You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Tutkunun Dansı TANGO
Mix Kültür-Sanat-Uzay SAYI Dergisi2
Eylül 2021
Fiyat: Ücretsiz
Kıbrıs'ta Bile
Perseverance
Evinde
Bitkili Akvaryumlar
Kamp ve Bitkiler
Bipolar Duygudurum
Bozukluğu
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
2
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Editör Notu
Bu sayımızda yine çeşitli konulara yer verdik. Umarım beğenerek okursunuz.
Genel olarak yine ilgilendiğim konuları yazmaya çalıştım. Mars'a giden araç
konusu keyifliydi. Umarım ilerde yollanacak james webb teleskopunu da böyle
yazmak kısmet olur. Malum geçen aylarda ormanlarımız yandı, bu yangınlarla
ilgili de ilerde bir şeyler yazmayı düşünüyorum. Keyifle okumanız dileğiyle...
Saygılarımla.
3
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
ŞIK HANIMLAR TARZ BEYLER;
TANGO
Arjantinden çıktı, bütün dünyaya yayıldı.
Aşkın tutkunun simgesi oldu. Haydi gelin
biraz tanıyalım tango nedir ne değildir.
Tango kelimesi tambo'dan geliyor.
Tambo, özgür bırakılmış
siyahların on dokuzuncu
yüzyılda Rio De la Plata’da
buluştukları yerlere verilen
isim. 1900'lerin başında Paris'e,
oradan da tüm dünyaya yayıldı.
Çocuklar duymasın dizisinde
Meltem Haluk'a 'tango öğrenelim'
deseydi (muhetemelen
kesin vardır böyle bir bölüm) Haluk'un
cevabı 'Light mıyım ben?'
olurdu. Oysa ki tango erkeğin
kadını hakimiyet altına aldığı, kadının
bu sahiplenmeyi başım gözüm üstüne diyerek
sahiplendiği bir dans türü. Maçoluk
tangonun kanında var. Özellikle kadınların
bu kadar çok sevmesinin altında yatan
neden budur. Fakat ülkemizde genellikle
'entel dantel' olarak görülür özellikle
eskiler tarafından.
Köken olarak Afrika'ya dayanıyor.
Tanıtımını ise Arjantin gemicileri
yapmışlar daha çok. Günümüzde
ise modern dans, şehirli dansı
olarak görülüyor.
.
4
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
TÜRKİYE'DE TANGO
Türkiye'de eskiden beri çok güzel örnekleri var tango müziğin. 'Sevdim bir genç kadını','Mazi kalbimde yaradır', 'Papatyam'
ve daha neler neler...
MAZİ KALBİMDE BİR YARADIR
SEVDİM BİR GENÇ KADINI
Sözlerini Necdet Rüştü Efe Tara'nın yazdığı, Necip Celal
Andel tarafından bestelenen ilk Türk tangosudur (Tango
Turco). 1928 yılında bestelendikten sonra, ilk yorumu
1932'de dönemin ünlü seslerinden Seyyan Hanım tarafından
plağa okunmuş ve o zamandan beri çok sevilen
tangolar arasındaki yerini korumuştur. Yakın zamanda ise
Dilek Türkan hanım tarafından yeniden yorumlanmıştır.
Ben de gönül çektim eskiden
Yandı hayatım bu sevgiden
Anladım ki bir aşka bedel
Gençliğimmiş elimden giden
Önünde ben geldim de dize
Yâr olmadı bu kimse bize
En nihayet düşüp can verdim
Gözündeki yeşil denize
Sarmadımsa da belden, geçmedim bu emelden
Bir hazin maceradır, onu aldılar elden
Başkasına yâr oldu, eller bahtiyâr oldu
Gönlüm hep baştan başa viran bir diyâr oldu
Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarımdan karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin hatıradır
Ne göğsünde uyuttu beni
Ne bûseyle avuttu beni
Geçti ardından uzun yıllar
O kadın da unuttu beni
Sarmadımsa da belden, geçmedim bu emelden
Bir hazin maceradır onu aldılar elden
Başkasına yâr oldu, eller bahtiyâr oldu
Gönlüm hep baştan başa viran bir diyâr oldu...
Tango deyince sanırım Şecaattin Tanyerli ve sevdim bir
genç kadını şarkısından bahsetmemek olmaz. İstiklal caddesinde
akordeon ile kulağınıza çalınır kimi zaman. Kimi
zaman radyoda denk gelir değiştiremezsiniz istasyonu.
O ses Şecaattin Tanyerli'dir işte. 44 yıl boyunca İstanbul
Radyosu'nda 1000'i aşkın türkçe sözlü tangoyu seslendiren
sanatçı 30'u aşkın taş plak, 2 uzunçalar, 2 kaset, 40
kadar 45'lik plak ve 1 CD yaptı. 1971'de altın plak ödülü
alan Tanyerli kendini tangoya adamış desek yalan olmaz.
Sevdim bir genç kadını, ansam onun adını.
Her şey beni ona bağlar, kalbim durmadan ağlar.
Aşkım hiç sönmeyecek, gitti o dönmeyecek.
Uzun yıllar geçse bile, yaşarım hayaliyle.
Kemanımla ona bir ses verebilseydim eğer,
Bu sesimle ona ersem bana dünyaya değer.
Ne yazık ki deniz engin, şu ufuklar ölgün,
Bin elemle doğuyor her yeni gün.
Yarın olsun, yarın olsun diye renkler soluyor,
Neye baksam ne işitsem bana bin dert oluyor.
Şu karanlık günün elbet gelecektir sonu,
Kalbim özlüyor onu.
Yollar uzun sürüyor, sevgi beni bürüyor.
Kavuşursam bir gün ona, hasret erecek sona.
O gün bahar olacak, yollar çiçek dolacak.
Sevinçlerle coşacağım, sevgime koşacağım.
[1]
Kemanımla ona bir ses verebilseydim eğer,
Bu sesimle ona ersem bana dünyaya değer.
Ne yazık ki deniz engin, şu ufuklar ölgün,
Bin elemle doğuyor her yeni gün.
Yarın olsun, yarın olsun diye renkler soluyor,
Neye baksam ne işitsem bana bin dert oluyor.
Bu karanlık günün elbet gelecektir sonu,
Kalbim özlüyor onu.
Bazı Tango Şarkıları
• Gönlüm Sensiz Olmaz
• Papatya Gibisin
• Kıskanıyorum
• Sessiz Tango
• Mazi
• Papatyam
• Sana Nerden Gönül Verdim
• Suna
5
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
BİTKİLİ AKVARYUM
Akvaryumda bitki yetiştirmek
kulağa acayip
gelse de tutkunları balığa
dekor olarak bitki yerine
bitkiye gübre üretsin diye
balık besliyor. Film nerede
kopuyor bilmiyorum ama
genellikle böyle oluyor. Bitkili
akvaryum dünyası çok
geniş, seçenekler ise bir o
kadar fazla. Hele tasarımların
ucu bucağı yok. Gelin
beraber sucul bitkilerin dünyasına
ufak bir adım atalım.
Hiç fotosentez yapan
bitkiyi canlı olarak olay esnasında
gördünüz mü? Sucul bitki yetiştirenler buna çok
tanık oluyor. Bitkilere 3 şeyi çok verdiğinizde öyle bir fotosentez
yapar ki, atık olarak çıkardığı oksijenler çatlaklarından
dışarı çıkarken size de seyrine doyulmaz bir manzara
yaşatır. Tıpkı hava motoru varmışcasına bitkilerden
oksijen kabarcıklarının çıkışını seyredersiniz.
Bu 3 şey ise besin, ışık ve karbondioksit (CO2). Besin
akvaryumdaki balık gübreleri, çürümüş bitkiler gibi şeylerdir.
Işık için ise ledlerden bitkiye uygun floresanlara kadar
önünüzde birçok seçenek var. Karbondioksit konusu çok
acayip. Evde kimyagerlik yapmak gibi bir şey. Piyasada
hazır CO2 tüpleri var ama insanlar genellikle evde kendisi
üretiyor. Evde litrelik şişe içinde üreten de var piknik
tüpünün içinde bar basıncını ayarlayarak işi profesyonele
döken de var. Yazımızın devamında önce bitkileri ve gereksinimlerini
tanıyacağız. Daha sonra ışık ve CO2 konularına
değineceğiz.
Ama bunlardan önce bitkili bir akvaryumun yapılış amacına
değinelim biraz. Bitkili bir akvaryum kurarak doğayı
taklit ederiz aslında. Biyotop kurarız. Bazılarına aşağıda
değindim.
• Güney Amerika Biyotop Akvaryumları
• Güneydoğu Asya Biyotop Akvaryumları
• Afrika Biyotopları
Görüldüğü gibi bazı akvaryumlar bir bölgeyi taklit ederler.
Bu tür akvaryumlara biyotop akvaryumları denilir. Bu
akvaryumlarda balık, bitki, taş, odunsu dekorlar ve toprak
alt yapısı, suyun özellikleri bu bölgeleri taklit ederek oluşturulur.
6
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Zemin Bitkileri
Marsilea Crenata
Micranthemum Umbrosum
Lilaeopsis Littorella
Hemianthus Callitrichoides Cuba
Java Moss Yosun
Staurogyne Repens
7
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Orta Bölge Bitkileri
Pogostemon stellata
Cryptocoryne beckettli
Cryptocoryne wendtii
Echinodorus
Lobelia cardinalis
Microsorum pteropus
8
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Arka Plan Bitkileri
Alternanthera reineckii
Heteranthera zosterifolia
Cryptocoryne crispatula
Pogostemon erectus
Myriophyllum mattogrossense
Nesaea crassicaulis
9
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Evde Karbondioksit Üretimi
Çekvalf
Damla sayacı olarak görev yapar.
Gece kapağı gevşetilerek vana görevi görür.
Serum Hortumu
Tek yönde akışa müsaade eden, diğer yönden
akış kesitini kapayan valflere çekvalf denir.
Su
Vantuz
500 ml Pet Şişe
Mayalı
Su
Kapak delinir.
Hortum takılır.
Sıcak silikon ile hava kaçırması
engellenir.
2.5 litre Pet Şişe
500 gr Şeker
2 Çay Kaşığı Maya (Kuru veya Yaş)
8-10 Damla Limon Suyu
1 Yemek Kaşığı Süt
Karıştırılır ve 1 saat kadar kapağı açık şekilde bekletilir.
Daha sonra kapatıp sisteme CO2 verebilirsiniz.
Difuzor
Akvaryumculardan alabilirsiniz.
Üretilen CO2 gazın suda çözünmesini
sağlar.
Bitkierin fotosentez yapabilmesi için karbondioksite
ihtiyacı vardır. Piyasada hazır CO2 tüpleri var fakat
pahalı genellikle. Evde kendi kuracağınız sistem ile kendiniz
de CO2 üretebilirsiniz.
