26.08.2021 Views

BASAMAK 1.SAYI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

BASAMAK

Kalpten Kalbe Gönüllülük

Gönüllülük Üzer ne

NEDİR BU

İSTANBUL

SÖZLEŞMESİ?

İç Anadolu'nun

Nadide Şehri:

ESKİŞEHİR

Basamak'ta bu ay sanat

Sabahattin Ali

Benim Adım Sam

Bir Kelime Bir Şair ''KADIN''

Esk şeh r Osmangaz TOG - Mayıs 2021


İÇİNDEKİLER

İçindekiler

Kalpten Kalbe Gönüllülük

Gönüllülük Üzerine

Nedir Bu İstanbul Sözleşmesi?

Türk Edebiyatının Güçlü Sesi Sabahattin Ali

Benim Adım Sam

Bir Kelime Bir Şair "KADIN"

19 Mayıs

Naim Süleymanoğlu

İç Anadolu'nun Nadide Şehri ESKİŞEHİR

Teşekkürler ve Emeği Geçenler

1

2-4

5-6

7-9

10-13

14-15

16-17

18

19-22

23-27

28

1



Kalpten Kalbe

Gönüllülük

Madd açıdan z yade

mental ve manev

duyguların daha

yüksek olduğu b r

kavram le

karşınızdayım.

Gönüllülük fades üzer ne b rkaç kelam

etmeden önce, b r tanım yapmanın yararlı

olacağı görüşündey m. Gönüllü ded ğ m z

k ş n n/şahsın b r s v l toplum kuruluşunda

h çb r madd karşılık beklemeks z n yaptığı

şler ve projelerd r.

Gönüllü mefhumu et moloj k köken olarak

“gönül” kavramından gelmekted r. Gönül se

k ş n n ç dünyasıdır. Ans kloped k ş r

sözlükler nde se âşığın aşk le her türlü

durumu algıladığı yerd r. Burada âşıktan

kastımız gönüllü olan k msed r. Aşkı se

yaşadığı toplumdur. Gönüllü olan b rey

kayıtsız kalamaz toplumda olan aksaklıklara,

göz yumamaz eks kl klere... Yan âşığın, aşk

ıstırabına kapıldığı g b acılara, hüzünlere

kapılır.

Gönüllülük b r yaşam felsefes d r b r bakıma.

Hayatı algılama, hayattan beklent ler

karşılama, hayata farklı b r bakış açısı sunma

ş d r. B r yerde mutluluk dağıtma, b r yerde

hüzne ortak olma, b r yerde am yane tab rle

el ndek ekmeğ bölüşmekt r. Faydalı olmak,

hayatta b r ler ne dokunmak, gönüllere h tap

etmek nsan ç n en büyük meseled r. Yaşam

akışkandır hatta b r noktada sonlanacak b r

eylemd r. Bu sınırlı yaşam süres nde faydalı

olmak, b r ne dokunmak, çt ma hayatta

eks kl kler düzeltmek ç n çabalamak, kalpten

kalbe g den yolu bulmak tam olarak

gönüllülüktür.

3


Gönüllü olmanın şartı b r vakfa bağlı kalmak

değ ld r elbette. Vakıf gönüllüsü olunduğunda

daha gen ş k tlelere ulaşab l yor, daha çok

k ş ye dokunab l yor, daha çok nsanı

gülümsetmeye ortam bulunab l yor. İnsanın

önce ç nde paylaşma ve faydalı olma

duygularını keşfetmes lazım. Bu duygular

keşfed ld ğ nde çevres ne bakışı ve dokunuşu

değ ş yor. Merhum Doğan hocanın çok sevd ğ m

b r sözü vardır: “Ya tüm yaşamın boyunca sarf

ett ğ n emeğ n n ölüm döşeğ nde boşuna

olduğunun farkına varırsan.” İşte çok ufuk açıcı

ve yen b r hayat perspekt f sunan b r söz. Tüm

hayatı boş b r şek lde geç r ld ğ n n farkına

varmak, ölüm anında ölümden daha ürkütücü

olmalı. Kısacık yaşam boyunca faydalı olmaya

çalışıyoruz belk çok uçuk b r şey olab l r ama

dünya b z faydalı oldukça değ şecekt r.

B zler –gönüllüler- faydalı olmayı, farkında b r

yaşam sürmey , yaşamı olumlamayı hayal

ed yoruz.

Yaklaşık k yıldır ş n mutfağında b r şeyler

üretmeye, ürett kler m z hayata geç rmeye,

hayata geç rd kler m zle faydalı olmaya

çalışıyorum. Tüm olumsuzluklara, tüm

ht mallere rağmen hayatı sev yoruz, bu hayatı

yaşanılab l r b r yere get rmek, farkında b r dünya

nsanı yaratmak st yoruz. Gelecek nes llere, yeş l

b r dünya, adaletl b r hukuk s stem ,

özgür ve fenomenoloj odaklı eğ t m, anlayışlı,

paylaşımcı b r ortam bırakmayı görev ed n yoruz.

Esk den reklamlarda çok kullanılan b r söz yazıya

başladığım andan t baren z hn mde dönüyor:

“Hayat paylaşınca güzel”. Tüm yazı boyunca

anlatmaya çabaladığım şey vurgulayan,

bel rg nleşt ren b r söz oldu. Güzel b r yaşam

sürmek ç n çevrem z güzelleşt rmel y z. Bu

çevreye doğa, arkadaş, a le, hayvanlar… ortak

yaşamı paylaştığımız herkes dah ld r. B r

gülümseme tüm dünyayı aydınlatab l r.

