YukEdebiyatKasımAralık2021
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Hatşepsut
Rabia Uğurlu
B
irinden daha
biri…
Çok konuştuğu
an, çok konuştuğu
kadar- bir asır kabiliyetinde
çok- susan
inatçı ve çok bilmiş ben,
yalnız onun izini sürüyorum.
Galata Kulesi’nin
yakınındaki K... Pastanesi’nin
müthiş manzarasını
es geçerek kendimi,
Beyoğlu’nun cafcaflı,
vernikli, şarkılı sokaklarında
granit sertliğinde
adımlarla yürürk
e n b u l u y o r u m .
Dükkânların renkli ışıklarının
gözlerimde yer
etmeye çalışırken kullandığı
cazibe, hayli etkili
olacak ki ruhumda
ruj izleri var. Bu yapışkanlıktan
sıkılıyorum.
Tüylerini güneşe
bırakmış ve pineklemenin
kaçıncı evresinde
olduğunu bilmediğim
siyah tüylü, irice bir köpekten,
zararsız görünen
haline rağmen ürküyorum.
İki dükkân
ötede otantik eşyaların
meraklı alıcısı kararsız.
Dükkânın üç kat üstünde
bir adam atletiyle
çıktığı balkonda bir yandan
kıvırcık saçlarını
kaşırken sigarasının izmaritini
otantik eşyaların
meraklı alıcısı olan
kadının başına yolluyor.
Bu saatte, bu semtte şaşılacak
şey. Şaşmıyorum.
Aklındaki bir ansiklopedik
bilgiyle oyalandı:
“Bizans Dönemi’nde
yerleşim yeri olmayan
Beyoğlu’na
‘karşı yaka, öte ‘ anlamına
gelen Peran Bağları
deniliyordu.” Bu bilgiyi;
ruhunun köşelerini kaplayan,
nefesini elinde
tutan Mozart’ın- bir ihtiyaçtan
hâsıl olacak ki-
onu avurtlarından öpen
“Die Entführung Aus
Dem Serail”( Saraydan
Kız Kaçırma ) Operası’nı
dinledikten sonra
geçtiği başka bir kanalda
öğrenmişti. Bunlar
yediği fırınsız ekmekler.
Sadece arkasından
gördüğüm bu kadın.
Kayıp ilanı için yüzü
yok. Bu muhitte onu
tanıyan bir Allah’ın kulu
yok. Herkese sordum.
Kaygısız Saatçi Ali
Rıza’ya, inatçı Manav
Nuri Efendi’ye, geveze
Berber Rasim’e, Kuşçu
Halil’e dahi sordum.
Yer yarıldı yerin içine
girdi.
Gösterişli bir restoranda
onu ilk gördüğümde,
yönetmen arkadaşım
Selim ile yemek
yiyorduk. Ben böyle
yerleri sevmem. Selim
illâ ısrar eder, haydi be
Ali nazlanma, der be-
YÜK Ede biyat