16.07.2021 Views

Enerji Panorama Temmuz 2021

Pano Kariyer Yatırım Vadeli Elektrik Piyasası ile yatırımcının finansal riski azalacak Şirketler için ‘yeşil dünyanın’ kapılarını YEK-G açacak Sanayiciyi “son kaynak tarifesi” çarpıyor “Yeni yenilenebilir enerjiler, fosil yakıtlı enerji santrallerinden daha ucuz” Sıfır karbon beklentilerinde makul bir duruş “Salgın sonrası daha yeşil bir dünyaya yelken açmak” Gaziantep ve Konya, sıfır karbon binalara hazırlanıyor KYB, 512 milyon dolar olan RES desteğini 822’ye çıkaracak Karadeniz ve Akdeniz’de keşif için yeni kuyular açılacak 400’den fazla yerli firma Akkuyu NGS için üretim yapıyor Salgın bitse de esnek çalışma kalacak Müşteri ilişkilerinde “yapay zeka destekli akıllı asistan” dönemi başlıyor İstatistik Sosyal Medya

Pano
Kariyer
Yatırım
Vadeli Elektrik Piyasası ile yatırımcının finansal riski azalacak
Şirketler için ‘yeşil dünyanın’ kapılarını YEK-G açacak
Sanayiciyi “son kaynak tarifesi” çarpıyor
“Yeni yenilenebilir enerjiler, fosil yakıtlı enerji santrallerinden daha ucuz”
Sıfır karbon beklentilerinde makul bir duruş
“Salgın sonrası daha yeşil bir dünyaya yelken açmak”
Gaziantep ve Konya, sıfır karbon binalara hazırlanıyor
KYB, 512 milyon dolar olan RES desteğini 822’ye çıkaracak
Karadeniz ve Akdeniz’de keşif için yeni kuyular açılacak
400’den fazla yerli firma Akkuyu NGS için üretim yapıyor
Salgın bitse de esnek çalışma kalacak
Müşteri ilişkilerinde “yapay zeka destekli akıllı asistan” dönemi başlıyor
İstatistik
Sosyal Medya

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaşında<br />

E N E R Jİ PANORAMA<br />

Dergiyi PDF okumak için...<br />

Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı • Yıl: 9 • Sayı: 96 • TEMMUZ <strong>2021</strong><br />

Vadeli Elektrik Piyasası<br />

yatırımcının riskini azaltacak<br />

SANAYICIYI<br />

“SON KAYNAK TARIFESI”<br />

ÇARPIYOR<br />

Sıfır karbon beklentilerinde<br />

makul bir duruş<br />

Gaziantep ve Konya, sıfır<br />

karbon binalara hazırlanıyor


HER TÜRLÜ ‹HT‹YACA UYGUN<br />

KARBON NÖTR ÜRÜNLER<br />

SHELL MADEN‹ YA∕LAR<br />

PORTFÖYÜNDE!<br />

C<br />

M<br />

Y<br />

CM<br />

MY<br />

CY<br />

CMY<br />

K<br />

Karbon nötr ürünlerimiz, yüksek performans<br />

ve koruma sa¤lamaya devam ederken ayn› zamanda<br />

müterilerimizin karbon emisyonlar›n› önleyerek, azaltarak<br />

hatta s›f›rlayarak onlar›n sürdürebilirlik hedeflerine ulamalar›na<br />

yard›mc› olacakt›r.<br />

SHELL<br />

MADEN‹ YA∕<br />

ÇÖZÜMLER‹


İçindekiler<br />

24 34<br />

Vadeli Elektrik Piyasası ile yatırımcının<br />

finansal riski azalacak<br />

1 Haziran tarihinde devreye giren Vadeli Elektrik Piyasası, sektörde yeni bir<br />

dönemin kapısını açtı. VEP’in açılış töreninde bir konuşma yapan <strong>Enerji</strong> Bakanı<br />

Dönmez, “Tezgah üstü piyasalar dediğimiz, organize olmayan, regüle edilmemiş<br />

yani bir borsa yoluyla yapılmayan işlemlerden doğabilecek bütün riskleri<br />

ortadan kaldırıyoruz.<br />

“Yeni yenilenebilir enerjiler, fosil yakıtlı<br />

enerji santrallerinden daha ucuz”<br />

2020 yılında küresel yenilenebilir enerji üretimine eklenen 162 GW’lık<br />

kapasitenin, fosil yakıtla çalışan en ucuz santralden bile daha düşük<br />

maliyete sahip olduğu belirlendi. IRENA’nın “Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Elektrik<br />

Üretimi Maliyetleri 2020” raporuna göre; yeni güneş ve rüzgar projeleri,<br />

mevcut kömür yakıtlı elektrik santrallerinden daha ucuz ve sürdürülebilir<br />

konumda bulunuyor.<br />

SANAYICIYI<br />

“SON KAYNAK TARIFESI”<br />

ÇARPIYOR<br />

30


54<br />

Karadeniz ve Akdeniz’de<br />

keşif için yeni kuyular açılacak<br />

4. Türkiye <strong>Enerji</strong> ve Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde bir konuşma yapan<br />

<strong>Enerji</strong> Bakanı Dönmez, “Sismik çalışmalardan elde ettiğimiz verilere göre<br />

Karadeniz’den ümitliyiz, ilave rezervler bulacağımızı düşünüyoruz” dedi.<br />

Dönmez, Akdeniz konusunda ise “Yavuz sondaj gemisini uzun süreli bakıma<br />

aldık. Bittikten sonra tekrar orada sondajlara başlayacağız. Karadeniz’de olduğu<br />

gibi orada da yeni keşifler yapma ihtimalimiz yüksek” bilgisini verdi…<br />

60<br />

Salgın bitse de esnek çalışma kalacak<br />

Esnek çalışma modeli artık her işverenle çalışanın hayatında önemli bir konuma<br />

geçti. TÜBİTAK’ın desteğiyle İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen<br />

“Esnek Çalışma Yönetim Sistemi Geliştirme Projesi” kapsamında yapılan<br />

araştırma sonuçlarında, yeni normalleşme dönemiyle çalışma şekillerinin<br />

değişkenlik gösterdiği vurgulandı. Araştırmada özellikle uzaktan çalışma, başka<br />

şehir ve ülkeden çalışma ile butik ofislerin gündeme alınacağı belirtildi<br />

Pano.....................................................................8<br />

Kariyer................................................................16<br />

Yatırım................................................................18<br />

Gaziantep ve Konya, sıfır karbon<br />

binalara hazırlanıyor.......................................... 46<br />

KYB, 512 milyon dolar olan<br />

RES desteğini 822’ye çıkaracak......................... 48<br />

Vadeli Elektrik Piyasası ile yatırımcının<br />

finansal riski azalacak.........................................24<br />

Şirketler için ‘yeşil dünyanın’ kapılarını<br />

YEK-G açacak.......................................................28<br />

Sanayiciyi “son kaynak tarifesi” çarpıyor............30<br />

“Yeni yenilenebilir enerjiler, fosil yakıtlı<br />

enerji santrallerinden daha ucuz”..................... 34<br />

Sıfır karbon beklentilerinde makul bir duruş.....38<br />

“Salgın sonrası daha yeşil bir<br />

dünyaya yelken açmak”......................................42<br />

Karadeniz ve Akdeniz’de keşif<br />

için yeni kuyular açılacak................................... 54<br />

400’den fazla yerli firma<br />

Akkuyu NGS için üretim yapıyor.........................57<br />

Salgın bitse de esnek çalışma kalacak............... 60<br />

Müşteri ilişkilerinde “yapay zeka<br />

destekli akıllı asistan” dönemi başlıyor..............62<br />

İstatistik............................................................. 64<br />

Sosyal Medya.................................................... 68


<strong>Enerji</strong>nin gündemi yine maliyetler…<br />

editör<br />

Elektrik ve doğal gazda, zam baskısının<br />

yoğunlaştığı bir döneme<br />

girildi. Artan maliyetler nedeniyle<br />

doğal gaz ve elektriğe art arda zamlar yapılıyor.<br />

Ancak yapılan çift haneli artışların<br />

da yeterli olmayacağı, yıl sonuna kadar<br />

birkaç kez daha zam olacağı beklentisi<br />

hakim. <strong>Enerji</strong> faturasının kabarması, aile<br />

bütçelerini etkileyecek ama daha büyük<br />

sorunu sanayiciler yaşıyor.<br />

Üreten, istihdam yaratan ve Avrupa ve<br />

diğer bölgelerdeki üreticilerle rekabet<br />

içinde olan sanayiciyi, bir yandan zamlar,<br />

diğer yandan da “son kaynak tedarik<br />

tarifesi” zorluyor. Sanayici, bir süredir<br />

“son kaynak tarifesi”nin, EPDK’nın<br />

açıkladığı tüketici tarifelerinin üzerine<br />

çıkması nedeniyle elektrik için daha çok<br />

para ödemek zorunda kalıyor. Sanayicinin,<br />

bu konuda rahatsızlığı da giderek büyüyor.<br />

Sanayicilerin, Ankara’da enerji yönetimine<br />

taleplerini ve beklentilerini ilettikleri ifade<br />

ediliyor. Bu konuda kamunun nasıl bir<br />

karar vereceği merak konusu. Gerçekten<br />

de çetrefilli bir durum, bir yandan kamu,<br />

artık enerjide sübvansiyonun getirdiği<br />

yükü üstlenmek istemiyor bir yandan da<br />

ülke ekonomisinin büyümesi için sanayici<br />

lehine düzenleme yapılması gerekiyor.<br />

Kuraklık nedeniyle HES’lerden elde edilen<br />

elektrik miktarının düşmesi, ikame olarak<br />

doğal gaz santrallerinin devreye girmesi<br />

de elektrik maliyetlerini yükseltiyor.<br />

Üzerine döviz kurlarındaki oynaklık<br />

eklenince kamunun karşısında tam olarak<br />

bir santranç tahtası var. Nasıl bir hamle<br />

yapılacağını birlikte göreceğiz.<br />

Öte yandan dünyada enerjinin gündemi<br />

iklim değişikliği, sıfır karbon hedefi ve<br />

enerjide dönüşüm… Konu ile ilgili art<br />

arda raporlar hazırlanıyor, gelişmiş ülkeler<br />

kesenin ağzını açıyor. Evet dönüşüm<br />

büyük bir hızla başladı ama beraberinde<br />

adaletsizliği de getiriyor. Bu sayımızda<br />

konuk yazar olarak yer alan TESPAM<br />

Başkanı Oğuzhan Akyener, konuya<br />

başka bir açıdan bakan görüşlerini siz<br />

okurlarımız için kaleme aldı. İlginizi<br />

çekeceğini düşünüyoruz.<br />

Bu sayımızda mevzuatla ilgili fazlaca<br />

haber var. <strong>Enerji</strong> Bakanlığı ve EPDK,<br />

enerji piyasasının daha da liberal bir<br />

hale gelmesi için yeni düzenlemelere<br />

imza attı. Vadeli İşlem Piyasası ve<br />

YEK-G düzenlemesi, enerjide dönüşüm<br />

ve yatırımlar için önemli adımlar olarak<br />

görülüyor.<br />

Kısaca yine zengin bir içerikle<br />

karşınızdayız. Bu ay ilk defa ‘yeni normal’<br />

koşullarına uygun bir bayram geçireceğiz.<br />

Hepimiz için keyifli bir mola olacağını<br />

düşünüyoruz.<br />

İyi bayramlar dileriz…<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

TÜRKİYE ENERJİ VAKFI<br />

İKTİSADİ İŞLETMESİ<br />

TENVA İktisadi İşletmesi<br />

Yetkilisi Aycan Kızıldağ<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Esengül Erkan<br />

esenerkan@tenva.org<br />

Haber Merkezi<br />

Deniz Suphi • Mahir Arslan<br />

Neşet Hikmet • Z. Işık Adler<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Dr. Fatih Cemil Özbuğday<br />

Dr. Fehmi Tanrısever<br />

Dr. Kürşad Derinkuyu<br />

Serhan Ünal<br />

Abone / Reklam<br />

info@tenva.org<br />

Kurumsal Ab. Bir. Fiyat: 15 TL<br />

Yayın İdare Merkezi<br />

Alternatif Plaza, Kızılırmak<br />

Mah. 1446. Cad. No:12/37<br />

Kat: 10 Çukurambar / Ankara<br />

T: +90 312 220 00 59<br />

Kuruluş Yılı: 2013<br />

Tasarım<br />

Kasım Halis<br />

Yayın Türü<br />

YAYGIN SÜRELİ YAYIN TÜM<br />

TÜRKİYE’DE<br />

Yayın Tarihi<br />

15 <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong><br />

ISSN<br />

2757-5799<br />

<strong>Enerji</strong> <strong>Panorama</strong> Dergisi, Türkiye <strong>Enerji</strong><br />

Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından<br />

yayımlanmaktadır. Dergide yer alan yazı,<br />

fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi<br />

malzemeler kaynak göstermek koşulu ile<br />

kullanılabilir. Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı İktisadi<br />

İşletmesi, Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı'nın iktisadi<br />

işletmesidir


“İşimin <strong>Enerji</strong>si” ile sen de işinin enerjisini ve<br />

verimliliğini artır, işine güç kat.<br />

Güneş enerjisi sistemleri, enerji verimliliği uygulamaları, elektrikli araç şarj<br />

istasyonu yönetimi ve yeşil enerji sertifikasyonuna kadar birçok çevre dostu ve<br />

sürdürülebilir enerji çözümüyle hizmetinizdeyiz.<br />

Detaylı bilgi için: enerjisa.com.tr


PANO<br />

Aycan Kızıldağ<br />

<br />

ENERJISA’NIN ÇOCUKLAR IÇIN<br />

HAZIRLADIĞI PROJE SOSYAL<br />

FAYDA ÖDÜLÜ KAZANDI<br />

<strong>Enerji</strong>sa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, Ayedaş<br />

ve Toroslar EDAŞ tarafından, çocuklarda enerji<br />

tasarrufu konusunda farkındalığı artırma amacıyla<br />

hayata geçirilen “<strong>Enerji</strong>mi Koruyorum” projesi,<br />

4. <strong>Enerji</strong> ve Doğal Kaynaklar Zirvesi’ndeki<br />

‘<strong>Enerji</strong>miz Geleceğimiz Ödülleri’ kapsamında,<br />

Sosyal Fayda ödülünü kazandı. 2010 yılından itibaren<br />

toplamda 330 <strong>Enerji</strong>sa çalışanının gönüllü<br />

katkısıyla tiyatro oyunu içerikli eğitimlerle hayata<br />

geçirilen proje, <strong>Enerji</strong>sa Dağıtım Şirketleri’nin<br />

faaliyet gösterdiği 14 ildeki 300 binin üzerinde<br />

çocuğa ulaştı.<br />

Proje kapsamında 2016 yılında bir de mobil oyun<br />

geliştirildi. Söz konusu mobil oyun, Türkiye’deki<br />

tüm çocukların enerji tasarrufu farkındalığını<br />

artırmak üzere kullanıma sunuldu ve son güncellemenin<br />

ardından salgın sürecinde toplam 18<br />

bin indirilme sayısına ulaştı. Ardından projenin<br />

dijital kanallara uyarlanması ve yapılan iletişim<br />

çalışmalarıyla projede yaklaşık 5,5 milyon erişim<br />

sağlandı.<br />

“<strong>Enerji</strong>mi Koruyorum” projesine verilen Sosyal<br />

Fayda ödülünü, <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanı<br />

Fatih Dönmez, <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> CEO’su Murat<br />

Pınar’a takdim etti. 2017 yılında Avrupa Stevie<br />

Ödülleri’nde “Avrupa Yılın Sosyal Sorumluluk<br />

Programı” kategorisinde ödül kazanan proje,<br />

2018 yılında Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk<br />

Derneği’nin düzenlediği Sürdürülebilir Kalkınma<br />

Akademi Ödülleri’nde “Sorumlu Tüketim<br />

ve Üretim” kategorisinde de ödül almıştı.<br />

AKSA ENERJI 2020<br />

SÜRDÜRÜLEBILIRLIK<br />

RAPORU’NU YAYINLADI<br />

2015 yılından bu yana küreselleşme yolunda önemli<br />

adımlar atan ve Türkiye’nin yanı sıra KKTC, Gana,<br />

Madagaskar ve Mali’de enerji santralleri bulunan<br />

Aksa <strong>Enerji</strong>, global arenadaki yolculuğuna yeni yatırımlarla<br />

devam ederken sürdürülebilirlik odaklı<br />

çalışmalarını hızla sürdürüyor. Aksa <strong>Enerji</strong>’nin sürdürülebilirlik<br />

performansını, en az finansal performans<br />

kadar önemsediklerini söyleyen Aksa <strong>Enerji</strong><br />

Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cemil Kazancı,<br />

“Ekonomik, çevresel ve sosyal kalkınmayı önceliklendiren<br />

iş modelimiz kapsamında 2014’te başladığımız<br />

sürdürülebilirlik çalışmalarımızla sektörde<br />

örnek uygulamalara imza atıyoruz. 2015’ten bu<br />

yana yer aldığımız BIST Sürdürülebilirlik Endeksi,<br />

2015’te imzaladığımız iklim değişikliğiyle mücadelede<br />

önlemler talep eden şirketler tarafından<br />

dünyaya yapılan bir bildiri olan The Trillion Tonne<br />

Communiqué ve yine 2017 yılında imzaladığımız<br />

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi<br />

de sürdürülebilirlik alanındaki taahhütlerimizin<br />

göstergeleri. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin<br />

10 ilkesiyle uyumlu hareket ediyor ve<br />

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının<br />

yedisine katkı sağlıyoruz” dedi.<br />

Aksa <strong>Enerji</strong>’nin sürdürülebilirlik raporunda öne çıkan<br />

noktalara değinen Kazancı, “Şebeke<br />

suyu kullanımımızı 2019 yılına<br />

göre yüzde 39 azalttık. 565 bin 268<br />

ton tehlikesiz atığın, 3 bin 323 ton<br />

tehlikeli atığın geri dönüşümünü<br />

sağladık. Faaliyetlerimizde kullandığımız<br />

558 bin 716 m³<br />

suyu geri kazandık. 2020<br />

yılında 2,3 milyon TL’lik<br />

çevre yatırımı gerçekleştirmenin<br />

yanı sıra çalışanlarımıza<br />

114 kişi*saat çevre<br />

yönetim sistemi eğitimi<br />

gerçekleştirdik” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

8 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO <br />

AYDEM PERAKENDE, TURKEY<br />

CUSTOMER EXPERIENCE<br />

AWARDS’DE ÜÇ ÖDÜL ALDI<br />

Uluslararası arenada müşteri deneyimi yarışmaları<br />

düzenleyen Awards International’ın, Türkiye’de<br />

düzenlediği CX Turkey Customer Experience<br />

Awards <strong>2021</strong> yarışmasında Aydem Perakende,<br />

müşteri deneyimi profesyonellerin oluşturduğu<br />

bir jüri tarafından yapılan değerlendirmeler<br />

sonucunda; “Kovid-19 Krizi Sırasında Çalışan<br />

Deneyimi” kategorisinde birincilik, “Müşteri<br />

Deneyimi Dönüşümü” kategorisinde ikincilik ve<br />

“En İyi Müşteri Deneyimi Stratejisi - İş Hayatında<br />

+25 Yıl” kategorisinde üçüncülük ödüllerini almaya<br />

hak kazandı.<br />

CX Turkey Customer Experience Ödülleri hakkında<br />

açıklama yapan Aydem Perakende Genel<br />

Müdürü Çağdaş Demirağ, “Değişim ve dönüşüm<br />

sürecimizde; müşterilerimize sunduğumuz deneyimi<br />

artırarak iyileştirmek, canlı tuttuğumuz<br />

kültürel değerlerimizi güçlendirmek her zaman<br />

önceliğimiz ve odak noktamız oldu. 2020 yılında<br />

hep birlikte olağanüstü bir yıl yaşadık. Kurum<br />

olarak salgın başlar başlamaz önceliğimizi<br />

müşterilerimizin ve çalışma arkadaşlarımızın<br />

sağlığı olarak belirledik. Bu doğrultuda attığımız<br />

adımların karşılığında “Kovid-19 Krizi Sırasında<br />

Çalışan Deneyimi” kategorisinde birinciliğe<br />

layık görülmek bizi ayrıca mutlu etti. Müşteri<br />

deneyimini merkezimize alarak geliştirdiğimiz,<br />

çalışanlarımızın da benimseyerek ve inanarak<br />

sahiplendiği yenilikçi politikalarımızla birlikte<br />

başardık. Birbirine güvenen, bağ kuran, daima<br />

iletişimi ön planda tutan çalışma arkadaşlarımla<br />

güçlü bir takım oluşturduk” dedi.<br />

TÜPRAŞ’TA EMNIYETLI ÇALIŞMA<br />

IÇIN ROBOTLAR IŞ BAŞINDA<br />

Dijital dönüşüm yolculuğu kapsamında, enerji<br />

sektöründe yenilikçi ve öncü uygulamalara imza<br />

atan Tüpraş; içi petrol dolu, derin depolama tanklarında<br />

ve metrelerce yükseklikte bulunan ekipmanların<br />

periyodik kontrollerinde robotları çalıştırıyor.<br />

Online Tank Robotik Kontrol Yöntemi ile<br />

depolama tankları servis dışı yapılmadan kontrol<br />

edebiliyor. Şirket, böylece iş süreçlerini emniyetli<br />

çalışma açısından daha da güçlendiriyor.<br />

Metrelerce yukarılara ulaşan ekipmanların periyodik<br />

kontrolleri kapsamında, kaldırma ekipmanları<br />

veya yapı iskeleleri aracılığıyla insan<br />

gücüyle yapılan teknik kontroller görsel ve özel<br />

sensörlerle donatılmış robotlarca üstlenilerek;<br />

riskleri ortadan kaldıran emniyetli bir ortam sağlanıyor.<br />

Bu sayede normalde erişimi zor olan yüksekteki<br />

boru hatları ve ekipmanların kalınlıkları<br />

da kolaylıkla ölçülebiliyor.<br />

“Drone ile Uzaktan Görsel Muayene” yönteminde,<br />

robotik teknolojiler içerisinde özel donanımlı ve<br />

kullanım alanına özgü kontrol yazılımı bulunduran<br />

kapalı alan için tasarlanan bir drone kullanılıyor.<br />

Yükseklik boyutları 5 ila 40 metre arasında<br />

değişkenlik gösteren basınçlı ekipmanlarla 15-18<br />

metre derinlikteki petrol depolama tanklarında<br />

insan yerine çalışan robotlar, kapalı alanlarda<br />

insan iş gücünü en aza indirerek sürecin risk ve<br />

zorluklarını ortadan kaldırıyor.<br />

Drone ile yapılan uzaktan görsel muayene çalışmasında,<br />

kapalı alandaki ekipmanın her noktasından<br />

alınan yüksek çözünürlüklü görseller ve<br />

sensör verileri değerlendirilerek, 3 boyutlu modelleme<br />

ile detaylı incelemeler gerçekleştirilebiliyor.<br />

10 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

SOCAR’IN BINALARI<br />

ENERJISINI<br />

'YEŞİL'DEN ALACAK<br />

SOCAR Türkiye, Vadistanbul’daki genel<br />

merkez ve iştiraklerine ait 4 yönetim binası,<br />

10 istasyon, 2 depo ve depolama tesisi,<br />

3 acil müdahale birim ofisi, 2 vana<br />

grubu ve 1 arşiv binası olmak üzere toplam<br />

22 tüketim noktasında kullanılan<br />

elektriği ‘yeşil enerji’den karşılayacak.<br />

SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov,<br />

“Grubumuzun stratejik öncelikleri<br />

arasında sürdürülebilirlik başlığı altında<br />

düşük karbon, döngüsel ekonomi ve<br />

çevre dostu operasyonların geliştirilmesi<br />

bulunuyor. Sürdürülebilir enerjide<br />

elektriğin hangi kaynaktan üretildiği,<br />

tüketiciler ve kurumlar için artık çok<br />

daha önemli. SOCAR Türkiye olarak biz<br />

de bu yönde bir adım attık ve iştiraklerimizin<br />

merkezlerinin de bulunduğu<br />

4 yönetim binasıyla birlikte toplam 22<br />

tüketim noktasında tükettiğimiz elektriği<br />

yeşil enerjiye dönüştürmeye karar<br />

verdik. <strong>2021</strong> yılında İstanbul’daki genel<br />

merkezimiz de dahil tüm bu noktalarda<br />

tüketilen elektriğin toplam 14,5 milyon<br />

kilovat saati bulacağı düşünüldüğünde,<br />

her yıl yaklaşık bu kadarlık elektrik tüketimimizin<br />

artık yenilenebilir kaynaklardan<br />

karşılanacağını söyleyebiliriz”<br />

dedi.<br />

Öte yandan SOCAR Türkiye’nin iştiraki<br />

olarak doğal gaz ve elektrik satışı yaparak<br />

müşterilerinin enerji çözüm ortağı<br />

olan SOCAR <strong>Enerji</strong> Ticaret A.Ş, nihai<br />

tüketicilerin karbon ayak izlerini azaltmak<br />

ve nötrleştirmek adına yenilenebilir<br />

enerji kaynağından üretilen ve Uluslararası<br />

Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Sertifikası<br />

(I-REC) ile belgelendirilmiş yeşil enerji<br />

ve Gold Standard, VCS gibi uluslararası<br />

karbon sertifikası satışlarına başladı.<br />

SHELL FİLOPLATFORM<br />

MÜŞTERİLERİNİN SAĞLIKLARI<br />

GÜVENCE ALTINDA<br />

Shell FiloPlatform, zenginleştirilen yeni özelliğiyle artık<br />

şirket aracı kullanan çalışanların sağlığını da güvence<br />

altına alıyor. Salgın döneminde önemini daha da çok anladığımız<br />

sağlık konusunda sürücülerin hem yolculukları<br />

sırasında hem de yolculuk dışında yaşayabilecekleri acil<br />

sağlık desteği gerektiren durumlarda ulaşabilecekleri acil<br />

sağlık hizmetleri ve tıbbi danışmanlık desteği sağlayan<br />

‘Sağlığım Güvende’ hizmeti Shell FiloPlatform çatısına<br />

dahil edildi.<br />

Yeni uygulama ile Shell FiloPlatform müşterileri, 444 12<br />

12 Medline alarm merkezi numarasını arayarak veya mobil<br />

uygulamayı kullanarak haftanın 7 günü 24 saat görevli<br />

Medline doktorlarından tıbbi danışmanlık alabiliyor.<br />

Acil Sağlık Hizmetleri güvencesi dahilinde herhangi bir<br />

kaza durumunda ya da Kovid-19 belirtisi de olan yüksek<br />

ateşin (39,5 derece üzeri) de dahil olduğu 32 acil durum<br />

parametre kapsamında bulunan acil durumlardan birinin<br />

meydana gelmesi halinde Medline acil sağlık hizmetlerinden<br />

ücretsiz olarak faydalanabiliyor.<br />

Shell & Turcas Filo Çözümleri Direktörü Hakan Burak Güner<br />

iş birliğiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Topluma karşı<br />

sorumluluk bilinciyle salgın sürecini çalışanlarımız,<br />

müşterilerimiz, iş ortaklarımız ve bütün paydaşlarımızla<br />

sağlıklı olarak geçirmek en önemli önceliğimiz. Bu kapsamda,<br />

Shell’in insan ve güvenlik odaklı bakış açısıyla<br />

pandemi döneminde önemi daha da artan böyle bir sağlık<br />

hizmetini sağlamaktan ve acil durumlarda da müşterilerimizin<br />

yanlarında olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz”<br />

dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 11


PANO<br />

OPET’TE KAĞIT SLIP<br />

DÖNEMI SONA ERIYOR<br />

Çevre bilincini toplumun geneline yaymayı<br />

hedefleyen OPET, Yeşil Yol Projesi’ni 2004<br />

yılından bu yana “Yeşili kaybeden, yaşamı<br />

kaybeder” sloganıyla sürdürüyor. OPET, şimdi<br />

de Yeşil Yol projesi kapsamında doğaya katkı<br />

sağlayacak yeni bir uygulamaya daha imza attı.<br />

Şirket, tüm Türkiye’deki istasyonlarında “Opet<br />

Kart” ile yapılan akaryakıt işlemlerinde kazanılan<br />

yakıt puan veya harcama bilgilerine ait kağıt<br />

slip basımını durdurarak elde edilecek tasarrufla<br />

Yeşil Yol projesi kapsamında ağaçlandırma çalışmaları<br />

gerçekleştirilecek. Ağaçlandırma çalışmasının<br />

ilk durağı İzmir oldu. İzmir Menemen’de<br />

bulunan Opet Market ve Akaryakıt İşletmeciliği<br />

A.Ş. istasyonunda 6 bin 100 m2 alanda top<br />

akasya, leylandi, alev ağacı, bodur ateş dikeni ve<br />

güllerden oluşan toplam 1.170 adet fidan dikildi.<br />

OPET müşterileri Opet Kart ile yaptıkları işlemlere<br />

dair bilgilere kağıt slip yerine artık istasyonlardaki<br />

Teknopod cihazlarından, Opet Mobil<br />

uygulamasından, Opet Online İşlem Merkezi<br />

ve 6738 SMS kanalından ulaşabilecek. Tüm faaliyetlerinde<br />

sürdürülebilirliğe ve gelecek nesillere<br />

daha yaşanabilir bir dünya bırakmaya<br />

odaklandıklarını belirten OPET Genel Müdürü<br />

Cüneyt Ağca, “İstasyonlarımızda kağıt slip<br />

devrini kapatıyor, yerine fidanlar dikiyoruz.<br />

Hedefimiz daha yeşil bir Türkiye. Kağıt slip basımına<br />

son verme kararımızı şirket içinde oluşturduğumuz<br />

proje gruplarından<br />

çıkan bir fikir doğrultusunda<br />

geliştirdik. Yeşil Yol Projesi ile<br />

bugüne dek istasyonlarımızda<br />

ve belediyelerce belirlenen<br />

ağaçsız alanlarda, 1 milyonun<br />

üzerinde bitki dikimi gerçekleştirdik.<br />

İstasyonlarımızı ve<br />

çevresini, şehir merkezlerindeki<br />

park ve bulvarları yeşillendirdik.<br />

İl çevrelerinde<br />

OPET ormanları kurduk”<br />

diye konuştu.<br />

PETROL OFISI,<br />

AKARYAKITTAKI<br />

LIDERLIĞINI SÜRDÜRDÜ<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Petrol<br />

