KADIKOY LIFE / Ocak & Şubat 2022
Kadıköy Life Dergisi'nin merakla beklenen Ocak & Şubat 2022 sayısı yayınlandı.
Kadıköy Life Dergisi'nin merakla beklenen Ocak & Şubat 2022 sayısı yayınlandı.
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sanat
Onur Yüzer: Şiir çok hassas
bir edebi kulvar
SONGÜL KARADENİZ
Çağdaş yazarlardan Onur Yüzer, yakın
zamanda “Sihir” ismini verdiği şiir kitabını
çıkardı. Kendine özgü tarzıyla kaleme aldığı
serbest şiirlerini fotoğraf sanatçılarının çalışmalarıyla
harmanlayan Yüzer; bu eserinde
aşkı, adanmışlıkları, özveri ve umudu tüm
insani duygulara taşımayı hedefleyerek
yola çıkmış. Onur Yüzer ile Kadıköy Life
okuyucuları için Sihir’e dair keyifli bir söyleşi
gerçekleştirdik.
Sizi tanımayan okuyucularımız için
biraz kendinizden bahseder misiniz?
1978 Antakya doğumluyum. İlk ve orta
öğrenimimi Hatay’da tamamladım. Peyzaj
mimarıyım ve İstanbul Üniversitesi’nden
mezunum. Defne adında bir kızım, iki kardeşim
var. Annem ve babam emekli memurlar.
Sizi şiir yazmaya iten dürtü neydi?
İlk şiirinizi ne zaman yazdınız?
İlk şiirimi 14 yaşında yazmıştım. Kesinlikle
gençlik aşkım ve heyecanım diyebiliriz.
Arkadaşlarımla birlikteyken çok sosyal
olabildiğim hâlde, esas duygularımı yazarak
daha iyi ifade edebiliyorum sanırım. Paylaşmak
için doğru zamanın geldiğini düşündüğüm
an, iş işten çoktan geçmiş olabiliyor.
Bu durum diğer taraftan, yazabileceğim yeni
dizelere biraz daha güç katıyor. İşin tabiatındaki
döngü de bu şekilde.
Şiir yazarken uyguladığınız belirli bir
tarz ya da akım var mı, yoksa kendinizi
sadece ilham perisinin kollarına
bırakmayı mı tercih ediyorsunuz?
Çalışmalarımı herhangi bir akımın peşine
takılmadan, özgünce yürütmeyi benimsedim.
Güzel Türkçemizin yapı taşlarını yerinden
oynatmamaya ve sadelikle şiirin okurunu
sıkmamaya özen gösteriyorum. Bunun beraberinde,
serbest tarzdaki modern Türk şiirine
aidiyet hissediyorum. Şiir çok hassas bir edebi
kulvar ve hata direnci pek yok maalesef.
Sihir’den bahsedelim; yazdığınız şiirleri
fotoğraf sanatçılarının çalışmalarıyla
harmanlayarak, kendine özgü bir uyum
yaratmışsınız. Şiirlerinizi fotoğraflarla
harmanlama fikri nerden çıktı ve kitabın
hazırlık aşamasında nasıl bir yol izlediniz?
“Sihir” aslında sadece bir şiir kitabı değil,
aynı zamanda fotoğraf sanatını da işleyen bir
eser. Hâlihazırda bununla ilgili bir kategori ve
dünya edebiyatında tanınmış pek bir ürün
yok. Günde milyonlarca fotoğrafın döndüğü
sosyal medya ve türevleri, sanatsal ürünlerin
icrasında harcanan emeği her saniye değersizleştiriyor.
Bu duruma yönelik bir başkaldırıdır
“Sihir”. Duygusal atmosferi pekiştirerek,
okurların kitaba her dokunuşunda onları
sanatsal ve edebi bir yolculuğa tekrar tekrar
çıkartabilme arzusu ile başladım bu işe.
Kitabın hazırlığı iki yıl kadar sürdü. Şiirlerin
yazılma süreci çok daha uzun tabi. Önce
doğru ölçeği yakalamak için çeşitli denemeler
yaptım. Fotoğraf sanatçısı arkadaşlarımın
binlerce fotoğraflık arşivlerini tek tek
taramak ve seçkilerin uygunluğunu tespit
etmek uzun zaman aldı. Ardından konusunda
uzman ekibimle birlikte tasarım ve dizgi
işlerini olgunlaştırdık.
Ticari kaygılardan uzak bir
yaklaşımla ve tüm heyecanımla sarıldığım
“Sihir”in matbaada süratle dönen makinelerde
ilk renklerini gördüğümde hissettiğim
mutluluğun tarifi yok. Hele bir de okurlarımdan
gelen tepkiler ve paylaşımlar sayesinde,
gönül bağı ile bir ölçüde ekibimin
tanınması için de ayrıca çok mutluyum.
Kitabınızın ismini ‘Sihir’ koymanızın
bir nedeni ya da hikâyesi var mı?
Kainattaki her varlık başkalaşım hâlindedir,
durdurulamaz... Bazı varlıkların başkalaşımı
da sihirli bir şekilde çok hızlı gözlemlenebilir
ve bazen bunlara şahit olduğumuzda
büyülenip kalırız. Duygusal dünyamızda
büyüsünün bozulmasını hiç istemediğimiz
durumları, içeriğindeki sürprizleri ile her
birimize tekrar anımsatması adına kitaba
“Sihir” ismini verdim. Ayrıca “Sihir” adlı bir
şiirim de kitapta yer almakta.
Türk ve Dünya edebiyatında
ilham aldığınız şairler var mı?
Ben sadece yaşadıklarımdan ilham alabiliyorum.
Sevdiğim şairler tabi ki var; Cemal
Süreyya, Nazım Hikmet ve Ahmed Arif gibi.
Mesela, Orhan Veli’nin hayattaki son arkadaşı
Asım Akcan ile sohbete bayılıyorum.
Anılarını dinlerken mükemmel bir kalbe sahip
şairin dizelerine inebilmek gibisi yoktur.
Hekim Müküs
Ocak & Şubat 2022 kadikoylife.com : 53