15.03.2021 Views

Enerji Panorama Mart 2021

Pano Kariyer Yatırım Yeni binalar su ihtiyacını ‘yağmurdan’ karşılayacak Elektrik dağıtım sektörünün 2021 ajandasında “Dijital Türkiye” var Alamos Gold Türkiye’den çıkıyor mu? Küresel riskler artıyor, yönetim kurulları, CEO’lar ve iş gücü ne kadar hazır? Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor. Mısır ve İsrail gazı için “sıcak” mesajlar Bankalar başta çatı GES’leri olmak üzere yeşil enerji için ‘kesenin ağzını’ açtı AB’nin zorunlu hale getirdiği “sıfır enerjili binalar” ZeroBuild’in de gündeminde Ürdün’de yenilenebilir enerji, kömür ve kaya petrolü ile rekabet ediyor Ekonomi soğuyacak, Türkiye ve Çin pozitif ayrışacak Sıfır karbon hedefine ulaşmanın yolu elektrikli otomobillerden geçiyor Boğaziçi Üniversitesi, 81 kenti inceleyip Türkiye’nin ‘yalıtım kalınlığı haritasını’ çıkaracak Arktik’te tarihi yolculuk Karaüstü rüzgar enerjisinin artan siyasi riskleri Bir editörün enerji sektörü izlenimleri Enerji sektörü için en yüksek fiber yoğunluğa sahip kablo üretildi Bosch’tan yazılım ve enerji yönetimi sistemlerinde yapay zeka atılımı Pipe, güneş enerjisiyle okyanuslardan içme suyu elde edecek Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor! İstatistik Sosyal Medya

Pano
Kariyer
Yatırım
Yeni binalar su ihtiyacını ‘yağmurdan’ karşılayacak
Elektrik dağıtım sektörünün 2021 ajandasında “Dijital Türkiye” var
Alamos Gold Türkiye’den çıkıyor mu?
Küresel riskler artıyor, yönetim kurulları, CEO’lar ve iş gücü ne kadar hazır?
Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor. Mısır ve İsrail gazı için “sıcak” mesajlar
Bankalar başta çatı GES’leri olmak üzere yeşil enerji için ‘kesenin ağzını’ açtı
AB’nin zorunlu hale getirdiği “sıfır enerjili binalar” ZeroBuild’in de gündeminde
Ürdün’de yenilenebilir enerji, kömür ve kaya petrolü ile rekabet ediyor
Ekonomi soğuyacak, Türkiye ve Çin pozitif ayrışacak
Sıfır karbon hedefine ulaşmanın yolu elektrikli otomobillerden geçiyor
Boğaziçi Üniversitesi, 81 kenti inceleyip Türkiye’nin ‘yalıtım kalınlığı haritasını’ çıkaracak
Arktik’te tarihi yolculuk
Karaüstü rüzgar enerjisinin artan siyasi riskleri
Bir editörün enerji sektörü izlenimleri
Enerji sektörü için en yüksek fiber yoğunluğa sahip kablo üretildi
Bosch’tan yazılım ve enerji yönetimi sistemlerinde yapay zeka atılımı
Pipe, güneş enerjisiyle okyanuslardan içme suyu elde edecek
Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor!
İstatistik
Sosyal Medya

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaşında<br />

E N E R Jİ PANORAMA<br />

Dergiyi PDF okumak için...<br />

Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı • Yıl: 8 • Sayı: 92 • MART <strong>2021</strong><br />

Küresel riskler artıyor,<br />

yönetim kurulları, CEO’lar ve<br />

iş gücü ne kadar hazır?<br />

Orman lisansı iptal edilen Alamus<br />

Gold, Türkiye’den çıkıyor mu?<br />

Arktik’te tarihi<br />

yolculuk<br />

Bankalar çatı GES’ler<br />

için ‘kesenin ağzını açtı’


HER TÜRLÜ ‹HT‹YACA UYGUN<br />

KARBON NÖTR ÜRÜNLER<br />

SHELL MADEN‹ YA∕LAR<br />

PORTFÖYÜNDE!<br />

Karbon nötr ürünlerimiz, yüksek performans<br />

ve koruma sa¤lamaya devam ederken ayn› zamanda<br />

müterilerimizin karbon emisyonlar›n› önleyerek, azaltarak<br />

hatta s›f›rlayarak onlar›n sürdürebilirlik hedeflerine ulamalar›na<br />

yard›mc› olacakt›r.<br />

SHELL<br />

MADEN‹ YA∕<br />

ÇÖZÜMLER‹


İçindekiler<br />

28 40<br />

Alamos Gold<br />

Türkiye’den çıkıyor mu?<br />

Adı Kaz Dağları’ndaki faaliyetleriyle duyulan Kanadalı Alamos Gold’un orman<br />

izni iptal edildi. İptal kararı, madencilik dünyasını hareketlendirdi. Kulislerde<br />

şirketin Türkiye’deki faaliyetlerine son vereceği konuşuluyor. Alamos’un altın<br />

arama izninin de 2019 yılında sona ermesi bu iddiayı daha da ‘canlı’ hale getirdi.<br />

Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor<br />

Mısır ve İsrail gazı için “sıcak” mesajlar<br />

Doğu Akdeniz’de Türkiye, İsrail ve Mısır üçlüsü arasında diplomatik<br />

ilişkilerde oluşan buzları eritecek, doğal gazda iş birliği sürecinin kapısını<br />

aralayacak sıcak mesajlar art arda geliyor.<br />

KÜRESEL RISKLER ARTIYOR,<br />

YÖNETIM KURULLARI,<br />

CEO’LAR VE IŞ GÜCÜ NE<br />

KADAR HAZIR?<br />

30


64<br />

<strong>Enerji</strong> sektörü için en yüksek<br />

fiber yoğunluğa sahip kablo üretildi<br />

Prysmian Group, FTTX ve 5G ağlar için son teknolojiyle Sirocco Extreme<br />

mikro kablolar üretti. Dünyada ilk kez Almanya’da kurulumu gerçekleştirilen<br />

180μm’lik optik fiberli kablolar sayesinde, çok sayıda ev ve şirket yüksek<br />

performanslı FTTx ve 5G ağından yararlanma fırsatına sahip olacak...<br />

68<br />

Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın<br />

çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor!<br />

IBM tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “Kadınlar, Liderlik ve Kaçırılan<br />

Fırsatlar” adlı çalışma, Covid-19 nedeniyle kadın lider ve yönetici sayısındaki<br />

azalışa dikkat çekiyor. Ankete katılan kadın ve erkek profesyonellere göre,<br />

global işletmelerin yüzde 70’i için, cinsiyet eşitliği hala en önemli 10<br />

öncelik arasında yer almıyor…<br />

Pano.....................................................................8<br />

Kariyer................................................................16<br />

Yatırım................................................................18<br />

Yeni binalar su ihtiyacını<br />

‘yağmurdan’ karşılayacak...................................25<br />

Elektrik dağıtım sektörünün <strong>2021</strong><br />

ajandasında “Dijital Türkiye” var........................26<br />

Alamos Gold Türkiye’den çıkıyor mu? ................28<br />

Küresel riskler artıyor, yönetim kurulları,<br />

CEO’lar ve iş gücü ne kadar hazır?......................30<br />

Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor.<br />

Mısır ve İsrail gazı için “sıcak” mesajlar............. 40<br />

Bankalar başta çatı GES’leri olmak üzere<br />

yeşil enerji için ‘kesenin ağzını’ açtı...................42<br />

AB’nin zorunlu hale getirdiği “sıfır enerjili<br />

binalar” ZeroBuild’in de gündeminde................45<br />

Ürdün’de yenilenebilir enerji, kömür<br />

ve kaya petrolü ile rekabet ediyor..................... 46<br />

Ekonomi soğuyacak, Türkiye ve<br />

Çin pozitif ayrışacak............................................50<br />

Sıfır karbon hedefine ulaşmanın<br />

yolu elektrikli otomobillerden geçiyor.............. 54<br />

Boğaziçi Üniversitesi, 81 kenti inceleyip Türkiye’nin<br />

‘yalıtım kalınlığı haritasını’ çıkaracak.................56<br />

Arktik’te tarihi yolculuk .....................................58<br />

Karaüstü rüzgar enerjisinin<br />

artan siyasi riskleri............................................ 60<br />

Bir editörün enerji sektörü izlenimleri ..............62<br />

<strong>Enerji</strong> sektörü için en yüksek fiber<br />

yoğunluğa sahip kablo üretildi......................... 64<br />

Bosch’tan yazılım ve enerji yönetimi<br />

sistemlerinde yapay zeka atılımı....................... 65<br />

Pipe, güneş enerjisiyle okyanuslardan<br />

içme suyu elde edecek...................................... 66<br />

Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın<br />

çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor! ................... 68<br />

İstatistik..............................................................70<br />

Sosyal Medya.....................................................74


Parçalanmış bir dünya bizi bekliyor!<br />

editör<br />

Yukarıdaki ifade, Dünya Ekonomik<br />

Forumu tarafından çalışanlar yani iş gücü oluşturuyor.<br />

Bu sacayağının bir diğer tarafını ise<br />

hazırlanan “Küresel Riskler Bir yandan çalışacak iş bulmakta<br />

<strong>2021</strong>” raporunun en çarpıcı cümlelerinden<br />

yaşanan zorluk, bir yandan da gelişen<br />

biri. Kurum bünyesindeki teknolojinin getirdiği yeni çalışma<br />

uzman ekiplerce hazırlanan bu rapor, biçimi, kaybolan, kaybolacak ve<br />

Covid-19 salgınının ardından bizi yeni ortaya çıkacak meslekler.<br />

bekleyen tehlikeleri sıralıyor. Ve ilk Onlarca yıldır alışageldiğimiz<br />

defa bu listenin çok önemli Ülkenin bir bölümünü<br />

ilk nükleer çalışma tesisi için sisteminin ilk adım yeni atıldı bir düzleme<br />

çevre belirliyor. Dünyada Covid-19 ilk gibi nükleer geçmesi… santral 1955 yılında<br />

küresel salgınlar ve ekonomik önce ABD, çalkalanmalar<br />

da çevrenin Birliği’nde yarattığı diğer kuruldu. etkileneceği Türkiye de bir 1960’lı geleceğe doğru<br />

daha sonra Kısaca da iş Sovyetler hayatının her kademesinin<br />

önemli riskler olarak sıralanıyor. yılların başında nükleer ilerliyoruz. enerjiyi Bu konuşmaya nedenle biz de<br />

Anımsayacaksınız birkaç başladı. Bugüne sayı kadar dergimizin onlarca kapağını proje ilk defa enerji<br />

öncesinde 2020 yılında hazırlandı, yaşanan iklim görüşmeler dışındaki yapıldı... bir Ancak konuya 60 ayırdık.<br />

olaylarının yarattığı ekonomik yıla yakın hasarı bir süredir Geleceğimizi devam eden şimdiden nükleer kurgulamak,<br />

inceleyen bir haber yayımlamıştık.<br />

santral konusunda bizi ilk gerçek bekleyen adım ‘belirsizliğe’ 3 Nisan karşı<br />

Can kayıplarının yanı 2018 sıra tarihinde her biri atıldı daha ve hazırlıklı Rus devlet olmak, şirketi kriz anlarında<br />

milyarlarca dolarlık<br />

Rosatom’un<br />

zarara yol<br />

yapacağı<br />

en doğru<br />

Akkuyu<br />

kararı<br />

Nükleer<br />

alacak donanıma<br />

açan doğa olaylarını artık çok daha sahip olmak, dijitalleşmeyi günlük<br />

Santrali’nde temel atılıp ilk harç döküldü.<br />

sık yaşayacağız. Yangınlar, seller,<br />

kuraklık, don, tayfunlar!<br />

Madem artık tüm dünya “büyük bir<br />

köye” dönüştü, herhangi bir yerde<br />

yaşanan bir afet, dünyanın öbür ucunu<br />

da etkileyecek. İşte bu parçalanmış bir<br />

dünyada şirketlerin hayatlarına nasıl<br />

devam edeceği de iş dünyasının şu<br />

aralar üzerinde en çok kafa yorduğu<br />

konuların başında geliyor.<br />

hayatımızın bir parçası haline getirmek<br />

zorundayız. Ancak en önemlisi tüm<br />

bunları yaparken artık fokus noktamız<br />

“dünya ve insan” olacak. Şirketler<br />

daha çok kar etmek yerine; dünya için,<br />

insanlık için ne kadar değer yarattığına<br />

göre değerlendirilecek. Sektörümüzün<br />

de bugünden ‘yeni dünya’ için<br />

hazırlıklarını hızlandırması gerekiyor.<br />

Keyifli okumalar…<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

TÜRKİYE ENERJİ VAKFI<br />

İKTİSADİ İŞLETMESİ<br />

TENVA İktisadi İşletmesi<br />

Yetkilisi Aycan Kızıldağ<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Esengül Erkan<br />

esenerkan@tenva.org<br />

Haber Merkezi<br />

Deniz Suphi • Mahir Arslan<br />

Neşet Hikmet • Z. Işık Adler<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Dr. Fatih Cemil Özbuğday<br />

Dr. Fehmi Tanrısever<br />

Dr. Kürşad Derinkuyu<br />

Serhan Ünal<br />

Abone / Reklam<br />

info@tenva.org<br />

Kurumsal Ab. Bir. Fiyat: 15 TL<br />

Yayın İdare Merkezi<br />

Alternatif Plaza, Kızılırmak<br />

Mah. 1446. Cad. No:12/37<br />

Kat: 10 Çukurambar / Ankara<br />

T: +90 312 220 00 59<br />

Kuruluş Yılı: 2013<br />

Tasarım<br />

Kasım Halis<br />

Yayın Türü<br />

YAYGIN SÜRELİ YAYIN TÜM<br />

TÜRKİYE’DE<br />

Yayın Tarihi<br />

13 <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong><br />

ISSN<br />

2757-5799<br />

<strong>Enerji</strong> <strong>Panorama</strong> Dergisi, Türkiye <strong>Enerji</strong><br />

Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından<br />

yayımlanmaktadır. Dergide yer alan yazı,<br />

fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi<br />

malzemeler kaynak göstermek koşulu ile<br />

kullanılabilir. Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı İktisadi<br />

İşletmesi, Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı'nın iktisadi<br />

işletmesidir


Biz <strong>Enerji</strong>sa’yız. İşimiz enerji gücümüz insandır bizim.<br />

Bizim için enerji gelecektir, deneyimdir, tutkudur.<br />

Daha güçlü yarınlar için var gücümüzle çalışırız.


PANO<br />

Aycan Kızıldağ<br />

<br />

AKSA ENERJI, 2020 YILINI<br />

470 MILYON TL NET KARLA<br />

TAMAMLADI<br />

Türkiye’nin halka açık en büyük enerji şirketlerinden<br />

biri olan ve Covid-19 salgınına rağmen<br />

uluslararası arenadaki yatırımlarına devam<br />

eden Aksa <strong>Enerji</strong>, 2020 yılına ilişkin konsolide<br />

mali tablolarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda<br />

(KAP) açıkladı. Aksa <strong>Enerji</strong>’den yapılan<br />

açıklamada şirketin 2020 yılı ana ortaklık net<br />

kârı bir önceki yıla göre yüzde 43 artarak 470<br />

milyon TL oldu. Şirketin cirosu ise bir önceki<br />

yıla göre yüzde 30 artarak 7,2 milyar TL’ye ulaştı.<br />

2020 yılında 1,5 milyar TL faiz, amortisman ve<br />

vergi öncesi kar (FAVÖK) elde eden Aksa <strong>Enerji</strong>,<br />

FAVÖK’ünün yüzde 66’sını döviz bazlı gelir sağladığı<br />

Afrika santrallerinden elde etti. Şirket’in<br />

FAVÖK marjı ise yüzde 21 olarak gerçekleşti.<br />

Şirketin 2020 yılındaki finansal performansını<br />

değerlendiren Aksa <strong>Enerji</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />

ve CEO’su Cemil Kazancı, “Oldukça zorlu bir<br />

yılı başarılı sonuçlarla geride bıraktık. Covid-19<br />

salgını ekonomileri ve iş dünyasını olumsuz etkilese<br />

de yatırımlarımıza ara vermeden devam<br />

ettik. Özbekistan’da toplam 740 MW kurulu güce<br />

ulaşacak santrallerimiz için anlaşmalarımızı tamamladık.<br />

<strong>2021</strong> yılı başında Irak’a enerji ihraç<br />

etmeye başladık. Afrika kıtasındaki farklı ülkelerde<br />

santral yatırımlarımıza <strong>2021</strong> yılı içerisinde<br />

Kongo’yu da ekleyeceğiz. Acil enerji ihtiyacı<br />

olan bölgeler her zaman önceliğimiz. Afrika’dan<br />

Asya’ya ve Latin Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada<br />

yeni yatırım fırsatları gündemimizde bulunuyor”<br />

şeklinde konuştu.<br />

BITCOIN IÇIN HARCANAN<br />

ENERJI, ARJANTIN’IN<br />

TÜKETIMINI GEÇTI<br />

Bitcoin’in değerinin son bir yılda yedi kattan fazla<br />

artması, daha fazla kişinin Bitcoin üretimine girmesine<br />

yol açtı. Böylece Bitcoin için harcanan enerji,<br />

tüm Arjantin’in tükettiği elektriği geride bıraktı.<br />

Cambridge Üniversitesi’nin hesaplamasına göre Bitcoin<br />

üreticileri bir ülke olsaydı, dünyanın en fazla<br />

elektrik tüketen 30’uncu ülkesi olacaktı.<br />

Cambridge Üniversitesi’nde hesaplamayı yapan<br />

ekipten Michel Rauchs, “Bitcoin özellikle bu kadar<br />

enerji tüketecek şekilde yaratıldı. Bitcoin fiyatı çok<br />

düşmedikçe elektrik tüketiminde de bir azalma göremeyeceğiz”<br />

dedi. Araştırmacılar yalnızca ABD’de<br />

prizde takılı olan fakat kullanılmayan cihazların<br />

elektrik tüketiminin yıllık Bitcoin üretimine harcanandan<br />

1,8 kat fazla olduğuna dikkat çekiyor.<br />

Bitcoin üretimi, bir kişinin başka bir kişiye gönderdiği<br />

Bitcoinleri işlemek ve denetlemek için bilgisayarlarını<br />

kullandıran kişilere, nadiren verilen ödüller<br />

şeklinde yapılıyor. Sistemin rastgele dağıttığı bu<br />

ödülleri almak isteyenler sıradan bilgisayarlar yerine<br />

bu işlemler için özel olarak tasarlanmış işlemciler,<br />

hatta bu işlemcilerden oluşan dev hangarlar kullanarak<br />

şanslarını artırmaya çalışıyor.<br />

50 Fitlik Blockchain’in Saldırısı adlı kitabın yazarı<br />

David Gerard, sanal bir para birimi için bu kadar<br />

elektrik tüketilmesinin karbon salınımında azımsanmayacak<br />

bir artışa yol açtığını söylüyor ve ekliyor:<br />

Elon Musk, şirketin Bitcoin’e yatırım yapmasını<br />

sağlayarak Tesla’nın enerjide dönüşüm için attığı<br />

birçok adımı çöpe attı. Buradan geri adım atabilir mi<br />

emin değilim.<br />

8 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

NATURELGAZ, PETROL OFISI<br />

ISTASYONLARINDA<br />

OTO CNG SATACAK<br />

Petrol Ofisi ile Global Yatırım Holding iştiraki Naturelgaz<br />

arasındaki protokol, belirli Petrol Ofisi istasyonlarında<br />

Naturelgaz’ın kendi marka ve lisanslarıyla<br />

Oto CNG satışı yapmalarına olanak sağlıyor. İlk<br />

etapta Oto CNG müşterilerinin mevcut ikmal optimizasyonuna<br />

göre şehir çıkışları ve ana arterler üzerindeki<br />

12 Petrol Ofisi istasyonu belirlendi. Bu anlaşmayla<br />

birlikte Naturelgaz Oto CNG istasyon sayısını<br />

21’e çıkaracak.<br />

İş birliğiyle ilgili bir açıklama yapan Petrol Ofisi CE-<br />

O’su Selim Şiper, “LPG’nin binek ve hafif ticari araçlarda<br />

olduğu gibi doğal gaz da ağır ticari araçlar için<br />

ekonomik ve çevreci bir alternatif yakıt konumunda.<br />

Türkiye’de ağır vasıtalarda doğal gaz kullanımı yeni<br />

gelişmekte olan bir alan. Naturelgaz ile gerçekleştirdiğimiz<br />

anlaşma kapsamında ülkemizdeki Oto CNG<br />

ikmali yapılabilen istasyon sayısında önemli bir aşama<br />

kaydedilecek. Bütün alternatif yakıtlarda olduğu<br />

gibi Oto CNG’nin de gelişimine katkı sağlamaktan,<br />

önemli bir ivme kazandırmaktan memnuniyet duyuyoruz”<br />

dedi.<br />

Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mehmet Kutman da Avrupa Birliği’nin çevre politikalarında<br />

yer alan hedefler nedeniyle doğal gazla çalışan<br />

otobüs ve ticari araç pazarında ciddi bir büyüme<br />

beklediklerini hatırlatarak “Ülkemizdeki otobüs ve<br />

ağır ticari araçların doğal gaza dönmesi durumunda<br />

cari açığa 12 milyar TL civarında olumlu katkı<br />

sağlanacak. Bu dönüşüm, ülkemizin toplam karbon<br />

emisyonlarını da 10 milyon ton azaltacak. Naturelgaz<br />

olarak daha fazla noktada, daha fazla müşteriye<br />

hizmet vermek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Petrol Ofisi ile imzaladığımız bu yeni anlaşmayla büyüme<br />

hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda önemli<br />

bir adım attık” dedi.<br />

ENERJISA ENERJI, 2020 YILINDA<br />

YÜZDE 22 BÜYÜDÜ<br />

Yüzde 20’si halka açık olan ve ana sermayedarları<br />

Sabancı Holding ve E.ON SE olan <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong>,<br />

31.12.2020 tarihi itibariyle mali tablolarını açıkladı.<br />

Buna göre şirket, 2020 yılında konsolide faaliyet<br />

gelirini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artırarak<br />

5 milyar 609 milyon TL’ye çıkardı. <strong>Enerji</strong>sa<br />

<strong>Enerji</strong> CEO’su Murat Pınar, “Salgının damga vurduğu<br />

bu yılda önceliğimiz iki alandaydı. Elektrik dağıtım<br />

ve satış hizmetini tüm bölgemiz genelinde kesintisiz<br />

bir şekilde devam ettirmek, bir yandan da çalışanlarımızın,<br />

tedarikçilerimizin ve müşterilerimizin<br />

sağlıkları için gereken tedbirleri en iyi şekilde sağlamak.<br />

2020 yılının sektörümüz için en önemli gelişmesi<br />

ise dördüncü uygulama dönemi parametrelerinin<br />

açıklanması oldu. Yeni dönemde de verimli,<br />

kaliteli ve sürdürülebilir hizmet sağlama ilkelerimiz<br />

paralelinde çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.<br />

<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> CFO’su Michael Moser ise “Genel olarak,<br />

2020 sonuçlarımız finansman maliyetlerinde<br />

düşüş, güçlü operasyonel performansımız, ihtiyatlı<br />

bilanço yönetimimiz ve efektif vergi oranımızdaki<br />

düşüşün etkisiyle Covid’in etkilerine rağmen güçlü<br />

bir büyüme gösterdi. 2020’de güçlü bir kar artışı<br />

ve yılın ikinci yarısında nakit akışında önemli bir<br />

toparlanma yakaladık. Baz alınan net kar, 2020’de<br />

1.878 milyon TL’ye ulaştı, bu şekilde artış oranı faaliyet<br />

geliri artış oranının önemli ölçüde üzerinde<br />

gerçekleşti. Aynı zamanda güçlü sonuçlarımız sayesinde<br />

finansal net borcun faaliyet gelirine oranı<br />

geçen yıl 1,9 kat iken, bu yıl 1,7 kata düştü” bilgisini<br />

verdi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 9


PANO <br />

EPDK, DAHA ÇOK ILÇENIN DOĞAL GAZLA TANIŞMASI IÇIN<br />

SÜREÇLERI KOLAYLAŞTIRDI<br />

“İlçelere Doğal Gaz Ulaştırılması Amacıyla Alınan<br />

23/09/2020 Tarihli ve 2953 Sayılı Cumhurbaşkanı<br />

Kararının Uygulanmasına Dair Usul ve Esaslar”, ilgili<br />

tüm paydaşların görüşleri de dikkate alınarak<br />

EPDK tarafından karara bağlandı. Böylece 2953<br />

Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın sahada uygulanmasına<br />

yönelik yol haritası belirlendi. Artık yatırım<br />

süreçleri kolaylaşacak, doğal gaz daha fazla<br />

ilçeye daha hızlı ulaşacak…<br />

Yeni dönemde ilçelerin dağıtım lisans bölgesi dışında<br />

olma kriteri kaldırıldı. Lisans kapsamı içindeki<br />

ilçelerin de nüfus kriterini sağlaması halinde<br />

yatırım programına alınabilmesi sağlandı. Ayrıca<br />

şehir besleme hatlarının yapım prosedürü kolaylaştırıldı.<br />

Daha önce şehir besleme hattı yatırımlarının<br />

BOTAŞ tarafından münhasıran veya BOTAŞ<br />

ile ilgili dağıtım şirketi tarafından müştereken<br />

yapılması düzenlenmişken, Cumhurbaşkanı Kararı’nda<br />

bu yatırımların ya BOTAŞ ya da ilgili dağıtım<br />

şirketi tarafından münhasıran gerçekleştirilmesi<br />

hükmü getirildi. Böylece “müşterek yapım<br />

uygulaması yürürlükten kaldırılarak” yatırımların<br />

daha da hızlandırılması sağlanmış oldu.<br />

Öte yandan daha önce şehir besleme hatlarının<br />

nasıl yapılacağının belirlenmesi konusunda açık<br />

bir düzenleme yokken yatırımların kim tarafından<br />

yapılacağına ilişkin mesafe kriteri, 5 km olarak<br />

belirledi. 5 km üzerindeki ilçelerde BOTAŞ, 5 km<br />

ve altındaki ilçelerde ise dağıtım şirketleri şehir<br />

besleme hattı yatırımı yapacak. Ayrıca daha önceki<br />

mevzuatta nüfus verilerinin Nüfus Vatandaşlık<br />

İşleri Genel Müdürlüğü’nden temin edilmesi hükmü,<br />

kurum ismi belirtilmeden “nüfus verilerinin<br />

ilgili kurum/kuruluşlardan temin edilmesi” şeklinde<br />

değiştirilerek yatırım süreçlerinde zaman<br />

kaybının da önünü geçilmiş oldu.<br />

YIYECEK BULMAKTA ZORLANAN SOKAK HAYVANLARINI BEDAŞ<br />

EKIPLERI BESLEDI<br />

İstanbul’un Avrupa Yakası’nda 14 Şubat Pazar gününden<br />

beri etkili olan kar yağışı nedeniyle alarm<br />

durumuna geçen Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.<br />

(BEDAŞ) soğuk kış günlerinde abonelerinin enerjisiz<br />

kalmaması için 7 gün 24 saat esası ile çalışıyor.<br />

Gelen ihbarlar üzerine hızla arıza noktalarına<br />

giden BEDAŞ ekipleri, ağır kış şartlarında yiyecek<br />

bulmakta zorlanan sokak hayvanları için yanlarında<br />

mama da götürüyor.<br />

Kar başlamadan önce olası arızalara karşı sahadaki<br />

ekip ve araç sayısını artıran BEDAŞ, sahadaki<br />

personel sayısını 1.193’e çıkardı. Bu sırada 211<br />

araç arıza onarım ve bakım ekiplerinin kullanımına<br />

hazır hale getirilirken araçlara sokak hayvanları<br />

için mama konuldu.<br />

Özellikle İstanbul’un kırsal ve ormanlık alanlarının<br />

daha çok olduğu bölgelerde ekipler, her arıza<br />

ihbarına giderken yanlarında sokak hayvanları<br />

için mama da taşıdı. Silivri, Çatalca, Arnavutköy<br />

gibi bölgelerde arızalara müdahale eden BEDAŞ<br />

saha personeli ‘sokaktaki canları’ yanlarındaki<br />

mamalar ile besledi.<br />

10 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

SEPAŞ, AFYON VE<br />

ANTALYALI IŞLETMELERE<br />

ELEKTRIĞI INDIRIMLI<br />

VERECEK<br />

Sepaş <strong>Enerji</strong>, Afyonkarahisar ve Antalya’daki işletmelere<br />

indirimli elektrik temin etmek üzere<br />

iki ayrı anlaşma imzaladı. Afyonkarahisar Ticaret<br />

ve Sanayi Odası (ATSO) ile imzalanan indirim<br />

protokolü kapsamında, odaya kayıtlı 4 bin 500<br />

işletmenin enerji ihtiyacı daha uygun fiyatla<br />

karşılanacak. Sepaş <strong>Enerji</strong> Orta Ölçekli Müşteriler<br />

Satış Müdürü Mehmet Bacaksız, “Sepaş <strong>Enerji</strong><br />

olarak, konutlardan ticarethane ve sanayi kuruluşlarına<br />

dek uzanan geniş yelpazede 4 milyon<br />

kişiye enerji tedariki gerçekleştiriyoruz. İş ortaklarımızın<br />

tüketim profillerini analiz ederek, rekabetçi<br />

ve şeffaf fiyatlama modeliyle en uygun<br />

teklifi hazırlamak bizim önceliğimiz. ATSO ile<br />

imzaladığımız indirim tarifesinin Afyonkarahisar’a<br />

hayırlı olmasını diliyorum. Önümüzdeki<br />

günlerde de Türkiye’nin dört bir yanındaki yeni<br />

iş birliklerimizi kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.<br />

Diğer anlaşma ise Antalya Genç İş İnsanları Derneği<br />

(ANTGİAD) ile yapıldı. Anlaşma sayesinde<br />

158 dernek üyesi, işletmelerindeki elektrik tüketiminde<br />

indirimli tarifeden yararlanacak. Dernek<br />

genel merkezinde bir araya gelen ANTGİAD<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Osman Sert ve Sepaş<br />

