zaman, gelişmekte olan bir<br />

ülkede çok iyi durumdasınız demektir. Bizim hedefimiz,<br />

öngörülebilir şeffaf bir yönetime sahip<br />

olmak aynı zamanda da çevreci sürdürülebilir,<br />

topluma değer katan bir şirket olmak. Kendimize<br />

burada da bir hedef koyduk. Önümüzdeki yıl<br />

60’ın üzerine çıkmayı planlıyoruz. Bu hedef doğrultusunda<br />

üzerine çalışılması gereken alanlarımızı<br />

tespit ederek, hızla aksiyon almaya odaklanacağız”<br />

diye konuştu.<br />

14 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

MEDAŞ, 1.3 MILYAR TL’LIK<br />

YATIRIM YAPACAK<br />

Aksaray, Karaman, Kırşehir, Konya, Nevşehir,<br />

Niğde illerinde elektrik dağıtımı yapan Meram<br />

Elektrik Dağıtım A.Ş. (MEDAŞ) Genel Müdürü<br />

Erol Uçmazbaş, <strong>2021</strong> yılında 1,1 TL tutarında yatırımı<br />

tamamlamak üzere olduklarını belirterek<br />

“<strong>2022</strong> yılında bu rakamı arttırarak 1,3 milyar TL<br />

yatırım yapmayı planlıyoruz” dedi. Son 3 yılda<br />

arıza sayısından yüzde 35, abone başına düşen<br />

kesinti sayısında yüzde 21 ve kesinti süresinde<br />

yüzde 41 düşüş olduğunu açıklayan Uçmazbaş,<br />

“Hedefimiz yüzde 100 müşteri memnuniyeti.<br />

MEDAŞ, <strong>Enerji</strong> Bakanlığı tarafından yapılan son<br />

4 yılın ankette müşteri memnuniyeti en yüksek<br />

dağıtım şirketi olarak iki kez birinci, iki kez de<br />

ikinci oldu” açıklamasında bulundu.<br />

Kış şartlarından dolayı elektrik enerjisi kesintilerinin<br />

yaşandığına değinen Uçmazbaş, bu yıl<br />

yaşanabilecek olumsuz durumlara karşı hazırlıklarını<br />

sürdüklerini ifade ederek “Elektrik arızasının<br />

teknik olarak sıfır olması mümkün değil,<br />

ancak bunu asgari seviyeye indirmeye çalışıyoruz.<br />

İletimi sağlamak ve bölgeye daha az süre<br />

enerjisiz kalma imkanı sağlamak gerekiyor. Aynı<br />

zamanda da kaliteli enerji sunmamız gerekiyor.<br />

Bu çerçevede teknoloji etkin bir şekilde kullanıyoruz”<br />

dedi.<br />

Uçmazbaş son olarak, “6-7 yıldır Konyaspor’a<br />

destek veriyoruz. Geçen yıldan itibaren de Konya<br />

Büyükşehir Stadyumu’na ismimizi verdik.<br />

Takımın gidişatı gayet iyi. Ümidimiz, gelecek yıl<br />

MEDAŞ Stadında Şampiyonlar Ligi müziği dinlemek”<br />

ifadesini kullandı.<br />

DICLE ELEKTRIK, SILOPI’DE<br />

Z KÜTÜPHANE KURDU<br />

Dicle Elektrik’in yapımını üstlendiği Şırnak’ın<br />

Silopi ilçesindeki Kadın Eğitim Destek ve Kültür<br />

Merkezi’nin ardından Z Kütüphane’yi de hizmete<br />

açtı. Silopi Kaymakamlığı ile yapılan iş birliğiyle<br />

gerçekleştirilen projede, Z Kütüphane dışında<br />

bilgisayar, çalışma ve play station alanları da tasarlandı.<br />

Toplam 250 metrekarelik alandan oluşan<br />

projede binanın tüm iç-dış tadilatı, engelli<br />

rampası, yangın çıkışları, ısı ve ses yalıtımı ile<br />

çevre düzenlemesi de gerçekleştirildi. Kütüphanenin<br />

açılışına Dicle Elektrik Dağıtım Genel Müdürü<br />

Yaşar Arvas, Şırnak İl Milli Eğitim Müdürü<br />

Ahmet Özdemir, Silopi Kaymakamı Kazım Kuruca,<br />

Silopi İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Bilen,<br />

Halk Eğitim Merkezi yöneticileri, öğrenciler ve<br />

vatandaşlar katıldı.<br />

Açılış töreninde konuşan Dicle Elektrik Dağıtım<br />

Genel Müdürü Yaşar Arvas, Silopi’de bu nitelikte<br />

bir eğitim projesini gerçekleştirmekten mutluluk<br />

duyduklarını belirtti. Arvas, istihdam ve yatırım<br />

büyüklüğü açısından bölgenin en büyük ekonomik<br />

gücü olduklarına dikkat çekerek, “Sadece ticari<br />

anlayışla hareket etmiyoruz. Bölgemizin kalkınmasına,<br />

refahına, istihdamına katkı sunmayı<br />

görev addediyoruz. Bir yandan 8 bine yaklaşan<br />

çalışan sayımızla bölgenin en geniş istihdam<br />

imkanlarını sunarken, eğitim ve kültüre yönelik<br />

sosyal sorumluluk projelerimize de büyük önem<br />

veriyoruz” dedi.<br />

16 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

TREDAŞ'IN KADIN ÇALIŞANLARI SAHAYA İNDİ<br />

Trakya Elektrik Dağıtım AŞ, (TREDAŞ) ve Trakya<br />

Elektrik Perakende Satış AŞ (TREPAŞ) tarafından<br />

ortak düzenlenen ve çalışanlarının katıldığı Trakya<br />

geneli “Halı Saha Turnuvası” turnuvasında<br />

kadınlar müsabakası büyük ilgi gördü. Trakya genelinde<br />

elektriği sürekli, kaliteli ve kesintisiz vermek<br />

için 7 gün 24 saat çalışan TREDAŞ ile çağdaş<br />

ve hizmet odaklı vizyonu doğrultusunda hizmetlerinin<br />

merkezinde müşteri memnuniyeti bulunan<br />

TREPAŞ, Halı Saha Turnuvası’nda buluştu.<br />

Turnuva kapsamında, Trakya genelindeki çalışanlarından<br />

oluşan 13 takım Tekirdağ’da bir araya<br />

getirilirken, kadın çalışanların da iki takım çıkararak<br />

turnuvaya dahil olması büyük beğeni topladı.<br />

“Neden Olmasın” sloganıyla cinsiyet eşitliğine<br />

dikkat çekmek isteyerek turnuvaya dahil olan kadın<br />

çalışanlar, turnuva öncesinde sıkı bir hazırlık<br />

antrenmanı yaptı. Ardından Bayan Münih ve Real<br />

Women adında iki takım kuran çalışanlar, final<br />

maçı öncesinde gösteri müsabakası düzenledi.<br />

TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili’nin santra vuruşu<br />

ile başlayan müsabaka, 1-1 sona erdi. Ardından<br />

seri penaltı atışlarına geçildi. Penaltı atışları<br />

sonucunda Bayan Münih takımı maçtan 5-4 galip<br />

ayrıldı.<br />

TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili, kadınların hayatın<br />

her anında olmasının çok anlamlı olduğunu<br />

söyledi. Bilgili, “İlk olarak başladığımız halı saha<br />

turnuvasını geleneksel hale getireceğiz. Bu aktiviteler<br />

sayesinde ekibin ortak birlikteliği, kaynaşma<br />

ve bağlılığı artıyor. Turnuvada heyecanlı ve güzel<br />

hatıralar oldu. Kadın çalışanlarımız da bu turnuvaya<br />

renk kattılar. Herkese teşekkür ediyorum”<br />

diye konuştu.<br />

ÇAYIRHAN TERMIK<br />

SANTRALI, ÖZELLEŞTIRME<br />

KAPSAMINA ALINDI<br />

Çayırhan Termik Santrali ile müştemilatı ve ilişkili<br />

maden sahaları bütün olarak özelleştirilecek.<br />

Elektrik Üretim AŞ’ye (EÜAŞ) ait Çayırhan Termik<br />

Santrali ile santralin kullanımında bulunan<br />

mülkiyeti EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar, 4770<br />

sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı uyarınca bütün<br />

halinde varlık satışı yöntemiyle özelleştirilecek.<br />

Karar kapsamında Çayırhan Termik Santrali, Çayırhan<br />

Termik Santrali’nin kullandığı taşınmazlar,<br />

EÜAŞ’a ait Çayırhan Linyit İşletmesi’nin kullandığı<br />

taşınırlar, Çayırhan Linyit İşletmesi’nin<br />

kullandığı mülkiyeti EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar<br />

ile Uluköy ve Karaköy mahallelerinde bulunan<br />

EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar satışa çıkarılacak.<br />

Ayrıca EÜAŞ adına kayıtlı ruhsatlarla bu<br />

ruhsatların kapsadığı maden sahaları da işletme<br />

hakkının verilmesi yoluyla ve aynı bütünün parçaları<br />

olarak özelleştirilecek.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 17


KARİYER<br />

Z. Işık Adler<br />

EPDK, yeni yıla iki yeni<br />

atamayla girdi<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu, yılın sonunda iki ayrı atamaya<br />

imza attı. EPDK’da Tarifeler Dairesi Başkanı olarak görev yapan Ahmet<br />

Özkaya, EPDK Başkan Yardımcılığı pozisyonuna yükseltildi. Özkaya’dan<br />

boşalan koltuğa ise Tarifeler Dairesi Başkanlığı’nda Piyasa<br />

İzleme ve Mali Risk Grup Başkanı görevinde bulunan Mehmet Ali<br />

Kölmek atandı.<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu olan Ahmet<br />

Özkaya, 14 yıldır EPDK’da görev yapıyor. Grup başkanlığının<br />

ardından Mart <strong>2021</strong>’de Tarifeler Daire Başkanlığı’na<br />

atan Özkaya, EPDK Başkan Yardımcısı olarak görevine devam<br />

edecek.<br />

Vardı, Biotrend’in CEO’su olarak da<br />

görev yapacak<br />

Biotrend <strong>Enerji</strong> Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Osman<br />

Nuri Vardı, eş zamanlı olarak CEO’luk görevini de üstlenecek. Vardı, lisans eğitimini<br />

elektrik ve elektronik mühendisi olarak tamamladıktan sonra, üniversitede öğretim<br />

görevlisi olarak çalışma hayatına başladı. Yurt dışında özel sektör ve<br />

yurt içi kamu hizmeti alanlarında aldığı aktif görevlerin ardından, kurucusu<br />

olduğu yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten şirketlerde<br />

yönetim kurulu üyesi ve yönetici olarak çalışmaya başladı.<br />

Yenilebilir enerji sektöründeki girişimleri 2012 yılında Karya<br />

Güç Sistemleri <strong>Enerji</strong> Mühendislik firmasını kurmasıyla başlayan<br />

Vardı’nın, 2017 yılında Biotrend’in kurulmasıyla kurumsallaşma<br />

süreci başladı. Bu süre zarfında, içerisinde yer aldığı diğer<br />

önemli yatırımlar ise; 2014 yılında Malatya Belediyesi Katı Atık<br />

Sahası Çöp Gaz Elektrik Üretim Santrali, 2015 yılında Sivas Çöp<br />

Gaz Elektrik Üretim Tesisi ve aynı yıl İskenderun Çöp Gaz Elektrik<br />

Üretim Tesisi ve 2016 yılında Malatya-1 Çöp Gaz Elektrik Üretim<br />

Tesisi’nin işletmeye alınması süreçleri oldu.<br />

18 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


KARİYER<br />

Shell & Turcas’da üst düzey atama<br />

Shell & Turcas, Perakende Satışlar Şirket Operasyonları ve Akaryakıt Dışı Gelirler<br />

Direktörlüğü görevine Evren Diker getirildi. Daha önce Shell Avrupa, Ortadoğu<br />

ve Afrika Bölgesel Lisans Müdürü olarak görev yapan Evren Diker, Shell &<br />

Turcas Perakende Satışlar Şirket Operasyonları ve Akaryakıt Dışı Gelirler Direktörlüğü<br />

görevine getirildi.<br />

Shell’de kariyerine filo çözümleri ekibinde başlayan Evren Diker, 6 yıllık<br />

süre zarfında satış organizasyonunda bölge müdürlüğüne kadar yükseldi.<br />

Sonrasında Global Ticari Satışlar bünyesinde, satış destek ve fiyatlandırma<br />

müdürü olarak çalışan Diker, Akdeniz ve Avrupa bölgesinde satış<br />

destek operasyonlarını yürüttü.<br />

Türkiye Ticari Yakıtlar Direktörü olarak da görev yapan Diker, son olarak<br />

2019 yılından itibaren Global Pazarlama Lisanslı Marketler Yönetim<br />

Ekibinin bir üyesiydi. Diker, EMEA Bölgesi’ndeki 30 ülkede 15 lisansın<br />

ticari performansı ve operasyonunu yönetti ve güçlü ortaklıklar ile bölgede<br />

büyüme sağlanmasında rol üstlendi. Lisans eğitimini Yıldız Teknik<br />

Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde tamamlayan Diker, aynı zamanda Yeditepe<br />

Üniversitesi İngilizce İşletme Yüksek Lisans mezunu.<br />

Güllü, SHURA <strong>Enerji</strong> Dönüşümü<br />

Merkezi Direktörü oldu<br />

<strong>Enerji</strong> dönüşümü için çalışmalar yapan düşünce<br />

kuruluşu SHURA <strong>Enerji</strong> Dönüşümü Merkezi’nin direktörlüğüne<br />

Alkım Bağ Güllü getirildi.<br />

ODTÜ Uluslararası İlişkiler<br />

bölümünden mezun olduktan<br />

sonra, İngiltere’de Keele Üniversitesi’nde<br />

Uluslararası İlişkiler/<br />

<strong>Enerji</strong> Politikası alanında yüksek<br />

lisans yapan Bağ Güllü, iş hayatına<br />

2003’te başladı. 2008’den<br />

bu yana yenilenebilir enerji sektöründe<br />

kariyer yapan Bağ Güllü,<br />

Polat <strong>Enerji</strong>’de Rüzgar <strong>Enerji</strong><br />

Projeleri Direktörü ve Strateji Direktörü<br />

olarak görev yaptı. Toplam<br />

700 MW kurulu güce sahip<br />

rüzgar enerji projesinin geliştirilmesi,<br />

yatırım analizi, finansmanı<br />

ve inşasında aktif rol aldı.<br />

Atama ile ilgili görüşlerini paylaşan SHURA <strong>Enerji</strong> Dönüşümü<br />

Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin<br />

Hakman, “Uzun yıllardır Türkiye<br />

yenilenebilir enerji alanına önemli<br />

katkılarda bulunmuş olan Alkım<br />

Bağ Güllü’nün SHURA’ya katılmasından<br />

büyük memnuniyet duyuyoruz.<br />

Bu atama ile SHURA’nın temel<br />

değerlerinden biri olan, enerji<br />

sektöründe kadın yöneticileri artırma<br />

yolunda da önemli bir adım<br />

atmış bulunuyoruz. Yeni direktörümüz<br />

ile SHURA’nın enerji dönüşümüne<br />

olan önemli katkıları daha<br />

da güçlenerek ve yayılarak sürecektir.<br />

Birlikte başarılı çalışmalara<br />

imza atacağımıza inanıyorum”<br />

açıklamasında bulundu.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 19


KARİYER<br />

Aydem <strong>Enerji</strong>, yine “Harika Bir İşyeri” seçildi<br />

Aydem <strong>Enerji</strong>, 13 grup şirketiyle iş yeri kültürü<br />

ve çalışan memnuniyeti konusunda Great Place to<br />

Work® Enstitüsü’nün “Harika Bir İşyeri” sertifikasını<br />

aldı. İş yeri kültürü ve çalışan memnuniyeti konusunda<br />

global ölçekte hizmet veren Great Place to Work®<br />

Enstitüsü’nün yürüttüğü programa katılan Aydem<br />

<strong>Enerji</strong>, geçtiğimiz yıl Türkiye’de 11 grup iştirakiyle Great<br />

Place to Work® “Harika İş Yeri” Sertifikası almayı<br />

başaran ilk şirket olmuştu. Aydem <strong>Enerji</strong>, bu yıl da 13<br />

grup iştirakiyle Great Place to Work® Sertifikası almaya<br />

hak kazanarak kendine ait rekoru kırdı. Aydem<br />

<strong>Enerji</strong> çatı şirketi Aydem Holding ile bünyesindeki<br />

dağıtım ve perakende şirketleri, Aydem Yenilenebilir<br />

<strong>Enerji</strong>, GDZ <strong>Enerji</strong> Yatırımları, ÇATES, Elsan, Extranet,<br />

Entek İnşaat, Tümaş, Yatağan ve Yeni Filo, çalışanlarının<br />

değerlendirmesi doğrultusunda “Harika Bir İşyeri”<br />

sertifikası aldı.<br />

Çalışanların hakkaniyet, takım ruhu, güvenilirlik,<br />

gurur ve saygı kriterlerinde şirketini “harika bir iş yeri”<br />

ortamı olarak değerlendirmesinin, yürütülen çalışmaların<br />

çok gurur verici bir sonucu olduğunu belirten<br />

Aydem <strong>Enerji</strong> İnsan Kaynakları Grup Direktörü Fatih<br />

İslamoğlu; 5 kıtada, 60’tan fazla ülkede kurum kültürünü<br />

destekleyen Great Place to Work® Enstitüsü’nün<br />

bağımsız değerlendirmesi ve çalışanların görüşleriyle,<br />

Türkiye’de bir ilke imza atarak ilk ve tek seferde 13<br />

grup iştirakiyle birlikte sertifikalandırılmaktan büyük<br />

memnuniyet duyduklarını belirtti.<br />

Lott, <strong>Enerji</strong>sa’da iki<br />

ayrı görev üstlendi<br />

<strong>Enerji</strong>sa Yönetim Kurulu Üyeliği görevine Thorsten Lott getirildi. Lott, Kurumsal<br />

Yönetim Komitesi Üyesi olarak da görev yapacak. <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> AŞ’de Yönetim<br />

Kurulu Başkan Vekili ve Riskin Erken Saptanması Komitesi üyesi olarak<br />

görev yapan Eric René C. Depluet’in, 31 <strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong> tarihinde emekliye ayrılacak<br />

olması nedeniyle, Thorsten Lott yılbaşından itibaren geçerli olmak üzere<br />

yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildi.<br />

Şirkette Eric René C. Depluet’in emekliliği ile boşalan yönetim kurulu<br />

başkan vekilliği ve riskin erken saptanması komitesi üyeliğine ise 01 <strong>Ocak</strong><br />

<strong>2022</strong>’den itibaren; yönetim kurulu ve kurumsal yönetim komitesi üyesi<br />

olan Johan Magnus Mörnstam atandı. Thorsten Lott aynı zamanda, Johan<br />

Magnus Mörnstam’ın yerine <strong>Enerji</strong>sa Kurumsal Yönetim Komitesi Üyesi olarak<br />

da görev yapacak.<br />

20 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


KARİYER<br />

35 <strong>Enerji</strong> Yıldızı, iş hayatına atıldı<br />

<strong>Enerji</strong> sektörünün nitelikli eleman ihtiyacına çözüm<br />

üretmek, Türkiye’nin istihdamına katkı sunmak hedefiyle<br />

Türkiye’de üç bölgede elektrik dağıtım hizmeti<br />

veren Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ), Akdeniz<br />

Elektrik Dağıtım AŞ (AEDAŞ) ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım<br />

AŞ (ÇEDAŞ) tarafından başlatılan ‘<strong>Enerji</strong>nin Yıldızları<br />

Projesi’, sektöre peş peşe yeni yıldızlar kazandırıyor.<br />

Proje çerçevesinde İstanbul Avrupa Yakası, Antalya<br />

ve Sivas’taki üç okulda Yüksek Gerilim Dalı oluşturulmasına<br />

destek veren ve söz konusu okullarda Yüksek<br />

Gerilim Laboratuvarı kurarak öğrencilere ‘uygulamalı’<br />

eğitim fırsatı sunan, staj ve burs imkânı tanıyan BE-<br />

DAŞ, AEDAŞ ve ÇEDAŞ, mezunlara çalışma hayatının da<br />

kapılarını açtı. <strong>Enerji</strong>nin Yıldızları Projesi’nin ilk mezunlarını<br />

verdiği 2019 yılından bu yana üç şirkette işbaşı<br />

yapan ‘yıldızların’ sayısı 35’e ulaştı.<br />

2018 yılında elektrik dağıtım sektörünün öncü üç<br />

şirketi ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik<br />

Eğitim Genel Müdürlüğü ile yapılan protokol sonrasında<br />

İstanbul Bayrampaşa İnönü Mesleki ve Teknik Anadolu<br />

Lisesi, Antalya’da Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu<br />

Lisesi, Sivas’ta ise Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu<br />

Lisesi’nde kurulan Yüksek Gerilim Dalı’ndan yetişen<br />

öğrenciler, çalışma hayatının aranan elemanları haline<br />

geldi.<br />

Burcu Kocagöz,<br />

Petrol Ofisi'nin CHRO’su oldu<br />

Petrol Ofisi’nde satın alma kıdemli müdürü olarak görev yapan Burcu<br />

Yüksel Kocagöz, İnsan Kaynakları Direktörlüğü (CHRO) görevine atandı.<br />

Burcu Yüksel Kocagöz15 Kasım <strong>2021</strong> itibari ile Petrol Ofisi’nde CHRO’luk<br />

görevini üstlendi.<br />

İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu<br />

Burcu Yüksel Kocagöz, 12 yıl kimya, 12 yıl boya ve son 2 yıldır da akaryakıt<br />

ile madeni yağ sektörlerinde yöneticilik pozisyonlarında çalıştı.<br />

Kocagöz kariyeri süresince, Türkiye’nin yanı sıra uluslararası farklı<br />

görevler de üstlendi. Kocagöz, başta yönetim, insan kaynakları, pazarlama,<br />

finans, kişisel gelişim olmak üzere birçok eğitim ve sertifika<br />

programına katıldı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 21


YATIRIM<br />

Z. Işık Adler<br />

DÜNYA BANKASI, JEOTERMAL<br />

IÇIN 300 MILYON DOLAR FON<br />

SAĞLAYACAK<br />

D<br />

ünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye’de<br />

Jeotermal Geliştirme Projesi için 300<br />

milyon dolarlık Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası<br />

(IBRD) kredilerini onayladı. Bankadan yapılan açıklamaya<br />

göre, Dünya Bankası Grubu üyesi olan IBRD<br />

kredileri daha önce sağlanan toplam 250 milyon dolar<br />

tutarındaki iki başlangıç kredisinin devamı niteliğinde<br />

ilave krediler olarak sağlandı.<br />

Bu kapsamda, Jeotermal Geliştirme Projesi için<br />

onaylanan 300 milyon dolarlık IBRD kredilerini tamamlayıcı<br />

olarak, Temiz Teknoloji Fonu’ndan 39,8<br />

milyon dolar ve <strong>Enerji</strong> Sektörü Yönetim Yardım Programı’ndan<br />

350 bin dolarlık hibe sağlandı. IBRD finansmanı<br />

elektrik üretimini, kapasite sondajlarını, buhar<br />

sahası geliştirme çalışmalarını ve jeotermal doğrudan<br />

kullanım uygulamalarını finanse etmek için kullanılacak.<br />

İlave kredilerle Jeotermal Geliştirme Projesi’nin<br />

toplam 380 MW’nin üzerinde yeni jeotermal enerji kapasitesini<br />

finanse etmesi, yaklaşık 555 milyon dolar<br />

özel sektör sermayesini harekete geçirmesi ve jeotermal<br />

projelerinin toplam ömrü boyunca yaklaşık 30<br />

milyon ton karbon emisyonunu önlemesi bekleniyor.<br />

ZORLU ENERJI,<br />

ÜÇ ÜLKEDE ŞARJ ISTASYONU<br />

ŞIRKETI KURDU<br />

Zorlu <strong>Enerji</strong>’ye bağlı ZES N.V., İsrail, Karadağ<br />

ve İtalya’da elektrikli araç sarj istasyonu satışı,<br />

kurulumu ve işletmesi yapacak üç yeni şirket<br />

kurdu. Zorlu <strong>Enerji</strong> Elektrik Üretim AŞ’nin Hollanda<br />

merkezli iştiraki ZES N.V.; İsrail, Karadağ ve İtalya’da<br />

elektrikli araç sarj istasyonu satışı, kurulumu ve işletmesi<br />

yapacak olan birer yeni şirket kurdu.<br />

Zorlu <strong>Enerji</strong>, Türkiye’de yürüttüğü elektrikli araç<br />

sarj istasyonu satışı, kurulumu ve işletmesi işlerini<br />

kapsayan faaliyetleriyle bu konudaki projelerini Avrupa<br />

Birliği ve çevre ülkelere taşımak amacıyla, daha<br />

önce Hollanda’da yüzde 100 bağlı ortaklığı olarak ZES<br />

N.V. unvanlı bir şirket kurmuştu. ZES N.V. de yüzde 100<br />

bağlı ortaklıklar halinde, İsrail’de Zorlu Energy Solutions<br />

(ZES) Israel Ltd.; Karadağ’da ZES D.O.O. ve İtalya’da<br />

ZES S.R.L. adıyla faaliyet gösterecek.<br />

22 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

TURCAS PETROL,<br />

ALBIOMA ILE HISSE ALIM<br />

SÖZLEŞMESI IMZALADI<br />

Turcas Petrol, bilanço yapısını güçlendirme<br />

hedefi çerçevesinde yüzde 100 bağlı ortaklığı<br />

Turcas Kuyucak Jeotermal Elektrik Üretim A.Ş’deki<br />

hisselerinin tamamını Albioma SA’ya satıyor. Söz konusu<br />

hisse devir işlemi, başta düzenleyici kuruluşların<br />

işleme vereceği izin ve TKJ’nin kreditör bankasının<br />

hisse devrine ilişkin onayı olmak üzere sözleşmede<br />

belirtilen ön şartların tamamlanmasına tabi olacak.<br />

Turcas Petrol CEO’su Batu Aksoy, konuya ilişkin şu<br />

açıklamalarda bulundu: “Turcas Kuyucak Jeotermal<br />

Elektrik A.Ş’nin başarısının, Avrupa merkezli küresel<br />

bir enerji üreticisi tarafından ilgi görmesi şirketimiz<br />

için mutluluk verici. Geçmişten günümüze, alanında<br />

lider birçok küresel enerji şirketiyle sayısı onları geçen<br />

stratejik ortaklık, ortak girişim yatırımı, birleşme, devralma<br />

ve/veya satış işlemine imza attık. Gerçekleştirmekte<br />

olduğumuz bu işlemle ülkemizin ekonomik<br />

potansiyeline olan güvenin öne çıkarılmasına, Türkiye’ye<br />

uzun vadeli ve doğrudan yabancı sermaye yatırımı<br />

getirilmesine ve dünyada ilk dört içinde yer alan<br />

ülkemiz jeotermal enerji kaynaklarının ilave yatırımlarla<br />

katma değere dönüştürülecek olmasına vesile<br />

olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Finansal borçluluğumuzu<br />

kayda değer şekilde azaltarak bilançomuzu<br />

ve sermaye yapımızı güçlendirmeye, çeşitlendirilmiş<br />

yatırım portföyümüzü oluşturan; sektörlerinin öncü<br />

oyuncusu konumundaki iştiraklerimizin kâr ederek<br />

büyümelerine odaklanmaya, her daim yeni yatırım fırsatlarını<br />

gözetmeye ve hissedarlarımıza temettü dağıtma<br />

hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz.”<br />

AVRUPA’NIN EN BÜYÜK ATIK<br />

YAKMA TESISI, ÜRETIME BAŞLADI<br />

İ<br />

stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve iştirak<br />

şirketi İSTAÇ, atık yakma ve enerji üretim tesisinin<br />

açılışını gerçekleştirdi. Açılış; CHP Genel Başkanı<br />

Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,<br />

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu katılımıyla gerçekleşti.<br />