Bütün yüzler

gülümseteb lmek

d leğ yle…

4


Gönüllülük

Üzer ne

K m s yardımlaşma, k m s topluma fayda, k m s de "Gençler n gücü adına" d ye tanımlar Toplum

Gönüllüler n , aslında doğru b r tanımdır da ancak bu tanımlar eks k kalır o yüzden ben de b rkaç

aydır ç nde bulunduğum topluluğun bana kattığı f k r ve duyguları naç zane anlatmaya çalışacağım.

Sürçül san edersem affola...

"Neden Gönüllüyüm?" d ye kend me sorduğumda aldığım cevap "Farkındalık" oluyor. Gönüllü

olmamdak en öneml etken hayattak farkındalığa ulaşmak ve toplumdak nsanlara el mden

geld ğ nce bu farkındalığı tattırmaktır. B z gönüllü gençler olarak yaptığımız her g r ş mdek temel

maksadımız; topluma, doğaya ve hayvanlara fayda sağlamaktır. Dünyayı daha yaşanılır hâle

get rmey , y l k yaparak ve bunu toplumun d ğer fertler ne aşılayarak başarab leceğ m z

düşünüyoruz. Bunu yaparken de en büyük gel ş m kend k ş l ğ m zde kayded yoruz desek yanlış

olmaz. Farkındalık dem şt m şte farkındalık budur. Eğer topluma, doğaya ve hayvanlara faydan

oluyorsa hayattak güzell kler n farkına varıyorsundur.

İnsanların b r kısmı hayatındak farkındalığa başkalarına fayda sağlayarak ulaşab lecekler n

b lm yorlar. Bunun b rçok neden var, en öneml s de yaşadığımız çağın "Ben Merkezl İnsan" prof l n

dayatıyor olmasıdır. "Ben y olayım, a lem y olsun ve sevd kler m y olsun." düşünces hâk m oluyor

ne yazık k hep b r "ben" kel mes ... Dışarıdak dünyanın değ şt r lmes gerekt ğ b le akıllarına

gelm yor.

5


Yaşadığımız çağ yüzünden

b rçok olayın farkına

varamıyoruz. Dünyanın b r

ucunda tem z su ve y yecek

bulamadığı ç n ölen nsanlar

varken b z el m zdek ler n

kıymet n

b lem yoruz;

yaşadığımız ülkede eş t şartlar

altında eğ t m göremeyen

çocuklar varken heps nden

başarı bekl yoruz; derd n

anlatmaya muhtaç b rçok nsan

varken dünyanın en dertl

nsanıymışız g b davranıyoruz;

hakkın, hukukun yer n

bulmasını sterken bunun ç n

b r adım b le atamıyoruz;

doğanın g derek k rlend ğ nden

yakınırız ancak çözüm üretme

safhasına b r türlü

varamıyoruz. Sorunlar,

sorunlar ve sorunlar ancak

çözümler ? Pek , çözümlere

kafa yoruyor muyuz? Yoksa

yaşananlardan yakınmayla mı

tavrımızı ortaya koyuyoruz?

Pek , bu kadar sorun varken

neden

çözümlere

ulaşamıyoruz? Ben m şahs

kanaat m "ben" kavramının

ç nden çıkamıyor oluşumuz

ancak "b z" kavramı yan

"toplum" kavramıyla ç çe

olduğumuz takd rde bu

sorunlar b r b r azalacaktır.

Yaşantımız o kadar "dış

dünyaya kapalı" olmaya

başladı k yaşananlara kayıtsız

kalmaya başladık. Hep m z b r

hengâmen n ç nde dolanıp

duran yorgun nsanlar olmaya

başladık. Bu noktada

yapmamız gereken se bas t:

"Dünyayı daha yaşanılır hâle

get rmek."

Dünyayı daha yaşanılır hâle

get rmek ç n etrafımızda

yaşananlara

kayıtsız

kalmamak ve sorunlara

çözüm odaklı yaklaşmamız

gerek r. TOG, "Yet şk nler n

Rehberl ğ nde Gençler n

Öncülüğünde" sloganıyla

2002’den bu yana dünyayı

daha yaşanılır hâle get rmek

ç n türlü türlü projelere mza

atmış ve atmaya da devam

ed yor. Bu sayede gönüllü

nsanlar hayattak en öneml

farkındalığın başkalarına

fayda sağlamakla olduğunu

tecrübe etm ş oluyorlar. S z

de hayatınızı anlamlandırmak,

dünyayı daha yaşanılır hâle

get rmek ve farkındalığın

ayrıcalığını tatmak st yorsanız

gönüllü olmanızı tavs ye

eder m. Unutmayın s z

yoksanız b r k ş eks ğ z

6


NEDİR BU İSTANBUL

SÖZLEŞMESİ?

Derg m z n lk sayısında s zlere uzun zamandır gündemde olan İstanbul

Sözleşmes nden bahsetmek st yoruz. Herkes n d l ndek bu sözleşmen n

konusu ned r, k mler korur?

Kadına Yönel k Ş ddet ve A le İç Ş ddet n

Önlenmes ve Bunlarla Mücadeleye Da r Avrupa

Konsey Sözleşmes , b l nen adıyla İstanbul

Sözleşmes , 11 Mayıs 2011’de Türk ye tarafından

mzalanmış ve 1 Ağustos 2014 tar h nde yürürlüğe

g rm şt r. Kadınları koruyan ve kadınlara yönel k

her türlü ş ddet n karşısında duran, Türk ye’n n

de dâh l olduğu kırk altı ülken n mzaladığı

uluslararası b r sözleşmed r.