Çalışma mantığı ise şu şekildedir. Evlerde kullanılan
yaş veya kuru maya içerisinde bakteri bulunur. Bu
bakterilere şeker verildiğinde CO2 üretir. Üretilen CO2
akvaryuma verilir. Fakat sudan hafif olan CO2 tanka direkt
verildiğinde suda çözünemeden yukarı çıkıp havaya
karışır. Bunun önüne geçmek için akvaryumculardan
bulabileceğiniz difüzor kullanılır. Bu sayede CO2 minik
partiküllere ayrılarak suda daha kolay çözünür.
Suda CO2 çözdürmenin bir diğer yolu ise reaktör kullanmaktır.
Reaktör dediğimizde insana 'Atom mu parçalıyoruz?'
hissiyatı doğuyor. Teknik olarak atom parçalamasak
da CO2 parçalıyoruz. Reaktör, üzerinde bulunan
motor ile CO2'yi suya daha fazla emdirir. Daha çok büyük
tanklarda kullanılır.
10
11
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Dr. B, delirmesi veya bildiği her şeyi itiraf etmesi için konduğu,
içerisinde yalnızca yatak, masa gibi hiçbir heyecanı
olmayan materyallerin olduğu odada, hayatta kalabilmek için onu
sorgu odasına götüren görevlilerden birinin cebinden bir satranç
kitabı çalar. Kitap, orada geçirdiği o harikulade monoton günleri
pek değiştirebilecek gibi değildir. Dr. B, kitabı okumaya başlar. Birçok
büyük satranç ustasının, satranca dair bilinmeyenlerin olduğu
kitap zamanla kendisine oldukça çekici gelmeye ve onu sıkıcı günlerinden
kurtarmaya başlar.
Okuyucu yorumu;
Kitap tam bir Zweig klasiği. Bilirsiniz; Stefan Zweig, uzun uzun
ancak akıcı ve sürükleyici yazmasıyla bilinen edebiyatın kültleşmiş
romancılarından biridir. Kelime seçimi ve anlatım tarzıyla
okuyucuyu alır götürür adeta. Diğer tüm romanlarında da olduğu
gibi; tarzından ödün vermemiş, seçtiği konu her detayıyla güzelce
işlenmiş. Kitabın konusu genel itibariyle yukarıda bahsettiğim
şekildedir. Bir adamın aklını sabit tutmak için sığındığı limanın,
aklını ciddi şekilde yerinden oynatmasına vesile olmasına ramak
kala kendine gelmesinin romanı. Kitap önerisi isteyen birçok kişiye
ilk etapta söylediğim romanlardan biri ancak şunu söylemeden
geçemeyeceğim; eğer bu romanı bilgi edinmek gibi bir amaçla
okumayı düşünüyorsanız kesinlikle yanılgı içerisindesiniz çünkü
bu tür kitaplar sizi edebi yönden geliştirir. Edebiyat alanında gelişmek
ve kült romancılardan birinin kitabını okuyup kendi tarzınızı
geliştirmek istiyorsanız mutlaka okuyun. Kazancınız gelişmiş bir
kelime dağarcığı, hızlı okuma/anlama ve yazım yeteneğini geliştirme
olacaktır.
Son Feci Mars
12
Son 80 yılın en sert kışı, henüz küçücük yaşta kaçırılan bir çocuk,
hayalleri, umutları yıkılan bir anne ve öğrendiği gerçeklerle şaşkına
uğrayan bir kadın.
Daniel Ray, annesinin eve dönmesini beklerken kaçırıldığı gün, hiçbir
şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmiyordu. Vera Ray ise yıkılmış ve hipotermi
geçirene değin sokaklarda küçük Daniel'ını aramıştı. Ardından
yaşanan olaylar anne-oğul için birer travmadan ibaretti. Peki, gerçeklerin
acıtmadan ortaya çıkmadığını kim bilebilirdi?
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Okuyucu yorumu;
Sarah jio'nun ilk okuduğum romanı olan Böğürtlen Kışı; yazara
olan hayranlığımın başlangıcı olmuş, beni duygudan duyguya
sürüklemişti. Geçmişe dönüşler, anlatırken kullanılan ifadeler...
Kitap her şeyiyle insanı kendine çekiyor ve karakterlerden biri
ağlıyorsa siz de ağlıyorsunuz, biri gülüyorsa siz de gülüyorsunuz.
Betimlemeler kitap bittikten sonra dahi beyninizde dolanmaya
devam ediyor. Kitabın etkisi kolayca geçmiyor anlayacağınız.
Unutamadığım ve harikulade bulduğum bu kitap, Sarah
Jio'nun kaleminden çıktığını çok güzel belli ediyor. Okumak
isteyenlere keyifli okumalar dilerim! Yanınıza peçete almak
için acele edin!
Son Feci Mars
Blum, eşi ve iki çocuğuyla mükemmel bir hayat yaşamaktadır.
Kocasını çok sevmekte, hayatında şikayet
edebileceği neredeyse hiçbir sorunu yoktur. Ta ki o güne
kadar... Çok sevdiği kocası Mark ölmüş, Blum'un dünyası
başına yıkılmıştır. Kendini toparlayıp olayların peşine
düşen baş karakterimiz; aslolanın sanıldığı gibi olmadığını,
kocasının ölümünün arkasında birçok sır olduğunu
öğrenir. Hayat onu hiç bilmediği sokaklarda yürümeye zorlamaya
başlamıştır.
Okuyucu yorumu;
Genel itibariyle polisiye/gerilim roman severlerin ilgisini
çekebilecek nitelikte bir kitap ancak benim gibi sıkı bir
Agatha Christie takipçisiyseniz istediğiniz zevki alamayabilirsiniz.
Anlatım tarzı iyi, iç gözlemler okuyucuyu hayli
etkiliyor. John Verdon okuyanlar bilirler; bazı polisiye/gerilim
romanları istenilen hazzı vermez ama bir çırpıda okuyup
bitirmek istersiniz. Bu kitapta da aynen böyle oluyor.
Sürükleyici anlatımdan dolayı çarçabuk bitsin de olayın
aslını öğreneyim istiyorsunuz. Okumak isteyenler hiç durmasın!
Son Feci Mars
13
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
KAMP
VE
BİTKİLER
14
Doğada Kolayca Bulabileceğiniz Bitkiler
Kampa gittiğiniz vakit doğa size her şeyi sunuyor. Kolayca
bulabileceğiniz bitkilerin bazıları ile bitki çayı yapabilirsiniz.
IHLAMUR
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Ihlamur Faydaları
• Terlemeyi teşvik eder.
• Ateş düşürür.
• Öksürüğe iyi gelir.
• Gribe ve nezleye iyi gelir.
• Migren ağrılarını hafifletir.
• Kaygıyı azaltır.
• Stresi azaltır ve rahatlama sağlar.
• İshal tedavisinde kullanılır.
KUŞBURNU
Kuşburnu Faydaları
• Kansızlığa iyi gelir.
• Gözleri koruyor.
• Cildi güzelleştiriyor.
• Bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
• Kabızlığı önlüyor.
• Kansere karşı koruyor.
• Kötü kolesterolü düşürüyor.
PAPATYA
Papatya Faydaları
• Papatya çayının en bilinen özelliği sinirleri gevşetmesi ve
uykusuzluğa iyi gelmesidir.
• Sindirimi kolaylaştırır, mide kramplarına ve ağrıları
geçirir.
• Diş ağrılarını hafifletir.
• Cildi güzelleştirir ve canlı bir görünüm sağlar.
• Göz kapaklarında meydana gelen iltihaplanmaları tedavi
eder.
15
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
KEKİK
Kekik Faydaları
• Öksürük, bronşit gibi solunum sisteminizi etkileyen
rahatsızlıkları iyileştiriyor.
• Yemek sonrasında yaşanan hazımsızlığı önlüyor.
• Romatizma ağrılarına iyi geliyor.
• Özellikle kolon kanseri konusunda tam bir savaşçı.
• Gargara yapıldığında ağız kokusunu engelliyor, diş eti
hastalıklarına iyi geliyor.
KARABAŞ OTU (LAVANDULA)
Karabaş Otu Faydaları
• Mide bulantısını giderir.
• Hazımsızlığa, kabızlığa ve mide gazına iyi gelir.
• Kas ağrılarını ve kas yorgunluğunu giderir.
• Cilt yaralarının iyileşmesini hızlandırır.
• İdrar yolu enfeksiyonu ve vajinal enfeksiyonların
tedavisine yardımcı olur.
• Kan dolaşımını hızlandırır.
• Sinüzit, öksürük, kronik nezle ve ateşli soğuk algınlığı
tedavisinde yararlanılır.
SARI KANTARON
Sarı Kantaron Faydaları
• Strese iyi gelir.
• Cilde iyi gelir.
• İltihap gidericidir.
• Sindirim sistemini rahatlatır.
• Hormonları dengeler.
• Adet sancılarını hafifletir.
• Ağrı kesicidir.
16
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
ISIRGAN OTU
Isırgan Otu Faydaları
• Vücudu temizler.
• Böbrek taşlarını önler.
• Dolaşımı arttırır ve kanın temizlenmesine yardımcı olur.
• Solunum sorunlarını giderir.
• Alerjik hastalıklara iyi gelir.
• Osteoartrit (Kireçlenme), artrit ve eklem ağrısını hafifletir.
• Osteoporoz ve kemik sağlığına katkı sağlar.
• Prostat sağlığını korur.
ARDIÇ
Ardıç Faydaları
• Vücuttan su ve ödem atılmasını destekler.
• İdrar söktürücüdür.
• Regl ağrılarını giderir.
• Damar tıkanıklıklarını önler, anemiye karşı etkilidir.
• Kandaki şeker miktarını düşürür.
• Kan dolaşımını düzenler.
• Kalp krizi riskini önler ve kalp sağlığınızı korumaya
yardımcı olmaktadır.
ÇAM İĞNESİ
Çam İğnesi Faydaları
• Yara tedavisi; Çam kabuğunu öğütün ve yaranın üzerine
uygulayın.
• İdrar söktürme tedavisi; Çam iğnesi ve biberiyeyi beraber
kaynatıp bal ile tatlandırıp için.
17
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Bipolar Duygudurum
Bozukluğu
“Akrabalarının hiçbirinde bipolar bozukluk olmayanlarda hastalık görülme olasılığı
%1-2 iken, birinci dereceden akrabasında (anne-baba veya kardeşlerinde)
bipolar bozukluk olanlarda hastalığın görülme sıklığı %7-8'e yükselmektedir. Tek
yumurta ikizlerinden birinde bipolar bozukluk varsa diğer ikizde bipolar bozukluk
görülme olasılığı %45-60’a kadar yükselmektedir.”
