03.10.2021 Views

MediaCat Ekim 2021

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Türkiye’nin<br />

en sevilen markaları<br />

Felis <strong>2021</strong> jüri<br />

başkanlarından notlar<br />

Marka Okulu geleceğin<br />

liderlerini bekliyor<br />

Medya planlamada<br />

yeni sınırlar<br />

Neden Önemli:<br />

Eko-anksiyete<br />

Yapay zekâ çağında<br />

Don Draper nostaljisi<br />

I SN 1301-1675<br />

MARKA YÖNETENLERİN<br />

BİLGİ KAYNAĞI<br />

WWW.MEDIACAT.COM • YIL: 29 | SAYI: 318 • EKİM <strong>2021</strong> - 10 • KDV DAHİL 37,5 TL KIBRIS 40,5 TL


4.5G teknolojisinden, uyumlu cihaz ve SIM kartla faydalanılabilir. Kapsama; coğrafi koşullar, şebeke yoğunluğu, kullanılan cihaz ve bağlanılan siteye göre değişebilir. Nisan <strong>2021</strong> itibarıyla<br />

Vodafone Telekomünikasyon A.Ş., yıl sonuna kadar kullanacağı enerjinin tamamını yenilenebilir kaynaklarından satın alarak doğanın korunmasına katkı sağlamaktadır. Detaylar: vodafone.com.tr


Türkiye’nin %100<br />

yenilenebilir enerji kullanan<br />

ilk ve tek operatörü<br />

Birlikte mümkün


İÇİNDEKİLER<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> Öne Çıkanlar<br />

38<br />

KAPAK<br />

TÜRKIYE’NIN EN SEVİLEN MARKALARI<br />

<strong>MediaCat</strong> önderliğinde Ipsos tarafından hazırlanan<br />

ve bu sene 14’üncü yaşını kutlayan Türkiye’nin<br />

Lovemark’ları araştırması <strong>2021</strong> sonuçlarıyla<br />

karşınızda. Bu yıl 12 ayrı kategoride tüketicilerin<br />

gönlündeki markaları belirleyen araştırmanın çıktıları<br />

gelecek yıllar için kıymetli içgörüler içeriyor.<br />

KÜLTÜR<br />

–Oyunculuk empatiyle<br />

başlar<br />

Engin Akyürek<br />

Oyuncu Engin Akyürek’i yıllar boyu<br />

pek çok farklı karakterle tanıdık.<br />

Geçtiğimiz aylarda ilk marka<br />

işbirliğini gerçekleştirerek Shell’in<br />

marka yüzü olan Akyürek ile hayatı,<br />

oyunculuğu ve disiplinler arası<br />

yolculuğunu konuştuk.<br />

MARKETING<br />

Neden Önemli:<br />

Eko-anksiyete<br />

Evrim Kuran, Prof. Dr. Ejder<br />

Akgün Yıldırım, Dr. Uygar<br />

Özesmi<br />

İklim krizine yönelik gelecek kaygıları<br />

“eko-anksiyete” başlığında karşılık<br />

buluyor. Bu kavramın psikolojik<br />

ve toplumsal boyutlarını “neden<br />

önemli” diyerek tartıştık.<br />

YARATICILIK<br />

Beşinci Paradigma<br />

dönemi<br />

Raja Rajamannar<br />

Sektör “Beşinci Paradigma”ya<br />

doğru hızlı bir yolculukta.<br />

Rajamannar, bu göz korkutucu<br />

çağda iş yapmak isteyenlerin<br />

yeni teknolojilere, halkla ilişkilere,<br />

büyük veriye ve yeni finansal<br />

araçlara başvurmaları gerekeceği<br />

görüşünde.<br />

YARATICILIK<br />

–Daha yeni başlıyoruz<br />

Ümit Taşlı, Ender Buruk<br />

Wunderman Thompson,<br />

birleşmenin hemen ardından<br />

girdiği pandemi döneminde güçlü<br />

bir başlangıç yapmıştı. Ancak<br />

yaratıcılık ve datanın girdiği<br />

kuvvetli etkileşimin sağladıkları,<br />

ajansa her defasında “daha büyük<br />

düşünme” şansı tanıyor.<br />

4 <strong>MediaCat</strong>


MEDYA<br />

28 Bir Bakışta<br />

Ustaya veda<br />

30 Medya planlamada yeni sınırlar<br />

Akıllı televizyon penetrasyonunun<br />

artışıyla, markalar nezdinde içerik<br />

tüketicilerini cezbetmenin yolları<br />

çeşitlenirken, konvansiyonel<br />

medya da kendi sınırlarını yeniden<br />

tanımlıyor.<br />

KÜLTÜR<br />

32 İnceleme<br />

Yapay zekâ çağında Don Draper<br />

nostaljisi<br />

DİJİTAL<br />

78 Trend Analizi<br />

Gündem okula dönüş<br />

80 Dijital, emlakçıları sevmez<br />

Kayhan Dural<br />

82 Sahadaki yeni oyuncular<br />

Christian Facey<br />

TASARIM<br />

86 Markanın aşkına,<br />

tasarımın şerefine!<br />

Ozan Karakoç<br />

88 Kreatifin Keşfi<br />

Ali Harun Sevinç<br />

BEĞEN BUTONU<br />

8 Türkiye’nin âşık olduğu markalar<br />

Pelin Özkan<br />

10 Kitap<br />

GÜNCEL<br />

14 Türkiye’den haberler<br />

15 Global haberler<br />

16 Marka Okulu geleceğin<br />

liderlerini bekliyor<br />

18 –Etki stratejiyle başlar<br />

Chiara Manco<br />

20 Trend<br />

Eşya depolama<br />

22 Spotlight<br />

Tolga Pamir<br />

İŞ DÜNYASI<br />

24 İşgücü 4.0<br />

Güncel kalmak ve geleceğe daha<br />

iyi hazırlanmak isteyen kurumlar,<br />

işgücünün becerilerini geliştirmek<br />

ve onlara yeni yetenek setleri<br />

kazandırmak için harekete geçti.<br />

MARKETING<br />

68 Peki ya Ralph’ten sonra?<br />

Türkiye’de kanunlarla, hayvanların<br />

can statüsüne geçmesi tartışılırken,<br />

tüketiciler kozmetik sektöründe de<br />

aynı hassasiyeti bekliyor.<br />

70 Lezzet meselesi, yeniden<br />

İhsan Özçıtak<br />

72 Ta-dum!<br />

Gittikçe büyüyen, sadece sesli<br />

etkileşime müsait ortamlarda işitsel<br />

kimliğin önemi ön plana çıkıyor.<br />

YARATICILIK<br />

90 Toplumun yeni etik aktörleri<br />

Olivier Sibai<br />

94 Felis jüri başkanlarından notlar<br />

100 Bay K. Pandora’nın<br />

Kutusu diyarında!<br />

Sait Aytemur<br />

102 Ad*Watch<br />

104 Felis Kampanyalar<br />

REKLAM VE ADVERTORIAL İNDEKSİ<br />

3K1A 83<br />

Arçelik 49<br />

Aygaz 73-75<br />

Bepanthol 47<br />

Damat 11<br />

Digiturk 12-13<br />

DPİD<br />

Arka kapak içi<br />

Domestos 59<br />

Duru 54-55<br />

Erikli 43<br />

Fairy 51<br />

Ford 35<br />

Habitat TV 91<br />

InstaChamp 26-27<br />

Lenovo 7<br />

Lezita 21<br />

Mesa<br />

108 #ofotoğrafınhikâyesi<br />

Uğurcan Ataoğlu<br />

Arka kapak<br />

Monroe 64-65<br />

Nescafé 61<br />

Opet 41<br />

Polat Holding 23<br />

Royal Canin 76-77<br />

Sahibinden 19<br />

Socar 9<br />

Şişecam 81<br />

Tasarist 79<br />

Trendyol 57<br />

Turkcell 29<br />

Visa 84-85<br />

Vodafone Ön kapak içi ve karşısı<br />

Ziraat Bankası 45<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 5


EDİTÖRDEN<br />

<strong>MediaCat</strong><br />

Sevmek zamanı<br />

A<br />

şk bir garip mefhum. Edebiyattan<br />

müziğe; popüler kültüre<br />

damga vurmuş çoğu eser aşkı<br />

kaotik, hızlı parlayıp çabuk sönen<br />

bir öfori hali olarak resmediyor. Oysa<br />

sevgi çok daha süreğen. Sevgi bir muhataba<br />

bile ihtiyaç duymaz. Metin Erksan’ın sinemamıza<br />

kazandırdığı en anlamlı filmlerden<br />

Sevmek Zamanı’nı hatırlayın: Halil, Meral’in<br />

fotoğrafını görür. Halil, Meral’in fotoğrafına<br />

âşık olur. Sonra Halil, Meral’i görür<br />

ve nihayetinde şöyle der ona: “Resmin<br />

sen değilsin ki, resmin benim dünyama ait<br />

bir şey. Ben seni değil, resmini tanıyorum.”<br />

Sevmek Zamanı’na kıyasla belki daha<br />

fazla bilinen bir Cengiz Aytmatov uyarlamasına<br />

kıralım rotayı şimdi. Selvi Boylum<br />

Al Yazmalım’ın final sahnesindeyiz. Asya<br />

kendine sorar: “Sevgi neydi?” Ve sorusuna<br />

yine kendisi cevap verir: “Sevgi iyilikti,<br />

dostluktu. Sevgi emekti.”<br />

TÜRKİYE’NİN EN SEVİLEN MARKALARI<br />

2007 yılından bu yana sürdürdüğümüz<br />

Türkiye’nin Lovemark’ları araştırmasının<br />

bu yıl 14’üncüsünü gerçekleştirdik. Ipsos işbirliğinde,<br />

12 farklı kategoride Türkiye’nin<br />

en sevilen markalarını sorguladığımız<br />

ikonik araştırmada, kategorilerinin Lovemark’ı<br />

olma ayrıcalığına kavuşan markalara,<br />

geçtiğimiz yıl dünyayı daha iyi bir yer<br />

haline getirmek için ne yaptıklarını ve bu<br />

6 <strong>MediaCat</strong><br />

mediacatonline<br />

<strong>MediaCat</strong><br />

gayreti Lovemark olma başarısının neresinde<br />

gördüklerini sorduk.<br />

Popüler kültürün pompaladığı aşk retoriğine<br />

inat, sevginin gerçek potansiyelinin<br />

ancak ona verilen emek ve duyulan saygıyla<br />

ölçüldüğüne inananlardanım. Tutku bir<br />

kıvılcım, sevgiyse kalpte iz bırakan bir mühürdür.<br />

Uğruna emek verdiğiniz her şey sizi<br />

karşılığa gerek duymaksızın yüceltir.<br />

MÜHİM BİR SORU<br />

Geçtiğimiz ay sevgili editörümüz Tuğba<br />

Özöğretmen’le Editörden sayfasının okura<br />

en keyifli deneyimi sunmak için nasıl yazılması<br />

gerektiği üzerine konuşurken, dergilerdeki<br />

bu güzide köşenin pek de okunmadan<br />

geçildiğine değindik. Bu varsayımı ufak<br />

bir teste tabi tutmak istiyorum. Lütfen, bu<br />

sayfayı okuyan sevgili okurlarımız #<strong>MediaCat</strong>Editörden<br />

etiketiyle, <strong>MediaCat</strong>’in<br />

Instagram veya Twitter hesaplarını mention’layarak<br />

bize ufak birer mesaj bırakabilirler<br />

mi? Kendi kendime konuşup konuşmadığımı<br />

merak ediyorum.<br />

Sizi derginizle başbaşa bırakmadan<br />

önce ufak bir şarkı önerisi… Bu ay Editörden’de<br />

bana The Who’dan Love Reign O’er<br />

Me eşlik ediyor. Yeni sayılarda, kitaplarda<br />

ve her gün mediacat.com adresinde buluşmak<br />

dileğiyle. ■<br />

<strong>MediaCat</strong><br />

ARZU NİLAY KOCASU<br />

/company/<strong>MediaCat</strong><br />

Sayı: 318 • <strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong><br />

ISSN: 1301 - 7675<br />

Yayın Türü<br />

Süreli yaygın yayın (aylık)<br />

Sahibi<br />

Kapital Medya Hizmetleri AŞ<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

Pelin Özkan<br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

Pelin Özkan<br />

pelinozkan@kapital.com.tr<br />

Genel Müdür Yardımcısı<br />

Birce Güler<br />

birceguler@kapital.com.tr<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Arzu Nilay Kocasu<br />

arzunilaykocasu@kapital.com.tr<br />

Editör<br />

Tuğba Özöğretmen<br />

tugbadulger@kapital.com.tr<br />

Muhabir<br />

Gönül Hadımlı<br />

gonulhadimli@kapital.com.tr<br />

Ek Yayınlar Editörü<br />

Sultan Öncü Arslanoğlu<br />

sultanoncu@kapital.com.tr<br />

İnternet Editörü<br />

Sencer Uçar<br />

sencerucar@kapital.com.tr<br />

Yardımcı İnternet Editörü<br />

Simge Şenses<br />

simgesenses@kapital.com.tr<br />

Görsel Yönetmenler<br />

İlker Kurt<br />

ilkerkurt@kapital.com.tr<br />

Levent Kal<br />

leventkal@kapital.com.tr<br />

Kapak<br />

Tolga Özbakır<br />

Medina Turgul DDB<br />

Sosyal Medya Uzmanı<br />

Oğulcan Palabıyık<br />

ogulcanpalabiyik@kapital.com.tr<br />

İçerik Direktörü<br />

Alev Kaynak<br />

alevkaynak@kapital.com.tr<br />

İçerik Müdürü<br />

Doğan Terzi<br />

doganterzi@kapital.com.tr<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Christian Facey, İhsan Özçıtak,<br />

Kayhan Dural, Ozan Karakoç,<br />

Sait Aytemur<br />

REKLAM SATIŞ<br />

Reklam ve Etkinlik Satış Direktörü<br />

Aysun Zeren Kangı<br />

aysunzeren@kapital.com.tr<br />

Kıdemli Reklam ve Etkinlik Satış<br />

Müdürü<br />

Cansu Ersöz<br />

cansuersoz@kapital.com.tr<br />

Reklam ve Etkinlik Satış Müdürleri<br />

Gamze Oktay<br />

gamzeoktay@kapital.com.tr<br />

Buket Alpboğan<br />

buketalpbogan@kapital.com.tr<br />

KAPİTAL MEDYA LONDRA<br />

Londra Temsilcisi<br />

Ozan Mert<br />

ozanmert@kapital.com.tr<br />

Global Editör<br />

Nazlı Selin Özkan<br />

selinozkan@kapital.com.tr<br />

PAZARLAMA<br />

Etkinlik Yöneticileri<br />

Cankız Akkaya<br />

cankizakkaya@kapital.com.tr<br />

Zeynep Özfırıncı<br />

zeynepozfirinci@kapital.com.tr<br />

Satın Alma ve İdari İşler Direktörü<br />

Serdal Tiftik<br />

serdaltiftik@kapital.com.tr<br />

Etkinlik Satış Müdürü<br />

Savaş Seçkinler<br />

savasseckinler@kapital.com.tr<br />

MEDIACAT KİTAPLARI<br />

Kitap Editörü<br />

Barış Cezar<br />

bariscezar@kapital.com.tr<br />

Kitap Satış ve Dağıtım Sorumlusu<br />

Salih Şahin<br />

salihsahin@kapital.com.tr<br />

T: (212) 282 26 40<br />

www.mediacat.com<br />

Yönetim Yeri<br />

Nispetiye Caddesi, Akmerkez<br />

E Blok Kat: 6 Etiler 34349 İstanbul<br />

T: 212 282 26 40<br />

F: 212 282 26 32<br />

Baskı<br />

Promat Basım Sanayi ve Ticaret Aş.<br />

Orhangazi Mahallesi 1673.Sokak<br />

No:34 Esenyurt 34348 İstanbul<br />

T: 212 622 63 63<br />

F: 212 605 07 98<br />

info@promat.com.tr<br />

Dağıtım<br />

Dünya Dağıtım<br />

T: 212 440 29 85<br />

© <strong>MediaCat</strong> Kapital Medya AŞ tarafından<br />

TC yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır.<br />

<strong>MediaCat</strong>’in isim ve yayın hakkı Kapital Medya<br />

AŞ’ye aittir. <strong>MediaCat</strong>’te yayımlanan yazı,<br />

fotoğraf, karikatür ve illüstrasyonların her hakkı<br />

saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.<br />

İmzalı yazılardaki görüşler yazarlarına aittir.


BEĞEN BUTONU<br />

Türkiye’nin âşık<br />

olduğu markalar<br />

PELİN ÖZKAN<br />

pelinozkan@kapital.com.tr<br />

Günümüzde<br />

Lovemark olmak,<br />

özellikle Lovemark<br />

kalmak çok daha zor.<br />

Markasızlaşmaya<br />

doğru gittiğimiz<br />

çağımızda bazı<br />

markaların<br />

insanlarda duygusal<br />

bir etki yaratması,<br />

gönüllerinde yer<br />

edebilmesi bu<br />

nedenle çok kıymetli.<br />

nsanların en sevdikleri<br />

İ<br />

markaları belirlemek amacıyla<br />

gerçekleştirdiğimiz<br />

“Türkiye’nin Lovemark’ları”<br />

araştırması 14’üncü yılını tamamladı.<br />

2007’de başlamıştık araştırmaya.<br />

2009’dan bu yana aralıksız her yıl gerçekleştiriyoruz.<br />

2016’da Prof. Dr. Kaan Varnalı ile<br />

araştırmanın ölçüm yöntemini geliştirerek<br />

kapsamını genişlettik. Amacımız<br />

daha gerçekçi bir yaklaşımla markalar<br />

ve müşterileri arasındaki ilişkinin derinliğini<br />

anlamaya çalışmaktı. Bu nedenle<br />

2016’dan bu yana araştırmaya katılanlara<br />

dört soru soruyoruz. Öncelikle kişinin<br />

kategoride aklına ilk gelen markayı<br />

belirtmesini istiyoruz. Bu açık uçlu bir<br />

soru oluyor. Herhangi bir yönlendirme<br />

yapılmıyor. Sonrasında 1-10 arasında telaffuz<br />

ettiği markayı kendisine ne derece<br />

yakın bulduğunu belirtmesini istiyoruz.<br />

Ve markanın kişinin beklentilerini ve<br />

ihtiyaçlarını ne denli karşıladığını 1-10<br />

arasında bir puan vererek değerlendirmesini<br />

istiyoruz. Son olarak “Bu marka<br />

en sevdiğim, asla vazgeçemeyeceğim bir<br />

markadır” ifadesine ne derece katıldığını<br />

soruyoruz. Bu dört sorunun yanıtları kendi<br />

içinde değerlendirildiği gibi alınan ortalama<br />

ise en sevilen markaları belirliyor.<br />

LOVEMARKS <strong>2021</strong><br />

Günümüzde Lovemark olmak, özellikle<br />

Lovemark kalmak artık çok daha zor, giderek<br />

de zorlaşacak gibi görünüyor. Markasızlaşmaya<br />

doğru gittiğimiz çağımızda<br />

bazı markaların insanlarda duygusal bir<br />

etki yaratması, gönüllerinden bir yer kapabilmesi<br />

bu nedenle çok kıymetli.<br />

Yıllardır ciddiyetle ele aldığımız en<br />

sevilen markalar araştırması insanların<br />

(sektör terminolojisinde tüketicinin)<br />

çeşitli kategorilere ilgisi ve o kategori-<br />

lerdeki markalarla ilişkisini de açık seçik<br />

önümüze seriyor. Bazı kategorilerde liderler<br />

açık ara zirvedeyken, bazılarında<br />

ise kıyasıya bir rekabete tanık oluyoruz.<br />

Bu ay kapak konumuza taşıdığımız<br />

Türkiye’nin Lovemark’ları <strong>2021</strong> sonuçlarını<br />

ve detayları ilerleyen sayfalarımızda<br />

okuyabilirsiniz. Ben burada senelerdir<br />

yakından takip ettiğim araştırmanın<br />

bu yılki sonuçlarıyla ilgili birkaç gözlemimi<br />

paylaşmak isterim:<br />

■ İnsanların gönlüne bir aşk tohumu<br />

attığınızda sizi kolay kolay bırakmıyorlar.<br />

Bu yüzden de çoğu kategorinin<br />

lideri yıllardır zirvedeki yerini<br />

koruyor.<br />

■ Kendi markasından çok bulunduğu<br />

kategoriye yatırım yapan şirketler<br />

her zaman karşılığını fazlasıyla alıyor.<br />

■ Kırılgan dediğimiz, skorları çok düşük<br />

ve rekabetin kıyasıya sürdüğü<br />

kategorilerde markaların gerçekleştirdikleri<br />

samimi iyilik hareketleri ve<br />

kesintisiz iletişim karşılık buluyor.<br />

■ Pandeminin en çok etkilediği kategorilerden<br />

biri e-ticaret oldu. Bu yıl kategori<br />

liderinin puanında geçtiğimiz<br />

yıla göre yüzde 4’lük bir artış var. Ancak<br />

bu kategorideki en dikkat çekici<br />

nokta diğer markaların skorlarındaki<br />

dramatik düşüş. Eminim ki söz konusu<br />

markalar bunun nedenleri üzerine<br />

kafa yoracaklardır. E-ticaret kategorisinin<br />

lideri Trendyol’un kendi<br />

ekosistemini destekleme, geliştirme<br />

ve kategoriyi büyütme çabalarının<br />

etkili olduğunu görüyoruz.<br />

Türkiye’nin en sevilen markaları<br />

araştırmasında <strong>2021</strong>’de sorduğumuz kategorilerin<br />

liderleri Arçelik, Bepanthol,<br />

Domestos, Duru, Erikli, Fairy, Migros,<br />

Nescafé, Opet, Trendyol, Ülker ve Ziraat<br />

Bankası markalarına emek veren herkesi<br />

kutluyorum. ■<br />

#Buton<br />

Outliers<br />

Bu ay başucu kitaplarımdan biri için butona<br />

basmak istiyorum: Outliers (Çizginin<br />

Dışındakiler). Malcolm Gladwell’in en<br />

iddialı kitapları Tipping Point ve Blink’ten<br />

sonra gelmesine karşın ilk yayımlandığı<br />

2009’dan bu yana hem dünyada hem de<br />

Türkiye’de en çok satan eserlerden biri<br />

Outliers. Kitapta Gladwell “Bazı insanlar<br />

neden daha başarılı olur?” sorusunun<br />

peşine düşmüş.<br />

Jamaikalı bir kölenin torunu olan<br />

büyük annesi Daisy’e adamış kitabını<br />

Gladwell. Daisy’nin çabalarının gelecek<br />

nesillerin kaderini nasıl değiştirdiğini<br />

ise savunduğu tezlerin bir kanıtı olarak<br />

sunuyor.<br />

Ezberbozan bir kitap Outliers.<br />

Hayatımız boyunca bize öğretildiği gibi<br />

başarıya ulaşan yol için öyle kişisel<br />

gelişim kitaplarında bahsedildiği gibi<br />

birkaç kriterin yeterli olmadığını anlatıyor.<br />

Çok çalışma, zekâ, hırs yeterli mi?<br />

Çizgidışı başarılı insanların neden başarılı<br />

olduklarını anlamak için çevrelerine daha<br />

iyi bakmamız gerikiyor. Aileleri, doğum<br />

yerleri hatta doğum tarihleri, geldikleri<br />

kültür, bulundukları sınıf, coğrafya.<br />

Beatles, Bill Gates, Steve Jobs<br />

bulundukları noktaya gelmek için 10 bin<br />

saat pratik yaptılar. Başarılı insanların<br />

ortak noktalarından biri çok zeki olmaları.<br />

Peki ama dünyanın gelmiş geçmiş en<br />

zeki insanlarından biri olan Chris Langan<br />

neden başarılı olamadı? Ya da bizi üzen<br />

dezavantajlarımız aslında bizim fırsatlarımız<br />

olabilir mi?<br />

Outliers’daki ilham verici insan<br />

hikâyeleri bize başarının göründüğünden<br />

çok daha karışık ve ilgi çekici yollardan<br />

geçtiğini gösteriyor. Hâlâ okumayanlar<br />

kaldıysa okumalarını öneririm.<br />

8 <strong>MediaCat</strong>


BEĞEN BUTONU<br />

Kitap<br />

DÜŞMAN<br />

KARDEŞLER<br />

REKLAMCILIĞIN (VE<br />

DIĞER HER ŞEYIN)<br />

ALTÜST OLUŞU<br />

KEN AULETTA<br />

<strong>MediaCat</strong> Kitapları<br />

Reklam ve pazarlama sektörü sarsıcı bir değişim döneminden<br />

geçiyor. Dijitalleşme, sosyal medya ve küresel<br />

ekonomik krizle birlikte her şey altüst oluyor.<br />

Reklamcılar, sanatları olarak gördükleri şeyin, yani<br />

büyük yaratıcı fikirlerin yerini veriler ve algoritmalar<br />

sayesinde birer silah haline getirilen makinelerin<br />

ve yapay zekânın alacağından korkuyor.<br />

Ken Auletta Düşman Kardeşler’de işte var olma<br />

mücadelesi veren bu sektörün öyküsünü anlatıyor.<br />

Reklam dünyasının en önemli oyuncularının odalarına<br />

giriyor, eski toprakların yanı sıra yükselişteki yeni<br />

oyuncularla ve güç simsarlarıyla bir araya geliyor.<br />

Düşman Kardeşler hem reklam ve pazarlama<br />

alanındaki müthiş değişimlerin içyüzünü anlattığı<br />

hem de bunun potansiyel sonuçlarını ortaya koyduğu<br />

için bu alanla ilgilenen herkesin okuması gereken<br />

bir kitap. Auletta, reklamcılık ve pazarlamanın bu<br />

olağanüstü dönüşümünü o fırtınanın göbeğindeki<br />

insanların hikâyeleriyle birlikte bizlere ulaştırıyor.<br />

Kitapla ilgili ayrıntılı dosyayı 32’nci sayfada okuyabilirsiniz.<br />

MİTOLOJİNİN<br />

GÜCÜ<br />

KUTSAL KITAPLARDAN<br />

HOLLYWOOD FILMLERINE<br />

MITOLOJI VE HIKÂYELER<br />

JOSEPH CAMPBELL<br />

BILL MOYERS<br />

<strong>MediaCat</strong> Kitapları<br />

Gazeteci Bill Moyers ile Joseph Campbell’ın mitoloji<br />

üzerine diyaloglarından oluşan bu kitap, yine<br />

Campbell’dan ilham alan altı bölümlük bir TV programını<br />

temel alıyor.<br />

Tüm yaşamını mitolojiye adayan Campbell, Moyers’ın<br />

mitoloji ve hayatla ilgili tüm sorularına içtenlikle<br />

cevap veriyor. Neden herkesin mitolojiye ihtiyaç<br />

duyduğunu, günümüzdeki mitoloji yoksunluğunun<br />

nelere mal olduğunu anlatıyor. Aşk, evlilik, çocuklarımıza<br />

anlattığımız masallar, kurban kültürü, yaşam<br />

yolculuğumuz gibi modern dünya hâllerini antik mitoloji<br />

bağlamında ele alış tarzı önünüzde bambaşka<br />

bir bakış açısının belirmesini sağlıyor.<br />

Campbell ve Moyers evlilik kurumundan doğum<br />

yapan bakireye, Yıldız Savaşları’ndaki Luke Skywalker<br />

gibi kurtarıcı figüründen kahraman figürlerine pek<br />

çok mitolojik motifin gündelik hayatlarımızla ilişkisini<br />

gösteriyor. Karmaşık ve soyut görünen bu konuları<br />

anlaşılır soru-cevap üslubuyla günlük hayata taşıyor.<br />

Mitolojinin Gücü, Joseph Campbell’ın tüm eserlerinin<br />

herkese yönelik muhteşem bir özeti.<br />

Hande Şekerciler<br />

Heykeltıraş ve Yeni<br />

Medya Sanatçısı<br />

MÜCADELE: SZUKALSKI’NIN<br />

HAYATI VE KAYIP SANATI<br />

Netflix’te yayınlanan Heykeltıraş<br />

Stanislav Szukalski hakkındaki bu belgesel<br />

“sanatçının üretimleri ile kişiliği birlikte mi<br />

değerlendirilmeli yoksa bağımsız olarak mı<br />

ele alınmalı?” sorusuna bir kapı aralıyor.<br />

THIS NEEDS HOT<br />

SAUCE, NYT COOKING<br />

İlki bağımsız diğeri anaakım<br />

yayın kuruluşlarından birine ait<br />

olan bültenlerin ortak özelliği,<br />

yazarlarının yemek tarifleri<br />

verirken bir yandan da aslında<br />

kendi hayatlarına dair minik<br />

hikâyelerini anlatmaları.<br />

WHAT TO READ IF<br />

Kitap önerileri için takip<br />

ettiğim bir e-bülten. Bu<br />

tip niş yayınları takip<br />

etmek hem neyi sevdiğinizi<br />

anlamayı kolaylaştırıyor<br />

hem de onları bulmayı.<br />

REMZİ KİTABEVİ’NDE EN ÇOK SATAN<br />

10 SATIŞ VE PAZARLAMA KİTABI<br />

1 PAZARLAMA YENI PAZARLAMA,<br />

GELECEĞIN PAZARLAMASI<br />

Byron Sharp, The Kitap<br />

2 İKNANIN PSIKOLOJISI<br />

Robert B. Cialdini, <strong>MediaCat</strong> Kitapları<br />

3 NÖRO MARKETING<br />

Patrick Renvoise, Christophe Morin<br />

<strong>MediaCat</strong> Kitapları<br />

4 SATIŞTA İLETIŞIM VE BEDENIN DILI<br />

Acar Baltaş, Prof. Dr. İlhan Ürkmez,<br />

İdil Sevil, Remzi Kitabevi<br />

5 PAZARLAMANIN 22 KURALI<br />

Al Ries, Jack Trout, <strong>MediaCat</strong> Kitapları<br />

ANTONY GORMLEY:<br />

“SCULPTED SPACE,<br />

WITHIN AND<br />

WITHOUT”<br />

TED Talks<br />

Çok sevdiğim bir heykeltıraş<br />

olan Gormley’nin 2012 tarihli<br />

konuşması, çok tatlı bir<br />

şekilde ilham kaynaklarını ve<br />

sanatı ele alışını anlatıyor.<br />

İşini tutkuyla yapmanın<br />

hayatı nasıl dönüştürdüğünü<br />

çok güzel ortaya koyuyor<br />

bence.<br />

BARDAĞIMDA NE VAR?<br />

Çok kuralcı bir demleyici ve<br />

gelişmiş damağa sahip bir<br />

kahve tüketicisi olmasam da<br />

Aposto! çatısı altındaki bu<br />

kahve bülteninde yer alan<br />

demleme teknikleri, kahve tadımları<br />

ve yorumlarını okumak<br />

hoşuma gidiyor.<br />

ALMOST FAMOUS<br />

Dönüp bakınca çoktan<br />

20 yılı devirmiş Almost<br />

Famous. Bir şeye tutkuyla<br />

bağlanmanın, onun<br />

peşinden koşmanın ve<br />

hayal kırıklıklarına rağmen<br />

devam etmenin öyküsü.<br />

6 SOSYAL MEDYA SANATI<br />

Guy Kawasaki, Peg Fitzpatrick<br />

<strong>MediaCat</strong> Kitapları<br />

7 SOSYAL MEDYA PAZARLAMASI<br />

Shiv Singh, Stephanie Diamo, Nobel<br />

Yaşam<br />

8 A’DAN Z’YE PAZARLAMA<br />

Philip Kotler, <strong>MediaCat</strong> Kitapları<br />

9 PAZARLAMA 4.0<br />

Philip Kotler, Optimist<br />

10 PAZARLAMA TEORILERI<br />

Prof. Dr. Mehmet İsmail Yağcı, Prof.<br />

Dr. Serap Çabuk, <strong>MediaCat</strong> Kitapları<br />

10 <strong>MediaCat</strong>


ADVERTORIAL<br />

Digiturk’te izleyecekleriniz<br />

evdeki dizi severlere göre!<br />

Digiturk, <strong>Ekim</strong><br />

ayında yepyeni<br />

orijinal içerikleri,<br />

herkesin konuştuğu<br />

Emmy ödüllü dizileri<br />

ile yepyeni filmleri<br />

izleyicileriyle<br />

buluşturuyor.<br />

EMMY ÖDÜLLÜ<br />

EMMY ÖDÜLLÜ<br />

SUCCESSION<br />

© <strong>2021</strong> Home Box Office, Inc. All Rights Reserved.<br />

HACKS<br />

© <strong>2021</strong> Universal Television LLC. All Rights Reserved.<br />

SUCCESSION<br />

Büyük bir medya imparatorluğunu yöneten<br />

Roy Ailesi’nin içine düştüğü aile<br />

kavgasını anlatan Altın Küre ve Emmy<br />

ödüllü dizi Succession, üçüncü sezonunda<br />

da entrika dozunu düşürecek<br />

©<strong>2021</strong> Universal Cable Productions LLC. ALL RIGHTS RESERVED.<br />

gibi görünmüyor. Oyuncu kadrosunda<br />

Altın Küre ödüllü usta aktör Brian Cox<br />

ve Emmy ödüllü Jeremy Strong’un yanı<br />

sıra Sarah Snook, Kieran Culkin, Matthew<br />

Macfadyen gibi yıldızların isimleri<br />

öne çıkıyor. Ayrıca Oscar ödüllü Adrien<br />

Brody ve Emmy ödüllü Alexander Skarsgård<br />

da bu sezon diziye katılan isimler<br />

arasında. Ailenin reisi Logan Roy’un<br />

özellikle oğluyla yaşadığı çekişmenin<br />

bu sezonda ne şekilde gelişeceği merak<br />

konusu.<br />

THE SINNER<br />

Dört yıl önce çıktığında yapımcılarının<br />

dahi bu kadar ilgi göreceğini tahmin<br />

etmedikleri için tek sezonluk tasarladıkları<br />

The Sinner, dördüncü sezonuna<br />

geldi bile! İlk sezonda Jessica Biel’in enfes<br />

performansıyla dikkat çeken dizi,<br />

sonradan usta aktör Bill Pullman’ın sırtında<br />

ilerlemeye başladı. Her sezonda<br />

gizemli bir cinayet vakasını araştıran<br />

Harry Ambrose, bir önceki sezonda yaşadığı<br />

travmatik olaylardan sonra artık<br />

emekli oluyor ama yine de etrafında<br />

gizemli ölümler eksik olmuyor. Diziyi,<br />

tüm sezonlarıyla Digiturk’te seyredebilirsiniz.<br />

HACKS<br />

Eski popülaritesini kazanabilmek için<br />

25 yaşındaki bir danışmandan medet<br />

uman efsanevi bir Las Vegas komedyeninin<br />

kara mizah tonundaki hikâyesini<br />

anlatan Hacks'in başrolünde bu sene<br />

Emmy Ödülleri’nde Komedi dalında<br />

En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan<br />

usta aktris Jean Smart yer alıyor. Hacks,<br />

kara komedilerden hoşlananlar<br />

için birebir!<br />

beIN CONNECT’le<br />

dilediğiniz zaman<br />

dilediğiniz yerde izleyin!<br />

12 <strong>MediaCat</strong>


4400<br />

LET HIM GO<br />

4400<br />

2004 yapımı aynı adlı sevilen dizinin yepyeni bir<br />

konseptle yeniden çekildiği 4400, gizemli gerilimlerden<br />

hoşlananlar için. Dizi, geçmiş yıllarda<br />

bir anda ortadan kaybolmuş 4400 kişinin aniden<br />

hiç yaşlanmadan <strong>2021</strong> yılına gelmeleriyle gelişen<br />

olayları anlatıyor. Oyuncu kadrosunda Joseph David-Jones,<br />

Khailah Johnson, TL Thompson, Derrick<br />

A. King, Brittany Adebumola ve Cory Jeacoma<br />

var.<br />

YEKTA KOPAN’LA SET ARASI<br />

Yazar, seslendirme sanatçısı ve sunucu Yekta<br />

Kopan sinema, tiyatro ve dizi sektörünün en deneyimli,<br />

saygın ve merak edilen aktör, aktris ve<br />

yönetmenlerini konuk ediyor; onların renkli<br />

dünyalarının kapılarını aralıyor. Ercan Kesal’dan<br />

Serra Yılmaz’a, Ahmet Mümtaz Taylan’dan Tolga<br />

Karaçelik’e yetenekleri ve ustalıkları her anlamda<br />

tescillenmiş isimlerin hayatlarına daha yakından<br />

bakıyoruz.<br />

CHUCKY<br />

1990’ların kült klasiği Child’s Play serisini yaşı<br />

yetenler iyi bilir! Bir kuşağın oyuncak bebek fobisini<br />

hortlatmış bu film serisi şimdi oradaki bebeğin<br />

ismiyle dizi oldu. Chucky, lanetli bir bebeğin<br />

sakin bir Amerikan kasabasını cinayet ve teröre<br />

boğuşunun ürpertici hikâyesini anlatıyor. Oyuncu<br />

kadrosunda filmlerden hatırlayacağınız Jennifer<br />

Tilly’nin yanı sıra Zackary Arthur’u görüyoruz.<br />

Chucky’yi ise yine filmlerde olduğu gibi Brad Dourif<br />

seslendiriyor.<br />

CHICAGO P.D.<br />

Şikago Polis Departmanı’ndaki dedektiflerin maceralarını<br />

anlatan Chicago P.D., dokuzuncu sezonuyla<br />

yine heyecanlı olaylara gebe. Şikago polisi<br />

ve istihbarat birimi içerisindeki dedektiflerin her<br />

türlü organize suçla mücadelesi ve önceki tüm sezonlar<br />

Digiturk’te sizleri bekliyor.<br />

LET HIM GO - Sinemalardan sonra ilk kez!<br />

Oscar’lı usta aktör Kevin Costner ve Diane Lane’in<br />

başrolde oynadıkları, 1960’larda emekli bir şerif ve<br />

karısının tehlike altındaki torunlarını kurtarabilmek<br />

için hayatlarını riske atmalarını anlatan Let Him Go<br />

(Gitmesine İzin Ver) Digiturk’te!<br />

KAJILLIONAIRE - Türkiye’de ilk kez!<br />

Westworld’ün yıldızı Evan Rachel Wood ile Richard<br />

Jenkins, Debra Winger ve Gina Rodriguez’in başrolde<br />

oldukları, önemli bir soygun yapmayı planlayan bir ailenin<br />

başından geçen eğlenceli olayları aktaran Kajillionaire<br />

(Zibilyon) Digiturk’te!<br />

TROLLS WORLD TOUR<br />

2016 yılında En İyi Animasyon dalında Oscar adayı<br />

olan Trolls’un devamı niteliğindeki Trolls World<br />

Tour (Troller Dünya Turu) şahane seslendirme kadrosu<br />

ve eğlenceli hikâyesiyle animasyon severleri<br />

Digiturk’te bekliyor. ■<br />

CHICAGO P.D.<br />

TROLLS WORLD TOUR<br />

© 2020 DreamWorks Animation L.L.C. All Rights Reserved.<br />

0212 473 473 73<br />

digiturk.com.tr<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 13


GÜNCEL<br />

Türkiye’den Haberler<br />

GETIR’DEN N11’E STRATEJIK YATIRIM<br />

Yurtiçi ve yurtdışı operasyonlarını hızla büyüten<br />

Getir, e-ticaret platformu n11’e ortak olmak niyetiyle<br />

başlattığı ön görüşmeleri tamamladı. 2013’te<br />

kurulan ve 20 milyondan fazla ürün ile 270 binden<br />

fazla iş ortağını 23 milyonun üzerinde kullanıcıyla<br />

buluşturan n11’in hisselerini kısmi satınalma işlemleri<br />

için kapsamlı bir inceleme süreci başlatan<br />

Getir, işlemin gerçekleşmesi halinde Türkiye’deki<br />

en büyük yatırımını yapmış olacak.<br />

DOĞRUDAN PAZARLAMA<br />

ÖDÜLLERI BAŞVURUYA AÇILDI<br />

Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği’nin<br />

(DPİD) sektöre değer katan projeleri<br />

onurlandırmak için düzenlediği ve 13’üncü<br />

kez gerçekleştireceği Doğrudan Pazarlama<br />

Ödülleri’ne başvurular başladı. Bu yılki konsepti<br />

“Metamorfoz” olarak belirlenen yarışmada<br />

katılımcılar bu kez 26 yerine 46 kategoride<br />

ödüle ulaşmak için rekabet edecek. 22<br />

<strong>Ekim</strong>’e kadar başvuruları kabul edecek olan<br />

yarışmaya katılım, dpodulleri.org internet<br />

sitesinden online olarak yapılabilecek.<br />

AVANSAS İNGILTERE’DE<br />

FAALİYETE BAŞLADI<br />

Türkiye’nin işyeri alışveriş platformu<br />

Avansas İngiltere’de faaliyet göstermeye<br />

başladı. 500 adedi Avansas markalı<br />

olmak üzere yaklaşık 4 bin adet ürün<br />

ile İngiltere pazarına giriş yapan şirket,<br />

Bedford bölgesinde yer alan deposundan<br />

kendi dağıtım araçlarıyla bir iş gününde,<br />

İngiltere’nin tüm bölgelerine ise iki iş gününde<br />

teslimat yapacak.<br />

UÇAKLA EN UZUN TÜNEL UÇUŞU<br />

Red Bull sporcularından İtalyan gösteri pilotu<br />

Dario Costa, 4 Eylül Cumartesi günü Tunnel<br />

Pass projesi kapsamında Zivko Edge 540 yarış<br />

uçağıyla Kuzey Marmara Otoyolu, Çatalca<br />

Mevki T1 ve T2 Tünelleri’nden 43,44 saniyede<br />

geçti. Uçakla en uzun tünel uçuşunu gerçekleştirerek<br />

dünya rekorunu kıran Costa, performansıyla<br />

Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.<br />

YENİ MÜŞTERİ<br />

TÜRK HAVA YOLLARI’NA<br />

YENI AJANS<br />

Türk Hava Yolları online içerik<br />

ajansını seçti. Yeni dönemde<br />

Türk Hava Yolları’nın online<br />

mecralardaki iletişimini Publicis<br />

Groupe Türkiye’nin dijital ajansı<br />

Digitas çatısı altında marka için<br />

özel olarak oluşturulan Publicis<br />

Sky ekibi üstlenecek.<br />

PINAR SU VE İÇECEK YENI<br />

ILETIŞIM AJANSINI SEÇTI<br />

Pınar Su ve İçecek, FM İletişim<br />

Danışmanlığı’yla el sıkıştı. Ajans,<br />

markaya medya iletişimi, içerik<br />

üretimi, lider iletişimi, etkinlik<br />

yönetimi, kriz iletişimi, itibar<br />

yönetimi ve kurumsal sosyal<br />

sorumluluk alanlarında hizmet<br />

verecek.<br />

PICKLE SOCIAL,<br />

SUPERGA İLE ANLAŞTI<br />

Superga Türkiye, yeni dönemde<br />

sosyal medya hesaplarını Pickle<br />

Social’a emanet etme kararı<br />

aldı. İşbirliği kapsamında Pickle<br />

Social, Superga Türkiye’nin<br />

sosyal medyasının yanı sıra<br />

influencer projelerinden de<br />

sorumlu olacak.<br />

İŞ PORTFÖY, SAVE AS<br />

DIGITAL İLE EL SIKIŞTI<br />

İş Portföy, yeni dönem yaratıcı<br />

çalışmaları ve sosyal medya<br />

hesaplarının yönetimi için<br />

Save As Digital’ı seçti. Ajansın<br />

müşteri portföyünde ayrıca<br />

Hummel Türkiye, Genveon İlaç,<br />

Kormetal, Nokian Tyres gibi<br />

markalar yer alıyor.<br />

14 <strong>MediaCat</strong>


Global Haberler<br />

ROALD DAHL NETFLIX’TE<br />

Netflix üç yıl önce, Roald Dahl’ın Charlie’nin<br />

Çikolata Fabrikası, Matilda ve The<br />

BFG hikâyelerini baz alan yeni bir animasyon<br />

diziler serisi üzerine çalıştığını açıklamıştı.<br />

Geçtiğimiz ay ise Roald Dahl kataloğunun<br />

tamamının haklarını satın aldığını<br />

duyurdu. Roald Dahl kataloğu, bu sene içeriğe<br />

17 milyar dolar bütçe ayıran Netflix’in<br />

şu âna kadar yaptığı en büyük içerik yatırımı<br />

olma özelliği taşıyor.<br />

INSTAGRAM’A FAVORİLER<br />

ÖZELLİĞİ<br />

Instagram; kullanıcılara, içeriklerini<br />

en çok önemsedikleri arkadaş ve içerik<br />

oluşturucularını bizzat tercih etmelerine<br />

olanak sağlayacak yeni “Favoriler”<br />

özelliğini geliştirmeye başladı. Favorilere<br />

eklenen kişilerin paylaşımları, kullanıcıların<br />

akışlarında önceliklendirilecek.<br />

Kullanıcılar akışları üzerinde daha<br />

fazla kontrol sahibi olabilecek.<br />

BRAD PITT’TEN YENİ BİR<br />

İŞBİRLİĞİ<br />

Brad Pitt, De’Longhi’nin yeni marka<br />

yüzü oldu. Markanın La La Land ve<br />

Whiplash’in yönetmeni Damien Chazelle<br />

tarafından yönetilen ve M&C<br />

Saatchi Milan imzalı yeni reklam filminde<br />

Brad Pitt sabah kahvesini hazırlamak<br />

için bir yolculuğa çıkıyor.<br />

TIKTOK’TAN INFLUENCER VE MARKALAR<br />

ARASINA KÖPRÜ<br />

TikTok, marka ve ajansların influencer’larla daha kolay<br />

ve anlamlı işbirliklere imza atabilmesi için geliştirdiği<br />

yeni pazaryeri TikTok Creator Marketplace API’ın<br />

lansmanını yaptı. Yeni pazar yeri aracılığıyla reklamverenler;<br />

TikTok’un birinci el tüketici bilgilerine, büyüme<br />

trendlerine, en popüler videolarına ve gerçek<br />

zamanlı kampanya verilerine ulaşabilecek.<br />

YOUTUBE TOPLULUK BÜYÜYOR<br />

YouTube’un içerik üreticilerine, takipçileriyle iletişim kurmak için<br />

videolara ek olarak resimler, metinler ve bağlantılar gibi farklı içerikler<br />

gönderme olanağı sağlayan özelliği YouTube Topluluk, daha<br />

fazla sayıda kanalın kullanımına açıldı. YouTube, Topluluk özelliğini<br />

kullanabilmek için gerekli olan abone sayısını binden 500’e indirdi.<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 15


