YukEdebiyatKasımAralık2021
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayfa 3
Kadınlarımız
K
adınlarımız.
Hep arka
planda oldukları
varsayılan,
öne çıktıklarında
ise değişen devirlerin
öncüsü kadınlarımız.
Hayatın
her alanında olduğu
gibi sanatta da varlar.
Ayak izlerine, gezdiğimiz
her yerde rastlayabiliriz.
Kimi zaman “ A t e ş t e n
Gömlek” giyip ülkenin zor gününde
öncülüğüyle önümüze
ç ı k a r , k i m i z a m a n s a
“Muhaderat” ile kadın problemlerine
el atarlar. Ne yazarlarsa
yazsınlar hep “Vatanım
İçin” derler.
Aşk için aşk ile de yazarlar.
“Hicran Gecesi”nde evlatlık
olup aşka düşer, “Aşk
Budur” der; karşılıksız aşkı
ruh haline dönüştürürler.
Leylâ’dan geçip de Mevlâ’yı
buldurur kahramanlarına çoğu
zaman, kadınlarımız. Bazen
Doğu-Batı sorunsalına el atar,
“Batmayan Gün” ile devam
ettirirler eserlerini.
Kimi zaman kaçmak gerekir.
Yaşadığımız ortamlardan,
hayattan. Bunu da
“Yaşayan Ölü” ile verir okurlara
kadın yazarlar. Tarihe, sosyal
konulara önem verirler. Titizlikle,
ince görüşleriyle, yaşadığımız
şu günlere inat farklı
bir dönem yansıtırlar bizlere.
Kadınlıklarından olsa
gerek inanmak isterler hayallerindekine
ve bu yüzden ellerinin
değdiği her yer güzelleşir.
Gerçekçilik yakalarına yapışsa
bile hayat onları savursa bile
“Fosforlu Cevriye” ve niceleriyle
gerçekçi kurguda, kadın
bakış açısını yansıtırlar bize.
Amaçları gölge olmak değil,
kimlik kazanmaktır aslında.
Ben varım, buradayım diye bağırmak
yerine ürettikleriyle
kimliklerini kazanırlar.
“Şafak” der başka bir
kadın yazarımız. Toplum ve
gerçekçilik temasında anlatır,
örgütsel olayları. İç sesler, çatışmalar,
geçmişe dönüşler havada
uçuşur. Çünkü kurgu adı
altında kendilerinden parçalar
yansıtır yazarlarımız. “Korsan
Çıkmazı” tam da bu yönde bir
eser olur. İç diyaloglar, yazarın
kendi iç yalnızlığını anlatır.
Kadınlarımız zor hayatlar
yaşar. Her biri farklı dünyalardan
gelip ortak paydada buluşma
çabası verirken bazıları
dayanamaz zorluklara. Psikolojik
sorunları baş gösterir. Bu
da farklı özgün eserlerin ortaya
çıkmasını sağlar. Bunun en
iyi örneklerinden biri de
“Çocukluğun Soğuk Geceleri”dir.
“Yaz Düşleri Düş Kışları”
ile düşlerinin peşine düşenler
de vardır tabi. Hayatın bir
amacı da düşleri gerçekleştirmek
değil mi zaten?
Ve son olarak “Bir Dinozorun
Anıları” ve “Bir Dinozorun
Gezileri” ile kendi hayatını,
bakış açısını, düşüncelerini,
anılarını içtenlikle anlatır büyük
bir ustamız.
Adını, eserlerini anmadığım
yaşayan, yaşamayan birçok
kadın yazarımız var edebiyata
damgasını vuran. Sadece
evlerinde oturmayıp gördüklerini,
göreceklerimize katıp anlatan.
Bu kadın yazarlarımızı
dünyaya tanıtmakta zorlanmış
olsak bile bizlerin okumuş/
okuyor/okuyacak olmamız
büyük bir şans. Sadece evlerinde
oturmayıp hayata katılan
tüm kadınlara selam olsun.
Edebiyatla –iyi edebiyatla-
kalın.
Huban Seda Aras
Yıl 1 Sayı 2