18
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Bipolar Duygudurum Bozukluğu Nedir?
Bipolar rahatsızlığı bir duygudurum bozukluğudur.
Kişi manik dönem ile depresyon dönemi arasında
gidip gelir. Mani aşırı hareketli, enerjik, umursamaz, baskılı
konuşma, fütursuzca para harcama isteği gibi aşırılık
dönemini ifade eder. Mani dönemi bittiğinde ise kişi depresyon
yani çökkünlük dönemine girer. Depresyon dönemi
çökkünlük, hayattan keyif alamama, daha önce uğraştığı
işlerden keyif alamama, içsel bir acı çekme ve ilerleyen
dönemde intihar etme isteğine kadar uzanan bir dönemi
ifade eder. Ömür boyu süren bu rahatsızlık kontrol altında
tutulduğu sürece kişi senelerce atak geçirmeden yaşayabilir.
Bipolar Türleri Nelerdir?
• Bipolar Tip 1: Kişinin en az 1 adet mani dönemi geçirdiği
tiptir.
• Bipolar Tip 2: Kişinin en az 1 depresyon ve hipomani
(hafif mani) geçirdiği tiptir. Hipomani geçiren kişi daha
sonra bipolar tip 1'e göre daha ağır bir depresyon ile
seyreder.
• Siklotimik Bozukluk: Bu bozuklukta birkaç kez hipomani
semptomları ve depresyon semptomları yaşanır. Depresif
dönemler majör depresyondan çok daha az şiddet
seviyesindedir ve semptomların yaşanması genellikle en
az iki yıl sürer
Karma Dönem Nedir?
Bazı kişiler mani ile depresyon dönemini günler hatta
aynı gün içerisinde beraber yaşarlar. Ruh hallerinin saatlik
değiştiği durumu ifade eder.
Manik Dönem Nedir?
Hepimiz kendimizi zaman zaman çok enerjik hissederiz,
çok sevinçli olabiliriz. Manik dönem ya da mani taşkınlık
anlamına gelir. Kendimizi normalde özgüvenli hissedebiliriz
ama özgüvenli hissediyoruz diye bir anda hiç tecrübemiz
olmayan bir işe yüklüce para yatırmaz, evliliğimizi
bitirmez ya da İstanbul'dan Edirne'ye yürümeyiz. Mani
özgüvenli olmanın haricinde fersah fersah taşkın olmayı
ifade eder.
Manideki kişinin konuşmaları baskılıdır. Çok hızlı düşünür
ve konuşur. Aklında fikir uçuşmaları vardır sürekli.
Yine de bu fikirleri verimli kullanamaz. Daldan dala sürekli
atlar. Mani dönemine ilk giriş genellikle uykusuzlukla
başlar. Kişi 1 saat bile uyumadığı halde kendini enerjik
hisseder. Hatta günlerce uyumayabilir. Manik insanlar çok
eğlenceli de olabilirler. Girdiği ortamın havasını değiştirir,
etrafa pozitif enerji saçabilir.
Bütün bu etrafa neşe saçmalar önce agresifliğe dönüşür.
Kişi sinirli olur. Ya da taşkınlık dediğimiz durumu yaşayabilir.
Akabinde ise bazı kişilerde sesler duyma, hayaller
görme, takip edildiği hissi oluşabilir. Tehlikeli hareketlerinden
dolayı, kişiyi kendisinden korumak için hastaneye
yatışı gerekebilir. Atak dönemi geçtiğinde ise kişi sıradan
normal bir insandır.
Manik Dönem Belirtileri;
Manik dönemde en az beş belirtinin iki hafta ya da daha
fazla sürmesi beklenir.
• Uyku problemleri (uyku ihtiyacında azalma)
• Oldukça yükselmiş (öforik) duygudurum
• Artmış enerji, etkinlikler ve yerinde duramama hali
• Konsantrasyonda azalma
• Cinsel istek artışı
• Çok para harcama
• Kişinin kendi kabiliyeti konusunda gerçek olmayan
inanışlara sahip olması
• Yargılama kapasitesinde azalma
• Düşünme ve konuşma içeriğinde artış
• Tahrik edici, uygun olmayan davranışlarda artış
• Alkol ve madde kullanımında artış
Hipomani Nedir?
Kişinin çok verimli olduğu, enerjisinin yerinde olduğu
maninin hafif halidir. Kişi bu dönemde uykuya fazla ihtiyaç
duymayabilir.
• Kontrolsüz şekilde özgüven artışı
• Düşüncelerin sürekli meşgul etmesi
• Arka arkaya planlar kurma
• Daha sosyal olma
• Başlanılan işi bitirememe
• Cinsel arzuda yükseliş
Depresif Dönem Nedir?
Manik dönemdeki uç nokta gibi depresif dönemde kişi
uç noktada bir depresyon yaşar ve intihar teşebbüsüne
varan tehlikeli durumlara atar kendini. Kendini değersiz
hisseder ve içsel bir acı çeker. Klasik depresyonların aksine
bu dönemde tedavi amaçlı ancak doktor kontrolünde
ve kısa süreli antidepresan verilebilir. Çünkü kişinin depresyondan
çıkıp maniye girmesi çok kolaydır. Depresif dönemde
de, en az beş belirtinin iki hafta ya da daha fazla
sürmesi beklenir.
Depresif Dönem Belirtileri;
• Umutsuz ve karamsar olma
• Üzgün endişeli ve mutsuz hissetme
• Yaşamdan zevk alamama
• Enerji azlığı
• Unutkanlık
• Konsantrasyon güçlüğü
• Değersizlik hissi
• İştah değişikliği; kilo kaybı ya da kilo alımı
• Fazla uyuma, uykuya dalmakta güçlük çekme, geceleri
sık uyanma
• Çaresizlik ve değersizlik hisleri
• Ölüm ya da intihar düşünceleri
19
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Duygudurumdaki Değişmelerin Grafiksel Gösterimi
Mani (Taşkınlık)
Ruh Hali
Pozitif
Ruh Hali
Normal Ruh
Hali
Gün İçinde Yaşanan
İniş Çıkışlar
Çok Sinirli ya da Çok Sevinçli
Olduğumuz Durumlar
Negatif
Ruh Hali
Mani veya Depresif Dönemdeki
İniş Çıkışlar
Depresif
Ruh Hali
Şizofreni ve Bipolar Arasındaki Fark Nedir?
Bipolar ve Şizoaffektif Bozukluk
Bipolar hastaları da şizofreni hastalığında olduğu gibi
psikoz, sanrı, katatoni, görsel veya işitsel halusinasyon,
paranoid düşünceler yaşayabilir. Sıklıkla birbirine karıştırılan
bu iki rahatsizlık birbirinden çok farklıdır.
• Bipolar duygularımızdaki bir bozukluk iken şizofreni
zihin bölünmesini ifade eder.
• Bipolar kişi ataklar geçtiğinde sıradan normal bir insan
iken şizofrenide rahatsızlık süreğendir.
• Bipolar kişi bütündür. Şizofren kişide dağılmışlık vardır.
Gerçek ile hayali ayırt edemez.
• Bipolar kişi manik dönemde örneğin kendini peygamber
sansa bile bunu enerjik veya agresif söyler. Şizofren kişi
ise tutuk ve bitkin şekilde bunu dile getirir.
• Bipolar rahatsızlığının teedavisinde duygudurum
dengeleyici olarak lityum kullanılırken şizofreni
rahatsızlığının tedavisi başka yöntemlerdir.
Bipolar
Şizoaffektif
Şizofreni
Şizoaffektif bozukluk bipolar ve şizofreni belirtilerinin
birlikte görüldüğü bir bozukluktur. Bipolar bozuklukta mani
döneminde yaşanan psikoz, sanrı ve halusinasyonlar
ataklar geçtiğinde yaşanmaz. Eğer ataklar geçtiği halde
şizofreni belirtileri var ise hekim kararı ile şizoaffektif bozukluktan
bahsedilebilebilr.
Şizoaffektif ve şizofreni arasındaki en önemli farklardan
biri, ilki için psikotik semptomlar zamanla tekrarlama
eğilimindeyken, ikincisi için bu semptomlar sürekli devam
edebilir. Bir başka belirgin fark ise şizoaffektif olan bireyin
sürekli olarak duygudurum bozuklukları yaşaması, şizofreninin
ise ruh hali üzerinde geçici etkileri olmasıdır.
20
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Bipolar Bozukluk Tedavisi
Bipolar bozukluk ömür boyu süren bir hastalıktır fakat
bilimsel ilerlemeler ile ileride bipolar bozukluk tedavisinin
kalıcı olarak bulunacağı öngörülmektedir. Tedavi
iki aşamadan oluşmaktadır. Bunlar sağaltım ve koruyucu
tedavilerdir.
Ataklar sırasında kişinin sosyal yaşantısı, aile ilişkileri,
evliliği çok kötü etkilenebiliyor veya kişi intihar girişiminde
bulunabiliyor. Özellikle ilk teşhis aşamalarında kişinin
hastaneye yatışı gerekebiliyor. Psikiyatri servislerinde kişinin
bu akut durumu yatıştırılıyor ve genellikle ortalama
3 hafta sürüyor. Kişi eğer hastalığını daha kabullenmiş bir
kişi ise kendisi dahi yatışını isteyebiliyor. Çoğu durumda
hastaneye yatış gerekmeden artık ayaktan aylık iğne ile
sağaltım yapılabiliyor.
Koruyucu tedavide ise etken maddesi lityum olan duygudurum
düzenleyiciler kullanılıyor. Buna ek olarak antipsikotik
ve antiepileptik ilaçlar eşlik edebilir tedaviye. Nadir
olarak depresif dönemdeki hastaya hekim kontrolünde
antidepresan süreli olarak verilebilir.
İlk teşhis konulma aşamasında kişinin tiroid bezi ve B12
değerlerine bakılarak diğer depresyon türleri elenir. Maalesef
günümüzde bipolar bozukluk teşhisinde bir ölçüm
ya da tanı cihazı yoktur. Hekimin gözlemi ve hasta yakınlarının
ifadelerine dayanarak tanı koyulur. Hekimin teşhis
koyabilmesi için en az bir mani döneminden bahsedibilebilmelidir.
Hastanın kontrolleri yapıldıktan sonra uygun lityum
dozu ve diğer ilaçlarla birlikte hasta tedaviye başlar.
Lityum çok sınırlı bir aralıkta faydalı olmaktadır. Belirtilen
dozun aşağısı tedavide etkili olmazken fazlası ise
böbrek fonksiyonları başta olmak üzere hayati tehlikeye
varan ciddi sorunlara yol açmaktadır. Lityum akut tedavi
edici düzeyi 0.8-1.2mEq/L iken lityum sürdürüm tedavisi
sırasında serum lityum düzeyi 0.4-0.8mmol/L olarak kabul
edilir. Genel olarak iki ayda bir lityum düzeyi kontrolü
gereklidir. 6 ayda bir ise böbrek fonksiyonları kontrol edilir.