GÜNCEL<br />

Marka Okulu geleceğin<br />

liderlerini bekliyor<br />

Markalaşmayı esas alan sektörler ile akademiyi bir araya getiren Marka<br />

Okulu’nun <strong>Ekim</strong> programı belli oldu. Programda yer alan ufuk açıcı<br />

eğitimlerin vadettiklerini kıymetli eğitmenlerinden dinliyoruz.<br />

MASADAKİ EN İLGİNÇ<br />

İNSAN OLUN<br />

MARKA BÜYÜTEN<br />

STRATEJİLER<br />

YETENEĞİ DEĞERE<br />

DÖNÜŞTÜRMEK<br />

KOLEKTİF BİR FİKİR<br />

ARAMASI<br />

DİJİTAL ÇAĞIN<br />

GÜCÜ<br />

ZİHİN AÇICI<br />

SORULAR<br />

Tuğbay Bilbay<br />

Yaratıcılık, yaşamı<br />

birbirine bağlayan<br />

görünmez bağları görüp<br />

bunlar arasına köprüler<br />

kurabilmektir. İşte biz<br />

derslerimizde yaratıcı<br />

aklın bu köprüleri nasıl<br />

kurduğuna bakacağız<br />

ve sonra o köprüleri biz<br />

kurmaya çalışacağız.<br />

İlham beklenerek<br />

gelmez. İlhama gitmeyi,<br />

basitleştirmeyi, insana<br />

etki eden etmenleri ve<br />

onların kaynaklarını<br />

anlamayı çalışacağız.<br />

Kalabalık bir masada<br />

olduğunuzu hayal edin,<br />

işte o masadaki en ilginç<br />

insan olabilmeniz için bu<br />

eğitim. Bunu başarırsak iyi<br />

reklam üretebilir, yaratıcı<br />

bir pazarlama yöneticisi<br />

olabilirsiniz.<br />

Lale Saral<br />

Develioğlu<br />

Tüm genç ve iddialı<br />

pazarlamacıları marka<br />

büyüten stratejileri<br />

konuşacağımız online<br />

sertifika programıma<br />

bekliyorum. Programda<br />

marka büyütmek için<br />

bilinen efsanelerin<br />

hangilerinin hâlâ<br />

geçerli olup olmadığını,<br />

pazarlama gündemini ve<br />

nasıl iyi bir pazarlama<br />

lideri olunacağını<br />

konuşacağız.<br />

Her hafta marka<br />

büyüten stratejinin<br />

farklı bir boyutunu<br />

ele alacağımız<br />

derslerimizde güncel<br />

örnekler, derinlemesine<br />

inceleyeceğimiz bir marka<br />

vakası ve her ders sonu<br />

o konuyla ilgili okumaizleme<br />

tavsiyelerim de<br />

olacak.<br />

Hakan Akben<br />

Hepimizin bir yeteneği<br />

var. Yeteneği teknoloji<br />

ve sosyal medyanın<br />

gücünü kullanarak nasıl<br />

değere dönüştürebiliriz?<br />

Bunu yaparken teknoloji<br />

dünyasındaki yeni<br />

trendleri ve fırsatları nasıl<br />

kullanabiliriz?<br />

Blokzincirden yapay<br />

zekâya, yeni nesil öğrenme<br />

deneyimlerinden sosyal<br />

medya üzerindeki ticari<br />

yaklaşımlara kadar birçok<br />

konuyu güncel örneklerle<br />

konuşacağımız müthiş bir<br />

seminer serisi hazırladık.<br />

Marka Okulu çatısında<br />

kıymetli eğitmenlerle özel<br />

bir katılımcı kitlesiyle<br />

buluşacağımız bu özel<br />

eğitime kurumsal ve<br />

bireysel kariyerini<br />

geliştirmek isteyen kişileri<br />

bekliyoruz.<br />

Dr. Erdem<br />

Aksakal<br />

Programımızda teknoloji,<br />

sosyal mecralar, sosyal<br />

medya, markalaşma<br />

gibi konuları sadece<br />

teknoloji ekseninde değil<br />

kimliklerimiz ve “anlam”<br />

ile bağlamında ele alacağız.<br />

Sosyal ağların altında<br />

yatan “benlik” olgusunu<br />

ve sahip olduğumuz<br />

yüzlerce kimliğin inşasını<br />

fark edeceğiz. Gelecekte<br />

bizi beklemesi olası<br />

teknolojileri, birey ve/veya<br />

kurum olarak gelecekteki<br />

bu değişimlere nasıl<br />

hazırlanacağımızı…<br />

Tüm dünyayı<br />

değiştiren yeni kavramlara<br />

ve yeniliklere, içten ve<br />

sürdürülebilir biçimde<br />

nasıl adapte olacağımızla<br />

ilgili kolektif bir fikir<br />

araması yapacağız.<br />

Oğuzhan<br />

Saruhan<br />

Kullanıcıların hayatlarını<br />

kolaylaştıran dijital<br />

teknolojiler sayesinde<br />

geleneksel anlamda<br />

fiziksel sınırların<br />

hiçbir anlamı kalmadı.<br />

Hayatlarımız,<br />

enformasyon ve duygular<br />

daha önce hiç olmadığı<br />

şekilde birbiriyle bağlantılı<br />

hale geldi. Bu etkide en<br />

büyük pay hiç şüphesiz<br />

dijital çağın gücü. Dijital<br />

çağ bu gücü her şeyi<br />

kolaylaştırmasından<br />

alıyor.<br />

Marka Okulu ile<br />

birlikte hazırladığımız<br />

bu eğitim programında<br />

bu gücün doğru hedef<br />

ve sonuçlara kanalize<br />

edilmesi için gerekli<br />

yöntemleri anlatacağız.<br />

İhsan Özçıtak<br />

Rory Sutherland şöyle<br />

diyor: “Davranışçı bilimi<br />

doğru kullanmak için<br />

evrimi anlamanız lazım…<br />

Aslında pazarlamacıların<br />

Darwin’e ihtiyacı var!”<br />

İnsan zihnini<br />

şekillendiren evrimsel<br />

baskıların karar verme ve<br />

satın alma süreçlerindeki<br />

izleri… Rasyonel bireyleri<br />

ikna etmeyi merkeze alan<br />

bir iletişim faaliyetinin<br />

başarı ihtimali… Sosyal<br />

ağlar içinde gizli modern<br />

kabileler ve bunun<br />

influencer pazarlamasında<br />

önemi… Reklam aslında<br />

israf mıdır? Ve aslında bu<br />

iyi bir şey olabilir mi?<br />

Zihin açıcı sorular<br />

sorup cevaplar vermeye<br />

çalışacağız.<br />

16 <strong>MediaCat</strong>


GÜNCEL<br />

Söyleşi<br />

Etki stratejiyle<br />

başlar<br />

Chiara Manco<br />

COMMISSIONING EDITOR, CASE STUDIES, WARC<br />

Curious Felis’in kazanan kampanyaları, vaka<br />

incelemelerini dünyanın en saygın reklam<br />

araştırma kuruluşlarından WARC’ta sergileyebilme<br />

fırsatına erişecek. Konunun detaylarını WARC’tan<br />

Chiara Manco’yla konuştuk.<br />

u NAZLI SELIN ÖZKAN<br />

Shift<br />

+K+F+C<br />

Case Film<br />

u yıl ilki düzenlenen ve reklam<br />

B<br />

dünyasının en etkili kampanyalarının<br />

ardındaki içgörü ve<br />

stratejik yaklaşımı ödüllendirmeyi<br />

amaçlayan Curious Felis Ödülleri, 11<br />

Kasım’da sahipleriyle buluşmaya hazırlanıyor.<br />

Beş temel alanda en öne çıkan kampanyaları<br />

ödüllendirecek olan Curious Felis; kazananlarına,<br />

Altın, Gümüş ve Bronz Curious<br />

Felis heykelciklerine ek olarak, vaka incelemelerini<br />

dünyanın en saygın reklam araştırma<br />

kuruluşlarından WARC’ta sergileyebilme<br />

imkânı sunuyor.<br />

Curious Felis Ödülleri’ne hazırlanırken<br />

WARC editörlerinden Chiara Manco’yla<br />

içgörü ve stratejinin önemini konuştuk.<br />

İyi bir stratejiyi ödüllendirmek neden<br />

önemli?<br />

Her etkili reklam kampanyası bir stratejiyle<br />

başlar. Kaynağını tüketici içgörülerinden<br />

alan güçlü bir strateji, kısa vadede<br />

etki yaratma potansiyeline ek olarak, bir<br />

markanın uzun vadeli marka oluşturma<br />

kampanyalarının temelini oluşturabilir.<br />

Sektörün başarılı stratejileri ödüllendirmesi<br />

çok önemli çünkü endüstri böylelikle,<br />

bu örneklerden öğrenebilir ve yeni, heyecan<br />

verici ve yaratıcı iletişim stratejilerini<br />

hayata geçirebilir.<br />

t<br />

İyi bir vaka<br />

incelemesi<br />

amaçlarından<br />

içgörüye,<br />

stratejisine,<br />

uygulamaya ve<br />

sonuçlara açıkça<br />

ve pürüzsüzce<br />

geçebilmeli.<br />

İyi bir vaka incelemesinin olmazsa<br />

olmazları nelerdir?<br />

Bir vaka incelemesi hazırlarken anlaşılırlık<br />

bir numaralı öncelik olmalı. İyi bir vaka incelemesi;<br />

amaçlarından içgörüye, stratejisine,<br />

uygulamaya ve sonuçlara açıkça ve pürüzsüzce<br />

geçebilmeli. İçgörüyle strateji arasındaki<br />

bağlantıyı net olarak anlatabilmek ve stratejinin<br />

uygulamada nasıl hayata geçirildiğini<br />

gösterebilmek önemli. Son olarak, başarılı bir<br />

vaka incelemesi stratejik yaklaşımın etkisini<br />

ve dış etkenleri ayrı tutarak kampanyanın iş<br />

sonuçlarını nasıl etkilediğini gösterebilmeli.<br />

Üstün stratejik yaklaşımıyla fark<br />

yaratmış bir kampanya örneği geliyor<br />

mu aklınıza?<br />

KFC’nin MENA bölgesindeki son kampanyalarından<br />

“Shift+K+F+C,” hedef kitleyi iyi<br />

anlamaktan gelen stratejik düşüncenin muhteşem<br />

bir örneği. Marka, hedef kitlesi olan bilgisayar<br />

oyunu oyuncuları hakkında kapsamlı<br />

bir araştırma yaparak stratejisini belirledi ve<br />

hedef kitleye hitap edecek bir uygulama sergiledi.<br />

KFC’nin uzun zamandır global oyuncu<br />

kitlesiyle bağ kurmayı amaçladığı göz önünde<br />

bulundurulunca, tüketici içgörüsünü temeline<br />

alan, uzun vadeli bir stratejiye yatırım<br />

yapmanın etkisini bu kampanyayla açık bir<br />

şekilde görebiliyoruz. ■<br />

18 <strong>MediaCat</strong>


GÜNCEL<br />

Trend<br />

Eşya depolama<br />

Pandemi sebebiyle geçici ya da kalıcı<br />

olarak büyük şehirlerden ayrılan<br />

kitlelerin çaresi belli: Eşya depolama.<br />

Bu ise sektöre benzeri görülmemiş bir<br />

hareketlilik kazandırıyor.<br />

DEĞİŞEN<br />

NE VAR?<br />

Eşya depolama<br />

sektörünün yükselişindeki<br />

belli başlı sebepler;<br />

• Covid-19 sebebiyle şehirlerarası<br />

hareketliliğin artması,<br />

• Ev kiralamaya göre çok daha<br />

ekonomik bir seçenek olması,<br />

• Kentsel dönüşüm<br />

faaliyetleri.<br />

u TUĞBA ÖZÖĞRETMEN<br />

Globalde ise bu<br />

sebepler;<br />

• Yükselen şehirleşme,<br />

• Pandeminin, yaşamları<br />

sadeleştirme ihtiyacını<br />

artırması,<br />

• Yaşam tarzlarındaki<br />

değişimler.<br />

DİKKAT ÇEKEN<br />

YATIRIMLAR<br />

HAREKETLİLİĞİN<br />

ARDINDAKİLER<br />

87,6<br />

milyar dolar<br />

Kişisel eşya<br />

depolama pazarının<br />

2019 yılı değerlemesi.<br />

Kaynak: Mordor<br />

Intelligence Research<br />

Bill Gates’ten<br />

yatırım<br />

Kanada, Birleşik Krallık ve<br />

ABD’de faaliyet gösteren<br />

eşya depolama şirketi<br />

StorageMart, geçtiğimiz yıl<br />

Bill Gates’ten yatırım aldı.<br />

%77<br />

2020’de sadece<br />

Nisan ayında eşya<br />

depolarına olan<br />

öğrenci talepleri<br />

yüzde 77 arttı.<br />

Kaynak: armut.com<br />

%114<br />

Pandemi sürecinde eşya<br />

depolarına olan talep yaklaşık<br />

yüzde 114 artış gösterdi.<br />

Kaynak: DHA<br />

115,6<br />

milyar dolar<br />

Kişisel eşya depolama<br />

pazarının 2025 yılı beklentisi.<br />

Kaynak: Mordor<br />

Intelligence Research<br />

Hareketliliği<br />

yaratan başat<br />

kitle öğrenciler.<br />

Sektörün en<br />

önemli ihtiyacı,<br />

standartların<br />

belirlenmesi.<br />

20 <strong>MediaCat</strong>


GÜNCEL<br />

Spotlight<br />

Tolga Pamir<br />

Mücadeleyi ve yalnızlığı seven tüm<br />

hayalperestlere örnek olacak bir<br />

hikâyenin sahibi Tolga Pamir.<br />

u TUĞBA ÖZÖĞRETMEN<br />

Tolga Pamir, dünyanın, kendi içinde en büyük<br />

zıtlıkları barındıran sporlarından birini yapıyor.<br />

Solo açık yelken yarışçılığı, doğaya karşı ancak<br />

onunla birlikte verdiğiniz mücadelede yalnız<br />

olmanız demek. Issız sulara karşı sahip olduğunuz<br />

şey güç mü, yoksa güçsüzlüğün kendisi mi?<br />

Limitsiz bir özgürlük mü, yoksa iflah olmaz bir<br />

yalnızlık mı?<br />

TUTKULAR VE SORGULAMALAR<br />

Tolga Pamir’in denizlerle olan hikâyesi çocukken,<br />

İstanbul Tuzla’da büyükanne ve büyükbabasının<br />

yaşadıkları sitede aldığı yelken derslerine uzanıyor.<br />

“Suya yakın yaşama” tutkusunun altında ise<br />

İstanbullu ve Boğazlı olmak var. İlk gençlik döneminde<br />

windsurf ile su sporlarıyla olan münasebetine<br />

aşama atlatan Pamir’in sporcu kimliğinin<br />

duraklama dönemi reklamcılık yıllarına denk geliyor.<br />

Kader ânı ise ajansta bir gün, denizlerin en<br />

zorlu solo yarışı olan Vendée Globe’la tanışmasıyla<br />

yaşanıyor. Tarihler 2001’i gösterirken, Pamir<br />

de denizin ve rüzgârın çağrısına karşı koymaktan<br />

vazgeçip eşiyle birlikte Fransa’ya taşınıyor ve kariyerini<br />

yalnızca bu spora odaklıyor. Son 16 yılda,<br />

aralarında birçok uluslararası ve Atlantik aşırı yarışların<br />

da yer aldığı 30 binin üzerinde solo yarışa<br />

katılan Pamir, hayallerinin start aldığı Vendée<br />

Globe’un 2024 yarışı için hazırlık yapıyor.<br />

Haziran ayında Artvin’den başlayıp es vermeden<br />

16 günde İskenderun’a vararak tamamladığı<br />

Türkiye turu için bir sonraki hayali, bunu bir kadın<br />

sporcuyla birlikte gerçekleştirmek. Son olarak<br />

markalara da bir mesajı var: “İletişimcilerin<br />

aradığı hikâye belki tam da burada, yelkende!” ■<br />

@challenge4seas<br />

22 <strong>MediaCat</strong>


İŞ DÜNYASI<br />

İşgücü 4.0<br />

Dijital öncelikli bir<br />

dünyaya geçişin<br />

hız kazandığı<br />

pandemiyle<br />

birlikte, kurumların<br />

stratejilerinde<br />

işgücünün önemi<br />

daha da arttı.<br />

Güncel kalmak ve<br />

geleceğe daha iyi<br />

hazırlanmak isteyen<br />

kurumlar, işgücünün<br />

becerilerini<br />

geliştirmek ve onlara<br />

yeni yetenek setleri<br />

kazandırmak için<br />

harekete geçti.<br />

u SULTAN ÖNCÜ ARSLANOĞLU<br />

nsan, her duruma hızla<br />

İ<br />

adapte olabilme yeteneğine<br />

sahip. Geride bıraktığımız<br />

bir buçuk yılda adaptasyon<br />

hızımız konusunda şaşkınlığa uğrarken,<br />

içinden geçtiğimiz dönemdeki<br />

zorluklarla nasıl mücadele ettiğimizi de<br />

gözden kaçırmamalıyız. Pandemi döneminde<br />

kurumsal hayatın içinde olan<br />

herkes bir adaptasyon süreci geçirdi. Bu<br />

dönemde kimi sektörlerin/kurumların<br />

bu sürece çoktan hazır olduğuna kimilerinin<br />

ise alışık olmadıkları bu çalışma<br />

yapısında yepyeni sorunlarla karşılaştığına<br />

tanıklık ettik. Çalışanlar için de<br />

durum farklı olmadı.<br />

Covid-19 salgını pek çok kurum ve<br />

şirketi dijital becerilerle sınadı. Tüketicinin<br />

ve piyasanın beklentilerine yetişmekte<br />

zorlanan kurumlar ve markalar<br />

için dijitalleşme serüveni, işgücündeki<br />

beceri yoksunluğunun artık göz ardı<br />

edilemeyeceğini ortaya koydu. Şirketlerin<br />

dikkati teknolojik altyapı yatırımlarından<br />

işgücüne doğru kayarken yanıt<br />

aranması gereken soru daha da belirginleşti:<br />

Çalışanları “işin geleceğine” nasıl<br />

hazırlayacağız?<br />

OTOMASYON BEKLENENDEN HIZLI<br />

YAŞANIYOR<br />

İşgücü piyasasında teknolojik yeniliklerle<br />

birlikte yaşanan dönüşüm Covid-19<br />

ile birlikte hız kazandı. Dünya<br />

Ekonomik Forumu’nun hazırladığı İşin<br />

Geleceği 2020 raporuna göre, işgücünde<br />

beklenilenden daha hızlı bir otomasyon<br />

yaşanıyor. 2025 yılına kadar 85 milyon<br />

işin yok olabileceğinin öngörüldüğü raporda,<br />

teknolojik değişimlerle birlikte<br />

97 milyon yeni iş ortaya çıkacağı da tahmin<br />

ediliyor. Bununla birlikte beceri geliştirme<br />

yatırımlarıyla 5,3 milyon yeni iş<br />

yaratılabileceği not ediliyor.<br />

Şirketler, çalışanların yaklaşık yüzde<br />

40’ının altı ay veya daha kısa bir sürede<br />

yeni becerilere ihtiyaç duyacağını<br />

öngörüyor. İş liderlerinin yüzde 94’ü ise<br />

-bu oran 2018’de yüzde 65’ti- çalışanların<br />

yeni beceriler kazanması gerektiğini<br />

söylüyor. Bu oranlar, bugün geldiğimiz<br />

noktada yeni becerilere duyulan ihtiyacın<br />

artması bir yana farkındalığın da<br />

arttığının göstergesi.<br />

ŞAŞIRTMAYAN ETKEN: TEKNOLOJİ<br />

2025 yılına kadar öne çıkması beklenen<br />

becerilerin sıralamasında 2020’nin ardından<br />

çok farklı beceriler karşılamıyor<br />

bizi ancak şaşırtmayan bir etken var:<br />

Teknoloji. 2020 yılı projeksiyonundan<br />

sadece üç yetenek -önem sıralarında<br />

birer basamak düşerek- 2025’te ihtiyaç<br />

duyulan beceri setinde kendine yer buluyor.<br />

Bu yetkinlikler karmaşık problem<br />

çözme, eleştirel düşünce ve analiz<br />

edebilme ile yaratıcılık, orijinallik ve<br />

girişimcilik. 2025 yılı projeksiyonuna<br />

geldiğimizdeyse Covid-19 etkisi net bir<br />

şekilde karşımıza çıkıyor. Liderlik ve<br />

sosyal etki, dayanıklılık, stres toleransı<br />

ve esneklik bir yana; teknoloji kullanımı,<br />

izleme ve kontrol ile teknoloji tasarımı<br />

ve programlama da beceri setine<br />

dahil oluyor. Kısacası önümüzdeki dört<br />

sene ve sonrasında yeni teknolojileri takip<br />

etmek, bunları doğru kullanmak ve<br />

yorumlamak kurumlar için kritik öneme<br />

sahip olacak.<br />

Yeni teknolojilerin benimsenmesinin<br />

önündeki en büyük engellere baktığımızda<br />

da işgücüne yeni beceriler<br />

kazandırılmasının ne denli önemli olduğunu<br />

görüyoruz. Öyle ki bu engellerin<br />

başında yüzde 55,4 ile yerel işgücü piyasasındaki<br />

yetenek eksiklikleri geliyor.<br />

Onu yüzde 46,7 ile uzman yetenekleri<br />

işgücüne katamama, yüzde 41,4 ile organizasyon<br />

liderliğinde yetenek eksikliği<br />

takip ediyor.<br />

24 <strong>MediaCat</strong>


FARKLI KAZANIMLAR<br />

Dünya Ekonomik Forumu araştırmacılarından<br />

Vesselina Stefanova Ratcheva,<br />

“gelişmekte olan işlerle yaratılacak pek<br />

çok fırsat olduğunu ancak çalışanların<br />

eğitim alıp yeni işlere geçebilmesi için<br />

yatırım gerektiğinin” altını çiziyor.<br />

Dünya Ekonomik Forumu ve PwC’nin<br />

yakın tarihli bir raporu da işgücü yatırımlarına<br />

ekonomik kazanımlar üzerinden<br />

dikkat çekiyor. Rapor, beceri açığını<br />

kapatmaya yönelik etkili bir yatırımın<br />

2030 yılına kadar küresel GSYİH’ye 6,5<br />

trilyon dolar katkıda bulunabileceğini<br />

ortaya koyuyor. Beceri kazandırma yatırımlarından<br />

en çok faydalanacak olanlar<br />

ise gelişmekte olan ülkeler. Buna göre<br />

Çin, ABD, Hindistan, İspanya ve Güney<br />

Afrika en yüksek kazancı elde edecek<br />

bölgeler olarak öne çıkıyor.<br />

Çin 2019 yılında, 2022 yılına kadar<br />

50 milyon insanı eğitmek için 14,8 milyar<br />

dolar harcamayı taahhüt etti. Sahra Altı<br />

Afrika ve Latin Amerika bölgelerinin ise<br />

şimdi yatırım yapmaya başlarlarsa 2030<br />

yılına kadar yüzde 7’nin üzerinde ek GS-<br />

YİH’ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Her<br />

iki bölge de yüksek oranda genç nüfus ve<br />

yüksek eşitsizlikle birlikte, az gelişmiş iş<br />

dünyası ve tüketici ürünleri sektörleriyle<br />

öne çıkıyor. Bu anlamda uzmanlar beceri<br />

geliştirme çalışmalarının, doğrudan yaşamı<br />

iyileştirme ve geçim kaynaklarını<br />

dönüştürme konusunda etkili olacağına<br />

vurgu yapıyor.<br />

Diğer taraftan Türkiye’nin birlikte<br />

değerlendirildiği Ortadoğu, Kuzey Afrika<br />

ve Türkiye (MENAT) bölgesinde beceri<br />

geliştirme çalışmalarının GSYİH’ye<br />

yüzde 4 oranında katkı sağlamasının<br />

beklendiği raporda, bu bölgenin becerilere<br />

yapılan yatırımların neden yüksek<br />

ekonomik ve sosyal getirilerle sonuçlanmadığına<br />

dair bir örnek olarak paylaşılması<br />

dikkat çekiyor. İş ve yetkinlik<br />

arasındaki uyumsuzluk ile baskın bir<br />

kamu sektörü sebebiyle az gelişmiş özel<br />

sektörün yarattığı dengesiz ekonomi<br />

bunun nedenleri olarak sıralanıyor.<br />

Uzmanlar, bu durumun işgücüne<br />

ilgili becerileri kazandırmaya yönelik<br />

teşvikleri bozabileceği konusunda endişeli.<br />

Buna karşılık bölge genelinde genç<br />

işsizliğin yüzde 30’da -küresel ortalamanın<br />

iki katı- olduğunu da paylaşmadan<br />

geçmeyelim.<br />

YENİ YATIRIM VE İŞBİRLİKLERİ<br />

Giderek daha çok sayıda kurum, dijital<br />

dönüşüme ayak uydurmanın en hızlı ve<br />

O<br />

Şirketlerin dikkati<br />

teknolojik altyapı<br />

yatırımlarından<br />

işgücüne doğru<br />

kayarken, yanıt<br />

aranması gereken<br />

soru daha da<br />

belirginleşti:<br />

Çalışanları “işin<br />

geleceğine” nasıl<br />

hazırlayacağız?<br />

etkili yolunun mevcut işgücünü geliştirmekten<br />

geçtiğinin farkına varıyor.<br />

Covid-19 pandemisiyle e-ticarete geçişin<br />

hızlanmasının ardından çoğu şirket,<br />

kendi veri bilimcilerini yetiştirme<br />

adına girişimlerde bulunmaya başladı.<br />

Çalışanlarına eğitim kampı sunan Levi’s<br />

bu markalardan biri. Levi Strauss<br />

& Co.’da stok memuru olarak başlayıp<br />

ardından mağaza müdürlüğüne yükselerek<br />

geçirdiği 15 yılın sonunda özgeçmişine<br />

veri bilimciliği deneyimini<br />

ekleyen Michael Buchanan, Levi’s’ın<br />

işgücü eğitimindeki kararlı duruşunun<br />

bir göstergesi. Yine Verizon çalışanlarına<br />

veri bilimi, 5G teknolojisi ve yapay<br />

zekâ gibi konularda eğitim vererek<br />

2020’de çalışan öğrenme ve geliştirme<br />

programlarına 200 milyon doların üzerinde<br />

yatırım yaptı. Kurumun hedefi<br />

<strong>2021</strong>’in sonunda 100 bin çalışanını dijital<br />

becerilerle donatmak. Henkel ise 10<br />

binden fazla yöneticisine dijital beceriler<br />

kazandırmak adına Accenture ile<br />

küresel bir öğrenme girişimi başlattı.<br />

Walmart ve PwC Avustralya ise<br />

çalışanlarının eğitimini finanse etme<br />

yoluna gidenlerden. PwC, çalışanlarına<br />

MBA eşdeğeri bir nitelik kazandırmak<br />

için 15 milyon dolarlık yatırımla<br />

PwC Academy’yi kurdu. Walmart ise<br />

çalışanlarına lise/üniversite diploması<br />

kazandırma amacıyla Guild Education<br />

ile ortaklığa gitti. Bu girişimi markaya,<br />

bir yılın sonunda lise ve üniversite mezunu<br />

çalışan sayısında yüzde 93’lük bir<br />

artış olarak yansıdı. ■<br />

EĞITIM VE GELIŞIM<br />

DEPARTMANLARININ<br />

ÖNCELIKLERI (%)<br />

Kaynak: LinkedIn, Workplace Learning<br />

Report <strong>2021</strong><br />

59<br />

53<br />

33<br />

Yeni beceriler kazandırma ve<br />

becerileri geliştirme<br />

Liderlik ve yönetim<br />

Online işe alım ve oryantasyon<br />

İŞ HAYATINDA IHTIYAÇ<br />

DUYULAN ILK 3 BECERI<br />

2020<br />

BEKLENTİSİ<br />

2025 BEKLENTİSİ<br />

TALEBI ARTAN<br />

ILK 3 IŞ ALANI<br />

1 2 3<br />

Veri<br />

analistleri<br />

ve veri<br />

bilimcileri<br />

Karmaşık<br />

problemleri<br />

çözebilme<br />

Eleştirel<br />

düşünme<br />

Yaratıcılık<br />

Analitik<br />

düşünme<br />

ve<br />

yenilikçilik<br />

Aktif<br />

öğrenme<br />

ve<br />

öğrenme<br />

stratejileri<br />

Karmaşık<br />

problemleri<br />

çözebilme<br />

Yapay<br />

zekâ ve<br />

makine<br />

öğrenimi<br />

uzmanı<br />

Büyük veri<br />

uzmanı<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 25


ADVERTORIAL<br />

InstaChamp’te yeni<br />

şampiyon Vodafone<br />

InstaChamp 16. Dönem’de<br />

şampiyonluk hem Feed & Stories<br />

Video Ads hem de Branded<br />

Content kategorilerinde<br />

Vodafone Türkiye’nin oldu.<br />

FEED&STORIES VIDEO ADS<br />

VODAFONE’UN 5G TEKNOLOJISIYLE<br />

HAYALLER GERÇEK OLDU<br />

Reklamveren: Vodafone Türkiye<br />

Reklam Ajansı: VMLY&R<br />

Medya Ajansı: Vodafone Digital Media Team<br />

STRATEJİ<br />

Vodafone olarak yeni 5G teknolojimizi<br />

sınırları aşan bir projeyle duyurmak<br />

istedik. Doğuştan görme engelli, kusursuz kulak<br />

Bager’in hayallerini gerçekleştirdik. Vodafone 5G<br />

teknolojisinin eşzamanlı bağlantı teknolojisiyle bin<br />

400 kilometre uzaktaki iki piyanoda Bager ve hayranı<br />

olduğu Haluk Levent’i tek şarkıda buluşturduk.<br />

Test koşullarında gerçekleşen bu projeyle 5G’nin<br />

gelecekte sınırları nasıl aşacağını göstermiş olduk.<br />

SONUÇ / ÖLÇÜMLEME<br />

Sınırları aşan projemiz yayınlandığı gün<br />

büyük bir ilgi görerek toplamda 6 milyon<br />

66 bin 656 görüntülendi. Kampanyamız<br />

yayınlandığından beri proje odaklı duyuru<br />

içeriklerimiz toplam 5 bin 76 etkileşim aldı.<br />

6,8/10<br />

MECRAYA UYGUNLUK<br />

İçerikleri Instagram TV’ye uygun dikey<br />

formatta yayınladık. Ana mesajımızı, video<br />

sessiz izlendiğinde de çalışacak şekilde, dikkat<br />

çekecek boyutlarda ve süperlerle verdik. İlk saniyede<br />

verilmeyen ana mesaj sayesinde hedef kitlenin<br />

içerikte kalmasını sağladık. Instagram kanalımıza<br />

yönlendirme için hazırladığımız içeriklerle filmimize<br />

trafik sağlayarak erişimimizi artırdık.<br />

YARATICILIK<br />

Vodafone 5G’nin eşzamanlı bağlantı<br />

teknolojisini anlatmak için iki farklı<br />

şehri tek bir şarkıda buluşturduk. Muş’ta yaşayan<br />

kusursuz kulak Bager ve bin 400 kilometre uzakta<br />

İstanbul’daki Haluk Levent piyanoların başına<br />

oturdular. Ve sanki yan yanaymış gibi, bağlantıda<br />

hiçbir gecikme olmadan Elfida şarkısını birlikte<br />

çaldılar. Böylece, teknoloji ve insan bir araya<br />

geldiğinde her şeyin mümkün olduğunu anlattık ve<br />

Vodafone olarak hayallerin sınırları aşmasına her<br />

zaman destek olduğumuzu gösterdik.<br />

26 <strong>MediaCat</strong>


INSTACHAMP 16. DÖNEM JÜRİ ÜYELERİ<br />

Pelin Özkan<br />

<strong>MediaCat</strong> Genel Yayın Yönetmeni<br />

Arkın Kahyaoğlu<br />

VMLY&R ECD<br />

Görkem Yeğin Mert<br />

Facebook Türkiye Kreatif Stratejisti<br />

Irmak Emekdaş<br />

Facebook Mobil Uygulamalar,<br />

Telekomünikasyon & Finansal Hizmetler<br />

Sektör Lideri<br />

17’NCİ DÖNEMİN<br />

ŞAMPİYONU OLMAK İÇİN<br />

Instagram’da reklam şeklinde<br />

yayınlanmış tüm işlerin Feed &<br />

Stories Video Ads, Interactive<br />

Formats ve Branded Content’ten<br />

oluşan üç bölümde başvuruya açık<br />

olduğu InstaChamp’te bir sonraki<br />

dönemin şampiyonu olmak için<br />

başvurular 4 <strong>Ekim</strong>’de başlıyor.<br />

instachamp.mediacat.com<br />

adresinden yapılan başvuruların<br />

4 <strong>Ekim</strong>’den önceki altı ay içinde<br />

Instagram’da reklam olarak<br />

yayınlanmış olması gerekiyor.<br />

BRANDED CONTENT<br />

VODAFONE FREEZONE VE DORA İLE<br />

SINIRSIZ BRANDED CONTENT<br />

Reklamveren: Vodafone Türkiye<br />

Reklam Ajansı: VMLY&R<br />

STRATEJİ<br />

Vodafone FreeZone olarak gaming<br />

dünyasını sahiplenmeye devam ederek<br />

tarife lansmanımızı da #SaçmaGüzel dünyamızda<br />

hazırladık. Bal reklamlarından esinlenerek tarifenin<br />

uzun koşullarını okutmadan tüm detaylarını<br />

kullanıcılara daha net ve eğlenceli bir şekilde<br />

aktarmayı hedefledik.<br />

Medya Ajansı: Vodafone Digital<br />

Media Team<br />

SONUÇ / ÖLÇÜMLEME<br />

Hazırladığımız videomuz hedef kitlemizde<br />

ilgi uyandırarak 22 bin 233 etkileşim<br />

sonucu aldı. Videomuzun görüntülenme rakamı 3<br />

milyon 439 bin 67, erişim rakamıysa 2 milyon 54 bin<br />

253 oldu.<br />

MECRAYA UYGUNLUK<br />

Tarifeyle ilgili hazırlamış olduğumuz videoyu<br />

yayıncı Dora Özsoy’un hesabından Branded<br />

Content olarak paylaştık. Instagram’a uygun<br />

formatta sessiz izlenmeler için destekleyici süperler<br />

ile mesajımızı verdik. Ana mesajımız olan düşük ping<br />

garantisini ilk saniyelerde vermedik ve kullanıcıların<br />

videoyu sonuna kadar izlemelerini amaçladık. Böylece<br />

vermek istediğimiz mesajları ve tarife faydalarını kısa<br />

bir süre içerisinde beklemedikleri bir şekilde; eğlenceli<br />

bir dünyayla hedef kitlemize aktarmış olduk.<br />

YARATICILIK<br />

Instagram Branded Content için<br />

hazırladığımız videomuzda en popüler<br />

telemarketing reklamları ve #SaçmaGüzel<br />

dünyasını görsel merkezimize taşıyarak tarife<br />

detaylarını eğlenceli bir şekilde verdiğimiz bir içerik<br />

yarattık. Gamer’lar için büyük önem taşıyan düşük<br />

ping özelliğini vurgulamak için kullanıcıları ekran<br />

başına davet ettik ve Dora ile birlikte mesajımızı<br />

hedef kitleye kısa ve öz bir şekilde verdik.<br />

6,4/10<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 27


MEDYA<br />

Bir Bakışta<br />

Ustaya veda<br />

Ajans Press’in <strong>MediaCat</strong> için basında gündem olan<br />

haber başlıklarını raporladığı 21 Ağustos – 21 Eylül<br />

tarihli Bir Bakışta Geçen Ay araştırması, Ferhan<br />

Şensoy’un vefatıyla gölgelenip Ampute Futbol Milli<br />

Takımı’nın Avrupa şampiyonluğuyla aydınlanan<br />

bir ayın öne çıkan olaylarını listeliyor.<br />

1 4<br />

Türk tiyatrosunun usta ismi Ferhan<br />

Şensoy, bir süredir tedavi<br />

gördüğü İstanbul Tıp Fakültesi’nde<br />

hayatını kaybetti.<br />

2<br />

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi<br />

altında işlem gören şirketlerin<br />

net kârı, ilk yarıda geçen yılın<br />

aynı dönemine göre yüzde 122 artarak<br />

yaklaşık 78,3 milyar liraya yükseldi.<br />

3<br />

Yüz yüze eğitimden uzak geçen<br />

1,5 yılın ardından, okulöncesi ile<br />

ilk ve orta dereceli okullar yeniden<br />

tam zamanlı olarak eğitim öğretime<br />

açıldı.<br />

6 Eylül <strong>2021</strong> Pazartesi itibarıyla,<br />

aşı olmayan kişilerin toplu faaliyetlere<br />

(konser, sinema, tiyatro vs.)<br />

katılım ve toplu ulaşım araçlarıyla<br />

(özel araç hariç uçak, otobüs, tren vs.)<br />

gerçekleştirilecek şehirlerarası seyahatlerde<br />

negatif sonuçlu PCR testi bulundurmaları<br />

zorunluluğu getirildi.<br />

5<br />

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />

Erdoğan’ın, MHP ile birlikte yürütülen<br />

yeni seçim yasası çalışmaları<br />

kapsamında halen yüzde 10 olan seçim<br />

barajının “yüzde 7 olarak netleştiği”<br />

açıklamasının ardından, MHP<br />

Genel Başkanı Devlet Bahçeli de seçim<br />

barajının “yüzde 7 olarak tescillendiğini”<br />

duyurdu.<br />

6<br />

Türkiye Futbol Federasyonu<br />

(TFF), A Milli Takım Teknik Direktörü<br />

Şenol Güneş’le yolların ayrıldığını<br />

duyurdu. Güneş’ten boşalan<br />

teknik direktörlük koltuğuna Stefan<br />

Kuntz getirildi.<br />

7<br />

Son dünya ikincisi ve Avrupa şampiyonu<br />

unvanlarıyla sahaya çıkan<br />

Ampute Futbol Milli Takımı’mız,<br />

<strong>2021</strong> Avrupa Şampiyonası finalinde<br />

İspanya’yı 6-0 mağlup ederek üst üste<br />

ikinci kez Avrupa şampiyonu oldu.<br />

8<br />

Juventus’tan ayrılan Cristiano<br />

Ronaldo, 2003-2009 yıllarında<br />

formasını giydiği Manchester United’a<br />

döndü.<br />

9<br />

Türkiye, 2020 Tokyo Paralimpik<br />

Oyunları’nı 2 Altın, 4 Gümüş ve<br />

9 Bronz madalyayla tamamladı. ■<br />

Tarih aralığı:<br />

21 Ağustos – 21 Eylül<br />

28 <strong>MediaCat</strong>


MEDYA<br />

Medya<br />

planlamada<br />

yeni sınırlar<br />

Son iki yılda<br />

yaşadığımız, tabiri<br />

caizse zorunlu<br />

dijitalleşme pek<br />

tabii medya tüketim<br />

alışkanlıklarımızı da<br />

derinden etkiledi.<br />

Akıllı televizyon<br />

penetrasyonunun<br />

artışıyla, markalar<br />

nezdinde içerik<br />

tüketicilerini<br />

cezbetmenin yolları<br />

çeşitlenirken,<br />

konvansiyonel medya<br />

da kendi sınırlarını<br />

yeniden tanımlıyor.<br />

u GÖNÜL HADIMLI<br />

H<br />

er şeyi yeni baştan keşfe<br />

çıktığımız bu dönemde,<br />

Türkiye’deki medya planlama<br />

sektörü yatırımlarını<br />

şekillendiren yeni gelişmeler var. Akıllı<br />

ekranlar, reklamverenler ve medya<br />

planlamacılar nezdinde büyük fırsatlar<br />

doğuruyor. Conviva’nın <strong>2021</strong>’in ikinci<br />

çeyreğine odaklanan raporuna göre,<br />

küresel olarak toplam video izleme süresinin<br />

yüzde 73’ü büyük ekranlar üzerinden<br />

gerçekleştiriliyor. Aynı veriler,<br />

akıllı TV’ler aracılığıyla içerik tüketiminin<br />

2020’nin ikinci çeyreğine göre yüzde<br />

46 artış gösterdiğine de ışık tutuyor.<br />

Publicis Groupe Türkiye Chief Media<br />

Officer’ı Kağan Yıldızalp, Türkiye’de<br />

internet kullanıcılarının yüzde 73’ünün<br />

TV içeriklerini internet üzerinden izlediğini<br />

gösteren <strong>2021</strong> Hootsuite raporunu<br />

ve yine Türkiye’de internet kullanıcılarının<br />

yaklaşık yüzde 89’unun önceki<br />

ay ücretsiz veya ücretli TV, film veya<br />

diğer video içeriği izlediğine ışık tutan<br />

Global Web Index verilerini paylaşıyor.<br />

Tüm bunlarla birlikte akıllı teknolojilere<br />

adaptasyonun çok hızlı bir seyirde<br />

ilerlediğini söyleyen Yıldızalp, akıllı ev<br />

cihazlarının sahiplik oranlarının yüzde<br />

17 ile dünya ortalamasının üzerinde olduğunun<br />

da altını çiziyor.<br />

MediaCom Dijital Direktörü, Teknoloji<br />

ve İnovasyon Lideri Levent<br />

Kasapoğlu ise yeni teknolojilerin ve özellikle<br />

