YukEdebiyatKasımAralık2021
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayfa 76
muş gibi. Başlatma
gözlerinden! Toparla
oğlum lafı! Kahve söylesem
mi? Menüyü de
gönderdik geri. Para?
O zaten nanay.
“Ne diyordum?
Ceren, dün gördüm
onu, amma büyümüş.
Güzelleşmiş. Sen samimi
misin Ceren’le?”
“…” Apar topar
çağırdı kafeye ne konuşacaksa,
söylediklerini
de anlamıyorum arka
masadakiyle kesişiyorum.
Şimdi telefon çalsa
Ceren gelse buraya
ben geçsem yakışıklının
yanına... Oh, bir
taşla iki kuş! Bülbül
olur şakırım. Böyle evet
hayır oynamam. Hem
bilmiyor mu, tek kelimelik
kısa cümleler
sohbetin devam ettirilmemesi
için kurulu?
Olumlu da olumsuz da
olsa bir taraf için bitmiştir
sohbet. Gözü saate,
telefona, çantasına
asılı kalır. Ceren demeseydi
gerçi, bakmazdım
arkadakine.
“Evet,”
“Samimi misin?”
Aferin oğlum. Böyle
devam. Niye sürekli arka
masaya bakıyor bu
kız? Arka masadaki yakışıklıyı
kesiyor kesin.
Oğlanın gözler de onda.
Lafları da kattım
karıştırdım nasılsa.
İçinden kesin “Şimdi
mesaj yazsam Ceren’e.
Bilmem ne kafedeyim
gel desem, bıraksam
Ceren’i bu masaya kendim
geçsem yakışıklının
yanına.” diye düşünüyordur.
Ceren’i neden
sorduysam!
“Müsaadenle,
ben bir lavaboya gidip
geleyim.” Lavabo ne
oğlum ya, tuvalet desene
adam gibi!
Adam deyince
aklıma geldi yine İsmail.
Adam gibi adamım
ulan ben İsmail!
Kendine adam tanımlaması
koyan, kendine
adam İsmail. Kesin İsmail’in
parası da vardır.
İstediği kıza istediği
yerde tatlı bile ısmarlar.
Adam sonuçta. Yeni
yetmeyken bile parası
vardı hırtın. İlk kez
pavyona gittiğimizde o,
sahibiyle tanışıktı. Kral
gibi karşılanmıştık. Tip
desen yok ama mahalleden
öylesine geçerken
bile etrafını kızlar
sarardı. Az çikolata ısmarlamadı
kızlara tenhada.
Şimdi girse şu
kapıdan, anlar mahcupluğumu.
Hemen
tenhaya çağırır, sıkıştırır
elime cebinde ne
varsa... Vermez artık
gerçi. Zamanla bozduk
arayı İsmail’le. Ağır
geldi sürekli yanında
taşımak beni. Hep vermek
olmaz, dedi. Bir
daha da görüşmedik.
Zaten felek gülmez ki
yüzüme! Ama kız nasıl
da güzel! Buraya da
gelirdik. Burada da tanınırdı
hırt! Piizden dönerken
mutlaka uğrardık.
Neydi buranın sa-
YÜK Ede biyat