Bütün dünyada b l nd ğ üzere kadınlar, erkeklerle eş t hak ve özgürlüklere sah p

olmadan yaşıyor. Kâğıt üstünde var olan yasalar, toplumsal c ns yet eş ts zl ğ altında

parçalanıyor. Kadına karşı ş ddet; her yerde gördüğümüz, duyduğumuz ve

yüzyıllardır var olmasına rağmen tüm dünyada hâlâ güncell ğ n koruyan b r sorun.

7


İstanbul Sözleşmes , kadınlara karşı ş ddet n; erkek ve kadın arasındak

güç eş ts zl ğ , erkek üstünlüğü, kadın ayrımcılığı yan toparlamak gerek rse

toplumsal c ns yet eş ts zl ğ neden yle ortaya çıktığını savunur. Kadınları ve

çocukları koruyan bu sözleşme, her türlü ş ddet n karşısındadır ve ş ddet n

usulünce cezalandırılması gerekt ğ n savunur. Bu ş ddet türler ne c nsel

tac z, zorla evlend rme, kadın sünnet , namusu korumak adı altında şlenen

her türlü ş ddet, a le ç nde görülen f z ksel ve ps koloj k ş ddet dâh ld r.

Bugün kadın: A le ç nde ş ddete maruz

kalıyor, tac ze yahut tecavüze uğrayıp

fa ller le evlend r l yor, s lahlı çatışmalarda

kadınlara ve kız çocuklarına zorla sah p

olunuyor, zorla evlend r l yor, bazı kadınlar

zorla sünnet ed l yor, flört ş ddet ne maruz

kalıyor. Tüm bunları düşünmek b le

korkutucuyken her gün haberlerde aslında

ne kadar gerçek ve ne kadar hayatın ç nde

oldukları le karşılaşıyoruz. Kadınlara

uygulanan ps koloj k, f z ksel, ekonom k ve

c nsel ş ddet ortadayken bu sözleşme

onları korumak, benzer durumların

yaşanmasını engellemek ç n var.

Sözleşme geçt ğ m z mart ayında

feshed ld . Y ne aynı ay çer s nde tam 28

kadın c nayet şlend ve 19 kadın şüphel b r

şek lde ölü bulundu. Ş ddete, tac ze ve

tecavüze maruz kalıp ses n çıkaramayan

kadınların sayısına se net b r şek lde

ulaşılamıyor.

Ama b l yoruz:

8


Hepimiz için daha aydınlık bir

geleceğin hayali ile…

9


SABAHATTİN ALİ

Bu sayımızın konuğu Türk edeb yatının, toplumcu- gerçekç yazarlarından Sabahatt n Al .

Sosyal st eğ l mler , toplumsal ve s yasal görüşler le daha çok tanınmaktadır. Toplumun

aksaklıklarını, sıkıntılarını, dertler n , hüzünler n d le get ren b r sözcüdür adeta. Belk de b r

öğretmen olarak bunu kend ne görev ed nm ş b r deal stt r. Açık, net ve anlaşılır b r şek lde fade

eder anlatmak sted ğ n .

2 N san 1948 yılında şa bel b r

ölümle hayata veda eden

Sabahatt n Al arkasında ömrü

boyunca b r k mler n aktardığı

b r küll yatla bu dünyadan göçtü.

Toplum anal z yapmak, dönem n

çt ma meseleler n tesp t

etmek g b sosyoloj k b rçok

mesele g zl d r o k tap

kapaklarının altında. Bunu çok

üzülerek d le get r yorum, bu

konunun edeb yat tutkunlarının

da b r yarası olduğu

kanaat ndey m. Sabahatt n

Al ’n n romanlarının tel f

haklarının kalkması le tüm

yayınevler eserler basmaya

başladı. N tel ks z baskılar,

hunharca or j nal metn

kısaltmalar, özet olarak

basmalar vb. b rçok durumu

yaşadı eserler. B rçok yayınev

basım yapınca, doğal olarak

f yatlar düştü ve bu durum

Sabahatt n Al ’n n popüler

kültüre kurban g tmes ne

sebeb yet verd . Eserler n n

muhtevası anlaşılmadı, kahve

yanlarında sosyal medyalarda

paylaşıldı. Yaşasaydı, bu durumu

Sabahatt n Al de çok gar pser

ve bunu üzülerek zlerd .

Sabahatt n Al ’n n

romanlarından z yade öyküler

daha ağırlıktadır. Yazının

başında da z krett ğ m g b

toplumsal gerçekl l k

bağlamında kaleme

alınmışlardır. Daha sonra

öyküler n b rleşt rerek

k taplaştırmıştır. Romanları se

sayı bakımından az ancak

muhteva bakımından dolgun

eserlerd r. Kuyucaklı Yusuf,

İç m zdek Şeytan, Kürk Mantolu

Madonna roman türündek

eserler d r.

Sabahatt n Al eserler nde genel

olarak zeng n-fak r, güçlügüçsüz,

köylü-ağa, şç -patron,

köylü-kentl g b k lemler

kend n göstermekted r. Bu

durum da Sabahatt n Al ’n n

toplumsal gerçekl l k eksen nde

toplum ç nde yaşayan b r

öğretmen olarak gözlemler n n

sonucudur. Kalem güçlü b r köy

romancısıdır.