Piyasası 2020 Yılı Sektör Raporu’nu yayımladı.<br />

Raporda yer alan ‘2019 ve 2020 Yıllarında<br />

Toplam Yurtiçi Satışların Karşılaştırılması’ tablosuna<br />

göre; 2019 yılında yaklaşık 26.8 milyon<br />

ton olan pazar büyüklüğü, 2020 yılında salgının<br />

da etkisiyle yüzde 1.37 daralarak, yaklaşık 26.4<br />

milyon ton olarak gerçekleşti. Petrol Ofisi, 2020<br />

yılında 26 milyon 372 bin 288 ton olarak gerçekleşen<br />

pazarda, 6 milyon 223 bin 952 tonluk satışla<br />

pazar payını yüzde 23.60’ya taşıdı.<br />

Türkiye’ye her koşulda hizmet etmeye, katkı sağlamaya<br />

devam etmeyi bir görev addettiklerini<br />

belirten Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, “Salgın<br />

koşullarına karşın elde ettiğimiz bu yılki liderliğimizin<br />

özel başka bir önemi daha var. Çünkü<br />

2015 yılında 2 bin 300 istasyonla elde edilen pazar<br />

payını, 2020 yılında çok daha az, ortalama<br />

1.800 civarındaki istasyon sayımızla elde ettik.<br />

Petrol Ofisi, 80 yıldır olduğu gibi bundan sonra<br />

da her alanda lidere yakışır bir şekilde sektörüne<br />

örnek olmaya, Türkiye’nin en büyük 3 şirketinden<br />

biri olarak ülkesine hizmet etmeye ve katkı<br />

sağlamaya devam edecektir. Tüm bunları gerçekleştirecek,<br />

büyüklük, güç, ruh ve azme sahibiz”<br />

değerlendirmesini yaptı.<br />

12 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Jeotermal<br />

kaynaklarımızdan<br />

‘temiz enerji’<br />

üretiyoruz<br />

Türkiye, jeotermal enerji kurulu<br />

gücünde Avrupa’da birinci, dünyada<br />

dördüncü sırada yer alıyor.<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> olarak, Manisa,<br />

Salihli’deki jeotermal santrallerimizde<br />

yılda yaklaşık 500 milyon kWh<br />

elektrik üreterek, yenilenebilir<br />

enerjide ülkemizi dünyada üst sıralara<br />

taşımanın gururunu yaşıyoruz.<br />

Salihli JES-1, JES-2 ve JES-3<br />

santrallerimizde ürettiğimiz<br />

enerjiyle, ortalama 200 bin<br />

hanenin elektrik ihtiyacını<br />

karşılayarak, yeşil enerjiyi<br />

evlere taşıyoruz.<br />

*Sanko <strong>Enerji</strong>, rüzgâr, hidroelektrik ve jeotermal kaynaklardan yüzde yüze yenilenebilir enerji üretmektedir.


PANO<br />

LIMAK’IN EFQM MODELI<br />

KALITE BÜYÜK ÖDÜLÜ’NE<br />

LAYIK GÖRÜLDÜ<br />

Yönetim modeli olarak EFQM Modelini esas alan<br />

Limak <strong>Enerji</strong>, Kalite Büyük Ödülü’ne layık görüldü.<br />

Kurumdan yapılan açıklamada, elektrik perakende<br />

satış şirketleri arasında bu belgeyi alan<br />

ilk şirket olmanın önemine vurgu yapıldı. Şirket,<br />

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Bursa Şubesi tarafından<br />

Kalite Büyük Ödülü’ne layık görüldü.<br />

Çevrim içi düzenlenen 18. Kalite ve Başarı<br />

Sempozyumu’nun ardından gerçekleştirilen<br />

Bursa Kalite Ödülleri Töreni’nde Limak <strong>Enerji</strong>’nin<br />

ödülünü genel müdürü Ali Erman Aytac’a takdim<br />

edildi. Ödülle ilgili görüşlerini paylaşan Limak<br />

<strong>Enerji</strong> Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman<br />

Aytac, şunları söyledi: 4 yıl önce kalite yolculuğumuzun<br />

ilk adımını EFQM modelini uygulamaya<br />

karar vererek, Türkiye Kalite Derneği’ne üye<br />

olarak atmıştık. Daha sonra KalDer öncülüğünde<br />

yürütülen Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’ni<br />

imzalamıştık. Yönetim yapısı, insan<br />

kaynakları, iş stratejileri ve iş birliklerini geliştirmek,<br />

paydaşlarımızın beklentilerini karşılayacak<br />

yüksek düzeyde performans sergilemek<br />

ve örnek bir şirket olmak hedefiyle yola çıkmıştık.<br />

Başarımızı Jüri Teşvik Ödülü, Başarı Ödülü<br />

ve 4 Yıldız Yetkinlik Belgesi ile tescillemiştik.<br />

Kalite Büyük Ödülü ile elektrik perakende satış<br />

şirketleri arasında bu ödüle layık görülen ilk<br />

şirket olduk. Kalite çalışmaları ve mükemmellik<br />

yolculuğu bitmeyen bir maraton, bu maratonda<br />

hep birlikte daha iyiye ulaşmak için çalışmaya<br />

devam edeceğiz.<br />

BORUSAN ENBW ENERJI,<br />

ÜNIVERSITELILERLE BULUŞTU<br />

Borusan Grup şirketlerinden Borusan EnBW <strong>Enerji</strong>,<br />

üniversite öğrencileriyle bir araya geldiği etkinliklerine<br />

devam ediyor. 4-6 Haziran’da İstanbul Teknik Üniversitesi<br />

(İTÜ) BEST İstanbul öğrenci kulübünün düzenlediği<br />

online kariyer etkinliği BEST İstanbul Data<br />

Hall ve veri analizi yarışması Datathon etkinliğinde<br />

platin sponsor olarak yer alan Borusan EnBW <strong>Enerji</strong>,<br />

etkinliğe içerik sağlayıcı ve jüri olarak destek verdi.<br />

Türkiye’nin dört bir yanından ve Avrupa’dan çeşitli<br />

üniversitelerden katılan lisans ve lisansüstü öğrencilerin,<br />

yenilenebilir enerji sektörü ile ilgili elektrik<br />

talebi ve üretim tahmini konularında belirlenen iki<br />

alternatif vakadan birini seçip veri biliminin farklı<br />

alanlarını kullanarak üzerinde çalıştığı 24 saatlik bir<br />

çevrimiçi yarışma olan BEST İstanbul Datathon’a bu<br />

yıl 22 takım ve 65 yarışmacı katıldı.<br />

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Borusan EnBW<br />

<strong>Enerji</strong> Genel Müdürü Enis Amasyalı, “<strong>Enerji</strong> sektörünün<br />

dönüşümü ve yenilenebilir enerjiye geçişin sağlanması<br />

pek çok ülkenin kalkınma politikaları açısından<br />

kritik ve acil gündemi oluşturuyor. Yenilenebilir<br />

enerji sektöründe bu dönüşümün sağlanması hibrit<br />

tesisler, depolama, hidrojen enerjisi ve e-mobilitenin<br />

entegrasyonu gibi pek çok yeni iş modelini beraberinde<br />

getiriyor. Bu anlamda sektör, tesis bakımından,<br />

yatırıma, satış ve ticaretten insan kaynaklarına pek<br />

çok alanda veri biliminin ve analizinin kullanıldığı<br />

birçok fırsat sunuyor. Gelecekte meslektaşımız olacak<br />

öğrencilerimizin bakış açılarını ve çözüm yollarını<br />

görmek bize ilham veriyor. Çeşitli etkinliklerde<br />

bir araya gelmeye ve yenilenebilir enerji sektörünün<br />

dijitalleşmesine yönelik çalışmalarımıza devam<br />

edeceğiz” dedi.<br />

14 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

CONSUS ENERJI HALKA ARZ YOLUNDA ILK ADIMI ATTI<br />

Global Yatırım Holding iştiraki Consus <strong>Enerji</strong><br />

esas sözleşmesinde halka arza yönelik değişiklik<br />

yapmak için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK)<br />

başvurdu. Yenilenebilir enerji üretiminin yanı<br />

sıra enerji hizmetleri ve verimliliği alanlarında<br />

faaliyet gösteren Consus <strong>Enerji</strong>, birleşik ısı ve güç<br />

sistemleri alanında (kojenerasyon / trijenerasyon<br />

) Yap-İşlet iş modeliyle Türkiye’nin en büyük kurulu<br />

gücüne sahip enerji hizmet firması (ESCo)<br />

olarak sektör lideri unvanını elinde tutuyor. Aynı<br />

zamanda Türkiye’nin önde gelen biyokütle enerji<br />

üreticilerinden biri olan Consus <strong>Enerji</strong>, 40 MW’ı<br />

biyokütle ve güneşten oluşan yenilenebilir kaynaklardan,<br />

kalan kısmı ise birleşik ısı ve güç tesislerinden<br />

oluşmak üzere toplam 94,1 MW’lık<br />

kurulu güce ulaştı.<br />

Ağırlıklı olarak tarımsal atıklardan enerji üretilen<br />

ve 12 MW’ı Aydın, 12 MW’ı Mardin ve 5,2 MW’ı<br />

Şanlıurfa tesisinden olmak üzere bu alanda 29,2<br />

MW’lık kurulu güce sahip olan Consus <strong>Enerji</strong>, Türkiye’nin<br />

önde gelen biyokütle enerji üreticileri<br />

arasında yer alıyor. Portföyündeki ilk güneş enerjisi<br />

santrali olan 10,8 MWp kurulu güce sahip tesisi<br />

2019 yılında Mardin’de faaliyete alan Consus<br />

<strong>Enerji</strong>, enerji hizmetleri ve verimliliği kapsamında<br />

gerçekleştirdiği kojenerasyon/trijenerasyon tesisleriyle<br />

Türkiye’de sekiz farklı noktada toplam<br />

54,1 MW kurulu güce sahip. Şirket, 2020 yılında<br />

elektrik, ısıtma ve soğutma dahil olmak üzere 461<br />

milyon kWh enerji üretti.<br />

LUKOIL ILE ASNAK, TAŞIMACILIK MALIYETLERINI<br />

YÜZDE 15 DÜŞÜRECEK<br />

Petrol ve gaz şirketi Lukoil, lojistik operasyonları<br />

için Asnak ile iş birliğine başladı. Platforma dahil<br />

olan şirket, taşımacılık ihtiyaçlarını yüzde 15<br />

tasarrufla karşılayabilecek. Lukoil ile varılan anlaşma<br />

kapsamında şirketin lojistik operasyonları<br />

Asnak platformu üzerinden gerçekleştirilebilecek.<br />

Platform içindeki online ihale hizmeti sayesinde<br />

Lukoil’in taşımacılık işlemlerinde şirket adına<br />

yüzde 15’e varan maliyet tasarrufu elde edilebilecek.<br />

Asnak Genel Müdür Yardımcısı Fırat Çivi, firmaların<br />

taşımacılık ihtiyaçlarını en uygun fiyatla<br />

karşılayarak kar maksimizasyonu sağlayabileceklerini<br />

kaydetti. Çivi, “Asnak, iş ortaklıklarını çeşitlendirerek<br />

büyümeye devam ediyor. Portföyümüzde<br />

bulunan petrokimya ve gıda başta olmak üzere<br />

farklı sektörlerden şirketlerle lojistik firmalarını<br />

verimlilik, düşük maliyet ve dijital süreç yönetimi<br />

paydalarında bir araya getiriyoruz. Firmalar,<br />

karşılaştırmalı fiyat seçeneklerine Asnak üzerinden<br />

minimum iş gücü ile en kısa zamanda ulaşıp<br />

en uygun teklifleri alabiliyorlar. Önümüzdeki dönemde<br />

iş birliklerimizi genişletmeyi hedefliyoruz”<br />

dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 15


KARİYER<br />

Aydın, Türkiye Kojenerasyon Derneği<br />

Başkanlığı’na yeniden seçildi<br />

Türkiye Kojenerasyon Derneği’nin 16 Haziran tarihinde yapılan 12. Olağan Genel Kurul<br />

toplantısında yeni yönetim belirlendi. İTÜ Maçka Tesisleri’nde gerçekleştirilen toplantıda<br />

dernek başkanlığına ENERKO Genel Müdürü Yavuz Aydın yeniden seçildi. Finn-<br />

Türker Genel Müdürü Emre Arıcan ve Sektörel Fuarcılık Genel Müdürü Feraye Gürel de<br />

başkan yardımcılığını üstlendi.<br />

Türkiye Kojenerasyon Derneği Başkanı Yavuz Aydın, yeni dönemde enerji sektöründe<br />

ve özellikle de kojenerasyon alanında kadın profesyonel varlığını artırmayı<br />

hedeflediklerini belirtti. Yeni yönetim şu isimlerden oluştu: Yavuz Aydın, Feraye<br />

Gürel, Emre Arıcan, Süha Işıklı, Merve Öztunç, Sabri Çakmak, Ali Kındap, Coşkun<br />

Özalp, Ömer Özdemir ve Atay Arpacıoğulları.<br />

İnci, PETDER’in yeni genel sekreteri oldu<br />

PETDER (Petrol Sanayi Derneği) Genel Sekreterliğine,<br />

Niyazi İlter’in emekliye ayrılmasıyla<br />

Köksal Onur İnci atandı. 8 yıldır PETDER Genel<br />

Sekreteri olarak görev yapan Niyazi İlter emekliye<br />

ayrılarak, görevini 15 Haziran <strong>2021</strong> itibariyle<br />

Köksal Onur İnci’ye devretti.<br />

PETDER Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel<br />

Yılmaz, yeni atama ile ilgili yaptığı değerlendirmede,<br />

“Yönetim kurulumuz, Sayın İnci’nin<br />

getireceği yeni ve güçlü enerji, komitelerimiz,<br />

deneyimli ve yetkin dernek çalışanlarımızla<br />

birlikte, PETDER olarak güçlü, güvenilir, etkin,<br />

saygın ve öncü bir dernek olarak sektörümüzün<br />

gelişmesi adına faaliyetlerimizi geliştirerek<br />

sürdürmeye devam edeceğiz. Sayın İnci’yi<br />

üstlendiği bu önemli görev için tebrik ediyor,<br />

kendisine başarılar diliyorum” dedi.<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği<br />

bölümü mezunu olan İnci, Hacettepe<br />

Üniversitesi’nde sayısal finansman üzerine<br />

yüksek lisans yaptı. <strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme<br />

Kurumu (EPDK) bünyesinde enerji uzmanı ve<br />

kurul üyesi danışmanı olarak 12,5 yıl çalışan<br />

İnci, yaklaşık 2 yıl boyunca Akkuyu Nükleer<br />

A.Ş. bünyesinde kamu kurumları ile ilişkiler<br />

direktörü görevini yürüttü.<br />

Osman Dinçbaş, Petkim’deki<br />

görevinden ayrıldı<br />

Petkim Petrokimya Holding AŞ’de Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi<br />

olan Osman Dinçbaş, istifa ederek bu görevinden ayrıldı. 2018 yılından<br />

bu yana bu görevde bulunan Dinçbaş, kariyerine 1984 yılında Ernst &<br />

Young’da başladı. Bu şirkette çeşitli pozisyonlarda uzun yıllar görev<br />

yapan Dinçbaş, 2003 yılında Ernst & Young Türkiye Genel Müdürü oldu.<br />

2011 yılında görevinden ayrılan Dinçbaş, 2004–2010 yılları arasında,<br />

art arda 3 dönem Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim<br />

Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Dinçbaş, bir dönem Hazine ve Maliye<br />

Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak da çalışmıştı.<br />

16 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

ÇEMAŞ, GÜNEŞIN ENERJISINI<br />

ÜRETIME YANSITACAK<br />

Işıklar <strong>Enerji</strong> ve Yapı Holding iştiraklerinden<br />

Çemaş Döküm Sanayi A.Ş’nin, Kırşehir’deki fabrika<br />

arazisinde yaklaşık 80 dönümlük alanda kurduğu<br />

Türkiye’nin ilk Bifacial (Çift yüzeyli) Güneş <strong>Enerji</strong>si<br />

Santrali’nde elektrik üretimine başlandı. 2 milyon 868<br />

bin dolara mal olan tesis, şirketin yıllık enerji tüketimi<br />

giderlerini 800 bin dolar azaltması bekleniyor.<br />

Çemaş Döküm Sanayi A.Ş, Türkiye’nin ilk Bifacial<br />

Güneş <strong>Enerji</strong>si Santrali’ni (GES) hizmete açtı. Şirketin<br />

Kırşehir’deki fabrika sahası içinde, 80 dönümlük<br />

alanda kurduğu 6 MW’lık son teknoloji GES tesisinin<br />

kabulü, TEDAŞ heyetince yapıldı. 2 milyon 868 bin dolara<br />

mal olan tesis, döküm fabrikasının gündüz saatlerinde<br />

tükettiği elektrik enerjisini güneş panelleriyle<br />

üretecek.<br />

Işıklar <strong>Enerji</strong> ve Yapı Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Rıza Kutlu Işık, santral yatırımının, Çemaş’ın<br />

sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması yolunda önemli<br />

bir kilometre taşı olacağını belirtti. Işık, hizmete alınan<br />

GES ile Çemaş’ın döküm faaliyetlerindeki ergitme<br />

safhasında yer alan indüksiyon ve döküm ocaklarında<br />

kullanılan yüksek miktarlardaki elektrik enerjisi maliyetlerini<br />

de düşüreceklerini söyledi.<br />

AKSA DOĞALGAZ, 573<br />

MILYON TL’LIK YATIRIM<br />

GERÇEKLEŞTIRDI<br />

Türkiye genelinde hizmet verdiği 27 il, 188 ilçe<br />

ve beldede 3,6 milyon aboneye ulaşan Aksa<br />

Doğalgaz, salgın döneminde en zor sorumluluklardan<br />

birini üstlendi ve milyonlara kesintisiz doğal gaz hizmetini<br />

sunmak için kahramanca çalıştı; aboneleri ihtiyaç<br />

duyduğunda yanlarında oldu, ülke ekonomisi için<br />

yükselişini sürdürdü.<br />

2020 yılı cirosunu bir önceki yıla göre yüzde 19<br />

artırarak 7,12 milyar TL’ye, özkaynaklarını ise yüzde<br />

77 artışla 1,21 milyar TL’ye ulaştırmayı başaran Aksa<br />

Doğalgaz, salgının yarattığı endişe ve belirsizlik ortamına<br />

rağmen uzun vadeli stratejiler izleyerek planlı<br />

yatırımlarına ara vermeden devam ettiğini belirtti.<br />

Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan,<br />

“Yıl içerisinde Türkiye’de dağıtılan toplam doğal gazın<br />

yaklaşık yüzde 22,9’una denk gelen 9,6 milyar m3<br />

doğal gaz dağıtarak, 27 ildeki 188 ilçede ve beldede<br />

yaşayan yaklaşık 3,6 milyon abonemizin hayatlarına<br />

dokunduk. Şebeke uzunluğumuzu bir önceki yıla göre<br />

yaklaşık yüzde 10 arttırdık. Faaliyet dönemi içerisindeki<br />

573 milyon TL yeni yatırımımızla faaliyetlerimize<br />

başladığımız 2002 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz<br />

yatırımların değeri 4,02 milyar TL’ye ulaştı” dedi.<br />

18 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

G7, FAKIR ÜLKELERE 100 MILYAR DOLARLIK FON SAĞLAYACAK<br />

İklim değişikliği, İngiltere, ABD, Kanada, Japonya,<br />

Fransa, Almanya ve İtalya liderlerinin katılmıyla<br />

gerçekleşen G7 zirvesinin ana gündem maddelerinden<br />

birisiydi. Ülkeler, öngörülen küresel sıcaklık artışını<br />

1,5 C’de tutmayı taahhüt etti.<br />

İklim değişikliği için harekete geçme konusunda<br />

fikir birliğine varan G7 ülkeleri, yoksul ülkelerin emisyonları<br />

azaltmalarına yardımcı olmak için daha önce<br />

taahhüt ettikleri yıllık 100 milyar dolarlık finansman<br />

ayırma kararlarını yineledi.<br />

Verilen bu vaadin ayrıntılarının sonuç bildirgesinde<br />

yer almaması çevre aktivistlerinin tepkisine neden<br />

oldu. Ülkeler, öngörülen küresel sıcaklık artışını 1,5<br />

C’de tutmayı taahhüt etti. Ülke liderleri tarafından<br />

açıklanan sonuç bildirisinde, “Gelişmiş ülkelerin 2025<br />

yılına kadar ortaklaşa bir biçimde kamu ve özel kaynaklardan<br />

yılda 100 milyar dolarlık finansman hedefini<br />

yeniden teyit ediyoruz” ifadeleri yer aldı.<br />

İngiltere’nin Cornwall bölgesinde gerçekleşen<br />

zirvede G7 liderleri, gelişmekte olan ülkelerin kömür<br />

tüketiminden vazgeçmeleri için de yardım sözü verdi.<br />

Buna göre G7 ülkeleri, gelişmekte olan ülkelere kömür<br />

santrallerinden vazgeçmeleri için 2,8 milyar dolara<br />

kadar finansman sağlayacak.<br />

KEBAN’IN TEKNOLOJISI YERLILEŞTIRILIYOR,<br />

VERIMLILIĞI ARTIYOR<br />

Türkiye’nin kamu elektrik şirketi Elektrik Üretim<br />

Anonim Şirketi EÜAŞ, portföyündeki en büyük<br />

elektrik üretim tesislerinden Keban Hidroelektrik<br />

Santrali’ni modernize ediyor. Sekiz üniteden oluşan<br />

Keban HES’in türbinleri yerli imkanlarla geliştirilen yenileri<br />

ile değiştiriliyor. Daha önce Keban HES’teki sekiz<br />

türbinden ikisini yeni geliştirilen yerli türbinle değiştiren<br />

EÜAŞ, son olarak santralin üçüncü türbinini de<br />

yeniledi.<br />

EÜAŞ yetkililerinin verdiği bilgiye göre, her biri 12<br />

milyon dolar bedelle ithal edilebilen jeneratörler yerli<br />

imkanlar ve Türk mühendisler eliyle 250 bin dolara<br />

üretildi. Böylece Türkiye, üretilen üç yerli jeneratör<br />

sayesinde 36 milyon dolarlık ithalat faturasından da<br />

kurtulmuş oldu. Şirket yetkililerinin verdiği bilgiye<br />

göre, EÜAŞ’ın Keban HES’te kullandığı yerli jeneratörler<br />

yüksek teknolojiye sahip. Bu yerli jeneratörlerle<br />

ünite başına yaklaşık yüzde 10’lara varan verimlilik<br />

artışı da sağlanıyor. Böylece yerli teknolojiyle daha<br />

ucuza ve daha fazla elektrik üretim imkanı yaratılmış<br />

oldu.<br />

Keban Hidroelektrik Santrali’ndeki türbin değişiklikleri,<br />

tesislerin toplam kurulu gücünü de arttırıyor.<br />

Keban HES’in daha önceki üçüncü jeneratörü 150<br />

MW kurulu güce sahipken yenisi 175 MW kapasiteli<br />

olarak üretilip monte edildi. EÜAŞ tarafından işletilen<br />

santrallerdeki yerlileştirme tamamlandığında toplam<br />

180 MW’lik kapasite artışı elde edilmiş olacak. EÜAŞ’a<br />

ait başka HES’lerdeki jeneratörlerin de ihtiyaç halinde<br />

yenilenmesi hedefleniyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 19


YATIRIM<br />

HINTLI RELIANS INDUSTRIES YEŞIL ENERJIYE<br />

10 MILYAR DOLAR YATIRIM YAPACAK<br />

YEDAŞ’IN BU YILKI YATIRIM HEDEFI 580 MILYON LIRA<br />

Hintli milyarder Mukesh Ambani’nin şirketi Reliance<br />

Industries Ltd., açıkladığı “Yeşil Vizyon”<br />

planı kapsamında 3 yıl içinde yeşil enerjiye 750 milyar<br />

Rupi (10 milyar dolar) yatırım yapacak. Reliance’ın<br />

tamamen entegre, uçtan uca bir yenilenebilir enerji<br />

ekosistemi oluşturacağını belirten Ambani hissedarlara<br />

yaptığı açıklamada, Hindistan’ın Gujarat Eyaleti’nde<br />

dört “giga fabrika” kurmak için 600 milyar<br />

Rupinin üzerinde yatırım yapacağını açıkladı. Ambani<br />

ayrıca, petrol ve gaz arama ve üretim sektörleri de dahil<br />

olmak üzere değer zincirine, ortaklıklara ve gelecekteki<br />

teknolojilere 150 milyar Rupi daha ek yatırım<br />

yapacaklarını kaydetti.<br />

Dünyanın en büyük petrol rafine tesisini işleten<br />

ve gelirlerinin yüzde 60’ını petrol rafinerileri ve<br />

petrokimyadan elde eden Reliance Industries yeşil<br />

enerji yatırımlarını, solar modüller, hidrojen, yakıt<br />

hücreleri ve elektrik depolamak için bataryalar üretmek<br />

üzere gerçekleştirecek. 2035 yılına kadar net sıfır<br />

emisyon hedefleyen şirket, 2030 yılına kadar, çoğunlukla<br />

çatı kurulumları olmak üzere en az 100 bin<br />

MW güneş enerjisi kurulumu planlıyor.<br />

YEDAŞ, sorumluluk sahasındaki Samsun, Ordu,<br />

Çorum, Amasya ve Sinop illerinde Kovid-19<br />

salgınına rağmen yatırımlarını ara vermeden sürdürüyor.<br />

‘Kaliteli ve Kesintisiz’ elektrik dağıtım hizmeti<br />

sunan şirket, yılsonuna kadar toplam 580 milyon liralık<br />

yatırım gerçekleştirmiş olacak. Bölgenin gelişimine<br />

katkı sağlayacak yatırım çalışması hakkında açıklamalarda<br />

bulunan YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir<br />

Bora, <strong>2021</strong> yılında toplam 580 milyon liralık yatırım<br />

yapmayı planladıklarını belirterek, “Hizmet verdiğimiz<br />

5 ilde yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Kurulduğumuz zamandan bugüne kadar uluslararası<br />

