55
Sayfa 2UYGARLIKLARIN ORTAYA ÇIKIŞIMedeniyetlerin Gelişmesine ve YayılmasınaNeden Olan Bazı Buluşlar:Sayfa 15Uygarlık veya medeniyet, bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının,düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Uygarkelimesi, yerleşikhayata ilkgeçen Türk kavimiolan Uygurlardangelmektedir.Medeniyetve uygarlıkkavramları çoğunluklaaynıanlamda kullanılmaklabirlikte,uygarlık dahageniş bir anlamtaşımaktadır. Medeniyet, belirli bir insan topluluğunun belirli bir coğrafya üzerindeve belirli bir zaman içinde ortaya koydukları değerlerle sınırlıdır. Uygarlıkise binlerce yıl devam eden gelişmeler sonunda, insan aklının, bilim ve teknolojisininkatkısı ile ortaya çıkan ve tüm insanlığın eseri ve malı olan evrenselliğiifade eder. Uygarlığın doğuşuna ve gelişimine birçok medeniyet katkıdabulunmuştur. Çin, Uygur ve Orta Asya Türkleri, Hindistan, Mezopotamya, İnka,Aztek medeniyetleri, eski Mısır medeniyetleri, Ege kıyılarındaki antik çağsitelerinden Roma; Batı Avrupa’da aydınlatma çağını yaratan, sanayi inkılabınıgerçekleştiren milletler, Amerika ve Uzak Doğu’daki Japonlar ve tarih boyuncabirçok ülke ve ulus uygarlıkların gelişimine katkıda bulunmuşturİlk Kültür MerkezleriYeryüzünde coğrafi şartlara bağlı olarak ırk, din, dil, yaşam tarzı, bakımındanbirbirinden farklı birçok medeniyet doğmuş ve gelişmiştir. İlk uygarlıklarIrak’taki Dicle ve Fırat, Mısır’daki Nil, Pakistan’daki İndus ve Çin’deki Huang(Sarı ırmak) gibi büyük ırmakların verimli alüvyon ovalarında ortaya çıkmıştır.Bu ortamların tarım topluluklarını sulamaya muhtaç bırakan kurak ortam ve taş,metal, odun gibi hammadde kaynaklarına kolay ulaşma gibi birçok ortak özelliğivardır. Fırat – Dicle, Nil ve İndus bölgeleri muhtemelen ilk kentlerin ortayaçıkışından epey önce ticaretle birbirlerine bağlanmıştır. Çin Uygarlığı, İnka veMayalar ise bunlara göre birbirinden daha kopuk olarak gelişmiştir.Bu medeniyetlerin oluşmasına coğrafi şartlarla birlikte farklı toplumların katkısıolmuştur. Kurulan medeniyetler isimlerini daha çok kuruldukları bölgelerdenalırlar. Çin Medeniyeti, Mezopotamya Medeniyetleri, Mısır Medeniyeti, Hintmedeniyetleri bunlara örnektir.YazıSümerler, yazıyı ilk kullanan uygarlıktır. Yazı, Asurlular başta olmak üzerepek çok kavim tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra bilim,hukuk ve ticarette de kullanılmış, ardından ilk eğitim kurumlan açılmıştır.Haftanın günleri de bu dönemde belirlenmiştir. Zaman içinde kahramanlıkhikâyeleri, dini törenlerin uygulanma esasları vb. yazıya geçirilmeye başlanmış,tüm bunlar kültürün gelişmesine ve aktarımına büyük katkılar sağlamıştır.TakvimDünya’nın güneş etrafında dönüşüne göre düzenlenen miladi takvimi İlkkez Mısırlılar kullanmış, Romalılar geliştirmiştir.DemirDemiri ilk işleyen milletlerden biri de Orta Asya’daki Türklerdir. Demir İlkönce silah yapımında, daha sonra da araç gereç yapımında kullanılmıştır.Eski Türkler göç ettikçe oradaki halklara demiri ve onu İşlemeyi öğretmişlerdir.Zamanla demir, savaşlarda üstünlük elde etmenin temel unsurlarındanbiri haline gelmiştir. Hititler de demirden silah yapımında kendilerineözgü teknikler geliştirmişler ve çok daha sağlam silahlar yapmaya başlamışlardır.Bu yolla iki yüzyıl boyunca süper güç olmayı başarmışlardır.Demir, dayanıklı olduğundan tarımda kullanılan araçların yapımında kullanılmış,sağlam sabanlarla ekilen topraklardan daha bol urun alınması sağlanmıştır.KâğıtM.Ö. 4000 yıllarında Mısır’dabulunan papirüs denilen bitkininsapı uygun boyutlarda kesilipbir tahta üzerine dizilip,sulu vaziyette tokmaklanarakbir çeşit kâğıt üretilmekteydi.Yapılışı ve özelliği bakımındanbugünkü kâğıttan farklı olmaklaberaber, kâğıt ismi bu papirüskâğıdından kalmıştır. Papirüsle beraber, çeşitli hayvan derilerindenyapılan parşömen kâğıdı da tarih boyunca kullanılmıştır. Kâğıdın kimintarafından bulunduğu bugün kesin bilinmemektedir. Ancak bugünkü kâğıthamuru ile elde edilen kâğıdın ilk modeli milattan sonra 105’te Çin’de yapıldığıkabul edilmektedir.