Bipolar Kişi Nelere Dikkat etmeli?
Bipolar kişiler ilaç kullanımını asla bırakmamalı ve hekim
kontrollerini aksatmamalıdır. Önleyici tedaviler ile bipolar
kişiler evlenebilir, çocukları olabilir, senelerce atak
yaşamadan mutlu bir hayat sürebilirler. Sadece gebelik
düşünülüyorsa bu dönem hekim kontrolünde geçmelidir.
Çünkü lityum tedavisi bebeğe zarar verebilmektedir. Uygun
ilaçların yeniden düzenlenmesi için hekim kontrolü
şarttır.
Özellikle mani atağı öncesi uykusuzluk başladığı bilinmektedir.
Kişi veya kişinin çevresi uykusuzluk, hızlı ve
baskılı konuşma farkettiğinde derhal hekime başvurmalıdır.
Genellikle ayaktan tedavi ile bu dönem en az sıkıntı
ile rahatlıkla atlatılmaktadır. Aksi durumda keyifli gibi görünen
mani dönemi çok kötü sonuçlar doğurabilmektedir.
Mevsimsel geçişlerin bipolar hastalığını tetiklediği bilinmektedir.
Bahar ayları mani dönemine sebep olabilirken
kış ayları depresif döneme sebep olabilmektedir. Bu dönemlerde
kişinin ve çevresinin dikkatli olmasında fayda
vardır.
Aile fertleri ve arkadaş çevresi bipolar kişiye karşı olabildiğince
anlayışlı olmalıdır. Bipolar bozukluğa sahip kişinin
karakterinin bu olmadığını bilmelidir. Çünkü bipolar
bozukluğa sahip kişiler ruh halindeki dalgalanmalar sırasında
yakınlarına karşı oldukça kırıcı olabilmektedir. Aile
fertleri de gerekirse bir uzmandan yardım almaktan çekinmemelidir.
Hastanın acil durumlar için mutlaka bir destek grubu
bulunmalıdır. Örneğin mani dönemine gireceğini farkeden
hasta kredi kartlarını, araba anahtarlarını, cep telefonunu
hemen ilgili kişiye teslim edebilir. Bu bipolar kişiyi finansal
açıdan daha sonra zor duruma girmekten kurtarabilir.
Bunlara ek olarak hasta ve hasta yakınlarının psikoterapi
almasında büyük yarar vardır. Hastalığı kabullenmeyen
hastaların tedavi sürecinde psikoterapi, destekleyici tedavi
olarak işe yaramaktadır. Hasta yakınlarını da zorlayan bu
yıpratıcı dönemde gerekirse hasta yakınları da bir psikologtan
yardım almaktan çekinmemelidir.
Hasta için çok faydalı olan bir şey ise aile ve çevre desteğidir.
Bipolar kişilerin kendi ifadelerine göre onlara uzanan
en ufak bir şefkat ya da 'seni anlıyorum' mesajı onları belki
intiharın eşiğinden kurtarmaktadır.
21
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Dünyanın En Küçük Geyiği;
PUDU
Güney Amerika'ya özgü olan pudu geyikgiller familyasından
olup boyları tavşandan çok az büyüktür.
İki alt türü bulunur. Kuzey pudusu ve güney pudusu olarak
adlandırılır. Kuzey pudusu (Pudu mephistophiles) (dünyanın
en küçük geyiği), Kolombiya, Peru ve Ekvador'da,
And Dağları'nda yaşar. Şili pudusu, Güney pudusu (Pudu
puda), anavatanı Patagonya'nın kuzeyidir.
İsmini Mapuçe dilinden alan puduların vücut boyları 60-
83 cm arasında olup omuz yüksekliği 25-43 cm arasındadır.
6 ile 13 kg arasında ağırlığa sahiptirler. Post rengi
güney pudusunda kırmızı-kahve, kuzey pudusunda koyu-kahverengi
olup, bunun dışında ikincisi hemen hemen
siyah bir yüzle karakterize olmuştur. Genç güney puduları
lekeliyken, kuzey pudusu yavruları tek renktir.
Kuzey pudusu, ender bulunması sebebiyle çok az tanınır.
Sadece benzer bir yaşam tarzı olduğu tahmin ediliyor.
Avlanma ve yaşam alanlarının tahrip edilmesi sebebiyle
her iki türün de sayıları gerilemiştir. Güney pudusu bugün,
eskiden olan dağılım alanlarının güneyindeki bölgelerde
sınırlıdır. Ancak mesela Chiloé Adası gibi bazı bölgelerde
halen sık bulunur. IUCN Kırmızı Listesi'nde tehlikede
olarak listelenmiştir (vulnerable). Kuzey pudusu ise düşük
tehlikede gösterilir.
Bu iki tür, çok farklı yaşam alanlarında bulunurlar. Kuzey
pudusu 2000 ve 4000 metre aralığında yüksek dağlarda
bulunur ve dağ ormanları ile meralar arasında değişimli
olarak yaşar. Güney pudusu orman hayvanı olup, deniz
seviyesi ile 1500 m aralığında görülür. Her iki türün dağılım
alanları arasında büyük bir boşluk aralığı oluşur.
En başta güney pudusunun davranış biçimi gözlemlenmiştir.
Bu hayvan gece faal, gizli yaşayan bir türdür. Besin
olarak yaprak, kabuk, meyve, çiçek ve filizleri tercih eder.
Küçük boyu itibarıyla en sık çalılıklarda hareket edebilir,
hatta eğik duran ağaç gövdelerine tırmanabilir. Güney pudusu
yalnız yaşayan bir hayvan olup, sadece çiftleşme
zamanı çiftler birbirlerini bulurlar. Çoğu geyikte olduğu gibi
sadece bir yavru dünyaya getirilir. Esaret altında pudular
20 yaşına ulaşabilirler.
22
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
ortalama 30 cm
25-43 cm
60-83 cm
23
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Perseverance Rover Mars'a İndi
Perseverance Rover Evine Ulaştı...
Perseverance Rover Türkçe adıyla Azim 18 Şubat
2021 tarihi itibariyle Kızıl gezegene inişini tamamladı
ve ilk görüntüleri yollamaya başladı. Perseverance
Rover'ın ana görevi Mars'ta bir zamanlar hayat olup olmadığını
araştırmak. Nasa'nın Mars'a gönderdiği bu araç,
bugüne kadar gönderilmiş en ileri teknolojili ve en ağır
araç. Peki günümüze kadar Mars'a hangi araçlar yollanmıştı?
• Mariner 3: 1964 yılında fırlatılan Mariner 3 fırlatma
sırasında başarısız oldu.
• Mariner 4: Mars'a yakınından geçen ilk uzay aracı oldu.
• Viking 1 ve 2: 1976 ylında atmosfer hakkında bilgiler
gönderdi. Yüksek çöözünürlüklü fotoğraflar yollayabiliyorlardı.
• Sojourner: 1997 yılında gönderildi ve Mars'ta bir aracın
bize gezebileceğini gösterdi.
• Spirit and Opportunity: 2004 yılında gezegenin bir
zamanlar donmuş bir çöl haline gelmeden önce akan suya
ev sahipliği yaptığına dair kanıt buldu.
• Phoenix Mars Lander: 2008 yılında iniş yapan Phoenix
Mars Lander'ın hedefleri, Mars'ın arktik bölgesindeki suyun
tarihini incelemek, yaşanabilir bir bölgenin kanıtlarını
aramak ve buzun biyolojik potansiyelini değerlendirmekti.
• Curiosity: 2012'den beri Mars'ı keşfeden Curiosity,
iniş yeri Gale Krateri'nin milyarlarca yıl önce bir göle ev
sahipliği yaptığını ve mikrobiyal yaşamı destekleyebilecek
bir çevreye sahip olduğunu keşfetti .
• Perseverance Rover: Astrobiyolojinin temel sorularından
birini yanıtlamak için birincil hedef olarak bir sonraki
adımı atmayı hedefliyor. Mars'ta bir zamanlar yaşam olup
olmadığına dair araştırma yapacak.
Perseverance Rover 45 km genişliğindeki Jezoro kraterine
iniş yaptı. Bu bölge yaşam belirtisi potansiyeli taşıyan
yüksek bir bölge. Çünkü Jezero'da 3 milyar ile 4 milyar
yıl önce Tahoe Gölü büyüklüğünde bir su kütlesi vardı bir
zamanlar.
Perseverance Mars'a ilk gidiş dönüş projesinin ön ayağını
oluşturuyor aynı zamanda. Topladığı örnekleri Mars
yüzeyine bırakacak. İlerde tasarlanıp yollanacak bir araç
bu örnekleri Dünya'ya getirecek.
Perseverance Rover alt bölgesinde bir helikopter götürdü
Mars'a. Helikopterin 30 gün içinde bir veya daha fazla
uçuş yapması planlanıyor.
Ingenuity
Mars Helikopteri
24
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Ağırlık: 1025 kg
2.2 Metre
3 Metre
2.7 Metre
Perseverance Rover'ın Parçaları ve Görevleri
Mastcam-Z: Uzak hedefleri büyütmek için bir zoom
lens ile Mars yüzeyinin ve atmosferdeki özelliklerin yüksek
çözünürlüklü video, panoramik renkli ve 3 boyutlu
görüntülerini çekmek.
SuperCam: Kayaların ve toprakların atomik ve moleküler
yapıları dahil kimyasal bileşimini tanımlamak.
SHERLOC: Minerallerin, organik moleküllerin ve potansiyel
biyolojik imzaların ince ölçekli tespiti için kullanılan
sistem.
MEDA: Mars yüzeyinden sensörlerle hava durumunu
ölçmek ve tozu izlemek için kullanılan sistem.
RIMFAX: Yere nüfuz eden radar ile yüzeyin altındaki
jeolojik özellikleri görmek için kullanılan sistem.
MOXIE: Mars'ın karbondioksit atmosferinden oksijen
üretmek için kullanılacak.
Matkap: Matkap, Mars yüzeyinden kaya çekirdeği örnekleri
çıkarmak için tasarlanmış bir döner darbeli matkaptır.
Navcam: Navigasyon kameraları aracın güvenli bir şekilde
gezinmesine yardımcı olur.
Hazcam: Tehlikeden kaçınma kameralarıdır.
Güç Ünitesi: Perseverance, bir radyoizotop güç sistemi
taşır. Bu güç sistemi, plütonyumun radyoaktif bozunmasının
ısısını "yakıt" olarak kullanarak güvenilir bir
elektrik akışı üretir.
Sample Handling: Gelecekte dünyaya geri gönderilebilecek
ilgi çekici bir dizi kaya ve toprak örneğini toplayıp
saklamak için tasarlandı.