standartlarda elektrik dağıtım kalitesi vermeyi hedefleyen<br />

YEDAŞ, bu kapsamda şebeke yapısında, teknoloji,<br />

Ar-Ge faaliyetlerinde ve çağrı merkezi alanında<br />

yenilikçi uygulamalar ve yatırımlarla gelişmesini sürdürdü.<br />

Bu kapsamda 2020 yılında 356,5 milyon TL yatırım<br />

harcaması gerçekleştirdik” diye konuştu.<br />

<strong>2021</strong> yılı tesis yatırım planına değinen Bora, “Bu<br />

yatırımın büyük oranı transformatör ilavesi havai hat<br />

yatırımlarını kapsıyor. 2 bin 666 kilometre havai ve<br />

176 kilometre yeraltı olmak üzere alçak gerilim ve<br />

orta gerilim şebeke, 98 kilometre aydınlatma, 431<br />

adet trafo tesisi ve 115 adet beton köşk tesisi bu yatırım<br />

planı kapsamında hayata geçirilecek. Merkez ilçeler<br />

ve kırsaldaki gerilim düşüm sorunlarına öncelik<br />

vererek enerjinin en uç noktadaki kullanıcıya kadar<br />

kesintisiz ve sürekli dağıtımına yönelik planlamamızı<br />

oluşturduk. Bu kapsamda tüm ihaleler yapıldı. Yıl boyunca<br />

aylık 700 kişiye yaklaşan çalışan ile yatırımlarımızı<br />

sene sonuna kadar tamamlayacağız” dedi.<br />

20 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

GALATA WIND MERSIN’IN<br />

KAPASITESI ARTIRILDI<br />

Galata Wind’in Mersin RES’inin kurulu<br />

gücünün 56,85MWe düzeyine çıkmasıyla<br />

ilgili geçici kabul işlemi tamamlandı. Galata<br />

Wind <strong>Enerji</strong> AŞ’ye ait, Mersin’in Mut ilçesindeki<br />

Mersin Rüzgar <strong>Enerji</strong>si Santrali’nin (RES) lisans<br />

tadili yapıldı. Tesiste 5,85 MWe’lik elektrik güç<br />

artırımı ile ilgili proje onayı alındıktan sonra,<br />

elektrik güç artırımı için geçici kabul işlemi de<br />

yapıldı.<br />

Geçici kabul işlemi sonrası Mersin RES’in<br />

kurulu gücü 62,7 MWm/56,85 MWe oldu. Bu<br />

gelişme tesisin elektrik gücünde yaklaşık yüzde<br />

10’luk bir artış gerçekleşti. Söz konusu artış 28<br />

Mayıs <strong>2021</strong> itibarıyla devreye alındı. İşlem sonrasında<br />

santralin üretiminde de yaklaşık yüzde<br />

10’luk artış bekleniyor.<br />

SCHNEIDER ELECTRIC VE ROSATOM<br />

ARASINDAKI IŞBIRLIĞI<br />

ANLAŞMASI YENILENDI<br />

Schneider Electric ve Rosatom arasında 2015<br />

tarihli mutabakat zaptını uzatmak için<br />

<strong>2021</strong> St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu’nda<br />

(SPIEF) bir anlaşma imzalandı. İki<br />

şirket arasındaki ilk mutabakat zaptı yine SPIEF<br />

kapsamında 19 Haziran 2015’te imzalanmış, bu<br />

anlaşma 2017 ve 2019 yıllarında 2 kez 2’şer<br />

yıllığına yenilenmişti. Yeni anlaşmayla<br />

şirketler arasındaki mutabakat<br />

zaptı 2 yıl daha uzatılırken, işbirliği<br />

kapsamı da sürdürülebilir kalkınma<br />

projeleri, ortak üretilen elektrikli<br />

ürünlerin üçüncü ülkelerdeki nükleer<br />

dışı pazarlara satışı, enerji depolama<br />

sistemleri, akıllı çözümler ve eklemeli<br />

teknolojiler gibi alanları içerisine alacak<br />

şekilde genişletildi.<br />

Rosatom Genel Müdürü Alexey Likhachev<br />

de Schneider Electric ve Rosatom’un ortak<br />

çalışmalarının sonuçlarından duyduğu<br />

memnuniyeti dile getirerek, her iki şirket<br />

arasında yeni iş alanlarında işbirliği potansiyelinin<br />

büyük olduğuna inandıklarını ifade<br />

etti. Likhachev, “Bu, Rosatom’un stratejik<br />

öncelikleri arasında. Eklemeli<br />

teknolojiler, rüzgâr enerjisi, enerji<br />

depolama, şehir çevre çözümleri<br />

ve lojistik hizmetleri dâhil geniş<br />

bir alanda kayda değer başarılar<br />

kaydettik. Göstereceğimiz ortak<br />

çaba sayesinde sürdürülebilir<br />

kalkınma adına daha başka inovasyonlar<br />

geliştirebileceğimizden<br />

eminim” ifadesini kullandı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 21


YATIRIM<br />

KALYON GÜNEŞ’IN YATIRIM MIKTARI YÜKSELTILDI<br />

Kalyon Güneş Teknolojileri AŞ’nin Ankara Sincan’daki<br />

tesisinin teşvike esas yatırım tutarı<br />

2,1 milyar liraya yükseltildi. Kalyon Güneş Teknolojileri<br />

Üretim AŞ’nin Ankara Sincan’daki fotovoltaik güneş<br />

paneli, üretim tesisinin teşvike esas yatırım tutarı, 1<br />

milyar 991 milyondan 2 milyar 100 milyon liraya yükseltildi.<br />

4192 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı uyarınca tesisteki<br />

üretim kapasitesi tanımı da değiştirildi. Buna<br />

göre daha önce sadece yıllık 500 MWp fotovoltaik<br />

güneş paneli olarak tanımlanan kapasite, bundan<br />

böyle 500 MWp fotovoltaik güneş paneli ve ilaveten<br />

yıllık 500 MWp silisyum ingot üretiminden başlamak<br />

üzere wafer, hücre ve fotovoltaik güneş paneli olarak<br />

tanımlandı.<br />

Kalyon Holding’in Ankara’nın Sincan ilçesinde,<br />

Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde kurduğu tesis,<br />

alanında dünyanın tam entegre ilk ve tek tesisi olarak<br />

biliniyor. Tesis panel üretiminin önemli aşamalarından<br />

biri olan ingot üretiminde de Avrupa’da ve Ortadoğu’daki<br />

tek tesis olma özelliği taşıyor.<br />

HIP ORTAKLIĞI,<br />

30 MILYAR DOLARLIK OFFSHORE<br />

RES KURACAK<br />

İngiliz-ABD ortaklığı HIP, 30 milyar dolar yatırımla<br />

Kuzey Atlantik Denizi’nde toplam 10 bin MW’lık<br />

yüzen ve sabit rüzgar santralleri kuracak. İngiliz-ABD<br />

ortaklığı olan Hecate Independent Power Limited<br />

(HIP), 30 milyar dolar değerindeki dev denizüstü (offshore)<br />

rüzgar enerjisi projesi HIP Atlantic’e başladı.<br />

Proje kapsamında Kuzey Atlantik Denizi’nde toplam<br />

10 bin MW yüzen ve sabit rüzgar santralleri inşa edilecek.<br />

Üretilen enerji deniz altı kabloları ile İngiltere’nin<br />

ulusal şebekesine bağlanacak.<br />

Her rüzgar santrali 1000’er MW olacak ve farklı<br />

lokasyonlarda yer alacak. HIP, halihazırda İzlanda<br />

açıklarında kurulacak olan ilk 2 bin MW’lık kısım<br />

için kurumsal sermaye yatırımını tamamlıyor. Bu<br />

iki santralin 2025’te devreye girmesi bekleniyor.<br />

HIP ayrıca İngiltere’ye bağlanacak elektrik hattında<br />

kullanılacak kablo üretimi için yeni bir HVDC kablo<br />

üretim tesisi kurulumu amacıyla yatırım ortaklarıyla<br />

birlikte çalışıyor.<br />

22 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


HABER<br />

.<br />

Vadeli Elektrik Piyasası ile yatırımcının<br />

finansal riski azalacak<br />

1 Haziran tarihinde devreye giren Vadeli Elektrik Piyasası, sektörde yeni bir dönemin kapısını<br />

açtı. VEP’in açılış töreninde bir konuşma yapan <strong>Enerji</strong> Bakanı Dönmez, “Tezgah üstü piyasalar<br />

dediğimiz, organize olmayan, regüle edilmemiş yani bir borsa yoluyla yapılmayan işlemlerden<br />

doğabilecek bütün riskleri ortadan kaldırıyoruz. Türkiye’de artık elektrik piyasası, herkesin kendi<br />

alım-satım riskini yönettiği pazar yeri anlamına geliyor” dedi…<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) Vadeli Elektrik<br />

Piyasası (VEP) açılış töreninde yaptığı konuşmada,<br />

Türkiye’nin enerji piyasalarına duyulan güvenden<br />

dolayı piyasa derinliğinin önceki yıllara göre arttığını<br />

dile getirdi. Konuşmasında “Vadeli Elektrik Piyasası<br />

ile tezgah üstü piyasalar dediğimiz, organize olmayan,<br />

regüle edilmemiş yani bir borsa yoluyla yapılmayan<br />

işlemlerden doğabilecek bütün riskleri ortadan<br />

kaldırıyoruz” diyen Bakan Dönmez, Türkiye’de artık<br />

elektrik piyasasının herkesin kendi alım-satım riskini<br />

yönettiği pazar yeri anlamına geldiğini kaydetti.<br />

24 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Dönmez, “Dolayısıyla bu pazar yerinde her türlü<br />

ürün olacak. Bugün, 3 yıllık bir süreci sonuçlandırıyoruz.<br />

VEP ile son 20 yıllık yolculuğumuzda bizleri<br />

bir adım öteye taşıyacak yeni bir sayfa daha açıyoruz.<br />

VEP ile fiziksel teslimat yükümlülüğü doğuran<br />

ileri tarihli işlemlerle daha şeffaf, istikrarlı ve rekabetçi<br />

bir ortamda elektriğin alım ve satımına imkan<br />

sağlıyoruz. Böylece, piyasanın şeffaflığını daha da<br />

artırarak katılımcıları fiyat riskinden korumuş olacağız”<br />

diye konuştu.<br />

Piyasa katılımcıları için verimlilik<br />

sağlanacak<br />

İşleme alınacak kontratların standart olmasından<br />

dolayı piyasa katılımcılarına pozisyon netleştirme<br />

kolaylığı ve teminat hesaplamalarında verimlilik<br />

sağlanacağını dile getiren Dönmez, şunları kaydetti:<br />

“VEP ile tezgah üstü piyasalar dediğimiz, organize<br />

olmayan, regüle edilmemiş yani bir borsa yoluyla<br />

yapılmayan işlemlerden doğabilecek bütün<br />

riskleri ortadan kaldırıyoruz. Bu tür durumlarda<br />

karşı taraf riski mevcut ve şeffaflık olmamasından<br />

dolayı geleceğe yönelik fiyat beklentileri de tam olarak<br />

gerçekleşmiyor. VEP’i tezgah üstü piyasalardan<br />

ayıran en önemli özellik, EPİAŞ’ın üstlendiği merkezi<br />

karşı taraf rolüdür. Bu modelle EPİAŞ belki de dünyada<br />

sayılı enerji borsaları arasına girmiş oluyor.<br />

EPİAŞ, talep tarafı ve arz tarafını yüz yüze getirmeden<br />

buluşturan ve her iki tarafa da güvence sunan<br />

bir platform sunmuş oldu. Bu sayede tezgah üstü piyasalarda<br />

söz konusu olan karşı taraf riskini de ortadan<br />

kaldırıyoruz. Şeffaf piyasa şartları sayesinde<br />

de katılımcıları piyasa riskinden korumuş olacağız.”<br />

Dönmez, böylece yatırımcıların geleceğe yönelik<br />

fiyat beklentilerini görme imkanına sahip olacağına<br />

dikkati çekti. VEP’te oluşacak fiyatların tezgah üstü<br />

piyasa işlemlerinde de referans olacağını söyleyen<br />

Dönmez, ileriye dönük oluşacak referans fiyatlarla<br />

öngörülebilirliğin de aynı oranda artacağını anlattı.<br />

Yatırımcılar finansal belirsizlikten<br />

kurtulacak<br />

Dönmez, piyasa katılımcılarının fiyatı bugünden<br />

belirlenmiş uzun dönemli alım-satım yapabileceğine<br />

işaret ederek, “Yatırımcımız daha rahat şartlarda<br />

finans kaynağı bulma olanağına sahip olacak.<br />

Öngörülebilirliğin artmasıyla yatırımcılarımız finansal<br />

belirsizlikten kurtulacak ve bu durum sürdürülebilir<br />

bir yatırım ortamının da gelişimine katkı sağlayacak.<br />

Aslında biz bu araçla piyasa katılımcılarına<br />

uzun far yapma imkanını getirmiş olduk” dedi.<br />

İleriye dönük yapılacak işlemlerle katılımcıların<br />

maliyetlerini sabitleyeceğini belirten Dönmez, spot<br />

piyasadaki fiyat dalgalanmalarından da korunacak-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 25


larını ve piyasa şartlarının uygun olması durumunda<br />

arbitraj yapılabileceğini ifade etti.<br />

Dönmez, her seans sonunda EPİAŞ’ın günlük<br />

gösterge fiyatlarını paylaşacağını ve böylece sonraki<br />

fiyatlamalar için katılımcılara fiyat sinyali oluşturulacağını<br />

vurgulayarak, “Bu durum, ileriye dönük oluşacak<br />

referans fiyatlar öngörülebilirlik, güvenirlik<br />

ve şeffaflığın artmasını sağlayacak. VEP’in orta ve<br />

uzun vadede yüksek hacim ve likiditeye ulaşmasını<br />

bekliyoruz” diye konuştu.<br />

1 Haziran itibarıyla altı adet aylık ve iki adet<br />

çeyreklik bazda yük kontratın işleme açıldığını aktaran<br />

Dönmez, “Piyasanın talepleri doğrultusunda<br />

VEP’te yıllık kontratlarla birlikte puant ve puant<br />

dışı kontratlar da devreye alınacak. Gelişmiş enerji<br />

piyasalarındaki enstrümanlardan biri olan VEP ile<br />

enerji piyasamızın bugün itibarıyla olgunluk dönemine<br />

girdiğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.<br />

Dönmez, bu yıl içinde Vadeli Gaz Piyasası’nın da devreye<br />

alınacağını ifade etti.<br />

İLK İŞLEM 405 LİRADAN<br />

GERÇEKLEŞTİRİLDİ<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ve EPİAŞ<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tancan ve <strong>Enerji</strong> Piyasası<br />

Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz ile<br />

EPİAŞ’ın şeffaf butonuna basarak piyasanın açılışını<br />

gerçekleştirdi. Dönmez, daha sonra piyasada gerçekleşen<br />

ilk işleme ilişkin, “VEP’te ilk eşleşmemiz, 1 Haziran<br />

<strong>2021</strong> saat 13.00.12’de, Ekim <strong>2021</strong> baz kontratı için<br />

MWh başı 405 liradan 1 lot olarak gerçekleşti” bilgisini<br />

paylaştı.<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı<br />

Mustafa Yılmaz, 1 Haziran <strong>2021</strong>’de devreye giren Vadeli<br />

Elektrik Piyasası (VEP) ve ekimde devreye alınacak<br />

Vadeli Doğal Gaz Piyasası’nın (VGP) Türkiye’nin enerji<br />

ticaret merkezi olmasında önemli rol oynayacağını bildirdi.<br />

Bu dönüşümün küresel enerji piyasalarından ayrı düşünülmemesi<br />

ve bölgesel dinamiklerle birlikte ele alınması<br />

gerektiğini belirten Yılmaz, “Bölgemizde birçok<br />

ülkenin enerji borsası kurma niyeti ve çabası var ama<br />

enerji piyasamızın büyüklüğü bize ölçek ekonomisi<br />

avantajı sağlıyor. Son dönemlerde enerji talebimizin<br />

bölgemizdeki diğer ülkelerle kıyaslanmayacak denli<br />

yüksek hızlarda artması, dinamizmimizi de güçlendiriyor”<br />

değerlendirmesinde bulundu.<br />

Yılmaz, elektrik ve doğal gaz piyasalarının her geçen<br />

gün derinleşen ve artan cazibesiyle bölgesindeki diğer<br />

piyasalar için bir çekim merkezi olmasını hedeflediklerini<br />

kaydetti. Gelişmiş piyasalardaki enstrümanları<br />

devreye almaya devam edeceklerini vurgulayan Yılmaz,<br />

“Bugün VEP ve ekim ayında da VGP’nin devreye<br />

girmesi Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma yolunda<br />

önemli bir dönüm noktası olacaktır” dedi.<br />

26 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ÇEVRE-SANAYİ<br />

.<br />

.<br />

Şirketler için ‘yeşil<br />

dünyanın’ kapılarını<br />

YEK-G açacak<br />

<strong>Enerji</strong> Bakanı Dönmez, YEK-G Sistemi ve Organize YEK-G Piyasası ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji<br />

alanında önemli bir adım attığını belirterek, ‘21 Haziran itibarıyla 100 piyasa katılımcısının 127<br />

yenilenebilir enerji santrali sisteme kaydını yaptı. 1 Haziran'da devreye aldığımız sistemimizde bugüne<br />

kadar 5,2 teravatsaatlik YEK-G belgesi ihraç edildi. YEK-G gönüllülük esasına dayanacak. Üreticilerimize ve<br />

tüketicilerimize kullandıkları elektriğin kaynağını seçme alternatifi sunuyoruz” dedi…<br />

<strong>Enerji</strong> Bakanı Fatih Dönmez, <strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme<br />

AŞ (EPİAŞ) bünyesinde 1 Haziran’da devreye<br />

giren ve 21 Haziran itibarıyla yenilenebilir kaynak<br />

bazında işleme açılan YEK-G Sistemi ve Organize<br />

YEK-G Piyasası’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada,<br />

sistemin yenilenebilir enerji kaynaklarının<br />

gelişimine önemli katkı sağlayacağını söyledi.<br />

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin mayıs<br />

sonu itibarıyla 51 bin 388 megavata ulaştığını<br />

ve toplam kurulu gücün yüzde 52,7’sini oluşturduğunu<br />

söyleyen Dönmez, “Kurulu güçteki bu artışımız<br />

elektrik üretimimize de yansıdı. 2002’de yüzde<br />

26 olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik<br />

üretimi oranımız son 3 yılda yüzde 40-45 bandına<br />

geldi” şeklinde konuştu.<br />

Devreye giren YEK-G sistemi ve piyasasıyla yenilenebilir<br />

enerjinin teşviki ve geliştirilmesi için önemli<br />

bir adım daha atıldığını dile getiren Dönmez, şunları<br />

kaydetti: YEK-G gönüllülük esasına dayanacak. Üreticilerimize<br />

ve tüketicilerimize kullandıkları elektriğin<br />

kaynağını seçme alternatifi sunuyoruz. Böylece<br />

yeşil enerji kullanımının bilinçli bir seçenek haline<br />

gelmesini sağlayacağız. Bireysel tüketicilerden<br />

büyük ölçekli kuruluşlarımıza kadar yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarını tercih edenler, artık YEK-G ile bu<br />

seçimlerini belgelendirebilecek. Böylece üretimden<br />

28 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


tüketime kadar her aşamada elektriğin hangi yenilenebilir<br />

kaynaktan üretildiğini takip edebilecek. Tüketiciler<br />

artık satın aldığı elektriğin kaynağını bilecek. Bunu bir<br />

sertifikayla ispat edecekler. Üreticiler de portföylerinde<br />

yenilenebilir enerji bulundurduklarına dair yükümlülüklerini<br />

böylece doğrulamış olacaklar. Yenilenebilir<br />

enerjide artık her aşama kayıt altında olacak.<br />

YEK-G sisteminin temelinde blokzincir var<br />

Dönmez, YEK-G sisteminin yüzde 100 yerli imkanlarla<br />

blok zincir teknolojisi kullanılarak oluşturulduğuna<br />

işaret ederek, “Üretilen her 1 megavat elektrik<br />

üretimine karşılık özel bir kod tanımlanacak. Bu da<br />

sistemin veri doğruluğunu ve takibini sağlayacak.<br />

21 Haziran itibarıyla 100 piyasa katılımcısının 127<br />

yenilenebilir enerji santrali sisteme kaydını yaptı. Bunların<br />

53’ü üretim, 47’si tedarik lisansına sahip. 1 Haziran’da<br />

devreye aldığımız sistemimizde bugüne kadar<br />

5,2 teravatsaatlik YEK-G belgesi ihraç edildi” şeklinde<br />

konuştu.<br />

YEK-G piyasasının iki farklı aşamaya sahip olduğunu<br />

belirten Dönmez, ilk aşama olan YEK-G sisteminde<br />

elektriğin EPİAŞ tarafından kaynağına göre sertifikalandırılacağını,<br />

üretici adına kaydının yapılacağını<br />

ve ihraç edileceğini anlattı. İkinci aşama olan YEK-G<br />

piyasasına ilişkin ise “Burası organize bir piyasa ve<br />

EPİAŞ tarafından işletilecek. Üretilen sertifikalar organize<br />

piyasalarda işlem görerek el değiştirecek. Burada<br />

fiyat organize piyasada kaynağa bağlı olarak oluşacak.<br />

Organize piyasa ayda bir işleme açık olacak” değerlendirmesinde<br />

bulundu.<br />

Organize YEK-G piyasasında hidroelektrik, rüzgar,<br />

jeotermal, biyokütle ve güneş enerjisinin kaynaklarına<br />

bağlı olarak ayrı ayrı işlem göreceğini kaydeden Dönmez,<br />

kaynağa bağlı olarak farklı YEK-G belge fiyatları<br />

oluşacağını dile getirdi.<br />

SİSTEM AVRUPA’DA RÜŞTÜNÜ<br />

İSPAT ETTİ<br />

Brüksel merkezli İhraç Eden Kurumlar Birliği (AIB)<br />

Genel Sekreteri Liesbeth Switten ise Avrupa’da enerji<br />

sertifikasyon sistemiyle büyük ve küçük tüketicilerin<br />

kullandıkları enerjinin kaynağını seçebildiklerini<br />

ve bunu kanıtlayabildiklerini söyledi. Switten,<br />

yıllar geçtikçe yeşil enerjiye olan tüketici talebinin<br />

artması nedeniyle sistemin Avrupa’da yenilenebilir<br />

enerji üretimine yönelik yatırımları hızlandırdığını<br />

belirterek, “AIB, YEK-G’nin Türkiye’de ve uluslararası<br />

düzeyde gerçekleşen enerji dönüşümüne katkıda<br />

bulunacağına inanıyor. Santrallerimizin gelecek<br />

nesiller için aynı kalabilmesi için birçok şeyin değişmesi<br />

gerekiyor. <strong>Enerji</strong> sertifikasyonu ve YEK-G<br />

sisteminin piyasaya sürülmesi bu yönde atılan bir<br />

diğer adım” dedi.<br />

“ŞİRKETLER ÇEVREYE KARŞI DUYARLILIKLARINI KANITLAYACAK”<br />

Yenilenebilir enerji kullanımını belgeleyen şirketlerin yurt içi ve yurt dışındaki muadillerine göre rekabet açısından<br />

daha güçlü bir konuma geleceğini vurgulayan Dönmez, “Sosyal sorumluluk, çevre bilinci ve karbon<br />

ayak izinin azaltılmasına yönelik atılan bu adım şirketlerimizin marka değerine de olumlu katkılar sunacak.<br />

İtibar yönetiminde önemli bir enstrüman olacak. Firmalarımız, sürdürülebilirlik raporlarında YEK-G belgelerine<br />

yer verebilecek. Çevreye karşı duyarlılıklarını bu şekilde kanıtlamış olacaklar” dedi,<br />