<strong>Enerji</strong> Orta Ölçekli Müşteriler Bölge Müdürü Barış<br />

Mekik, indirim protokolünü imzalayarak iş<br />

birliğini resmen başlattı.<br />

AKSA DOĞALGAZ,<br />

ÇUKUROVA’DA 500 BIN<br />

ABONEYE ULAŞTI<br />

Türkiye’de en geniş coğrafi bölgeye hizmet veren<br />

Aksa Doğalgaz, Çukurova Bölgesi’nde 500 bin<br />

aboneye ulaştı. Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye’de<br />

yaşayanları doğal gazla buluşturan Aksa<br />

Doğalgaz, yatırımlarını hız kesmeden sürdürerek<br />

her yıl binlerce haneyi doğal gaz konforuyla buluşturmaya<br />

devam ediyor. Şirketin Çukurova’daki<br />

500 bininci abonesi Mersin’den hemşire Seher<br />

Keleş oldu. Koronavirüs önlemleri çerçevesinde<br />

düzenlenen ve Aksa Doğalgaz Çukurova Yöneticileri<br />

ile Mersin İl Sağlık Müdürü Dr. Sinan Bahçacı’nın<br />

da katıldığı törende, Sinan Bahçacı ve<br />

Seher Keleş nezdinde salgında en ön safta mücadele<br />

eden sağlık çalışanlarına teşekkür edilerek<br />

plaket takdim edildi.<br />

Aksa Doğalgaz, doğa dostu, konforlu ve ekonomik<br />

enerji kaynağı doğal gazlı hayata geçmek<br />

isteyenlere şubat ayının sonuna kadar bağlantı<br />

bedelinde 10 taksit fırsatı sunuyor. Çukurovalı<br />

vatandaşlar, ister mutfakta, isterlerse evlerinin<br />

her yerinde kullanabilecekleri doğal gaz aboneliklerini<br />

başlatmak için www.aksadogalgaz.com.<br />

tr adresini ziyaret ederek ya da 444 4 187 numaralı<br />

telefondan gerekli işlemler hakkında bilgi<br />

alabiliyor.<br />

12 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

EPDK BAŞKANI YILMAZ:<br />

VATANDAŞLARIMIZ<br />

HAKLARININ TAKIPÇISI OLMALI<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı<br />

Mustafa Yılmaz, 65 yaş üstü aboneler, engelli<br />

tüketiciler, şehit aileleri ve muharip/malul<br />

gazilerin kullandığı elektriğin, borcun ödenmemesi<br />

halinde 3 ay boyunca kesilemeyeceğini belirterek,<br />

“Burada iki nokta çok önemli. Birincisi,<br />

söz konusu durumda olan vatandaşlarımızın o<br />

meskenin abonesi olması gerekiyor. İkincisi de<br />

bu düzenlemenin salgın dönemiyle sınırlı olmaması”<br />

dedi.<br />

Yılmaz, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe<br />

giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri<br />

Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe<br />

ilişkin yaptığı açıklamada, milyonlarca<br />

elektrik abonesini ilgilendiren ve üzerinde bir<br />

süredir titizlikle çalıştıkları yönetmeliğe son şeklini<br />

verdiklerini söyledi.<br />

Düzenlemeyle çok önemli yenilikler getirdiklerini<br />

vurgulayan Yılmaz, düzenlemeyi gerekli<br />

ayrıntıları düşünerek, anlaşılır bir dil ve tüketici<br />

odaklı bir anlayışla hazırladıklarını belirterek<br />

şu bilgileri verdi: Artık cuma günleri, resmi ve<br />

dini bayramlarda ve bu bayramların bir önceki<br />

gününde elektrik kesme işlemi yapılamayacak.<br />

Vatandaşlarımıza bu yönetmeliği okumalarını ve<br />

haklarının takipçisi olmalarını tavsiye ediyoruz.<br />

Biz EPDK olarak bütün mevzuatımızın sahada<br />

olan uygulamasının takipçisiyiz. Herhangi bir<br />

şirketin düzenlemeye aykırı bir uygulamasıyla<br />

karşılaşması halinde vatandaşlarımızın mutlaka<br />

EPDK’ye internet üzerinden yazılı olarak başvurabileceklerini<br />

hatırlatıyorum. Biz, o şirketle ilgili<br />

gerekeni en hızlı şekilde yaparız.<br />

AYDEM YENILENEBILIR ENERJI<br />

HALKA ARZ IÇIN SPK’YA BAŞVURDU<br />

Türkiye’nin en büyük entegre enerji şirketlerinden<br />

Aydem <strong>Enerji</strong>’nin yenilenebilir alanında faaliyet<br />

gösteren ve portföyü yüzde yüz yenilenebilir<br />

kaynaklardan oluşan iştiraki Aydem Yenilenebilir<br />

<strong>Enerji</strong>, paylarının halka arzı için Sermaye Piyasası<br />

Kurulu’na başvurdu. Türkiye geneline yayılmış,<br />

25 yenilenebilir enerji santraliyle 1.020 MW kurulu<br />

güce ulaşarak yıllık brüt 3,2 TWh* enerji üreten<br />

Aydem Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> A.Ş.’nin halka arzında<br />

konsorsiyum liderliğini Garanti Yatırım, İş Yatırım,<br />

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ile Yapı Kredi<br />

Yatırım üstlenecek. Halk Yatırım, Vakıf Yatırım<br />

ve Ziraat Yatırım ise süreçte eş liderler olarak görev<br />

alacak.<br />

Aydem Yenilenebilir <strong>Enerji</strong>’nin halka arz süreci ile<br />

ilgili değerlendirmede bulunan Aydem <strong>Enerji</strong> CEO’su<br />

İdris Küpeli şunları söyledi: Yenilenebilir enerji kaynaklarının<br />

verimli kullanımı, global anlamda her<br />

geçen gün daha büyük bir önem kazanıyor. Yenilenebilir<br />

kaynakların cazibesi giderek artarken biz de<br />

sektörümüzün en büyük ve öncü oyuncularından<br />

biri olarak şirketimizin potansiyeline güveniyoruz.<br />

Aydem Yenilenebilir <strong>Enerji</strong>, 25 yılı aşkın sektördeki<br />

birikimiyle portföyünün tamamı sadece yenilenebilir<br />

kaynaklardan oluşan ülkemizin en büyük şirketi<br />

konumunda. 25 modern yenilenebilir enerji santralimizle<br />

ülkemizin dört bir yanında enerji üretiyoruz.<br />

<strong>2021</strong> yılı içinde hibrit üretim tesisi yatırımlarımızla<br />

portföyümüzün çeşitliliğini artırıyoruz. Teknoloji<br />

tabanlı olarak gelişmeye devam ederek kurulu gücümüzü<br />

geçmişte olduğu gibi artırmayı hedefliyoruz.<br />

Şirket, <strong>2021</strong> yılını hibrit yatırımlar için de başlangıç<br />

olarak belirledi. Hibrit santraller sayesinde mevcut<br />

santrallerin kapasitelerinin daha verimli kullanılması<br />

ve elektrik üretimlerinin artması sağlanacak.<br />

14 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


KARİYER<br />

Nükleer enerji eğitimi tamamlayan 43 Türk<br />

öğrenci diplomalarını aldı<br />

Rusya’da nükleer enerji alanında eğitim alan dördüncü<br />

Türk öğrenci grubu, yüksek öğretim diplomalarını<br />

aldı. Mezuniyet töreni, koronavirüs salgını nedeniyle<br />

çevrimiçi video konferans yöntemiyle yapıldı. Mezuniyet<br />

törenine Türkiye, Vietnam ve Bangladeş’ten mezunların<br />

yanı sıra Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Mehmet<br />

Samsar, <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer<br />

<strong>Enerji</strong> ve Uluslararası Proje Uygulama Genel Müdürü<br />

İbrahim Halil Dere, Rusya Devlet Atom <strong>Enerji</strong>si Kurumu<br />

Rosatom Personel Yönetimi Departmanı Eğitim Programları<br />

Müdürü Valery Karezin ve Akkuyu Nükleer İnsan<br />

Kaynakları Direktörü Andrey Pavlyuk katıldı.<br />

Bu yıl 43 Türk öğrenci MEPhI’den mezun oldu. 18’i<br />

üniversitenin Obninsk şubesi olan Atom <strong>Enerji</strong>si Enstitüsü’nde,<br />

(IATE) 25’i ise MEPhI Moskova merkez kampüsünde<br />

eğitim aldı. Mezunlar, “Nükleer enerji santralleri<br />

tasarım, işletme ve mühendislik” uzmanlık dalında<br />

diploma almaya hak kazandı. Öğrenciler, nükleer santrallerin<br />

tasarımı ve işletilmesi, nükleer santrallerin radyasyon<br />

güvenliği, nükleer santrallerin izleme ve kontrol<br />

sistemleri olmak üzere üç uzmanlık dalında öğrenim<br />

gördü. Genç uzmanlar memleketine döndüklerinde, Akkuyu<br />

Nükleer A.Ş.’den iş teklifleri alacak ve kısa zaman<br />

sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nükleer santralinin<br />

şantiyesinde çalışmaya başlayacak.<br />

Yılmaz Taner, EPDK Başkan Yardımcısı oldu<br />

EPDK Denetim Dairesi Başkanı olarak görev yapan Yılmaz Tamer EPDK Başkan Yardımcısı olarak<br />

atandı. EPDK Denetim Dairesi Başkanı olarak görev yapan Yılmaz Tamer, 18 Şubat <strong>2021</strong> tarihi itibariyle<br />

EPDK Başkan Yardımcılığı görevine atandı. Yılmaz Tamer, 2016 yılında EPDK LPG Dairesi Başkanlığı<br />

görevine atanmıştı. Tamer son olarak 2017 yılında atandığı EPDK Denetim Dairesi Başkanlığını<br />

görevini yürütüyordu.<br />

EPDK Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Hamdi Bildirici ise EPDK Başkan Danışmanlığı<br />

görevine getirildi. EPDK Denetim Dairesi Başkanlığı görevine ise Denetim Dairesi Başkanlığı’nda<br />

Grup Başkanı olan Engin Beyaz vekaleten atandı.<br />

16 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


KARİYER<br />

Aydem <strong>Enerji</strong>, çalışan<br />

sayısını yüzde 10<br />

artıracak<br />

Aydem <strong>Enerji</strong> CEO’su İdris Küpeli, grup çalışanlarının<br />

sayısını <strong>2021</strong> yılında yüzde 10 arttıracaklarını söyledi. İş<br />

yeri kültürü ve çalışan memnuniyeti konusunda global ölçekte<br />

hizmet veren Great Place to Work® Enstitüsü’nün<br />

yürüttüğü programa katılan Aydem <strong>Enerji</strong>, 11 grup şirketiyle<br />

Great Place to Work® Sertifikası alan, Türkiye’deki<br />

ilk firma oldu. Aydem <strong>Enerji</strong> CEO’su İdris Küpeli, çalışma<br />

arkadaşlarının şirketini sahiplenen, sorumluluk duygusuyla<br />

hareket eden, güven kültürünü benimsemiş bir ekip<br />

olduğunu ifade etti. Küpeli, “<strong>2021</strong>’de de insan kaynağımızı<br />

yüzde 10 büyüterek çalışanlarımız için mutlu bir iş<br />

yeri sağlamaya ve onlardan aldığımız güçle daha büyük<br />

başarılara imza atmaya devam edeceğiz” dedi. Grup şirketlerinde<br />

halen 12 bine yakın kişi çalışıyor.<br />

Aydem <strong>Enerji</strong> grup şirketlerinin salgın sürecinin her<br />

aşamasında çalışanlarının yanında olduğunu vurgulayan<br />

Küpeli, “Çalışanlarımızı dinledik; süreçlerimizi çevik bir<br />

anlayışla yeniden tasarladık. Gelişim projelerine ara vermedik;<br />

Aydem Akademi’nin e-öğrenme modülünü hayata<br />

geçirdik. Bugün Aydem <strong>Enerji</strong>, nitelikli insan kaynağının<br />

güçlü vizyon ve teknolojik altyapı ile buluştuğu bir kurum”<br />

diye konuştu.<br />

Naturel Yenilenebilir Genel Müdürlüğü<br />

görevine Kılınç getirildi<br />

Naturel Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Cem Göçmen’in<br />

yerine Ragıp Ali Kılınç, genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildi. Ragıp Ali Kılınç,<br />

Naturel Yenilenebilir AŞ’nin yüzde 100 bağlı ortaklığı Esenboğa Elektrik Üretim’in de CEO’su ve yönetim<br />

kurulu üyesi olarak görev yapacak.<br />

2006 yılından İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünden mezun olan Ragıp Ali<br />

Kılınç, Bahçeşehir Üniversitesi’nde Sermaye Piyasaları ve Finans üzerine MBA yaptı. Çok<br />

iyi derecede İngilizce bilen Kılınç, MT olarak 2007 yılında çalışmaya başladığı Kuveyt Türk<br />

Katılım Bankası’ndan 12 yıl sonra EY Türkiye Sermaye ve Borç Danışmanlığı Servisine<br />

Direktör olarak transfer oldu.<br />

Obaoğlu, Turcas’ın kamu ilişkilerini yönetecek<br />

Turcas Petrol Kamu İlişkileri Müdürlüğü görevine,<br />

Obahan Obaoğlu getirildi. Turcas Petrol AŞ’de, Altan<br />

Kolbay’ın ayrılmasıyla boşalan Kamu İlişkileri Müdürlüğü<br />

görevine yeni atama yapıldı. 2008 yılından bu<br />

yana Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Genel Sekreterliği<br />

görevini yürüten Obahan Obaoğlu, Turcas Petrol<br />

AŞ Kamu İlişkileri Müdürlüğü görevini üstlendi.<br />

1978 yılında Almanya’da doğan Obaoğlu, 2002<br />

yılında ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü‘nden mezun<br />

oldu. Üniversite yaşamından itibaren birçok sivil<br />

toplum kuruluşunda üyelik, yöneticilik ve başkanlık<br />

görevlerinde bulunduktan sonra 23 Şubat 2004 tarihinde<br />

kurulan Genç Liderler Derneği‘nin kurucu genel<br />

başkanlığını üstlendi. Haziran 2004’te Doğru Yol Partisi<br />

Gençlik Kolları Genel Başkanlığı görevini üstlendi<br />

ve Haziran 2005 tarihine kadar yürüttü. 2008 yılından<br />

bu yana Elektrik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri<br />

olarak görev yapan Obaoğlu, daha önce de Ankara<br />

Dünya Ticaret Merkezi’nde projeler direktörü olarak<br />

çalışmıştı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 17


YATIRIM<br />

Aycan Kızıldağ<br />

TEKNOLOJI DEVI ARENA,<br />

GÜNEŞ ENERJISINE YATIRIM<br />

KARARI ALDI<br />

Türkiye’nin önde gelen teknoloji sağlayıcı şirketlerden<br />

Arena, güneş enerjisi alanında önemli<br />

bir atılım yaptı. Arena <strong>Enerji</strong> iş birimi ile yenilenebilir<br />

enerji teknolojileri alanında faaliyet yürütülecek. Geçen<br />

yılı 750 milyon dolarlık ciro ile kapatan Arena, 30<br />

yılı aşan deneyimini de arkasına alarak güneş enerjisi<br />

alanında önemli bir hamle yaptı. Çevreye ve geleceğe<br />

karşı sorumluluğun da gereği olarak bu alana yatırım<br />

yapma kararı aldıklarını belirten Arena Genel Müdürü<br />

Serkan Çelik, “Arena, Türkiye’nin 30 yılı aşkındır hizmet<br />

veren teknoloji distribütörü. Biz bir enerji üretim<br />

şirketi değiliz. Bizim uzmanlığımız teknoloji cihazları<br />

üzerine. Sektörü incelediğimizde bu işin bir teknoloji<br />

işi olduğunu ve güneş enerjisi sistemlerinin kurulumundan<br />

yaygınlaşmasına kadar pek çok alanda yapabileceklerimiz<br />

olduğunu gördük. Arena olarak temel<br />

amacımız iş ortaklarımızla birlikte sektördeki endişeleri<br />

gidermek ve güvenilir iş ortağı olmak” dedi.<br />

Arena <strong>Enerji</strong> Satış Müdürü Aslıhan Kılıç ise Arena<br />

<strong>Enerji</strong> ile Türkiye’nin güneş enerjisi santrali kurmayı<br />

hedefleyen projelerde tedarik zincirinin bütün noktalarında<br />

proje danışmanlığı da dahil tek noktadan<br />

uçtan uca hizmet vereceklerini söyledi. Kılıç, “Güneş<br />

enerjisi santral projeleri maliyetlerinin yaklaşık yüzde<br />

80’nini karşılayacak şekilde güçlü, güvenilir ve tecrübeli<br />

iş ortaklarımız olan Huawei, SetSolar ve Nexans<br />

ile panel, inverter ve kablolama ürünlerinin dağıtımına<br />

başladık. Arena’nın teknoloji sektöründeki 30 yıllık deneyimini<br />

ve güvenilirliğini ilk günkü heyecan ve enerji<br />

ile güneş enerjisi sektöründe etkin kanal yapılanması<br />

ve tek noktadan tedarik ağı ile yapmayı hedefliyoruz”<br />

diye konuştu.<br />

BORUSAN ENBW ENERJI,<br />

KIYIKÖY RES’IN<br />

EK YATIRIMINI TAMAMLADI<br />

Borusan EnBW <strong>Enerji</strong>, Ağustos 2014’ten beri<br />

28 MW kurulu kapasiteyle faaliyette bulunan<br />

Kıyıkoÿ Rüzgâr <strong>Enerji</strong>si Santrali’ne (RES) her biri 3,6<br />

MW kapasiteye sahip 20 türbin ekledi. Toplam türbin<br />

sayısı 34’e çıkan Kıyıköy RES, 100 MW kapasiteye ulaşarak<br />

Borusan EnBW <strong>Enerji</strong>’nin en büyük kurulu güce<br />

sahip tesisi oldu. <strong>2021</strong> yılı ilk çeyrek içerisinde yatırımı<br />

devam eden portföy projelerinin de tamamlanmasıyla<br />

Borusan EnBW <strong>Enerji</strong>’nin toplam kurulu kapasitesi<br />

725 MW’a ulaşacak.<br />

Kıyıkoÿ RES, Türkiye’nin yapması gereken dogăl<br />

gaz ithalatını azaltarak ekonomiye her yıl 16,9 milyon<br />

dolar katkı sağlayacak ve dış ticaret açığının azalmasını<br />

destekleyecek. Santral, yılda yaklaşık 130 bin<br />

hanenin elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak. “0”<br />

emisyonlu üretimi sayesinde atmosfere her yıl 140<br />

bin ton karbondioksit salımı engellenecek.<br />

Borusan EnBW <strong>Enerji</strong> Genel Müdürü Enis Amasyalı<br />

tesisin artan kapasitesiyle devreye girmesinin<br />

ardından şu açıklamayı yaptı: Büyük bir yatırımı tamamlamış<br />

olmanın mutluluğu ve gururu içindeyiz.<br />

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasının yerli ve sürdürülebilir<br />

enerji kaynaklarını etkin bir şekilde kullanabilmesiyle<br />

yakından ilişkili olduğuna inanıyoruz. Bu<br />

inançla, başta rüzgâr enerjisi olmak üzere ülkemizin<br />

yenilenebilir enerji potansiyelini hayata geçirmek için<br />

çalışıyoruz. Kıyıköy RES için yaptığımız yatırım ekonomi<br />

ve çevre açısından Türkiye için değer yaratacak ve<br />

on binlerce hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak.<br />

Halen işletmede dokuz RES, bir HES ve iki adet GES’i<br />

bulunan şirketimiz yenilenebilir enerji alanında emin<br />

adımlarla ilerlemeye devam edecek.<br />

18 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

TKYB, ULU RES’E 12 YIL VADELI<br />

FINANSMAN DESTEĞI SAĞLADI<br />

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB),<br />

Güriş Grubu tarafından Bursa’da yapımı devam<br />

eden 120,4 MW’lık kurulu güce sahip Ulu Rüzgar<br />

<strong>Enerji</strong>si Santrali’ne 12 yıl vadeli finansman desteği<br />

sağladı. Yerli enerji kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasında<br />

önemli rol oynayacak santralde yıllık 353<br />

milyon KWh elektrik üretimi öngörülüyor.<br />

TKYB Genel Müdürü İbrahim Öztop, küresel iklim<br />

değişikliğiyle mücadelede yenilenebilir enerji kaynaklarının<br />

önemli olduğunu belirterek banka olarak<br />

bu projelere destek vermeyi sürdüreceklerini söyledi.<br />

“Finanse etmiş olduğumuz RES yatırımlarının, çevresel<br />

ve sosyal etkilerini her yönüyle inceliyor ve titizlikle<br />

değerlendiriyoruz. Bankamız için temiz ve yenilenebilir<br />

enerji yatırımlarını yurt dışı kaynaklarla buluşturmak,<br />

söz konusu sektörlerin gelişmesini sağlamak,<br />

yerli ve milli projeler geliştirerek istihdam oluşmasını<br />

desteklemek önem arz ediyor. Düşük karbonlu bir<br />

gelecek için yenilenebilir enerji yatırımlarını destekliyoruz”<br />

diyen Öztop, kredi desteği verdikleri enerji projeleri<br />

arasında rüzgarın payının yüzde 31 olduğunun<br />

altını çizdi. Öztop, finanse ettikleri RES’lerden yıllık<br />

ortalama 850 milyon KWh enerji elde edildiğini ve<br />

yaklaşık 285 bin hanenin yıllık enerji ihtiyacının karşılandığını<br />

belirtti.<br />

DANIMARKA, 35 MILYAR DOLARLIK ‘RÜZGAR ADASI’ KURACAK<br />

Danimarka tarihinin en büyük projelerinden olması<br />

beklenen ve 35 milyar dolara mal olacağı<br />

öngörülen rüzgar adası inşası için ülke parlamentosu<br />

yeşil ışık yaktı. Projede devlet, yüzde 51’lik payın<br />

sahibi olacak. Projenin yüzde 49’luk maliyeti ise özel<br />

sektör tarafından karşılanacak.<br />

Danimarka kıyılarından 80 km öteye Kuzey Denizi’nin<br />

ortasına inşa edilecek yapay adanın 18 futbol<br />

sahası büyüklüğünde olması planlanıyor. Projenin<br />

ilk fazıyla birlikte 3 milyon meskene elektrik enerjisi<br />

sağlanabileceği öngörülüyor. Kuzey Denizi’nin kuvvetli<br />

fırtınalarından üç taraftan yükselecek deniz duvarlarıyla<br />

korunacak adanın açık kalacak tek tarafında ise<br />

bir liman bulunacak.<br />

Danimarka İklim Bakanı Dan Jørgensen’e göre<br />

rüzgar adası, ülke ve küresel anlamda yeşil enerjiye<br />

geçiş için önemli bir örnek teşkil edecek. Danimarka’nın<br />

en büyük inşaat projesi olan ada, aynı zamanda<br />

Avrupa’nın rüzgar enerjisi potansiyelinin de bir göstergesi<br />

niteliğinde olacak. Söz konusu projeye ek olarak<br />

Bornholm Adası’nda inşa edilecek bir başka rüzgar<br />

enerjisi çiftliğiyle birlikte elde edilecek kapasitenin ilk<br />

etapta 5 GW’a ulaşması bekleniyor. Gelecek dönemde,<br />

bu kapasitenin 12 GW’a kadar çıkabileceği belirtiliyor.<br />

Söz konusu değer, ülkenin mevcut rüzgar enerjisi kapasitesinin<br />

7 kat seviyesinde bulunuyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 19


YATIRIM<br />

ÇAMSAN, ORDU’DAKI<br />

FABRIKASININ ÇATISINI<br />

SANTRALE DÖNÜŞTÜRÜYOR<br />

Çamsan Ordu, Ordu’da yeni açacağı MDF3 üretim<br />

tesisi yatırımına ilave olarak, fabrika genelinde<br />

çatılarını güneş panellerişle yeniledi. Şirket,<br />

bu sayede 5,8 MW elektrik enerjisi üreterek, toplam<br />

elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılamayı hedefliyor.<br />

<strong>2021</strong> yılının ilk çeyreğinde açacağını duyurduğu<br />

70 milyon euroluk yeni MDF3 üretim tesisi yatırımına<br />

ilave olarak, fabrika geneline kurduğu Solar Çatı ile<br />

elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak. Solar<br />

çatı, 18 bin 358 adet panelle 38 bin m² alanda 5,8 MW<br />

elektrik enerjisi üretimi hedefliyor.<br />

Doğayla dost bir şekilde üretim yapacak olan<br />

MDF3 tesisinin, Çamsan Ordu’nun üretim kapasitesini<br />

iki buçuk kat, ihracat kapasitesini ise üç kat daha artıracağını<br />

söyleyen Çamsan Ordu A.Ş. Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Hakan Poyraz sözlerine şu şekilde devam etti:<br />