Bilgisayar: Mars rovers Spirit ve Opportunity'nin bilgisayarlarındaki
hızın 10 katı hızda tasarlandı.
PIXL: Kayaların kimyasal yapısını çok ince bir ölçekte
ölçmek için kullanılacak.
25
Genel İn
Rüzgar hı
hava duru
deki toz p
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Maksimum 1600 x 1200 piksel
Ağırlığı 4 kg
Mesafeye bağlı olarak piksel başına
yaklaşık 150 mikron (0,15 milimetre
veya 0,0059 inç) ile 7,4 milimetre (0,3
inç) arasında çözümleme yapabilir.
Mars'ın Yüzey Altı Deneyi için Radar
Görüntüleyici, gezginin altındaki zemini
araştırmak için radar dalgalarını
kullanır.
Malzemeye bağlı olarak 10 metreden
daha derini ölçebiliyor.
Yol boyunca her 10 cm'de
bir örnekleme yapabiliyor.
Saatte 10 gr'a kadar oksijen üretmeyi deneyecek.
Bu deney ilerde Mars'a insan gönderilmesi konusunda
çok önemli.
26
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
celeme
Mars'taki geçmiş yaşamla ilgili olabilecek organik bileşikleri
aramak için kayaları ve toprakları kamera, lazer ve
spektrometreler ile inceler. Bir kalem noktası kadar küçük
hedeflerin kimyasal ve mineral yapısını 7 metre uzaktan
tanımlayabilir.
zı ve yönü, sıcaklık ve nem dahil olmak üzere
mu ölçümleri yapar ve ayrıca Mars atmosferinarçacıklarının
miktarını ve boyutunu ölçecek.
Sulu ortamlar tarafından değiştirilen ve geçmiş mikrobiyal
yaşamın belirtileri olabilecek organik ve mineralleri
aramak için kameralar, spektrometreler ve bir lazer kullanıyor.
PIXL, X-ışını spektrometresi adı verilen bir araca sahiptir.
Kimyasal elementleri küçük bir ölçekte tanımlar. PIXL
ayrıca kaya ve toprak dokularının süper yakın çekim fotoğraflarını
çeken bir kameraya sahiptir. Bir tuz tanesi
kadar küçük özellikleri görebilir! Bu bilgiler birlikte, bilim
insanlarının Mars'ta geçmiş mikrobiyal yaşamın belirtilerini
aramasına yardımcı oluyor.
27
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
HiRISE, Mars'a İniş Sırasında
Percevarance'ı
Görüntülemeyi Başardı
“Mars Keşif Gezgini'ndeki Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Deneyi
(HiRISE) kamerasıyla 18 Şubat 2021'de çekilen bu görüntüde,
NASA'nın Perseverance rover'ın bulunduğu iniş aşaması, Mars'ın atmosferine
düştüğü, paraşütünün arkasından düştüğü görülebiliyor.
Perseverance misyonunun hedefi olan antik nehir deltası soldan Jezero
Krateri'ne girerken görülebiliyor.
HiRISE, Perseverance'tan yaklaşık 700 kilometre uzaklıkta ve görüntü
çekildiği sırada saatte yaklaşık saniyede 3 kilometre hızla gidiyordu.
İki uzay aracının aşırı uzaklığı ve yüksek hızları, hassas zamanlama
gerektiren zorlu koşullardı ve Mars Keşif Orbiter'ın hem yukarı doğru
adım atması hem de sola sertçe yuvarlanması ile Perseverance'ın
HiRISE tarafından tam doğru anda görüntülenebilir oldu.”
28
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
BIÇAKLAR
GÜNEŞ
PANELİ
PİLLER
AVİYONİK
VE
GÖVDE
AYAKLAR
SENSÖRLER
VE
KAMERALAR
Ingenuity
Mars Helikopteri
1
Başka bir gezegende motorlu uçuşun ilk testi.
2
Mars'a giderken gezginin altında saklandı ve yüzeye vardıktan
sonra zorlu Mars ortamında hayatta kalabilecek kadar
hafif ve güçlü olacak şekilde üretildi. Helikopterin ağırlığı
1.8 kilogram.
3
İnce Mars atmosferinde havalanacak kadar güçlü. Mars'ın
atmosferi çok ince, Dünya'nın yoğunluğunun% 1'inden az.
4
Helikopter 90 saniyeye kadar bir seferde yaklaşık 300
metre mesafeye ve yerden yaklaşık 10 ila 15 fit yüksekliğe
kadar uçabilir . Wright Kardeşlerin uçağının ilk 12 saniyelik
uçuşuna kıyasla bu küçük bir başarı değil.
5
Helikopter, insan kontrolü olmadan kendi başına uçabiliyor.
Önceden gönderilen minimum komutlarla havalanıyor,
uçuyor ve iniyor.
29
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Kediler 200 kHz ile 100 kHz değerleri
arasındaki sesleri duyabilirler.
Bu da onların çok küçük sesleri dahi duyabilmeleri
anlamına gelir.
Kedilerin gözlerinde az ışığa a
olmak için retinanın arkasında ta
lucidum adında özel bir tabaka b
Avını çiğnemeden küçük parçalara
ayırarak yer.
Kedilerin postlarının iki önemli işlevi
vardır; birincisi hayvanı soğuk, sıcak gibi
çevresel etkilerden korur, ikincisi kamuflaj
görevi görerek diğer hayvanlardan
gizlenmelerini sağlar.
Diğer büyük kedi türleri arasında en kısa
bacaklara sahipler.
30
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
dapte
petum
ulunur.
31
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Böğürtlen Kışı
Elinize kahvenizi aldınız, rahat bir pozisyona geçtiniz
ama bir şey eksik? Kaliteli bir kitap. Kitap okumayı
seven özellikle de roman okumayı seven kesimin dikkatini
çekecek bir kitaptan bahsedeceğim. Birçoğumuzun okuduğu
ya da ismini duyduğu bir kitap bu.
ABD'li yazar Sarah Jio'nun muhteşem eseri Blackberry
Winter! (Böğürtlen Kışı)
Sarah Jio Amerikalı bir yazar ve gazetecidir. Çocukluğunu
Washington'da geçirmiş, daha sonra Western Washington
Üniversitesi'ne girmiştir.
Seattle'da yaşayan, evli ve üç çocuk annesi yazarın
Mart Menekşeleri, Yağmur Sonrası, Kelebek Adası, Agopi,
Yeşil Deniz Kabuğu gibi kitapları bulunmaktadır. Sarah
Jio'nun birçok kitabı Newyork Times çok satanlar listesinde
yer almaktadır.
Sarah Jio, Türk okurlar tarafından oldukça sevilen ve bu
sevgiye karşilık veren samimi bir yazardır. Böğürtlen Kışı
kitabının basımındaki kitapta okurlarına olan duygularını
içten bir dille ifade etmiştir.
Vee gelelim Böğürtlen Kışı'na; Ansızın beliren kar, tipi,
fırtına anlamlarına gelen bu doğa olayı, kitabın çıkış konusu
aynı zamanda yazarın, bize yüreklerimize emanet
ettiği kitabın ismi.
Bir annenin acısını derinlerde hissedeceğiniz ve tesadüfü
bir araştırmanın şaşırtıcı sonucuyla mest olacağınız
bu kitabı Sarah Jio'nun da dediği gibi yüreğinizden silip
atamayacaksınız!
32
1939 yılında Amerika'nın Seattle şehrinde Mayıs ayında
beklenmeyen bir kar yağar. Üç yaşındaki oğlu ile huzurlu
bir hayatı olan Vera'nın en büyük üzüntüsü gün içinde
oğlunu bırakarak işe gitmesidir. Yine bir gün her zaman
olduğu gibi oğlunu öperek işe gider. Fakat eve döndüğünde
ne biricik oğlunu görür ne de bulur. Ortadan kaybolan
oğlunun en sevdiği oyuncak ayısı da karların içine gömülmüştür.
Ve Vera için kaybolan oğlundan sonra hayat sona
ermiştir.
Zamanda yolculuk yapıyormuşsunuz hissi veren bu
kitapta 80 yıl sonrasını 2019 yılını gösterdiğinde bir kez
daha bir böğürtlen kışı yaşanır. Mayıs ayında karların arasından
boy gösteren pembe çiçekler bilinmez olayların
habercisidir.
KİTAP ÖZETİ
Claire Aldridge Ethan ile evlidir. Ethan Kensington'un
oğlu olup, Kensington gazeteye sahiptir. Ve Claire de bugazetede
çalışan bir muhabirdir. Claire, talihsiz bir kaza
nedeniyle oğlunu kaybeder. Claire'nin kayınpederi ondan
o gün içerisinde çıkan kar fırtınasının benzerinin bundan
80 yıl önce de çıktığını söyler ve bu konuyla ilgili bir makale
yazmasını ister. Fırtınanın adı ise böğürtlen kışıdır. Bu
konuda arkadaşı Abby'den yardım isteyen Claire, 1933 yılındaki
dosyaları karıştırırken ilginç bir başlığa takılır kalır.
Başlıkta 2 Mayıs 1933 günü üç yaşındaki Daniel Ray'in
evinden kaybolduğu yazmaktadır. İşte bu ondan sonra
Claire'nin fırtınayı araştırmakla başlayan soruları Daniel'in
kayboluş sırlarını aydınlatmakla devam eder. Kitapta
olayların akışını açıklamak için 1939'lu yıllara değinilir ve
Daniel'in annesi Vera anlatılır.
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
KİTAP KAPAK TASARIMI
Arkadya yayınların tarafından çıkarılan
kitabın kapağından da biraz bahsedelim.
Alegorik olarak bir böğürtlen kışı manzarasıyla
bizi karşılıyor. Kitapta da sıkça bahsedilen
bu olay görselde de gözümüzün
önünegeliyor. Sıcak ve samimi tasarımıyla
okuyucunun ilgisini çekmeyi başarabilmiş
bir kapak tasarımı. Adeta kitabın büyülü
sayfalarına bir davet.
ÜSLUBU SIKICI MI?
Kesinlikle hayır. Akıcı ve bir o kadar da sıkmayan bir
üslubu var. Realizmden uzak değil fakat yer yer betimlemeleriyle
kitabın heyecanını arttırdığını söylemek mümkün.
Anlatılmak isttenen yalın ve anlaşılır bir biçimde ifade
edilmiş. Okuru sıkmayan sıcak bir üslup kullanılmış.
KİTABIN ANA FİKRİ
Ana fikir, hayatınızda tesadüfü bir şekilde başladığınız
bir isim altında sırlar, hikayeler, derin anlamlar olabilir
ve gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir
huyu vardır.
PEKİ NEDEN BU KİTAP?