Dönmez, konuşmasının ardından EPİAŞ’ın şeffaflık butonuna basarak piyasanın açılışını gerçekleştirdi. Dönmez,<br />

piyasada gerçekleştirilen ilk işleme ilişkin, “Organize YEK-G Piyasasında ilk eşleşme jeotermal enerjide<br />

oldu. İlk eşleşmede megavatsaati 5 lira olmak üzere 10 adet YEK-G belgesi oluşturuldu” ifadelerini kullandı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 29


KAPAK<br />

Deniz Suphi<br />

.<br />

SANAYICIYI<br />

“SON KAYNAK TARIFESI”<br />

ÇARPIYOR<br />

Elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar, aile bütçelerini zorlayacak ancak esas sıkıntı sanayi<br />

kesiminde yaşanıyor. Sanayinin kullandığı elektrik fiyatının hanelerden fazla olmasının yanı sıra<br />

karşılarına bir de “son kaynak tarifesi” çıkıyor. Sanayicinin elektriğe ödediği fatura EPİAŞ’ta oluşan<br />

saatlik fiyatlar üzerinden belirleniyor. İşte domino etkisi de burada yaşanıyor. Elektrik maliyetleri,<br />

döviz kuru, kuraklık, doğal gaz fiyatı gibi etkenler nedeniyle sürekli artıyor. Serbest piyasada fiyatlar<br />

rekora koşuyor! Dolayısıyla sanayicinin de enerji faturası her saat kabarıyor. Bir yandan Kovid-<br />

19’un yarattığı tahribatı gidermeye çalışan bir yandan da dünyadaki rakipleriyle mücadele eden<br />

sanayicinin önüne ‘enerji faturası’ çıkıyor… Gözler her zamanki gibi yine Ankara’da…<br />

30 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Elektrik ve doğal gazda, zam baskısının<br />

yoğunlaştığı bir döneme girildi. <strong>Enerji</strong><br />

yönetimi, elektriğe “ara dönem” olmasına<br />

karşın haziran ayında zam için hazırlık<br />

yaptı. Gerekli adım atılmadı; zam bekletildi.<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu<br />

(EPDK), 1 aylık beklemenin ardından elektriğe,<br />

1 <strong>Temmuz</strong>’da tüm abone grupları için<br />

yüzde 15 zam yaptı. Hemen ardından BO-<br />

TAŞ da doğal gaza zam yaptığını duyurdu.<br />

1 <strong>Temmuz</strong>’dan geçerli olmak üzere<br />

gaz fiyatı konutlarda yüzde 12, sanayi ve<br />

elektrik üretim amaçlı santrallerde (her<br />

1000 metreküp) yüzde 20 arttı. Zamlar,<br />

hem konut hem sanayici hem de ticarethane<br />

aboneleri için iki kritik ve bir o kadar<br />

da önemli soruyu gündeme getirdi. Birincisi,<br />

elektrik ve doğal gazda yeni zamlar<br />

söz konusu mu? İkincisi, sanayinin tükettiği<br />

elektrik ve gaz fiyatları “rekabetçi”<br />

özellikler gösteriyor mu?<br />

Sırayla yanıtlayalım... Bu yıl izleyen aylarda<br />

doğal gaza ve elektriğe yeni zamlar<br />

bekleniyor. Hatta enerjide fiyat artışlarına<br />

(çift haneli) kesin gözüyle bakıldığı da<br />

söylenebilir. Üreten, istihdam yaratan ve<br />

Avrupa ve diğer bölgelerdeki üreticilerle<br />

rekabet içinde olan sanayiciyi, bir yandan<br />

zamlar, diğer yandan da “son kaynak tedarik<br />

tarifesi” zorluyor. Sanayici, bir süredir<br />

“son kaynak tarifesi”nin, EPDK’nın<br />

açıkladığı tüketici tarifelerinin üzerine<br />

çıkması nedeniyle elektrik için daha çok<br />

para ödemek zorunda kalıyor. Sanayicinin,<br />

bu konuda rahatsızlığı da giderek büyüyor.<br />

Sanayicilerin, Ankara’da enerji yönetimine<br />

taleplerini ve beklentilerini ilettikleri ifade<br />

ediliyor.<br />

Türkiye enerji sektörü, yukarı yönlü fiyat<br />

hareketlerinin eş deyişle zamların sıklaştığı<br />

hemen her ay artışların gündeme<br />

geldiği bir süreçten geçiyor. Bu artışlar,<br />

ölümcül koronavirüsün daha da ağırlaştırdığı<br />

ekonomik sorunlar nedeniyle gelirleri<br />

azalan, başta temel gıda olmak üzere<br />

tükettiği ürünlerin fiyatında yüksek artışlarla<br />

karşı karşıya kalan her kesimden vatandaşın<br />

tepkisine yol açıyor. Üretici de tüketici<br />

de doğal olarak bu artışların devam<br />

edip etmeyeceği sorusunu soruyor.<br />

<strong>Enerji</strong>de zamlar arka arkaya geldi<br />

<strong>Enerji</strong> <strong>Panorama</strong>, bu sorunun yanıtının<br />

ardına düştü; Ankara’nın, enerji çevrelerinin<br />

ve uzmanların nabzını tuttu.<br />

Zamla ilgili kulisleri aktarmadan önce<br />

genel bir bilgiyi yinelemekte yarar var.<br />

Türkiye’de, elektrik ve doğal gaz tarifeleri,<br />

mevzuat gereğince belirli aralıklarla ve<br />

maliyet bazlı olarak belirleniyor. Tarifeler,<br />

elektrikte 3 ayda bir, doğal gazda her ay<br />

gözden geçiriliyor.<br />

EPDK, yeni tarifeleri belirlerken, bir<br />

devlet şirketi olan ve kamunun sahip olduğu<br />

santralları işleten Elektrik Üretim<br />

AŞ’nin (EÜAŞ) toptan elektrik satış fiyatlarını,<br />

sektörde faaliyet gösteren şirketlerin<br />

oluşan maliyetlerini dikkate alıyor. Bu veriler<br />

çerçevesinde, yeni tarifeleri belirliyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 31


Yeni tarifeler (konut, sanayi ve ticarethane), Resmi<br />

Gazete’de yayımlanmasının ardından uygulamaya<br />

giriyor.<br />

EPDK, bu çerçevede, 1 <strong>Temmuz</strong>’da elektriğe konut,<br />

sanayi ve ticarethane aboneleri için yüzde 15<br />

zam yaptı. BOTAŞ da yine 1 <strong>Temmuz</strong>’dan geçerli olmak<br />

üzere gaz fiyatını konutlarda yüzde 12, sanayi<br />

ve elektrik üretim amaçlı santrallarda yüzde 20 arttı.<br />

Hazırlıklar haziran ayı için yapıldı ama…<br />

Kulislere göre, enerji yönetimi, aslında daha<br />

önce elektriğe zam yapacaktı. 1 Haziran’dan geçerli<br />

olmak üzere uygulamaya girmesi öngörülen zamla<br />

ilgili bir çalışma yapıldı. Ancak zam kararı alınmadı,<br />

bu sürede de maliyet baskısı büyüdü. Gelinen noktada<br />

EPDK, 1 <strong>Temmuz</strong>’da çift haneli, yüzde 15 oranında<br />

elektriğe zam yapmak zorunda kaldı.<br />

Gelelim, en yakıcı sorunun yanıtına… Yeni zamlar<br />

var mı? <strong>Enerji</strong> sektörü, elektriğe izleyen aylarda zam<br />

bekliyor. Son çeyrekte, eş deyişle 1 Ekim’de ve belki<br />

daha önce elektriğe yeni bir zam yapılabileceği ifade<br />

ediliyor. Sektör, oran vermekten kaçınıyor. Çift haneli<br />

artışın gündeme gelebileceğine işaret ediyor.<br />

Gazda fiyat 270 dolara çıkabilir<br />

Peki, doğal gazda neler oluyor? Türkiye, her yıl<br />

50 milyar metreküp dolayında doğal gaz tüketiyor.<br />

Doğal gaz gereksiniminin tamamına yakın bölümü<br />

ithalat yoluyla karşılanıyor. Rusya, İran ve Azerbaycan’dan<br />

boru hatları üzerinden gaz ithal ediliyor.<br />

Boru gazının yanı sıra spot piyasadan ya da kontrata<br />

bağlanmış miktarlar üzerinden sıvılaştırılmış doğal<br />

gaz (LNG) ithalatı da gerçekleştiriliyor.<br />

Rusya, Azerbaycan ve İran’dan, uzun dönemli<br />

(20 yıl ve üzeri) ve petrol fiyatına endeksli doğal gaz<br />

ithal ediliyor. Gaz fiyatları, petrol ve türevlerindeki<br />

fiyat hareketlerine göre artıyor ya da azalıyor. Son<br />

dönemde, petrol fiyatları istikrarlı biçimde artıyor. İç<br />

piyasada, dolar ve euro kuru da yeni rekorlar kırıyor.<br />

Bu artışlar, ithal edilen gaz için tedarikçi ülkelere<br />

daha fazla para ödenmesine neden oluyor. Örneğin,<br />

gazda alım ya da ithalat fiyatları üçer aylık dönemlerle<br />

yenileniyor. 1 Nisan’da, her 1000 metreküpü<br />

205-206 dolar olan Rus gazının fiyatı, 1 <strong>Temmuz</strong>’da<br />

236 dolara kadar çıktı. Son çeyrekte, 270 dolara kadar<br />

çıkabileceği hesaplanıyor. Petroldeki artış, gazın<br />

ithalat fiyatlarını yukarı itiyor. BOTAŞ, dolarla gazı ithal<br />

ediyor, TL ile iç piyasada satıyor. Dolardaki artış<br />

da BOTAŞ’ı ciddi biçimde zorluyor. Bu nedenle gaza<br />

zam üstüne zam yapılıyor. Sektör kaynakları, bu gelişmeler<br />

ve veriler ışığında doğal gaza yılın kalan<br />

aylarında da küçük ya da büyük oranlı zam yapılmasının<br />

olası olduğuna dikkat çekiyor. Kaynaklar, bu<br />

artışlara karşın konutlarda halen devletin sübvansiyonunun<br />

sürdüğünü, BOTAŞ’ın satın aldığı fiyatın al-<br />

32 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


tında bir fiyatla konutlara doğal gaz vermeye devam<br />

ettiğini ifade ediyor.<br />

Peki, 1 <strong>Temmuz</strong>’la birlikte gaz fiyatları ne oldu?<br />

BOTAŞ’ın konut tüketicileri için gaz dağıtım şirketlerine<br />

uyguladığı satış fiyatı, yüzde 12 artışla 1000<br />

metreküp doğal gaz için bin 488 liraya çıktı. Sanayi<br />

aboneleri için bu tutar, yüzde 20 artışla bin 783 lira<br />

354 kuruşa yükseldi. Elektrik üretim santrallarının<br />

kullandığı 1000 metreküp doğal gazın fiyatı ise<br />

yüzde 20,2 artarak 2 bin 60 liraya çıktı.<br />

Son kaynak tarifesi kimlere uygulanıyor?<br />

Şimdi de ekonominin bel kemiğini oluşturan sanayiciyi<br />

ilgilendiren önemli bir soruna dikkat çekelim.<br />

Son kaynak tedarik tarifesi… Nedir bu? Bu tarife,<br />

yıllık 7 milyon kilovat saat üzerinde tüketimi olan<br />

tüketicilere yani genelde sanayicilere uygulanıyor.<br />

Basit bir anlatımla yıllık tüketiminiz EPDK tarafından<br />

belirlenen limitin üzerinde olması durumunda<br />

belirlenen tarih itibarıyla tarifeniz sanayi ya da ticarethane<br />

olsa da ulusal tarifeden fiyatlandırılmayacağınız<br />

anlamına geliyor. Bu aşamadan sonra Son<br />

Kaynak Tedarik Tarifesinden enerji almak zorundasınız.<br />

Artık saatlik tüketimlerinizle EPİAŞ’da gerçekleşen<br />

saatlik fiyatların çarpımıyla faturanız oluşacak<br />

demektir.<br />

Son kaynak tedarik tarifesi, bir süredir EPDK<br />

tarafından yayınlanan tüketici tarifelerinin üzerine<br />

çıktı. Sanayici, son kaynak tarifesi nedeniyle tükettiği<br />

elektriğe daha fazla para ödüyor. Bunun, devam<br />

edebileceği yönündeki güçlü sinyaller sanayicideki<br />

rahatsızlığı derinleştiriyor.<br />

Zira bu yıl barajlara gelen su miktarı ya da sektördeki<br />

ifadesiyle su gelirleri uzun yıllara göre belirgin<br />

biçimde azaldı; çok kurak bir yıl yaşanıyor. Bu<br />

nedenle en ucuz kaynak olan suya dayalı santrallerden<br />

(hidroelektrik santrallardan) üretim iyiden iyiye<br />

azaldı. Tüketim talebinin karşılanmasında doğal<br />

santralları öne çıktı. Gaz santrallerinin payı yüzde<br />

40’a dek dayandı.<br />

Elektrik üretiminde kullanılan doğal gaza 1 Mayıs’ta<br />

yüzde 12, 1 Haziran’da yüzde 5 ve 1 <strong>Temmuz</strong>’da<br />

yüzde 20 oranında zam yapıldı. Buna bağlı<br />

olarak üretim maliyetleri yükseldi. EPİAŞ piyasasında<br />

oluşan marjinal fiyatlar, piyasa takas fiyatı<br />

(PTF) bir anda dikkat çekecek biçimde artış gösterdi<br />

ve bu artışlar devam ediyor. PTF’ler 55 krş/kWh düzeyini<br />

aştı. Sıcaklar, klima kullanımı ve değişik sektörlerden<br />

gelen tüketim talebiyle izleyen günlerde<br />

PTF’lerin daha da artmasına kesin gözüyle bakılıyor.<br />

PTF’lerin yükselmesi ve bu trendin devam edebileceği<br />

yönündeki hesaplamalar ve çalışmalar, “son<br />

kaynak tedarik tarifesi”nden elektrik alan tüketicileri,<br />

daha açıkçası sanayiciyi zora sokuyor. Sanayici,<br />

bu gelişmeye bağlı olarak bir süredir, “son kaynak<br />

tarifesi”nin, EPDK’nın açıkladığı tüketici tarifelerinin<br />

üzerine çıkması nedeniyle tükettiği her birim<br />

elektrik için daha çok para ödemek zorunda kalıyor.<br />

Sanayicinin, bu konuda rahatsızlığını ve talebini Ankara’da<br />

enerji yönetimine ilettiği belirtiliyor. <strong>Enerji</strong><br />

yönetiminin, atacağı adım merakla bekleniyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 33


DÜNYA GÜNDEMİ<br />

Esen Erkan<br />

.<br />

“Yeni yenilenebilir<br />

enerjiler, fosil yakıtlı enerji<br />

santrallerinden daha ucuz”<br />

2020 yılında küresel yenilenebilir enerji üretimine eklenen 162 GW’lık kapasitenin, fosil<br />

yakıtla çalışan en ucuz santralden bile daha düşük maliyete sahip olduğu belirlendi. IRENA’nın<br />

“Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Elektrik Üretimi Maliyetleri 2020” raporuna göre; yeni güneş ve rüzgar<br />

projeleri, mevcut kömür yakıtlı elektrik santrallerinden daha ucuz ve sürdürülebilir konumda<br />

bulunuyor. 2010 yılından bu yana 644 GW yenilenebilir enerji küresel üretim kapasitesi eklendi.<br />

Gelişmekte olan ekonomilerde fosil yakıtlardan daha düşük maliyetlerle eklenen 534 GW’ın bu yıl<br />

elektrik üretim maliyetlerini 32 milyar dolara kadar azaltacağı belirtiliyor.<br />

Uluslararası Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Ajansı IRENA<br />

tarafından hazırlanan “Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Elektrik<br />

Üretimi Maliyetleri 2020” raporuna göre, en rekabetçi<br />

fosil yakıt seçeneğinden daha düşük maliyetlere<br />

ulaşan yenilenebilir enerjinin payı 2020’de ikiye<br />

katlandı. Geçen yıl eklenen yenilenebilir enerji üretiminin<br />

yüzde 62’si (162 GW) en ucuz fosil yakıtlı seçenekten<br />

bile daha düşük maliyetle gerçekleştirildi.<br />

IRENA analizi, mevcut kömürle çalışan kapasitenin<br />

(2,125 GW) 810 GW’ının şebeke ölçeğinde üretilen<br />

güneş enerjisi ve kara rüzgarından daha yüksek<br />

işletme maliyetlerine sahip olduğunu gösteriyor. Bu<br />

34 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


santraller Bulgaristan (3.7 GW), Almanya (28 GW),<br />

Hindistan (141 GW), ABD (149 GW) ve dünyanın geri<br />

kalanında (488 GW) bulunuyor.<br />

La Camera: <strong>Enerji</strong> geleceğinde kömüre yer<br />

yok<br />

Kömürle çalışan santrallerin değiştirilmesiyle<br />

yıllık sistem maliyetlerinin yılda 32 milyar dolar azalarak<br />

yıllık karbondioksit emisyonlarının ise yaklaşık<br />

3 Gigaton düşeceği belirlenirken IRENA Genel Direktörü<br />

Francesco La Camera, 1,5°C iklim hedefi için<br />

2030 yılına kadar ihtiyaç duyulan emisyon azaltımının<br />

yüzde 20’sinin bu şekilde sağlanacağını ifade<br />

etti. La Camera, “Kömür varlıklarının enerji geleceğinin<br />

bir parçası olması için yer yok. Karbon yakalama<br />

ve depolama sadece maliyetleri artıracaktır” dedi.<br />

IRENA, ton başına 50 euroluk bir Avrupa karbon<br />

emisyonu fiyatına dayanarak, Bulgaristan ve Almanya’nın<br />

tüm kömür santrallerinin bu yıl elektrik<br />

faturası ödeyenler için yeni yenilenebilir enerji tesislerinden<br />

daha pahalıya mal olacağını tahmin ediyor.<br />

ABD ve Hindistan’da bir emisyon ticareti planı<br />

olmasa bile durum benzer nitelikte: Amerika’daki<br />

kömür santrallerinin yüzde 77-91’i ve Hindistan’daki<br />

tesislerin yüzde 87-91’i yeni yenilenebilir enerji<br />

Francesco La Camera<br />

IRENA Genel Direktörü<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 35


santrallerine göre aşırı pahalı olarak hesaplanıyor.<br />

2020’deki Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Elektrik Üretim<br />

Maliyetleri, yenilenebilir teknolojilere yönelik maliyetlerin<br />

yıldan yıla önemli ölçüde düşmeye devam<br />

ettiğini gösteriyor. 2020’de konsantre güneş enerjisi<br />

(CSP) yüzde 16, kara rüzgarı yüzde 13, açık deniz<br />

rüzgarı yüzde 9 ve güneş enerjisi yüzde 7 maliyet<br />

düşüşü gösterdi. Maliyetleri düşük seviyelerde olan<br />

yenilenebilir kaynaklar, gelişmiş ve gelişmekte olan<br />

ülkelere net sıfır ekonomi arayışında da güçlü bir iş<br />

alanı yaratıyor. Ayrıca, sadece 2020’deki yeni yenilenebilir<br />

proje eklemeleri ile gelişmekte olan ekonomilerin<br />

ömürleri boyunca 156 milyar dolar kadar<br />

tasarruf edeceği tahmin ediliyor.<br />

En büyük maliyet düşüşü “güneş”<br />

enerjisinden sağlandı<br />

IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera,<br />

“Bugün yenilenebilir kaynaklar en ucuz enerji kaynağıdır.<br />

Yenilenebilir kaynaklar, kömüre bağlı ülkelerin<br />

artan enerji talebini karşılamalarını sağlarken,<br />

maliyetlerini düşürüyor; istihdam yaratıp büyümeyi<br />

hızlandırırken iklim hedefini karşılamaları için ekonomik<br />

açıdan da çözüm sunuyor. Giderek daha fazla<br />

ülkenin ekonomilerini yenilenebilir kaynaklarla güçlendirmeyi<br />

seçmesini ve IRENA’nın 2050 yılına kadar<br />

net sıfır emisyona ulaşma yolunu izlemesini destekliyoruz”<br />

açıklamasında bulundu.<br />

Şebeke ölçeğinde güneş fotovoltaiklerden elde<br />

edilen seviyelendirilmiş elektrik maliyetleri 2010 ila<br />

2020 arasında yüzde 85 düşüş gösterdi. Aynı dönem<br />

içerisinde, konsantre güneş enerjisi santrallerinde<br />

yüzde 68, karasal rüzgar santrallerinde yüzde 56<br />

ve deniz üstü rüzgar santrallerinde yüzde 48 maliyet<br />

düşüşü sağlandı. Dünya çapında yenilenebilir<br />

enerji üretim kapasitesinin son 10 yılda istikrarlı bir<br />

şekilde gelişmesinde, hızla geliştirilen teknolojiler,<br />

ölçek ekonomileri ve rekabetçi tedarik zincirlerinin<br />

geliştirilmesi etkili oldu. Son 10 yılda yenilenebilir<br />

enerji üretimleri, yeni kapasite eklemeleri için varsayılan<br />

“en ekonomik seçim” haline geldi.<br />

ARAŞTIRMA 20 BİN PROJENİN İNCELENMESİYLE HAZIRLANDI<br />

IRENA’nın maliyet analizi, 2012’den beri yenilenebilir enerji üretim teknolojilerinin maliyet ve performans<br />

verilerini toplayarak hazırlanıyor. Bu raporda yer alan maliyet ve performans ölçütleri için İhale<br />

ve <strong>Enerji</strong> Satın Alma Sözleşmesi (PPA) veri tabanları kullanılıyor. Rapor, genel maliyet eğilimlerini ve<br />

bunların etkenlerini incelemenin yanı sıra maliyet bileşenlerini ayrıntılı olarak analiz ediyor. Analiz,<br />

dünyanın dört bir yanından yaklaşık 20 bin yenilenebilir enerji üretim projesini ve yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarına yönelik 13 bin ihale ve enerji satın alma sözleşmesinden elde edilen verileri kapsıyor.<br />

36 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


KONUK YAZAR<br />

Oğuzhan Akyener<br />

TESPAM Başkanı<br />

Sıfır karbon<br />

beklentilerinde makul<br />

bir duruş<br />

İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında bütün enerjimizin ve kaynaklarımızın uygulanması mümkün<br />

olmayan bir enerji dönüşümü ihtirasıyla heba edilmesi hiç mantıklı değil. Çünkü bu sürecin adil bir<br />

şekilde yürütülebilmesi imkânsız. Ayrıca bütün ülkelerin enerji dönüşümünü ortaya koyulan hedefler<br />

doğrultusunda gerçekleştirebileceği; finans, yaygın teknoloji, sosyal yapı ve teknik altyapı mevcut değil…<br />

Mevcut teorilere göre çoğunlukla karbondioksit<br />

salınımının sebep olduğu küresel ısınma, salgının<br />

getirdiği değişim algısının da etkisiyle çok daha etkin<br />

bir şekilde uluslararası gündemde yer almaya<br />

başladı. Bir taraftan Kovid-19 sürecindeki ekonomik<br />

durağanlığı ve küçülmeyi önlemek için piyasalarına<br />

çok daha büyük miktarlarda para sürebilen gelişmiş<br />

ülkeler yeni yatırım imkânlarını değerlendiriyorken,<br />

diğer taraftan finansal kriz içinde debelenen gelişen<br />

ve gelişmemiş ülkeler (en azından Batı literatüründe<br />

bu şekilde tabir edilen) ise nasıl daha fazla borçlanarak<br />

hayatta kalacaklarını hesap eder bir pozisyona<br />

düştü. Dünyada devam eden bu dengesizlik ve yeni<br />

bir dengeye evrilen uluslararası sistemde yükselen<br />

(salgının etkisi ile belki 10 yılda ulaşabileceği hedeflere<br />

1 yılda erişen) Çin, her alanda ABD ile rekabetini<br />

ve mücadelesini bir üst seviyeye taşıdı.<br />

Bu bağlamda hiç şüphesiz salgınla birlikte küresel<br />

dengelerde önemli kırılmalar yaşandı. Birçok<br />

ekonomi derin bir darboğaza girerken, gelişmiş<br />

devletler piyasaya para sürebildi. Fakat diğer taraftan<br />

gelişmekte olan ve az gelişmiş olarak tabir edilen<br />

birçok devlet de kendisini borçlanarak hayatta<br />

kalma mücadelesinin tam ortasında buldu.<br />

Piyasaya para sürebilen devletler ekonomilerinde<br />

şişen likidite balonunun havasını alma mak-<br />

38 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


satlı makul yatırım alanlarının peşine düşerken, diğerleri<br />

de ülkelerine yatırım çekebilmek için derin<br />

uğraşıların içine girdi.<br />

Biden’ın koltuğa oturması gündemi değiştirdi<br />

Uluslararası gündem bu minvalde şekillenirken,<br />

salgının etkisiyle küresel petrol talebindeki dönemsel<br />

olarak neredeyse yüzde 20’lere varan daralmanın<br />

yönetilememesi sebebiyle fiyatlarda büyük gerileme<br />

yaşandı. Bunların neticesinde de birçok küçük<br />

ölçekli petrol üreticisinin iflas etmesi ve büyüklerin<br />

de yeni yatırımlarının çoğunu askıya alması, sanki<br />

petrolün devri çok daha hızlı nihayete eriyormuş gibi<br />

bir algı oluşturdu.<br />

Tabii petrol üreticisi bütün ülkelerle birlikte dev<br />

petrol kartellerinin küresel etkinliği azalırken, bilişim,<br />

teknoloji, elektrikli araç, lojistik, e-ticaret gibi<br />

sektörler de bu sürecin getirdiği fırsatlarla büyüme<br />

ivmelerini arttırdı.<br />

Tam da böyle bir ortamda, ABD’de (iklim değişikliğiyle<br />

mücadele süreçlerini pek de gerçekçi bulmayan)<br />

Trump’ın yerine Biden’ın gelmesi ile birlikte<br />

küresel ölçekte dillendirilen “enerji dönüşümü” sloganları<br />

daha fazla duyulmaya başlandı.<br />

<strong>Enerji</strong> açlığı olmayan, nüfusları azalma trendine<br />

giren, cebinde parası, elinde teknolojisi bulunan<br />

(hidrokarbon) enerji ithalatçısı konumundaki birçok<br />

devletin ve TESLA gibi firmaların da desteği ile şimdi<br />

de (net) CO2 salınımını sıfırlamaya dair bir furya<br />

uluslararası kamuoyunu meşgul etmeye başladı!<br />

IEA’nın raporu akıllara çeşitli soruları getirdi<br />

Bu furya dâhilinde, kendince “sıfır (net) CO2 salınımı”<br />

hedefini 2100’lerden 2050’lere çeken Uluslararası<br />

<strong>Enerji</strong> Ajansı (IEA) da bu bağlamda yeni bir<br />

rapor yayınladı. Raporda, bütün devletlerin uyması<br />

gereğinin ifade edildiği birçok madde sıralandı. Bu<br />

maddelerin başında da <strong>2021</strong> yılı hedefleri dâhiline;<br />

keşfedilmiş fakat henüz geliştirilerek üretime alınmamış<br />

hiçbir petrol, gaz ve kömür sahasının üretilmemesi<br />

gereğini vurguladı!<br />

Mantıksız, teknik-ticari-ekonomik-siyasi-hukuki<br />

olarak mümkün ve uygulanabilir olmayan, bencil,<br />

dünyanın gerçeklerinden bihaber oluş hissi doğuran,<br />

adaletsiz ve kabul edilemez bir öneri uluslararası bir<br />

kurum tarafından insanlığın idrakine arz edildi!<br />

<strong>Enerji</strong> alanında otorite bir kurum olarak algılanan<br />

Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı’nın (IEA), bu trend<br />

dâhilinde bir yol haritası gibi algılanabilecek olan<br />

“Net Zero by 2050 A Road Map for the Global Energy<br />

Sector” isimli raporu, içeriğindeki tutarsızlıklardan<br />

ziyade, “böyle bir kurumdan nasıl böyle bir model<br />

önerisi ortaya çıkabilir?” sorusunu akıllara getirdi.<br />

Peki, ana hatlarıyla bu raporda neler ifade edilmekteydi?<br />

“IEA Net Zero by 2050” Raporu’nun ana<br />

tezleri<br />

IEA tarafından hazırlanan ilgili rapora göre,<br />

aşağıda maddeler halinde özetlenebilecek bazı<br />

tespitler ve öneri paketleri ortaya koyuldu. Bunlar:<br />

Salgın dönemi dışındaki normal hayata devam<br />

edilen dönemlerde, daha önce ortaya<br />

koyulan CO2 hedeflerine ulaşılamadı.<br />

Salgın akabinde ise ekonomilerin yeniden<br />

toparlanma trendi ile birlikte salınımın yeniden<br />

artacağı aşikârdır.<br />

Bu sebeple radikal önlemler alınmalı ve bütün<br />

devletler bu sürece dâhil edilmelidir.<br />

2030’da küresel ekonomi yüzde 40 büyüyecek<br />

iken, enerji tüketimi yüzde 7 azalacaktır.<br />

2030’da dünya genelinde yıllık yeni elektrik<br />

üretim kapasitesi eklenme hedefleri; RES<br />

için 390 GW, GES için 630 GW olmalıdır.<br />

2030’da yıllık elektrikli araç satış oranları ise<br />

yüzde 5’ten, yüzde 60’lara çıkarılmalıdır.<br />

Özellikle batarya, depolama ve hidrojen alanında<br />

geliştirilmeye çalışılan yeni teknolojiler<br />

piyasalara inmelidir.<br />

Bireysel tüketimlerde konut ısıtmasında verimlilik,<br />

ısı pompası kullanımı ve elektrikli<br />

araç tercihleri ile yüzde 55’lik bir CO2 düşüşü<br />

yaşanabilecektir.<br />

Ayrıca bireysel araç kullanımının toplu taşıma,<br />

yürüyüş vb. sosyal tercih değişimlerine<br />

de döndürülmesi gereklidir. Verimlilik<br />

dâhilinde araçların maksimum hızlarının<br />

dahi düşürülmesi gerekebilecektir.<br />

785 milyon temiz mutfak imkânı olmayan insana<br />

elektrikli imkân sağlamak için 40 milyar<br />

dolar gereklidir.<br />

Temiz enerji istihdam trendi ile sosyal tercihler<br />

de değiştirilebilecektir.<br />

Hepsinden önemlisi, <strong>2021</strong> yılı itibarıyla petrol,<br />

doğal gaz ve kömür alanındaki bütün<br />

arama faaliyetleri sonlandırılmalı ve keşfe-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 39


