SANTRAL NİSAN 2021
TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ YENİ SAYISIYLA YAYINDA!
TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ YENİ SAYISIYLA YAYINDA!
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
YAZI/GÖRÜŞ
Genç Avukatlar ve sorunları
Ülkemizde özel üniversitelerin bir hayli
artması, hem hukuk alanında hem de diğer
alanlarda eğitimin niteliğini düşürdüğü
gibi; büyük oranda genç işsizliğe de yol açmaktadır.
Her yere üniversite açarak niceliği
artırmak yerine, mevcut üniversitelerin ve
meslek liselerinin kalitesini artırmanın daha
tutarlı ve stratejik bir hamle olabileceği kanaatindeyim.
Üzerinde durmamız gereken e-
sas konu olan genç meslektaşlarımın yaşadığı
sorunlar da bu durumun başında gelen konulardandır.
Günümüzden 20 yıl önce, Hukuk
Fakültesi mezunu olan bir insanın çok kısa
sürede ortalamanın üstünde bir gelire sahip
olduğunu düşünürsek; günümüzde böyle bir
durum neredeyse imkansızdır.
Kendi ofisini açan avukat meslektaşlarımın;
normalde en fazla 6 ay süren maddi zorluk süreçleri,
günümüzde 5 yıla kadar çıkabilmektedir.
Bu durumun temel nedeni, yanlış yönetim
ve her alanda niteliksiz eğitimdir. İnsanların
çoğunun doktor, avukat, mühendis, mimar gibi
meslekler edinmek istediğini herkes bilir.
Herkesin bu tarz mesleklere sahip olduğu bir
dünyada, bu sefer evde bozulan kombiyi tamir
edecek nitelikli bir ustayı bulmak zorlaşacaktır.
Öğrencilere ortaokul çağından itibaren bir ya
da birkaç meslek hakkında somut tecrübe kazandırılması,
fakülte seçiminde çok daha mantıklı
ve pragmatik davranmayı sağlayabilecektir.
Nitekim, hiç okul okumayıp 10 yaşından
beri kuaförde çalışan bir genç; 23 yaşına
27
geldiğinde üniversite mezunu olan akranlarının
10 yıl ilerisinde gelire sahip olabilmektedir.
Hukuka güven zedeleniyor
Asıl konumuza dönecek olursak; hukuk fakültesi
ve stajyer avukatlık hakkında yapılacak o-
lan yeni düzenlemelere değinmekte fayda olduğunu
düşünüyorum. Kanaatimce, mezun
olduktan sonra ve stajyer avukat olmadan önce
yapılacak olan “ölçme ve değerlendirme sınavı”
günümüzden 5 yıl hatta 10 yıl önce yapılması
gereken, geç kalınmış bir uygulamadır.
Bu uygulama, eğitim niteliği diğer okullara nazaran
çok düşük olan okullardan mezun olanların,
yoğun şekilde sınava hazırlanarak daha
donanımlı olmasını sağlayacaktır. Üzerinde
durulması gereken bir diğer konu da İstanbul’da
kurulan ve Ankara’da da kurulma hazırlığı
yapılan “ikinci baro” meselesidir. Zaten
yargı bağımsızlığının azımsanamayacak raddede
zedelendiği ve hukuka güvenin azaldığı
ülkemizde; bir de İstanbul’da ikinci baronun
kurulması, iktidarın hukukun bağımsızlığına
daha ne kadar zarar verebileceği sorusunu a-
kıllara getirmektedir. Zira tüm siyasi oluşumlardan
bağımsız olan meslek örgütleriyle başa
çıkamayan iktidarın, böyle bir adımla kendi i-
deolojisine yakın “yandaş” barolar türetmesinin,
toplumun hukuka olan güvenini bir kez
daha zedelediği aşikârdır. Hukuka olan güvenini
sarsması bir tarafa, diğer mesleklerin de
bağımsız ve hür olmasının sallantıda olduğunu
bile düşündürmektedir.