YukEdebiyatKasımAralık2021
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayfa 97
kan merdivenlerde oturduğumu
görünce “Ne yapıyorsun
orada oğlum?”
diye seslendi. “Hiç!” dedim
asık suratla. Bastonunu
alıp bana doğru yürüdü.
“Ne oldu?” diye yarı
şaşkın yarı gülümseyerek
sordu. “Ya yok bişey dede,
Fırat’la Osman yine
yalan söylüyorlar. Voltran'ın
ışın kılıcı Fırat’ın
evinin arkasına düşmüş.
Nasıl oraya düşer? Hem
kimse görmemiş, kimse
duymamış. Toprağı azıcık
kazıp bile göstermediler.
” Dedem “Voltajın kılıcı
mı, o neymiş ki?” diye
şaşkın şaşkın sordu.
“Voltran'ın ışın kılıcı…
Hani televizyonda çizgi
filmi var ya, o işte.” Dedem
merdivenin karşısındaki
duvara bitişik sedire
oturdu. Ben hâlâ devam
ediyordum “Hadi Fırat
zaten yalancı da Osman’a
ne oluyor? O niye hep Fırat’a
inanıyor?” Dedem
yeleğinin cebinden çıkardığı
arkası trenli cep saatine
bakıp “beri bak, sana
bir şey anlatayım” diye
söze başladı.
“Hz. Musa'yı biliyorsun
değil mi?”
“Hani şu Mısır'da
Firavun’la savaşan mı?”
“Hah o işte! Bak bu
mübarek, kendisine inananları
Mısır’dan toplayıp
denizin kıyısına getirmiş.
Firavun’un ordusunun
yaklaştığını görünce
asasını denize vurup yoldaşlarına
‘çabuk gelin,
Allah suyu yarıp bize yol
açacak’ demiş. Ama deniz
daha yarılıp yol açılmadığından
herkes tereddütte
kalmış. Suya girmeseler
askerler onları öldürecek,
girseler boğulacaklar.
Kimse denize adımını
basmaya cesaret edememiş.
Pazarda, bayramı
bekleyen kurbanlık koyun
gibi öyle kalmışlar.
Sonra aralarından biri kalabalığı
yarıp kumsaldan
denize doğru yürümüş.
Adamın ayağı suya değer
değmez deniz yarılmış ve
yol açılmış. Allah'ın mucizesinin
görünmesi için bir
inançlı kalp lazımmış. ”
Sözünü bitirdikten sonra
sedirden kalkıp merdivenleri
çıkmaya başladı.
“Eee sonra? ” diye sorunca
“sonrasını da sen düşün,
lafın tamamı deliye
anlatılırmış” diyerek kestirip
attı.
Öğleden sonra bahçedeki
ağaçtan kopardığım
daha olmamış ekşi
elmayı dişlerken belki de
dedem haklıdır diye düşündüm.
Belki de gerçekten
Fırat’ın evinin arkasında
Voltran’ın ışın kılıcı
gömülüdür. Yine belki
Atılgan'a da o binmiştir.
Ve belki de Şirinlerin köyünün
yerini o biliyordur.
Dedemin dedikleri
doğruysa, Osman orada
olduğu sürece bunların
hepsinin doğru olma ihtimali
var.
Tamamını yiyemediğim
ekşi elmayı yere
atıp artık tek tük meyvesi
kalmış dut ağacına doğru
yürürken “Adiler, belki
de ışın kılıcıyla oynuyorlardır
şimdi!” diye söyleniyordum.
Yıl 1 Sayı 2