19.06.2021 Views

BAUROT

Balıkesir Üniversitesinde öğrenim görmekte olan, mezun olmuş olan öğrenciler ve öğretim üyeleri tarafından yazılarda katkıda bulunularak hazırlandı. Çeşitli dallarda çalışan çok değerli mühendislerle yaptığımız röportajlarımızda dergimizde okunmaya hazır. Her yazı da kendinize yeni bir bilgi katmanın sevincini yaşayacaksınız. Keyifli okumalar...

Balıkesir Üniversitesinde öğrenim görmekte olan, mezun olmuş olan öğrenciler ve öğretim üyeleri tarafından yazılarda katkıda bulunularak hazırlandı. Çeşitli dallarda çalışan çok değerli mühendislerle yaptığımız röportajlarımızda dergimizde okunmaya hazır. Her yazı da kendinize yeni bir bilgi katmanın sevincini yaşayacaksınız. Keyifli okumalar...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yıl:1 Sayı:1 2021 Haziran

İLK SAYI


BAUROT

İÇİNDEKİLER

BAUN ROBOT

TOPLULUĞU

2

UVD-LİAM-TENGAI

ROBOT

15

YAPAY ZEKA 35

GELECEK

TEKNOLOJİLERİ 37

NESNELERİN

İNTERNETİ

39

LEZZETLİ ROBOT

TARİFLERİ KANALINI

DİNLEDİK

18

AKADEMİSYENİN

GÖZÜNDEN

40

MÜHENDİS

25

BÖLÜMÜ

OTONOM SÜRÜŞ

AHLAKI

44

BELEDİYE

BAŞKANI HASAN

AVCI' YI DİNLEDİK

7

2100 YILINDA

BİR GÜN

47

ROBOT BÖLÜMÜ

11

ROBOT VE İNSAN

12

NASA DAN

SIRRI OĞUZ'U

DİNLEDİK

26

TEKNOKENT

49

KRİPTOLOJİ

30

MÜHENDİSLERDEN

TAVSİYELER

53

ROBOTZADE' Yİ

DİNLEDİK

13

KODLAMA

33

FİLM DİZİ KİTAP

ÖNERİLERİMİZ

56

1


BAUROT

Kuruluşundan t baren yaptığı etk nl kler ve elde

ett ğ başarılarla örnek b r topluluk olma yolunda

lerleyen ve bu konuda durmadan çalışan BAUROT'

un amaçları:

Eğ t m ve araştırma amaçlı robotlar

tasarlamak, üretmek ve gel şt rmek.

Çeş tl projelerle ulusal ve uluslararası

yarışmalarda ün vers tem z tems l etmek.

Topluluk üyeler ne yapacakları projeler aracılığıyla

hem gerçek mühend sl k problemler le

yüzleşmeler n hem de tecrübe kazanmalarını

sağlamak. Bu alandak çalışmaları ve meydana

gelen gel şmeler konferanslar, panel, sem ner

ve gez ler g b akadem k etk nl klerle güncel

olarak üyeler ne aktarmak.

Takım çalışmasını sağlamak ve desteklemek.

Balıkes r Ün vers tes Elektr k ve Elektron k

Mühend sl ğ öğrenc ler tarafından 24 Mart 2010

tar h nde kurulan BAUROT, robotlara lg duyan k ş -

ler le robot k alanında çalışma yapmakta olan

öğrenc ler ve akadem syenler d s pl nl b r oluşum

ç nde b r araya get rmey hedefler. BAUROT, Balıkes

r Ün vers tes Sağlık-Kültür-Spor Da re Başkanlığı

bünyes nde faal yet gösteren tekn k toplulukların

başında gel r. Topluluğumuzun akadem k danışmanlığını

Yard. Doç. Dr. Davut AKDAŞ üstlenm şt r. Davut

AKDAŞ, robot k alanda b r çok başarıya mza atmış

tecrübel b r akadem syen olarak robot k alanındak

tecrübe, b lg ve deney mler n b zlere aktarıp topluluğumuzun

her geçen gün başarıya b r adım daha

yaklaşmasını sağlamaktadır. Kuruluşundan t baren

yurt ç nde ve yurt dışında düzenlenen robot yarışmalarına

katılan BAUROT, b rçok başarıya mza atmıştır.

SOSYAL MEDYA

BÜŞRA BULUT

OSMAN KAAN KÜÇÜK

EZGİ KANSIZ

SPONSORLUK

MUHARREM HAPPANİ

KÜBRA DEMİR

BAŞKAN

VEYSEL ALMIŞTEKİN

BAŞKAN YARDIMCISI

SERCAN ÖZÇELİK

KOORDİNATÖR

HİLAL BEYZA ÇAKIR

SEKRETER

ŞEVVAL GÜL

MENTÖRLER

ÜYE SORUMLUSU

SADE KOÇ

BAHADIR ÖZKAYA

ORGANİZASYON

ZEYNEP KARAKOYUN

MEHMET KİDER

FURKAN KARA ÖZKAN AK ÖMER AYBARS SENGİR

2


BAUROT

1. 2010 ODTÜ Robot Günler Triatlon Kategorisi Türkiye Birinciliği

2. 2010 ODTÜ Robot Günler Mini Sumo Kategorisi Türkiye Üçüncülüğü

3. 2011 ODTÜ Robot Günler Triatlon Kategorisi Türkiye İkinciliği

4. 2012 Sakarya Üniversitesi Robot Olimpiyatları Türkiye Birinciliği

5. 2012 Uluslararası Infomatrix Bilgisayar Proje Yarışması/ Romanya Mini

Sumo Kategorisi Dünya Üçüncülüğü

6. 2016 İTÜ Robot Olimpiyatları Labirent Çözen Kategorisi Türkiye İkinciliği

7. 2017 ODTÜ Labirent Çözen Kategorisi Türkiye Dördüncülüğü

8. 2019 İTÜ Robot Olimpiyatları Labirent Çözen Kategorisi Türkiye Birinciliği

BAUROT Dünya 3.’sü ve

Hürr yet’ten Robotçu

Öğrenc lere Altın

BAUROT İTÜRO

Türk ye 2.’s "Baurot

Mecnun 10 Adı le"

BAUROT İTÜ Robot

Ol mp yatları Lab rent

Çözen Kategor s nde

Türk ye Şamp yonu

TV 100 BAUROT

Röportajı

3


BAUROT

HİLAL BEYZA ÇAKIR

EDİTÖR

Değerl okuyucular;

Balıkes r Ün vers tes Robot topluluğu

olarak BAUROT derg m z n lk sayısından

hep n ze merhabalar. İlk sayımızda s zlerle

buluşmuş olmaktan büyük b r mutluluk

duyuyorum. Yayın hayatına yen başlayan

ve kısa zamanda büyük gel ş m gösteren

derg ek b m z, başta öğrenc lere bu yolda

ışık tutacak ve daha da b l nçleneb lecekler

b r sayı hazırlamaya uğraştık.

S zler n beğen ve takd r le verd ğ m z

emekler n karşılığını almayı umuyoruz.

Başta topluluğumuzun yönet m kuruluna,

destekler n es rgemeyen Gülç n YURDA-

KUL’ a topluluğumuzun geleceğ n şek llend

recek olan değerl üyeler m ze teşekkür

eder m. Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Gençl

ğ yet şt r n z. Onlara l m ve rfanın müspet

f k rler n ver n z. Geleceğ n aydınlığına

onlarla kavuşacaksınız.” sözler ndek gençler

olarak kend m z yet şt rmeye ve aydınlığa

lerlemeye devam edeceğ z. Derg m z n

lk sayısını saygılarınıza sunarım.

Key fl okumalar...

VEYSEL ALMIŞTEKİN

BAUN ROBOT TOPLULUĞU BAŞKANI

Değerl arkadaşlar,

Kuruluşu olan 2010 yılından t baren yurt dışı

yarışmaları dah l katıldığı her proje ve

yarışmada Balıkes r' m z , okulumuzu gururla

tems l etm ş BAUROT topluluğunun lk derg

sayısıyla karşınızda olmaktan çok mutluyuz.

Üyeler m z dah l bütün topluluğumuz le b rl kte

verd ğ m z büyük emekler sonucunda derg m z

tamamladık. Bu büyük emekler sonucunda

oluşturduğumuz derg m z n lk sayısında

BAUROT olarak hedef m z, derg m z n okuyucularımıza

yön göstereb lecek, farklı alanlar

konusunda b lg lend reb lecek, okuyacak mühend

s adayı arkadaşlarımıza yen b lg ler katab

lecek n tel kler taşıması.

Her b r yazısı ç n büyük emek harcayan

yönet m kuruluma ve üyeler m ze çok teşekkür

ed yorum. B zler h çb r zaman ger çev rmeyen

ve mkanlarını b zler ç n harcayan Altıeylül

Beled ye Başkanımız Hasan AVCI 'ya, Özel

Kalem Müdürü Hal l BARAN'a, Altıeylül

Beled yes ne ve Altıeylül Gençl k Müdürlüğüne

çok teşekkür eder z. Çok değerl rektörümüz

İlter KUŞ' a ve çok değerl rektör yardımcımız

Mehmet NARLIDERE' ye, çok değerl Teknokent

genel müdürümüz Burcu AYDEMİR' e teşekkür

ed yorum.

Key fl okumalar...

4


BAUROT

DAVUT AKDAŞ

Akadem k Danışman

Mav c, As mo, Robot, Stretch, Lego M ndstorm, Atlas, Cub, Spot. Temeller m toloj k Yunan

tanrısı Hephaestus’ un mekan k h zmetç ler ne kadar dayanan, sm n Çek oyun yazarı Karel

Čapek’ n Rossum’s Un versal Robots oyunundan almış ve Isaac As mov tarafından kanunları

yazılmış olan sayısız robottan sadece son yıllarda duyduklarımızın b r kısmı. Günümüzde ev ve

ş hayatının b rçok yer nde vazgeç lmez noktaya yerleşm ş olan robotlara lg duyan b rkaç

Elektr k Elektron k Mühend sl ğ öğrenc s tarafından 10 seneden fazla b r süre önce kurulmuş

olan Robot Topluluğu bu geçen süre ç nde üyeler sadece b r bölümden oluşan b r topluluk

olmaktan ün vers te çapında üyelere sah p, robotlara lg duyan her öğrenc ye açık b r

topluluk hal ne gelm şt r. Bu süre zarfında ulusal ve uluslararası yarışmalarda başarılar

kazanmış ve üyeler ne sadece tekn k becer ler değ l takım olma, l derl k, sorun çözme ve

problemler karşısında çözüm odaklı olma konusunda yetenekler de kazandırmıştır.

Her geçen gün b lg b r k m n artırarak lerleyen ve büyüyen bu topluluğun yıllar boyunca

elde ett ğ tecrübeler her b r kel mes ne yansıttığı bu derg y severek okumanız temenn mle.

5


BAUROT

Erman KÖYBAŞI

Akadem k Danışman

Robot Topluluğu’nun kuruluşu neredeyse akadem k hayatımın başlangıcına denk gel yor.

Yüksek l sans yapan araştırma görevl s n n tam olarak nelerle görevlend r ld ğ n çözmeye

çalışan genç b r akadem syen adayıyken danışman hocamla çalışan robot yapmaya hevesl

b rkaç öğrenc n n kurduğu toplulukla tanıştım. L sansımı daha yen b t rm ş, kulüp/topluluk

organ zasyon ve etk nl kler nden daha kopmamış olmam ve topluluk üyeler yle neredeyse

aynı yaşta olmam, topluluğun ç nde adeta b r üye g b kend m bulmamla sonuçlandı. Özell kle

topluluğun daha emeklemekten doğrudan koşmaya geçmeye çalıştığı yıllarda düzenled ğ m z

etk nl kler n hazırlık aşamasındak çaba ve uğraşı, uygulama aşamasındak yorgunluk ve stres

le başarıyla tamamlanmasından sonrak mutluluk ve gurur, ulusal ve uluslararası robot

yarışmalarına gündüzlü gecel hazırlanışımız, yarışmaların nsanı dünyanın ger kalanından

koparan atmosfer ve heyecanı le alınan ve alınamayan dereceler n coşku ve hüznü hala dün

yaşanmış g b aklımda ve yüreğ mde yer alıyor. Bu nedenlerden dolayıdır k Robot Topluluğu

ben m ç n ayrı b r öneme sah p, sıradan b r öğrenc topluluğundan öte b r faal yett r.

Kurucu ek b n n mezun olması ve ben m de akadem k hayatın yoğunluğuna kapılmamla

başlayan süreçle b rl kte topluluğun üyel ğ nden, uzaktan destekç / danışman yardımcısı

konumuna çek lmem gerçekleşt . Bu süreçte de mümkün olduğunca topluluğun başkanlarına

destek olarak, el mden gelen yardımı göstererek ç nde olmasa da yanında kalmaya çalıştım.

BAUROT’ un Ulusal ya da uluslararası herhang b r topluluğa veya kulübe bağlı olmayan bu

nedenle de kend üyeler har c nde h çb r madd kaynağa ve b lg b r k m desteğ ne sah p

olmayan, tamamen üyeler n n çaba, özver , b lg b r k m ve aktarımıyla günden güne büyüyen

bu topluluğun yen akadem k danışmanı olmak ben m ç n sadece gurur ver c olmaktan da

öte, bambaşka b r duygu. Kuruluşundan bu yana topluluğun akadem k danışmanlığını

yürütmüş olan, ben m de yüksek l sans ve doktora danışmanım olan Dr. Öğr. Üyes Davut

AKDAŞ’ tan devraldığım görev topluluk yönet m yle uyum ç nde en y şek lde

gerçekleşt rmek, yen proje ve etk nl kler hayata geç rmek ç n ş md den sabırsızlanıyorum.

6


BAUROT

Altıeylül Beled ye Başkanı

Ö

ncelikle bizlere bu fırsatı tanıdığınız için

okulumuz, topluluğumuz adına çok teşekkür

ediyoruz. İlk sorumuzla başlayalım dilerseniz.

Kendinizi nasıl tanıtırsınız? Nereden mezunsunuz?

Kaç yaşındasınız?

1978 Dursunbey doğumluyum. 3 evladım var. Ben

de sizin gibi Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Mimarlık

Fakültesi’nde okudum. İnşaat mühendisliği

bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan sonra

serbest çalışma hayatına atıldım. 20 yıla yakın serbest

piyasada çalıştım. Bir taraftan da siyasi hayatımızda

Cumhurbaşkanımızın önderliğinde yoğun

şekilde çalışmaya başladık. 2004 yılında Dursunbey’de

meclis üyesiydim. 2014 yılında Zekai

Kafaoğlu, Altıeylül kurucu belediye başkanı olurken

bende onunla beraber kurucu meclis üyeleri arasında

yer aldım. Daha sonra 2017 yılında malum

Balıkesir’de bir değişiklik oldu. Bizim belediye başkanımız

Balıkesir Büyükşehir Belediye başkanı

oldu. O zaman bizde Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle

ve meclis üyesi arkadaşlarımızın oylarıyla

11.11.2017 tarihinde 6 Eylül Belediye başkanı

olduk. 1.5 yıla yakın bir süre belediye başkanlığı

yaptıktan sonra 31 Mart 2019 tarihindeki seçimde

yaklaşık yüzde 55 oyla Altıeylül belediye başkanı

olarak yeniden seçildik. Yaklaşık 2 senedir de

Altıeylül belediye başkanı olarak devam ediyorum.

İnşaat mühendisliği okuduğunuzu konuştuk. Bu

bölüm hayaliniz miydi, istediğiniz bölümümü

okumuştunuz?

Çocuklar hep büyüklerinin hayallerini taşırlar biliyorsunuz.

Benim de babam benim doktor olmamı

çok istiyordu. Biz tabi babamızın kanalize ettiği

meslek olması sebebiyle tıptan başka çok fazla bir

şey düşünmedik ama Dursunbey’de bir inşaat mühendisi

abimiz vardı. Babam onu çok severdi. Onun

vesilesiyle inşaat mühendisliğini yazdık. Tabi inşaat

mühendisliğini kazandıktan sonra aslında benim fıtratıma

ne kadar uygun bir meslek olduğunu görmüş

oldum. Mesleğimden çok memnunum hatta inşaat

mühendisliğinin tasarım, uygulama tarafı vardır. Belediye

başkanı olduktan sonra daha fazla tasarım

ve uygulama yapamadığım için bir miktar özlemde

duymaya başladım.

Biz öğrenciler için mezuniyet sonrasında ne yapacağımızı

bilmediğimiz bir dönem başlıyor.

Daha önce tecrübe etmediğimiz için; bu dönemde

nasıl iş bulunabileceğini, ne gibi adımlar

izlememiz gerektiğini pek bilemiyoruz. Siz mezun

olma sürecinizden ve bu dönemdeki öğrencilere

tavsiyelerinizden bahseder misiniz?

Sektörümüz için krizin en yoğun olduğu dönem, bizim

mezun olduğumuz dönemdi. 99 depremi,2000-

2001 krizleri. Yaklaşık 1999’dan 2003’e kadar neredeyse

4 yıl bizim sektörde yaprak kıpırdamadı.

Tabi bende o zaman standart mezun olan bütün

öğrencilerdeki gibi, ciddi bir panik halinde bir sürü

iş araştırarak vaktimi harcıyordum. Ama bugün bu

noktaya gelmiş birisi olarak özellikle üniversiteden

mezun olma noktasına gelen

7


BAUROT

gelen gençlerimize şunları önerebilirim. 1: Öncelikle

bir topluluk içerisinde yer almalı çocuklar. Gençlerimiz

bir topluluk içerisinde yer aldıklarında ne

yapmak istediklerini de daha iyi bilerek üniversiteden

mezun oluyor. Yarın bir iş müracaatında bulunduklarında

CV'lerinde kesinlikle bu toplulukların

ve bu topluluklarda yaptıkları güzel işlerin bulunması

lazım. 2: Kesinlikle gençlerimiz panik içerisine

girmemeli. Hz. Allah herkese bir rızık, herkese bir

kaderi ilahi yazmış. Onun için, bazen sıkıntı yaşansa

da o işin sonunda eğer siz kendinizi meslek açısından

yeterli geliştirdiğinize inanıyorsanız muhakkak

bir kapı açılıyor ve kapıdan içeri giriyorsunuz.

Kesinlikle panik yapılmamalı ama öğrencilik hayatında

da CV' nizde yer alacak çalışmalar içinde yer

almalısınız. Çünkü artık maalesef herkes üniversite,

fakülte mezunu. Dolayısıyla siz kendinizi yetiştirmezseniz

diğerlerinden pozitif ayrışmıyorsunuz

ve herkes pozitif ayrışan insan bekliyor. Kendini

yetiştiren herkes için Türkiye’de bütün kapıların

açık olduğuna inanıyorum. Ama maalesef bizim

üniversitemizde sizin gibi topluluklar içerisinde yer

alan gençlerimizin sayısı az. Üniversiteye gitmeden

üniversite bitirdiği için bizim gençlerimiz. Kendilerini

yetiştirmeyen gençler ciddi sıkıntı yaşıyorlar.

Mühendislikten siyasete geçiş kararınız ve süreciniz

nasıl gerçekleşti?

Zaten benim gördüğüm kadarıyla serbest mühendislik

yapıyorsa birisi siyasetin içerisinde de oluyor.

Avukatlar, mühendisler kesinlikle siyasetin içerisinde

yer alıyor. Bir de tabi biz üniversitedeyken de lisedeyken

de hep bir siyasi idealle yetiştik. Biliyorsunuz

1980’li yıllarda; ülkücü - solcu kavgaları

vardı. Bu ülke; hep bir tarafta sol camia, bir tarafta

sağ camia yani hep bir siyasi kavgayla bugüne

gelmiştir. Bu kavganın aslında bizim gençlerimizi

bitirmek için yapıldığı aşikardır ama bir taraftan da

gençlerimizi idealleri açısından da iyi yetiştirdiği de

bir gerçektir. Dolayısıyla bizim de lise çağlarımızdan

itibaren bir ideal oluşmuştur kafamızda. Zaten

bu idealinizle serbest çalışmaya başladığınızda da

otomatik olarak size en yakın noktada yerinizi alıyorsunuz.

Fakat tabi serbest çalışmaya başladığınızda;

insanın önce kendi yapması gereken, kendi

başarması gereken

şeyler oluyor..

Önce mesleğinizde iyi bir noktaya gelmeniz gerekiyor.

Ben bütün gençlerimize bunu özellikle tavsiye

ediyorum. Genç yaşta siyaset önemli amenna

ama genç yaşta siyaseten bir yere aday olmak bana

göre yanlış. Kendi mesleğinde başarılı olmadan

siyasi mecraya giden arkadaşların sonrasında ciddi

başarısız olduğunu gördüm, şahit oldum. Onun için

bende, önce kendi işimde başarılı olmayı tercih ettim.

2004’ te Dursunbey’ de meclis üyesi oldum

ama 2005’te istifa ettim, bıraktım. Çünkü kendi

işimde yürümem gerektiği kanaatine vardım. 2014'

te döndüğümde çok daha donanımlı ve çok daha

güçlü olarak geldim. Bugün hamd olsun bu konuda

çok daha iyi olduğumuza inanıyorum. Onun için

gençlerimizin önce kendi işlerinde başarılı olmalarını

acizane bir abileri olarak tavsiye ediyorum.

Belediye başkanlığınızda, mühendis kimliğinizin

ne gibi etkileri oluyor?