Sayfa 14Mezopotamya UygarlığıSayfa 3Anadolu tarihinde, Demir Çağı Uygarlıkları arasında yer alan Geç Hititler(Geç Hitit Devletleri olarak da bilinir) Tuz Gölü ve Fırat Nehri arasındakurulmuş devletlerin oluşturduğu uygarlıktır. M.Ö 1200’lü yıllarda, Ege’dengöç eden toplulukların, birbirlerinden bağımsız halde kurdukları devletlerdenoluşmuştur. Yıllar içinde çevre kültürlerden etkilenen Geç Hititler, M.Ö 11.yüzyıldan sonra Aramiler’in siyasi ve kültürel etkisi altında kalmış, sonucundada Aramileşlerdir.Milattan Önce 1920ve 1750 tarihlerinikapsayan süreç,Asur TicaretKolonileri Çağıolarak adlandırılmıştır.Bu dönem aynızamanda Anadolutopraklarında yazılıtarihin ve Orta TunçÇağı’nın da başladı-Tunçyapımıiçinihtiyaçduyulankalay, Anadolu’da az olduğu için, Mezopotamyakalayına ihtiyaç duyulmuştur. Asur’lu tüccarlar dabu sebeple Anadolu’ya kalay götürmeyebaşlamıştır. Zamanlataşınan malların çeşitliliği de artmıştırTruva, Homeros’un İlyadave Odeyssia destanlarına konuolmuş olan, günümüzde Çanakkale’ninTevfikiye Köyü yakınlarındabulunan tarih sahnesinin enönemli kentlerinden biridir.Dokuz tarihsel katman halindeele alınabilecek olan Truva, varlığı boyunca dokuz kere doğal afetler yüzündenyıkılmıştır; bu sebeple de kentin dokuz ayrı katmanı bulunmaktadır.Mezopotamya Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölgedir. Verimli topraklarıve uygun iklim şartları nedeniyle çok eski zamanlardan beri yoğungöçe sahne olmuş Mezopotamya, birçok farklı kültür ve halkın karıştığı birbölge olmuştur. Bu yüzden birçok medeniyet burada gelişim göstermiştir.BilinBu yüzden Mezopotamya “Medeniyetler Beşiği” olarak da anılır. enilk okuryazar topluluklara ev sahipliği yapmıştır.Varlığını ve önemini Dicle ve Fırat nehirlerine borçludur. Mezopotamya’datarıma uygun olmayan alanları tarıma kazandırmak için sulama kanallarıyapılmış, bataklıklar drene edilmiş ve taşkın sonrası oluşan alüvyon birikintileridüzeltilmiştir. Bu çalışmalar sonucu zamanla köyler gelişerek kent hali-Böylece Mezopotamya’da ilk kültür merkezleri ortaya çıkmıştır. Kentlerinortaya çıkması insanlık tarihinde, ateşin bulunması ve tarımınbaşlamasından sonra kaydedilen önemli bir aşamadır. İlk kültürmerkezlerinin ortaya çıktığı, önemli mimari eserlerin oluşturulduğuuygarlıklar, tarihi ve coğrafi koşulların etkisiyle hızlı gelişmiştir.Mezopotamya bölgesi dünyanın en tanınmış ve köklü medeniyetlerindenbirkaçına ev sahipliği yapmıştır. Burada kurulan ilk uygarlık SümerUygarlığadır. Sümerler ilk yazıyı buldular, ilk kanunları da yaptılar.Mezopotamya Uygarlıkları Kronoloji
- Page 1: COĞRAFYADERGİSİİlk kültür mer
- Page 5 and 6: Sayfa 12ANADOLU UYGARLIKLARIİnka U
- Page 7 and 8: Sayfa 10MAYA UYGARLIĞISayfa 7Akden
Sayfa 2
UYGARLIKLARIN ORTAYA ÇIKIŞI
Medeniyetlerin Gelişmesine ve Yayılmasına
Neden Olan Bazı Buluşlar:
Sayfa 15
Uygarlık veya medeniyet, bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının,
düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Uygar
kelimesi, yerleşik
hayata ilk
geçen Türk kavimi
olan Uygurlardan
gelmektedir.
