Veraset, 4. Yıla Özel sayı.
Bu dergimizde Kemalizmin dini olarak ne açıdan incelenmesi gerektiğini, Mustafa Kemal'in Çanakkale'deki rolünü, milliyetçiliği ve daha bir çok konuyu okuyacak yeni ufuklara gideceksiniz!
Bu dergimizde Kemalizmin dini olarak ne açıdan incelenmesi gerektiğini, Mustafa Kemal'in Çanakkale'deki rolünü, milliyetçiliği ve daha bir çok konuyu okuyacak yeni ufuklara gideceksiniz!
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Fransız İhtilali, on dokuzuncu yüzyılın çıkmış, hürriyet fikirleri gelişmeye
sonlarına doğru patlak veren ve dünya
tarihine derin izler bırakacak olan çok
uğramış, çok uluslu devletler için sıkıntılı
süreçler yaşanmış ve meşruti yönetimin
kapsamlı bir ihtilaldir. İhtilal hem temelleri bu ihtilale atılmıştır. İhtilalin
Fransızlar için hem diğer ülkeler için
önemli sonuçlar doğurmuştur. Aslında
bakacak olursak bu ihtilal birden patlak
veren toplumsal bir olay değildir. Uzun
yıllar boyunca biriken ve taşmak üzere
olan bazı toplumsal olayların sonucudur.
Sözü bağlamak gerekirse Fransız İhtilali
öncesi Fransa, kaynamakta olan bir
kazana benzetilebilir.
Bir çağı kapatan ve yeni bir çağ açan bu
parlak isimlerinden bir subay vardır ki
kendisi Avrupa’yı savaşa sürükleyecek
olan Napolyon’un ta kendisidir.
Bu ihtilalle birlikte hayatımızda bugün bile
önemli yer işgal eden milliyetçilik fikri
doğmuştur. Keza yine bu fikir yıkıcı
etkilere sebep olmakla birlikte günümüzün
ulus devletlerinin kuruluş sürecini de
başlatmıştır. Bunun hakkında yazımızın
ileriki safhasında konuşacağız.
toplumsal hareket bahsettiğimiz gibi İHTİLAL ÖNCESİ FRANSA
yalnızca Fransızları ilgilendirmemektedir. Fransa giderek bozulan bir ekonomiyle
İhtilal sonucunda çıkan bazı toplumsal ve boğuşuyordu. Halk sefillik ve kıtlık
siyasi fikirler evvela Avrupa olmak üzere
tüm dünyaya hızlıca yayılmış ve dünya
tarihini yeni bir sekteye sokmuştur. Yusuf
Akçura bu durumu şöyle anlatmıştır:
“Fransız İhtilali’nin, bu pek mühim vak’a-ı
tarihîyenin iki nevi ehemmiyeti vardır:
Birisi hususidir, mahallidir, millidir, yani
Fransa’ya hastır; diğeri umumidir, bütün
içindeyken öbür bir tarafta soylular ve saray
kısmı harcamalarından taviz vermiyor, lüks
ve şatafat içinde refah bir yaşam sürüyordu.
Diğer taraftaysa gelişen sanayi inkılabı ile
yeni çıkan burjuva sınıfı ise soylular ve
saray tebaası tarafından hor görülüyor, ülke
gündeminde söz sahibi olmak istiyorlardı.
Halk ise bir aydınlanma ve fikir devrimi
Avrupa’ya şamildir. Avrupai’dir, hatta içindeydi. Fransız halkı ve bilhassa
denilebilir ki cihanşümuldür: Bütün aydınları Jan Jak Rousseau, Voltaire,
dünyaya müessir olmuştur.” Bu yeni çıkan Montesquieu gibi insanların fikirlerini
fikirlerle imparatorluklar içinde isyanlar benimsemişlerdi.
Memleket Sevdasıyla...