Şimdi inşaat mühendisliği icracı bir mühendislik ve

inşa eden bir mühendislik. Göreve gelir gelmez direkt

bizim niye elimizde binalarımız yok düşüncesiyle

ciddi bir çalışma içerisine girdik ki bugüne

kadar bir sürü imalatımız var. İşte Sultan

Alparslan’ı gezdiniz. İsmail Akçay Plevne Millet

Kıraathanesi var Sabri Uğur Parkı ve Millet

Kıraathanesi var bunların üçünü bitirdik. Altıeylül’

ün kültür merkezi yoktu, ilk kültür merkezini de

inşallah tamamladık. Allah nasip ederse mayıs ayı

içerisinde açılışını yapacağız. ALGEM binamızı

sizlerde gördünüz. Çocuk üniversitesi olacak bu

sene onun açılışını da yapacağız. Gazi Mustafa

Kemal Atatürk kompleksi’ ne başladık. Yüzme havuzu,

kütüphanesi, ofisleri, restoranları, kafeteryaları

için çalışıyoruz. Bunun yanında kapalı pazar

yerinden ikinci bir yüzme havuzumuza kadar birçok

konuda çalışmalara başladık. Bu inşaat mühendisliğinin

verdiği bir avantaj. İnşallah bu çalışmaları

tamamladığımızda ilçemizi Balıkesir’ in parlayan bir

yıldızı olma noktasına getirmeyi umut ediyoruz. Bu

çalışmalarımızda ise özellikle üniversitedeki gençlerimizle;

hem kültür merkezlerimizde hem de diğer

yaptığımız çalışmalarda beraber çalışmayı arzu

ediyoruz. Sizlerden de bu konuda istifade etmek

istiyoruz.

8


BAUROT

Balıkesir’de eğitim hayatınızda sizlerin gençler

adına farkettiği sorunlar var mıydı? Başkanlığa

geldiğinizde ne gibi çözümler ürettiniz?

Tabi bizim dönemimizle şimdiki dönemin gençleri

arasında ihtiyaca cevap verme açısından farklılıklar

var. Bir de biz Balıkesirliyiz. Liseyi de burada

Muharrem Hasbi Koray Lisesi’nde okudum. Tabi o

zaman hem Balıkesir’ de lise okuyup hem

Balıkesir’ de üniversite okuduğumuz için biz çok

ciddi bir sorunla karşılaşmadık. Bir de o zamanlarda

bizim burada sinema salonlarımız vs vardı. Şan

sinemasında arkadaşlarımızla güzel vakit geçiriyorduk.

Ama tabi bugüne geldiğimizde özellikle kültürel

açıdan gençlerimizin çok yeterli olmadığı kanaatindeyiz.

Aslında büyükşehir olduktan sonra belediyemizin

destekleriyle bu sorunu çözmeye çalıştık.

Örneğin Avluyla, bugün yapılan Çamlıkla vs. şu

an bizde ilçe belediyesi olarak yaptığımız kültür

merkezleriyle gençlerimize yönelik yeni yapılacak

çalışmalarla inşallah bu boşluğu dolduracağız.

Geçtiğimiz günlerde genç ofis projenizi

açıkladınız. Ora-da ‘’gençler bizim yarınımız.’’

dediniz. Altıeylül belediyesinin gençlere nasıl

imkanlar sağladığından bahsetmek ister

misiniz?

Deminde bahsettim biz gençlerimize yönelik yoğun

bir çalışma yapmak istiyoruz. Bir kere bununla ilgili

ayrı bir müdürlük kurduk. Gençlik ve spor müdürlüğü.

Birçok belediyede olmayan bir müdürlük bu.

Tabi dezavantajımız ne: Pandemiden dolayı gençlerimiz

sokağa çıkamadığı için maalesef bu etkinlikleri

yeteri kadar yapamıyoruz ama inşallah bundan

sonra bunun altını doldurup gençlerimizi dolu

dolu yetiştireceğiz. Bir kere kurduğumuz Gençlik

spor müdürlüğümüz ile beraber gençlerimizin ihtiyaçlarına

cevap verecek her türlü çalışmanın içerisinde

yer alacağız. Gençlerimizi yetiştirmeye çalışacağız.

Bir kere Balıkesir’i hem üniversite gençliğimize

hem de lise gençliğimize tanıtmak istiyoruz.

Bir ucu Ege denizinde, bir ucu Marmara denizinde

olmak üzere 2 denize kıyısı olan ender bir

şehir Balıkesir.

Yaylalarıyla gerçekten yazın en sıcak noktasında

bile üfür üfür esen; körfeziyle, Bandırmasıyla farklı

havaların tenefüs edilebileceği güzel alanlara sahip

olan bir şehir. Kuvay-i Milliyenin şehri ama diğer

taraftan da Osmanlıyı Osmanlı yapan, Osmanlıyı

ayakları üzerine kaldıran karesi beyliğinin olduğu;

Osmanlıya ilk donanmayı veren, Osmanlıya önemli

devlet adamları kazandıran şehirdir. Hacı İlbey,

Evrenos Gazi Bey bunlardan biridir. Yine İstanbul’

un fethinde gemilerin karadan yürütülme hadisesini

gerçekleştiren ekibin başında Zağnos Paşa vardır

ki bugün Balıkesir’ de meşhurdur Balıkesir valisidir.

Kurtuluş savaşında ilk kurşunun atıldığı yerlerden

birisidir Balıkesir. Dolayısıyla biz Balıkesir’ i her

şeyiyle, Balıkesir’ de yaşayan gençlerimize

tanıtmak istiyoruz. Bunun yanında da gençlerimizi

farklı kulüplerle kendilerini yetiştirebilecekleri, bir

taraftan da güzel vakit geçirebilecekleri birçok

çalışmayı önümüzdeki günlerde inşallah gündeme

getireceğiz. Bunu yaparken de tabi genç ofisten

bahsettik. Gençlik Spor il Müdürlüğümüz, Gençlik

ve Spor Bakanımız Genç Ofis projemiz için

geldiğinde onlara ‘’Sayın bakanım burayı beraber

çalıştıralım, gençlik ve spor bakanlığının gençlere

yönelik güzel çalışmaları var. Bu konuda da sizden

istifade edelim.’’ dedik sağ olsun o da kabul etti.

Devletimizin diğer birimleriyle beraber inşallah

gençlerimize yönelik çok güzel çalışmalar

yapacağız.

9


BAUROT

Önceki soruların arasında mühendislik çalışmalarımı

özlüyorum demiştiniz. Mühendislik üzerine

devam eden çalışmalarınız, yatırımlarınız var

mı?

Belediye başkanı olduktan sonra bunun doğru olmayacağı

kanaati oluştuğu için, bunları bıraktık.

Rafa kaldırdık.

Şu an bir şansınız olsa mühendisliğe mi, siyasete

mi devam etmeyi tercih ederdiniz?

Yani her ikisinin de kendine göre çok güzel yönleri

var. Siyaset dediğiniz şey aslında millete hizmet

etmek. Öyle gariban insanlar var ki onların sorunlarıyla

uğraşmak; o insanların biraz yüzünü güldürmek

yaptığınız her şeye, kazandığınız her şeye bedel

oluyor. Dolayısıyla insanları mutlu etmek çok

daha farklı bir şey.

Geçtiğimiz günlerde ‘’Altıeylül Mobil’’ uygulamasını

hayata geçirdiniz. İleriye dönük böyle bu

tarz projeleri, üniversite öğrencileriyle yapma

düşünceniz var mı?

Tabi. Yani bu mobil belediyecilik işini biz arttırarak

devam ettirmeyi planlıyoruz. Bizde dijital arşivle

başlamıştık. Daha sonradan e-ruhsat, e-imar, e-

mezarlık işleri, şimdide e-kütüphaneye geçtik.

İnşallah ileriye doğru üniversitedeki gençlerimizle

de bu konuda güzel çalışmalar yapmayı planlıyoruz.

Böyle bir uygulamanın geliştirilmesinde, yazılımında

eğer sizde izin verirseniz bizde çalışmak

isteriz. Tamam, çok güzel olur. Bizde mutlu oluruz.

Değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür

ederiz. Röportajımızın son sorusunda sizlerin

gençlerden isteğini, beklentisini öğrenmek isteriz.

Bizi doğru yönlendirin. Bize, taleplerinizi makul olacak

noktada bildirin ki bizde sizi mutlu edecek çalışmalar

yapalım. Çünkü artık üniversite en son atlanılacak

hendek oluyor. Buradan sonra artık

Balıkesir’ den ayrılıp kendi şehirlerinize gittiğinizde,

Balıkesir sizlere tatlı anılar olarak kalsın. Onun için

bizim yapmamız gereken bir şey varsa bizlere bildirin.

Bir de biliyorsunuz Altıeylül’ de gençlik ve

spor müdürlüğümüzü de kurduk. Burada özellikle

alt yaş gruplarına yönelik yaptığımız çalışmalarda

sizin aktif şekilde rol almanız bizi çok mutlu eder

çocuklar.

10


11

BAUROT


Sercan ÖZÇELİK

R

eddit tarafından düzenlenen

"istediğini sor" oturumuna katılan

Microsoft’un kurucusu Bill Gates’e

katılımcılardan birisi: “Süper zekalı

robotlar sizce insanoğlunun varlığını

tehdit ediyor mu, ediyorsa ne kadar

ediyor ve internet etkinliğinin tümüyle

şifrelenmesi bizi bu tehlikeden korur

mu?” böyle bir soru yöneltti.

Bill Gates ise şöyle bir cevap verdi.

"KAYGILIYIM, süper zeka konusunda

çok kaygılıyım. Önce makineler

birçok alanda işimizi görecekler ama

bu aşamada süper zeka seviyesinde

olmayacaklar. Bunu iyi yönetirsek

olumlu sonuçlar alırız. Ancak birkaç

on yıl sonra makineler bize kaygı

verecek kadar zeki olacaklar.

nımı yüzünden saatler içinde Tay; kadın

düşmanı, ırkçı ve siyasi cevaplar veren

bir yapay zekaya dönüştü. Ve kapatılmak

zorunda kalındı. İnsanların elinde

olmadan gelişebilen hatta Facebook

yapay zekasından bir örnek verelim.

Facebook’un araştırmacılarının geliştirdiği

yapay zeka robotları kendi aralarında

gizli bir dil geliştirdiler. Bu dil kendi

aralarında şifrelendiği için araştırmacılar

tarafından çözümlenemedi ve araştırmacılar

bu yapay zekaları kapatmak zorunda

kaldı. Bu tarz örnekler ne kadar kötü

görünse ve insanları korkutsa da, teknolojinin

gelişmesi için büyük bir önem

taşıyor. Robotlar bu kadar korkutucu

görünse de, iyi yanlarını yok sayamayız.

Japonya’da bir startup şirketi ‘Lovot’

adında bir robotu piyasa sürüyor.

“Sanırım dönüm noktasına ulaştık.

Dünyamız bizim için gittikçe küçülüyor ve

nüfusumuz endişe verici bir oranda artıyor.

Kendi kendimizi yok etme tehlikesi

içerisindeyiz. Uzayı daha fazla tanımak için

acilen genç bilim insanlarına ihtiyacımız

var. Başka yerleri kolonize etmek ve

gezegenimizi kendi türümüzden kurtarmak

gerekiyor.”

-Stephen William Hawking-

1942-2018

Bu konuda Elon Musk ile diğerlerine

katılıyorum ve insanların bundan

neden korkmadığını anlamıyorum. Bu

konuşma bizi tedirgin etmekte gayet

haklı çünkü gelecekte bu teknolojiyi

iyiye kullananlar olacağı gibi

kullanmayanlarda fazlasıyla olacak.

Kötüye kullanım olarak, Microsoft'un

Twitter kullanan Tay isimli yapay

zeka robotu, kendisine yöneltilen her

soruyu cevaplıyordu. Fakat robot

öğrenebilen bir makine olduğu için

internet kullanıcılarının kötüye kulla-

Robot, ailelerin büyük ilgisini çekiyor.

Lovot'a özellikle çocuklar çok ilgi gösteriyor.

Bunun gibi farklı çalışmalar, küçük

yaşlardaki çocukları büyük ölçüde meraklandırıyor

ve çocukların robotlara

ısınması sağlanıyor.

Peki tüm bu gelişmeler olurken

sizce robotlardan korkan taraf mı

yoksa daha çok iç içe olan taraf

mı olmalıyız?

12


BAUROT

' Yİ DİNLEDİK

Sizlerin, üniversite zamanında katıldığınız yarışmalardan

sonra yaptığınız robotları satarak bu

şirketi açtığınızı biliyoruz. Bu şirket sizin için bir

hayal miydi?

Robotzade ailesi olarak bize değer verip derginizde

böyle bir köşe ayırdığınız için çok teşekkür

ederiz. Lise zamanımızdan beri aslında ulusal ve

uluslararası yarışmalara aktif olarak katılıyorduk.

Yani üniversitede başladığımız bir hobi değildi.

Yarışma süreçlerinde projelerimizin başarılı

olduğunun farkına vardıktan sonra hobimiz işe

dönüşmeye başladı. Kendi robotlarımızı satarak

değil özel robotik projelerde görev alarak şirket için

ilk adımlarımızı atmaya başladık. Bu bizim için bir

hayal olmaktan çıkıp hedefimiz haline geldi.

Bu hayalin gerçeğe dönüşümünü bize

anlatabilir misiniz?

Ekibimizdeki potansiyeli gördükten ve projelerimiz

başarıya ulaştıktan sonra şirket açma hayallerini

kurmaya başlamıştık. Bu amaç doğrultusunda kendimizi

motive edip daha hızlı yol alıp hedefe kavuşma

fırsatını çok kısa bir sürede yakaladık.

Bu şirket için sermayeyi nasıl oluşturdunuz?

Şirket için ana sermayemizi yaptığımız projeler ve

kazandığımız ödüllerin birikimi ile oluşturduk

diyebilirim.

Robotzade şirketini kurdunuz ve hali hazırda

yarışmalara katılıyorsunuz. İki konuda da

hedeflediğiniz konumlarda mısınız? Eğer öyle

değilse bu şirket dışındaki hedefleriniz,

hayalleriniz neler?

Robotzade olarak son iki yıldır sadece

uluslararası robot yarışmasına katılmaktayız. İlk

hedefimiz Türkiye’de düzenlenen tüm

yarışmalarda derece kazanmaktı. Ve bunu başarıp

gözümüzü yurtdışına diktik.

Yarışma konusunda hedeflediğimiz konuma çok

yakınız diyebilirim. Yarışmalar hususunda

önümüzdeki hedef ise Japonya’da birinci, ikinci ve

üçüncü olarak kürsüde sadece Türk Bayrağını

dalgalandırmak.

Bu kadar kısa sürede şirketinizi tanınan bir şirket

haline nasıl getirdiniz?

Bu sorunun cevabı bizim için oldukça basit. Tüm

projelerimizin başarı ile sonuçlanmasına bağlı diyebiliriz.

İhracat yapıyor musunuz? Yapmıyorsanız böyle

bir düşünceniz var mı?

Şu an "www.sumozade.com" adlı web sitemizden

birçok ülkeye günde onlarca kargo ile zaten ihracat

yapmaktayız. Bu ihracat konusunda ilk hedefimizdi

ve gerçekleştirmiş olduk. Önümüzdeki hedef farklı

bir ülke robotzade / sumozade ofisini açmak olacak.

Bunun için ekipçe gayret gösterip emek vermekteyiz.

Ülkemizde sponsorluğunu ve organizasyonunu

üstlendiğiniz robot yarışmaları oluyor mu?

Oluyorsa devam etmeyi düşünüyor musunuz?

Olmadıysa böyle bir düşünceniz var mı?

Evet ülkemizde "KSU Teknorob" isimli robot yarışmasının

organizasyonunu üstlenmekteyiz. Bu

yarışmayı yurtdışından getirdiğimiz yarışmacılar ile

uluslararası boyuta taşıdık ve pandemi sonrasında

tekrar bu organizasyonu gerçekleştireceğiz. Sponsor

olarak ise birçok robot yarışmasına destek vermekteyiz

ve elimizden geldiğince bu destekleri en üst

seviyeye çıkararak yarışmaların kalitesini artırmak

için elimizden geleni yapmak istiyoruz.

13


BAUROT

Başta Japonya olmak üzere yurt dışında

düzenlenen yarışmalarda bizleri temsil ettiğinizi

biliyoruz. Mini sumo harici katıldığınız

bir kategori var mı? Ülkemizdeki

yarışmalara katılmayı düşünüyor musunuz?

Hayır, yarışmacı olarak sumo robot kategorisinden

başka bir kategoride katılım sağlamıyoruz.

Bu kategoriyi seçmemiz ise mühendislik

kısmının daha ağır olması ve en zorlu

kategori olmasıdır. Bu zorluklar bizim işimizde

gelişmemizi ve yükselmemizi sağlamakta.

Robot terimi Çek dilindeki “zorunlu

olarak çalışan”, “çalışmaya mecbur”

gibi anlamlara gelen robota

kelimesinden türemiştir.

Dünya'da en çok robot kullanılan

ülke unvanı sıralamaya göre

Japonya 310 bin 508 adet robot

kullanmakta.

Tarihteki ilk robot el Cezeri´nin

yaptığı otomatik saat, su pompaları

ve otomatik abdest alma makinası.

Suudi Arabistan, bir robota

vatandaşlık hakkı veren ilk ülke

Sophia adlı robot Suudi Arabistan

vatandaşı ilan edildi.

Herkes girişimci olabilir mi, genç girişimcilere

tavsiyeleriniz nelerdir ?

Girişimci aslında risk alarak iş kurmak demektir

bizim için, bunu tecrübe ettiğimiz için

bizim tarafımızda tanımı bu şekildedir. Herkes

girişimci olabilir fakat bu süreç oldukça

uzun ve zorlu bir süreçtir. Dışarıdan her ne

kadar hoş ve güzel görünse de kendi işinizi

yapmak ve yönetmek o kadar da kolay olmayan

bir durumdur. Başarısızlıklarla karşılaşıldığında

buna mental olarak dayanabilmeniz

gerekecektir. İş fikriniz çoğu insan tarafından

beğenilmeyebilir, iyi fikirleriniz olabilir ama iyi

bir girişimci olamayabilirsiniz. Girişimci olmak

için yalnızca fikirler ve hayaller yeterli olmaz,

bu fikirleri hayata geçirebilecek, geliştirebilecek

ve iyi yönetebilecek olmanız da gerekir.

Bizim tecrübe edip dile getirdiğimiz bu maddeleri

göz önüne alarak herkes genç girişimci

olabilir. Robotik sistemlerle ilgilenip böyle bir

girişimde bulunmak isteyen tüm meslektaşlarımıza

da elimizden geldiğince destek olup

tecrübelerimizi paylaşmak isteriz.

https://www.robotzade.com

14


BAUROT

Danimarkalı Blue Ocean Robotics tarafından, hastane ve ameliyathane gibi kritik risk taşıyan

alanların dezenfeksiyonu ve bunun yanı sıra havalimanlarında ve kamusal alandaki diğer birçok alanda

temiz bir ortam sağlamak amacıyla üretilen UVD Robotlar, bir odayı 20 dakikada dezenfekte edebiliyor.

UVD Robot kendi kendine çalışarak yoğun ultraviyole ışığıyla ortamların dezenfeksiyonunu sağlar. Bu

morötesi ışınlarla havadaki ve yüzeylerdeki virüslerin DNA ve RNA’larına zarar vererek üremelerini

engelliyor. Başta Çin, Danimarka ve İtalya olmak üzere 60'tan fazla ülkede Covid-19'a karşı kullanılan

UVD Robot'un, virüslere karşı %99,9 etkili olduğu söyleniyor.

15

NO


BAUROT

Her yıl milyonlarca elektronik cihaz üretiliyor ve birkaç yıl içinde de çöpe gidiyor. Nadir bulunan metallerden

çevreye zararlı kimyasallara kadar birçok madde doğaya karışıyor. Apple kullanım dışı kalmış

iPhone’ları parçalamak için Liam adlı özel bir robot geliştirdi. Liam’ın bir telefonu tümüyle parçalara

ayırması 11 saniye sürüyor. Liam yılda 1,2 milyon iPhone 6’yı sökebiliyor. 2016’da 211 milyon iPhone

satıldığını düşünecek olursak tek bir Liam’ın kapasitesi yetersiz görünüyor. Sökülen her 10.000 telefondan

190 kg alüminyum, 80 kg bakır, 130 gram altın, 40 gram platin, 700 gram gümüş, 5,5 kg kalay ve

2,4 kg nadir metal elde edilebiliyor. Şu an aktif olarak çalışan iki Liam robot bulunmakta.

16


BAUROT

Robotlar son yıllarda günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Artık hayatımızı kolaylaştıran zaman

ve para tasarrufuna yardım eden bu yenilikler şimdi de iş ararken karşımıza çıkıyor. İsveç'in

başkenti Stockholm'ün 40 kilometre kuzeyinde yer alan Upplands-Bro Belediyesi'nde artık işe alımlarda,

mülakatlar geliştirilen özel robotlarla yapılıyor. KTH Kraliyet Teknoloji Enstitüsü'nde geliştirilen

robotun yapılış amacıysa işe alımlarda her başvuran kişinin eşit şartlarda değerlendirilmesi.

17


BAUROT

MERHABA BİZE BİRKAÇ CÜMLE

İLE KENDİNİZDEN BAHSEDER

MİSİNİZ?

Adım Ömer, 26 yaşındayım. Kırıkkale Ün vers tes

’nden 2017 yılında mezun oldum. 2014 yılından

ber elektron k le akt f olarak uğraşıyorum. Şu

anda s ber güvenl k f rmasında donanım tasarım

mühend s olarak çalışıyorum. Onun dışında

bazı f rmalara ve şahıslara danışmanlık verd -

ğ m b r de kend f rmam var. Bunlardan arta kalan

zamanda v deo çekt ğ m Youtube kanalım

var.