pandemi sonrası bireylerin değişen<br />

alışkanlıklarının yeni ve heyecan verici<br />

gelişmelere gebe olduğunu belirtirken,<br />

içerik yaratıcıları için çok önemli bir<br />

noktaya parmak basıyor: Kreatifin anlık<br />

optimizasyonu. ■<br />

Q<br />

Türkiye’de<br />

sabit hattan<br />

internete<br />

bağlanma<br />

hızı dünya<br />

ortalamasından<br />

3 kat daha<br />

düşük.<br />

TÜRKİYE’DE<br />

Akıllı ev cihazları<br />

sahiplik oranı<br />

%17<br />

İnternete bağlı en<br />

az bir TV cihazına<br />

sahip olan internet<br />

kullanıcı oranı<br />

%44<br />

Akıllı TV<br />

penetrasyonu<br />

7 milyon<br />

haneyi aşıyor.<br />

TV içeriklerini<br />

internetten<br />

izleyenlerin oranı<br />

%73<br />

30 <strong>MediaCat</strong>


KAĞAN<br />

YILDIZALP<br />

Publicis Groupe<br />

Türkiye<br />

Chief Media<br />

Officer<br />

YENİ TEKNOLOJİLER, YENİ<br />

KAVRAMLAR<br />

Bu yıl itibarıyla, Türkiye’deki internet<br />

kullanıcılarının yüzde 44’ü internete<br />

bağlı en az bir TV cihazına sahip. Bu<br />

penetrasyon tek başına önemli bir<br />

veri değil çünkü insanlar masaüstü<br />

veya mobil cihazlardan video izlemek<br />

için de zaman harcamaya başladı.<br />

Ortalama internete bağlanma<br />

hızının Türkiye’de dünya ortalamasının<br />

maalesef altında bir performans<br />

göstermesi, yeni gelişen teknolojilerin<br />

hayatımızın bir parçası olmasını<br />

da zorlaştırıyor. Türkiye’deki bir<br />

kullanıcı mobilden ortalama 34,79<br />

Mbps (Dünya ort: 42,70 Mbps), sabit<br />

hattan 28,89 Mbps (Dünya ort: 96,43<br />

Mbps) hızda bağlanabiliyor. Bağlantı<br />

üzerine odaklanan teknolojilerin<br />

çeşitlenmesi yeni reklam alanlarının<br />

çıkmasını da sağlıyor. 10 sene önce<br />

TV reklamcılığı sadece analog TV<br />

reklam alanları ile sınırlıyken; şu anda<br />

OTT, VOD, SVOD platformlarıyla<br />

genişledi. Böylece TV daha dijitalize<br />

oldu, hedefleme ve reklam mesajlarını<br />

kişiselleştirme olanakları arttı.<br />

Analog TV döneminde sadece people<br />

meter’lara bağımlı olarak gerçekleştirdiğimiz<br />

demografik hedefleme<br />

sınırlandırması, gelişen platformlar<br />

sayesinde çeşitlendi. Bugün programatik<br />

ve adreslenebilir teknolojilerin<br />

hayatımıza girmesiyle persona ve<br />

hane hedeflemeleri yapabiliyoruz.<br />

Bu teknolojilerin daha ölçekli olarak<br />

kullanılması akıllı ve bağlantılı cihazların<br />

penetrasyonunun artmasına,<br />

internet hızında, bağlantı altyapısında<br />

dünya standartlarının üzerine<br />

çıkılmasına bağlı. Analog TV ve radyo<br />

planlama kavramları yerini entegre<br />

ekran ve ses planlaması kavramlarına<br />

bıraktı. Sadece analog TV veya<br />

radyo planlama esaslarında uzmanlaşan<br />

uzmanlara değil, dijitalize olan<br />

platformlar üzerinden programatik ve<br />

adreselenebilir teknolojileri kullanabilen<br />

insan kaynaklarına da ihtiyaç<br />

var. Bu değişim geleneksel açıkhava<br />

iletişiminde de kendini gösteriyor.<br />

Açıkhavada yeni teknolojilerin kullanılmasıyla<br />

beraber lokasyon bazlı<br />

hedeflemeler, dinamik ve deneyimsel<br />

reklam modelleri daha fazla kullanılıyor.<br />

NE/NASIL<br />

DEĞİŞİYOR?<br />

YETKİNLİK<br />

Ajanslar içerisinde teknolojiye hâkim olan<br />

yeteneklerin payı artıyor.<br />

İNSAN KAYNAKLARI<br />

Veri analistleri de ajanslardaki yetenek<br />

havuzlarında yerini alıyor.<br />

BÜTÇE<br />

LEVENT<br />

KASAPOĞLU<br />

MediaCom Türkiye<br />

Digital Director /<br />

Tech & Innovation<br />

Lead<br />

KREATİFİN OPTİMİZASYONUNUN<br />

ÖNEMİ<br />

Türkiye’de akıllı TV penetrasyonu<br />

özellikle pandemi sonrasında<br />

Adform verilerine göre 7 milyon<br />

haneyi aşan erişime ulaştı. Bu erişim<br />

Addressable TV’nin hedefleme ve<br />

interaksiyon yetenekleri, görsellerin<br />

yüzde 6 daha fazla hatırlanma<br />

oranına sahip olduğu gerçekleriyle<br />

de (University College London &<br />

Finecast araştırması) birleşince biz<br />

reklamverenlerin önünde yeni ve<br />

heyecan verici bir evren oluşuyor.<br />

Akıllı TV üzerinden evdeki cihazlara<br />

da (izinli olarak) erişebilmeniz,<br />

sırf bu hedefleme ile size yüzlerce<br />

farklı izleyici kümesi yaratabilme ve<br />

hedefleme imkânı verirken, appcheck<br />

datası ile daha sınırlı erişimli; ancak<br />

çok daha komplike hedeflemeler<br />

yapılabilme imkânı sunuyor.<br />

Temeldeki en büyük gelişim alanı<br />

datanın efektif kullanımı ve makine<br />

öğrenimi. Burada veri kaynağı olarak<br />

klasik anlamdaki medya interaksiyonunun<br />

yanında kreatifin de optimizasyon<br />

anlamında önemi öne çıkıyor.<br />

Kantar’ın geçtiğimiz yıl yayımladığı<br />

araştırmada da ortaya çıktığı üzere,<br />

kreatifin medya yatırımı üzerindeki<br />

etkisi neredeyse yüzde 50.<br />

Pandeminin dijital sektöre büyük<br />

bir pozitif etkisi olsa da en büyük artış,<br />

doğal bir refleks olarak e-ticaretti.<br />

Aynı ölçüde ilgi görmeyen fakat en<br />

az onun kadar büyük bir başka etkisi<br />

daha oldu: Oyun içeriğinin tüketimi.<br />

Oyun içeriği hem oyunun kendisi hem<br />

de sosyal medya platformlarında<br />

oluşturduğu izlenme olarak en çok<br />

tüketilen içerik türüne dönüştü. Bu<br />

büyük artış oyun içi reklam envanterlerinde,<br />

oyun influencer’larının<br />

bulunduğu platformlarda ve addressable<br />

TV üzerinden oynanan oyunlar<br />

anlamında hem artan programatik<br />

medya yatırımı hem de proje geliştirilmesi<br />

ile sonuçlandı.<br />

Akıllı TV’ler mass kampanyaların<br />

programatik bütçelerinden yüzde 30’a<br />

varan pay alabiliyor.<br />

KREATİFLER<br />

Kreatifin medya yatırımı üzerindeki etkisi<br />

neredeyse yüzde 50.<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 31


KÜLTÜR<br />

İnceleme<br />

Yapay zekâ<br />

çağında<br />

Don Draper<br />

nostaljisi<br />

Son 20 yılın baş döndürücü<br />

teknolojik değişimlerinden<br />

nasibini alan reklamcılık<br />

ve yaratıcılık, pastadaki<br />

payını yavaş yavaş “düşman<br />

kardeşleri” teknoloji<br />

platformlarına ve veri analizine<br />

kaptırıyor. Ken Auletta bu<br />

altüst oluşun hikâyesini, bizi<br />

o dünyanın içine çekerek<br />

anlatıyor.<br />

u BARIŞ CEZAR<br />

32 <strong>MediaCat</strong><br />

en Auletta çeyrek yüzyıl<br />

K<br />

boyunca The New Yorker’daki<br />

köşesinde, televizyon<br />

ve medya dünyasında<br />

yaşanan sarsıcı değişimleri<br />

anlattı; anlattıklarının arka planı da<br />

genellikle reklam dünyası üzerineydi.<br />

Yani kendisi reklamcıların, eski<br />

medyadan yeni medyaya -1990’ların<br />

sonlarında başlayıp yeni yüzyılda hız<br />

kazanan- göçüne çok yakından tanıklık<br />

etmiş bir isim.<br />

Auletta, <strong>MediaCat</strong> Kitapları’ndan<br />

çıkan Düşman Kardeşler: Reklamcılığın<br />

(ve Diğer Her Şeyin) Altüst Oluşu<br />

isimli kitabında, genellikle reklam ve<br />

pazarlama sözcüklerini birleştirerek<br />

kısaca “reklam” diyor, bunu da reklamın<br />

daha tanıdık bir terim ve iki<br />

sözcüğü birden kullanmanın biraz<br />

uzun olmasıyla açıklıyor. Ona göre<br />

reklamla pazarlama sözcükleri birbirinin<br />

yerine kullanılabilir çünkü ne<br />

de olsa her ikisinde de bir satış çabası<br />

var. 30 saniyelik bir TV spotu ya da bir<br />

gazeteye verilmiş tam sayfa ilan satış<br />

yapma amacını güdüyor, dolayısıyla<br />

aynı zamanda bir pazarlama sunumu<br />

teşkil ediyor. Diğer yandan evlere<br />

gönderilen broşürler, bir markanın<br />

yeniden tasarlanması, e-postayla tanıtım<br />

yapmak veya indirim kuponu<br />

gibi faaliyetler, pazarlama harcamaları<br />

kategorisine giriyor ama aynı zamanda<br />

reklam olarak da işlev görüyor.<br />

Kısacası, bu iki kategorinin aslında tek<br />

bir kavram altında toplanabileceğini<br />

söylüyor.<br />

ANCAK İŞLER DEĞİŞTİ…<br />

Günümüzde reklam ve pazarlama sektörü,<br />

tıpkı geçmişten bu yana beslediği<br />

medya endüstrisi gibi, hem ekonomi<br />

hem de teknoloji tarafında yaşanan<br />

değişimlerle altüst olmuş durumda.<br />

Tüketicileri fazla taciz etmeden mobil<br />

cihazlarda ürün satmanın, reklamlardan<br />

kaçınmakta ustalaşmış genç kuşağa<br />

ulaşmanın, seçeneklerin çoğaldığı<br />

ve hedef kitle diye bir şeyin neredeyse<br />

ortadan kaybolduğu bir çağda tüketicilerin<br />

dikkatini çekmenin yollarını<br />

bulmak için didinip duruyorlar.<br />

Bahsi geçen gelişmelerden ötürü,<br />

Ken Auletta’nın kitabındaki en önemli<br />

figürlerden birinin ünlü TV dizisi


Mad Men’in başkarakteri Don Draper<br />

olması çok mânidar. 1960’lı yılların<br />

New York Madison Caddesi’nin ikonik<br />

reklamcısı, olağanüstü yaratıcı fikirleriyle<br />

müşterileri büyüleyen kurgusal<br />

Draper karakteri; şirketlerin gazeteler,<br />

dergiler, reklam panoları ve o zaman<br />

için henüz yeni olan televizyon<br />

reklamlarıyla müşterilere ulaşmak<br />

için büyük ajanslara paralar akıttığı,<br />

daha basit ve nostaljiyle hatırlanan bir<br />

zamanı sembolize ediyor.<br />

Auletta’nın Düşman Kardeşler’de<br />

konuştuğu gerçek dünya, reklam ve pazarlama<br />

yöneticileri Draper’dan sanki<br />

gerçek biriymiş gibi bahsediyorlar.<br />

“Don Draper’ın döneminde üç büyük<br />

televizyon kanalı vardı” diyor eski GE<br />

yöneticisi Beth Comstock. “İnsanların<br />

dikkatini çekebiliyordunuz çünkü seçebilecekleri<br />

kanallar sınırlıydı.” Unilever’in<br />

eski CMO’su Keith Weed ise<br />

Auletta’ya “Don Draper’ın dönemiyle<br />

içinde yaşadığımız dönem arasındaki<br />

en büyük fark veri kullanımı” diyor.<br />

WPP’nin eski CEO’su Martin Sorrell,<br />

“Gelirimizin yüzde 75’i –20 milyar<br />

doların yaklaşık 15 milyar doları– Don<br />

Draper’ın ne olduğunu bilemeyeceği<br />

şeylerden geliyor” diye ekliyor.<br />

MANİPÜLASYON AVANTAJI<br />

Geleneksel reklamcıların ve müşterilerinin<br />

karşısındaki sorun, bu yeni<br />

dünyadaki yeni ortaklarının -Google,<br />

Facebook, Amazon ve Microsoft- tüketiciler<br />

hakkında ajanslar ve pazarlamacılardan<br />

çok daha fazla bilgiye<br />

ve manipülasyon gücüne sahip olmaları.<br />

Bir zamanlar Birleşik Krallık<br />

sınırları içinde en yüksek maaş alan<br />

yönetici olan Sorrell, pazarlamacılar<br />

ile teknoloji platformları arasındaki<br />

gergin ilişkiyi anlatırken, kitaba adını<br />

da veren “düşman kardeşler” kavramına<br />

başvuruyor. Üstelik bu düşman<br />

kardeşler arasındaki rekabette<br />

şu anda teknoloji devleri çok daha<br />

avantajlı görünüyorlar.<br />

Auletta, yaratıcılığın ön planda<br />

olduğu Mad Men dünyasından matematikçilerin<br />

kral oldukları bu yeni<br />

dünyaya geçişi anlatırken, sektördeki<br />

başlıca karakterlerin yaşam öykülerinden<br />

ve profillerinden yararlanıyor.<br />

Bunlar arasında başta MediaLink’in<br />

dümenindeki Michael Kassan olmak<br />

t<br />

Auletta reklam,<br />

pazarlama, medya<br />

ve teknolojinin<br />

kesişim<br />

noktasında,<br />

aşağı yukarı<br />

son 20 yılda<br />

yaşanan sarsıcı<br />

değişimleri;<br />

insani, magazinsel<br />

ve teknolojik olanı<br />

harmanlayarak<br />

anlatıyor.<br />

Mad Men dizisinin ikonik<br />

reklamcısı ve kreatif direktörü<br />

Don Draper pek çok reklamcı<br />

için sektörlerinin altın çağını<br />

sembolize ediyor.<br />

üzere, Martin Sorrell, FacebookKüresel<br />

Pazarlama Çözümleri’nin eski<br />

lideri Carolyn Everson, GE’nin eski<br />

başkanı Beth Comstock, Keith Weed,<br />

Bank of America Başkan Yardımcısı<br />

Anne Finucane, GroupM’den Irwin<br />

Gotlieb ve Publicis Denetim Kurulu<br />

Başkanı Maurice Lévy gibi üst düzey<br />

yöneticiler var. Auletta’nın sektördeki<br />

gelişmelere paralel olarak bu isimlerin<br />

yaşam öykülerini ve ayrıntılı portrelerini<br />

de vermesi, anlatının çok daha<br />

merak ve heyecanla takip edilmesinde<br />

büyük rol oynuyor.<br />

Dijital teknolojinin devlerinden<br />

bahsederken Auletta’nın esas olarak<br />

Facebook ve Amazon’a odaklandığını,<br />

dijital reklam pastasının en büyük<br />

kısmına sahip olan Google’a o kadar da<br />

yer vermediğini görüyoruz. Yazar bunun<br />

nedeni olarak kitabın sonundaki<br />

“Teşekkür” bölümünde daha önce The<br />

New Yorker’da Google üzerine yazdıklarını<br />

derleyerek 2009’da yayımladığı<br />

Googled: The End of the World as We<br />

Know It (Google’lanmak: Bildiğimiz<br />

Dünyanın Sonu) kitabından sonra<br />

kendini tekrar etmek istememesini<br />

Ken Auletta<br />

Gazeteci ve Yazar<br />

Günümüzde kontrol tüketicinin<br />

elinde ve reklamcıların aşmaları<br />

gereken sorun, insanların<br />

kendilerini zorunlu hissetmedikleri,<br />

gerçekten yaşamayı isteyecekleri<br />

deneyimler yaratabilmek.<br />

gösteriyor. Dolayısıyla, özellikle Google’ı<br />

merak eden okurlar Auletta’nın<br />

henüz Türkçeye çevrilmemiş bu kitabından<br />

yararlanabilirler.<br />

SKANDALDAN ÖNCE<br />

Kitapla ilgili akla gelebilecek nadir<br />

eleştirilerden biri özel hayatın ve kişisel<br />

verilerin gizliliği konusunun çok<br />

derinine inilmemesi olabilir. Bunu<br />

da, Facebook’un danışmanlık firması<br />

Cambridge Analytica’nın yaklaşık 90<br />

milyon kullanıcının verisine erişim<br />

sağladığını itiraf etmesiyle patlak<br />

veren skandaldan önce tamamlanmış<br />

olmasına bağlayabiliriz. Zira bu<br />

skandalı, özel hayatın ve kişisel bilgilerin<br />

gizliliği meselesi açısından hem<br />

ABD’de hem de Avrupa’da bir dönüm<br />

noktası sayabiliriz.<br />

Düşman Kardeşler son derece sürükleyici<br />

ve aydınlatıcı, okuyucunun<br />

çabasının karşılığını veren bir metin.<br />

Auletta reklam, pazarlama, medya ve<br />

teknolojinin kesişim noktasında, aşağı<br />

yukarı son 20 yılda yaşanan sarsıcı<br />

değişimleri; insani, magazinsel ve teknolojik<br />

olanı harmanlayarak anlatıyor.<br />

Sonuç olarak ortaya bu dünyanın<br />

kapalı kapıları ardında olanları merak<br />

edenleri ve sektör üzerine derinlikli<br />

bir okuma yapmak isteyenleri tatmin<br />

edecek dopdolu bir kitap çıkıyor. ■<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 33


KÜLTÜR<br />

Söyleşi<br />

Oyunculuk<br />

empatiyle<br />

başlar<br />

Yabancı Damat’ın<br />

Kadir’i, Bir Bulut<br />

Olsam’ın Mustafa’sı,<br />

Kader’in Cevat’ı...<br />

Oyuncu Engin<br />

Akyürek’i yıllar<br />

boyu pek çok farklı<br />

karakterle tanıdık.<br />

Geçtiğimiz aylarda<br />

ilk marka işbirliğini<br />

gerçekleştirerek<br />

Shell’in marka yüzü<br />

olan Akyürek ile<br />

hayatı, oyunculuğu<br />

ve disiplinler<br />

arası yolculuğunu<br />

konuştuk.<br />

Oyunculuk sizin için ne ifade<br />

ediyor; bu kimliğin size nasıl bir<br />

sorumluluk yüklediğini hissediyor,<br />

oyunculuğu hangi duyguyla<br />

bağdaştırıyorsunuz?<br />

Oyunculuk her şeyden önce benim mesleğim.<br />

Her mesleğin kendi içinde zorlukları<br />

ve sorumluluk alanları vardır.<br />

Kendinize, oynadığınız karaktere karşı<br />

bir sorumluluk duygusu hissedersiniz<br />

ama en büyük sorumluluğu projenin<br />

kendisine ve hikâyenin gücüne karşı<br />

hissetmeniz gerekir.<br />

Oyunculuk en basit haliyle empati<br />

kurmayla başlar; bu duyguyu büyüteu<br />

ARZU NİLAY KOCASU<br />

Bir nesil sizi Yabancı Damat, Bir<br />

Bulut Olsam gibi yapımlarla tanısa<br />

da kariyerinizin başında<br />

Kader gibi kült bir filmle beyazperdeye<br />

giriş yaptınız. Bu özel<br />

filmden ilhamla başlayalım:<br />

Herkesin inandığı bir şeyin olduğu<br />

bu hayatta, siz neye inanıyorsunuz?<br />

Bahsettiğiniz projeler benim için hem<br />

kıymetli hem de oyunculuk yolculuğumda<br />

bana çok şey katan projelerdi, dönüp<br />

geriye baktığımda hepsini inanarak<br />

yaptığımı düşünüyorum.<br />

İnanç çok derin ve kapsamlı bir<br />

konu, sorunun bir mahrem boyutu olsa<br />

da ben görünen kısmını konuşmayı tercih<br />

ederim; diğeri manevi dünyamla, iç<br />

dünyamla alakalı... Evet, hepimiz bu hayatta<br />

bir şeylere inanırız... Galiba en görünen,<br />

ele avuca aldığım inancım; beni<br />

besleyen, beni başka yerlere götüren<br />

durumlara karşı çocuksu bir merakımın<br />

ve inancımın olması...<br />

‘Oyunculuk en<br />

basit haliyle<br />

empati kurmayla<br />

başlar. Bir de,<br />

bence oyuncu<br />

biraz da üstüne<br />

vazife olmayan<br />

şeylere merak<br />

duyandır.’<br />

rek karakterleri, hikâyeleri, durumları<br />

anlayabilirsiniz. Bir de, bence oyuncu<br />

biraz da üstüne vazife olmayan şeylere<br />

merak duyandır.<br />

Tarih eğitimi almış, öyküler yazan<br />

hatta öykü kitabı yayımlanmış<br />

bir oyuncusunuz. Disiplinler<br />

arası bu yolculuğunuz yaptığınız<br />

işlerde, mesleğinizde ve uğraşlarınızda<br />

nasıl yankı buluyor?<br />

Bu disiplinler birbirinden farklı gibi de<br />

dursa birbirini besleyen ve birbirine<br />

değen özellikleri olan disiplinler. Tarih<br />

okumamın oyunculuk yolculuğuma<br />

çok şey kattığını biliyorum; oyunculuk<br />

yapmamın, başka karakterlerle ve<br />

hikâyelerle ilişki kurmamın da yazma<br />

durumuma katkısı olduğunu... Mesleki<br />

olarak tarihle ilgilenmesem de oyunculuk<br />

ve yazma eylemi hayatımda hep<br />

olsun istiyorum.<br />

2004 yılından bu yana sektöre<br />

emek veren, tanınmış bir oyuncu<br />

olmanıza rağmen ilk marka<br />

işbirliğinizi bu sene gerçekleştirdiniz.<br />

Bugüne kadar neden<br />

beklediniz, bugün Shell’i seçmenizin<br />

nedeni nedir?<br />

Güzel bir zamanda güzel bir reklam<br />

kampanyası yaptığımızı düşünüyorum.<br />

Reklam kampanyasının insan<br />

merkezli olup, duyarlı olması beni çok<br />

mutlu etti. İçinde rahat bir şekilde bulunabileceğim,<br />

beraber marka yolculuğuna<br />

çıkabileceğim bir yol arkadaşlığı<br />

oldu. Shell’in marka bilinirliği ve güvenilir<br />

bir marka olması da bunda çok<br />

büyük bir etken. ■<br />

34 <strong>MediaCat</strong>


GELECEK<br />

GERÇEK<br />

GERÇEK GELECEK<br />

TEKNOLOJİLERİ BURADA<br />

GELECEĞİ<br />

BUGÜNDEN YAŞA.<br />

Kuga’nın CO2 salımı 109-132 g/km, yakıt tüketimleri l/100 km: Şehir içi 4,7-6,8, şehir dışı 3,8-6,9, ortalama 4,2- 5,6’dır. Puma’nın CO2 salımı* 129-145 g/km, yakıt tüketimi* l/100km: 5,7-6,4’dir. İlanda gösterilen<br />

Mach-E ve E-Transit modelleri henüz Türkiye’de satışa sunulmamaktadır. Pazara sunulan araçlarda donanım farklılıkları olabilir. Ayrıntılı bilgi ford.com.tr’de.<br />

*Yakıt tüketimi ve CO2 emisyon değerleri 715/2007/EC güncel mevzuatına göre ölçülmüş WLTP verileridir.


ADVERTORIAL<br />

Format C’den<br />

yeni projeler!<br />

Samsunspor ile<br />

gerçekleştirdiği Mor<br />

Forma projesiyle<br />

15 dilde “Kadına<br />

şiddete hayır!” diyen<br />

Format C reklam<br />

ajansı, kadına<br />

şiddete dur demek<br />

için geliştirdiği<br />

projelerine bir<br />

yenisini daha ekledi.<br />

ormat C reklam ajansı, ülkemizde<br />

gün geçtikçe ar-<br />

F<br />

tan şiddet olaylarına karşı<br />

sesini yükseltmeye devam<br />

ediyor.<br />

Geçtiğimiz günlerde Samsunspor<br />

ile gerçekleştirdikleri Mor Forma projesiyle<br />

kadına şiddete beklenmedik bir<br />

yerden dikkat çekmeyi başaran ajans,<br />

15 dilde “Kadına şiddete hayır!’’ dedikleri<br />

mor forma tasarımlarına “Dünyanın<br />

en ağır forması” adını vermişti.<br />

Sosyal medyada oldukça ses getiren<br />

bu projelerinden elde edilen gelirin kadın<br />

derneklerine bağışlanması için de<br />

gerekli tüm adımları atmışlardı.<br />

DEĞİŞİMİN ATEŞİNİ<br />

YAKMA ZAMANI<br />

Bu kez de Lierac markası ile yeni bir<br />

proje gerçekleştiren ajans, kadına şiddete<br />

dur demekle de kalmıyor; insan-<br />

ları değişimin ateşini kendi elleriyle<br />

yakmaya davet ediyor.<br />

Fransız şirketi Laboratoire Native<br />

bünyesinde yer alan ve dünyanın birçok<br />

ülkesinde hizmet veren dermokozmetik<br />

markası Lierac, bu projeyle hedef<br />

kitlesini harekete geçirmeyi hedefliyor.<br />

DEĞİŞİMİN RENGİ<br />

Projelerinde yapay zekâ teknolojilerinden<br />

faydalanan Format C, önce izlettikleri<br />

filmle kadınların ülkemizde yaşanmış<br />

gerçek şiddet haberlerine karşı<br />

hissettikleri duyguları topladı. SisaSoft<br />

ortaklığıyla geliştirilen bir yapay zekâ<br />

ile hissedilen bu duyguların renk karşılıklarını<br />

belirledi ve ortaya tek bir renk<br />

çıktı: Değişimin Rengi.<br />

Ortaya çıkan bu renkle de kadın girişimciler<br />

tarafından üretilen mumlar<br />

Trendyol mağazalarında satışa çıkarıldı.<br />

Mumlardan elde edilen gelirin tümü<br />

de kadına şiddetle mücadele eden Mor<br />

Çatı derneğine bağışlanacak. ■<br />

36 <strong>MediaCat</strong>


TÜRKIYE’NIN<br />

EN SEVILEN MARKALARI<br />

38 <strong>MediaCat</strong>


<strong>MediaCat</strong> önderliğinde<br />

Ipsos tarafından<br />

hazırlanan ve bu sene<br />

14’üncü yaşını kutlayan<br />

Türkiye’nin Lovemark’ları<br />

araştırması <strong>2021</strong><br />

sonuçlarıyla karşınızda.<br />

Bu yıl 12 ayrı kategoride<br />

tüketicilerin gönlündeki<br />

markaları belirleyen<br />

araştırmanın çıktıları<br />

gelecek yıllar için kıymetli<br />

içgörüler içeriyor.<br />

A<br />

ralık 2007’de başlayan yolculuğuna<br />

2008’de bir yıl<br />

mola vererek ve 2009’dan bu<br />

yana her sene farklı kategorilerde,<br />

Türkiye’nin en sevdiği markaları<br />

belirleyerek devam eden <strong>MediaCat</strong><br />

Lovemarks araştırması 14 yaşında.<br />

Türkiye’nin Lovemark’ları <strong>2021</strong><br />

sonuçları, Ipsos tarafından CATI yöntemiyle<br />

sorgulanan 9 kategoriye ek olarak<br />

veri derlemesini CAWI yöntemiyle<br />

FikriMühim’in gerçekleştirdiği 3 kategoride;<br />

markaların zihin payı, duygusal<br />

yakınlık derecesi, beklenti ve ihtiyaçları<br />

karşılama düzeyi ile asla bırakılamayacak<br />

kadar sevilip sevilmediği dikkate<br />

alınarak Ipsos tarafından hesaplandı.<br />

İlerleyen sayfalarda, kategorilerinin<br />

Lovemark’ı olan markaların 2020’de<br />

dünyayı daha iyi bir yer haline gelmek<br />

için neler yaptıklarını ve bu gayreti<br />

Lovemark olma başarısının neresinde<br />

gördüklerini okuyacaksınız. Pandemi<br />

ve küresel ısınma gibi felaketlerle sınanan<br />

hayatlarımızda, her zamankinden<br />

daha çok ihtiyaç duyduğumuz sevgiyi<br />

tüketicilerinden görebilme ayrıcalığına<br />

erişmiş Lovemark’ları tebrik ediyor, birincilerin<br />

başarı hikâyelerinin gelecek<br />

seneler için anlamlı birer içgörü teşkil<br />

etmesini diliyoruz. ■<br />

TÜRKİYE’NİN LOVEMARK’LARI <strong>2021</strong><br />

AKARYAKIT<br />

AMBALAJLI SU<br />

ATIŞTIRMALIK<br />

BANKA<br />

BEBEK BAKIM KREMI<br />

BEYAZ EŞYA<br />

BULAŞIK MAKINESI DETERJANI<br />

EL HIJYENI<br />

E-TICARET<br />

EV HIJYENI<br />

KAHVE<br />

ONLINE MARKET<br />

OPET<br />

ERIKLI<br />

ÜLKER<br />

ZIRAAT BANKASI<br />

BEPANTHOL<br />

ARÇELIK<br />

FAIRY<br />

DURU<br />

TRENDYOL<br />

DOMESTOS<br />

NESCAFÉ<br />

MIGROS<br />

METODOLOJİ<br />

Türkiye’nin Lovemark’ları <strong>2021</strong> araştırması<br />

<strong>MediaCat</strong> önderliğinde Ipsos tarafından<br />

hayata geçirilmiştir. Araştırma 15-55<br />

yaş aralığında, kadın erkek oranı eşit,<br />

Türkiye temsili 2 bin kişinin katılımıyla<br />

CATI ve CAWI yöntemleri kullanılarak<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

CATI yöntemiyle yapılan 9<br />

kategorinin sorgulaması Mart-Ağustos<br />

<strong>2021</strong> tarihlerinde yapılmıştır. Bayram ve<br />

resmî tatillerde çalışmaya ara verilmiştir.<br />

Online Market, Bebek Bakım Kremi ve<br />

Ambalajlı Su kategorileri için CAWI<br />

yöntemiyle online veri derleme FikriMühim<br />

tarafından yürütülmüş, veri toplama Eylül<br />

<strong>2021</strong> tarihinde gerçekleştirilmiştir. Bebek<br />

Bakım Kremi kategorisinde Türkiye geneli<br />

400 kişiyle, sadece 0-36 aylık bebeği<br />

olan eşit oranda anne ve babalarla<br />

görüşülmüştür.<br />

2016’da yenilenen Lovemark analiz<br />

yaklaşımında olduğu gibi bu yıl da<br />

markanın zihin payı, duygusal olarak<br />

yakınlık derecesi, beklenti ve ihtiyaçları<br />

karşılama düzeyi ile asla bırakılamayacak<br />

kadar sevilip sevilmediği dikkate alınıp<br />

Yapısal Eşitlik Modeli (SEM) yaklaşımı<br />

kullanılarak hesaplama yapılmıştır.<br />

ÖZLEM<br />

SÖNMEZYALÇIN<br />

Ipsos Marka Sağlığı<br />

Takibi ve Sosyal<br />

Dinleme Analizleri<br />

Hizmet Birimleri Lideri<br />

HATIRLANAN VE<br />

ARZULANAN MARKA OLMAK<br />

Markalarımızın gönüllerde taht<br />

kurmuş birer Lovemark olma yolculuğunu<br />

incelediğimizde, ilk adımın<br />

o markanın tüketicinin aklına<br />

girmesi (tabii olumlu taraflarıyla),<br />

yani bir tercih yarabilmesi olduğunu<br />

görüyoruz. Bir ürün, servis<br />

ya da hizmete dair ihtiyaç ânında<br />

kişinin aklında tercih edilen markalardan<br />

biri olarak yer almak çok<br />

önemli ancak bu sadece başlangıç.<br />

Olumlu çağrışımlarıyla tüketicinin<br />

aklında yer etmiş birkaç marka<br />

olabilir, işte burada ilk sırada<br />

olabilmek asıl farkı yaratan.<br />

Markanın müşterisi olsun ya da<br />

olmasın en fazla arzulanan marka<br />

olmayı başarabilmek şart. Burada<br />

kastettiğimiz ilklerden olmak da değil,<br />

tam olarak ilk sırada yer almak.<br />

Binlerce vakanın yer aldığı veritabanımızdan<br />

gördüğümüz, tüketicilerin<br />

tercih listesinde beş ya da daha<br />

fazla olsa bile, ilk sırada yer alan<br />

markaların satın alımlarda yüzde<br />

40’tan fazla paya sahip olduğu.<br />

Tercihte ilk olmak, elbette bilinirlikte<br />

de ilk akla gelen marka olmak<br />

demek. İşte bu nedenle de bu<br />

çalışmamızda kullandığımız metriklerden<br />

bilinirlik -ilk hatırlanan<br />

marka olmak- en kritik paya sahip.<br />

Sonuçları incelerken göreceksiniz;<br />

bazı kategorilerde müşteriyle kurulan<br />

yakınlık bazı ikinci, üçüncü<br />

markalarda daha yüksek olsa da ilk<br />

sırada hatırlanmak markayı Lovemark<br />

metrebesine taşıyabilen bir<br />

performans metriği.<br />

Markanın iletişim yoluyla söyledikleri,<br />

markayı kullananların<br />

aktardıkları deneyimler, değişen<br />

tüketici ihtiyaçlarına cevap verebilmek<br />

arzulanan marka olma yolunda<br />

atılan adımlar.<br />

Bu adımlar tüketicinin arzuladığı<br />

beklenti ve ihtiyaçlarıyla ne<br />

kadar örtüşüyorsa ve aynı zamanda<br />

ne kadar etkin bir şekilde duyurulabiliyorsa<br />

Lovemark olma yolunda<br />

da o kadar istikrarlı bir ilerleme<br />

sağlandığını söyleyebiliriz.<br />

YOLCULUĞU<br />

SÜRDÜREBİLMENİN ÖNEMİ<br />

Elbette Lovemark olmak kadar bu<br />

yolculuğu sürdürebilmek de ayrı bir<br />

disiplin gerektiriyor. Değişen tüketici<br />

tercihleri, beklentileri, ihtiyaçlarını<br />

ve rekabetteki konumu takip<br />

etmek daha da önem kazanıyor.<br />

Tüm bu süreci yönetirken; sade<br />

ve samimi bir dil kullanmanın, hayatımızın<br />

bir parçası ya da kendimizden<br />

olduğu hissini uyandırabilmenin;<br />

farklılaşmayı destekleyerek<br />

markaya karşı olumlu duyguları hareketlendirdiğini<br />

biliyoruz.<br />

<strong>2021</strong> Lovemark sonuçlarında<br />

geçen yıllarda ele almadığımız ancak<br />

Koronavirüs süreciyle bu yıl<br />

hayatımızdaki rolleri değişen, büyüyen<br />

kategorilere de yer verdik.<br />

Kalpleri kazanarak “Lovemark”<br />

olmayı başarmış tüm markaları<br />

biz de kutluyoruz.<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 39


Akaryakıt<br />

* Baz: 2000<br />

25<br />

SHELL 21<br />

PETROL OFISI 8<br />

BP 4<br />

TÜRK PETROLLERI 3<br />

Akaryakıt kategorisinde değişmeyen birinciliğin sahibi<br />

OPET. Özellikle AB SES ve genç yaş grubunda zihin payının<br />

daha yüksek olduğu görülen markanın ardından, 4 puanlık<br />

farkla en yakın rakibi Shell geliyor. 2019 yılına kıyasla<br />

skorunu 1 puan artıran Shell’i; Petrol Ofisi, BP ve listeye ilk<br />

kez katılan Türk Petrolleri takip ediyor.<br />

OPET ise duygusal yakınlıkta Ankara’ya kıyasla<br />

İstanbul, İzmir ve diğer illerde, 25 yaş üzeri tüketicilerde<br />

ve erkeklerde daha yüksek oranlara sahip. Markanın<br />

performansından en tatminkâr SES grubunun ise AB olduğu<br />

görülüyor.<br />

DÜNYAYA İÇTEN BİR<br />

SORUMLULUK DUYUYORUZ<br />

OPET olarak, ülkemiz ve sektörümüz için<br />

değer yaratmayı ve farkındalık oluşturmayı<br />

önemsiyoruz. Değişen ve gelişen teknoloji<br />

dışında aynı hızla şekillenen müşteri<br />

beklentilerini takip etmek ve buna paralel olarak<br />

sürekli yenilenmek markamızın temel bakış açısı.<br />

“OPET’se fark eder” derken de bu içgörüyle yola<br />

çıkıyoruz. Ülkemize ve dünyaya duyduğumuz bu<br />

içten sorumluluğun, Türk tüketicisinin gönlüne<br />

yerleşen bir marka olmamızda büyük etkisi<br />

olduğuna inanıyoruz.<br />

Çoğu Türkiye’de ilk olan öncü projelerimiz<br />

Temiz Tuvalet Kampanyası, Yeşil Yol, Örnek Köy,<br />

Tarihe Saygı, Trafik Dedektifleri, Kadın Gücü,<br />

Arkeo-Köy ve Etno-köy ile sosyal gelişim etkisi<br />

yüksek ve uzun soluklu çalışmalar yürütüyoruz.<br />

İşimiz Temiz Projesi'yle ise temizlik ve hijyen<br />

kavramlarını küçük ve orta ölçekli işletmelerde<br />

yaygınlaştırmayı ve kalıcı hale getirmeyi<br />

hedefliyoruz.<br />

Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda 15<br />

yıldan bu yana devam eden Tarihe Saygı Projesi<br />

ile Çanakkale Savaşları’nın geçtiği Eceabat<br />

bölgesindeki rehabilitasyon çalışmalarının<br />

ardından, Troya Ören Yeri’ne en yakın<br />

yerleşim yeri olan Tevfikiye Köyü’nü Arkeo-<br />

Köy'e dönüştürürken, Çıplak Köyü’ne Etnoköy<br />

kimliği kazandırdık. Öte yandan bu yıl<br />

tüm istasyonlarımızda “Opet Kart” ile yapılan<br />

akaryakıt işlemlerinde kazanılan yakıt puan<br />

veya harcama bilgilerine ait kağıt slip basımını<br />

durdurarak, elde edilecek tasarrufla Yeşil Yol<br />

projesi kapsamında ağaçlandırma çalışmalarına<br />

başladık.<br />

40 <strong>MediaCat</strong><br />

MURAT ZENGIN<br />

OPET Pazarlamadan<br />

Sorumlu Genel Müdür<br />

Yardımcısı<br />

İSTASYON SAYISI<br />

572<br />

EN DEĞERLI<br />

İLK 100 MARKA<br />

SIRALAMASINDA<br />

17’nci<br />

sırada<br />

Kaynak: Brand Finance <strong>2021</strong><br />

OPET<br />

ISTASYONLARDA<br />

KADIN GÜCÜ<br />

PROJESI<br />

KAPSAMINDA<br />

1214<br />

TÜRKIYE’DEKI EN<br />

GÜÇLÜ MARKALAR<br />

SIRALAMASINDA<br />

5’inci<br />

İSTASYONLARDAKI<br />

KADIN ÇALIŞAN<br />

SAYISINDA<br />

TOPLAMDA<br />

3 bine %92<br />

yaklaşan<br />

kadın çalışan<br />

sırada<br />

artış<br />

BRAND FINANCE’IN <strong>2021</strong><br />

ARAŞTIRMASINA GÖRE OPET,<br />

AKARYAKIT DAĞITIM<br />

SEKTÖRÜNDE “TÜRKIYE'NIN<br />

EN DEĞERLI VE EN GÜÇLÜ<br />

MARKASI”<br />

BUGÜNE<br />

KADAR SOSYAL<br />

SORUMLULUK<br />

PROJELERI VE<br />

AÇILIMLARIYLA<br />

6<br />

20<br />

Yürütülen<br />

sosyal<br />

sorumluluk<br />

kampanyası<br />

sayısı<br />

milyondan<br />

fazla kişinin<br />

hayatına<br />

dokundu.


opet’se<br />

fark eder<br />

Opet’i 6. kez akaryakıt sektörünün en sevilen markası yapan<br />

herkesin fark ettiği bir şey var: İşimiz en büyük aşkımız.<br />

Türkiye’nin Lovemark’ları <strong>2021</strong> araştırması, <strong>MediaCat</strong> ve Ipsos tarafından 15-55 yaş<br />

aralığında, kadın erkek oranı eşit, Türkiye temsili 2.000 kişiyle gerçekleştirilmiştir.<br />

Araştırma sonuçlarına göre Opet, akaryakıt kategorisinde birinci olarak kategorinin<br />

Lovemark’ı olmuştur.