Sabahatt n Al ’n n her romanı

ncelemeye değer ve her b r

10


başlı başına uzun b r ncelemey hak eder. Ben bu yazımda Kürk Mantolu Madonna romanını b lg m

ve gücüm yett ğ nce b raz detaylı b lg lend rmeler üzer nden anlatmaya çalışacağım. Tab şu

soruyu yöneltmen z veya düşünmen z man dardır: Neden Kürk Mantolu Madonna? Popüler kültüre

tamamen es r olmuş, anlaşılmamış, yanlış yorumlanmış b r eser olduğunu düşünerek seçm ş

bulunmaktayım. Amacım esere hak ett ğ değer ve açıklamayı yapmaktır.

KÜRK

MANTOLU

MADONNA

Sabahatt n Al ’n n 1941 yılında tefr ka olarak

yayımlanan daha sonra k tap hal nde yayınlamış b r

eser d r. Sabahatt n Al ’n n d ğer eserler nde sıkça

görülen devr n s yas ve çt ma sorunlarının har c nde

aşk ve yalnızlık konularını ele aldığı görülen b r

romanıdır.

Romanda olaylar, anlatıcının Ra f Efend le

dostluğunun nasıl başladığını anlatmasıyla gel ş r. Oda

arkadaşı olan anlatıcı ve Ra f Efend le arasında

başlarda çok b r let ş m kurulmaz ancak daha sonra

anlatıcı, ç ne kapanık olan bu adamın hayatını, a les n

ve yaşamını merak eder. Ra f Efend b r gün hastalanır

ve ev ne z yarete gelen oda arkadaşı le aralarında b r

dostluk kurulmaya başlar ve Ra f Efend eşyalarının

arasında b r defter n olduğunu söyler ve bunun

yakılmasını ster ancak anlatıcının yoğun ısrarları

üzer ne okumasına z n ver r şte buradan t baren

olaylar başka b r noktaya evr l r. Ra f Efend ’n n

Berl n’e gönder lmes ve ona a t hatıraların

hatırlanması vardır. Berl n’de yaşamını geç rd ğ b r

gün, b r serg de otoportres n görüp âşık olduğu Mar a

Puder’le karşılaşır ve o zaman k s arasında b r aşk

11


başlar. Ra f Efend babasının ölümü üzer ne ülkes ne

dönmek zorunda kalır, Mar a Puder’le l şk s n mektuba

dayalı olarak devam ett r r ancak b r süre sonra

mektupların kes lmes onu hayal kırıklığına uğratır ve

hayata küser. Ra f Efend ’n n bu olaydan sonra üm d

kalmaz ve evlen p çocuk sah b olur fakat b r daha

mutlu olamaz. On yıl sonra, Berl n’de kamet ett ğ

sırada aynı pans yonda kaldığı b r arkadaşı le

Ankara’da karşılaşan Ra f Efend , Mar a Puder’ n,

kend s nden b r kız çocuğu sah b olduktan sonra

öldüğünü öğren r. Arkadaşının yanındak çocuğun se

kend çocuğu olduğunu öğrend ğ hâlde h çb r şey

yapamaz, yapmayı başaramaz ve olayın ertes günü,

yaşadıklarını, halet- ruhh yes n anlattığı ve olayları

oradan tak p ett ğ m z defter tutmaya başlar. Roman,

anlatıcının defter ger sah b ne letmek ç n g tt ğ nde

Ra f Efend ’n n öldüğünü öğren r ve bunun üzer ne ş

yer ne g derek tekrar okumaya başlar ve eser burada

sona erer.

Tek b r bölüm ve ortalama 150 sayfadan oluşan

Kürk Mantolu Madonna’nın çer k t bar yle k ana

bölüme ayrıldığı görülmekted r. Eser n adı, b r gerçek,

b r d ğer kurmaca olan k tablonun b rleş m nden

meydana gelmekted r. Berl n’de bulunduğu sırada

z yaret ett ğ modern res m serg s ndek Mar a Puder

mzalı kürk mantolu b r kadın portres n n tes r nde

kalmış olan Ra f Efend , daha sonra gazetede bu tablo

le lg l yazıya denk gel r. Bu yazıda Ra f Efend ’n n

g tt ğ serg den bahsed lmekted r, Mar a Puder’ n b r

otoportre olan tablosu le Andreas del Sarto'nun

“Madonna delle Arp e” adlı tablosu arasında benzerl k

kurulur. Madonna delle Arp e”dek Meryem Ana

tasv r ne benzet l r Mar a Puder, üzer nde kürk b r

manto olmasından dolayı gazete tarafından “Kürk

Mantolu Madonna” g b b r tanımlama yapılmıştır. Bu

yakıştırma, tabloda gördüğü Mar a Puder’ , “Hal t

Z ya’nın N hal’ nden Şövalye Bür dan’ın sevg l s ne,

Kelopatra’dan Hz. Am ne’ye kadar hayal ndek bütün

kadınların b r terk b , mt zacı” (Al , 2017; 55) olarak

n telend ren Ra f Efend ’n n düşünceler n n b r özet

g b d r: Saflığın ve güzell ğ n fades olarak kad m b r

kadın tasv r ve ona aynı zamanda tam zıddı b r şahs yet

de katan yabanked s kürküyle modern b r kadın tasv r .