HOBİLERİNİZ VE SİZİ TANIMLAYACAK

ÖZELLİKLERİNİZ NELERDİR?

Hob olarak eş mle beraber y b r s nemasever z

aslında. F lm zlemey ve d z zlemey sev yoruz

fakat popüler kültür ürünler n tüketmemeye

çalışıyoruz. B ze b r şey katacak mı d ye k

saatl k b r f lm b le yarım saat araştırab l yoruz.

Bunun dışında hob olarak drone ve RC le

lg len yorum. K tap okumayı sever m fakat bu

aralar pek zaman ayıramıyorum. Son olarak

doğaya olan lg m n artmasıyla sıkça kamp

yapmaya başladım.

ŞU ANDA YAPTIĞINIZ İŞ DIŞINDA BİR İŞ

YAPMAK İSTER MİYDİNİZ NEDEN?

Hayır, stemezd m. Çünkü ben sevd ğ m ve

hayal mdek ş yapıyorum. B r başkası eve g d p

rahatlamak ç n telev zyonunu açar, ayaklarını

uzatır, p jamalarını g yer ve takılır. Ben se rahatlamak

ç n projelere bakarım, kütüphaneler n-

celer m, donanım nceler m… Ben m hayatım,

ben m ş m heps aynı. Elektron kten başka b r

meslek yapamazdım.

MESLEK SEÇİMİ AŞAMASINDA

ETKİLENDİĞİNİZ HERHANGİ BİRİ VAR MIYDI?

Babamdan etk lend m. Ben çok küçük yaştan

ber atar oynarım ve atar ler fazlasıyla bozup,

kırardık çünkü b z kalabalık b r a leyd k. Üç

kardeşt k, kalabalık dey nce de nsan on falan

bekl yor herhalde ama babam da oynar. Dört

k ş y z, sürekl atar oynuyoruz evde ve kavgada

ett ğ m z olurdu kardeşler mle. Dolayısıyla b z m

evde atar çok kolay kırılırdı, bozulurdu . Babam

da onları tam r edeb l rd leh mle. Babam da

aslında b r elektron k hob c s çünkü adam

arkeolog, sanat tar h fakültes mezunu. Türk ye’

de kazılara katılmış fakat oradan ekmek y yemeyeceğ

n anlayınca başka mesleklere geçm ş

b r s . Arkeologdu ama o da elektron kten anlıyordu

şte. Kartları ve devreler tam r ed yordu,

görüyordum. Bu da ben çocukken büyülüyordu.

Hep böyle b r merak vardı. B r n soracak

olursanız es n kaynağım odur.

18


BAUROT

MESLEĞE ADIM ATARKEN KARŞILAŞTIĞINIZ ZORLUKLAR NELER ?

Kend m “Gömülü S stem Mühend s ” olarak tanımlıyorum.

Kart tasarlayıp tasarladığım kartları

da programlamaktan paramı kazanıyorum

ve bu mesleğ n zor olmasının sebeb kend n

gel şt rmen n güçlüğü. Gömülü S stem Mühend

sl ğ ’n rak b olan yazılımcılıkla kıyaslamak

st yorum. Mesela b r laptopunuz, b r nternet -

n z olsa ve özgüvenl çalışma azm ne sah psen

z kend n z yazılım ç n gel şt rmen z mümkün.

Fakat elektron k konusu öyle değ l. Yatırım mal

yet çok yüksek olan b r ş. Gerçekten TL

bazında düşündüğünüzde çok pahalı malzemeler

almanız gerek yor. Os loskoptur, ölçü aletler

d r, havyalardır, malzemelerd r… Sürekl el -

n z n k rl olması gereken b r meslek. Dolayısıyla

kend n gel şt rmen n güç olmasının yanı sıra

malzemelere er şmek dah çok zor. Üstel k ardu

no kartlarından bahsetm yorum. B z m ülkem

zde elektron k sektörü savunma sanay n n

gölges nde lerl yor. Bu b r yerde y ,b r yerde

kötü. Kötü olmasının sebeb se son kullanıcı

elektron ğ konusunda çok fazla ürünümüz olmaması.

Bu alanda yeter kadar faal yet gösteren

f rma olmadığı ç n elektron k mühend s

yet şt rme konusunda ülke olarak zorlanıyoruz

ve bu yüzden de n tel kl tasarımcılar çıkartamıyoruz.

Ülkem zde gömülü s stem mühend s

olarak çalışan nsanlar küçük ve orta ölçektek

f rmalarda k l t adam rolünde çalışıyorlar çünkü

kend n gel şt rmes zor b r alan. Kaldı k kend n

o kadar gel şt rmey başardın, hakkın olan maaşı

ve ş vereb lecek olan f rma sayısı çok az.

Eş t düzeydek b r yazılımcı le donanımcının

maaşını karşılaştırırsak donanımcının maaşının

en az k katı olması gerek r. Hal böyle oluncada

çok fazla nsanla yan yana çalışamıyorsunuz,

b r f rmanın çer s nde b rkaç tane donanımcı

anca oluyor. Böyle olduğu zaman da devre

tasarımına, yazılıma, şemat ğ ne hatta aklınıza

ne gel yorsa onun gel şt r lmes ne s z bakarsınız.

(d j tal elektron ğ , analog elektron ğ , AREF'I,

m krodenetley c n n kodlaması, güç elektron ğ …)

Bu da herhang b r ş veya alanda s z n uzmanlamanızı

engell yor. Herhang b r alanda s vr l p uzmanlaşmak

yer ne çok fazla alanda b lg sah b

oluyorsunuz. Bu da s z küçük ve orta ölçekl f r-

malarda k l t adam yapıyor. Bu arada bu y b r şey

değ l, övüyor g b söylüyor olmayayım mesela ben

de şu an o durumdayım. Fakat güç elektron ğ ya

da AREF konusunda uzman b r s olmayı ve sadece

bu k s üzer ne faal yet göster yor olmayı sterd m.

B z m ülkem zde bunu d yeb lmek büyük b r lüks,

maalesef başka şlere de bakmak, başka alanlarla

da lg lenmek gerek yor…

19


BAUROT

MESLEĞE BAŞLAMADAN ÖNCEKİ HAYATINIZLA MESLEĞE BAŞLADIKTAN

SONRAKİ HAYATINIZ ARASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER NELERDİR ?

Açıkçası ben m ç n değ şen b r durum olmadı.

Daha bas t projeler yapıyordum, artık daha zor

projeler yapıyorum. Şu ank yaptığım projelerde ne

kadar zorlanıyorsam daha önceler yaparken de o

kadar zorlanıyordum. O an b lm yorsun ve bas t b r

konu b le sana zor gel yor. Şu an b r şeyler yapmaya

çalışıyorum, b lg m de var. Fakat yapmaya çalıştıklarım

ben m ç n yen . Bu meslekte sürekl b r

ARGE ve sürekl b r gel şme ht yacı çer s ndes n z

bu yüzden pek b r şey n değ şt ğ n düşünemem. O

zaman da sürekl araştırma yapıp okuyup test yapıyorduk,

şu anda da aynı devam ed yor. Yan

devamlı b r şeyler gel şt rmeye çalışıyoruz. Repertuvarda

b nlerce devrey ve kodu koyup artık her

gelen projeye bunlardan bazılarını harmanlayıp,

müşter n n önüne verme g b b r durum söz konusu

değ l. Böyle çalışan nsanlar da var ama ben

kend m zorlayacak olan şler almaya çalışıyorum.

Özell kle lezzetl robot tar fler nden dolayı ş seçme

şımarıklığına sah b m. Çünkü çok fazla tekl f

ve ş gel yor, bunların arasından da hem tekn k

olarak hem de para bakımından en doyurucu olanı

seçmek g b b r lüksüm oluyor. Bunu da genelde

ben tekn k olarak zorlayacak şler noktasında

terc h etmeye çalışıyorum.

MESLEK HAYATINIZDA KARŞILAŞTIĞINIZ EN KÖTÜ VE EN İYİ

OLAYLARA BİRER ÖRNEK VERİR MİSİNİZ ?

Ün vers teden mezun olup çalışmaya Ost m’de b r

savunma sanay f rmasında başladım. Küçük ölçekl

b r f rmaydı ve çok öneml b r kuramdak çok

öneml b r nsan ç n devlet düzey nde onun şahsına

özel jammer c hazı yapıyorduk. Özel b r alımdı,

özel b r c hazdı. Bu jammer c hazlarını üret p rafta

tutamazsanız. Yan rafa on tane y rm tane koyup

da v tr nde satab leceğ n z ürünler değ l. B z m

ülkem z ç n KDV’s çok yüksek bu yüzden s par ş

usulü elle üret l r. Müşter n n steğ doğrultusunda

bu c hazlardan yaptık, tesl me ben götürdüm fakat

g tt ğ m yerde tes s n çer s ndek b rtakım s stemlerden

dolayı c haz orada başarılı b r şek lde çalışmadı.

Ben orada çok renc de etm şlerd , hayatım

boyunca o kadar renc de ed ld ğ m hatırlamıyorum.

Hatta özgüven m dah çok c dd anlamda sarstılar

fakat kısa sürede bunu atlattım. Bu bende çok

kuvvetl b r tecrübe oldu. Hatanın b zden kaynaklı

olmadığını öğrend kten sonra o kurumla da ben m

patronlarımla da aram çok y oldu. Gerçekten en

kötü günüm buydu. En y günüm se ben m çalıştığım

f rmanın aslında çatı f rması var ve o f rmanın

altında b rkaç tane daha f rma var. Bütün ş rketler

n sah b aynı k ş olduğu ç n d ğer f rmalardak

bazı hale ve projelere destek vermem z gerekeb

l yor. Soma’da b r maden ş almıştık, orada b r

saha c hazı yapılması ve sahadak bell başlı c hazlardan

topladığı ver ler de çok uzak b r noktada

mon tör etmes gereken b r tes satın kurulması

gerek yordu. Açıkçası zor b r şt ve hazır ürünlerle

çözüleb lecek b r durum değ ld . Gel şt rme süres

kısaydı. Hemen kend mutfağımızda kend donanımımızı

yapıp kodladık, el m zden gelen bütün testler

yaptık, ürünü yet şt rd k ama çok da test etme

şansımız yoktu. İk yıl garant m z n olmasına ve

arızalandığı noktada g d p düzelteb leceğ m ze

güven yorduk. Emeğ yüzde doksan bana a t olan

b r c hazdı. Altı ay sonra kontrole g tt ğ mde b r

kere teklemeden 7/24 aralıksız çalıştığını gördüğümde

çok mutlu olmuştum. Kend m en y

h ssett ğ m anlardan b r s yd . B r gün yüz yüze

olab l rsek bunların detaylarını da anlatmak

ster m, metne geç r lecek kadar kısa olaylar

değ ller…

20


BAUROT

LEZZETLİ ROBOT TARİFLERİNİN BAŞLANGIÇ VE

GELİŞME AŞAMALARI NASIL YAŞANDI ?

Lezzetl robot tar fler n n başlamasının sebeb

ün vers te k nc sınıfta b zlerden b r proje ödev

sted ler ve b zler henüz h çb r şey b lm yorduk. Bu

arada ün vers te ben m ç n büyük b r hayal kırıklığı

olmuştur. Çünkü bu soruya cevap vermeden önce

ün vers tede elektron kle lg l b r şeyler yapmak st -

yordum. L seye başladığım zaman bunun adının

elektr k-elektron k mühend sl ğ olduğunu öğrend m.

Küçüklükten ber devre kartlarına b r merakım vardı.

Yed nc ve sek z nc sınıfın sonlarında elektron k mühend

s olmalıyım d ye düşündüm. Dolayısıyla ün vers

teye büyük b r hayal le g tm şt m fakat g der g t-

mez çok büyük b r hayal kırıklığına uğradım. Çünkü

lk ders nkılap, k nc ders ng l zceyd ve üçüncü

ders edeb yattı. Yan ben yazılım dersler , laboratuvarları

beklerken sank l se dört b tm ş de l se beşe

başlamış g b yd m. İnanılmaz derecede moral bozucuydu

ben m ç n. Bölüm le alakalı aldığım tek ders

mühend sl ğe g r ş ders yd . O da tekn k olarak yeters

z b r derst ve ben tatm n etm yordu. Bende

LOL oynamaya verm şt m kend m , orada Support

karakter nde b r dünya nşa ed yordum. Dolayısıyla

ün vers te le arası çok y olmayan, b r nc sınıfta ve

k nc sınıfta neredeyse tüm dersler n alttan bırakmış

son derece başarısız b r öğrenc yd m. Sonra b ze

"B r proje yapıp gel n." ded ler. Çıldırdım! Ne öğrett -

n z de ne st yorsunuz g b b r kafaya g r yor nsan bu

g b durumlarda. O gün h ç unutmam, eve döndüğüm

zaman Google'a şunu yazmıştım “Ün vers te öğrenc -

ler ç n bas t elektron k projeler”. Aslında bu aramayı

yapan k ş ç n ne kadar kötü b r cümle. Şu ank

kafamla bunu çok daha y anlayab l yorum. O gün

kanalımın lk v deosu olan ışık zleyen robotu bulmuştum.

Robotu yapıp büyük b r hevesle hocama

götürmüştüm. Robotu götürdüğümde beğenm şt

ama hazır ve bas t b r devreyd . Hoca ded k : “Ömer

bunun önüne b r sensör koy ve duvara koyunca

g tmes n. Çünkü robotu test ederken ışığı nerden

tutarsan oraya g d yor.” Hocam robotu aldı ve

duvarın önüne koydu. Işık tutmaya başladı. Robot

duvara zorlamaya başladı tekerlekler dönüyordu.

“Bak ded önünde engel var ama g tmeye çalışıyor

bunu b r şek lde engellersen sen bu dersten geç r -

r m” ded . Zaten b r dersten geçecekt m onu da hakkını

vererek geçmek st yordum. Eve geld m ve b lg -

sayarın başına geçt m. Web s teler ndek forumlara

ac l başlıklı başlıklar açarak sorunumu d le get rd m.

B r s mdadıma yet şerek cevap yazdı “Ardu no d ye

b r şey var sorununu çözmene yardım edecekt r”

ded . Hemen Ardu no k tabı aldım. O zamanlar sadece

Coşkun TAŞDEMİR' n k tabı vardı. Herhalde b r

onu, b r de Ardu no set n aldım. Baktığım kaynakta

b rkaç tane mult metre ve güç kaynağı g b şeyler

daha öner yordu. Böyle ufak tefek b r çalışma ortamı

kuracak kadar malzeme alıp çalışmaya başladım fakat

süre de geç yordu. Kend m kaynak ararken buldum.

Yabancı b r ülkeden, benden de yaşça küçük

b r çocuğun v deosuna bakarak aradığımı buldum.

Tam da ben m ht yacım olanı yapmıştı. Ben de onu

örnek alarak kend projem verd m. Sonunda ders

geçt m ama bu ben çok yaraladı. Küçük b r çocuğun

projes ne bakarak ders geçm şt m. Sonrasında ded

m k ben bunu öğreneceğ m, öğrend kçe de bunları

v deoya çek p nsanlarla paylaşacağım çünkü kend

m kaynak bulamadığım ç n o yabancı çocuğun

v deosuna düşmüştüm. Maceram böylece başlamış

oldu. İlk başlarda adı elektro hob yd sonra elektro

hob adı kardeşler kundura g b duruyordu. Çok

akılda kalıcı değ l derken daha neşel daha akılda

kalıcı b r s m derd ne düşmüştüm. B r gün arkadaşlarla

öğrenc ev nde yemek yem şt k salçalı

makarna yem ş olmalıyız herhalde. Bulaşıklar masada,

b z oturuyoruz ben de bu derd m arkadaşlarıma

açtım. Kanala s m arayacağım ded m.

“Kanalı ne yapacaksın?” d ye sordular. Robot yapacağım

robotların nasıl yapıldığını tar f edeceğ

m derken robot tar f d ye b r şey çıktı. Sonra

masada olanların etk s yle Lezzetl Robot Tar fler

sm n orada buldum. Ondan sonra da yavaş yavaş

günümüze kadar geld . İnsanlar zled kçe beğend ler,

beğend kçe yorum yaptılar ve eleşt rd ler. Onlar

beğend kçe, eleşt rd kçe ben kend m gel şt rmeye

çalıştım. Daha kompleks çer kler, gel şm ş çer kler,

çok malzeme, güzel kamera, güzel ışık, güzel ses

derken şu ank bulunduğum noktaya geld m.

21


BAUROT

İŞİNİZİ YAPARKEN SİZİNLE

ÇALIŞANLARDAN BEKLENTİLERİNİZ

NELERDİR ?

Aslına bakarsak ülkem zde beraber çalışamıyoruz ve bu

c dd b r sorun teşk l ed yor. Çalışılan yerler var ama ded

ğ m g b genelde şu şek lde: Gömülü s stemde ve

donanımda çalışanlar yalnız kovboydurlar, tek başına

çalışırlar çünkü b rden fazla nsanın çalışmasını gerekt -

recek kadar büyük projeler bulmak çok zor oluyor. Çünkü

b z m ülkede yazılım çok y ama donanımı yurt dışından

get r p çakıyoruz, kend üretmek sted ğ m z şeyler

de genelde bas t oluyor. Bunlara n speten ben burada

b raz daha şanslıyım. Yazılım tarafı büyük olan şler olduğu

ç n donanım kısmı haf f de kalsa en azından b r

ek p çer s nde kalab l yordum. Ek pten de burada ne

beklers n k ? Ek pten k mseyle b reb rde kart ya da

donanım gel şt rmeye çalışmadığım ç n bu zamana kadar

büyük b r beklent m de olmadı. Fakat donanımını

ben m gel şt r p yazılımını başkalarının gel şt rd ğ çok

şler oldu. Orda da takv me uyulmasını bekl yorsun çünkü

b r ş takv m yapıyorsunuz, yapılacak olan ş bell

parçalara bölünüyor; o parçaların çer s nde de şu

modülün tasarımı b tecek, hemen kod yazılacak, test

ed lecek, onaylanırsa ona bağlı olarak şunlar gel ş-

t r lecek g b bazı z nc rleme adımlar olab l yor. K ş

z nc rleme adımlarda kend ne düşen kısmı yapsın, yaptığı

kısmın sorumluluğunu alsın yeter.

ON SENE SONRA KENDİNİZİ HANGİ

MESLEK DE GÖRÜYORSUNUZ ?

Y ne kend mesleğ mde görüyorum, y ne

elektron kç olurdum. En fazla büyük b r

proje ç n altı yed k ş l k ek p kurulur o

ek b n başında olurum, en fazla yükseleceksem

bu kadarını sterd m. Büyük b r yapının

başındak adam olayım g b b r hayal m yok.

Atölyede ve laboratuvarda mutluyum.

GELECEKTEKİ MESLEKTAŞLARINIZA

VEREBİLECEK TAVSİYENİZ VAR MI?

Öncel kle öğrenc l k zamanınızı boşa geç rmey

n arkadaşlar. Çalışıyorsanız güzel çalışın, gez

yorsanız y gez n, oyun oynuyorsanız da y

oyun oynayın. Çünkü o zamank kadar boş vak t

b r daha ger gelm yor. Bazen eş mle çay çerken

Kırıkkale Ün vers tes ’ndek gezd ğ m z

günler aklımıza gel yor, özlüyoruz. Şu an gezmek

stesen z şten vak t yok. Sadece zamanınızı

y değerlend r n ve en öneml s se b r

şeyler üret n. Yan ne demek bu? Oyun mu oynuyorsun?

Yaptığını v deoya çek ve nsanlarla

paylaş sen eleşt rs nler. Gez yor musun ? Gezd

ğ n yerlerle lg l fotoğraf çek, yazı yaz, bunu

nternette paylaş, nsanlardan eleşt r al. Öğrend

ğ n şeylerle lg l ders v deoları, proje

v deoları çek, bunu nternette paylaş, nsanlardan

yorum al. Yan muhakkak b r şeyler üret n

ve ürett ğ n z şeyler başka nsanlara sunun ve

onlardan ger b ld r m alın. Eleşt r lmekten de

asla korkmayın.

22


BAUROT

ONLARIN DA HAKLARININ OLDUĞUNU UNUTMAMALIYIZ!

23


BAUROT

Madde 4- Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler

şunlardır:

a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına

sahiptir.

b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir.

Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.

c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması

için gerekli önlemler alınmalıdır.

Madde 14- I) Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları

üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak;

takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır.

Tek

ht yaçları;

1

kucak sevg

kap mama

kap su

Madde 6- Sahipsiz ya da

güçten düşmüş hayvanların,

3285 sayılı Hayvan Sağlığı

Zabıtası Kanununda öngörülen

durumlar dışında

öldürülmeleri yasaktır.

Güçten düşmüş

hayvanlar ticarî ve

gösteri amaçlı veya

herhangi bir şekilde

binicilik ve taşımacılık

amacıyla çalıştırılamaz.

d) Hiçbir maddî kazanç ve

menfaat amacı gütmeksizin,

sadece insanî ve vicdanî, sorumluluklarla,

sahipsiz ve güçten

düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak

isteyen ve bu Kanunda öngörülen

koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin

teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması

esastır...