Tesisin inşasını Hitachi Zosen İnova AG ile<br />

birlikte Makyol’ un temsil ettiği Türk grubu ortaklığını<br />

oluşturan Makyol İnşaat, İspa inşaat ve Met-Gün inşaat<br />

şirketleri üstlendi.<br />

Açılışta bir konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem<br />

İmamoğlu, “Türkiye’nin ilk Avrupa’nın en büyük atık<br />

yakma ve enerji üretim tesisini İstanbul’a kazandırmanın<br />

gururunu yaşıyoruz. Atık yakma ve enerji<br />

üretim tesisimiz, İstanbul’da oluşan evsel atıkların<br />

yüzde 15’ini yakma yöntemiyle bertaraf edecek. Tesis<br />

ürettiği elektrik enerjisi ile yaklaşık 1 milyon 400<br />

bin İstanbullunun enerji açığının giderilmesine katkı<br />

sunacak. Tesisin yapımına 2017’de başlanmıştı. Göreve<br />

geldiğimizde tesisin yüzde 20’si yapılmıştı. Biz<br />

tesisin finansal açığını da kapatarak yapımına devam<br />

ederek buranın açılışını gerçekleştirdik. Yerli üretimi<br />

destekleyen tesisimiz Türkiye’nin de enerji açığının<br />

giderilmesine katkı sunacak. Tesis günlük 3 bin ton,<br />

yıllık ise yaklaşık 1 milyon tonluk kapasitesi sayesinde<br />

atık miktarını azaltacak’’ diye konuştu.<br />

İBB Atık Yakma ve <strong>Enerji</strong> Üretim Tesisi İstanbul’un<br />

belediye atığının yüzde 15’ini, herhangi bir ön işlem<br />

gerektirmeksizin her gün ortalama 3 bin ton atığı<br />

doğrudan termal yöntemlerle yakarak doğaya zarar<br />

vermeden bertaraf ediyor. İBB iştiraki İSTAÇ için hayata<br />

geçirilen Atık Yakma ve <strong>Enerji</strong> Üretme projesinin inşasını,<br />

Makyol, İspa ve Met-Gün inşaattan oluşan Türk<br />

Grubu Ortaklığı, teknik alt yapısını ise Hitachi Zosen<br />

İnova AG yüklendi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 23


YATIRIM<br />

SWISS SOLAR, YENI FABRIKASI<br />

IÇIN TÜRKIYE’YI SEÇTI<br />

Güneş paneli ve hücre üreticisi Swiss Solar, artan<br />

talebi karşılamak için yeni fabrikasını Türkiye’de<br />

kuracak. Yılda 1500 MW kapasiteli fabrikada, çift taraflı<br />

güneş paneli üretecek. Güneş paneli ve güneş hücresi<br />

üreticisi İsviçre merkezli Swiss Solar AG şirketi, Avrupa<br />

ile Kuzey ve Güney Amerika’daki güneş enerjisi pazarlarına<br />

yönelik artan talebi karşılayabilmek için yeni fabrikasını<br />

Türkiye’de kuracağını açıkladı.<br />

Kara ve deniz yoluyla ulaşım imkanlarına sahip olması<br />

ve güçlü lojistik alt yapısı nedeniyle Türkiye’nin<br />

tercih edildiği ifade edilen açıklamada kurulacak olan<br />

fabrikada çift taraflı PV modüllerinin (bifacial PV) üretileceği<br />

ve yıllık üretim kapasitesinin 1500 MW olacağı<br />

kaydedildi. Şirket, üç üretim hattıyla üretime başlayacağı<br />

Türkiye’deki fabrikasında 2027 yılına kadar on<br />

hatla üretim yapmayı ve en az 5 bin MW üretim kapasitesine<br />

sahip olmayı hedefliyor.<br />

XIAOMI, ELEKTRIKLI ARAÇ ÜRETMEK IÇIN<br />

PEKIN’DE FABRIKA KURACAK<br />

Çinli akıllı telefon devi Xiaomi, elektrikli araç birimi<br />

için Pekin’de yılda 300 bin araç üretebilecek<br />

bir tesis kuracak. Çinli akıllı telefon devi Xiaomi Corp,<br />

elektrikli araç birimi Xiaomi EV’nin Çin’in başkenti<br />

Pekin’de yılda 300 bin araç üretebilecek kapasitede<br />

elektrikli araç fabrikası kuracağını açıkladı. Şirket bu<br />

kapsamda E-Town olarak da bilinen Pekin Ekonomik-Teknolojik<br />

Kalkınma Bölgesi İdari Komitesi ile bir<br />

anlaşma imzaladı.<br />

Tesisin iki aşamada inşa edileceği ve şirketin otomobil<br />

biriminin satış ve araştırma ofisinin burada<br />

olacağı da bildirildi. Tesisin 2024 yılında seri üretime<br />

başlaması bekleniyor. Şirket, mart ayında elektrikli<br />

araç bölümü Xiaomi EV için önümüzdeki 10 yılda 10<br />

milyar dolar yatırım yapma taahhüdünde bulunmuştu.<br />

20 ÜLKE FOSIL ENERJI YATIRIMINI DURDURMA KARARI ALDI<br />

ABD, İngiltere, Kanada, İtalya ve Danimarka’nın<br />

da aralarında bulunduğu 20 ülke ile 5 uluslararası<br />

finans kuruluşu, petrol, doğal gaz ve kömür finansmanını<br />

<strong>2022</strong> sonu itibarıyla durduracağını açıkladı.<br />

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi<br />

26. Taraflar Konferansı’nın (COP26) <strong>Enerji</strong> Günü’nde<br />

İngiltere liderliğinde yapılan açıklamaya göre,<br />

iklim değişikliğiyle mücadelede fosil yakıtlardan çıkışa<br />

yönelik taahhütler giderek artıyor. İngiltere, ABD, Kanada,<br />

İtalya, Danimarka, Finlandiya, Kosta Rika, Etiyopya,<br />

Gambiya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerle Avrupa<br />

Yatırım Bankası ve Doğu Afrika Kalkınma Bankası’nın<br />

da aralarında olduğu toplam 20 ülkeyle 5 finans kuruluşu,<br />

petrol, doğal gaz ve kömür finansmanını durduracağını<br />

açıkladı. Söz konusu ülke ve kuruluşlar, <strong>2022</strong><br />

sonu itibarıyla kararı uygulamaya koyacak. Karbon<br />

emisyonu yakalama teknolojileri kullanılmayan fosil<br />

yakıt projeleri, bu karar kapsamında değerlendirilecek.<br />

Dünyada en fazla fosil yakıt finansmanı sağlayan<br />

ülkelerden Çin, Japonya ve Güney Kore bu taahhüde<br />

katılmadı. Böylece, verilen taahhütle fosil yakıtlara<br />

sağlanan yıllık yaklaşık 17,8 milyar dolarlık kamu desteği<br />

temiz enerji dönüşümü için harcanacak.<br />

24 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

RUS ENERGON, TÜRKIYE’DE<br />

LITYUM-IYON AKÜ ÜRETECEK<br />

Rusya merkezli endüstriyel akü ve yenilenebilir<br />

enerji sistemleri üreticisi ve ihracatçısı Energon,<br />

Türkiye pazarına giriş yaptı. Şirket, inovatif çözümleri<br />

ile Türkiye’de lityum-iyon aküler üretecek.<br />

Geçtiğimiz yıl Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika<br />

bölgelerindeki operasyonlarının merkezi olarak Türkiye’yi<br />

belirleyen Energon, Sahra Altı bölgesindeki operasyonları<br />

için ise Güney Afrika’yı tercih etti.<br />

Energon Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Andrey<br />

Shukevich, <strong>2022</strong> yılında Türkiye’de üretim için<br />

hazırlıklara başladıklarını belirterek, “Gelecekte endüstride<br />

önemli bir yere geleceğine inandığımız lityum-iyon<br />

serisi akülerin Türkiye’de üretiminin çok<br />

önemli bir değer olacağını düşünüyoruz. Türkiye’de<br />

üretilen aküler; Afrika, Asya ve Doğu Avrupa pazarlarında<br />

boy gösterecek ve Türkiye ekonomisine değer<br />

kazandıracak. Salgın koşullarında yakın tedarikin<br />

önemi arttı. Uzun teslimat periyotlarında ve navlun<br />

fiyatlarında ciddi artışlar oldu. Bu gibi faktörler, Türkiye’de<br />

üretim kararı almamızda etkili oldu” açıklamasında<br />

bulundu. Energon Türkiye Ülke Müdürü Can<br />

Yaşar ise, bugüne kadar Türkiye’de 170 binden fazla<br />

aküyü son kullanıcılar ile buluşturmanın mutluluğunu<br />

yaşadıklarını kaydetti.<br />

DBE ENERGY’NIN GÜNEŞ PANELLERI HT SOLAR’DAN<br />

Çin devletine ait tek panel üreticisi olan HT Solar<br />

ile anahtar teslim güneş enerji sistemleri alanında<br />

faaliyet gösteren DBE Energy, <strong>2022</strong> yılına dönük<br />

yeni bir iş birliği yaptı. İmzalanan çerçeve sözleşmesi<br />

kapsamında, DBE <strong>Enerji</strong>’nin 120 MWp’lık panel tedariki,<br />

HT Solar tarafından karşılanacak. 9 Kasım’da imzalanan<br />

anlaşma kapsamında; DBE Energy’nin <strong>2022</strong><br />

yılına dönük 120 MWp’lık güneş paneli tedarikini HT<br />

Solar üstlenecek.<br />

HT Solar Yönetim Kurulu Başkanı Robin Xi ve DBE<br />

Energy Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taha Pınar<br />

tarafından 9 Kasım’da imzalanan anlaşmayla iki şirket<br />

arasındaki iş birliğinin hacmi 120 MW’ye ulaşmış<br />

oldu.<br />

2016 yılından bu yana Türkiye’den dünyaya güneş<br />

paneli sevkiyatını 3 GW’a ulaştırarak hem Türkiye’de<br />

hem dünyada daha fazla projenin çözüm ortağı olmaya<br />

devam ettiklerini belirten HT Solar Satış ve Pazarlama<br />

Müdürü Emre Kulaç, “Güçlü finansal yapımız,<br />

kaliteli üretimimiz ve yüksek kapasitemizle giderek<br />

artan talebe uygun güneş panelleri üretmeyi sürdürüyoruz.<br />

Sektörün öncü oyuncusu olarak yenilenebilir<br />

enerji pazarında faaliyet gösteren firmaların çözüm<br />

ortağı olmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda hayata<br />

geçirdiğimiz güçlü iş birliklerini artıracağız” diye konuştu.<br />

Çin devletine ait tek panel üreticisi olan HT Solar,<br />

hem Türkiye pazarına hem de yurt dışına güneş paneli<br />

tedarik ediyor. Hayata geçirdiği iş birlikleri ile yenilenebilir<br />

enerjinin gelişimine katkı sağlayan HT Solar’ın<br />

ana iştiraki olan HT-SAAE, uzun yıllardır uluslararası<br />

kabul görmüş bir üçüncü taraf kuruluşu olan Bloomberg<br />

New Energy Finance (BNEF)’in yayınladığı Tier-1<br />

listesinde yer alıyor.


YATIRIM<br />

SINOPEC, HIDROJEN DAĞITIM<br />

ISTASYONLARI KURACAK<br />

Çinli enerji şirketi Sinopec, Çin’de 2025 yılına kadar<br />

binin üzerinde hidrojen istasyonu kurmayı<br />

hedefliyor. Çin’in en büyük akaryakıt dağıtım şirketlerinden<br />

biri olan Sinopec, faaliyetini şimdi de hidrojen<br />

alanına yatırım yaparak sürdürüyor. Çin Uluslararası<br />

Radyosu’nun haberine göre hidrojen alanında gerekli<br />

inşaat işleri için 4,6 milyar dolar kadar bir yatırımı taahhüt<br />

etmiş bulunan Sinopec, Çin’de 2025 yılına değin<br />

sayısı bini aşkın istasyon inşa etmeyi hedefliyor.<br />

Çin’de salt hidrojen satacağı bir istasyon kuran şirket<br />

bu hedefinin ilkini gerçekleştirdi.<br />

Sinopec, hidrojen alanında çalışmalar yürütmek<br />

üzere yeni bir birim oluşturdu. Sinopec Xiong’an New<br />

Energy adlı yeni şirket, inşa işlerini ve şebekenin yönetimini<br />

yürütmekle yükümlü olacak. Yeni oluşturulan<br />

şirket, yüzde 100 oranında Sinopec ana şirketine<br />

ait olup sermayesi ise 100 milyon yuan (13,9 milyon<br />

avro) tutarında.<br />

NASA, AY’DA NÜKLEER SANTRAL KURACAK<br />

NASA, Ay’da nükleer enerji santrali kurma hazırlıkları<br />

yapıyor. 2026 yılına kadar Ay’da nükleer<br />

enerji santrali işletmeyi planlayan NASA, proje veya<br />

planı olan girişimcilerin görüşlerini almaya başlayacak.<br />

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile<br />

birlikte ABD <strong>Enerji</strong> Bakanlığı tarafından yapılan ortak<br />

duyuruda, nükleer enerji santralinin Ay’a nasıl yerleştirileceği<br />

konusunda sistem tasarımı ve yeni fikirler<br />

arandığı aktarıldı. Duyuruda, tekliflerin 19 Şubat’a kadar<br />

ABD hükümetine teslim edilmesi istendi.<br />

Ay görevleri için güneşten bağımsız bir güç kaynağı<br />

oluşturmayı hedefleyen NASA, 2026 yılına kadar<br />

Ay’da çalışır durumda bir nükleer reaktör olmasını<br />

hedefliyor. Buna göre, inşa edilecek nükleer santral,<br />

dünyada üretilecek ve yine bunun ön testleri dünyada<br />

tamamlanacak. Nükleer enerji üretecek sistem uzaya<br />

gönderilecek bir araçla, Ay yüzeyine indirilecek. Dünya’dan<br />

Ay’a fırlatılacak nükleer enerji üretecek sistemin<br />

6 metre uzunluğunda ve 4 metre çapında bir<br />

silindirin içine sığması ve 6 bin kilogram daha fazla<br />

olmaması isteniyor. Sistemin ilk adımda kesintisiz<br />

olarak en az 40 kW enerji üretmesi ve 10 yıl boyunca<br />

çalışması hedefleniyor.<br />

26 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

Elektrik dağıtım şirketleri, yılda<br />

15 milyar TL yatırım yapacak<br />

ELDER Başkanı Kıvanç Zaimler, elektrik dağıtım şirketlerinin beş yıllık yatırım tutarının<br />

75 milyar TL olduğunu söyledi. Zaimler, “Bu rakam, yıllık ortalamada 15 milyar liraya<br />

karşılık geliyor. Yatırımlarımızın miktarı güncel endeksle bu yıl yaklaşık 17 milyar liraya<br />

ulaşacak. 2011-2015 tarife döneminde aynı para endeksiyle toplam yatırım 25 milyar<br />

liraydı. 2016-2020 dönemini kapsayan 5 yılda bu rakam 50 milyar lira oldu, üç misline<br />

çıkan bir şebeke yatırımından bahsediyoruz” dedi…<br />

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER)<br />

Başkanı Kıvanç Zaimler, AA muhabirine yaptığı açıklamada,<br />

dağıtım şirketlerinin yatırımların artırılması<br />

ve kalitenin iyileştirilmesini yönünde bir rota belirlediğini<br />

söyledi. Yatırımların odağına hizmet kalitesi<br />

ve tüketici memnuniyetini aldıklarını ifade eden Zaimler,<br />

<strong>2021</strong>-2025 döneminin ilk yılına planladıkları<br />

şekilde başladıklarını kaydetti.<br />

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Başkanı<br />

Kıvanç Zaimler<br />

Zaimler, elektrik dağıtım şirketlerinin <strong>2021</strong>-2025<br />

dönemi için toplam 75 milyar liralık yatırım yapacaklarını<br />

vurgulayarak, “Bu rakam, yıllık ortalamada<br />

15 milyar liraya karşılık geliyor. Yatırımlarımızın<br />

miktarı güncel endeksle bu yıl yaklaşık 17 milyar<br />

liraya ulaşacak. 2011-2015 tarife döneminde aynı<br />

para endeksiyle toplam yatırım 25 milyar liraydı.<br />

2016-2020 dönemini kapsayan 5 yılda bu rakam 50<br />

milyar lira oldu. Esasında baktığınızda 3 misline çıkan<br />

bir şebeke yatırımından bahsediyoruz” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Artan nüfus, kentleşme ve şehirlerin demografik<br />

yapısı gibi nedenlerle büyük ölçüde şebeke yatırımlarına<br />

harcama yapıldığına dikkati çeken Zaimler,<br />

“Bu yıl yatırımlarımızın yüzde 70’i şebekeye gitti.<br />

<strong>2021</strong>’de sektör olarak kırsal bölgelerdeki yatırımlarımıza<br />

ağırlık verdik. Kırsaldaki şebekenin ihtiyaçları,<br />

oraya elektrik götürülmesi, oralarda kesintilerin<br />

yaşanmaması için buralardaki yatırımlarımız çok<br />

önemliydi” diye konuştu.<br />

Zaimler, yenilenebilir enerjinin Türkiye’de yükselen<br />

bir enerji kaynağı olduğuna işaret ederek,<br />

“Burada dağıtım şirketlerinin daha fazla yatırım<br />

yapması gerektiği, kendi bölgelerindeki sorumluluklarının<br />

artacağı gerçeği ortaya çıkıyor. Dağıtım<br />

şirketleri hem teknik altyapı hem de nitelikli insan<br />

kaynağı açısından yenilenebilir enerjiyle yaşanacak<br />

dönüşüme, değişikliğe hazır” değerlendirmesinde<br />

bulundu.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 27


YATIRIM<br />

<strong>Enerji</strong>sa’nın Eşarj’daki hissesi<br />

yüzde 94’e yükseldi<br />

<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong>, 2018 yılında çoğunluk hissesini aldığı Eşarj’daki payını yüzde 94’e çıkardı. Satın alma bedelinin<br />

42.4 milyon TL olduğunu söyleyen <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> CEO’su Murat Pınar, “10 yıl içinde ülkemizdeki elektrikli<br />

araç sayısının 1 milyona ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla çok büyük bir potansiyel söz konusu. Eşarj olarak<br />

biz de hem ülkemiz hem müşterilerimiz için önümüzdeki dönemde hız kesmeden istasyon sayımızı arttırarak<br />

Türkiye’nin şarj istasyonu alt yapısını en hızlı şarj istasyonlarımız ile örmeye devam edeceğiz” dedi…<br />

<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> CEO’su Murat Pınar, elektrikli<br />

araç şarj istasyonları ağı şirketi Eşarj’daki ortaklık<br />

paylarını yüzde 94’e yükselttiklerini açıkladı. Sabancı<br />

Holding ile Alman enerji devi E.ON’un yüzde<br />

50’şer payla ortak olduğu <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong>, elektrikli<br />

şarj istasyonları ağı alanındaki gücünü daha da arttırdı.<br />

Şirket, Türkiye’nin ilk ve en hızlı elektrikli şarj<br />

istasyonu ağı Eşarj hisselerindeki çoğunluk payını<br />

arttırdı. <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong>, 2018 yılında sürdürülebilir<br />

ve çevreye duyarlı gelecek kurma misyonu doğrultusunda<br />

çoğunluk hisselerini satın aldığı Eşarj’ın<br />

yüzde 14 hissesini daha 42,4 milyon TL karşılığında<br />

devralarak şirketteki hisse payını arttırdı. Böylece<br />

<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong>’nin Eşarj şirketindeki ortaklık payı<br />

yüzde 94’e yükseldi.<br />

Son yıllarda artan elektrikli otomobil talebiyle<br />

beraber Türkiye çapındaki istasyon sayısını da arttıran<br />

Eşarj, Türkiye’de 2009 yılından beri şarj operatörlüğü<br />

hizmetini sağlayan ilk oyuncu unvanına<br />

sahip. Türkiye’de 251 lokasyonda 155’i hızlı şarj istasyonu<br />

olmak üzere 468 şarj istasyonuyla faaliyet<br />

gösteren Eşarj, Türkiye’nin ilk ve en hızlı elektrikli<br />

araç istasyon ağı konumunda yer alıyor. <strong>Enerji</strong>sa<br />

<strong>Enerji</strong>, satın alma sonrasında e-mobilite alanında<br />

yenilikçi ve öncü konumunu güçlendirmeyi ve ulaşımın<br />

karbonsuzlaşmasına katkıda bulunarak çözümler<br />

sunmayı hedefliyor.<br />

“E-Mobilite’ye öncülük ediyoruz”<br />

<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> CEO’su ve Eşarj Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Murat Pınar, e-mobilite konusunu Türkiye’de<br />

ilk kez gündemine alan enerji şirketlerinden<br />

biri olmaktan gurur duyduklarını vurguladı. 2018<br />

yılından beri çoğunluk hisselerine sahip oldukları<br />

Eşarj’daki paylarını yüzde 94’e yükseltmekten memnuniyet<br />

duyduklarını dile getiren Murat Pınar, “Dünyada<br />

hızla büyüyen ve ülkemizi de etkileyecek olan<br />

e-mobilite sektörü için de Eşarj ile hazırlıklarımızı<br />

yapıyoruz ve sektöre ana iş kollarımızın dışında da<br />

öncülük etmeye devam ediyoruz” dedi.<br />

Murat Pınar, Paris İklim Anlaşması’nı Ankara’nın<br />

da imzalaması nedeniyle Türkiye’deki sürdürülebilirlik<br />

bakış açısının ve özel sektörün sorumluluklarının<br />

da değişeceğini kaydetti. Bu çerçevede <strong>Enerji</strong>sa<br />

<strong>Enerji</strong> olarak; yenilenebilir kaynaklardan dağıtık<br />

üretim, verimlilik, yeşil enerji ve depolama gibi sürdürülebilirlik<br />

ve teknoloji odaklı ürünlere yatırım<br />

yaptıklarını anlatan Pınar şöyle devam etti: E-mobilite,<br />

yatırım yaptığımız alanlardan biri ve elektrikli<br />

araç sayısının gelecek 10 yıl içerisinde ülkemizde<br />

1 milyona ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla çok büyük<br />

bir potansiyel söz konusu. Eşarj olarak biz de<br />

hem ülkemiz hem müşterilerimiz için önümüzdeki<br />

dönemde hız kesmeden istasyon sayımızı arttırarak<br />

Türkiye’nin şarj istasyonu alt yapısını en hızlı şarj istasyonlarımız<br />

ile örmeye devam edeceğiz.<br />

28 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Siz de annesi ya da babası hayatta olmayan,<br />

maddi olanakları yetersiz, yetenekli çocuklarımızın<br />

eğitimine destek olun.


MİKRO GİRİŞİM<br />

‘Kuluçka’dan 458<br />

milyonluk destek çıktı<br />

İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek tarafından düzenlenen Big Bang Startup<br />

Challenge etkinliği, bu yıl “Öncüler” mottosuyla 2 <strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong> tarihinde gerçekleştirildi.<br />

10’uncu yaşını kutlayan Big Bang’de, 2020’de 54 milyon TL’yi bulan ödül, nakit ve yatırım<br />

miktarı bu yıl yüzde 748 artışla 458 milyon TL’yi aştı…<br />

Big Bang’de Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği<br />

(ELDER) ve <strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu<br />

(EPDK) şemsiyesi altında 2 farklı girişime toplamda<br />

110 bin TL ödül vererek yenilikçi iş fikirlerinin desteklenmesine<br />

katkıda bulunmaya devam etti. EPDK<br />

Tarifeler Dairesi Başkanı Ahmet Özkaya bu kapsamdaki<br />

55 bin TL’lik ödülü, çevre kirliliğine ve karbon<br />

salınımına yol açan petrol bazlı malzemelerin kullanımını<br />

azaltmak için mantar misellerini kullanarak<br />

doğada kısa sürede tamamen çözünebilen kompozit<br />

malzemeleri tasarlamayı ve üretmeyi hedefleyen<br />

İyiEkim Myco girişimine verdiklerini duyurdu. İkinci<br />

55 bin TL’lik desteğin duyurusunu ise ELDER Genel<br />

Sekreteri Özge Özden yaptı. Orman yangınlarını<br />

büyümeden tespit eden, hava kalitesi ve gürültü ölçümü<br />

yapabilen, zehirli ve yanıcı gaz algıladığında<br />

yetkilileri uyaran bir IoT sistem çözümünü sunmayı<br />

amaçlayan Kozalak girişimi söz konusu ödülün sahibi<br />

oldu.<br />

Ödül töreninde yaptığı konuşmada Ar-Ge faaliyetlerine<br />

büyük önem verdiklerini dile getiren EPDK<br />

Tarifeler Dairesi Başkanı Ahmet Özkaya, “2014 yılından<br />

bu yana elektrik ve doğal gaz sektörlerinde 325<br />

milyon TL’lik kaynakla 335 Ar-Ge projesi kurumumuz<br />

tarafından desteklendi. Ayrıca genç girişimcilerimizi<br />

desteklemek adına 2020 yılında Ar-Ge usul<br />

ve esaslarında önemli bir değişikliğe gittik. Böylece<br />

girişimcilik, kuluçka merkezi, hızlandırma program-<br />

30 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


ları, fikir yarışmaları ve teknoparklarla ilgili yapılacak<br />

olan iş birliklerinde gerekli destek ve teşvikin<br />

sağlanmasına yönelik olarak katlanılan giderlerin de<br />

Ar-Ge faaliyetleri kapsamında değerlendirileceğine<br />

yönelik düzenlemeyi hayata geçirdik” diye konuştu.<br />

Elektrik dağıtımının inovasyon ve girişimciliği<br />

merkezine alan bir sektör haline geldiğine işaret<br />

eden ELDER Genel Sekreteri Özge Özden de “Dernek<br />

olarak odağımıza insan, çevre ve teknolojiyi alarak<br />

başta elektrik dağıtım şirketleri olmak üzere enerji<br />

sektörüne faydalı çalışmalar üretilmesine öncülük<br />

etmekte ve bu çalışmalara destek oluyoruz. Öncelikli<br />

hedeflerimiz arasına aldığımız iklim değişikliğiyle<br />

mücadelede, teknolojiyi çevre odağında ele<br />

alarak iş süreçlerimizin daha sürdürülebilir daha<br />

hızlı ve daha güçlü bir çerçeve içerisinde daha da<br />

gelişeceğine inanıyoruz. Girişimcilik ve inovasyona<br />

verdiğimiz desteklerin bundan sonra daha da artarak<br />

devam edeceğini kurumumuz ve sektörümüz<br />

adına bir kez daha paylaşmak istiyorum” dedi.<br />

10 GİRİŞİME 26 MİLYON TL’LİK DESTEK AÇIKLANDI<br />

Big Bang <strong>2021</strong>’de 36 girişime 7 milyon 780 TL’lik<br />

finansman ve ödül sağlanırken 10 girişim ise aldıkları<br />

toplam 26 milyon 251 bin<br />

TL’lik yatırımı ilk defa Big Bang<br />

sahnesinde açıkladı. <strong>2021</strong> yılında<br />

41 İTÜ Çekirdek girişiminin<br />

aldığı 424 milyon 78 bin<br />

180 TL’lik yatırım ise Big Bang<br />

sahnesinde duyuruldu. Sahneye<br />

çıkan 20 finalist arasından<br />

alınan ödül, nakit ve yatırımlarla<br />

belirlenen ilk üç girişim ise Evodice, DeepSport<br />

ve Kozalak oldu.<br />

Ev sahibi İTÜ ARI Teknokent, beş girişime İTÜ Çekirdek<br />

kapalı ofis ödülü, altı girişime ise Innogate ödülü<br />

verirken, diğer girişimlere ise İTÜ MAGNET ve açık<br />

ofis ödülleri verdiğini duyurdu.<br />

Etkinlikte İstanbul Sanayi<br />

Odası, Elginkan Vakfı, İstanbul<br />

Büyükşehir Belediyesi-İstanbul<br />

Planlama Ajansı ve Otomotiv<br />

Endüstrisi İhracatçılar Birliği<br />

(OİB), Teknoloji ile Üretelim,<br />

<strong>Enerji</strong>SA, AgeSA, Agito, Anadolu<br />

Efes, AKSigorta, AXA Sigorta,<br />

Elder, Ford Otosan, HDI Sigorta, Teknasyon, Türkiye<br />

Sigorta ve Yapı Kredi Teknoloji gibi paydaşlar girişimcilere<br />

yatırım, hibe ve ödül desteğinde bulundu.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 31


KAPAK<br />

<strong>2021</strong> YILINDA DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE<br />