dilmiş fakat üretime alınmamış bütün sahaların<br />

da geliştirilmesinden vazgeçilmelidir!<br />

Hiç şüphesiz hazırlanan bu öneri paketlerinde;<br />

(adil ve uygulanabilir olmayan) sürece bütün devletlerin<br />

dâhil edilmesinden, hedeflenen yeni kapasite<br />

oranlarına, belirsiz olan teknolojik atılımlardan toplumsal<br />

dönüşüm girişimlerine kadar birçok husus<br />

ciddi anlamda eleştirilebilecektir.<br />

Fakat hepsinden öte “<strong>2021</strong> yılı itibarıyla petrol,<br />

doğal gaz ve kömür alanındaki bütün arama faaliyetleri<br />

sonlandırılmalı ve keşfedilmiş fakat üretime<br />

alınmamış bütün sahaların da geliştirilmesinden<br />

vazgeçilmeli” maddesi o kadar mantık sınırlarının<br />

dışındadır ki, bu öneriye ilgili raporda nasıl yer verilebildiği<br />

şaşkınlık uyandırmaktadır.<br />

Bu kadar mantıksız, uygulanamaz ve tutarsız bir<br />

önerinin merkeze konulduğu bir model nasıl olur da<br />

ballandıra ballandıra lanse edilebilmiştir?<br />

Hangi petrol üreticisi devlet bu öneriyi kabul edebilecektir?<br />

Burada hedeflenen gerçek anlamda nedir?<br />

“IEA Net Zero by 2050” Raporu ile ne<br />

hedeflenmektedir?<br />

Dünya petrol üretiminin (aynı zamanda gaz üretiminin)<br />

neredeyse yüzde 65’i:<br />

Bizim medeniyet coğrafyamız olarak da tarif<br />

ettiğimiz;<br />

(Batı tarafından) gelişmemiş olarak nitelendirilen,<br />

Büyük atılımlar yapabilmek için çırpınıp duran,<br />

Bununla birlikte elinde sadece fakir fakat<br />

genç ve artan bir nüfusa sahip olan,<br />

Demografik nitelikleri sayesinde etkinliği her<br />

geçen gün daha da belirginleşen,<br />

Toplumlarının büyük bir bölümü de Müslüman<br />

olan devletler tarafından yapılmaktadır.<br />

Dünya kanıtlanmış petrol, gaz ve uranyum rezervlerinin<br />

yarıdan fazlası yine bu coğrafyada yer<br />

almaktadır. Bu rezervlerin birçoğu özellikle finansal<br />

nedenler yüzünden henüz üretime alınamamıştır.<br />

Bunların da ötesinde bu coğrafya; çok daha büyük<br />

rezerv potansiyellerine gebe konumda olan bakir<br />

bölgeler ihtiva etmektedir. Dolayısıyla Müslüman<br />

toplumların devletleri bir gelişme ve atılım sürecindedir.<br />

Bu devletlerin, Batı dünyası gibi ellerinde; gelişmiş<br />

teknoloji, oturmuş sistemler, finansal güç vb.<br />

imkânlar yoktur.<br />

Bu süreçte sahip oldukları yegâne iki kaynak: büyüyen<br />

genç nüfusları ve yer altı kaynaklarıdır. Yer altı<br />

kaynaklarını kullanabilmek için ise ilgili teknolojiler,<br />

finans ve insan kaynakları anlamında önemli ölçüde<br />

gelişme sağlamışlardır. Şimdi haksız bir şekilde öne<br />

çekilmeye çalışılan bu tutarsız CO2 hedefleri ilgili fakir<br />

toplumlarının huzuru, büyümesi, güçlenmesi ve<br />

refah elde etmesi için büyük bir engeldir!<br />

Bu sebeple ortaya koyulan bu minvaldeki önerileri<br />

uygulanabilir olmadığı gibi adil de değildir. O<br />

halde, bu durum biline biline böyle bir raporun yayınlanması<br />

ya bazı şirketlerin hisse değerleri ile geçici<br />

bir süre oynayacak algı oluşturmak ya da kapalı<br />

kapılar ardında planlanan küresel ölçekli büyük bir<br />

adil olmayan baskı sürecinin habercisidir!<br />

Tabii bu sefer IEA gibi kurumların arkasında olan<br />

yapıların da karşısında “OPEC+” şekline bürünen<br />

yeni ittifak çok daha etkin, güçlü ve iradeli duracak<br />

gibi görülmektedir.<br />

Adil, merhametli ve uygulanabilir bir iklim<br />

değişikliğiyle mücadele vizyonu<br />

Muhakkak özellikle hidrokarbon yakıtların tüketilmesinin<br />

sebep olduğu karbondioksit salınımı sebebiyle<br />

yaşanan küresel ısınma (ve buna da bağlı<br />

olarak iklim değişikliği) üzerine düşünülmesi ve<br />

önlem alınması gereken bir konu olarak karşımızda<br />

durmaktadır.<br />

40 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Fakat belki de bu bağlamda asıl dikkate alınması<br />

gereken;<br />

CO2 salınımına gerçek anlamda son 100 yıldır<br />

kimlerin sebep olduğu,<br />

Halen kişi başı CO2 salınımında hangi ülkelerin<br />

önde gittiği,<br />

CO2 salınımını azaltabilmek için izlenebilecek<br />

makul, tutarlı ve adil stratejilerin neler<br />

olduğu,<br />

Bu stratejiler için; kimlerin nelerden feragat<br />

etmesi karşılığında, kimlerin ne kazanacağıdır.<br />

İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında bütün<br />

enerjimizin ve kaynaklarımızın uygulanması mümkün<br />

olmayan bir enerji dönüşümü ihtirasıyla heba<br />

edilmesi hiç de mantıklı değildir.<br />

Çünkü bu sürecin adil bir şekilde<br />

yürütülebilmesi imkânsızdır. Ayrıca<br />

bütün ülkelerin enerji dönüşümünü<br />

ortaya koyulan hedefler doğrultusunda<br />

gerçekleştirebileceği; finans,<br />

yaygın teknoloji, sosyal yapı<br />

ve teknik altyapı mevcut değildir.<br />

İlgili hedefler doğrultusundaki her<br />

adım daha fazla bütçe gerektireceğinden,<br />

bu bütün ülkeler (özellikle<br />

gelişmemiş ve gelişmekte olarak<br />

tanımlananlar) için ek maliyet, büyüme<br />

hedeflerinin tutturulamaması,<br />

başarısızlık, enerji açlığının<br />

giderilememesi ve huzursuzluk<br />

olarak geri dönecektir.<br />

Bu duruma devletler arasındaki ihtilaflar, hırslar,<br />

gerilimler ve rekabet süreci de eklenirse, enerji dönüşümü<br />

hedefleri birçok ülke için güvenlik sorunu<br />

olarak dahi algılanabilecektir. Bu dönüşüm hedeflerini<br />

ortaya koyan kurum ve ilgili devletlerin dahi<br />

belki küresel ölçekte kümülatif olarak (enerji dönüşüm<br />

hedeflerinin finanse edilmesi ve bu bağlamda<br />

oluşacak zararın karşılanması dahilindeki) 100<br />

trilyon doları bulacak bütçelerin bırakın tamamını<br />

binde birini dahi karşılıksız olarak harcayamayacakları<br />

tahmin edilebilecektir.<br />

Petrol üreten ve bütün yıllık bütçeleri petrol ihracatına<br />

bağlı olan onlarca ülkeye, sahip oldukları yer<br />

altı kaynaklarına kilit vurup, karşılığında “bu sayede<br />

30 yıl sonra küresel sıcaklık belki 0,5 oC daha az artacak”<br />

şeklinde bir gerekçe gösterilemeyecektir. Öte<br />

taraftan birkaç ay önce Texas’ta yaşananlar, enerji<br />

arz güvenliğinin sadece RES ve GES merkezli şekillendirilemeyeceğini<br />

de kanıtlamıştır.<br />

<strong>Enerji</strong> dönüşümü hedefleri, makul seviyelere<br />

indirilmeli<br />

Demografik açıdan bakıldığında da, küresel ölçekte<br />

nüfus artışının önemli bir bölümünü fakir ve<br />

orta sınıf olarak kabul edilen toplumlar oluşturacaktır.<br />

Hatta gelir düzeyi yüksek olan toplumların nüfus<br />

oranları yakın gelecekte düşüş eğilimine girecektir.<br />

Bu durum da geleceğin enerji trendlerini fakir toplumların<br />

belirleyeceği gerçeğini ortaya koymaktadır.<br />

İlgili tutarsız planları ortaya atanlar şayet yeni<br />

suni salgınlarla vahşice fakir toplumların kırılması<br />

senaryolarını çalışmak istemiyorlarsa,<br />

o halde ilgili uzun vadeli politikalarını<br />

yeniden kurgulamalılar.<br />

Bu durumda da, fakir toplumların<br />

da yavaş yavaş kalkınacağı ve (bir<br />

patlama şeklinde ivmeyle artan)<br />

enerji ihtiyaçlarını karşılayabilmek<br />

için o kadar da büyük bütçelerinin<br />

olmadığı gerçeğini göz ardı etmemelidirler.<br />

Sonuç olarak yapılması gereken;<br />

iklim değişikliği ile mücadele<br />

ve bu bağlamda enerji dönüşümü<br />

hedeflerini makul ölçülere indirgeyerek;<br />

ortaya daha kabul edilebilir,<br />

dünya üzerindeki bütün farklı sınıfa<br />

ait olan bireyler tarafından anlaşılabilecek<br />

ve sahiplenebilecek, adil ve merhametli bir<br />

modelin koyulmasıdır.<br />

Bu bağlamda da;<br />

Belki daha basit bir mantıkla, trilyonlarca<br />

dolar bütçelerle enerji dönüşümünün çıkmaza<br />

itilen sokaklarında dolaşmak yerine,<br />

Ormanlaştırma politikaları üzerine eğilmek,<br />

Her ölçekte ağaç dikme kampanyalarına girişmek,<br />

<strong>Enerji</strong> dönüşümü ve elektrikli araç süreçlerine<br />

de daha sakin, incitmeden, kasmadan,<br />

abartmadan, adil ve makul bir ölçüde devam<br />

etmek daha uygulanabilir ve bütün insanlarca<br />

kabul edilebilir bir yol planı olabilecektir.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 41


RAPOR<br />

.<br />

.<br />

“Salgın sonrası daha yeşil bir<br />

dünyaya yelken açmak”<br />

TSKB Ekonomik Araştırmalar, makroekonomi odağında Kovid-19 salgınının ülke ve dünya genelinde<br />

yarattığı etkilere ilişkin önemli değerlendirmeler paylaştığı üçüncü rapor çalışmasını yayımladı. “Salgın<br />

Sonrası Daha Yeşil Bir Dünyaya Yelken Açmak” başlığıyla hazırlanan raporda, salgınla mücadele<br />

çerçevesinde atılan adımlar sonrası dünyada ve ülkemizde iyileşme belirtileri görüldüğüne işaret edilirken,<br />

politika ajandasına kalıcı olarak girdiği anlaşılan iklimin, yapısal dönüşümün hızlandırıcısı olarak ele<br />

alınabileceği ifade ediliyor…<br />

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik<br />

araştırma faaliyetleriyle katma değer yaratan çözümler<br />

sunmaya devam eden TSKB Ekonomik Araştırmalar,<br />

makroekonomi odağında Kovid-19 etkilerine<br />

ilişkin hazırladığı “Salgın Sonrası Daha Yeşil Bir<br />

Dünyaya Yelken Açmak” başlıklı üçüncü raporunu<br />

yayımladı. Salgınla mücadelede dünya genelindeki<br />

destekleyici politikalar ve hızlanan aşılama<br />

faaliyetleri ile ekonominin iyileşme belirtileri gösterdiğine<br />

işaret eden rapor, toparlanma sürecinde<br />

önemli adımlar atılmasına rağmen aşılması gereken<br />

belirsizliklere ve eşitsizliklere de dikkat çekiyor.<br />

TSKB Ekonomik Araştırmalar Departmanı’ndan<br />

Feridun Tur, Şakir Turan, Cihan Urhan ve Cem Avcıoğlu<br />

tarafından hazırlanan rapor, daha yeşil bir<br />

dünya yolunda uluslararası kalkınma finansmanı<br />

kuruluşlarının Türkiye’nin yapısal dönüşümü için<br />

katkı sağlayabileceğine ve ülkenin yeşil dönüşü-<br />

42 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


münü hızlandırabileceğine vurgu yapıyor.<br />

Türkiye ekonomisi salgın sonrası süreçte<br />

hızlı bir toparlanma kaydederken, salgın kaynaklı<br />

son dönemdeki kısıtlamalara rağmen<br />

aktivitede yavaşlama sınırlı kaldı. Dünyadaki<br />

düzensiz toparlanma içinde oluşan enflasyonist<br />

eğilimler Türkiye’yi olumsuz etkilerken, belirsizliklerin<br />

ekonomi politikalarında manevra<br />

alanını sınırladığı görünüyor. Raporda, makro<br />

dengelerde iyileşme için iç talebin bir süre daha<br />

soğuması gerektiği belirtilirken, son yıllardaki<br />

deneyimler makroekonomik politika tedbirlerinin<br />

kalkınma politikalarıyla güçlendirilmesi<br />

gerektiğinin önemini teyit ediyor.<br />

Uluslararası finansman, yeşil dönüşümü<br />

hızlandırabilir<br />

Küresel iklim gündeminin Türkiye’yi de pek<br />

çok alanda etkileme potansiyeline sahip olduğu<br />

belirtilirken, enerji üretiminde dönüşüm, kaynak<br />

verimliliğine odaklı Ar-Ge süreçleri, tarım<br />

ve gıda sistemleri, döngüsel ekonomi ve sınırda<br />

karbon vergileri gibi alanlarda bu etkilerin görünmesi<br />

bekleniyor. Bu alanda atılacak adımların<br />

ülkeye bir dönüşüm getirebileceğinin ifade<br />

edildiği raporda, iklim politikalarının ülkenin<br />

yapısal dönüşümünün hızlandırıcı olarak ele<br />

alınabileceği aktarılıyor. Daha yeşil bir dünyaya<br />

yönelim için ihtiyaç duyulacak bu dönüşümün<br />

hem küresel iklim gündemine hem de Türkiye’nin<br />

yapısal dönüşümüne katkı sağlayacağının<br />

altı çizilirken, bu çerçevede uluslararası<br />

kalkınma finansmanı kuruluşlarının sağlayacağı<br />

hedefli fonlama ile Türkiye’nin yeşil dönüşümünün<br />

hızlandırılabileceğine vurgu yapılıyor.<br />

İklim krizine karşı sorumluluk iş<br />

ortamını iyileştirebilir<br />

TSKB Ekonomik Araştırmalar Baş Ekonomisti<br />

Burcu Ünüvar raporun giriş yazısında,<br />

ülkelerin birbirine ne kadar bağlı olduğunu<br />

hatırlamanın ve sorumlu politikalar geliştirmenin<br />

ne denli önemli olduğunun altını çizerek,<br />

şu ifadelere yer veriyor “Türkiye ekonomisinin<br />

küresel ekonomi ile entegrasyonunun ve dışa<br />

açıklığının yüksek olması önemli birer avantaj.<br />

Kısa ve orta vadede dış ticarette, rekabetçiliğimizin<br />

artırılmasına yatırım yapmak, önemli bir<br />

gündem maddesi olacak. Bu sebeple iklim kri-<br />

ÇEVRECİ TARIMSAL ÜRETİM ENFLASYONLA<br />

MÜCADELE İÇİN ÖNEMLİ<br />

2020 yılının ilk yarısında düşük çift haneli seviyelerde seyreden<br />

tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) enflasyonu 2020 sonunda<br />

yüzde 14,6’ya yükseldi. <strong>2021</strong> yılının geçtiğimiz 5 ayında iç talepte<br />

soğumanın sınırlı kalması ve birikimli maliyetlerle tüketici<br />

enflasyonu Nisan <strong>2021</strong>’de yüzde 17’yi aştı. Ayrıca küresel tarım<br />

fiyatları başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükseliş, yukarı<br />

yönlü baskıyı artırıyor. Kısa vadede iç talepteki soğumanın sürmesi<br />

ve döviz kurlarındaki oynaklığın azalması ile maliyet geçişkenliğinin<br />

sınırlanabileceğini vurgulayan raporda, orta vadede<br />

iklim dostu tarımsal üretim ve gıda güvenliği başta olmak üzere<br />

yapısal politikaların enflasyonla mücadelede öne çıkması gerektiğinin<br />

altı çiziliyor. Son yıllardaki deneyimler ışığında büyüme<br />

ve istihdam politikalarına ek olarak enflasyonla mücadele ve<br />

dış dengesizlikleri azaltmada kullanılacak araçların kalkınma<br />

politikalarıyla güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.<br />

Tedarik zinciri arayışı Türkiye’nin AB’deki pazar payını artırıyor<br />

Sanayinin güçlü gelişme kaydetmesinde hem yurt içine hem<br />

yurt dışına gerçekleştirilen satışların önemli bir etkisi olduğu<br />

belirtilen rapora göre, <strong>2021</strong> Ocak- Mart dönemi itibarıyla imalat<br />

sanayisindeki 23 alt kolun 20’sinde reel yurt içi cironun, 17’sinde<br />

ise reel yurt dışı cironun salgın öncesi seviyeyi aştığı görülüyor.<br />

Sanayi alt kollarında cironun yurt içi ve yurt dışı kaynaklarına<br />

bakıldığında performansın farklılaştığına dikkat çekilirken,<br />

bilgisayar, elektronik, optik ve gıda faaliyet kollarında yurt içi<br />

ciro azalmasına karşın, yurt dışı cironun artmaya devam etmesi<br />

önemli bir gelişme olarak belirtiliyor. Salgın sonrası dayanıklı<br />

tedarik zinciri arayışlarının tedarik süreçlerinin son kullanıcıya<br />

daha yakın bölgelerden gerçekleşmesiyle bölgesel tedarik zincirlerinin<br />

yaygınlaşmasının gündeme geldiğini açıklayan rapor,<br />

bu eğilimin Türkiye-AB ilişkilerine yansımış olabileceğini ortaya<br />

koyuyor. Özellikle tekstil ve giyimle ilişkili bazı faaliyetlerde<br />

Türkiye’nin AB’deki pazar payı geçtiğimiz yıllarda azalma eğilimi<br />

gösterirken salgınyle başlayan süreçte kayda değer ölçüde<br />

artış kaydetti.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 43


zine karşı sorumluluk bilinci ile Türkiye’nin iş yapma<br />

ortamını iyileştirmenin tam zamanı diye düşünüyoruz.<br />

Böylesi bir yaklaşım, ülkeye dış tasarruf girişini<br />

destekleyerek büyüme ve istihdam piyasalarında<br />

iyileşmeyi tetikleyebilecektir. Salgın kaynaklı negatif<br />

iktisadi gelişmelerin özellikle kadınlar ve gençler<br />

üzerinden istihdam piyasalarını zedelediği küresel<br />

ekonomide, Türkiye istihdam piyasalarının<br />

da dönüşüme ihtiyacı bulunuyor. Yapısal dönüşüm<br />

gerektiren bu tarz süreçlerin etkileri orta vadede<br />

netleşeceği için, dönüşümü en erken ve en planlı<br />

şekilde başlatmak önem taşıyor. Salgından çıkmak<br />

için uzun bir yokuşu tırmanmak gerekse de doğru<br />

politika adımları ile gerçekleştirilecek bu tırmanışın<br />

sonrasında göreceğimiz manzara hepimiz için daha<br />

iyi olacak.”<br />

TURİZM SEKTÖRÜNDE ESKİYE<br />

DÖNÜŞ 2023 YILINDA<br />

Küresel düzeyde salgın koşullarından en fazla etkilenen<br />

sektörlerden biri olan turizm sektörüne de<br />

değinilen raporda, salgının getirdiği ekonomik koşullar<br />

ve devam eden salgın endişeleri toparlanma<br />

hızını azaltan unsurlar olarak ön plana çıkıyor. Yurt<br />

içi aşılama çalışmaları ve kaynak ülkelerle gerçekleşen<br />

ikili görüşmelerin yakın vade performansında<br />

belirleyici olacağı belirtilen raporda ulusal ve uluslararası<br />

kuruluşların tahminlerinin sektörde 2019<br />

seviyelerine dönüş için 2023’ü işaret ettiği vurgulanıyor.<br />

Lojistik maliyetleri ve emtia fiyatlarındaki<br />

artış sürüyor<br />

İmalat sanayisine yönelik güçlü talebin salgın<br />

döneminde de sürdüğüne işaret eden rapora göre,<br />

salgın sürecinde Türkiye’de, ülke özel ve sektörel<br />

nedenlerle ara mallarının üretiminde geçici duraksamalar<br />

meydana geldi. Diğer yandan taşımacılık<br />

maliyetlerinde kayda değer artışlar yaşandı. 2020<br />

yılının ikinci yarısında Çin’den Avrupa’ya yapılan taşımacılıkta<br />

konteyner maliyeti yüzde 250 yükselirken,<br />

<strong>2021</strong> yılının ilk 5 ayı toplamında yüzde 60 ilave<br />

artış kaydedildi. Tedarik sürelerindeki uzama ve<br />

firmaların bazı ürünlerde stok yapmaya yönelmesi<br />

mal fiyatlarındaki baskıyı artırdı. Bu nedenle 2020<br />

yılının ikinci yarısında yüzde 26 artan emtia fiyatlarında<br />

<strong>2021</strong>’in ilk 5 ayında yüzde 24 ilave artış oldu.<br />

Bu gelişmeler enflasyon kaygılarını artırırken, <strong>2021</strong><br />

Şubat-Mart aylarında gelişmiş ülke tahvil faizlerinde<br />

yükselişi ve riskli varlıklarda yeniden fiyatlamayı tetikledi.<br />

Politika yapıcıların faizleri uzun süre düşük<br />

tutacaklarına bu sayede de finansal piyasalardaki<br />

tansiyonu kısmen hafiflettiklerine işaret eden raporda,<br />

piyasa ile politika yapıcıların, enflasyonun<br />

kalıcılığı konusundaki görüş ayrılıkları belirsizliğini<br />

artırmasının, görünüm üzerindeki aşağı yönlü risklerin<br />

önemini korumasına yol açtığı belirtiliyor.<br />

44 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ÇEVRE<br />

.<br />

.<br />

Gaziantep ve Konya, sıfır<br />

karbon binalara hazırlanıyor<br />

Dünya Kaynakları Enstitüsü ile Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yürütülen Sıfır Karbon<br />

