13.05.2021 Views

Çarçuba 2.Sayı

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

koruyacaksın, kabul edeceksin,

destekleyeceksin ancak o şekilde o krizi

atlatır. Burada şundan bahsedeceğim

ortalama bir ergenlik krizinden, ergenden o uç

noktalar ayrı bir şey.

Kişi diğerlerinden ayrı şekilde var

olduğu duygusunu ne zaman

hissetmektedir?

Bununla ilgili Melanie Klein ve Jacques

Lacan, “ben” ve “diğer” ayrımını bebekliğin

sekizinci ayına denk getiriyorlar. Sekizinci

aydan itibaren ben ayrıyım ve öteki var. Bu

ayrım gittikçe yaşam evreleri boyunca daha

da belirginleşip, netleşiyor bunun için de söz

ettikleri ayrım cismani ve fiziksel ayrımdır. Biz

ayrı varlıklarız, ayrıyız ama bu yaşam evresi

boyunca işin içine farklı fiziki ayrım ayrı bir şey

ondan sonra anlam dünyaları farklılaşıyor

bununda ayrı sınırları vardır. Bu yaşam boyu

artık devam eden bir şey. “Benim anlam

dünyam bir kişinin anlam dünyasından

farklıdır” dediğim yer benim kendi anlam

dünyamı kendimce kabul ettiğim, kendimi

konumlandırdığım yerdir. Bu yaşamın her

döneminde değişiklik gösterir. İlk ayrılmadan

buraya doğru geldiğimizde örneğin kişi bir

müslüman veya bir hristiyanın kendini

konumlandırması, bir demokratın ya da bir

muhafazakarın kendini konumlandırması, bir

erkeğin ya da kadının kendini

konumlandırması, bir esneğin ya da katının

kendini konumlandırması bunu kendi zihinsel

ve imgesel dünyasında tanımladığı zaman

ben ve öteki sınırı konuluyor. O farkların

yaşam boyu devam ettiğine örnek verelim.

Diyelim ki iki kişi müslüman bu iki kişi

üniversitede okuyor. Kendinlerini müslüman

olarak tanımlıyor. Zihin, anlam dünyaları

aynıdır. Belirli bir evreden sonra biri

müslümanlığı çok rasyonel görmüyor, mantıklı

da gelmiyordur. “Ben inceledim yazıları

baktım rasyonel gelmiyor” ve kopuş başlıyor.

O zaman daha önce anlam dünyası

Müslümanlıkken gelişim sürecinden sonra

kendini ayrı bir yerde sınırını çiziyor. “Ben

müslüman değilim” şeklinde

konumlandırıyor ve o diğer arkadaşıyla,

kendi anlam dünyası arasında bir sınır

oluşuyor. Cinsel kimlik üzerinden de bu

ayrımı düşünebiliriz. Kişiyi belirli bir döneme

kadar form olarak görüyor, diyelim ki

aynaya baktığında erkek formu olarak

görüyor ya da kadın formu olarak görüyor.

Kendiliğini kadınlardan ya da erkeklerden

bu yönüyle çok ayırt etmiyor ama içinde

farklı şeyler var. Belirli bir evreden sonra

mesela erkeğin içindeki kadınlık daha

coşkulu bir şekilde yer edinmeye çalışıyor

bu sefer aynada bir erkek figürü var ama

içinde bir kadın var, o zaman kendini kadın

olarak tanımlıyor. Erkek dünyasından

ayrıldı, farklılaştı. Bu kadın için de geçerli.

Kadın kendi fiziksel imgesindeki formun

dışında, içinde başka bir form taşıyabilir.

Yaşam boyu fark ettiğimiz sürece ne zaman

fark ediyorsak oradan ben ve öteki ayrımı

yaparız, fark ettiğimiz sürece. Fark

etmediğimiz zaman o ayrım yoktur. Mesela

psikotiklerde şu denilir ki “ben ve öteki

ayrımı belirgin olmadığı için psikotiktir.”

Gerçeklik algısı, ben ve ötekiyi ayırt

edemiyorum (gerçeklik algısı bozulmuş).

Fark ettiğimde o zaman ayrımı

yapabiliyorum.

Olumlu bir benlik kavramını oluşturan

nedir?

Temel itibariyle kendilik (benlik) imgesi

çoğunlukla 0−3, 3−6 yaş döneminde

bakıcının, bakıcıyla olan ilişkinin, bakıcının

kendisi, kendi eylemselliği, dürtülerine

verdiği yanıtlarla şekillenir. Eğer ki bu

süreçlerde bakıcı “ben’den” doğru gelen

negatif veya pozitif davranışları (eylem

olabilir, söz olabilir) bakıcı tarafından esnek

bir şekilde karşılanırsa bendeki benlik algısı,

38

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!