Medeniyet
ve uygarlık
kavramları çoğunlukla
aynı
anlamda kullanılmakla
birlikte,
uygarlık daha
geniş bir anlam
taşımaktadır. Medeniyet, belirli bir insan topluluğunun belirli bir coğrafya üzerinde
ve belirli bir zaman içinde ortaya koydukları değerlerle sınırlıdır. Uygarlık
ise binlerce yıl devam eden gelişmeler sonunda, insan aklının, bilim ve teknolojisinin
katkısı ile ortaya çıkan ve tüm insanlığın eseri ve malı olan evrenselliği
ifade eder. Uygarlığın doğuşuna ve gelişimine birçok medeniyet katkıda
bulunmuştur. Çin, Uygur ve Orta Asya Türkleri, Hindistan, Mezopotamya, İnka,
Aztek medeniyetleri, eski Mısır medeniyetleri, Ege kıyılarındaki antik çağ
sitelerinden Roma; Batı Avrupa’da aydınlatma çağını yaratan, sanayi inkılabını
gerçekleştiren milletler, Amerika ve Uzak Doğu’daki Japonlar ve tarih boyunca
birçok ülke ve ulus uygarlıkların gelişimine katkıda bulunmuştur
İlk Kültür Merkezleri
Yeryüzünde coğrafi şartlara bağlı olarak ırk, din, dil, yaşam tarzı, bakımından
birbirinden farklı birçok medeniyet doğmuş ve gelişmiştir. İlk uygarlıklar
Irak’taki Dicle ve Fırat, Mısır’daki Nil, Pakistan’daki İndus ve Çin’deki Huang
(Sarı ırmak) gibi büyük ırmakların verimli alüvyon ovalarında ortaya çıkmıştır.
Bu ortamların tarım topluluklarını sulamaya muhtaç bırakan kurak ortam ve taş,
metal, odun gibi hammadde kaynaklarına kolay ulaşma gibi birçok ortak özelliği
vardır. Fırat – Dicle, Nil ve İndus bölgeleri muhtemelen ilk kentlerin ortaya
çıkışından epey önce ticaretle birbirlerine bağlanmıştır. Çin Uygarlığı, İnka ve
Mayalar ise bunlara göre birbirinden daha kopuk olarak gelişmiştir.
Bu medeniyetlerin oluşmasına coğrafi şartlarla birlikte farklı toplumların katkısı
olmuştur. Kurulan medeniyetler isimlerini daha çok kuruldukları bölgelerden
alırlar. Çin Medeniyeti, Mezopotamya Medeniyetleri, Mısır Medeniyeti, Hint
medeniyetleri bunlara örnektir.
Yazı
Sümerler, yazıyı ilk kullanan uygarlıktır. Yazı, Asurlular başta olmak üzere
pek çok kavim tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra bilim,
hukuk ve ticarette de kullanılmış, ardından ilk eğitim kurumlan açılmıştır.
Haftanın günleri de bu dönemde belirlenmiştir. Zaman içinde kahramanlık
hikâyeleri, dini törenlerin uygulanma esasları vb. yazıya geçirilmeye başlanmış,
tüm bunlar kültürün gelişmesine ve aktarımına büyük katkılar sağlamıştır.
Takvim
Dünya’nın güneş etrafında dönüşüne göre düzenlenen miladi takvimi İlk
kez Mısırlılar kullanmış, Romalılar geliştirmiştir.
Demir
Demiri ilk işleyen milletlerden biri de Orta Asya’daki Türklerdir. Demir İlk
önce silah yapımında, daha sonra da araç gereç yapımında kullanılmıştır.
Eski Türkler göç ettikçe oradaki halklara demiri ve onu İşlemeyi öğretmişlerdir.
Zamanla demir, savaşlarda üstünlük elde etmenin temel unsurlarından
biri haline gelmiştir. Hititler de demirden silah yapımında kendilerine
özgü teknikler geliştirmişler ve çok daha sağlam silahlar yapmaya başlamışlardır.
Bu yolla iki yüzyıl boyunca süper güç olmayı başarmışlardır.
Demir, dayanıklı olduğundan tarımda kullanılan araçların yapımında kullanılmış,
sağlam sabanlarla ekilen topraklardan daha bol urun alınması sağlanmıştır.
Kâğıt
M.Ö. 4000 yıllarında Mısır’da
bulunan papirüs denilen bitkinin
sapı uygun boyutlarda kesilip
bir tahta üzerine dizilip,
sulu vaziyette tokmaklanarak
bir çeşit kâğıt üretilmekteydi.
Yapılışı ve özelliği bakımından
bugünkü kâğıttan farklı olmakla
beraber, kâğıt ismi bu papirüs
kâğıdından kalmıştır. Papirüsle beraber, çeşitli hayvan derilerinden
yapılan parşömen kâğıdı da tarih boyunca kullanılmıştır. Kâğıdın kimin
tarafından bulunduğu bugün kesin bilinmemektedir. Ancak bugünkü kâğıt
hamuru ile elde edilen kâğıdın ilk modeli milattan sonra 105’te Çin’de yapıldığı
kabul edilmektedir.