YukEdebiyatKasımAralık2021
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayfa 60
met Taşçı'ya ellili yaşlarındayken
halasından bir
miras kalır. Mehmet Taşçı,
kendisinden beklenmeyecek
denli önemli bir karar
alıp bu kararını uygulamaya
geçirerek bu mirasla
kendisine yeni bir
yaşam kurar. Bu yeni yaşamında
bankadaki işini
bırakıp emekliliğe ayrılır,
eşini ve kızını terk ederek
tek başına bir hayata adım
atar. Bu arada ailesine, elde
ettiği mirastan bir evin
kirasını da bırakmayı ihmal
etmez.
Kahramanımız yeni
hayatına başladıktan on
yıl sonra bir günlük tutmaya
karar verir. Roman
bu günlükle başlar. Hayatının
günlükten önceki
kısmını da bu günlükte
zaman zaman ele almaktadır.
Ailesini terk ettikten
sonraki on yılını bir çatı
odasına kiracı olarak yerleşip
aylak bir biçimde geçirmiştir.
Mehmet Taşçı, insanlarla
bağ kurmak istemeyen
birisidir. Hayattan
herhangi bir beklentisi
yoktur. Dünyaya ve insanlara
karşı bir ilgisi yoktur.
Kolay kolay korktuğunu,
üzüldüğünü, kaygılandığını,
heyecanlandığını
veya sevindiğini göremeyiz.
Yalnızca birtakım
alışkanlıklarını sürdürme
ve gündelik hayatını yaşamanın
peşindedir. Geleceği
düşünmediği gibi geçmişin
de hesabını yapmaz.
Hayatında az da olsa
önem verdiği şeyler
alışkanlıklarıyla ilgilidir.
Her zaman gittiği birahanedeki
masası, her gün
çay içtiği fincanı onun hayatında
insanlardan daha
fazla yer tutar. Yıllarca bir
arada yaşadıktan sonra
terk ettiği ailesini bir gün
olsun düşünmezken, alıştığı
birahanedeki değişiklik
onun keyfini kaçırmaktadır.
Günlüğünde daha
çok insanların ilgisinden
duyduğu şikâyeti, her
gün dolaştığı sokağa ait
izlenimlerini dile getirir.
Sokakta dolaşmadığı veya
arkadaşlarıyla bir arada
olmadığı zamanlarda ise
tarih türünde kitaplar
okumakta, günlük yazmakta
veya Oblomov misali
odasında hareketsiz
bir şekilde kalmaktadır.
K e n d i s i n i
"Tanrıtanımaz" olarak
görse de diğer taraftan
Tanrı'ya inanıp inanmama
meselesini de öyle etraflıca
düşünmediğini itiraf
eder. Zaten belli bir konu
üzerinde uzun uzadıya
kafa yormak da ona göre
değildir.
Bazen aklına içinde
bulunduğu hayatı değiştirmek
adına yolculuğa
çıkma fikri yerleşir. Aslında
yolculuk onun için soyut
bir düşüncedir. Belli
bir hedefi olmadan eline
bir çanta alıp, sonra da
bulduğu bir şosede yürümek
ister. Varacağı yeri
düşünmez. Hareketten
uzak olan kişiliği nedeniyle
yolculuk da onun için
kolay bir eylem değildir.
Selçuk Baran’ın yarattığı
Mehmet Taşçı karakteri
bize her şeyi terk
edip geçmişi ve geleceği
düşünmeden, kendisini
insanlardan soyutlayan,
hayatı akışına bırakan bir
insanın nasıl bir yaşantısı
olacağını gösteriyor. Oblomov,
Meursault ve Bay
C. karakterlerinin bir birleşimi
niteliği gösteren
Mehmet Taşçı benim için
edebiyatın unutulmaz karakterleri
arasına girdi.
Selçuk Baran romanın
kurgusunu tamamen
günlükler aracılığıyla
oluşturmak yerine aralara
hâkim bakış açısıyla oluşturulan
iki bölüm de yerleştirmiş
ve böylelikle anlatımda
tekdüzelikten kurulmanın
bir yolunu bulmuş.
Post-modern roman-
YÜK Ede biyat