Ordu’nun Altınordu Kökenli bölgesinde inşaatı devam<br />

eden ve önümüzdeki ay açmayı hedeflediğimiz<br />

MDF3 üretim tesisimizle birlikte fabrika genelindeki<br />

çatılara solar panel kurduk. Çamsan Ordu olarak yenilenebilir<br />

enerji kullanımına katkı sağlayacak yeni bir<br />

projeye imza atmaktan ötürü çok mutluyuz. Bu girişimin,<br />

Türkiye’deki tüm sektörlere örnek teşkil etmesini<br />

diliyorum.<br />

BP, EMPIRE WEST'İN<br />

YÜZDE 50'SİNİ ALDI<br />

İngiliz petrol şirketi BP, Norveç merkezli Equinor’un<br />

iki denizüstü (offshore) rüzgar santralinin<br />

yüzde 50 hissesini alım işlemlerini tamamlayarak offshore<br />

rüzgar enerjisi sektörüne girdi.<br />

Equinor’ın ABD’de bulunan 2 bin megawatt kapasiteli<br />

Empire Wind RES ve 2 bin 400 MegaWatt kapasiteli<br />

Beacon Wind RES’te yüzde 50’şer hissesini aldı.<br />

BP’nin bu satın almayla birlikte offshore rüzgar<br />

enerjisi sektörüne yaptığı yatırımın tutarı 1,1 milyar<br />

dolar oldu. BP’nın satın alma işlemi sonrasında Equinor<br />

santrallerin işletmecisi olmaya devam edecek.<br />

İngiliz petrol şirketi BP, 2050’ye kadar net sıfır<br />

emisyonlu bir şirket olmayı hedefliyor. Bu kapsamda,<br />

2030’a kadar 50 bin MegaWattlık yenilenebilir enerji<br />

kapasitesi oluşturmayı planlıyor.<br />

DÜNYA HIDROJENE 300<br />

MILYAR DOLAR<br />

YATIRIM YAPACAK<br />

Dünya çapında hidrojen projelerine gelecek<br />

10 yıl içinde 300 milyar dolar<br />

yatırım yapılacağı öngörülüyor. Hidrojen Konseyi<br />

ve McKinsey & Company tarafından hazırlanan<br />

yeni bir rapora göre, 2030 yılına kadar<br />

küresel hidrojen projelerine yatırım güçlü<br />

bir büyüme gösterecek.<br />

Bu kapsamda, ulusal hidrojen stratejilerini<br />

açıklamayan başlayan 30 ülkenin bu alandaki<br />

yapacağı yatırımlar 300 milyar dolara<br />

ulaşacak.<br />

Söz konusu yatırımın yüzde 85’inin Avrupa,<br />

Asya ve Avustralya’da gerçekleşeceği<br />

öngörülüyor. Ulusal hidrojen projelerini açıklayan<br />

30 ülkede yaklaşık 228 büyük ölçekli<br />

hidrojen projesinin hayata geçirilmesi planlanıyor.<br />

Öte yandan, planlama aşamasında<br />

olan, nihai yatırım kararı verilmiş, yapım aşamasına<br />

geçmiş veya devreye alınan toplam<br />

hidrojen projeleri için ise 80 milyar dolar fon<br />

ayrıldığı hesaplanıyor.<br />

20 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

VESTAS, DÜNYANIN EN BÜYÜK RÜZGAR TÜRBININI ÜRETTI<br />

Danimarkalı Vestas, denizüstü rüzgar santrallerinde<br />

verimliliği arttırıp maliyetleri azaltacak<br />

115,5 metre kanat uzunluğunda ve 260 metre<br />

yüksekliğinde 15 MW’lık dünyanın en büyük rüzgar<br />

türbinini üretti. Karasal rüzgar enerjisi santrali kurulumlarında<br />

liderliği elinde tutan Vestas, denizüstü<br />

(offshore) rüzgar santrallerinde de liderlik için önemli<br />

bir adım attığını açıkladı. Vestas 15 MW kapasiteli yeni<br />

V236 model rüzgar türbinini tanıttı.<br />

Vestas yaptığı açıklamada, türbinin kanat genişliğinin<br />

115,5 metre ve yüksekliğinin de 260 metre olduğunu<br />

belirtti. Yüzde 60’ın üzerinde bir kapasite faktörüne<br />

sahip türbinin kanatlarının süpürdüğü alan 43<br />

bin metrekareyi aşıyor. Bu da dünyanın en büyük etki<br />

alanı anlamına geliyor.<br />

Türbin yılda yaklaşık 80 GWh elektrik üretecek. Bu<br />

da yaklaşık 20 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek.<br />

Ayrıca temiz enerji üretimi sayesinde 38 bin<br />

tondan fazla CO2 tasarrufu sağlanacak. Bu tasarruf,<br />

her yıl 25 bin binek otomobilin trafikten çıkarılmasına<br />

eşdeğer. Türbinin ilk kurulumunun 2022 yılında gerçekleştirilmesi<br />

öngörülüyor.<br />

AB ÜLKELERI, 31 MILYAR DOLARLIK OFFSHORE YATIRIMI YAPTI<br />

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde deniz üstü (offshore)<br />

rüzgar enerjisine geçen yıl 31 milyar<br />

dolarla rekor yatırım gerçekleştirildi. Bu yatırımlar<br />

sonucunda geçen yıl offshore rüzgar enerjisinde 2<br />

bin 918 MW kapasite devreye alındı. Böylece, söz<br />

konusu ülkelerdeki offshore rüzgar enerjisi kurulu<br />

gücü toplamda 25 bin MW’a ulaştı.<br />

Geçen yılki kapasite artışı, bir önceki yıla göre<br />

ise yüzde 20 düşüş gösterdi. Geçen yıl devreye alınan<br />

ilave kapasite kapsamında, 356 offshore rüzgar<br />

türbini elektrik sistemine bağlandı. Bu kapasite<br />

artışında 1493 MW ile Hollanda ilk sırada yer<br />

alırken, bu ülkeyi 706 MW ile Belçika, 438 MW ile<br />

Birleşik Krallık, 219 MW ile Almanya ve 17 MW ile<br />

Portekiz izledi.<br />

Böylece, geçen yıl bu ülkelerde offshore rüzgar<br />

enerjisine toplamda 31 milyar dolar yatırım yapıldı.<br />

AB ülkeleri arasında Birleşik Krallık ve Almanya son<br />

10 yılın en fazla offshore rüzgar enerjisi yatırımı yapılan<br />

bölgeleri oldu.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 21


YATIRIM<br />

ZORLU ENERJI, TÜRKIYE’YE<br />

‘ÖRNEK’ OLACAK HIBRIT<br />

SANTRAL KURACAK<br />

Sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda<br />

çevre dostu ve yenilenebilir enerji üretiminin<br />

önemli oyuncularından biri olan Zorlu <strong>Enerji</strong>,<br />

Manisa’da bulunan Alaşehir Jeotermal <strong>Enerji</strong><br />

Santrali’ni, inşa edeceği 3,58 MWp gücünde güneş<br />

enerjisi santrali desteğiyle hibrit santrale çeviriyor.<br />

Yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarından<br />

jeotermali ana kaynak, güneşi ise yardımcı<br />

kaynak olarak bir araya getiren proje, kullandığı<br />

teknoloji bakımından da Türkiye’de birleşik enerji<br />

santrallerinin öncü örneklerinden biri olacak.<br />

Zorlu <strong>Enerji</strong>’nin yerli ve milli kaynakları daha<br />

etkin ve verimli bir biçimde kullanılmak amacıyla<br />

hayata geçirdiği projede, her biri 115 Wp gücünde<br />

olan toplam 31 bin 200 adet thin film güneş<br />

paneli kullanılacak. Halihazırda 45 MWe güce<br />

sahip olan Alaşehir Jeotermal <strong>Enerji</strong> Santrali’nin<br />

kurulu gücünde, GES projesinin hayata geçmesi<br />

ile birlikte 3,58 MWp’lik bir artış gerçekleşecek.<br />

Güneş enerjisinden yılda yaklaşık olarak 6 milyon<br />

kWh enerji üretilecek, ülke ekonomisine yaklaşık<br />

4,5 milyon TL’lik katkı sağlanacak ve bu sayede<br />

1700 hanenin elektrik ihtiyacı karşılanacak. Proje<br />

ile birlikte yaklaşık 300 ton karbondioksit gazı<br />

salımının önüne geçilecek.<br />

TÜRKIYE’NIN KURULU GÜCÜ<br />

96 BIN MW’I GEÇTI<br />

Türkiye’nin elektrikte kurulu gücü ocak ayı sonunda<br />

96 bin 270 MW seviyesine yükseldi. Türkiye<br />

Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) tarafından açıklanan<br />

verilere göre, <strong>2021</strong> yılı Ocak ayı sonu itibarıyla Türkiye’deki<br />

elektrik üretim santrallerinin kurulu gücü aylık<br />

bazda 380 MW artarak 96 bin 270 MW seviyesine yükseldi.<br />

Elektrik kurulu gücü, 2020 yılı Aralık ayı sonunda<br />

95 bin 890 MW seviyesinde belirlenmişti.<br />

Lisanslı santraller kurulu gücün yüzde 93’ünü<br />

oluştururken, lisanssız santraller yüzde 7’sini oluşturdu.<br />

Verilere göre, <strong>2021</strong> Ocak ayı sonu itibariyle<br />

lisanssız elektrik üretim santrallerinin kurulu gücü<br />

6 bin 927 MW’a ulaştı. Bir önceki ay lisanssız kurulu<br />

gücü 6 bin 823 MW idi. Lisanssız kurulu gücün 6<br />

bin 359 MW’lık kısmı güneş enerjisi santrallerinden<br />

sağlandı. Türkiye’deki lisanssız GES sayısı 7 bin 603’e<br />

ulaşırken lisanslı santral dahil toplam GES adedi 7 bin<br />

640’a ulaştı.<br />

Rapora göre kurulu güç içerisindeki en büyük pay<br />

25 bin 687 MW ile doğal gaz santrallerinin, ardından<br />

ise 22 bin 933 MW ile HES’lerin oldu. Akarsu tipi hidroelektrik<br />

santrallerin kurulu gücü 8 bin 59 MW, linyitin<br />

10 bin 120 MW, ithal kömürün 8 bin 986 MW, rüzgarın<br />

9 bin 7 MW, güneşin 6 bin 805 MW, jeotermalin 1623<br />

MW ve biyokütlenin 1146 MW oldu.<br />

22 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

TÜPRAŞ SALGIN DÖNEMINDE<br />

806 MILYON TL YATIRIM YAPTI<br />

Tüpraş 2020 yılının dördüncü çeyreğine ilişkin<br />

finansal sonuçlarını açıkladı. Buna göre Tüpraş,<br />

ürün talebi üzerindeki baskıların azalmasıyla yılın<br />

son çeyreğinde, yüzde 84’lük kapasite kullanımıyla<br />

6,1 milyon ton üretim ve 6,3 milyon ton satış gerçekleştirdi.<br />

Modernizasyon ve enerji verimliliği konularında<br />

yatırımlarını sürdüren Tüpraş, 2020 yılında toplam<br />

806 milyon TL yatırım yaptı. Covid-19’un olumsuz etkisiyle<br />

geçen yıla kıyasla Tüpraş’ın yıllık toplam üretimi<br />

yüzde 17 düşüşle 23,4 milyon ton, toplam satışları<br />

ise yüzde 16 düşüşle 24,5milyon ton oldu. Talepte yaşanan<br />

gerileme sonrası tarihi düşük seviyelerde daralan<br />

marjlar ve ağır ham petrol arzının kısıtlı kalması<br />

ile artan maliyetler, rafinaj sektörü kârlılığını olumsuz<br />

yönde etkiledi. Bu gelişmelere ek olarak TL’deki değer<br />

kaybı ve artan faizler nedeniyle Tüpraş 2020 yıl sonu<br />

itibarıyla 3,8 milyar TL vergi öncesi zarar kaydetti.<br />

GE, 500 MW’LIK AŞAĞI KALEKÖY HES PROJESINI TAMAMLADI<br />

GE Yenilenebilir <strong>Enerji</strong>, Bingöl’deki Aşağı Kaleköy<br />

Barajı üzerinde kurulan Aşağı Kaleköy Hidroelektrik<br />

Santrali’ni başarıyla tamamladı. Santral, kalan<br />

son 3 ünitenin de şebekeye bağlanmasıyla tam kapasite<br />

faaliyete geçti. Konsorsiyumun başında bulunan<br />

GE Hidroelektrik <strong>Enerji</strong> Çözümleri proje için, kontrol<br />

sistemi, destek santral sistemleri ve hidroelektrik<br />

santral şalt sahası dahil olmak üzere, 155 MW kapasiteli<br />

toplam üç adet dikey Francis türbin temin etti.<br />

500 MW’lık kurulu kapasitesiyle Aşağı Kaleköy Hidroelektrik<br />

Santrali, Türkiye’de özel sektör tarafından<br />

yapılan santraller arasında kurulu kapasite açısından<br />

6. sırada olacak. Santral sayesinde yaklaşık bir milyon<br />

kişiye temiz enerji sağlanacak.<br />

Kalehan <strong>Enerji</strong> Grubu Genel Müdürü Gültekin Keleş<br />

konuyla ilgili olarak şunları söyledi: Türkiye bugün hidroelektrikteki<br />

ekonomik potansiyelinin yalnızca yüzde<br />

60’ını kullanıyor. Kalehan <strong>Enerji</strong> olarak, ulusal hidroelektrik<br />

potansiyelini en verimli şekilde kullanarak<br />

enerji talebini çevreye duyarlı, temiz ve sürdürülebilir<br />

şekilde karşılayan Aşağı Kaleköy Hidroelektrik Santralini<br />

Türkiye vizyonumuzu gerçeğe dönüştürebilmek<br />

yolunda çok önemli bir kilometre taşı olarak görüyoruz..<br />

Hem beton baraj gövdesine hem de asfalt çekirdekli<br />

dolgu baraj yapısına sahip Aşağı Kaleköy Barajı,<br />

Türkiye’nin kompozit baraj gövdesine sahip ilk hidroelektrik<br />

santrali olma özelliği taşıyor. Ayrıca aynı lisans<br />

altında 500 MW kapasiteli bir hidroelektrik ve 80 MW<br />

kapasiteli bir güneş enerjisi santrali barındıran Aşağı<br />

Kaleköy Santrali, Türkiye’nin ilk hibrit santrali oldu.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 23


YATIRIM<br />

ÜÇAY GRUP, BODRUM’DAKI GÜNEŞ<br />

PROJELERININ SAYISINI ARTIRACAK<br />

<strong>2021</strong>’i ‘güneş yılı’ ilan eden Üçay Grup, yenilenebilir<br />

enerjinin daha verimli kullanılmasını<br />

hedefleyen konsepti Üçay Mühendislik Pro’nun ilk şubesini<br />

Bodrum’da açtı. Firmanın hedefi güneşli gün<br />

sayısı ve enerji tüketimi yüksek olan turizm bölgelerinde,<br />

yenilenebilir enerji kaynaklarından maksimum<br />

düzeyde faydalanmak. Yeni konsept hakkında bilgi<br />

veren Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “500 binden<br />

fazla evi doğal gazla tanıştıran bir kurum olarak<br />

şimdi de yenilenebilir enerji kaynaklarının daha verimli<br />

kullanılması için bir seferberlik başlatıyoruz. Yeni<br />

konseptimizle güneşli gün sayısı ve enerji tüketiminin<br />

fazla olduğu bu bölgede hem otel gibi büyük yapılara<br />

hem de konutlara kendi enerjisini üretecek sistemler<br />

kuracağız. Güneş enerjisi sistemlerinin yanı sıra ısı<br />

pompası, VRF klima ve yerden ısıtma sistemleri de<br />

ürün gamımız arasında yer alıyor” dedi.<br />

Yenilenebilir enerji odaklı yatırımların artması<br />

gerektiğini de sözlerine ekleyen İlgin Eray, “Eskiden<br />

güneş ve rüzgar enerji yatırımları çok pahalıydı. Fakat<br />

malzeme üreticisi sayısının artmasıyla sistemler<br />

ucuzladı. En önemlisi de amortisman süreleri kısaldı.<br />

Otel gibi büyük yapıların atıl durumdaki çatıları yapılacak<br />

yatırımlarla enerji üretimine katılabilir. Bu yatırım<br />

4-5 yıl arasında kendini amorti edecektir. Sonrasında<br />

ise tesis yıllarca kendi enerjisini üretecek. Evler için<br />

de durum farklı değil. Herkes evinde kendi enerjisini<br />

üretebilir” şeklinde konuştu.<br />

SHELL, İNGILIZ UBITRICITY’I SATIN ALARAK<br />

ŞARJ ISTASYONU IŞINE GIRDI<br />

Shell, İngiltere’nin en büyük elektrikli araç şarj<br />

ağı şirketi Ubitricity’i satın almak üzere anlaşmaya<br />

vardı. Shell’den yapılan açıklamada, İngiltere’nin<br />

en geniş elektrikli araç şarj ağına sahip, 2008<br />

yılında kurulan Ubitricity’nin yüzde 100 hissesinin satın<br />

alındığı belirtilirken, satış bedeline ilişkin bilgi verilmedi.<br />

İngiltere’de elektrikli araç şarj istasyonlarını<br />

sokak lambalarına entegre ederek faaliyet gösteren<br />

şirket, halihazırda ülkedeki elektrikli araç şarj ağının<br />

yaklaşık yüzde 13’üne sahip.<br />

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Shell Mobilite<br />

Başkanı Istvan Kapitany, “Yerel yöneticilerle çalışarak,<br />

giderek artan sayıda elektrikli araçlara geçiş<br />

yapan Shell müşterilerini desteklemek istiyoruz” ifadesini<br />

kullandı. Ubitricity’nin, İngiltere’de 2 bin 700,<br />

Almanya ve Fransa’da bin 500 noktada elektrikli araç<br />

şarj noktası bulunuyor.<br />

24 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Yeni binalar su ihtiyacını<br />

‘yağmurdan’ karşılayacak<br />

MEVZUAT<br />

.<br />

.<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kuraklıkla mücadele kapsamında önemli bir adım atarak yeni yapılacak<br />

binalara yağmur suyunu depolama zorunluluğu getirdi. 2 bin metrekareden büyük alanlara yapılacak<br />

binalar, yağmur suyunu depolayarak bahçelerde ve binanın ihtiyaçlarında kullanacak…<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Planlı<br />

Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, çatıda<br />

toplanan yağmur suyunun bahçe zemini altında<br />

bir depoda toplanmasını sağlamak amacıyla yeni<br />

binalara “yağmur suyu toplama sistemi” kurulması<br />

zorunluluğu getirildi. Resmi Gazete’de yayımlanarak<br />

yürürlüğe giren yönetmelikle kuraklık sorununun giderek<br />

artması da dikkate alınarak artık 2 bin metrekareden<br />

büyük parsellerde inşa edilecek tüm binaların<br />

çatılarında toplanan yağmur sularının, bahçe sulama<br />

veya arıtılarak bina ihtiyacında kullanılmak üzere<br />

bahçe zemini altında bir depoda toplaması amacıyla<br />

“yağmur suyu toplama sistemi” yapılması zorunluluğu<br />

getirildi. Yönetmelikle belediyeler ve ruhsat vermeye<br />

yetkili diğer kurumlara, daha küçük parseller için de<br />

bu konuda zorunluluk getirebilmeleri yetkisi de verildi.<br />

Yönetmeliğe göre, iskanlı binanın, bir bağımsız bölümünde<br />

sonradan yapılan aykırılıklar nedeniyle “Yapı<br />

Kayıt Belgesi” alınmışsa diğer bölümlerde de tadilat<br />

yapılabilecek. Üzerinde birden çok bina yapılma hakkı<br />

bulunan parsellerde, mevzuata uygun olmayan ve<br />

“Yapı Kayıt Belgesi” bulunan bir binanın aykırı kısımlarının<br />

alanı, parselin imar hakkından düşülmeyecek şekilde,<br />

kalan imar hakkı içinde yeni bina yapılabilecek.<br />

İLK ADIM<br />

KADIKÖY BELEDİYESİ’NDEN GELDİ<br />

Gelecekteki en önemli sorunlardan biri haline gelecek kuraklık<br />

ve susuzlukla mücadele için, yağmur suyu ve gri<br />

suların yeniden kullanımına yönelik teklif, 5 Şubat <strong>2021</strong><br />

tarihinde Kadıköy Belediye Meclisi’nde oybirliği ile kabul<br />

edildi. Kadıköy Belediyesi Plan ve Proje Müdürlüğü tarafından<br />

hazırlanan plan notu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın<br />

düzenlediği yağmur sularının toplanıp geri kullanılmasına<br />

yönelik “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına<br />

Dair Yönetmeliğe” dayanıyor.<br />

Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “Günlük<br />

kullandığımız suyun yüzde 20’si, basit bir filtre yardımıyla<br />

bahçe işleri ve rezervuarlarda kullanılabilir. Kadıköy’de yeni<br />

inşa edilecek binaların yanı sıra tüm hizmet birimlerimizde<br />

ve parklarımızda suyun geri dönüşümünü ve tasarruflu<br />

su kullanılmasını amaçlıyoruz. Parklarımızı kuyu suyuyla<br />

değil yağmur suyuyla sulamayı, sulamayı da damla sulama<br />

ile yapmayı hedefliyoruz. Belediye olarak tüm yenilikçi yöntemleri<br />

kullanarak, çevre ve iklim değişliği ile ilgili sorumluluklarımızı<br />

yerine getireceğiz” dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 25


SEKTÖRDEN HABERLER<br />

Elektrik dağıtım sektörünün<br />

<strong>2021</strong> ajandasında “Dijital Türkiye” var<br />

ELDER 13. Sektör Toplantısı’nda konuşan <strong>Enerji</strong> Bakanı Fatih Dönmez, <strong>2021</strong> yılında dijitalleşmeye önem<br />

vereceklerini belirterek “Üç ayrı alana odaklanacağız. İlki online işlemler ve çağrı merkezi üzerinden<br />

yapılacak abonelik işlemlerinin ıslak imza olmadan kimlik teyidi ve sesli onayla gerçekleştirilmesi. İkincisi,<br />

tarife değişikliği ve tahliye taleplerinin sesli onayla çağrı merkezi üzerinden alınması. Sonuncusu ise<br />

uzaktan çalışma sisteminin test edilmesi sayesinde işlemlerin ne kadarının gerçekleştirilebildiğinin ve<br />

bilişim altyapısının yeterliliğinin ölçülmesi” dedi…<br />

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği- ELDER 13.<br />

Sektör Toplantısı dijital platform üzerinden gerçekleştirildi.<br />

Toplantının açılış konuşmalarını; <strong>Enerji</strong> ve<br />

Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Sanayi,<br />

Ticaret, <strong>Enerji</strong>, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyon<br />

Başkanı Mustafa Elitaş, <strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme<br />

Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ve<br />

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen yaptı.<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,<br />

elektrik dağıtım sektöründe <strong>2021</strong>-2025 dördüncü<br />

uygulama dönemi için toplam 66,7 milyar lira tutarında<br />

yatırım planlandığını belirttiği konuşmasında,<br />

“Bu tutar bir önceki uygulama dönemi yatırım bütçesinin<br />

yaklaşık 2 katı düzeyinde. Yeni yatırımlarla<br />

mevcut şebeke ağlarını her yıl genişletiyoruz. 2016-<br />

2020 “Üçüncü Uygulama Döneminde elektrik dağıtım<br />

sektörümüz planlanan 34 milyar Türk lirası<br />

tutarındaki yatırımı aşarak 40 milyar lira tutarında<br />

yatırım gerçekleştirdi. Böylelikle planlanan yatırım<br />

tutarının 6 milyar Türk lirası üzerinde bir yatırım yapıldı”<br />

dedi.<br />

Dönmez, 2019’da kullanıcı başına 20,5 saat olan<br />

kesinti süresinin yüzde 11 azalarak 18,2 saate düştüğünü<br />

de belirterek “Dördüncü uygulama döneminde<br />

yapılacak yatırımlara ilaveten, planlı bakım<br />

için ilk kez ayrı bir bütçe kalemi oluşturuldu. Daha<br />

önce planlı bakım işletme bütçesinden karşılanıyordu.<br />

Planlı bakım için 10,5 milyar liralık bir bütçe<br />

ayırdık” ifadelerini kullandı.<br />

26 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Otomatik Sayaç Okuma Sistemi’ne geçilecek<br />

<strong>2021</strong> yılında dijitalleşme hedeflerinin üç başlık altında<br />

toplandığını belirten Dönmez, şunları kaydetti:<br />

İlki, Dijital Türkiye, online işlemler ve çağrı merkezi<br />

üzerinden yapılacak abonelik işlemlerinin ıslak imza<br />

olmadan kimlik teyidi ve sesli onay ile gerçekleştirilmesi.<br />

İkincisi, tarife değişikliği ve tahliye taleplerinin<br />

sesli onayla çağrı merkezi üzerinden alınması.<br />

Sonuncusu ise uzaktan çalışma sisteminin test edilmesi<br />

sayesinde işlemlerin ne kadarının gerçekleştirilebildiğinin<br />

ve bilişim altyapısının yeterliliğinin<br />

ölçülmesi. Dijitalleşmeyle ilgili önemli konulardan<br />

biri de Otomatik Sayaç Okuma Sistemi. Bu sistemle<br />

mesken ve düşük tüketimli abonelerin dışındaki büyük<br />

tüketicilerin faturası uzaktan okunuyor. Bu oran<br />

toplam tüketimin yüzde 48’ine ulaştı. Sayaçların<br />

uzaktan okunması emek, zaman ve maliyet kaybının<br />

önüne geçilmesi açısından da önemli bir faktör.<br />

“Yenilenebilir kaynakların geliştirilmesi<br />

önceliğimiz”<br />

TBMM Sanayi, Ticaret, <strong>Enerji</strong>, Tabii Kaynaklar,<br />

Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş<br />

da özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi<br />

konusunun öncelikleri olduğunu belirterek,<br />

“Türkiye güneş santrallerinin devreye alındığı<br />

2014’ten bugüne kadar, güneş kurulu gücü artışında<br />

dünyada 9’uncu ülke, Avrupa’da ise 3’üncü ülke konumunda.<br />

Ülkemizde 2002 yılından 2020 yılına kadar devreye<br />

alınan toplam kapasitenin yarısı yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarından karşılandı. Bu durum, arz güvenliği<br />

sağlamak ve kaliteli elektrik dağıtım hizmeti<br />

sağlamak açısından da önem taşıyor. <strong>Enerji</strong> arz güvenliği<br />

sağlandığı takdirde, dağıtım hizmet kalitesinin<br />

de artacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede, <strong>Enerji</strong><br />

ve Tabii Bakanlığı ve EPDK ile yasal mevzuatlar konusundaki<br />

iletişimimiz de kesintisiz sürdürülüyor.”<br />

Ar-Ge’ye 1 milyar TL ayrıldı<br />

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, elektrik kesintilerini<br />

Türkiye’nin gündeminden çıkarabilmek için planlı<br />

bakım faaliyetlerinin büyük önem taşıdığına dikkat<br />

çekerek akıllı şebeke ve Ar-Ge faaliyetlerinin de öncelikleri<br />

arasında yer aldığını dile getiren Yılmaz, Ar-Ge<br />

bütçelerini artırarak 5 yıllık dönemde yıllık ortalama<br />

199 milyon liralık bütçe belirlediklerini ve bu alanda<br />

yeni çalışmalar beklediklerini bildirdi.<br />

“SALGINDA KESINTISIZ ENERJI<br />

TEDARİĞİNİ MÜMKÜN KILDIK”<br />

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen, salgın<br />

döneminde, hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan,<br />

kesintisiz ve sürekli enerji tedarikini mümkün kılan<br />

sektör çalışanlarına teşekkür etti. Çeçen, üçüncü uygulama<br />

döneminde yatırım tavanı olan 32,7 milyar<br />

TL’nin üzerinde 37 milyar TL’lik bir yatırım yaptıklarına<br />

değinerek, <strong>2021</strong>-2025 yıllarını kapsayan dördüncü<br />

uygulama döneminde sektörün yatırım tavanının<br />

yaklaşık 2 katına yükselerek 66,7 milyar TL’ye<br />

ulaştığını belirtti. Çeçen sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