Eğer bir Sarah Jio hayranıysanız çok da bir şey anlatmaya
gerek yok. Ama bilmeyen okurlar için şunları
söylemekte fayda var. Sarah Jio, şaşırtan kurguları ve
samimi hikayeleri ile tanınan bir yazar. Yani kitabı açtığınız
anda onunla sıcak bir bağ kurmuş oluyorsunuz ve o
atmosferi hissediyorsunuz. Böğürtlen Kışı'nda da o beklenmedik
kışın şaşkınlığına şahit olup gizemli olayların
içinde kendinizi kaybediyorsunuz.
“Yüreğinizdeki derin acıyı tek kelime ile
nasıl ifade edersiniz?”
Son olarak kitabın kapağındaki bir soruyla bitirmek istiyorum.
''Yüreğinizdeki derin acıyı tek kelime ile nasıl
ifade edersiniz?''
Yere Düsen Dondurma
33
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
ELEKTRONİĞE
KISA BİR BAKIŞ
Elektronik sözlük anlamı olarak elektrik kullanarak
bilgi işleyen, taşıyan veya depolayan elemanları ve
sistemleri inceleyen bilim dalıdır. Şühesiz elektronik hayatımızın
artık bir parçası. Çamaşır makinelerinden bilgisayarlara
cep telefonundan arabalara her yerde. Elektroniği
güzel yapan şey atomlara hükmediyor oluşumuz. Aslında
günlük hayatta kulllandığımız pek çok elektronik cihazın
bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi olduğunu biliyor muydunuz?
Örneğin eski tüplü tv'ler birer elektron tabancasıydı.
Peki nasıl oluyor da bu cihazları yapabiliyoruz. işin
arka planında elektronlar, elementler, fizik kanunları hatta
quantum var.
Yıl 1873, Frederick Guthrie diyotu icat etti fakat kullanılabilir
değildi henüz. Thomas Edison 1880 yılında ayrıca
geliştirdi fakat patentini 1904 yılında John Ambrose
Fleming aldı. Bu erken dönem diyotlar vakum tüplü diyotlardı.
Vakum tüplü diyotlar çok pratik ve kararlı çalışan
malzemeler değildi. Öte yandan başka çalışmalar da
vardı diyotlarla ilgili. Karl Ferdinand Braun, ilk yarı iletken
diyotu 1874 yılında icat etti ve 1899'da patentini aldı.
1873 yılında Frederick Guthrie, termiyonik diyotun temel
prensibini pozitif yüklü bir elektroskobun yakınına topraklanmış
bir sıcak metalin yaklaştırıldığında, pozitif yükün
dokunmadan deşarj olabilmesini gözlemlemesi sayesinde
keşfetmiştir. Aynı işlem elektroskop negatif yüklendiğinde
gerçekleşmemiştir. Bu da akımın yalnızca tek bir yönde
aktığını gösterir.
Yarı iletken.... İşte bu elektroniğin tam manası ile doğuşuydu.
Yarı iletken malzemelerde elektron akışı kontrollü
olur. Wikipedia tanımına göre normal durumda yalıtkan
olan bu maddeler ısı, ışık, manyetik etki veya elektriksel
gerilim gibi dış etkiler uygulandığında bir miktar değerlik
elektronlarını serbest hale geçirerek iletken duruma gelirler.
Yıl 1947, Bell laboratuarlarında William Shockley başkanlığında
John Bardeen ve Walter Brattain‘den oluşan
ekip, transistörleri buldu ve nobel ödülünü aldılar. Hatta
nobel ödülünü allmadan sadece iki gün önce transistörü
radyoya takarak sesin yükseldiğini gördüler.
Transistör: Küçük elektrik sinyallerini yükseltmek veya
anahtarlamak amacıyla kullanabileceğimiz bir yarı-iletken
devre elemanıdır.
Transistörler çeşitlerine göre hem radyo dalga, ses, küçük
akımlar gibi sinyalleri yükseltebiliyor hem de anahtarlama
dediğimiz bilgiyi işleme işlerini yapabiliyorlar. Transistörlerle
birlikte dijital elektronik hayatımıza girdi. Artık
1 ve 0'lardan oluşan dünyanın kapıları aralandı. Peki hep
bahsedilen bu 1 ve 0 ile neler yapılabiliyor? Öyle çok soyut
düşünmenize gerek yok. Bildiğiniz toplama, çarpma,
çıkarma gibi işlemler. Bu işlemler ile başlayıp karmaşık
işlemlere doğru gidiyor.
Doğru Voltaj
Diyot
Temelinde lojik kapılar var. Yani mantıksal kapılar. Bu
mantıksal kapılar girişlerine gelen elektrik var ya da yok
sinyaline göre çıkışında elektrik veriyor. İşte bu bilginip işlenip
taşınmasıydı.
Ters Voltaj
Diyot
Diyotlara Ters voltaj verildiğinde elektriği iletmez.
Diyot halen daha birçok devrede kullanılan bir malzeme.
Anot ve katot denilen iki uçtan oluşuyor. Kabaca kullanımı
çok basit. Örnek verecek olursak, elinizde hassas bir
devre var ve artı eksi uçlarını ters bağlarsanız devre bozuluyor.
Devrenin girişine bir diyot taktığınızda artı ve eksiyi
ters bağladığınızda diyot elektriği öbür uca iletmeyeceği
için devreniz korunur ve bozulmaz. İşte bu yarı iletken teknolojisi
ile mümkün olmuştu. Bugün günümüzde elektronik
dediğimiz şeyin temelinde yarı iletken teknolojisi yatar.
34
Elektronikte bu devreye VE KAPISI deniliyor ve Çarpma
işlemini ifade ediyor. Aşağıda kapıları ve mantıklarını
listeledim.
Ve kapısı: Çarpma işlemi yapar. Bütün girişlerinde elektrik
sinyali varsa çıkışta elektrik var yani 1 olur.
0x0=0
0x1=0
1x0=0
1x1=1
Veya kapısı: Toplama işlemi yapar. Girişlerinden herhangi
birinde elektrik sinyali varsa çıkışında elektrik vardır.
0+0=0
1+0=1
0+1=1
1+1=1
Değil kapısı: Girşine verilen sinyal 1 ise 0 yapar, 0 ise 1
yapar.
Ve değil kapısı: Ve kapısının tam tersi olarak davranır. bütün
girişleri 1 ise çıkış 0 olur.
Veya değil kapısı: Veya kapısının tam tersidir. girişlerinden
herhangi birisi 0 olduğunda çıkış 1 olur.
Dijital Dünyanın Dili; Binary
Alman matematikçi Gottfried Wilhelm Leibniz Binary
number system'i yani günümüzde dijital elektronikte kullanılan
ikilik sayı sistemini bulan kişidir. Tıpkı onluk sayı
sistemi gibi ikilik sayı sisteminde de toplama, çıkarma,
çarpma, bölme her şeyi yapabilirsiniz. Aşağıda çeşitli sayı
sistemlerini listeledim.
Decimal: Günlük kullandığımız onluk sayı sistemidir.
1-2-3-4-5-6-7-8-9-0 rakamlarından oluşur.
Binary: İkilik sayı sıstemidir. 1 ve 0 rakamlarından oluşur.
Octal: Sekizlik sayı sistemidir. 1-2-3-4-5-6-7-0 rakamlarından
oluşur.
Hexadecimal: Onaltılık sayı sistemidir. Decimal
tabana ek olarak 5 adet harf de vardır. Bunlar
0-1-2-3-4-5-6-7-8-9-A-B-C-D-E-F şeklindedir.
İkilik sayı sistemi ile aritmetik işlemler dışında ayrıca
belli girişlerin low-high durumları da gösterilebilir. Her bir
giriş bit olarak ifade edilir. 8 bitlik bir bilgi artık byte olur.
Farkettiyseniz artık bilgi kelimesinden bahsediyoruz. İşte
bu elektriğin var ve yok bilgileri ile bir takım verileri toplayıp
bundan bir sonuç çıkararak çıkışta bir işlem yapabiliyoruz.
Örneğin bir ev düşünelim, 6 pencere ve 2 kapıdan oluşuyor.
Evimize hırsız girsin istemeyiz değil mi? Dijital
elektronik ile nasıl bir alarm devresi yapabiliriz? Pencere
ve kapılar giriştir. Çalacak alarm ise çıkıştır. 6 pencere ve
2 kapı olduğuna göre elimizde 8 adet bilgi var. Her bir
bilgi bit oluyor. Herhangi bir durumda kapı ve pencerelerin
durumu 00100101 olabilir örneğin. Alın size 1 byte'lık bir
bilgi. Bu bir alarm devresi olduğuna göre bu devrede girişlerin
herhangi birisinden 1 yani elektrik var bilgisi gelirse
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
alarm çalsın istiyorsak veya kapısı kullanmamız gerekir.
Elektroniğin Evrimi; Mikroişlemciler
Mikroişlemciler kendi hafızası bulunan, içine yüklediğimiz
yazılımı yürüten işlemcilerdir. Minik bir bilgisayar
benzetmesi yapmak çok da yanlış olmaz. İlk microişlemci
1971 yılında Federico Faggin tarafından tasarlanmıştır.
Bu işlemci 4 Bit Intel 4004 idi.
Günümüzde Microchip firmasının ürettiği pic, atmel gibi
microişlemciler standart elektronikçilerde bulunmaktadır.
Faydasını en basit şekilde anlatacak olursak yaptırmak
istediğimiz işin karmaşık devre tasarımlarına gerek kalmadan
programlanabiliyor olması diyebiliriz. Bu mikroişlemcilerin
giriş ve çıkış bacaklarını istediğimiz gibi ayarlayabilmekteyiz.
istersek çıkış olur istersek giriş.
Bu işlere merak salanlar en az bir kez nasıl oluyor da
klavyeden girilen komutu mikroişlemci anlayabiliyor diye
düşünmüştür. Mikroişlemciler entegre devrelerdir. İçerisinde
ALU denilen bir sistem bulunur. ALU'nun açılımı
Aritmetiksel Mantık Birimi'dir. En basit mikroişlemciden en
karmaşık ekran kartlarına kadar bu sistem kullanılır.
Dış Dünyayı Algılamak; Sensörler
Yapmak istediğimiz birçok devrede dış dünyayı algılamak,
yorumlamak ve işlemek durumundayız. Bu yüzden
sensörler çok önemlidir. Isı, ışık, gaz, basınç, hız, hareket
gibi faktörleri ölçümler sensörler. Aşağıya birçok sensörü
ekliyorum.
LDR: Işığa duyarlı bir dirençtir. Üzerine düşen ışık miktarı
arttıkça direnç değeri azalır.
Fototransistör: Işığa duyarlı transistörlerdir. Genellikle
devrelerin ışığa duyarlı açılıp kapanmasında kullanılır.
NTC: Isısı arttıkça direnci azalan devre elemanıdır.
PTC: Isısı arttıkça direnci artan devren elemanıdır.