Ambalajlı Su<br />

CAN EMCI<br />

Nestlé Waters Türkiye<br />

Pazarlama Direktörü<br />

DOĞAYA BORÇLUYUZ<br />

Türkiye’nin hem ambalajlı su pazarının lideri<br />

hem de kategorimizin lovemark’ı olarak<br />

tüketicilerimize suyun en doğal halini, en<br />

kaliteli şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Üst<br />

üste lovemark seçilmemizin ardında elbette<br />

lezzetimiz çok önemli bir yer tutuyor. Bunun<br />

için de kendimizi, lezzetimizin kaynağı, doğal<br />

mirasımız Uludağ’ı korumaya adadık.<br />

Uludağ’da beş farklı iklimsel kuşağı<br />

görebiliyoruz ve Uludağ, 791 bitki, 30’dan fazla<br />

canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Farklı iklimsel<br />

kuşaklara ait olan bu canlıların ekosistemi<br />

içerisinden çıkan Erikli lezzetini, bu binlerce<br />

yıllık doğaya borçluyuz. Bir markanın köklerine<br />

sahip çıkması, geldiği yeri koruması sosyal<br />

fayda açısından yapabileceği en gerçek<br />

hareketlerden biri.<br />

Erikli olarak, 2009 yılından beri<br />

faaliyetlerimizdeki çevresel etkileri en aza<br />

indirmek için sürdürülebilir adımlar atıyoruz.<br />

Suyun hızla tükendiği ve doğal kaynakların<br />

kısıtlı olduğu bir dönemde, sürdürülebilir bir<br />

gelecek ve biyolojik çeşitliliğin korunması<br />

için yenilenen ürünlerimizin çevresel<br />

etkilerini sistemli olarak değerlendiriyoruz ve<br />

iyileştiriyoruz.<br />

Bu sene marka amacımız doğrultusunda,<br />

“Korumamız Gerekli!” hareketini başlattık.<br />

Değişime, 1 litre sularımızda yüzde 50’si geri<br />

dönüştürülmüş malzemeden üretilen şişelerle<br />

devam ediyoruz. Bu aydan itibaren raflardayız.<br />

Çevresel etkileri en aza indirmek için<br />

sektörü geliştirmek için çalışıyoruz. Uludağ<br />

Üniversitesi ile Uludağ’ın biyoçeşitliliğini<br />

korumak için projeler geliştirmeye devam<br />

edeceğiz. 2050 itibarıyla sıfır emisyona<br />

ulaşmak amacımız.<br />

HAYAT SU 8<br />

SAKA 6<br />

PINAR 5<br />

DAMLA 5<br />

SIRMA 4<br />

ABANT 3<br />

HAMIDIYE 2<br />

* Baz: 2000<br />

Pet şişelerin<br />

%<br />

50’si<br />

geri<br />

dönüştürülmüş<br />

plastikten olacak.<br />

35<br />

%<br />

100<br />

Erikli, Ambalajlı Su kategorisinde, en yakın rakibine 27<br />

endeks puanı mesafeden fark atarak açık ara liderlik elde<br />

ediyor. Markanın özellikle genç yaş grubu ve erkeklerde<br />

daha yüksek bir zihin payına sahip olduğu dikkat çekiyor.<br />

İlk akla gelen marka olmada Erikli’nin performansı İzmir’e<br />

kıyasla İstanbul, Ankara ve diğer illerde daha yüksek.<br />

Markaya duyulan yakınlık ve asla vazgeçilemeyecek<br />

kadar sevilen marka olma kriterlerinde kadınların yüksek<br />

bir orana sahip oldukları görülüyor.<br />

İkinci sırada yer alan Hayat Su’nun zihin payında<br />

C1 ve C2 SES gruplarında öne çıktığı görülürken, aynı<br />

kriterde erkeklerde daha yüksek performansa sahip<br />

olduğu dikkat çekiyor.<br />

2009’dan itibaren yapılan<br />

çalışmalarla şişe başına;<br />

SU<br />

TÜKETIMINDE<br />

%<br />

30<br />

tasarruf<br />

edildi.<br />

%<br />

54<br />

ELEKTRIK TÜKETIMI<br />

%<br />

38<br />

azaltıldı.<br />

2025’e kadar, KARBON AYAK IZI<br />

AMBALAJ KULLANIMI<br />

Üretimde<br />

yenilenebilir<br />

enerji<br />

kullanılacak.<br />

√<br />

95 bin<br />

ton plastik ambalaj geri<br />

dönüştürüldü.<br />

azaltıldı.<br />

Damacanaların<br />

tamamı geri<br />

dönüştürülebilir oldu.<br />

√<br />

%<br />

24<br />

azaltıldı.<br />

2050 hedefi<br />

sıfır emisyona<br />

ulaşmak.<br />

42 <strong>MediaCat</strong>


ZMobil_(21x27).pdf 1 14.09.<strong>2021</strong> 17:49<br />

Banka<br />

EMRAH GÜNDÜZ<br />

Ziraat Bankası<br />

Bankacılık<br />

Operasyonları ve<br />

Kurumsal İletişim Genel<br />

Müdür Yardımcısı<br />

GARANTI BANKASI 12<br />

İŞ BANKASI 10<br />

AKBANK 7<br />

YAPIKREDI 7<br />

HALKBANK 6<br />

VAKIFBANK 5<br />

QNB FINANSBANK 3<br />

DENIZBANK 2<br />

* Baz: 2000<br />

26<br />

Lovemarks’ta Banka kategorisinin ilk üç oyuncusu bu yıl<br />

da değişmiyor. <strong>2021</strong>’de de kategori birincisi olan Ziraat<br />

Bankası’nı sırasıyla Garanti Bankası ve İş Bankası takip<br />

ediyor.<br />

Genç yaş grupta ilk akla gelen banka olarak daha<br />

fazla öne çıkan Ziraat Bankası’na en fazla duygusal<br />

yakınlık besleyen yaş grubu 45 yaş ve üstü tüketiciler.<br />

Beklenti ve ihtiyaçları karşılama konusundaysa markanın<br />

en mutlu ettiği SES grubu DE.<br />

2017 yılından bu yana Lovemarks’ın Banka kategorisinin<br />

değişmeyen ikincisi Garanti Bankası, İstanbul’da ilk<br />

akla gelen banka olarak diğer illere kıyasla daha fazla<br />

belirtiliyor. Garanti Bankası’yla arasında en büyük<br />

duygusal yakınlık kuran SES grubu C2, markadan asla<br />

vazgeçemeyeceğini söyleyenler ise ağırlıklı olarak<br />

kadınlar.<br />

GÖNÜLLERDE YİNE ZİRAAT<br />

Ziraat Bankası olarak marka vaadimizde olduğu<br />

gibi daha fazlasını yapmanın sorumluluğu<br />

içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Müşterilerimizin finansal ihtiyaçlarının yanında<br />

sosyal, kültürel ve sportif mecralarda da<br />

toplumsal fayda gözeterek katkılar sunuyoruz.<br />

Banka olarak tüm çalışmalarımızın öznesinde<br />

insan olması, Lovemark seçilmemizin en büyük<br />

sebebi.<br />

İnsanların kalplerine, gönüllerine hitap<br />

edebilmek koşulsuz bir samimiyet gerektirir.<br />

Biz müşterilerimizle bu samimiyeti gönülden<br />

yakaladığımızı düşünüyoruz.<br />

Gelişen teknolojiye ayak uydurmanın çok<br />

ötesinde, yeni teknolojiler geliştiren, öncü banka<br />

olma iddiasındayız. Kullanıcı dostu ve kapsamlı<br />

bir mobil bankacılık yapımız var. 400’ün üzerinde<br />

işlem çeşitliliği bulunan dijital kanallarımızla,<br />

müşterimize, işlemlerini son derece hızlı, kolay<br />

ve düşük maliyetle gerçekleştirebilme imkânı<br />

sağlıyoruz. Her müşterimizle olduğu gibi 15<br />

milyonu aşan Ziraat Mobil kullanıcısıyla da<br />

aramızda samimi bir bağ var.<br />

Ziraat Bankası olarak tüm kazanımlarımızı<br />

ve enerjimizi bu topraklara vermenin her türlü<br />

finansal kazançtan daha önemli olduğuna<br />

inanıyoruz. Ülkemiz ve insanımız için bir<br />

bankadan daha fazlası olmak üzere çıktığımız<br />

bu yolda bizleri üst üste altıncı kez Lovemark<br />

yapan herkese teşekkür ediyoruz. Lovemark<br />

olduğumuz her yıl bu unvanı korumak adına<br />

motivasyonumuz katlanarak artıyor.<br />

ZIRAAT BANKASI<br />

17 114 1727<br />

ülke<br />

GÜNLÜK ORTALAMA<br />

TEKIL MÜŞTERI<br />

UYGULAMAYA GIRIŞ<br />

(LOGIN) SAYISI<br />

AKTİF MÜŞTERİ<br />

SAYISI<br />

noktada<br />

faaliyetlerini sürdürüyor.<br />

3,9<br />

milyon<br />

15<br />

milyon<br />

ZIRAAT BANKKART VOLEYBOL TAKIMI<br />

EFELER LIGI 2020-<strong>2021</strong> SEZONU<br />

ŞAMPIYONU OLDU.<br />

TÜRKİYE’DE FAALİYET<br />

GÖSTERDİĞİ ŞUBE SAYISI<br />

ZIRAAT MOBIL GÜNLÜK ORTALAMA<br />

FINANSAL IŞLEM ADEDI<br />

2 milyon<br />

ZIRAAT MOBIL SON BIR YIL TOPLAM<br />

IŞLEM ADEDI<br />

689 milyon<br />

44 <strong>MediaCat</strong>


PINAR SALTAT<br />

Bayer Tüketici Sağlığı<br />

Türkiye Pazarlama<br />

Direktörü<br />

Bebek Bakım Kremi<br />

MUSTELA 19<br />

SUDOCREM 11<br />

* Baz: 400<br />

38<br />

Bebek Bakım Kremi kategorisinde Türkiye’nin en sevilen<br />

markası Bepanthol. Açık ara farkla rakiplerini geride<br />

bırakarak birinciliği göğüsleyen marka, özellikle zihin<br />

payında rakiplerinin çok üzerinde bir performans<br />

sergiliyor. Öyle ki Bepanthol, tüketicinin zihin payından<br />

yüzde 42 pay alırken; Mustela’da bu oran yüzde 21,<br />

Sudocrem’de ise yüzde 13.<br />

Bepanthol, özellikle genç yaş grubu anne ve babalarda<br />

daha yüksek bir zihin payına sahip iken; Mustela’nın<br />

tüm illerde, SES ve yaş gruplarında dengeli bir dağılım<br />

yakaladığı görülüyor. Bununla birlikte Sudocrem’in ilk akla<br />

geldiği kitleyi İzmir ve Ankara hariç diğer illere kıyasla<br />

İstanbul ve ağırlıklı erkekler oluşturuyor.<br />

ÖYKÜ KARAYEL-CAN BONOMO<br />

PIŞIĞI BEKLEME, ÖNLE! KAMPANYASIYLA;<br />

SICAK VE SAMİMİ BİR TON<br />

BENİMSEDİK<br />

Bepanthol Baby’nin bu kadar sevilen bir marka<br />

olmasının sırrı hem ürünün kendisinde hem de<br />

hedef kitlemizle kurduğumuz ilişkide yatıyor.<br />

Bepanthol Baby olarak hayatına dokunduğumuz<br />

iki kitle var: ebeveynler ve bebekler. Ürünümüz<br />

fonksiyonel olarak pişiği önleyerek bebeklerin<br />

uyku kalitesi ve esenliğini artırıyor. Bir yandan<br />

bebeklerin büyüme yolculuklarına katkı<br />

sağlarken diğer yandan ebeveynler için de hayat<br />

kolaylaştırıcı bir rol oynayarak bebekleriyle<br />

keyifli zaman geçirmelerini sağlıyoruz.<br />

Ülkemizde ebeveyn profilinde köklü bir kuşak<br />

değişimi söz konusu. Yıllık doğum oranlarına<br />

baktığımızda yüzde 50’sinden fazlasının 25-<br />

35 yaş arasındaki Y Kuşağı’ndan oluştuğunu<br />

görüyoruz. Doğal olarak odağımıza bu kitleyi ve<br />

alışkanlıklarını alıyoruz. Pazar araştırmalarımız<br />

ile bu kuşağın da pişiğe karşı yeterince önlem<br />

almadığını, pişiği sadece tedavi edilen bir olgu<br />

olarak gördüğünü fark ettik. Pişiği tedavi etmek<br />

yerine önlemek hem ebeveynler hem de bebek için<br />

daha ideal bir çözüm olduğu için ebeveynlere bu<br />

alışkanlığını kısa sürede kazandırmak, davranış<br />

değişikliği yaratmak istedik.<br />

“Bebek bakımındaki tecrübesizliklerini”<br />

vurgulayarak sıcak ve samimi bir iletişim kurmak<br />

için ilk kez ebeveyn olan çiftleri marka yüzümüz<br />

olarak konumlandırdık ve bu yıl taze ebeveynler<br />

Öykü Karayel-Can Bonomo ile bir araya geldik.<br />

“Pişiği Bekleme, Önle!” mesajını olumlu duygularla<br />

ördüğümüz, sıcak ve samimi bir ton benimseyen<br />

bir reklamla aktardık. Y Kuşağı’nın içgörülerinden<br />

beslenerek toplumsal cinsiyet eşitliğini baz alan<br />

eşit ebeveynlik anlayışı doğrultusunda, kategoride<br />

alışılmışın dışına çıktık ve reklam filmimizde<br />

annenin yanı sıra babaya da yer verdik.<br />

Pediatristlerin<br />

1 numaralı<br />

tercihi*<br />

Nielsen Ağustos’21 YTD<br />

verilerine göre<br />

en çok<br />

satan pişik kremi<br />

REKLAM<br />

FİLMLERİNİ<br />

IZLEYEN<br />

TÜKETICILERIN<br />

%<br />

95’i<br />

reklamda<br />

kendi<br />

hayatlarından<br />

kesitler<br />

gördüğünü/<br />

hayatlarına<br />

benzettiğini<br />

belirtiyor.<br />

%<br />

31<br />

pazar<br />

büyümesi<br />

gerçekleşti.<br />

6,5<br />

*Bağımsız araştırma<br />

firmasının 287 pediatrist<br />

ile yaptığı Türkiye temsili<br />

araştırma sonuçlarına<br />

göre, dermo-kozmetik<br />

50<br />

markaları arasında.<br />

%<br />

76’lık<br />

%<br />

45<br />

Bepanthol<br />

büyümesi<br />

gerçekleşti.<br />

puan<br />

artışıyla<br />

ciro payı %65’e yükseldi.<br />

REKLAM IZLENME ORANLARI<br />

milyon<br />

üzeri<br />

puan ile hedef<br />

kitlenin bebek<br />

bakım markaları<br />

arasında<br />

kendisine en<br />

yakın bulduğu<br />

marka.<br />

10<br />

milyon<br />

üzeri<br />

46 <strong>MediaCat</strong>


Beyaz Eşya<br />

ZEYNEP YALIM UZUN<br />

Arçelik<br />

Pazarlamadan Sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcısı<br />

İYİLİĞİ AŞKLA TASARLIYORUZ<br />

Dünyadaki gelişmeler ve iklim krizi,<br />

sürdürülebilirlik ve fayda odaklılığı tüm<br />

kurum ve markalar için zorunlu hale<br />

getirdi. Gezegenimizin geleceği ve azalan<br />

doğal varlıklarımız bizleri önceliklerimiz ve<br />

markamızın gideceği yol üzerinde yeniden<br />

düşünmeye sevketti. Arçelik markamızla bu<br />

sorunlardan yola çıkarak kendimize “Ne<br />

yapabiliriz?” sorusunu yönelttik. Geçtiğimiz<br />

yıl, sürdürülebilirlik ve toplumsal faydayı<br />

odağımıza alarak, markamızın yaklaşımını<br />

yeniden tanımladık. Yeni yolculuğumuzda<br />

odağımıza BM Sürdürülebilir Kalkınma<br />

Hedefleri’nden sorumlu üretim ve sorumlu<br />

tüketimi yerleştirdik ve Yeniliği Aşkla<br />

Tasarlar sloganımızı İyiliği Aşkla Tasarlar’a<br />

dönüştürdük.<br />

Geleceği iyileştiren teknolojilerle<br />

sürdürülebilirliği yaşam tarzı haline<br />

getirebilmek için ürün portföyümüze de<br />

inovatif çözümler getirdik. Üretiminde yumurta<br />

kabukları kullanılan buzdolabı yumurtalıkları,<br />

geri dönüştürülmüş pet şişelerden tasarlanan<br />

çamaşır makinesi ve kurutucu kazanları, su<br />

ve enerji verimli bulaşık makinesi, karbon<br />

ayak izini azaltan biyo-kompozit teknolojisiyle<br />

ürettiğimiz telve serisi ürünlerimizi<br />

tüketicilerimizle buluşturduk.<br />

Doğaya zarar vermeyen üretim<br />

süreçleri, kaynakları verimli kullanan<br />

ürün ve teknojiler, fayda odaklı projelerle<br />

gezegenimizin geleceğine katkı sağlamak<br />

için tüm samimiyetimizle aşkla çalışıyoruz.<br />

13 yıldır beyaz eşya sektörünün en sevilen<br />

markası unvanını almanın verdiği mutluluk ve<br />

sorumlulukla hep bir adım ötesinde çalışmaya<br />

devam edeceğiz.<br />

BOSCH 19<br />

BEKO 10<br />

VESTEL 8<br />

SAMSUNG 4<br />

PROFILO 4<br />

SIEMENS 3<br />

* Baz: 2000<br />

DOW JONES<br />

SÜRDÜRÜLEBILIRLIK<br />

ENDEKSI DAYANIKLI<br />

EV ALETLERI<br />

KATEGORISINDE 2’NCI<br />

KEZ ENDÜSTRI LIDERI.<br />

39 bin<br />

GJ enerji<br />

tasarrufu elde<br />

edildi.<br />

33<br />

Dünyada 29 bin 196 ton<br />

kutuda yaklaşık %88 oranında<br />

geri dönüştürülmüş karton,<br />

Türkiye’de üretilen küçük<br />

ev aletlerinde 314,5 ton<br />

%100 geri dönüştürülmüş ve<br />

dönüştürülebilir karton kutu<br />

kullanıldı.<br />

KARBON<br />

EMISYONLARI<br />

1675 TON<br />

AZALTILDI.<br />

Lovemarks araştırmasında bugüne kadar Beyaz Eşya<br />

kategorisinin sorgulandığı tüm senelerde kategorisinin<br />

birincisi olmayı başaran Arçelik, geleneği bu yıl da<br />

bozmuyor ve 13’üncü kez Lovemark unvanına kavuşuyor. En<br />

yakın rakibi Bosch’a 14 puanlık üstünlük sağlayarak geçmiş<br />

yıllardaki başarısını koruyan Arçelik’in özellikle öne çıktığı<br />

SES grupları C2 ve DE. Daha çok erkeklerde ve 45 yaş<br />

üzerinde zihin payına sahip olan markaya kadınlar daha<br />

yüksek oranda duygusal yakınlık duyuyor.<br />

2017 yılından bu yana kategori ikinciliğini koruyan<br />

Bosch ise bu sene 2019’a kıyasla iki puanlık gelişim<br />

göstererek, bir puan gerilemeyle de olsa kategori<br />

üçüncülüğünü sürdüren Beko ile arasındaki farkı 9 puana<br />

çıkarıyor.<br />

ÇAMAŞIR<br />

MAKINESI<br />

VE YIKAYICI-<br />

KURUTUCU<br />

KAZANLARI<br />

ÜRETMEK IÇIN<br />

YAKLAŞIK<br />

2020'DE<br />

58<br />

geri dönüştürülmüş<br />

PET şişe kullanıldı.<br />

8 ton<br />

geri<br />

dönüştürülmüş<br />

balık ağı atığı<br />

HEDEFLER<br />

√<br />

√<br />

√<br />

2025 yılında<br />

Türkiye’de<br />

üretimde karbon<br />

nötr olmak.<br />

2030 yılına<br />

kadar<br />

ürünlerde<br />

kullanılan geri<br />

dönüştürülmüş<br />

plastik<br />

oranını %40’a<br />

yükseltmek.<br />

Global üretim<br />

tesislerinde<br />

√<br />

milyon<br />

111,7ton<br />

geri<br />

dönüştürülmüş<br />

endüstriyel<br />

iplik atığı<br />

kullanıldı.<br />

kullanılan<br />

elektriğin<br />

%100’ünü<br />

yenilenebilir<br />

enerji<br />

kaynaklarından<br />

sağlamak.<br />

2050 yılına<br />

kadar tüm<br />

küresel<br />

operasyonlarda<br />

net sıfır<br />

emisyon.*<br />

*Arçelik A.Ş. verileridir.<br />

48 <strong>MediaCat</strong>


Bulaşık Makinesi Deterjanı<br />

DR. ONUR YAPRAK<br />

P&G Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya<br />

Pazarlama Başkan Yardımcısı<br />

FINISH 25<br />

PRIL 6<br />

* Baz: 2000<br />

31<br />

Bulaşık Makinesi Deterjanı kategorisinin en sevilen<br />

markası Fairy oluyor. Onu, 6 puan geriden Finish takip<br />

ediyor. Her iki markanın da ağırlıklı olarak kadınlarda<br />

ve genç yaş grubunda yüksek zihin payına sahip olması<br />

ve özellikle C2 ve DE SES grupları için asla vazgeçilmez<br />

olması ise rekabetteki ortak noktayı oluşturuyor.<br />

Bununla birlikte Fairy'ye daha çok duygusal yakınlık<br />

besleyen, beklenti ve ihtiyaçlarını karşıladığını düşünen<br />

kitlede C2 ve DE SES grupları ile 25 yaş ve üzeri nüfus<br />

öne çıkıyor. Finish'te ise bu kırılımların dengeli bir dağılım<br />

izlediği görülüyor. Diğer taraftan, tüm kırılımlarda<br />

kadınların erkeklere kıyasla daha yüksek pay alması,<br />

kategorinin kadın hedef kitle tarafından domine<br />

edildiğinin göstergesi.<br />

DAHA KOLAY, ZAHMETSİZ<br />

VE SÜRDÜRÜLEBİLİR<br />

Fairy, ilk olarak 2010’da Türkiye’deki<br />

tüketicilerle buluştu ve çok sevilerek iki yılda<br />

liderliğe ulaştı. Türkiye’nin 1 numaralı bulaşık<br />

deterjanı olarak gelecek nesiller için büyük<br />

bir sorumluluğumuz olduğunun farkındayız.<br />

Tüketicilerimize sunduğumuz inovasyonlar<br />

ile üstün temizlik ve daha az çevresel etki<br />

sağlayabileceğimize inanıyoruz.<br />

Fairy olarak zorlu yemek kirlerinde en iyi<br />

performansa sahip ürünlerimizle üstün temizlik<br />

sağlıyor; bulaşık sürecini daha kolay, zahmetsiz<br />

ve sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz.<br />

Fairy makine kapsülleri yüksek performansı<br />

ile ön yıkamaya, sudan geçirmeye veya<br />

ovalamaya gerek olmadan kusursuz temizlik<br />

sağlıyor ve bu sayede tüketicilerimizin enerji,<br />

su, zaman tasarrufu yapmalarına katkıda<br />

bulunuyoruz. Bu ürün eko-programlarda bile<br />

etkili olduğu için bir pakette 30 TL’ye varan<br />

elektrik tasarrufu sağlayarak hem bulaşıkta<br />

tutumlu hem de doğaya karşı sorumlu olmanıza<br />

yardımcı oluyor.<br />

Sadece ürün inovasyonlarımız değil, Boşa<br />

Harcama kampanyamız ile de mutfaktaki<br />

her türlü israfı azaltmak yönünde farkındalık<br />

yaratmayı amaç edindik. Gıda Kurtarma<br />

Derneği işbirliğimiz sayesinde Türkiye’deki<br />

gıdaları israf olmaktan kurtararak 660 bin<br />

ihtiyaç sahibine ulaştırıyoruz. Tüketicilerimizi<br />

de “Dolu tabaklara sahip çıkmak sizden, boş<br />

tabakları tertemiz yapmak bizden” diyerek<br />

“Boşa Harcama”maya davet ediyoruz.<br />

Tüketicinin gönlüne girmek, onun sevdiği ve<br />

bağlandığı bir Lovemark olmak kolay bir şey değil.<br />

Bu yolda bizimle birlikte olan tüketicilerimize<br />

teşekkür ederiz, sevgimiz karşılıklı.<br />

50 <strong>MediaCat</strong><br />

30<br />

FAIRY<br />

PLATINUM PLUS<br />

ILE BIR PAKETTE<br />

TL<br />

elektrik tasarrufu<br />

Türkiye’de 10 evin<br />

7’sinde Fairy var, elde<br />

ve makinede birlikte<br />

pazara bakıldığında<br />

1 numaralı deterjan<br />

markası Fairy.<br />

Kaynak: Ipsos<br />

BULAŞIK MAKINESI<br />

DETERJANI PAZARINDA<br />

%<br />

48 ile<br />

pazar payı lideri ve en yakın<br />

rakibine göre 15 puanla<br />

arayı açmaya devam ediyor.<br />

Kaynak: Ağustos 2020-Temmuz <strong>2021</strong>,<br />

12 aylık değer pazar payı, Nielsen<br />

BOŞA HARCAMA KAMPANYASIYLA<br />

7milyon TL<br />

değerinde gıdanın israf<br />

edilmesi önlendi. Çevreye<br />

katkı algısında Fairy 70 puan<br />

ile liderliğini sürdürüyor.<br />

Kaynak: GfK, Brand Health Tracking


TÜRKİYE’NİN EN SEVİLENİ<br />

BU YIL DA FAİRY<br />

Zorlu yemek kirlerinde Türkiye’nin<br />

1 Numarası Fairy, en sevilen bulaşık<br />

makinesi deterjanı oldu.<br />

Bizimle bu yolda birlikte olan<br />

tüketicilerimize teşekkür ederiz,<br />

sevgimiz karşılıklı.<br />

Türkiye’nin Lovemark’ları <strong>2021</strong> araştırması <strong>MediaCat</strong> ve Ipsos tarafından 15-55 yaş aralığında, kadın erkek oranı eşit, Türkiye temsili 2000 kişiyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına<br />

göre Fairy, Bulaşık Makinesi Deterjanı kategorisinde birinci olarak kategorinin Lovemark’ı olmuştur.<br />

* Saf yemek yağı.