BAUNROBOTTOPLULUGU

BAUROT

24


BAUROT

MÜHENDİSLİK

BÖLÜMÜ

25


BAUROT

1966 yılında Sinop’ta

doğdu. 1987 yılında

İstanbul Teknik

Üniversitesi Uçak ve

Uzay Bilimleri

Fakültesi’nden mezun

olduktan sonra ABD’de

Ohio State

University’den Uçak

Mühendisliği ve

University of

California’dan Uzay

Mühendisliği mastırları

aldı. 1994-2008 yılları

arasında uçak ve uzay

sistemlerinde kullanılan

piroteknik malzemeler ve

pilot fırlatma koltukları

konusunda proje ve

dizayn mühendisi olarak

çalıştı. 2008’den beri

NASA Johnson Uzay

Merkezi’nde insanlı uzay

aracı piroteknik sistemler

yöneticisi olarak

çalışmaktadır.

NASA'dak

tek üst

düzey

st

Türk mühend

r.

NASA’daki tek üst düzey Türk yönetici ve

bilim insanı unvanına sahip olmanız çok

gurur verici. Bu sizin çocukluk hayaliniz

mi? Bu konuma ulaşmak size neler

hissettiriyor?

NASA çocukluk hayalimdi diyemem ama

ben hep bilim, mühendislik, matematik, fen gibi

konulara çok ilgi duyan bir çocuktum. Uçak

mühendisliğine ilgim çok vardı. Tabii o zamanlar

uzay bilimleri ülkemizde fazla revaçta olan

bir alan değildi ve NASA gibi kurumlarda çalışmak

bir nevi rüyadan da öte durumlardı bizler

için. Ama ne olursa olsun İTÜ Uçak ve Uzay

Bilimleri Fakültesi gibi bir okulda eğitim alırken

bir yanda da aklınızın ve kalbinizin bir

köşesiden böyle yerlerde kariyer yapabilme

hayali kurmamanız imkânsız. NASA gibi

bilimin artık zirve yaptığı bir kurumda üstelik

insanlı uzay programlarının odağında bir

pozisyonda mühendis olarak çalışma şansı

bulmak tabii ki güzel bir duygu. Her gün işinizi

yaparken heyecan duyduğunuz ve hatta

tatilden çok işinizi sevdiğiniz bir meslekte

çalışmak herkese nasip olmuyor. O bakımdan

kendimi şanslı hissediyorum. Dünyanın

geleceğini etkileyecek projelerin bir parçası

olmak mutluluk ve heyecan verici.

26


BAUROT

27

Uzay Mühendisliği alanında hedefleri olan

birine neler önerirsiniz?

Tabii ki öncelik o alanda eğitim

alabileceğiniz iyi bir okulda okuyabilmek.

Fakat bu okul ille de uzay mühendisliği

bölümü olmak zorunda değil. Bugün benim

çalıştığım uzay araçlarının dizaynı ve

testlerinde hemen her mühendislik grubundan

uzmanlar çalışıyor. Makine, elektrik,

elektronik, bilgisayar, kimya, malzeme,

metalürji, fizik ve daha birçok alanda

uzmanlaşmış ama sonunda aerospace yani

uzay mühendisi kabul edilen mühendisler var.

Ayrıca uzay aracı mühendisliği dışında gezegen

araştırmalarında jeofizik, jeoloji, maden

mühendisliği, biyoloji, genetik, organik kimya

gibi alanlardan uzmanlar da çalışmakta. Yani

kendinizi geliştirip uzmanlık alanınızı uzaya

odaklı yaparsanız uzay bilimlerinde ilginç projelerde

çalışma şansınız var. Bunun yanında

en azından bir yüksek lisans yapmak da çok

önemli. Hızla ilerleyen uzay bilimlerindeki gelişmeleri

takip edebilmek ve uluslararası

projelerde rahatça çalışabilmeniz için İngilizcenizi

çok üst seviyeye getirmeniz önemli bir

faktör.

Ülkemizin şu anda "Milli Uzay Projesi" gibi

ciddi planları var. Türkiye'yi "Küresel uzay

yarışının zirvesine" götürmek için 10

stratejik hedef belirlendiği söyleniyor. Siz

bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Uzay bilimleri artık evrensel ve uluslararası

ortaklıklara dayalı bir alan. Her ne kadar milli

uzay projesi denilse de bu işleri çok ortaklı

uluslararası projelere dahil olmadan yapabilmek

biraz zor. Tabii ki bir uzay ajansı kurulması

ve bu ajansın temel hedeflerinin belirlenmesi

önemli bir adım. Bu 10 hedefe baktığınızda

bir çoğu zaten gayet doğal olarak bir

uzay ajansının ilk hedefleri arasında olması

gereken hedefler. Bence bu hedeflerin ana

ögelerinin uzay ajansının ilk kurulduğu gün

ortaya konması lazımdı. Yani bu hedeflerde

üzerinde iki yılı aşkın süre düşünülecek bir

durum yok. Ama geç de olsa hedeflerin

belirgin hale getirilmesi iyi bir ilerleme. Burada

asıl önemli olan bu hedeflerin yerine getirilmesinde

devletin ne gibi öncelikler sağlayacağı.

Ayrıca bu hedeflere giden yolda projelere

vergileriyle finans sağlayan halkın periyodik

olarak aydınlatılması ve örneğin uzay

ajansı web sitesi vasıtasıyla bilgilendirilmesi

çok önemli. Toplum, söz verilmiş projelerdeki

ilerlemeleri gördükçe toplumun hem umudu

hem de desteği artacaktır. Örneğin NASA

web sitesine girdiğinizde Orion, Artemis, ISS,

Perseverance ve James Webbs teleskopu

gibi milyar dolarlık programların hangi

aşamada olduğunu görebilirsiniz. Mesela

"2023 aya sert iniş" hedefinin bugün

neresindeyiz, bundan altı ay, bir yıl sonra

nerede olacağız? Bunların açık ve periyodik

olarak halkla paylaşılması gerektiğini

düşünüyorum.


BAUROT

Roket ve savaş uçaklarında

kullanılan Fırlatma koltukları, sizin

de deyiminizle hayat kurtaran

koltuklar, araştırdığım kadarıyla

çok zahmetli aşama ve testlerden

geçtikten sonra onaylanıyor. Yapılan

testlerden kısaca bahsedebilir

misiniz? Testler laboratuvar ortamında

mı gerçekleştiriliyor?

Tüm bu testler açık alanda ve yerleşim

merkezlerinden çok uzaklarda yapılmakta.

Mesela F-15, F-16 ve F-22 jet uçaklarının

fırlatma koltukları testleri Utah’da üzeri düz bir

plato olan yüksek bir tepedeki yaklaşık 4000

metre uzunluktaki raylı bir sistemde yapılır. Jetin

ön gövdesinin itici bir roket sistemine

bağlanması ve jet ray üstünde belli bir hıza

ulaştığında koltuğun tam planlanan noktada

fırlatılması gerekmekte. Zamanlama son derece

önemli. Kamera-lar ve tüm sensörlerin çok iyi

ayarlanması ve roketteki itme gücünün çok

hassas olarak belirlenmesi gere-kiyor.

Fırlatmadan paraşüt açılmasına kadar geçen yarım

saniye içinde koltuğun kokpitten ayrılması ve

yönünü ayarlaması, paraşütlerin açılması ve

tabii en önemlisi test mankeninin boyun,

omurilik, kol, bacak gibi kritik organlarındaki

ivmelenmelerin sensörlerle ölçülmesi bu testlerin

ana objektifleri.

NASA roket testlerini genellikle Nevada ve New

Mexico’daki uçsuz bucaksız çöllü arazilerde

yapmakta. New Mexico eyaletindeki White

Sands test bölgesi direk olarak Johnson Uzay

Merkezine bağlı yarı askeri yarı sivil bir bölge.

Örneğin, uzaya fırlatılacak kap-süllerin roketten

ayrılma testleri ilk bu bölgede yapılır. Ayrıca

kapsül paraşüt testleri de çoğunlukla White

Sands bölgesinde yapılır. Paraşüt testleri

sonunda geniş arazide dört çekerli araçlarla

paraşütleri bulup toplamak işin zor ama biraz da

zevkli yanı. Tabii gözünüz ve kulağınızın

çıngıraklı yılanlara karşı daima uyanık olması

lazım.

Ü l k e m i z d e u z a y t e k n o l o j i l e r i n i n

p e k g e l i ş m e m i ş o l m a s ı s e b e b i y l e

a s l ı n d a g e l e c e ğ i m i z a d ı n a ç o k

b ü y ü k ö n e m t a ş ı y a n ' H a v a c ı l ı k v e

U z a y M ü h e n d i s l i ğ i ' g i b i m e s l e k l e r

p e k r e v a ç g ö r m ü y o r . B u k o n u d a

n a s ı l a d ı m l a r a t ı l m a l ı ?

Artık geleceğin uzayda olduğu yadsınamaz

bir gerçek. Ülkemiz de doğal olarak bu gelişimlerin

hep içinde olmak ve sadece bugünün değil

yarınların da planlamasını stratejik bir şekilde

yapmak zorunda. Yeni uzay ajansının belki

de en birinci görevi uzay ve havacılık mühendisliğine

ilgi duyan gençlerimize istihdam

sağlayacak devrimsel atılımlar yapmak olmalı.

Üniversitelere ayrılan araştırma bütçeleri onlarca

kat artmalı. Şu an Türkiye’de eğitime ve

üniversite araştırmalarına ayrılan devlet bütçesi

gerçekten komik derecede düşük. Araştırma

alanlarının artması aynı zamanda bu alanda

çalışan özel girişimlere de yeni kapılar açacak

ve iş imkânlarını artıracaktır. Bunun yanında

uzay projelerinin yarışmacı bir mantıkla özel

kuruluşlara paylaştırılması ve fonla desteklenmesi

çok önemli. Örneğin NASA özellikle son

dönemlerde her projesinin ilk aşamalarında 4-

5 şirkete direk araştırma ve fizibilite fonları

sağlayarak hem inovasyona destek olmakta,

hem bu projelerle istihdamı artırmakta ve hem

de uzayı daha geniş bir kitlenin ilgi odağı

haline getirmekte. Ülkemizde de bir sürü gereksiz

ve ölü yatırımlara bütçe ayrılmasından

ziyade bilim ve uzay ekosistemini ateşleyecek

projelere fon ve bütçe ayrılması öncelik olmalı.

İnanın başka çaremiz yok.

28


BAUROT

Gelişen teknoloji ile yapay zeka alanında

büyük projeler tasarlanıyor. Siz yapay zeka

hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce yapay

zekanın ürünleri geleceğimiz için bir tehdit

mi?

Yapay zeka zaten hayatımızın bir parçası

olmaya başladı ve artık geri dönüş yok. Doğru ve

kontrollü bir şekilde kullanıldığı sürece insanlığa

birçok alanda faydalı olacağını inkar etmek

bilimle ters düşmek olur. Peki bu mümkün mü?

Yıllar önce Stephen Hawking yapay zekânın etik

bir şekilde kontrol edilmediği takdirde insan

hayatı için bir felaket olabileceğini söylemişti.

Bugün Elon Musk’ın da benzeri söylemleri var.

Bence de duygulardan arınmış yapay bir

zekânın insan zekâsının yerini alabileceğini

düşünmek aslında biraz korkutucu. Birçok kişinin

dile getirdiği bu tehlikeler yanında bir de yapay

zekânın insan gelişimine olan zararlarına da

bakmak lazım. Her şeyin yapay zeka ile

sürdürülmesi insan zekâsının gelişimini nasıl

etkileyecek? Bizim beynimiz de bir nevi

bilgisayar ve devamlı yeni fikirler üretmek ve

kendini güncel tutmak zorunda. Kim bilir belki de

zekâsını kullanmayan veya artık kullanmak

zorunda olmadığını düşünen bir insan

toplumunun hayatını akıllı bir şekilde devam

ettirmesi de imkânsız olabilir. Belki sorulması

gereken soru, insanoğlunun kendi zekâsını tam

kapasiteyle kullanması için neler yapılabileceği.

Bu noktaya geldiğiniz süre zarfı içerisinde

çok zorlandığınız anlar oldu mu? , olduysa

motivasyonunuzu tekrar nasıl sağladınız ?

Ateşleyiciler, patlayıcılar ve piroteknik

malzemelerle çalışmanın riskleri ve kariyerim

boyunca bazen karşılaştığım elim kazalar benim

en zorlandığım anlardı. Özellikle ilk yıllarımda bu

gibi durumlarda nasıl karar verebileceğim

konusunda çok zorlandım. Bir yandan çok

heyecan verici ve adrenalini yüksek bir iş

yaparken bir yandan da hayati riskleri de

düşünmeden edemiyorsunuz. Tabii tecrübe

kazanıp konunuzun uzmanı oldukça bu riskleri

en minimuma indirmenin yollarını da

öğreniyorsunuz. Uzun vadede projelerinizin

sonuçlarını gördükçe motivasyonunuz da artıyor.

Zaten insanlığın geleceğine çok büyük

katkılarda bulunan önemli NASA projelerinde

çalışmak başlı başına bir motivasyon. İşler

yolunda gitmediğinde Apollo 13 kumandanı

astronot Jim Lowell’in sözlerini hatırlamak

yetiyor bazen. “İşinizdeki problemlere minnettar

olun. Eğer işiniz çok daha az problemli olsaydı

sizden daha az yeteneği olan biri de o işi

yapabilirdi.”

Derginizin ilk sayısına beni konuk

ettiğiniz için teşekkürler.

29


BAUROT

2.DÜNYA SAVAŞINDA YAKLAŞIK

14 MİLYON İNSANI ÖLÜMDEN

KURTARAN BİLİM; KRİPTOLOJİ

2.

Dünya Savaşı sırasında iletişim ve haberleşme yeni

yeni gelişmeye başlamıştı. En önemli yöntem ise radyo

dalgaları ile yayılan Mors alfabesine dayalı tekniklerdi.

Fakat radyo dalgaları rahatça saptanıyor ve kolaylıkla

anlaşılıyordu. Bunun için Almanlar "Enigma" adı verdikleri

yeni bir şifreleme yöntemi geliştirdiler. Enigma makinası

matematiksel algoritmaya dayanarak çalışan daktiloya

benzeyen bir aletti. Polonya istihbaratı Enigma

makinesinin kodlarını içeren bir kitap ele geçirdiler. Ancak

Almanlar her 24 saatte bir Enigma makinesinin şifreleme

düzeneğini değiştiriyor ve istihbarat değersiz hale

geliyordu. İngilizler bu mesajların çözülmesinin kendilerine

savaşı kazandıracağını düşündüklerinden şifreleri çözmek

için bir birim oluşturdular. Alan

Turing de askerlik görevi kapsamında

bu birimde görevlendirildi.

Peki ya kimdi bu Alan Turing? Alan

Turing hayatını matematiğe adamış

ve lisede makaleler yazmaya

başlamış, çok genç yaşlarda 2 adet

doktora yapmış bir bilim insanıydı.

2. Dünya Savaşı’nın sonlanmasına

katkısı çok büyüktür.Çünkü Almanların

çözülemez denilen Enigma

makinesine karşı İngilizlerin oluşturduğu birimde "Bomba"

adını verdiği bir kripto cihazı geliştirerek Almanların

Enigma cihazı ile oluşturdukları bütün şifreli mesajları

kırarak 2. Dünya Savaşı’nın 2 yıl kısalıp daha az can kaybı

yaşanmasını sağlayıp kriptolojiye çok büyük katkılar

sağlayarak ilk bilgisayarın temellerini atmıştır.

NEDİR BU KRİPTOLOJİ;

Kriptoloji kavramı, insanın sınırlarını zorlayan bir kavram

olarak karşımıza çıkıyor. Lisanımıza en yakın haliyle kendisini

“Şifre Bilimi” olarak tanımlıyoruz. Şifre Biliminde asıl

amaç gizli tutulması istenen şeyin değişik tarz ve yöntemler

sonucunda şifrelenmesidir. Ancak bu noktada önemli

olan bir başka nokta ise şifrelenen verinin tekrar deşifre

edilememesidir.

30


BAUROT

Hamza

ŞİMŞEK

DÜNDEN BUGÜNE KRİPTOLOJİ;

İlk örneklere M.Ö 1900 yıllarında rastlarız. Mısırlı bir kâtip yazdığı kitabelerde

standartların dışında hiyeroglif işaretleri kullanmıştır. M.Ö 60-50 yıllarında ise

Julius Caesar bugün kendi adıyla anılan, normal alfabedeki harflerin yerini

değiştirerek oluşturduğu Sezar şifreleme yöntemini devlet haberleşmesinde

kullanmıştır. 1586 yılında Blaise de Vigenère şifreleme hakkında yazdığı kitapta

ilk kez açık metin ve şifreli metin için otomatik anahtarlama yönteminden

bahsetmiştir. Thomas Jefferson 1790 yılında Strip Cipher makinesini

geliştirmiştir. Bu makineyi temel alarak oluşturulan M-138-A, ABD

donanmasının 2. Dünya Savaşı'nda kullandığı bir araçtır. Kriptoloji alanında bir

diğer önemli gelişme 1952’de ABD’de Resmi olarak Ulusal Güvenlik

Teşkilatı'nın kurulmasıdır. Takip eden süreçte Lucifer algoritması, DES (Data

Encryption Standard), RSA algoritması, IDEA algoritması, AES(Advanced

Encryption Standard) ve SHA algoritması bulunmuştur.

TÜRKİYE’DE KRİPTOLOJİNİN GELİŞ Mİ;

TSK, dışarıdan alınan kr pto c hazlarının mal yet n n yüksek olması

neden yle ve ulusal olmayan bu c hazlarla güvenl ğ n sağlanamayacağı

gerekçes yle ulusal kr pto c hazının Türk ye’de gel şt r lmes gerekt ğ

kanısına varmıştır. İlk ulusal kr pto c hazı üret lmes aşamaları 1974 yılında

Gebze’dek Marmara Araştırma Merkez ’nde bulunan (EAÜ) Elektron k

Araştırma Ün tes ’nde başlatılmıştır. EAÜ günümüzde faal yetler n TUBİTAK

Ulusal Elektron k ve Kr ptoloj Araştırma Enst tüsü(UEKAE) adı altında

devam ett rmekted r. 23 Kasım 1976 tar h nde Türk ye’de lk defa ulusal

onl ne kr pto c hazının protot p n n üret lmes ne başlanmıştır. 1978 Şubat

ayında da c haz üret m tamamlanmıştır. C hazın adı "MİLON-I"(M ll OnL ne

Kr pto C hazı-I) olarak bel rlenm şt r. Günümüzde TUBİTAK bünyes nde

UEKE’de b rçok proje gel şt r lmekted r. Bunlardan bazıları kr ptolu USB

bellek , kr ptolu cep telefonu, taşınab l r çevr mdışı kr ptolu c haz... (çok

g zl b lg ler n kr ptolanmasında kullanılır)

KRİPTOLOJİ ÇALIŞMA PRENSİBİ;

Kriptoloji algoritmaları tamamen matematiksel fonksiyonlardan oluşur. Örneğin; Sezar şifresinde A harfi

yerine D, B harfi yerine E kullanılmıştır ve bu şekilde devam etmektedir. Bu da demek oluyor ki algoritma

gördüğü her harf yerine alfabede ona karşılık gelen harfin üç ilerisindeki harfi getirerek şifrelenmiş (kriptolu)

metni oluşturmuş oluyor. İlk zamanlarda kriptolu metinlerin güvenliği için şifreleme ve deşifreleme

algoritmaları saklı tutulurdu ve gizli bir anahtar bulunurdu. Fakat günümüzde kriptolojinin güvenliğinden

bahsedecek olursak, algoritma bilinse dahi yazı metninin(şifreli metin) çözülmemesi gerekir. Burada da

devreye açık anahtarlı kripto algoritmaları girmektedir. Bunlar bir Public Key (genel anahtar) ki bu herkesin

görebileceği bir anahtardır. Secret Key (gizli anahtar), bu da sadece yazının çözülmüş (deşifrelenmiş) halini

elde etmeye yarayacak olan anahtardır.

KLASİK KRİPTO SİSTEMLER:

Sezar Kr pto S stem

Yer Değ şt rme Kr pto S stem

Af n Kr pto S stem

31


BAUROT

KRİPTOLOJİ NERELERDE

KULLANILIR?

Kriptoloji ile geçtiğimiz yüzyıllarda

genellikle devletlerin gizli meseleleri

şifrelenirdi. Derin devlet denilen

olgularda büyük kriptoloji teknikleri

kullanılarak gizli mesajlar ve parolalar

gönderilir, istihbarat faaliyetleri

yürütülürdü. Tarihimizde bunu iyi

kullanan kişilerden bir tanesi de

Osmanlı Devleti’nin son padişahlarından

birisi olan II. Abdülhamid idi.

İngiltere Kraliyet Ailesi’ne dair pek

çok bilgiyi kriptoloji teknikleri ile

mektuplar aracılığıyla İstanbul’a

kadar ulaştıran özel ajanları bulunuyordu.

Kriptoloji bilimi sayesinde

yıkılmakta olan bir imparatorluğu

33 yıl daha ayakta tutabilmişti.

TÜBİTAK 2013 EYLÜL ÖDÜLLÜ

KRİPTOLOJİ SORUSU:

Eğer kendinize kriptoloji

ve matematik alanlarında

güveniyorsanız üstte vermiş

olduğumuz Tübitak

ödüllü kriptoloji sorusunu

çözmeyi deneyebilirsiniz.

Sorunun çözümünü

uekae.bilgem.tubitak.gov.t

r internet sitesi üzerinden

bulabilirsiniz.

