15.11.2021 Views

YukEdebiyatKasımAralık2021

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayfa 86

Cemil!” Tam da yeri ve

zamanı zaten, insanın canı

sigara çekse de ziftin

pekini içer de yine şu ortamda

içmez ama bu Hüseyin

işte. “Ağabey ne bağırıyorsun

kulağımın dibinde

az sessiz olsana”

diyorum ben de.

“Zaten bir tuhafım

ha bire içimden gülmek

geliyor, ver de sigara içerken

dudaklarımın yayvanlaştığı

anlaşılmasın”

“Tamam, al ama

sarma sigara bu ağır gelmesin?”

“Yok gelmez yak

da ver ama.” “Azım değmesin

uçuk var.” “Varsa

var oğlum bana işlemez

uçuk!” diyor. Delikanlılıktan

sayıyor Hüseyin ağabey

bunları. İki gün sonra

burnuna doğru yürüyen

uçuğu çıkacak haberi yok.

“Cemil” diyor bana,

genellikle lan lı lun lu

konuşur ama ciddi bir şey

diyeceği zaman insana

ismi ile hitap eder. “Bana

niye böyle şeyler oluyor

sen biliyor musun?”

“Nasıl şeyler ağabey?”

“Sana da olduğu

gibi, niye güldük Cemil

biz adamı toprağa gömerken?

Tövbe Yarabbi, Allah

affetsin!”

“Valla ağabey, Arif

amcayı düşününce, şöyle

yüzü gözümün önüne gelince

olmuyor yahu, hüzünlenemiyorum.”

diyorum

ben de.

“Tamam da oğlum

adam öldü “

“Orası öyle de daha

geçen hafta Hafize teyzelere

yaptığı şaka geliyor

aklıma yapamıyorum”

“Ya, de mi nasıl bağırdı

kadın camdan dışarı,

burası benim evim değil

diye” gülmesi hızlanıyor

bundan sonra. Bildiğin

gülüyor Hüseyin.

“Yapılır mı bu o kadına?

Ama konu Arif amca

olunca yapılır” diyorum.

“Bu arada biraz sessiz

gül duyuluyor.” Tamam,

anlamında elini ağzına

götürüp yemek yedikten

sonra dudaklarını

sofra bezine siler gibi bir

hareket yapıyor.

“Hayır, yani kolun

sakatlanmış, belin iki büklüm,

yaşın olmuş seksen,

ayağın yere basıyor mu

basmıyor mu belli değil

daha ne arıyorsun milletin

evinin eşyalarını değiş

tokuş edip insanları yanlış

eve geldiğine inandırmaya”

Bu cümlenin sonuna

gelindiğinde mezarlıktan

çoktan çıkmış mahalleye

doğru gidiyorduk.

Ciddi ciddi gidiyorduk.

Yani biraz önce üstüne iki

kürek de bizim toprak attığımız

adamın ne şakacı

bir insan olduğunu anlatarak

gidiyorduk. Vay be

zamana bak sen! Dünyaya

bak! Geçen hafta olan

şeyler üzerine bugün şimdi,

şuan da mişli muşlu

konuşuyorduk.

“Hüseyin ağabey,

sen de taşımadın mı eşyaları

aşağı kattan yukarı

kata?” Yürüyorduk bir

taraftan da konuşuyoruz.

Ben bunu deyince Hüseyin

ağabey sanki çok şaşırılacak

bir laf etmişim gibi

durdu birden. Hüseyin

ağabeyin işin tuhaflığına

tuhaf tuhaf şaşırması benim

de tuhafıma gitti.

“Taşıdım taşıması-

YÜK Ede biyat

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!