ENERJİNİN GÜNDEMİ FİYATLAR OLDU<br />

Tüm dünya unutulmayacak bir yılı geride bıraktı. <strong>2021</strong> yılı maalesef her açıdan beklenildiği<br />

gibi geçmedi, enerji sektörü de bu hareketli yıldan nasibine düşeni aldı. Tüm dünya özellikle<br />

yılın son aylarında enerji maliyetlerini, artan faturaları konuştu. Türkiye de ise bize özgü<br />

nedenlerle fiyatlar daha hızlı bir artış yaşadı.<br />

Öte yandan Karadeniz’de yeni bir doğal gaz keşfi,<br />

Akkuyu Nükleer Santrali’nin üçüncü ünitesinin temelinin<br />

atılması, depolama tesislerindeki artış gibi<br />

olumlu gelişmelerin yanı sıra Paris İklim Anlaşması’nın<br />

imzalanması pozitif gelişmeler oldu.<br />

2019 yılının sonlarında ilk olarak Çin’de görülen<br />

ve daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alınan Kovid-19<br />

salgını, <strong>2021</strong> yılına damga vurdu. <strong>2021</strong>’i “toparlanma”<br />

yılı olarak görenler yanıldı, çünkü hem<br />

salgın nedeniyle kapanmaların sürmesi hem de bir<br />

önceki yıl yaşanan tahribatın etkileri, <strong>2021</strong> yılına<br />

damgasını vurdu. Kırılgan ekonomiler, artan talebin<br />

hem lojistik hem de arz olarak karşılayamaması tüm<br />

ürünlerin fiyatını artırdı. Bu artıştan payına en fazla<br />

32 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Öte yandan Karadeniz’de yeni bir<br />

doğal gaz keşfi, Akkuyu Nükleer<br />

Santrali’nin üçüncü ünitesinin<br />

temelinin atılması, depolama<br />

tesislerindeki artış gibi olumlu<br />

gelişmelerin yanı sıra Paris İklim<br />

Anlaşması’nın imzalanması pozitif<br />

gelişmeler oldu.<br />

düşüş olan sektör ise enerji oldu. Dünya genelinde<br />

ekonomik faaliyetlerin yeniden güçlenmesi, enerjiye<br />

olan talebin artırınca hem imalat sektörlerinde hem<br />

konutlar hem de hizmet sektöründe güçlü bir elektrik<br />

talebi ortaya çıktı. Talep arttı ancak arz tarafında<br />

da sorunlar baş gösterdi. Aralarında Türkiye’nin de<br />

olduğu birçok bölgede yaşanan kuraklık, seller, kasırgalar,<br />

sıcaklık ortalamalarının ani değişimi, fosil<br />

yakıtlara olan talebi artırdı.<br />

Tüm bu sorunlara ek olarak ABD’nin yeni sondaj<br />

yapmaması, OPEC ülkelerinin petrol fiyatlarındaki<br />

artışı el altından destekleyen çabaları, Rusya’nın<br />

politik tercihleri enerjiyi ulaşılmaz hale getirdi. Kısaca<br />

genelde emtia fiyatlarında, özelde ise fosil yakıt<br />

(petrol, doğal gaz ve kömür) fiyatlarında yaşanan<br />

artışlar, <strong>2021</strong> yılına damga vurdu. Kasım-2020 ve<br />

Ekim-<strong>2021</strong> aylarını kapsayan 12 aylık dönemde Avrupa<br />

kömür fiyatı yüzde 305, Brent petrol fiyatı şgnyd<br />

89, doğal gaz fiyatı ise yüzde 91 oranında arttı.<br />

Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı olan bir ülkenin<br />

bu dalgadan etkilenmemesi mümkün değil. Ülkemizde<br />

de <strong>2021</strong> yılına enerji fiyatları damga vurdu<br />

hatta etkisi çok daha yüksek oldu. Devletin başta doğal<br />

gaz olmak üzere diğer enerji kaynaklarına verdiği<br />

sübvansiyonları artık “sürdürülemez” hale geldiği<br />

için kaldırmasıyla fiyatlar, dünya ortalamasının<br />

üzerinde arttı.<br />

<strong>2021</strong> zam yağmuruyla hatırlanacak<br />

Son olarak sanayinin ve doğal gazdan elektrik<br />

üreten santrallerin kullandığı gaza aralık ayından<br />

geçerli olmak üzere yüzde 20 zam yapıldı. BOTAŞ,<br />

kasım ayında da sanayide kullanılan doğal gaza<br />

yüzde 48.4, santrallerin kullandığı doğal gaza ise<br />

yüzde 46.8 oranlarında zam yapmıştı. Eylül ve ekim<br />

aylarında da her iki tarifeye yapılan zam oranı yüzde<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 33


15 olmuştu. Art arda gelen zamlar sonrası sanayinin<br />

kullandığı bin metreküp doğal gazın fiyatı 4 bin 179<br />

TL, santrallerin kullandığı doğalgaz da 4 bin 800 TL<br />

oldu. <strong>Aralık</strong> 2020’de her iki tarifedeki fiyat bin 400<br />

TL idi. Böylece son 1 yılda sanayi doğal gazındaki<br />

fiyat artışı yüzde 199 olurken, elektrik santrallerindeki<br />

artış da yüzde 243’ü buldu. Konuttaki doğal gaz<br />

fiyatı <strong>Aralık</strong> 2020’de bin 252 TL iken, <strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong>’de<br />

bu rakam bin 488 TL oldu. Bu tarifedeki artış oranı<br />

da yıllık yüzde 18.9 seviyesinde gerçekleşti. <strong>Ocak</strong><br />

<strong>2022</strong> tarihinde gelecek zamlar artış oranları çok<br />

daha üst seviyelere çıkacak. Elektrikte ise ilk olarak<br />

<strong>Ocak</strong> <strong>2021</strong>’de yüzde 6.5, temmuzda ise yüzde 15<br />

zam yapılmıştı. Ancak yılın ilk ayındaki zam oranı<br />

yüzde 100’ü aştı.<br />

Akaryakıtta eşel-mobil sistemine son verildi<br />

<strong>2021</strong>’deki bir diğer gelişme de 2018 yılından<br />

beri akaryakıt ürünlerinde uygulanan eşel-mobil<br />

sistemine son verilmesi kararıydı. Bilindiği üzere,<br />

eşel-mobil akaryakıt fiyatlarındaki dönemsel artışların<br />

enflasyonist etkilerini önlemek amacıyla,<br />

uluslararası petrol fiyatları ve döviz kuru artışlarına<br />

bağlı olarak oluşacak fiyat artışlarının, ÖTV’den<br />

karşılanarak pompa satış fiyatına yansımamasını<br />

sağlıyordu. Ancak <strong>2021</strong> yılının son çeyreğinde artan<br />

döviz kuruna bağlı olarak, eşel-mobil sistemi nedeniyle<br />

akaryakıt ürünlerinde ÖTV oranı sıfırlandı. Bu<br />

nedenle 22.12.<strong>2021</strong> tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan<br />

ve aynı tarih itibarıyla yürürlüğe giren “4938<br />

sayılı Cumhurbaşkanı Kararı” ile sistemin kademeli<br />

olarak kaldırılmasına karar verildiği duyuruldu.<br />

Akkuyu’da 3. ünitenin temeli atıldı<br />

Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olacak Akkuyu<br />

Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin temeli,<br />

10 Mart <strong>2021</strong>’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />

Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir<br />

Putin’in canlı bağlantıyla katıldığı törenle atıldı.<br />

Her biri 1200 megavatlık 4 reaktörden oluşacak ve<br />

toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak<br />

santralin ilk ünitesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.<br />

yılının kutlanacağı 2023’te devreye alınması hedefleniyor.<br />

Kalan 3 ünitenin de birer yıl arayla 2026<br />

sonuna kadar faaliyete geçmesi planlanıyor. Tam<br />

kapasite devreye girdiğinde yılda yaklaşık 35 milyar<br />

kilovatsaat elektrik üretecek santralin, Türkiye’nin<br />

elektrik talebinin yüzde 10’unu karşılayacağı hesaplanıyor.<br />

Yeni gaz sahası keşfedildi<br />

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 Haziran’da<br />

Sakarya Gaz Sahası’nda bulunan Amasra-1<br />

kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğal<br />

gaz keşfi bulunduğunu açıkladı. Fatih sondaj gemisinin<br />

yaptığı keşifle Türkiye’nin Karadeniz’deki toplam<br />

gaz keşfi, 540 milyar metreküpe ulaşmış oldu.<br />

Öte yandan Cumhurbaşkanı, aynı tarihte Filyos Limanı<br />

Açılışı ve Doğalgaz İşleme Tesisleri temelini<br />

de atarak keşfedilen doğal gazın 2023 yılında kullanılmaya<br />

başlanacağını söyledi. Sakarya Gaz Sahası<br />

Geliştirme Projesi’nin ilk fazında, günde 10 milyon<br />

metreküp doğal gazın karadaki işleme tesisine ulaş-<br />

34 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


tırılması, gelecek yıllarda proje kapasitesinin günde<br />

40 milyon metreküpe çıkarılması öngörülüyor.<br />

1 Haziran’da YEK-G sistemi başladı<br />

<strong>2021</strong> yılında enerji piyasasında önemli regülasyonlar<br />

yapıldı. Bunlardan biri de <strong>Enerji</strong> Piyasaları<br />

İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde hizmete açılan Vadeli<br />

Elektrik Piyasası ve Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Kaynak<br />

Garanti (YEK-G) sistemi oldu. 1 Haziran’da uygulanmaya<br />

başlayan sistemle elektrik ticaretinde şeffaf<br />

ve rekabetçi bir ortam sağlandı. Vadeli Elektrik Piyasası<br />

ve elektriğin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini<br />

kanıtlayan YEK-G sistemi ile sürdürülebilir<br />

yatırım ortamının iyileştirilmesi hedefleniyor.<br />

Hatay’da yeni FSRU tesisi açıldı<br />

<strong>Enerji</strong> arzını güvence altına almak için alternatif<br />

olarak devreye alınan FSRU tesislerine bir yenisi<br />

daha eklendi. BOTAŞ’a ait Hatay Dörtyol’daki Ertuğrul<br />

Gazi Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Tesisi<br />

(FSRU) 25 Haziran’da faaliyete başladı. Türk bayrağına<br />

sahip ilk FSRU olma özelliği taşıyan Ertuğrul<br />

Gazi, 110 milyon metreküp depolama ve günlük 28<br />

milyon metreküp gazlaştırma kapasitesiyle arz güvenliğinde<br />

önemli bir rol üstlenecek.<br />

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı imzaladı<br />

İki yılı aşkın bir zaman önce açıklanan ancak<br />

başta ABD olmak üzere bazı gelişmiş ülkelerin imza<br />

atmaktan imtina ettiği Paris İklim Anlaşması, <strong>2021</strong><br />

yılında yeniden gündeme geldi. ABD’nin ardından<br />

Türkiye de anlaşmayı imzalayarak iklim kriziyle mücadelede<br />

“ben de varım” dedi.<br />

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eylül<br />

ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Türkiye’nin<br />

Paris İklim Anlaşması’na imza atacağını açıklamasının<br />

ardından anlaşma, TBMM’de onaylandı ve<br />

7 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe<br />

girmiş oldu.<br />

Türkiye’nin 4. sondaj gemisi filoya katıldı<br />

Akdeniz ve Karadeniz’de gaz ve petrol aramalarını<br />

sürdüren Türkiye, yılın son aylarında filosuna<br />

7. nesil olarak nitelendirilen bir sondaj gemisi daha<br />

kattı. Fatih, Yavuz ve Kanuni’nin ardından filoya dahil<br />

olan dördüncü sondaj gemisi, 12 bin 200 metre<br />

derinliğe kadar inebilecek ve 3 bin 600 metre derinliğe<br />

kadar işlem yapabilecek. Boyu 238 metre, eni<br />

42 metre olan gemi Karadeniz gazını 2023’e yetiştirmek<br />

için katkı sağlayacak.<br />

Elektrik faturalarındaki TRT payı kaldırıldı<br />

Elektrikte TRT payını kaldıran düzenlemeyi içeren<br />

kanun teklifi, 23 Kasım’da TBMM Sanayi, Ticaret,<br />

<strong>Enerji</strong>, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda<br />

kabul edildi. Bu kararla elektrik faturalarında<br />

aktif enerji tüketim bedeli üzerinden toplam yüzde<br />

2,7’lik indirim uygulanacak. Söz konusu kalemlerin<br />

kaldırılması mesken abonelerinin faturalarında yaklaşık<br />

930 milyon liralık indirim olarak yansıyacak.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 35


DÜNYA GÜNDEMİ<br />

Esen Erkan<br />

Rekora imza atan kömür talebi,<br />

net sıfır hedeflerini tehdit ediyor<br />

Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı (IEA) tarafından her yıl yayınlanan Kömür Raporu’na göre, <strong>2022</strong> yılında<br />

gerçekleşecek hızlı ekonomik toparlanma ile elektrik üretiminde küresel kömür talebi tüm zamanların<br />

en yüksek seviyesine ulaşacak. Doğal gaz fiyatlarındaki keskin artış ve düşük karbonlu kaynakların hızla<br />

artan enerji talebini karşılayamaması, maliyet açısından kömürü daha rekabetçi hale getirerek talebi<br />

artırıyor. Uluslararası sera gazı emisyonlarını azaltma vaatlerini tehlikeye atan bu durum, IEA’ya göre, iklim<br />

hedeflerini daha da ulaşılamaz hale getirecek…<br />

Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı (IEA) tarafından yayınlanan<br />

Kömür <strong>2021</strong> raporu, salgın sonrası toparlanmaya<br />

başlayan ekonomilerle birlikte yenilenebilir<br />

enerji kapasitesinin artan enerji talebine yetişemediğini<br />

ve artan doğal gaz fiyatlarıyla da birleştiğinde<br />

kömür talebinin tüm zamanların en yüksek seviyesine<br />

ulaştığını açıkladı. Rapora göre, elektrik sektörü<br />

dışındaki kullanımlar da dahil olmak üzere, <strong>2021</strong> yılında<br />

yüzde 6 oranında büyüyen kömür talebi, <strong>2022</strong><br />

yılında tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşacak<br />

ve önümüzdeki iki yıl boyunca bu seviyelerde<br />

kalacak.<br />

Küresel kömür piyasasına hakim olan Asya’da,<br />

Çin ve Hindistan toplam talebin üçte ikisini oluşturuyor.<br />

Kömüre bağımlı olan ve toplam nüfusu yaklaşık<br />

3 milyar olan bu iki ekonomi, gelecekteki kömür talebinin<br />

anahtarını elinde tutuyor. Artan kömür eğiliminin<br />

büyük bir bölümünden Asya’daki kömüre dayalı<br />

elektrik üretimi sorumlu tutulurken Hindistan’da<br />

kömürle çalışan kapasitenin yüzde 12 oranında bü-<br />

36 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


IEA’nın raporu, yenilenebilir enerji kaynaklarının<br />

<strong>2021</strong>’de yüzde 6 büyüdüğünü, ancak ekonomik<br />

büyümeyi boğan ani Kovid-19 karantinalarının<br />

ardından ekonomilerin yeniden açılmasıyla bu artışın<br />

talepteki artışa ayak uyduramadığını ortaya koydu.<br />

yüyeceği tahmin ediliyor. Çin’in yakın zamanda 2060<br />

yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma<br />

planlarını açıklamasına rağmen, kömürle çalışan<br />

elektrik üretiminde yüzde 9 artış olması bekleniyor.<br />

Çin ve Hindistan etkileyici miktarda güneş ve<br />

rüzgar kapasitesine sahip olsalar da her iki ülkede<br />

de tüm zamanların yeni kömür rekorları kırılacak.<br />

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nde bu<br />

yıl kömürden elektrik üretimi yaklaşık yüzde 20 artacak.<br />

Bu iki ülkedeki kömür kullanımının, elektrik<br />

talebindeki yavaş büyüme ve yenilenebilir enerjinin<br />

hızlı genişlemesi nedeniyle gelecek yıl tekrar düşüşe<br />

geçmesi bekleniyor.<br />

Kömür fiyatlarındaki dalgalanma sürüyor<br />

Kömür fiyatları, 2020’nin ikinci çeyreğinde ton<br />

başına 50 dolara düştükten sonra, ekonomik aktivitedeki<br />

toparlanmayla artmaya başladı. <strong>2021</strong>’de küresel<br />

kömür fiyatları belirleyicisi olan Çin’de talebin<br />

arzı geçmesinin yanı sıra arz kesintileri ve küresel<br />

olarak artan doğal gaz fiyatları nedeniyle fiyatlar<br />

daha da yükseldi. Kömür fiyatları, örneğin Avrupa’da<br />

ithal edilen termal kömürün ton başına 298 dolara<br />

ulaşmasıyla, Ekim <strong>2021</strong>’in başlarında tüm zamanların<br />

en yüksek seviyelerine ulaştı. Çin hükümetinin<br />

piyasayı dengelemek için yaptığı hızlı politika müdahalesi<br />

fiyatlar üzerinde hızlı bir etki yaptı. <strong>Aralık</strong> ortası<br />

itibarıyla Avrupa fiyatları ton başına 150 doların<br />

altına düştü.<br />

Zaman çizelgelerinde çelişkiler var<br />

IEA’nın fosil yakıtlardan çıkışı değerlendirirken<br />

çelişkili zaman çizelgeleri de var. Son IEA rapor-<br />

“HÜKÜMETLER ACİL EYLEM PLANI<br />

HAZIRLAMALI”<br />

Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol<br />

raporla ilgili açıklamasında, “Kömür, küresel karbon<br />

emisyonlarının en büyük tek kaynağıdır. Bu yılki tarihsel<br />

olarak en yüksek seviyedeki kömürlü elektrik üretimi,<br />

emisyonları net sıfıra doğru düşürme çabalarındaki<br />

yoldan ne kadar uzakta olduğumuzun endişe verici<br />

bir işaretidir” dedi. Rapor, iklim hedeflerinin daha da<br />

ulaşılamaz hale geldiğine ve enerji güvenliğinin risk altında<br />

olduğuna dikkat çekerken fosil yakıtlara yapılan<br />

yatırımların azaldığını ancak temiz enerji ve teknolojileri<br />

için fonun yeterince hızlı genişlemediğine dikkat<br />

çekiyor.<br />

Birol, “Hükümetlerin kömür emisyonlarıyla adil, ekonomik<br />

ve güvenli bir şekilde mücadele etmek için güçlü ve<br />

acil eylemleri olmadan, küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama<br />

şansımız çok az olacak” açıklamasında bulundu.<br />

Birol, “Politika yapıcılar, altta yatan nedenleri ele almak<br />

için şimdi harekete geçmeli. Yenilenebilir enerji kaynakları,<br />

enerji verimliliği ve nükleer enerji dahil olmak<br />

üzere, düşük karbonlu enerji teknolojilerine daha fazla<br />

yatırım yapılması, sağlam ve akıllı elektrik şebekelerinin<br />

genişletilmesi ile günümüzün emisyon zorluklarından<br />

kurtulmamıza yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 37


ları, 2030 yılındaki sonuçların 2050’ye kadar net<br />

sıfır emisyon yolunda ne kadar kritik olduğunu vurguluyordu.<br />

IEA “Kömür <strong>2021</strong>” raporu da bugünden<br />

2024’e kadar olan döneme odaklanıyor. Buna göre,<br />

kömür tüketimi 2024’te yatay bir seyir izlemeden<br />

büyümeye dönecek. IEA, <strong>2021</strong>-2024 döneminde<br />

mutlak kömürlü elektrik üretiminde küçük bir artışa<br />

işaret ediyor ancak kömürün aynı dönemde artan<br />

küresel enerji tüketimine esasen hiçbir katkısı yok.<br />

<strong>2021</strong>-2024 yılları arasında elektrik talebinde<br />

öngörülen 2.099 TWh artışın yüzde 89’unun yenilenebilir<br />

ve nükleer enerjiden, yüzde10,5’inin gaz ve<br />

kömürden geleceği ve kömürün artan elektrik üretimine<br />

katkısının ihmal edilebilir düzeyde olacağı<br />

tahmin ediliyor. Bu nedenle kömür, <strong>2021</strong>-2024 döneminde<br />

yeni elektrik üretimi için önemli bir paya<br />

işaret etmiyor. Bu, rekor kömür tüketimine odaklanan<br />

raporda ise farklı bir bakış açısıyla sunuluyor.<br />

Buradaki önemli nokta, kömürün küresel elektrik<br />

üretiminin yüzdesi olarak <strong>2021</strong>-2024 döneminde<br />

önemli ölçüde azalacak olması.<br />

2020-2024 döneminde IEA tarafından öngörülen<br />

mutlak artışların temeli, neredeyse tamamen<br />

iki ülkedeki ve bir bölgedeki artış tahminine dayanıyor.<br />

Bunlar yüzde 4.1 artışla Çin, yüzde 11 artışla<br />

Hindistan yüzde 12 artışla ve Güneydoğu Asya’daki<br />

bazı ülkeler. Kömür tüketiminde tahmin edilen bu<br />

artışların, yeni yenilenebilir kaynaklardan elektrik<br />

üretiminin küçük bir kısmı olduğunu ve bunların yıllık<br />

artışlar değil, üç yıl içindeki artış olarak tahmin<br />

edildiğini belirtelim. Çin’de artışın çoğu <strong>2021</strong>’den<br />

geliyor, sonraki yıllarda sadece yüzde 0,5’lik artışlar<br />

olurken, Hindistan’ın yıllık yüzde 3,9 artması bekleniyor.<br />

Hindistan ve Çin hakkında yapılan bu varsayımlar,<br />

özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla<br />

rekabet açısından bu ülkelerdeki kömür kullanımını<br />

ele almada yetersiz kalıyor.<br />

KÖMÜRÜN KADERİ ÜLKELERİN<br />

HIZINA BAĞLI<br />

Birçok ülke tarafından yapılan net sıfır emisyona<br />

ulaşma taahhütleri, kömür için çok güçlü etkilere sahip<br />

olmasına rağmen henüz görünür olma noktasında<br />

değil. Japonya, Kore ve Çin, yurtdışında yeni kömürlü<br />

termik santral projeleri inşa etmek için kamu<br />

finansmanını durdurmayı taahhüt etti. Küresel Kömürden<br />

Temiz <strong>Enerji</strong>ye Geçiş Bildirisi gibi yeni taahhütler,<br />

kömür üzerinde ek baskı oluşturuyor. Kömürün<br />

kaderi, ülkelerin net sıfır taahhütlerini ne kadar<br />

hızlı ve etkili bir şekilde yerine getireceklerine bağlı<br />

görünüyor. Net sıfır karbon ekonomisindeki kömür<br />

talebinin seviyesi ise karbon yakalama, kullanma ve<br />

depolama (CCUS) teknolojilerinin uygulanmasına<br />

yönelik çabaların ne kadar başarılı olduğuna bağlı<br />

gelişecek.<br />

38 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK<br />

Glasgow’dan “aşamalı<br />

olarak azaltma” kararı çıktı<br />

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26), 1 -13 Kasım<br />

tarihleri arasında, Birleşik Krallık başkanlığında, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşti. Sonuç<br />

bildirgesinde, ülkelerin iklim kriziyle mücadeleye yönelik hedeflerinin, küresel sıcaklık artışını 1,5<br />

dereceyle sınırlandırmayı amaçlayan Paris Anlaşması hedeflerine uzaklığına dikkat çekildi. Ulusal<br />

katkıların acilen gözden geçirilmesi çağrısı yapıldı…<br />

Zirvenin “Daha iyi bir dünya için yarış” etkinliğinde<br />

konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres,<br />

hükümetler, iş dünyası, yerel yönetimlerin<br />

verdikleri net sıfır taahhütlerini denetleyecek bir çalışma<br />

grubu görevlendireceğini söyledi. Çok sayıda<br />

sivil toplum örgütünü içeren COP26 koalisyonu tarafından<br />

yapılan açıklamada da güven kaybına dikkat<br />

çekilerek gelişmiş ülkelerin iklim borcunu ödemeleri<br />

ve iklim krizi sonucu gelişmekte olan ülkelerde<br />

40 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


ortaya çıkan kayıp ve zararları karşılamaları çağrısı<br />

yapıldı.<br />

Konferansta imzalanan anlaşmada kömürün<br />

aşamalı olarak azaltılması taahhüdü, emisyon<br />

azaltma planlarının düzenli olarak gözden geçirilmesi<br />

ve gelişmekte olan ülkelere daha fazla finansal<br />

destek gibi önemli kararlar var. Ancak kömür taahhütleriyle<br />

ilgili taslak metinlerde yer alan ifadelerin<br />

değiştirilmesi de tartışmalara neden oldu.<br />

Glasgow İklim Anlaşması ile birlikte “aşamalı<br />

olarak kömür kullanımının azaltılması” da planlanıyor.<br />

Bu yönüyle anlaşma, kömür kullanımını<br />

azaltmayı hedefleyen tarihteki ilk anlaşma. Ancak<br />

anlaşmanın daha önceki taslak metinlerinde kömürün<br />

“aşamalı olarak sonlandırılması” taahhüdü, son<br />

dakika Hindistan’ın itirazlarıyla karşılaştı. Hindistan<br />

İklim Bakanı Bhupender Yadav, “Kalkınma ve yoksullukla<br />

uğraşan gelişmekte olan ülkelerden, kömür ve<br />

fosil yakıt sübvansiyonlarını aşamalı olarak sonlandırma<br />

vaatleri vermesi nasıl beklenebilir?” dedi.<br />

Bazı ülkeler hayal kırıklıklarını ifade ederken söz<br />

konusu ifade “aşamalı olarak azaltmak” şeklinde<br />

değiştirildi. Zirveye başkanlık eden Alok Sharma<br />

olayların böyle gelişmesi nedeniyle “çok üzgün” olduğunu<br />

belirtti ancak daha sonra verdiği demeçte<br />

son dakika değişikliğini bir “başarısızlık” olarak tanımlayamayacağını<br />

söyledi. Bunun tarihi bir başarı<br />

olduğunu dile getiren Sharma şöyle devam etti: 1,5C<br />

hedefini ulaşılabilir tuttuk. Altı yıldır dünyayı koruyan<br />

GÜVEN KAYBI OLUŞTU<br />

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın ve Climate<br />

Action Tracker’ın analizleri, Glasgow’da verilen taahhütler<br />

de dahil olmak üzere tüm planlar dikkate<br />

alındığında 2,4 derecelik bir ısınma yolunda olduğumuza<br />

işaret ediyor. Ayrıca iklim finansmanına<br />

ilişkin olarak 2009 yılında gelişmiş ülkeler tarafından<br />

verilmiş olan yıllık 100 milyar dolar tutarında<br />

kaynak ayrılması yönündeki söz de halen tutulamadı.<br />

Bunlara ek olarak iklim krizinin etkilerine karşı<br />

hassas konumda olan ülkelerde yaşanan kayıp ve<br />

zararların giderilmesine yönelik fon konusunda da<br />

uzlaşılamadı. Bu gelişmeler COP26’ya yönelik, verilen<br />

sözlerin inandırıcılığına dair güven kaybına<br />

neden oldu.<br />

Paris Anlaşması’nı kapattık. Bunu da İngiltere başkanlığında<br />

yaptık. İklim değişikliğine karşı korumasız<br />

ülkeler için daha fazla para sağladık. Kömürün<br />

tarih olacağı bir yolda olduğumuzu söyleyebiliriz.<br />

Çin ve ABD, uzun yıllar sonra ilk kez anlaştı<br />

Dünyanın en büyük iki karbon emisyonu üreten<br />

ülkesi ABD ve Çin, Glasgow İklim Zirvesi kapsamında<br />

iklim değişikliğiyle mücadelede iş birliğini hızlandırmak<br />

için anlaşma yaptıklarını açıkladı. ABD Dışişleri<br />

tarafından paylaşılan iki ülke ortak açıklamasında,<br />

ABD ve Çin’in iklim değişikliği konusundaki çabaları<br />

memnuniyetle karşıladığı ancak Paris Anlaşması’nın<br />

hedeflerine ulaşmak için yapılması gerekenler<br />

ile mevcut çabalar arasında önemli bir boşluk olduğunu<br />

kabul ettiği ifade edildi. Açıklamada, iki tarafın<br />

iş birliği yapmayı planladığı konular, şöyle sıralandı:<br />

2020’lerde sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla<br />

ilgili düzenleyici çerçeveler ve çevresel standartlar<br />

oluşturmak; temiz enerji geçişinin toplumsal<br />

faydalarını maksimize etmek; son kullanım sektörlerinin<br />

karbon emisyonunu azaltmak ve elektrik<br />

kullanımını teşvik edecek politikalar üretmek, yeşil<br />

tasarım ve yenilenebilir kaynak kullanımı gibi döngüsel<br />

ekonomiyle ilgili kilit alanlar kurmak, doğrudan<br />

hava yakalama gibi teknolojileri konuşlandırmak<br />

ve uygulamak.<br />

Anlaşma kapsamında; ABD, 2035 yılına kadar<br />

karbon kirliliği içermeyen yüzde 100 elektriğe<br />

ulaşma hedefi belirledi. Çin, ise beş yıllık plan kapsamında<br />

kömür tüketimini azaltacak ve bu çalışmayı<br />

hızlandırmak için elinden gelen çabayı gösterecek.<br />

Ortak açıklamada, anlaşmada her iki ülkenin gelişmekte<br />

olan ülkelerin iklim konusunda ihtiyaçlarını<br />

karşılamak için 2025 yılına kadar her yıl ortaklaşa<br />

100 milyar dolar yardım yapmayı taahhüt ettiği bilgisi<br />

paylaşıldı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 41


SONUÇ BILDIRGESINDE ÖNE ÇIKANLAR<br />

İklim kriziyle mücadele ve uyumda, ormanlar<br />

ve okyanuslar dahil olmak üzere karasal ve<br />

denizel ekosistemlerin korunmasının önemi<br />

vurgulandı. Atmosfere salınan CO2’nin yaklaşık<br />

yüzde 50’sini tutan ormanlar ve okyanuslar,<br />

bunun yanı sıra doğal afet risklerinin kontrolü,<br />

iklimin düzenlenmesi, toprak oluşumu ve besin<br />

döngüsünün sağlanması gibi kritik ekosistem<br />

hizmetleri de sunuyor.<br />

Fosil yakıt teşviklerinin kaldırılması ve kömür<br />

kullanımının azaltılarak temiz enerjiye adil<br />

geçişin hızlandırılması çağırısında bulunuldu.<br />

Böylece iklim krizinin esas nedeni olan fosil<br />

yakıt kullanımının azaltılması ilk kez bir iklim<br />

zirvesinin sonuç bildirgesine girmiş oldu.<br />

İnsan faaliyetleri sonucu yeryüzündeki sıcaklık<br />

artışının 1,1 °C’yi bularak alarm verici boyuta<br />

ulaştığı; 1,5 °C eşiğinin aşılmaması için küresel<br />

ölçekte CO2 salımının 2030 yılına kadar yüzde<br />

45 oranında azaltılması ve 2050’de net sıfır hedefine<br />

ulaşılması gerektiği hatırlatıldı. Ulusal<br />

katkılarını henüz güncellememiş olan ülkeler<br />

bir an önce harekete geçmeye davet edildi. Türkiye,<br />

güncellenmiş ulusal katkı beyanını <strong>2022</strong><br />

yılında açıklayacağını duyurdu.<br />

Metan başta olmak üzere CO2 dışındaki sera<br />

gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik çabaların<br />

artırılması talep edildi. Zirvenin ilk haftasında<br />

ABD ve AB ülkeleri de dahil olmak üzere<br />

100’den fazla ülke metan gazı emisyonlarını<br />

2030’a kadar yüzde 30 oranında azaltma taahhüdü<br />

vermişti. 2025 öncesinde ve sonrasında<br />

iklim finansmanı için 100 milyar dolar hedefinin<br />

yerine getirilmesi için gelişmiş ülkelerin<br />

acilen harekete geçmesi çağırısında bulunuldu.<br />

Paris Anlaşması’nda ortaya konulan Küresel<br />

Uyum Hedefi’ne yönelik Glasgow – Şarm El<br />

Şeyh Çalışma Programı başlatıldı. Bu kapsamda<br />

ülkeler, gelecek yılki iklim zirvesine kadar<br />

iklim değişikliğine uyumun hızlandırılması ve<br />

bu yöndeki desteklerin artırılması konularında<br />

çalışacak.<br />

Ülkeler tarafından ortaya konan emisyon azaltımı<br />

hedefleri ve bu yolda kaydettikleri ilerlemenin<br />

şeffaf biçimde takip edilebilmesi ve bu<br />

hedeflerin yerine getirilmesine yönelik uluslararası<br />

iş birliği mekanizmasının kuralları üzerinde<br />

uzlaşıya varıldı.<br />

42 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Küresel <strong>Enerji</strong> Dönüşümünde Durum:<br />

