YukEdebiyatKasımAralık2021
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayfa 89
yin ağabeyimle.
Sıra geldi planlanan
ama yapılamayan şakaya.
Çünkü merak ne
acayip bir şeydi biz onu
biliyorduk.
“Arif şaka için gelmiş
dünyaya” dedi dayı
ve hemen ardına sustu.
Cama doğru bakakaldı
öyle. “neydi ağabey planları
?” Deyiverdi bizim
fettan Hüseyin. Onun bu
merakı ortamın duygusallığını
deldi geçti, altı
götürdü, yürüdü gitti.
İçinde; olacakken
olamayan, eğlenilecekken
eğlenilemeyen ve hatta
büyük bir iş başaracakken
boğazının ortasına
bir sumsuk yiyip de kalakalmış
insanlar gibi öylece
kalakaldı. Ama dinlemek
istedi. En büyük
hakkıydı bence.
“Mahalleyi yakacaktı!”
dedi dayı
Ben birden ayağa
kalkmışım. Refleks işte,
ne yapabilirim? “otur Cemil
oğlum otur” dedi çaycı.
“Ne o oğlum korktun
mu?” İsmimi bildiğini
bilmenin, kendi ismini
bilmediğimi bilmemesinin
verdiği bir değişik
duygu ile oturdum bende.
“Nasıl yakacaktınız
dayıcığım?” dedim. Yakınlık
hissettim bende
ona karşı. Bu yüzden sevecenlik
kattım cümleme.
“Oradan buradan
gaz yağı fueloil, benzin
ne varsa toplamış”
Şaşırmak da ne demekmiş
hissettiklerimin
karşısında? İnsan komşusu
için diğer mahallelilere
falanca öldü ne oturuyorsunuz
burada? Gidinde
kaldırın cenazeyi! Deyip
herkesi sapasağlam kadının
evine yollayan, milleti
bir evde toplayıp sonra
da aşağıdan zile basıp nasıl
kandırdım ama sizi diyen
adamdan pek de şaşıracak
davranışlar beklemiyor
ama. Şimdi mahalle
yakma işi de ne oluyor?
Yok artık.
“Ağabey” dedi Hüseyin
ağabey. “Nerde
toplamış, nereye döküp
yakacakmış? Benimde haberim
olmadı ama...”
Hüseyin ağabeyin
içi cız etti anladım ben.
Etinden et koparıldı. Elini
yumruk yapıp ağzına sokarak
şu kapıdan koşarak
gidesi geldi ama gidemedi.
Böyle bir debdebe
olacak ve ona haber verilmeden
gerçekleşecek?
Vay be! Demek ki kapasitesi
yeterli görülmedi
de ona söylenmedi. Hüseyin
ağabey bu duyduklarına
alınmış, gücenmiştir
şimdi. Hem de ölmüş
Arif amcaya küsmüştür
bile.
“Hüseyin ağabey iş
geçen seferki gibi karakolda
bir gece nezarette
kalmaya gidecek kadardan
fazlaymış baksana,
iyi ki de haberin olmamış.”
Dedim bende. Rahatlatmak
istedim biraz
da olsa. İnsan kalbi bu,
bir saç telinin ağırlığını
bile kaldıramaz bazen.
Koca Hüseyin kalktı
sandalyeden, içinde bir
yumru gibi oturmuş olan,
ona söylenmeyen planların
ağırlığıyla ilerledi
demliğin yanına. Aldı boş
bir bardak, doldurdu dudak
payına kadar demi
bardağa. Sadece kendi-
Yıl 1 Sayı 2