Veraset, 4. Yıla Özel sayı.
Bu dergimizde Kemalizmin dini olarak ne açıdan incelenmesi gerektiğini, Mustafa Kemal'in Çanakkale'deki rolünü, milliyetçiliği ve daha bir çok konuyu okuyacak yeni ufuklara gideceksiniz!
Bu dergimizde Kemalizmin dini olarak ne açıdan incelenmesi gerektiğini, Mustafa Kemal'in Çanakkale'deki rolünü, milliyetçiliği ve daha bir çok konuyu okuyacak yeni ufuklara gideceksiniz!
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Mustafa Kemal’in Çanakkale’de
kazandığı zaferin halk arasında nasıl
bir coşku yarattığının somut
kanıtlarından biri de 1917’de Urfa’da
dikilen anıttır. Anıt, Urfa Mutasarrıfı
Nusret Bey tarafından, I. Dünya
Savaşı’nda Çanakkale’de, Mustafa
Kemal ve komutasında savaşan Urfalı
şehit ve gazilerin anısına yaptırılmıştır.
1917’de önce Urfa’da, şehrin kuzey
kesimini Karakoyun deresine bağlayan
bir cadde açılmıştır. Bu yeni caddeye
“Mustafa Kemal Paşa Caddesi” adı
verilmiştir. Sonra bu caddenin ortasına,
hükümet konağının karşısına bir anıt
çeşme yapılmıştır. Bu anıt çeşme
“Mustafa Kemal Paşa Anıt Çeşmesi”
diye adlandırılmıştır.
Anıt, 9 m. yüksekliğindedir ve abidenin
üzerinde “Kafkas Yolu”, “Ankara Yolu”,
“Bağdat Yolu” ve şehir merkezine giden
“Mustafa Kemal Paşa Caddesi”ni
gösteren yazılar ve ok işaretleri yer
almaktadır.
Urfa’da dikilen “Mustafa Kemal Paşa
Anıt Çeşmesi”, Mustafa Kemal’in adını
taşıyan ilk anıt kitabedir.[9]
Mustafa Kemal, 1919’da Anadolu’ya
geçtiğinde; Havza, Amasya, Erzurum,
Sivas, Ankara’da hep kahraman gibi
karşılanmıştır. Örneğin, 12 Haziran
1919’da Amasya’ya geldiğinde Amasyalılar
tarafından büyük bir coşkuyla
karşılanmıştır.[11] Amasya Müftüsü Hacı
Tevfik Efendi, Mustafa Kemal’e
“Çanakkale’den sonra memleketi
ikinci defa kurtarmaya ahdettiniz (söz
verdiniz)” demiştir.[12]
Erzurum Kongresinde Atatürk ile birlikte
çalışan, sonrasında ölümüne kadar
Atatürk’ün yakınında olan Mazhar Müfit
Kansu, 3 Temmuz 1919’da Erzurum’a
gelecek olan Atatürk’ün halk arasındaki
şöhretini şöyle anlatıyor:
“…Görüştüğüm bütün Erzurum’lular aynı
fikir, aynı azim, aynı karar ve milli iradeyi bir
his, görüş, şuur ve milli müdafaa bütünlüğü
halinde belirtirlerken, Mustafa Kemal
Paşa’yı da, o anda benden çok daha iyi
tanıdıklarına şüphe yoktu. Türk çocuğunun
asker doğup, asker ölmesi milli gelenek
olduğuna göre, çoğu yeni terhis edilmiş,
harpten çıkmış erler olan köylüler Mustafa
Kemal’in şahsiyetini bana ve birbirlerine
şöyle ifade ediyorlardı:
– Yaman kumandandır. Sert muharebe
eder. Üzerine atıldığı düşmanı kırmadan
bırakmaz.
Bu teşhisi koyan ve hükmü sağlayanların
çoğu ‘Bitlis’ muharebelerinde ve
‘Çanakkale’de onunla beraber döğüşen
veya döğüş şöhretini duyanlardı.”[13]
Memleket Sevdasıyla...