12


İç çe geçm ş, k farklı anlatı zamanını b r arada bulunduran romanın en öneml

karakter Ra f Efend sonra se Mar a Puder’d r. Ra f Efend romanda, dış görünüşü

t bar yle; saf görünümlü yüzü, sarı ve altları kırpılmış bıyıkları, kısa kes lm ş ve

tepes açılmaya başlamış saçları, uzun ve nce parmaklı eller , gülümsemek ster

g b görünen bakışlarına sah p olduğu bel rt lm şt r. Çevres le sağlıklı let ş m

kuramaz, çekapanık, sess z b r sec yeye sah pt r ve olaylar karşısında pas f b r

konumda kalmaktadır. Ra f Efend , yaşamı boyunca h çb r gaye gütmem şt r, h çb r

şey ç n çaba harcamamıştır, s l k b r karaktere sah pt r. Romanda okuyucuya

ver len herhang b r dünya görüşü, felsefes bulunmamaktadır. Çevres nde olup

b tenlerle lg lenmeyen Ra f Efend , kend s ç n de herhang b r şey yapmaz; hayat

karşısında tamamen pas f konumda b r duruşu vardır. O derece k , Mar a Puder’den

gelen mektuplar b tt ğ nde, Berl n’e g derek onu aramak aklına b le gelmez.

Kürk Mantolu Madonna romanı, çok

okunan ve popülerl ğ de b r hayl

yüksek olan b r romandır. Bunda

Sabahatt n Al ’n n eşs z kalem , yalın ve

okuyucuyu yormayan kurgusu ve

okunmasının kolaylığı onu bu konuma

yükseltm şt r. Türk edeb yatında yer

da m olacak, ç çözümlemeler ve

ps koloj bağlamında ncelemeler

yapılmaya devam ed lecek b r eserd r.

Sabahatt n Al ’y ölüm yıldönümünde

tekrar saygı ve sevg yle anıyorum.

Sevg yle ve okuyarak kalın…

13


b r f lm ncelemes

Başrolünü Sean Penn’ n oynadığı ‘’I am Sam’’ f lm , ot st k b r baba olan Sam Dawson’un

kızı ç n verd ğ mücadeley konu alıyor. Kızı doğduğu gün tek başına kalan Sam’ zorlu b r süreç

bekler, donuk zekâ olarak n telend r len Sam başlarda zorlansa da komşusu Ann e ve

arkadaşlarının da verd ğ desteklerle kızını 7 yaşına kadar yet şt rmey başarmıştır. Lucy’n n

yed nc yaş gününde beklenmed k b r olayla karşılaşan baba kız b r anda kend ler n hukuksal b r

süreçte ve b rb rler nden ayrı olarak bulurlar. Devlet, Sam’ n engel nden ötürü çocuğa

bakamayacağını öne sürerek Lucy’y koruyucu a leye vermeye çalışır buna karşılık Sam

arkadaşının önerd ğ avukatla görüşmeye g der fakat karşısında y ne b r engel vardır,

görüşmeye g tt ğ Avukat R ta lk başta davayı almak stemese de sonrasında üzer nde

arkadaşlarının baskısını h ssed nce kend n kanıtlamak ç n hayır ş olarak bu davayı

alır.

14


R ta davadan dolayı Sam le geç rd ğ günler sonucunda baba kızın b rb r ne ne kadar

düşkün olduğunu görür ve kend oğluyla arasındak bağı sorgulamaya başlar. Sam’e yardım

ett ğ bu zamanlarda Sam’den de öğreneceğ a le ve sevg g b b rçok konu vardır kısacası bu

k l sancılı dönemden geçerken b rb rler ç n ş kolaylaştıracaklardır. Dramat k yapısıyla

d kkat çeken f lm k tleler ekrana bağlamayı gerek oyunculuklarıyla gerek konusuyla gerekse

müz kler yle gayet y başarıyor hatta f lm müz kler de Sam’ n hayranı olduğu Beatles

şarkılarının coverlarından seç l yor ve kızının adını da “Lucy n the Sky w th D amonds”tan

es nlenerek koyuyor.

F lm n çer ğ b r baba kız ayrılığından z yade ot st k b rey n hükümete kızı ç n verd ğ b r

mücadeley anlatır. Karşısında durduğu k ş ler onun sadece ot zm olması le lg len r ve ç ndek

gerçek sevg y , kızına besled ğ güçlü duyguları göremezler. Durum günümüzde de böyled r.

Ot st k b reyler genelde toplum tarafından yadırganırlar ve sevg dolu kalpler hep göz ardı ed l r.

Ot zm, doğuştan veya bebekl ğ n lk yıllarında ortaya çıkab lmekted r ve bey nde gerçekleşen

b rtakım s n rsel sorunlardan dolayı oluşur. Ebeveynler n yet şt rme şekl nden veya onların madd

durumlarından kaynaklı oluşmaz. Erken tanı b reyler n topluma kazandırılması ç n çok öneml d r

f lmde de bunu çok net görmektey z, evet onun ç n zor b r durum ama bu onu hayata bağlıyor.

İnsanlarla let ş m kurarak mutlu oluyor ve heps nden öneml s onları anlıyor; nsanlar da onun

çabasını takd r ed yor ona hoşgörüyle yaklaşıyorlar. Sam hayata kazandırılmış b r b rey.

15


16

b r kel me b r şa r ''KADIN''

ÜLKÜ

TAMER

NAZIM

HİKMET


b r kel me b r şa r ''KADIN''

HASAN

HÜSEYİN

KORKMAZGİL

ATİLLA

İLHAN

17


Spor yalnız beden kab l yet n n b r üstünlüğü sayılmaz.