Başarılar, Engeller,<br />

Yenilikler ve Gelecek<br />

Perspektifleri<br />

Bilgi birikiminizi derinleştirmek ve<br />

tecrübelerinizi paylaşmak için<br />

IRENEC <strong>2022</strong>’ye katılın!<br />

IRENEC <strong>2022</strong><br />

12. ULUSLARARASI<br />

%100 YEN‹LENEB‹L‹R<br />

ENERJ‹ KONFERANSI<br />

9-11 HAZİRAN <strong>2022</strong><br />

www.irenec.org<br />

www.eurosolar.org.tr


ANALİZ<br />

Türkiye, yeşil hidrojen<br />

ihracatçısı olabilir ama…<br />

SHURA tarafından hazırlanan rapora göre; Türkiye, 2050’de yıllık 3,4 milyon ton yeşil hidrojen üretme<br />

ve yıllık 1,5 ila 1,9 milyon ton hidrojen ihraç etme potansiyeline sahip. 3,4 milyon ton yeşil hidrojen<br />

üretimi için ise gerekli olan toplam yatırım tutarı, 85 ila 119 milyar dolar…<br />

44 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


SHURA <strong>Enerji</strong> Dönüşümü Merkezi’nin, Bilkent<br />

<strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma Merkezi ve Alman <strong>Enerji</strong><br />

Ajansı (dena) iş birliğiyle hazırladığı “Türkiye’nin Yeşil<br />

Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin Teknik<br />

ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi” raporu, online<br />

tanıtım toplantısında açıklandı. Raporda, uygun<br />

yatırımlar ve politikalarla Türkiye’nin 2050’de yıllık<br />

3,4 milyon tona (Mt) kadar yeşil hidrojen üretimine<br />

ulaşabileceği ve bunun 1,5 ila 1,9 Mt’nun ihraç edilebileceği<br />

belirtildi. 7 <strong>Aralık</strong> Salı günü gerçekleştirilen<br />

etkinliğin açılış konuşmalarını, Türk-Alman <strong>Enerji</strong><br />

Forumu’ndan Alman Federal Ekonomi ve Teknoloji<br />

Bakanlığı İkili <strong>Enerji</strong> İş Birliği Bölümü Direktör Yardımcısı<br />

Beatrix Massig, <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanlığı <strong>Enerji</strong> Politikaları ve Teknoloji Dairesi Başkanı<br />

Dr. Fazıl Kaytez ile Alman <strong>Enerji</strong> Ajansı (dena)<br />

<strong>Enerji</strong> Sistemleri ve <strong>Enerji</strong> Hizmetleri Bölüm Başkanı<br />

Hannes Seidl yaptı.<br />

İklim hedeflerine ulaşmak için birçok ülkenin yeşil<br />

hidrojen ithal edeceğini belirten Seidl, Türkiye’nin<br />

bu pazardan pay alabileceğine dikkat çekti. Seidl,<br />

“Türkiye, yenilenebilir enerjiden yeşil hidrojen üreterek,<br />

küresel çapta yeni oluşan bu enerji pazarında en<br />

Alman <strong>Enerji</strong> Ajansı (dena) <strong>Enerji</strong> Sistemleri ve<br />

<strong>Enerji</strong> Hizmetleri Bölüm Başkanı Hannes Seidl<br />

başından itibaren yerini alabilecek büyük bir potansiyele<br />

sahip. Bugün tanıtımını yaptığımız bu çalışma,<br />

Almanya ve Türkiye arasında bu alandaki iş birliğini<br />

güçlendirmek için önemli, aynı zamanda heyecan<br />

verici bir fırsat sunuyor” şeklinde konuştu.<br />

Raporun yazarlarından SHURA <strong>Enerji</strong> Dönüşümü<br />

Merkezi Araştırma Koordinatörü Hasan Aksoy ise<br />

MERKEZ SENARYOYA GÖRE ÜRETIME EN UYGUN BÖLGELER<br />

1. Bölge: Adana, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş,<br />

Kilis, Mersin, Osmaniye<br />

• 2. Bölge: Antalya<br />

• 3. Bölge: Aydın, İzmir, Manisa, Muğla<br />

• 4. Bölge: Balıkesir, Çanakkale, Edirne<br />

• 5. Bölge: Bursa, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova<br />

• 6. Bölge: Ardahan, Artvin<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 45


Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nın onayladığını<br />

hatırlatarak, 2030 ve 2053’e yönelik, daha kararlı iklim<br />

ve enerji dönüşümü hedeflerine ihtiyaç olacağını<br />

söyledi. Aksoy, bu hedeflere ulaşılmasında, hidrojenin<br />

rolünün anlaşılmasının kritik öneme sahip olduğunu<br />

vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti:<br />

Küresel ölçekte 2050’yi işaret eden net sıfır emisyon<br />

hedefleri, tüm enerji sisteminin karbonsuzlaşması<br />

için ortak bir çözüm olarak yeşil hidrojenin üzerinde<br />

duruyor. Türkiye enerji sisteminin dönüşümünde,<br />

yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği potansiyellerinin<br />

yanında yeşil hidrojenin rolü de anlaşılmalı<br />

ve planlamalar bu doğrultuda yapılmalı.<br />

Bunun için mevcut yenilenebilir enerji arzı ve diğer<br />

kaynakların potansiyeli göz önünde bulundurularak<br />

yeşil hidrojen arz potansiyelinin, kullanım alanlarının,<br />

maliyetlerinin ve olası ihracat potansiyellerinin<br />

anlaşılması önemli.”<br />

Yeşil hidrojenin yarısı ulaştırmaya<br />

‘Türkiye’nin Yeşil Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin<br />

Teknik ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi’<br />

raporu, hidrojen üretim potansiyelleri için<br />

sadece yenilenebilir enerji kullanımını dikkate alınarak<br />

hazırlandı. Çalışmada, yenilenebilir enerji arz<br />

gelişimi için iki, yeşil hidrojen üretimi içinse üç farklı<br />

senaryo kurgulandı.<br />

Raporda, 2050’ye kadar imalat, doğal gaz ve ulaştırma<br />

sektörlerinin toplam enerji talebinin yüzde 10<br />

ila yüzde 5’inin yeşil hidrojenle ikame edilmesi halinde,<br />

yıllık 1 ila 2 milyon ton yeşil hidrojen yurt içi<br />

talebi ortaya çıkacağı belirtiliyor. Ulaştırma sektörü<br />

2050’ye kadar yurt içi talebin yarısını oluşturacak.<br />

Bu süre içinde hidrojen talebinin dörtte biri sanayi,<br />

geriye kalan kısım ise yeşil hidrojeninin doğal gaz<br />

şebekesine karıştırılması yoluyla kullanılacak.<br />

YILLIK YATIRIM TUTARI 3-4<br />

MİLYAR DOLAR<br />

Çalışmada, 2050’de 1,9 Mt/yıl ihracat potansiyeline<br />

ulaşılmasının ardından hidrojenin TANAP gibi uluslararası<br />

boru hatlarına karıştırılarak ya da doğrudan<br />

amonyağa dönüştürülerek gemi taşımacılığı yoluyla<br />

nakledilebileceğinin altı çiziliyor.<br />

Yapılan tekno-ekonomik değerlendirmeyle rüzgar<br />

ve güneş kaynaklı elektrik kullanan alkalin ve PEM<br />

elektrolizör teknolojileri için yeşil hidrojen üretim<br />

maliyetlerinin 2050’ye kadar kilogram başına 4,14-<br />

5,17 dolardan, 1,38 – 2,46 dolara kadar düşebileceği<br />

vurgulanıyor.<br />

Hidrojenin yurt içi kullanımı ve ihracatını sağlamak<br />

amacıyla toplam yatırım hacminin 85 ila 119 milyar<br />

dolar olacağı hesaplanıyor. Bir başka deyişle, <strong>2021</strong><br />

ile 2050 arası dönemde ortalama olarak yılda 3 ile<br />

4 milyar dolar yatırım maliyeti gerektirecek. Türkiye’de<br />

bugünkü elektrik sektörü yatırımları yıllık 7<br />

milyar dolar civarında. Tahmini maliyetler ve olası<br />

ticari fiyatlamalar dikkate alındığında, çalışmada<br />

değerlendirilen hidrojen ekonomisi 2050’de Türkiye<br />

ekonomisine yıllık toplam 6 ila 8 milyar dolar<br />

brüt fayda sağlayabilir. Yeni iş yaratma ve ekonomik<br />

faaliyetlerin potansiyel yararları, Sınırda Karbon<br />

Düzenleme Mekanizması’nın etkilerinin azalması<br />

ve önüne geçilen ithal yakıt maliyetleri ise bu ekonominin<br />

temel faydaları olacak.<br />

Elektriğin yüzde 84’ü yenilenebilir<br />

kaynaklardan<br />

Çalışmada mevcut kapasite gelişim hızlarının<br />

değerlendirildiği ‘Referans Senaryo’ya göre, 2020’de<br />

44 GW olan güneş, rüzgar ve hidroelektrik kurulu<br />

güç kapasitesinin 2050 yılında 129 GW’a yükseleceği<br />

öngörülüyor. Bu kaynaklardan sağlanan 290<br />

TWh toplam yıllık elektrik üretimi, 2050’de tahmin<br />

edilen ülke çapındaki 545 TWh’lik net elektrik talebinin<br />

yüzde 53’ünü karşılayabilecek. Güneş ve rüzgar<br />

enerjisi için öngörülen teknik kapasitelerinin kullanıldığı<br />

‘Gelişmiş Senaryo’ için ek 45 GW’lık potansiyelin<br />

kullanılması halinde, yıllık 124,4 TWh ilave<br />

elektrik üretimi sağlanabilecek.<br />

Bu ilave kapasiteyle yenilenebilir enerji kaynaklarının<br />

toplam üretimi, 2050’deki toplam net elektrik<br />

talebinin yüzde 84’ünü karşılayabilecek. 2030-2050<br />

yıllarını kapsayan dönemde, il seviyesinde talep düşüldükten<br />

sonra, yenilenebilir enerjiden elde edilen<br />

toplam üretim fazlası elektrik yıllık 50-55 TWh’a ulaşacak.<br />

46 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


PERSPEKTİF<br />

“Kirleten öderse”<br />

Türkiye’nin 2030’da<br />

kömürden çıkması mümkün<br />

“Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım: Kömürden Çıkış 2030” raporuna göre kirleticilerin iklim<br />

değişikliğine sebep olan sera gazlarını serbestçe salmasının önüne geçilip, kirletme bedelleri ödetilirse<br />

ve kamu kaynaklarıyla desteklenmeleri sonlandırılırsa en geç 2030 yılına kadar Türkiye’nin elektrik<br />

üretiminde kömürden çıkması doğal seyrinde gerçekleşecek…<br />

Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal),<br />

Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Sürdürülebilir<br />

Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA),<br />

Greenpeace Akdeniz, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı<br />

Koruma Vakfı), İklim Değişikliği Politika ve Araştırma<br />

Derneği ve 350.org için modelleme çalışmasını AP-<br />

LUS <strong>Enerji</strong>’nin yaptığı raporda, <strong>2021</strong>-2035 dönemini<br />

kapsayan ‘‘mevcut durum’’, ‘‘kömürden çıkış’’, ‘‘nükleersiz<br />

kömürden çıkış’’ şeklinde 3 senaryo oluşturularak<br />

Türkiye’nin kömürden çıkış olanakları incelendi.<br />

Söz konusu rapor, mevcut kömür teşviklerinin<br />

kaldırılması ve ‘‘kirleten öder’’ ilkesi çerçevesinde<br />

karbon emisyonunun fiyatlandırılması ile en geç<br />

2030 yılına kadar kömürden çıkışın mümkün olduğunu<br />

ortaya koyuyor. Kömüre verilmekten vazgeçi-<br />

48 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


len teşvikler ve kirletenin ödediği toplam karbon maliyeti ile sağlanacak tasarrufla,<br />

dönüşümün faydalarının tüm toplumca paylaşılacağı, kimsenin mağdur<br />

olmayacağı planlamalara da kaynak ayrılabilir.<br />

2028’de ithal kömürden çıkış mümkün olabilir<br />

Kömür maliyetlerinin kirleticiler yani termik santral işletmecileri tarafından<br />

yüklenilmesi ve kömür teşviklerinin kaldırılması durumunda, elektrik üretimi<br />

için kömür kullanımı akılcı bir tercih olmaktan çıkacak ve 2028 yılı itibarıyla<br />

ithal kömürden, 2029 yılı itibarıyla ise yerli kömürden çıkış doğal seyrinde ger-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 49


çekleşecek.<br />

Kömürden çıkış senaryosunda, <strong>2021</strong><br />

yılına kıyasla elektrik sektörü kaynaklı<br />

karbon emisyonları 2035 yılında yüzde<br />

82,8 azalacak ve 27,6 milyon ton CO2<br />

seviyesine gerileyecek. Bu durum, Türkiye’nin<br />

iklim hedeflerine ulaşmasını<br />

mümkün hale getirecek. Mevcut durum<br />

senaryosunda ise 2053 karbon nötr hedefine<br />

ulaşmak çok zor bir ihtimal haline<br />

gelecek.<br />

Mevcut durum senaryosunda yenilenebilir<br />

enerjinin payı 2035’te yüzde<br />

49,4’te, yerli kaynak oranı ise yüzde<br />

59’da kalıyor. Kömürden çıkış senaryosunda<br />

ise rüzgar ve güneş enerjisi artacak;<br />

elektrik üretiminde tamamı yerli ve<br />

yenilenebilir olan enerjinin payı 2035’te<br />

iki kata çıkarak yüzde 73,6 olacak.<br />

Kömürden çıkılmasının elektrik piyasa<br />

fiyatına etkisi simülasyonun ortalarında<br />

artsa da kömürden çıkış senaryosu<br />

altında devreye giren yenilenebilir enerji<br />

kapasitesi sayesinde bu fark giderek<br />

azalacak ve 2035 yılında mevcut durum<br />

senaryosu ile neredeyse eşitlenecek.<br />

Ek 28 milyar dolarlık yatırıma<br />

ihtiyaç var<br />

Kömürden çıkış senaryosunda elektrik<br />

üretim ve iletim sistemindeki yatırım<br />

ihtiyacı kömürden çıkışın gerçekleştiği<br />

2029 yılına kadar ek 28 milyar dolar<br />

yatırım gerektiriyor. Bu da yıllık mevcut<br />

gayri safi yurt içi hasılanın yalnızca<br />

yüzde 0,5’inin ayrılması ile karşılanabilir.<br />

2030’a kadar kömürden çıkışta nükleerin<br />

bir avantajı yok. Nükleer enerjinin<br />

yüksek maliyeti ve barındırdığı riskler de<br />

dikkate alındığında Türkiye’nin nükleer<br />

enerji politikalarını yeniden gözden geçirmesi<br />

gerekiyor.<br />

Kömürden çıkış planının, kömür bölgelerindeki<br />

çalışanları ve yöre sakinlerini<br />

mağdur etmemesi için kapsayıcı ve<br />

insana yaraşır istihdam olanakları yaratacak<br />

bir Adil Geçiş Mekanizması içermesi<br />

gerekiyor.<br />

ÇIKIŞ PLANLARI ÜÇ AYRI SENARYOYA<br />

GÖRE YAPILDI<br />

​TEİAŞ Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin <strong>2021</strong> Eylül sonu verilerine<br />

göre Türkiye’deki kömürlü termik santraller<br />

toplamda 20 bin 331 MW kurulu güce sahip. Kömürlü<br />

termik santrallerinin Türkiye’nin elektrik üretimindeki<br />

payı TEİAŞ’ın üretim verilerine göre 2020 yılında<br />

yüzde 35 seviyesinde. Genel sistem maliyetleri, toplam<br />

yatırım gereksinimleri, kaynak bazlı kurulu güç<br />

ile üretim gelişimi ve karbon emisyon miktarları gibi<br />

çıktıların yer aldığı 3 senaryonun detayları şöyle:<br />

Mevcut Durum Senaryosu: Mevcut enerji politikalarının<br />

devam etmesi durumunda varılacak olan durumu<br />

göstermeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda yerli<br />

kömür santralleri için uygulanan alım garantisi ve kapasite<br />

mekanizması ödemeleri mevcut haliyle devam<br />

ettirilmiştir. Senaryo periyodu içerisinde herhangi<br />

bir karbon fiyatlandırma mekanizması uygulanmamaktadır.<br />

Akkuyu Nükleer <strong>Enerji</strong>si Santrali’nin 2025<br />

yılından itibaren kademeli olarak devreye gireceği<br />

varsayılmıştır.<br />

Kömürden Çıkış Senaryosu: Mevcut kömür teşviklerinin<br />

kaldırılması ve kömür santralleri için uygulanan<br />

kapasite mekanizması ödemelerinin <strong>2022</strong> yılından<br />

itibaren devreden çıkarıldığı, ayrıca sabit bir karbon<br />

fiyatı uygulamasının getirilmesi sonucunda 2030<br />

yılında kömürden çıkışın sağlandığı durumu göstermeyi<br />

amaçlamaktadır. Mevcut Durum Senaryosu’nda<br />

olduğu gibi Akkuyu Nükleer <strong>Enerji</strong> Santrali’nin 2025<br />

yılından itibaren devreye girmesi varsayımını içermektedir.<br />

Bunun yanında çeşitli destek mekanizmaları<br />

vasıtasıyla denizüstü rüzgâr ve batarya kurulumu<br />

uygulamalarının da senaryo kapsamında devreye alınacağı<br />

varsayılmıştır.<br />

Nükleersiz Kömürden Çıkış Senaryosu: Senaryo<br />

kapsamında Akkuyu Nükleer <strong>Enerji</strong>si Santrali devreye<br />

alınmayarak nükleer enerjinin devreye girmediği<br />

bir durumda kömürden çıkış olanakları inceleniyor.<br />

Kömür için uygulanan destek mekanizmaları, karbon<br />

fiyatı uygulanması vb. konulardaki varsayımlar Kömürden<br />

Çıkış Senaryosu ile aynı kabul edildi.<br />

50 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


YEŞİL DÜNYA<br />

Türkiye’nin iklim değişikliği<br />

stratejisine UNDP de katılacak<br />

UNDP ve Çevre Bakanlığı, Türkiye’nin Ulusal İklim Değişikliği Uyum Eylem Planı için iş birliği yapma kararı<br />

aldı. Bakanlık ve UNDP arasındaki iş birliğiyle <strong>2022</strong> sonuna kadar tamamlanacak yeni strateji, ekonomi<br />

genelinde ve sektöre özgü hedefler, dönüm noktaları ve eylem planları içerecek. Plan, Türkiye’nin düşük<br />

karbonlu kalkınmaya geçişi ve iklim dirençli geleceği için kritik rol oynayacak<br />

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP),<br />

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile<br />

Türkiye’nin iklim hedeflerini yansıtacak uzun vadeli<br />

bir iklim değişikliği stratejisi ve Ulusal İklim Değişikliği<br />

Uyum Eylem Planı hazırlanması için iş birliği<br />

yapacak.<br />

Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması ve<br />

2053’e kadar karbon emisyonlarında net sıfır taahhüdünü<br />

vermesinin ardından gözler, Türkiye’nin bu<br />

hedeflere ulaşmasında hayati önem taşıyacak ayrıntılı<br />

planları hazırlamaya ve politikaları benimsemeye<br />

yönelik çalışmalara çevrildi.<br />

Bu kapsamda, sektörel bazda strateji ve eylem<br />

planı hazırlama çalışmalarını başlatmak üzere düzenlenen,<br />

“Türkiye 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi”<br />

adlı toplantı, “Türkiye’nin uzun dönemli iklim politikası”<br />

alt başlığıyla, kamu ve özel sektör, üniversite<br />

ve sivil toplum kuruluşlarından 200’ü aşkın temsilcinin<br />

katılımıyla bir otelde yapıldı.<br />

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim<br />

Değişikliği Başkanı Orhan Solak, toplantıda yaptığı<br />

konuşmada, “Yeşil kalkınma devrimi açısından,<br />

UNDP ile birlikte hazırlayacağımız yeni strateji, 21.<br />

yüzyıl ortasına kadar ülkemizin iklim direncini artıracak<br />

vizyonu ortaya koyacak ve 2053 yılında net sıfır<br />

hedefine giden rotayı çizecek. Bir yandan da ulusal<br />

kalkınma hedeflerimizi gerçekleştirecek ve yeşil<br />

kalkınma vizyonuyla uzun vadeli iklim eylemine giden<br />

yolu hazırlayacak” dedi.<br />

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da<br />

ülkelerin gelecek yıl yeniden bir araya gelip, emisyonlara<br />

kesin “dur” demek için ihtiyaç duyulan siyasi<br />

iradelerini bu yönde oluşturma amacıyla çabalamayı<br />

kabul etmelerinden çok memnun olduklarını belirterek,<br />

“Bu bağlamda, Türkiye’nin bugünün gerektirdiği<br />

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton<br />

cesaret ve arzuyu yansıtan amaç ve hedefleri benimsemesi<br />

için zamanlamanın ideal olduğunu düşünüyoruz”<br />

değerlendirmesini yaptı.<br />

Bakanlık ve UNDP arasındaki iş birliğiyle <strong>2022</strong><br />

sonuna kadar tamamlanacak yeni strateji, ekonomi<br />

genelinde ve sektöre özgü hedefler, dönüm noktaları<br />

ve eylem planları içerecek. Ulusal İklim Değişikliği<br />

Uyum Eylem Planı ile Türkiye’nin düşük karbonlu<br />

kalkınmaya geçişi ve iklim dirençli geleceği için kritik<br />

rol oynayacak. Başarılı bir iklim eylemi, toplumun tüm<br />

kesimlerinin ve hükümetin tüm organlarının koordineli<br />

çalışmasına bağlı olduğundan, UNDP ve bakanlık,<br />

tüm aktörlere doğru ve yararlı bilgiler sağlamak ve<br />

halkın farkındalığını artırmak için birlikte çalışacak.<br />

Ortak iklim planlama girişimi, Küresel Çevre<br />

Fonu (GEF) tarafından destekleniyor. GEF, Birleşmiş<br />

Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin<br />

(BMİDÇS) onaylanmasından bu yana, Türkiye’nin bu<br />

sözleşme kapsamında düzenli raporlama yükümlülüklerini<br />

yerine getirmesini desteklemek üzere,<br />

uzun yıllardır UNDP programına finansman sağlıyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 51


Ali Berk Bilir<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

Almanya’da yeni dönem<br />

Almanya’da iktidara gelen koalisyon hükümetinin ajandasında iklim değişikliği ve enerji<br />

dönüşümü büyük bir yer kaplıyor. Açıklanan “Daha Cesur İlerleme-Özgürlük, Adalet ve<br />

Sürdürülebilirlik İttifakı” adlı bir koalisyon anlaşmasında güçlü iklim ve enerji hedefleri var.<br />