El Hijyeni<br />

* Baz: 2000<br />

16<br />

ACTIVEX 12<br />

HACIŞAKIR 6<br />

DOVE 5<br />

Pandemi döneminde, market alışverişlerimizde önemli bir<br />

paya sahip olan El Hijyeni kategorisinin en sevilen markası<br />

Duru oldu. 35-44 ve 45+ yaş grubunda akla ilk gelen marka<br />

olan Duru’yu, kadınlar ve C2 SES grubu kendisine daha<br />

yakın buluyor. Yine markanın beklenti ve ihtiyaçlarını<br />

karşıladığını düşünen ve ondan asla vazgeçemeyeceğini<br />

düşünen kitlesini de ağırlıklı olarak kadınlar oluşturuyor.<br />

Duru’yu 4 puan farkla Activex takip ediyor. Activex’in<br />

ise özellikle yüksek SES grubu ve kadınlarda zihin payının<br />

daha yüksek olduğu görülüyor. Duru’nun ve Activex’in yanı<br />

sıra Hacışakir ve Dove markalarının da elde ettiği sonuçlar,<br />

El Hijyeni kategorisinin ağırlıkla kadınlar tarafından<br />

domine edildiğinin de bir göstergesi.<br />

OĞUZHAN ASLAN<br />

Evyap Pazarlama<br />

Başkanı<br />

ÜRÜNLERİNİ DİNAMİK<br />

TUTABİLEN BİR MARKA<br />

Duru markası 1967'de tüketicilerin el ve vücut<br />

temizliğine hassas bir bakım sunmak amacıyla<br />

lanse edildi. Duru markası olarak; yarım asırlık<br />

deneyimimiz ile yüksek kalitede katı sabun, sıvı<br />

sabun, duş jeli, kolonya ve saç bakım ürünleri<br />

üretiyoruz ve tüketicilerimize keyifli ve güvenilir<br />

el ve vücut temizliği tecrübesi sunuyoruz.<br />

Duru, kişisel temizlik kategorisinde sürekli<br />

olarak trendleri takip ederek kendini ve<br />

yelpazesindeki ürünleri dinamik tutabilen bir<br />

marka. Marka olarak stratejimiz, tüketicilerin<br />

ihtiyaç ve beklentilerini her zaman dinleyerek,<br />

onlara tutkuyla ve özenle yarattığımız en iyi ve<br />

en inovatif ürünlerle cevap vermek.<br />

Duru’nun samimi, dinamik, pozitif ve<br />

modern duruşunu tüm iletişim çalışmalarında<br />

tüketicimize hissettiriyoruz. Bunun sonucu<br />

olarak, geçtiğimiz yıl yaptığımız tüketici<br />

araştırmasında da Duru markası “akla ilk gelen<br />

ve en güvenilir kişisel temizlik markası” seçildi.<br />

Tüketicilerin Duru markasını bir Lovemark<br />

olarak benimsemelerinin ardında yatan en<br />

önemli sebeplerin, tüm iletişim stratejimizde<br />

tüketicimizi odak noktasına koymamız ve<br />

temizlik kategorisindeki deneyimimizle<br />

onlara beklentileri doğrultusunda en kaliteli<br />

ve inovatif ürünleri sunmamız olduğunu<br />

düşünüyoruz.<br />

2020 YILINDA<br />

Kişisel temizlik kategorisinde lider marka<br />

Toplam katı sabun pazarında ciroda lider<br />

marka<br />

Kaynak: Nielsen Perakende Raporu<br />

Temmuz 2020’de, Türkiye’de yaşayan<br />

ve sabun kullanan kadınların marka<br />

algısını anlamaya yönelik gerçekleştirilen<br />

araştırmaya göre “akla ilk gelen, en<br />

güvenilir kişisel temizlik ve sabun<br />

markası” seçildi.<br />

Kaynak: Bolt Insight<br />

2020 YILINDA<br />

TV iletişiminde yaklaşık 22<br />

milyon tüketici en az bir kere<br />

reklam filmlerini izledi.<br />

29,7 298<br />

milyon<br />

tekil erişim<br />

milyon<br />

gösterim<br />

52 <strong>MediaCat</strong>


E-ticaret<br />

ERDEM İNAN<br />

Trendyol Group<br />

CMO<br />

HEPSIBURADA 11<br />

N11 3<br />

GETIR 3<br />

YEMEKSEPETI 2<br />

* Baz: 2000<br />

40<br />

Geçen yıl Online Alışveriş Sitesi olarak sorguladığımız<br />

kategori, bu yıl E-ticaret olarak karşınızda. Trendyol ise<br />

yerini kimselere kaptırmadığı gibi geçen yılki Lovemark<br />

skorunu 9 puan artırarak tüketicinin gönlündeki yerini<br />

sağlamlaştırdı. Açık ara farkla Türkiye’nin en sevilen<br />

e-ticaret sitesi unvanını elde eden Trendyol’un tüketicinin<br />

zihin setinden aldığı skora baktığımızda, özellikle genç yaş<br />

grubunda önemli bir yere sahip olduğu ve -DE grubu daha<br />

geride olmakla birlikte- SES grupları arasında dengeli bir<br />

dağılım yakaladığı görülüyor.<br />

Trendyol’u 11 puanla ikinci sıradan takip eden<br />

Hepsiburada ise zihin payında en yüksek puanı AB<br />

grubundan elde ediyor. Bununla birlikte marka, yüksek SES<br />

grubu erkeklerde daha yüksek bir farkındalığa sahip.<br />

BİR İYİLİK HAREKETİ<br />

Ülkemize, toplumumuza ve ekosistemimize<br />

en büyük pozitif etkiyi yaratan şirket olmak<br />

en önemli hedefimiz ve sorumluluğumuz.<br />

Milyonlarca müşterimiz, Türkiye’nin dört<br />

bir yanındaki 180 bini aşkın satıcımızla<br />

kurduğumuz güçlü ve samimi bağın bir<br />

yansıması olarak iki yıldır üst üste Lovemark<br />

seçilmekten büyük mutluluk duyuyoruz.<br />

Pazaryeri sistemimiz ile esnaf ve KOBİ’leri<br />

dijitalleştirerek, onların işlerini büyütmelerine<br />

destek oluyoruz. KAGİDER işbirliğinde Gelecek<br />

Kadınların programını hayata geçirdik.<br />

Geçtiğimiz yıl başlattığımız Sepette İyilik<br />

Hareketi STK’lara ait ürünleri tek bir çatı<br />

altında toplayarak, satışlarının tüm gelirini<br />

komisyonsuz olarak STK’lara aktardık.<br />

Trendyol Sanat’ı hayata geçirerek<br />

150’den fazla sanatçının, bine yakın eserini<br />

sanatseverlerle buluşturduk. Türkiye’nin<br />

Müzeleri Trendyol’da projesi kapsamında Kültür<br />

ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 180’den fazla<br />

müze ve özel müzenin ürünlerini müşterilerimize<br />

sunduk.<br />

Pandemiden etkilenen sahne emekçilerine<br />

destek olmak için Ahbap işbirliğinde Sahneye<br />

Ses Ver dijital destek kartlarını satışa sunduk.<br />

Trendyol olarak da ilk katkıyı biz yaptık.<br />

TOG işbirliği ile üniversite öğrencilerine burs<br />

olanağı sağlarken, TEV işbirliğinde Trendyol<br />

Kalpten Kalbe Bursu fonunu kurduk. Futbol<br />

Milli Takımlar resmî sponsoru olarak A Milli<br />

Futbol Takımı’nın yanı sıra Kadın ve eMilli<br />

takımlarımıza destek verdik. Yine Türkiye Milli<br />

Olimpiyat Komitesi’nin de resmî sponsorluğunu<br />

üstlendik.<br />

SEPETTE İYILIK HAREKETI<br />

33<br />

TRENDYOL KOBI<br />

DESTEK PAKETI<br />

750<br />

milyon TL<br />

finansman,<br />

pazarlama<br />

ve eğitim<br />

desteği<br />

(Nisan 2020-<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong>)<br />

1<br />

milyon TL<br />

TEV - Trendyol<br />

Kalpten Kalbe<br />

Burs Fonu<br />

sivil toplum<br />

kuruluşu<br />

1 YILDA<br />

2<br />

GELECEK KADINLARIN PROGRAMI KAPSAMINDA<br />

TEMA’YA<br />

100<br />

fidan<br />

HAYTAP’A<br />

30<br />

ton<br />

milyon TL<br />

kaynak<br />

bin<br />

köpek ve kedi<br />

maması<br />

3 3<br />

yılda<br />

bin<br />

kadına<br />

girişimcilik ve e-ticaret eğitimi<br />

MÜZISYEN VE SAHNE EMEKÇILERI IÇIN<br />

3 bin 500 adet “Ahbap Sahneye Ses<br />

Ver” Dijital Destek Kartı satışı<br />

56 <strong>MediaCat</strong>


Ev Hijyeni<br />

MİNE MAVİ<br />

Unilever Türkiye, İran ve<br />

Orta Asya'dan Sorumlu<br />

Ev Temizlik ve Hijyen<br />

Kategorisi Pazarlama<br />

Direktörü<br />

POZİTİF DEĞİŞİMLERİN ÖNCÜSÜ<br />

Unilever olarak, dünya çapında 190'dan fazla<br />

ülkede faaliyet gösteriyor, ürünlerimizle her gün<br />

2,5 milyar insanın yaşamına dokunuyoruz. Hem<br />

küresel hem de yerel ölçekte sahip olduğumuz<br />

etki gücüyle insanların ve gezegenimizin<br />

esenliği için çalışıyoruz.<br />

Unilever çatısı altında yer alan tüm<br />

markalar, toplum ve gezegen üzerinde pozitif<br />

bir değişime öncü olabilmek adına bir marka<br />

amacına sahip. Toplumun her kesiminin hijyen<br />

gereksinimleri için yanında olmak, Domestos’un<br />

marka amacını oluşturuyor. Domestos Türkiye<br />

olarak, uzun yıllardır insanların daha iyi hijyen<br />

ve temizlik standartlarına erişimine katkı<br />

sağlamak için çalışıyor; bu konuda sivil toplum<br />

örgütleri ve kamu kurumlarıyla işbirliği yaparak<br />

pek çok proje gerçekleştiriyoruz.<br />

2011 yılından bu yana, Domestos Okul Hijyen<br />

Programı ile okulların hijyen standartlarının<br />

iyileştirilmesine katkı sağlıyoruz. 2020 yılında<br />

başlayan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından<br />

okulların temizlik ve hijyenine yönelik yürütülen<br />

Okulum Temiz belgelendirme programına<br />

desteğimizi sürdürüyoruz. Bakanlığın<br />

yönlendirmeleri doğrultusunda okulların hijyen<br />

ihtiyaçlarını karşılıyor, öğretmen ve temizlik<br />

görevlilerine hijyen eğitimleri veriyoruz.<br />

Bu sene Domestos Okul Hijyen Programı’nın<br />

10’uncu yılını kutluyoruz. Projelerimizle bugüne<br />

kadar binlerce okulda, milyonlarca öğrencinin<br />

hayatına dokunduk. 10 yıldır büyük bir özveriyle<br />

gerçekleştirdiğimiz çalışmanın güzel sonuçlarını<br />

görmekten dolayı gururluyuz. Geçtiğimiz<br />

yıllarda olduğu gibi, bu sene de yolumuza<br />

durmadan devam ediyor, 10 bin okula daha<br />

Domestos bağışında bulunuyoruz.<br />

CIF 5<br />

ACE 4<br />

BINGO 4<br />

OMO 3<br />

FAIRY 2<br />

ARIEL 2<br />

ABC 2<br />

PRIL 2<br />

* Baz: 2000<br />

YAKLAŞIK<br />

OKULUM TEMIZ PROJESIYLE<br />

MILLI EĞITIM BAKANLIĞI<br />

TARAFINDAN VERILEN OKULUM<br />

TEMIZ BELGESİ IÇIN<br />

OKULUM TEMIZ PROJESI<br />

KAPSAMINDA<br />

29<br />

4<br />

Domestos<br />

10<br />

ürün bağışı<br />

milyon<br />

yapıldı.<br />

350<br />

okula katkı sağlanıyor.<br />

1872<br />

temizlik görevlisine<br />

ulaşılacak.<br />

Ev Hijyeni kategorisinde açık ara farkla en sevilen marka<br />

Domestos oluyor. Özellikle orta yaş grubu kadınların sadık<br />

kitlesini oluşturdukları marka, en yakın rakibine kıyasla<br />

24 puan farkla birinci sırada karşımıza çıkıyor. Endeks<br />

hesabına göre 29 puan alarak kategorinin gönüllerde yer<br />

eden markası olmayı başaran Domestos’un peşinden 5<br />

endeks puanıyla Cif geliyor.<br />

Domestos’un beklentileri ve ihtiyaçları karşılamada en<br />

çok memnun ettiği kitle 35-44 yaş grubu kadınlar olurken,<br />

yine kadınlar, markadan asla vazgeçemeyeceklerini<br />

söylüyor. Markanın zihin setine baktığımızda Ankara ve<br />

İstanbul’un İzmir ve diğer illere kıyasla daha yüksek orana<br />

sahip olduğu görülüyor.<br />

DOMESTOS OKUL HIJYEN<br />

PROGRAMI KAPSAMINDA<br />

72 ŞEHIRDE 14 BIN OKUL VE<br />

4,5<br />

milyon<br />

öğrenciye<br />

ulaşıldı.<br />

KAMPANYANIN 10’UNCU YILINDA<br />

bin<br />

okula daha<br />

ürün bağışı<br />

gerçekleştirilecek.<br />

7 bin 602<br />

öğretmene özel hijyen<br />

eğitim içerikleri<br />

hazırlandı.<br />

Her yıl<br />

60<br />

bin<br />

çocuğa ulaşılması<br />

hedefleniyor.<br />

Domestos,<br />

bugün her 3<br />

hanenin 2’si<br />

tarafından<br />

tercih<br />

ediliyor.<br />

EĞLEN, ÖĞREN,<br />

HIJYEN PROJESIYLE<br />

TOPLAM<br />

695<br />

çocuğa kişisel<br />

hijyen eğitimi<br />

verildi.<br />

58 <strong>MediaCat</strong>


Kahve<br />

HÜSEYİN NECDET<br />

KALKAN<br />

Nestlé Türkiye Nescafé<br />

İş Birimi Genel Müdürü<br />

KAHVEYİ GELECEK NESİLLERE<br />

AKTARMAK İÇİN…<br />

Türkiye’nin üst üste 7 yıldır en sevilen kahve<br />

markası seçilerek kahveseverlerin kalbinde yer<br />

bulmak bizim için çok değerli. Kahveseverleri<br />

anlamak için yürüttüğümüz yoğun araştırmalar,<br />

sosyal dinleme çalışmaları, geliştirdiğimiz<br />

ürün ve kampanyalarımızın etkisi başarımızın<br />

arkasında yatıyor. 1984 yılında ilk hazır kahveyi<br />

Türk tüketicilerimizle tanıştırdığımızdan beri<br />

gönül bağımız daima güçlü, hep ilklerin markası<br />

olmayı sürdürüyoruz.<br />

Nescafé’nin doğuşunu yeniden şekillendiren<br />

ve var olan bir değeri kurtarmaya dayanan<br />

uzun soluklu adımlar atıyoruz. Kahveyi<br />

gelecek nesillere aktarma hedefiyle 2010<br />

yılında üreticiye ve üretilene saygı esasıyla<br />

başlattığımız Saygıyla Üretilir projemiz<br />

sayesinde, ziraat mühendisleriyle 1 milyonu<br />

aşkın çiftçiye eğitim verdik. 235 milyon yeni<br />

kahve fidesi dikmeyi başardık. Şu anda ise her<br />

iki Nescafé fincanından biri sürdürülebilir kahve<br />

tarımından üretiliyor.<br />

Gençleri odağımıza alarak üretimden maddi<br />

manevi desteğe, bugünlerimizi ve yarınlarımızı<br />

sürdürülebilir kılmak için çabalıyoruz. İki yıl<br />

önce Türk Eğitim Vakfı (TEV) ile imza attığımız<br />

işbirliğine, bu yıl Uzaktan Eğitimde Eşit Fırsat<br />

Hareketi ile devam ettik. Öğrencilere yemek ve<br />

ulaşım bursu, staj imkânı ve yöneticilerimize<br />

mentorluk desteği sağladık. Pandemi dönemi 81<br />

ilde, gençlerin artan teknoloji ihtiyacına TEV’in<br />

Uzaktan Eğitimde Eşit Fırsat Hareketi’ne destek<br />

veren ilk gıda firması olduk. Yılbaşında paydaş<br />

ve iş ortaklarımız adına TEV bağışı yaptık.<br />

İletişim çalışmaları ile daha fazla bağışçı için<br />

destek sunmaya çalıştık.<br />

Baz: 2000<br />

28 29<br />

KURUKAHVECI<br />

MEHMET EFENDI 22<br />

JACOBS 3<br />

STARBUCKS 3<br />

MAHMOOD 2<br />

KAHVE DÜNYASI 2<br />

NESCAFÉ SON 7<br />

SENEDIR TÜRKIYE’NIN<br />

EN SEVILEN KAHVESI<br />

TÜRKIYE’DEKI HANE<br />

PENETRASYONU<br />

%<br />

HER SENE<br />

54,5<br />

72,5<br />

milyon<br />

kişiye dokunuyor.<br />

2020’DE DÜZENLENEN<br />

UZAKTAN EĞITIM /<br />

WEBINAR’LAR ILE 81 ILDEN<br />

1000+<br />

öğrenciye kişisel<br />

gelişim eğitimleri<br />

verildi.<br />

Nescafé, 2019 yılından bu yana sürdürdüğü istikrarlı<br />

yükselişini 1 puan daha taçlandırarak, Türkiye’nin en sevilen<br />

kahve markası oluyor. Özellikle genç yaş grubunda ilk akla<br />

gelen marka olarak zihin setinde daha fazla yer aldığı<br />

görülen Nescafé’yi, geçtiğimiz yıla göre 1 puanlık düşüş<br />

yaşayan Kurukahveci Mehmet Efendi takip ediyor.<br />

Nescafé’nin beklenti ve ihtiyaçları karşılamada en memnun<br />

ettiği yaş grubu 25-34. Yine bu kriterde kadınların daha<br />

önde olduğu görülüyor. Markadan asla vazgeçemem diyenler<br />

ise C2 ve DE ses gruplarında en yüksek yüzdelere sahip.<br />

Markaya en fazla duygusal yakınlık besleyen il, açık ara<br />

farkla İzmir. Son olarak kategori ikincisi Kurukahveci Mehmet<br />

Efendi’nin ise İzmir’de ve yüksek yaş grubunda daha fazla<br />

öne çıktığını ekleyelim.<br />

20 NESCAFÉ FABRIKASINDA,<br />

Biyoyakıt olarak kahve<br />

telvesini kullanımı<br />

555 bin varil petrole<br />

eşdeğer tasarruf<br />

FABRIKALARDA<br />

SU ÇEKIMINDE<br />

%<br />

53<br />

azalma<br />

SERA GAZI<br />

EMISYONLARINDA<br />

%<br />

46<br />

azalma<br />

60 <strong>MediaCat</strong>


Online Market<br />

* Baz: 2000<br />

30<br />

GETİR 19<br />

TRENDYOL 15<br />

HEPSİEXPRESS 10<br />

BANABİ 2<br />

İnternet ya da mobil uygulamadan market alışverişi<br />

denilince tüketicilerin gönüllerinde yer eden marka Migros.<br />

30 endeks puanıyla açık ara farkla birinci sıraya yerleşen<br />

Migros’un zihin payının en yüksek olduğu yaş grubu tüm<br />

yaş gruplarına kıyasla 15-24 olarak karşımıza çıkıyor.<br />

Markaya duygusal olarak kendini en yakın hisseden<br />

ve beklenti ve ihtiyaçları karşılamada kendisini tatmin<br />

ettiğini söyleyen kitle, C1 SES grubu. Markadan asla<br />

vazgeçemeyeceklerini belirten bölgeler arasında ağırlıklı<br />

payı İzmir alıyor. Kategorinin ikincisi olan Getir’de ise bu<br />

kırılım İstanbul olarak öne çıkıyor.<br />

ORÇUN ONAT<br />

Migros Ticaret A.Ş.<br />

E-Ticaret İş Birimi<br />

Direktörü<br />

BEKLENTİLERİ AŞMAYA<br />

ODAKLANIYORUZ<br />

Türkiye’nin 81 ilindeki mağazalarımız ve online<br />

kanallarımızla müşterilerimizin yaşamının<br />

her alanını kucaklayarak, hayat kalitesini<br />

yükselten ürün ve hizmetler sunuyoruz. Fark<br />

yarattığımız en önemli faktör “Yaşamın her<br />

alanında değer odaklı hizmet” anlayışıyla<br />

hareket etmemiz. Türkiye’deki hanelerin yüzde<br />

90’ına ulaşıyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve<br />

taleplerini karşılamanın bir adım ötesine geçerek<br />

beklentilerini aşmaya odaklanıyoruz.<br />

2020’de hızlanarak Migros Sanal Market’i 81<br />

ile, hızlı teslimat modelimiz Migros Hemen’i ise<br />

40 ile yaygınlaştırdık, yaklaşık 400 ilçede aynı<br />

operasyonumuzu başlattık.<br />

Migros Sanal Market’e “Tıkla Gel Al” ile<br />

mağazadan teslimat seçeneğini ekledik. 60<br />

yaş ve üzeri müşterilerimize ücretsiz teslimat<br />

sunduk. Pandemi ile birlikte filomuza yaklaşık<br />

bin adet araç kattık, artan talebi karşılamak<br />

ve çalışanlarımızın iş yükünü azaltmak<br />

için 10 bin kişiye ek istihdam sağladık.<br />

Olağanüstü, kompleks durumlarda önceden<br />

dijitalleşmeye yatırım yapma irademizin ne<br />

denli yerinde olduğunu çok daha fazla hissettik.<br />

Dijitalleşmeden faydalanarak ürünleri daha<br />

uygun fiyatlarla müşterilerimize ulaştırıyoruz. Bu<br />

sayede satınalmanın ilk adımından başlayarak,<br />

online kanallarda ve mağazalarımızda<br />

kullandığımız teknolojilere kadar dijitalleşmeyi<br />

artırarak maliyetlerimizi optimize ediyoruz.<br />

<strong>2021</strong> itibarıyla da kullanıcılarımıza daha kolay<br />

bir deneyim sunmak, farklı zaman dilimlerindeki<br />

farklı ihtiyaçlarına hızlıca cevap verebilmek<br />

amacıyla Migros Sanal Market, Migros Hemen,<br />

Migros Ekstra ve Money Pay platformlarımızı tek<br />

bir Migros uygulaması altında birleştirdik.<br />

AKTIF MONEY MÜŞTERI SAYISI<br />

14,6<br />

milyon<br />

MIGROS UYGULAMASI AKTIF<br />

KULLANICI SAYISI<br />

6<br />

milyon<br />

MIGROS UYGULAMASININ<br />

BULUNDUĞU İL SAYISI<br />

81<br />

62 <strong>MediaCat</strong>


Atıştırmalık<br />

31<br />

ETI 17<br />

TORKU 6<br />

DORITOS 4<br />

TADIM 3<br />

Atıştırmalık kategorisinde 31 endeks puanı alan Ülker, açık<br />

ara farkla kategorinin gönüllerde yer eden markası oluyor.<br />

Özellikle kadın tüketiciyle ve C2DE SES grubuyla çok<br />

kuvvetli bir bağ kuran markanın zihin payının en yüksek<br />

olduğu yaş kategorisi 15-24 olarak karşımıza çıkıyor.<br />

Beklenti ve ihtiyaçları karşılamada ise en memnun ettiği<br />

kitleyi yine C2DE SES grubu ve kadınlar oluşturuyor.<br />

Ülker’i ikinci sırada takip eden Eti ise daha çok genç<br />

yaş grubunun zihin payında öne çıkıyor.<br />

* Baz: 2000<br />

ASLI ÖZEN TURHAN<br />

Ülker CMO<br />

DOĞA BIZE EMANET VIDEO SERISI ERİŞİM SAYILARI<br />

AMAÇ ODAKLI FAYDA<br />

ÜRETMEK<br />

Türkiye’nin lider atıştırmalık markası<br />

olarak, “amaç odaklı fayda üreten marka”<br />

olma hedefiyle ilerliyor ve bunu Lovemark<br />

olmanın en önemli kriterlerinden biri<br />

olarak görüyoruz. Faaliyetlerimizle tüm<br />

paydaşlarımıza dokunacak somut projeler<br />

geliştirmek için çalışıyoruz.<br />

Sürdürülebilirlik alanında farkındalık<br />

yaratmada Türkiye’deki ilk projelerden biri<br />

olan ve bu konuyu tüketicilerimizin hayatına<br />

dokunacak şekilde ele alan Doğa Bize Emanet<br />

Projesi’ni hayata geçirdik.<br />

2020’de de TEMA Vakfı aracılığıyla farklı<br />

illerde fidan dikimi gerçekleştirmeye devam<br />

ettik. 23 Nisan’da ve 19 Mayıs’ta Instagram<br />

filtremizi kullanarak dijital bir ağaç diken her<br />

kullanıcımız için gerçek bir fidan dikerek Ülker<br />

Güzel Ülkem Ormanı’nı büyüttük.<br />

Pandemi döneminde sosyal medya<br />

iletişimleri ve farklı deneyim ve heyecan<br />

sunan yeni ürünlerimiz ile tüketicilerimizin<br />

yanında olduk. Çeşitli vesilelerle 2 milyon<br />

Ülker ürününü karantina yurtlarına,<br />

sağlık çalışanlarına ve ihtiyaç sahiplerine<br />

gönderdik. Mutlu Et Mutlu Ol Günü<br />

kapsamında fabrikalarımızın bulunduğu<br />

yerlerde yaşayan çocuklarımızı etkinlikler ve<br />

hediyelerle mutlu etmeye çalıştık.<br />

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal<br />

Araştırma Enstitüsü’yle ortaklaşa hayata<br />

geçirdiğimiz Aliağa Bisküvilik Buğdayı<br />

projesiyle tarıma yerli, milli; kuraklık, hastalık<br />

ve iklim değişikliğine dayanıklı, yüksek<br />

verimli, kaliteli ve Türkiye’de ilk olan bir<br />

buğday türü kazandırdık.<br />

29 milyon 500 bin<br />

36 milyon 12 milyon<br />

SÜRDÜRÜLEBILIRLIK ALGI<br />

ARAŞTIRMASI’NDA;<br />

Üniversite öğrencilerinin gözünde<br />

FMCG’de sürdürülebilirlik<br />

denince akla ilk gelen marka,<br />

tüm sektörlerde ikinci marka.<br />

THE SUSTAINABILITY YEARBOOK <strong>2021</strong><br />

LISTESINE GIDA SEKTÖRÜNDEN GIRMEYI<br />

BAŞARAN ILK VE TEK TÜRK ŞIRKETI.<br />

ÜLKER GÜZEL ÜLKEM<br />

ORMANI’NDAKI FIDAN SAYISI<br />

79 bin 500<br />

TOPLAM FİDAN HEDEFİ<br />

129 bin 500<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 63


ADVERTORIAL<br />

Monroe’dan<br />

İstanbulkart’a<br />

yeni kimlik<br />

İstanbulkart’ın<br />

yeni marka imajı<br />

kampanyasını<br />

gerçekleştiren,<br />

İstanbul ve Londra<br />

merkezli Monroe’nun<br />

kurucu ortağı<br />

Onur Gökalp<br />

ile İstanbulkart<br />

kampanyasını ve<br />

Monroe’yu<br />

konuştuk.<br />

ONUR GÖKALP<br />

Monroe Kurucu Ortağı ve<br />

Kreatif Direktör<br />

Monroe’dan ve kuruluş hikâyesinden<br />

bahsedebilir misiniz?<br />

Monroe’yu, strateji ve tasarım odaklı<br />

yaratıcı bir iletişim ajansı olarak<br />

2011’de kurduk. Etkileyici marka hikâyeleri<br />

tasarlamak, akıllı iletişim stratejileri<br />

geliştirmek ve hedef kitlelerin<br />

ihtiyaçlarını insani ve yaratıcı bir bakış<br />

açısıyla hem görsel hem duygusal olarak<br />

karşılamayı amaçladık.<br />

Standardın dışında çalışmalara<br />

imza atarak hızla büyüdük.<br />

Monroe’nun ilk sekiz senesinde sadece<br />

İstanbul merkezli olarak çalıştık fakat<br />

yolumuz sürekli global ölçekli çalışmalarla<br />

da kesişti. Hem müşteri portföyü<br />

hem kreatif birlikteliklerimiz bakımından<br />

sürekli zenginleştik. Düzenli olarak<br />

üzerinde çalıştığımız global proje sayısı<br />

ikinci bir merkez açmayı anlamlı kıldığında<br />

Londra ofisimizi açma kararı<br />

aldık. Son 12 yıldır da çalışmalarımızın<br />

izleyicisinin hayatına, gününe, deneyimine<br />

değer katması için çalışan, tasarım<br />

gustosu ile stratejik içgörüye önem veren<br />

ve böyle bir kültürü destekleyecek<br />

işbirliklerinin peşinde koşan bir ekip<br />

olarak projeler üretmeye devam ettik.<br />

Şimdiye kadar Red Bull Music Festival,<br />

Bergama Tiyatro Festivali, Bozcaada<br />

Caz Festivali, One Love Festival,<br />

Babylon Soundgarden gibi etkinliklerin<br />

iletişimlerini üstlendik; Anadolu<br />

Efes, BELBİM, GarantiBBVA, Bosch,<br />

Geberit, Pozitif gibi büyük markalarla<br />

tasarım projeleri yürüttük; birçok yeni<br />

girişim için marka stratejileri ve kimlikler<br />

geliştirdik.<br />

İstanbulkart kampanyasıyla ilgili<br />

biraz bilgi verebilir misiniz?<br />

Nasıl kurgulandı, ne amaçlandı?<br />

Öncelikle bu, temelde bir rebranding<br />

projesiydi. Relansman kampanyasının<br />

kapsamı aslında İstanbulkart’a<br />

dair her şeyin yenilenmesi ve bu yeniliğin<br />

duyuru iletişiminin tasarlanmasıydı.<br />

Amacımız, İstanbulkart üzerinden<br />

İstanbul ile olan ilişkiye yeni<br />

bir katman kazandırabilmekti. İstanbul’un<br />

turistik çekiciliğinden daha<br />

farklı bir ilişki, daha derin bir duygu<br />

yakalamak; gerçek bir dünya şehri<br />

“citycard”ı tasarlamak istedik. Çıkış<br />

noktamız da “İstanbul seni seviyor”<br />

mesajı oldu.<br />

İstanbul çok hareketli, çok kalabalık,<br />

çok dinamik. İstanbul’un tüm bu<br />

hareketliliğinin içinde, bizi sevdiğini<br />

hatırlamaya ihtiyacımız oluyor. Bu<br />

hatırlatmayı yapmak için de İstan-<br />

64 <strong>MediaCat</strong>


ul’da hareket eden, yerlisinden misafirine<br />

herkesin cebinde yer etmiş<br />

İstanbulkart’tan daha uygun bir mecra<br />

yok. Bizim için tasarım sürecindeki<br />

öncelik, bu sevgi hikâyesini hem taze<br />

bir dil hem de güçlü bir grafik dünyayla<br />

anlatmak oldu. Odağımız hep bu<br />

sevgi mesajında kaldığı için tasarımımız<br />

da bu hikâyeyi taşıyacak şekilde<br />

gelişti. Hatta İstanbulkart logosundan<br />

“kart” kelimesini alıp bir “kalp” işaretiyle<br />

değiştirdik çünkü konumuz artık<br />

sadece bir kart tasarımı değil, İstanbul<br />

ile olan ilişkiye dokunmaktı. Kartların<br />

üzerindeki yarım kalpler de tam<br />

olarak bunu başarıyor, kalbin yarısı<br />

sende, yarısı onda. “O” da belki bir İstanbullu,<br />

belki İstanbul’un ta kendisi.<br />

Böyle davetkâr bir sevgi hikâyesi örülü<br />

burada.<br />

İkinci bir hassasiyetimiz ise İstanbulkart’ın<br />

artık bir fintech ürünü olacağının<br />

da hissedilmesiydi. Oldukça<br />

kapsamlı teknolojik altyapı çalışmaları<br />

yürütülüyor ve aslında hepimizin<br />

bir ulaşım kartı olarak tanıdığımız<br />

İstanbulkart hiç alışık olmadığımız<br />

özelliklerle hayatımıza yeni bir giriş<br />

yapıyordu. Bunun için de alıştığımız<br />

geleneksel görsel kodlamalar yerine<br />

daha evrensel, daha çağdaş, daha rafine<br />

bir tasarım dili benimsedik.<br />

Bu relansman kapsamında öncelikle<br />

yeni bir logo ve marka görsel<br />

dünyası hazırladık. Çatı stratejimiz<br />

ve görsel dünyamızın da gelişmesiyle<br />

biz de bu oluşan dünyayı daha iyi<br />

tanımaya başladık. Yeni İstanbulkartları<br />

tasarladık, hem “İstanbul<br />

seni seviyor” mesajımızı veren hem<br />

X<br />

‘İstanbulkart’ı<br />

yeniden<br />

tasarlamak tüm<br />

yaratıcı ekipleri<br />

heyecanlandıracak<br />

nitelikte bir iş,<br />

büyük keyif ve<br />

gurur kaynağı ama<br />

manevi sorumluluğu<br />

da bir o kadar<br />

yüksek.’<br />

de yeni kartları tanıtan bir iletişim<br />

kurguladık. İletişimi evrelere ayırdık,<br />

hem çatı duygusal hikâyemizi<br />

anlatan bir lansman filmi oluşturduk<br />

hem de İstanbulkart’ı yeni harcama<br />

noktalarında gördüğümüz bir video<br />

serisi üzerinde çalıştık.<br />

Kampanyamız İstanbul’u kucaklayan<br />

bir iletişime sahip olduğu için<br />

açıkhava mecralarında da üst geçitlerden<br />

bayrak direklerine, metro duraklarından<br />

billboard’lara ve Modyo TV<br />

ekranlarına geniş bir varlık gösterdik.<br />

Bir yandan da İstanbulkart için yeni<br />

dünyasına uygun bir ikon seti geliştirdik.<br />

Bu ikon setini birçok mecrada<br />

kullandık ve sosyal medya iletişiminde<br />

kullanmak üzere değerlendirdik. Bu<br />

ikon setinin grafik dilinden yola çıkarak<br />

bir Turist Kart Kiti geliştirdik. Bu<br />

kit ise önümüzdeki aylarda kullanıma<br />

açılacak.<br />

İstanbulkart projesiyle ilgili nasıl<br />

geri dönüşler aldınız, projenin<br />

etkisi nasıl oldu?<br />

İstanbulkart’ı yeniden tasarlamak tüm<br />

yaratıcı ekipleri heyecanlandıracak<br />

nitelikte bir iş, büyük keyif ve gurur<br />

kaynağı ama manevi sorumluluğu da<br />

bir o kadar yüksek. Sosyal medyadaki<br />

çeşitli mikro araştırmalar, Monroe olarak<br />

bunun altından kalkabildiğimizi<br />

gösteriyor; kartların beğenilme oranları<br />

yüzde 85 civarında. Yeni kartların<br />

tercih edilme ve kullanılma oranları<br />

ise beklentinin çok üzerinde oldu. İlk<br />

etapta üretilen 1 milyondan fazla kart<br />

bir buçuk ay içinde hızlıca tükendi. Bizim<br />

için, bu satış oranları da, başarılı<br />

bir şekilde bu yenilenmeyi yürütmüş<br />

olduğumuzun diğer bir göstergesi oluyor.<br />

■<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 65


MARKETING<br />

Neden Önemli:<br />

Eko-anksiyete<br />

İklim krizine yönelik<br />

gelecek kaygıları<br />

“eko-anksiyete”<br />

başlığında karşılık<br />

buluyor kendisine.<br />

Görece yeni olan bu<br />

kavramın psikolojik<br />

ve toplumsal<br />

boyutlarını “neden<br />

önemli” diyerek<br />

tartıştık.<br />

u TUĞBA ÖZÖĞRETMEN<br />

EVRİM KURAN<br />

Kuşak Araştırmacısı<br />

Eko-anksiyete nedir ve kadar zamandır<br />

literatürde?<br />

EJDER AKGÜN YILDIRIM: Halihazırda<br />

klinik literatürde ve tanı sistemlerinde<br />

bulunmayan, yaşamsal bir durumu<br />

tanımlaması bakımından daha çok<br />

2000’ler sonrasında kullanılmaya başlanan<br />

ancak son 5-10 senede kullanımı yoğunlaşan<br />

bir durum. Onun öncesinde ise<br />

iklim değişikliğine yönelik stres ve iklim<br />

kaygısı gibi farklı isimlerle adlandırılıyordu.<br />

Ancak bu durum tanım olarak;<br />

2.Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın<br />

bir nükleer felaketle ilgili değişiklikleri<br />

bilmesi, yaşadığımız yerkürenin iklim<br />

değişikliklerine yönelik birden fazla öyküsünün<br />

olduğunun görülmesi, Güneş<br />

sisteminin tanınması, endüstrileşmenin<br />

ilerlemesi gibi süreçlerle gelişti.<br />

Peki, biz bunu neden kaygı olarak<br />

tanımlıyoruz? Kaygı son derece olağan,<br />

insani bir durum. Kaygı; kaynağı belli<br />

olsun ya da olmasın bir kişinin yönetilemeyen<br />

ya da tehlike içeren belirsiz bir<br />

duruma karşı verdiği ruhsal, bedensel<br />

ve düşünsel yanıtlar bütünüdür. Ve bu<br />

yanıtlar, beklendik ya da patolojik kaygı<br />

gibi iki ana kategoride tanımlanabilir.<br />

İlki olağandışı bir olaya karşı verilen olağan<br />

(kendini korumaya çalışmak, afet<br />

sonrası uykusuzluk, iştahsızlık gibi) tepkilerdir.<br />

Eko-anksiyeteyi de bu kategoride,<br />

patolojize etmeden anlamak önemli.<br />

İkincisi ise kaygının yönetilemediği durumda<br />

ortaya çıkan patolojik tepkilerdir.<br />

Zihnimiz bu durumda kendini çok<br />

büyük bir tehlike altında hissettiğinden,<br />

bütün olağan aktiviteleri durdurur, tüm<br />

dikkat kaynaklarını aynı noktaya yönlendirir.<br />

Eko-anksiyetenin böylesi patolojik<br />

formlarını henüz görmüyoruz<br />

ancak yaşanan sel felaketleri, yangınlar,<br />

kuraklık ve hatta pandemide, dünyanın<br />

ve geleceğin sanıldığı kadar güvenli olmadığı<br />

gerçeğiyle karşılaşılması, ileride<br />

klinik başvurulara neden olabilir.<br />

Evrim Hanım sizin araştırma<br />

gündeminizde nasıl bir yer kaplıyor<br />

bu kavram?<br />

EVRİM KURAN: Farklı sosyo-ekonomik<br />

düzeylerdeki ailelerin çocuklarıyla<br />

yaptığımız araştırmalara baktığımızda,<br />

eko-anksiyetenin yeterince gündemde<br />

olduğunu düşünmüyorum. Global araştırmalar<br />

bilhassa 14-18 yaş grubunun<br />

daha fazla eko-anksiyete halinde olduğunu<br />

söylüyor ama ben Türkiye için<br />

böyle bir fotoğraf görmüyorum. Desteklediğim<br />

bazı gençlik hareketleri, çevreyle<br />

ve sürdürülebilirlikle ilgili ise birçok<br />

liseli ve üniversiteli grup var. Bunların<br />

tamamına baktığımda aynı şeyi görüyorum.<br />

Bu kaygı, yüksek sosyo-ekonomik<br />

seviyedeki ailelerin çocuklarında bir<br />

miktar var ama genel olarak Türkiye’nin<br />

gençlerinin ayakta kalmakla ilgili başka<br />

sorunları olduğu için sıra eko-anksiyeteye<br />

gelmiyor olabilir. Özellikle Türkiye’nin<br />

arka mahalleleri ve gettolarında<br />

yaptığımız araştırmalarda böyle bir<br />

farkındalığın oluştuğuna dahi inanmıyorum.<br />

Gelişmiş ekonomilerde bu konunun<br />

müfredatta olduğunu görüyorsunuz.<br />

Türkiye’de de çeşitli hareketlerde, bu<br />

PROF. DR. EJDER AKGÜN YILDIRIM<br />

Sağlık Bilimleri Üniversitesi<br />

Psikiyatri Uzmanı<br />

konunun Milli Eğitim’in müfredatına<br />

girmesine yönelik eylem planları yapılıyor.<br />

Kaygının toplumsal yansımalarından<br />

bahsedelim biraz Uygar<br />

Bey.<br />

UYGAR ÖZESMI: Ben kaygının olumlu,<br />

toplumu değiştirici ve ileri götürücü<br />

duygusal tepkilerden biri olduğunu düşünüyorum.<br />

Ancak korkum, bu kaygının<br />

kısa bir sürede patolojik seviyelere<br />

yükselmesi için gerekli olan koşulların<br />

ortaya çıkması. IPCC’nin son raporu<br />

bize diyor ki, 1,5 °C’nin altında kalmak<br />

istiyorsanız radikal olarak tüm insan<br />

ekonomik sistemini dönüştürmeniz gerekiyor.<br />

Keza petrol tüketimi günde 100<br />

milyon varil olarak ve artarak devam<br />

ediyor. Kömür üretimi trendleri yıllık 7<br />

milyar ton üzerinde artma eğiliminde.<br />

Bu rakamlarla kaygı duymamanın imkânı<br />

var mı? Bu bilgiler yayıldıkça belirli<br />

toplumsal yansımaları oluyor elbette.<br />

Girişimcilik dünyası hızlı bir şekilde<br />

sosyal girişimciliğe evriliyor. Baktığınızda<br />

girişimci olan gençlerin çoğunun, sosyal<br />

ve ekolojik faydaya yönelik kaygılarla<br />

yola çıktıklarını görüyoruz.<br />

Ben sosyo-ekonomik gücü daha yüksek<br />

kesimlerin bu konuda kaygısı olmasının,<br />

toplumu değiştirici yönde olumlu<br />

66 <strong>MediaCat</strong>


DR. UYGAR ÖZESMİ<br />

Çevre Bilimci ve Good4Trust<br />

Kurucusu<br />

etkisinin olduğunu düşünüyorum. Öte<br />

yandan insanlar mevcut tüketim alışkanlıklarını<br />

sorgulamaya başladılar.<br />

“Benim karbon salımım ne” sorusu, yaşam<br />

tarzı değişikliklerini beraberinde<br />

getiriyor. Bu da bizi sorumlu tüketici<br />

kavramına götürüyor. Sorumlu tüketici<br />

bir süre sonra örgütlenmeye başlıyor ve<br />

türetici ortaya çıkıyor. Bu kitle ise, ben<br />

sektörü kendi seçimlerimle güçbirliği<br />

yaparak şekillendiririm, tüketim yerine<br />

türetim yaparım diyor. Bunun ötesinde<br />

büyük şirketlerde de büyük değişimler<br />

görüyoruz. Çünkü şirket çalışanlarının<br />

da beklentisinin bu yönde olduğunu görüyorlar.<br />

Peki, bu değişimden kaynaklı<br />

sosyal girişimlerin/girişimcilerin<br />

sayısına dair bir bilgi var mı<br />

elimizde?<br />

UÖ: Katlanarak artıyor, 2019 Türkiye’de<br />

Sosyal Girişimler raporuna göre<br />

9 bin civarında sosyal girişim var. Benim<br />

tahminim bugün 30-40 bin civarı.<br />

Bugün kendini sosyal girişim olarak<br />

adlandırmayan pek çok çalışma da sosyal<br />

girişim mantığıyla işliyor. Ve bence<br />

en büyük etkilerden bir tanesi, mevcut<br />

şirketlerin, gezegene ve insana etkilerini<br />

değiştirme yönünde bir hareket içerisinde<br />

olmaları.<br />

N<br />

PROF. DR. EJDER<br />

AKGÜN YILDIRIM:<br />

Bilgi ile kaygı<br />

arasında<br />

paradoksal bir ilişki<br />

vardır. Bilmezseniz<br />

kaygılanmazsınız<br />

ama bilirseniz<br />

kaygınızı da<br />

yönetebilirsiniz.<br />

İklime yönelik<br />

kaygıların ortaya<br />

çıkması da büyük<br />

oranda bilgi sahibi<br />

olmakla ilgili.<br />

Z jenerasyonunun çevre hassasiyetlerinin<br />

hem kendi ebeveynlerini<br />

hem de toplumun genelini<br />

tetiklediği yönünde bir fikir<br />

birliği var. Yanlış mı düşünüyoruz<br />

Evrim Hanım?<br />

EK: Görece doğru ama hangi Z Kuşağı'ndan<br />

bahsettiğimiz önemli. Türkiye’de<br />

20 yaş altı 25 milyon Z Kuşağı birey<br />

var. Türkiye’yi bölge bölge, mahalle<br />

mahalle gezdiğimiz zaman görüyoruz<br />

ki, daha şans sahibi, prestijli okullarda<br />

okuyan çocuklarda böyle bir etki var.<br />

Asıl konu şu ki; öğretmek zorundayız.<br />

Aslına bakarsanız Türkiye’de yangınlar<br />

başlamasaydı bu konu bu denli<br />

konuşulmayacaktı. Zindelik hali için<br />

pandemi; iklimin, şirketlerin gündemine<br />

girmesi için ise bir hayli yangın<br />

gerekti. Benim tek derdim şu; toplumsal<br />

belleği kuvvetli kılmalıyız. Yangınları<br />

bile unuttuk çünkü her gün yeni<br />

krizlerimiz oluşuyor.<br />

Bu kaygının olumlu olduğundan<br />

bahsettik. Peki, onu beslemek<br />

ne kadar doğru?<br />

UÖ: Belirli bir tehdit karşısında iki<br />

davranış türü var. Biri harekete geçmek,<br />

diğeri de kepenk indirmek, yani<br />

onu yok saymak. O yüzden kaygıyı artırmanın<br />

ne derece doğru olduğu konusunda<br />

kararsızım. Belki de bizim yapmamız<br />

gereken şey kaygıyı artırmak<br />

yerine, toplumsal olarak bu kaygıyı<br />

pozitif eyleme dönüştürmektir.<br />

EAY: Bilgi ile kaygı arasında paradoksal<br />

bir ilişki vardır. Bilgi kaygıyı azaltabilir<br />

de, artırabilir de… Bilmezseniz<br />

kaygılanmazsınız ama bilirseniz kaygınızı<br />

yönetebilirsiniz. İklime yönelik<br />

kaygıların ortaya çıkması da büyük<br />

oranda bilgi sahibi olmakla ilgili. İnsan,<br />

bunu değiştirmek için kendi mikro<br />

kozmosunda bir şeyler yapıyor ama<br />

kolektif bir değişime ihtiyaç olduğunu<br />

da biliyor. Belirleyici başka bir şey<br />

de insanı merkeze alan düşüncenin<br />

1900’lü yılların sonunda yıkılmaya<br />

başlaması. “Dünyanın sahibi biziz”-<br />

den evrenin içindeki konumumuzu<br />

daha gerçekçi bir şekilde değerlendirdiğimiz<br />

noktaya geldik. Şu anda iklimi<br />

korumaya yönelik güçlü bir ahlaki<br />

norm oluşumuyla karşı karşıyayız. Bu<br />

da iklime yönelik kaygının diğer türlere<br />

göre daha yapıcı bir formda gittiğini<br />

gösteriyor. ■<br />

NEDENLER VE<br />

SONUÇLAR<br />

TANIM<br />

Klinik literatürde ve tanı sistemlerinde<br />

bulunmuyor.<br />

KULLANIM<br />

2000’ler sonrasında kullanılmaya<br />

başlanan ancak son 5-10 senede<br />

kullanımı yoğunlaşan bir durum.<br />

SOSYO-<br />

EKONOMİK<br />

ÇERÇEVE<br />

Yüksek sosyo-ekonomik seviyelerde<br />

görülen, Türkiye’nin arka mahalleleri ve<br />

gettolarında olmayan bir farkındalık.<br />

DAVRANIŞ<br />

DEĞİŞİKLİĞİ<br />

Sorumlu tüketicinin sektörü kendi<br />

seçimleriyle güçbirliği yaparak<br />

şekillendirdiği ve türetim yaptığı bir<br />

gidişat var.<br />

POZİTİF<br />

EYLEM<br />

Yapılması gereken, kaygıyı artırmak<br />

yerine onu toplumsal olarak pozitif<br />

eyleme dönüştürmek.<br />

EĞİTİM<br />

İklim krizinin eğitim müfredatında yer<br />

bulması çok kritik.<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 67


MARKETING<br />

Peki ya<br />

Ralph’ten<br />

sonra?<br />

Deney tavşanı Ralph’le<br />

Nisan ayında tanışmıştık.<br />

Aradan altı ay geçti.<br />

Bugünkü veriler,<br />

tüketicilerin yüzde<br />

84’ünün aldıkları ürünün<br />

hayvanlar üzerinde test<br />

edildiğini ya da herhangi<br />

bir hayvansal içerik<br />

barındırdığını bilseler, o<br />

ürünü almayacaklarını<br />

gösteriyor. Türkiye’de<br />

kanunlarla, hayvanların<br />

can statüsüne geçmesi<br />

tartışılırken, tüketiciler<br />

kozmetik sektöründe de<br />

aynı hassasiyeti bekliyor.<br />

u GÖNÜL HADIMLI<br />

68 <strong>MediaCat</strong><br />

ezegenin sürdürülebilirliğine<br />

ilişkin kaygıların sirayet<br />

G<br />

ettiği en güçlü konulardan<br />

biri, hayvanlar üzerinde<br />

test edilen ya da hayvansal içerik barındıran<br />

ürünler olarak karşımıza çıkıyor.<br />

Artık ürün ambalajlarına “Leaping<br />

Bunny” ya da “Cruelty-free” gibi sertifika<br />

logolarının yerleştirilmesi büyük<br />

önem taşıyor. Ancak bir ürünün vegan<br />

olup aynı zamanda hayvanlar üzerinde<br />

test edilmiş olabileceğini ya da hayvanlar<br />

üzerinde test edilmemesine rağmen<br />

hayvansal içerik barındırmasıyla vegan<br />

olamayacağını belirtmekte de fayda<br />

var. Şimdi biraz daha derine inelim.<br />

‘MAL’ STATÜSÜNDEN<br />

‘CAN’ STATÜSÜNE<br />

Avrupa Birliği Komisyonu tarafından<br />

Brüksel’den çıkan bir kararın neticesinde,<br />

AB sınırlarında hayvanlar üzerinde<br />

test edilen herhangi bir kozmetik<br />

ürünün pazara sürülemeyeceğinin kesinleştirildiği<br />

11 Mart 2013, kozmetik<br />

dünyasında bir dönüm noktası olarak<br />

karşımıza çıkıyor. Aynı şekilde Türkiye’nin<br />

de ülke sınırları içerisinde üretilen<br />

ürünler özelinde hayvanlar üzerinde<br />

test yapmanın yasak olduğu –her<br />

ne kadar kanun içerisinde “alternatif<br />

yöntemler kullanılabilir” söylemiyle<br />

bir açık barındırsa da- kanunu yürürlüğe<br />

koyması 2015’te gerçekleşmişti.<br />

Bilindiği üzere bu sene meclise sunulan<br />

hayvan hakları yasası kapsamında<br />

bugüne kadar kanun nezdinde “mal”<br />

kapsamında anılan hayvanların “can”<br />

statüsüne geçmesi ve böylelikle hayvanların<br />

maruz kaldıkları şiddetin her<br />

türlüsünün daha kuvvetli bir yaptırımı<br />

doğurması da gündemde.<br />

Markalar için hayvanlar üzerinde<br />

deney yapılmasının her zaman çok<br />

riskli bir alan olduğu aşikâr ama tüketicilerdeki<br />

satın alma bilincinin artması


da pazarı zorunlu bazı dönüşümlere<br />

itiyor. European Chemical Agency’nin<br />

2020’de yaptığı Animal Testing on<br />

REACH isimli araştırma tüketicilerin<br />

yüzde 84’ünün, kullandığı ürünlerde<br />

herhangi bir hayvansal içerik barındırdığını<br />

ya da hayvanlar üzerinde test<br />

edildiğini bildiği taktirde o ürünü satın<br />

almayacağını ortaya koyuyor.<br />

Son iki yıldır bu konudaki tartışmaların<br />

hukuksal boyuta taşındığı<br />

Meksika, Eylül ayında bu süreci bir karara<br />