Binalar projesiyle Türkiye’de iki yıl süreyle teknik destek verilecek kentler olarak Gaziantep ve Konya<br />

seçildi. Proje kapsamında kamu ve yerel yönetimlerle ortak çalışmalar yapılarak “yeşil şehirler”<br />

oluşturulması hedefleniyor…<br />

Sıfır Karbon Binalar projesinde yer alacak iki<br />

pilot şehir olan Gaziantep ve Konya’da sıfır karbon<br />

binalar için destek sağlanacak. Dünya Kaynakları<br />

Enstitüsü (WRI) ile Birleşmiş Milletler Çevre Programı<br />

(UNEP) tarafından yürütülen Sıfır Karbon Binalar<br />

projesiyle Türkiye’de iki yıl süreyle teknik destek<br />

verilecek kentler olarak Gaziantep ve Konya seçildi.<br />

Türkiye’de WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in<br />

destek verdiği projenin ulusal ve yerel olmak üzere<br />

iki hedefi var. Ulusal çalışmaların hedefi, merkezi<br />

yönetim ile çalışarak, 2050 yılına kadar bina sektörünün<br />

karbonsuzlaştırılmasına yönelik Ulusal Katkı<br />

Beyanları (NDCs) ve/veya diğer ulusal stratejiler ile<br />

ilişkili olmak üzere uzun vadeli ulusal yol haritalarının<br />

geliştirilmesi.<br />

Gaziantep ve Konya’da yapılacak yerel çalışmalar,<br />

yerel yönetimlerle çalışarak binaların karbonsuzlaştırılmasına<br />

yönelik yerel eylem planlarının/<br />

stratejilerin geliştirilmesi ve planların uygulamaya<br />

geçirilmesine destek sağlanmasına yönelik. Sıfır<br />

karbon binalara yatırım sağlamak üzere yerel<br />

yönetimlerle birlikte, özel sektör paydaşları ve kalkınma<br />

bankalarının desteğiyle finans modellerinin<br />

ortaya konması, karbonsuzlaşma alanındaki ilerlemeyi<br />

izlemek için bir metodoloji geliştirilmesi, ayrıca<br />

yapılan çalışmaların diğer ülkelere duyurularak sıfır<br />

karbon bina dönüşümünün ve yatırımların teşvik<br />

edilmesi amaçlanıyor.<br />

46 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


50 m 2 ’nin üzerindeki binaların çatıları GES<br />

olacak<br />

“Dünyanın çeşitli yerlerinde ve yaygın olmamakla<br />

beraber Türkiye’de de sıfır karbon bina örnekleri<br />

görüyoruz. Sıfır karbon binalara pek sık rastlanmamasının<br />

pek çok sebebi var. Yasal düzenlemelerdeki<br />

eksiklikler, inşaat sektörü profesyonellerinin teknik<br />

eksiklikleri, talep yaratacak farkındalığın oluşmaması,<br />

finansmanın sıfır karbon yatırımlarına yönlenmemesi<br />

ve gerekli piyasanın oluşmamış olması”<br />

diyen WRI Türkiye Direktörü Dr. Güneş Cansız, Sıfır<br />

Karbon Binalar projesiyle bu konuda önemli gelişmeler<br />

kaydedileceğini belirtti.<br />

Berlin Eyalet Senatosu tarafından 17 Haziran<br />

<strong>2021</strong> günü kabul edilen “Güneş Yasası” ile şehirdeki<br />

binaların çatılarında güneş enerjisi kurulumu yapılması<br />

zorunlu hale geldi. Berlin Senatosu tarafından<br />

yapılan açıklamaya göre 1 Ocak 2023 tarihinde<br />

yürürlüğe girecek uygulamayla kullanılabilir alanı<br />

50 metrekarenin üzerinde olan yeni binaların çatılarının<br />

güneşten elektrik üretimi için kullanılması<br />

zorunlu olacak. Mevcut binalarda da büyük çaplı<br />

yenilemeler yapılabilmesi için güneş enerjisi kurulumunun<br />

projeye dahil edilmedi gerekecek.<br />

Yasaya göre yeni binalarda brüt alanın yüzde<br />

30’luk bölümünün, mevcut binalarda ise net alanın<br />

yüzde 30’luk bölümünün asgari olarak güneş enerjisi<br />

kurulumları için kullanılması gerekecek. Kurulumların<br />

iki daireli apartmanlarda 3 kW, ikiden fazla<br />

daireli apartmanlarda 6 kW, konut dışı binalarda ise<br />

6 kW’ın üstünde olması gerekmeyecek. Bununla birlikte<br />

bazı durumlarda muafiyet sağlanacak.<br />

Yasaya göre Anıt Koruma Yasası ile korunan, kurulum<br />

yapılmasının teknik olarak imkansız olduğu,<br />

çatıların kuzeye dönük olduğu, dış yüzeylerinde fotovoltaik<br />

sistem kurulumlarının bulunduğu ve Bina<br />

<strong>Enerji</strong> Yasası kapsamında termal güneş enerjisi sistemleri<br />

kurulumu olan binalar zorunluluktan muaf<br />

tutulacak.<br />

Proje Berlin’i “Güneş Şehri” yapacak<br />

Yapılacak yatırımlar Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Yasası<br />

kapsamında alım garantilerle desteklenecek iken<br />

Berlin Yönetimi halihazırda güneş enerjisi yatırımlarına<br />

15 bin 300 euroya kadar destek sağlıyor. Fraunhofer<br />

ISE Berlin yönetiminin “Güneş Şehri” olma hedefi<br />

kapsamında 2019 yılında bir çalışma yapmıştı.<br />

Çalışmanın sonuçlarına göre şehirdeki binaların<br />

çatılarında güneş enerjisi kurulumlarını zorunlu<br />

kılmak şehrin çatılarında halihazırda 100 MW düzeyinde<br />

olan kurulu gücün 4 bin 400 MW’a ulaşmasını<br />

ve şehrin elektrik ihtiyacının yüzde 25 oranında güneş<br />

enerjisinden karşılanmasını sağlayabilir.<br />

Şehirdeki yaklaşık olarak 530 bin olan binalar<br />

üzerinde üç boyutlu modellemelerle yapılan analize<br />

göre, şehrin güneş enerjisi potansiyelinin yüzde<br />

58’lik bölümü konut amaçlı kullanılan binalarda,<br />

yüzde 32’lik bölümü ticari binalarda, yüzde 9’luk<br />

bölümü ise kamu binalarında bulunuyor. Mülkiyet<br />

açısından ise potansiyelin yüzde 41’lik bölümü bireylere,<br />

yüzde 48’lik bölümü şirketlere ve yüzde 8’lik<br />

bölümü de şehir yönetimine tahsis edilebilecek durumda.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 47


FİNANSMAN<br />

.<br />

.<br />

KYB, 512 milyon dolar<br />

olan RES desteğini<br />

822’ye çıkaracak<br />

Bugüne kadar toplam 23 RES projesine destek veren Kalkınma Yatırım Bankası,, <strong>2021</strong> yılı<br />

boyunca RES projelerine yoğunlaşarak bu alana 310 milyon dolar daha finansman desteği<br />

sağlayacak. KYB Genel Müdürü İbrahim Öztop, “<strong>2021</strong> sonu itibarıyla RES projelerinin<br />

finansmanında toplam 822 milyon dolara ulaşmayı hedefliyoruz. RES projelerine olan<br />

finansman desteğimiz gelecek yıllarda da devam edecek” dedi…<br />

Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim<br />

Öztop, <strong>2021</strong> yılı boyunca Rüzgar <strong>Enerji</strong>si Santralleri<br />

(RES) projelerine yoğunlaşarak bu alana 310 milyon<br />

dolar daha finansman desteği sağlamayı amaçladıklarını<br />

belirterek, “<strong>2021</strong> sonu itibarıyla RES projelerinin<br />

finansmanında toplam 822 milyon dolara<br />

ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.<br />

Kalkınma Yatırım Bankası açıklamasına göre,<br />

banka enerjide dışa bağımlılığı azalan bir Türkiye<br />

hedefiyle çalışarak bugüne kadar finanse ettiği ve<br />

faaliyete başlayan 626 MW kurulu gücündeki RES<br />

projeleri sayesinde 475 bin hanenin yıllık enerji ihtiyacının<br />

karşılanmasına vesile oldu.<br />

Banka ayrıca, <strong>2021</strong> yılında finanse edeceği RES<br />

yatırımlarıyla toplamda 920 MW’lık RES kurulu gücüne<br />

ulaşılmasını sağlayarak 700 bin hanenin yıllık<br />

enerji ihtiyacının karşılanmasında rol oynayacak. 15<br />

Haziran Dünya Rüzgar Günü’nde, RES’lerin öneminin<br />

giderek arttığını belirten banka, finanse ettiği<br />

RES yatırımlarıyla 1,65 milyon ton eş değer karbon-<br />

48 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


GÜNEŞE DESTEK MİKTARI 200 MİLYON DOLAR OLACAK<br />

Öte yandan TSKB’nin finanse ettiği toplam 330 yenilenebilir enerji projesinin 162 tanesini GES<br />

projeleri oluşturuyor. Toplam finanse edilen GES kurulu gücü 250 MW’ın üzerinde yer alırken,<br />

bu projelere sağlanan toplam finansman miktarı ise 250 milyon doların üzerinde hesaplanıyor.<br />

Önümüzdeki 2-3 yıl boyunca GES alanındaki yatırımlara yoğunlaşmayı planlayan TSKB, bu alana<br />

200 milyon dolar tutarında finansman sağlamayı hedefliyor. Çatı üstü GES’lerin finansmanında;<br />

müşterilerine sunduğu finansal kiralama hizmetleri ile de ayrışan TSKB, projelere yönelik<br />

uzun vadeli kredileriyle öne çıkıyor. Banka, finansman olanaklarının yanı sıra teknik fizibilite,<br />

teknoloji analizi, yaşam döngüsü maliyet analizi gibi alanlarda sunduğumuz danışmanlık hizmetleri<br />

de veriyor.<br />

dioksit emisyonu azaltımına katkıda bulunuyor.<br />

“Portföyümüzün yüzde 33’ünü RES projeleri<br />

oluşturuyor”<br />

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kalkınma<br />

Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, yeşil<br />

enerji kaynaklarının uluslararası boyutta önemli olduğunu<br />

belirterek, iklim değişikliğinin yarattığı küresel<br />

tehdidi ortadan kaldırmak için yürütülen çalışmalarda<br />

RES’in öneminin giderek arttığını vurguladı.<br />

Türkiye’de 2020 yılında gerçekleştirilen RES projelerinin<br />

yüzde 10’unu Kalkınma Yatırım Bankası’nın<br />

finanse ettiğini bildiren Öztop, şunları kaydetti: Ülkemizin<br />

yenilenebilir enerji gücünde büyük rolü olan<br />

rüzgar enerjisi santrallerine finansman desteği sağlamayı<br />

sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Finansman<br />

desteği sağladığımız enerji projelerinin kurulu<br />

güç bakımından yüzde 33’ünü RES projeleri oluşturuyor.<br />

Banka olarak bugüne kadar toplam 23 RES<br />

projesine destek verdik. Faaliyete geçen RES’lerin<br />

kurulu gücü 626 MW ve bu projelere sağlanan toplam<br />

finansman miktarı ise 512 milyon dolar seviyesinde.<br />

<strong>2021</strong> yılı boyunca RES projelerine yoğunlaşarak bu<br />

alana 310 milyon dolar daha finansman desteği<br />

sağlamayı ve <strong>2021</strong> sonu itibarıyla RES projelerinin<br />

finansmanında toplam 822 milyon dolara ulaşmayı<br />

hedefliyoruz. RES projelerine olan finansman<br />

desteğimiz gelecek yıllarda da devam edecek.<br />

Öztop, projelere finansman desteği sağlamanın<br />

yanı sıra her bir projeye yatırım konusu ve tutarından<br />

bağımsız olarak uluslararası standartlar ile uyumlu<br />

şekilde çevresel ve sosyal risk değerlendirme<br />

çalışması yaptıklarını belirterek, “2020 sonu itibarıyla<br />

yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projeleri<br />

kredi portföyümüzün yüzde 57’sini oluşturuyor ve<br />

sürdürülebilirlik temalı kredilerin portföyümüzdeki<br />

payı ise yüzde 63 seviyesinde. Kurulu gücü yaklaşık<br />

2 bin 870 MW olan 309 adet enerji yatırımına 1,2 milyar<br />

TL civarında kredi kullandırımı gerçekleştirdik.<br />

Temiz enerjiye erişimde oldukça önemli olan rüzgar<br />

enerjisi santrallerinin finansmanıyla ülkemizin<br />

düşük karbonlu ekonomiye geçişinde önemli bir rol<br />

alıyoruz” ifadelerini kullandı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 49


İNOVASYON<br />

Esen Erkan<br />

.<br />

Çevre dostu teknolojiler, EUROGIA<br />

Topluluğu ile desteklenecek<br />

Avrupa Birliği’nin yeni teknolojiler ve projeler geliştirilmesi<br />

için oluşturduğu EUREKA çatısı altında<br />

faaliyet gösteren EUROGIA Topluluğu, 1 <strong>Temmuz</strong><br />

<strong>2021</strong>’den itibaren yeni dönemine başlıyor. Yenilenebilir<br />

enerji, elektrikli araçlar ve şarj altyapısı, akıllı<br />

şebeke, depolama teknolojileri, nesnelerin interneti,<br />

yapay zekâ ve akıllı şehirler konularına odaklanan<br />

EUROGIA, 1 <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> itibarıyla yeni dönemine<br />

başlamış olacak. Topluluk, bu odak alanları için geliştirilen<br />

proje önerilerini değerlendirerek standartlarını<br />

yakalayan en iyi projelere uygunluk vermeye<br />

devam ediyor. Aynı zamanda projelerin fonlanması<br />

konusunda yerel fon kaynaklarıyla iletişim kurularak<br />

fonlanan projelerin takip ve değerlendirmesini<br />

gerçekleştiriyor. <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> (IS:ENJSA) CE-<br />

O’su Murat Pınar’ın başkanlığını yaptığı topluluğun<br />

“Eurogia 2030 Teknoloji Yol Haritası” kapsamında<br />

2025’e kadar öngördüğü strateji, EUREKA tarafından<br />

onaylandı. Küresel enerji trendleri olan dekarbonizasyon,<br />

desentralizasyon (Ademi merkeziyetçilik),<br />

dijitalizasyon, demokratizasyon ve deregülasyon<br />

başlıkları ışığında şekillendirilen yol haritasının<br />

en önemli önceliklerinden biri enerji sistemlerinin<br />

karbon ayak izinin azaltılması olacak. Pazar oluşumunda<br />

kullanılabilecek inovasyonların çerçevesinin<br />

çizildiği yol haritası kapsamındaki yeni teknolojileri<br />

içeren projeler desteklenecek.<br />

EUROGIA Başkanı Murat Pınar, açıklanan yol<br />

haritasıyla ilgili olarak, “EUROGIA, Avrupa Birliği’nin<br />

geleceğinin enerji anlayışını oluşturma ve<br />

kurgulama konularında hem yeşil enerji kullanımı<br />

hem de akıllı şebekelerinin akıllı şehirlerdeki kurgusu<br />

alanında Ar-Ge çalışmalarının başını çekiyor.<br />

Bu anlamda, son üç yıldır yoğun bir şekilde içinde<br />

bulduğumuz bu faaliyetleri bir yol haritası çatısı altında<br />

kurgulayarak, 2030 Yol Haritası başlığı altında<br />

topladık. Önümüzdeki 5 yıldaki hedefimiz 5D olarak<br />

adlandırılan küresel trendleri odağına alan projeleri<br />

desteklemek olacak. Bu da daha akıllı ve daha yeşil<br />

bir gelecek için çalışmak anlamına geliyor. Tüm bu<br />

çalışmalara büyük emek veren EUROGIA Genel Müdürü<br />

Sinem Altuncu, Teknik Komite Başkanı Pierre<br />

Besse ve Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür ederim.<br />

Biz aynı zamanda <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> olarak da bu vizyonu<br />

paylaşıyoruz ve sürdürülebilirlik ile teknoloji<br />

odağındaki yatırımlarımıza hızla devam ediyoruz. Bu<br />

anlamda, Başkent EDAŞ, Toroslar EDAŞ ve AYEDAŞ<br />

bölgelerimizde sürdürdüğümüz AR-GE ve inovasyon<br />

çalışmalarımızla ülkemizin ve sektörümüzün gelişimine<br />

katkı sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.<br />

50 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Uzayda güneş paneli montajı yapıldı<br />

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda görevli astronotlar,<br />

güneş paneli montajı için 6 saatlik uzay yürüyüşü<br />

gerçekleştirdi. NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun<br />

yeni güneş panellerinin kurulumu için<br />

uzay yürüyüşüne çıkan astronotların görev başındaki<br />

görüntülerini paylaştı. NASA astronotu Shane<br />

Kimbrough ve Avrupa Uzay Ajansı’ndan astronot<br />

Thomas Pesquet bu etkileyici görevi üstlendi.<br />

2000 yılından bu yana görev yapan eski güneş panelleri<br />

güç kaybetmeye başladığı için istasyona 6 yeni<br />

güneş paneli eklenmesine karar verilmişti. 239’uncu<br />

uzay yürüyüşünde 6 saat boyunca güneş paneli montajı<br />

yapıldı. Bu yeni güneş panelleri uzay istasyonunun<br />

elektrik ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacak.<br />

Algoritmalar Yarışıyor” yarışmasının<br />

kazananları belli oldu<br />

Türkiye’nin enerji temalı ilk inovasyon merkezi<br />

EPİAŞ ENERJİK İnovasyon Merkezi tarafından ikincisi<br />

düzenlenen “Gün Öncesi Piyasası Optimizasyon<br />

Yarışması-Algoritmalar Yarışıyor” yarışması kazananları<br />

belli oldu. Törende konuşma yapan EPİAŞ<br />

Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu dereceye giren yarışmacıları<br />

tebrik ederek, “Şirketimiz genç ve dinamik<br />

kadrosuyla teknolojik gelişmeleri yakından takip<br />

eden ve sektöre kazandırdığı ürünlerde de bu vizyonla<br />

hareket eden<br />

bir yapıya sahip. Rekabetin<br />

ve sonunda<br />

verilen ödülün gelişmeyi<br />

teşvik ettiğine<br />

inanıyoruz ve bu tür<br />

yarışmaları destekliyoruz.<br />

EPİAŞ olarak<br />

kurduğumuz EPİAŞ<br />

ENERJİK İnovasyon<br />

Merkezi’ni sektörümüze<br />

ve akademi<br />

dünyasına kazandırmanın<br />

mutluluğunu bu yarışmayla bir kere daha<br />

yaşadık. İnovasyon Merkezi’ne akademisyenlerimizi,<br />

üniversite öğrencilerimizi ve araştırmacılarımızı<br />

bekliyoruz” ifadelerini kullandı.<br />

EPİAŞ yerleşkesinde gerçekleşen ödül töreninde<br />

birinci olan Furkan Cantürk, ikinci olan Kenan<br />

Kılıçtepe ve üçüncü olan Doç. Dr. Ulaş Kılıç,<br />

Samet Uçar, Berkay Bereket, Mert Açıkel ve Koray<br />

Kaya’dan oluşan beş<br />

kişilik grup ödüllerini<br />

aldı. Akademik programları<br />

nedeniyle<br />

törene katılamayan<br />

jüri üyeleri Prof. Dr.<br />

Ercan Öztemel, Prof.<br />

Mehmet Güray Güler,<br />

Prof. Dr. Yusuf Sinan<br />

Akgül ve Dr. Öğretim<br />

Üyesi Göktürk Poyrazoğlu<br />

çektikleri video<br />

mesajla kazananları<br />

tebrik etti.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 51


Dünyanın ilk hidrojen<br />

oteli Japonya’da açıldı<br />

Yenilikçilik söz konusu olduğunda öncü ülkelerden<br />

biri olan Japonya, dünyanın ilk hidrojen oteline<br />

ev sahipliği yapmaya başladı. Karbon nötr otel olarak<br />

karşımıza çıkan otel, enerjisini otel ve gıda atıklarından<br />

elde ediyor.<br />

Webtekno’da yer alan haberde, Tokyu Hotels,<br />

Japonya’da dünyanın ilk ‘hidrojen otelini’ hizmete<br />

açarak karbon emisyonunu azaltmak konusunda ne<br />

kadar ciddi olduğunu göstermiş oldu. Söz konusu<br />

otel, ihtiyacı olan enerjiyi atık ürünlerden elde edilen<br />

hidrojenden elde eden, dünyanın ilk karbon nötr<br />

oteli olma unvanına sahip. Tam adı Kawasaki King<br />

Skyfront Tokyo Rei Hotel olan otel, Tokyo şehir merkezine<br />

50 dakika mesafede bulunuyor ve enerjisini<br />

yüzde 30 hidrojen, yüzde 70 yiyecek atıklarından<br />

elde ediyor.<br />

Toshiba tarafından geliştirilen H2Rex teknolojisini<br />

kullanan otel, hidrojen yakıt hücresi sistemiyle<br />

atıklardan elde ettiği hidrojeni karbon emisyonu ortaya<br />

çıkarmadan ısı ve elektrik enerjisine dönüştürebiliyor.<br />

Söz konusu sistem otele bir boru hattı ile<br />

bağlı olduğundan otelin sürekli bir hidrojen kaynağı<br />

bulunuyor.<br />

Kawasaki King Skyfront Tokyo Rei Hotel, misafirlerin<br />

odalarına bırakmış oldukları diş fırçaları ve<br />

tarakları dahi enerjiye dönüştürüyor. Ayrıca otelde<br />

hidroponik (topraksız bitki yetiştirme süreci) ve LED<br />

ışık kaynağı fotosentezi yoluyla mahsül yetiştirme<br />

çalışmaları da bulunuyor. Bu sayede otel, kullanılan<br />

enerjiden maksimum verimi elde etmiş oluyor.<br />

Otel, hidrojen enerjisi ile yılda yaklaşık 450 bin<br />

kwh güç üretiyor. Bu da otelin her yıl dört kişilik 82<br />

eve yetecek kadar elektrik ürettiği anlamına geliyor.<br />

Ayrıca hidrojen enerjisi teknolojisi, yılda 200 bin kg<br />

karbon emisyonu tasarrufu anlamına geliyor ki bu<br />

tasarruf 14 bin 300 sedir ağacı dikerek elde edebileceğimiz<br />

karbon emisyonu azaltımına denk bir tasarruf<br />

demek.<br />

Otel, gıda atıklarını enerjiye dönüştürmek için ise<br />

yakınlardaki bir elektrik santraliyle ortaklık kurmuş<br />

durumda. Otel, gıda atıklarını santrale gönderiyor,<br />

santral bu atıkları geri dönüştürüyor, otel bu geri<br />

dönüşümden elde edilen enerjiyi geri satın alıyor.<br />

Böylece Japonya’da ilk kez gıda atıkları bir otele güç<br />

sağlamış oluyor. Otel, Japonya Çevre Bakanlığı ile iş<br />

birliği içinde hayata geçirilmiş durumda.<br />

52 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Okyanustaki kirliliği takip<br />

edebilen sistem geliştirildi<br />

Bilim insanları çevre kirliliği konusunda farkındalık<br />

yaratan bir çalışmaya imza attılar ve okyanustaki<br />

tüm plastiği takip edebildikleri bir sistem<br />

geliştirdiler. 5 mm’den küçük olan ve çevre kirliliğine<br />

sebep olan, suda çözünmeyen, polimerik parçacıklardan<br />

oluşan mikroplastiklerin varlığı konusunda<br />

uzun süredir çeşitli araştırmalar yapılıyordu.<br />

Özellikle deniz hayvanlarına ve ekosistemlere zarar<br />

veren parçacıkların okyanuslarda ne kadar yaygın<br />

olduğu konusunda çeşitli şüpheler varken bilim insanları<br />

bu parçacıkları uzaydan tespit edecek bir<br />

sistem geliştirdi.<br />

Araştırmacılar, plastiklerin okyanusta nasıl hareket<br />

ettiğini izlemek için bir NASA uydusu kullanıyor.<br />

Cyclone Global Navigasyon Uydu Sistemi (CYGNSS),<br />

kasırgaları izlemek ve fırtınaların oluşumunu anlamak<br />

için tasarlanmış sekiz küçük uydudan oluşan<br />

bir set. Ancak Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmacılar,<br />

hem mikroplastikleri küresel ölçekte<br />

izlemek hem de yüksek çözünürlüklü veriler elde<br />

etmek ve belirli alanları yakınlaştırmak için uydu<br />

sisteminden gelen verileri kullanabileceklerini fark<br />

etti. Araştırmanın yazarlarından Chris Ruf, “Araştırma<br />

sürecinin henüz başındayız, ancak umarım bu,<br />

mikroplastik kirliliği izleme ve yönetme şeklimizde<br />

temel bir değişikliğin parçası olabilir” dedi.<br />

Uydular, kasırga izlemenin bir parçası olarak okyanus<br />

yüzeyinin pürüzlülüğünü ölçüyordu. Ruf ve<br />

ekibi, bu mevcut verileri alabileceklerini ve rüzgar<br />

hızı göz önüne alındığında olması gerekenden daha<br />

düzgün görünen alanları belirleyebileceklerini fark<br />

ettiler. Ruf, okyanuslardaki değişimi uzaydan izleyen<br />

sistemi nasıl geliştirdiklerini şu şekilde anlatıyor: Bu<br />

radarla yüzey pürüzlülük ölçümlerini alıp bunları<br />

rüzgar hızını ölçmek için kullanıyorduk ve sudaki<br />

maddelerin varlığının çevreye duyarlılığı değiştirdiğini<br />

biliyorduk. Böylece, sudaki maddelerin varlığını<br />

tahmin etmek için tepkisellikteki değişiklikleri kullanarak,<br />

her şeyi geriye doğru yapma fikri aklıma<br />

geldi.”<br />

Sonuçlar, mikroplastik konsantrasyonunun mevsimlere<br />

göre değiştiğini gösteriyor. Ayrıca Asya’nın<br />

en uzun nehri olan Yangtze Nehri’nin ağzında yüksek<br />

konsantrasyonda mikroplastik olduğu da ortaya<br />

çıktı. Ruf sonuçlar için “Bir mikroplastik kirlilik kaynağından<br />

şüpheleniyorduk, ama bunun olduğunu<br />

görmek başka bir şey. Geçmişte mevcut olan mikroplastik<br />

verileri çok seyrekti” dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 53


ZİRVE<br />

Z. Işık Adler<br />

.<br />

Karadeniz ve Akdeniz’de keşif<br />

için yeni kuyular açılacak<br />

4. Türkiye <strong>Enerji</strong> ve Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde bir konuşma yapan <strong>Enerji</strong> Bakanı Dönmez, “Sismik<br />

çalışmalardan elde ettiğimiz verilere göre Karadeniz’den ümitliyiz, ilave rezervler bulacağımızı<br />

düşünüyoruz” dedi. Dönmez, Akdeniz konusunda ise “Yavuz sondaj gemisini uzun süreli bakıma aldık.<br />

Bittikten sonra tekrar orada sondajlara başlayacağız. Karadeniz’de olduğu gibi orada da yeni keşifler yapma<br />

ihtimalimiz yüksek” bilgisini verdi…<br />

Turkuvaz Medya Grubu ve Para Dergisi tarafından<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde<br />

düzenlenen 4. Türkiye <strong>Enerji</strong> ve Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,<br />