İdrak ve ahlâk da bu şe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı

kısa olan kuvvetl ler , zekâ kavrayışı yer nde olan daha az

kuvvetl lerle başa çıkamazlar. Ben Sporcunun zek ,çev k

aynı zamanda ahlâklısını sever m.

18


1967-

Na m SÜLEYMANOĞLU

Namı Diğer CEP HERKÜLÜ...

19


Na m SÜLEYMANOĞLU

Na m Süleymanoğlu, namı d ğer Cep Herkülü…

Halter tar h ne damga vurmuş b r s m. Tar hte

h çb r halterc n n adı bu kadar duyulmadı pek

Na m Süleymanoğlu’nun tar he damga

vurmasının sebeb neyd ? Onu bu denl öneml

ve özel kılan şey neyd ? Bu sorulara cevap

vermeden önce gel n Na m Süleymanoğlu’nu

b raz tanıyalım.

1983-1986 arasında gençlerde 13, büyüklerde

50 olmak üzere tam altmış üç rekor kırarken,

y ne bu dönemde Dünya ve Avrupa

şamp yonalarında 52, 56 ve 60 k lolarda

şamp yonluklar yaşadı. 1984, 1985 ve 1986'da

dünyada yılın halterc s seç ld . Bu dönemde

Bulgar Hükümet ’n n Soya dönüş operasyonu

kapsamında Türk s mler n yasaklaması

neden yle adı Naum Şalamanov olarak

değ şt r ld .

Bulgar stan’dak bu baskılardan kurtulmak

ve Türk ye adına müsabakalara katılmak

ç n 1986'da Melbourne’da düzenlenen

Dünya Halter Şamp yonası'nda Türk ye

Büyükelç l ğ ’ne sığınarak Türk ye'ye lt ca

ett . Türk ye'ye lt casında ve get r lmes nde

b zzat Turgut Özal devreye g rd .

Na m Süleymanoğlu 23 Ocak 1967 tar h nde

Kırcaal /Bulgar stan’ da dünyaya geld . 18 Kasım

2017 tar h nde, ell yaşındayken, Ataşeh r/

İstanbul/Türk ye’de vefat ett . B zlere kısa

gelecek bu hayatı boyunca hep çalıştı,

çabaladı. Çoğu zaman ölümün eş ğ ne b le geld

fakat çalışmaktan, çabalamaktan h ç

vazgeçmed .

Haltere 1977 yılında henüz dokuz yaşındayken

başladı. Yaşı küçüktü ama gücü çok büyüktü.

Haltere başladıktan sonra, on beş yaşındayken

Brez lya’da düzenlenen Dünya Gençler Halter

Şamp yonası'nda k altın madalya alarak

şamp yon oldu. On altı yaşında rekor kırarak

y ne şamp yon oldu. 1984 yılında (onaltı

yaşındayken), s lkme kategor s nde vücut

ağırlığının üç katını kaldıran k nc halterc

olarak tar he geçt . Böylece halter tar h nde en

genç dünya rekortmen unvanını aldı. Kar yer

boyunca üç Ol mp yat Altın madalyası, yed

Dünya Şamp yonluğu ve altı Avrupa

Şamp yonluğu vardır. Tam 46 kere dünya

rekoru kırmıştır.

20


1988 Seul Ol mp yatları

1988 Seul Ol mp yatları'na Türk ye adına

katılab lmes ç n Türk hükûmet nce

Bulgar stan'a 1 m lyon 250 b n dolar ödenerek

gerekl z n alındı. Bu ol mp yatlarda

Süleymanoğlu 60 kg koparmada sırasıyla 145,

150,5 ve 152,5 kg; s lkmede 175, 188,5 ve 190

kg; toplamda da 320, 339 ve 342,5 kg kaldırdı

ve altı dünya, dokuz ol mp yat rekoru kırarak

muhteşem b r zafer elde ett ve böylece

Türk ye'ye ol mp yatlar tar h nde güreş dışında

lk altın madalya kazandıran sporcu oldu.

S lkmede kaldırdığı, kend ağırlığının üç

katından 10 k logram fazla olan 190 kg le ve

bunu başaran dünyadak tek k ş olarak tar he

adını yazdırdı. Dünya üzer nde bu başarıyı

tekrarlayan başka b r halterc hâlen

çıkmamıştır.

Na m Süleymanoğlu’nun hayatı boyunca

gerçekleşt rd ğ tüm başarılarını yazmak

stesem bu b rkaç derg sayfasına

sığamayacak kadar çok olacağından,

başarılarından sadece bu kadarını yazıyorum.

Ş md en başta sorduğum sorulara dönecek

olursak, zaten s zler n Na m Süleymanoğlu’nun

neden bu denl öneml b r nsan olduğunu

anladığınızı umuyorum ama ben s z n

d kkat n z çekmed ğ n düşündüğüm b r

noktaya değ nmek st yorum.

