TÜZE HUKUK DERGİSİ / 8. SAYISI (GÜZ 2021-2022)
OKULUMUZUN VE FAKÜLTEMİZİN YEGANE GÖZBEBEĞİ, TÜZE HUKUK DERGİ'MİZ 8. SAYISI İLE HUZURLARINIZDA... 2021/2022 Akademik Yılı Güz Dönemi sayımızda bizlere röportaj vererek destek olan Sayın Prof. Dr. İsmail Kırca ve Sayın Turan Kuloğlu başta olmak üzere desteklerini her zaman yanımızda hissettiğimiz; TOBB ETÜ Hukuk Fakülte'mizin kıymetli öğretim üyelerine, Hukuk Topluluğu'muza, TOBB ETÜ idari personellerine ve bütün sıra arkadaşlarımıza TÜZE Ekibi olarak teşekkürü borç biliriz. Keyifli okumalar dilemekle birlikte nice sayılarımızda görüşmek dileğiyle. Saygı, sevgi ve selamlarımızla... TÜZE HUKUK DERGİSİ YAYIN EKİBİ
OKULUMUZUN VE FAKÜLTEMİZİN YEGANE GÖZBEBEĞİ, TÜZE HUKUK DERGİ'MİZ 8. SAYISI İLE HUZURLARINIZDA...
2021/2022 Akademik Yılı Güz Dönemi sayımızda bizlere röportaj vererek destek olan Sayın Prof. Dr. İsmail Kırca ve Sayın Turan Kuloğlu başta olmak üzere desteklerini her zaman yanımızda hissettiğimiz; TOBB ETÜ Hukuk Fakülte'mizin kıymetli öğretim üyelerine, Hukuk Topluluğu'muza, TOBB ETÜ idari personellerine ve bütün sıra arkadaşlarımıza TÜZE Ekibi olarak teşekkürü borç biliriz. Keyifli okumalar dilemekle birlikte nice sayılarımızda görüşmek dileğiyle.
Saygı, sevgi ve selamlarımızla...
TÜZE HUKUK DERGİSİ YAYIN EKİBİ
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
KİTAP VE FİLM TANITIMLARI
BİZ
“ S e n h a n g i s o n d e v r i m d e n
b a h s e d i y o r s u n ? S o n y o k t u r ,
d e v r i m s o n s u z d u r . S o n ,
y a l n ı z c a ç o c u k l a r i ç i n d i r ;
ç o c u k l a r ı n g e c e l e r i r a h a t
u y u m a l a r ı i ç i n d i r . . . ”
YAZAN: SELİN AYDINLI
iz adlı roman Sovyet-Rus edebiyatının yasaklı
yazarlarından biri olan Yevgeni Zamyatin
B
tarafından
1920 yılında kaleme alınmıştır. Distopyaların
öncülerinden biri olan Biz aynı zamanda politik bir
taşlamadır. Roman ilk defa İngiltere’de basılmış ve
yazıldığı dilde okurlarına sunulması ancak 1988 yılında
mümkün olmuştur. Eserin Aldous Huxley, George Orwell
gibi yazarların distopyalarına da ilham verdiği
söylenilmektedir.
Eser 26. yüzyılda geçen bir olay dizisini konu almaktadır.
Tek devletin varlığında, her şeyin önceden belirlenmiş
olduğu, bireyselliğe yer verilmeyen bir toplumu
görmekteyiz eserde. Bu toplumda yaşayanların sabah
uyandıkları saate, yemeklerine, cinsel hayatlarına,
uyudukları zamana kadar her şey devletin kontrolünde
olmakla beraber, önceden belirlenmiş zaman dilimlerinde
gerçekleşmektedir. Eser, Tek Devlet’in bir parçası olan
D-503’ün güncesi olarak sunulmuştur okura. D-503, I-
330, O-90 gibi Tek Devlet içerisinde kişilerin bir adı
yoktur, onun yerine harf ve sayılardan oluşan bir koddan
ibarettirler. Bu durum aslında Tek Devlet anlayışının da
ana fikrini oluşturur: bireyselliğin ortadan kalkması. Tek
Devlet, Yeşil Duvar adı verilen adeta bir fanusun parçası
şeklinde sınırlardan oluşur. Her şey şeffaf ve devletin
ulaşabileceği haldedir. Kişiler gözetim açısından şeffaf
odalarda yaşarlar. Burada George Orwell’in 1984
romanındaki gibi bir ekran fikrinin olmamasının nedeni
eserin televizyonun icadından önce yazılması olarak
yorumlanmaktadır. Anlatıcımız D-503 bir matematikçidir.
Mutlakiyeti en somut haliyle görebileceğimiz dal olan
matematiğin seçilmesi sanıyorum ki tesadüf değildir.
Matematik; kesin sonuçları olan, şüphesiz kabul edilen,
duygulardan arınmış ve bireysellikten uzak bir daldır. İşte
bu yönüyle de Tek Devlet’in yapısına ayna tutmaktadır.
Eserde bireysellik, aşk, ilkellik ve bireyin iç dünyasına
değinilmektedir. Tek Devlet’ten önceki sistemin
kontrolsüzlüğü ilk başta D-503 tarafından ciddi şekilde
eleştirilmiştir. Zamanla D-503 ilkelliğe, dürtülerine kulak
vermeye başlamış, eskiyi sorgulamıştır fakat bu durumu
hastalıklı olduğuna yormuştur. Tek Devlet’te özgürlüğün
ortadan kalması kötülüğün de yok olması demek olarak
görülmektedir, mutluluk ve özgürlük birlikte var
olamazlar. Hayal gücü insanları kontrol etmenin önünde
bir engeldir. Bu nedenle eser, bir taraftan Tek Devlet
politikası, bir taraftan aşkın ve tutkunun araladığı
bireysellik arasında sıkışan D-503’ün kendini
sorgulamasını, çelişkilerini, hayal gücünü ve devrim
fikrini göz önüne sermektedir.
Her ne kadar geleceğin bir tasviri olarak gözükse de
eserin geçmişten beslendiği ve günümüze yansıdığı
açıktır. Kimi zaman şaşkınlıkla kimi zamansa korkuyla
okuyacağınız bu eser mutlaka kütüphanenizde yer almalı
ve kanımca aklımızın bir köşesine kazınmalıdır.
“...Bir kere sayıların sayısı sonsuzdur, hangi son sayıdan
bahsediyorsun sen?”
2 8 | T Ü Z E H U K U K