32


BAUROT

// Geleceg n Ortak D l ; KODLAMA

KODLAMA NEDİR:

Kodlama en genel tanımıyla teknolojik bir aletin görevlerini anlatan komut dizisidir. Kullandığınız bilgisayar,

akıllı telefon, tablet, buzdolabı, hesap makinesi ve daha birçok aklınıza gelebilecek elektronik cihaz

istediğiniz bir şekilde çalışmaları için kod parçacıklarına ihtiyaç duyarlar. Yani siz evinizde bulunan

teknolojik bir alete “şu komut geldiğinde şu işlemi yap” şeklinde bir talimat verirseniz ve bunu da cihazınızın

anlayacağı dilden yaparsanız kodlama yapmış olursunuz. Kodlamanın yeri hayatımızda gün geçtikçe

artmaktadır. Hatta bir örnek daha vermek gerekirse Google'a girin ve herhangi bir siteyi açın ardından

açtığınız sayfanın herhangi bir yerine fare imleci ile sağ tık yapın, açılan seçenekler içerisinden sayfa

kaynağını görüntüle seçeneğine tıklayın ve bakın ne gördünüz? ( Ctrl+U yaparak da buraya ulaşabilirsiniz.)

Evet, işte burada sizin gördüğünüz şey web sayfasının binlerce satırlardan oluşan kodunun bir

görünümüdür. O gördüğünüz güzelim web sayfalarının perde arkasına bir göz atma fırsatını bulduk şuan.

İşte bu perde arkasındaki kodlar sizin o web sayfanızın göründüğü kadar iyi görünmesini sağlayan

komutlardır. Eğer perde arkasında bu kodlar olmasaydı siteleriniz canlı ve göz alıcı olmayacaktı hatta

varlığı söz konusu bile olamayacaktı! Facebook’ta 61 milyon, Google’da ise 2 milyar satır kod bulunuyor ve

bunlar hiç kolay işler değil! İşte ben buna teknolojinin içindeki teknoloji diyorum.

ALGORİTMA NEDİR:

Algoritma en basit tanımıyla her hangi bir problemin çözümü için planlanan adımlardır diyebiliriz. Algoritma

bir programlama dili değildir. Yalnızca karşımıza çıkan bir problemin çözümüne ulaşmak için attığımız

adımları, başlangıcını ve bitişini belirterek mantıklı ve en kısa yoldan belirleme işlemidir.

KİMLER KODLAMA YAPAR?

Kodlama yapmak için belirli bir sınır yoktur kodlama yapmak isteyen her insan kodlama yapabilir.

Kodlamayı öğrenmeyi düşünüyorsanız kodlamanın mekaniğini düşünmelisiniz. Kodlamayı mesleğinizin

gerekliliği olarak veya hobi olarak da yapabilirsiniz.

KODLAMA NASIL YAPILIR?

Kodlama yapmak için ilk önce bir programlama dili öğrenmeniz gerekmektedir. Yüzlerce programlama

dilinden hangisini öğreneceğinizi kendi ihtiyacınıza göre seçmelisiniz neye ihtiyacınız olduğunu öğrenmek

için de kendinize şu soruları sormalısınız; “Ne oluşturmak istiyorum?” ya da “Kendimi hangi alanda

geliştirmek istiyorum?”. Ayrıca kaliteli bir kodlama yapabilmek için algoritma mantığının kişinin zihninde

kurgulanmış olması gerekmektedir. Kodlamada kendinizi ilerletmek için bolca vakit geçirmelisiniz. Nasıl ki

yabancı bir dil öğrenimi için mutlaka bolca pratik yapmanız gerekiyorsa kodlama öğrenmek için de bolca

pratik yapmanız gerekmektedir.

.

KODLAMA ÖĞRENMEK NE KADAR ZOR?

Kodlama yapmak isteyen bir bireyin öncelikle buna istekli olması gerekir. Bunun yanında bir de İngilizce

bilmesi ona büyük katkı sağlamaktadır. Kodlamayı öğrenmek yeni bir yabancı dil öğrenmekle eş değerdir ve

yeni bir dil öğrenmekten daha zor değildir. Fakat bir deneme yanılma sürecidir ne kadar çok deneyip ne

kadar çok başarılı veya başarısız olursanız o kadar çok öğrenirsiniz. Başarısız oldum bu kod çalışmıyor ben

yapamayacağım gibi umutsuz düşünceler sakın kapılmayın! Çünkü kodlamada başarısız olmanız bile bir

başarıdır gün gelir o an yaptığınız başarısızlık ilerde başarıya dönüşür.

KODLAMA NIN ÖNEMİ !!!

Kodlamayı öğrenmek , başka türlü yapamayacağınız birçok şeyi yapmanızı sağlar. Bunlara örnek vermek

gerekirse kendi web sitelerinizi kendiniz yapabilirsiniz ya da siz de benim gibi gömülü sistemlerle ilgili

kodlama geliştirmek istiyorsanız kendi evinizi akıllı eve dönüştürebilir, kendi hayatınızı kolaylaştıracak

projeler yapabilirsiniz veya bundan para kazanabilirsiniz. Hatta ve hatta kendi teknoloji şirketinizi

kurabilirsiniz. En önemlisi de kendi hayatınızı şekillendiren teknolojiyi daha iyi kavrayıp anlayabileceksiniz.

33


MEHMET

KİDER

BAUROT

Kodlama, öğrencilerin sorun çözme becerilerini geliştirir. Kodlama yapan insanın beyin hücreleri sürekli

bir iletişim halindedir. Beyin ne kadar çok çalışırsa o kadar çok sorun çözme yetkisine sahip olur.

Kodlama, bireylerde "tekrar deneme" hissini güdüler. Bunun sebebi de kodlarla uğraşan insanlar bilir ki

komut dizilerini yazarken birçok hata ile karşılaşabilirler, hatta yazdıkları kod belki her zaman ilk seferde

çalışmayabilir ve hata ayıklaması, tekrar denemesi gerekir ve bunun oluşturduğu psikolojik bir etki

beyne yerleşir ve kişinin hayatta başarısız olduğu şeylerde tekrar denemesi ve pes etmemesi hissini

uyandırır.

Kodlama, bireylere analitik düşünmeyi öğretir. Steve Jobs’un da dediği gibi “Bilgisayar programlamayı

herkes öğrenmeli çünkü bu size düşünmeyi öğretir” sözü çok doğrudur. Biz kodlama yaparken sadece

yazı yazmıyoruz. Kod yazmak ayrı şeydir kodlama yapmak apayrı bir şey… Kodlama yaparken

düşünüyoruz bir cihazın o komutlar karşısında vereceği fiziksel tepkiyi, böyle kodlarsa şu tepkiyi verir şu

şekilde algoritmik çalışır gibi düşüncelerle yapıyoruz. İşte bunu yaparken de düşünmeyi öğreniyoruz.

Daha verimli ve daha üretken bireyler oluyoruz.

İletişim ve işbirliği becerilerimizi geliştirmiş oluyoruz. Günümüzde birçok iyi şirket, işe alım

mülakatlarında sizin analitik düşünebilme yeteneğine sahip olmanızı, iletişim ve grup çalışmalarında

verimli olmanızı istemektedir ve bunları mülakatta dikkate değer bir biçimde göz önünde tutmaktadırlar.

HANGİ DİLLLER NE İÇİN KULLANILIR // ALANINA GÖRE DİLLER

WEB Gel şt r c l ğ

Front-End (HTML,CSS,JS)

BACK-END (PHP, ASP,

.NET, SQL)

Python (Reddit, Youtube,

Pinterest)

Mob l Uygulama Gel şt r c l ğ

Swift (IOS Uygulamaları)

Kotlin-java (Android

Uygulamalar)

Masaüstü Oyun Gel şt r c l ğ

C++ (LOL)

JAVA (Minecraft – PES

2010)

C# (Unity Oyun Geliştirme)

Yapay Zeka Gel şt r c l ğ

Hasskel

Prolog

Scala

Gömülü Yazılım Gel şt r c l ğ

C/C++

Python

Masaüstü Program Gel şt r c l ğ

Python

C/C++

JAVA

S ber Güvenl k

C/C++

34


BAUROT

YAPAY ZEKA NEDİR?

Yapay zeka insan dışı cansız

akıl yürütemeyen makinelere

insanlığa özgü düşünme yöntemlerini

analiz ederek herhangi bir

özel biçim veya işlevden ziyade

süper güçlendirilmiş düşünce ve

veri analizi yeteneğini 0 ve 1'lerden

oluşan algoritmaların insanlar

gibi düşünmesini, analiz etmesini

ve karar vermesini sağlayan

bilgisayar bilimleri dalıdır.

YAPAY ZEKA TARİHÇESİ

Peki makineler gerçekten bizim

gibi düşünebilir mi? Bu soru ünlü

bilgisayar bilimci Alan Turing’in

1950 senesinde yaptığı araştırmada

ilk kez ele alındı. Alan Turing

araştırması sonucunda bir makinenin

düşünebilme yeteneğine

sahip olup olmayacağını denemek

için bir test önerir. Turing’e göre

kendi adını verdiği Turing Test, bir

insanın zekasını belirleyen en

önemli etkenlerden biri olan dil

yetenekleri seçilmiştir. Testte ikisi

insan biri makine olan üç farklı

deneğe yer verilir. Rol alan iki

insandan herhangi biri çeşitli

sorular sorarak diğerlerinin verdiği

cevaplara göre kimin insan kimin

makine olduğunu anlamaya çalışır.

Eğer makine verdiği cevaplar

ile kendisinin insan olduğunu ikna

edebilirse Turing testini geçmiş

olur. Bu test, makinenin düşünebilme

yeteneğine sahip olup olmadığını

sınamak için kullanılır. O

dönemde bilgisayarların bellek

kapasitesi ve işlem gücünün kendi

tabiriyle bu ''Taklit Oyunu’nda''

başarılı olmaları için yeterli olmadığını

savunan Turing, gelecek 50

sene içinde bu becerilere sahip bir

makinenin üretilebileceğini öngörür.

1950 yılında yapılan bu araştırma

sadece yapay zeka çalışmalarına

ışık tutmakla kalmadı eğlenceli

yarışmalar düzenlenmesine

ilham verdi. Örneğin 1997

senesinde ünlü satranç oyuncusu

Kasparoy ve IBM tarafından geliştirilen

Deep Blue arasında gerçekleşen

satranç turnuvasında kazanan

makine olmuştur. Daha sonraları

IBM’nin Watson makinesi bir

bilgi yarışmasında tüm rakiplerini

yenmiştir. En güncel gelişme de

2017 senesinde oldukça stratejik

oyun olan Go oyununda Google

Deepmind’ın Go şampiyonunu

yenmesiyle gerçekleşmiştir.

HAYATIMIZIN HER ALANINDA AI

Yapay zeka artan veri hacimleri,

gelişmiş algoritmalar ,hesaplama

gücü ve depolama alanındaki iyileştirmeler

sayesinde bugün daha

popüler hale geldi. AI (Artificial

Intelligence) birçok sektöre fayda

sağlamak için sürekli olarak

gelişmektedir. Makineler, bilgisayar

bilimi, matematik, dilbilim, psikoloji

ve daha fazlasını temel alan

disiplinler arası bir birliktelik kurularak

hibritleşmişlerdir. Yapay

zeka uygulamaları teknolojide

farklı sektörlerde uygulanabilir olduğundan

sonsuzdur. AI, sağlık

sektöründe hastalara ilaç dozajı

ve farklı

tedavilerle beraber ameliyathanede

cerrahi prosedürlerde de test

edilmekte kullanılmaktadır. Yapay

zekaya sahip makinelerin diğer

örnekleri arasında sürücüsüz arabaları

sayabiliriz. Bu makinelerin

her biri, yaptıkları her eylemin sonuçlarını

tartmalıdır. Çünkü her

eylem nihai sonucu etkileyecektir.

Kendi kendine giden otomobiller

için bilgisayar sistemi tüm harici

verileri hesaba katmalı ve bir çarpışmayı

önleyecek şekilde davranılmasını

hesaplamalıdır. Yapay

zeka aynı zamanda finans sektöründe,

sıradışı banka kartı kullanımı

ve büyük hesap mevduatları

gibi bankacılık ve finans faaliyetlerini

tespit etmek ve işaretlemek

için kullanıldığı uygulamalara da

sahiptir. Bunların hepsi bir bankanın

dolandırıcılık departmanına

yardımcı olur. AI uygulamaları, ticareti

kolaylaştırmak için de kullanılıyor.

Bu, menkul kıymetlerin arz,

talep ve fiyatlandırmasının tahmin

edilmesini kolaylaştırmış oluyor.

Ayrıca moda tasarımlarında, otomotiv,

spor müsabakaları, çöpçatanlık

uygulamaları sosyal medya

platformlarında ve birçok alanda

sıklıkla kullanılmaktadır.

YAPAY ZEKAYI ANLAMAK

Yapay zekayı zayıf ve güçlü

olmak üzere iki farklı kategoriye

ayırabiliriz. Zayıf yapay zeka, belirli

işi gerçekleştirmek üzere

35


BAUROT

Büşra BULUT

formüllenmiş dar görev odaklı bir

sistem ile tasarlanır. Zayıf AI

sistemleri satranç oyunu gibi video

oyunlarını, Amozun'un Alexsa’sı ve

Apple’ın Siri’si gibi kişisel

asistanlar içerir. Güçlü yapay zeka

sistemleri, insan benzeri olduğu

düşünülen görevleri yerine getiren

sistemlerdir. Bunlar daha karmaşık

sistemler olma eğilimindedir. Bu tür

sistemler kişinin müdahale

etmesine gerek kalmadan

problemleri çözmeleri yönünde

programlanmıştır. Bu tür sistemler

sürücüsüz arabalar gibi

uygulamalarda veya hastane

ameliyathanelerinde bulunabilir.

Robotik ve yapay zeka hakkında

konuşmak yeni bir şey değil, dünya

onlarca yıldır bilim kurgu filmlerine

maruz kalmış, The Blade Runner

gibi filmlerdeki en gerçekçi

robotlar, kesinlikle zamanının

ilerisinde ve gelecekte daha makul.

George Lucas’ın Star Wars

filminde yarattığı C3PO ve R2DT’

yi de unutmayalım. Bugün itibariyle

Forbes'a göre, bugün kullanılan 10

güçlü yapay zeka örneği Google'ın

DeepMind'ını içeriyor, ancak

bugün var olan daha yaygın AI

biçimleri şunlardır: Siri, Alexa,

Tesla, Cogito, Boxever, John Paul,

Amazon, Netflix, Pandora, Nest...

Bugün yapay zekanın neresinde

olduğumuz düşünüldüğünde akıllı

arabaların, akıllı telefonların, akıllı

saatlerin oldukça akıllı bir şeye

dönüştüğünü gördükçe gerekli

kontrolü kullanıcıdan uzaklaştırarak

ilerleme hızının artması muhtemel.

AI o kadar gelişmekteki robotik

üretim endüstrisinin ötesinde ve

hizmet endüstrisinde her zaman

mevcut olduğundan yukarıdaki 10

ve daha fazlasının muhtemelen

modern teknolojinin yeteneklerinin

sadece küçük bir bileşeni olacaktır.

Dünya hızla gelişiyor. gelecekte ne

diyeceğiz biliyor musunuz? Biz

berbere gittiğimizde ya da taksiye

bindiğimizde 20 sene önce berberler

insandı ya da 20 sene önce

taksiler kendi kendine gitmezdi insanlar

kullanırdı ya da çocuklarımıza

bakıcılar bakardı diyeceğiz.

Bunu söylediğimiz robot berber,

robot taksi ya da yapay zeka sahibi

bebek bakıcısı söylediklerimize

anlam veremeyecektir.

Dijital Keşifçi Kevin Kelly’nin

dediği gibi ''yağmur damlasının

vadiden aşağı giderken izlediği yol

kestirilemez ama gideceği yer

kaçınılmazdır.'' Gelecekte şu an

milyon dolar kazanan meslek

gruplarının aynı başarıyı ve saygınlığını

koruyacağını inanıyorsanız

fazla iyimsersiniz demektir.

Çünkü aniden tüm dünyayı ele

geçiren ve biz insanların sandığımız

aksine çok da güçlü olmadığımızı

hatırlatan koronavirüs, yapay

zeka sahibi robotları etkiler miydi?

Irkımız için bu kadar büyük bir

sorun teşkil eden bizlerin yaşantımızı

değiştirmek zorunda bırakan

ve birçok hayatın sonu olan

bu virüs, robotların da sonu olur

muydu? Virüsten korunmak için

maske takan ya da sosyal mesafeyi

koruyan robotlar hayal edebiliyor

musunuz? Mümkün değil.

Bizler tüm işlerimizin duygusuz ve

otonom çalışabilecek bir makineye

verilemeyeceği bilgisiyle kendimizi

avutuyoruz. Oysa işvereniniz,

patronunuzun sizin önceki gece

eşiniz ile yaşadığınız tartışma ile

ilgilenmediği ortada. İstediği sadece

gece gündüz yorulmadan

çalışabilecek insan üstü başarı

sergileyebilecek bir makine olabilir

mi? Gelecekte Patron olmadığınız

sürece başarılı olamayacağınızı

kastetmiyorum. Çünkü sizlere ''patronunuzun''

bir insan olacağı

sözünü de veremem. Belki de

bizler kendi isteklerimiz doğrultusunda

bizden daha fazla çalışan

ve daha fazla düşünmek zorunda

kalan yapay zeka sahibi patronlarımızı

yaratacağız. Böylece

tatiller sadece hafta sonu olmaz ne

dersiniz?

36


BAUROT

G

" elecek" dediğimiz kavram

aslında biz insanların dünyayı

değiştirecek, belki de keşfedecek

yeni alanlarda gelişme

göstereceğimiz bir zaman dilimi.

Örneğin Neuralink, DNA

bazlı nanorobotlar, robot

uşaklar, akıllı sistemli tuvaletler,

hiper hızlı trenler ve

şoförsüz kamyonlar gibi geleceği

kolaylaştıracak birçok

teknolojik ürünler şimdilik sadece

hayallerimizi süslüyor.

G

E

L

E

C

NEURALİNK’İN BİZE

E

SUNDUĞU ÖZELLİKLERİ

23 mm çapı ve 8 mm

kalınlığı sayesinde az bir alan

K

kaplayıp çok işleve sahip

olması, bir günü aşkın pil

ömrü, sağlık açısından

tamamıyla güvenilir enfeksiyon

riskini ortadan kaldırması,

her türlü sıcaklığa ve basınca

duyarlı olması, internete

bağlanabilen elektronik cihazların

beyin sinyalleri, yani düşünceler ile kontrol

edilmesini sağlıyor. Yani geleceğimiz için

bizi doğrudan ve kolaylıkla ulaştırmayı başarıyor

diyebiliriz.

T E K N O L O J L E R

SAĞLIK SEKTÖRÜNDEKİ UYGULAMALARI

Bu teknoloji, potansiyeli büyük bir alan

olduğunu kanıtladı. Kanserli bölgelere

nanorobotlar aracılığıyla ilaç verilmesinin

ardından tümörlerin küçüldüğü ve kanser

yayılımının yavaşladığı gözlemlendi. Daha

insanlar üzerinde denenmedi ancak böyle bir

tedavi yöntemi insanların korkulu rüyası olan

kansere yepyeni bir boyut kazandıracak. Bir

başka amacı ise kan akışındaki mikroorganizmaların,

dokuların ve hücrelerin izlenmesi ve

test edilmesi. Bir başka kullanım alanı ise diş

hekimliğinde oral anestezide, diş onarımlarında,

dayanıklılık artırılması gibi operasyonlardır. Bu

teknolojinin tıp ve mühendislik gibi başlıca

sektörlere çok büyük katkıları olacak gibi

gözüküyor.

Nanorobot teknolojisi ilerleyen

yıllarda hastalıkları yok edeceği,

dahası insan vücudunun kapasitesini

artıracağı düşünülen bu teknoloji, şimdiden kansere

olan yaklaşımıyla bütün bunların aslında olabileceğini

az da olsa göstermiş oluyor. Bu teknolojiye verilebilecek

örneklerden biri de Doktor Tuvalet. Doğum yeri

Japonya olan bu akıllı sistem tuvaletler henüz prototip

aşamasında olup insan dışkısını özel sensörlerle analiz

ederek bağırsak ve karaciğer rahatsızlıklarıyla bazı

kanser hastalıklarının erken teşhis edilmesini sağlıyor.

Evlerimizde ortak olarak kullandığımız tuvaletler idrar ve

katı dışkıyı analiz ederek birçok hastalığı önceden teşhis

ediyor. Ayrıca tuvaletlerde toplanan veriler insan

bağırsaklarının durumuyla ilgili doktorlara önemli bilgiler

sağlıyor. Bu sayede doktora ya da hastaneye gitmek

zorunda

371


Batuhan Mert

GÜZEL

BAUROT

kalmadan erken teşhis edilerek ciddi rahatsızlık ve

erken ölümlerin önüne geçmeyi hedefliyor. Yüksek

hızlı kameralar ve sensörler sayesinde insanları anüs

izlerinden tanıyarak kimin bağırsaklarını temizlediğini

kolaylıkla buluyor ve kullanıcıların verilerini

kendilerine ait dosyaya gönderiyor.

Neuralink Corporation, Elon Musk ve

ekibininkurduğu bir beyin bilgisayar ,

ara yüzleri geliştiren Amerikan nöroteknoloji

şirketidir. İçimizden kendi

DNA BAZLI NANO ROBOTLAR

KANSER TEDAVİSİNDE ÜMİT VADEDİYOR

Yaşadığımız yüzyıl hayatımıza çok büyük etkileri

olan teknolojik unsurların fikir babası olan bir yüzyıl.

