13.05.2021 Views

Çarçuba 2.Sayı

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ÇARÇUBA ‘‘İNSANLıK”

korkmak tam olarak fobi sayılmaz. Ancak yılanın

ismini duymaktan rahatsız olmak, belgeseller

izlemekten kaçınmak bir fobi olabilir. Aynı

zamanda örnek olarak şunu ekleyebiliriz ki

bunun dışında asansörden korkup yine de

asansöre binilmesi de fobi olarak

adlandırılmayacaktır. Ancak kişi çok katlı bir

yere çıkmak için bile asansöre binmekten

kaçınıyorsa buna fobi olarak bakabiliriz. Bunun

gibi farklı birçok durum ya da nesne ile ilgili

örnek verebiliriz. Psikiyatrik sınıflandırma

açısından bakıldığında fobilere baktığımızda;

Ruhsal Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel

Kılavuzu V (DSM V)’de fobi sınıflaması;

agorafobi, özgül fobiler, sosyal bunaltı

bozukluğu (sosyal fobi) şeklindedir (2).

Fobilerin tek tek tanımını yapmak yerine

nedenler üzerine düşünmek daha yaralı

olacaktır. Çünkü fobilerin oluşum nedenleri

kesin olarak bilinmemektedir. Aynı fobinin

oluşumundaki etkenler bile kişiden kişiye göre

farklılık göstermektedir.

Davranışsal etkenler açısından bakacak olursak

eğer; çocukken köpek tarafından kovalanan bir

kişi, yetişkinlik döneminde de köpeklere

yaklaşmaktan hatta onları görmekten korkabilir.

Yoluna çıktığında yolunu değiştirebilir veya

veya aynı ortamda bulunmak dahi

istemeyebilir. Bu durumda nötr bir uyaranın

kaygı oluşumunda koşullu uyaran haline

geldiği söylenebilir. Ve kaygıdan sürekli

kaçınmayla ve davranışın pekişmesiyle birlikte

durum kalıcı hale gelmektedir. Aslında fobiler

davranışçı görüşe göre öğrenilmiş durumlardır.

Kişinin geçmişinde yaşadığı travmatik bir

durumun fobi olarak karşısına çıkabileceği

düşünülmektedir. Ancak burada bilinmesi

gereken önemli bir nokta şudur ki; köpek

tarafından kovalanan her çocuk bir travma

yaşamıştır diyemeyiz. Travma kişinin yaşadığı

olayı değerlendiriş biçimiyle ilgilidir. Çünkü

travma olayda değil kişidedir. Ortak bir

yaşantıyı paylaşan insanların değerlendirme

biçimleri birbirinden tamamen farklı olabilir.

Aynı şekilde yaşadığı durumdan çok daha

sonra benzer bir durum yaşayan bir kişi daha

sonradan da fobi oluşturabilir. Psikanalitik

etkenlerde ise durum daha derinseldir.

Altbenliğe özgü bilinçdışı dürtülere karşı denge

kurmaya çalışan benlik, herhangi bir nedenle

zayıflar ya da dürtülerin gücü artarsa,

benlik-altbenlik arasında bir çatışma ortaya

çıkar. Çatışma durumunda kalan benlik

bunaltıya karşı savunma düzeneklerini

harekete geçirir. Yer değiştirme düzeneği

bunaltının belli bir nesneye ya da duruma

bağlanmasını sağlar. Böylece fobi oluşur. Kişi

fobik durumdan kaçınabildikçe kendini rahat

hissedecektir. Freud bir erkek çocuğundaki at

fobisini incelemiş, çocuğun bilinçdışında

babasına karşı duyduğu korkunun ata

aktarıldığını ve böylece fobi geliştirdiğini ileri

sürmüştür. Bu vaka fobilerin psikodinamik bakış

açısıyla incelenmesini içeren literatürdeki ilk

örnektir (3). Psikanalitik kurama göre fobilerin

oluşumu daha çok çözümlenmemiş çocukluk

çağı ödipal dönem sorunlarından

kaynaklanmaktadır.

13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!