15.11.2021 Views

YukEdebiyatKasımAralık2021

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayfa 81

mişti. Evet, biriktirmişti

hepsini. O dar odada diğerlerinden

farklı olarak her

zaman İpek’le yan yanaydılar.

Emine’nin nişanından

beri düğünlere İpek gidiyordu

ve bunu yapmak zorundaydı.

Çünkü ‘O’ Emine’nin

düğünüydü. İpek’e

olabildiğince yakın durup

dokunmaya başladığında

kara benekleri bir bir ona

bulaştırdı. Ara ara gıdıklandı,

keyiflendi İpek. Ayten

Hanım’ın akşam İpek’i eline

alınca yaşadığı hayal kırıklığını

hatırladı ikisi de. “Ben

ne yapacağım şimdi?” diye

saatlerce söylenirken gözleri

dolmuştu Ayten Hanım’ın.

İpek her şeyden habersizdi.

Söyleyecek söz bulamamıştı.

Yüzündeki mahcubiyet

açıkça okunuyordu.

Sessizce onları seyreden Pamuk’tan

kimse şüphelenmemişti.

Aynı lekelerden

onda da vardı. Ayten Hanım

onları yan yana koyup

temizlemek için çok uğraştı.

Neredeyse yarım saat sildi

ikisini de. İpek çok hassastı.

Böyle kara beneklere alışık

değildi. Pamuk gibi değildi

o. Üzerine bir şey bulaştığında

çok zor çıkardı. Pamuk’un

üzerine sıçrayan

lekeler ise kolayca temizlenir

ya da belli olmazdı. Ve

bilemezdi kimse. Onca zamandır

düğüne gitmek için

Pamuk’un kurduğu planları

bilemezdi. Ayten Hanım

düğüne onunla gitmeye

mecbur bırakıldığını bilemezdi.

O gece Pamuk’la gitmişti.

Keyfi kaçıktı Ayten

Hanım’ın ama Pamuk’la

gitmişti ya! Önemli olan

buydu. İçmişti Ayten Hanım,

hem de çok içmiş, kendini

kaybetmişti. Kızının

evden ayrılmasını bir şekilde

unutmalıydı. Bir de üzerine

kusmuştu Pamuk’un

ama mesele bu değildi. Pamuk

böyle ortamları bilmezdi

hiç. İpek’e göre bedeni

daha dardı. Hareketleri

hantaldı. Balık istifi gibi üst

üste gezmeye alışıktı Pamuk.

Ayten Hanım onunlayken

sakin sakin otururdu.

Sarhoş olmaz, dans etmez,

oynamazdı. Düğün

gecesi sona ererken Ayten

Hanım eve gitmek üzere

salondan çıktı. Merdivenden

inerken ayağı kayıp

dengesini kaybedince korkuluklara

sarıldı. Kol düğmeleri

çok sağlamdı, bir türlü

Pamuk’u bırakmadılar. O

kadar sıkıyorlardı ki, mengene

gibiydiler. Yaka düğmelerinin

dağılması da yetmedi

Pamuk’u kurtarmaya.

Bir süre dişini sıktı ama daha

fazla dayanamadı. Kolları

ve omuzları parçalandı.

Bir kâğıt gibi yırtıldı. Basit

bir kaza değildi bu, çok ağır

olmuştu. O günden sonra

kendini toplamak için çok

çabaladı. Bir türlü kendine

gelemedi Pamuk. Onu bir

kenara attıklarında artık yeri

İpek’in yanı değildi.

“Düğünden sonra

Emine annesini ziyarete gelmişti.

İşte o gün Emine’ye

verdi, o da alıp götürdü beni.”

dedi Pamuk.

“Vah vah, Pamukçuğum!”

dedi İpek. Sesinde

alaycı bir tını vardı. Hiç de

üzülüyor gibi değildi.

“Ya işte böyle İpekçiğim!

Sana anlatmak istiyordum

yıllardır. İçim içimi

yiyordu. Vallahi rahatladım.

Ohh! Dünya varmış.

Neyse, ben gittikten sonra

sen neler yaptın da bu hale

geldi senin bembeyaz ipek

gibi yüzün?” diye sordu Pamuk.

Pamuk’un yüzünün

rengi bile açılmıştı bu itiraftan

sonra. İpek konuşmaya

hazırlanırken içerden sesler

gelmeye başladı yine. İpek

sessiz kalmak için bu fırsatı

Yıl 1 Sayı 2

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!