Elektrik dağıtım sektörü olarak iş planlarımızı ve<br />

finansman çalışmalarımızı bu çerçevede sürdürüyoruz.<br />

Yatırımlarımızla; başta kırsal alanlar olmak<br />

üzere şebekemizi yenilemeyi, yeni bağlantı taleplerini<br />

karşılamayı ve teknoloji yatırımlarına öncelik<br />

vermeyi hedefliyoruz. Dijital hizmet yelpazemizin<br />

genişletilmesini, tüketici memnuniyeti ve verimli<br />

operasyon yapısının en önemli destekleyicisi olarak<br />

görüyoruz. Ar-Ge alanında Milli Akıllı Sayaç Sistemleri<br />

ve Yerli <strong>Enerji</strong> Yerli Teknoloji gibi projelerle<br />

sektörümüz ve ülkemiz için değer yaratmayı hedefliyoruz.<br />

Türkiye’de girişimcilik programlarının öncülerinden,<br />

ODTÜ Teknokent ve İTÜ Çekirdek programları<br />

ile genç girişimcilerimize destek veriyoruz.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 27


ANKARA KULİSİ<br />

Deniz Suphi<br />

Alamos Gold<br />

Türkiye’den çıkıyor mu?<br />

Adı Kaz Dağları’ndaki faaliyetleriyle duyulan Kanadalı Alamos Gold’un orman izni iptal edildi. İptal<br />

kararı, madencilik dünyasını hareketlendirdi. Kulislerde şirketin Türkiye’deki faaliyetlerine son vereceği<br />

konuşuluyor. Alamos’un altın arama izninin de 2019 yılında sona ermesi bu iddiayı daha da ‘canlı’ hale<br />

getirdi. Ancak bazı kaynaklar, bu iddianın doğru olmadığını şirketin altın ruhsatının süresinin uzatılması<br />

için yetkililerle görüşmeler yaptığını söylüyor..<br />

Kaz Dağları yakınlarındaki Çanakkale’nin Kirazlı<br />

köyünde altın arama ve üretimi için kesilen binlerce<br />

ağaçla gündeme gelen Kanadalı Alamos Gold’un, orman<br />

izninin iptal edilmesi söz konu şirketin Türkiye’deki<br />

faaliyetleriyle ilgili soru işaretleri oluşturdu.<br />

“Alamos Gold, Türkiye’den çıkıyor mu” sorusunun yanıtını,<br />

Ankara’da enerji yönetimine ve Alamos Gold’a<br />

yakın kaynaklar üzerinden araştırdık. Şirketin, mevzuat<br />

gereği 2020 yılının Ekim ayında yalnızca orman<br />

izinleri iptal edildi ancak işletme lisansı ve hakları<br />

devam ediyor. Şirket, lisans süresinin uzatılmasını<br />

bekliyor. Şirkete yakın kaynaklar, “Sahada, işletmeye<br />

ilişkin ruhsat hakları sürüyor. Bu konuda bir<br />

değişiklik yok” dedi. Resmi kaynaklar da söz konusu<br />

28 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


şirketin, Çanakkale’de altın aramak üzere 10 yıl için<br />

verilen ruhsatının süresinin, 13 Ekim 2019’da dolduğunu<br />

belirterek, “Süre uzatılmadı. Bu konuda yeni<br />

bir işlem tesis edilmedi” diye konuştu.<br />

Alamos Gold’un Türkiye iştiraki Doğu Biga Madencilik,<br />

önceki yıl Kaz Dağları’nda altın arama faaliyetleri<br />

kapsamında kestiği binlerce ağaçla gündeme<br />

geldi. Kamuoyundan tepkiler yükseldi. Söz konusu<br />

şirkete, Çanakkale’de altın aramak üzere 10 yıl için<br />

verilen ruhsatının süresi, 13 Ekim 2019’da doldu.<br />

Şirketin, ruhsat süresi uzatılmadı ve faaliyetleri durduruldu.<br />

Bu süreçte önemli bir gelişme yaşandı. Doğu Biga<br />

Madencilik’in, orman izni de 13 Ekim 2020 tarihinde<br />

iptal edildi. Sahayla ilgili tahsis kaldırıldı. Saha, yeniden<br />

Tarım ve Orman Bakanlığı’na kontrolüne geçti.<br />

Şirketin, orman izinlerinin iptaline ilişkin peş peşe<br />

açıklamalar yapıldı. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları<br />

Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, bu<br />

konuya işaret ederek, “Anlayamadığımız nokta konteynırların<br />

çıkarılması için neden bir yıl süre veriliyor.<br />

Biz alanın acilen rehabilite edilmesini istiyoruz”<br />

derken çevreci avukat İsmail Hakkı Atal da “Şirketin<br />

bu alanı kendi parasını harcayarak rehabilite etmek<br />

zorunda. Kamu kaynaklarından, vatandaşın ödediği<br />

vergilerden çıkmaması gerekiyor” uyarısında bulundu.<br />

İptal kararı ne anlama geliyor?<br />

Bu karar ne anlama geliyor? Kanadalı Alamos<br />

Gold, milyonlarca lira harcadıktan sonra Türkiye’den<br />

çıkıyor mu? Yasal bir talebi var mı? Bu soruları, Ankara’da<br />

enerji yönetimine ve şirkete yakın kaynaklara<br />

yönelttik. İşte yanıtlar:<br />

Alamos Gold, Türkiye’den çıkmıyor. Alamos<br />

Gold’un, mevzuat gereği 2020 yılının Ekim<br />

ayında yalnızca orman izinleri iptal edildi.<br />

Şirketin, işletme lisansı ve bu lisansa dayalı<br />

hakları devam ediyor. Şirket, lisans süresinin<br />

uzatılmasını bekliyor. Bu konuda, resmi<br />

birimlerle görüşmeler yapılıyor.<br />

Şirkete yakın kaynaklar, “Türkiye’de işletmeye<br />

ilişkin ruhsat hakları sürüyor. Bu konuda<br />

yeni bir adım söz konusu değil” dedi.<br />

<strong>Enerji</strong> yönetimi, şirketin 10 yıl için verilen<br />

ruhsatının süresinin bir süre önce dolduğunu<br />

anımsatarak, “Söz konusu şirketin,<br />

Çanakkale’de altın aramak üzere 10 yıl için<br />

verilen ruhsatının süresi, 13 Ekim 2019’da<br />

doldu. Süre uzatılmadı. Bu konuda yeni bir<br />

işlem tesis edilmedi” dedi.<br />

Şirket, lisansının süresinin uzatılması durumunda<br />

üretime başlayacak. 60 yıllık bir dönem<br />

ön görülüyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 29


KAPAK<br />

Esen Erkan• Z. Işık Adler<br />

Küresel riskler artıyor,<br />

yönetim kurulları, CEO’lar<br />

ve iş gücü ne kadar hazır?<br />

Dünya hiçbirimizin tanık olmadığı ilginç ve<br />

unutulmayacak bir dönemden geçiyor. Hepimiz<br />

salgının geçip gideceğini düşünüyoruz ancak<br />

kapımızda çok daha büyük riskler var. Son bir<br />

yılda yani Covid-19 salgınıyla birlikte dünyanın<br />

farklı yerlerinden yüzlerce kurum, akademi<br />

ve araştırma şirketleri tarafından hazırlanan<br />

raporlar, hayatımızın geri kalan kısmının kolay<br />

olmayacağını gösteriyor.<br />

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından<br />

hazırlanan 16. Küresel Riskler Raporu’nun <strong>2021</strong><br />

sayısı, küresel bir salgının gölgesinde ekonomik<br />

gerileme, siyasi kargaşa ve giderek kötüleşen<br />

iklim krizinin harap ettiği bir yıla dönüp bakıyor.<br />

WEF tarafından Marsh & McLennan’ın desteğiyle<br />

yayınlanan <strong>2021</strong> Küresel Riskler Raporu’nda ankete<br />

katılan işletmeler tarafından belirlenen riskler<br />

arasında çevresel endişeler başı çekiyor. Beş<br />

çevresel riskin dördü rapor tarihinde ilk kez ilk 20<br />

küresel sıralamada yer alıyor. Bu eğilim, özellikle<br />

Avustralya (orman yangını) ve Endonezya (sel)<br />

olmak üzere, son zamanlarda önemli afet hasarlarıyla<br />

karşılaşan bölgelerde yoğunlaşıyor. Aşırı<br />

hava olayları ve insan kaynaklı çevre felaketleri,<br />

Doğu Asya ve Pasifik bölgesindeki yöneticilerin<br />

başlıca endişeleri arasında yer alıyor.<br />

Rapor, ülkelerin ve işletmelerin bu riskler<br />

karşısında nasıl hareket edebileceklerini araştırırken<br />

şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu yıl riskler<br />

açısından büyük değişikliklerden biri, koronavirüs<br />

(Covid-19 ) salgını tarafından ortaya çıktı. Bulaşıcı<br />

hastalıkların oluşturduğu risk 2020’de 10’uncu<br />

sırada yer alırken artık bir numarada!<br />

30 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


<strong>Enerji</strong> <strong>Panorama</strong> olarak<br />

bu riskler nedir? Şirketler ne<br />

kadar hazır, üst yönetimin yanı sıra<br />

çalışanlar da değişen dünyanın getirdiği<br />

yeni sistemi nasıl karşılayacak? Krizleri nasıl<br />

yönetip hayatın, işleyişin kesintiye uğramaması<br />

için neler yapıyor, neler yapmalı? Bu soruları<br />

farklı kurumlar tarafından hazırlanan<br />

araştırmalar ışığında masaya<br />

yatırdık.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 31


Pandemi, tüm dünyayı küresel yoksulluğu ve eşitsizliği azaltma konusunda yıllardır kaydedilen<br />

ilerlemeyi küçültmekle ve virüsün patlamasından önce zaten zayıflayan sosyal uyuma ve küresel<br />

işbirliğine daha fazla zarar vermekle tehdit ediyor. WEF tarafından Marsh & McLennan’ın<br />

desteğiyle yayınlanan <strong>2021</strong> Küresel Riskler Raporu’na göre, tüm dünyanın sağlığını etkileyen<br />

COVID-19’un insani ve ekonomik maliyetleri de çok ağır.<br />

<strong>2021</strong>’de En Büyük Küresel Tehditler<br />

Olasılığa göre en büyük riskler<br />

1. Aşırı hava olayları<br />

2. İklim eylemi başarısızlığı<br />

3. İnsan kaynaklı çevre sorunları<br />

4. Bulaşıcı hastalıklar<br />

5. Biyoçeşitlilik kaybı<br />

6. Dijital güç konsantrasyonu<br />

7. Dijital eşitsizlik<br />

8. Devletlerarası ilişkilerin zedelenmesi<br />

9. Siber güvenlik hatası<br />

10. Geçim krizleri<br />

İlerlemenin önündeki en büyük engel salgın<br />

Rapora göre, bireysel ve toplu ilerlemenin önündeki<br />

yeni engeller büyük olasılıkla salgından kaynaklanacak<br />

çünkü sosyal etkileşimlerin aniden bozulması,<br />

genişleyen dijital uçurum, pazarlarda ve<br />

tüketici davranışlarındaki ani değişimler, eğitim, iş<br />

kaybı, demokrasi ve uluslararası ilişkiler zorluklar<br />

ile karşı karşıya kalacak. Bu zorluklar, bulaşıcı hastalıkların<br />

etkilerinin neden en yüksek riskte yer aldığını<br />

net bir şekilde gösteriyor.<br />

Etki açısından en büyük riskler<br />

1. Bulaşıcı hastalıklar<br />

2. İklim eylemi başarısızlığı<br />

3. Kitle imha silahları<br />

4. Biyoçeşitlilik kaybı<br />

5. Doğal kaynak krizleri<br />

6. İnsan kaynaklı çevre sorunları<br />

7. Geçim krizleri<br />

8. Aşırı hava olayları<br />

9. Borç krizleri<br />

10. Bilişim altyapısının bozulması<br />

Covid-19 yalnızca can kaybına yol açmakla kalmıyor<br />

aynı zamanda dünyanın en yoksul bölgelerinde<br />

ekonomik kalkınmayı geciktirirken dünya genelinde<br />

de gelir eşitsizliklerini hızla artırıyor. Aynı<br />

zamanda, salgınla mücadele, küresel kaynakları<br />

diğer kritik sağlık sorunlarından uzaklaştırdığı için<br />

kızamık aşılama programlarının kesintiye uğraması<br />

da dahil olmak üzere, pek çok yeni sağlık endişesi<br />

yaratıyor.<br />

32 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Grafik: Küresel Emisyonlar ve Isınma Hedefleri<br />

Covid-19’un kaçınılmaz sonuçlarına karşın raporun<br />

‘insanlığa yönelik varoluşsal bir tehdit’ olarak<br />

tanımladığı bu yılki risk listesinin büyük kısmını iklimle<br />

ilgili konular oluşturuyor. Uluslararası ticaret<br />

ve ulaşımdaki kilitlenmeler ve aksamaların neden<br />

olduğu karbon emisyonlarındaki düşüşe rağmen,<br />

ekonomiler toparlanmaya başladıkça emisyonların<br />

artacağı belirtiliyor.<br />

Covid-19’un çoğu ekonomiyi haftalarca kapanmaya<br />

zorladığı 2020’nin ilk yarısında küresel CO2<br />

emisyonları yüzde 9 düştü. Küresel ısınmanın 1,5<br />

°C ile sınırlandırılmasına yönelik ilerlemeyi sürdürmek<br />

ve iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınmak<br />

için önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl benzer<br />

bir düşüş gerekiyor. Ancak, “Küresel Emisyonlar ve<br />

Isınma Hedefleri” adlı grafikte de görüldüğü üzere,<br />

emisyonlar 2008–2009 mali krizinden sonra geri<br />

döndü.<br />

Rapor, salgından düze çıktıkça tüm ekonomilerin<br />

aynı tekrarı önlemek için ortak bir çabaya ihtiyaç<br />

duyacağını vurguluyor. Ekonomik büyüme ve emisyonların<br />

ayrıştırılarak geçiş risklerinin yönetilerek<br />

düşük karbon ekonomisine geçişin hızlandırılmasının<br />

önemli olduğu belirtiliyor. Dünyanın en büyük<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 33


ekonomilerinden yalnızca dördünün net bir çevresel<br />

fayda sağlayacak kurtarma paketleri oluşturduğunu<br />

belirten rapor, özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarına<br />

geçisin desteklenmesi gerektiğinin altını çiziyor.<br />

<strong>2021</strong> risk raporu, Dünya Ekonomik Forumu’nun<br />

Küresel Risk Algılama Anketi (GRPS) aracılığıyla çok<br />

sayıda katılımcıdan alınan verilere ve öngörülere<br />

dayanıyor. Anket, Forum’un çeşitli liderlik topluluklarının<br />

650’den fazla üyesi tarafından tamamlandı.<br />

Küresel Risk Algılama Anketi’ne (GRPS) yeni eklenen<br />

“dijital eşitsizlik-digital inequality”, “genç hayal kırıklığı-youth<br />

disillusionment” ve “sosyal uyum erozyonu-social<br />

cohesion erosion”, yanıt verenler tarafından<br />

kritik kısa vadeli tehditler olarak tanımlandı.<br />

Orta vadede ekonomik sorunlar baş<br />

gösterecek<br />

Bu topluluklardan biri, Forum’un diyalog, eylem<br />

ve değişimi yönlendiren gençlerden oluşan ağı olan<br />

Global Shapers. Onlar için, iklimle ilgili riskler ‘en<br />

olası ve en etkili uzun vadeli riskler” olarak görülüyor.<br />

Aynı zamanda, dünya çapında “genç hayal kırıklığı”nın<br />

tehlikeleri hakkında bir uyarıda bulunuyorlar:<br />

"Kişisel riskleri acil tehditler, orta vadede makro<br />

riskler ve uzun vadede temel jeopolitik riskler olarak<br />

görüyoruz."<br />

Global Shapers’a göre, önümüzdeki iki yıl içinde<br />

muhtemel olan kısa vadeli tehditler arasında bulaşıcı<br />

hastalıklar, geçim krizleri, dijital eşitsizlik ve<br />

gençlerin hayal kırıklığı bulunuyor. Önümüzdeki 3-5<br />

yıl içindeki orta vadeli risklerde ise varlık balonu<br />

patlamaları, bilişim alt yapısının bozulması, fiyat istikrarsızlıkları<br />

ve borç krizleri gösteriliyor. Uzun vadede<br />

ise topluluk kitle imha silahları, devlet çöküşü,<br />

biyolojik çeşitlilik kaybı ve olumsuz teknolojik ilerlemeler<br />

hakkındaki endişelerden söz ediliyor.<br />

Sağlık, eğitim, istihdam ve sosyal güvenlik<br />

düzenlemeleri şart<br />

Covid-19 küresel sağlık krizi, dünya genelinde<br />

toplum üzerinde benzeri görülmemiş bir etkiye sahip<br />

oldu. Salgınla birlikte uzun süredir var olan eşitsizlikler<br />

daha da kötüleşirken iklim değişikliğinin<br />

etkileri de artacak gibi görünüyor. Küresel Riskler<br />

<strong>2021</strong> raporu, bu eşitsizlikleri gidermek için daha yeşil<br />

üretim ve tüketime geçiş önlemlerinin ekonomiler<br />

canlanana kadar ertelenemeyeceğini belirtiyor.<br />

Hükümetlerin koordinasyon içinde sağlık, eğitim,<br />

istihdam ve sosyal güvenlik ağlarındaki boşlukları<br />

doldurmak için önlemler alarak dönüşümü yönetmeleri<br />

öneriliyor. Rapora göre, parçalanmış bir gelecek,<br />

bu boşlukları doldurarak ve herkes için fırsat<br />

yaratarak önlenebilir.<br />

34 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Yönetim kurulları ve üst yönetim<br />

risklere hazır mı?<br />

Küresel Direktör Enstitüleri Ağı (GNDI) üye enstitüleri tarafından yapılan ve Marsh & McLennan<br />

tarafından desteklenen diğer bir araştırma, yöneticilerin Covid-19 etkilerine ilişkin bakış açılarının<br />

yanı sıra yönetim kurulu ve dış trendlerin gidişatı hakkındaki görüşlerini ortaya koyuyor…<br />

Küresel ankete katılanların 2 bin yöneticinin<br />

yüzde 60’ından fazlası, salgının sürdürülebilirlik hedefleri<br />

ve paydaş değeri konularına ilgiyi hızlandıracağını<br />

belirtiyor. Ayrıca salgının yöneticilerin risk<br />

ve strateji gözetimi ile insan sermayesi risklerine<br />

yaklaşımlarını değiştirdiği belirtiyor. Çoğu yöneticinin<br />

gelecek yıl senaryo planlamalarına yeni ve<br />

daha geniş bir riskler dizisi dahil etmeyi öngördüğü<br />

görülüyor. Covid-19’un dijital araçların kullanımını<br />

hızlandırdığı ve sanal toplantıların yönetim kurulu<br />

operasyonlarının düzenli bir bileşeni haline geleceği<br />

ifade ediliyor.<br />

Küresel Direktör Enstitüleri Ağı, dünyanın dört<br />

bir yanındaki önde gelen yönetici enstitülerini bir<br />

araya getiriyor. Direktörlere ve yönetim kurullarına,<br />

dünya genelindeki yönetim kaynaklarına erişimin<br />

kilidini açmada yardımcı olan küresel bir karşılıklılık<br />

programı olarak işliyor. GNDI, dünya çapında 150<br />

binden fazla yöneticiden ve diğer yönetişim uzmanlarını<br />

temsil eden 22 enstitüden oluşuyor.<br />

Ağustos ve Kasım 2020 arasında, dünyanın her<br />

yerinden 17 yönetici enstitüyü temsilen 1.964 yönetici,<br />

2020-<strong>2021</strong> GNDI Global Direktör Anketi’ne katıldı.<br />

Verilerin sağlandığı dört bölge:<br />

Asya ve Okyanusya: Avustralya (AICD), Hong<br />

Kong (HKIoD), Mauritius (MIoD), Yeni Zelanda<br />

(IoD NZ), Pakistan (PICG), Filipinler (ICD), Singapur<br />

(SID)<br />

Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA): Avrupa<br />

(ecoDa), İrlanda (IoD), Birleşik Krallık (IoD),<br />

İsviçre (SIoD), Rusya (IDA), Güney Afrika (Io-<br />

DSA) ve Körfez Eyaletler (GCC BDI)<br />

Kuzey Amerika: Amerika Birleşik Devletleri<br />

(NACD)<br />

Güney Amerika: Arjantin (IGEP) ve Brezilya<br />

(IBGC)<br />

Özellikle, üst yönetimden yönetim kurulu başkanları<br />

ve CEO’ların başı çektiği anket katılımcıları<br />

arasında, icra müdürü, şirket genel sekreteri, danışman<br />

ve yönetim kurulu başkan yardımcısı gibi yönetim<br />

ekipleri de yer alıyor.<br />

Ankete katılan şirketlerin yer aldığı sektörlerde<br />

finans, sanayi ve bilişim teknolojileri başı çekerken<br />

soruya yanıt veren 1860 katılımcı şirketin 112’si<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 35


enerji sektöründe yer alıyor. Anketin en önemli bulguları<br />

şöyle:<br />

Yöneticiler kendilerine ve yönetim ekiplerine<br />

yüksek not veriyor<br />

Ankete katılan yöneticilerin yüzde 72’si krize<br />

yanıt vermelerinden ve kriz sırasında gözetim sağlama<br />

becerilerinden memnun. Yüzde 32’si önceden<br />

senaryo planlaması yapmanın salgın krizini idare<br />

etme becerilerinde kilit bir faktör olduğunu belirtiyor.<br />

<strong>2021</strong> ve sonrasında riske daha fazla vurgu<br />

yapılacak<br />

Yöneticiler, gelecek yıl yeni risk türlerini dahil<br />

etmek için risk gösterge tablolarını genişletmeyi<br />

ve gelecekteki riskler hakkında daha geniş bir bakış<br />

açısı elde etmek için daha fazla dış uzmana danışmayı<br />

planlıyor. Kriz, yönetim kurullarının şirketlerini<br />

strateji ve risk üzerine nasıl dahil edeceği ve<br />

çalışan sağlığı ve güvenliğini nasıl değerlendireceği<br />

üzerinde muhtemelen en önemli uzun vadeli etkiye<br />

sahip olacaktır. Bununla birlikte, dünya genelindeki<br />

yöneticilerin sadece yüzde 26’sı, önümüzdeki yeni<br />

risk ortamında kriz yönetimi planlarını iyileştirmeleri<br />

gerektiğini düşünüyor.<br />

Sanal kurul toplantıları işe yarıyor ancak en<br />

iyi ikincil toplantılar<br />

Ankete katılan yöneticiler arasında, sanal bir işletim<br />

ortamına uyum sağlamanın en büyük zorluğunun<br />

“sözlü olmayan iletişimi” kaybetmek olduğu<br />

belirlenirken yalnızca yüzde 49’u sanal toplantıları<br />

yüz yüze toplantılar kadar etkili buluyor. Bununla<br />

birlikte, ankete katılanların yüzde 89’u dijital araçların<br />

ileride de yönetim kurulları için önemli bir kaynak<br />

olacağını tahmin ediyor.<br />

Sanal yönetim kurulu toplantıları devam<br />

edecek<br />

Geçen yılki deneyimlerine dayanarak, yöneticilerin<br />

büyük çoğunluğu gelecekte sanal yönetim kurulu<br />

ve komite toplantıları görmeyi bekliyor. Ayrıca sanal<br />

katılımı, yönetim kurulu etkinliğini artırmak için yararlı<br />

bir araç olarak görüyorlar. Asya ve Okyanusya’daki<br />

pek çok kurul yüz yüze görüşmüş olsa da,<br />

dünyadaki çoğu kurul <strong>2021</strong>’in ilk veya ikinci çeyreğine<br />

kadar yüz yüze görüşmeyi beklemiyor.<br />

Yöneticiler kendi zaman yönetimlerine<br />

yüksek dereceler veriyor<br />

Ankete katılan yöneticilerin üçte ikisi, son bir<br />

yıl içinde zaman taahhütlerinin yüzde 50 veya<br />

daha fazla arttığını ve en üst sıradaki sorunun Covid-19’daki<br />

kısa ve uzun vadeli değişikliklere yanıt<br />

bulmak ve stratejilerini yeniden ayarlamak için yönetimle<br />

harcanan zamanla ilgili olduğunu bildirdi.<br />

36 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


İşgücü, gelecekte ihtiyaç duyulacak<br />

becerileri acilen kazanmalı<br />

McKinsey Global Enstitüsü (MGI) tarafından hazırlanan araştırma, salgının etkileri nedeniyle yüzde 25’e<br />

kadar daha fazla çalışanın yeni mesleklerde iş bulması gerekebileceğini ortaya koyuyor. Kalıcı hale gelen<br />

uzaktan çalışmayla birlikte bağımsız çalışanların sayısında da artış bekleniyor…<br />