“Karadeniz’de bir yıl içinde 3 keşifle 540 milyar<br />

metreküplük rezerv bulduğunu söyledi. “Bunlar Sakarya<br />

Gaz Sahası lokasyonunda gerçekleşti. Belki bu<br />

yıl içine o sahanın güneybatısındaki bir sahada daha<br />

keşif amaçlı bir sondaj kuyusu açabiliriz. Bu bilinmezleri<br />

çok olan bir alan. Baştan bazı tahminlerle<br />

yürüyoruz. Çok küçük oranlarla başlayan tahminler<br />

yapılan çalışmalarla yüzde 90’lara ulaşıyor. Yukarıdaki<br />

sismik verilerden elde ettiğimiz verilere göre,<br />

ciddi bir tahmin imkanına sahip oluyoruz. Ondan<br />

sonra kuyuları açıyoruz. Artık çok daha ümitliyiz.<br />

Karadeniz’de ilave rezervler bulacağımızı düşünüyoruz”<br />

dedi.<br />

Zirvede düzenlenen ve moderatörlüğünü Okan<br />

Müderrisoğlu ile Özlem Doğaner’in yaptığı özel oturumda<br />

değerlendirmelerde bulunan Bakan Dönmez,<br />

54 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Türkiye’nin 540 milyar metreküple doğal gazda tüketen<br />

ülke konumundan üreten ülke konumuna doğru<br />

gittiğini belirten Dönmez, “Bu henüz ihtiyacımızı tam<br />

anlamıyla karşılamasa da enerjide dışa bağımlılığı<br />

azaltacak önemli bir keşif. Yılda enerjiye ortalama<br />

40 milyar dolarlık bir fatura ödüyoruz. Ekonomiyi<br />

rahatlatmamız açısından bu dışa bağımlılığı biraz<br />

azaltmamız gerekiyor. Hem bize hem özel sektöre<br />

görev ve sorumluluklar düşüyor. Artık arz güvenliği<br />

sorununu düşünmüyoruz. Hem kaynakları hem teknolojiyi<br />

yerlileştirme yönünde hareket ediyoruz. Bu<br />

sahada ortalama 25 yıl gibi bir işletme planı olacak.<br />

540 milyar metreküplük bir sahada yıllık 15 milyar<br />

metreküplük bir üretimle Türkiye’deki konutların ihtiyacını<br />

karşılayacak kadar gaz üreteceğiz” diye konuştu.<br />

‘2 yılda gazı karaya taşımaya yönelik<br />

çalışıyoruz’<br />

Karadeniz’de bütün çalışmaların 2 yılda gazı karaya<br />

çıkarmak üzerine kurulduğunu anlatan Dönmez,<br />

şunları söyledi: Ön mühendislik çalışmalar<br />

tamamlandı. Kritik malzeme siparişleri verildi. Planlanan<br />

takvime göre ilerleme sağlanıyor. Aksilik olmazsa<br />

2 yıl sonra Karadeniz gazını kullanmaya başlayacağız.<br />

Tüm dünyada olduğu gibi ilk aylarda çok<br />

düşük miktarlarla başlayacağız. 40 üretim kuyusu<br />

açmayı planlıyoruz. İlk etapta üretim 8-10 kuyudan<br />

olacak. Karadaki işleme tesislerinin inşası ve hatların<br />

tamamlanması ile gaz temini sağlanacak.<br />

‘Doğu Akdeniz’de umut vaat eden sahalar var’<br />

Doğu Akdeniz’de umut vaat eden sahalar olduğunu<br />

söyleyen Bakan Dönmez, “Doğu Akdeniz’de sekiz<br />

kadar sondaj yaptık, ciddi deneyimler kazandık.<br />

Filo sayımız arttı. Her gün işi biraz daha hızlandırarak<br />

yapıyoruz. Bu iş güvenliğinden taviz verdiğimiz<br />

anlamına gelmesin. En yüksek hizmet kalitesini sağlamak<br />

durumundayız. Akdeniz’de tabanda ciddi bir<br />

tuz katmanı bulunuyor. Karadeniz’de çalışmak daha<br />

kolay. Akdeniz için bazı tahminlerimiz var. Tahminlerimizin<br />

yüksek olduğu kuyular için harekete geçiyoruz.<br />

Yavuz sondaj gemisini uzun süreli bir bakıma<br />

aldık. O bittikten sonra tekrar orada sondajlara başlayacağız.<br />

Karadeniz’de olduğu gibi orada da yeni<br />

keşifler yapma ihtimalimiz yüksek” dedi.<br />

‘Mısır ile anlaşma yeni fırsatlar doğuracak’<br />

Akdeniz’de doğal gaz arama çalışmaları kapsa-<br />

‘TÜRKİYE İKİ HAMLEYLE<br />

‘ONE MINUTE’ DEDİ’<br />

4. Türkiye <strong>Enerji</strong> ve Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde<br />

KKTC Başbakan Yardımcısı, Ekonomi<br />

ve <strong>Enerji</strong> Bakanı Erhan Arıklı, Doğu Akdeniz<br />

havzasındaki enerji kaynaklarının son zamanlarda<br />

müthiş bir enerji kavgasına neden<br />

olduğunu dile getirerek havzada petrol ve<br />

hidrokarbon yatakları değerinin 1,5 trilyon<br />

dolara ulaştığını söyledi. Arıklı, bölgedeki 5<br />

ülkenin Türkiye ve KKTC’yi bu zenginliklerin<br />

dışında bırakacak bir formül için gayret<br />

gösterdiklerini belirterek “Özellikle Güney<br />

Kıbrıs’ın Mısır ve İsrail ile yaptığı enerji ve<br />

savunma anlaşmalarının, Türkiye’yi dışarda<br />

tutmak için bir proje olduğu ortaya çıkıyor.<br />

Maalesef süper devletler de bu büyük politikaya<br />

engel olmak şöyle dursun, bilakis<br />

teşvikte bulunuyor. Türkiye kendisini bölgeden<br />

dışlamak isteyen bu güçlere karşı iki<br />

hamleyle ‘One minute’ dedi. Birinci hamle<br />

KKTC ile yapılmış olan arama ruhsat anlaşmaları.<br />

İkinci ‘one minute’ çalışması ise<br />

Libya ile yapılan münhasır ekonomik bölge<br />

anlaşması oldu. Böylece Türkiye güçlü bir<br />

aktör olduğunu ve Türkiyesiz herhangi bir<br />

hamlenin yapılamayacağını ortaya koydu.<br />

Umuyoruz ki Karadeniz’de Sayın Cumhurbaşkanımızın<br />

verdiği müjde gibi bir müjde<br />

de Doğu Akdeniz’den gelir. KKTC olarak Türkiye’nin<br />

tüm hamlelerinde yanındayız” dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 55


mında diğer ülkelerle temasların giderek arttığını<br />

aktaran Dönmez, “Burada KKTC ile baştan<br />

itibaren bir işbirliği yapıyoruz. Bu iş birliği<br />

adımları Libya ile devam etti. Geldiğimiz noktada<br />

da Mısır’la temaslara başladık. Denizden<br />

komşu iki ülke olarak yetki paylaşımı anlaşması<br />

gündemde. Mısır ile ilişkilerin geliştirilmesine<br />

yönelik adımlar atılırken bu iki ülke ve yatırımcılar<br />

için fırsat oluşturacaktır” değerlendirmesinde<br />

bulundu.<br />

Türkiye’nin son 20 yılda yenilenebilir enerji<br />

alanında ciddi bir atılım gerçekleştirdiğini belirten<br />

Bakan Dönmez, şunları söyledi: 30 megavat<br />

seviyelerinde kurulu gücü ve santral sayımızı<br />

kat kat arttırdık. Şimdi kurulu gücün yarısı yenilenebilir<br />

kaynaklardan oluşuyor. Yeni projeler<br />

destek mekanizmaları ile daha rahat finansman<br />

imkanı buldu. Şimdi YEKA’ları devreye<br />

soktuk. Bu doğal kaynakları kendi yerli teknolojimizle<br />

elektriğe çevirecek. Eskisinde de yerli<br />

aksam desteği vardı ama tercihe bağlıydı. Şimdi<br />

daha yerli ağırlıklı bir sistem oluşturduk. Son<br />

YEKA’lar çok rekabetçi ortamda gerçekleşiyor.<br />

Kat kat fazla talep var. Bu yıl rüzgarda 2 bin<br />

megavatlık bir YEKA yarışması planlıyoruz son<br />

çeyrekte yine bin megavatlık bir güneş mekanizması<br />

planlıyoruz. 2030’a kadar güneş ve rüzgarda<br />

20 bin megavatı sisteme kazandırmaya<br />

çalışıyoruz.<br />

‘Yılda 3 milyon metre sondaj yapıldı’<br />

Maden konusunda da Türkiye’nin attığı<br />

adımları hızlandırdığını anlatan Bakan Dönmez,<br />

sözlerini şöyle sürdürdü: MTA son 4 yılda<br />

3 milyon metre civarında sondaj yaptı. Havadan<br />

jeofizik görüntülemeyi tamamladık. Bu konuda<br />

elimizde daha güçlü veriler var. Bu sayede sondajlarımızdaki<br />

isabet oranlarımızı arttırdık. Kaynak<br />

çeşitliliğimiz yüksek... 90 civarında maden<br />

çeşitliliğimiz var ama bunlardan 70’ini üretebiliyoruz.<br />

Ekonomik değilse üretmenin bir anlamı<br />

yok. Artık çıkan cevheri işlemeyi tercih ediyoruz.<br />

Bakır, çinko, kurum gibi bazı sahalarımızı katma<br />

değerli üretim için ihale ettik. Bu alanda 140<br />

bine yakın doğrudan istihdam var. Biz de olmayan<br />

üretimi az olan ürünleri de ithal ediyoruz.<br />

Altın konusunda da en faydalı olacak şekilde<br />

arama ve üretim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.”<br />

‘GÜNEY GAZ KORİDORU BATI<br />

BALKANLAR VE AVRUPA’YA<br />

UZANACAK’<br />

Azerbaycan <strong>Enerji</strong> Bakanı Perviz Şahbazov ise online<br />

olarak katıldığı özel oturumda Türkiye ile Azerbaycan’ın<br />

enerji alanındaki işbirliğinin hem kendilerinin<br />

hem de diğer ülkelerin enerji güvenliğini<br />

tesis ettiğini söyledi. Şahbazov, şöyle konuştu:<br />

Bugüne kadar Bakü-Tiflis-Ceyhan ile Türkiye’ye sadece<br />

437 milyon tondan fazla petrol taşındı. Boru<br />

hattıyla Türkiye’ye Şahdeniz sahasından 81.7 milyar<br />

metreküp gaz taşındı. Azerbaycan ve Türkiye’nin<br />

dünya enerji haritasına kazandırdığı en büyük rol<br />

TANAP ve TAP gibi boru hatlarını barındıran Güney<br />

Gaz Koridoru’dur. 2018 <strong>Temmuz</strong>’dan bugüne 10.6<br />

milyar metreküp enerji TANAP’tan taşındı. Türkiye’ye<br />

bu yılın 5 ayında 4.7 milyar metreküp taşıma<br />

gerçekleştirildi ve bu gazın 2.2 milyar metreküpü<br />

TANAP’ın payına düştü. 2.3 milyar metreküp TAP<br />

ile Avrupa’ya ihraç edildi. Bu yıl Türkiye’ye 8 milyar<br />

metreküp Avrupa’ya ise 6 milyar metreküpten fazla<br />

gaz ihraç edilecek. Güney Gaz Koridoru Türkiye ve<br />

Azerbaycan’ın enerji güvenliği ve stratejik rolünü<br />

güçlendiriyor. Ortak projeler her iki ülkenin dünya<br />

için önemini enerji merkezine çeviriyor, Avrasya<br />

enerji haritasında imzalarını temsil ediyor. Güney<br />

doğal gaz koridorunun ileride batı Balkanlar da<br />

dahil olmakla Avrupa ülkelerine doğru genişletme<br />

perspektifiyle enerji işbirliğimiz sürecek.”<br />

56 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ETKİNLİK<br />

Z. Işık Adler<br />

.<br />

400’den fazla yerli firma<br />

Akkuyu NGS için üretim yapıyor<br />

Ankara’da düzenlenen 4. Nükleer Santraller Fuarı ve 8. Nükleer Santraller Zirvesi’nde konuşan<br />

Ankara Sanayi Odası Başkanı Özdebir, Akkuyu’da yapımı devam eden nükleer santral için<br />

400’den fazla yerli şirketin çalıştığını belirterek “Hedefimiz uluslararası anlamda bu sektöre<br />

dönük üretim yapan şirket sayısını artırmak” dedi…<br />

Rusya Devlet Nükleer <strong>Enerji</strong> Kurumu’nun (Rosatom)<br />

ana sponsor olduğu 4. Nükleer Santraller Fuarı<br />

ve 8. Nükleer Santraller Zirvesi (NPPES), 1 Haziran<br />

tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Salgın nedeniyle<br />

sanal ortamda gerçekleşen etkinlik <strong>Enerji</strong> ve<br />

Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın destekleriyle<br />

Nükleer Sanayi Derneği (NSD) ve Ankara Sanayi<br />

Odası (ASO) tarafından düzenlendi.<br />

Türkiye, Ortadoğu ve Afrika’nın en önemli nükleer<br />

etkinliği olan zirvenin açılışında konuşan Nükleer<br />

<strong>Enerji</strong> Ajansı Genel Müdürü William D. Magwood<br />

,“Türkiye Nükleer <strong>Enerji</strong> Ajansı’nın uzun<br />

süredir üyesi. Aslında Türkiye genellikle fosil yakıt<br />

kullanıyor. Türkiye’nin enerjisinin önemli bir kısmı<br />

kömür ve doğal gazdan tedarik ediliyor. Şimdi bu<br />

değişmek üzere, inşaatlar devam ediyor. Hazır olduğunda<br />

nükleer elektrik üretimi açısından çok önemli<br />

faaliyetler gerçekleştirilecek” dedi.<br />

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu<br />

(TÜBİTAK) Başkanı Hasan Mandal da “TÜBİTAK finansman<br />

kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor, aynı<br />

zamanda araştırma kısmında da varız. Reaktörler,<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 57


hidrojen üretimi ve desalinasyonu konusunda ekstra<br />

bazı gelişmelere imza atmaya çalışıyoruz. Güvenliğin<br />

iyileştirilmesi için hem daha az atık üretecek<br />

hem de daha iyi maliyet etkinlik sağlanacak şekilde<br />

faaliyetlerimizi yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.<br />

“Pek çok ülkenin nükleer kuruluşlarıyla<br />

işbirliği anlaşmaları imzaladık”<br />

Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir<br />

konuşmasında Türkiye’de hızla gelişen nitelikli insan<br />

kaynağı ve yüksek teknoloji üretme kabiliyetinin<br />

geliştiğine dikkat çekti. Özdebir “Ankara, Türkiye’nin<br />

yüksek teknolojili üretim yapan en önemli kentidir.<br />

Ankara sahip olduğu 119 Ar-Ge merkezi, 43 tasarım<br />

merkezi, 10 teknoloji geliştirme bölgesi ve 13 Organize<br />

Sanayi Bölgesi ile Türkiye’nin diğer illerine göre<br />

önemli bir üstünlüğe sahip. Ankara, bölgesel sanayi<br />

içinde ileri ve orta-ileri teknoloji alanlarında en çok<br />

yatırım yapılan bölgedir. 20’den fazla üniversitesiyle<br />

nitelikli insan kaynağı açısından da açık ara Türkiye’nin<br />

en avantajlı kenti Ankara’dır” diye konuştu.<br />

Ankara’da 10 yıldan fazla zamandır nükleer enerji<br />

konusunda çeşitli çalışmalar yürüttüklerini belirterek<br />

“2017 yılından bu yana da Nükleer Sanayi Kümelenmesi<br />

Projesi NÜKSAK ile sanayicilerin nükleer<br />

alanda üretim yapma kabiliyetlerini geliştirmeye çalıştıklarını<br />

belirten Özdebir, “Kümemizde ülkemizin<br />

çeşitli kentlerinden 70 civarında firma bulunuyor.<br />

Bu süreçte Rusya, Fransa, Japonya ve Çek Cumhuriyeti’nin<br />

de aralarında yer aldığı birçok ülkenin<br />

nükleer alandaki kuruluşlarıyla işbirliği anlaşmaları<br />

imzaladık ve ortak çalışmalar yürüttük” dedi.<br />

Uluslararası iş birlikleri önemsediklerine dikkat<br />

çeken Özdebir, “Burada hedefimiz sadece Türkiye<br />

değil, dünyanın her tarafında yapımı süren nükleer<br />

santrallere ürün verebilmektir. Bunun için de<br />

uluslararası iş birliklerini önemsiyor, bunları geliştirebilmek<br />

için çaba gösteriyoruz. Kümemizde yer<br />

alan firmaların sayısını her geçen gün artırmaya<br />

çalışıyoruz ancak bu işbirliği girişimlerimiz sadece<br />

küme firmalarımızla da sınırlı değil. Dünyanın her<br />

tarafından gelen talepleri ülkemizdeki en doğru firmalara<br />

yönlendirmenin çabası içindeyiz” dedi.<br />

“Türkiye nükleere, Akkuyu ile hızlı bir giriş<br />

yaptı”<br />

Türkiye Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Ali Kaan<br />

Çiftçi ise konuşmasında nükleer sektörün katma<br />

değeri yüksek ürün üretebilmenin önemli aşamalarından<br />

biri olduğuna vurgu yaparak “Türkiye nükleer<br />

sektöre, Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile hızlı<br />

bir giriş yaptı. Şu anda projede 400’den fazla yerli<br />

58 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


firmamız iş yapıyor. Nükleer sanayiye yönelik üretim<br />

yapmaya başlayan firmalarımızın projede kazandığı<br />

kabiliyetler, diğer sanayi kollarında da katma değeri<br />

yüksek ürünler üretmemize aracılık edecek. Yerli<br />

sanayimizin, nükleer enerji yatırımlarıyla yepyeni bir<br />

ivme kazanacağına, küresel şirketlerle kurulacak iş<br />

birlikleriyle geleceğin küresel tedarik zincirinde, ülkemiz<br />

adına önemli bir potansiyel oluşturulabileceğine<br />

inanıyoruz” dedi.<br />

Akkuyu’da 3 ünite de eş zamanlı yapım<br />

sürecinde<br />

Akkuyu Nükleer Yönetim Kurulu Başkan<br />

Yardımcısı Anton Deduşenko ise konuşmasında Türkiye<br />

ve Rusya’nın yaptığı projeye değinerek şu ifadeleri<br />

kullandı: 2020’de Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı,<br />

enerji sektörü için sürdürülebilir toparlanma planını<br />

tasarladı. Bunun 3 tane ana hedefi var. İstihdamı koruma<br />

ve yeni istihdam yaratma, ekonomik büyümeyi<br />

canlandırma, enerjide sürdürülebilirliği ve dayanıklılığı<br />

geliştirme. Yeni nükleer projelerinin dünyada<br />

hayata geçirilmesi bu 3 hedefi de karşılıyor. Türkiye’de<br />

gerçekleştirilen Akkuyu Nükleer Santrali de<br />

bunun bir istisnası değil. Projemiz iyi bir ilerleme<br />

kaydediyor. Mart ayında 3 numaralı ünitenin<br />

yapımının başlangıcını gerçekleştirdik. Şimdi 3 ünite<br />

de eş zamanlı yapım sürecinde.<br />

“4. NESİL REAKTÖRLER<br />

TRENDLERİNİ TAKİP EDİYORUZ”<br />

Açılışta konuşan <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı<br />

Nükleer <strong>Enerji</strong> ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü<br />

Afşin Burak Bostancı şu ifadeleri kullandı: Nükleer<br />

santraller ülkemizin de enerji stratejisinde önemli<br />

bir konumda. Bu alanda Türkiye, toplam 12 nükleer<br />

reaktöre sahip olacak, 3 nükleer santrali kurmayı<br />

planlıyor. Bunlardan ilki için 2010 yılında Rusya<br />

Federasyonu ile bir hükümetler arası anlaşma imzaladık.<br />

İlk ünitesini cumhuriyetimizin 100. yılına<br />

denk gelen 2023’e kadar elektrik üretimine başlamasını<br />

planlıyoruz. Diğer üniteleri de birer yıl arayla<br />

devreye almayı umut ediyoruz. Diğer iki santralin<br />

kurulumuna yönelik saha seçim süreci ve müzakere<br />

hazırlık çalışmaları devam ediyor. Ülkemiz 4. nesil<br />

reaktörlere yönelik yeni trendleri de yakından takip<br />

ediyor. Nükleer enerjiyle, enerji arz güvenliğimizin<br />

sağlanmasına katkı sunacaktır.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 59


Yönetim-İK<br />

Esen Erkan<br />

.<br />

Salgın bitse de esnek<br />

çalışma kalacak<br />

Esnek çalışma modeli artık her işverenle çalışanın hayatında önemli bir konuma geçti. TÜBİTAK’ın<br />

desteğiyle İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen “Esnek Çalışma Yönetim Sistemi Geliştirme<br />

Projesi” kapsamında yapılan araştırma sonuçlarında, yeni normalleşme dönemiyle çalışma şekillerinin<br />

değişkenlik gösterdiği vurgulandı. Araştırmada özellikle uzaktan çalışma, başka şehir ve ülkeden çalışma<br />

