13.05.2021 Views

Çarçuba 2.Sayı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ÇARÇUBA ‘‘İNSANLıK’’

tutarlı bir şekilde hızlıca veririz. Tutumlarımızdan hareketle oluşturduğumuz kalıpyargılarımız bizim

kafa karışıklığı yaşamadan zaman ve enerji tasarrufu yapmamızı sağlar. Fakat bazı durumlarda daha

önce verdiğimiz yanlış bir kararla ilgili körü körüne bir tutumu benimsemek de bize zarar verebilir.

Normalde çok çevreci olmayan ama yere de çöp atmayan bir kişiye, çöpünü çöp kovasına atınca ‘Bu

çevreyi koruyan ve farkındalığı yüksek duruşun çok güzel. Ne yazık ki çoğu insan bu duruştan uzak…

Çevrenin değerini senin kadar bilmiyorlar.’ gibi konuşmalarla kişiye çevreci misyonu yüklerseniz artık

ister istemez davranışlarına o doğrultuda dikkat edecektir. Dışarıdaki çevreci görüntüsüne karşılık

çevreye gerekli önemi göstermezse diğer insanların onun hakkında düşeceği çelişkiye izin vermek

istemeyecektir. Bu dış görüntüsü ne kadar çok insan tarafından bilinirse bu görüntüyle çelişki

yaratma şansıda o kadar zorlaşacaktır.

İnsanlar kanar mı, kandırılır mı, kandırılmak mı ister? Evet, kandırılmak mı ister dedim. İlk

okuduğumda bende o kadar çok şaşırmıştım ki… Ama bir yandan düşününce de anlamaya başladım.

İnsanlar ellerinde başka hiçbir çözüm kalmadığındason bir umut ışığı arayışına girerler. Çaresizce

birisinin gelip kendisini kandırmasını bekler. Çünkü başka hiçbir çıkar yolu yoktur. Elinde

tutunabileceği bir dal kalmamıştır. Oysaki kökü olmayan incecik, çatlak ve güvensiz bir dal dahi onu

bir süre de olsa rahatlatacaktır. O yüzden önünü ardını düşünmeden ufak bir parıltı gördüyse onun

peşinden koşar. Sonuçta bir süre daha umut etmeye devam edecek ve bu ona nefes almak gibi

gelecektir. O an için daha sonra nasıl yere çakılacağını ve hayal kırıklığına uğrayacağını düşünemez.

“İkna’nın Psikolojisi” kitabında da bu konuyla ilgili çok çarpıcı bir örnek var. Robert B.Cialdini, ilk

konferansı ücretsiz olan çıkışta da 75 dolar ödeyerek ön kayıt alınan Transandantal Meditasyon (TM)

programına uzmanlığı istatistik ve sembolik mantık olan profesör arkadaşıyla beraber katılmış.

Programda daha üst düzey yetenekler kazanarak sorunlarından kurtulma vadi veriliyorken arkadaşı

daha fazla dayanamamış ve programdaki bütün açık noktaları, mantık hatalarını, desteksiz

argümanları açıklamış. Sunan iki adam dahi hiç kayıt alamayacaklarını düşünürken program başarılı

olmuştu ve çıkışta yüksek sayıda ön kayıt alınmıştı. Kayıt olan bir grup kişiyle konuşan Cialdini,

“Aslında bu akşam para yatırmayacaktım çünkü zor durumdayım. Gelecek haftaya kadar

bekleyecektim. Ancak arkadaşınız konuşmaya başlayınca parayı hemen yatırmamın daha iyi

olacağına karar verdim çünkü eve gidersem söylediklerini iyice düşünecek ve hiçbir zaman bu

programa katılmayacaktım.” cevabını almıştı. Mantığın onu ele geçirmesine izin vermemişti. Hızlıca

kayıt olup bu karmaşadan kurtulmuştu çünkü beyni kayıt olduktan sonra çelişkiye düşmesine izin

vermeyecekti. Artık TM programı ile ilgili olumsuz bir şey düşünülemezdi. Kesinlikle TM yöntemi

sayesinde sorunlarından kurtulacaktı.

Dikkat ederseniz diğer insanların sizi ikna etmek için hiçbir çaba sarf etmediği durumlarda dahi

tamamen kendi kararınız olmayan davranışlarda bulunduğunuzu fark edeceksinizdir. İnsan hep bir

sebep bulma ve yaşamın ilerleyen sürecini öngörülebilir kılmak istediği içerisindedir. Hayat ise

bunun aksine tamamen belirsizliklerle doludur. Bu kaostan kurtulmak için kalıpyargılara sahibizdir ve

yeni olaylara da o kalıpyargılara göre yaklaşırız. Bu bilinmezlik durumumuzu biraz daha rahatlatsa da

cidden hiç fikrimizin olmadığı veya o an kalıpyargılarımızı kullanarak hızlıca karar veremediğimiz

durumlarda vardır. Bu zamanlarda toplumsal kanıt ilkesine sığınarak etrafımızdaki insanların

davranışlarını gözlemleriz. Ve onların yaptıklarını doğru kabul ederiz. Fakat ya onlarda etrafındaki

insanların davranışlarını gözlemleyerek hareket ediyorsa?

Toplumsal kanıtı kullanarak diğerlerinin davranışını doğru kabul ederken bizi en çok teşvik eden

şey ise ‘diğer’ kişinin bize olan benzerliğidir. Diğer kişinin bize benzerliği ile onun davranışını

tekrarlama olasılığımız arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır. Söz konusu ilişki güçsüz bir ilişkide

değildir. O insanların da sizinle aynı şeyleri yaşama düşüncesi empati duygunuzu arttırır.

19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!