Yönetim danışmanlığı firması McKinsey & Company,<br />

Covid-19 salgının, işimizin geleceği üzerindeki<br />

uzun vadeli etkilerini araştıran yeni bir rapor hazırladı.<br />

‘Covid-19 Sonrası İşimizin Geleceği’ raporu salgının,<br />

işgücü talebi, mesleklerin yapısı, ihtiyaç duyulan<br />

beceri ve yetenekler üzerindeki kalıcı etkilerini<br />

ortaya koyuyor. McKinsey’nin bu çalışmayı gerçekleştirdiği<br />

sekiz ülke; Çin, Fransa, Almanya, Hindistan,<br />

Japonya, İspanya, İngiltere ve ABD, küresel işgücünün<br />

neredeyse yarısına ev sahipliği yapıyor ve küresel<br />

GSYİH’nın yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor.<br />

Raporda; salgının, tüketici davranışında ve iş<br />

süreçlerinde üç önemli değişim trendini hızlandırdığına<br />

dair kanıtlar sunuluyor. Bu trendler; ‘uzaktan<br />

çalışmanın yükselişi’, ‘e-ticaret-sanal etkileşimlerin<br />

daha fazla benimsenmesi’ ve ‘daha hızlı otomasyon-yapay<br />

zekâ teknolojileri’. Bu trendlerin, önümüzdeki<br />

10 yıl içinde, ekonomideki işlerin dağılımını<br />

değiştireceği belirtiliyor. Bu sürecin sonucu olarak,<br />

çalışmanın gerçekleştirildiği sekiz ülkede, 100 milyondan<br />

fazla çalışanın 2030 yılına kadar yeni mesleklerde<br />

iş bulması gerekebileceği açıklanıyor. Bu<br />

sayı her 16 çalışandan biri anlamına geliyor.<br />

Covid-19 salgını, kalabalık alanlarda müşterilerle<br />

veya iş arkadaşlarıyla yakın çalışmayı gerektiren<br />

işlerde büyük kesintilere neden oldu. Bu nedenle<br />

araştırmada, meslekleri, iş süreçlerinde ihtiyaç duydukları<br />

fiziksel etkileşimlere göre sıralayan yeni bir<br />

yaklaşım kullanıldı. Mağazalardaki kasiyerler, restoranlardaki<br />

garsonlar, aşçılar ve otellerdeki resepsiyon<br />

görevlileri gibi fiziksel yakınlığı daha yüksek<br />

işlerin, müşteri ve iş davranışındaki kalıcı değişik-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 37


likler nedeniyle salgından sonra en büyük değişimi<br />

yaşayabileceği belirtiliyor.<br />

Uzaktan çalışma kalıcı hale geliyor: MGI, şirketlerin<br />

hâlihazırda hibrit uzaktan çalışma modelleri<br />

tasarladığı gelişmiş ekonomilerdeki işçilerin, yaklaşık<br />

olarak yüzde 20 ila 25’inin işlerini çoğu zaman<br />

evden yapabileceğini tahmin ediyor. Ofisleri kullanan<br />

çalışan sayısındaki düşüş; toplu taşıma araçlarının,<br />

ofis bölgelerindeki restoranların mağazaların<br />

kullanım oranlarının da azalmasına neden olabilir.<br />

Bağımsız ve esnek çalışanların oranının artması<br />

bekleniyor: Uzaktan çalışmanın kalıcı hale gelmesinin,<br />

şirket bünyesine girmeden dışarıdan bağımsız<br />

çalışanların sayısını da artırması bekleniyor. McKinsey<br />

tarafından Temmuz 2020’de yapılan bir ankete<br />

katılan 800 küresel yöneticinin yaklaşık yüzde 70’i,<br />

önümüzdeki iki yıl içinde projeler için daha fazla bağımsız<br />

işçi çalıştırabileceklerini söyledi.<br />

Çalışma coğrafyasında değişim yaşanabilir: Uzaktan<br />

çalışma uygulaması, sadece ofisleri etkilemiyor.<br />

Aynı zamanda çalışanların konut tercihinde de değişime<br />

neden oluyor. Salgından önce, yüksek vasıflı<br />

çalışanları kendilerine çeken dünyanın en büyük şehirlerinin,<br />

bu gücü azalıyor. Dijital araçlarla kolaylaşan<br />

uzaktan çalışma, çalışanların herhangi bir yerde<br />

yaşamalarına ve şirketlerin daha geniş çapta alanlardan<br />

işe alım yapmalarına imkân tanıyor.<br />

İş seyahatleri azalıyor: Ofis kullanımındaki değişimin<br />

yanı sıra çevrimiçi toplantıların yaygınlaşmasıyla<br />

iş seyahatleri de azalıyor. Raporda; sanal<br />

toplantıların, iş seyahatlerinin yüzde 20’sinin yerini<br />

alabileceği öngörüsü paylaşılıyor. Bu durumun; restoranlar,<br />

oteller ve havayolları için zincirleme etkilere<br />

sahip olacağına dikkat çekiliyor.<br />

E-ticaret ve sanal işlemler büyümesini sürdürüyor:<br />

Covid-19 salgını, tüketicileri ve işletmeleri,<br />

hızla ‘teslimat ekonomisine’ geçmeye zorladı. Bu<br />

dönemde, düşük ücretli işlerin; perakende mağazalarından<br />

ve restoranlardan, depolara ve dağıtıma<br />

kaydığı görüldü. E-ticaret 2020’de, salgın öncesindeki<br />

yaklaşık beş yılın toplamı oranında büyüdü.<br />

Çevrimiçi market alışverişi, yemek dağıtımı, bankacılık,<br />

tele tıp ve dijital platformlardan eğlence yayıncılığı<br />

arttı. McKinsey anketlerine katılan tüketicilerin<br />

yüzde 50 ila 80’i, bu kanalları kullanmaya devam<br />

edeceklerini söylüyor.<br />

Otomasyon ve yapay zekânın daha da<br />

yükselmesi bekleniyor: Şirketler, iş yeri yoğunluğunu<br />

azaltmak ve talep artışlarıyla başa çıkmak için<br />

otomasyonu ve yapay zekâyı benimsemeye başladı.<br />

Bu alanda yatırımlar, ekonomi düzeldikçe hızlanabilir.<br />

Şirketler, üretim süreçlerinde işçiler arasındaki<br />

fiziksel mesafeyi artırmaya ve bununla birlikte talep<br />

artışlarına da ayak uydurmaya çalıştıkları için;<br />

otomasyondaki en fazla büyümenin, iç mekânda<br />

üretim yapan şirketlerde ve depolarda olması bekleniyor.<br />

McKinsey’nin 2020 Temmuz ayında yaptığı<br />

anket, yöneticilerin yüzde 68’inin otomasyon ve<br />

yapay zekâyı daha fazla kullanmayı planladıklarını<br />

gösteriyor. Ayrıca bu yöneticilerin büyük bir kısmı;<br />

dijital çalışma araçlarının, e-ticaret platformlarının<br />

ve dijital tedarik zinciri platformlarının daha fazla<br />

kullanılmasını beklediklerini belirtiyor.<br />

Sağlık sektörü ve STEM alanlarında istihdam<br />

artacak<br />

Salgın öncesiyle karşılaştırıldığında, bu dönemde<br />

harekete geçen trendler, düşük ücretli mesleklerde<br />

çok daha büyük iş kayıpları yaratabilir. Bu durum,<br />

ulaşım ve teslimatta daha net iş büyümesiyle kısmen<br />

dengelenebilir. Raporda, değişimden en çok etkilenecek<br />

kesimlerin; üniversite mezunu olmayanlar, kadınlar,<br />

etnik azınlıklar ve gençler olabileceği belirtiliyor.<br />

Sağlık sektörü ve STEM (bilim, teknoloji, mühendislik<br />

ve matematik) alanlarındaki yüksek ücretli istihdamın<br />

payının ise artmaya devam etmesi öngörülüyor. Bazı<br />

çalışanların, özel beceriler, daha yüksek sosyo-duygusal<br />

kapasite gerektiren ve çok daha yüksek ücret<br />

dilimlerinde iş bulmaları mümkün olan alanlara geçmelerinin<br />

gerekeceği vurgulanıyor.<br />

38 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YAKIN PLAN<br />

Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor<br />

Mısır ve İsrail gazı için<br />

“sıcak” mesajlar<br />

Doğu Akdeniz’de Türkiye, İsrail ve Mısır üçlüsü<br />

arasında diplomatik ilişkilerde oluşan buzları eritecek,<br />

doğal gazda iş birliği sürecinin kapısını aralayacak<br />

sıcak mesajlar art arda geliyor. Dışişleri Bakanı<br />

Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Doğu Akdeniz’de en uzun<br />

karasuları ve sınırları olan iki ülke olarak ilişkilerimizin<br />

seyrine göre biz de yarın deniz yetki alanları<br />

konusunu Mısır’la müzakere edebiliriz. Kendi aramızda<br />

da ileride bir anlaşma imzalayabiliriz” sözlerinin<br />

ardından enerji yönetiminden de “Doğu Akdeniz”<br />

odaklı önemli bir açıklama geldi.<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan<br />

Bayraktar, Türk Miras Vakfı’nın (THO) video<br />

konferans yöntemiyle gerçekleştirdiği, “Küresel<br />

<strong>Enerji</strong> Dönüşümü ve Türkiye’nin <strong>Enerji</strong> Yol Haritası”<br />

başlıklı etkinlikte konuştu. Bayraktar, Türkiye’nin doğal<br />

gazda Doğu Akdeniz ülkeleriyle (üretilen ya da<br />

üretilecek gazın Türkiye’ye gelmesi ve üçüncü ülkelere<br />

taşınması için) iş birliği yapabileceğini belirterek,<br />

bunun üç temel ilkeye dayanması gerektiğine<br />

işaret etti: Kazan-kazan, arz güvenliği, bölgesel istikrara<br />

ve güvenliğe katkı.<br />

İsrail <strong>Enerji</strong> Bakanı Yuval Steinitz de Rum basınına<br />

verdiği bir röportajda, Doğu Akdeniz Doğal Gaz<br />

Boru Hattı Projesine (Eastmed) ilişkin değerlendirmelerde<br />

bulundu. Eastmed projesinin, İsrail ve Güney<br />

Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) doğal gazının<br />

Avrupa’ya ulaştırılmasını sağlayacağını dile getiren<br />

Steinitz, “Bu proje oldukça önemli. Deniz altından<br />

inşa edilen dünyadaki en uzun ve en derin proje olacak.<br />

Bugünden itibaren bu projenin 5 yıl içinde tamamlanmasını<br />

umuyorum” dedi.<br />

Projenin 7 milyar dolara mal olması<br />

bekleniyor<br />

İsrail’in projeye önem verdiğini ve desteklediğini<br />

kaydeden Steinitz, Tel Aviv yönetimi ile GKRY’nin<br />

Eastmed gibi 2 ya da 3 gaz boru hattına yetecek doğal<br />

gaza sahip olduğunu söyledi.<br />

40 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Geçmişte İsrail gazının Türkiye’ye ihracı konusunda<br />

görüşmeler olduğunu ancak bundan bir sonuç<br />

alınmadığını anımsatan Steinitz, şöyle devam etti:<br />

“Umarım bir gün Türkiye, bölgeye katılır ve hatta<br />

Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun bir parçası olur. Çatışma<br />

yerine koordinasyonu seçer. Umarım tutumlarını<br />

değiştirirler. Biz Türkiye ile iş birliğine hazırız.<br />

Türkiye’yi çatışmanın kaynağı yerine bölgesel bir<br />

partner olarak görmek isteriz.”<br />

Eastmed projesiyle, Doğu Akdeniz’den çıkarılan<br />

gazın GKRY üzerinden Yunanistan’a oradan da İtalya’ya<br />

ulaştırılması hedefleniyor. Söz konusu projenin<br />

6-7 yılda tamamlanması ve yaklaşık 7 milyar<br />

dolara mal olması bekleniyor. Proje, Avrupa Birliği<br />

(AB) tarafından destekleniyor. Yıllık en fazla 20 milyar<br />

metreküplük kapasiteye sahip olacak hattın, 3<br />

kilometre derinliğe inmesi ve 2 bin 100 kilometre<br />

uzunluğunda olması öngörülüyor.<br />

Uzmanlara göre hattın, yalnızca İsrail’de keşfi<br />

yapılmış gaz rezervlerinden elde edilecek doğal<br />

gazla doldurulması mümkün görünmüyor. Boru hattına<br />

Mısır gazının eklenmesi durumunda bile, projenin<br />

sürdürülebilir olması için bölgede yeni keşiflerin<br />

yapılması gerektiği ifade ediliyor.<br />

Mısır, yeni sahaları ihaleye çıkaracak<br />

Mısır da boş durmadı. Mısır, Türkiye’nin Birleşmiş<br />

Milletler’e (BM) bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını<br />

dikkate alarak Doğu Akdeniz’de bazı parsellerde<br />

hidrokarbon ihalesi duyurusu yaptı. Bu gelişme, bölgede<br />

ve dünyada geniş yankı uyandırdı.<br />

Bu sözler ve Mısır’ın Türkiye’ye yönelik gösterdiği<br />

hassasiyet, gözlerin bir kez daha Doğu Akdeniz’e,<br />

Mısır ve İsrail’le olan ilişkilere ve gaz ticaretinde<br />

olası iş birliğine çevrilmesine yol açtı.<br />

<strong>Enerji</strong> kulislerinde, son dönemde Türkiye’nin<br />

LNG’NİN PAYI ARTIYOR<br />

Türkiye açısından önemli bir gelişme daha yaşanıyor.<br />

Türkiye, boru gazı yerine fiyatı daha esnek olan sıvılaştırılmış<br />

doğal gaz (LNG) ithalatını artırıyor. <strong>Enerji</strong><br />

Bakan Yardımcısı Bayraktar, Türk enerji piyasası ve<br />

ekonomisi için doğal gazın önemine işaret ederek, Türkiye’nin<br />

yıllık 50 milyar metreküp gaz tüketimiyle Avrupa’daki<br />

4’üncü büyük gaz pazarı olduğunu kaydetti.<br />

Bayraktar, Türkiye’nin gerçekleştirdiği alt yapı yatırımları<br />

sonucu gaz gereksiniminin yüzde 50’sini LNG olarak<br />

ithal edebildiğini belirterek, gaz arzında LNG’nin<br />

payının son 3 yılda arttığını, söz konusu payın 2018’de<br />

yüzde 22 düzeyinde bulunurken, 2019’da yüzde 28’e,<br />

2020 yılında da yüzde 31’e çıktığını vurguladı.<br />

Doğu Akdeniz ülkeleriyle enerji alanında yakınlaşabileceği<br />

konuşuluyor. Buna göre, Doğu Akdeniz<br />

doğal gazının pazar ülkelere ulaştırılması için en<br />

uygun seçenek Türkiye… Doğu Akdeniz gazı, inşa<br />

edilecek boru hatları üzerinden Türkiye’ye gelebilir.<br />

Türkiye’den de Avrupa’ya ya da bölgesel pazarlara<br />

sunulabilir.<br />

Azerbaycan’ın milli petrol şirketi SOCAR için de<br />

İsrail gazı önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor.<br />

Türkiye, Azeri gazını Türkiye’ye taşıyan Trans Anadolu<br />

Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) üzerinden yılda 6<br />

milyar metreküp gaz alıyor. TANAP, Türkiye çıkışında<br />

Trans-Adriyatik Boru Hattı’na (TAP) bağlanıyor. Bu<br />

hattan, Avrupa’ya yılda 10 milyar metreküp gaz akışı<br />

sağlanacak.<br />

SOCAR’ın, İsrail gazının Türkiye’ye taşınması ve<br />

ardından swapla TANAP’a girmesi konusuna sıcak<br />

baktığı ifade ediliyor. SOCAR’ın, bunu, Doğu Akdeniz’den<br />

Avrupa’ya gaz ihraç etmek için en uygun seçenek<br />

olarak gördüğü kaydediliyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 41


İŞ BİRLİĞİ<br />

Esen Erkan<br />

Bankalar başta çatı GES’leri olmak üzere<br />

yeşil enerji için ‘kesenin ağzını’ açtı<br />

Lisanssız elektrik üretimi için gerekli olan yasal değişikliklerin yapılmasının ardından bu alandaki iş<br />

birliklerinde de artışlar göze çarpıyor. Son birkaç ay içinde çok sayıda banka, çeşitli kurumlarla anlaşmalar<br />

imzalayarak özellikle çatı GES’lerinin kurulumunda birey ve kurumlara oldukça avantajlı koşullarda<br />

finansman desteği veriyor…<br />

Türkiye’nin toplam kurulu gücü içindeki büyüklüğü<br />

kısa sürede yüzde 6’yı geçen lisanssız elektrik<br />

üretimi, enerji sektörünün en hızlı büyüyen kolu olmaya<br />

aday. Kamunun yaptığı yasal düzenlemelerin<br />

yanı sıra artık tüm dünyada her bireyin enerji üreticisi<br />

olmasının yolunu açan teknolojik gelişmeler de<br />

bu alanın büyümesinde itici bir güç haline geldi. Bu<br />

noktada en önemli sorunlardan biri olan finansman<br />

konusunu da bankalar üstlenmeye başladı. Son birkaç<br />

ayda çok sayıda banka, lisanssız üretim hizmeti<br />

veren şirketlerle iş birliği anlaşmaları imzalayarak<br />

finansman desteği vermeye başladı. Söz konusu bu<br />

anlaşmaları ve ayrıntılarını bu alana yatırım yapmak<br />

isteyenler için bir araya getirdik.<br />

Garanti BBVA, Solarçatı ile imzaları attı<br />

Yenilenebilir enerji alanındaki projelerin finansmanına<br />

öncelik veren Garanti BBVA, Solarçatı’yla<br />

yaptığı iş birliği kapsamında çatı tipi güneş enerjisi<br />

yatırım yapmak isteyip de bürokratik süreçlerde<br />

zorlanan konut sahibi veya site yöneticilerinin uygulamalarını<br />

kolaylaştırıyor. Garanti BBVA Bireysel Çatı<br />

GES kredileri için avantajlı faiz oranları sunarken, iş<br />

birliği kapsamında Solarçatı alışveriş kredisi kullanan<br />

Garanti BBVA müşterilerine özel yüzde 5’e varan<br />

indirimler uyguluyor ve bu sayede müşterilerin<br />

kredili alımlarda maliyetleri azaltılmış oluyor.<br />

Konuyla ilgili bilgi veren Garanti BBVA Genel<br />

42 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, “Yenilenebilir<br />

enerjiye sağladığımız 5,2 milyar doların üzerinde finansman<br />

desteğiyle bu yatırımların ülke genelinde<br />

yaygınlaşmasında önemli rol aldık. Şimdi de Türkiye’de<br />

bir ilki gerçekleştirerek bankamızda kullanılan<br />

alışveriş kredisi ürününü Bireysel Çatı Güneş <strong>Enerji</strong>si<br />

Sistemi (GES) sürecine uyarladık. Aynı zamanda<br />

üretim fazlası elektrikten gelir elde edebilecek. Solarçatı<br />

ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği ve yeni kredi<br />

ürünümüz sayesinde bireysel müşterilerimiz 5 dakikada<br />

krediye ulaşıp uygun taksitlerle çatılarına<br />

güneş paneli kurabilecek” dedi.<br />

Kuveyt Türk’ün tercihi Generalsolar oldu<br />

Yenilenebilir enerji alanındaki finansman desteğini<br />

artıran Kuveyt Türk, enerji sektörünün önde<br />

gelen firmalarıyla iş birliği protokolleri imzalamaya<br />

KOTRA SİGORTA, TARIMSAL<br />

SULAMADAKİ GES SİSTEMLERİNİ<br />

SİGORTALAYACAK<br />

Kotra Sigorta, tarımsal sulamada kullanılan GES Sistemlerine<br />

sigorta güvencesi sunduklarını açıkladı.<br />

Şirketten yapılan basın açıklamasında, tarımsal sulamada<br />

kullanılan güneş enerji santrallerinde enerji<br />

iletiminin pek mümkün olmadığı dağlık ve uzak<br />

noktalarda tesis edildiği; iklim açısından kritik bir<br />

öneme sahip bu sistemlerin kullanılması ile içten<br />

yanmalı motor kullanılan sulama sistemlerinin terk<br />

edildiği belirtildi.<br />

Kotra Sigorta geliştirdiği sigorta ürünü ile tarımsal<br />

sulamada kullanılan GES sistemlerine sigorta<br />

güvencesi sunabilir hale gelmiş bulunuyor. Çiftçi<br />

yatırımcıların ve yüklenici solar sektör üyelerinin<br />

tarımsal sulamada kullanılan GES sistemlerine sigorta<br />

yaptıramama sorunu, Kotra Sigorta güvencesi<br />

ile çözüme kavuşturuldu.<br />

devam ediyor. Şirketten yapılan basın açıklamasında,<br />

Kuveyt Türk, son olarak enerji sektöründe<br />

10 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren ve güneş<br />

enerjisi santrallerinin proje geliştirme, tasarım ve<br />

kurulumlarını üstlenerek başarılı projeleri hayata<br />

geçiren Generalsolar <strong>Enerji</strong> ile Çatı Güneş <strong>Enerji</strong>si<br />

Santrali (Çatı GES) alanında iş birliğine gitti. İş birliği<br />

kapsamında çatı GES kurulumu için finansman ta-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 43


lebi olan müşteriler, Generalsolar <strong>Enerji</strong> tarafından<br />

finansman başvurusunda bulunmak üzere Kuveyt<br />

Türk’e yönlendirilecek. Öz tüketim amaçlı kurulacak<br />

çatı GES’ler için gerekli koşulları sağlayan firmalara<br />

Kuveyt Türk tarafından uygun koşullarda finansman<br />

desteğinde bulunulacak.<br />

Kuveyt Türk Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman<br />

Delipoyraz, “Uygun finansman koşullarıyla,<br />

yenilenebilir enerji kaynakları arasından öne çıkan<br />

güneş enerjisinden faydalanmak isteyen firmaların<br />

yanında olmaya devam ediyoruz. Sektörün tecrübeli<br />

firmalarından Generalsolar <strong>Enerji</strong> ile yapmış olduğumuz<br />

iş birliği sayesinde yenilenebilir enerji alanında<br />

daha fazla şirkete destek verecek olmaktan<br />

dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi.<br />

Generalsolar <strong>Enerji</strong> Yönetim Kurulu Başkanı Ali<br />

Demirdaş ise “Kuveyt Türk ile imzaladığımız iş birliği<br />

protokolü sayesinde yatırımcılar hem çatı GES projeleri<br />

için uygun finansmana kolayca ulaşabilecek<br />

hem de güneş enerjisi yatırımlarıyla ülke ekonomimize<br />

ciddi katkıda bulunacak” şeklinde konuştu.<br />

TKYB, Türkiye’nin ilk düşük karbonlu<br />

ekonomiye geçiş tahvil ihracına aracılık etti<br />

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, 200 milyon<br />

TL tutarındaki Türkiye’nin ilk düşük karbonlu ekonomiye<br />

geçiş tahvil ihracına aracılık etti. Şirketten<br />

yapılan basın açıklamasında, Türkiye’nin en yoğun<br />

endüstriyel bölgesi olan Kuzey Marmara’da doğal<br />

gaz dağıtımı yapan Palgaz’ın, 200 milyon TL tutarındaki<br />

Türkiye’nin ilk düşük karbonlu ekonomiye geçiş<br />

tahvil ihracında münhasır finansal danışman olarak<br />

görev aldı.<br />

İkram Göktaş<br />

Vakıf Katılım Genel Müdürü<br />

Satış aracılığı Ziraat Yatırım Menkul Değerler<br />

tarafından yürütülen ihracın, sürdürülebilirlik<br />

çerçevesi; Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ve<br />

Metsims Sustainability Consulting tarafından oluşturuldu.<br />

UNDP İstanbul International Center for Private<br />

Sector in Development (IICPSD), düşük karbonlu<br />

ekonomiye geçiş çabalarını desteklemek amacıyla<br />

özellikle küresel uygulamaları paylaşarak çerçeve<br />

geliştirme sürecine katkı sağladı.<br />

Vakıf Katılım 50 belediyeye destek verecek<br />

Vakıf Katılım, Güneş <strong>Enerji</strong>si Santrali (GES), Rüzgar<br />

<strong>Enerji</strong>si Santrali (RES), Jeotermal <strong>Enerji</strong> Santralleri<br />

(JES) ve Biyokütle <strong>Enerji</strong> Santralleri kurulumlarında<br />

belediyelerle iş ortaklıkları gerçekleştirirken,<br />

belediyelerin akıllı şehir projelerini de finanse ediyor.<br />

Başlangıç olarak 10’un üzerinde belediyeye GES<br />

projesiyle ilgili destek veren Vakıf Katılım, otopark,<br />

ulaşım, tarım, sağlık hizmetleri ve atık yönetimi konularında<br />

beledilerin akıllı şehir çalışmalarına da<br />

finansal kaynak sunuyor.<br />

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Vakıf Katılım<br />

Genel Müdürü İkram Göktaş şunları söyledi:<br />

“Vakıf Katılım olarak milli ekonomiyi destekleme<br />

vizyonumuzdan hareketle belediyelerimizin yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarına yapacakları yatırımlar<br />

ile akıllı şehir projelerine destek olmaya başladık.<br />

İş birliği yaptığımız belediyelerin parkları, bahçeleri<br />

şimdi temiz enerji ile aydınlanıyor. Aldığımız sonuçlardan<br />

çok mutluyuz. Yenilenebilir enerji alanında 50<br />

belediyeye toplam 600 milyon TL yeşil enerji yatırım<br />

desteği yapmayı planlıyoruz. Milli enerji kaynaklarına<br />

yaptığımız bu yatırımla 40 bin haneye enerji<br />

sağlamış olacağız. Ülkemizin gelişimine destek olacak<br />

tüm uygulamaların ve çalışmaların en büyük<br />

destekçisi olmaya devam edeceğiz.”<br />

44 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ETKİNLİK<br />

AB’nin zorunlu hale getirdiği “sıfır enerjili<br />

binalar” ZeroBuild’in de gündeminde<br />

“Neredeyse Sıfır <strong>Enerji</strong>li Binalar” ZeroBuild’in de gündeminde yer alacak. ZeroBuild Türkiye Genel<br />

Sekreteri Yasemin Somuncu, “<strong>2021</strong> itibarıyla zorunlu hale getirilen ‘Sıfır <strong>Enerji</strong> Binalar’a dönüşümün ülke<br />

gündeminde yer alması için bu yıl 22-26 Eylül <strong>2021</strong> tarihleri arasında dijital ortamda düzenleyeceğimiz<br />

ZeroBuild Türkiye’de, Türkiye ve dünya kanaat önderleri ile birlikte kentsel dönüşümde yapılan yeni<br />

binalarda yeni yol haritaları kapsamında konuyu her açıdan ele alacağız” dedi…<br />

Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yeni ve mevcut<br />

binalarda hayata geçirilen dönüşüm çalışmalarının<br />

enerji tasarrufu için önemli bir fırsat sunduğuna<br />

dikkat çeken ZeroBuild Türkiye Genel Sekreteri<br />

Yasemin Somuncu ve ZeroBuild Türkiye İnşaat<br />

Mühendisleri Ağı Lideri Ilgaz Doğan, yeni binaların<br />

Binalarda <strong>Enerji</strong> Performans Yönetmeliği’ne uygun<br />

olarak inşa edilmesinin önemini belirterek, bu değişim<br />

süreciyle tasarımdan devreye almaya kadar<br />

bütüncül bir vizyonla sürdürülebilir bir dönüşümün<br />

mümkün olduğunu söyledi.<br />

Yasemin Somuncu, Türkiye’deki binalarda enerji<br />

performansı iyileştirme politikaları kapsamında<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 20.11.2020<br />

tarihinde Neredeyse Sıfır <strong>Enerji</strong>li Binalar (NSEB) için<br />

rehber kitap yayınlandığını belirterek, “Sıfır enerjili<br />

binalar, özünde genel enerji tüketimimizi azaltırken,<br />

enerji fiyat artışlarından etkilenmemizi sınırlayan,<br />

sosyal, ekonomik ve çevresel refahı koruyan, mevcut<br />

kaynaklarımızı sürdürülebilir ve uygun maliyetli<br />

bir şekilde kullan- mamızı sağlayan binalardır.<br />

İklim değişikliğinin zararlarını<br />

fazlasıyla hissettiğimiz<br />

son yıllarda sıfır enerji binalar<br />

artık olmazsa olmaz<br />

bir ön koşuldur” dedi.<br />

“Hemen Şimdi,<br />

Harekete Geç!”<br />

Sıfır enerji binanın tasarımı,<br />

büyük ölçüde yerel<br />

iklime ve ayrıca bina<br />

geleneklerine, inşaat<br />

Yasemin Somuncu<br />

ZeroBuild Türkiye Genel Sekreteri<br />

alanına ve bina türüne bağlı olduğunu belirten Somuncu,<br />

“Binalarda enerji tüketimini en az seviyeye<br />

indirgedikten sonra hala ihtiyaç duyulan enerjiyi<br />

binanın bulunduğu coğrafyanın iklimsel, sosyal ve<br />

ekonomik şartlarına en uygun olacak yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarıyla sağlamanın sıfır enerji binaların<br />

olmazsa olmaz bir diğer şartı olduğunu söyledi.<br />

Somuncu sözlerine şöyle devam etti:<br />

Avrupa Birliği’nde 1 Ocak <strong>2021</strong> itibarıyla zorunlu<br />

hale getirilen ‘Sıfır <strong>Enerji</strong> Binalar’a dönüşümün ülke<br />

gündeminde yer alması için bu yıl “Right Now, GO!<br />

- Hemen Şimdi, Harekete Geç” sloganı ile 22-26 Eylül<br />

<strong>2021</strong> tarihleri arasında dijital ortamda ikincisi<br />

düzenleyeceğimiz “ZeroBuild Türkiye’de”, Türkiye<br />

ve dünya kanaat önderleri ile birlikte kentsel dönüşümde<br />

yapılan yeni binalarda yeni yol haritaları<br />

kapsamında konuyu her açıdan ele alacağız. Sıfır<br />

<strong>Enerji</strong> Binalar ortak akıl, ortak niyet ve iş birliği ile<br />

gerçekleştirilebilir, amacımız tüm paydaşları harekete<br />

geçirmek.”<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 45


DÜNYA GÜNDEMİ<br />

Esen Erkan<br />

Ürdün’de yenilenebilir enerji, kömür<br />

ve kaya petrolü ile rekabet ediyor<br />

Uluslararası Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Ajansı (IRENA) tarafından yayınlanan rapor, Ürdün’ün yenilenebilir<br />

enerjiye geçişine yardımcı olabilecek bir dizi politika önlemi belirledi. “Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Hazırlık<br />