Gaz Sensörleri: Gaz sensörleri ölçülmek istenen gaza
göre değişir. Karbonmonoksit, propan, metan, hava kalitesi,
sigara dumanı gibi çeşitleri bulunur.
Basınç Sensörleri: Basınç sensörü sıvı ya da gazların
basınç ölçümünde kullanılan bir cihazdır. Bu cihaz sıvıların
veya gazların yüzeye uyguladığı gücü algılar ve ona
göre elektrik sinyalleri oluşturur.
NTC gibi sensörler elektronik malzeme olduğu için mikroişlemciler
gelen bilgiyi ADC denilen bir sistemle dijitale
çevirirler. Örneğin NTC'den gelen 5 voltu 8 bit hassasiyetle
ölçmesi demek, 5 voltu 255 parçaya bölüp okuması
demektir.
Bazı sensörler ise modül yani hazır minik devre olarak
satılır. Bu modüllerin bazıları mikroişlemciye analog bilgi
verirken bazıları direkt sayısal bilgi verirler.
35
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
3D
Modelleme
Mimari sunumlardan üretime, sağlık sektöründen
hobiye, ev üretmekten havacılık ve uzay sanayisine
ve hatta animasyon filmlere kadar her yerde adını duyduğumuz
3d işlerinin nasıl yapıldığını genel hatlarıyla göreceğiz
bu yazımızda.
Gelişen bilgisayar teknolojileri ile artık evimizde bile
zahmetsizce 3d bir ürün basabilmekteyiz. Üstelik başta
microsoft olmak üzere artık işletim sistemleri bile 3d dosyaları
açan uygulamalar ekliyor. Genel olarak ne yapmak
istediğinize göre kullandığınız program da değişebilmektedir.
Kimi zaman ise farklı disiplinlerde programlar ile
beraber çalışılmakta. Aşağıda sizlere başlangıç rehberi
olarak önce birkaç programı tanıttım. Tabii ki bunların haricinde
yapmak istediğiniz şeye göre daha bir sürü program
bulabilirsiniz.
1. 3D Max: Piyasada en çok bilinen ve hakkında en
çok kaynak bulabileceğiniz programdır. Genellikle mimari
sunumlarda çok kullanılır. Ama bu demek değildir ki animasyon
yapılamaz, ya da bir ürün tasarlanamaz. 3d max
ile yapılamayacak çok az şey vardır desek yeri. Fakat ilk
çıkan programlardan ve çok köklü bir program olduğu için
arayüzü ve komutlar göz korkutabilir, korkmayın. İçerisindeki
her şeyi kullanmıyorsunuz genellikle. Örneğin animasyon
ile işiniz yok ise fiziksel uzay etkileri (yer çekimi,
rüzgar vb.) ile ilgili bir şey öğrenmeniz gereksizdir. 3d Max
ile en çok mimari sunum, fantastik karakter ve araba çizildiğini
gördüm ben. Profesyonel olarak yapamayacağınız
şeyler ise taslak harici profesyonel bir ürün üretmektir. Yapılamayacağından
değil ama ürün ağacı, montaj bölümü
gibi fonksiyonlar olmadığı için revizyonlarda sıkıntı çıkarır
ve parametrik değildir. Parametrik demek bir ürünün
milimetrik olarak çizilmesi ve geriye dönük kontrollerinin
yapılması demektir diyebiliriz kaba tabirle.
2. Solidworks: Kısaca makine parçası üretmek için kullanılan
programdır. 3d max'in aksine tamamen parametrik
olarak çalışır ve dosyalar kalıpçıya direkt verilebilir. Sanayide
çokça kullanılır. İçinde bulunan ürün ağacı ile yapılan
her bir işlemi geriye dönük -fiziksel olarak mümkünse- revizyonunu
yapabilir. Örneğin 4cm-4cm bir karenin merkezine
2cm bir daire yerleştirdiniz ve 3 cm derinlik verdiniz.
Daha sonra bu dairenin çapını değiştirmek istediğinizde
geriye dönük bu işlemi çok kolay yapabilirsiniz. Bunların
yanısıra Solidworks programı ve türevleri üretim programlarında
genel mantık şöyle işler. Önce ürüne ait parçalar
çizilir. Ardından bu parçalar montajlanır. Montajlardan
simülasyon yapabilirsiniz. Örneğin bir konveyörün ya da
dişlilerin bir motor vasıtası ile hareket ettirilmesi gibi. Sunum
yapmanız gerekiyorsa render ( Çizimlerin ışık,doku,
kaplama ile kaydedilip resim veya film haline getirilmesi)
edilmesi gibi şeyler yapılır.
Yumurta içinden çıkan oyuncaklara dair bir çizimim.
3. Autodesk Inventor: 3d max ve Inventor aynı firmaya
ait iki ayrı programdır. Fakat yukarıda anlatılan parametrik
sebeplerden ötürü Autodesk firması Solidworks programına
alternatif olarak Inventor programını çıkartmıştır. Solidworks
ile ne yapabiliyorsanız Inventor programıyla da
yapabilirsiniz. Tamamen aynı mantıkla çalışır. Avrupa'da
Inventor programının daha yoğun kullanıldığından bahsedilir.
Kaynak: https://www.tr3d.com/galeri/ic-mekan-render-ogrenci66.htm
36
Invertor programında ledli bahçe armatürü gövdesi ile ilgili
bir çizimim.
4. Catia: Mimari ve mühendislikte kullanılan bir diğer
program Catia'dır. Uçak, araba üretmek gibi çok karmaşık
şeylerin üretiminde Solidworks, Inventor gibi programlar
yetersiz ve hantal kalmaktadır. Bu program Dassault
Systems'in Solidworks'ün ileri düzeyi olarak çıkardığı bir
programdır. Boeing firması uçaklarını Catia ile tasarlamaktadır.
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
6. Marvelous Designer: Genel hatlarıyla kumaşlarla
ilgili tasarım yapılan bir program olsa da kullanım alanı
epey geniştir. Stilistler kıyafet tasarlayabilir, mimarlar yatak
üzerine estetik şekilde yerleştirilmiş bir pike yapabilir
ya da ağırlığından kıvrım kıvrım olmuş bir yastık yapabilir,
ya da bir oyun firması karakterlerinin kıyafetlerini tasarlayabilir.
İçerisinde hazır erkek, çocuk, kadın modelleri
ile defile animasyonu bile yapabilirsiniz. Kıyafetler ya da
örtü, pike gibi objeler daha sonra ilgili programa aktarılır.
Kaynak: https://www.cadcrowd.com/3d-models/catia-modeling-and-keyshot-render-bmw-850ci-by
5. Sketchup: Ücretsiz olan bu program mevcut olan en
hızlı çizim programıdır. Google earth programında yerleştirilen
3D yapılar bu programla hazırlanır. Google ile
entegre bir programdır. Çoğu mimar taslaklarını bu programda
hazırlar. Hatta sunuma bile bu program çıktıları ile
gidenler çoktur. Kendi ortak kütüphanesi sayesinde sayısız
objeye kolaylıkla erişebilirsiniz.
Kaynak: https://dribbble.com/shots/8935909-Tutorial-creating-dress-in-Marvelous-Designer/attachments/8935909-Tutorial-creating-dress-in-Marvelous-Designer?mode=media
7. Adobe Dimension: Bu program daha çok mock up
için kulllanılır. Mock up, reklamcılık sektöründe ürünlerin
sunumu anlamına gelir. Bu ürünler dergi, kartvizit, çanta,
kalemlik gibi objelerdir. Tasarımcıların işini hızlandırmak
için içerisinde hazır objeler bulunur. Bu objeler tasarımcının
tasarımı ile kaplanıp ivedi şekilde müşteriye sunulur.
Kaynak: https://cadsay.com/sketchup-kullanimi
Eğlence olsun diye yapılmış bir dimension resmi.
37
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Adım Adım
Modelleme
Modelleme her programda farklıdır. Ben burada yaygın
olan genel teknikleri anlatmaya çalışacağım.
Daha sonra modellediğimiz objelerde dokulandırma, kaplama,
ışık ekleme, kamera ekleme, render konularına
değineceğiz.
1. 2D çizimlerle işe başlamak: İster bir ev çizin isterseniz
makine parçası işe 2d çizimler ile başlanır ve duruma
göre değişik tekniklerle bu 2d çizim 3 boyutlu hale getirilir.
Örneğin bir küp çizecekseniz bir kare çizersiniz ve extrude
komutu vererek ona 3. boyutu yani derinliği eklersiniz.
Eğer bir ev oluşturacaksanız bu profesyonel olarak Autocad
programı dosyasından alınır. Yani elimizdeki mevcut
bir Autocad planını örneğin 3D Max programına aktarırız
ve oradan duvarlara yükseklik vererek işe başlarız.
3. Kaplamalar: Söz gelimi zemine bir parke koymak
istiyorsanız onun jpeg resmini koyarsınız. Daha sonra
bump denilen bir teknik kullanılarak parke arasındaki girinti
çıkıntılar oluşturulur. Bump aynı parke resminin siyah
beyaz fotoğrafının dokuya eklenmesi ile oluşturulur. Örneğin
duvara bir tablo koyacaksanız da içine resim kaplama
olarak atanır.
Çaydanlığın krom görüntüsü doku iken bilyelerin içindeki
desen kaplamadır. kırmızı bilye sert bir plastik dokusunda,
çaydanlık krom ya da aluminyum dokusunda.
4. Işık Eklemek: Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi 3 boyutlu
tasarımlarda da gerçekçi olabilmesi için ışık eklenir.
Bu ışıklar iç mekan için omni yani genel, spot (odaklı)
hazır ışıklar olabileceği gibi firmaların hazırlayıp ücretsiz
yayınladığı ies adı verilen ışıklıklar da olabilir. Örneğin
projeye 2x35W Philips ışık ekleyebilirsiniz. Dış mekan için
ise daylight isimli hazır güneş ekleyebilirsiniz. Hatta dış
mekanlarda artık HDR denilen kendi ışık bilgisini de taşıyan
background planlar kullanabilirsiniz.
Autocad ile oluşturulmuş mimari bir plan.
Eğer bir makine parçası çizecekseniz bu işlemler için
genellikle Solidworks ve İnventor'un içinde 2D çizersiniz.
Tabii ki istenirse 3D max içinde de çizilebilir 2D bir ev ama
profesyonel bir çalışmada Autocad ve türevi programlardan
alınır çizim.
2. Doku vermek: Yukarıda basit şekilde derinlik verdiğimiz
duvar, zemin gibi objelere artık doku verilir. yani bu
obje pencere ise cam, duvar ise saten bir boya, zemin
ise ahşap olması sağlanır. Cam, ahşap, su, beton, plastik,
kumaş hep farklı dokulardır.