bağladığını kamuoyuna duyurdu.<br />

Ülke, hayvanlar üzerinde test edilen<br />

ürünlerin üretimini ve globalden gelenlerin<br />

de Meksika sınırlarındaki<br />

satışını ve pazarlama faaliyetlerini<br />

tamamen durdurduğunu açıkladı. Bu<br />

hamlesiyle Meksika, Kuzey Amerika<br />

sınırları içerisinde hayvanlar üzerinde<br />

test edilmiş ürünlerin satışını durduran<br />

ilk, globalde de bu kararı alan<br />

41'inci ülke oldu.<br />

‘BİLGİLİ, AYDIN TÜKETİCİLER’<br />

2018’de Cruelty Free International ve<br />

The Body Shop işbirliğinde, kozmetik<br />

ürünlerde hayvanlar üzerinde test yapılmaması<br />

için başlatılan kampanya,<br />

8,3 milyon tüketiciye ulaşmıştı. Estee<br />

Lauder çatısı altındaki DECIEM’in<br />

başkan yardımcısı Dionne Lois Cullen,<br />

Nisan ayında Forbes’a verdiği bir demeçte<br />

tüketicilerin bu ürünlere bakışını<br />

şu şekilde özetliyordu: “Bugünün<br />

tüketicileri son derece bilgili, aydın<br />

müşteriler. Kendi değerleriyle uyumlu<br />

şirketlerle işbirliği yapmak istiyorlar<br />

ve çoğu, gezegene ya da hayvanlara zarar<br />

veren markalardan alışveriş yapmayı<br />

reddediyor.”<br />

Geçtiğimiz Nisan ayında günlerce<br />

gündemde kalan Save Ralph’i hatırlayanlarınız<br />

vardır. Neredeyse 50 milyon<br />

izlenme alarak, Twitter’da iki gün boyunca<br />

dünyanın en çok konuşulan konularından<br />

biri olan tavşan Ralph’in bu<br />

kadar ses getirmesi, hem tüketicilerin<br />

bu konudaki hassasiyetlerinin artmış<br />

olduğunu hem de Cullen’ın sözlerini<br />

kanıtlar nitelikte.<br />

e<br />

Hayvanlar<br />

üzerinde test<br />

yapmayan<br />

markaların<br />

oluşturduğu<br />

pazarın 2024’te<br />

10 milyar<br />

doları aşması<br />

bekleniyor.<br />

isimlerden biri, özellikle de Dove<br />

markasıyla birlikte Unilever. FMCG<br />

devinin 2019’da Türkiye pazarında da<br />

satışa sunulan Love Beauty & Planet<br />

markası çatısındaki ürünleri hem vegan<br />

hem de hayvanlar üzerinde test<br />

yapmayan ürünler olarak tüketicilere<br />

sunuluyor.<br />

Uzun yıllardır hayvanlar üzerinde<br />

test yapmayan The Body Shop ise bu<br />

sene yaptığı bir duyuruyla 2023’te hiçbir<br />

ürününde herhangi bir hayvansal<br />

içerik kullanmayarak yüzde 100 vegan<br />

bir marka olacağını belirtiyor. Garnier<br />

de bu yıl Leaping Bunny sertifikasını<br />

alan markalardan. Urban Decay, The<br />

Balm ve Essence gibi hayvanlar üzerinde<br />

test yapmayan çok sayıda marka<br />

mevcut. Pek tabii ünlüler de bu akıma<br />

katılmış vaziyette. 2017’de Rihanna’nın<br />

piyasaya sürdüğü Fenty Beauty<br />

ve bu sene Selena Gomez’in tüketiciyle<br />

buluşturduğu Rare Beauty markaları<br />

da hayvanlar üzerinde test yapmayan<br />

markalar olarak Türkiye pazarında da<br />

kendisine yer ediniyor.<br />

Market Research Future’un<br />

Şubat <strong>2021</strong>’de yayımlanan Global<br />

Cruelty-Free Cosmetics Market<br />

Research raporuna göre hayvanlar üzerinde<br />

test yapmayan markaların oluşturduğu<br />

pazarın 2024’te 10 milyar doları<br />

aşması bekleniyor. Statista verileri<br />

ise 2025’te vegan kozmetik ürün pazarı<br />

büyüklüğünün 20 milyar doların üzerinde<br />

gerçekleşeceğinin altını çiziyor.<br />

Veriler, pazardaki arz-talep dengesinin<br />

yakın gelecekte bu segmentin giderek<br />

daha da hareketli bir hâl alacağına ışık<br />

tutuyor. ■<br />

VEGAN VE CRUELTY-<br />

FREE ÜRÜN NEDIR?<br />

RESMÎ<br />

OLMAYAN<br />

TAVŞAN<br />

LOGOLARI<br />

Vegan ürün nedir?<br />

Ürün içeriğinde herhangi bir<br />

hayvansal madde içermeyen<br />

ürün.<br />

Cruelty – Free ürün nedir?<br />

Hayvanlar üzerinde test<br />

edilmeyen ürün.<br />

RESMÎ OLAN<br />

TAVŞAN<br />

LOGOLARI<br />

Selena Gomez-Rare Beauty<br />

The Body Shop<br />

AMBALAJLARDAKİ TAVŞANLAR<br />

11 Mart 2013’ten bu yana Avrupa Birliği’nin<br />

bu çağrısına en önde katılan<br />

Unilever: “Hayvanları değil, bilimi kullanın.”<br />

Dove<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 69


MARKETING<br />

EĞLENCE<br />

Lezzet<br />

meselesi,<br />

yeniden<br />

İHSAN ÖZÇITAK<br />

Deeper / Yönetici Ortak<br />

Pandemi nedeniyle evlerde<br />

geçirdiğimiz dönemde “comfort<br />

food” dediğimiz lezzetlerle ilişkimizin<br />

dönüşümünü incelememizin<br />

üzerinden yedi ay geçti. Yazla birlikte<br />

sokağa geri dönüşü takiben, sırada<br />

özlediklerimizin izini sürmek var.<br />

YAKINLARDAKİ KEYİF NOKTALARI<br />

İlk okazyonumuz evlerimizden çok da<br />

uzaklaşmadan, büyük planlar yapmadan teklifsiz<br />

gerçekleştirebildiğimiz küçük buluşmalar. Belki de<br />

sokakta olmaya alışmanın ilk adımları. Kebap dünyası<br />

ve döner tabii ki en ön planda. Hamburger, çıtır tavuk ve<br />

pizza ise ikinci tercihlerimiz.<br />

BİR ŞEYLER KUTLAYALIM!<br />

Sanırım en çok bunu özledik. Arkadaşlarla beraber bir<br />

doğum günü veya bir terfiyi kutlamak için bir araya<br />

gelmek, birikmiş stresten ve gelecek kaygılarından<br />

kurtulup günü yaşamak. Sokağa çıkınca ilk iş,<br />

kutlamalara geri döndük. Kutlamalarımızın lezzetleri<br />

olarak gurme lezzetler ve yabancı mutfaklara yerli ve<br />

milli kebap dünyası eşlik ediyor.<br />

KONSERLER VE CANLI ETKİNLİKLER<br />

Evet online’da tiyatro bile izledik ama bu birebir orada<br />

olmanın ve bir sanat aktivitesini kalabalıklarla birlikte<br />

deneyimlemenin yerini pek tutmuyor doğrusu. Yavaş<br />

yavaş kültürel faaliyetlere tekrar ısınmaya başladık.<br />

Eşlik eden lezzetlerde yabancı mutfakların yanı sıra<br />

pizza, döner ve çıtır tavuğu görüyoruz.<br />

art ayında -evlere kapanmamızın<br />

birinci yılında- KFC ile<br />

M ev içinde, özellikle “comfort<br />

food” dediğimiz keyifli lezzetlerle<br />

ilişkimizin nasıl dönüştüğünü araştırıp<br />

<strong>MediaCat</strong> okurlarıyla paylaşmıştık.<br />

Yaz aylarında sokağa geri döndüğümüzde<br />

ise aynı çalışmanın ev dışı versiyonunu<br />

gerçekleştirdik. Neleri özledik, hangi motivasyonla<br />

hangi buluşmaları gerçekleştiriyoruz<br />

ve bu buluşmalarda bize hangi keyifli<br />

lezzetler eşlik ediyor? Düzenli olarak<br />

analiz ettiğimiz Deeper davranışsal segmentlerinden<br />

hangileri bu okazyonlarda<br />

ön plana çıkıyor, sorularına cevap aradık.<br />

NELERİ ÖZLEDİK?<br />

Ev dışında gerçekleştirdiğimiz aktiviteleri<br />

dört büyük motivasyon öbeği altında inceledik:<br />

eğlence, uyum ve birliktelik, romantizm-öne<br />

çıkma ve canlılık-heyecan. ■<br />

SİNEMALAR DÖNÜYOR!<br />

Yazın bitmesiyle birlikte son iki yılın vizyona giremeyen<br />

hitleri birer birer salonlara geliyor. Hâlâ bir tedirginlik<br />

var. Bu da seçici olmamızı beraberinde getiriyor ama<br />

büyük salonları özlediğimiz de bir gerçek. Sinema<br />

öncesi ve sonrasında bu keyfe eşlik eden lezzetlerde<br />

çıtır tavuk ve pizza önde gözüküyor. Hamburger ve<br />

döner hemen arkadan takip ediyor.<br />

UYUM VE BİRLİKTELİK<br />

PARKTA PİKNİK VE DOĞAYLA BULUŞMA<br />

Parklarda buluşmak pandemi döneminde deyim yerindeyse<br />

hayat kurtaran bir aktivite oldu. Yapamadığımız<br />

birçok etkinliğin yerine geçti. Ve açılır kapanır sandalyelere<br />

altın çağını yaşattı, yaşatıyor. Park buluşmalarında<br />

pizza, hamburger ve çıtır tavuk gibi pratik lezzetler bize<br />

eşlik ediyor. Yaz aylarında dondurmanın da önemli bir<br />

yeri olduğunu belirtelim. Parkların dışında biraz daha<br />

şehirdışı doğa buluşmalarında ise mangal ile birlikte<br />

kebap dünyası bizi karşılıyor.<br />

70 <strong>MediaCat</strong>


BÜYÜK AİLE BULUŞMASI<br />

Uzunca bir süre sadece online olarak<br />

görüşebildiğimiz aile büyüklerimizle<br />

özellikle aşılar tamamlandıktan sonra<br />

öncelikle açıkhavada buluşmalar<br />

planladık, hasret giderdik. Bu birlikteliklere<br />

eşlik eden lezzetler kebaplar ve döner oldu,<br />

ardından gurme lezzetler geldi.<br />

ESKİ DOSTLAR<br />

Ertelenen büyük masalardan biri de lise,<br />

üniversite arkadaşları veya eski şirket<br />

grupları gibi nostaljik “eski dostlar”<br />

toplanmaları oldu. Bu buluşmalara gurme<br />

lezzetler ve yabancı mutfaklar öncelikli<br />

olarak eşlik ediyor.<br />

HEM ALIŞVERİŞ HEM EĞLENCE<br />

Kabul edelim ki alışverişe çıkmak<br />

rahatlamanın, sakinleşmenin bir yolu. Evet<br />

online alışveriş pandemi döneminde koptu<br />

gitti ama biraz dükkân gezmenin, yeni<br />

şeyler keşfetmenin tadı ayrı. Özlemişiz.<br />

Eşlikçi lezzetlere gelince neredeyse tüm<br />

lezzetler bir arada diyebiliriz. Pizza, çıtır<br />

tavuk, döner, hamburger ve makarna.<br />

ROMANTİZM-ÖNE ÇIKMA<br />

TANIŞALIM, KAYNAŞALIM<br />

Evet flört meselesi de artık online’da<br />

çözülüyor. İlk adımlar DM kutularında atılıyor<br />

ama fiziki mekânlarda tanışmak ve buluşmak<br />

için, ortak arkadaşların aracılığı gibi “eski”<br />

yöntemler hâlâ işe yarıyor. Bu heyecanlı<br />

aktivitelere pizza, paylaşmalık çıtır tavuk ve<br />

hamburger eşlik ediyor.<br />

ROMANTİK KUTLAMA<br />

Ev dışında gerçekleştirmeyi özlediğimiz<br />

aktivitelerden biri gerçekten romantik<br />

kutlamalar. Özenmek, ön hazırlık yapmak,<br />

belki bir sürpriz, en güzel kıyafetleri giymek…<br />

özleniyor. Bu özel günlerde bize yabancı<br />

mutfaklar, gurme lezzetler ve tabii makarna<br />

eşlik ediyor.<br />

KADINLAR BİR ARADA<br />

Kabul edelim ki sosyal hayat ancak ve ancak<br />

kadınların katılımıyla gelişip çeşitleniyor.<br />

Kadınların birlikte eğlendikleri masalar<br />

her mekâna değer katıyor. Şehirlerimizin<br />

gerçekten şehir olabilmesi o masaların hem<br />

adet hem de lokasyon olarak artmasıyla<br />

mümkün. Bu güzide masalarda yabancı<br />

mutfaklar ve gurme lezzetler görüyoruz.<br />

Hemen ardından çıtır tavuk ve hamburger<br />

geliyor.<br />

NETWORKING<br />

Evlerden çıktıktan sonra ihmal ettiğimiz<br />

networking buluşmalarına da geri dönmeye<br />

başladık. Sonuçta yeni müşteriler, yeni işler,<br />

kariyer fırsatları için en önemli yöntemlerden<br />

biri networking buluşmaları ve online’da<br />

bir karşılığı yok. Yabancı mutfaklar, gurme<br />

lezzetler ve pizza bu buluşmaların eşlikçisi.<br />

CANLILIK-HEYECAN<br />

MAÇ GÜNÜ<br />

Maç günü heyecanını çok özledik. Beraberce<br />

maça gitmeyi, bir yerlerde buluşup birlikte<br />

sevinip üzülmeyi çok özledik. Yavaş yavaş bu<br />

heyecan geri dönerken eşlikçi lezzetlerimizde<br />

kebap dünyası önde gözüküyor. Pizza ve çıtır<br />

tavuk takipte.<br />

ÖNE ÇIKAN SEGMENTLER<br />

Şehir hayatını daha çok yaşayan, sokağı<br />

daha iyi yaşamaya çalışan en ön plandaki<br />

segmentler şöyle gözüküyor: İstanbul<br />

kültür hayatı odaklı “İstanbul kazan ben<br />

kepçe”, sosyal konulara duyarlılığıyla öne<br />

çıkan “Empatik Gen-Z”, gösteriş sever genç<br />

erkeklerden oluşan “Toys for big boys”. Bu<br />

kitleleri görece yüksek alım gücüyle “Tuzu<br />

kuru Gen-Z”, giderek sıkışsalar da deneyim<br />

odaklı yaşamaya çalışan “Kariyer peşindeki<br />

gençler”, enerjik “Hardcore oyuncular”, şehrin<br />

kültürel mekânlarını deneyimlemeyi seven<br />

“Muhafazakar romantikler”, spiritüel tarafı<br />

güçlü “Evren-Enerji” ve yüksek empatiye sahip<br />

“Hayvanseverler” takip ediyor.<br />

LEZZETLE İLİŞKİMİZ<br />

Psikografik ve davranışsal<br />

segmentasyon bakış<br />

açısıyla ev içinde değişen<br />

lezzet ilişkimizi Mart <strong>2021</strong>’de<br />

mercek altına almıştık. Şimdi<br />

de çalışmamızı ev dışına<br />

taşıyarak ona yeni bir derinlik<br />

kazandırmayı hedefledik.<br />

Hasret kaldıklarımıza<br />

kavuştuğumuz bir yaz<br />

dönemini geride bıraktığımız<br />

bugünlerde, özlediğimiz<br />

anlar ve lezzet bağlantılarını<br />

okazyonlar özelinde inceledik.<br />

Bu farklılıklar bizi bir kere<br />

daha şaşırtsa da davranışsal<br />

ekonomi konusunda öğrenme<br />

iştahımızı fazlasıyla kabarttı.<br />

Kutlamalar ve keyif<br />

noktaları, doğayla buluşma ve<br />

alışveriş, uzun ilişki ve flört gibi<br />

başlıkların lezzetle olan ilişkisi,<br />

potansiyeline inandığımız<br />

kitlelere, okazyonlara ve<br />

davranışlara yatırım yaparken<br />

kuzey yıldızımız olmaya devam<br />

edecek. Değişen davranışları<br />

daha iyi anlamlandırmak<br />

için hazırladığımız lezzet<br />

haritamızın ikinci bölümünün<br />

herkes için ilgi çekici<br />

bir çalışma olacağını<br />

düşünüyorum.<br />

NASIL YAPILDI?<br />

ÖZKAN<br />

ÖZYAVUZ<br />

KFC Türkiye<br />

CMO<br />

Lezzet Haritası çalışmasında<br />

Deeper’ın ODTÜ ile beraber<br />

geliştirdiği, yaklaşık 100 bin<br />

kişiyle görüşülerek hazırlanan<br />

Türkiye Psikografik Haritası<br />

ve bu harita kapsamında<br />

takip edilen 160 davranışsal<br />

segmentin sosyal medya<br />

ayak izleri üzerinden yapılan<br />

analizler kullanılmıştır.<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 71


MARKETING<br />

Ta-dum!<br />

Markaların yıllar içerisinde geliştirdiği,<br />

kolayca tanınan ve zihinlere kazınmış görsel<br />

kimlikler, sesli mecralarda kaçınılmaz olarak<br />

boşa düşüyor. Gittikçe büyüyen, sadece sesli<br />

etkileşime müsait ortamlarda ise işitsel kimliğin<br />

önemi ön plana çıkıyor.<br />

u DOĞAN TERZİ<br />

John Cage, Sessiz Parça<br />

952’nin Ağustos ayında,<br />

1<br />

New York’taki bir konser<br />

salonunda izleyiciler,<br />

sahneye çıkıp piyanonun<br />

başına geçen ve 4 dakika 33 saniye boyunca<br />

hiçbir notaya basmayıp hiçbir<br />

ses çıkarmayan piyanisti şaşkınlıkla<br />

karşıladılar. Eser, 4 dakika 33 saniyede<br />

“sessizce” icra edilmişti. John Cage’in<br />

Sessiz Parça olarak da bilenen<br />

4’33’’ isimli eseri salondakileri, “artık<br />

bir tuşa basacak mı?” beklentisine düşürüp<br />

daha çok dinlemeye ve dikkat<br />

kesilmeye sevk etmişti. Bir yandan<br />

da bu cüreti oldukça patavatsız bulan<br />

geleneksel izleyiciler, can sıkıntısıyla<br />

ve ayıplarcasına homurdanıyordu. Bu<br />

eser salonda öyle bir dinleme zemini<br />

oluşturmuştu ki, homurdanmalar daha<br />

çok dikkat çekiyordu. Ancak avant-garde<br />

besteci ve müzik teorisyeni John Cage’e<br />

göre sessizlik diye bir şey yoktur,<br />

ses her yerdedir.<br />

İŞİTSEL MARKA KİMLİĞİ ÜZERİNE<br />

Sessizlik, bir başka deyişle sesin duraksaması,<br />

işitsel kompozisyonda<br />

önemli bir yer tutuyor ve markalar ve<br />

yaratıcıların sesli kimlik inşa ederken<br />

kullandıkları sesli logo, cingıl<br />

gibi birçok temel tasarımda karşımıza<br />

çıkıyor. Çok rastlanan ve üzerine<br />

oldukça konuşulan sesli logo örneklerinin<br />

başında Netflix’in ikonik açılışı<br />

var: Ta-Dum! Netflix bazı reklam<br />

videolarında mesajını ekrana metinle<br />

verip sonuna sesli logosunu ekliyor,<br />

Çok rastlanan ve<br />

üzerine oldukça<br />

konuşulan sesli<br />

logo örneklerinin<br />

başında Netflix’in<br />

ikonik açılışı var:<br />

Ta-Dum!<br />

bu sloganı bir seslendirene gereksinimi<br />

yok.<br />

Tek bir enstrümandan çıkmamış,<br />

bir melodiye benzemeyen bu sesler<br />

bütünü Netflix’in marka kimliğinde,<br />

görsel öğelerden daha önemli bir yer<br />

tutuyor olabilir mi? Yazılı sloganlarda<br />

olduğu gibi yayın yapılan ülkenin diline<br />

çevrilmesine gerek yok çünkü evrensel<br />

ve içeriğin, yayınlanan ülkenin<br />

kültürel yapısından ötürü çıkarılmasına<br />

ya da uyarlanmasına da gerek yok.<br />

Statista’nın <strong>2021</strong>’in ilk çeyreğindeki<br />

verilerine göre üye sayısı 200 milyonu<br />

geçen Netflix’in kırmızı N’sini görünce<br />

beynimizde o ses yankılanıyor ve<br />

Netflix için marka kimliğinin “kırmızı<br />

çizgisini” görüp duyuyoruz; Ta-Dum!<br />

RADYO, PODCAST<br />

VE ÇEVRİMİÇİ MÜZİK<br />

Sadece ürün açısından değil, tüketiciye<br />

ulaşma yolları açısından da<br />

72 <strong>MediaCat</strong>


Biz enerjimizi paylaşmaktan alıyoruz.<br />

60 yıldır her mutlu anı paylaştığımız için de<br />

hep genç kalıyoruz.<br />

60 YAŞINDAYIZ<br />

AMA HiÇ<br />

GÖSTERMiYORUZ


MARKETING<br />

birçok farklı mecra türüyor ve yaygınlaşıyor.<br />

Nörobilim temelli araştırmalarla<br />

tüketici davranışları üzerine<br />

çalışan ARN Neuro Lab, Görülebilen<br />

Ses isimli araştırmasında radyo, podcast<br />

ve çevrimiçi müzik içeriğinden<br />

oluşan üç farklı mecrada yayınlanan<br />

işitsel içeriklerin ve reklamların, tüketicinin<br />

beyninde, mecraya göre<br />

nasıl tepki doğurduğunu ölçmek için<br />

binlerce veri analiz ediyor. Araştırmaya<br />

göre radyo, diğer iki mecraya<br />

göre dinleyicilerle daha güçlü bir etkileşim<br />

kurabiliyorken, podcast’ler<br />

hafızada yer edinme açısından daha<br />

başarılı. Çevrimiçi müzik içerikleriyse<br />

markalara yönelik olumlu bir bakış<br />

açısı geliştirilmesine imkân sağlayabiliyor.<br />

Araştırmanın başındaki Dr.<br />

Bosshard’a göre bu üç mecranın, özünde<br />

birbirlerinden farklı oluşu, markalara<br />

kendilerini ifade etmeleri için özgün<br />

fırsatlar sunuyor.<br />

a<br />

İşitsel marka<br />

kimliğinin<br />

mümkün olan tüm<br />

tüketici temas<br />

noktalarına<br />

konuşlandırılması<br />

gerek.<br />

SES VE YAPAY ZEKÂ BİRLİKTELİĞİ<br />

Hâlihazırda kullanımda olan 320<br />

milyondan fazla akıllı speaker var ve<br />

Statista verilerine göre 2024 için öngörülen<br />

rakam 640 milyon. Buna ek<br />

olarak akıllı speaker’lar ve sesli asistanlar<br />

kullanılarak sesli komutla alışveriş<br />

yapma eğilimi de her geçen gün<br />

artıyor. Markaların yıllar içerisinde<br />

geliştirdiği, kolayca tanınan ve zihinlere<br />

kazınmış görsel kimlikler, sesli<br />

mecralarda kaçınılmaz olarak boşa<br />

düşüyor. Gittikçe büyüyen, sadece<br />

sesli etkileşime müsait ortamlarda<br />

ise işitsel kimliğin ehemmiyeti gelecekte.<br />

Brand Week Istanbul <strong>2021</strong>’de<br />

konuşmacı olarak dinleme fırsatına<br />

erişeceğimiz MasterCard CMO’su<br />

Raja Rajamannar için işitsel marka<br />

çalışmaları sadece akıllı speaker’larla<br />

sınırlı değil. Buna göre işitsel marka<br />

kimliğinin mümkün olan tüm tüketici<br />

temas noktalarına konuşlandırılması<br />

gerek. Buna ulaşmak için de teknolojinin<br />

işlevsel niteliği öne çıkıyor.<br />

Teknoloji, doğru mecrada o mecraya<br />

uygun içeriğin hedef kitleye iletilmesine<br />

önayak olduğu kadar, sıkça<br />

tartışılan yapay zekâ yaratıcılığı sayesinde,<br />

içeriğin üretilmesine de yardımcı<br />

oluyor. Stanford Üniversitesi<br />

tarafından Mart <strong>2021</strong>’de yayımlanan<br />

Artificial Intelligence Index Report’ta<br />

belirtildiği gibi, yapay zekâ sistemleri<br />

insanların sentetik ile sentetik olmayanı<br />

fark etmekte zorlanacakları<br />

bir benzerlikte metin, ses ve görüntü<br />

oluşturabiliyor. Yapay zekâ uygulamaları<br />

sayesinde markalar, herhangi bir<br />

aracıya ihtiyaç duymadan sadece bir<br />

arayüz kullanarak sesli içeriğin janr,<br />

tempo ve enstrümantasyonuna varıncaya<br />

dek birçok noktada kontrol sahibi<br />

olabiliyor ve kendi öncelikleri doğrultusunda<br />

kendi işitsel ürünlerini üretebiliyor.<br />

Bununla beraber markaların<br />

kimliklerini şekillendiren özellikler<br />

ile müzik ve sesin insanlar üzerindeki<br />

duygusal etkilerini anlatan datayı<br />

eşleştiren ve bu eşleştirmeden markanın<br />

işitsel DNA’sını çıkaran yapay<br />

zekâ uygulamaları da mevcut. Tüm<br />

bu yenilikçi teknolojiler iletilmek istenen<br />

mesajı da iletişim yollarını da<br />

baştan sona dönüştürüyor ve gelecekte,<br />

bahse değer tartışmaların hangi<br />

düzeyde ve kapsamda ele alınacağına<br />

ışık tutuyor. ■<br />

Dünyada kullanımda olan akıllı<br />

speaker sayısı<br />

320<br />

milyondan fazla.<br />

2024 öngörüsü 640 milyon<br />

Kaynak: Statista<br />

74 <strong>MediaCat</strong>


Biz tam 60 yıldır hayatı paylaşıyor,<br />

her zaman daha iyinin daha yeninin<br />

peşinde koşuyoruz.<br />

Bu ülkenin bitmeyen enerjisi<br />

olduğumuz için de<br />

hep genç kalıyoruz.<br />

60 YAŞINDAYIZ<br />

AMA HiÇ<br />

GÖSTERMiYORUZ<br />

Reklam f ilmimizi<br />

izlemek için:


ADVERTORIAL<br />

Mükemmel<br />

müşteri<br />

deneyiminde<br />

lider<br />

Yakın dönemde odağını, daha<br />

önce olduğundan çok daha<br />

yoğun bir biçimde, yarattığı<br />

ekosisteme ve paydaşlarına<br />

değer katacak projelere<br />

çeviren Royal Canin, Türkiye’de<br />

gerçekleştirdiği Perfect Store<br />

petshop dönüşüm hikâyesiyle<br />

evcil hayvan sahiplerinin<br />

petshop alışveriş deneyimlerini<br />

bambaşka bir boyuta taşımayı<br />

hedeflerken mama sektörüne de<br />

liderlik ediyor.<br />

76 <strong>MediaCat</strong><br />

SEVİL SÖZEN<br />

Royal Canin Türkiye Perakende Kanalı<br />

Satış ve Pazarlama Direktörü<br />

5<br />

0 yılı aşkın süredir kedi ve<br />

köpeklerin sağlığını beslenme<br />

yoluyla iyileştirerek<br />

dünyayı onlar için daha iyi<br />

bir yer yapmak amacıyla çalışan Royal<br />

Canin, Türkiye’de hayata geçirdiği<br />

Perfect Store projesiyle sektörde örnek<br />

işlere imza atıyor. Markanın, değişen<br />

müşteri ihtiyaçları doğrultusunda var<br />

olan operasyonlarını daha etkin ve verimli<br />

kullanmak adına hayata geçirdiği<br />

bu projeyle evcil hayvan sahiplerinin<br />

petshop alışverişlerinden optimum<br />

fayda sağlamaları amaçlanıyor.<br />

Perfect Store uygulamalarının olduğu<br />

mağazalarda, hayvan sahiplerinin<br />

petshop ziyaretlerinde mağazaya<br />

girdikleri andan itibaren Royal Canin<br />

marka deneyimi onlara eşlik edecek.<br />

Ayrıca evcil hayvan sahiplerinin alışveriş<br />

deneyimine artı değer katacak<br />

mağaza içi düzen-raf uygulamaları ve<br />

görsel uygulamalarla kedi ve köpeklerinin<br />

benzersiz doğalarına ve sağlık ih-<br />

tiyaçlarına göre hazırlanmış hassas ve<br />

etkili beslenme ürünlerine ulaşım da<br />

kolaylaşacak.<br />

SEKTÖRDE DEĞER YARATMAYA<br />

LİDERLİK EDECEĞİZ<br />

Alışveriş deneyiminin karar alma süreçlerini<br />

etkilediği günümüzde Perfect<br />

Store projesiyle amaçlarının müşteri<br />

ihtiyaçlarına cevap verirken aynı zamanda<br />

evcil hayvan mama sektöründe<br />

dönüşüme ve değer yaratmaya da liderlik<br />

etmek olduğunun altını çizen Royal<br />

Canin Türkiye Perakende Kanalı Satış<br />

ve Pazarlama Direktörü Sevil Sözen;<br />

“Artan hayvan nüfusu, hayvan hakları<br />

konusundaki farkındalığın gelişimi,<br />

sorumlu hayvan sahipliği kavramının<br />

farkındalığının artması ve evcil hayvan<br />

sahiplenme oranlarındaki artış<br />

eğilimleri pet sektörünün ‘hızlı tüketim<br />

ürünleri’ kategorisinde en hızlı<br />

büyümeyi gerçekleştirmesine olanak<br />

sağlıyor. Biz de en önemli satış kanal-


larımızdan petshop’lar üzerinden son<br />

tüketiciyle kurduğumuz anlamlı ilişkiyi<br />

onlara özel kişiselleştirilmiş, çok<br />

daha etkin bir pazarlama anlayışıyla<br />

sunmaya odaklanıyoruz ve mağaza içi<br />

uygulamaların kalitesini güçlendiriyoruz”<br />

dedi.<br />

“Her kedi ve köpeğin yaşına, kilosuna,<br />

ırkına göre daha yavruluk döneminden<br />

başlamak üzere farklı yaşam<br />

evrelerinde farklı beslenme ihtiyaçları<br />

bulunuyor. Royal Canin olarak biz,<br />

hayvanların doğru ve sağlıklı beslenmesinin<br />

refahını da birebir etkileyen<br />

önemli bir unsur olduğunu düşünüyoruz.<br />

Bu anlayışı da petshop’lar ile hayvan<br />

sahiplerine aktarmak istiyoruz.<br />

Perfect Store projemiz de beslenmenin<br />

kedi ve köpeklerin sağlığını korumanın<br />

ve geliştirmenin önemli olduğunu, yaşamlarının<br />

her evresinde farklılaşan<br />

ihtiyaçlarının karşılanmasının yaşam<br />

boyu birliktelikler için kilit bir rolde<br />

olduğunu hayvan sahiplerine aktarma<br />

K<br />

Perfect Store<br />

uygulamalarının<br />

olduğu<br />

mağazalarda,<br />

hayvan sahiplerinin<br />

petshop<br />

ziyaretlerinde<br />

mağazaya girdikleri<br />

andan itibaren<br />

Royal Canin marka<br />

deneyimi onlara<br />

eşlik edecek.<br />

çabamızın bir sonucu. Beslenme aracılığıyla<br />

sağlık hedefimiz doğrultusunda<br />

yenilikçi çözümlerimizi ve rol model<br />

uygulamalar yaratmayı sağlayacak çalışmalarımızı<br />

yaygınlaştıracağız. Global<br />

ağımız ve global gücümüz sayesinde<br />

kazandığımız deneyimi paydaşlarımıza<br />

aktarmaya devam edeceğiz” açıklamasında<br />

bulunan Sözen, sözlerine şöyle<br />

devam etti:<br />

“Her zamankinden çok daha fazla<br />

bir şekilde odağımızı, yarattığımız<br />

ekosisteme ve dolayısıyla paydaşlarımıza<br />

değer katacak projelere çevirdik.<br />

Marka olarak paydaşlarımız ve hayvan<br />

sahiplerine deneyimlettiğimiz<br />

mükemmel müşteri memnuniyetini<br />

artırarak sürdürme hedefindeyiz. Bu<br />

sebeple değer odaklı iş modelimizi geliştirerek<br />

tüm paydaşlarımız nezdinde<br />

katma değerli işler yapmaya ve kategori<br />

büyümesini hızlandırmaya devam<br />

edeceğiz.”<br />

ROYAL CANIN TÜRKİYE<br />

AİLESİ GELECEĞİ BİRLİKTE<br />

ŞEKİLLENDİRİYOR<br />

Evcil hayvan mama sektörü, küresel<br />

büyümeye giderek artan oranda katkı<br />

sunan ve aynı zamanda da en hızlı büyümeyi<br />

gerçekleştiren pazar segmentleri<br />

arasında yer alıyor. Çift haneli büyüyen<br />

evcil hayvan beslenmesi pazarı<br />

pandemide de büyüme trendini korumaya<br />

devam etti.<br />

Hayvan sağlık ve bakımına ilişkin<br />

kategori, özellikle pandemi süresince<br />

ciddi bir ivme yakaladı. 2019 yılı rakamları<br />

değerlendirildiğinde, sektörün<br />

dünyada 102,7 milyar dolar değerinde<br />

bir hacme sahip olduğunu ve evcil hayvan<br />

beslenmesinin bu büyümenin itici<br />

gücünü oluşturarak yüzde 80 gibi bir<br />

oranda katkı sunduğunu belirten Sevil<br />

Sözen şu açıklamada bulundu: “Royal<br />

Canin olarak temel sorumluluğumuzun<br />

‘Hayvanlar için Daha İyi Bir Dünya’<br />

oluşturmak olduğuna inanıyoruz.<br />

Bu kapsamda hayvan sahipliğinin artmasını<br />

önemsiyor, değer yaratarak tüm<br />

yaşam evrelerinde hem sahipleri hem<br />

de hayvanları için yaşam boyu sürecek<br />

bir birlikteliği mümkün kılmaya odaklanıyoruz.<br />

Hayata geçirdiğimiz Sorumlu<br />

Hayvan Sahipliği rehberleri, dijital<br />

platformlarımız, bilgi paylaşımı odaklı<br />

tüm aksiyonlarımız bu odağımızın birer<br />

parçası.<br />

“Royal Canin olarak sadece ürünlerimizle<br />

değil, tüm bilgi ve tecrübemizle<br />

onların yanında olduğumuzu göstermek<br />

istiyoruz. Bu kapsamda odağımızı<br />

herkese değer katacak bir Royal Canin<br />

ekosistemi oluşturmak üzerine şekillendiriyoruz.<br />

Bu ekosistem içerisinde<br />

beslenme aracılığıyla sağlık anlayışımızı<br />

gerçekleştirme noktasında en büyük<br />

paydaşlarımızdan biri olan petshop’lar<br />

için müşteri deneyimini yeniden tasarlama<br />

süreci bizim için çok değerli.<br />

Ürünlerimizin ardında yatan beslenme<br />

felsefemizi tüm hayvan sahipleri<br />

ve diğer paydaşlarımızla paylaşmak<br />

ve ürünlerimizi tüm kedi ve köpeklere<br />

ulaştırmak için, her geçen gün büyüyen<br />

ekibimiz sayesinde, tüm adanmışlığımızla<br />

çalışmaya devam edeceğiz.” ■<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 77


DİJİTAL<br />

Trend Analizi<br />

Gündem<br />

okula dönüş<br />

Somera’nın ülke gündemini meşgul eden<br />

gelişmelerle birlikte, markalar ve celebrityinfluencer<br />

dünyasının sosyal medyadaki<br />

yansımalarını <strong>MediaCat</strong> için derlediği Trend<br />

Analizi, Eylül sonuçlarıyla karşınızda.<br />

omera’nın ülke gündemini<br />

S<br />

meşgul eden gelişmelerin,<br />

markalar ve celebrity -<br />

influencer dünyasının sosyal<br />

medyadaki yansımalarını derlediği<br />

Trend Analizi’nin 27 Ağustos – 17<br />

Eylül tarih aralığındaki sonuçlarıyla<br />

başlıyoruz. Eylül ayında sosyal medyada<br />

en çok konuşulanlara, futbol ile<br />

birlikte orman yangınları ve okula<br />

dönüş konuları damga vurdu. Öyle ki<br />

LeMan dergisi, Ovacık ve Marmaris<br />

orman yangınlarını kapağına taşıdığı<br />

yeni sayısı hakkındaki paylaşımıyla<br />

Twitter’da en çok konuşulan yayınlardan<br />

oldu.<br />

Covid-19 pandemisi devam ettikçe<br />

eğitim-öğretimdeki uygulamalara<br />

yönelik eleştirilerde de tansiyon<br />

düşmedi. #NePcrNeAşı ve #MebOnlineDevam<br />

ile birlikte Anadolu Üniversitesi<br />

açıköğretim sınavlarının<br />

4 Eylül’de yüz yüze yapılacağı haberinin<br />

öğrenciler tarafından büyük<br />

tepki toplamasının ardından, #4eylulcovidbayramı<br />

ve #bilimkuruluonlineyapacak<br />

ayın öne çıkan etiketleri<br />

oldu. Üniversite öğrencilerinin ders<br />

başı yaptıkları ayda gündeme gelen<br />

bir diğer konu ise barınma sorunuydu.<br />

Koronavirüs gündemine ilişkin<br />

konuşmalar ise #HerYerMaltepeHer-<br />

YerDireniş ve #KöleOlmayacağız etiketleri<br />

altında toplandı.<br />

YEMEKSEPETİ BİRİNCİLİĞİ<br />

KAPTIRMADI<br />

Sosyal medyada ayın en çok konuşulan<br />

markalarına baktığımızda Yemeksepeti’nin<br />

e-ticaret sektörü markaları<br />

arasında istikrarlı bir başarı<br />

sürdürdüğü görülüyor. Onu, Trendyol<br />

ve Hepsiburada takip ediyor. Getir<br />

ise gerek İstanbul Esenyurt’taki<br />

bir bayisine bağlı çalışan kuryelerin<br />

sosyal medyaya yansıyan görüntülerine<br />

ilişkin gerçekleştirdiği kamuoyu<br />

açıklaması iletisi gerekse de Tottenham<br />

Hotspur’un antrenman forması<br />

sponsorluğunu duyurduğu paylaşımıyla<br />

öne çıkıyor.<br />

İŞBİRLİĞİ ÇARPANI<br />

Trend Analizi, ünlüler ve influencer’larla<br />

yapılan işbirliğinin markaların<br />

sosyal medyadaki performansı<br />

m<br />

Eylül ayında sosyal<br />

medyada en çok<br />

konuşulanlara<br />

futbolla birlikte,<br />

orman yangınları<br />

ve okula dönüş<br />

konuları damga<br />

vurdu.<br />

üzerinde ne denli etkili olduğunu da<br />

ortaya koyuyor. Buna göre, Türkiye<br />

İş Bankası, Maksimum Kart’ın Çağlar<br />

Çorumlu’nun Zeki Müren’i canlandırdığı<br />

20’nci yıl reklam filmiyle;<br />

BMW, Kerem Bürsin’in yol modelini<br />

anlattığı serisiyle; ING Türkiye, Ezgi<br />

Mola’nın rol aldığı #senhayatınıyaşa<br />

etiketiyle yaptığı paylaşımla finans<br />

sektörünün en yüksek konuşulmaya<br />

ulaşan markaları oldu.<br />

Ekranın en çok konuşulan ünlüleri<br />

ise Kerem Bürsin ve Hande Erçel’di.<br />

Erçel, reklam yüzü olduğu Nocturne<br />

markasından bahsettiği paylaşımı ve<br />

Signal Türkiye işbirliğiyle gerçekleştirdiği<br />

paylaşımıyla en yüksek etkileşim<br />

alan oyuncu unvanını elde etti.<br />

Alp Navruz ise Yves Rocher’nin global<br />

marka yüzü olduğunu duyurduğu<br />

haberiyle kendinden söz ettirdi. ■<br />

78 <strong>MediaCat</strong>


DİJİTAL<br />

Dijital,<br />

emlakçıları<br />

sevmez<br />

KAYHAN DURAL<br />

4129Grey, Chief Digital Officer<br />

Dijital, aracıları<br />

sevmiyor ve<br />

onları tekrar<br />

tekrar etkisiz<br />

hale getirmeye<br />

çalışıyor. Tek<br />

otoriteden<br />

uzaklaşan,<br />

aracıyı ortadan<br />

kaldıran her<br />

yenilik, bu devrim<br />

içerisindeki her<br />

bir teknoloji<br />

seviyesinde<br />

kıymet görüyor.<br />

eçtiğimiz günlerde bir dostum:<br />

“Reklamın dijitali ta-<br />

G<br />

mamen ayrı düşünülmeli.<br />

Sonuçta dijitalin kendisi<br />

zaten bir devrim. TV’deki reklam filmlerinin<br />

dijitalde çalışmamasının sebeplerini<br />

niye açıklamaya çalışıyoruz ki?<br />

Çalışması zaten mucize olurdu” dedi.<br />

Ne kadar haklı bi bakış açısı yorum sizin<br />

ancak ben bu “dijital devrim” lafını<br />

sevdim. Bu yazımda biraz bunu irdeleyebilirim.<br />

Değil mi?<br />

(Uyarı: Makale bu noktadan itibaren<br />

birazcık nerd’leşiyor.)<br />

İKİ RAKAM<br />

Dijital terimi, Latince digitus (parmak)<br />

kelimesinden gelir.<br />

Parmaklarımızla sayarız, bu yüzden<br />

dijital aşağı yukarı “sayısal” anlamına<br />

gelir. Bizim bağlamımızda bu<br />

terim, herhangi bir bilgiyi bir sayıya<br />

dönüştürecek şekilde tasarlanmış, oldukça<br />

parlak belirli bir sistemi nitelemek<br />

için kullanılıyor. Açmak gerekirse,<br />

iki rakamın, 0 ile 1’in sıralanmasıyla<br />

oluşan sayılar bunlar. 7 ile 8’i de kullanabilirdik<br />

ama sonuçta önemli olan, iki<br />

rakamın, yalnızca iki rakamın olması…<br />

Az çok “açık ile kapalı”ya da “evet ile hayır”a<br />

denk gelen iki rakamın. Dünyayı<br />

değiştiren devrimler sayıca çoktur ve<br />

bunlar çoğu zaman teknolojik niteliklidir.<br />

Ama insanları değiştiren ve bunu<br />

radikal şekilde yapan devrimler sayıca<br />

azdır. Bunları zihinsel devrimler şeklinde<br />

adlandırabiliriz. Yüzyıllar boyu<br />

insanlığın davranışına yön verirler.<br />

Dijital devrim tam da buraya oturuyor.<br />

Teknolojinin bir sonucu olarak ortaya<br />

çıkan bir dünya değil, demokratizas-<br />

yon ihtiyacında, özgürlük peşinde zihinlerin<br />

ortaya çıkardığı bir zihinsel<br />

devrim… En yalın haliyle “her şey”i 0<br />

ve 1’e indirgeyerek geliştiren bir zihinsel<br />

devrim yani…<br />

Peh.<br />

İşin ilginç kısmı da şu, bu devrimde<br />

de doğrusal olarak gelişerek bir yere<br />

doğru gitmiyoruz. Teknolojisini çok<br />

hızlı geliştirsek de birçok konuda bir<br />

döngü içerisinde tekrarlayıp duruyoruz,<br />

defalarca deniyoruz ve keşfediyoruz.<br />

(Söz, reklama girmeyeceğim.)<br />

Şu anki ön blockchain ortamı, hayatımızın<br />

göbeğindeki dijital servislerin<br />

(Facebook, Google, Wiki, LinkedIn vb.)<br />

1990’ların sonundaki ilk denemelerine<br />

fena halde benzemiyor mu?<br />

GERİYE DÖNÜŞ<br />

Araştırmak için 2001’de Amerika'da<br />

patlayan ve bir Amazon hissesini birkaç<br />

günde 87 değil de 7-8 dolardan almanızı<br />

sağlayan dot.com balonundan bahsetmeye<br />

var mısınız? Birazcık eğlenelim:<br />

• kozmo.com. Merkezleri New<br />

York’taydı. Siparişlerini bir saat<br />

içinde ücretsiz teslim etmeyi vaat<br />

ediyorlardı. Siparişi bisikletleri,<br />

hatta metro ve otobüsü kullanarak<br />

getiriyorlardı. Üç yıl ayakta kaldılar.<br />

• Inktomi. İsmi Lakota, (Amerikan<br />

yerlileri) dilindeki bir kelimeden<br />

geliyordu. Bir arama motoruydu.<br />

Google’ı kuran Brin ile Page’in biyografisini<br />

okurken Inktomi’den<br />

söz edildiğini duymuştum. İkilinin<br />

arama motoru oluşturmaya koyulmalarının<br />

nedenlerinden biri Inktomi'nin<br />

search edildiğinde kendini<br />

bile bulamıyor oluşuydu.<br />

• pets.com. İnternet üzerinden köpek<br />

maması satıyordu. Site iki yıl<br />

devam etti.<br />

• ritmoteca.com. İnternette ilk<br />

müzik satan kişilerdi. Napster’lar,<br />

Kazaa’lar ile herkes korsan müzik<br />

indirebilince bu güzel fikir çok hızlı<br />

öldü.<br />

• Excite. 1995’te faaliyete geçen, 4<br />

milyon dolarlık yatırım için sermayedar<br />

bulan birkaç öğrencinin<br />

kurduğu bir portaldı. İyi yapılmıştı,<br />

ünlüydü ama para kazanmıyordu.<br />

2001’de iflas etmeden birkaç yıl<br />

önce, ofislerine, buldukları arama<br />

motoruna 1 milyon dolar teklif etmek<br />

üzere iki öğrenci gelmişti. Bu<br />

budala isimli şirkete (Google), Excite’takiler<br />

kahkahalarla gülüp iki<br />

öğrenciyi ofisten kovmuşlardı.<br />

TEK OTORİTEDEN UZAK<br />

Bu zihinsel devrim içerisinde aynı baza<br />

sahip fikirler, farklı teknolojilerle hayat<br />

buluyor ve her defasında yepyeni bir<br />

şeymiş gibi çok büyük ses getirebiliyor.<br />

Dijital, aracıları sevmiyor ve onları<br />

tekrar tekrar etkisiz hale getirmeye<br />

çalışıyor. Tek otoriteden uzaklaşan,<br />

aracıyı ortadan kaldıran her yenilik,<br />

bu devrim içerisindeki her bir teknoloji<br />

seviyesinde kıymet görüyor.<br />

Ultima Online ile Roblox metaverse’leri,<br />

World Wide Web ile Ethereum<br />

Network’ü, Bitclout ile Twitter,<br />

mIRC ile Twitter, blockchain ile internet<br />

fena halde birbirine benziyor.<br />

Reklamcılar olarak ipucunu aldıysak,<br />

ajanslarla developer’ları tekrar barıştırabilir<br />

miyiz? (!) ■<br />

80 <strong>MediaCat</strong>


DİJİTAL<br />

Yorum<br />

Sahadaki yeni<br />

oyuncular<br />

CHRISTIAN FACEY<br />

AudioMob Kurucu ve CEO<br />

B<br />

ugün 2,7 milyar insan, yani<br />

dünya nüfusunun yaklaşık<br />

3’te 1’i video oyun oynuyor.<br />

Bu, reklamverenlere etkileşimi<br />

yüksek, geniş bir oyuncu kitlesine<br />

erişebilmek için eşsiz bir fırsat sunuyor.<br />

E-spor endüstrisi 159,3 milyar dolarlık<br />

bir endüstri. Bunun 2023’e kadar<br />

200,8 milyar dolara erişmesi; yüzde<br />

77’sinin, yani 154,6 milyar dolarlık gelirinin<br />

ise oyun içi reklamlardan elde<br />

edilmesi bekleniyor.<br />

OYUNLARDA ÇEŞİTLİLİK<br />

Yeni nesil oyuncular genelde yanlış anlaşılıyor.<br />

Oyuncu kitlesinin çoğunlukla ergen<br />

erkeklerden oluştuğu inancı yaygın.<br />

2,7 milyar oyuncunun demografik çeşitliliğini<br />

bir nefeste anlamak mümkün<br />

olmasa da birkaç içgörü bize yardımcı<br />

olabilir:<br />

• Dünya çapında mobil oyun oyuncularının<br />

yüzde 63’ü kadınlardan oluşuyor.<br />

• ABD’de 50 yaş üstü yetişkinlerin yüzde<br />

44’ü düzenli olarak video oyun<br />

oynadıklarını belirtiyor. Kadınların<br />

yüzde 49’u, erkeklerin yüzde 40’ı düzenli<br />

olarak video oyun oynuyor.<br />

• Annelerin yüzde 71’i video oyun oynuyor.<br />

• Birleşik Krallık’ta 16-69 yaş arası kişilerin<br />

yüzden 86’sı son bir sene içerisinde<br />

video oyun oynadığını, yüzde<br />

54’ü “çoğu zaman” video oyun oynadığını<br />

belirtiyor.<br />

E-spora en düşkün olanlar kendilerini<br />

“oyuncu” olarak tanımlamıyorlar.<br />

Birleşik Krallık’ta çoğu zaman video<br />

oyun oynadığını belirten kadınların<br />

sadece 3’te 1’i kendini oyuncu olarak<br />

tanımlıyor. Oyuncuların genç erkekler<br />

82 <strong>MediaCat</strong><br />

g<br />

Yeni nesil oyuncular<br />

genelde yanlış<br />

anlaşılıyor.<br />

Oyuncu kitlesinin<br />

çoğunlukla ergen<br />

erkeklerden<br />

oluştuğu inancı<br />

yaygın. 2,7 milyar<br />

oyuncunun<br />

demografik<br />

çeşitliliğini bir<br />

nefeste anlamak<br />

mümkün olmasa da<br />

birkaç içgörü bize<br />

yardımcı olabilir.<br />

olduğu klişesi göz önünde bulundurulunca<br />

bu çok şaşırtıcı değil.<br />

OYUNCULAR VE REKLAMLAR<br />

ETKİLEŞİM İÇİNDE<br />

Mobil, en büyük ve çeşitli oyuncu kitlesinin<br />

bulunduğu mecra. Çoğu tüketici için<br />

mobil oyunların bedava olması şaşırtıcı<br />

değil -ki mobil oyunların reklamlar sayesinde<br />

bedava olduğunun farkındalar. Bu<br />

nedenle mobil oyuncu kitlesi reklamlarla<br />

daha yüksek etkileşim içinde.<br />

Tapjoy’un araştırmalarına göre, mobil<br />

oyunlardaki reklamlara dikkatini verenler<br />

yüzde 41 iken; tüketicilerin yüzde<br />

17’si daha geleneksel online reklamlara<br />

dikkatini veriyor, yüzde 15’i dergilerdeki<br />

reklamlara, diğer yüzde 15’i ise billboard’lara<br />

dikkat ediyor.<br />

Peki, markalar milyarlarca insan arasından<br />

kendilerine dikkat kesilecek tüketicilere<br />

nasıl ulaşabilir? Her şey doğru<br />

ortağı ve teknolojiyi seçebilmeye bağlı.<br />

Günümüz tüketicilerinin reklam ve teknolojiyi<br />

iyi anladıklarını, az zamanlarının<br />

olduğunu, dikkatlerinin çabuk dağıldığını<br />

ve gizlilik hakkında hassas olduklarını<br />

biliyoruz. Bu nedenle reklamın etkili<br />

olabilmesi için mobil oyunlara deneyimi<br />

bozmayacak ama oyuncunun dikkatini<br />

çekecek şekilde entegre edilmesi gerekiyor.<br />

Reklamın aynı zamanda ölçülebilir<br />

olması ve eylem çağrısı içermesi gerekiyor.<br />

Kullanıcıların kişisel bilgilerini ihlal<br />

etmeden, bağlamsal verilerin toplanması<br />

gerekiyor. Böylelikle reklamlar kişisel bilgilerden<br />

ziyade davranışa göre hedeflenebiliyor.<br />

Akıllı seçimler yaparsanız, mobil<br />

oyunlar aracılığıyla markanız uygun ve<br />

büyük bir kitleyle anlamlı bir bağlantı<br />

kurabilir. ■<br />

Dünyada video oyunu oynayan<br />

2,7<br />

Bu rakam dünya nüfusunun yaklaşık 3’te 1’i.<br />

milyar<br />

insan var.