Değerlendirmesi: Ürdün Haşimi Krallığı” başlıklı çalışma, Ürdün <strong>Enerji</strong> ve Maden Kaynakları Bakanlığı<br />

ile işbirliği ile hazırlandı. Ürdün, 2030 yılına kadar kurulu güçte yüzde 31 yenilenebilir enerji payına<br />

ulaşmak için ulusal çabalarına özel sektörün de katılmasını istiyor…<br />

46 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Ürdün ya da resmi adıyla Ürdün Haşimi Krallığı,<br />

Ortadoğu’da bulunmasına karşın topraklarından<br />

petrol çıkmayan tek ülke olma özelliği taşıyor. Antik<br />

kentleri, çöl kültürü, geleneksel yaşamıyla Ortadoğu‘nun<br />

en etkileyici ülkelerinden biri olan Ürdün,<br />

petrol zengini olmamasına karşın tarihi dokusu,<br />

coğrafi özellikleri ve doğal güzellikleri bakımından<br />

son derece zengin bir ülke. UNESCO Dünya Mirası<br />

Listesi’nde bulunan, dünyaca ünlü Petra Antik Kenti<br />

ile her yıl yüzbinlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.<br />

Hızlı nüfus artışı, Ürdün Haşimi Krallığı’nda ekonomiyi<br />

büyük baskı altına alıyor. 10,6 milyonluk<br />

mevcut nüfus için geleceğe yönelik uzun vadeli yeni<br />

ekonomik kalkınma modelleri aranıyor. Ürdün’deki<br />

ekonomik zorluklar, Covid-19 sağlık kriziyle daha da<br />

şiddetlenirken ülke yerel enerji kaynaklarının kullanımını<br />

ilerletmekte kararlı. Ürdün ekonomisinin<br />

büyüme stratejilerinin merkezinde ithalata dayanan<br />

enerji sektörü yer alıyor. Yerel kurumlar için enerji<br />

dönüşümü yatırımlarının uygulanabilirliğini ve<br />

elektrifikasyonu artırmayı hedefleyen Ürdün, sanayi,<br />

ısıtma, soğutma ve ulaşım gibi enerji dışı sektörleri<br />

de elektriklendirmeyi hedefliyor.<br />

Ürdün <strong>Enerji</strong> ve Maden Kaynakları Bakanlığı<br />

tarafından enerji güvenliğini artırmak için yenilenebilir<br />

enerji dahil olmak üzere, yerel kaynakların<br />

daha fazla kullanılması için çağrı yapıldı. Bakanlığın<br />

2020-2030 <strong>Enerji</strong> Sektörü için güncellenmiş stratejisi,<br />

2030 yılına kadar elektrik üretim kapasitesindeki<br />

yenilenebilir enerji payını yüzde 31’e çıkarmayı<br />

hedefliyor. IRENA ve bakanlığın işbirliğinde hazırlanan<br />

Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Hazırlık Değerlendirmesi<br />

raporu, mevcut zorlukları ve kilit noktaları belirliyor.<br />

Ürdün, kuzeyde Suriye, kuzey doğuda<br />

Irak, doğu ve güneyde Suudi Arabistan,<br />

batıda ise Filistin ve İsrail ile komşu.<br />

Ürdün’ün güneybatısında ise Kızıldeniz<br />

yer alıyor. UNESCO Dünya Mirası<br />

Listesi’nde yer alan Nebatilerin kayıp<br />

şehri Petra ve dünyanın en alçak noktası<br />

olarak kabul edilen Lut Gölü de Ürdün’de<br />

bulunuyor. Ülke, özellikle güneş ve<br />

rüzgar enerjisi kapasitesini artırmak için<br />

elverişli koşullara sahip.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 47


Yenilenebilir enerji yatırımları için<br />

uluslararası ortaklıklar bekleniyor<br />

Ürdün <strong>Enerji</strong> ve Maden Kaynakları Bakanı Mühendis<br />

Hala Zawati raporla ilgili yaptığı açıklamada,<br />

“Tüm bu iddialı hedeflere ulaşmak için kamu ve özel<br />

sektör arasında güçlü bir ortaklığa ihtiyaç olduğunun<br />

farkındayız. Yenilenebilir enerjiyi, Ürdün enerji<br />

sektörünün ana direği yapmak için uluslararası<br />

dostlar ve ortaklarla birlikte çalışmaya hevesliyiz”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera,<br />

Ürdün’ün eylem planlarını gerçekleştirildiği takdirde,<br />

tüketici enerji maliyetlerini azaltarak ulusal<br />

enerji güvenliğini artıracağını ve istihdam yaratarak<br />

sürdürülebilir büyümeyi teşvik edeceğini açıkladı.<br />

La Camera, “Ürdün, özellikle Covid-19 sonrası ekonomik<br />

iyileşme çabalarını artıracak önemli yenilenebilir<br />

enerji potansiyeline sahip. Bu rapor, Ürdün’ün<br />

bugüne kadarki enerji geçiş sürecini geliştirmesine<br />

ve bunu 2030 ulusal karbonsuzlaştırma hedefleriyle<br />

uyumlu hale getirmesine olanak sağlayacak bir dizi<br />

politika ve düzenleyici önlemi içeriyor” dedi.<br />

<strong>Enerji</strong> dönüşümü için şebekeyi modernize<br />

etmek şart<br />

Ürdün’ün yenilenebilir enerjiden elde ettiği elektrik<br />

payı, destekleyici politikalar sayesinde güneş fotovoltaik<br />

ve kara rüzgarı dahil olmak üzere, 2014’te<br />

neredeyse sıfır iken 2020’de yaklaşık yüzde 20’ye<br />

ulaşmış durumda. Yerel finansman kurumlarının<br />

ve proje geliştiricilerinin kapasite desteğiyle enerji<br />

dönüşümüne katılımın artacağını öngören çalışma,<br />

elektrifikasyona geçiş için ihtiyaçları da belirliyor.<br />

Ürdün’de yenilenebilir enerjinin daha yüksek paylarla<br />

şebekeye entegre edilmesiyle ilgili olarak iletim<br />

ve dağıtım alt yapısının oluşturulması ve yükseltilmesi,<br />

depolamanın devreye alınması, talep tarafı<br />

yönetiminin teşvik edilmesi ve ısıtma, soğutma ve<br />

ulaşımın elektrifikasyonu için şarj alt yapısının yapılması<br />

öneriliyor.<br />

TOPLAM ÜRETİMİN YÜZDE 50’Sİ<br />

DOĞAL GAZ SANTRALLERİNDEN<br />

Ürdün’ün toplam kurulu güç kapasitesi 2014’te 3,9<br />

GW iken 2018 sonunda 5,2 GW’ye ulaştı. 2018 yılında<br />

yüzde 50’nin üzerinde kurulu kapasiteyle en büyük<br />

paya kombine çevrim santralleri sahip. Doğal gazın<br />

ardından gelen en önemli kaynak ise yüzde 16 pay<br />

ile dizel tesislerden oluşuyor. 2014’te yüzde 1’in altında<br />

seyreden yenilenebilir enerji kapasitesinin payı<br />

2018’de yüzde 20’nin üzerine çıktı. 2030’a kadar yüzde<br />

31’e ulaşması bekleniyor.<br />

48 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


EKONOMİ<br />

Ekonomi soğuyacak, Türkiye<br />

ve Çin pozitif ayrışacak<br />

KPMG Türkiye’nin üçer aylık dönemlerle hazırladığı Bakış’ta bilinmeyenle mücadeleyle geçen 2020’nin<br />

ardından <strong>2021</strong>'in Türkiye’de ekonominin soğuma yılı olacağı vurgulanıyor. Yılın ilk yarısında yüzde 6’lar<br />

seviyesinde beklenen küresel daralmanın yüzde 4’ler seviyesinde kalacağını öngören çalışma, hasarın<br />

tamirinin ise iyi olasılıkla <strong>2021</strong>'in sonunda gerçekleşeceğini vurguluyor. Ancak gelişmekte olan ülkelerden<br />

Türkiye ve Çin pozitif görünümleriyle diğer ülkelerden ayrışacak...<br />

KPMG Türkiye’nin hazırladığı Bakış, Türkiye ve<br />

dünya ekonomisinde yılın son çeyreğini inceledi.<br />

Salgının etkisiyle geçen yılın sonunda öncü verilere<br />

göre en kötünün geride kaldığı vurgulanan Bakış’a<br />

göre, bu yıl küresel toparlanma ve yaraların sarılmasıyla<br />

geçecek. Büyümeyle ilgili her coğrafya farklı<br />

sinyaller veriyor. Türkiye’den gelen işaretler umutlu.<br />

Dünyada 2020’nin son çeyreği Bakış’tan şöyle<br />

yansıdı:<br />

Yaz-boz tahtası gibi geçen 2020’de salgın, eşi<br />

benzeri görülmemiş bir ekonomik çalkantıya sebep<br />

oldu. Yılın sonunda aşı haberleri öncülüğünde<br />

göreceli iyileşen beklentilere karşın temel ekonomik<br />

ve siyasi görünümde etkisi uzun süre devam<br />

edecek değişimler yaşandı.<br />

50 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Bahar aylarında yaşanan karmaşa ve aşırı kötümserleşen<br />

beklentiler, yılın son çeyreğinde yerini<br />

umutlara bıraktı. Küresel büyüme beklentileri<br />

olumlu yönde revize edilmeye başlandı. Yılın ilk<br />

yarısında yüzde 6’lar seviyesinde beklenen küresel<br />

daralma, yüzde 4’ler seviyesinde kalacak.<br />

Hasarın tamiri ise iyi olasılıkla <strong>2021</strong> sonunda<br />

gerçekleşecek.<br />

Uluslararası kurumların büyüme beklentileri yıl<br />

içinde önce kötüye doğru, sonra da iyiye doğru<br />

revize edildi. Son dönemde gelen revizyonlar<br />

olumlu olmakla birlikte, küresel bir daralma yaşanacak<br />

ve bu daralmanın merkezi en büyük ticaret<br />

ortağımız olan Avrupa Birliği olacak.<br />

Artan merkez bankası bilançolarının yanında sağlanan<br />

trilyonlarca dolarlık mali destekler, <strong>2021</strong><br />

yılı için önemli ve olumlu bir alt yapı oluşturuyor.<br />

Bu süreç, <strong>2021</strong> yılı boyunca da devam edecek.<br />

Salgın GSYH’leri tarihte çok az görüldüğü şekliyle<br />

daralttı. Bu nedenle <strong>2021</strong> büyümeleri, birçok<br />

ekonomi için iyileşmeye işaret edecek. Aşının<br />

yaygınlaşması ve birikmiş taleple başta Asya ve<br />

Batı Avrupa olmak üzere birçok bölgede toplam<br />

büyüme yüzde 5’i aşacak. Türkiye’nin en önemli<br />

ticari partnerlerini barındıran Batı Avrupa’daki<br />

büyüme yüzde 5.2 olarak tahmin ediliyor.<br />

Bununla birlikte bölgesel daralma beklentileri<br />

içinde en büyük yarayı AB ülkelerinin alması bekleniyor.<br />

Uzak Asya ise salgını ilk yaşayan ve süreci<br />

ilk tamamlayan bölge olarak, <strong>2021</strong> yılını büyüme<br />

ile kapatabilecek kapasitede görünüyor.<br />

Salgının Avrupa’da bıraktığı etki küresel ortalamaların<br />

üzerinde seyrediyor. Vaka sayılarının<br />

hızla arttığı ve yer yer kontrolden çıktığı kıtada<br />

mevcut yapısal sorunlar durgunluğun derinleşmesine<br />

sebep oluyor.<br />

Yıl ortası tahminlerine göre yüzde 9 seviyesinde<br />

daralması beklenen AB için son tahminler yüzde<br />

7,5 seviyesinde küçülmeye işaret ediyor. <strong>2021</strong> yılı<br />

için beklenti yüzde 3,5 büyüme seviyesinde.<br />

İngiltere’de tablo ağır<br />

Bu süreçte, artık birlik üyesi olmasa da İngiltere<br />

en ağır fatura ile karşılaşan ülke olacak. 2020’yi<br />

yüzde 10’un üzerinde daralmayla kapatması beklenen<br />

ülkede ekonominin yeniden eski temposuna<br />

kavuşması yıllar sürecek. AB’nin bu durumu, Türkiye<br />

ihracatının yüzde 50’sinin bu bölgeye yapıldığı<br />

düşünüldüğünde olumsuz bir görünüm oluşturmaya<br />

devam ediyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 51


Gelişen ülke (EM) ekonomileri, salgından beklendiği<br />

gibi daha hızlı bir toparlanma süreci ile çıkacaklar.<br />

Başını Çin’in çektiği gruptaki ülkeler gerek<br />

yüksek üretim faktörleri potansiyelleri gerekse de<br />

adaptasyon kabiliyetleri ile avantaj sağlayacaklar.<br />

Bol likidite ve düşük faiz ortamı, belirli miktarda riski<br />

kabullenen ve daha yüksek getiri arayışında olan<br />

portföylerin ülkelere girişinin tetiklenmesini sağlayacak.<br />

Risk algısının normalleşmeye başlaması, EM<br />

ekonomileri için büyük bir kazanım.<br />

Gruptaki ülkelerden 2020 yılını büyümeyle kapatması<br />

beklenen ülkeler ise Çin ve Türkiye. Çin, salgın<br />

sürecini erken yaşadığı için pozitif büyüme yakaladı.<br />

Türkiye ise bunu, bugün içinden geçtiğimiz parasal<br />

sıkılaştırma sürecini tetikleyen kredi büyümesi stratejisi<br />

ile yakaladı. Sonuç olarak, <strong>2021</strong>’de çok güçlü<br />

bir büyüme yaşanması beklenen EM ülkelerinde görünüm<br />

pozitif. Türkiye’nin de içinde değerlendirildiği<br />

bu grup, <strong>2021</strong> yılında büyük kazanımlar sağlayabilir.<br />

TÜRKİYE KÖTÜYÜ GERİDE BIRATI AMA REFORMLARA İHTİYAÇ VAR<br />

Türkiye için 2020’nın hem salgın hem jeopolitik<br />

açıdan sarsıntılı geçtiğini ifade eden rapor, salgın<br />

sürecinin küresel görünüme paralel seyrettiğini ve<br />

toparlanmanın da küresel toparlanma ile paralel<br />

gerçekleşeceğini öngörüyor. Yerel ekonomi tarafında<br />

yılın ortası ile sonu arasındaki politika farklı. GSYH<br />

daralmasını kontrol altına alabilmek için uygulanan<br />

kredi büyümesi politikasından vazgeçilmesi ancak bu<br />

esnada doğan enflasyonist baskı görünümü değiştirdi.<br />

Türkiye 2020’yi pozitif büyüme ile kapatmış olsa<br />

da bozulan dengelerin yerini bulması zaman alacak.<br />

Türkiye <strong>2021</strong>’in ilk yarısını yüksek faiz ortamı ve ekonomik<br />

soğuma süreciyle geçirecek. Bu süreçte atılacak<br />

reform adımları ise yılın geri kalanı ve daha uzun<br />

vade için önemli temel taşı olacak.<br />

Öncü göstergeler, Türkiye için de en kötünün geride<br />

kaldığını söylüyor ve kalıcı toparlanma adımlarının<br />

<strong>2021</strong> yılında atılması bekleniyor. Bu süreçte artan<br />

risk iştahı, gelişen ekonomiler için güçlenen sermaye<br />

girişleri, hemen tüm ülkelerde hızlı büyüme rakamları<br />

ve normalleşmeye başlayan genel makro göstergelerle<br />

karşılaşılacak.<br />

Kısa vadeli öngörüler önceki dönemlere kıyasla görece<br />

olumlu olmakla birlikte salgında yeni dalgaların<br />

yaşanması ya da aşı sürecinin beklendiği gibi devam<br />

etmemesi gibi riskler önemini koruyor. Tüketici davranışlarındaki<br />

değişimler ise kalıcı hale geldi. Yeni<br />

düzene büyük bir hızla adapte olan iş dünyasının<br />

geliştirdiği yeni modeller; yakın geleceğin normalleri<br />

olarak hayatımızdaki yerlerini alacak.<br />

52 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Yerel, Ulusal ve Küresel<br />

Yeşil Düzen için...<br />

IRENEC <strong>2021</strong><br />

11. ULUSLARARASI<br />

%100 YEN‹LENEB‹L‹R<br />

ENERJ‹ KONFERANSI<br />

20-22 MAYIS <strong>2021</strong><br />

Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> topluluğu, yeşil ve<br />

sürdürülebilir bir gelecek vizyonuyla hızla<br />

büyüyor ve gelişiyor. EUROSOLAR Türkiye’nin<br />

rolü, bu hareketi desteklemek, en iyi<br />

uygulamaları paylaşmak için ve bölgesel,<br />

ulusal, küresel düzeylerde etkinleştirici<br />

politikaları teşvik etmek için bir platform<br />

sağlamaktır.<br />

11. Uluslararası %100 Yenilenebilir <strong>Enerji</strong><br />

Konferansı, yarın hayatımızı etkileyebilecek<br />

yeni teknolojileri ve yenilikleri teşvik etmek<br />

için küresel yenilenebilir enerji trendleri<br />

etrafında konferans konularını yeniden<br />

düzenledi. Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Entegrasyonu,<br />

Avrupa Yeşil Düzeni, <strong>Enerji</strong> Dönüşümü<br />

2050 ve Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Teknolojileri ve<br />

Uygulamaları bu yılın ana konuları olacak.<br />

Bilgi birikiminizi derinleştirmek ve tecrübelerinizi<br />

paylaşmak için IRENEC <strong>2021</strong> Online’a katılın!<br />

www.irenec.org • www.eurosolar.org.tr • www.poweringcommunities.org


ETKİNLİK<br />

Z. Işık Adler<br />

Sıfır karbon hedefine ulaşmanın yolu<br />

elektrikli otomobillerden geçiyor<br />

IICEC tarafından düzenlenen webinarda bir konuşma yapan Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı Başkanı Dr.<br />

Fatih Birol, iklim değişikliğiyle mücadelede küresel bir yaklaşımın öneminin, temiz enerji çözümlerinin<br />

ve inovasyonun altını çizerek “Emisyonların sıfıra ulaşması için dünyada satılan her 2 araçtan 1’inin<br />

elektrikli olması gerekiyor” dedi...<br />

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası <strong>Enerji</strong><br />

ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen “Küresel<br />

<strong>Enerji</strong> ve İklim Politikalarında Yeni Bir Dönem:<br />

Yeni ABD Yönetimi Gündemi” başlıklı webinar 23 Şubat<br />

Salı günü gerçekleşti. Açış konuşmasını Sabancı<br />

Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler<br />

Sabancı’nın yaptığı webinarda, Uluslararası <strong>Enerji</strong><br />

Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol enerji ve iklim ilişkisinde<br />

küresel perspektife ilişkin çok önemli değerlendirmelerde<br />

bulundu. Webinara Obama başkanlığında<br />

ABD 13. <strong>Enerji</strong> Bakanı olarak görev alan Prof.<br />

Ernest J. Moniz, onur konuğu olarak katıldı.<br />

Webinarın açılış konuşmasını yapan Sabancı<br />

Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler<br />

Sabancı, IICEC’in, enerji ve iklim konularının ilişkilerini<br />

ele almak için tam zamanında ve seçkin konuşmacılarla<br />

gerçekleştirdiği bu özel webinar ile<br />

öncülük etmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi.<br />

IICEC’in kısa bir süre önce politika yapıcılar, endüstri<br />

ve akademisyenlerle birlikte “Başarı Üçgeni”<br />

içinde çalışarak Turkey Energy Outlook (Türkiye<br />

<strong>Enerji</strong> Görünümü) çalışmasını yayınladığını hatırlatan<br />

Sabancı, “Türkiye enerji sektöründeki önemli bir<br />

ihtiyacı karşılayan bu çalışma, tüm paydaşlar için<br />

bir referans çalışma niteliğinde oldu. IICEC’in büyümesinden<br />

ve etkisini genişletmesini görmekten<br />

memnunum. Bu yıl, IICEC’in bir diğer büyük projesi,<br />

“Turkey Electric Vehicles Outlook” (Türkiye’de Elektrikli<br />

Araçlar Görünümü) olacak. Bu çalışmada Türkiye’de<br />

elektrikli araçlar ve e-mobilite ekosistemi ve<br />

büyüme perspektifi, kapsamlı bir analitik perspektif<br />

içinde sunulacak. Raporun önümüzdeki sonbaharda<br />

yayınlanması planlanıyor” dedi.<br />

54 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


“Biden yönetimi iklim değişikliğiyle<br />

mücadelesini sürdürecek”<br />

ABD’nin 13. <strong>Enerji</strong> Bakanı Prof. Ernest J. Moniz<br />

konuşmasında, Biden yönetimiyle birlikte ABD’nin<br />

yeniden Paris İklim Anlaşması’na dahil olduğunu<br />

hatırlatarak, “Uluslararası taahhüdümüzü yerine<br />

getirmek zorundayız. Önümüzde 22 Nisan’da Dünya<br />

Günü var. COP26 Glasgow öncesi net sıfır karbon<br />

hedefine ulaşabilmemiz için ortak bir eylem içinde<br />

olacağız” dedi. Prof. Moniz, ABD’deki yeni yönetimin<br />

iklim değişikliğiyle mücadele ve temiz enerji teknolojilerinde<br />

çok kapsamlı bir politika izleyeceğini,<br />

ülkenin iklim değişikliğiyle mücadele için taahhütler<br />

belirleyeceğini belirtti. Prof. Moniz, “Net sıfır emisyon<br />

hedefine ulaşmamız için bu çok önemli bir savaş.<br />

Bizim için önemli bir eylem. Biden yönetiminde<br />

herkes güçlerini bu hedef için birleştirdi. Kurumsal<br />

alanda büyük adımlar atılacak. Teknoloji ve inovasyona<br />

çok fazla destek verilecek” dedi.<br />

“Soruna küresel bir çözüm bulmak gerekiyor”<br />

Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih<br />

Birol, “Küresel Perspektif” başlıklı konuşmasında,<br />

enerji ve iklim alanlarında dünyada öne çıkan<br />

önemli dinamikleri, fırsatları ve atılması gereken<br />

adımları değerlendirdi. Dr. Fatih Birol, enerji ve iklim<br />

değişikliğinin birbiriyle çok yakın bağlantılı iki konu<br />

olduğunu hatırlatarak, “<strong>Enerji</strong> sektöründeki sorunu<br />

çözmeden iklim sorununu çözmeniz mümkün değil.<br />

İklim değişikliğine yol açan emisyonların yüzde<br />

80’i enerji sektöründen kaynaklanıyor” diye konuştu.<br />

İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin Covid-19 salgınından<br />

birkaç kat daha şiddetli yaşanacağını vurgulayan<br />

Birol, “Yenilenebilir enerji gibi umut vadeden<br />

gelişmeler var. Türkiye dahil birçok ülke bu alanda<br />

önemli gelişmeler kaydetti. Ekonomi paketlerinde<br />

pek çok ülkede temiz enerji için özel destekler konuluyor.<br />

Bu konuda bir ülkenin iyi bir iş çıkarması<br />

sorunu çözmek için yeterli değil. Bu soruna küresel<br />

bir çözüm bulunması gerekiyor” dedi.<br />

Dünyada emisyonları sıfıra getirmek için öne<br />

çıkan konular arasında elektrikli araçlara özel bir<br />

parantez açan Dr. Birol, “Sıfır emisyon için satılan<br />

her 2 araçtan 1’i elektrikli olmalı. Şu anda satılan<br />

her 100 arabadan belki 3’ü elektrikli. Birçok ülke şu<br />

anda kullandığımız konvansiyonel araçların satışını<br />

yasakladı ve yakında başka ülkeler de bu yasakları<br />

açıklayacak. Elektrikli araçlarla ilgili Türkiye’de de<br />

güzel gelişmeler oluyor fakat henüz yeterli seviyede<br />

değil. Türkiye TOGG ile ilgili önemli adımlar attı ama<br />

Türkiye’deki otomotiv sektörünün elektrikli araç<br />

devrimi konusunda daha fazla ne yapabileceğini düşünmesi<br />

lazım” şeklinde konuştu.<br />

Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.<br />

Dr. Fuat Keyman tarafından yönetilen “İş Dünyası”<br />

odaklı panelle devam etti. Panele, Borusan Holding<br />

CEO’su Erkan Kafadar, Shell Türkiye Ülke Başkanı<br />

Ahmet Erdem ve TÜSİAD <strong>Enerji</strong> Çalışma Grubu Başkanı<br />

Kıvanç Zaimler konuşmacı olarak katıldı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 55


AKADEMİ DÜNYASI<br />

Boğaziçi Üniversitesi, 81 kenti<br />

inceleyip Türkiye’nin ‘yalıtım kalınlığı<br />

haritasını’ çıkaracak<br />

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Beliz Özorhon yürütücülüğünde<br />

sürdürülen ‘’Prototip Bir Binanın Türkiye’nin Tüm Şehirlerine Yönelik Optimum Yalıtım Kalınlığının<br />