Anlaşma, yenilenebilir enerjiler, doğal gaz, karbon fiyatlandırması, negatif emisyonlar, sanayi<br />

ve benzeri alanlarda reformları ve politika değişikliklerini öngörüyor…<br />

6 <strong>Aralık</strong>’ta Almanya’nın Sosyal Demokratik Partili<br />

(SDP) lideri Olaf Scholz, yeni şansölye olarak<br />

yemin etti ve Angela Merkel ve Hristiyan Demokrat<br />

Birliği’nin (CDU) 16 yıllık yönetimine fiilen son verdi.<br />

Koalisyon hükümetleri Alman siyasetinde bir normdur.<br />

Olaf Scholz’un hükümeti; SDP, Yeşiller ve liberal<br />

Hür Demokratlardan oluşan bir koalisyon hükümeti<br />

olacağından, bu normun bir istisnası değil. Yeni hükümette<br />

yer alacak partiler, anlaştılar ve geçtiğimiz<br />

hafta bunu politikalarına bir rehber olarak açıkladılar.<br />

Anlaşma; iddialı ekonomik, dış, sivil, iklim ve<br />

enerji politikalarından oluşuyor ve muhtemelen tüm<br />

Avrupa’yı ve dünyayı etkileyecek.<br />

Seçim sürecinde partilerin ve kamuoyunun üzerinde<br />

durduğu iki önemli konu, iklim ve enerji oldu.<br />

Ana politikaları çevre ve iklime dayanan Yeşiller,<br />

CDU ve SDP geri dönene kadar yüksek bir anket rekorunun<br />

tadını çıkardı. SDP’nin küçük bir farkla lider<br />

parti olarak geldiği seçimden sonra, enerji ve iklim<br />

konuları partiler arası koalisyon görüşmelerinin<br />

yapılması ya da kırılması açısından önemli konular<br />

oldu. Seçimden iki ay sonra, “Daha Cesur İlerleme-Özgürlük,<br />

Adalet ve Sürdürülebilirlik İttifakı” adlı<br />

bir koalisyon anlaşması açıklandı. Anlaşmanın güçlü<br />

iklim ve enerji hedefleri var. Anlaşma, yenilenebilir<br />

enerjiler, doğal gaz, karbon fiyatlandırması, negatif<br />

emisyonlar, sanayi ve benzeri alanlarda reformları<br />

ve politika değişikliklerini öngörüyor. Koalisyon, önceki<br />

plandan 8 yıl önce, 2030 yılına kadar kömürü<br />

kullanımdan kaldırmayı planlıyor. Buna göre doğal<br />

gaz, geçiş sürecinde bir köprü olarak görülüyor. Ayrıca,<br />

düşük gelirli hanelere yönelik desteğin yanı sıra<br />

52 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


artan karbon fiyatını da destekliyorlar. Ne olursa olsun,<br />

kriz nedeniyle gaz fiyatları zaten yüksek. Bu nedenle<br />

anlaşma, ısıtma ve nakliye yakıtlarında karbon<br />

fiyatında herhangi bir artış olmayacağını belirtiyor.<br />

Koalisyon ayrıca 10 yıl içinde elektrik şebekesinin<br />

yüzde 80’ine yenilenebilir enerji sağlamayı hedefliyor.<br />

Ayrıca anlaşma, 2040 yılına kadar elektrik için<br />

gazın aşamalı olarak kaldırılmasını öneriyor.<br />

Karbon kaçağını önleyecek strateji<br />

geliştirilecek<br />

Ayrıca koalisyon, <strong>2022</strong>’de Federal İklim Eylem<br />

Yasası’nda reform yapma ve iklim koruması için<br />

acil bir eylem programı uygulama sözü de veriyor.<br />

Buna göre, bakanlıkların artık yasa teklifinin iklim<br />

etkisi üzerindeki etkisini ve ulusal iklim hedefleriyle<br />

uyumluluğunu kontrol etmesi gerekiyor. Bu, hükümetin<br />

iklim yanlısı politikaları kurumsallaştırma<br />

konusundaki ciddiyetini gösteriyor. Yeni hükümetin,<br />

aynı zamanda Yeşiller Partisi’nin eş başkanı olan<br />

Green’den Robert Habeck’in başkanlık edeceği yeni<br />

bir İklim ve Ekonomi Bakanlığı kurmasının daha da<br />

güçleneceğine inanıyorum. Ayrıca koalisyon, karbon<br />

kaçağını önleyen bir endüstriyel strateji geliştirmeyi<br />

amaçlıyor. 2030 yılına kadar 10 gigawatt’lık elektroliz<br />

kapasitesine ulaşmak veya Almanya’yı e-mobilite<br />

için lider bir pazar haline getiren sürdürülebilir<br />

mobilite geçişi gibi birçok başka alanda da önerilen<br />

değişiklikler ve hedefler var.<br />

RUSYA İLE İLİŞKİLER<br />

NASIL SEYREDECEK?<br />

AB ve Almanya, özellikle bu kış gaz fiyatlarının hızla<br />

artması ve Rusya’nın AB ülkeleriyle anlaşmak için<br />

doğal kaynaklarını kullanması nedeniyle enerji güvensizliği<br />

ile karşı karşıya. Ne olursa olsun, koalisyon<br />

anlaşması Nord Stream 2’den bahsetmiyor ve sonuçta<br />

Almanya’nın Rusya’ya ve Rus etkisine bağımlılığını artırıyor.<br />

Ancak koalisyon, Rusya’nın hedeflerinin Batı’da<br />

birçok kişiyi alarma geçirdiği Belarus ve Ukrayna konularında<br />

Rusya’ya karşı eleştirel bir tavır sergiliyor.<br />

Yeni Alman hükümeti, Merkel hükümetinin ilişkilerinde<br />

çok dikkatli davrandığı Rusya’yı yabancılaştırmak<br />

istemiyorsa, Rusya’ya eleştirel yaklaşmak ve otoriter<br />

gelişmelere karşı “geri itme” vaatlerini dikkatle yerine<br />

getirmesi gerekiyor. Öte yandan, enerji ve iklim politikalarına<br />

ilişkin vaatler ve hedefler, Almanya’nın fosil<br />

yakıtlara olan bağımlılığını azaltacak ve dünyanın iklim<br />

değişikliğiyle mücadelesine yardımcı olmasının yanı<br />

sıra Almanya’nın enerji güvenliğini de güçlendirecektir.<br />

Hedefler arasında Uluslararası İklim Kulübü<br />

de var<br />

Temelde her sektörü ve hatta günlük konuları<br />

içerdiğinden, anlaşmanın iklim ve enerji odağı ve<br />

amaçları için daha fazlası yazılabilir. Ancak koalisyon<br />

anlaşmasının daha büyük etkileri var. Almanya,<br />

Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise dördüncü büyük<br />

ekonomisi. Ayrıca Avrupa Birliği’nin en önemli aktörlerinden<br />

biri. COP26, iklim politikası için büyük bir<br />

başarı değildi. Yeni Alman hükümetinin taahhüdü<br />

ve reform vaatleri devrim niteliğinde görünüyor. Almanya<br />

ayrıca Avrupa siyasetini ve kurumlarını etkileme<br />

araçlarına sahip. Örneğin koalisyon, enerji<br />

ticareti sistemi (ETS) kapsamında AB çapında bir<br />

karbon taban fiyatı için bastırmayı amaçlıyor. Ayrıca<br />

hükümet, yeşil hidrojen için bir Avrupa Birliği kurulmasını<br />

destekleyecek ve tek tip bir CO2 minimum<br />

fiyatı ve ortak bir karbon sınırı ayarlaması ile bir<br />

Uluslararası İklim Kulübü başlatacak.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 53


Başak Bozoğlu<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

Şili’nin çöllerinde<br />

“Moda Dağı” oluştu<br />

Moda, dünyadaki mevsimsellik, popülerlik ve diğer<br />

sektörel trendlere göre çok hızlı değişen devasa<br />

bir sektör. Moda sektörü, tüketicilere farklı ekonomik<br />

alternatifler sunacak özel tasarımları (haute-couture)<br />

ve hızlı modayı (fast fashion) içeriyor. H&M,<br />

Stradivarius, ZARA gibi hızlı moda şirketleri; ünlü<br />

moda markalarının koleksiyonlarını çok daha ucuza,<br />

çok daha hızlı ve fazla miktarda insanlara sunmayı<br />

hedefler. Hızlı moda, insanlara modayı ucuza takip<br />

etme imkanı sunsa da doğa üzerinde geri dönüşü<br />

olmayan etkilere neden olmaktadır.<br />

Kısa bir süre önce Şili, modanın doğa üzerindeki<br />

etkisinin en yeni ve en korkunç örneğiydi. Şili’de<br />

dünyanın en kurak çölü olan Atacama Çölü, en az<br />

39 bin ton ikinci el veya satılmamış tekstil ürününün<br />

geri dönüştürülememesi nedeniyle önemli kirliliğe<br />

Kaynak: Insider<br />

54 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


maruz kalıyor. Atacama Çölü’nde yüz binlerce ton<br />

atık tekstil ürününün çöp dağlarına neden olduğu<br />

belirtildi.<br />

Bir kıyafetin yok olması 200 yılı buluyor<br />

Bunun nedenlerinden biri, son 10 yılda giyim<br />

sektöründe çocuk işçiler ve düşük ücretlerle birlikte<br />

üretim hızının artmasıdır. Petrol kullanımıyla birlikte<br />

üretim maliyetleri düştüğü için moda üretiminde artan<br />

sayıda insan çalışıyor. Özellikle polyester, spandex,<br />

akrilik ve petrol ürünü olan elastanın moda<br />

sektöründe hammadde olarak ucuz işgücü ile kullanılmasıyla<br />

sektör giderek büyüdü. Bu durum, üretim<br />

ve tüketim hızını artırıyor. Moda endüstrisinin üretim<br />

hızı bu şekilde devam ederse, 2050 yılına kadar<br />

dünya petrol tüketiminin yüzde 20’si sadece moda<br />

endüstrisi tarafından kullanılacak. Bu, 2018’de Hindistan’ın<br />

tamamının ürettiğinin iki katı kadar karbon<br />

anlamına geliyor. Ayrıca BM Sürdürülebilir Moda İttifakı<br />

Raporu, endüstrinin yılda yaklaşık 215 trilyon<br />

litre su tükettiğini ve dünyadaki sera gazının yaklaşık<br />

yüzde 2-8’ine neden olduğunu gösteriyor.<br />

Şili’deki olay, durumun en açık örneklerinden<br />

biridir. Petrolün ürettiği geri dönüşümü olmayan ve<br />

sürdürülemez ürünler, diğer devletler tarafından<br />

kabul görmüyor ve nihayetinde Şili’de dünyanın her<br />

yerinden hızlı moda ürünleri bulunuyor. EcoFibra’nın<br />

kurucusu, asıl sorunun giysilerin biyolojik olarak<br />

parçalanamaması ve kimyasal ürünler içermesi, bu<br />

nedenle diğer ülke belediyeleri veya şehir belediyeleri<br />

tarafından kabul edilmemesi olduğunu iddia<br />

ediyor. Ayrıca geri dönüştürülemeyen kıyafetlerin<br />

doğada yok olması 200 yıl alıyor. Giysiler, çölün ortasında<br />

bir dağ yaratmanın yanı sıra biyolojik olarak<br />

parçalanamadıkları için çevre kirliliğini ve insanların<br />

kimyasala maruz kalmalarını da artırdı. Şili için ise<br />

çözüm henüz açıklanmadı.<br />

Yenilenebilir doğal malzemelerden üretim yapmak<br />

günümüz teknolojisi ile elbette mümkün. Bazı<br />

hızlı moda markaları petrol malzemelerini sürdürülebilir<br />

malzemelerle değiştirmeye başladı. Örneğin,<br />

H&M Paris’te yeni bir koleksiyon olan “I am Co-Exist’i<br />

(Ben Birlikte Varım) sergiledi. Koleksiyonda petrol<br />

ürünleri yerine sürdürülebilir malzeme olarak Yulex<br />

adı verilen patentli, yenilenebilir ve doğal kau-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 55


çuk malzeme gösterildi. Hayvan tüylerine bir alternatif<br />

olan FLWRDWN ve yağ bazlı ve hayvan derilerine bitki<br />

bazlı bir alternatif olan VEGEA, yeni tanıtılan malzemelerden<br />

biri. SpinDye ise yüzde 75 daha az su, yüzde<br />

90 daha az kimyasal ve yüzde 30 CO2 azaltımı ile renkler<br />

oluşturan geri dönüştürülmüş polyester boyamanın<br />

yeni nesil yolu olarak tanıtıldı. Koleksiyonun önemi, polyesterin<br />

teknoloji ile geri dönüştürülmesinin ve moda<br />

endüstrisinde petrol yerine doğal atık malzemelerin<br />

kullanılmasının mümkün olduğunu göstermektir. Ancak<br />

bunun tüm dünyada nasıl ve ne miktarda kullanılabileceği<br />

hala bir soru işareti.<br />

WWF Market, Türkiye’de gençlerin ilgisini çekti<br />

Sürdürülebilir modanın ülkemizdeki en güzel örneklerinden<br />

biri WWF Market (World-Wide Foundation).<br />

Yüzde 70 GOTS sertifikalı organik pamuk ve yüzde<br />

30 geri dönüşümlü polyester kullanarak Türkiye’de üretim<br />

yapan firma, gençler için alternatif bir seçenek oluşturdu.<br />

Marka sadece nesli tükenmekte olan hayvanlara<br />

dikkat çekmekle kalmıyor, aldığınız her üründe ne kadar<br />

su tasarrufu sağladığını da net bir şekilde gösteren<br />

bilgileri sunuyor. En can alıcı nokta ise sürdürülebilirlik<br />

anlayışının sadece malzeme kullanımı ile sınırlı kalmaması.<br />

Kumaş, boyama, baskı ve dikim, nakliye, satış ve<br />

ürün bakımından müşterilere geri dönüşümlü, çevre<br />

dostu hizmetler sunmaya çalışıyor. İnsanlar alışveriş<br />

yaparken tercihlerinin farkında olabilir ve sürdürülebilir<br />

moda akımını yükseltmek için çevre dostu, geri dönüştürülmüş<br />

ürünler üreten organik pamuklu ürünlerden<br />

oluşan markaları tercih edebilirler.<br />

DAHA BİLİNÇLİ<br />

ALIŞVERİŞ YAPMAK<br />

GEREKİYOR<br />

Sektörün değişmesi uzun zaman alsa da<br />

insanların bireysel tercihleri ​birçok şeyi<br />

değiştirebilir. Kasım, tüm dünyada indirim<br />

ayı olarak bilinen ve insanları çok<br />

daha fazla alışveriş yapmaya yönlendirilen<br />

Kara Cuma (Black Friday) olarak bilinen<br />

alışveriş gününün olduğu bir ay. Kara<br />

Cuma, Amerika’da başlayan ve Amerikan<br />

Şükran Günü tatilinin ertesi günü gerçekleşen<br />

bir alışveriş konsepti. İstatistiklere<br />

göre, yalnızca ABD’de insanlar 2020’de<br />

çevrimiçi satışlara 14,13 milyar dolar harcadı<br />

ve bu, Kara Cuma’da 9,03 milyar dolar<br />

harcandı. Sosyal medya ile birlikte artan<br />

alışveriş yapma isteği, özellikle bu tür popüler<br />

indirim dönemlerinde daha dikkatli<br />

olmayı gerektiriyor. Kara Cuma tek başına<br />

büyük bir ekonomik hareket yaratsa da<br />

dünyada daha fazla giyim fazlasına neden<br />

oluyor. Bu bakımdan insanların ihtiyaç<br />

duyduklarında uzun yıllar kullanabilecekleri<br />

çevre dostu ürünleri satın almaya<br />

daha fazla alışmaları gerekmektedir.<br />

56 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Erkin Sancarbaba<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

Geleceği inşa etmek-NEOM<br />

Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı içinde yer alan giga-şehir NEOM, yeni finans ve<br />

teknoloji merkezi olarak konumlandırılıyor. Ayrıca imar planı, petrol gelirlerine yüksek oranda<br />

bağımlı bir ülkenin, çevre dostu ve kendi kendine yeten bir ekosisteme dönüşüm sürecini<br />

ortaya koyma potansiyelini de gösteriyor…<br />

Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı 25 Nisan<br />

2016’da açıklandığında, kapsamlı plan ülkenin<br />

gelecek beklentileri hakkında net bir mesaj verdi.<br />

Vizyon, büyüyen ekonomisi ve artan nüfusu ile Suudi<br />

Arabistan’a petrol gelirlerine bağımlılığı azaltmak,<br />

alternatif enerji kaynakları oluşturmak, altyapı yatırımlarını<br />

teşvik etmek, sağlık ve eğitim sistemlerini<br />

revize etmek gibi anlaşılır hedefler koyuyordu.<br />

Vizyonun önemli bir aktörü olarak, fütürist NEOM<br />

giga-şehir projesi, yukarıda belirtilen hedefleri tek<br />

bir çatı altında toplamayı planlıyor. Krallığın nispeten<br />

yeni ve iddialı liderliği, Orta Doğu bölgesinin yeni<br />

finans ve yüksek teknoloji merkezi olma potansiyeli<br />

yüksek bir bölgesel cazibe merkezi inşa etme konusundaki<br />

kararlılığını ifade ediyor. Dev proje, yatırımcıların<br />

iş kollarını revize eden ve dönüştüren<br />

yatırım modelini temsil ediyor. Ayrıca imar planı,<br />

petrol gelirlerine yüksek oranda bağımlı bir ülkenin,<br />

çevre dostu ve kendi kendine yeten bir ekosisteme<br />

dönüşüm sürecini ortaya koyma potansiyelini de<br />

gösteriyor.<br />

Proje tamamlandığında bir ilk olacak<br />

En büyük ham petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan’ın<br />

enerjisini tamamen yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarından alan sürdürülebilir bir giga-şehir<br />

inşa etme planı, diğer enerji üreticisi ülkeler için ilham<br />

kaynağı olabilir. Ülkenin 2030 vizyonunun bir<br />

parçası olan 500 milyar dolarlık giga-şehir planı, sadece<br />

sürdürülebilir bir ekosistem inşa etmekle ilgili<br />

değil. Plan, sonunda fosil yakıt gelirlerinin sürdürü-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 57


lebilirliği finanse ettiği bir modeli temsil ediyor. Söz<br />

konusu model, elbette uluslararası yatırımcıların<br />

yanı sıra yeni Suudi liderliğinin ve yerel yatırımcıların<br />

desteği olmadan uygulanamaz. 500 milyar dolarlık<br />

SABIC ve Saudi Aramco gibi hissedarları bulunan<br />

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu, projenin önde<br />

gelen finansörü konumunda. Ayrıca Aramco halka<br />

arzının sonucu olan para akışının katkısı da küçümsenemez.<br />

Projenin hayata geçmesinden sonra<br />

dünya, aralarında petrol devlerinin de bulunduğu<br />

bir grup şirket tarafından finanse edilen ve aynı zamanda<br />

tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından<br />

beslenen bir yatırıma tanık olacak.<br />

Vurgulandığı gibi NEOM projesi, enerji gereksinimlerini<br />

yalnızca yenilenebilir kaynaklardan karşılayan<br />

bir giga-şehir vaat ediyor. Proje, yılda 700<br />

bin otomobilin emisyonuna eşit olan üç milyon ton<br />

CO2 tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Güneş, rüzgar<br />

ve hidrojene dayalı elektrik üretimi kullanarak, temiz<br />

ve kirlilikten arındırılmış kentsel ortamların sağlanması<br />

amaçlanıyor. Bu yeşil enerji üretim yöntemleri,<br />

sıfır emisyonlu, karbon pozitif bir ekosistemde üretimi<br />

ve üretimi yeniden topluma dönüştürme potansiyeline<br />

sahip.<br />

Yeşil hidrojende çığır açabilir<br />

Proje kapsamında Suudi Arabistan, güneş ve rüzgar<br />

gibi yenilenebilir kaynaklardan yılda 10 GW’tan<br />

fazla enerji üretmeyi öngörüyor. Söz konusu üretim<br />

kapasitesi, günde yaklaşık 80 bin varil yakılan gücün<br />

yeşil enerji ile değiştirilmesi anlamına geliyor. Bu<br />

tür bir enerji üretim kapasitesi, sadece giga-kentin<br />

enerji ihtiyacının karşılanmasında değil, çevre yerleşim<br />

bölgelerine enerji sağlanmasında da önemli bir<br />

PROJENİN AKIBETİNİ ÜLKENİN<br />

İMAJI DA ETKİLEYECEK<br />

Suudi Arabistan’ın 2030 vizyonu ve NEOM projesi,<br />

ülke ve halkı için alternatif bir geleceği temsil ediyor.<br />

Vizyon 2030 kapsamında inşa edilmesi planlanan<br />

proje, ülkenin sürdürülebilir ve kendi kendine<br />

yeterli hale gelmesi olarak tanımlanabilecek temel<br />

ve gelecekteki zorlukların üstesinden gelme potansiyeline<br />

sahip. Bu doğrultuda, sürekli yerel ve<br />

uluslararası yatırımlar kadar, ülkenin hedef odaklı<br />

liderliğinin kararlılığını sürdürmek de büyük önem<br />

taşıyor. Kapsamlı Vizyon kapsamındaki giga projelerinin<br />

akıbeti ise ülkenin kamuoyundaki imajı ile<br />

doğrudan ilişkili. İnsan hakları ihlalleri, basın özgürlüğüne<br />

doğrudan müdahaleler, hukuk devleti<br />

eksikliği girişimin geleceğini doğrudan tehdit eden<br />

unsurlardan sadece birkaçı. Kısacası NEOM, Suudi<br />

Arabistan’ın hayati zorluklarına odaklanıyor ve<br />

ülkenin geleceğine yönelik ulusal politikaların bir<br />

parçası olarak uygulanması gerekiyor.<br />

role sahip.<br />

Ayrıca fütüristik şehir projesi, yeşil hidrojen için<br />

de dünyanın çığır açan merkezlerinden biri olmayı<br />

hedefliyor. NEOM’un yeşil hidrojen tesisinin planlayıcıları,<br />

üretim birimlerinin inşasının <strong>2022</strong>’nin ilk<br />

yarısında başlayacağını tahmin ediyor. Tesis, günde<br />

650 ton karbonsuz hidrojen ve 1,2 milyon ton yeşil<br />

amonyak üretme kapasitesine sahip olacak. Bu da<br />

karbondioksit emisyonlarını yılda 3 milyon ton eşdeğeri<br />

potansiyel olarak azaltabilir. Mevcut durumda<br />

bu tür bir yatırım eşsiz bir örnek teşkil etmekte ve<br />

ülkeyi sektör ve bölge açısından oldukça stratejik<br />

bir konuma yerleştirmektedir. Bölgede olumlu ayrışmayı<br />

yakalama hedefleri olan bir ülke olarak söz<br />

konusu yatırım fırsatı hızlandırıcı bir etki olabilir.<br />

58 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Halil Öztürk<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

Antarktika ve küresel ısınma:<br />

Olasılık mı kesinlik mi?<br />

İnsan faaliyetleri ile Antarktika ve küresel ısınma arasında bir ilişki düşünmek<br />

gerçekten doğru mu? Bu soruyu cevaplamak bu makalenin ana konusu olacak, ancak<br />

cevabı daha iyi anlamak için hızlı bir arka plan bilgisi girişi olacak…<br />

Antarktika bildiğiniz gibi, dünyanın ortalama<br />

en soğuk bölgesinde yer alması nedeniyle eşsiz<br />

bir kıta. Ne yazık ki, bu eşsiz güzellikteki topraklar,<br />

sürekli küresel ısınma ile anılır ve “Antarktika” kelimesine<br />

genellikle “erime” kelimesi eşlik eder. Eğer<br />

internette gezinmeyi veya televizyon izlemeyi seviyorsanız,<br />

Antarktika’nın her gün erimesiyle ilgili<br />

bazı haberler görürsünüz. Örnek vermek gerekirse,<br />

BBC web sitesinde küresel ısınma ile ilgili günlük<br />

haberler dışında, sürdürülebilir bir dünya için “Geleceğin<br />

Gezegeni” adlı, küresel ısınmayla yakından<br />

ilgili sürdürülebilirlik ile ilgili yazıların yer aldığı ve<br />

bir kısmı “Antarktika sorununu” içeren bir bölüm<br />

var. Devam etmeden önce, bir BM organı olan Hükümetlerarası<br />

İklim Değişikliği Paneli’ni (IPCC) tanıtmak<br />

istiyorum. IPCC düzenli iklim değişikliği, onun<br />

etkileri ve gelecekteki risklerin bilimsel temelini değerlendirmelerini<br />

ve adaptasyon ve etkileri azaltma<br />

seçenekler sağlar. IPPC, yüzlerce bilim insanı, diplomat<br />

ve politikacı arasında imkansız görülen bir fikir<br />

birliğine varmaya çalışıyor. BM harflerini bilmeden<br />

uluslararası meseleler hakkında konuşamayacağımıza<br />

dair aşağıdaki ifadeyi kabul ettiğimizi varsayalım.<br />

Bu durumda, IPPC’yi bilmeden iklim değişikliği<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 59


hakkında da konuşamayacağına dair aşağıdaki ifadeyi<br />

kabul edebiliriz.<br />

Devam etmek için genel olarak, Antarktika’daki<br />

buzu eritmekten insanın sorumlu olduğunu söylüyoruz,<br />

bu da bize gelecekte temiz su kıtlığı, sel vb.<br />

gibi sorunlar getirecek. Bununla birlikte, bu iddia tamamen<br />

doğru mu? Bu soruyu cevaplamak, kişisel<br />

hesaplamalar, fikirler vb. olmadan sadece bazı bilgiler<br />

vermeye çalışacağım bu makalenin ana odak<br />

noktası olacaktır.<br />

Antarktika’yı insan eritiyor<br />

Antarktika eriyor. Araştıracağımız ifade basitçe<br />

“Antarktika’yı insan eritiyor”. Araştırırken, iki farklı<br />

yönü işaret edeceğiz.<br />

İlk olarak, 2007’de, IPPC 4. Değerlendirme Raporu,<br />

son 50 yılda yaşanan küresel iklim değişikliğinin<br />

çoğunlukla insan faaliyetleri nedeniyle çok<br />

muhtemel olduğunu iddia ediyor; büyük olasılıkla<br />

raporda belirtildiği gibi burada yüzde 90’dan fazlasına<br />

eşdeğerdir. Temel bir olasılık bilgisiyle küresel<br />

ısınma için insanları suçlayamayacağımızı iddia etmek<br />

için yüzde 10 şansımız olduğu anlamına gelir.<br />

Şekil 1 yıldan yıla sıcaklık anomalisindeki bazı inişli<br />

çıkışlı dalgalanmaları gösteriyor; bu tür dalgalanmalara<br />

neyin neden olduğunu bilemeyiz çünkü göreceli<br />

olasılık frekansını kullanırsak, adil bir bozuk<br />

parayı 100 kez atarsanız, her zaman 50 yazı ve 50<br />

tura gelmesi gibi bir durum görmeyeceğinizi biliyoruz.<br />

Dolayısıyla bu dalgalanmaların kaynağı insan<br />

faaliyetlerinden ziyade bazı doğa olaylarından kaynaklanıyor<br />

olabilir.<br />

İkincisi; NASA’ya göre, 2002 ve 2020 yılları arasında<br />

Antarktika’da küresel ısınmanın etkisi gibi<br />

görünen küresel deniz seviyelerine katkıda bulunan<br />

yılda ortalama 149 milyar metrik ton buz eridi. Bununla<br />

birlikte, belki de görünüm gerçeği yansıtmıyor.<br />

IPCC bilim adamları, 2000 yılında, toplam buz<br />

değişimi ile küresel ısınma arasındaki ilişkiyi tahmin<br />

ettiler. Şaşırtıcı bir şekilde, istisnasız tüm bilim<br />

adamları, küresel ısınmanın Antarktika›nın buzunu<br />

artıracağını tahmin ettiler. Sonuç basitti: Daha sıcak<br />

hava, daha fazla su buharlaşması, bu da ilave<br />

kar ve Antarktika buz kütlesinde büyüme beklentisi<br />

anlamına geliyor; Ayrıca, 1 veya 2 Santigrat ısınma<br />

ile Antarktika’nın çok soğuk kaldığına dikkat edilmelidir.<br />

Öte yandan, şimdiye kadar Antarktika›nın<br />

eridiğini gördük. Bu bir çelişkidir ve doğal olarak<br />

bu sonuç küresel ısınmayı çürütmez. Bunun yerine,<br />

ısınma anlayışımızın Antarktika’daki erime hakkında<br />

kesin bir şey söylemek için yeterli olmadığını<br />

anlayabiliriz. Dolayısıyla, Antarktika’nın erimesi ve<br />

küresel ısınma ile ilişkisi hakkında bazı haberler<br />

duyduğumuzda, bunun olabileceğini anlayabiliriz,<br />

öyle değil.<br />

Sonuç olarak, küresel ısınma herkes tarafından<br />

her gün her yerde tartışılan bir konudur. “Antarktika<br />

eriyor” ifadesi bu konuyu bazıları için daha da korkutucu<br />

kılıyor. Ancak ilginç bir şekilde, Antarktika<br />

sorunu ile küresel ısınma hakkında düşündüğümüz<br />

gibi mükemmel bir bilgi yok. Bunun yerine, bir olasılık<br />

var.<br />

Şekil 1: Küresel Isınma. 2000’den 2020’ye kadar Dünya’nın ortalama sıcaklığı<br />

Kaynak: NASA<br />

60 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


SOSYAL SORUMLULUK<br />

OEDAŞ, “<strong>Enerji</strong>miz Eşit” projesiyle<br />

EBRD’den gümüş madalya kazandı<br />

Osmangazi Elektrik Dağıtım’ın çağın en önemli sorunları arasında yer alan fırsat eşitliğini kendi<br />

sektörlerinde ele almak adına hayata geçirdiği Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı, Avrupa İmar ve<br />

