AHMET SÜREYYA EMİN HAZRETLERİNİN DİVAN-I ŞERİFİ
AHMET SÜREYYA EMİN HAZRETLERİNİN DİVAN-I ŞERİFİ
AHMET SÜREYYA EMİN HAZRETLERİNİN DİVAN-I ŞERİFİ
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Divan-ı Süreyya<br />
11<br />
Bu Ruh-u izafî letafet ve yakınlık itibari ile Cenab-ı Hakk'a en yakın bir nurdur, ki<br />
muhattır (ihata olunmuş, etrafı çevrilmiş). Vacibü’l Vücud Hazretleri onu muhittir.<br />
Bu Ruh-u İzafiyi veya ruh-u ilâhîyi (yani mahlûkata nazarla Muhit-i Nur-u<br />
Muhammedi) Cenab-ı Hakk Kur'anı Keriminde.<br />
"Yehdillahi linurihi men yeşa," (Nur Suresi 35.ayet) ayeti kerimesinde "linurihi" ile<br />
“ve Nefahtu fihi min ruhi" (Hicr Suresi 29. ayet) ayeti kerimesinde "min ruhi" ile,<br />
ayrıca "El Kalem," ve "vel Kur'ani zizzikri" yani "zikr eden (natık olan) Kur'an"<br />
isimleri ile beyan edip tanıtmıştır.<br />
"Ruh-u İzafi" nin alemi, ilâhîdir, Hakkî'dir; mahlûkatta görülen noksanlardan ve<br />
ayıplardan münezzehtir.<br />
Lisanı, ilâhîdir. Allah dili konuşur ve icraatı ilâhîdir, yani ilâhî vücudu ve sıfatı<br />
dolayısıyle sözü ve icrası Cenab-ı Hakk'a muzaftır.<br />
Bu şanından dolayı ona "Ruh-u İzafî" denir. Hakk'ta bikülli mahv ve Hakk ile<br />
bakidir. Hakk ile hayyi ebed sahibidir, asla fena bulmaz. ("Halife-i Hakk" sırrı)<br />
budur.<br />
Muhiti Nur-u Muhammed, bütün kâinata resul, mürebbi, âmir ve Hakîm'dir. "El<br />
Mülkü lî lâ gayre" nutkuna ve sırrına sahiptir. Bir söz ile mabud-u kerimdir, Hakk<br />
ile Hakk'tır ("Mabudun bil Hakk" sırrı).<br />
Hangi gönül bu ruh ile zinde olursa Hakk'ta fani ve Hakk'la baki olmak esrarına<br />
bilfiil ermiştir. Halife-i Hakk sırrından hissemenddir. Allah dili tekellüm eder ve<br />
ettiği zaman kalbinde "bu sözü eden benim" diye Vacibül Vücud Hazretlerinin<br />
tasdikini alır. Cenab-ı Ahmet Süreyya divanı da Allah dilinden nâtık olmuştur.<br />
Ruh-u İzafinin bir ismi "Kalem" denmişti. Nitekim Cenab-ı Hakk Kuranı Keriminde<br />
(Alak Suresi 4-5. Ayetlerinde) "Cenab-ı Hakk insana kalemle öğretti, insana<br />
bilmediğini öğretti" buyurmaktadır.<br />
Bu sır, ruh-u ilâhînin kalb-i insanda ilâhî hitabını duyurtması ve ilâhî beyanını talim<br />
eylemesi sureti ile ancak bilinebilir. ("Hakk'a vusul" sırrı budur.).<br />
O halde Abdülkadir Geylanî Hazretleri "kalem"le ("ruh-i izafi" ile) zindedir. ("Ve<br />
eyyedehüm biruhin min hu" sırrı.) (Mücadele Suresi 22. Ayet)<br />
Ve onun gönlü hesabına "ruh-u izafî", velayete namzet olup, Vasılı Hakk olan<br />
veliler kalbinde "Ene Abdülkadir Geylanî" hitabını duyurtmaktadır.