Stokastik Bir Yaklaşımla Belirlenmesi’’ başlıklı BAP projesi ile ülkemizdeki 81 kentte binalar için gerekli<br />

optimum yalıtım kalınlığı analiz edilerek enerji tasarrufunu ve enerji verimliliğini artıracak uygulamaların<br />

hayata geçirilmesi amaçlanıyor...<br />

1960’lardan bu yana dünya genelinde enerji tüketimi<br />

büyük artış gösteriyor. ABD ve Avrupa Birliği<br />

ülkelerinde toplam enerji tüketiminin yüzde 40’ı binalardan<br />

geliyor. Binalardaki enerji tüketimi küresel<br />

çapta sera gazı salınımının ise yüzde 10’unu oluşturuyor.<br />

Ülkemizde enerji kullanım miktarı dünya ile<br />

paralel olarak yıllar içerisinde düzenli bir artış sergilemekte.<br />

Türkiye, OECD ülkeleri arasında yıllık enerji<br />

tüketimi artışında ilk sırada ve önümüzdeki 10 sene<br />

içerisinde yüzde 50 artış bekleniyor.<br />

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü<br />

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beliz Özorhon yürütücülüğünde<br />

devam eden ve Boğaziçi Üniversitesi<br />

İnşaat Mühendisliği Bölümü 2011 yılını mezunu, halen<br />

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi İnşaat<br />

Mühendisliği Bölümü’nde Dr. Öğretim Üyesi olarak<br />

görev yapan Sedat Semih Çağlayan’ın da katkı sunduğu<br />

araştırmada, Türkiye’deki 81 kentte binalar<br />

için gerekli optimum yalıtım kalınlığı analiz edilerek<br />

enerji tasarrufu ve enerji verimliliğini artıracak uygulamaların<br />

hayata geçirilmesi amaçlanıyor.<br />

12 ay sürecek proje sonucunda Türkiye’deki her<br />

bir şehir için optimum yalıtım kalınlığının olasılık<br />

dağılım grafiğinin oluşturulacak. Her şehrin en olası<br />

56 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


optimum yalıtım kalınlığını gösteren bir optimum yalıtım<br />

kalınlığı haritası çıkarılacak ve yalıtım uygulamalarının<br />

finansal analizleri yapılacak.<br />

Araştırma hakkında bilgi veren Prof. Dr. Beliz Özorhon<br />

ve Dr. Sedat Semih Çağlayan, Türkiye’nin Ulusal<br />

<strong>Enerji</strong> Verimliliği Eylem Planı’na göre 2023’e dek enerji<br />

yoğunluğunun 2015 yılına kıyasla yüzde 20 azaltılmasının<br />

gerekli olduğunu; bu kapsamda ilk önlemin binalarda<br />

enerji verimliliğini artırmak olduğunu vurguladı.<br />

Küresel ısınmanın kentlere yansıması<br />

izlenecek<br />

Bu çalışmada bir bina prototipinin Türkiye’nin 81<br />

şehri için optimum yalıtım kalınlığını belirlemeyi hedeflediklerini<br />

söyleyen Özorhon, “Bu bağlamda, belirli<br />

yalıtım kalınlıklarını (1-20 cm) alternatifler olarak değerlendirecek<br />

ve her bir şehir için optimum alternatifi<br />

yalıtım maliyetiyle yıllık enerji kazanımlarını temel<br />

alan yaşam dönemi maliyet analizine göre belirleyeceğiz.<br />

Yıllık kazançlar ise yalıtımsız ve yalıtımlı binanın<br />

yıllık enerji tüketimlerinin farkını alarak elde edilecek.<br />

Yaşam dönemi maliyet analizi sonuçlarını her bir şehir<br />

için optimum kalınlığın (bir olasılık dağılım grafiği<br />

şeklinde) belirlenmesi ve Türkiye için bir optimum yalıtım<br />

kalınlığı haritasının oluşturulmasında kullanacağız”<br />

dedi.<br />

Her bir şehrin aylık ortalama sıcaklık değerleri<br />

için İklimBU (Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve<br />

Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi) ile ortak<br />

bir çalışma yapacaklarını belirten Özorhon, böylece<br />

binaların ne kadar enerji harcayacağını hesaplarken<br />

aynı zamanda gelecek yıllarda küresel ısınmanın<br />

şehirlerin aylık ortalama sıcaklık değerlerine nasıl<br />

yansıdığını gösteren verileri sağlayacaklarını söyledi.<br />

Ekip, bu sayede küresel ısınmanın bu hesaplamalara<br />

nasıl yansıyabileceğini görebilecek. “Hem şehir için<br />

hesaplamayı içerecek hem de aynı iklim bölgesinde<br />

yer alan Ankara ile Elazığ arasındaki farkı göstereceğiz.<br />

İskonto/faiz oranları için Merkez Bankası, enflasyon/doğal<br />

gaz fiyatlarındaki artış oranları için de İG-<br />

DAŞ tarafından sağlanan verileri kullanacağız” diyen<br />

Özorhon, açıklamalarını şöyle sürdürdü: Bu çalışmada<br />

tüketicilerin maddi açıdan en çok tasarrufu sağlayacakları,<br />

bir başka deyişle kazançlarını maksimize<br />

edecekleri optimum yalıtım kalınlığı bilgisini sunmuş<br />

olacağız. Zira bu konunun tıpkı döviz, altın, faiz gibi bir<br />

yatırım alternatifi olarak düşünülmesi gerektiğinin altını<br />

çizmek istiyoruz.<br />

KAMUYA STANDARTLARI<br />

OLUŞTURMASI İÇİN DE<br />

VERİLER ELDE EDİLECEK<br />

Dr. Sedat Semih Çağlayan da bina yalıtımı yapma<br />

kararı tüketicilerin tasarrufuna kalmakla<br />

birlikte devletin TSE 825 standartları ile şartnamelerde<br />

belirlenmiş kuralları olduğunu<br />

ifade ederek “Öte yandan optimum yalıtım<br />

kalınlığı aslında devletin gösterdiği standartların<br />

ve şartnamelerin de ötesinde. Örneğin İzmir’de<br />

4-5 cm bir yalıtım uygulamasıyla şartnamenin<br />

gereksinimleri sağlanabilirken bizim<br />

yaptığımız çalışmalar yalıtım kalınlığının<br />

daha yüksek olması halinde daha fazla para<br />

kazanılabileceğini gösteriyor. Bu bakımdan<br />

özellikle kamu yönetimine ve devlet yetkililerine<br />

şartnamelerdeki minimum gereksinimleri<br />

arttırmanın enerji verimliliği açısından ülke<br />

ekonomisine daha fazla katkı sağlayabileceğini<br />

bilimsel araştırmalar kanalıyla göstermeyi<br />

hedefliyoruz” dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 57


Başak Bozoğlu<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

Arktik’te tarihi yolculuk<br />

LNG taşıyan Rusya tankerinin şubat ayında Arktik Okyanusu’nu geçerek Çin’e ulaşması tarihi bir yolculuk<br />

oldu. Çünkü ilk kez kış aylarında bir gemi, bu rotayı kullandı. Evet buzullar eriyor ve dünya ticaret yollarına bir<br />

yenisi daha eklendi. Üstelik bu yol, alternatiflerine göre çok daha kısa ve ucuz olduğu için gemi trafiği artacak.<br />

Ayrıca buzulların erimesi bölgedeki doğal kaynaklara erişimi kolaylaştıracak, sondaj sayısı artacak. Ancak<br />

bölgede yaşayan fokların, balinaların, kutup ayılarının, ren geyiklerinin hayatı da tehlike altına girecek!<br />

Geçtiğimiz şubat ayında ilk kez Kuzey Deniz rotası<br />

üzerinde tarihi bir yolculuk gerçekleşti. Sıvılaştırılmış<br />

doğal gaz (LNG) taşıyan ticari bir tanker, Arktik<br />

Okyanusu üzerinden Rusya’dan Çin’e yolculuğunu<br />

tamamladı. Kışın aşırı donma nedeniyle Rusya, ABD,<br />

Kanada, Grönland ve Norveç gibi Kuzey Buz Denizi’ne<br />

kıyısı olan ülkeler, Arktik Okyanusu’nu ticaret<br />

için kullanamıyordu. Rusya’nın Çin’e yolculuk gerçekleştirdiği<br />

bu güzergah Kuzey Deniz Rotası (NSR)<br />

olarak bilinen, Atlantik Okyanusu ile Pasifik Okyanusu’nu<br />

Arktik denizleri; Barents Denizi, Kara Denizi,<br />

Laptev Denizi, Doğu Sibirya Denizi ve Çukçi Denizi<br />

üzerinden birbirine bağlamak için bir nakliye rotası<br />

olarak bilinir. NSR, birçok ülkenin Süveyş Kanalı rotasını<br />

takip etmeden Avrupa’ya en kısa mesafeden<br />

seyahat etmesine olanak sağlıyor. NSR ayrıca politik,<br />

ekonomik ve enerji tüketimi gibi bir çok açıdan<br />

çok önemli fırsatlar sunuyor.<br />

Ancak bu seyahati tarihi kılan etmen NSR’ın yalnızca<br />

Kuzey Buz Denizi’nin eridiği yaz döneminde<br />

kullanılabilir olmasıydı. Kış şartlarında gemilerin<br />

geçişini imkansızdı. Bu kış ilk kez iklim değişikliği<br />

nedeniyle devasa kalınlıktaki buz katmanları eridi ve<br />

şubat ayında NSR’nin kullanılmasını mümkün kıldı.<br />

Rusya, Christophe de Margerie adlı gemisi ile Çin<br />

yolculuğunu 11 günde tamamladı. Bu durum Rusya<br />

ve diğer ülkelere nakliye için alternatif ve en kısa rotayı<br />

sağlamış oldu.<br />

58 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


33 günlük yolculuk 20 güne iniyor<br />

Kuzey Deniz rotası yaratığı alternatif güzergahla hem<br />

şirketler hem de hükümetler açısından avantajlar yaratıyor.<br />

Öncelikle uluslararası ticaret yapan şirketler, ulaşım<br />

sürelerinde ve yakıt maliyetleri açıdan önemli imkanlar<br />

sağlıyor. Örneğin, Yokohama’dan (Japonya) Hint Okyanusu<br />

üzerinden Rotterdam’a (Hollanda) gitmek 7 bin<br />

500 mil ve 33 gün sürüyor, ancak Kuzey Denizi rotasını<br />

kullanan bir gemi 4 bin 500 mil ve 20 günlük yolculuk<br />

yapıyor. Bu nedenle NSR üzerinden yolculuk gerçekleştirmek<br />

sadece Kuzey Buz Denizi’ne kıyısı olan ülkeleri<br />

değil, dünya ticaretini de etkileyecek. Bu durum dünya<br />

ticaret hızını artıran ve şirketlere kâr sağlayan yeni bir<br />

ticari hamle sağlamış oldu.<br />

Ayrıca Arktik Denizi zengin bir bölgeyi kapsar ve dünyadaki<br />

keşfedilmemiş konvansiyonel petrol kaynaklarının<br />

yüzde 13’üne ve elde edilemeyen doğal gaz kaynakların<br />

yüzde 30’una sahip. Arktik bölgesindeki kaynaklar<br />

birçok ülke için stratejik önem taşıyor. İklim değişikliğinin<br />

etkilerinden önce bu kaynaklara sahip olmak imkansızdı<br />

çünkü kaynaklara erişim sağlanamıyordu, gaz<br />

ve petrol çıkartılamıyordu. Buzulların erimesiyle birlikte<br />

araştırma ve doğal kaynaklara erişim açısından bölgeye<br />

olan ilgi artmaya başladı. Uluslararası petrol şirketleri,<br />

bölgedeki petrolden yararlanmak için yatırım yapmayı<br />

ve Arktik Denizi’nde sondaj yapmayı hedefliyor. Birçok<br />

ülke için bölgenin siyasi gücünü elde etmek ve doğal<br />

kaynaklara erişim büyük önem taşıyor.<br />

Rusya, 18 milyon LNG ve 33 milyon kargo taşıdı<br />

Rusya ticari taşımalarında Kuzey Denizi rotasını kullanmakla<br />

en çok ilgilenen ülke. Çünkü Rusya’nın ekonomik<br />

büyümesi, gayri safi yurtiçi hasılasının 1/3’ünü<br />

içeren yüzde 60 enerji ihracatına bağlı. Bu nedenle<br />

‘Rusya Federasyonu politikasının’ bir temeli olarak Kuzey<br />

Kutbu için stratejik bir planı var. Ruslar, 2020 yılında<br />

18 milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz ve 33 milyon<br />

kargo taşıdı. Kış aylarında NSR kullanımı ile Rusya, 2024<br />

yılı sonuna kadar yılda toplam 80 milyon ton artırmayı<br />

hedefliyor. Rusya’nın bölgedeki ticaretin güvenliği ve<br />

potansiyel tehlikeler için Kuzey Kutbu’na yönelik askeri<br />

planı var ve bu bölgede hizmet vermek üzere çocukluktan<br />

askerler yetiştiriliyor.<br />

Kuzey Deniz rotasını kullanmanın çeşitli faydaları var<br />

ancak iklim değişikliği açısından da bir tehlike yaratıyor.<br />

Kuzey Buz Denizi’nin kış aylarında ulaşım sağlayacak<br />

kadar erimesi aslında küresel iklim değişikliğinin en<br />

önemli sonuçlarından biri. NSR’i kullanmak önemli ancak<br />

aynı zamanda tüm dünyayı etkileyebilecek sorunlar<br />

yaratıyor. Bölgedeki ısınma düzeyi, dünyanın geri kalanından<br />

daha hızlı gerçekleşiyor. Bunun nedeni, Arktik<br />

Okyanusu’nun buz katmanları erirken, okyanusun güneş<br />

ışığını yansıtma özelliğini kaybetmesi nedeniyle ısıyı okyanus<br />

sularıyla iki kattan daha hızlı emmesi.<br />

GEYİKLER, BALIKLAR VE FOKLARIN<br />

HAYATI TEHLİKE ALTINDA!<br />

Bu ısınma okyanustaki çeşitliliği ve yaşam koşullarını<br />

etkiliyor. Önemli olan nokta, ulaşım tesislerinin ve kış<br />

sıcaklığının normalin üzerinde seyretmesi Arktik habitatını<br />

daha çok tahrip edecek. Sondaj özellikle aşırı hava<br />

koşullarında zorlu koşullarda güçlükle gerçekleşir. Bu<br />

süreçte herhangi bir sorunla karşılaşıldığında sorunu<br />

uzaktan kumandayla çözmek dünyanın geri kalınından<br />

çok daha zorlu ve uzun süren bir süreç. Doğal kaynakları<br />

çıkarmak için yapılan çalışmalar, petrol sızıntıları<br />

için alt yapı eksikliğine sahip ve petrol sızıntısı okyanus<br />

suyuyla karışabilir. Bu durum okyanus yaşamını tehdit<br />

etmekte ve bölgedeki balık, balina, fok gibi Kuzey Okyanus<br />

Denizi’ndeki çeşitliliğin azalmasına neden oluyor.<br />

Dahası, kutup ayıları, kutup tilkileri ve ren geyiği gibi diğer<br />

hayvanlar, Arktik Okyanusu’nun buzla kaplı yaşam<br />

alanlarının küçülürken yok olma tehlikesiyle karşı karşıyalar.<br />

Obama yönetimi sırasında, bölgedeki doğal hayatı<br />

koruma eksikliği nedeniyle Kuzey Kutbu’nda açık deniz<br />

petrol sondajı iki yılla sınırlandırıldı.<br />

Kuzey Kutbu, doğal kaynaklar açısından muazzam bir<br />

potansiyele sahip. Dünya siyasetini, ekonomik ve askeri<br />

koşulları etkileyebilir, ancak Kuzey Kutbu’nun iklim<br />

değişikliğinde hayati bir role sahip olduğuna ve dünyanın<br />

geri kalanı üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğuna<br />

dikkat etmek de çok önemli. Dolayısıyla bu tarihi<br />

yolculuk iklim değişikliğini göz önünde bulundurmak,<br />

hayvan türlerin geleceğini düşünmek, ulaşım ve sondaj<br />

sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini görmek için<br />

heyecan verici bir olay.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 59


Selin Kumbaracı<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

Karaüstü rüzgar enerjisinin<br />

artan siyasi riskleri<br />

2040 yılında tüm enerjisini yenilenebilir kaynaklardan sağlama hedefi koyan İsveç’te rüzgar santralleri<br />

tartışma haline geldi. Malung köyü temelinde başlayan itirazlar, santrallerin çevreyi olumsuz etkilediği<br />

ve doğal manzarayı bozduğu yönünde. Malunglular “Rüzgar santraline karşı değiliz ama turizm gelirimizi<br />

etkileyecek, başka yere yapın” diyor. Ülkedeki muhalefetin de desteğini alan bu itirazlar, karaüstü rüzgar<br />

santrallerinin geleceğini tehdit etme potansiyeli taşıyor<br />

Fosil yakıtlarından uzaklaşan enerji dönüşümü<br />

sürecinde, rüzgar enerjisi giderek daha önemli bir<br />

rol oynayacak gibi gözüküyor. Bu durum, özellikle İsveç<br />

gibi kuzey Avrupa ülkeleri için geçerli. Bununla<br />

birlikte, kamuoyu özellikle rüzgar enerjisinin doğal<br />

çevre ve manzaraya zıt olduğu durumlarda, karaüstü<br />

rüzgar enerjisinden yavaşça uzaklaşıyor gibi<br />

görünüyor.<br />

İsveç’in Malung köyünde yaşanan da bu duruma<br />

bir örnek. Yakındaki Ripfjället tepesine 30 rüzgar<br />

türbini inşa etme planı yerel belediye meclisi tarafından<br />

onaylanırken, sakinlerin çoğu plana karşı<br />

çıkıyor. Geçen yıl Malung’da yapılan referanduma<br />

göre, köyün yalnızca yüzde 44,6’sı bu plana olumlu<br />

bakarken yüzde 52,1’i ise itiraz ediyor.<br />

Karşı çıkanlar, Ripfjället projesinin doğal çevreye<br />

ve yaban hayatına zarar vereceğini, ayrıca rüzgar<br />

türbinlerinin doğal alanları görmeye gelen turistleri<br />

caydıracağı için yerel işletmelere de zarar verebileceğini<br />

ileri sürüyor ya da “Ripfjället’te Rüzgar <strong>Enerji</strong>sine<br />

Hayır” organizasyonunun kelimeleriyle, “Bölgemize<br />

gelen ziyaretçiler gürültülü sanayi sitelerini<br />

60 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


değil, doğayı görmek istiyor” diyorlar.<br />

Diğer bir deyişle, “Ripfjället’te Rüzgar <strong>Enerji</strong>sine<br />

Hayır” platformunun başkanı Arne Söderbäck’ın belirttiği<br />

gibi, “Rüzgar enerjisine karşı değilim ancak<br />

onu geliştirmenin yeri burası değil, (…) Türbinleri<br />

enerjinin gerekli olduğu yer olan şehirlerin yakınında<br />

inşa edin.”<br />

Halk desteği düşüyor, 2040 hedefi riske<br />

giriyor<br />

Malung köyü, özellikle bu projeye karşı çıksa da<br />

daha geniş anlamda tüm İsveç’te (aynı yoğunlukta<br />

olmasa da) benzer bir eğilimi yansıtıyor. Göteborg<br />

Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre,<br />

daha fazla rüzgar çiftliği isteyen İsveçlilerin oranı<br />

son on yılda yüzde 80’den yüzde 65’e düşerek yüzde<br />

15 azaldı.<br />

İsveç’in, elektriğinin tamamının 2040 yılına kadar<br />

yenilenebilir kaynaklardan geleceğini hedefleyen,<br />

fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik iddialı<br />

planı göz önüne alındığında, genel olarak düşen halk<br />

desteği ve spesifik olarak yerel muhalefet bir sorun<br />

teşkil ediyor.<br />

Bununla nasıl başa çıkılacağına dair bir öneri, bu<br />

tür projelerin planlama sürecini hızlandırmak için<br />

belediyelerin rüzgar santrallerine karşı veto yetkisinin<br />

zayıflatılmasını öneren İsveç Çevre Bakanı<br />

Per Bolund’dan geldi. Bolund bu önerisini şu şekilde<br />

ifade etti: İnsanlar tabii ki yaşadıkları yerde neyin<br />

inşa edildiği konusunda söz alabilmeli (…) Ancak<br />

İsveç’te yenilenebilir elektrik üretimini genişletmek<br />

için koşulların iyi olmasını sağlamalıyız.<br />

Yatırımcı şirketlerin maliyeti de artıyor<br />

Belediyenin başlangıçta bir bölgeyi rüzgar enerjisine<br />

uygun olarak belirtmiş olmasına rağmen planı<br />

son dakikada veto ettiği durumlar, yatırımcı şirketlere<br />

çok pahalıya mal olabiliyor. Bu durum özellikle<br />

başvuru belgelerinde söz konusu; bir uzmana göre,<br />

15 rüzgar türbinli bir projede, bu tür maliyetler 10<br />

milyon İsveç kronu (neredeyse 1 milyon euro) olabilir.<br />

Ancak Bolund’un planı siyasi tehlikeler de barındırıyor.<br />

Ulusal seçimlerden bir yıl önce Malung<br />

gibi bölgelerdeki seçmenleri Sosyal Demokratlar<br />

ve Yeşil Parti’den oluşan mevcut İsveç hükümetine<br />

karşı çevirme potansiyeli var. Moderat Parti ve İsveç<br />

Demokratları’ndan oluşan muhalefet, karaüstü rüzgar<br />

çiftliklerinin faydalarını giderek daha fazla sorgulamaya<br />

başlıyor. Moderat Parti’den Maria Stenergard’ın<br />

belirttiği gibi, “Yenilenebilir enerji önemlidir<br />

ancak doğal çevre de önemli!”<br />

İsveç, karaüstü rüzgar enerjisinin siyasi riskleriyle<br />

ilgili bu tür sorunlarla karşılaşmada yalnız değil.<br />

Nitekim, Almanya ve Norveç’te bu tür karaüstü<br />

projelerine karşı protestolar oldu. Türkiye’de de, Kaz<br />

Dağları gibi bölgelerde, doğal çevre ve yaban hayatı<br />

üzerindeki etkisinden dolayı rüzgar santrallerinin<br />

kurulmasına karşı itirazlar olmuştu.<br />

Amerika Birleşik Devletleri’nde ise rüzgar enerjisi<br />

farklı bir nedenle eleştirildi. Geçen ay Teksas’ta<br />

meydana gelen büyük elektrik kesintilerinin ardından,<br />

eyaletin elektrik üretiminde artan rüzgar enerjisi<br />

kullanımı saldırıya uğradı. Özellikle muhafazakar<br />

figürler tarafından yapılan bu eleştiriler, bu elektrik<br />

kesintilerinin rüzgar gücünün güvenilmezliğini gösterdiğini<br />

ileri sürerek, onları elektrik kesintilerinin<br />

ana nedeni olarak eleştirildi. Diğer üretim türlerindeki<br />

(kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar dahil)<br />

başarısızlıklar göz önüne alındığında bu argümanın<br />

temeli tamamen sağlam olmasa da, yine de kamuoyunu<br />

rüzgar enerjisine karşı yöneltebilir.<br />

FRANSIZLAR DA NAZİ KAMPINA RES<br />

KURULUMUNU TARTIŞIYOR<br />

Öte yandan, potansiyel ekonomik faydaları nedeniyle<br />

bazı yerel bölgelerin rüzgar santralleri inşa etmek<br />

için de tartıştığı durumların da hala var olduğunu<br />

belirtmekte fayda var. Böyle bir örnek, yerel halkın<br />

binlerce Sovyet savaş esirinin öldürüldüğü eski bir<br />

Nazi kampına rüzgar çiftliği kurmanın uygun olup<br />

olmadığını tartıştığı Fransız köyü Denting’de görülebilir.<br />

Rüzgar çiftliğine karşı olanlar bunun uygunsuz<br />

olacağını ve bölgede hala gömülü olan cesetleri rahatsız<br />

etme riski olabileceğini öne sürerken, rüzgar<br />

çiftliğini isteyenler geleceğe bakmanın önemini ve<br />

projenin köy için üreteceği yeşil enerjiyi vurguluyorlar.<br />

Projenin potansiyel olarak 42 bin euro gelir<br />

getirebileceği düşünüldüğünde, ekonomik faydalarının<br />

belediye için özellikle önemli olduğu görülebilir.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 61


Gökberk Bilgin<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

Bir editörün enerji<br />

sektörü izlenimleri<br />

Geçtiğimiz günlerde dergimizin 50’nci sayısını yayınladık. Eylül 2019’da başladığımız serüvenimiz boyunca<br />

Synergy’nin editörü olarak gerek enerji dünyası hakkında gerek de yayıncılık konusunda enerji sektörüne<br />

dair bazı tecrübeler edindim. Bu yazımda sizlerle onları paylaşmak istiyorum.<br />

İnterdisipliner çalışmalar enerji politikaları<br />

için daha kapsayıcı çözümler sunuyor<br />

İnterdisipliner ve multidisipliner sıklıkla eş anlamlı<br />

olarak zannedilen ancak farklı anlamalara<br />

gelen kelimelerdir. Multidisipliner çalışmalarda<br />

farklı alanlardan gelen insanlar, ortak bir projede<br />

iş bölümü yaparak yalnızca kendilerini ilgilendiren<br />

bölümlerde projeye katkı sağlar. Öte yandan interdisipliner<br />

çalışmalarda ise farklı alandan gelen<br />

uzmanlar, birbirleriyle etkileşime girerek oluşturdukları<br />

beşeri sermaye ile projelerini gerçekleştirir.<br />

<strong>Enerji</strong> politikaları, doğası gereğince farklı alanlarda<br />

faaliyet gösteren insanların ortak çalışma yapmasını<br />

gerektiren çok katmanlı bir alan. Bu alanda yapılan<br />

çalışmaların etki yaratabilmesi için, işin teknik<br />

ve sosyal bilimler tarafındaki insanların birbirlerinin<br />

konuları hakkında temel seviyede bilgi sahibi olmaları<br />

gerekir.<br />

Sosyal bilimlerde yapılan pek çok enerji çalışması,<br />

bu uzmanların teknik konularda yeterli bilgiye<br />

sahip olmamaları yüzünden sorunların doğru<br />

şekilde ele alınamamasına neden oluyor. Benzer<br />

şekilde enerji emtiaları alanında teknik bilgiye sahip<br />

olan insanların sosyal konular konusunda kendi<br />

62 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


algılarının yarattığı varsayımlar üzerinden hareket<br />

etmeleri yine analizlerin eksik olmasına yol açıyor.<br />

Bu nedenle enerji alanında çalışma yapmak isteyen<br />

akademisyen ve profesyonelleri bir araya getirecek<br />

platformları oluşturmamız ve desteklememiz gerekiyor.<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma Merkezi<br />