Kalkınma Bankası tarafından ödüle layık görüldü…<br />

Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir,<br />

Kütahya ve Uşak illerinin<br />

elektrik dağıtım hizmetini sağlayan<br />

Osmangazi Elektrik Dağıtım,<br />

toplumsal cinsiyet eşitliği alanında<br />

“<strong>Enerji</strong>miz Eşit” markası ile<br />

bir sosyal sorumluluk programı<br />

başarıyla sürdürülüyor. Program,<br />

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın<br />

(EBRD) <strong>2021</strong> yılındaki<br />

Sürdürülebilirlik Ödülleri’nde<br />

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve<br />

Ekonomik Kapsayıcılık kategorisinde<br />

gümüş madalya aldı.<br />

OEDAŞ Genel Müdürü Fuat<br />

Celepci, ödüle dair şunları söyledi:<br />

Asli görevimiz olan elektrik<br />

dağıtım hizmetini en iyi şekilde<br />

sağlarken toplum ve dünyanın ihtiyaçlarına<br />

da yanıt vermek adına<br />

çaba sarf etmeye devam ediyoruz.<br />

Çağımızın en önemli sorunları<br />

arasında yer alan fırsat eşitliğini<br />

sektörümüzde ele almak<br />

adına, ‘<strong>Enerji</strong>miz Eşit’ diyerek hayata<br />

geçirdiğimiz programımızın<br />

EBRD tarafından ödüle layık görülmesi,<br />

doğru yolda olduğumuzu<br />

bir defa daha gösterdi.<br />

Hem global arenada hem de<br />

ülkemiz içinde kıymetli kurumların<br />

takdirini kazanmak,<br />

gelecekte hayata geçireceğimiz<br />

projelere olan heyecanımızı<br />

daha da artırıyor. Bu<br />

vesile ile ‘<strong>Enerji</strong>miz Eşit’ programımızın<br />

hayata geçmesinde ve<br />

eşit bir dünya hayaliyle hareket<br />

eden tüm çalışma arkadaşlarıma<br />

bir defa daha teşekkür ediyorum.”<br />

Görsel ve metinsel dünyasını<br />

baştan aşağı ‘Toplumsal Cinsiyet<br />

Eşitliği’ programı kapsamında yenileyen<br />

OEDAŞ, üç yıldır sürdürdüğü<br />

meslek lisesi eğitimleriyle<br />

fırsat eşitliği bakımından dezavantajlı<br />

sektörler arasında yer<br />

alan enerji sektöründe ezberleri<br />

bozuyor. UN Women ve UN Global<br />

Compact ortak inisiyatifi olan,<br />

toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve<br />

kadınların işyerinde ve toplumda<br />

güçlendirilmesinin nasıl teşvik<br />

edileceği konusunda rehberlik<br />

sunan bir dizi prensipten oluşan<br />

WEPs’in imzacıları arasında bulunan<br />

OEDAŞ’ın benimsediği 7<br />

prensip şöyle:<br />

Toplumsal cinsiyet eşitliği için<br />

üst düzey kurumsal liderlik<br />

sağlanması<br />

Tüm kadın ve erkeklere iş yaşamında<br />

adil davranılması,<br />

insan haklarına ve ayrım yapmama<br />

ilkesine saygı gösterilmesi;<br />

bu ilkelerin desteklenmesi<br />

Tüm kadın ve erkek çalışanların<br />

sağlık, güvenlik ve refahının<br />

sağlanması<br />

Kadınların eğitim, kurs ve profesyonel<br />

gelişim olanaklarının<br />

desteklenmesi<br />

Kadınların güçlenmesi için girişimci<br />

gelişimi, tedarik zinciri<br />

ve pazarlama yöntemlerinin<br />

uygulanması<br />

Toplumsal girişimler ve<br />

savunuculuk çalışmalarıyla<br />

eşitliğin teşvik edilmesi<br />

Toplumsal cinsiyet eşitliğine<br />

ilişkin elde edilen başarıların<br />

değerlendirilmesi ve<br />

halka açık raporlanması.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 61


VİZYON<br />

Dr. Serhan Ünal<br />

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümüv<br />

100 soruda<br />

sürdürülebilir enerji<br />

<strong>Enerji</strong> sektöründeki meselelerin ortak özelliği, daima<br />

karmaşık olmanın yanında, diğer sektörlerde olmadığı<br />

kadar belirgin çok disiplinli bir bakış açısı ihtiyacıdır. “100<br />

Soruda Sürdürülebilir <strong>Enerji</strong>” isimli kitap tam olarak böyle<br />

bir bakış açısıyla, karmaşık meselelere eğiliyor. <strong>2021</strong> yılı<br />

Ağustos ayında Nobel Bilimsel Eserler tarafından neşredilen<br />

yayın, Dr. Sırrı Uyanık tarafından kaleme alınmış. <strong>Enerji</strong><br />

sektörünün özellikle de elektrik sektöründekilerin, yakından<br />

bildiği bir isim olan yazar, geniş bir akademik, idari ve<br />

profesyonel tecrübeye sahip bir isim...<br />

Kamu yönetimi alanındaki eğitimini uzun bir<br />

içişleri kariyeriyle devam ettiren Uyanık, birçok kademede<br />

görev yaptıktan sonra, 2000’li yılların başında<br />

İsken (İskenderun <strong>Enerji</strong> Ticaret A.Ş.) bünyesinde<br />

özel sektöre geçerek, kamu tecrübesini özel<br />

sektörle birleştirmiş. Doktora da yaparak akademik<br />

kariyerin ilk adımını atan Uyanık, yayınlanmış birçok<br />

akademik makaleye de sahip. Dolayısıyla yazar, hem<br />

kamu hem akademi hem de profesyonel kariyerinin<br />

sağladığı geniş bir bakış açısına sahip. Fakat daha<br />

da önemlisi, hem sosyal bilimler alanındaki eğitim<br />

ve kariyerinin hem de yönetici olarak, belki biraz da<br />

mecburen edinmek zorunda kaldığı teknik temelin<br />

sayesinde, enerji gibi teknik bir meseleyi, herkesin<br />

anlayabileceği dilden anlatabilecek isimlerden biri.<br />

Eser, beş ana bölümden müteşekkil. Tarihi süreç<br />

içerisinde enerji kaynaklarının değişimi ve rollerine<br />

değinen ilk bölümü; enerji güvenliği, ulusal politikalar<br />

ve enerji jeopolitiğine değinilen ikinci bölüm<br />

takip ediyor. Elektriği hem geçmişin hem geleceğin<br />

aydınlığı olarak tanımlayan üçüncü bölümden sonra,<br />

enerji, çevre ve iklim değişikliği konularına temas<br />

eden kapsamlı dördüncü bölüm gelirken, enerji<br />

devrim ve dönüşümlerini gelecek tartışmaları zaviyesinden<br />

ele alan beşinci bölüm, kitabın son ana<br />

bölümü.<br />

62 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Her bir bölüm, kendi içinde birçok soruya bölünerek,<br />

enerji konuları bu sorulara verilen cevaplar<br />

şeklinde işlenmiş. Konunun karmaşıklığı, sorular<br />

cevaplanırken yer yer diğer sorulara da kısmen değinilmesi<br />

gerekliliğine yol açmakla beraber, eserin<br />

genel anlamda kurgusunun çok iyi olduğunu belirtmek<br />

gerekiyor. Bu yönüyle eser, sadece enerji ve<br />

çevre konuları hakkında temel bir kavrayışa sahip<br />

olmak isteyen genel okuyucu kitlesi için değil, aynı<br />

zamanda bu konularda ders almak isteyen (veya almakta<br />

olan) üniversite öğrencileri için de karmaşık<br />

konuları aydınlatıcı yardımcı bir eser niteliğini haiz.<br />

Bütün güçlü yönlerine rağmen, kitabın iki alanda<br />

zayıflık gösterdiği de not edilmeli. İlk olarak, kitabın<br />

Türkiye’deki yerli kömür potansiyelinin neden değerlendirilemediğini<br />

inceleyen kısmının, müellifin<br />

mesleki tecrübesi de göz önünde bulundurulduğunda<br />

daha detaylı, bilgilendirici ve geniş kapsamlı<br />

olabileceği beklentisi gelişiyor. İlgili kısımda yazar<br />

serbestleşme döneminden sonra yerli kömür potansiyelinin<br />

değerlendirilmesine ilişkin oluşan sorunlara<br />

daha çok ağırlık verirken, tarihsel olarak eksik<br />

bıraktığı bir dönem olması, çalışmanın bu kısmında<br />

bir zafiyet yaratmakta. Uyanık, konuyla ilgili olarak,<br />

kömür potansiyelinin neden arzu edildiği seviyede<br />

değerlendirilemediğini açıklarken, serbestleşme<br />

sonrası döneme ilişkin olarak, “doğru model geliştirilememesi”<br />

konusunu, atıl kömür varlığının değerlendirilemeyişi<br />

ile ilgili en önemli sebep olarak<br />

göstermekte.<br />

Yerli kömür potansiyeli daha ayrıntılı<br />

incelenebilirdi<br />

Şahsen bu yoruma bütünüyle katılıyorum. Ancak<br />

doğru model geliştirilememesi, esasında kendi<br />

içinde bir soru saklıyor olmak bakımından eksik bir<br />

cevap. Esas meselenin, doğru modelin neden geliştirilemediğinde<br />

saklı olduğu açık olmasına rağmen<br />

bu kısım, “ortak aklın” geliştirilememiş olması gibi<br />

ne olduğu tam da belli olmayan, geniş ve muğlak ifadelerle<br />

işlenmiş. Ayrıca, yazarın bu açıklaması, yerli<br />

kömür potansiyelinin serbestleşme öncesi dönemde<br />

(2001 öncesi) neden değerlendirilemediği hususunu<br />

açıklamaya yetmiyor. Zaten yazar da serbestleşme<br />

öncesi dönemde yerli kömür potansiyelinin neden<br />

değerlendirilemediğine eğilmiyor. Bu durum, en<br />

azından bu sorunun cevabının zayıf kalmasına neden<br />

oluyor.<br />

<strong>Enerji</strong> türleri ve savaşlar ilişkisi…<br />

Kitaba ilişkin ikinci bir zayıflık ise yazarın, yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarının (YEK), ulusal ve küresel<br />

enerji tüketimlerinde daha büyük bir pay alması sayesinde,<br />

ulusal düzeyde demokratikleşmenin, küresel<br />

düzeyde ise dünya barışının desteklenmiş olacağı<br />

yönündeki öngörüsü olarak görülebilir. YEK’in payının<br />

artması sayesinde demokratikleşme yolunda<br />

ilerleme sağlanacağı görüşü, sıklıkla dile getirilen<br />

ve benim de gönülden arzuladığım bir görüş olmasına<br />

rağmen ilgili bilimsel literatürde, daha yüksek<br />

YEK payı ve demokratikleşme arasında kanıtlanmış<br />

bir pozitif nedensellik bulunmamakta. Her şeyden<br />

önce, sosyal bilimlerin laboratuarı olan tarihe baktığımızda,<br />

eğer YEK kullanımı ve demokratikleşme<br />

arasında müspet ilişkisellik ya da nedensellik bulunsaydı,<br />

özellikle sanayi devrimi öncesi dönemde,<br />

yani bütün dünyanın tamamen ve mecburen yenilenebilir<br />

kaynaklar kullandığı bin yıllar boyunca,<br />

insanlığın nispeten daha demokratik ve barışçıl bir<br />

dönem geçirmiş olması beklenmeliydi. Ancak konuyla<br />

ilgili ampirik çalışmalar, insanlık tarihinin en<br />

barışçıl döneminin, 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki<br />

fosil yakıtlar dönemi olduğunu ortaya koymakta. Ek<br />

olarak, aslında Uyanık’ın da belirttiği gibi, bilhassa<br />

nadir toprak elementlerinin paylaşımına yönelik gelişebilecek<br />

uluslararası jeopolitik mücadele, umulan<br />

demokratik ve barışçıl geleceğin önünde ciddi engeller<br />

yaratabilir.<br />

Esere ilişkin editöryal bir zayıflık ise kitabın farklı<br />

yerlerinde, aynı kavram için farklı ifadelerin kullanılmış<br />

olması. Örneğin, bazı yerlerde ‘dağıtık’ üretim<br />

için ‘distributed’ ve ‘dağınık’ kaynaklar için ‘desantralize’<br />

ifadesi kullanılırken, bazı yerlerde bu kavramlar<br />

birbiriyle değiştirilerek kullanılmakta. Dolayısıyla<br />

bu durum, konuya yeni giriş yapan okuyucular için<br />

kafa karışıklığı oluşturmak gibi bir sorun teşkil etmekte.<br />

Kitabın, bu zayıflıklara rağmen özellikle genel<br />

okuyucu ve konuyla ilgili giriş niteliğinde bir eser<br />

okumak isteyen öğrenci ve alan dışı akademisyenler<br />

için önemli ve değerli bir kaynak teşkil edeceğini<br />

düşünüyorum. Yazarın, profesyonelce verdiği bilgilerin<br />

yanında, her sorunun başında verdiği tarihsel<br />

ve edebi nitelikteki alıntılar da kitaba yüksek değer<br />

katan hususlardan biri. Eser, sırf bu güzel alıntılar<br />

için dahi okunmayı fazlasıyla hak eden bir nitelikte.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 63


PROJEKSİYON<br />

Elektrikli araç şarj soketi<br />

sayısı 12 bin 500 olacak<br />

EPDK Başkanı Yılmaz, 2023 yılında Türkiye’deki elektrikli araç sayısının<br />

75 bin, şarj soketi sayısının da 12 bin 500’e ulaşacağını söyledi. Yılmaz,<br />

şarj istasyonlarını düzenleyen yasanın da yürürlüğe girmesiyle lisanslama<br />

faaliyetlerine başlanacağını açıkladı<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı<br />

Mustafa Yılmaz, Türkiye’de kurulacak elektrikli<br />

araç şarj istasyonu altyapısının yol haritasını açıkladı.<br />

Mustafa Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,<br />

Türkiye’de 6 bin elektrikli araç ve 2 binin<br />

üzerinde şarj istasyonu bulunduğunu ifade ederek<br />

yılsonunda TOGG’un üretim bandından inecek olması<br />

ve Paris Anlaşması’nın Türkiye’de yürürlüğe<br />

girmesiyle elektrikli araç sayısının hızla artacağını<br />

söyledi. Yılmaz, “En tutucu projeksiyon dahi 2030’da<br />

64 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


ülkemizdeki elektrikli araç sayısının 1 milyon adede<br />

çıkabileceğini gösteriyor. 2023 yılında 75 bini aşkın<br />

elektrikli araç ve 12 bin 500 şarj soketi olmasını öngörüyoruz.<br />

Şu an 818’i özel kullanım olmak üzere 3<br />

bin 36 şarj soketimiz bulunuyor” dedi.<br />

Yılmaz, şarj hizmetine yönelik hükümlerin de<br />

içinde bulunduğu kanun teklifinin TBMM Sanayi ve<br />

Ticaret Komisyonu’nda kabul edildiğini anımsatarak,<br />

teklifte ikincil mevzuatın hazırlanması için 3 aylık<br />

süre öngörüldüğünü belirtti. İkincil mevzuatın yayımlanmasından<br />

sonra halihazırdaki şarj istasyonlarına,<br />

durumlarını kanuna uyumlaştırmaları için 4<br />

aylık süre verileceğini ifade eden Yılmaz, açıklamalarını<br />

şöyle sürdürdü:<br />

Bu sürecin daha kısa sürede tamamlanacağını<br />

öngörüyorum. <strong>2022</strong>’nin ilk yarısı bitmeden şarj hizmetine<br />

ilişkin mevzuat altyapısını tamamlamış ve<br />

bu doğrultuda şarj hizmetine başlamış olacağımızı<br />

düşünüyorum. Şarj hizmeti lisansa tabi bir faaliyet<br />

olacak. Lisans, şarj ağını işletecek kişiye verilecek,<br />

şarj istasyonları ise lisansa tabi olmayacak. Şarj istasyonlarını<br />

lisans sahibi kurup işletebileceği gibi,<br />

lisans sahibi sertifikalandırdığı üçüncü taraflara ait<br />

istasyonlarda da bu hizmet sunabilecek. Şarj ağı işletme<br />

lisansları akaryakıt dağıtım lisanslarına benzer<br />

bir şekilde olacak. Herhangi bir ihale veya münhasırlık<br />

olmayacak ama teşvik veya başka yollarla<br />

istasyon kurdurulma yöntemi düşünülebilir. Yapılacak<br />

ikincil düzenlemeleri kamuoyu görüşüne açacağız.<br />

Konuyla ilgili her kesimden katkı ve önerileri de<br />

bekliyoruz<br />

Elektrik piyasasında yasaklı kişiler lisans<br />

alamayacak<br />

Yılmaz, EPDK’nin şarj hizmetine ilişkin fiyatları<br />

izleyeceğini, ihtiyaç olması halinde alt ve üst limit<br />

belirleyebileceğini bildirdi. EPDK tarafından elektrik<br />

araç ve şarj hizmeti altyapısının gelişimine yönelik<br />

bakanlıklardan görüş alınarak projeksiyon hazırlanacağını<br />

aktaran Yılmaz, “Projeksiyona göre şarj<br />

ağının yaygınlaştırılması için alınabilecek tedbirleri<br />

ve teşvik ihtiyacını ilgili bakanlıklara bildirebileceğiz.<br />

Gerektiğinde istasyonların kurulması ve kurulum hızının<br />

elektrikli araç satış hızına yetişememesi ihtimaline<br />

karşın öncelikle teşvik metoduna başvurulabilir.<br />

İhtiyaç halinde şarj ağı işletmecilerine ilave şarj<br />

istasyonu kurma yükümlülüğü getirebileceğiz” dedi.<br />

Yılmaz, şarj ağı işletmecilerinin anonim veya<br />

limited şirket olarak kurulabileceklerini belirtti. Lisans<br />

başvurusunda bulunan şirketlerin elektrik piyasasında<br />

faaliyet yasağının olmamasının şart olduğunu<br />

vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:<br />

Lisans verilen şarj ağı işletmecisinin belirli süre<br />

zarfında asgari sayıda şarj istasyonunu ağına bağlama<br />

yükümlülüğü olacak. Bir şarj istasyonunda<br />

hizmete başlanabilmesi için iş yeri açılış ve çalışma<br />

ruhsatıyla ilgili dağıtım şirketinden olumlu görüş<br />

istenebilecek. Şarj istasyonlarının ünitelerinin kurulum<br />

ve güvenliğinde uyulacak standartlar TSE tarafından<br />

çıkarıldı. Bu ve benzeri teknik standartlara ek<br />

olarak biz hizmet sunumuna ilişkin bazı standartlar,<br />

kurallar koyacağız. Bir şarj ağındaki şarj ünitelerinin<br />

belirli bir oranının hızlı şarj edebilme kapasitesine<br />

sahip olmasını isteyeceğiz. Kullanıcıların bilgiye erişimini<br />

kolaylaştırmak amacıyla bir serbest erişim<br />

platformu kuracağız. Bu platform üzerinden şarj<br />

istasyonlarının coğrafi konumları ve yerleri, şarj istasyonunda<br />

bulunan ünitelerin tipleri, şarj hizmeti<br />

fiyatları ve takip eden 24 saat içerisindeki emre<br />

amadelikleri gibi bilgilere erişilebilecek. Böylece,<br />

kullanıcı şarj ağlarına bağlı istasyonlarda uygulanan<br />

fiyatlar mukayese edilebilecek. Kullanıcıya güzergahı<br />

üzerindeki istasyonların emre amadeliklerine<br />

bakarak önceden şarj ünitesi rezervasyonu yapması<br />

imkanı getirilecek. Böylece hem paradan hem de zamandan<br />

tasarruf yapılabilecek.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 65


ETKİNLİK<br />

<strong>Enerji</strong> sektörü ‘Dijitalleşme<br />

Zirvesi’nde buluştu<br />

Elder ve Huawei işbirliğinde gerçekleştirilen ‘<strong>Enerji</strong> Sektöründe Dijitalleşme Zirvesi’nde, dijital dönüşüm<br />

ışığında sektörün geleceği ele alındı. Zirvenin açılışında konuşan Elder Genel Sekreteri Mustafa Özge<br />

Özden, “Dağıtım sektöründe doğru bir dijitalleşme sürecinin nasıl olması gerektiğine ve ‘sektörümüze<br />

uyumlu teknolojiler nelerdir?’ sorusuna yanıt arıyor bu yöndeki çalışmalara destek veriyoruz” dedi. Huawei<br />

Enterprise Küresel <strong>Enerji</strong> İş Birimi Başkan Yardımcısı Robin Lu da uluslararası alandaki tecrübelerini<br />

Türkiye’ye getirdiklerini dile getirdi…<br />

Gelişen teknoloji ve dijitalleşme ile büyük bir değişimden<br />

geçen enerji sektörü, 4 Kasım Perşembe<br />

günü İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde<br />

buluştu. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği<br />

(Elder) ve Huawei iş birliğinde gerçekleştirilen zirvede,<br />

“enerji sektöründeki dijital dönüşüm trendleri,<br />

dijital dönüşüm ışığında sektörün geleceği, akıllı<br />

şebekeler, akıllı veri merkezleri ve yeni nesil kesintisiz<br />

güç kaynakları” gibi pek çok konu ele alınarak<br />

sektörün dijitalleşme sürecindeki yol haritasına ışık<br />

tutuldu.<br />

Zirvenin açılışında konuşan Elder Genel Sekreteri<br />

Mustafa Özge Özden, “Teknolojiyle uyumu en iyi<br />

şekilde yakalamak, günün ve geleceğin ihtiyaçlarına<br />

yönelik olarak şekil alabilmek, gerek elektrik dağıtım<br />

sektörü gerekse tüm sektörler için büyük önem arz<br />

ediyor. Elektrik dağıtım sektörü, inovasyonla gelişmiş,<br />

yeni teknolojileri, faaliyetlerinin tamamına yakınında<br />

uygulayarak ilerlemiş ve bugün dijitalleşmeyi<br />

merkezine almıştır. Öncelikli hedeflerimiz arasında<br />

aldığımız iklim değişikliği ile mücadelede; teknolojiyi<br />

çevre odağında ele alarak dijitalleşme sürecinin bu<br />

kavramlar doğrultusunda daha sürdürülebilir, hızlı<br />

ve güçlü bir çerçeve içerisinde birleşeceğine inanıyoruz”<br />

dedi.<br />

“<strong>Enerji</strong>nin inovasyon merkezi haline<br />

geleceğiz”<br />

“Bugün Elder çatısı altında, dağıtım sektöründe<br />

doğru bir dijitalleşme sürecinin nasıl olması gerektiğine<br />

ve ‘sektörümüze uyumlu teknolojiler nelerdir?’<br />

sorusuna yanıt arıyor bu yöndeki çalışmalara destek<br />

veriyoruz” diyen Özden sözlerine şöyle devam etti:<br />

66 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Huawei Enterprise Küresel <strong>Enerji</strong> İş Birimi Başkan<br />

Yardımcısı Robin Lu<br />

Sektörümüz özelinde yürütülmekte olan en büyük<br />

Ar-Ge projelerine destek verirken toplam proje<br />

bedeli 62 milyon TL’yi geçen 19 Ar-Ge projesine<br />

koordinatörlük yapıyoruz. Ar-Ge ve teknoloji alanında<br />

sadece ulusal fonlu projeler ile sınırlı kalmayıp,<br />

uluslararası fonlu projelerde de sadece Elder<br />

payı olarak yaklaşık 1,5 milyon Euro’luk bir hacme<br />

ulaştık. Dijitalleşme için olmasa olmaz olan sürdürülebilir<br />

bir girişimcilik ekosistemini tesis ederek,<br />

Elder’i enerji sektörünün inovasyon merkezi haline<br />

getirmek istiyoruz. Bu çerçevede “sürdürülebilir çözümler”<br />

üretecek projeleri, fikirleri bu fikirlerin arkasındaki<br />

gençleri sektörümüze kazandırmak için<br />

<strong>Enerji</strong>m Sensin Hızlandırma Programını, EPDK ve<br />

OTDÜ Teknokent iş birliğinde hayata geçirdik. Elder<br />

olarak sektörde dijital olgunluk seviyesinin artmasını,<br />

enerji alanında giderek yükselen dijital değere<br />

sahip olunmasını, Türkiye enerji sektöründeki dijital<br />

dönüşüm kabiliyetleri ve potansiyelinin yurtiçi, yurtdışı<br />

ve sektörler arasında bilinirliğinin arttırılmasını<br />

hedefliyoruz.<br />

“Dünyada en fazla Ar-Ge yatırımı yapan<br />

üçüncü şirketiz”<br />

Huawei Enterprise Küresel <strong>Enerji</strong> İş Birimi Başkan<br />

Yardımcısı Robin Lu da “<strong>Enerji</strong> sektörünün dönüşümü<br />

için benzersiz bir değer yaratmak adına<br />

dijital teknolojilerden yararlanmak” başlıklı bir açılış<br />

konuşması gerçekleştirdi. Robin Lu, “Gelecekteki<br />

enerji çağı, elektrik üretimi, enerji depolama ve<br />

akıllı elektrikli cihazlarda milyarlarca yenilenebilir<br />

enerjiden oluşacak ve ‘parçalanmış enerji sistemini’<br />

oluşturacak. Bu nedenle yeniden yapılandırılması<br />

ve dijital dünyaya entegre edilmesi gerekiyor. Dijital<br />

teknolojiler, enerji dönüşümü için önemli bir destek.<br />

5G, IoT, AI, blok zinciri, bulut bilişim, büyük veri ve<br />

uç bilgi işlem gibi teknolojiler, enerji sektörünü güçlendirmek<br />

ve enerji, karbon ve bilgi akışlarının yakınsamasını<br />

desteklemek için kullanılıyor. Biz, enerji<br />

üretimi, iletimi, depolaması ve tüketiminin dijitalleşmesini<br />

ve zekasını hızlandıran ve birden fazla ağı<br />

entegre eden sıfır karbonlu bir akıllı enerji sistemi<br />

oluşturuyoruz” dedi.<br />

Huawei’nin Akıllı <strong>Enerji</strong> Santrali çözümü, dijital<br />

olarak algılanan bir ağ ve enerji santrallerinin tüm<br />

nesnelerini, süreçlerini ve hizmetlerini kapsayan<br />

birleşik bir akıllı platform. Üretim verilerini doğru<br />

bir şekilde algılayarak, üretim süreçlerini optimize<br />

ederken manuel müdahaleyi azaltıyor. Böylece güvenli,<br />

katılım gerektirmeyen, devriye denetimi, enerji<br />

tasarrufu ve emisyon azaltımı içermeyen akıllı bir<br />

enerji santrali inşa edilmesi mümkün oluyor. Hedefimizi<br />

enerji santrallerinin çoklu sistem yakınsamasına<br />

ve tam durumsal farkındalığa ulaşmasını<br />

sağlayarak kapsamlı dijitalleştirilmesi diye özetleyebilirim”<br />

değerlendirmesinde bulundu.<br />

YEŞİL, YÜKSEK VERİMLİ VE<br />

YAYGIN BİR SİSTEME GEÇİŞ<br />

DESTEKLENİYOR<br />

IDC Türkiye Kıdemli Araştırma Müdürü Eren Eser<br />

de ‘Dijital dönüşümün ışığında enerji sektörünün<br />

geleceği’ konulu bir konuşma yaptı. Zirvede Huawei<br />

Enterprise Türkiye’den; <strong>Enerji</strong> Sektörü Kıdemli İş<br />

Geliştirme Müdürü İlker Nefşioğulları, “<strong>Enerji</strong> sektöründe<br />

akıllı şebekeler ve dijitalleşme”, Kıdemli<br />

Çözüm Yöneticisi Ali Murat Karaoğlu ‘Dijital operasyon’,<br />

CTO Burak Bıçakhan “Huawei akıllı ağ mimarisi”,<br />

CIO Fatih Akgül “Güvenilir, çevre dostu ve akıllı<br />

all flash veri merkezi çözümleri”, Cloud İş Grubu<br />

Ülke Müdürü Bobby Zhang “Geleceğin vizyonu<br />

Huawei Cloud” ile Veri Merkezi Çözümleri Kıdemli<br />

Yöneticisi Barış Saygı da “Akıllı Veri merkezleri yeni<br />

nesil kesintisiz güç kaynakları” konulu sunumlar<br />

gerçekleştirdi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 67


ŞİRKETLERDEN<br />

Kalyon <strong>Enerji</strong>, 12 yıl vadeli 812 milyon<br />

dolarlık kredi aldı<br />

Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyük enerji santrallerinden Kalyon Karapınar Güneş <strong>Enerji</strong>si<br />

Santrali finansman anlaşması imzalandı. Yerli ve yabancı bankalardan oluşan konsorsiyum, Kalyon<br />

<strong>Enerji</strong>’ye 12 vadeli toplam 812 milyon dolarlık kredi sağlayacak…<br />

Kalyon <strong>Enerji</strong>, Kalyon Karapınar Güneş <strong>Enerji</strong><br />