Na m Süleymanoğlu’nun hayatı hep, başarılarla

dolu, mutlu ve har ka değ ld . Onun hayatı ve bu

başarılarının sırrı özünde büyük b r acıyı

barındırıyor. Doğduğu yer olan Bulgar stan’da

sırf Türk oldukları ç n yüzlerce hatta

m lyonlarca nsan öldürülmüştü. Na m

Süleymanoğlu’nun a les ne ve komşularına da

zulmetm şlerd . Bulgar stan’dak tüm Türkler n

adları, Bulgar adları le değ şt r l yordu (Na m

Süleymanoğlu’nun adı b le değ şt r lm şt .) ama

traj kom k b r şek lde bu gerçeğ sadece

öldürülen ve zulüm gören Türkler b l yorlardı. Bu

durum Dünya Medyasına yansıtılmamıştı, h çb r

ülke -Türk ye har ç- bu zulümlere ses çıkartıp

dur dem yordu. Türk ye bu zulümler

kanıtlayacak b r del l ya da şah t bulamıyordu

çünkü tüm del ller Dünya Medyası ve Bulgar stan

tarafından karartılmıştı; şah tl k yapacak

Türklerde ya öldürülüyor ya da a les le tehd t

ed l yordu. Na m Süleymanoğlu bu durumu

b l yor ama Bulgar Devlet ’nden fırsat bulup bunu

d le get rem yordu.

Na m Süleymanoğlu sürekl Türk ye’ye kaçma

hayal kuruyordu. Türk ye’ye geleb l rse dünya

genel ndek yarışmalara katılacak, b r nc olunca

tüm Dünya Medyasının bulunduğu basın

toplantısına katılıp, başarı konuşması yer ne

Bulgar stan’da öldürülen ve zulüm gören

Türkler n ses olacaktı.

21


Na m Süleymanoğlu’nun rüyası gerçek olmuştu. En sonunda, Bulgar stan’da b rkaç destekç

Türk arkadaşı sayes nde, Bulgar stan’dan g t . Turgut Özal’ın b zzat tak b n yaptığı şek lde,

koruma ve dokunulmazlık ver lmes n sağlayarak Na m Süleymanoğlu a t oldu yere, memleket

Türk ye’ye get r ld . Daha sonra Na m Süleymanoğlu, her katıldığı yarışmada kend rekorlarını

kırarak b r nc oldu, ses n en yukarıdan duyurdu artık tüm Dünya Medyası Bulgar stan’ın Türklere

yaptığı zulmü b l yordu. Öldürüldükler n , zulüm gördükler n , adlarının/k ml kler n n

değ şt r ld ğ n …heps n b l yorlardı.

Na m Süleymanoğlu’nun bu denl başarılı olması,

adının yıllar geçse de unutulmaması, hâlen

halterdek rekorlarının kırılmaması ve bunun

g b b rçok Na m’ Na m yapan ve unutulmayan

özell ğ n sebeb ; Na m Süleymanoğlu’nun

nandığı b r davanın olmasıydı, bunun ç n yaşadı

ve son nefes n verene kadar bu dava ç n

çalıştı. Onu bu denl özel ve öneml kılan şey

nandığı ve b ld ğ doğruyu, herkese duyurma ve

tüm Dünya’nın bu zulümler b lmes n

sağlamaktı. Bunu başardı. Başına ne geld yse

pes etmed ve bunu başardı.

Ölümü le de onun hayatından çıkarılacak

b rçok ders, hâlen kırılmayan rekorlar, saymaya

vakt m z n yetmeyeceğ başarılar, Bulgar stan’ın

ve d ğer Dünya Devletler ’n n Türklere karşı nasıl

sağır olduklarını gösteren ses ve gözü yaşlı

sevenler n bırakarak 50 yaşında vefat ett .

Rahmet ve m nnetle anıyoruz…

22


REC

İÇ ANADOLU'NUN

NADİDE ŞEHRİ

ESKİŞEHİR...

23

00.00.00


REC

Kend ne has havasıyla nsanları

mest eden, tar h kokan

sokaklarında nostalj y her da m

yaşatan, b r d ğer adıyla öğrenc

şehr d yeb leceğ m z bu şehr ,

gel n b rl kte daha yakından

tanıyalım.

888.000'l k nüfusu olan bu şeh r gerek nsanı gerekse gez l p görülecek yerler yle hafızalarda

yer ed nm şt r. Osmangaz Ün vers tes , Tekn k Ün vers tes ve Anadolu Ün vers tes 'n n bu

şeh rde olması hal yle şehre öğrenc havasını katmaktadır zaten b r d ğer adıyla buraya

öğrenc şehr den r. Sosyal ve kültürel zeng nl ğe sah p olması neden yle b rçok nsanın gel p

görmey hatta yaşamak sted ğ b r şeh r olduğu gerçeğ n de ıskalamamak gerek r.

24

00.00.00


REC

Eğer b r gün yolunuz bu şehre düşerse

nereler gezmen z gerekt ğ hakkında ufak da

olsa b rkaç tavs ye de bulunmak ster z.

Öncel kle tar hî b r öneme sah p Odunpazarı

Evler ’n mutlaka buraya gelen her tur st n

görmes gerekt ğ düşünces ndey z. "Bu

evler n tar h önem ned r?" d ye sorduğunuzu

duyar g b y m. B r zamanlar kent olan

Odunpazarı zamanla gel şerek kent özell ğ n

kaybetm şt r. Buram buram nostalj havasını

h ssett ren Odunpazarı Evler her tur st n odak

noktasıdır.

Kültürel açıdan öneml olan bu konutların sokaklarında gezerken adeta b r zaman mak nes n n

ç ndeym ş g b h ssedeceks n z.

Sıradak durağımız Balmumu Müzes , ç nde b rçok ünlü k ş ler n heykeller n n bulunduğu

müzed r. Bürokrat k ml kl nsanlar, Yeş lçam f lmler n n unutulmaz yüzler , Anadolu ozanları,

Osmanlı pad şahları, meşhur sanatkârlar ve dahası. Heykeller n en y örnekler n n bulunduğu bu

müze, Esk şeh r' n en çok sev len müzeler arasındadır.