Nanorobot teknolojisi de bu unsurlardan bir tanesi.

Aslında insanlar için büyük bir sorun haline gelen

kanser hastalığının tedavisinde adından söz ettiren

bu teknoloji her sektörde olduğu gibi sağlık

sektöründeki kullanımlarında ve potansiyellerinde

büyük bir önem taşıyor.

NEURALİNK’İN GELECEĞİMİZE ETKİLERİ

NEURALİNK, GELECEKTE

HUKUKSAL YANIYLA DA ÇOK

TARTIŞILACAK

kendimize gelecekte bizleri neler bekliyor? Hukuksal

açıdan Neuralink nasıl bir tartışmanın konusu olacak?

Diye sorduğumuz olmuştur, bu son gelişmelerden

sonra. Neuralink projesinin amacı elektrot iplikten

oluşan çip sistemini kafatasının üzerine takılarak

beyin ile bilgisayarın birleştirilmesidir. Evet, kimsenin

düşüncelerimizi okumasını istemezken kalkıp bunun

bir bilgisayarın okumasına nasıl izin verebiliriz ki?

Elbette bu konu gelecekte de tartışılmaya devam

edecek.

Çevremizdeki akla gelebilecek her şey teknoloji ve

insan gücünün desteğiyle hayatımızı daha pratik hale

getiriyor. Özellikle cansız nesneler bile yapay zeka ile

akıllanırken Elon Musk’ ın bu teknolojiden tüm

insanlığın faydalanma fikri kulağa oldukça iyi geliyor.

Neuralink projesini zihninizde düşündüğünüz bir

ürünü kolaylıkla elde etme fırsatını bir hayal etsenize.

Dünyadaki karmaşık ve zor görünen her sistem için

çok büyük bir kolaylık sağlıyor. Belki de düşünce

transferi ile insanlığa dair kolektif bir veri tabanı

oluşturulabilecek.

ROBOT UŞAK

Gündelik hayatta ihtiyaçlarımızı karşılamak için

yapmak zorunda kaldığımız birçok iş var. Ütü,

yemek, bahçe sulamak, temizlik gibi ayak işleri

var. Tam da bu noktada, robotların sizi gündelik

dertlerden ve sıkıcı işlerin eziyetlerinden

kurtarması ne hoş olurdu? Günümüzde elektrik

süpürgesi, mikrodalga ve akıllı ev sistemleri

mevcut. Ancak bunları tek başına yapabilen robot

olması ve hayatımıza girmesi muhtemeldir.

Japonya ve Çin gibi ülkelerde bu robotların

araştırmaları başlamış durumda. Bizim ülkemize

de kısa bir zamanda gelmesini umuyorum.

ŞOFÖRSÜZ KAMYONLAR & KAMYONETLER

Yolda bir kamyonetin şoför koltuğu veya şoförü

olmadığını görseniz, nasıl tepki verirdiniz?

Teknoloji’nin ilerleyişi geleceğimize yeni nesil araç

gereç imkanını daha da hızlandırıyor. Bunlardan

biri de yakın geleceğin en büyük trendi olan

elektrikli ve onun da ötesinde oto pilot sistemli

araçlar. Çoğumuz bilimkurgu filmlerini büyük bir

şaşkınlıkla izlemişizdir. İşte o filmlerden ilham

alan İsveç kökenli Einride firması elektrikli ve tam

otonom kamyon projesi “T-pod”un prototipini

bizlere sunmayı başarmıştır. Bu kamyonların en

dikkat çekici yanı, şoförünün olmaması. Ayrıca bir

insan müdahalesine gerek kalmadan şarjını

doldurup, yoluna devam edecek. Yakın gelecekte

bizi az çok rahatlatacak gibi gözüken bu

kamyonlar yeni dünyaya katkıları bir hayli fazla

olacak.

HİPER HIZLI TRENLER

Hepimiz günlük hayatımızda okula, işe veya

gezmeye gitmek için toplu taşımaları kullanıyoruz.

Ancak yolda saatler harcamaktan bıkar hale

geldik. İşte bunun için Elon Musk "Hyperloop"

adını verdiği vakum tüpü içerisinde giden trenlerin

1200 km hıza erişeceğini söylüyor. Bu ne kadar

mümkün olur bilemiyoruz ama teknolojinin hızı ve

çılgın mucitler sayesinde olmaması için hiçbir

neden yok. Şu anda ABD’de inşası ve testleri

sürüyor. Yerin altından ve suyun altından

gidebilen hiper hızlı trenler sadece toplu taşıma

için değil, uluslararası seyahatler için de devrim

niteliğinde olacak. Örneğin Balıkesir’den İzmir’e

seyahat etmek için harcadığımız sürede başka bir

ülkeye gidebileceğinizi hayal edin. Bu

hayallerimizin yakında gerçeğe dönüşme ihtimali

yüksek.

38

2


BAUROT

Furkan

KARA

N

esnelerin interneti, fiziksel nesnelerin (

sensörler ) birbirleri ile veya diğer cihazlarla haberleştiği

iletişim ağıdır. 1981’de kullanılmaya

başlanan IPv4 protokolü 32 bit adresleme standardına

sahipti. IP adreslerinin sınırlı olması

nedeniyle, yaygınlaşan cihazlar için 128 bitlik

IPv6 protokolüne geçilmiştir. Böylelikle her bir

nesneye ayrı bir IP adresi kullanılabilmektedir.

Her nesnenin bir adı ve adresi olmalıdır. Bu

nesneler sensörlü olup veri alıp gönderebilir.

Bunlar sıcaklık, nem, hareket, gaz, ışık, parmak

izi , mesafe vb. sensörler içerebilir ve iletişim

için bir haberleşme modülüne sahip olması

gerekir. Son zamanlarda otonomlaşma ile nesnelerin

internetine talep artmaktadır. Tarımdan

endüstriye her alanda kullanılan bu sistemler iş

gücünü azaltabilmekte ve 7-24 ihtiyaçları karşılamaktadırlar.

Şehirdeki çöp kutularının doluluk

kontrolünde, bir fabrikanın üretim bandının

incelenmesinde, evdeki hastanın sağlık bilgilerinin

anlık olarak hastane ile paylaşılmasında,

merkezi sistem ile trafik ışıklarının

kontrolünde, dışarda iken evdeki cihazları kontrol

etmekte sıklıkla kullanılmaktadır. Akıllı yollar

adı altında gidilen hız, olan kazalar yol

üzerindeki sensörler tarafından kaydedildikten

sonra kazaların engellenmesinde kullanılabilir.

Son zamanlarda kişileştirilebilir IOT yaygınlaşmaktadır.

Telefondan internet kontrollü lamba,

priz ürünlerinde kullanılmaktadır. Biz de kendimiz

bir nesnelerin interneti tabanlı bir proje

yapabiliriz.

Atmega328 işlemcisi ve ESP8266 kartı

kullanılarak basit ve kullanışlı bir IOT projesi

gerçekleştirebiliriz.

IOT teknolojisini önemli ölçüde kullanan veri

analisti, BT proje yöneticisi, tümleşik iletişim

uzmanı, veri ambarı uzmanı ve network uzmanı

gibi çeşitli meslekler de zamanla hayatımıza

girmiş ve girme-ye devam etmektedir.

FURKAN

KARA

YETERİNCE GELİŞMİŞ BİR

TEKNOLOJİ SİHİRDEN FARKSIZDIR.

ARTHUR C. CLARKE

39


BAUROT

Üniversitede öğretim üyesi olmak

hayaliniz miydi yoksa lisans eğitiminde

yaşadığınız herhangi bir olay mı

sizi bu duruma teşvik etti?

Lisans eğitimim boyunca yurtdışında kariyer

hedeflerine odaklanmıştım. Bunun da en kolay

yolu yurtdışında bir yüksek lisans programına

kabul almaktı. Sonra-sında sektörde güzel bir

firmada çalışarak hem yurtdışı iş tecrübesi

hem de yüksek lisans diplomasıyla dönüş

yapmak temel hedefimdi. Ancak bu hedefim

için çok fazla uğraştığım söylenemez. Biraz

tembellik yapmış olabilirim. Çünkü dil puanım

yurtdışı için yeterli seviyede değildi ve

yükseltmek için herhangi bir çaba sarf etmiyordum.

Hatırladığım kadarıyla TOEFL’dan 70

civarı alabilmiştim. Tübitak yurtdışı lisansüstü

burs programına da başvurmuştum. Ancak dil

puanımın düşük olmasından dolayı başvurum

reddedilmişti. Sonuçta bende bu sürece ilk

olarak yurt içinde bir üniversitede başlamaya

karar verdim. Yani Tübitak’ ın başvurumu kabul

etmemesi beni akademisyen olmaya teşvik

etti diyebilirim. Benim aslında bu işten zevk

aldığımı ve olmak istediğim yerde olduğumu

fark etmem de çok uzun sürmedi. Lisansüstü

eğitiminin bana göre lisans eğitiminden temel

farkı danışmanınızın büyük etkisinin olmasıdır.

Aldığınız derslere beraber karar veriyorsunuz.

Sizi yönlendirmeleri, makale araştırma yazma

konularındaki katkıları, akademik dünya ile

tanıştırması, yurtdışına göndermesi, uluslararası

konferanslara teşvik etmesi vb.

konular lisansüstü eğitiminizi önemli ölçüde

ileriye taşıyor.

Aldığınız eğitimden bahseder

misiniz? Lisans eğitiminden farklı

yönleri var mı? Varsa neler?

Lisansüstü eğitimi muhtemelen bölümden

bölüme ve üniversiteden üniversiteye değişiyordur.

Doktora eğitimi üzerinden örnek vereyim.

Toplam 7 adet ders alıyorsunuz ve maksimum

4 dönem içerisinde bu derslerden başarı

lı olmanız gerekiyor. Bu 7 dersin içerisinde

belirlenmiş zorunlu dersler mevcut. Ayrıca bir

tane seminer vermeniz gerekiyor. Onun

dışında bu derslerin %30’unu farklı bir bölüm

veya üniversiteden alabiliyorsunuz. Ders

seçimi tamamen size kalmış ancak genellikle

danışman hocanızın yönlendirmesine ihtiyaç

duyuyorsunuz. Ders dönemini başarıyla tamamlarsanız

sonraki aşamalarda yeterlilik

sınavı, tez önerisi ve tez izleme komiteleri

sizleri bekliyor. En az 4 adet başarılı tez izleme

komitesi sonucu jüri tarafından yeterli

bulunursa doktora savunma sınavına girebiliyorsunuz

ve tezinizi jüriye karşı savunuyorsunuz.

Her üniversitenin eğitim ve mezuniyet

şartları değişebilir. Bunun için üniversitelerin

eğitim-öğretim yönetmeliklerine bakmak

gerekiyor. Yüksek lisans süreci daha az aşamadan

oluşuyor. Ancak son çıkan öğretim

görevlisi veya araştırma görevlisi ilanlarına

baktığımızda genellikle doktora öğrencisi

olmak şartı aranıyor bu yüzden doktora

eğitiminden bahsetmek istedim. Lisansüstü

eğitiminin bana göre lisans eğitiminden temel

farkı danışmanınızın büyük etkisinin olmasıdır.

Aldığınız derslere beraber karar veriyorsunuz.

Sizi yönlendirmeleri, makale araştırma yazma

konularındaki katkıları, akademik dünya ile

tanıştırması, yurtdışına göndermesi, uluslararası

konferanslara teşvik etmesi vb. konular

lisansüstü eğitiminizi önemli ölçüde

ileriye taşıyor. Dolayısıyla, çalıştığınız

konudan, aldığınız derslere kadar hepsini

danışmanınızla beraber seçiyorsunuz ve aslında

yaptığınız tez çalışması onun çalışması

olmuş oluyor. Diğer bir farkını ise şöyle anlatabilirim.

Lisans eğitiminde dersi geçmek için

verilen bir soruyu çözüp yeterli bir puan almanız

gerekiyordu. Ancak lisansüstünde problemi

ve çözümü sizin bulmanız gerekiyor. Yani spesifik

bir alanda bir konu belirleyip, o konudaki

bir eksikliği bulup ve/veya bilime bir yenilik

getirerek bir tez yazıyorsunuz. Yalnız lisansüs-

40

2


BAUROT

tü eğitimi, eğer özel sektörde çalışıyorsanız

sizleri biraz zorlayabilir. Çünkü akşama kadar

mesai yapıp akşam eve geldiğinizde araştırma

yapmak ba-zen daha zor bir hal alabiliyor.

Eğer akade-misyen iseniz lisansüstü eğitimi

sizin zaten işi-nizin bir parçası olduğu için

geçmeniz gereken zorunlu köprüye

dönüşüyor.

Lisans eğitiminden sonra mühendis

ünvanı ile çalışmak yerine

neden akademik kariyer yapmayı

tercih ettiniz?

Mezun olduktan sonra özel sektöre başvurmuştum.

Ancak ilk zamanlarda herhangi bir

işletmeye kabul edilmemiştim. Bunların yanında

araştırma görevlisi kadrolarına da başvurmuştum.

Araştırma görevliliğini kazandıktan

sonra tekrar sektöre dönme ihtimalim çok azalmıştı.

Ancak akademik faaliyetlerin yanın-da

birçok öğretim görevlisinin sanayi ile işbirliği

içerisinde olduğunu gördüm. İşletmeler ile beraber

ortak AR-GE projeleri verilebiliyor, işletmelere

projeler hazırlanabiliyor ve hatta danışmanlık

yapılabiliyor. Dolayısıyla bir yandan

akademik kariyerinizi yapıyorken bir yandan

mühendislik kimliği ile sektörden iş alabiliyor

veya ortak bir proje geliştirebiliyorsunuz. Hatta

son yıllarda başlatılan Tübitak girişimcilik projesiyle

teknokentler içerisinde kendi şirketi-nizi

kurup AR-GE çalışmaları yapabiliyor ve kişilere

istihdam olanakları sağlayabiliyorsunuz. Son

dönemlerde üniversite-sanayi işbirliğine yönelik

atılan önemli adımlar sayesinde teknik olarak

da mühendislik yapma şansımız ortaya çıktı.

Benim de planlarım arasında böyle bir düşünce

mevcut. Bir iş fikrimi proje haline getirerek Tübitak’

a başvurmayı ve teknokentte şirket kurmayı

amaçlıyorum.

ALES sınavına nasıl

hazırlandınız?

Bizim zamanımızda ALES sınavının yanlış

hatırlamıyorsam 3 yıllık bir geçerlilik süresi

mevcuttu. Şu anda o süre beş seneye çıkarıldı.

ALES sınavı bana göre üniversite giriş sınavına

çok benziyordu. Üniversite sınavına iyi bir

şekilde hazırlanmıştım. ALES sınavına da çok

fazla hazırlanamadan girdim. Sadece bir tane

deneme sınavı çözebilmiştim. ALES sınavına

girmeyi düşünen arkadaşlara ise en büyük

tavsiyem 2. veya 3. sınıftayken de bu sınava

girmeleri henüz bilgilerinizi unutmamışken

sınava girip iyi bir puan alabilirsiniz. Ancak,

çıkmış soruların tamamını öncesinde çözerek

ALES’e girmeniz faydanıza olacaktır.

ALES sınavından sonra, aldığınız

ön değerlendirme puanınıza göre

bir mülakata tâbi tutuldunuz.

Mülakatta neler yaşadınız?

2016 yılına kadar üniversiteler ÖYP

kapsamında araştırma görevlisi alabiliyordu.

Bu programda lisans notu, yabancı dil notu ve

ALES puanınızı belli bir oranda birleştirerek

başarı notu oluşturuluyor, Türkiye sıralaması

yapılıyor ve başvurulara göre adaylar üniversiteleri

kazanıyordu. Ben de bu üniversiteye

ÖYP ile yerleştim. Dolayısıyla herhangi bir

mülakata girmedim. Hatta yüksek lisans ve

doktora mülakatlarına da girmedim. Çünkü bu

programda doğrudan kayıt imkanımız mevcuttu.

MEB bursu ile yurtdışında eğitim programına

başvurmuştum ve kazanmıştım. Orada yaşadığım

mülakat tecrübesini sizinle paylaşmak

isterim. Öncelikle zaten başarılı şekilde yürüyen

bir akademik kariyerim olduğu için mülakat

esnasında çok rahattım. Hatta jüri üyeleri

gelen herkesin stresli olduğunu ve benim

neden bu kadar rahat olduğuma şaşırdıklarını

belirttiler. Yanlış hatırlamıyorsam genel kültür,

41


BAUROT

teknik bilgi, diksiyon ve iki farklı başlık daha

olmak üzere toplam beş başlık üzerinden

değerlendirildik.

Sordukları soruları da hatırlıyorum. Ancak o

zamanki tecrübesizliğimden dolayı doğru cevap

veremediğim sorular olmuştu. Muhtemelen

diksiyon, teknik bilgi ve stres kontrolümden

dolayı mülakatları kazanmıştım. Ancak yine

de ailevi sebepler ve eğitim sonucu dönüş

yapacağım üniversite şartlarının daha iyi olamayacağı

endişesinden dolayı yurtdışı burslu

eğitim programına katılmadım.

Temel çalışma alanınızı belirlediğiniz

tez, makale yazılarını hazırlarken

nasıl bir yol izlediniz?

Daha önceden de bahsettiğim gibi bu

konularda temel etken danışman hocanız oluyor.

Ben de lisans eğitimimde aldığım derslere

göre kendime bir alan belirlemiştim ve ona

göre bir danışman seçimim oldu. Bu noktadan

sonra tez ve makale çalışmalarım tamamen

onun yönlendirmeleriyle gelişti. Dolayısıyla bir

yüksek lisansa başvurmadan önce ilk olarak

bölümdeki öğretim üyeleri ile görüşüp veya

yayınlarını inceleyerek hangi alanlarda çalıştıklarını

öğrenmeniz gerekiyor. Daha sonradan

kayıt olduğunuzda isterseniz onun verdiği

konuyu ele alıp ilerliyorsunuz. İsterseniz de

kendi seçtiğiniz konuya yönleniyorsunuz. Eğer

akademisyen iseniz teziniz ve makaleleriniz

için birçok kişi ile bilgi alışverişi yapabiliyorsunuz.

Benim de eğitim sürecim böyle gerçekleşti.

Takıldığım her konuda bölümümüzdeki

bir öğretim üyesine sorma fırsatım vardı. Hatta

danışmanımın yönlendirmesiyle bir müddet

yurtdışı eğitimine gittim. Oradaki hocaların da

tez konuma etkisi ve katkısı oldu. Zaten bu işe

giriyorsanız bol bol makale ve tez okumanız

gerekiyor. Okudukça da nasıl yazılacağını

öğreniyorsunuz. Yazdıkça da kendinizi geliştiriyorsunuz.

Akademik alanda yükselebilmek için belirli

yollardan geçilmeli. Siz bu zorlu yolculukta

motivasyonunuzu nasıl korudunuz? Vazgeçmeyi

düşündüğünüz anlar oldu mu?

Benim de motivasyonumu kaybettiğim bazı

noktalar oldu. Mühendislik eğitiminde genellikle

uygulamalı bir tez çalışması yapıyorsunuz. Bazen

malzemelere paranız yetmiyor. Bazen projeniz

onaylanmıyor. Bazen istediğiniz sonuçları

alamıyorsunuz. Bazen mikrodenetleyici kartını

çalıştıramıyorsunuz. Birçok aksilik çıkıyor karşınıza.

Hatta bütün sistemi başarılı bir şekilde çalıştırıyorsunuz

ancak ani bir gerilim yükselmesiyle

akım sensörünüz yanıyor. Bu tip problemlerle

sık sık karşılaştım ve her biri motivasyonumu

kaybetmeme sebep oldu. Hatta bir süre boyunca

hangi yöntemi kullanacağımı bile bilmiyordum.

Ancak sürekli okuma, sürekli araştırmalar sonucu

adım adım problemlerin üstesinden gelmeye

çalıştım. Önceden de dediğim gibi kimi problemde

bölümdeki arkadaşlar yardımcı oldu, kimisinde

yabancı akademisyenlerden destek aldım.

Çoğunda da danışman hocamın destekleriyle

problemleri çözdük. Ancak tez çalışmamın her

bir adımında bir bildiri veya makale ortaya

çıkartmaya çalıştık. Kabul edilen her bir makalemiz

CV’mizi yavaş yavaş dolduruyordu. Böylelikle

çalışma azmimi ve motivasyonumu korumuş

oldum. Çünkü emeklerimizin boşa gitmediği ve

gitmeyeceği CV’mize yavaş yavaş yazılıyordu.

Akademik kariyer hedefi olan birini nasıl bir süreç

ve zorluklar bekliyor, tavsiyeleriniz var mı?

Akademik kariyer hedefi olan biri için asıl

zorluk bu camiaya adım atabilmek ve motivasyonunuzu

kaybetmemek. Çünkü giriş için ALES,

yabancı dil ve not ortalamasına ihtiya-cınız

oluyor. Bu üçünden çok iyi bir puanınız olsa bile

bazen mülakatlarda elenebiliyorsu-nuz. Ancak

bu durumda pes etmeyip yeniden denemeniz

gerekiyor. Tavsiye olarak MEB yurtdışı bursunu

(YLSY diye hatırlıyorum) önerebilirim. Yine aynı

ortalama puan ile sırala-maya giriyorsunuz.

Mülakatta ise size yakın puanı olan kişiler

geliyor. Başarı şartınız bir miktar daha yüksek.

