15.11.2021 Views

YukEdebiyatKasımAralık2021

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayfa 77

hibesinin adı? Nuran,

gönül kadını Nuran.

İsmail tanıştırırken söylemişti

gönül kadını olduğunu.

Bir de Nurhan

denmesine kızdığını.

Nereden tanıyordu İsmail

bu kadını, bilmiyordum.

Önemli

olan tanışmamızdı

ve burada adam muamelesi

görüyorduk.

Hem

zor durumda

olana gönül kadını

yardım etmez

mi? Tuvaletin kapısını

kapatırken göz

gezdirdim etrafa. Nuran

buralardaysa halden

anlardı. Çay dağıtan

oğlana el ettim.

“Nuran buralarda mı?”

Oğlan kafasıyla işaret

etti arkada bir odayı.

Sağa sola –en çok da

masaya- bakmadan

odaya yürüdüm. Nuran

ayağa kalktı beni

görünce. Hak verdi.

Kasada duran elemanını

çağırdı. Durumu anlattı.

Oğlan bir bana bir

de Nuran’a baktı. Şaşırdı

tabi çocuk diye geçirdim

içimden. Demek

özel bir insandım. Benden

başka kimseye

böyle davranmadıysa

Nu-

ran…

Şaşırırsa

şaşırsın. Sorun kalktı

ortadan. Artık kızla konuşabilirim.

Yüzüm gülüyordu

odadan çıkarken.

Kambur sırtımı dikleştirdim.

Vay be, dışarıdan

gören peşin satan

sanır beni! Masaya gidince

“Ne Ceren’i kızım,

ben sana hastayım!”

da dersem, bu iş

tamam. Kafamda milyon

kere tekrarladım.

Kendimden emin yaklaştım

masaya. Bir hışım

çektiğim sandalyeye

kendimi bıraktım.

Yüzüne bakarsam

söyleyemem.

En

iyisi bakmamak.

Kafamı

kaldırmadan;

“Bak Sude, Ceren

falan bahane. Ben sana

tutuldum!”

“…”

Ses gelmedi kızdan.

Sustu. Önümdeki

yarım çay bardağına

baktım. Bir de bardağın

aksinde duran el sürülmemiş

bardağa. Yan

masadan kahkaha geliyordu.

Döndüm. Donatılmış

masada yarım bırakılan

tabaklar, fincanlar

ve kadının kahkahasına

gözleriyle gülen

beni tanımazdan gelen

adam: İsmail.

Yıl 1 Sayı 2

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!