ile butik ofislerin gündeme alınacağı belirtildi<br />

Yeni normalleşme dönemiyle çalışma hayatı da<br />

değişmeye başladı. Her yaştan çalışanın sosyalleşme<br />

alanı olarak gördüğü çalışma yerleri, salgının<br />

etkisiyle değişime girdi. Salgın döneminde oldukça<br />

popüler olan esnek çalışma modeli, sosyalleşmenin<br />

de çok büyük bir ihtiyaç olduğunu ortaya çıkardı.<br />

Bu süreçte iş toplantıları dışında da sosyal amaçlı<br />

çevrim içi aktivitelerin sayısı arttırıldı. Özellikle üst<br />

yönetim ve çalışanın bağlı olduğu yöneticiler, etkili<br />

iletişim yoluyla belirsizlik hissini azalttı. Esnek çalışma<br />

uygulamaları; çalışanların fiziksel sağlığı ve<br />

psikolojik iyi oluşu, çalışan bağlılığı, çalışan ve orga-<br />

60 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


nizasyon verimliliği, iş sürekliliği, işveren markası<br />

ve itibarı gibi hem işveren hem de çalışan açısından<br />

olumlu katkıları sundu.<br />

Mülakatlar 27 kurumdan yöneticiyle yapıldı<br />

İstanbul Bilgi Üniversitesi Örgütsel Psikoloji Yüksek<br />

Lisans Program Direktörü Doç. Dr. İdil Işık tarafından<br />

yürütülen “Esnek Çalışma Yönetim Sistemi<br />

Geliştirme Projesi” kapsamında yapılan araştırmada,<br />

Karşılaştırmalı İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku<br />

Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr.<br />

Kübra Doğan Yenisey ve İşletme Fakültesi Öğr. Üyesi<br />

Doç. Dr. Deniz Kantur ise araştırmacı olarak görev<br />

aldı. TÜBİTAK’ın destek verdiği<br />

projede zaman ve/veya<br />

mekân esnekliğiyle çalışma<br />

yönetim standartlarını geliştirerek,<br />

Türkiye iş yaşamına<br />

bir uygulama modeli ve rehberi<br />

sunmak hedeflendi.<br />

Projenin tüm fazlarında<br />

toplam 81 özel sektör ve<br />

kamu kurumu ile sektörel<br />

sivil toplum örgütü katılımcı<br />

oldu. Projenin nitel fazında<br />

27 kurumdan 53 üst düzey<br />

yöneticiyle derinlemesine,<br />

yarı yapılandırılmış, çevrim<br />

içi görüşmeler gerçekleştirildi.<br />

Görüşmelere toplam 26<br />

insan kaynakları yöneticisi<br />

ve 27 operasyondan sorumlu yönetici katıldı. Akaryakıt,<br />

gaz, üretim, enerji, metal, ilaç, kimya, kozmetik,<br />

havacılık, seyahat, turizm, teknoloji, telekomünikasyon,<br />

moda, hazır giyim, banka, sigorta, finans sektörlerinden<br />

katılımcılarla yapılan görüşmeler en az<br />

27,53 dakika, en fazla 58,34 dakika, ortalama 41,34<br />

dakika sürdü. Araştırmada evden çalışma, uzaktan<br />

çalışma, merkezi ofisten başka bir yerde çalışma,<br />

başka şehirden ve ülkeden çalışma gibi esnek çalışma<br />

modelleri ön plana çıktı.<br />

Butik ofisler geliyor<br />

Araştırmada salgın öncesine göre işyerinden<br />

çalışanların oranı yüzde 39,6 düştü. Mekân esnekliğiyle<br />

çalışanların oranı yüzde 35,6 arttı. Dönüşümlü<br />

çalışma nispeten daha az tercih edilen bir uygulama<br />

olarak gözlemlendi. Metal sektöründeki bir işletmenin<br />

yöneticisi, şık ve yüksek maliyetli bina yatırımlarından<br />

vazgeçileceğini, ve daha saha odaklı ve<br />

butik ofislerin gündeme geleceğini söylüyor. Şehir<br />

sınırlarının kalkmasının ötesine geçen bir uygulama<br />

da başka ülkeden çalışma. Moda sektöründen bir<br />

yönetici, başka ülkeden çalışma esnekliği hakkında<br />

olumlu tutumunu şöyle ifade ediyor: Mesela şu anda<br />

benim İngiltere’deki dokuz tasarımcımın dokuzu da<br />

evden çalışıyor. Buraya getirmeme gerek yok; kreatif<br />

bir dünya, evden de yapabiliyor.<br />

Modelleme acilen başlatılmalı<br />

Yöneticiler ve çalışanlar arasındaki karşılıklı<br />

güven, esnek çalışmadaki<br />

ana belirleyiciler<br />

arasında altı çizilen bir<br />

değer. Güveninin pekiştiricileri<br />

arasında ise yöneticilerin<br />

çalışanlarına<br />

yönelik destekleyici yaklaşımı<br />

ve üst yönetimin<br />

esnek çalışmaya yönelik<br />

olumlu tutumuyla özellikle<br />

kriz koşullarında<br />

sürece olan hakimiyeti<br />

yer alıyor. Araştırmanın<br />

hazırlanış amacı hakkında<br />

bilgi veren Doç. Dr.<br />

Doç. Dr. İdil Işık<br />

İstanbul Bilgi Üniversitesi Örgütsel Psikoloji İdil Işık, “Esnek çalışma<br />

Yüksek Lisans Program Direktörü süreçleri için özelleştirilecek<br />

bir modelleme acilen<br />

başlatılmalı. Projemizde bu raporla şu ana kadar<br />

aktardığımız bulgulardan hareketle, esnek çalışma<br />

sürecini bir yönetim sistematiği ile ele alırken dikkat<br />

edilmesi gereken pek çok husus hakkında ip uçları<br />

elde ettik. Bulguları, iş/örgüt psikolojisi, yönetim ve<br />

organizasyon ve iş hukuku alanlarını kapsayarak<br />

disiplinler arası bir şekilde harmanlayarak, esnek<br />

çalışma için bir yönetim sistemi standardının esaslarını<br />

tanımlayabildik. Modellemenin kapsamı çok<br />

iyi tarif edilmeli. Dahil edilen faaliyetler ve hizmet<br />

edeceği hedef kitleler (kişi, kurum, sektör vb.) net olmalı.<br />

Sınırları çok iyi çizilmeli. Standardın kapsamı<br />

dışında kalan konular ve hedef kitleler de net olmalı.<br />

İçerik, kurallar ve koşullar, bu dokümanın yasal<br />

mevzuatın üzerine çıkamayacağı dikkate alınarak<br />

belirlenmeli” dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 61


Müşteri ilişkilerinde “yapay zeka<br />

destekli akıllı asistan” dönemi başlıyor<br />

Deloitte Technology<br />

Fast 50‘ye göre, Türkiye‘nin<br />

en hızlı büyüyen<br />

teknoloji şirketi olan Bulutistan<br />

ve yapay zeka<br />

şirketlerinden Zack.ai,<br />

‘Herkese Yapay Zeka<br />

Akıllı Asistan’ parolası<br />

ile başlattıkları iş birliği<br />

kapsamında perakende<br />

başta olmak üzere farklı<br />

sektörlerden şirketlerin<br />

müşteri ilişkileri alanındaki<br />

ihtiyaçlarına yapay<br />

zeka destekli akıllı asistanlarla<br />

yanıt vereceğini<br />

duyurdu.<br />

Salgınla birlikte<br />

EMEA (Avrupa, Ortadoğu<br />

ve Afrika) Bölgesi’ndeki e-ticaret pazarı yüzde<br />

60 - 70 civarlarında büyüyor, girişimlerin ve küçük<br />

orta ölçekli işletmelerin dijital kanallar vasıtasıyla<br />

müşterilerine ulaşarak hizmet verdiği görülüyor. Bu<br />

noktada müşteri ilişkilerinin dijitalleştirilmesi bir ihtiyaç<br />

olarak ortaya çıkarken gelişmiş çözümleriyle<br />

yapay zeka ve bulut teknolojilerine öncülük eden<br />

Zack.ai ve Bulutistan, “Herkese Yapay Zeka Destekli<br />

Akıllı Asistan” sloganıyla yapay zeka destekli akıllı<br />

asistanları işletmelere entegre etmeye yönelik bir<br />

işbirliği başlattığını duyurdu. Şirketlerden edinilen<br />

bilgiye göre hem satış yaparak müşteri getiren hem<br />

de müşteri taleplerini yöneten Zack.ai ve Bulutistan<br />

Sanal Asistanı Chatbotları sosyal medyayı da tarayarak<br />

yapılan yorumlara cevap veren akıllı asistanlarla<br />

hem markaların müşteri ilişkilerine hem de dijital<br />

itibar yönetimine destek verecek. Aynı zamanda<br />

yerli kaynaklarla geliştirilen teknolojiler yoluyla,<br />

hem ülke ekonomisine hem de istihdama katkıda<br />

bulunacak.<br />

İş birliğine dair açıklamada bulunan Bulutistan<br />

CEO’su Begim Başlıgil,<br />

“Alanında deneyimli<br />

40’ın üzerinde ekip arkadaşımız<br />

ve ekosistemimizde<br />

birlikte hareket<br />

ettiğimiz stratejik<br />

çözüm ortaklarımızla<br />

birlikte, hizmet veren<br />

100 kişilik bir bulut bilişim<br />

platformuyuz.<br />

EMEA’nın yanı sıra Türkiye’nin<br />

en hızlı büyüyen<br />

birinci teknoloji şirketi<br />

olarak konumlanıyoruz.<br />

Sunduğumuz platform<br />

sayesinde, yenilikçi<br />

servislerle tüm veriler<br />

bulutta güvenle işleniyor,<br />

saklanıyor ve anlık<br />

olarak erişilebiliyor. Her biri alanının lideri, ağırlıklı<br />

olarak üretim, dağıtım, perakende, eğitim ve enerji<br />

gibi dinamik ve rekabetçi sektörlerden 300’ü aşkın<br />

şirket ve holdingle çalışıyoruz. Salgının da etkisiyle<br />

şirketlerin dijital dönüşümünün hızlandığı bu dönemde,<br />

bulut bilişim servisleri tam bu dönüşümün<br />

merkezinde yer alıyor. “Kullandığın Kadar Öde” modeliyle<br />

şirketlerin dijital dönüşüme yatırım yapmalarını<br />

kolaylaştırıyoruz. Şimdi de Zack.ai ile yaptığımız<br />

iş birliği kapsamında, yerli kaynaklarla tüm birey ve<br />

firmalara bulut akıllı asistan hizmetleri sunacağız”<br />

dedi.<br />

Zack.ai CEO ve Kurucu Ortağı Mete Gönç ise çözümün<br />

Whatsapp, Facebook, Messanger, Twitter,<br />

Instagram gibi farklı kanallara entegre çalıştığına<br />

değinerek “Bu bir başlangıç. Farklı sosyal medya<br />

kanallarından akıllı müşteri temsilcisi hizmetleri<br />

sunacağız. Müşteriyle yeni bir iletişim kanalı olarak<br />

müşteriyi daha yakından tanıma fırsatı yaratacağız”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

62 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


İSTATİSTİK<br />

APLUS ENERJİ<br />

Katkılarıyla<br />

APLUS ENERJİ HAZIRAN <strong>2021</strong> ANALİZİ<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayında gerçekleşen toplam 26.535 GWh elektrik üretiminin %76’sı serbest<br />

üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Serbest üretim şirketlerinin üretimdeki payı, bir<br />

önceki aya göre 1,01 puan artmış, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ise 5,62 puan azalmıştır.<br />

Serbest üretim şirketlerini %17,1 oranla EÜAŞ santralleri ve %4,2 oranla Lisanssız santraller<br />

izlemektedir. Toplam üretimin %2,58i İşletme Hakkı Devredilen Santraller, %0,03’ü ise Yap-<br />

İşlet-Devret santralleri tarafından üretilmiştir 1 .<br />

APLUS ENERJİ HAZIRAN <strong>2021</strong> ANALİZİ<br />

TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, <strong>2021</strong> Haziran ayında termik santrallerin<br />

gerçekleşen toplam üretimdeki payı %69,48 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise %30,52 olarak gerçekleşmiştir 4 .<br />

Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise <strong>2021</strong> Haziran ayında toplam<br />

üretimin %36,9’unun doğal gaz ve LNG santralleri tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir.<br />

Barajlı hidroelektrik santraller, ilgili ayda toplam üretimin %12,8’ini karşılarken, akarsu tipi<br />

hidroelektrik santraller ise %4,1 oranıyla üretime katkıda bulunmuştur. İthal kömür santralleri<br />

haziran ayında toplam üretimin %14,9’unu karşılarken, yerli kömür santralleri ise %15,5<br />

oranında katkı sağlamıştır. Yenilenebilir enerji santrallerinden rüzgâr enerjisi santralleri toplam<br />

üretime %5,7 jeotermal ve güneş enerjisi santralleri 2 ise %7,8 oranında katkıda bulunmuştur.<br />

Diğer termik santrallerin 3 üretimdeki payı ise %2,2 olarak gerçekleşmiştir.<br />

1<br />

Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.<br />

2<br />

Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri “Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.<br />

3<br />

Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik ve biyokütle santralleri diğer termik santraller olarak<br />

sınıflandırılmaktadır.<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayında gerçekleşen<br />

toplam 26.535 GWh<br />

elektrik üretiminin %76’sı serbest<br />

üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir.<br />

Serbest üretim<br />

şirketlerinin üretimdeki payı, bir<br />

önceki aya göre 1,01 puan artmış,<br />

geçtiğimiz yılın aynı dönemine<br />

göre ise 5,62 puan azalmıştır.<br />

Serbest üretim şirketlerini<br />

%17,1 oranla EÜAŞ santralleri ve<br />

%4,2 oranla Lisanssız santraller<br />

2020 yılı Haziran ayında 291,31 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama piyasa takas fiyatı (PTF),<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayında, izlemektedir. bir önceki yıla göre Toplam % 38 oranında üretimin artarak 402,03 TL/MWh olarak<br />

kaydedilmiştir. Bu dönemde gerçekleşen ortalama PTF, bir önceki aya göre (360,59 TL/MWh)<br />

%2,58i İşletme Hakkı Devredilen<br />

%11,5 oranında artış göstermiştir.<br />

Santraller, %0,03’ü ise Yap-İşlet-Devret<br />

santralleri tarafından<br />

ğinde ise <strong>2021</strong> Haziran ayında<br />

toplam üretimin %36,9’unun<br />

doğal gaz ve LNG santralleri tarafından<br />

gerçekleştirildiği görülmektedir.<br />

Barajlı hidroelektrik<br />

santraller, ilgili ayda toplam<br />

üretimin %12,8’ini karşılarken,<br />

akarsu tipi hidroelektrik santraller<br />

ise %4,1 oranıyla üretime<br />

katkıda bulunmuştur. İthal kömür<br />

santralleri haziran ayında toplam<br />

Haziran <strong>2021</strong>’de en yüksek günlük ortalama piyasa takas fiyatı 30 Haziran Çarşamba günü<br />

523,86 TL/MWh olarak gerçekleşirken; en düşük günlük ortalama PTF ise, 6 Haziran Pazar<br />

üretilmiştir 1 .<br />

günü 343,71 TL/MWh olarak kaydedilmiştir. Piyasa takas fiyatları saatlik bazda incelendiğinde<br />

Gerçekleşen elektrik üretimi<br />

ise en yüksek PTF değerinin 27 Haziran Pazar günü saat 20:00’da 595,00 TL/MWh, en düşük<br />

PTF değerinin ise 13 Haziran kaynak Pazar bakımından günü saat 09:00'da incelendi- 235 TL/MWh olarak gerçekleştiği<br />

görülmektedir.<br />

1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin<br />

yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.<br />

64 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


<strong>2021</strong> yılı Haziran ayında pik saatlerde 5 423,46 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir<br />

önceki ayın pik saatler ortalaması olan 354,14 TL/MWh’lik değere göre %19,6 oranında<br />

artmıştır 6 .<br />

2020 yılı Haziran ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 286,87 TL/MWh iken,<br />

bu değer <strong>2021</strong> yılı Haziran ayında %32,7 oranında bir artış kaydetmiş ve 380,60 TL/MWh olarak<br />

gerçekleşmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayında pik saatlerde 5 423,46 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir<br />

önceki ayın pik saatler ortalaması olan 354,14 TL/MWh’lik değere göre %19,6 oranında<br />

artmıştır 6 .<br />

2020 yılı Haziran ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 286,87 TL/MWh iken,<br />

bu değer <strong>2021</strong> yılı Haziran ayında %32,7 oranında bir artış kaydetmiş ve 380,60 TL/MWh olarak<br />

gerçekleşmiştir.<br />

üretimin<br />

2020<br />

%14,9’unu<br />

yılı Haziran<br />

karşılarken,<br />

ayı içerisinde toplam<br />

TEİAŞ<br />

23.912<br />

tarafından<br />

GWh olan<br />

yayımlanan<br />

elektrik talebi,<br />

artarak<br />

<strong>2021</strong><br />

402,03<br />

yılı Haziran<br />

TL/MWh<br />

ayında<br />

olarak<br />

yerli kömür santralleri ise %15,5 üretim verilerine göre, <strong>2021</strong> Haziran<br />

ayında termik santrallerin çekleşen ortalama PTF, bir önceki<br />

kaydedilmiştir. Bu dönemde ger-<br />

bir önceki yıla göre %10,25 oranında artış göstererek, 26.362 GWh değerine artmıştır 7 . 2020<br />

oranında katkı sağlamıştır. Yenilenebilir<br />

enerji santrallerinden gerçekleşen toplam üretimdeki aya göre (360,59 TL/MWh) %11,5<br />

yılı Haziran ayında 31.286 MWh olarak ölçülen saatlik ortalama talep, <strong>2021</strong> yılı Haziran ayında<br />

rüzgâr<br />

36.614<br />

enerjisi<br />

MWh<br />

santralleri<br />

olarak gerçekleşmiştir.<br />

toplam payı %69,48 olarak kaydedilmiştir.<br />

oranında artış göstermiştir.<br />

üretime %5,7 jeotermal ve güneş<br />

enerjisi santralleri 2 ise %7,8 oranında<br />

katkıda bulunmuştur. Diğer<br />

termik santrallerin 3 üretimdeki<br />

Yenilenebilir enerji kaynakla-<br />

rından elde edilen elektrik üretiminin<br />

payı ise %30,52 olarak<br />

gerçekleşmiştir 4 .<br />

Haziran <strong>2021</strong>’de en yüksek<br />

günlük ortalama piyasa takas fiyatı<br />

30 Haziran Çarşamba günü<br />

523,86 TL/MWh olarak gerçekleşirken;<br />

payı<br />

2020<br />

ise %2,2<br />

yılı Haziran<br />

olarak<br />

ayı<br />

gerçekleşmiştir.<br />

291,31 TL/MWh olarak gerçekle-<br />

PTF ise, 6 Haziran Pazar günü<br />

içerisinde toplam<br />

2020<br />

23.912<br />

yılı<br />

GWh<br />

Haziran<br />

olan elektrik<br />

ayında<br />

talebi, <strong>2021</strong><br />

en düşük<br />

yılı Haziran<br />

günlük<br />

ayında<br />

ortalama<br />

bir önceki yıla göre %10,25 oranında artış göstererek, 26.362 GWh değerine artmıştır 7 . 2020<br />

5 şen ortalama piyasa takas fiyatı 343,71 TL/MWh olarak kaydedilmiştir.<br />

Piyasa takas fiyatları sa-<br />

2 Jeotermal yılı Pik Haziran saatler<br />

ve Güneş ayında 08:00-20:00<br />

enerjisi 31.286 arasındaki<br />

santralleri<br />

36.614 6 “Diğer Yenilenebilir” MWh olarak olarak gerçekleşmiştir.<br />

sınıf-<br />

MWh olarak saatleri, ölçülen pik dışı saatlik saatler ortalama ise 20:00-08:00 talep, <strong>2021</strong> arasındaki yılı Haziran saatleri ayında ifade<br />

eder.<br />

(PTF), <strong>2021</strong> yılı Haziran ayında,<br />

Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik bir önceki fiyatları yıla hesaplamalarında göre % 38 oranında kaynak atlik olarak bazda <strong>Enerji</strong> incelendiğinde Piyasaları İşletme ise en<br />

landırılmıştır.<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır. yüksek PTF değerinin 27 Haziran<br />

3<br />

7<br />

Fuel-oil, 2020 ve nafta, <strong>2021</strong> motorin, yılları için LPG, saatlik lisanssız<br />

termik ve biyokütle santralleri gi Sistemi’nin yayımladığı 30 Haziran<br />

veriler 4 <strong>2021</strong> YTBS Haziran Genel verileri Günlük Yük Tevzi İşletme Bil-Neticesi Pazar Raporları’ndan günü saat 20:00’da alınmıştır. 595,00<br />

TL/MWh, en düşük PTF değerinin<br />

diğer termik santraller olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

<strong>2021</strong> tarihli Kamusal Rapordan alınmıştır.<br />

ise 13 Haziran Pazar günü saat<br />

5<br />

Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-08:00 arasındaki saatleri ifade<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 65<br />

eder.<br />

6<br />

Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik fiyatları hesaplamalarında kaynak olarak <strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır.


<strong>2021</strong> yılı Mayıs ayı sonunda 97.275 MW olan toplam kurulu güç değeri 345,7 MW’lık artışla<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayı sonunda 97.620 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

Toplam kurulu gücün %67,7’lık (66.066 MW) kısmını serbest üretim şirketleri oluştururken,<br />

EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %21,9 (21.425 MW) seviyesindedir 8 . Yap işlet<br />

devret santralleri %0,1’lik (129 MW), işletme hakkı devredilen santraller %2,9’luk (2.831 MW)<br />

bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin toplam kurulu güç içindeki payı da %7,3 (7.168 MW)<br />

olarak kaydedilmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Mayıs ayı sonunda 97.275 MW olan toplam kurulu güç değeri 345,7 MW’lık artışla<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayı sonunda 97.620 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

Toplam kurulu gücün %67,7’lık (66.066 MW) kısmını serbest üretim şirketleri oluştururken,<br />

EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %21,9 (21.425 MW) seviyesindedir 8 . Yap işlet<br />

devret santralleri %0,1’lik (129 MW), işletme hakkı devredilen santraller %2,9’luk (2.831 MW)<br />

bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin toplam kurulu güç içindeki payı da %7,3 (7.168 MW)<br />

olarak kaydedilmiştir.<br />

09:00’da 235 TL/MWh olarak gerçekleştiği<br />

2020 yılı Haziran ayında pik ran ayında 31.286 MWh olarak<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayı sonunda oluşan toplam kurulu gücün %26,4’lük kısmı (25.730 MW) doğal<br />

gaz<br />

görülmektedir.<br />

dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri<br />

ortalama<br />

ölçülen saatlik ortalama talep,<br />

ve LNG yakıt tipi santralleri ile karşılanırken, %23,8’lik kısmı (23.213 MW) barajlı hidrolik<br />

<strong>2021</strong> santraller yılı Haziran tarafından ayında karşılanmaktadır. pik<br />

Bu yakıt<br />

286,87<br />

tiplerini<br />

TL/MWh <strong>2021</strong> yılı Haziran ayında 36.614<br />

%11,6’lik (11.336 MW) oranla yerli<br />

saatlerdekömür 5 423,46 9 santralleri TL/MWh ve %9,2’lik olarak<br />

gerçekleşen tipi hidrolik ortalama santraller PTF, %8,3’lük bir ayında bir orana %32,7 (8.122 oranında MW) sahipken, bir artış rüzgâr santralleri <strong>2021</strong> yılı toplam Mayıs kurulu ayı sonunda<br />

iken, oran bu (8.987 değer MW) <strong>2021</strong> ile ithal yılı kömür Haziran santralleri MWh izlemektedir. olarak gerçekleşmiştir. Akarsu<br />

önceki ayın pik saatler ortalaması<br />

kaydetmiş ve 380,60 TL/MWh 97.275 MW olan toplam kurulu<br />

olarak gerçekleşmiştir.<br />

güç değeri 345,7 MW’lık artışla<br />

olan 354,14 TL/MWh’lik değere<br />

8<br />

Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 2020 yılı Haziran 30 Haziran ayı <strong>2021</strong> içerisinde tarihli Genel <strong>2021</strong> Günlük yılı İşletme Haziran Neticesi ayı sonunda<br />

göre %19,6 raporu oranında kullanılmaktadır. artmıştır 6 .<br />

9<strong>2021</strong> Taş kömürü, yılı Haziran linyit ayı ve sonunda toplam<br />

asfaltit santralleri oluşan toplam 23.912<br />

yerli kömür kurulu GWh olan<br />

santrali gücün elektrik 97.620 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

olarak %26,4’lük sınıflandırılmaktadır. kısmı (25.730 MW) doğal<br />

5 Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki<br />

saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-<br />

gaz ve LNG yakıt tipi santralleri talebi, ile karşılanırken, <strong>2021</strong> yılı Haziran %23,8’lik ayında kısmı bir (23.213 Toplam MW) barajlı kurulu hidrolik gücün %67,7’lık<br />

santraller tarafından karşılanmaktadır. önceki yıla Bu göre yakıt %10,25 tiplerini oranında %11,6’lik (11.336 (66.066 MW) kısmını oranla yerli serbest üretim<br />

şirketleri izlemektedir. oluştururken, Akarsu EÜAŞ<br />

08:00 arasındaki saatleri ifade eder.<br />

kömür 9 santralleri ve %9,2’lik artış oran göstererek, (8.987 MW) 26.362 ile ithal GWh kömür değerine<br />

bir orana artmıştır (8.122 MW) sahipken, rüzgâr toplam kurulu<br />

santralleri<br />

6 Gün<br />

tipi<br />

Öncesi<br />

hidrolik<br />

Piyasası<br />

santraller<br />

ortalama<br />

%8,3’lük<br />

elektrik fiyatları hesaplamalarında<br />

7 . 2020 yılı Hazi- santrallerinin toplam kurulu<br />

güçteki payı %21,9 (21.425 MW)<br />

kaynak olarak <strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme 7 2020 ve <strong>2021</strong> yılları için saatlik veriler<br />

YTBS Genel Günlük İşletme Neti-<br />

seviyesindedir 8 . Yap işlet devret<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları<br />

kullanılmaktadır.<br />

cesi Raporları’ndan alınmıştır.<br />

8 Kaynak olarak TEİAŞ tarafından<br />

8<br />

Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 30 Haziran <strong>2021</strong> tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi<br />

raporu kullanılmaktadır.<br />

9<br />

Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

66 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


gücün %9,8’lık bir kısmını (9.559 MW) oluşturmaktadır 10 . Toplam kurulu gücün %7,4’lük kısmı<br />

(7.199 MW) güneş enerjisi santralleri, %1,7’lik kısmı (1.624 MW) jeotermal enerji<br />

santrallerinden oluşurken, %1,9’luk kısmı (1.850 MW) ise diğer termik santraller 11 tarafından<br />

oluşturulmaktadır.<br />

2020 yılı Haziran ayında 2,002 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, <strong>2021</strong><br />

yılı Haziran ayında %90,5 oranında bir artışla 3,814 milyar m 3 olarak gerçekleşmiştir. Elektrik<br />

santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Haziran ayında 0,441 milyar m 3 iken bu<br />

miktar, <strong>2021</strong> yılının aynı döneminde %230 oranında artarak 1,457 milyar m 3 olarak<br />

kaydedilmiştir 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz<br />

tüketimine oranı 2020 yılı Haziran ayında 22,5 iken, bu oran <strong>2021</strong> Haziran ayında %38,2 olarak<br />

gerçekleşmiştir 13 .<br />

10 Akarsu tipi hidrolik santrallere likurulu<br />

gücün %7,4’lük kısmı<br />

(7.199 MW) güneş enerjisi santralleri,<br />

%1,7’lik kısmı (1.624 MW)<br />

jeotermal enerji santrallerinden<br />

oluşurken, %1,9’luk kısmı (1.850<br />

MW) ise diğer termik santraller 11<br />

tarafından oluşturulmaktadır.<br />

2020 yılı Haziran ayında 2,002<br />

milyar m 3 olarak kaydedilen toplam<br />

doğal gaz tüketimi, <strong>2021</strong> yılı<br />

Haziran ayında %90,5 oranında<br />

bir artışla 3,814 milyar m 3 olarak<br />

gerçekleşmiştir. Elektrik santrallerinde<br />

tüketilen doğal gaz<br />

miktarı 2020 yılı Haziran ayında<br />

0,441 milyar m 3 iken bu miktar,<br />

<strong>2021</strong> yılının aynı döneminde<br />

%230 oranında artarak 1,457<br />

milyar m 3 olarak kaydedilmiştir 12 .<br />

Elektrik santrallerinde tüketilen<br />

doğal gaz miktarının toplam doğal<br />

gaz tüketimine oranı 2020 yılı<br />

Haziran ayında 22,5 iken, bu oran<br />

<strong>2021</strong> Haziran ayında %38,2 olarak<br />

gerçekleşmiştir 13 .<br />

santralleri %0,1’lik (129 MW), işletme<br />

hakkı devredilen santraller<br />

%2,9’luk (2.831 MW) bir orana<br />

sahiptir. Lisanssız santrallerin<br />

toplam kurulu güç içindeki payı<br />

da %7,3 (7.168 MW) olarak kaydedilmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayı sonunda<br />

oluşan toplam kurulu gücün<br />

%26,4’lük kısmı (25.730 MW)<br />

doğal gaz ve LNG yakıt tipi santralleri<br />

ile karşılanırken, %23,8’lik<br />

yayımlanan 30 Haziran <strong>2021</strong> tarihli<br />

Genel Günlük İşletme Neticesi raporu<br />

kullanılmaktadır.<br />

kısmı (23.213 MW) barajlı hidrolik<br />

santraller tarafından karşılanmaktadır.<br />

Bu yakıt tiplerini<br />

%11,6’lik (11.336 MW) oranla yerli<br />

kömür 9 santralleri ve %9,2’lik<br />

oran (8.987 MW) ile ithal kömür<br />

santralleri izlemektedir. Akarsu<br />

tipi hidrolik santraller %8,3’lük<br />

bir orana (8.122 MW) sahipken,<br />

rüzgâr santralleri toplam kurulu<br />

gücün %9,8’lık bir kısmını (9.559<br />

MW) oluşturmaktadır 10 . Toplam<br />

10<br />

Akarsu tipi hidrolik santrallere lisanssız hidrolik santraller de dahildir.<br />

11<br />

Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik, kojenerasyon ve biyokütle santralleri diğer termik<br />

santraller olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

12<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğal gaz miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii<br />

Kaynaklar Bakanlığı <strong>Enerji</strong> İşleri Genel Müdürlüğü raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan dolayı<br />

hesaplanan oranlarda farklılık bulunabilir.<br />

13<br />

<strong>2021</strong> yılı Haziran için en son 27 Haziran verisi yayınlanmıştır. Bu sebeple artış oranları hesaplanırken<br />

2020 Haziran ayının da 27 günlük verisi kullanılmıştır.<br />

9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri<br />

yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

sanssız hidrolik santraller de dahildir.<br />

11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız<br />

termik, kojenerasyon ve biyokütle<br />

santralleri diğer termik santraller<br />

olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

12 <strong>2021</strong> yılı Haziran ayı Elektrik üretimi<br />

için tüketilen toplam doğal gaz<br />

miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanlığı <strong>Enerji</strong> İşleri Genel Müdürlüğü<br />

raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan<br />

dolayı hesaplanan oranlarda<br />

farklılık bulunabilir.<br />

13 <strong>2021</strong> yılı Haziran için en son 27<br />

Haziran verisi yayınlanmıştır. Bu sebeple<br />

artış oranları hesaplanırken<br />

2020 Haziran ayının da 27 günlük verisi<br />

kullanılmıştır.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 67


SOSYAL MEDYA<br />

Geçtiğimiz ayın sosyal medyada yer<br />

alan başlıklarından seçmeler sizlerle...<br />

68 • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ENERJİ PANORAMA • <strong>Temmuz</strong> <strong>2021</strong> • 69

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!