YukEdebiyatKasımAralık2021
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayfa 41
de elektrik kesilmiş de
izlediğim film yarım kalmış
gibi hissettim. Filmin
devamını nasıl öğrenmeliydi?
Az önce arkama
yastık tıkıştıran Mahmut
Ağa şimdi de önüme yufka
ekmeğinden bir dağ
yapmıştı. "Yeterli, teşekkürler"
dedikçe "Ye, ye!"
diyor, kendince belki sıcak,
samimi olduğunu
düşünse de hiçbir mantığı
olmayan bir zorlamaya
dönüşüyordu misafirperverliği.
Her şey gibi bunun
da fazlası saçmaydı.
Sürekli hayır demek, kalkanlarımı
dik tutmak zorunda
gibi hissediyordum
ve bu durum rahatsız
edici bir hale dönüşüyordu.
Ailemi, evimi düşündüm
yine. Yemeğe aldığımız
konuğa bir kez
teklif eder, fazlasında ısrar
etmezdik. Bu insanlarsa
ısrar etmezlerse kötülük
etmiş sayıyorlardı
kendilerini.
Bunun dışında, sofrada
kimsenin konuşmadığını
fark ettim. Az önce
dereden tepeden söyleşen
adamlar, yemek gelince
sessizlik yemini edilmiş
gizli bir ayini gerçekleştirmeye
başlamışlardı
sanki. Televizyonun iyice
kısılmış sesi duyuluyordu
sadece: Denizler mutedil
dalgalı, iç kesimler sisliydi.
Sofra öyle sessizdi ve
bu öyle yapay bir
sükûnetti ki bu zoraki kibarlığın
sebebinin ben olduğumdan
neredeyse
emindim. Hatta ev sahibinin,
misafire ayıp olmasın
diye ağzını şapırdatmamaya
çalıştığı gibi garip
bir düşünceye bile kapıldım.
Kendi kendilerine
olsalar yapacaktı muhtemelen.
O gün kasabadaki
berberde saçları üç numaraya
vurulup epeyce ağlamış
küçük çocuk, kopardığı
ekmek parçasını
sofranın ortasındaki yemeğin
suyuna uzatacak
olmuş, abisinin dirseğini
hafifçe yiyince elini çekmişti.
Anladım ki o akşam
sofrada benden başka
kimse doyamamıştı.
Devamı
gelecek
sayıda
Yıl 1 Sayı 2