Santrali için İngiliz İhracat Kredi Ajansı UK Export<br />

Finance (UKEF), J.P. Morgan Chase Bank, Denizbank,<br />

Garanti BBVA, Türkiye İş Bankası, Türkiye Kalkınma<br />

ve Yatırım Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası<br />

ve Türkiye Vakıflar Bankası ile 12 yıl vadeli toplam<br />

812 milyon dolarlık finansman anlaşması imzaladı.<br />

Kalyon Karapınar Güneş <strong>Enerji</strong>si Santrali finansman<br />

imza töreninde konuşan Kalyon Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, “Gerçekleştirdiğimiz<br />

bu anlaşmayla kıymetli bir kaynağı temin<br />

etmiş bulunuyoruz. Kalyon olarak sağladığımız bu<br />

kaynak, Türkiye ekonomisine olan güvenin yanı sıra,<br />

Kalyon Holding’in sağlam ve sürdürülebilir finansal<br />

yapısının da ispatıdır” dedi.<br />

Santralin tamamlanma tarihi ile ilgili de önemli<br />

bir gelişmeyi paylaşarak sözlerine devam eden<br />

Cemal Kalyoncu, “Kalyon Karapınar Güneş <strong>Enerji</strong>si<br />

Santrali’nin şimdiden 550 MW’ı işletmeye alınmış<br />

durumda. Kalyon PV fabrikamızın üretim kapasitesini<br />

1000 MW’a çıkarttık. Santral, 1350 MW panel<br />

kurulu gücü ile tam kapasiteye ulaşacak. Büyük<br />

bir mutlulukla söyleyebilirim ki, hedeflerimizin çok<br />

ilerisindeyiz. Santralin tam kapasite ile faaliyete<br />

geçme hedefini bir yıl öne çekmiş bulunuyoruz” şeklinde<br />

konuştu.<br />

Dünyada çok az ülkede uygulanan ingot üretiminden<br />

başlayarak, wafer, hücre, panel üretimini<br />

Ar-Ge merkezi dahil tek bir çatı altında birleştiren<br />

Kalyon PV Güneş Teknolojileri Fabrikası, geçtiğimiz<br />

yıl kapasite artışı kararı alarak üretim kapasitesini<br />

500 MW’dan 1000 MW’a çıkarmıştı. Fabrika, aynı zamanda<br />

Türkiye ve dünyada yenilenebilir enerji sektörünün<br />

ve piyasanın taleplerini karşılayacak panel<br />

arzı sağlıyor. Türkiye’nin çöl niteliğindeki tek bölgesi<br />

olan Konya ili Karapınar ilçesi Acıgöl havzasında<br />

inşa edilen, 2 bin 600 futbol sahası büyüklüğündeki<br />

Karapınar Güneş <strong>Enerji</strong> Santrali, iklim değişikliğinin<br />

sonuçlarıyla da doğrudan mücadele ediyor. Santral,<br />

tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde, 1.5 milyon tonun<br />

üzerinde karbon emisyonunun önüne geçecek.<br />

1350 MW DC kurulu gücüyle Avrupa’nın en büyük,<br />

dünyanın ise sayılı büyüklükteki güneş enerjisi<br />

santralinden biri olan Kalyon Karapınar Güneş <strong>Enerji</strong>si<br />

Santrali, tam kapasiteye ulaştığında 2 milyon kişinin<br />

elektrik tüketimini karşılayacak.<br />

68 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


ŞİRKETLERDEN<br />

Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak<br />

Sanko <strong>Enerji</strong>, Dünya Bankası kuruluşlarından IFC ile imzaladığı anlaşmayla gözünü yurt dışına dikti. İkili,<br />

yurt dışında yenilenebilir enerji ve teknoloji yatırım fırsatlarını değerlendirecek…<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> Grubu, yurt dışı piyasalarda büyümek<br />

için Dünya Bankası’nın yan kuruluşu Uluslararası<br />

Finans Kurumu (IFC) ile bir anlaşma imzaladı.<br />

IFC Türkiye Ülke Müdür Vekili Barış Gen ve Sanko<br />

<strong>Enerji</strong> Grubu CEO’su Hakan Yıldırım tarafından parafe<br />

edilen anlaşma, yurt dışında ortak yenilenebilir<br />

enerji ve yeni teknoloji yatırım fırsatlarının değerlendirilmesini<br />

kapsıyor.<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> yetkilileri, IFC ile yaptıkları anlaşmanın,<br />

Türkiye’nin en büyük uluslararası yenilenebilir<br />

enerji şirketi olma vizyonlarına uygun hamlelerden<br />

biri olduğunu ifade etti. Bugüne dek Türkiye’de<br />

yenilenebilir enerji sektörünü ve bu alandaki teknoloji<br />

yatırımlarını yakından takip ettiklerini ifade eden<br />

şirket yetkilileri, şimdi bununla yetinmeyip, elde ettikleri<br />

birikimi yurt dışı pazarlarda da kullanabilmek<br />

amacıyla IFC ile anlaşma imzaladıklarını vurguladı.<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> Grubu, ülke dışında hayata geçirilebilecek<br />

projeler konusunda IFC ile iş birliğinin sağlayacağı<br />

sinerjiden yararlanabilecek. Sanko <strong>Enerji</strong><br />

ile IFC arasında varılan anlaşma kapsamında, her<br />

iki taraf da yurt dışındaki yenilenebilir enerji ve yeni<br />

teknoloji yatırımları için proje keşfi, inceleme ve finansman<br />

olanaklarını değerlendirebilecek.<br />

Karbon salımını azaltma hedefi<br />

Ülkelerin, iklim değişikliğini hafifletmelerine ve<br />

uyum sağlamalarına yardımcı olmak üzere özel<br />

sektörün yenilikçiliğini ortaya koyması için çalışan<br />

Dünya Bankası Grubu’nun bir üyesi olan IFC ve tamamı<br />

yenilenebilir enerji santrallerinden oluşan bir<br />

portföye sahip olan Sanko <strong>Enerji</strong> Grubu arasında<br />

imzalanan anlaşma ile birlikte karbon emisyonunun<br />

azaltılmasına yardımcı olacak projeler bulunması<br />

hedefleniyor.<br />

Sanko <strong>Enerji</strong>’den yapılan açıklamada “Anlaşma,<br />

gelişmekte olan ülkelerde özel sektöre odaklanan<br />

en büyük küresel kalkınma kurumu olan IFC ve ülke<br />

genelinde yaklaşık 1.000 MW’lık kurulu güce sahip<br />

olan Sanko <strong>Enerji</strong> Grubunun, yenilenebilir enerjiye<br />

odaklı stratejik bakış açılarıyla güçlerini birleştirmelerinin<br />

ilk adımı olacak” ifadesine yer verildi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 69


SOSYAL SORUMLULUK<br />

Akenerji, Kadın <strong>Enerji</strong>si<br />

projesi için “Kampüste”<br />

Akkök Holding’in enerji grubu şirketleri tarafından hayata geçirilen<br />

Kadın <strong>Enerji</strong>si projesi kapsamındaki “Kampüste” programı<br />

başladı. Üniversiteli 80 kadın lider adayı, proje kapsamında ilk<br />

online derslere katıldılar. Başarılı öğrencilere eğitimlerin sonunda<br />

mentorluk ve staj desteği de sunulacak…<br />

Akkök Holding enerji grup<br />

şirketlerinin ortaklaşa yürüttüğü<br />

Kadın <strong>Enerji</strong>si projesinin “Kampüste”<br />

etabı, proje paydaşları ve<br />

öğrencilerin katıldığı açılış toplantısıyla<br />

başladı. Yenibirlider<br />

Derneği ve Türkiye İşveren Sendikaları<br />

Konfederasyonu’nun ortak<br />

projesi “Genç Kadın Liderler”<br />

iş birliğindeki programda, Akkök<br />

Holding ve enerji grubu şirketleri<br />

yöneticileri 80 genç kadın lider<br />

adayıyla buluştu.<br />

Akkök Holding ve Akenerji İnsan<br />

Kaynakları Direktörü Duygu<br />

Erzurumlu Cengiz, kadınların iş<br />

hayatında daha fazla etkinleşerek<br />

güçlenmesinin gelecek nesiller<br />

açısından çok önemli olduğunu<br />

belirterek, “Akkök Holding’in<br />

enerji grup şirketleri SEDAŞ ve<br />

Sepaş <strong>Enerji</strong> ile toplumsal cinsiyet<br />

eşitliğini hedefleyen projelerimizi<br />

tek çatı altında bir araya<br />

getirdik. Kampüste isimli projemiz<br />

kapsamında Kadın <strong>Enerji</strong>si<br />

projesini üniversiteli genç kadın<br />

liderlere dokunacağız. Geleceğin<br />

kadın liderlerine enerji sektörünü<br />

yakından tanıtarak, onların bu<br />

70 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Akkök Holding ve Akenerji İnsan Kaynakları Direktörü<br />

Duygu Erzurumlu Cengiz<br />

sektöre yönelmelerini sağlayacağız”<br />

dedi.<br />

“Kadın <strong>Enerji</strong>si Kampüste,<br />

örnek model”<br />

Akkök Holding Yönetim Kurulu<br />

Üyesi, <strong>Enerji</strong>den Sorumlu İcra<br />

Kurulu Üyesi ve CFO’su Özlem<br />

Ataünal da enerji sektöründeki<br />

kadın temsiliyeti oranının düşük<br />

olduğunu vurgulayarak, kadın<br />

istihdamı ve kadın lider sayısını<br />

artırmak istediklerini belirtti. Ataünal,<br />

2023 itibarıyla projenin ortaya<br />

koyacağı başarı sayesinde<br />

sektördeki diğer enerji şirketlerine<br />

örnek teşkil etmesini arzu<br />

ettiklerini kaydederek, Türkiye’ye<br />

yayma hedefleri doğrultusunda<br />

destekleyeceklerini ifade etti.<br />

Programın açılışında konuşan<br />

Yenibirlider Derneği Genel<br />

Müdürü Jülide Erdoğan, sürdürülebilir<br />

kalkınma amaçları doğrultusunda<br />

toplumsal cinsiyet eşitliğinin<br />

önemine değinerek, Kadın<br />

<strong>Enerji</strong>si Kampüste’nin örnek model<br />

sunacağını belirtti.<br />

Türkiye İşveren Sendikaları<br />

Konfederasyonu (TİSK) Danışmanı<br />

Deniz Karakaş ise çalışma<br />

hayatında kadınların güçlendirilmesi<br />

amacıyla hayata geçirilen<br />

Genç Kadın Liderler’e eklenen<br />

“Kadın <strong>Enerji</strong>si Kampüste” modülünün<br />

önemine vurgu yaptı. Karakaş,<br />

projenin geleceğin enerji<br />

sektöründe kadınların enerjisinin<br />

daha fazla görülmesinin önünü<br />

açacağını dile getirdi.<br />

Proje kapsamındaki ilk eğitim<br />

programı online olarak gerçekleştirildi.<br />

Akkök Holding Hukuk<br />

Direktörü Çağla Zıngıl ile Duygu<br />

Erzurumlu Cengiz, katılımcı öğrencilere<br />

“Kadınların enerji sektöründeki<br />

yeri, cinsiyet eşitliğinin<br />

sağlanması ve çalışan hakları”<br />

başlıklı bir eğitim verdi. Cengiz,<br />

sektörde ve Akkök Holding şirketlerinde<br />

yüzde 50’yi bulan kadın<br />

yönetici rakamlarından gururlu<br />

olduklarını ifade ederken Zıngıl,<br />

kadın çalışanların yasa ile korunan<br />

haklarından bahsetti.<br />

Kadın <strong>Enerji</strong>si – Kampüste<br />

projesi ile TİSK ve Yenibirlider<br />

Derneği’nin birlikte yürüttüğü<br />

Genç Kadın Liderler Programı ile<br />

Bahçeşehir Üniversitesi ve Birleşmiş<br />

Milletler Eğitim ve Araştırma<br />

Enstitüsü’nün Yönetici ve<br />

Liderler için Uluslararası Eğitim<br />

Merkezi ortaklığında eğitim programları<br />

düzenlenecek. Yaklaşık<br />

100 üniversite öğrencisinin faydalanacağı<br />

eğitimlerin sonunda<br />

başarılı olanlara, mentorluk ve<br />

staj imkânı da sağlanacak.<br />

Akkök Holding’in Yönetim Kurulu<br />

Üyesi, <strong>Enerji</strong>den Sorumlu İcra<br />

Kurulu Üyesi ve CFO’su<br />

Özlem Ataünal<br />

“DAYANIŞMA<br />

ÖRNEKLERİNİ<br />

ÇOĞALTACAĞIZ”<br />

Akkök Holding’in Yönetim Kurulu<br />

Üyesi, <strong>Enerji</strong>den Sorumlu İcra<br />

Kurulu Üyesi ve CFO’su Özlem<br />

Ataünal, enerji sektörünün iş hayatına<br />

başlayacak genç kadınlar<br />

için daha cazip hale getirilmesini<br />

istediklerini söyledi. Kadın <strong>Enerji</strong>si<br />

projesi ile enerji sektöründe<br />

kadını odağına alan ve fark yaratan<br />

yenilikçi uygulamaları hayata<br />

geçirmeyi hedeflediklerini belirten<br />

Ataünal, açıklamalarını şöyle sürdürdü:<br />

Araştırmalara göre küresel<br />

iş gücünün yüzde 48’ini oluşturan<br />

kadınların enerji sektöründeki oranı<br />

sadece yüzde 22. ‘Erkek işi’ kalıp<br />

yargısından kurtularak, bu oranı<br />

yukarılara çekmemiz lazım. <strong>Enerji</strong><br />

grup şirketlerimiz Akenerji, SEDAŞ<br />

ve Sepaş <strong>Enerji</strong>’nin kadınlara yönelik<br />

çalışmalarını tek çatı altında,<br />

daha güçlü şekilde ve ortak çabayla<br />

yürüteceğiz. Projemiz sayesinde kadınların<br />

birbirlerine destek olma ve<br />

dayanışma örneklerini çoğaltacağız”<br />

dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 71


Konuk Yazar<br />

Salur Sasan<br />

Boğaziçi Üniversitesi<br />

Siklon seperasyonu<br />

hesaplamalı analizi<br />

Bu araştırmada, laminar ve türbülanslı akış ve<br />

partikül izleme modülü kullanılarak sadece<br />

tek girişli siklonlar değil, çift girişli siklonlar<br />

da modellendi. Sonuçları birlikte dikkate<br />

alınarak karşılaştırıldı.<br />

Siklon seperasyonu, ayrıştırma<br />

için vorteksten faydalanarak<br />

akışkanları partiküllerden<br />

arındıran bir yöntemdir. Bu ayrıştırma<br />

yöntemi akan gazlardaki<br />

damlacık veya partikülleri arındırma<br />

için kullanılabilir. Gaz tipi<br />

siklonlar ise özellikle doğal gaz<br />

enstrümanlarındaki katı partikülleri<br />

veya egzoz bacalarındaki<br />

filtre tozlarını ayrıştırmak için<br />

kullanılır. Bu ekipman, merkezkaç<br />

kuvvetini kullanarak akan bir<br />

akışkandaki her çeşit partikülü<br />

ayrıştırmak için kullanılan bir tür<br />

sabit (dönmeyen) ekipmandır.<br />

Temizlenen gazın siklondan<br />

çıkış biçimine göre iki farklı temel<br />

siklon çeşidi mevcuttur. Bu<br />

araştırmada, sadece endüstride<br />

en sıklıkla kullanılan ters akış tipi<br />

siklonlar üzerinde duruldu. Bu<br />

tür siklonlarda gaz teğet bir bi- Resim 1: Basınç profili- MM-D tipi- 2<br />

girişli- türbülanslı<br />

Resim 2: Hız profilleri- MM-D tipi- 2<br />

girişli - türbülanslı<br />

72 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


çimde siklonun en üst kısmına<br />

yakın bir yerden girer ve aksiyal<br />

yönde aşağı inen bir gaz<br />

spiralin ve merkezkaç kuvvet<br />

alanının oluşumunu meydana<br />

getirir. Bu şekilde gelen partiküllerin<br />

bu yönde yoğunlaşmalarını<br />

ve seperatörün iç cidarlarına<br />

doğru spiral yönde<br />

aşağı akmalarını sağlar.<br />

Siklonlar bazı durumlarda<br />

diğer türlerde ki filtrelerden ve<br />

yüksek maliyetli en güçlü toz<br />

ve nem tutuculardan daha düşük<br />

verimlilikte olabilir, ancak<br />

diğerlerine göre imalatı basit,<br />

enerji ihtiyacı düşük ve yüksek<br />

basınç ve sıcaklıklarda çalışabilen<br />

ürünlerdir. Bu türdeki<br />

siklonlar, özellikle ağır şartlar<br />

olmak üzere birçok endüstriyel<br />

uygulamalar için uygundur.<br />

İmalatları basit de olsa, ayrıştırma<br />

verimliliğini tahminen<br />

hesaplayabilmek için son derece<br />

karmaşık matematiksel<br />

formülasyonlar gerektirir.<br />

COMSOL kullanımı<br />

Önceki araştırmaların<br />

çoğu, matematiksel değerlendirmeyi<br />

veya farklı CFD yazılımla<br />

değerlendirmeyi tek giriş<br />

ağzıyla yapılmış. Sonuçların odağında<br />

da hız, basınç düşüşü ve<br />

toplama verimliliğinin tahmini<br />

olmuş. COMSOL ile ise partikül<br />

ayrıştırma seçiciliği çok güvenilir.<br />

Diğer yöntemlerle kıyasla, verileri<br />

farklı yazılımlara aktarma ve sonuçları<br />

yönetme kolaylığı açısından<br />

COMSOL’u kullanmak daha<br />

avantajlı. Bu tür bir araştırma<br />

COMSOL ile ilk defa modelleniyor.<br />

Bu araştırmada, laminar ve<br />

türbülanslı akış ve partikül izleme<br />

modülü kullanılarak sadece<br />

tek girişli siklonlar değil, çift<br />

Resim 3: Ayrışmış partiküller- MM-D tipi- 2 girişli<br />

Resim 4: Tüm tek girişli siklonların karşılaştırma eğrileri<br />

girişli siklonlar da modellendi.<br />

Sonuçları birlikte dikkate alınarak<br />

karşılaştırıldı. Aynı zamanda,<br />

Muschelknautz yöntemine dayanan<br />

siklonik ayrıştırma matematik<br />

modellemesi gerçekleştirildi.<br />

Muschelknautz model-D tipi,<br />

Swift High Efficiency, Stairmand<br />

High Efficiency ve Lapple General<br />

Purpose gibi önde gelen modeller,<br />

tek giriş ve çift giriş ile incelendi<br />

ve karşılaştırıldı. COMSOL’de değerlendirilen<br />

bu modellerin bazı<br />

sonuçları Resim 1 – Resim 4’te<br />

gösteriliyor. Bu kodun ana çıktıları,<br />

akış profillerin hızları, basınç<br />

profili ve ayrıştırılan partiküllerdir.<br />

Her bir siklonun kirli gazdan<br />

ayrıştırabildiği partikül sayısı,<br />

geometrik farklılıklara göre değişiklik<br />

gösteriyor. Modeller COM-<br />

SOL’de incelendi ve MATLAB ve<br />

EXCEL’de senkronize edildi. Anlaşılacağı<br />

gibi modeller, düşük<br />

ve yüksek giriş hızlarda, toplam<br />

partikül toplama verimliliği, ortalama<br />

hız ve Reynold numarası<br />

açılarından karşılaştırıldı. Ayrıca,<br />

sonuçların bir kısmı, siklon üzerinde<br />

çalışan diğer araştırmacıların<br />

deneysel sonuçlarına çok<br />

yakın olduğu görüldü.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 73


KONUK YAZAR<br />

Eda ERDEM<br />

Yönetim ve İnsan Kaynakları Danışmanı<br />

Kurum kültüründe yüksek<br />

ve pozitif enerji<br />

Kurum enerjisi, bir şirketin kolektif değerleri, ilkeleri ve inançlarıdır. İşyerinizde<br />

olan her şeyin ve her gün yaşananların arka planıdır. Tüm ekip üyelerinin<br />

eylemlerini yönlendiren ve bilgilendiren değerler, beklentiler ve uygulamalar<br />

toplamıdır. Kurumun enerjisi, çalışanların davranış şekillerini, kendilerine değer<br />

verilip verilmediğini, işlerini nasıl yapacaklarını ve kurum için neyin önemli<br />

olduğunu dolaylı yoldan söyler…<br />

74 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


Sadece insanların ya da santrallerin<br />

mi enerjisi vardır? Mekanların<br />

da ruhu, ışığı, enerjisi<br />

vardır. <strong>Enerji</strong>si yüksek olan kişilerin,<br />

özel ya da profesyonel hayatlarında<br />

daha dinamik ve başarılı<br />

olduklarını gözlemleriz. Bu pozitif<br />

enerjinin hissedildiği kurumlarda,<br />

başarılı sonuçlar elde edilir. Bu<br />

yüzden kurumlardaki olumlu-olumsuz<br />

enerji dengesi de, tıpkı<br />

özel hayatlarımızdaki denge gibi<br />

önemli.<br />

Suyu, güneşi ve uygun iklimi<br />

bulan tohumlar, bir süre sonra<br />

yeşermeye ve büyümeye başlar.<br />

Pozitif enerjiye sahip olan işletme<br />

kültürlerinde de başarı, aidiyet ve<br />

mutluluk kendiliğinden artar. Bu<br />

artışlar, çalışanların iş veriminde,<br />

çalıştıkları kuruma hissettikleri<br />

aidiyete ve en nihayetinde, o kurumun<br />

toplam başarısında yükselmeyi<br />

beraberinde getirir.<br />

Yıllara dayanan iş deneyimimle<br />

gördüm ki, işyerinin enerjisini<br />

yüksek tutmak tüm sonuçları<br />

olumlu etkiliyor ve pek çok fayda<br />

sağlıyor. Olumsuz durumlar ya<br />

da sonuçlardan yöneticileri, çalışanları,<br />

teknolojileri, piyasaları<br />

sorumlu tutmak yerine o kurumu,<br />

enerjisini ve sinerjisini geliştirmek,<br />

hem yol gösterici oluyor<br />

hem de takım ruhunu destekliyor.<br />

Kurumlarda görülebilen hissedilen<br />

yüksek enerjiyi örnekler<br />

üzerinden açıklarsak, ne kadar<br />

önemli olduğunu göreceksiniz.<br />

“Yüksek enerjili” kurumlar;<br />

Konukları ve müşterilerini,<br />

her zaman kendi misafirleri gibi<br />

güler yüzle karşılar,<br />

Yaşanan sorunlarda nedenlere<br />

takılmak yerine, çözüm için<br />

elbirliğiyle alternatifler ararlar,<br />

Geçmiş başarısızlıklardan<br />

ders alıp onları tekrar etmemek<br />

adına gelişim için adım atarlar,<br />

Neşeli bir çalışma ortamı vardır,<br />

çalışırken saati unuturlar,<br />

Birbirlerine yardım eder ve<br />

birbirini desteklerler,<br />

Gelişim süreçlerinde seyirci<br />

değil, oyuncudurlar,<br />

İletişimleri açıktır ve empatiye<br />

önem verirler.<br />

Kurumlardaki enerjiyi pozitife<br />

dönüştürmede en büyük görev,<br />

liderlere ve yöneticilere düşüyor.<br />

Çünkü işyerindeki iklimi, liderler<br />

ve yönetimler belirler. Anadolu’da<br />

“balık baştan kokar” tabiri de bu<br />

durumu çok iyi anlatır.<br />

Kurum enerjisi, bir şirketin<br />

kolektif değerleri, ilkeleri ve<br />

inançlarıdır. İşyerinizde olan her<br />

şeyin ve her gün yaşananların<br />

arka planıdır. Tüm ekip üyelerinin<br />

eylemlerini yönlendiren ve<br />

bilgilendiren değerler, beklentiler<br />

ve uygulamalar toplamıdır. Kurumun<br />

enerjisi, çalışanların davranış<br />

şekillerini, kendilerine değer<br />

verilip verilmediğini, işlerini nasıl<br />

yapacaklarını ve kurum için neyin<br />

önemli olduğunu dolaylı yoldan<br />

söyler. O halde soru, kurum kültürünü<br />

ya da işletme enerjisini nasıl<br />

yaratabileceğimiz ya da değiştirebileceğimiz<br />

olmalıdır.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 75


1. TAKDIR<br />

Tüm çalışanların emeklerini, katkılarını takdir<br />

etmek, olumlu bir etkiye sahiptir. Çalışanlar birbirlerinin<br />

başarılarının takdir edildiğini gördüklerinde,<br />

bir bütünün parçası olduklarını da hissederler. Çalışanlarını<br />

takdir etmeyi kültürünün bir parçası haline<br />

getiren kurumlar, çalışan bağlılığı, çalışanı elde<br />

tutma ve üretkenlik gibi önemli ölçütlerin arttığını<br />

belirtiyor. Manevi açıdan takdir ya da teşekkür etmenin,<br />

yapılan işe olumlu etkisi var. Böylece işyerinin<br />

başarı performansı da artar.<br />

2. GERI BILDIRIM<br />

Yıllarca yaptığım mülakatlarda, adaylara “çalışacağınız<br />

şirketten beklentiniz nedir?” diye sorduğumda,<br />

söz hakkı verilmesi ya da düşüncelerini<br />

açıkça dile getirmek ve fikirlerinin dinlenmesi şeklinde<br />

dönüşler aldım.<br />

Geri bildirime değer veren ve çalışanlarına söz<br />

hakkı tanıyan işletmeler, çalışanlarına değer verdiklerini<br />

hissettirir. Bu da çalışanların motivasyonunun<br />

artmasını sağlar. Liderler ve insan kaynakları<br />

ekibi, çalışanlarla daima iletişimde olmalıdır. Tabii<br />

ki bundan kastım aylık rutine binen yemekler ya da<br />

mekanik toplantılar değil. Belki bir çay ya da kahve<br />

molasında küçük bir sohbet ile düşüncelerini öğrenebilirsiniz.<br />

Çoğunlukla gelişim anketleriyle çalışanlardan<br />

geri bildirim alınmak istenir. Burada niyet güzel, yöntem<br />

ise yanlış ve soğuktur. Çünkü anketler genellikle<br />

samimiyet ile doldurulmaz. Geri bildirim toplayarak<br />

gelişim alanlarını ortaya çıkardıktan sonra mutlaka<br />

sorun çözücü adımlar atılmalıdır.<br />

3. ÇALIŞANLAR ARASINDA BAĞ<br />

KURMA<br />

Çalışanlar arasında, özellikle birbirleriyle ilişki<br />

kurmakta zorluk çekebilecek farklı nesillerden olanlar<br />

arasında, ortak kişisel çıkarları arayın ve teşvik<br />

edin. Özellikle son zamanlarda kuşaklar arası bağ<br />

kurmada “oyunlaştırma tekniği” verimliliği ve motivasyonu<br />

arttırır.<br />

4. ÇALIŞAN DENEYIMINI<br />

KIŞISELLEŞTIRME<br />

Çalışanlarınız, ekip ruhunun yanı sıra deneyimlerini<br />

kişiselleştirmek isteyebilirler. Butik insan<br />

kaynakları dediğimiz kavramla çalışan yol haritası<br />

ya da çalışan gelişim planıyla kurum enerjinizin özdeşleşmesi<br />

kaçınılmazdır. Çalışanlarınıza değer verdiğinizde,<br />

işletmenizdeki her bir kişiyi motive eden<br />

bir kurum enerjisi mutlaka arkasından gelecektir.<br />

<strong>Enerji</strong>si yüksek ve pozitif olan kurumlarda, çalışanların<br />

mutluluğu ve müşteri memnuniyeti her zaman<br />

yüksektir. Böyle işletmelerde gelişim ve başarı daha<br />

çabuk yeşerir, büyür ve gelişir.<br />

76 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


YÖNETİM-İK<br />

Yetenek açığı son 15 yılın en<br />

yüksek seviyesine ulaştı<br />

ManpowerGroup tarafından 15 yıldır küresel<br />

çapta hazırlanan Yetenek Açığı Raporu’nun <strong>2021</strong><br />

yılı sonuçları her 10 şirketten neredeyse 7’sinin<br />

yetenek açığı yaşadığını ya da işe alım yapmakta<br />

zorlandığını ortaya koydu. 42 ülkeden 19 binin<br />

üzerinde işverenin katılımıyla yapılan araştırmanın<br />

sonuçlarına göre, küresel çapta yetenek açığı<br />

yüzde 69 seviyesine ulaşırken, yetenek açığının<br />

yüzde 83 olarak ölçüldüğü Türkiye, Fransa (yüzde<br />

88), Romanya, (yüzde 86) İtalya (yüzde 85) ve İsviçre<br />

(yüzde 83) ile birlikte araştırmaya dahil olan<br />

42 ülke arasında işverenleri boş pozisyonları doldurmakta<br />

en çok zorlandığı ilk altı ülke arasında yer<br />

aldı. Personel alımında en az zorlanan ülkeler ise<br />

Çin (yüzde 28) ve ABD (yüzde 32) olarak sıralandı.<br />

Araştırmada teknolojiyle ilintili rollere yönelik yüksek<br />

talep çıkarken, çevrimiçi perakende trendinin<br />

kalıcı olma belirtileri göstermesiyle birlikte lojistik<br />

sektörü salgın öncesindeki pozisyon doldurma seviyelerine<br />

geri dönme belirtilerini şimdilik göstermiyor.<br />

Salgından en çok etkilenen sektörler çalışanlarını<br />

geri getirmeye başladıkça üretim, konaklama,<br />

eğlence ve seyahat sektörlerinde talebin güçlendiği<br />

gözleniyor.<br />

İşverenler en çok lojistik/operasyon, üretim, BT/<br />

veri analistleri, satış/pazarlama ve yönetim/ofis<br />

desteği rollerinde niteliğe ihtiyaç duyarken, işverenler<br />

tarafından en çok talep edilen yetenekler iş takibi,<br />

güvenilirlik, dayanıklılık, stres toleransı & adaptasyon,<br />

inisiyatif alma, problemi fark etme ve çözüme<br />

ulaştırma, liderlik ve sosyal etki olarak sıralanıyor.<br />

ManpowerGroup Yetenek Açığı Araştırmasında, salgın<br />

sonrasında işverenleri muhtemel yeni çalışma<br />

modelleri üzerine görüşleri de yer alıyor. Araştırma<br />

bulgularına göre işverenlerin yüzde 69’u tam zamanlı<br />

iş yerine dönüşün daha verimli olduğu görüşünü<br />

belirtirken, yüzde 11’i ağırlıklı iş yerinde olmak<br />

üzere karma çalışma modelinin daha verimli olduğu<br />

görüşünü bildiriyor.<br />

Türkiye’de talebin<br />

en çok arttığı roller<br />

• İmalat/üretim,<br />

• Operasyon/lojistik,<br />

• Satış/pazarlama,<br />

• BT/veri,<br />

• Yönetim/ofis desteği,<br />

• İnsan kaynakları<br />

• Ön büro.<br />

Küresel çapta talebin<br />

en çok arttığı roller<br />

• Veri Analistleri & bilim insanları<br />

• Yapay zeka & makine öğrenme uzmanları<br />

• Büyük veri uzmanları<br />

• Dijital pazarlama & strateji uzmanları<br />

• Proses otomasyon uzmanları<br />

• İş geliştirme profesyonelleri<br />

• Dijital dönüşüm uzmanları<br />

• Bilgi güvenliği analistleri<br />

• Yazılım & uygulama geliştiricileri<br />

• Nesnelerin interneti uzmanları<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 77


