HÜTBAT Bülten - Tıbbın Geleceği
Tıbbın Geleceği Sempozyumu için çıkardığımız bu sayıda, hekim adayları olarak bizleri ileride nelerin beklediğine bir ışık tutmak istedik. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız, iyi okumalar (^◡^)
Tıbbın Geleceği Sempozyumu için çıkardığımız bu sayıda, hekim adayları olarak bizleri ileride nelerin beklediğine bir ışık tutmak istedik. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız, iyi okumalar (^◡^)
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Beyda Berberoğulları
Terapötik Kavrayıcılar, Mikro
İğneler ve Nanoveziküllerle
Geleceğin İlaçları
Geçmişten günümüze “iyileşme” kavramını
incelediğimizde değişmeyen üç
ana evre görürüz: uzmana başvurma,
tanı koyma ve tedavi. Biz geleceğin
hekimleri, klinikte aktif rol alırız. Ancak
tedavinin ilerleyişi, hastanın ilaçlarını
doğru kullanıp kullanmaması gibi takip
edilmesi zor olan faktörlere de bağlıdır.
Gelin sizlerle bu yazıda geleceğin tıbbına
adapte olan farklı ilaç verme sistemlerini
mercek altına alalım.
Etrafımıza baktığımızda teknolojinin
doğadan ilham aldığı sayısız örnek
görürüz. Geçtiğimiz yılın ekim ayında
Science Advances’te yayımlanan
bir makale bu uzun listeye bir yenisini
daha ekledi. Kancalı kurtlardan ilham
alarak tasarlanan yeni ilaç verme sistemiyle
ilaç içmeyi unutmak tarih olacak.
Gastrointestinal yolla ilaç iletimi emilim
açısından birtakım sorunlara sebep
olur. Gastrointestinal sistem kaslarının
sürekli kasılıp gevşemesi, uzun sürede
emilmesi planlanan ilaçların bağırsaklarda
kalacağı süreyi kısaltmaktadır.
Bu koşullar elbette ki tedavi sürecini
etkilemektedir. Doğada bu soruna çözüm
bulan organizmalardan Ancylostoma
duodenale gibi kancalı kurtlar bağırsakta
iki yıldan uzun süre kalabilir.
Araştırmacılar çözüm olarak bağırsak
mukozasına kendiliğinden bağlanabilen,
istenilen zamanda istenilen dozda
ilacı etrafına yayabilen, terapötik kavrayıcı
ya da kısaca “theragripper”
adı verilen yıldız şekilli mikro
cihazlar tasarladı. Ağızdan ya
da lavmanla alınabilen bu mikro
cihazlar, sıcaklık gibi belirli
bir tetikleyici faktörle tetiklendiğinde
aktifleşiyor ve pençeleri
aracılığıyla mukozaya tutunuyor.
İçerisinde bulunan ilacı tutunduğu
bölgenin etrafına yayarak
amacına ulaşıyor. Bu teknik sayesinde
tek seferde yüksek doz
yerine sürekli ama düşük dozda
ilaç alımı gerçekleşiyor. Makalenin
yazarlarından Prof. David
Gracias’a göre bu durum tam
da nikotin bantlarının kullanımına
benziyor: “Nikotin bantlarını
buna örnek verebiliriz. İnsanlar
A: A. Duodenale’nin
taramalı
elektron mikroskobu
altında
görüntüsü
B: Theragripper’ın
taramalı
elektron mikroskobu
altında
görüntüsü.
C ve D: Theragripper’ların
bağırsak
mukozasında
konumlanması.
bantları sadece takıyor ve günün
geri kalan kısmında akıllarına bir
daha hiç gelmiyor.”
Bu yılın başında yayımlanan bir
başka makaledeyse araştırmacıların
odağı mikro iğneler üzerinde.
Diabetes mellitus, büyüme
hormonu yetersizliği ya da çeşitli
enzim eksiklikleri nükleik asit
ya da protein formunda ilaçlarla
tedavi edilmektedir. Maalesef bu
ilaçlar ağız yoluyla alındığında
gastrointestinal yolda yıkılabilir
ya da düşük oranda emilebilir.
Bu sebeple enjeksiyon bu ilaçlar
için tercih edilen bir yöntemdir.
Tahmin edersiniz ki bu durum
özellikle çocuklar ve yaşlılar için
6