ADVERTORIAL<br />

İkonik<br />

marka Visa<br />

yenileniyor<br />

Birim Gönülşen<br />

VISA GÜNEYDOĞU AVRUPA<br />

PAZARLAMA BAŞKANI<br />

Dünyanın en değerli<br />

markalarından Visa,<br />

yeni bir marka dönüşüm<br />

süreci başlattı ve bu<br />

yenilenme kampanyasını<br />

Visa’yla Tanış sloganıyla<br />

Türkiye’de ve tüm<br />

dünyada duyurdu. İkonik<br />

markanın bu heyecanlı<br />

evrim sürecini Visa<br />

Güneydoğu Avrupa<br />

Pazarlama Başkanı Birim<br />

Gönülşen’den dinledik.<br />

84 <strong>MediaCat</strong>


Visa ikonik bir marka ve yakın<br />

zamanda Visa’yla Tanış sloganıyla<br />

bir marka dönüşümüne<br />

gittiniz. Visa’yla zaten daha<br />

önceden tanışıyorduk, neden<br />

yeniden tanıştırma ihtiyacı hissedildi?<br />

Evet, ne güzel söylediniz… Aslında<br />

herkes Visa’nın ne olduğunu bildiğini<br />

düşünüyor. Visa markası hepimizin<br />

hayatında yer eden ikonik bir marka.<br />

Cüzdanınızı açtığınızda, bir dükkâna<br />

girdiğinizde, ödeme yaptığınızda sürekli<br />

karşılaşıyorsunuz. Diğer yandan<br />

birçoğumuz markanın arkasında global<br />

ölçekte sayısız insan, iş ortakları<br />

ve ürünlerden oluşan dinamik bir ağın<br />

bulunduğunun farkında değiliz. Sahip<br />

olduğu geniş ağla insanları birbirine<br />

bağlayan, hayatımızı kolaylaştıran, hayalini<br />

kurduğumuz olasılıklar hakkında<br />

tüm dünyanın kapılarını açarak ilham<br />

veren, her an her yerde yanımızda<br />

olan bir şirket. Bugün dünyanın en ücra<br />

köyünde üretim yapan bir zanaatkârla<br />

bizi buluşturabilen, onun ürünlerini<br />

satın alabilmemizi sağlayan bir marka.<br />

Bunun değeri hem o zanaatkâr hem de<br />

tüketiciler için müthiş!<br />

Visa’yla Tanış marka dönüşümünde<br />

sadece bir başlangıç, dünya genelinde<br />

faaliyet gösterdiğimiz 200’den fazla<br />

pazarda zamana yayılarak devam edecek.<br />

Visa’yla Tanış diyerek markanın<br />

sunduğu tüm değerleri anımsatmayı<br />

sürdüreceğiz.<br />

Yeni marka kimliğini oluştururken<br />

bir araştırma yapıldı mı;<br />

öne çıkan sonuçlar neler oldu?<br />

Aslında tüm Visa kampanyalarının ortak<br />

noktası veri odaklı, tüketiciyi iyi<br />

anlama odaklı olmaları. Hemen her<br />

kampanya öncesinde anket çalışmaları<br />

gerçekleştiriyoruz. Visa’yla Tanış<br />

öncesinde de önemli anket çalışmaları,<br />

bizim deyişimizle dokuz aylık bir keşif<br />

çalışması gerçekleşti. 10 ülkede 10<br />

binin üzerinde katılımcının görüşleri<br />

alındı, dünyanın dört bir yanındaki<br />

farklı pazarlarda kilit paydaşlarla nicel,<br />

nitel görüşmeler yapıldı.<br />

Gördük ki, tüketiciler karar verme<br />

ânında genellikle rasyonel olmaktan<br />

çok duygusal davranıyorlar. Tüketicilerin<br />

markalardan önemli bir beklentisi<br />

var ve bu sadece ürün ve müşteri<br />

deneyimi hakkında değil! Mesela<br />

küresel tüketicilerin yüzde 75’i satın<br />

alma kararlarının bir markanın sosyal<br />

H<br />

‘Visa gibi ikonik<br />

bir markanın<br />

60 yıl sonra<br />

kendini yeniden<br />

tanımladığı,<br />

izleyicilere nerede<br />

durduğunu ve ne<br />

için çabaladığını<br />

açıkça gösterdiği<br />

ânın bir parçası<br />

olmak bir<br />

pazarlama<br />

yöneticisi için az<br />

bulunur bir şans.’<br />

konulara katılımından etkilendiğini<br />

söylüyor, 30 yaşın altındakilerin yüzde<br />

80’inden fazlası, şirketlerin ve markaların<br />

insanlığın karşılaştığı zorlukların<br />

çözümünün önemli bir parçası olduğuna<br />

inanıyor.<br />

Net bir şekilde biliyoruz ki, artık<br />

tüketiciler sunulan ürün kadar şirketin<br />

değerlerine, niyetine, amacına da<br />

değer veriyor. İşte bu noktada Visa’nın<br />

değerlerini iyi yansıtabilen bir kampanya<br />

tasarlama önceliği daha da önem<br />

kazanıyor.<br />

Yeni marka imajınızda eşittir<br />

işaretine benzeyen iki çizgi görüyoruz.<br />

Bunun hikâyesi nedir?<br />

Çok güzel bir benzetme yaptınız. Çünkü<br />

gerçekten de öyle. Visa’nın özünü<br />

anlatan bir marka sembolü. Değerlerimizin<br />

güzel bir özeti; eşitliğe, fırsata<br />

olan bağlılığımızın bir hatırlatıcısı.<br />

Aynı zamanda daha iyi bir geleceğe<br />

doğru bir hareket de içeriyor.<br />

Yenilenen marka kimliğinizin<br />

öne çıkan özellikleri ve dayanakları<br />

neler? Mesela yeni logonuz<br />

neleri ifade ediyor?<br />

Başta da söylediğim gibi şirketin değerlerini,<br />

niyetini, amacını en iyi şekilde<br />

yansıtmak çok önemliydi. Bence Visa<br />

bu açıdan çok şanslı bir yerde. Visa<br />

olarak her yerde herkesi kapsayan ekonomilerin<br />

herkesi her yerde yükseltebildiğine<br />

inanıyoruz. Bu inanç, yaptığımız<br />

her şeyin temelini oluşturuyor<br />

ve sunduğumuz ürünleri ve çözümleri<br />

tanımlıyor.<br />

Mesela, Visa küresel olarak, dijital<br />

ekonomiye girebilmeleri ve ilerleyebilmeleri<br />

için daha önce banka hesabı<br />

olmayan veya yetersiz hizmet alan 500<br />

milyon kişiye, dijital ödemelere erişim<br />

sağladık. 30 ülkede finansal okuryazarlık<br />

programları sunarak bu çabalarla<br />

milyonları eğittik. Türkiye’de de Paramı<br />

Yönetebiliyorum projemizle eğitimlerimize<br />

devam ediyoruz. Ayrıca, dünya<br />

çapında 50 milyon küçük ve mikro<br />

işletmeyi dijital olarak etkinleştirmek<br />

için taahhütlerimiz var.<br />

Küreselleşmeyi, dünyanın en<br />

ücra köşelerine bile nasıl da<br />

bağlı olduğumuzu çok güzel<br />

anlatan bir kampanya filminiz<br />

var. Kampanyanın arkasındaki<br />

fikirden, yaratıcı ekipten bahseder<br />

misiniz?<br />

Dünyanın önde gelen yaratıcı yetenekleri<br />

tarafından hazırlanan ve Türkiye’de<br />

de yayına giren Visa’yla Tanış<br />

kampanya filmi Visa’nın global ağının<br />

gücünü gözler önüne başarıyla seriyor.<br />

Filmde yer alan küçük işletmelerin ve<br />

esnafın hepsi gerçek. Mesela filmdeki<br />

İspanyol anne kız gerçekten de o tapas<br />

restoranının sahipleri… Halı tüccarı<br />

Fas’tan Medine kentinin hareketli sokaklarından;<br />

halı dokumacıları, Atlas<br />

Dağları arasındaki Berberi köyünden...<br />

Hepsi gerçek kişiler ve gerçek meslekleriyle<br />

filmimizdeler. Filmin yönetmeni<br />

çağımızın önemli yeteneklerinden Malik<br />

Hassan Sayeed. Kampanya Visa’nın<br />

küresel kreatif ajansı Wieden+Kennedy<br />

tarafından tasarlandı. Biz de burada,<br />

Publicis’le uyum içinde çalışarak bu<br />

muhteşem filmi Türkçeleştirdik…<br />

Bu arada yaşanan dönüşümün<br />

önemli bir unsuru olan yeni logomuzun<br />

da küresel çapta hizmet veren ama<br />

aynı zamanda butik bir tasarım firması<br />

Mucho ile ortaklaşa tasarlandığını söylemek<br />

isterim.<br />

Size göre Visa’yla yeniden tanışmamız<br />

için hayata geçirdiğiniz<br />

marka evriminin en heyecan<br />

verici kısmı ne oldu?<br />

Birkaç açıdan çok heyecan verici. İlk<br />

olarak Visa gibi ikonik bir markanın 60<br />

yıl sonra kendini yeniden tanımladığı,<br />

izleyicilere nerede durduğunu ve ne<br />

için çabaladığını açıkça gösterdiği ânın<br />

bir parçası olmak bir pazarlama yöneticisi<br />

için az bulunur bir şans.<br />

Bir de Visa’yla Tanış çağrısının çok<br />

ötesinde, artık gerçek manada globalleşen<br />

dünyada herkesin küresel ekonomiye<br />

katılması için erişimin kilidini<br />

açma amacımızı ve çabalarımızı çok<br />

güzel bir şekilde ifade eden bir kampanya<br />

oldu. İnsanlara “Olmak istediğin<br />

her yerde” olabilirsin diyoruz. Bu gerçekten<br />

de ufuk açan bir vizyon, yeni bir<br />

perspektif sunuyor. Bu mesajı inanarak<br />

verebilmek de heyecan verici! ■<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 85


TASARIM<br />

Markanın aşkına,<br />

tasarımın şerefine!<br />

OZAN KARAKOÇ<br />

Marka Tasarımcısı<br />

ovemark olan markaları<br />

L<br />

incelediğimizde, çoğunun<br />

temelinde tasarımın olduğunu<br />

görüyoruz. Apple,<br />

teknolojiye erişimi ve maddi gücü<br />

itibarıyla rakiplerinin bir hayli gerisinden<br />

yola çıktı. Bugün Apple kadar<br />

iyi hatta ondan daha hızlı bilgisayarlar<br />

üretebilen birçok şirket var. Ancak<br />

hâlâ hiçbiri, onun gibi aşkla sahiplenilen<br />

bir markaya dönüşebilmiş değil.<br />

Steve Jobs’un tasarım odaklı düşünme<br />

şekli, detaylara verdiği önem ve “Farklı<br />

Düşün” anlayışı, Apple’ı bir “düşünce<br />

tarzına” dönüştürdü. Üzerinde<br />

elma logosu olan bir ürün aldığımızda,<br />

o ürünü var eden vizyonu da alıyoruz.<br />

Bugün sektördeki tüm eğilimleri<br />

Apple’ın tasarımları belirliyor. Bütün<br />

dizüstü bilgisayarlar MacBook’a, bütün<br />

telefonlar iPhone’a benziyor. Dev<br />

teknoloji şirketleri, Apple’ın ambalaj<br />

tasarımlarını birebir kopyalamakta,<br />

filmlerinin benzerlerini çekmekte,<br />

mağazalarını Apple mağazalarına<br />

benzetmekte sakınca görmüyor. Bir<br />

markanın tasarım vizyonu, bütün bir<br />

sektörü peşinden sürüklüyor.<br />

TASARIMLA AŞK MARKASINA<br />

DÖNÜŞÜM<br />

Odak noktasına tasarımı koyarak “aşk<br />

markası”na dönüşen bir diğer isim<br />

IKEA. Ingvar Kamprad, dünyayı kasıp<br />

kavuran markasını yaratmadan önce<br />

kendine şu soruyu soruyor; "Neden<br />

güzel tasarımlı ürünleri sadece belli<br />

bir gelir seviyesinin üstündeki insanlar<br />

alabiliyor?" Aşk markalarının<br />

reçetelerinde yazan önemli maddelerden<br />

biri de bu, arkasındaki vizyonerin<br />

bir “derdinin” olması...<br />

Kamprad, derdine deva bulamayınca<br />

kolları sıvıyor ve IKEA’yı ya-<br />

i<br />

Markalar, tüketici<br />

zihninde bir<br />

duyguyu harekete<br />

geçirebildikleri<br />

ölçüde başarılı<br />

oluyorlar. O<br />

duyguyu bir de<br />

sahiplenebiliyorlarsa,<br />

başka bir mertebeye<br />

erişiyorlar. O<br />

mertebenin İngilizce<br />

ismi “lovemark”, bir<br />

nevi “aşk markası”...<br />

ratıyor. IKEA, her fırsatta tasarımı<br />

ön plana çıkaran, bu yönüyle farklılaşıp<br />

tüketici zihninde yer edinmiş<br />

bir marka. Mağazalarında, 20 TL’lik<br />

bir süzgeci elinize alıyorsunuz, karşınızda<br />

bir afiş beliriyor. O da kim!<br />

Süzgeci tasarlayan tasarımcı! IKEA,<br />

birçok ürününün tasarımcısını, ismi<br />

ve fotoğrafıyla onurlandırıyor. Bu<br />

yolla sadece onları değil, tasarımı da<br />

onurlandırmış oluyor. Tıpkı Apple’ın<br />

yaptığı gibi.<br />

Bir başka örnek, Harley Davidson...<br />

Motosiklet kültürünün âdeta<br />

tanımını yapan, bir şirketten çok bir<br />

kulüp gibi yaşayan; bir yaşam tarzını,<br />

“asi ruhu” sahiplenen eşsiz bir marka.<br />

İnsanlar; Harley Davidson’ın tasarladığı<br />

motosikletleri, sadece bir yerden<br />

bir yere gitmek için değil; bir topluluğun,<br />

bir vizyonun parçası olmak için<br />

de alıyor. Logosunu bazen montlarına,<br />

bazen vücutlarına kazıtıyor.<br />

AŞK MARKALARININ REÇETESİ<br />

Özgün deneyim tasarımlarıyla kahve<br />

kültürünü bütünüyle dönüştüren<br />

Starbucks, yarattığı renkli bloklarla<br />

çocukların hayal güçlerinin gelişmesine<br />

katkı yapan LEGO, 1965'ten beri<br />

hiç değişmeyen sembolleşmiş kavanozu<br />

ve logosuyla Nutella, üçgen tasarımıyla<br />

bütün rakiplerinden ayrışarak<br />

bambaşka bir yere konumlanan Toblerone,<br />

önce çirkinlikte sonra sıradanlıkta<br />

birbirleriyle yarışan elektrikli<br />

arabaların arasına güneş gibi doğan<br />

Tesla, sıradışı ambalaj ve afiş tasarımlarıyla<br />

Oatly, sigorta gibi bir sektörde<br />

bile aşk markası olabilmeyi başaran<br />

Oscar ve niceleri...<br />

Tasarım; aşk markalarının reçetesinde<br />

en üst sıralardan bize bakıyor.<br />

Görüyor musunuz? ■<br />

Ingvar Kamprad, IKEA’yı yaratmadan<br />

önce kendine şu soruyu soruyor;<br />

“Neden güzel tasarımlı ürünleri<br />

sadece belli bir gelir seviyesinin<br />

üstündeki insanlar alabiliyor?”<br />

Foto: INGKA Foundation.<br />

86 <strong>MediaCat</strong>


TASARIM<br />

Kreatifin<br />

Keşfi<br />

Geçtiğimiz ay TBWA\Istanbul’dan<br />

Tribal Worldwide İstanbul’a Kreatif<br />

Grup Yöneticisi olarak transfer olan<br />

Ali Harun Sevinç, ayağının tozuyla<br />

Kreatifin Keşfi sayfamızda.<br />

ALi H RUN SEViNÇ<br />

Tribal Worldwide İstanbul<br />

Creative Group Head<br />

SEVDiĞi DiZi FiLMLE<br />

West World<br />

Love Death Robots<br />

Snow Piercer<br />

Black Mirror<br />

EN S N<br />

GiTTiĞiM YE<br />

LER<br />

Adrasan<br />

Yüzerken sadece denizi<br />

düşündüğüm tek yer.<br />

Olympos<br />

Dalmayı abartıp sinüslerimi<br />

patlattığım canım yer.<br />

Phasalis<br />

İlhamı, denizin derinliklerindeki<br />

antik kalıntılarda bulduğum yer.<br />

OMM Müzesi<br />

Elbette bir Eskişehirli<br />

olarak...<br />

Pacific Rim<br />

Parasite<br />

The Platform<br />

Edge of Tomorrow<br />

EN S N<br />

OKUDUKLARI<br />

Yabancı (Albert Camus)<br />

Hayvan Çiftliği (George Orwell)<br />

Dünya Sanat Tarihi (Adnan Turani)<br />

Bitirene kadar canım çıktı. Ama değdi.<br />

Sanki güzel sanatlar fakültesini<br />

bir kere daha bitirdim.<br />

Sapiens (Yuval Noah Harari)<br />

Okumayanı dövüyorlarmış zaten.<br />

Outliers (Malcolm Gladwell)<br />

88 <strong>MediaCat</strong>


HER G<br />

N DiNLEDiKLERi<br />

The Voice hayranıyım.<br />

Sanırım kült parçaları iyi şekilde cover’layan<br />

sanatçılar / gruplar aşırı hoşuma gidiyor.<br />

Lose yourself - Come together<br />

(Max Milner - The Voice UK)<br />

Another brick in the wall<br />

(Will Barber - The Voice)<br />

Maybe I, maybe you<br />

(Scorpions - The Voice)<br />

Talking heads (Psycho Killer)<br />

I can’t go on without you (Kaleo)<br />

Oxia (Domino - Remix)<br />

Tadow (FKJ & Masego)<br />

GEDiKLiSi<br />

SiTELE<br />

behance.net<br />

aleksandrakingo.com<br />

dixonbaxi.com<br />

pentagram.com<br />

LDUĞUM<br />

INSTAGRAM’DA HER G N<br />

BAK LARIM<br />

MalikaFavre<br />

sascha_lobe<br />

contemporarytype<br />

antonitudisco<br />

remi_mdettee<br />

YAPMAKTAN H<br />

ŞLANDIĞIM ŞE<br />

*Kafam eserse arkadaşlarımın illüstrasyonlarını yaparım.<br />

*Çalışırken dinlediğim şarkılardan biri beni dürtünce<br />

işi gücü bırakıp gitarla eşlik ederim.<br />

*Her gün mutlaka bi’ doz ameliyat videosu izlerim.<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 89


YARATICILIK<br />

Söyleşi Brand Week Istanbul <strong>2021</strong><br />

Toplumun<br />

yeni etik<br />

aktörleri<br />

Olivier Sibai<br />

AKADEMISYEN,<br />

UNIVERSITY OF LONDON<br />

University of London<br />

akademisyenlerinden<br />

Olivier Sibai, yakın<br />

gelecekte tüm markaların<br />

toplumun yeni etik<br />

aktörlerine dönüşeceğinden<br />

ve ifade özgürlüklerinin<br />

sınırlarını zorlayarak<br />

daha iyi bir toplum için<br />

çabalamaları gerektiğinden<br />

bahsediyor. Kasım’da Brand<br />

Week Istanbul sahnesinde<br />

katılımcılarla buluşacak<br />

Sibai ile marka aktivizminin<br />

evrimini ve 21’inci yüzyılda<br />

marka olmayı konuştuk.<br />

u GÖNÜL HADIMLI<br />

90 <strong>MediaCat</strong><br />

Marka aktivizmi yakın gelecekte nereye<br />

evrilecek? Marka davranışlarını, ifade özgürlüğünün<br />

sınırlarını zorlama konusunda<br />

kritik edecek olursanız neler söylersiniz?<br />

Aktivist markalar tüketicilerine ilham vererek toplumu<br />

değiştirmeye çabalıyorlar. Ancak bugün öne çıkan<br />

trendlerden birisi, aktivist markaların katıldıkları<br />

tartışmalar yoluyla toplumu iyi yönde değiştirme<br />

çabaları. Hijyenik ped markası Nana’nın kadın cinsel<br />

organı tabusunu yıkan feminist kampanyası “Viva la<br />

Vulva” (Çok Yaşa Vulva); Lush’ın etik olmayan gizli<br />

polis soruşturmalarını ihbar ettiği kampanyası; Ben<br />

& Jerry’s’in ABD hükümeti tarafından yok edilmeye<br />

çalışılan azınlıklar hakkında sesini yükseltmesi ya<br />

da Starbucks’ın Müslümanlar ve göçmenler hakkında<br />

nefret söyleminde bulunan Donald Trump’ı<br />

kınaması bu tartışmaların çeşitli örnekleri olarak<br />

gösterilebilir.<br />

Aktivist markalar, hangi görüşlerin ve fikirlerin<br />

kamuoyu nezdinde kabul edilebilir olduğunu belirleyen<br />

normlara meydan okuyarak ifade özgürlüğünün<br />

sınırlarını zorluyorlar. Bu, onların “duyarlı olma ve<br />

iyiliği teşvik etme” konumlarını güçlendirmeleri adına<br />

harika bir fırsat. Aynı zamanda sınırları zorlamak,<br />

markaların sosyal problemler hakkında farkındalık<br />

yaratmasına ve toplumda dile getirilemeyen sorunlar<br />

hakkında seslerini yükseltmelerine olanak tanıyor.<br />

Ancak yine de toplumda bir olumsuzluğa sebep<br />

olmadan sorumlu hareket etmek için üç ahlaki yetkinlik<br />

geliştirmeliler: Zarar vermeyeceklerini garantileyerek<br />

ahlaki olarak hassas olduklarını göstermeliler,<br />

tüm koşullarda ahlaki standartlarını koruyarak<br />

etik düzlemde çizgilerini koruduklarını yansıtmalılar<br />

ve toplumsal sorunlara yeniden parmak basmaktan<br />

ziyade, o sorunlara çözüm sunan alternatiflerin<br />

arkasında duran bir ahlaki vizyon sergilemeliler.<br />

21’inci yüzyılda marka olmak sizce ne ifade<br />

ediyor?<br />

Markalar gün geçtikçe insanlaşıyor. Pazarlamacılar<br />

markalara kişilikler aşılıyor ve karakterler çiziyor.<br />

Yine de markaların sorumluluk bilinci tüketicilerin<br />

belirli ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı kalıyor.<br />

Markaların insanlaşmasında bir sonraki adım,<br />

ahlaki bilinçlerinin gelişmesiyle toplumun etik aktörleri<br />

rolünü üstlenmeleri olacak. Bunu kabul etmek<br />

ise pazarlamacıların perspektifinden çok büyük<br />

bir değişikliği temsil ediyor. Etik aktörler olarak<br />

sosyal amaçlar edinmek zorundalar, aksiyonlarının<br />

sosyal etkilerini kârlılık ve popülerlik metriklerinden<br />

önde tutmalılar. Tüketicilerin yaklaşık 3’te 2’si<br />

markaların, toplumu iyileştirmeye yönelik çalışmasını<br />

bekliyor. Ancak esas sormamız gereken soru etik<br />

marka inşası hakkında değil; esas soru, bunu nasıl<br />

yapacağımız. ■


YAŞAMIN<br />

SAHNESİ


YARATICILIK<br />

Söyleşi Brand Week Istanbul <strong>2021</strong><br />

Beşinci<br />

Paradigma<br />

dönemi<br />

Raja Rajamannar<br />

MASTERCARD CMO<br />

Bu yıl 8-12 Kasım<br />

tarihlerinde gerçekleşecek<br />

Brand Week Istanbul’un<br />

konuşmacılarından<br />

MasterCard CMO’su Raja<br />

Rajamannar’a göre sektör<br />

“Beşinci Paradigma”ya<br />

doğru hızlı bir yolculukta.<br />

Rajamannar, bu göz korkutucu<br />

çağda iş yapmak isteyenlerin<br />

yeni teknolojilere, halkla<br />

ilişkilere, büyük veriye<br />

ve yeni finansal araçlara<br />

başvurmaları gerekeceği<br />

görüşünde.<br />

u BARIŞ CEZAR<br />

92 <strong>MediaCat</strong><br />

asterCard’ın CMO’su ve sağlık sektöründeki<br />

yeni iş alanlarını keşfedip geliştirme<br />

M<br />

amacıyla kurulan MasterCard Sağlık Hizmeti<br />

Departmanı’nın başkanı Raja Rajamannar,<br />

bu sene Brand Week Istanbul sahnesinden<br />

izleyicilere seslenmeye hazırlanıyor.<br />

Özellikle inovasyon, satış & iş geliştirme, kurumsal<br />

büyüme, veri analitiği ve dijital gibi alanlara odaklanan<br />

ve kâr amacı gütmeyen pek çok kurumun yönetiminde<br />

de yer alan Rajamannar, deneyim ve öngörülerinden<br />

hareketle kaleme aldığı –yakında <strong>MediaCat</strong><br />

Kitapları etiketiyle raflardaki yerini alacak- Quantum<br />

Marketing adlı kitabında dört tarihsel paradigma belirliyor<br />

ve artık sektörün hızla “Beşinci Paradigma”ya<br />

geçmekte olduğunu anlatıyor. Rajamannar, gelişmelerin<br />

çılgın bir hızda gerçekleştiği bu göz korkutucu<br />

çağda iş yapmak isteyenlerin yeni teknolojilere, halkla<br />

ilişkilere, büyük veriye ve yeni finansal araçlara başvurmaları<br />

gerekeceğini söylüyor. Deneyimli CMO’ya<br />

göre bu yeni gelecekte artık marka sadakati demode<br />

olacak ve bizzat marka kavramının kendisinin sıfırdan<br />

gözden geçirilmesi gerekecek.<br />

Rajamannar’ın gördüğü gelecekte pazarlama, artık<br />

hiper kişiselleşmiş ve onu çevreleyen sanal deneyimlerden<br />

sessel markalamaya, birden fazla duyuya<br />

dayanan bir yaklaşıma dayanacak. Dünyamızın yapay<br />

zekâ, artırılmış gerçeklik, blokzinciri, sürücüsüz<br />

araçlar, nesnelerin interneti, giyilebilir teknoloji, üç<br />

boyutlu baskı, 5G gibi onlarca yeni teknoloji tarafından<br />

altüst edilmek üzere olduğunu ilan eden Raja Rajamannar,<br />

bizi bekleyen dünyayı Yıldız Savaşları’na<br />

benzetiyor.<br />

Quantum Marketing adlı kitabınızda yeni pazarlama<br />

çağını tanımlarken “Beşinci Paradigma”<br />

kavramına başvuruyorsunuz. Bu yeni<br />

paradigma daha öncekilerden neden farklı?<br />

Pazarlamacıları bekleyen “aynı tas aynı hamam”<br />

mı yoksa keşfedilmemiş topraklar mı?<br />

Emniyet kemerlerinizi takın! Beşinci Paradigma bol<br />

miktarda yeni teknolojiyi, olağanüstü düzeylerde veriyi<br />

ve teknolojik kültürel değişimleri, gerçek zamanlı<br />

pazarlama yapmak için gerçek fırsatları, pazarlama<br />

hunisi gibi diğer klasik kuram ve çerçevelerin çöküşünü<br />

ve daha pek çok yeniliği beraberinde getiriyor.<br />

Bu yeni ortam pazarlamanın coğrafyasını değiştirecek,<br />

bilimsel ve teknolojik açıdan daha ustalıklı<br />

yaklaşımlar için yeni çerçevelere ihtiyacımız olacak.<br />

Bu yeni paradigmada başarılı olmak için pazarlama<br />

stratejilerinin ve yapılarının en baştan gözden geçirilmesi<br />

gerekecek.<br />

Bir “quantum” CMO’su veya lideri için,<br />

teknolojik bilgi ve kavrayış ile empati, iletişim,<br />

sezgi gibi insani beceriler arasındaki<br />

ideal denge nasıl olmalı? İdeal "quantum"<br />

CMO’su nasıl biridir?<br />

Quantum CMO’ları Leonardo da Vinci gibidir: çokyönlü,<br />

çok farklı alanlarda yeteneklere sahip, aynı<br />

anda pazarlamanın hem sanatı hem bilimi hem de teknolojisinde<br />

mükemmelliğe erişmiş. Hem sağ beyinlerini<br />

hem sol beyinlerini kullanırlar, yaratıcı ve analitiktirler.<br />

Aynı zamanda saf pazarlamada uzmanlaşmış<br />

yöneticiler yerine derin pazarlama uzmanlığına sahip<br />

deneyimli genel yöneticiler de olan iş liderleridir. ■


YARATICILIK Felis Ödülleri <strong>2021</strong><br />

Felis jüri<br />

başkanlarından<br />

notlar<br />

Bu yıl 14 bölüme liderlik edecek<br />

olan Felis jürileriyle, kendi<br />

alanlarındaki yenilikleri ve Felis’e<br />

giden yolda olmazsa olmazları<br />

konuştuk.<br />

Ayşe Aydın<br />

Publicis Groupe Türkiye CCO<br />

Out of Home-Basın ve Yayın-<br />

Radyo ve Audio Bölümleri Jüri<br />

Başkanı<br />

İŞİTSEL YARATICILIK ŞEKİL<br />

DEĞİŞTİRİYOR<br />

İşitsel mecralar benim ezelden<br />

beri önem verdiğim bir alan.<br />

Nasıl ki bir basın ilanında bir şey<br />

anlatmak zordur, radyo spotunda<br />

daha da zordur. Dolayısıyla<br />

yaratıcılığın gelişmesi için önemli<br />

kategorilerden biri burası. İşitsel<br />

yaratıcılık dediğimiz kategoriler<br />

şekil değiştirerek hayatlarına<br />

devam ediyor. Bu yüzden bu yıl<br />

Felis’te kategori genişlemeleri<br />

yaptık. Zaten bu değişimleri<br />

yarışmalar başlatıyor. Belki ilk<br />

yıllarda büyük katılımlar olmuyor<br />

ama zamanla motive olan sektör,<br />

bu kategorilere de iyi iş üretmenin<br />

peşine düşüyor.<br />

Ayşenur Aydın<br />

OPET Kurumsal İletişim Müdürü<br />

Sosyal Sorumluluk ve<br />

Sürdürülebilirlik Jüri Başkanı<br />

GÜÇLÜ SORUN TESPİTLERİ<br />

GEREKİYOR<br />

Bölümden ödülle dönmek için,<br />

özellikle projelerin sorun tespitinin<br />

güçlü olması ve dayanakların<br />

veriyle tespit edilmiş olması önemli.<br />

Yaratıcı fikrin ardındaki içgörünün<br />

ve bu çerçevede geliştirilen<br />

stratejinin gücü de büyük önem<br />

taşıyor. Ödül hedefleyen projelerin<br />

birey, aile, topluluklar ya da<br />

gezegenimiz için farkındalık ve<br />

fayda üretecek projeler olduğunu<br />

biliyorum; bunun daha iyi<br />

anlatılması, başarıyla iletişime<br />

taşınması önemli. Felis’e amacı<br />

ve anlamı olan güzel projeler<br />

geleceğini düşünüyorum.<br />

Banun Erkıran<br />

PC İletişim Grubu CEO<br />

Medya Jüri Başkanı<br />

94 <strong>MediaCat</strong><br />

EN ZORLU ÜÇLÜ: FMCG, SAĞLIK,<br />

PERAKENDE<br />

Kendilerine bir amaç<br />

belirleyen markaların daha<br />

çok önemsendiğini ve takdir<br />

edildiğini düşünüyorum. Ek<br />

olarak dijitalle harmanlanmış ve<br />

sonuca ulaşmış kampanyaların<br />

da öne çıktığını görüyoruz.<br />

İyi işlenmiş, doğru metotlarla<br />

kullanılan verilerden üretilen<br />

kampanyalar dikkat çekiyor. Genel<br />

perspektiften baktığımızdaysa<br />

bence başarıya giden yolda ana<br />

nokta işlerin yaratıcı bir bakış<br />

açısıyla hikâyeleşmesi. Bu yıl da<br />

Felis’e her sektörden iyi işlerin<br />

katılacağına eminim fakat jüriyi<br />

en çok zorlayacağını düşündüğüm<br />

kategoriler FMCG, sağlık ve<br />

perakende.<br />

Berna Sağlam<br />

Naipoğlu<br />

Bernaylafem İletişim ve Marka<br />

Danışmanlığı Ajans Başkanı<br />

PR Bölümü Jüri Başkanı<br />

İYİLİK İÇİN ÖRNEK TEŞKİL ETMEK<br />

Geçmişle kıyasladığımızda<br />

farklılık gösteren birçok özel<br />

durum yaşadık. Dayanışmanın<br />

sergilenmesi bunlardan en<br />

önemlisiydi. İyiliği hangi tonla<br />

anlatacağımız konusu karşımıza<br />

çıktı. “Yaptığın iyiliği göstermeden<br />

yap”, “Bir elin verdiğini öbürü<br />

görmemeli” bakış açısı değişti.<br />

İyilik için örnek teşkil etmenin ne<br />

kadar değerli ve bütünleştirici<br />

hissettirdiğine şahit olduk. Tüm bu<br />

sebeplerden ötürü bu yıl toplumsal<br />

dayanışmayı teşvik eden işleri<br />

yarışmada görmeyi arzu ediyorum.


