YukEdebiyatKasımAralık2021
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayfa 26
Oğuz Atay’ı Oğuz Atay’ca Anlayabilmek
Adnan Gerger
- Ne çok şey biliyor bu insanlar
Olric ?
-Herkes işine geleni biliyor
efendimiz..
12 Ekim, Oğuz
Atay’ın doğum günüydü.
Yapıtlarıyla
yaşayan Oğuz Atay’ın
87.yaşı kutlu olsun. Peki, bu
ülkede edebiyatta kurgusuyla,
anlatımıyla ve içeriğiyle
‘Çağdaş Roman’ anlayışının
temelini atan, geliştiren
yazarların arasında en
önemli isimlerinden biri
olan Oğuz Atay, hak ettiği
şekilde anıldı mı? Bu sorunun
çerçevesini daha da genişletelim.
Oğuz Atay, yeterince
bu ülkede anlaşılıyor
mu yoksa anlaşılması engelleniyor
mu?
Bu sorulara yanıt vermeden
isterseniz Oğuz
Atay’a kulak verelim:
“Romanın kahramanı
halkı içinde duyar ama halkın
bütünüyle onu anlaması
mümkün değildir. Bununla
birlikte onun kendilerine
yabancı olmadığını bilirler.
Kahraman onlardan bir şeyler
taşıdığını bilir, ama onda
fazlalıklar da vardır, kahraman
bilinçlidir. Yoksunluğun
erdemlerini bilir. Ne
yazık ki yoksunluk içinde
yetişenlerin çoğu, halka yabancılaşma
çabası içindedirler.
Toplumcu olanların çoğu
böyledir. Küçük hesapların
peşindedirler. Aslında
ünlü olmak ve rahat bir yaşantıdır
umdukları. Dergiler
çıkarırlar, aslında burjuvazinin
hizmetindedirler. Ulaşamayacaklarını
düşündükleri
güzellikleri de kötülerler…
Bunlar da kahramandırlar,
yaşantıları olmayan kahramanlar,
insan taklitleri. Geçmişte
de örnekleri vardır.
Korku düzenin vazgeçilmezliğine
inanırlar bilinçli
ya da bilinçsiz olarak. Yeteneksizdirler.
Romanın bir
kahramanı da yaşantısı
renkli, ama bunun üstüne
çıkamayan bir yarı aydındır.
Duyarlılığı kararsızdır, halktan
uzaktır. Bir başkası da
her şeye olumsuz öfke duyar,
halka hırslanır. Yabancılaşmayı
bilinçli olarak ister.
Romanda, birey olma
düzeyine gelememiş olanlar,
tek bir insan gibi değil,
bir sürü olarak –biraz destansı-
anlatılacak. Onlar zaman
boyutunun da biraz
dışındadırlar. Geçmişteki
örneklerinden çok farklı değildirler.
Oysa tek kahramanlar
yer yer diyalektik bir
sıçrama gösterirler zaman
boyunca. Kendi toplumlarının
damgasını sürüye oranla
daha çok taşırlar. Yalnız
bunlar da toplumun evrensel
korkusuna yabancı değillerdir.
Bu korkunun bilincine
varmış olsalar bile hareketlerinde
çoğu zaman onun
etkisinden kurtulamazlar.
Bu bakımdan olumsuz tiplerdir.
Bir de her dönemin
başarılı kahramanları vardır.
Bunların çoğu uzlaşımcıdır
ve sürü tipinin becerikli örnekleridir.
Bir de devlet var
tabii. O da kolektif kahramandır.
Sıçrama gösterdiği
ender zamanlarda başarısızlığa
uğrar. Bizim insanımız
da başka türlüdür, devleti-
YÜK Ede biyat