Öğrencilerimiz bu konuyu araştırabilirler.

42

2


BAUROT

Akademik kariyerin size göre avantaj ve dezavantajları

nelerdir?

En büyük zorluğu işinizin evde de devam ediyor

olması. Yani mesai kavramı var gibi gözükse de işimizin

saati ve yeri yok. Akşam eve gittiğinizde bilgisayarınızı

açıp ya simülasyon üzerinde çalışma yapıyorsunuz ya

makale okuyorsunuz ya da tez yazıyorsunuz. Sürekli

yenilikleri takip etmeniz, literatüre hakim olmanız gerekiyor.

Avantajları olarak şunu söyleyebilirim. Bilgilerinizi

sürekli güncel tutuyorsunuz. Neredeyse her konu hakkında

teknik olarak bir bilginiz oluyor. Ve bana göre en

önemlisi monoton bir çalışma hayatınız olmuyor. Hep

aynı şeyleri yapmıyorsunuz. Her yaptığınız çalışma başka

bir konu veya sistem üzerine oluyor. Her bir çalışmadan

ayrı bir zevk alıyorsunuz. Dolayısıyla işinizden asla

sıkılmıyorsunuz.

Meslek hayatınızda en çok nelerden hoşlanırsınız?

İşinizin sevdiğiniz yönleri nelerdir?

Yaptığımız bir çalışma sonucu yazdığımız makalenin

kabul olması bu işin bence en zevkli yanını oluşturuyor.

Tabiri caizse çalışmalarınızın meyvesini almış oluyorsunuz.

Bir projemizin kabul olması, bir makalemizin atıf alması

mesleğimin en zevkli yanlarını oluşturuyor. Diğer

taraftan genç arkadaşlar ile ortak fikirler yürü-terek bitirme

projeleri ortaya koyuyoruz ve güzel çalışmalar çıkıyor.

Mezun arkadaşlarımızın çalışma hayatlarına başlamaları

ve sonrasında onlarla iletişimimizi koparmamanız.

Hatta ilerleyen çalışmalarda onlar ile fikir, bilgi ve

tecrübe alışverişi yapmamız. Konferanslara katılmak ve

yeni insanlarla tanışmak. Akademik kariyer bana çok

sosyal bir meslek olarak geliyor ve bu yönlerini çok

seviyorum.

Geleceğe yönelik hedefleriniz neler?

Akademik olarak tabi ki genellikle herkesin hedefi,

gerekli şartları sağlayarak doçentlik unvanını kazanmak

ve sonrasında profesörlük olacaktır. Benim de öncelikli

hedefim bu şartları kısa zaman içerisinde sağlayabilmek.

Diğer bir hedefim de aklımdaki iş fikrini hayata

geçirerek akıllı ev sistemleri ile ilgili yeni teknolojiler

üretmek ve ülkeme katkı sağlamak. Eğer kısa zaman

içerisindeki hedeflerimi soruyorsanız ona da şöyle bir

cevap verebilirim. Önümüzdeki 1-2 sene içerisinde

elektrikli araçlar üzerine bir postdoc yapıp yerli elektrikli

aracımız piyasaya çıktığında yeterli bilgi ve donanıma

sahip olmak.

43

43


Mustafa Onur

Parlak

BAUROT

Otonom (sürücüsüz) sistemler, sürücüye bağlı

olmaksızın sürüş kural çerçevesinde konumlar

arası seyahat için kullanılan sistemlerdir. Bu

noktada sistemlerin geneli kontrol algoritması ve

yapay zekâ gibi gelişimlerin, derin veri ile

birleşmesi sayesinde çok daha efektif biçimde

sürüş imkânı sağlamaktadır. Fakat söz konusu

içgüdüsel/inisiyatif insani davranışlar yerine

yazılımsal kontrol ve geribildirimler ile sürüş

olunca insanlarda daima bir şüphe oluşmaktadır.

MIT Media Lab’ın “Ahlaki Araç” konusu ile ilgili

araştırmasında, otonom sürüş esnasında olası bir

kaza simülasyonunda sistemin vereceği tepkiyi

doğrudan insanların seçimiyle kararlaştırmasını

öngörmektedir.

Bu tip durumlarda çoğunluğun kararının ‘kesin

doğruluğu’ ispatlanamadığı için sürücüsüz araçların

tehlikeli durumlarda kim tarafından hangi etik duruma

bağlı karar aldığı akıllarda soru işareti bırakmaktadır.

Bunların yanı sıra otonom teknolojisi sadece seyahat

için değil sınır güvenliği, keşif ve gözetleme, haberleşme,

arama-kurtarma ve tarım başta olmak üzere

pek çok uygulamayı kapsayan geniş bir teknoloji

ekosistemine sahiptir.

Bu noktada katılımcılara olası kaza durumları ile

alakalı bir test verilip her durum için 2 seçenek

sunulmuştur. Burada bahsedilen seçim arasında

yaşlı/genç – masum/suçlu – kadın/erkek –

zengin/fakir – hayvan/insan gibi seçenekler yer

almaktadır. Sürüş sırasında olabilecek sıkıntılarda

seçimlerin otonom aracın karar mekanizması

sayesinde olduğunu düşünüyor olsak da aslında

arka planda insanların bu durumları seçerek

ortalama bir sonuç üzerinden çıkarım yaptığını

unutmamak gerekiyor. Seçeneklerin hiçbir şekilde

cazip olmamasına karşılık, bu tarz durumların

hayatımızda olduğunu düşündüğümüzde otonom

sürüşte sistemin bu seçimlerden galip geleni baz

alarak vermesi inisiyatif ve içgüdüsel davranışların

insanlarla denkleşmesi sebebiyle yaygınlaşmasına

katkı sağlamaktadır.

44


BAUROT

Savunma sanayisinin göz bebeği otonom sistemler

gün geçtikçe gelişmekte ve yaygınlaşmaktadır.

Deniz-hava-kara fark etmeksizin güvenli bölgeyi

korumak, karşı saldırıya geçmek ya da keşif yapmak

amacıyla kullanılan; savaşın kaderini değiştirecek bu

sistemlere güven ve inanç her geçen gün

artmaktadır. Bu tarz sistemlerin savunma

sanayisindeki arz-talep zincirini oluşturmasındaki

öncelikli sebepler arasında; başta nitelikli insan

kaybının olmaması, insan bedeninin zorlanacağı

fiziksel ortamlar, anlık karar verme durumlarının

kolayca işlenmesi ve intihar seferi sebebiyle tercih

edilmektedir.

Sistemin dizayn ve tasarımı, mevcut tasarımın

faydalı bir ürün olmasındaki en önemli öncül silah

teknolojisi ya da gösterişli olmasından ziyade

mevcut ortamda en uygun iş yapan ürün olması

gerekmektedir. Bunun için hava-kara-deniz gibi

ortamlara adapte olan canlılardan ilham alınması,

uygunluğun yanında gösterişi de bir nebze göz

önüne getirmektedir.

Su altında vatozlar, karada çita ve kemirgenler,

havada yüksek irtifalarda uçan kuşlar örnek

olarak verilebilir. Ortama adapte olan canlılardan

ilham almalarının sebepleri arasında: Aerodinamik

akış, basınç, hız kontrolü durumlarını dengeleme

amaçları gelmektedir.

Sistemin niteliği, ortam ile uyumlu geliştirilen otonom

araçların savunma sanayisindeki asıl tercih sebebi

taşıdığı silah/mühimmat ve faydalı yük durumlarına

uyumlu geliştirilebilmesidir. Dikkat edilirse, pek çok

silah teknolojisi insanın içinde bulunduğu harekatlarda

kullanılmaktadır. Bunun insansız olmasının olası

tehlikeler haricinde ne gibi olumsuz yanı olduğunu

söylediğinizi duyar gibiyim… Tabii ki haklısınız, söz

konusu hayati tehlikenin olmadığı durumları

saydığımızda sistem insana hemen hemen yakın

sonuç vermektedir.

Ayrıca otonom sistemlerin karar mekanizması

sonuçları en iyi şekilde vermeye ayarlanmıştır.

Anlık tepkileri, sistem içi haberleşme ile sağlanmaktadır.

Bu durum da insan refleksinden üstün

geldiği için otonom teknolojisi savunma sanayisinde

yaygın biçimde kullanılmaktadır.

45


BAUROT

Enerji Yönetimi: Otonom sistemin içindeki

bütün donanım/yazılım kısımları önemli olsa

da sahada kullanımı açısından bize en büyük

faydayı enerji verimliliği sağlamaktadır. Güç

yönetim sistemleri kullanacağı enerjiyi dengeli

bir şekilde paylaşmalıdır. Modüllerin

düzensiz kullanılma durumunda enerji akışında

dengesizlik meydana gelmektedir. Bu

sebeple Batarya Yönetim Sistemi (BMS)

ağırlıklı kullanılmaktadır. Böylece sistemde

bulunan enerji hücrelerinin dengeli şekilde

şarj/deşarj olmasını sağlanmaktadır. Sisteme

daha efektif kullanım ve pil ömrü sağlamaktadır

Sensör ve Veri İşleme:Sürücüsüz sistemin

sensör ve algılayıcıları ile nicel durumu tespit

etmesini, kaydetmesini, daha sonrasında veriyi

işleyerek kontrol algoritmasına gönderilmesini

gerekiyor. Bütün işleyişin kararlı ve

adım adım gitmesini sağlayan algoritma, aynı

şekilde gerekli durumlarda istenilen tepkiyi

vermelidir. İşin bu kısmında algoritmanın sensör

seçimi ve veri işleme yollarının verimli

şekilde seçilmesi gerekmektedir. Bunun için

özel sistemler ve hazır algoritmalar olsa da

kendi kendine öğrenen ve kıyaslama yöntemi

ile çözümleme yapan sistemler tercih edilmektedir.

Bu görevleri sadece takip et, yönel,

ateş et, uzaklaş olarak düşünmemek gerekiyor.

Bunun yanı sıra cihaza takılan ve fiziksel

(iç/dış basınç, sıcaklık, iç/dış darbe) durumlarını

inceleyerek kontrol algoritması ile

karar alır.

Navigasyon ve Haberleşme: Söz konusu cihazın

konum ve yöneliminin üzerindeki sensörler ile

hassas olarak belirlenmesini, eyleyiciler sayesinde

gerekli düzeltme ve girdiler sağlanmalıdır. Tarama

yapılan bölge sınırlarının belirlenmesi, kullanıcı

tarafından anlık konum tespit ve takibini sağlaması

sebebiyle navigasyon teknolojisi, otonom teknolojilerinin

vazgeçilmezidir. Ayrıca sayısal haberleşmede

cihazın, operatör ve diğer insanlı/insansız

platformlar ile etkileşim halinde olmasını sağlamaktadır.

Yani temel olarak kullanıcı ve/veya

klon arası iletişim protokolünü sağlamaktadır.

Sonuç olarak söz konusu durumun bütünü,

elektrik enerjisinin akış ve yoğunluğu sürekli

güncellenerek verimi sağlayan, bu doğrultuda

uzun süre aktif kalma, cihazın kendisi ve çevresi

ile etkileşime girmesini sağlayan sensörler ve veri

işleme sayesinde görevini kararlılıkla sürdüren

otonom sistemlerin temeli bu yönergelerden

geçmektedir.

46


BAUROT

Fitnatnur

Baykal

YILINDA BİR GÜN

47

1900 yılında dünya bir makine devriminin ortasındaydı. Elektrik gücü daha yaygın hale

geldikçe, bir zamanlar elle yapılan işler artık makine tarafından hızlı ve verimli bir şekilde

tamamlanıyordu. Traktörler çapaların yerini aldı. Daktilolar kalemlerin yerini aldı. Otomobiller,

atlı arabaların yerini aldı. Yüz yıl sonra 2000 yılında ise makineler yine mümkün olanın

sınırlarını zorluyordu. Bilgisayar ve dünya çapında ki internet ağı ile öğrenme, okuma ve iletişim

kurma şeklimiz değişti. Peki 2100 yılında bizi neler bekliyor? Teorik fizikçi Michio Kaku'ya göre

2100 yılında insan yaşamı bugün hiç olmadığı kadar robotlara, yapay zekâya, nanoteknolojiye

ve biyoteknolojiye bağlı hale gelecek. Bu yıllarda robot sektörü, bugün ki otomobil

endüstrisinden daha büyük olacak. Her iş için robot satın alınabilecek.

Günümüzde anlık EKG raporu çıkartan akıllı saatler kullanılıyorken 2100 yılında insanlar

sabah çalan alarmla birlikte uyanıp yataktan çıkıp lavaboda yüzlerini yıkarken aynada,

tuvalette, lavaboda ki yüzlerce DNA ve protein sensörü harekete geçerek, nefeslerinde ve

vücut salgılarındaki molekülleri analiz ederek en ufak hastalık belirtisini kontrol ediyor olacak.

Telepatik olarak evlerinin sıcaklığını artırabilecek, robot aşçılarına kahvaltı siparişini

verebilecek, manyetik otomobillerine garajdan çıkıp kapıya gelmesini emredebilecekler.

Dijitalleşmenin en çok etkileyeceği alanlardan biride tıp olacak. Dijitalleşme ile birlikte sağlık

harcamalarını düşecek. Çipler ve kameralar hap boyutuna getirildiğinde tahlil sonuçlarına daha

hızlı ulaşılmış olacak. Kansere nanotıbbi malzemelerle saldırılacak ve ‘tümör' sözcüğünü tıp

literatüründe artık var olmayacak. Günümüzde bir oda kadar yer kaplayan MR makineleri çok

daha küçük manyetik alanlar yaratabilen süper bilgisayarlar sayesinde çok daha küçük

boyutlara getirilebilecek.

İnsan zekası yapay zeka ile güçlendirilecek. Her yerde bulunan, büyük ölçekli otomasyon, çok

sayıda insanın işlerini sanal veya robotik meslektaşlarının almasına yol açacak. Güçlü yapay

zeka artık hemen hemen her düzeyde iş, hükümet, ordu, imalat ve hizmet sektörlerini işgal

edecek hale gelmiş olacak. Bununla birlikte insan zekası ve yapay zeka birbirinden ayrı

bırakılmadan yapay zeka insan zihniyle birleştirilecek ve insanın kabiliyeti ve kapasitesi büyük

ölçüde genişletilecek. Örneğin, bilgi ve beceriler artık doğrudan beyinde indirilebilir ve

saklanabilir. Bu, temel bilgi ve verilerin yanı sıra birçok fiziksel yeteneği de içerir. Bir kişi kendini

savunmayı öğrenebilir, herhangi bir spor dalında uzman olabilir veya yeni bir aracı kullanmayı

birkaç saniye içinde öğrenebilir.

Günümüzde uzayda çalışmak ve yaşamak ayrıcalıklı bir azınlık ile sınırlıdır. Yıldızlararası

Araştırmalar Girişimi'nin başkanı Kelvin Long 'a göre 2100'de uzayda bulunmak bugüne göre

daha kolay olacak. 19. yüzyılın sonlarından beri hayal edilen uzaya çıkan asansörler konsept

olarak oldukça basit, ancak pratikte zor. Temel fikir, bir arabanın uzaya binlerce mil

tırmanmasına izin veren güçlü mıknatıslar veya robotikler tarafından son derece güçlü karbon

nanotüplerle bağlanmasıdır. Bu asansörler uzay yolculuğunu daha ucuz, daha kolay ve daha

düzenli hale getirecek.


BAUROT

Başlangıç aşamalarında projeler mevcut, asıl sorun yeterince güçlü, yeterince hafif ve yeterince

ucuz bir bağlama malzemesinin olmamasıdır.

Bununla birlikte, bu sorunlar 2100 yılına kadar çözülecek ve uzay asansörleri, nüfusun daha

büyük bir kısmına Dünya'nın üzerine çıkma şansı verecek. Bu asansörler sadece uzay turizmi için

kullanılmayacak, günlük işe gidiş gelişler için kullanılacak. 2100 itibariyle, ayda kendi kendine

yeten koloniler olacak. NASA'nın Robotik Asteroid Prospector (robotlik asteroid madenciliği) ile

halihazırda hazırladığı bir şey olan asteroid madenciliği, uzayda yaşamı sürdüren insanlar sayıları

az olsalar da (muhtemelen sadece birkaç yüz kişi) mevcut kaynakları çıkarabilecek. Ayrıca bir

asteroidden diğerine geçmek için, insanlar tamamen uzayda üretilmiş bir uzay aracını

kullanacaklar.

Gelecekteki bu teknolojinin çoğu, büyük sorunları çözmeye yardımcı olsa da, okyanuslarımızda

kilitli olan su kaynaklardan tam olarak yararlanabilmek, insan yaşamı için en önemli etkiye

sahiptir. Dünya yüzeyinin yüzde 71'inin suyla kaplı olmasına rağmen, temiz içme suyu hala büyük

bir sorundur. Gezegenin suyunun yüzde 96'sından fazlası, tuzlu olduğu veya başka şekilde

kirlendiği için içilemez. Küresel su krizini sona erdiren bir makine geliştirerek önümüzdeki yüzyılda

su sorunu olmayacaktır.

Dünyamız, iklim değişikliği ve çevre kirliliğine hepimizin bildiği gibi uzun süredir maruz kalıyor.

İki yüzyıllık fosil yakıtlar, şimdi daha yeni anlamaya başladığımız çok sayıda çevresel kaygıya yol

açtı. 2100 itibariyle, dünyanın deniz seviyesinin yaklaşık 3m yükseleceği ve milyarlarca insanı

riske atacağı tahmin ediliyor. Bunu elimizden geldiği kadar önleyebilmek için çeşitli yolları

deneyebiliriz. Birincisi, en büyük problem olan kirliliği çözmektir. 2016 verilerine göre küresel

enerji kullanımı yüzdesel kullanımları: fosil yakıtlar %85.6 , yenilenebilir enerji kaynaklar %10 ve

nükleer güç santralleri NGS üniteleri ile %4.4 oranında dağılım göstermektedir. Günümüzde

küresel enerjinin çoğunu sağlayan petrol, doğal gaz ve kömür gibi sınırlı enerji kaynakları giderek

daha az hale gelecektir. Fosil yakıtlar artık tükendiyse 2100'de enerji ihtiyacımızı nasıl

karşılayacağız? Bu talep arttıkça dünya nüfusu enerji ihtiyacını karşılamak için alternatif

yenilenebilir enerji kaynakları aramak durumunda kalacaktır. Yenilenebilir enerji kaynakları güneş

enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik enerji, biyokütle enerjisi ve hidrojen enerjisi

olarak sıralanabilir. 2100 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarından özellikle hidroelektrik enerji

muhtemelen dünyaya neredeyse tüm enerjiyi sağlayacaktır. Bir diğer seçenek ise füzyon

teknolojisidir. Füzyon enerjisi ile "mükemmel bataryayı" yaratacak bu karbonsuz enerji kaynağı ile

sera etkisinden dünyayı korumak mümkün olacaktır.

Bugün bilim kurgu gibi gelen bu tasarımlar artık yarının gerçeği olacak. 2100 senesinde ki tüm

bu teknolojik gelişmelerin getirdiği konforun yanı sıra bugünün dünyasının belli başlı sorunları

hala devam ediyor olacak mı? Savaş, şiddet, kıtlık, çevre kirliliği... Umarım dünya yeni yüz yılında

tüm bu sorunlarından arınmış daha iyi bir yer olur.

48


BAUROT

Balıkes r Teknokent’e neden ht yaç duyuldu ve ne zaman kuruldu?

Küresel rekabetin hızla arttığı, insan-lığın istek

ve taleplerinin çok hızlı değiştiği günümüzde

bilim ve teknolojiye sahip olup, inovasyon

yapmak ülkeler için kaçınılmaz bir zorunluluk

haline gelmiştir. Ülkemizde, üniversite sanayi

işbirliğini geliştirerek, teknoloji üreterek, inovasyon,

katma değeri yüksek ürünler üreterek

bilgi ve teknolojiyi toplumsal ve ekonomik

katkıya dönüştürmekte ve bunun sağlanmasında

Teknoparklar önemli bir araçtır. Üniversite

sanayi işbirliğini geliştirerek, teknoloji

üreterek, inovasyon, katma değeri yüksek

ürünler üreterek bilgi ve teknolojiyi toplumsal

ve ekonomik katkıya dönüştürmekte ve bunun

sağlanmasında teknoparkları önemli bir araç

olarak kullanmaktadırlar. Balıkesir ilimizde bulunan

girişimcilerin ve firmaların Teknoloji üretme

kabiliyetine sahip olmalarına ve gelişmesine

katkı sunmak, hızlı büyümelerini sağlamak

için Balıkesir Teknokent önemli bir

role sahiptir. Balıkesir Üniversitesi Teknoloji

Geliştirme Bölgesi Yönetici A.Ş., Teknoloji

Geliştirme Bölgesi’nin yönetilmesi ve işletilmesinden

sorumlu şirkettir ve 31 Ağustos

2015 tarihinde kurularak, 2017 yılında bina

projeleri hazırlatılarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

tarafından onaylanmıştır. 2018 yılında

inşaatına başlanıldı 2019 Eylül ayında faaliyete

girmiştir.

Kaç firma bulunuyor? Firma

dağılım skalanız nedir?

2019 Eylül ayında faaliyete geçen TGB miz

kısa süre içerinde 20 firmaya ulaşmış olup;

bunlar 10 yazılım, 4 Kimya, 4 Endüstriyel

Üretim, 1 Jeoloji, 1Dijital İçerik Geliştirme

alanlarındadır.

49


BAUROT

Balıkesir Teknokent'te yatırım

yapmanın avantajları nelerdir?