YÖNETİM<br />

Türkiye’deki şirketlerin gündemi<br />

müşteri deneyimini artırmak<br />

Dijitalleşmenin müşteri deneyimini nasıl etkilediğini ve işletmelerin değişen tüketici ihtiyaçlarını<br />

karşılamak için neler yaptıklarını anlamak için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu EMEA<br />

bölgesindeki 7 ülkede 598 işletmeyi mercek altına alan araştırma, değişen dinamiklere ışık tutuyor.<br />

Araştırma sonuçlarından en öne çıkan bulgulara göre, Türk işletmelerinin çoğunluğu için önem<br />

taşıyan konuların başında, müşteri deneyimini iyileştirmek, satın alma artışı ve uzaktan kimlik<br />

doğrulamanın oluşturulması geliyor…<br />

Bilgi hizmetleri şirketi Experian için, global danışmanlık<br />

firması Forrester Consulting tarafından<br />

gerçekleştirilen, EMEA bölgesindeki 598 işletme ve<br />

3 binden fazla tüketiciyle yapılan “Veri, Dijitalleşme<br />

ve Pandemi Öncesi Büyümeye Dönüş” araştırmasının<br />

raporu yayınlandı. Rapor, EMEA bölgesindeki<br />

birçok kişinin daha iyi bir hizmet almak için başlangıçta<br />

isteksiz olsalar bile, işletmelerle veri paylaşmaya<br />

istekli olduğunu gösteriyor.<br />

Experian’ın ‘Veri, Dijitalleşme ve Pandemi Öncesi<br />

Büyümeye Dönüş’ raporu, verileri, rızaları ve EME-<br />

A’daki finansal hizmet işletmelerinin, insanların veri<br />

paylaşımından neden yararlanacaklarını net bir şekilde<br />

anlatarak ortaya çıkarabileceği fırsatları inceliyor.<br />

Yapılan araştırma sonuçlarına göre; Türk şirketlerinin<br />

<strong>2022</strong> için belirledikleri odak alanları olan,<br />

dijital hizmetlerin iyileştirilmesi, satın alma artışı ve<br />

uzaktan kimlik doğrulamanın oluşturulması konu<br />

78 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


TÜM ŞİRKETLERİN ORTAK İSTEĞİ<br />

DAHA FAZLA VERİ<br />

Experian Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin<br />

başlıklarının, önümüzdeki 12 ayda iyileştirmeyi hedefledikleri<br />

en önemli iş öncelikleri olduğu belirtiliyor.<br />

Bu öncelikler, uzaktan kimlik doğrulamasındaki<br />

iyileştirme ve giderek artan çevrimiçi ortamda yeni<br />

müşteri kazanımına yardımcı olacak daha geniş dijital<br />

hizmetlere yapılan yatırımla doğrudan ilişkili olmaları<br />

sebebiyle dikkat çekiyor.<br />

Güveni sağlamanın ilk yolu dijital yatırım<br />

Araştırma sonuçlarına göre, geçen yıl itibarıyla<br />

potansiyel müşterileri çekme ve müşteriye dönüştürme<br />

konusundaki genel güvenin azalmış görünmesi<br />

sebebiyle Türk işletmeleri dijitalleşmeye yatırım<br />

yapıyor. Dijital müşteri edinimini iyileştirmeye<br />

yardımcı olmak için, uzaktan kimlik doğrulaması<br />

oluşturmanın kritik veya yüksek bir öncelik olduğunu<br />

belirten Türk şirketlerin oranı yüzde 72 olarak<br />

belirlenirken, <strong>2021</strong> yılında müşteri deneyiminin dijitalleştirmesine<br />

bütçe ayıran şirket oranı ise yüzde<br />

53 olarak ortaya çıkıyor. Araştırmada müşterilerinin<br />

daha iyi hizmet karşılığında verilerinin kullanımında<br />

güven duyduklarını belirten finansal hizmetler işletmelerinin<br />

oranı ise % 68 olarak belirlenmiş.<br />

Experian Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin<br />

konuyla ilgili olarak, “Raporda öne çıkan ve aslında<br />

bizi de şaşırtmayan sonuçlara göre, analitik yetkinliklerini<br />

güçlendirmek için daha fazla veriye ihtiyaç<br />

duyan Türk işletmelerin oranı yüzde 68 iken bu oran<br />

EMEA’da, daha düşük olarak karşımıza çıkıyor. Biz<br />

bunun Türk işletmelerin alternatif veri kaynaklarına<br />

EMEA bölgesinde 598 işletme ile yapılan görüşmeler<br />

sonucu hazırlanan rapordan elde edilen ek bulgular<br />

şu konuları içeriyor:<br />

İşletmelerin yüzde 65’i, analitiklerin doğruluğunu<br />

artırmak için farklı türde veri kümelerini<br />

araştırıyor.<br />

Yüzde 62’si analitik ihtiyaçlarını karşılamak için<br />

daha fazla veriye ihtiyaçları olduğuna inanıyor<br />

İşletmelerin yüzde 64’ü, kuruluşlarının müşteri<br />

deneyimini iyileştirmeye yardımcı olmak için<br />

daha alakalı verilere ihtiyacı olduğunu belirtiyor<br />

Yüzde 69’u müşteri içgörülerini geliştirmek için<br />

veri ve analitik yatırımlarına öncelik veriyor.<br />

daha açık ve ihtiyaç duyduğu şeklinde yorumlanabileceğini<br />

ve bunun da bizim son birkaç senedir yaptığımız<br />

yatırımlarla paralel bir çıktı olduğunu gözlemliyoruz.<br />

Rapor sonuçları arasında da yer alan, şirketlerin<br />

geleneksel anlamda müşteri edinme süreçlerine<br />

olan güvenin azalması sebebiyle dijital yatırıma yönlenmeleri<br />

bizim açımızdan sevindirici bir gelişme.<br />

<strong>2021</strong> yılını değerlendiren araştırmamızın sonuçlarından<br />

aldığımız en önemli geri bildirimlerin başında,<br />

hız ve güvenlik dengesiyle müşteri deneyimini<br />

geliştirme, daha açık ve şeffaf bir iletişim stratejisi<br />

sayesinde tüketicinin veri paylaşımına onay verme<br />

oranını yükseltme ve yeni veri kaynaklarının mevzuata<br />

uygunluğunun iyileştirilmesi ile sürekli izleme<br />

sağlanması konuları geliyor. Biz de bu anlamda<br />

müşterilerimiz için en etkin hizmet ve çözümleri<br />

sağlamaya devam ediyoruz” dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 79


İSTATİSTİK<br />

APLUS ENERJİ<br />

Katkılarıyla<br />

APLUS ENERJİ ARALIK <strong>2021</strong> ANALİZİ<br />

<strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında gerçekleşen toplam 28.913 GWh elektrik üretiminin %82,17’si serbest<br />

üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Serbest üretim şirketlerinin üretimdeki payı, bir<br />

önceki aya göre 1,08 puan artmıştır, geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre ise 5,55 puan<br />

artmıştır.<br />

Serbest üretim şirketlerini %13,92 oranla EÜAŞ santralleri ve %2,41 oranla lisanssız santraller<br />

izlemektedir. Toplam üretimin %1,49’u İşletme Hakkı Devredilen Santraller, %0,02’si ise Yap-<br />

İşlet-Devret santralleri tarafından üretilmiştir 1 .<br />

APLUS ENERJİ ARALIK <strong>2021</strong> ANALİZİ<br />

TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, <strong>2021</strong> <strong>Aralık</strong> ayında termik santrallerin<br />

gerçekleşen toplam üretimdeki payı %69,42 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise %30,58 olarak gerçekleşmiştir 4 .<br />

Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise <strong>2021</strong> <strong>Aralık</strong> ayında toplam<br />

üretimin %31’inin doğal gaz ve LNG santralleri tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir.<br />

Barajlı hidroelektrik santraller, ilgili ayda toplam üretimin %9,8’ini karşılarken, akarsu tipi<br />

hidroelektrik santraller ise %2,9 oranıyla üretime katkıda bulunmuştur. İthal kömür santralleri<br />

aralık ayında toplam üretimin %20,6’sını karşılarken, yerli kömür santralleri ise %15,5 oranında<br />

katkı sağlamıştır. Yenilenebilir enerji santrallerinden rüzgâr enerjisi santralleri toplam üretime<br />

%12, jeotermal ve güneş enerjisi santralleri 2 ise %6 oranında katkıda bulunmuştur. Diğer<br />

termik santrallerin 3 üretimdeki payı ise %2,2 olarak gerçekleşmiştir.<br />

1<br />

Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.<br />

2<br />

Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri “Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.<br />

3<br />

Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik ve biyokütle santralleri diğer termik santraller olarak<br />

sınıflandırılmaktadır.<br />

<strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında gerçekleşen<br />

toplam 28.913 GWh elektrik<br />

üretiminin %82,17’si serbest<br />

üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir.<br />

Serbest üretim<br />

şirketlerinin üretimdeki payı, bir<br />

önceki aya göre 1,08 puan artmıştır,<br />

geçtiğimiz senenin aynı dönemine<br />

göre ise 5,55 puan artmıştır.<br />

Serbest üretim şirketlerini<br />

%13,92 oranla EÜAŞ santralleri<br />

ve %2,41 oranla lisanssız santral-<br />

2020 yılı <strong>Aralık</strong> ayında 293,34 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama piyasa takas fiyatı (PTF),<br />

<strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında, bir önceki yıla göre %243,8 oranında artarak 1.008,64 TL/MWh olarak<br />

ler izlemektedir. Toplam üretimin<br />

kaydedilmiştir. Bu dönemde gerçekleşen ortalama PTF, bir önceki aya göre (830,96 TL/MWh)<br />

%21,4 oranında artış göstermiştir.<br />

%1,49’u İşletme Hakkı Devredilen<br />

Santraller, %0,02’si ise Yap-İş-<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong>’de en yüksek günlük ortalama piyasa takas fiyatı 21 <strong>Aralık</strong> Salı günü 1.139,44<br />

let-Devret santralleri tarafından<br />

TL/MWh olarak gerçekleşirken; en düşük günlük ortalama PTF ise 12 <strong>Aralık</strong> Pazar günü 820,36<br />

üretilmiştir<br />

TL/MWh olarak kaydedilmiştir. Piyasa takas 1 .<br />

fiyatları saatlik bazda incelendiğinde ise en yüksek<br />

PTF değerinin 1 <strong>Aralık</strong> Çarşamba Gerçekleşen günü saat elektrik 08:00’da 1.217,00 üretimi TL/MWh, en düşük PTF<br />

değerinin ise 19 <strong>Aralık</strong> Pazar günü saat 08:00'da 400,00 TL/MWh olarak gerçekleştiği<br />

kaynak bakımından incelendi-<br />

1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin<br />

yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.<br />

ğinde ise <strong>2021</strong> <strong>Aralık</strong> ayında toplam<br />

üretimin %31’inin doğal gaz<br />

ve LNG santralleri tarafından<br />

gerçekleştirildiği görülmektedir.<br />

Barajlı hidroelektrik santraller, ilgili<br />

ayda toplam üretimin %9,8’ini<br />

karşılarken, akarsu tipi hidroelektrik<br />

santraller ise %2,9 oranıyla<br />

üretime katkıda bulunmuştur.<br />

İthal kömür santralleri aralık<br />

ayında toplam üretimin %20,6’sını<br />

80 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA


görülmektedir.<br />

görülmektedir.<br />

<strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında pik saatlerde 5 1.099,87 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir<br />

önceki ayın pik saatler ortalaması olan 902,74 TL/MWh’lik değere göre %21,8 oranında<br />

artmıştır 6 .<br />

2020 yılı <strong>Aralık</strong> ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 274,69 TL/MWh iken,<br />

bu değer <strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında %234 oranında bir artış kaydetmiş ve 917,41 TL/MWh olarak<br />

gerçekleşmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında pik saatlerde 5 1.099,87 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir<br />

önceki ayın pik saatler ortalaması olan 902,74 TL/MWh’lik değere göre %21,8 oranında<br />

artmıştır 6 .<br />

2020 yılı <strong>Aralık</strong> ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 274,69 TL/MWh iken,<br />

bu değer <strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında %234 oranında bir artış kaydetmiş ve 917,41 TL/MWh olarak<br />

gerçekleşmiştir.<br />

karşılarken,<br />

2020<br />

yerli<br />

yılı <strong>Aralık</strong><br />

kömür<br />

ayı içerisinde<br />

santralleri<br />

toplam<br />

üretim<br />

27.059<br />

verilerine<br />

GWh<br />

göre,<br />

olan<br />

<strong>2021</strong><br />

elektrik<br />

<strong>Aralık</strong><br />

talebi,<br />

çekleşen<br />

<strong>2021</strong> yılı<br />

ortalama<br />

<strong>Aralık</strong> ayında<br />

PTF,<br />

bir<br />

bir önceki<br />

ise<br />

ayında<br />

önceki<br />

%15,5<br />

yıla<br />

oranında<br />

göre %3,04<br />

katkı<br />

oranında artış göstererek,<br />

termik santrallerin<br />

27.880 GWh<br />

gerçekleşen<br />

değerine<br />

aya göre<br />

ulaşmıştır<br />

(830,96 .<br />

TL/MWh)<br />

2020 yılı<br />

%21,4<br />

sağlamıştır.<br />

<strong>Aralık</strong><br />

Yenilenebilir<br />

ayında 36.369<br />

enerji<br />

MWh olarak ölçülen<br />

toplam<br />

saatlik<br />

üretimdeki<br />

ortalama talep,<br />

payı<br />

<strong>2021</strong><br />

oranında<br />

yılı <strong>Aralık</strong><br />

artış<br />

ayında<br />

göstermiştir.<br />

38.722<br />

santrallerinden rüzgâr enerjisi<br />

santralleri toplam üretime %12,<br />

jeotermal ve güneş enerjisi santralleri<br />

ise %6 oranında katkıda<br />

%69,42 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarından<br />

elde edilen elektrik üretiminin<br />

payı ise %30,58 olarak gerçekleşmiştir<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong>’de en yüksek günlük<br />

ortalama piyasa takas fiyatı<br />

21 <strong>Aralık</strong> Salı günü 1.139,44 TL/<br />

MWh olarak gerçekleşirken; en<br />

toplam 4 . 27.059 GWh olan elektrik talebi, düşük <strong>2021</strong> günlük yılı <strong>Aralık</strong> ortalama ayında bir PTF ise<br />

bulunmuştur. 2020 yılı Diğer <strong>Aralık</strong> termik ayı içerisinde santrallerin<br />

3 önceki üretimdeki yıla göre payı %3,04 ise %2,2 oranında 2020 artış yılı göstererek, <strong>Aralık</strong> ayında 27.880 293,34 GWh değerine 12 <strong>Aralık</strong> ulaşmıştır Pazar günü . 2020 820,36 yılı TL/<br />

5<br />

olarak gerçekleşmiştir.<br />

<strong>Aralık</strong> Pik saatler ayında 08:00-20:00 36.369 MWh arasındaki olarak TL/MWh saatleri, ölçülen olarak pik saatlik dışı gerçekleşen ortalama saatler ise talep, 20:00-08:00 ortalama<br />

piyasa takas fiyatı (PTF), yasa takas fiyatları saatlik bazda<br />

<strong>2021</strong> MWh yılı arasındaki olarak <strong>Aralık</strong> ayında saatleri kaydedilmiştir. 38.722 ifade Pi-<br />

eder.<br />

TEİAŞ tarafından yayımlanan<br />

6<br />

Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik fiyatları hesaplamalarında kaynak olarak <strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF <strong>2021</strong> ortalamaları yılı <strong>Aralık</strong> kullanılmaktadır. ayında, bir önceki<br />

incelendiğinde ise en yüksek PTF<br />

2<br />

veriler yıla YTBS göre Genel %243,8 Günlük İşletme oranında Neticesi değerinin Raporları’ndan 1 <strong>Aralık</strong> alınmıştır. Çarşamba<br />

7<br />

Jeotermal 2020 ve ve Güneş <strong>2021</strong> enerjisi yılları için santralleri<br />

saatlik<br />

“Diğer Yenilenebilir” olarak sınıf-<br />

landırılmıştır.<br />

artarak 1.008,64 TL/MWh olarak<br />

kaydedilmiştir. Bu dönemde gergünü<br />

saat 08:00’da 1.217,00 TL/<br />

MWh, en düşük PTF değerinin<br />

3 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız<br />

ise 19 <strong>Aralık</strong> Pazar günü saat<br />

termik 5 ve biyokütle santralleri 4 <strong>2021</strong> <strong>Aralık</strong> verileri Yük Tevzi Bilgi 08:00’da 400,00 TL/MWh olarak<br />

Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-08:00 arasındaki saatleri ifade<br />

diğer termik eder. santraller olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

Sistemi’nin yayımladığı 31 <strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong> gerçekleştiği görülmektedir.<br />

6<br />

Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik tarihli Kamusal fiyatları Rapordan hesaplamalarında alınmıştır. kaynak olarak <strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır.<br />

7<br />

2020 ve <strong>2021</strong> yılları için saatlik veriler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi Raporları’ndan alınmıştır.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 81


MWh olarak gerçekleşmiştir.<br />

<strong>2021</strong><br />

<strong>2021</strong><br />

yılı<br />

yılı<br />

<strong>Aralık</strong><br />

Kasım<br />

ayında<br />

ayı sonunda<br />

pik saatlerde<br />

99.064<br />

ayında<br />

MW<br />

36.369<br />

olan<br />

MWh<br />

toplam<br />

olarak<br />

kurulu<br />

ölçülen<br />

saatlik ortalama talep, <strong>2021</strong> oluşan toplam kurulu gücün<br />

güç değeri<br />

<strong>2021</strong><br />

364,7<br />

yılı <strong>Aralık</strong><br />

MW’lık<br />

ayı<br />

artışla<br />

sonunda<br />

<strong>2021</strong> 5 1.099,87 TL/MWh olarak<br />

yılı <strong>Aralık</strong> ayı sonunda 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

gerçekleşen ortalama PTF, bir yılı <strong>Aralık</strong> ayında 38.722 MWh %25,7’lik kısmı (25.545 MW) doğal<br />

gaz şirketleri ve LNG yakıt oluştururken, tipi santral-<br />

önceki ayın pik saatler ortalaması olarak gerçekleşmiştir.<br />

Toplam kurulu gücün %67,9’luk (67.495 MW) kısmını serbest üretim<br />

olan 902,74 TL/MWh’lik değere <strong>2021</strong> yılı Kasım ayı sonunda<br />

EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %21,4 (21.318 MW)<br />

leri<br />

seviyesindedir<br />

ile karşılanırken, 8 . Yap<br />

%23,4’lük<br />

işlet<br />

göre %21,8 oranında artmıştır 6 . 99.064 MW olan toplam kurulu<br />

devret santralleri %0,1’lik (127 MW), işletme hakkı devredilen santraller<br />

kısmı (23.254<br />

%3’lük<br />

MW)<br />

(2.941<br />

barajlı<br />

MW)<br />

hidrolik<br />

santraller tarafından kar-<br />

2020 yılı <strong>Aralık</strong> ayında pik dışı güç değeri 364,7 MW’lık artışla<br />

(off-peak) bir orana saatlerin sahiptir. PTF Lisanssız değeri santrallerin <strong>2021</strong> yılı toplam <strong>Aralık</strong> kurulu ayı sonunda güç içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)<br />

şılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini<br />

ortalama olarak 274,69 TL/MWh iken, 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

kaydedilmiştir.<br />

%11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli<br />

bu değer <strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında Toplam kurulu gücün<br />

kömür 9 santralleri ve %9’luk oran<br />

%234 oranında bir artış kaydetmiş<br />

ve 917,41 TL/MWh olarak serbest üretim şirketleri oluştu-<br />

%67,9’luk (67.495 MW) kısmını<br />

(8.994 MW) ile ithal kömür santralleri<br />

izlemektedir. Akarsu tipi<br />

gerçekleşmiştir.<br />

rurken, EÜAŞ santrallerinin toplam<br />

kurulu güçteki payı %21,4<br />

hidrolik santraller %8,3’lük bir<br />

2020 yılı <strong>Aralık</strong> ayı içerisinde<br />

orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr<br />

santralleri toplam kurulu gü-<br />

toplam 27.059 GWh olan elektrik (21.318 MW) seviyesindedir 8 . Yap<br />

talebi, <strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayında bir işlet devret santralleri %0,1’lik<br />

önceki yıla göre %3,04 oranında (127 MW), işletme hakkı devredilen<br />

santraller %3’lük (2.941 MW) oluşturmaktadır 10 . Toplam<br />

cün %10,5’lik bir kısmını (10.429<br />

artış göstererek, 27.880 GWh değerine<br />

ulaşmıştır 7 . 2020 yılı <strong>Aralık</strong> MW) bir orana sahiptir. Lisanssız kurulu gücün %7,9’luk kısmı<br />

santrallerin toplam kurulu güç (7.809 MW) güneş enerjisi santralleri,<br />

%1,7’lik kısmı (1.648 MW)<br />

5 Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki<br />

saatleri, pik dışı saatler ise 20:00- içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)<br />

08:00 arasındaki saatleri ifade eder. olarak kaydedilmiştir.<br />

jeotermal enerji santrallerinden<br />

oluşurken, %2,2’lik kısmı (2.185<br />

6 Gün Öncesi Piyasası ortalama riler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi<br />

Raporları’ndan alınmıştır.<br />

9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit sant-<br />

elektrik fiyatları hesaplamalarında<br />

kaynak <strong>2021</strong> olarak yılı <strong>Enerji</strong> <strong>Aralık</strong> Piyasaları ayı sonunda İşletme oluşan 8 Kaynak toplam olarak kurulu TEİAŞ gücün tarafından %25,7’lik ralleri kısmı yerli kömür (25.545 santrali MW) olarak doğal sınıflandırılmaktadır.<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları<br />

kullanılmaktadır.<br />

Günlük İşletme Neticesi raporu kulla-<br />

10 Akarsu tipi hidrolik santrallere li-<br />

gaz ve LNG yakıt tipi santralleri yayımlanan ile karşılanırken, 31 <strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong> %23,4’lük tarihli Genel kısmı (23.254 MW) barajlı hidrolik<br />

santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini %11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli<br />

7 2020 ve <strong>2021</strong> yılları için saatlik venılmaktadırsanssız<br />

hidrolik santraller de dahildir.<br />

kömür 9 santralleri ve %9’luk oran (8.994 MW) ile ithal kömür santralleri izlemektedir. Akarsu<br />

tipi hidrolik santraller %8,3’lük bir orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr santralleri toplam kurulu<br />

82 • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • ENERJİ PANORAMA<br />

8<br />

Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 31 <strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong> tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu


oluşturulmaktadır.<br />

<strong>2021</strong> yılı Kasım ayı sonunda 99.064 MW olan toplam kurulu güç değeri 364,7 MW’lık artışla<br />

<strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayı sonunda 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

Toplam kurulu gücün %67,9’luk (67.495 MW) kısmını serbest üretim şirketleri oluştururken,<br />

EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %21,4 (21.318 MW) seviyesindedir 8 . Yap işlet<br />

devret santralleri %0,1’lik (127 MW), işletme hakkı devredilen santraller %3’lük (2.941 MW)<br />

bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin toplam kurulu güç içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)<br />

olarak<br />

kaydedilmiştir.<br />

2020 yılı <strong>Aralık</strong> ayında 6,374 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, <strong>2021</strong> yılı<br />

<strong>Aralık</strong> ayının aynı döneminde %8 oranında bir artışla 6,887 milyar m 3 olarak gerçekleşmiştir.<br />

Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı <strong>Aralık</strong> ayında 1,443 milyar m 3 iken<br />

bu miktar, <strong>2021</strong> yılının aynı döneminde %5,5 oranında düşerek 1,363 milyar m 3 olarak<br />

kaydedilmiştir 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz<br />

tüketimine oranı 2020 yılı <strong>Aralık</strong> ayında 22,6 iken, bu oran <strong>2021</strong> <strong>Aralık</strong> ayında %19,8 olarak<br />

gerçekleşmiştir. 13<br />

<strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayı sonunda oluşan toplam kurulu gücün %25,7’lik kısmı (25.545 MW) doğal<br />

gaz ve LNG yakıt tipi santralleri ile karşılanırken, %23,4’lük kısmı (23.254 MW) barajlı hidrolik<br />

santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini %11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli<br />

kömür 9 santralleri ve %9’luk oran (8.994 MW) ile ithal kömür santralleri izlemektedir. Akarsu<br />

tipi hidrolik santraller %8,3’lük bir orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr santralleri toplam kurulu<br />

8<br />

Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 31 <strong>Aralık</strong> <strong>2021</strong> tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu<br />

kullanılmaktadır.<br />

9<br />

Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

MW) 10<br />

Akarsu ise diğer tipi termik hidrolik santraller santrallere 11<br />

lisanssız rik santrallerinde hidrolik santraller tüketilen de doğal dahildir. rik santrallerinde tüketilen doğal<br />

tarafından 11<br />

Fuel-oil, oluşturulmaktadır.<br />

nafta, motorin, LPG, lisanssız gaz miktarı termik, 2020 yılı kojenerasyon <strong>Aralık</strong> ayında ve biyokütle gaz miktarının santralleri toplam diğer doğal termik gaz<br />

santraller 2020 yılı olarak <strong>Aralık</strong> sınıflandırılmaktadır.<br />

ayında 6,374 1,443 milyar m 3 iken bu miktar, tüketimine oranı 2020 yılı <strong>Aralık</strong><br />

12<br />

milyar 2020 m 3 olarak yılı <strong>Aralık</strong> kaydedilen ayı Elektrik toplam<br />

üretimi <strong>2021</strong> yılının için tüketilen aynı döneminde toplam %5,5 doğal gaz ayında miktarı, 22,6 T.C. iken, <strong>Enerji</strong> bu oran ve Tabii <strong>2021</strong><br />

Kaynaklar doğal gaz Bakanlığı tüketimi, <strong>Enerji</strong> <strong>2021</strong> İşleri yılı Genel oranında Müdürlüğü düşerek raporlarından 1,363 milyar alınmaktadır. <strong>Aralık</strong> ayında Yuvarlamalardan %19,8 olarak dolayı ger-<br />

<strong>Aralık</strong><br />

hesaplanan<br />

ayının aynı<br />

oranlarda<br />

döneminde<br />

farklılık<br />

%8<br />

bulunabilir.<br />

m 3 olarak kaydedilmiştir 12 . Elekt- çekleşmiştir. 13<br />

13<br />

<strong>2021</strong> yılı <strong>Aralık</strong> ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğal gaz miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii<br />

oranında bir artışla 6,887 milyar<br />

Kaynaklar Bakanlığı <strong>Enerji</strong> İşleri Genel 12 Müdürlüğü 2020 yılı <strong>Aralık</strong> raporlarından ayı Elektrik üretimi<br />

için tüketilen toplam doğal gaz timi için tüketilen toplam doğal gaz<br />

alınmaktadır. 13 <strong>2021</strong> Yuvarlamalardan yılı <strong>Aralık</strong> ayı Elektrik dolayı üre-<br />

m 3 hesaplanan<br />

olarak gerçekleşmiştir.<br />

oranlarda farklılık<br />

Elektbulunabilir.<br />

11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız<br />

miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanlığı <strong>Enerji</strong> İşleri Genel Müdürlüğü<br />

miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanlığı <strong>Enerji</strong> İşleri Genel Müdürlüğü<br />

termik, kojenerasyon ve biyo-<br />

kütle santralleri diğer termik santraller<br />

olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan<br />

dolayı hesaplanan oranlarda<br />

farklılık bulunabilir.<br />

raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan<br />

dolayı hesaplanan oranlarda<br />

farklılık bulunabilir.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Aralık</strong> 21-<strong>Ocak</strong> 22 • 83

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!