21.01.2022 Views

KADIKOY LIFE / Ocak & Şubat 2022

Kadıköy Life Dergisi'nin merakla beklenen Ocak & Şubat 2022 sayısı yayınlandı.

Kadıköy Life Dergisi'nin merakla beklenen Ocak & Şubat 2022 sayısı yayınlandı.

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kent Hafızası

“MODA, O ZAMANLAR

BU KADAR ‘MODA’ DEĞİLDİ”

Ano Hanım’ın ailesi, Moda’nın en köklü ailelerinden...

Babaannesi de bir ‘Esayen kızı’:

“Ailem, Taksim’de bulunan Esayen Lisesi’ni

inşa ederek, zamanında Ermeni cemaatine

bağışlamış. Babaannemin amcası taş

ustasıymış, oradaki çok sayıda yapıda emeği

büyük. Esayen Lisesi’nin tam karşısındaki

Rum Okulu’nun da taşlarını onlar yapmış.

Babam ise Moda’da doğmuş büyümüş bir

Saint-Joseph’li. Matematik eğitimi almak

için bir dönem Fransa’da da bulunmuş, ancak

hiçbir zaman severek yapmamış. Ülkeye

dönünce sanat tarihi okumuş. Kendisi tercüman

rehberdi. Bir de şoför Kemal Amca’ya

verdiği bir taksisi vardı. Moda’dan iskeleye

yolcu indirmek için eski Moda Havuzu’nun

olduğu meydanda üç taksi dururdu, bir

tanesi de bizimkiydi. Moda tabii o zamanlar

bu kadar ‘moda’ değildi. Babamların

zamanında vapur iskelesi, tam Şehremaneti

binasının karşısındaymış. İskelenin iki tarafı

denize uzanırmış. Tek bir tane vapur varmış

ve kaptan herkesi tanırmış. Babaannem

Ada’ya gittiğinde bu vapuru kullanırmış.

Hatta kaptan binecek kişileri tanıdığı için geç

kaldıklarında da beklermiş. Tabii sonraları

Rıhtım bölgesi hep dolduruldu ve komik

kayacıklar koydular deniz kısmına. Mühürdar-Moda

kıyısında denize girilmez oldu.

MODA HİÇBİR ZAMAN

SAYFİYE ALANI OLMADI

Kadıköy’de Bağdat Caddesi tarafları daha

çok sayfiye alanıydı ama Moda öyle değildi.

Yaz-kış hayat olurdu burada, yaşayan kişi

sayısı hiç azalmazdı. Moda’da geçmişten bu

yana oturmuş bir yerleşik düzen var. Bir de

zaten sayfiye alanına hiç ihtiyaç duymadık,

çünkü plajımız vardı her zaman. Mühürdar’ın

eski adı Kumlukmuş mesela. Kıyı boyunca

tek tek küçük villalar vardı. Babamlar

Kumluk’tan denize girermiş ve mükemmel

bir denizmiş. Biz de kardeşimle sık sık Moda

Plajı’nda yüzerdik. Ancak plajı kapattıklarında

ben de yeni anne olmuştum, çok

üzüldüm. Günlerce arkadaşlarımızla birlikte

çok ağladık. Ardından da gündeme Bodrum

girdi. Kadıköylülerin Bodrum’a yazlıkçı

olarak gitmesi o yıllara dayanır.”

ÇOK KÜLTÜRLÜ İSTANBUL’UN,

ÇOK KÜLTÜRLÜ MODA’SI!

Moda’nın çok kültürlülüğüne de değinen Ano

Hanım, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Moda’nın

insanı eğitimlidir. Bana bir röportajda ‘Moda’da

dünyaya gelmeseydiniz, yine böyle bir

hayatınız olur muydu?’ şeklinde bir soru yöneltilmişti.

Tabii ki bu donanımı alamazdım.

Piyano hocam, kardeşimin keman hocası

komşularımızdı mesela, ailecek görüşürdük.

Sevgili Melih Ziya Sezer, bana kitabımı hazırlarken

çok yardım etti. Ben de kendisine büyük

yer ayırdım. Moda Caddesi’ni ve çarşıyı

anlattığında büyük bir hayranlıkla dinlerdim.

Çok kültürlülük, Kadıköy’e tamamen hâkimmiş.

Örneğin, Ermeni bir komşuları varmış.

Babasıyla sık sık birbirlerine kahve içmeye

giderlermiş. Babası bir zamandan sonra

kahveye ‘kahve’ değil de ‘surch’ demeye

başlamış. Surch, Ermenice kahve demektir.

Farklı halklardan arkadaşlarımız oldu

Moda’da. Birbirimizin bahçesine duvardan

duvara atlayarak oyunlar oynardık. Mesela

Türk komşularımız olmasaydı, biz nereden

bilecektik Ramazan’ı? Onlar da Paskalya’yı,

yılbaşını... Herkes özgürce kendi kültürünü

yaşardı. Biz Ramazan’da bahçede hiçbir şey

yemezdik, keza onlar da bize aynı şekilde

saygı duyarlardı. Bir kere Halkevi, böyle bir

Halkevi değilmiş. Çok yüksek kültürlü bir Halkevi’ymiş.

Fakat maalesef İnönü döneminde

Halkevleri kapatılınca, çeşitli müzik aletleri

sokaklara atılmış. Eskiler böyle anlatırdı. ‘Eski

İstanbullular’ isimli kitabımda çok yaşlı İstanbullular

ile konuşma olanağı buldum. Bana

inanılmaz bir İstanbul anlattılar. Gerçekten

gençliklerinde bizim hayal dahi edemeyeceğimiz

ütopik İstanbul’u yaşamışlar.”

“Levantenler bir kere İstanbul’a

kültürü getirmişlerdir. 104 yaşındaki

büyük dayım, Levantenleri şu sözlerle

anlatırdı: ‘Onlar bahçelerine duvar

çekmediler, içindeki ağaçları kesmediler.’

Hatta Moda Burnu tarafında

Levantenler, babamın babasına

demişler ki; ‘Mishak Efendi, buradan

bir arazi al.’ O da ‘Hadi canım, Moda

çayırında kim oturur?’ demiş. Şimdi

orası inanılmaz bir yer.”

Ocak & Şubat 2022 kadikoylife.com : 31

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!