Binamız 8000 m2 kapalı alana sahip olup; 69

adet kiralanabilir ofis, ön kuluçka ve kuluçka

merkezleri, tam donanımlı toplantı/seminer

salonu, fuaye / sergi salonu, Kafeterya, oyun

odaları, kapalı ve açık otoparklarımız, sosyal

alanlar ve çeşitli katlarda teraslarımız bulunmaktadır.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın

sunmuş olduğu vergi avantajları ve TGB'miz

ve bünyemizdeki firmalar arasında kesintisiz

bir koordinasyon ve bilgi akışını sağlıyoruz.

Firmalarımız istedikleri an rahatlıkla TGB

yönetimimizle yüz yüze sorunlarını görüşebilme

fırsatı bulabiliyor. Bu yüksek iletişim

seviyesiyle, onların ihtiyaçlarını daha iyi anlayabiliyor

ve onlara TGB mevzuatında tanımlı

avantajlar dışında ekstra avantaj şeklinde

çözümler sunabiliyoruz. Bu iletişimin sonucunda,

firmalarımıza sunduğumuz çözümlerden

yönelik imzaladığımız protokollerdir”, birincisi;

üniversitelerin merkez laboratuvarlarından test

ve ölçüm hizmeti alımlarında firmalarımıza

indirim yapılmasına ikinci olarak ise İl Milli

Eğitim Müdürlüğü ile kentteki meslek liselerinin

atölyelerinin ve Balıkesir OSB Mesleki ve

Teknik Eğitim atölyelerinin, TGB firmalarının

kullanımına açılmasıdır. Böylece firmalarımız

çok kapsamlı bir prototipleme atölye ağında

çalışma imkanları bula-bilmektedirler.

Balıkesir Teknokent 2019 yılının Ekim ayında

proje kabulüne başladı. Bu süreçte yoğun

şekilde Balıkesir’de faaliyet gösteren Sanayi

kuruluşları, Odalar, Belediyeler, okullar, Sivil

Toplum kuruluşları ile bir araya gelmeye

çalıştık ve bir araya gelmeye devam kaynağı

bünyelerinde tutabilme ve onlardan azami

verim alabilme hususlarında faydalı olduğu

görüşündeyiz.

Balıkesir Teknokent ortamı firmalar ile

üniversite arasındaki iş birliğinin yanı sıra

Teknokent içindeki firmalar arası iş birliklerini

artırmakta ve bilginin yayılımı için önemli bir

platform oluşturarak bilginin yayılımını

hızlan-dırmaktadır.

Dolayısıyla

üniversitemizin, şeh-rimizin, ülkemizin

kalkınmasına önemli katkı-lar sağlamakta ve

Balıkesir için bir çekim merkezi olmaktadır.

Öğrencilere sağlanan faydalar

nelerdir?

Öğrencilerimizin Teknokentimiz de faaliyet

gösteren firmalarda staj yapma imkanı var,

böylelikle öğrencilerimiz girişimcilik ekosistemiyle

erken tanışma fırsatı yakalayacaktır.

Teknokent firmalarında staj yapan öğrencilerimiz,

okullarında öğrendiği teorik bilgileri pratik

uygulamaya dökmeleri, profesyonel bir çalışma

ortamını tanımaları, en son yazılım teknolojileri

hakkında bilgilendirilmeler, takım çalışmasını

öğrenmeleri, kendilerini geliştirebilmeleri

için araştırma yapma prensibini edinmeleri

gibi pek çok avantaja sahip olacaktır.

Balıkesir Teknokent Ön Kuluçka Merkezi

‘Buluş’ta Üniversitemiz öğrencilerimizin girişimcilik

ruhu desteklenirken, sağlanan ofis ve

mentorlük hizmetleriyle öğrencilerimiz birer

girişimci adayı olarak iş fikirlerini hayata

geçirme fırsatı bulmakta. Balıkesir Teknokent

Ön Kuluçka Biriminde Savunma Sanayii için

zırh geliştiren öğrenci grubumuz, Teknofest

2021 de yarışmaya katılmak üzere İnsansız

su altı sistemi geliştiren öğrenci gruplarımız

çalışmalarına devam etmektedir.

Akademisyen Firmalarına Bünyemizde ofis

kiralamada % 25 kira indirimi, Öğrenci Firmalarına

ise %50 kira indirimi sağlanmakta olup

diğer tüm Teknokent olanaklarından yaralanmaktadırlar.

50


BAUROT

AR-GE'ye ve yen f k rlere bakış açısı

ned r, sınırsızlık mı yoksa bell

kurallar var mı?

AR-GE çalışmalarında yeni bir ürün/düşünce

ortaya konabilir fakat önemli olan bu ürünün

topluma katma değer , finansal bir değer sağlaması

olacaktır. İnovasyonda mevcut ürün ü-

zerinden veya yeni geliştirilen bir ürün üzerinden

çalışma yapılarak katma değer yaratılması

söz konusudur. AR-GE bir ürünü geliştirmek

için yapılırken inovasyonla var olan üzerine

yeni bir fikir de geliştirilebilir.

Ar-Ge insanlığın bilgi dağarcığının artırılmasına

ve bu dağarcığın yeni uygulamalar

tasarlamak üzere kullanılmasına ilişkin sistematik

ve yaratıcı çalışmalardır. Günümüzde

bilginin teknolojiye teknolojinin de ürüne dönüşmesi

Ar-Ge ve inovasyonla mümkündür.

Hayallere sınır koyamayız ancak biz bu yeni

iş fikirlerinin başarılı bir şekilde ticarileştirilmesi

hedefindeyiz. Nihai hedefimiz, bilgi ve

teknoloji transferini arttırmak yoluyla yüksek

katma değerli, Ar-Ge’ye dayalı ileri teknoloji

ürün ve hizmetlerin üretilmesi Teknolojik bilginin

ticarileştirilmesini sağlamaktır.

Siz Teknokentin gelecekte

nasıl anılmasını istersiniz?

Balıkesir Teknokent, sadece bina/ofis

sağlayan bir yapı değil, teknolojinin gelişmesi,

pazarlanması, sahaya sunulması gibi tüm

aşamalarda girişimcilere, Sanayicimize, teknoloji

şirketlerine destek veriyor.

Balıkesir Teknokent iş fikirlerinin olgunlaşması

ve doğru yola ilerlemesi anlamında gerekli

yönlendirmeleri yapan bir mekanizma olduğu

için yerli ve milli ürün üretme ve geliştirme

anlamında çok önemli bir yere sahip. Ayrıca

Balıkesir ilinde üretim sektöründe gerçekleşecek

patent, lisans sayısı ve bunlara bağlı ticari

buluşların birçoğunda Balıkesir Teknokent’in

imzası olacağını düşünmekteyim” Başta

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kamu, özel

sektör ve üniversitemiz olmak üzere girişimcilik

ekosisteminin tüm unsurlarının katkısıyla

gelişen Balıkesir Teknokent içinde faaliyet

gösteren firmaların başarıları arttıkça ülkenin

AR-GE kapasitesine sağladıkları katkı da

artacaktır. Balıkesir’i marka şehir yapma

konusunda Balıkesir Teknokent’in sağlayacağı

katkı yadsınamaz. Balıkesir Teknokent’te

gerçekleştirilecek yeni bir buluş, yüksek katma

değerli ürünlerin ortaya çıkması, patent sayısının

artması, bilginin teknolojiye dönüşmesi,

istihdamın artması gibi çıktılar, Balıkesir’in

bölgedeki ve ülkedeki cazibe merkezi olması

için önemli unsurlar olacaktır. Balıkesir Teknokent

geliştikçe Balıkesir Sanayisinin ulusal ve

uluslar arası arenada rekabet gücü artacak,

yenilikçi girişimcilerle sanayici arasında güçlü

bağlar kurulacak, hem sanayinin teknoloji

yoğun sektörlerde güçlenmesini sağlayabilecek

hem de yeni teknolojilerin ticarileşmesi

kolaylaşabilecektir. Balıkesir Teknokent’ te geliştirilecek

yüksek teknolojili yüksek katma

değerli ürünler ile Balıkesir’in AR-GE ve

inovasyon alanında da çıtasını yükseltmeyi

hedefliyoruz. Balıkesir Teknokent’i bu anlamda

Balıkesir için büyük bir fırsat olarak değerlendiriyorum.

51


BAUROT

52


BAUROT

ş

öyle bir etrafınıza bakın.

Çevrenizde gördüğünüz ne

varsa artık hepsi elektronik.

Her şey artık akıllı. Evinizde kullandığınız

buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü, televizyon, hesap

makinesi, bilgisayarlar, mikrodalga fırın, mutfak

robotu, medikal ölçüm aletleri ve daha niceleri…

Artık hepsinin kalbinde ‘elektronik’ var. Konakladığımız

evimiz, ulaşımımızı sağlayan arabamız, iletişimimizi

sağlayan telefonlarımız… Artık hepsi “akıllı”.

Peki nedir bu akıllığı sağlayan elektronik? Anahtar

kelime tabi ki Gömülü Sistem!

Kullanılan her aletin “akıllı” olmasından dolayı

günümüzde Gömülü Sistem Mühendisliği gereksinimleri

gittikçe artmaktadır. "Gömülü Sistem" Mühendisliği

herhangi bir lisans bölümü değildir.

Duymuşsunuzdur, bazıları “okulda gördüğümüz

bilgiler hiçbir işe yaramıyor.” derler. Ben bu

görüşün tamamen karşısındayım. Teoriğini bilmediğimiz

hiçbir alanda pratik konusunda iyi

olmamızın imkanı yoktur. Bizler Balıkesir Üniversitesi

Elektrik- Elektronik Mühendisliği

öğrencileri olarak aslında çok şanslıyız. Kıymetli

hocalarımız alanlarında çok bilgili ve her

zaman iyi şeyler yapmaya çalışan her öğrencinin

arkasındadırlar. Sizlerin vasıtasıyla onlara

bir kez daha teşekkürlerimi sunarım.

Gömülü Sistem Mühendisi olan kişiler genellikle

ya Bilgisayar Mühendisliğinden mezun olmuştur ya

da Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden

mezun olmuştur. Bilgisayar Mühendisliği bölümünden

mezun olup Gömülü Sistemler alanında

çalışmak isteyen biri Elektronik bilgisinin yetersizliğinden

dolayı kendisini yetersiz hissederken

Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümün-den mezun

olup Gömülü Sistemler alanında çalışmak

isteyen biri yazılım alanında kendini yetersiz

hissedebilir. Ben Balıkesir Üniversitesi Elektrik-

Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olarak

bu alana elektronik bilgisi ile dahil olanlardanım.

Ben lisans eğitimin başlamasıyla kendime “Ben

gömülü yazılım mühendisi olacağım ” diyerek

hedef koyup üniversite eğitimim boyunca bu

alanda çalışmalar yürüttüm. Üniversite eğitimim

boyunca yazılım alanında kendimi geliştirmeye

çalıştım ve birçok projede görev aldım. Yerli ve

yabancı birçok kaynaktan eğitimler alarak yoğun

bir şekilde bu alan için çalıştım.

Üniversitemizin değerli hocalarından olabildiğince

yararlanmaya çalıştım. Şu an üniversite yıllarımda

yaptığım çalışmaların karşılığını iş hayatında almaktayım.

Eğer sizler de Balıkesir Üniversitesi mezunu

olarak Gömülü Yazılım alanında çalışmak

istiyorsanız sizlere ilk önereceğim şey tabi ki

İngilizce. Elektronik dünyasının dili tamamen

İngilizcedir ve İngilizce bilginiz olmadan bu alanda

başarılı olmanız mümkün değildir. Bir diğer

tavsiyem ise C/C++ dillerine hakim olmanız.

Öncelikle C programlama dili ve C++ programlama

dilinin farklılıklarını bilerek bu iki dil üzerine bol bol

pratik yapmanızı, nesne yönelimli kodlar yazmanızı

hatta belki QT gibi frameworkler öğrenmenizi

size şiddetle tavsiye ederim. Eğer bu bahsettiğim

programlama dillerine hakim olursanız iş hayatında

“aranan eleman” olacağınızdan şüpheniz

olmasın.

53


BAUROT

M

erhaba ben Ahmet

Yaylalıoğlu. Aralık 2017’de

Balıkesir Üniversitesi Elektrik

-Elektronik Mühendisliği bölümünden 2.91 ortalama

ile mezun oldum. 2012 yılında okuduğum hazırlık

yılımdan mezun olana kadar BAUROT bünyesinde

büyük ve küçük işlerde görev aldım. Stajlarımın

hepsini ardı ardına tüm derslerimi geçtikten sonra

yaptım. Elektronik devre kartı tasarlayan Burel

Elektronik’te 15 gün, ODTÜ Teknokent de bulunan

ve görüntü işleme ile akıllı kavşak kontrol yazılımları

geliştiren ISSD’ de 20 gün ve CNC tezgahlar üreten

Baykal Makine’ de 15 gün olmak üzere 50 günlük

staj maratonumu tamamladım. Ortaokuldan beri

bilgisayar grafikleri ve görüntü işleme alanına ilgim

mevcut. Küçükken Pixar filmlerini izlediğimde o

grafiklerin hangi yazılımlar ile nasıl tasarlandığını

merak ederdim. Ya da Photoshop yazılımının

arkasındaki matematik nedir, DJ yazılımlarında

şarkılara nasıl efekt ekleniyor gibi sorular benim ilgi

alanıma giriyordu. Ortaokul yıllarımda Delphi ile

programlama bilgisi edinmeye çalışırken ImageEn

isimli bir kütüphane ile bir Face-Morphing yazılımı

geliştirmiştim. Bu ilgimden dolayı okuldaki sinyal

işleme ile ilgili dersleri seviyordum. Üniversite 2.

sınıfta Udemy’ den aldığım bir OpenCV kursu ile c++

dilinde ilk uygulamamı geliştirdim.

Kullandığım yazılımlar

Cognex In-Sight Explorer

Microsoft Visual

Studio

MATLAB

OpenCV (C++ &

Python)

EmguCV (C# .NET)

Edindiğim sertifikalar ve yaptığım küçük görüntü

işleme projeleri su an bünyesinde çalıştığım

Sanver Mühendislik firmasının genel müdürünün

dikkatini çekmişti ve bu şekilde Sanver Mühendislik’

te çalışmaya başladım. Yaklaşık 3 yıldır

Sanver Mühendislik ailesinin bir üyesiyim. Sanver

olarak özellikle otomotiv endüstrisi başta olmak

üzere gıda, sağlık gibi birçok sektör için özel

makine imalatı gerçekleştiriyoruz. Bu makineler

genellikle belirli mekanik ekipmanlar, PLC sistemi,

sensörler, kameralar, barkod okuyucular, bilgisayar

ve bilgisayar içerisindeki kontrol yazılımı

(SCADA) gibi bileşenlerden oluşmaktadır. Benim

şirketteki görevim projenin ihtiyacına ve bütçesine

göre fizibilite çalışması yaparak uygun kamera

modelini seçmek, kamera ürünleri ile ilgili teklif

hazırlamak, kamera ürünlerinin stok takibini

yapmak ve tabii ki kamera programını hazırlamak.

Genelde endüstride Cognex, Keyence gibi akıllı

kamera markaları tercih ediliyor. Akıllı kamera

kolay programlanabilen, görüntüyü, içine yüklediğiniz

sizin hazırladığınız bir program ile analiz

eden ve sonucunu direkt olarak PLC sistemine

tümleşik bir görüntü analiz sistemidir.

"Z amandan ve iş gücünden

tasarruf”. Bu cümle aslında

makine otomasyonunu en

basit şekilde tanımlayan cümle

diyebiliriz. Hızlı bir şekilde gelişen ve küreselleşen

dünya pazarına yetişmek için farklı sektörlerdeki

firmalar "Endüstri 4.0" ile beraber otomasyon

sistemine geçiş yaptılar. Bu sayede ürünler hem

daha az hata payıyla hem de insan gücüne göre

daha fazla üretilerek firmalar adına çok büyük

karlar elde etmesini sağladı. Bu da ileride fabrikalarda

minimum seviyede insan olacağının belki

de hiç olmayacağının bir göstergesidir. Peki bunu

sağlayan şey neydi ? “PLC”. Plc, aslında makinenin

beyni de denebilir. Üretim yapan makinenin

nasıl bir algoritma ile hareket edeceğini belirlediğimiz,

içine bir programlama diliyle kodladığımız

cihazdır. Bunu yapan kişiye de oto-masyon

mühendisi yani aslında üretim yapan makineyi

üreten kişi deniyor. Şimdi bir otomasyon mühendisi

genel hangi konularda çalışır onlardan

bahsedeyim. Otomasyon mühendisleri genellikle

sahada aktif bir şekilde rol alır.

54


BAUROT

Bu da kendisini sürekli geliştirmesine katkı sağlar.

Otomasyon mühendisleri sürekli gelişen ve yeni

çıkan ürünleri takip etmelidirler. Bu nedenle güncel

kalabilmek için sürekli araştırma halinde olmalıdırlar.

Otomasyon mühendislerinin çalışma saatleri

genelde esnektir, üretimin aksamaması için belirtilen

zamanda makineyi bitirmek için gecesini gündüzüne

katacağı zamanlar da olabilir.

Sabah sekiz akşam beş olan bir işte çalışmak

istiyorsanız sizlik olmayabilir. Firmalar şehir dışı ve

yurtdışına da çok fazla makine yaptıklarından sık

sık seyahat halinde olabilirler ve gittikleri yerde

makine devreye alınana kadar durabilirler. Eğer

ileride otomasyoncu olmak istiyorsanız bu tarz

şeyleri göze almanız gerekebilir. Ben iş hayatıma

bir tekstil fabrikasında otomasyoncu olarak

başladım. Orada sadece asenkron motorları inverter

ile sürerek kağıt havlu üreten makine kurulumunda

yer aldım fakat kendimi geliştiremeyeceğimi

düşündüğüm için oradan ayrıldım daha sonra fabrikalara

safetyplc yazılımı yapan bir firmaya girdim.

Orada da safetyplc kullanarak fabrikaların güvenlik

kafesleri, ışık perdeleri vb. güvenlik cihazlarını kullanarak

yazılımlar geliştiriyorduk.

Robotlar genelde pick and place uygulamaları için

önemli bir avantaj sağlıyor, kameralar ise ortaya

çıkardığınız ürünün ne kadar kusurlu olduğunu

anlamanıza yarıyor. Görüntü işleme konusunda da

hala kendimi geliştirmeye devam etmekteyim. Bütün

bunlardan yola çıkarak benim otomasyon mühendisi

olmak isteyenlere diyeceklerim, eğer öğrenme

motivasyonunuz yüksekse ve acemilik sürecine

katlanabilecekseniz doğru karar vermişsiniz

demektir.

M

erhabalar ben Nejat Orkut

Göküş.2012 yılında BAUN

Elektrik-Elektronik Mühendisliği

bölümünü kazandım. Üniversite yıllarımda yaz

okullarına kalmak zorunda olmamdan dolayı hem

de bir hocamın tavsiyesi çok mantıklı geldiği için

stajlarımın hepsini son yıl yani tüm derslerimi

geçtikten sonra yapmaya karar verdim. Üniversite

yıllarımda yazılımcı olmaya karar vermeme rağmen

kararımdan emin olabilmek için ilk stajımı elektrik

alanı üzerine diğer stajımı ise elektronik alanı

üzerine gerçekleştirdim.

Son staj yaptığım firma olan Savras firmasından

iş teklifi aldım. Yaklaşık bir yıl boyunca burada

Fpga, Cpld programlama ve kart tasarımı görevlerini

yürüttüm.

Ekibimle İTÜ teknokent üzerinden başvurusunu

yürüttüğümüz girişimcilik projemiz Tubitak 1512

destek programını kazandık ve 150.000 TL destek

alarak kendi şirketimizi kurduk. Projemiz üzerinde

yaklaşık iki yıldır geliştirmelere devam ediyoruz.

Ayrıca Pnomek firmasında Gömülü Sistemler

Mühendisi olarak görev yapmaktayım. Yaklaşık iki

yıldır burada çalışıyorum. Bu firmada Pnomek ltd

de basınç trasnmitteri olarak bilinen ve basınç

değerini yüksek hassasiyetli dijital değerlere veya

endüstride çok kullanılan 4-20 mAh, 0-10 gibi

standart sinyallere dönüştüren basınç sensörü

üzerinde çalışıyorum. Bu sensörün hem elektronik

kart tasarımını hem de yazılımını geliştiriyorum.

Ayrıca üretilecek ürünün kalibrasyon ve test

cihazlarının da yazılımlarını ben yapıyorum.

Umarım tüm meslek arkadaşlarım üzerinde

çalışmaktan zevk aldıkları ve gurur duydukları

projelerde çalışma fırsatı yakalarlar.

O zaman her sabah uyanmak çok daha kolay

ve zevkli oluyor.

55


BAUROT

1.The Goal/Amaç

2.Babilin KervanTaciri

3.Yalın Düşünce

4.Mühendislik ve Mimarlık Öyküleri

5.Ben Ne Yangınlar Gördüm

6.Outliers/Çizginin Dışındakiler

1.3 Idiots

2.DevrimArabaları

3.Usta

4.Iron Man

5.The Prestige

6.The Social Network

7.Eagle Eye

1.Black Mirror

2.Fringe

3.Altered Carbon

4.Mr. Robot

5.Silicon Valley

6.Westworld

7.The It Crowd

56



BAUROT

58


baurot10@gma l.com

BAUROT

baunrobottoplulugu

baurot10

Baurot

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!