Çağanur Atay Uçtu<br />

MediaMarkt Türkiye Pazarlama,<br />

Kurumsal İletişim ve E-ticaret<br />

Direktörü<br />

Marka Deneyimi ve Aktivasyon<br />

Jüri Başkanı<br />

MÜŞTERİ DENEYİMİNİ<br />

ÖNCELİKLENDİRENLER<br />

Bugünün müşterisi; veriye kolay<br />

ulaşan, deneyim anlamında<br />

beklentileri yükselmiş ve her<br />

zaman müşteri kraldır dediğimiz<br />

bakış açısı içinde bu rolünü daha<br />

da perçinlemiş durumda. Her<br />

şeyden önce, uçtan uca müşteri<br />

deneyimi anlamında kendilerini<br />

ispatlayan projelerin bölümden<br />

ödülle döneceğini düşünüyorum.<br />

Müşteri deneyimini önceliklendiren<br />

ve gerçekten tam anlamıyla<br />

müşterinin sesini duyup, gücünü<br />

ve hareketini oradan alan her<br />

projenin Felis’te de kuvvetli bir<br />

aday olacağına eminim.<br />

Görkem Yeğin Mert<br />

Facebook Creative Strategist<br />

Sosyal Medya Jüri Başkanı<br />

SAĞLAM VE GERÇEK<br />

RAKAMLARIN GÜCÜ<br />

Türkiye’de sosyal medyanın<br />

ulaştığı kitle genişliyor. Hatta<br />

bu erişimin, nüfusa orana göre<br />

Avrupa’daki ülkeleri geride<br />

bıraktığını gözlemliyoruz.<br />

Teknolojinin ve sosyal medya<br />

platformlarının ürünlerinin<br />

gelişmesiyle sosyal medyadaki<br />

reklamların çeşitliliği de arttı.<br />

Buradaki yaratıcı kanvas da<br />

genişledi.<br />

Bu kategoride zamanın ruhunu<br />

yakalayan işler her zaman öne<br />

çıkıyor. Etkileşime, insanları<br />

harekete geçirmeye yönelik<br />

işler etki yaratıyor. En önemli<br />

kriterlerden biri, işlerin sağlam ve<br />

gerçek rakamlarla gelmesi.<br />

Haluk Erkmen<br />

Puck Global,<br />

Ajans Başkanı & ECD<br />

Üretimde Ustalık ve Tasarım<br />

Jüri Başkanı<br />

GEÇMİŞ İLE BUGÜNÜ<br />

HARMANLAMAK<br />

Üretimde Ustalık ve Tasarım<br />

Bölümü’nde başarılı bir iş ortaya<br />

koymak dünyadaki trendleri takip<br />

etmekle çok alakalı. Dünyada<br />

çok fazla mecra var; buralardaki<br />

yeniliklerin reklama entegre<br />

edilmesi, çağdaş reklamcılığı<br />

yansıtması ve bunu çok büyük<br />

beceriyle yapmak işin önemli<br />

kısımlarından biri.<br />

Bazen yeninin çok eski bir yerde<br />

de olabileceğini düşünüyorum;<br />

yani 60’lardan bir tekniği<br />

günümüze uyarlayıp bir markayla<br />

eşdeşleştirmek de zanaat ister.<br />

Dolayısıyla, bu bölüm için,<br />

geçmiş ile günümüzü iyi araştırıp<br />

harmanlamak lazım.<br />

Işıl Heves<br />

Google Türkiye Pazarlama Lideri<br />

Veri Kullanımı Jüri Başkanı<br />

MEKANİKLEŞME<br />

TEHLİKESİNE DİKKAT<br />

Veriyi işleme konusunda<br />

başarılı olan kampanyalar üç<br />

şeyi çok doğru yapıyor: veriyi<br />

anlamlandırmak, tüketiciye saygılı<br />

olmak ve veriyi kampanyanın<br />

tüm sürecine entegre edebilmek.<br />

Stratejiden veri toplamaya ve<br />

iletişime taşımaya kadar değişik<br />

noktalarda veriyi kullanabilen<br />

kampanyalar sonuçta başarılı<br />

oluyor. Şunu da söylemek gerek<br />

ki, verinin daha fazla hayatımızda<br />

olmasıyla beraber kampanyaların<br />

mekanikleşme tehlikesi de<br />

var. Başarılı kampanyalarda<br />

pazarlamacı içgüdüsü veriyi<br />

kullanırken markanın ruhunu<br />

korumada, özüne sahip çıkmada<br />

çok değerli.<br />

Kayhan Dural<br />

4129Grey Chief Digital Officer<br />

Dijital ve Mobil Jüri Başkanı<br />

DİJİTALDEKİ İŞÇİLİK AYRIŞACAK<br />

Pandemiden sonra dijital işlerdeki<br />

en büyük artış, satış odaklı dijital<br />

kreatif işlerin tarafında oldu.<br />

Özellikle e-ticaret sitelerinin ya<br />

da online’ı kullanan markaların,<br />

bir şey satmaya çalışırken<br />

yaratıcı olmaya çalıştıklarını<br />

da gördük ki bu çok önemli bir<br />

metrik. Bu anlamda Felis’ten çok<br />

şey bekliyorum. Bu sene Sosyal<br />

Medya’yı ayrı bir kategori olarak<br />

ayırdık. Bölüme Craft kategorisini<br />

ekledik, böylece dijitaldeki işçiliğin,<br />

büyük prodüksiyonlu işlerin<br />

arasında kaynamasını engelledik.<br />

Sevdiğim yeniliklerden biri de Viral<br />

Fikirler kategorisi.<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 95


YARATICILIK<br />

Kerem Kanık<br />

Titrifikir, Kurucu Ortak<br />

Markalı İçerik Bölümü Jüri<br />

Başkanı<br />

ORTAK DERDİMİZ SAMİMİYET<br />

Son 1,5 yılda markalı içerik<br />

yağmuruna tutulduk. Bu trafikte<br />

en sık karşılaştığımız kavram<br />

samimiyet oldu. Reklamcıların<br />

ortak derdi, markanın pazarlama<br />

problemini insanlara samimi<br />

hislerle geçirmek. Markaya bu<br />

samimiyeti kazandırabilenler ve<br />

içeriklere markayı en organik<br />

şekilde entegre etmeyi başaranlar,<br />

markalı içerik yarışında ön plana<br />

çıktı.<br />

Felis'teki işlerde içgörüyü<br />

çalışmaların merkezinde tutmak,<br />

bir fikrin cazibesine kapılıp<br />

içgörüyü dışlamamak ve içgörü<br />

etrafına örülü bir iletişim<br />

geliştirmek önemli kriterler olacak.<br />

Levent Erden<br />

E-Ticaret Bölümü Jüri Başkanı<br />

ESKİ USULÜN ÖTESİNE GEÇMEK<br />

Ben hâlâ reklamcılığın nasıl<br />

söylendiği değil ne söylendiğinin<br />

ödüllendirilebileceği bir iş<br />

olduğuna inanan taraftayım.<br />

E-Ticaret Bölümü’nden ödülle<br />

dönmek isteyenler, her yerde<br />

yapılan iletişimin e-ticaret için “de”<br />

yapılmasının anlamsız olacağından<br />

emin olmalılar. “Bakkallarda,<br />

marketlerde… Şimdi de e-ticarette”<br />

şeklindeki bir işin pek başarı<br />

gösterebileceğini sanmıyorum.<br />

Eski usül adres göstermenin<br />

ötesinde bir şeyler<br />

söylenebileceğini varsayıyorum.<br />

E-ticaretin kendisinin de bir mecra<br />

olduğu unutulmamalı.<br />

Pınar Saltat<br />

Bayer, Tüketici Sağlığı<br />

Pazarlama Direktörü<br />

Sağlık İletişimi Bölümü<br />

Jüri Başkanı<br />

ÖNCELİK DOĞRU VE GÜVENİLİR<br />

İLETİŞİM<br />

Ipsos ile yaptığımız araştırmaya<br />

göre, Türkiye'deki katılımcıların<br />

yüzde 65’i kendini sağlık<br />

okuryazarlığı konusunda yetersiz<br />

ve bilgisiz buluyor. Bununla<br />

birlikte bilgi kirliliğini düşününce,<br />

markalar için en önemli öncelik,<br />

doğru ve güvenilir iletişim yapmak.<br />

Tüketicinin beklentilerine uyum<br />

sağlarken, marka sorumluluğunu<br />

yerine getirmek ve sağlıklı yaşam<br />

için yol gösterici olmak çok önemli.<br />

Bu sene Felis'te Sağlık İletişimi<br />

Bölümü'nde, amaca ve sonuca<br />

hizmet ederken güçlü stratejilerle<br />

kurgulanmış ve yaratıcı bir şekilde<br />

ortaya konulmuş işler öne çıkacak.<br />

Tarık Bayar<br />

Reckitt Hijyen İş Birimi,<br />

Pazarlama Direktörü & Yönetim<br />

Kurulu Üyesi<br />

Dönüştüren Pazarlama Etkisi<br />

Bölümü Jüri Başkanı<br />

BÜTÜNLÜK, BAŞARIDAKİ EN<br />

ÖNEMLİ KRİTER<br />

Bu sene özellikle e-ticaretin çok<br />

önemli bir atılım içinde olduğunu<br />

düşünüyorum. Bununla beraber<br />

sadece e-ticaret platformlarının<br />

değil, tüm markaların da<br />

tüketicilerine bu yönde inovatif<br />

çözümler sunduğunu görüyoruz.<br />

Ben daha iyi ürünü nasıl sağlarım<br />

değil, daha iyi hizmeti nasıl<br />

sağlarım meselesi öne çıkıyor.<br />

Bu zamana kadarki başarılı<br />

işlere baktığımızda ortak yön<br />

olarak söyleyebileceğim şey<br />

entegre işler olması. İşin strateji<br />

aşamasından fikre geçmesi,<br />

sonrasında uygulama ve<br />

sonuçlar… Bu bütünlüğün olması<br />

bence başarıya giden yolda en<br />

önemli kriter.<br />

Yaşar Akbaş<br />

Happy People Project,<br />

Kurucu Ortak<br />

Film ve Entegre Kampanyalar<br />

Jüri Başkanı<br />

'YARATICILIK ETKİ YARATIR'<br />

Felis, etkili yaratıcılığı<br />

ödüllendiriyor. Yaratıcılık ne<br />

dediğinizde, ben de kendi adıma<br />

bu cevabı veririm, yaratıcılık<br />

etki yaratır, derim. Yapılan işin<br />

pazara dair de bir başarısının<br />

olması gerekiyor. Bu yarışmanın<br />

çıktıları sektörün standartlarını<br />

belirliyor. Biz sadece yaratıcılığı<br />

değerlendirmiyoruz, etkililiği de<br />

değerlendiriyoruz. Son yıllarda<br />

artık daha özenli yazılmış<br />

başvurularla karşılaşıyoruz<br />

ancakdeğerlendirme aşamasında<br />

notların çok büyük bir bölümü<br />

sonuç kısmından geldiği için,<br />

katılımcıların sonuç bölümünü<br />

doğru, gerçekçi ve etkili bir şekilde<br />

doldurmuş olmaları çok önemli.<br />

96 <strong>MediaCat</strong>


YARATICILIK<br />

Söyleşi<br />

Daha yeni<br />

başlıyoruz<br />

Ümit Taşlı<br />

WUNDERMAN THOMPSON TÜRKIYE<br />

KREATIF DIREKTÖRÜ<br />

Ender Buruk<br />

WUNDERMAN THOMPSON TÜRKIYE<br />

GENEL MÜDÜRÜ<br />

Wunderman Thompson,<br />

birleşmenin hemen ardından<br />

girdiği pandemi döneminde<br />

güçlü bir başlangıç yapmıştı.<br />

Ancak yaratıcılık ve datanın<br />

girdiği kuvvetli etkileşimin<br />

sağladıkları, ajansa her<br />

defasında “daha büyük<br />

düşünme” şansı tanıyor.<br />

u TUĞBA ÖZÖĞRETMEN<br />

98 <strong>MediaCat</strong>


Wunderman Thompson Cat<br />

Report’ta 20 sıra birden yükselmiş,<br />

Yılın Çıkış Yapan Ajansı<br />

olmuştu. Uncancelled Cup, Bepanthol<br />

işleri, Yumoş deterjan<br />

için yapılan kampanya… Hepsinde<br />

de gelenekselin dışında<br />

bir bakış hâkim. Bu bakış açısının<br />

ardında neler var?<br />

Ender Buruk: Kariyerime P&G’nin<br />

pazarlama departmanında başladığım<br />

yıllarda, hedefleme dediğimizde<br />

sadece sosyo-demografik grupları<br />

düşünürdük. O zaman hayatımız ne<br />

kadar basitmiş. Bugün baktığınızda<br />

segmentler büyük oranda bölündü ve<br />

son derece detaylı mikro segmentler<br />

ortaya çıkmaya başladı. Mecralar ve<br />

multi-channel iletişimler arttı. Tüm bunların<br />

üzerine Covid gelince iş yapış biçimleri,<br />

reklam ve iletişim de çok değişti.<br />

Böyle bir dünyada birkaç şey gerekiyor.<br />

Bunlardan ilki mikro segmentlere<br />

ve mecralara hâkim olmak. İletişim<br />

kanallarının kullanımı çok hızlı şekilde<br />

dijitale kayıyor. Günümüz ajanslarının<br />

bu değişime cevap verebilmesi ve yaratıcı<br />

işlerini, tüm bunları düşünerek hazırlaması<br />

lazım. WPP’nin Wunderman<br />

Thompson’ı oluşturma amacı da bu<br />

aslında. Müşterilerimizle konuşurken<br />

ve geniş kapsamlı düşünürken, tüm bu<br />

değişimi ince ayrıntılarıyla düşünebilen<br />

bir ajans olarak ortaya çıkıyoruz.<br />

Ümit Taşlı: Bu birleşmenin ardından<br />

hızlı bir şekilde yaratıcı tarafımızı<br />

göstermemiz gerekiyordu. O sırada<br />

pandemi başladı. Elimizde datayı ve<br />

CRM’i bize enteresan biçimde verebilen<br />

bir yapı olunca, bunu yaratıcılığa<br />

nasıl dökebileceğimizi konuşmaya başladık.<br />

Örneğin, Uncancelled Cup gibi<br />

bir işi yapmak için normalde birkaç yıl<br />

beklersiniz çünkü altyapısını nasıl kuracağınızı<br />

bilemezsiniz. Tam da burada<br />

Wunderman-Thompson birleşmesi<br />

devreye girdi. Havuzumuzdaki tüm<br />

yeteneklerden faydalanmaya başladık.<br />

Yıllardır yeni medya işleri yapıyorduk<br />

ama bu birleşme benim için de çok deneyimsel<br />

oldu. Çünkü datayı alıp fikir<br />

haline getirme işi çok heyecan verici.<br />

Bu durum ekip için de besleyici<br />

olsa gerek. Kendi ajansının,<br />

“Acaba böyle bir şey yapmak<br />

mümkün mü?” sorgulamasına<br />

X<br />

ENDER BURUK:<br />

Bizim bir işin olup<br />

olmadığına karar<br />

vermemiz için ilk<br />

adımda yaratıcı<br />

cesaret var. İkincisi<br />

ise müşterinin işine<br />

ne kadar katkısı<br />

olduğundan geçiyor.<br />

Bepanthol, adidas,<br />

Yumoş, Fener ve<br />

Beşiktaş işlerine<br />

baktığınız zaman,<br />

bunlarda cesaret<br />

muhakkak var ama<br />

ödüllere yansımayan<br />

şekilde, müşterinin<br />

işlerini ne kadar<br />

büyüttüklerini de<br />

biliyoruz.<br />

yanıt verebilecek güce sahip<br />

olduğunu görmek, bir sonraki<br />

fikri bulurken de ona daha büyük<br />

düşünme kozu ve cesareti<br />

veriyor.<br />

EB: Bu söylediğiniz çok doğru. İletişim<br />

her zaman, ilgili müşteri segmentine<br />

hitap eden güçlü fikirleri bulup<br />

bunları hayata geçirmekten geçiyor.<br />

Bu, bizim ve birçok kreatif ajansın da<br />

yapabildiğimiz bir şey. Ancak bu cesur<br />

fikirleri günümüzün hedeflemeleri ve<br />

teknolojileriyle hayata geçirme kısmı<br />

zor oluyor. Bunun tersi de söz konusu.<br />

Birçok ajans var ki, teknoloji tarafında<br />

çok güçlüler ama yaratıcılıkları zayıf.<br />

Piyasaya baktığınızda, yanına iki datacı<br />

ve teknolojici alan yaratıcı ajanslar<br />

için de, böyle bir modelin çalışmadığını<br />

görüyoruz. Biz ise hem sağ hem de sol<br />

beyniz diyoruz.<br />

ÜT: Birçok genç yetenek var, uçuk fikirler<br />

de bulunabiliyor ama Türkiye<br />

olarak sıkıntımız, bunları hayata geçirebilmek.<br />

Son iki yıla baktığımda, istediğimiz<br />

her şeyi hayata geçirebildik.<br />

Geçenlerde ajansın global konseyine<br />

katıldık. Fikirlerimizi duyduklarında,<br />

“Bunu nasıl hayata geçiririz?” demiyorlar,<br />

“Sana nasıl yardımcı olabiliriz?”<br />

diyorlar. Bu çok değerli bir şey. O<br />

yüzden Wunderman Thompson olarak<br />

daha yeni başlıyoruz diyebilirim.<br />

Konuştuğumuz değişimlerden<br />

hareketle, size “bu iş oldu” dedirten<br />

kriterler nasıl dönüştü?<br />

ÜT: Aslında hiçbir zaman “bu iş oldu”<br />

dememek lazım, her zaman bir adım<br />

ötesi var. Ama olduğunu kalpten hissetmek<br />

gerekiyor. Biz kapalı bir kutuda<br />

yaşamıyoruz, insanlara hitap ediyoruz.<br />

O yüzden onların dönüşlerine göre karar<br />

vermek gerekiyor buna. Yaptığın<br />

işin yaratıcı ödül tarafında karşılığı<br />

oluyorsa ve Effie’de de marka sonuçlarına<br />

yansıyorsa, doğru işi yapmanın<br />

zevkini yaşıyorsun.<br />

EB: Wunderman Thompson burada iki<br />

şeye bakıyor. Bizim bir işin olup olmadığına<br />

karar vermemiz için ilk adımda<br />

yaratıcı cesaret var. İkincisi ise müşterinin<br />

işine ne kadar katkısı olduğundan<br />

geçiyor. Biz ajans olarak da bu kafadayız.<br />

Bepanthol, adidas, Yumoş, Fener<br />

ve Beşiktaş işlerine baktığınız zaman,<br />

bunlarda cesaret muhakkak var ama<br />

ödüllere yansımayan şekilde, müşterinin<br />

işlerini ne kadar büyüttüğünü de<br />

biliyoruz.<br />

O halde “etkili yaratıcılık” kavramını<br />

biraz daha irdeleyelim.<br />

Neden bu kavram bu kadar<br />

gündemimizde?<br />

ÜT: Sektör sadece reklam yapmaktan<br />

ziyade, sorunlara çözüm bulmaya<br />

başladı. Reklamla her şey değişir mi<br />

diye sorarsanız, değişemeyebilir ama<br />

deniyoruz. Denemekten de vazgeçmeyeceğiz.<br />

Markalar gitmek istedikleri<br />

yöne doğru, televizyonda da bir tavır<br />

koymaya başladılar. Bunun olumlu<br />

ve olumsuz tarafları var. Televizyona<br />

baktığınızda, bu işin reklamlardaki eğlencesi<br />

biraz kaçmaya başladı. Televizyonda<br />

sürekli karamsarlık gösterirsek,<br />

insanları daha fazla karamsarlığa sürükleyebiliriz.<br />

Öte yandan proje kısmı<br />

farklı, daha derinlikli. Engelli bir vatandaşa<br />

inovasyon fikri bulmak artık<br />

markanın değil, ajansın işi oldu. Artık<br />

yaralara merhem olmaya çalışıyoruz<br />

ki etkili yaratıcılık kavramı da buralara<br />

kaymaya başladı.<br />

Biz kampanya sunarken, sonunda da<br />

360 fikirler sunuyoruz. Ve baktığınızda<br />

çok ödüllü işler, o 360’taki küçük kareler.<br />

Zaten bunu fark edip alan markalar<br />

yolunda ilerliyor. Ancak bu şekilde uçtan<br />

uca etkili bir yaratıcılık ortaya çıkabiliyor.<br />

Ender Bey marka tarafından<br />

ajans tarafına geçmiş biri olarak<br />

“etki” meselesini nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Bu taraf<br />

değişiminin size kazandırdığı<br />

bir bakış açısı farklılığı oldu<br />

mu?<br />

EB: Bizim derdimiz iletişim yapmak<br />

değil, müşteri sorununu çözmek. Bunu<br />

doğru yapabilmek için markanın iş<br />

stratejisine çok hâkim olmak lazım.<br />

Aksi halde yaptığınız iletişimle, umduğunuz<br />

etkiyi yaratmanız zor oluyor. Bu<br />

şekilde belki sadece hakkında çok konuşulan<br />

bir iş yapabilirsiniz.<br />

Ben masanın diğer tarafında çok vakit<br />

geçirdiğim için, müşterinin işle ilgili<br />

strateji ve planlarını iyi anlayabiliyorum<br />

hatta müşteriyi challenge edebiliyorum.<br />

Daha sonra bunu süzüp bir strateji<br />

haline getirdiğinizde yaratıcı işlere<br />

çevirmek de çok daha kolay oluyor. ■<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 99


YARATICILIK<br />

Yorum<br />

Bay K. Pandora’nın<br />

Kutusu diyarında!<br />

SAİT AYTEMUR<br />

Reklamcı, Yazar<br />

ay K.’nın ATM olarak bildiği<br />

cihaz meğerse Pando-<br />

B<br />

ra’nın Kutusu’ymuş. Bankasının<br />

kendisine verdiği<br />

kart meğerse Pandora’nın Kutusu’nun<br />

anahtarıymış. Kartı bilişim çağının Al<br />

Capone’ları tarafından kopyalanıp hesabı<br />

havalelerle ve doğrudan çekilerek<br />

talan edilince, Bay K.’nın Pandora’nın<br />

Kutusu ile imtihanı başladı. Bay K.<br />

hesabı havale yoluyla talan edilmekle<br />

kalmadı; hiç tanımadığı, görmediği,<br />

duymadığı insanlar tarafından çeşitli<br />

savcılıklara şikâyet edildi. O savcılıklar<br />

da hiç tereddüt etmeden Bay K.’yı<br />

polis sorgusuna davet ettiler. Artık Bay<br />

K. için yeni bir hayat başlamıştı; artık o<br />

Pandora’nın Kutusu’nun içindeydi.<br />

POLİS SORGUSU<br />

Bay K.’nın ilk polis sorgusu “mağdur”<br />

sıfatıyla yapıldı. Fakat hemen sonrasında<br />

“şüpheli” sıfatına terfi edildi. Son<br />

derece iyi niyetli polisler, görevleri gereği<br />

Bay K.’yı sorguya davet ettiler. Bay<br />

K. şikâyet edenleri hiç tanımadığını,<br />

sadece bankasının ATM’sinden para<br />

çektiğini ifade etti. Sonrası Pandora’nın<br />

Kutusu’ydu! Bay K. sert tartışmalar ve<br />

uğraşlar sonucu bankasından alabildiği<br />

açıklama mektubuyla birlikte polis<br />

merkezlerini ziyaret etmeye başladı.<br />

Açıklama mektubu Bay K.’nın bankanın<br />

müşterisi olduğunu, ATM’den para çekerken<br />

kartının kopyalandığını ve maddi<br />

mağduriyetinin banka tarafından<br />

giderildiği anlatılıyordu. Bay K. aslında<br />

olacakları öngörmüş ve bankasını ikaz<br />

etmişti. Belki mesleki deformasyon gereği<br />

düşüncelerini frenleyemiyordu.<br />

•İster kamu ister devlet tüm kurumlar<br />

insan odaklı olsaydı.<br />

•Yapay zekâ kadar akıl hâkim olsaydı<br />

süreçlere.<br />

S<br />

Artık Bay K. için<br />

yeni bir hayat<br />

başlamıştı; o<br />

artık Pandora’nın<br />

Kutusu’nun<br />

içindeydi...<br />

Pandora’nın Kutusu’nun<br />

yaratacağı ortam kaçınılmaz<br />

olarak totaliter<br />

olacaktı. Bay K.’nın bir<br />

sabah böcek olarak<br />

uyanacağı totaliter yapı.<br />

Bu işe Gregor Samsa ne<br />

derdi? Daha önemlisi<br />

Kafka ne derdi?<br />

•Teknoloji kadar güven duygusuna<br />

önem ve ihtimam gösterilseydi.<br />

•Adaletin sloganı “gerçek insanlar<br />

gerçek adalet” olsaydı.<br />

•Bankaların sloganı “gerçek müşteri<br />

gerçek bankacı” olsaydı.<br />

•Liderler vizyonlarını çalışanların<br />

benimsemeleri için uğraşsalardı.<br />

•Krizler ortaya çıktığında organizasyonların<br />

farklı kademeleri ve<br />

uzman bölümleri zamanında devreye<br />

girseydi.<br />

•İmaj denilen kavramın, hayatın<br />

gerçeklerinin müşterinin beynindeki<br />

izdüşümü olduğu anlaşılabilseydi.<br />

•Liderler yolculuk yapacakları yoldaşlarını<br />

liyakat esasına göre seç-<br />

selerdi; tarikat, cemaat veya kulüp<br />

esasına göre değil.<br />

•Liderler en iyi olmayı bir onur meselesi<br />

olarak görselerdi; sadece bir<br />

iddia veya zihinleri eğlendirerek<br />

baştan çıkarma aracı olarak değil.<br />

•Bütün bunlar köşedeki dükkân<br />

için de geçerliydi; ormanları yanan,<br />

dere yataklarına inşaatlar yapıldığı<br />

için sellerde boğulanların katlandığı,<br />

salgında ölenlerin bitmediği<br />

ülkeler için de.<br />

•Ve her sorunu fırsata çevirecek<br />

olan, samimiyet ve doğru iletişimdi.<br />

•Doğru iletişimin olabilmesi doğru<br />

medya olmasına bağlıydı; yani gerçeklerle<br />

bağını koparmamış bağımsız<br />

medya.<br />

100 <strong>MediaCat</strong>


PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ<br />

Bay K. bir yandan bu konularda geçmişte<br />

yazıp çizdiklerini hatırlarken<br />

(Acaba suya mı yazdım?), bir yandan<br />

da bunların olabilmesi için bir paradigma<br />

değişikliği gerekiyor diye düşündü.<br />

Yani odak noktasına insanı ve<br />

insan onurunu koymak gerekiyordu.<br />

İnsanın güvenini sağlamak ve güvenini<br />

kazanmak. Örneğin, bir savcı için öncelik<br />

“insanların lekelenmeme hakkını<br />

gözetmek” olmalıydı. Bir banka içinse<br />

en kutsal misyon, müşterinin güvenini<br />

kazanmak olmalıydı. Bunlar otomasyonla<br />

veya otomatik prosedürlerle<br />

sağlanamazdı. Otomasyon anlayış ve<br />

paradigma, hayatı Pandora’nın Kutusu<br />

yapardı. Bu kutunun yaratacağı ortam<br />

da kaçınılmaz olarak totaliter olacaktı.<br />

Bay K.’nın bir sabah böcek olarak uyanacağı<br />

totaliter yapı.<br />

Bu işe Gregor Samsa ne derdi?<br />

Daha da önemlisi Kafka ne derdi?<br />

Ve Bay K.’nın böcek olarak uyanmaması<br />

için neler yapılabilirdi?<br />

Bankası müşterilerini kesimlere ayırırken<br />

bunu sözde değil özde yapabilirdi.<br />

Örneğin, bazı özel güvenlik önlemleri<br />

alabilirdi. Müşterisini ATM güvenliği<br />

konusunda ikaz edebilirdi. En azından<br />

ATM’leri ana caddeye bakan, aydınlık<br />

cephelere koyardı. Kart kopyalandıktan<br />

sonra Bay K.’nın öngörülerini dikkate<br />

alıp hukuki önlemler alabilirdi. Havale<br />

işlemlerinden başka birileri olumsuz<br />

etkilendiyse bu şahısların mağduriyetlerini<br />

giderebilirdi. Ve Bay K.’ya olup bitenleri<br />

şeffaf biçimde anlatabilirdi. Bay<br />

K. hâlâ neden savcılıklara şikâyet edildiğini<br />

anlayamamıştı. O sadece kartıyla<br />

ATM’den para çekmişti.<br />

Nihayet bankası gerilimler ve gelişmeler<br />

sonrasında bir avukat görevlendirdi<br />

Bay K. için; ancak bu konuda da<br />

epey iniş çıkıştan, iletişim sorunlarından<br />

sonra bir yere gelindi.<br />

Bay K. sokaklarda yürürken sağından<br />

solundan maskesiz bir insan seli<br />

akıyordu. Gerçek akıl AWOL olmuştu;<br />

kaçaktı. İnsanlar çağın en büyük salgınının<br />

ortasında maskesiz birbirlerinin<br />

burnunun içindeydi. Bay K. çareyi bir<br />

kafeye girmekte buldu. Orada da birisi<br />

eşikte dikilip sigara dumanını Bay<br />

K.’nın yüzüne üfledi. O semtte ayakta<br />

kalan sayılı düzgün kafelerden birinin<br />

sahibi “Bankamızın sistemi çöktü, birkaç<br />

gündür işlem yapamıyoruz, felç olduk”<br />

dedi.<br />

Bay K. acı acı gülümsedi… ■<br />

d<br />

Bir banka için en<br />

kutsal misyon,<br />

müşterinin<br />

güvenini kazanmak<br />

olmalıydı. Bunlar<br />

otomasyonla<br />

veya otomatik<br />

prosedürlerle<br />

sağlanamazdı.<br />

Otomasyon anlayış<br />

ve paradigma,<br />

hayatı Pandora’nın<br />

Kutusu yapardı.<br />

Dipnot: Bu hikâyenin gerçekle hiç ilgisi yok;<br />

hepsi hayalden ibaret. Bay K. kahvesini<br />

yudumlarken daha derin hayallere daldı ve<br />

“Ben bir holding olsam” dedi içinden. “Yenilenebilir<br />

enerji sektörüne girerim. Üstelik<br />

Ar-Ge, tasarım, üretim, KOBİ ve bireysel<br />

finansman, üniversite ayaklarıyla kendimi<br />

dönüştürürüm. Dünyada yenilenebilir enerji<br />

alanında bir numara olmayı hedeflerim.<br />

İklim değişikliğinden kaynaklanan felaketlere<br />

Don Kişot gibi meydan okurum.” Bay<br />

K. halüsinasyon gördüğünü düşündü. Zaten<br />

şizofrenler bu dünyanın ikiyüzlülüğüne<br />

dayanamayan insanlardır. Normal denilen<br />

insanlar ise dayanırlar hatta bu dünya<br />

yaşanabilecek dünyaların en iyisi derler.<br />

Bay K. bilgisayarının kayıt tuşuna bastı.<br />

Sonra da kapattı. Karşı kaldırımda duran<br />

Kafka olabilir miydi?<br />

<strong>Ekim</strong> <strong>2021</strong> 101


YARATICILIK<br />

Ad*Watch<br />

İyilik yapan markalar<br />

Vodafone #BirlikteMümkün’ü diğer birçok sosyal sorumluluk<br />

kampanyasından ayıran en önemli nokta, Bager’in sahici ve<br />

dokunaklı hikâyesi. Doğru ünlü kullanımı, başarıyı sağlayan bir<br />

diğer önemli faktör. Üstelik reklam toplumdaki engelli bireylere<br />

dikkat çekmekle kalmıyor, hayal kuran herkese hitap ederek<br />

“katlanan” bir duygusal etki yaratıyor.<br />

HATIRLANMA SKORU<br />

TRENDYOL<br />

ONLINE ALIŞVERİŞ<br />

KAMPANYA BAZINDA<br />

BEĞENİ SKORU<br />

TRENDYOL<br />

ONLINE<br />

ALIŞVERİŞ<br />

GETİR.COM<br />

GENEL<br />

%49,9<br />

%62,5<br />

GETİR.COM<br />

GENEL<br />

%6,3 %2,7<br />

ARAŞTIRMA ÖRNEKLEMİNİN<br />

SES DAĞILIMI<br />

AB %13<br />

C1C2 %57<br />

KAMPANYA BAZINDA<br />

WOMM SKORU<br />

D %29<br />

TRENDYOL<br />

ONLINE ALIŞVERİŞ<br />

%26,8<br />

GETİR.COM<br />

GENEL<br />

%27,8<br />

AKLA, KALBE, RUHA DOKUNMAK<br />

Tarih aralığı:<br />

2-29 Ağustos <strong>2021</strong><br />

Özge Sönmez<br />

Ipsos / Research Director<br />

Ağustos ayıyla birlikte,<br />

diğer sektörlerdeki durağanlığa<br />

rağmen, içecek<br />

ve telekomünikasyonun<br />

reklam hatırlanma trendindeki iyileşme<br />

belirgin hale geldi. Sezonsallığın da etkisiyle,<br />

içecek sektöründe bu trendin dinamosunun<br />

Fuse Tea ve Lipton Ice Tea reklamları<br />

olduğunu söyleyebiliriz.<br />

Telekomünikasyon reklamlarında<br />

ise dikkat çekici hatırlanma artışı tek<br />

başına Vodafone #BirlikteMümkün<br />

kampanyasına atfedilebilir. Sektörün<br />

son iki yıldaki en düşük GRP yatırımına<br />

rağmen, sektörel reklam hatırlanmanın<br />

en yüksek seviyede gerçekleştiğini atlamayalım.<br />

Bu da reklamın başarılı bir<br />

yaratıcı tarz uygulamasına iyi bir örnek<br />

olduğuna işaret ediyor.<br />

Vodafone, yeni teknolojisini bir sosyal<br />

sorumluluk projesi üzerinden duyurup,<br />

sosyal sorumluluğuysa gerçek bir hikâyeyle<br />

izleyiciye aktararak akıllara, kalplere<br />

ve ruhlara dokunan bir reklam filmiyle<br />

izleyicinin dikkatini çekiyor.<br />

Son yıllarda, iklim krizi ve pandemi<br />

gibi küresel koşulların yükselttiği toplumsal<br />

bilinç sonucunda “iyilik yapan<br />

markalar” tüketici sadakatini sağlamada<br />

bir adım öne çıkıyor. Marka amacı ve değerlerini<br />

anlatırken doğru kreatifle doğru<br />

notalara basan reklamlar kısa zamanda<br />

tüketicinin zihninde sempatik bir yer<br />

edindiği gibi, güçlü marka-tüketici ilişkisine<br />

de zemin oluşturuyor.<br />

102 <strong>MediaCat</strong>


YARATICILIK<br />

Felis Kampanyalar<br />

İŞTE BENİM MAXIMUM’UM – Maximum Kart<br />

REKLAMVEREN: Türkiye İş Bankası<br />

STRATEJI DIREKTÖRÜ: Selin Aktaş<br />

REKLAM AJANSI: PUB1924<br />

STRATEJI: Asena Çelik<br />

CCO: Ayşe Aydın<br />

PRODÜKSIYON LIDERI: Arzu Köksal<br />

YÖNETICI KREATIF DIREKTÖR: Mehmet Güney<br />

PRODÜKSIYON EKIBI: Eren Bakırcı, Ayten Güneş, Özlem Uzun<br />

AJANS LIDERI: Ezgi Ataseven<br />

İÇERIK LIDERI: Ergün Erdem<br />

KREATIF DIREKTÖR: Can Yıldız<br />

SOSYAL MEDYA EKIBI: İpek Başbuğ, Servil Emre, Selin Akbay,<br />

KREATIF GRUP DIREKTÖRÜ: Cüneyt Özalp<br />

Selen Özay<br />

DIJITAL KREATIF GRUP DIREKTÖRÜ: Serhat Varan<br />

ATÖLYE: MEHMET Hasılcıoğulları<br />

KREATIF EKIP: Emirhan Dilege, Hasan Çalışkan,<br />

REDAKTÖR: Çağrı Sığırcı<br />

Cemre Pekşen, Asya Aydın, Kardelen Fulya Okumuş<br />

YÖNETMEN: Can Pehlivanlı<br />

MÜŞTERI İLIŞKILERI EKIBI: Çiğdem Uyar, Gamze Kaplan, Sıla PRODÜKSIYON ŞIRKETI: Norr Film<br />

Menteşoğlu<br />

MÜZIK ŞIRKETI: 3K1A<br />

DEDİM OLABİLİR – Elidor<br />

REKLAMVEREN: Unilever<br />

REKLAMVEREN YETKILILERI: Alper Eroğlu, Gizem Erbaş,<br />

Kerem Diramca, Ahmet Adıyaman, Ebru Seyhan<br />

REKLAM AJANSI: Medina Turgul DDB<br />

YÖNETICI KREATIF DIREKTÖR: Ertuğ Tuğalan<br />

KREATIF GRUP LIDERI: Fatih Yılmaz<br />

KREATIF EKIP: Cem Erguvan, Özberk Baz, Seray Samancı,<br />

Gözde Bayraktar, Hande Matban<br />

YÖNETICI STRATEJI DIREKTÖRÜ: Berkant Avcı<br />

STRATEJIST: Beste Atasoy<br />

MÜŞTERI DIREKTÖRÜ: Azize Civanbay<br />

MÜŞTERI EKIBI: Dilge Yıldırım, Viket Rodrig, Ezgi Bitmiş<br />

AJANS PRODÜKTÖRLERI: Gülengül Soytürk, Ümit Bak,<br />

Can Taşkın<br />

YÖNETMEN: Sedat Dündar, Umut Dizdar<br />

PRODÜKSIYON AJANSI: Yapar İstanbul<br />

PR AJANSI: Sobraz<br />

MEDYA AJANSI: Mindshare<br />

ÜNLÜ YÖNETIM AJANSI: Portal Rights Management<br />

BAŞKALAŞMAYA HAZIR MISINIZ? – DeFacto<br />

REKLAMVEREN: DeFacto<br />

KREATIF GRUP LIDERI: Tuğkan Cabbar<br />

REKLAMVEREN YETKILISI: Handem Çelenkler<br />

KREATIF EKIP: Sinem Kaya, Tuğçe Erdönmez, Can Çakmakçı<br />

REKLAMVEREN TEMSILCILERI: Valya Allovi, Tuğba Ansen,<br />

STRATEJI DIREKTÖRÜ: Eren Alphan<br />

Elif Çiçek<br />

MARKA DIREKTÖRÜ: Melis Erduran<br />

REKLAM AJANSI: 4129Grey<br />

AJANS PRODÜKSIYON EKIBI: Gülşah Batıbeki, Kasım Bektaş<br />

CEO: Alemşah Öztürk<br />

PRODÜKSIYON ŞIRKETI: Norr Production<br />

GENEL MÜDÜR YARDIMCISI: Leslie Krespin<br />

YÖNETMEN: Ali Demirel<br />

GRUP YÖNETICI KREATIF DIREKTÖRÜ: Sami Basut<br />

MÜZIK: Rahman Altın<br />

TASARIM DIREKTÖRÜ: Koray Doyran<br />

FOTOĞRAF: Burcu Karademir<br />

SİZ HEPİNİZ, ARZUM ROBOTEK – Arzum<br />

REKLAMVEREN: Arzum<br />

REKLAMVEREN YETKILILERI: Mehtap Yıldız, Özlem Zülal,<br />

Neslihan Demir, Ayşe Savran, Mahir Sümen,<br />

Gökhan Kapıcı, Eda Özgül, Buket Onaran<br />

REKLAM AJANSI: TBWA\Istanbul<br />

CCO: İlkay Gürpınar<br />

YÖNETICI KREATIF DIREKTÖR: Volkan Karakaşoğlu<br />

GENEL MÜDÜR YARDIMCISI: Tuğyan Çelik<br />

KREATIF DIREKTÖRLER: Mesut Koçarslan, Serdar Güngör<br />

KREATIF EKIP: Sungun Çalışkan, Selin Saygın<br />

MARKA EKIBI: Ender Orfanlı, Çağla Yalçınkaya,<br />

Selcen Kurtuldu, Ayşe Hocaoğlu<br />

SOSYAL MEDYA EKIBI: Berivan Akmanoğlu, Seçil Özener<br />

CSO: Toygun Yılmazer<br />

STRATEJIK PLANLAMA EKIBI: Özgün Özkalay,<br />

Yunuscan Hısımcıl, Başak Runa<br />

PRODÜKSIYON EKIBI: Neslihan Gücüm, Efe Koçdağ<br />

PRODÜKSIYON ŞIRKETI: Shortcut<br />

YÖNETMEN: İsmet Kurtuluş<br />

MÜZIK: Onur Cumalıoğlu<br />

104 <strong>MediaCat</strong>


Curious Felis için<br />

son başvuru tarihi 5 <strong>Ekim</strong>!<br />

Yepyeni bir yarışma, yepyeni ödüller, yepyeni sevinçler…<br />

Etkisi kanıtlanmış kampanyaların ardındaki stratejileri ve stratejistleri<br />

ödüllendiren yarışma Curious Felis’e başvurular sona ermek üzere.<br />

Toplam 6 kategoride dağıtılacak Curious Felis Ödülleri sizi bekliyor.<br />

Kategori #1: İçgörü ile Heyecanlandıranlar<br />

Kategori #2: Ezber Bozanlar<br />

Kategori #3: Markayı Yeniden Konumlandıranlar<br />

Kategori #4: Markayı Sıfırdan Yazanlar<br />

Kategori #5: Marka Amacı ile Harekete Geçirenler<br />

Kategori #6: Global Düşünenler<br />

Ayrıntılı bilgi ve başvuru için:<br />

curious.felisodulleri.com<br />

curiousfelis@kapital.com.tr #curiousfelis


YARATICILIK<br />

60 YILDIR MUTLULUKLA – ETİ<br />

REKLAMVEREN: ETİ<br />

REKLAMVEREN YETKILILERI: Alper Yoldaş, Ebru Özgökalp Türker,<br />

Hazal Duygu Akın<br />

REKLAM AJANSI: Güzel Sanatlar<br />

KREATIF DIREKTÖR: Emrah Kural<br />

YARATICI EKIP: Emre Demirtaş, Mertcan Karpınar,<br />

Kemal Hayit, İlker Salcan<br />

STRATEJI: Ronin<br />

MÜŞTERI İLIŞKILERI: Gözde Şengüler, Ceysun Giritli,<br />

Sıla Gözüm, Cemre Arıkan, Ezgi Karakuş<br />

AJANS PRODÜKTÖRLERI: Melis Bircan, Beray Sarı, İdil Yalçınöz<br />

PRODÜKSIYON ŞIRKETI: Kala Film<br />

YÖNETMEN: Turgut Akaçık<br />

MEDYA PLANLAMA / SATINALMA: Mg Media<br />

YENİDEN HAYAT – meyhanedeyiz.biz<br />

REKLAMVEREN: meyhanedeyiz.biz<br />

REKLAMVEREN YETKILILERI: Dumrul Sabuncu<br />

REKLAM AJANSI: Brand The Bliss<br />

KREATIF STRATEJIST: Erhan Güven<br />

KREATIF EKIP: Ceren Öz, Koray Cengiz, Bedrettin Bayaslan<br />

MÜŞTERI İLIŞKILERI: Esra Mutlu, Caner Selçuk<br />

PRODÜKSIYON ŞIRKETI: Depo Film<br />

YÖNETMEN: Umut Aral<br />

SESLENDIRME: Fatma Turgut<br />

KOREOGRAFI: Ömer Yeşilbaş<br />

UYARLAMA MÜZIK: Jingle Jungle<br />

UYARLAMA SÖZ: Erhan Güven<br />

ORIJINAL MÜZIK: “I Will Survive” Söz-Beste: Dino Fekaris,<br />

Frederick J. Perren / Universal Music Publishing Turkey<br />

ORIJINAL SÖZ: “Bambaşka Biri” Söz: Fikret Şeneş (Ossi<br />

Müzik)<br />

GÖRMEYE DEĞER NE ÇOK RENK VAR – Arçelik<br />

REKLAMVEREN: Arçelik<br />

REKLAMVEREN TEMSILCILERI: Mehmet Tüfekçi, Pınar Gedik,<br />

Özdem İkizer Yüken, Sevinçnaz Erol<br />

REKLAM AJANSI: Havas İstanbul<br />

CCO: Ergin Binyıldız<br />

YÖNETICI KREATIF DIREKTÖR: Volkan Dalkılıç<br />

KREATIF EKIP: Mustafa Gülsen, Eray Hökelek, Burak Gürses,<br />

Eren Altuniş, Güney Taşcıoğlu, Rana Duran,<br />

Hasan Yıldırım, Barış Köprülü<br />

STRATEJI: Canan Pehlivanoğlu, Ersan Avcı, Emir Baykut<br />

MÜŞTERI İLIŞKILERI EKIBI: Berk Yılmaz, Birol Ecevit, Yiğit Uysal,<br />

Ecenur Karaarslan, Beril Ermeral, Erkin Yüksel<br />

AJANS PRODÜKTÖRLERI: Sıla Salgın, Uğur Egemen İres,<br />

İdil Yalçınöz<br />

PRODÜKSIYON ŞIRKETI: Gogo Project<br />

YÖNETMEN: Cem Adıyaman<br />

MÜZIK YAPIM: Mert Tünay<br />

POST PRODÜKSIYON: Tonic Effects<br />

HAYAT SANA FESTİVAL – COLIN’S<br />

REKLAMVEREN: COLIN’S<br />

REKLAMVEREN TEMSILCILERI: Önder Ön, Mustafa Ceylan<br />

Aksak, Anıl Güneş, Enginalp Erkısa,<br />

Melike Erhan, Fatih Köse<br />

MARKA DANIŞMANI: Hakan Senbir<br />

REKLAM AJANSI: KARPAT Independent Advertising Agency<br />

KREATIF AJANS BAŞKANI: Karpat Polat<br />

GENEL MÜDÜR: Melda Tarlan<br />

KREATIF DIREKTÖR: Oktar Akın, Tolga Akyüz<br />

KREATIF EKIP: Aydın Gürer, Gülhan Kaçar, Ferhat Çelik<br />

MÜŞTERI DIREKTÖRÜ: Ayşegül Dinç<br />

MÜŞTERI TEMSILCISI: Dicle Doğan<br />

PRODÜKSIYON ŞIRKETI: PANDA<br />

YÖNETMEN: Kemixiz<br />

FOTOĞRAF: FABRİKA / Jiyan Kızılboğa<br />

106 <strong>MediaCat</strong>


YARATICILIK<br />

#ofotoğrafınhikâyesi<br />

BOB’un arşivinden<br />

Uğurcan Ataoğlu<br />

ALAMETİFARİKA KURUCU ORTAK, TASARIM DİREKTÖRÜ<br />

Sektörün geçmişe açılan kapısı<br />

#ofotoğrafınhikâyesi’nde bu ay Uğurcan<br />

Ataoğlu’nun hatıralarına davetlisiniz.<br />

Ataoğlu’nun 1996-2020 yıllarında çekilmiş<br />

fotoğraflarından oluşan nadide seçki,<br />

sonbaharın soğuğunu tanıdık simalar ve<br />

eskimeyen dostluklarla ısıtıyor.<br />

Y&R Reklamevi döneminde, bir Kristal Elma<br />

töreninde. Serdar Erener ve Gülin Üstün.<br />

Alametifarika art direktörleriyle Londra’daki bir<br />

tasarım festivaline gidebildiğimiz yıllarda. Hüseyin<br />

Sandık, Handan Tepe, Taner Ardalı, Gizem Hız,<br />

Arkın Kahyaoğlu, Kenan Ünsal.<br />

Hazır Kart kampanyasının ilk setinde. Rebekka<br />

Haas, Sıla Sayın, Arzu Ünal, Sinan Çetin, Mine<br />

Alpar, Serdar Erener, Nil Karaibrahimgil.<br />

Cola Turka çekimleri için New York’ta. Sinan Çetin<br />

ve Serdar Erener.<br />

Ender Merter’in Reklamarkası programında,<br />

yönetim kuruluna girdiğim Orduspor formasıyla.<br />

Nesteren Davutoğlu ve Faruk Bil.<br />

Kristal Elma töreninde. Serdar Erener ve Fahir<br />

Atakoğlu.<br />

Alametifarika bahçe kostüm partisinde. Beste<br />

Zeybel ve Kenan Ünsal.<br />

Süleyman Nazif Sokak’taki Reklamevi binasında.<br />

Gökhan Özgün ve Serdar Erener.<br />

Alametifarika’daki mesai arkadaşımla öğle<br />

uykusunda.<br />

108 <strong>MediaCat</strong>


www.dpodulleri.org

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!