3D max programında yaptığım bir aydınlatma showroom.
Bazı ışıklarda ise bir nesnenin kendisinden ışık vermesi
istenilir. Yukarıda gördüğünüz sarmal aşağı inen dekoratif
aydınlatma ürününde objenin kendisine ışık atandı.
38
5. Kamera eklemek: Her şeyi hazırladığımızda artık
objemize bir noktadan bakış yakalayıp o bakışı kaydetmemiz
gerekmektedir. Özellikle Vray (Render motorudur,
ilerde değineceğiz) içinde fiziksel yani gerçek bir kameranın
birebir taklidi bir kamera bulunmaktadır. Bu kamera ile
çekeceğimiz fotoğrafın ıso ayarından beyaz dengesine,
lens açısından diyafram açıklığına kadar her tür ayar vardır.
Kamera olmadan da bir kayıt alınabilir fakat özellikle
mimari sunumlarda örneğin bir banyonun içi geniş açı ile
çok daha güzel render edilir.
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
Yukarıdaki resim 3D max ile yapıldı. Render motoru
olarak Vray kullanıldı Ceket modelleri Marvelous designer
programından hazır alındı.
Yukarıdaki resimde arka taraflara gidildikçe daha bulanık
bir görüntü vardır. Ön plandaki objeyi vurgulamak için Vray
phsyical camera'dan yararlanılarak alan derinliği verilmiştir.
6. Render Almak: Artık resmimizi kaydedebiliriz. Bu
işleme render almak denilir. Bilgisayarlar her şeyi ayarladığımız
gibi göstermezler. Bu çok uzun süren bir işlemdir.
Her şeyi ayarladıktan sonra render tuşuna bastığımızda
bilgisayar objeye vuran ışıkları, dokudan yansıyacak ya
da geçecek ışıkları, kaplamaları, dokuları her şeyi hesaplar
ve bize bir resim verir. Render projenin yoğunluğuna
göre yarım saat de sürebilir günlerce de sürebilir. Burada
bilgisayarınızın gücü önemlidir. Tabii ki sizin de yapabileceğiniz
tasarruflar var. Örneğin bir küreyi oluşturmak için
32 segment de kullanabilirsiniz 512 segment de kullanabilirsiniz.
Poligon sayınız fazla olursa, ışıklarınız gereksiz
fazla olursa, resimde görülmeyen ama projede bulunan
objeler fazlaysa bilgisayara gereksiz yük bindirir ve render
süresini uzatırsınız.
7. Render Motorları: 3 boyutlu olarak bir proje oluşturduğunuzda
hesaplamaları yapıp resim haline getiren
programlara render motoru denilir. Bu render motorları 3
boyutlu programın içinde olabileceği gibi Örneğin 3D Max
ya da Sketchup programının içine sonradan da dahil edilebilir.
Piyasada en yoğun kullanılan program Vray programıdır.
3d max içinde standart bulunmaz sonradan dahil
edilir. 3d max içerisinde Mental ray veya Iray bulunur fakat
insanlar genelde Vray, Corona gibi render motorlarını tercih
eder.
3D Max ile hazırladığım mutfak dolabı.
Solidworks ile hazırladığım LED projektör gövdesi.
Render motorları içinde bulunan bir ayar da global illumination
bölümüdür. Bu bölüm bir ışık eklediğimizde onun
çarptığı yüzeylerden ne kadar sıçrayacağı, foton sayısı,
foton çapı gibi ayarların yapıldığı bölümdür. Global illumination
olmazsa eklediğimiz ışıklar çarptığı noktada kalır.
Gerçek dünyada ise ışık çarptığı noktadan başka yerlere
giderek sönümlenir. Global illumination bize bunu sağlar.
39
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
40
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
“İngilizce açılımı United Nations Development Program olan
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) yoksulluğun ortadan
kaldırılması ve eşitsizliklerin ve dışlanmanın azaltılması
için çalışmaktadır. Ayrıca ülkelere sürdürülebilir kalkınmanın
sağlanması için politikalar, liderlik becerileri, ortaklık yetenekleri
geliştirme ve kurumsal kapasite inşa etme konularında yardımcı
olmayı amaçlamaktadır.”
Dünya Liderleri 2015 yılında, 2030'a kadar 3
önemli işi başarmak için 17 Küresel Amaç üzerinde
uzlaştı. Aşırı yoksulluğu sona erdirmek.
Eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele. İklim değişikliğini
düzeltme. Sürdürülebilir kalkınma
için Küresel Amaçlar bu taahhütleri gerçekleştirebilir.
Bütün ülkelerde. Tüm insanlar için.
Bunların gerçekleşebilmesi için herkesin bu
hedefleri bilmesi gerekiyor. #HareketeGeç'in.
41
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
SÜRDÜRÜLEBİLİR
DOĞA DOSTU BİR EV MÜMKÜN MÜ?
Dünyanın kaynaklarının ne kadar azaldığı artık herkesin
malumu. Bilim insanlarından başlayarak aşağı
indiğimizde mimarlar, mühendisler, yapı firmaları hatta
aktivistler harıl harıl doğayla kavga halinde olmayan bir ev
üretilebilir mi sorusunu kendisine soruyor.
Ekolojik olarak da tarif edilen bu evler için çeşitli normlar
koyulmaya çalışılıyor hatta. Kimisi geri dönüştürülebilen
malzemelerden bir ev üretiyor kimisi ise son teknoloji ama
bu teknolojiyi doğanın faydasına kullanan evler üretiyor.
Çok farklı disiplinler bir arada kullanılıyor ve çoğu heyecan
verici desek yanlış olmaz. Benim ilgimi çeken ise
her disiplinin konuya bakışı doğal olarak farklı. Peki sürdürülebilir
ya da ekolojik dediğimiz bir ev nasıl olmalı? En
başta doğa ile barışık olmalı dedik. Mühendisler 800-1000
metrelere kadar dikey mimari yapabiliyor. Peki bu gerçekten
gerekli mi? Aslında dünyada Covid-19'un da etkisiyle
hızlanarak artan bir minimalizm trendi var. Ekolojik evler
ise tam da bu noktada kendi kendine yeten olma özelliği
ile öne çıkıyor. Ben bu durumu biraz Interstaller filmine
benzetiyorum. İzlemeyenler için spoiler vermek istemem.
İzleyenler zaten ne demek istediğimi anlamıştır. Karbon
ayak izimizi ne kadar minimal tutarsak çocuklarımıza o
kadar yaşanabilir bir dünya bırakabileceğiz gibi duruyor.
1. Geri Dönüşümlü Malzemeler: Bir evde sadece yaşamak
değil, minimum karbon izi ile kullanılmış malzemeleri
değerlendirmek sadece ev hanımlarının görevi değil gibi
artık. Böylesi hem daha ucuza geliyor hem de yeni atıklar
oluşmasını engelliyor.
2. Tükettiğinden fazlasını Üretmek: Ekolojik evlerin bir
diğer özelliği tüketmek yerine üretmek. Bunun için bazen
atık sular filtrelerden geçirilip tarım arazisine veriliyor bazen
de güneş paneli vasıtası ile elektrik üretiliyor. Hatta
işin içine teknoloji katarak evin enerji verimliliğini ekranlardan
takip edebiliyorsunuz.
Kaynak: https://www.enerjibes.com/dunyanin-en-iyi-25-ekolojik-evi/3/
Ekolojik apartman daireleri olan bu yaşam evlerinin en
büyük özelliği , bütün dairelerin güneş alması ve bu güneşi
elektrik enerjsine çevirebilmesidir.
3. Doğa ile Uyumlu Olmak: Hobbit evlerini andıran bu
evler tam bir kamuflaj ustası gibiler. Doğanın içinde sırıtmayan
evler yapmanın bir yolu da onu doğanın içine gömmek.
Bu tür evler yaygınlaşacak olsaydı bir evin çatısından
yürüyüp geçtiğinizin farkında bile olmazdınız. Ayrıca
bu kamuflaj ekstra yalıtım malzemesi de sağlıyor.
Kaynak: https://www.yesilodak.com/geri-donusturulmus-malzemelerden-yapilan-carpici-kolaj-ev
Hindistan'ın Mumbai kentinde, yerel tasarım stüdyosu
S+PS Mimarlık, şehirde yıkılan binalardan kurtarılan eski
kapıları, pencereleri ve boruları yeniden kullanarak, bu
zarif konutu yarattı.
Kaynak: https://www.yesilodak.com/organik-hobbit-evi-cevresiyle-butunlesmis
42
Mix Kültür-Sanat-Uzay Dergisi
4. Enerjini Kaybetme: Sürdürülebilir evler yalıtımları ve
mikroklima özellikleri ile de öne çıkabiliyor. Üretilen ısının
mümkün mertebe korunması karbon üretimini sınırlamada
önemli bir yere sahip. Enerjinin çoğunluğu evin yalıtılması
ile korunuyor. Bu da verimlilik açısından çok faydalı.
Ayrıca evin güneşten maksimum derecede faydalanması
için bazen komple cam cepheler ya da eskiden de mimaride
kullanılan tavanda güneş açıklıkları olabiliyor. Evin
mikroklima özellikleri göz önüne alınarak tasarlanıyor ki
havalandırmada enerji kaybı oluşmasın.
Kaynak: https://www.renovablesverdes.com/tr/casas-ecologicas/
5. Her Alandan Faydalanmak: Eğer şehir içindeyseniz
alanların kısıtlı olması gibi bir sorununuz vardır. Ekolojik
evlerde bu sorunu mimarlar yapının her alanını akıllıca
kullanarak aşmaya çalışıyor. Aşağıdaki örnekte çatılara
bahçe ya da tarım alanı yerleştirilmiş. Kendi kendine yetmek
felsefesi ile insanın içini açan tasarımların birleştirilmesi
hedeflenmiş.
“Dünya herkesi doyuracak
kadar kaynağa sahiptir.
Ama herkesin açgözlülüğünü
doyuracak kadarına değil.”
Mahatma Gandhi
Kaynak: https://ekolojist.net/catisinda-tarim-bahceleri-olan-ekolojik-ev-hayran-birakiyor/
Mimarlık stüdyosu Penda’ya bağlı, mimar Chris Precht
ve mimar Dayong Sun ekolojik bir ev tasarladılar. Bu ekolojik
evi tasarlarken, Çin’in yin yang felsefesinden esinlendiler.
Yin yang; kısaca, iki zıtlığın birbiriyle dengeli bir
bütün oluşturmasıdır. Almanya’nın Kassel şehrine bağlı
küçük bir kırsal alanda yaşamak ve çalışmak isteyen bir
aile için, mimarlar kendi kendine yeten yin yang ekolojik
evi tasarladılar. Mimarlar bu evi tasarlarken, doğada işgal
ettikleri alanı doğaya iade etmeyi düşünerek çalışmışlar.
43