YukEdebiyatKasımAralık2021
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayfa 23
tum. Bacaklarım gergin. Az
önce hafiyelik yapan ben değilim
sanki. Cesaretimi toplayıp
yerdeki kuru dallara basmamaya
çalışarak o tarafa yürümeye
başladım.
Zifiri karanlık,
net göremiyorum.
İki büklüm,
cinsiyetsiz
bir gölge. Ufak
tefek vücuduna
rağmen hareketleri
ağır.
Karanlığın
içinde ilerlemeye
devam etti. Bir
süre sonra yavaşladı.
Bodur bir
zeytin ağacının
önünde durdu.
Dizlerinin üzerine
çöktü. Elindeki
ne? Torba mı?
İçinden bir şeyler
çıkardı. Çıkardıklarını koklamaya,
yüzüne gözüne sürmeye
başladı. Çelimsiz bedeni
öne arkaya sallanıyor. İnilti
benzeri tuhaf, hayvansı sesler
çıkarıyor. İyice yaklaştım. Yakınlaştıkça
görüntü netleşti.
Sıklaşan nefesini duyabiliyorum.
Bir suça şahit olmanın
verdiği huzursuzluğu hissediyorum.
Eve gitsem daha iyi
olacak. Tam arkamı dönüp
gidecekken bastığım kuru bir
dal çıtırdayarak sessizliği böldü.
Olduğum yere çakıldım.
O sırada önümdeki gölge başını
çevirdi. Göz göze geldik.
Erol amca? Evet o. Elinde çamaşırlar.
Göz bebekleri büyümüş,
neredeyse yuvalarından
çıkacak. Bir taraftan
ayağa
kalkmaya bir
taraftan elindekileri
saklamaya
çalışıyor. Üflesem
yıkılacak.
O an ben ne düşüneceğimi
ne
söyleyeceğimi
bilmezken o,
titreyen sesiyle,
“Vildan kızım
sen misin? Cemile
teyzen börek
yapmıştı
niye gelmedin?”
dedi.
Denizden
esen serin
bir meltem, zeytin ağaçlarının
dallarını hışırdattı.
Yıl 1 Sayı 2