KADIKOY LIFE / Ocak & Şubat 2022
Kadıköy Life Dergisi'nin merakla beklenen Ocak & Şubat 2022 sayısı yayınlandı.
Kadıköy Life Dergisi'nin merakla beklenen Ocak & Şubat 2022 sayısı yayınlandı.
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Perspektif
İki eser,
iki kardeş ve
sanatın gücü...
OYA İSLİMYELİ ULUTİN
1800’lü yıllarda Fransa’da yaşayan bir
anne, kızının okul hayatındaki başarısızlığı
nedeniyle çok üzgündü. Çünkü
kızı okuma yazmayı öğrenmekte güçlük
çekmekteydi ve okula uyum sağlayamayan
asi bir çocuk hâline gelmişti. Anne,
harfleri öğrenmekteki zorluğu aşması
için kızına bir çözüm önerdi. Bulduğu
çözüm, çocuğun hayatını değiştirecek kadar
ilginçti. Yaptığı şeyin, kızını dünyanın
sayılı ressamlardan biri hâline getireceğini
tabii ki o gün bilmiyordu.
Kızın en sevdiği şey resim yapmaktı, hayvanları da çok
seviyordu. Bu ikisini birleştirerek izleyeceği bir yol, harfleri
öğrenmesini kolaylaştırabilirdi. Ona her harf için bir hayvan
seçmesini ve bunu çizmesini söyledi. Böylece çocuk
sevdiği hayvanları çizmeye başladı. Yine de okul hayatında
başarılı olamadığı için okuldan atıldı, fakat çocuk müthiş
hayvan resimleri çizen başarılı bir ressama dönüştü. Bu
çocuk, 19. yüzyılın en ünlü kadın ressamlarından biri olan
Rosa Bonheur’du. Okulda okuma yazma öğrenmekte zorlanan
Rosa, sevdiği bir alanda okurken bu zorluğu yaşamadı.
14 yaşındayken hayvan anatomisi okuyup, mezbahaları
ziyaret etmeye başladı. Anatomi ve zooloji üzerine araştırmalar
yaptı.
1948 yılında sergilenen “Nivernais’te Tarla Sürme” isimli
resmi o kadar beğenildi ki, Fransız Hükümeti’nin desteğini
aldı. Belki birçoğunuzun duyduğu “The Horse Fair” (At
Panayırı) isimli çalışması en ünlü resmi oldu. 1852 yılında
çalışmaya başladığı eseri, 1855 yılında tamamladı. 1,5 yıl
Paris’teki at pazarına gidip, sadece eskizler çizdi. Pazarda
bu çalışmaları yaparken bir kadın olarak dikkat çekmemek
için erkek kıyafetleri giymek zorunda kaldı. Bu eserden
önce de resimleri ve heykelleriyle oldukça ünlü bir sanatçı
olmuştu; bu resimle birlikte ünü uluslararası düzeye ulaştı.
Resim Paris’te sergilendikten sonra İngiltere’de ve Amerika’da
da sergilendi. Bugün New York’taki Metropolitan
Müzesi’nin en ünlü eserlerinden biridir.
Hayvanlara karşı özel ilgisi ve sevgisi olduğu bilinen Sultan
Abdülaziz’in yolu, hayvanları seven bu sanatçı aileyle
Paris’te bir şekilde kesişti. Abdülaziz, Paris’e gittiğinde
Beylerbeyi Sarayı ve Çırağan Sarayı’nın bahçeleri için 24
adet hayvan heykeli sipariş verdi. Bu heykeller içinde
bugün hepimizin yakından bildiği bir heykel de yer alıyordu.
İstanbul Kadıköy / Altıyol’da ilçeyle özdeşleşmiş bir
boğa heykeli vardır ya, işte o heykel bunlardan biri. Adeta
Kadıköy’ün sembolü hâline gelmiş olan heykel, 1864
yılında Sultan Abdülaziz tarafından Paris’te yaptırıldı. Bugün
157 yaşında ve orijinal adı “Dövüşen Boğa” olan bu
eserin heykeltıraşı Isidore Jules Bonheur’dur, yani Rosa
Bonheur’un kardeşi.
Sanat, hem toplumların geleneksel ve evrensel alanlarda
edindikleri kültürel ayrıcalıklar, hem çağdaşlaşma yolunda
ilk başvurulan değer, hem de okuyamaz diye okul dışına
atılan bir çocuğun dünyaca ünlü bir sanatçı olacağı uğraş
olabiliyor.
Birey ve toplum olarak her zaman sanatla gelişip, aydınlanacağımızı
unutmayalım. Hazırladığım görselde iki
kardeşin sözünü ettiğim eserlerini göreceksiniz.
Sanatla dolu nice günlere...
40 : kadikoylife.com Ocak & Şubat 2022