Adalar...

Belk de arkadaşların en çok buluştuğu

noktadır burası. Çok fazla kafe bulunması,

çarşının merkez nde olması ve alışver ş

merkezler ne yakın olmasından dolayı

Esk şeh r' n en şlek caddeler nden b r d r

hemen yanında Porsuk Çayı'nın olması da ayrı

b r güzell k katmaktadır buraya. Masal Şatosu

dend ğ nde akla lk gelen Sazova B l m Sanat

ve Kültür Parkı'dır, her gelen n muhakkak b r

fotoğrafının bulunduğu yerd r. Masal Şatosu

le tanınmış olsa da parkın ç nde gez l p

görülecek b rçok yer vardır. Korsan Gem s ,

Hayvanat Bahçes , Et Sualtı Dünyası, B l m

Deney Merkez , Sabancı Uzay Ev ...

25

00.00.00


REC

Dünyanın b rçok yer nden gelen sualtı

hayvanlarının bulunduğu Et Sualtı

Dünyası'nı gezerken vakt n ne kadar çabuk

geçt ğ n n farkına b le varmayacaksınız eğer

burayı görmek st yorsanız günün 1-2 saat n

ayırmanızda fayda var. Sualtını gördükten

sonra hemen yakınında bulunan Hayvanat

Bahçes 'n de z yaret edeb l rs n z. Tek b r

b letle Sualtı Dünyası'nı ve Hayvanat

Bahçes 'n gezeb l rs n z.

B l me ve deneye lg s olanların seveceğ

B l m Deney Merkez , çeş tl deney

aletler yle vak t geç reb leceğ n z b r yer.

Gezerken b r o kadar da b lg sah b

olacaksınız.

Gerçekç l ğ yle gelenler büyüleyen Korsan

Gem s gezmen z ç n b r d ğer alternat f

olab l r. Gem dek b rçok aksesuar buranın

amb yansını çok y yansıtmaktadır. Gem de

b rkaç kısım mevcuttur: Kaptan köşkü,

z ndan ve k ler.

Sabancı Uzay Ev 'n gezmen z ç n bell b r

sayıda olmanız gerek r. Genell kle gez

kulüpler , okul gez ler veya toplu olarak

gelenler ç n açılan bu yerde uzay hakkında

an masyon zlet lmekted r.

00.00.00

26


REC

Boş vak tler n z değerlend r p hem d nlenmek hem de

güzel manzara eşl ğ nde ders çalışab leceğ n z, k tap

okuyab leceğ n z Kanlıkavak Parkı da Esk şeh r' n gözde

parklarındandır. Arkadaş ortamlarının en çok beğend ğ ,

toplanınca çek rdek kola eşl ğ nde vak t geç rd kler

yeş ll klerle dolu Porsuk Çayı’nın parkın tam ortasından

aktığı b r yer düşünün. İlkbaharda havaların ısınmasıyla

beraber nsanların akın ett ğ bu parkta top oynayan

nsanlar, enstrümanlarını alıp gelenler, ağacın

gölges nde oturup sohbet edenler... Belk de salgın

sürec nde en çok özled ğ m z karelerden b r de bu olsa

gerek.

Esk şeh r' ayaklarınızın altına alacağınız b r manzara

düşünün, Esk şeh r Şelale Park. Yapay b r şelaley ç nde

barındıran ve aynı zamanda Esk şeh r' n en büyük

parklarından b r s d r burası, s z n de fark ett ğ n z üzere

Esk şeh r parkları le meşhur olan b r şeh rd r.

Anadolu toprakları üzer nde yaşayan ve gönlünü yollara

veren derv ş Yunus Emre'n n şehr d r aynı zamanda.

Türbes M halıççık lçes nde bulunmaktadır, türbede

Yunus Emre'ye a t dörtlükler ve Yunus Emre'y tanıtan

yazılar yer almaktadır. "Gel n tanış olalım." d zes n n

sah b ...

Evet, s z de henüz güz de şeh r olan

Esk şeh r' görmed ysen z "gel n tanış

olalım." der m. İnsanıyla, tur st k

yerler yle, havasıyla ve fazlasıyla

gez l p görülmeye layıktır bu şeh r...

00.00.00

27


TEŞEKKÜRLER

Dergiye emek veren tüm "BİR DERGİMİZ OLMASIN

MI?" Ekibine, " " Topluluğuna ve bu imkan

ve deneyimi yaşama fırsatı veren " " Vakfına

teşekkür ederiz.

EMEĞİ GEÇENLER

Eş Koordinatör

Nazlı AKSOY

Özkan YAŞAR

Editör

Başak DOĞAN

Tasarım

Nazlı AKSOY

Feyhan BOZBAĞ

Yazarlar

Kalpten Kalbe Gönüllülük | Abdülkadir ERGÜL

Gönüllülük Üzerine | Özkan YAŞAR

Nedir Bu İstanbul Sözleşmesi? | Buse Su KÖSE & Feyhan BOZBAĞ

Türk Edebiyatının Güçlü Sesi Sabahattin Ali | Abdulkadir ERGÜL

Benim Adım Sam | Başak DOĞAN & Ayça KARACA

Bir Kelime Bir Şair "Kadın" | Buse Su KÖSE

19 Mayıs | Feyhan BOZBAĞ

Naim Süleymanoğlu | Nazlı AKSOY

İç Anadolu'nun Nadide Şehri Eskişehir | Özkan YAŞAR

28

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!