12.04.2021 Views

HÜTBAT Bülten - Tıbbın Geleceği

Tıbbın Geleceği Sempozyumu için çıkardığımız bu sayıda, hekim adayları olarak bizleri ileride nelerin beklediğine bir ışık tutmak istedik. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız, iyi okumalar (^◡^)

Tıbbın Geleceği Sempozyumu için çıkardığımız bu sayıda, hekim adayları olarak bizleri ileride nelerin beklediğine bir ışık tutmak istedik. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız, iyi okumalar (^◡^)

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

DNA Origami

Nazlı Vural

Japonca katlama anlamına gelen “ori” ve kağıt anlamına gelen “kami” sözcüklerinin birleşiminden oluşan

origami, hepimizin az çok aşina olduğu bir kağıt katlama sanatıdır. DNA origami ise nanoteknolog ve kristalograf

Nadrian Seeman’ın 1980’li yılların başlarında DNA nanoteknolojisinin temelini ortaya koymasıyla başlayan

sürecin bu antik sanatla harmanlanmasıyla ortaya çıkmış, nanometrelerle ölçülebilen küçücük alanlarda

DNA’dan yapılar inşa edilmesi işlemidir.

Nanoteknolojinin ümit vadeden alanlarından biri olan DNA origami, DNA’nın katlanmasıyla nanometrik 2D ve

3D yapılar oluşturulması prensibine dayanmaktadır. Ana yapıyı oluşturması için “yapı iskeleti” denilen, yaklaşık

7000 nükleotit uzunluğunda, tek zincirli viral DNA; bu DNA’nın katlanmasını sağlamak amacıyla da bilgisayar

yazılımıyla tasarlanmış, kısa ve çok sayıda, tek zincirli ve sentetik DNA oligonükleotitleri kullanılır. DNA

oligonükleotitleri; uzun DNA zinciriyle baz eşleşmesi yaparak birbirinden uzak kısımlarını birbirine bağlar, bu

nedenle bu kısa zincirlere “zımba” adı da verilir. Bu teknik, kare ve üçgen gibi basit geometrik şekillerden DNA

kutularına iki ve üç boyutlu sayısız nanometrik yapının oluşturulmasına olanak tanır.

DNA origami, birçok alanda gelecek vadetmektedir. Bunlar arasında özellikle biyofizik ve biyomedikal alanlar

dikkat çekmektedir. Tekniğin en önemli uygulama alanlarından biri, nanotıbbın da temel uğraşlarından

biri olan ilaç salınımıdır. DNA’nın istenilen büyüklüğe ve şekle sokulabiliyor oluşu, bu tekniği ilaç salınımında

kullanılmak üzere mükemmel bir aday yapmaktadır. Bu amaç doğrultusunda tasarlanan DNA kafesleri; aptamer

denilen, hedef moleküle bağlanabilen oligonükleotit dizileriyle işaretlenir. Bu aptamerler sayesinde kafes,

hedef bölgedeki aşırı derecede eksprese olmuş molekülleri tanıyarak açılır ve içindeki terapötik ilaçları salar.

Böylece; prostat kanseri hücrelerinde ifade edilen özel bir RNA dizisi ya da lösemi hücrelerinin yüzeylerindeki

antijenler gibi spesifik bölgeleri tanıyabilen “nanometrik kargolar” elde edilebilir. Hedefe yönelik ilaç salınımı

dışında ümit verici bir başka alan da doku mühendisliği ve rejeneratif tıptır. DNA, büyüme ve farklılaşma faktörlerini

gerekli yerlere konumlandırarak doku büyümesine olanak tanıyacak bir çevrenin oluşmasını sağlayabilir.

DNA origaminin bu alandaki kullanımı, doku büyümesi ve rejenerasyonun son derece dinamik bir süreç

olmasından ötürü hâlâ başlangıç aşamasında olsa da kök hücre ve kanser tedavileri açısında son derece

heyecan verici fırsatlar sunabileceği açıktır.

DNA origami; bizleri sayısız şekil ve biçimde yapıların tasarlanabileceği, hayal gücüyle teknolojiyi birleştiren

nano ölçekli bir dünyaya götürüyor. Hâlâ geliştirilmesi gereken yönleri ve giderilmesi gereken eksikleri bulunsa

da bu “sanat”, nanofotonikten doku mühendisliğine, biyofizikten nanotıbba çok geniş bir yelpazede

yenilikler yaratırken belki de günümüzün en bilinen hastalıklarının çaresini de bu minik dünyasında saklıyor.

39

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!