olarak bu alanda faaliyetlerimizi genişletmeye çalışıyoruz.<br />

Hiçbir enerji türü göründüğü kadar iyi, kötü<br />

ya da masum değildir<br />

Son dönemde gerçekleşen iklim değişikliği tartışmalarıyla<br />

birlikte fosil kaynaklar ve nükleer enerji<br />

kötülenmeye başlarken yenilenebilir enerji kaynakları<br />

medyada tüm sorunların çözümü gibi yansıtılıyor.<br />

Ne yazık ki bu durum gösterildiği kadar basit ve<br />

kesin değil.<br />

Bu nedenden dolayı yayınlarımızın bir kısmında<br />

biz de yenilenebilir enerjinin gerekliliklerinden bahsetmiş<br />

olsak da muhtemel riskler konusundaki<br />

görüşleri de yayınlamaktan çekinmedik. Doğru teknolojik<br />

alt yapıyla nükleer santral kurulabileceğini<br />

anlatan yazılarımızın yanında, iklim değişikliği konusunda<br />

keskin açıklamaları olan ülkelerdeki nükleer<br />

enerji kullanımını eleştirdik.<br />

Uluslararası iklim hedefleri, ne kadar uzun<br />

vadeli olursa gerçekleşme ihtimali de o kadar<br />

zorlaşıyor<br />

Bugün dünyada 2030, 2050 ve daha sonrası için<br />

pek çok yol haritası çıkarılıyor. Pek çok ülke bu hedeflere<br />

uyacağını taahhüt etse de gelişmiş ekonomilerin<br />

bulundukları nokta itibarıyla bu planlamalarının<br />

geride kaldığını görüyoruz. Bunda da temel<br />

neden, aslında temel insan psikolojisinden başka bir<br />

şey değil. Hayatımızda bugüne, yarından daha fazla<br />

kıymet veririz. Yapmış olsak bizi daha iyi bir konuma<br />

getirecek sağlıklı beslenme, spor ve zararlı alışkanlıkları<br />

bırakmak gibi davranışları erteleme huyumuz<br />

evrenseldir. Tam da bu yüzden, uzun vadeli iklim hedeflerimize<br />

ulaşmak zor gelir. Demokrasiyle yönetilen<br />

ülkelerde liderler, kendi yönetimlerinin ortalama<br />

5-10 yıl civarında süreceğini hesaplayarak bu süreyi<br />

maksimize edebilmek adına iklim politikalarından<br />

sapmalar gösterir. Ekonomiler üzerine ek maliyet<br />

oluşturacak yatırımlar yerine, kısa vadeli ancak çevreye<br />

zarar verecek politikalar tercih edilebilir. Sonuçta<br />

30 yıl sonrasına gelindiğinde verilmiş sözlerin<br />

tutulmamış olmasından ne denli sorumlu tutulacakları<br />

net değildir ve daha öteye konan yeni hedeflerle<br />

önceki vaatler topluma unutturulabilir.<br />

İşte bu nedenle günümüze ek maliyet getirerek<br />

geleceğimizi daha yaşanabilir kılacak tipte politikalarımızı<br />

kısa süreli oluşturmak ve verilen vaatlerin<br />

yapılmaması durumunda sorumlu kişilere yaptırımlar<br />

uygulamak daha doğru bir yaklaşım olacak. Öbür<br />

türlü yapılan politikalar popülist hamlelerden öteye<br />

gitmeyecek gibi gözüküyor.<br />

<strong>Enerji</strong> politikaları, hayatımızda<br />

sandığımızdan daha fazla rol oynuyor<br />

Synergy ile daha fazla insana ulaşabildiğimiz<br />

andan itibaren dergimize daha farklı alanlardan<br />

yetişen insanlar katkı vermeye başladı. Bu sayede<br />

aslında enerji politikalarının hayatımıza sandığımızdan<br />

çok daha fazla etki ettiğini görmüş oldum. Geçtiğimiz<br />

50 sayı boyunca enerji alanındaki aktörlerin<br />

moda, motor sporları, tarım ve insan psikolojisi üzerinde<br />

nasıl etkileri olduğuyla ilgili yazılar yayınlama<br />

fırsatı bulduk ve okuyucularımıza sunduğumuz içeriklerle<br />

birlikte bizim de vizyonumuz genişledi.<br />

Sürdürülebilir çalışmalar iyi ekiple birlikte<br />

oluyor<br />

Haftalık bir yayın çıkarmak isteyen herkesin<br />

anlaması gereken en önemli kural, işe başladığınız<br />

zamandaki heyecanınızın çok kısa bir sürede<br />

yok olacağıdır. Bu noktada yazıların sürekliliği ve<br />

kalitesi ancak iyi bir ekip sayesinde olabiliyor. Bazı<br />

haftalarda çok yazı gelebiliyorken bazen yoğunluklar<br />

nedeniyle çok az yazı yayınlayabiliyoruz. Bu gibi<br />

zor zamanlarda güvenebileceğiniz insanların olması<br />

size ilerleyebilmeniz için gerekli desteği sağlıyor.<br />

Örnek olarak Barış Sanlı hocamız yoğun iş hayatına<br />

rağmen neredeyse her hafta yazı yazarak yayınımıza<br />

katkı sağlıyor ve bu işin yoğun zamanlarda da<br />

yapılabileceğini bize örnek olarak gösteriyor. Özetle<br />

bu süreç tüm zorluklarına rağmen öğretici ve ödüllendirici<br />

oluyor. Tüm okuyucularımıza ve bu yazının<br />

Türkçe halinin yayınlanmasında emeği geçen <strong>Enerji</strong><br />

<strong>Panorama</strong> ekibine bize verdikleri destekten dolayı<br />

teşekkür ediyorum.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 63


İNOVASYON<br />

Esen Erkan<br />

<strong>Enerji</strong> sektörü için en yüksek fiber<br />

yoğunluğa sahip kablo üretildi<br />

Prysmian Group, FTTX ve 5G ağlar için son teknolojiyle Sirocco Extreme mikro<br />

kablolar üretti. Dünyada ilk kez Almanya’da kurulumu gerçekleştirilen 180μm’lik<br />

optik fiberli kablolar sayesinde, çok sayıda ev ve şirket yüksek performanslı FTTx ve 5G<br />

ağından yararlanma fırsatına sahip olacak...<br />

Özellikle enerji ve iletişim sektörü için ürettiği<br />

kablolarla tanınan Prysmian Group, Sirocco Extreme<br />

mikro kablolarıyla sektöre yeni bir ürün daha sunmuş<br />

oldu. Grubun gerçekleştirdiği ilklere bir yenisini<br />

daha eklemesini sağlayan ve ilk olarak Almanya’da<br />

ülkenin kamu hizmetleri tedarikçisi Stadtwerke<br />

Landau a.d.’ye üretilen ve teslim edilen bu kablolar,<br />

dünyadaki ilk 180μm optik fiberli kablo olma özelliğini<br />

taşıyor.<br />

Türk Prysmian Kablo’nun CEO’su Cinzia Farisè,<br />

“Dijitalleşmenin hayatımızın bir parçası haline geldiği<br />

bu dönemde, çoğu şirketin evden çalışma sistemine<br />

geçiş yapması ve uzaktan eğitim süreci, fiber<br />

optik teknolojilerin ve altyapı yatırımlarının önemini<br />

büyük ölçüde artırdı. Dünya olarak 5G teknolojisine<br />

geçişin hızlandığı bir dönem yaşıyoruz. Mevcut<br />

ürünler arasında en küçük çapa ve mikro kablolar<br />

içinde en yüksek fiber yoğunluğa sahip olan Sirocco<br />

Extreme, pazardaki ilk 180μm optik fiberli kablo olarak<br />

daha hızlı, daha uygun maliyetli ve çevre dostu<br />

kurulum imkanı sunuyor. Bu büyük dönüşüm sürecine<br />

dünyada bir ilki gerçekleştirerek destek olan<br />

Prysmian Group’un bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz”<br />

dedi.<br />

Sirocco Extreme kablolar, 8,7 fiber /mm² yoğunluğu<br />

ile 8 milimetrelik bir mikro boruya döşenebiliyor.<br />

96 ile 522 fiber arasında ve 4,5 ile 7,5 milimetre<br />

dış çapta üretilen bu kablolar, optik ve mekanik<br />

performans için uluslararası standartlara uygun.<br />

Bugüne kadar alanının en iyisi olan Sirocco mikro<br />

kablosundan yüzde 40 daha küçük olan Sirocco<br />

Extreme kabloları yerden kazandıran tasarımıyla<br />

fiber optik kablonun mevcut alt yapılara verimli bir<br />

şekilde döşenmesini sağlıyor. Ayrıca dakikada 130<br />

m kablo üfleme imkanı ile kurulumu daha kolay ve<br />

hızlı olan bu kablolar, proje yöneticilerinin genel ağ<br />

genişletme maliyetini önemli ölçüde azaltmasına<br />

destek oluyor.<br />

64 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Bosch’tan yazılım ve enerji yönetimi<br />

sistemlerinde yapay zeka atılımı<br />

Normal bir göz veya kulaktan daha hassas ve normal bir zihinden daha hızlı olan yapay zekâ;<br />

terabaytlarca veriyi saniye içinde işleyerek, insanların karmaşık üretim sorunlarını çözmesine<br />

yardımcı oluyor. Bosch Yapay Zeka Merkezi (BCAI), üretim sürecindeki anormallikleri ve arızaları<br />

erken aşamada tespit eden, reddedilen parçaları güvenilir bir şekilde azaltan ve ürün kalitesini<br />

iyileştiren yapay zeka tabanlı bir sistem geliştirdi.<br />

Şirketten yapılan basın açıklamasına<br />

göre, Bosch’un ‘AI CON’<br />

adlı dijital yapay zeka konferansında<br />

konuşan Bosch Kurumsal<br />

Teknoloji Direktörü Dr. Michael<br />

Bolle, “Yapay zeka kullanımı fabrikaları<br />

daha verimli, daha üretken,<br />

daha çevre dostu hale getirecek<br />

ve ürünlerimizi iyileştirecek. Yeni<br />

yapay zeka sistemi çözümümüz,<br />

fabrikaları büyük<br />

maliyetten kurtaracak”<br />

dedi.<br />

Yapay zeka çözümünün<br />

hâlihazırda<br />

kullanımda<br />

olduğu pilot tesisler,<br />

yılda bir ila<br />

iki milyon Euro<br />

arasında tasarruf<br />

sağlıyor. Örneğin;<br />

Hildesheim’daki üretim<br />

tesisi, yapay zeka<br />

yardımıyla süreç akışlarındaki<br />

kesintileri tespit<br />

ederek ortadan kaldırdı. Sonuç<br />

olarak, üretim hatlarının döngü<br />

süreleri yüzde 15 oranında azaldı.<br />

Çalışmalar, yapay zeka sisteminin<br />

etkinliğini kanıtladı. Özellikle<br />

Endüstri 4.0 girişimleri, Almanya’daki<br />

yaygın yapay zeka sistemi<br />

kullanımından büyük fayda sağlayacak.<br />

Çeşitli sektörlere yayıldığında,<br />

en büyük maliyet tasarrufu<br />

potansiyelinin, yüzde 50’den<br />

fazla oranla (182 milyar euroluk<br />

potansiyel) yapay zeka destekli<br />

üretimde bulunduğu belirtiliyor.<br />

(Kaynak: eco - Association of the<br />

Internet Industry ve Arthur D.<br />

Little, 2019).<br />

Yapay zeka çözümü, <strong>2021</strong> yılında<br />

Bosch’un dünya çapında<br />

50 güç aktarma sistemleri fabrikasında<br />

kullanılacak ve 800’den<br />

fazla üretim hattına bağlanacak.<br />

Kurulacak yapay zeka analiz<br />

platformunda, her gün bir milyardan<br />

fazla veri mesajı depolanacak.<br />

Bosch, yapay zeka sistem<br />

çözümlerini, ileride yaklaşık 240<br />

tesisine yaymayı planlıyor. Şirket,<br />

ayrıca edindiği deneyim ve<br />

teknolojik bilgi birikimini<br />

de yeni yapay zekâ teknolojilerinin<br />

üretimi<br />

için kullanacak.<br />

Bosch, kendi<br />

tesislerindeki projelere<br />

ek olarak,<br />

yapay zeka tabanlı<br />

çözümleri de<br />

piyasaya sürüyor.<br />

Üretimdeki uygulamalar<br />

arasında iş<br />

parçalarının otomatik<br />

görsel denetimi, akıllı üretim<br />

yönetimi için yazılım ve<br />

gelişmiş enerji yönetim sistemleri<br />

yer alıyor. Bosch, bu yıl 12-<br />

16 Nisan tarihlerinde çevrimiçi<br />

olarak düzenlenecek Hannover<br />

Messe <strong>2021</strong> Fuarı’nda üretime<br />

yönelik yapay zeka çözümlerini<br />

de tanıtacak.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 65


Pipe, güneş enerjisiyle<br />

okyanuslardan içme suyu<br />

elde edecek<br />

Santa Monica Limanı’na yerleştirilmiş boru şeklindeki<br />

tasarım, güneş enerjisi yardımıyla deniz suyunu<br />

elektromanyetik filtreleme sistemi sayesinde<br />

tuzdan arındırarak temiz içme suyu elde edilmesini<br />

sağlıyor. Yesilodak.com web sitesinde yer alan habere<br />

göre, okyanustan alınan suyun tamamen tuzdan<br />

arındırılmış olan kısmı şehir su sistemine aktarılıyor<br />

ve geri kalan yüzde 12 tuz oranına sahip su ise termal<br />

banyolarda kullanılıyor.<br />

Kanadalı firma Khalili Engineers tarafından tasarlanan<br />

“Pipe” projesiyle yıllık 4,5 milyon litre içilebilecek<br />

su üretimi sağlanırken enerji verimliliğinin yanı<br />

sıra insanları etkileyecek bir tasarım yapmaya çalıştıkları<br />

belirtiliyor. Tasarım ekibinin sloganı ise şöyle:<br />

Pipe sadece mimari ve teknolojik bir tasarım değil,<br />

aynı zamanda sakinleştiren ve okyanusun seyredilebileceği<br />

bir yer!<br />

66 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


3-5 Haziran


YÖNETİM&İK<br />

Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın<br />

çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor!<br />

IBM tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “Kadınlar, Liderlik ve Kaçırılan Fırsatlar” adlı<br />

çalışma, Covid-19 nedeniyle kadın lider ve yönetici sayısındaki azalışa dikkat çekiyor. Ankete<br />

katılan kadın ve erkek profesyonellere göre, global işletmelerin yüzde 70’i için, cinsiyet eşitliği<br />

hala en önemli 10 öncelik arasında yer almıyor…<br />

IBM İş Değerleri Enstitüsü (IBV), Covid-19 nedeniyle<br />

iş yerinde kadınların karşı karşıya oldukları<br />

zorlukların arttığına dair bir araştırma yayınladı. Ankete<br />

katılan profesyonellere göre global işletmelerin<br />

yüzde 70’i için, cinsiyet eşitliği hala en önemli 10 öncelik<br />

arasında yer almıyor. Çalışma ayrıca, toplumsal<br />

cinsiyet katılımını en önemli iş önceliği olarak sıralayan<br />

şirketlerden alınan bilgilerle, iş dünyasında<br />

cesur ve sürdürülebilir değişimin sağlanmasına<br />

yardımcı olabilecek anahtarları paylaşıyor.<br />

“Kadınlar, Liderlik ve Kaçırılan Fırsatlar” başlığıyla<br />

yayınlanan araştırma, 2019 yılında yayınlanan<br />

benzer bir araştırmanın devamı niteliğinde hazırlandı.<br />

Araştırma, giderek azalan yeni kadın lider<br />

sayısıyla birlikte cinsiyet eşitliğinin de bir yol ayrımında<br />

olduğunu gösteriyor. Araştırma sonuçları,<br />

<strong>2021</strong> yılında ankete katılan kadınlar arasında kıdemli<br />

başkan yardımcısı, başkan yardımcısı, direktör<br />

ve müdür gibi üst düzey görev alan kadınların<br />

sayısının 2019 yılına kıyasla daha düşük olduğunu<br />

ortaya koydu.<br />

IBM İş Değerleri Enstitüsü tarafından Oxford Eco-<br />

68 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


nomics ile iş birliği içinde gerçekleştirilen küresel<br />

araştırmada, dokuz coğrafi bölgede, 10 sektörde,<br />

eşit sayıda kadın ve erkekten oluşan 2 bin 600’den<br />

fazla üst ve orta düzey yöneticiye anket uygulandı.<br />

Bu araştırma, 2019’da gerçekleştirilen ve uzun vadeli<br />

analize olanak sağlanması için aynı rol, sektör<br />

ve bölge yelpazesini temsil eden 2 bin 300 katılımcıyla<br />

gerçekleştirilen araştırmanın devamı niteliğini<br />

taşıyor.<br />

IBM Küresel Pazar Kıdemli Başkan Yardımcısı ve<br />

IBM Kadın Topluluğu Kıdemli Yönetici Sponsoru Bridget<br />

van Kralingen konuyla ilgili olarak şunları söyledi:<br />

Araştırmadan elde ettiğimiz veriler, kadın liderlerin<br />

yaşadığı birçok zorluğu gösteriyor. Bu sorun<br />

önceki yıllara göre derinlemesine ele alınmazsa, süreç<br />

daha da gerileyebilir. Hemen yaratıcı çözümleri<br />

değerlendirmeli ve tüm kadınların yüzde yüz potansiyellerine<br />

ulaşmasına yardımcı olabilecek anlamlı<br />

ve kalıcı çalışmaları iki katına çıkarmalıyız.<br />

Yetersiz çalışmalar beklentiyi de düşürüyor<br />

Ayrıca araştırma, ankete katılan çalışanların,<br />

cinsiyet eşitliğini ele almaya yönelik etkisiz çabalar<br />

nedeniyle iyimserliğin azaldığını gösteriyor. Ankete<br />

katılan kadınların yalnızca yüzde 62’si (2019’a göre<br />

9 yüzde puanı düşüşle) ve ankete katılan erkeklerin<br />

yüzde 60’ı (2019’a göre 7 yüzde puanı düşüşle), kuruluşlarının<br />

önümüzdeki beş yıl içinde cinsiyet eşitliğini<br />

önemli ölçüde iyileştirmesini bekliyor.<br />

“Kadınlar, Liderlik ve Kaçırılan Fırsatlar” araştırmasına<br />

göre pek çok kuruluş, cinsiyet eşitliğini ve<br />

kapsayıcılığı artırmak için cinsiyeti göz önünde bulundurmayan<br />

aday tarama ve kadınlar için doğum<br />

izni gibi programları devreye alıyor. Ancak düşünce<br />

yapılarının ve kurum kültürlerinin programlarla<br />

birlikte yeterince değişmemesi kısmen de olsa bu<br />

programların daha iyi sonuçlar vermesini önlüyor.<br />

Araştırmada yer alan katılımcılar arasından “İlk<br />

Harekete Geçenler” olarak adlandırılan grup, kadınların<br />

ilerlemesini resmi bir iş önceliği olarak kabul<br />

edenlerden oluşuyor. Katılımcıların yüzde 11’ini<br />

oluşturan grup, cinsiyet kapsayıcılığını finansal performans<br />

artışında olumlu bir etken olarak görüyor.<br />

İlk Harekete Geçenler, araştırmaya katılan diğer<br />

kuruluşlara kıyasla gelirlerinde yüzde 61’e yakın<br />

artış olduğunu ve finansal performans, inovasyon<br />

ve müşteri/çalışan memnuniyeti konularında da<br />

olumlu artış yaşadıklarını bildiriyor.<br />

Bridget van Kralingen<br />

IBM Küresel Pazar Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />

Araştırma sonuçlarına göre IBM, sürdürülebilir<br />

ilerleme için şu yol haritasını öneriyor:<br />

Cesur düşünce yapısını büyük taahhütlerle birleştirin:<br />

Cinsiyet eşitliğini en önemli beş resmi<br />

iş önceliğinden biri haline getirerek, kadınların<br />

iş gücüne yeniden dahil olması için yöntemler<br />

belirlenebilir.<br />

Krize yönelik belirli müdahalelerde bulunun:<br />

Ek çocuk bakımı desteği ve akıl sağlığı kaynaklarına<br />

erişim gibi ek sosyal yardımlar, anahtar<br />

rol oynayabilir.<br />

Bir amaç kültürü yaratın ve alan açma konusunda<br />

ısrar edin: Empatik liderliğe odaklanmak<br />

ve orta düzey yöneticilerin pozitif kültürel<br />

değişimi desteklemelerine olanak verilebilir.<br />

İnsan odaklı liderlerin, bireylerin kişisel ve<br />

profesyonel gereksinimleriyle uyumlu esneklik<br />

sunarak kapsayıcı ekip kültürlerini teşvik<br />

etmeleri ve gelecekte kadın lider sayısının artıracak<br />

hedefler koymaları gerekiyor.<br />

Performansı artırmak için teknolojiden yararlanın:<br />

Kuruluşlar, iş başvurusunda bulunan<br />

adayların adil biçimde incelenmesini sağlamak<br />

için yapay zeka gibi teknolojilerden yararlanabilir.<br />

Bu sayede çalışanların, salgın sona<br />

erdikten sonra çalışma ortamlarında etkili bir<br />

etkileşim kurmalarına olanak sağlayacak iş birliği<br />

araçlarına ve ekip oluşturma uygulamalarına<br />

yatırım yapılabilir.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 69


İSTATİSTİK<br />

APLUS ENERJİ<br />

Katkılarıyla<br />

APLUS ENERJİ ŞUBAT <strong>2021</strong> ANALİZİ<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayında gerçekleşen toplam 24.329 GWh elektrik üretiminin yüzde 81.1’i<br />

serbest üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Serbest üretim şirketlerinin üretimdeki<br />

payı, bir önceki aya göre 2,07 puan, geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre ise 1,41 puan<br />

artmıştır.<br />

Serbest üretim şirketlerini yüzde 13,1 oranla EÜAŞ santralleri ve yüzde 3,8 oranla Lisanssız<br />

santraller izlemektedir. Toplam üretimin yüzde 2’si İşletme Hakkı Devredilen Santraller, yüzde<br />

0,1’i ise Yap-İşlet-Devret santralleri tarafından üretilmiştir 1 .<br />

APLUS ENERJİ ŞUBAT <strong>2021</strong> ANALİZİ<br />

TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, <strong>2021</strong> Şubat ayında termik santrallerin<br />

gerçekleşen toplam üretimdeki payı yüzde 65,93 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise yüzde 34,04 olarak gerçekleşmiştir 4 .<br />

Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise <strong>2021</strong> Şubat ayında toplam<br />

üretimin yüzde 26,9’unun doğal gaz ve LNG santralleri tarafından gerçekleştirildiği<br />

görülmektedir. Barajlı hidroelektrik santraller ilgili ayda toplam üretimin yüzde 12,1’ini<br />

karşılarken, akarsu tipi hidroelektrik santraller ise yüzde 4,3 oranıyla üretime katkıda<br />

bulunmuştur. İthal kömür santralleri şubat ayında toplam üretimin yüzde 22,2’sini<br />

karşılarken, yerli kömür santralleri ise yüzde 14,7 oranında katkı sağlamıştır. Yenilenebilir<br />

enerji santrallerinden rüzgar enerjisi santralleri toplam üretime yüzde 10,2 jeotermal ve<br />

güneş enerjisi santralleri 2 ise yüzde 7,5 oranında katkıda bulunmuştur. Diğer termik<br />

santrallerin 3 üretimdeki payı ise yüzde 2,1 olarak gerçekleşmiştir.<br />

1<br />

Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.<br />

2<br />

Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri “Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.<br />

3<br />

Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik ve biyokütle santralleri diğer termik santraller olarak<br />

sınıflandırılmaktadır.<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat 2020 ayında yılı Şubat gerçekleşen<br />

toplam 24.329 <strong>2021</strong> yılı GWh Şubat elektrik ayında, bir santraller önceki yıla göre izlemektedir. yüzde 3,9 oranında Toplam azalarak timin 286,89 yüzde TL/MWh 26,9’unun doğal gaz ve<br />

ayında 298,41 leri TL/MWh ve yüzde olarak 3,8 gerçekleşen oranla Lisanssız ortalama piyasa ise <strong>2021</strong> takas Şubat fiyatı (PTF), ayında toplam üre-<br />

üretiminin yüzde olarak 81.1’i kaydedilmiştir. serbest Bu dönemde üretimin gerçekleşen yüzde 2’si ortalama İşletme PTF, Hakkı bir önceki LNG aya santralleri göre (297,72 tarafından gerçekleştirildiği<br />

görülmektedir. Barajlı<br />

TL/MWh) yüzde 3,6 oranında azalma göstermiştir.<br />

üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir.<br />

Şubat Serbest <strong>2021</strong>’de üretim en yüksek günlük ise Yap-İşlet-Devret ortalama piyasa takas santralleri fiyatı 23 ta-<br />

Şubat hidroelektrik Salı günü 317,02 santraller ilgili ayda<br />

Devredilen Santraller, yüzde 0,1’i<br />

şirketlerinin üretimdeki TL/MWh olarak payı, gerçekleşirken; bir rafından en düşük üretilmiştir günlük ortalama 1 . PTF ise 14 Şubat toplam Pazar üretimin günü yüzde 12,1’ini<br />

önceki aya göre 242,34 2,07 TL/MWh puan, olarak geçtiğimiz<br />

senenin yüksek aynı PTF dönemine değerinin 18 kaynak Şubat Perşembe bakımından günü incelendiğinde<br />

saat 18:00’da 335,00 rik TL/MWh, santraller en ise düşük yüzde 4,3 oranıyla<br />

kaydedilmiştir. Gerçekleşen Piyasa takas elektrik fiyatları üretimi saatlik bazda karşılarken, incelendiğinde akarsu ise tipi hidroelekt-<br />

PTF değerinin ise 28 Şubat Pazar günü saat 09:00'da 50,01 TL/MWh olarak gerçekleştiği<br />

göre ise 1,41 puan artmıştır.<br />

üretime katkıda bulunmuştur. İthal<br />

görülmektedir. 1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin<br />

Serbest üretim şirketlerini<br />

kömür santralleri şubat ayında<br />

yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.<br />

yüzde 13,1 oranla EÜAŞ santral-<br />

toplam üretimin yüzde 22,2’sini<br />

70 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


TL/MWh) yüzde 3,6 oranında azalma göstermiştir.<br />

Şubat <strong>2021</strong>’de en yüksek günlük ortalama piyasa takas fiyatı 23 Şubat Salı günü 317,02<br />

TL/MWh olarak gerçekleşirken; en düşük günlük ortalama PTF ise 14 Şubat Pazar günü<br />

242,34 TL/MWh olarak kaydedilmiştir. Piyasa takas fiyatları saatlik bazda incelendiğinde ise<br />

en yüksek PTF değerinin 18 Şubat Perşembe günü saat 18:00’da 335,00 TL/MWh, en düşük<br />

PTF değerinin ise 28 Şubat Pazar günü saat 09:00'da 50,01 TL/MWh olarak gerçekleştiği<br />

görülmektedir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayında pik saatlerde 5 295,60 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir<br />

önceki ayın pik saatler ortalaması olan 309,10 TL/MWh’lik değere göre yüzde 4,4 oranında<br />

azalmıştır 6 .<br />

2020 yılı Şubat ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 282,88 TL/MWh iken,<br />

bu değer <strong>2021</strong> yılı Şubat ayında yüzde 1,7 oranında bir azalma kaydetmiş ve 278,17 TL/MWh<br />

olarak gerçekleşmiştir.<br />

4<br />

<strong>2021</strong> Şubat verileri Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı 28 Şubat <strong>2021</strong> tarihli Kamusal Rapordan<br />

alınmıştır.<br />

karşılarken, 2020 yılı yerli Şubat kömür ayı içerisinde santralleri<br />

toplam nan üretim 25.860 verilerine GWh olan göre, elektrik <strong>2021</strong> talebi, çekleşen <strong>2021</strong> ortalama yılı Şubat PTF, ayında bir önceki<br />

bir ise önceki yüzde 14,7 yıla oranında göre yüzde katkı 3.21 Şubat oranında ayında artış termik göstererek, santrallerin 26.691 GWh aya göre değerine (297,72 artmıştır TL/MWh) . yüzde<br />

sağlamıştır.<br />

2020 yılı Şubat<br />

Yenilenebilir<br />

ayında<br />

enerji<br />

34.759 MWh<br />

gerçekleşen<br />

olarak ölçülen<br />

toplam<br />

saatlik<br />

üretimdeki<br />

ortalama<br />

3,6<br />

talep,<br />

oranında<br />

<strong>2021</strong><br />

azalma<br />

yılı Şubat<br />

göstermiştir.<br />

santrallerinden rüzgar enerjisi payı yüzde 65,93 olarak kaydedilmiştir.<br />

Yenilenebilir enerji kaylük<br />

ortalama piyasa takas fiyatı<br />

Şubat <strong>2021</strong>’de en yüksek gün-<br />

ayında 35.875 MWh olarak gerçekleşmiştir.<br />

santralleri toplam üretime yüzde<br />

10,2 jeotermal ve güneş enerjisi<br />

santralleri 2 ise yüzde 7,5 oranında<br />

katkıda bulunmuştur. Diğer termik<br />

santrallerin 3 üretimdeki payı ise<br />

yüzde 2,1 olarak gerçekleşmiştir.<br />

naklarından elde edilen elektrik<br />

üretiminin payı ise yüzde 34,04<br />

olarak gerçekleşmiştir 4 .<br />

2020 yılı Şubat ayında 298,41<br />

TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama<br />

23 Şubat Salı günü 317,02 TL/<br />

MWh olarak gerçekleşirken; en<br />

düşük günlük ortalama PTF ise<br />

14 Şubat Pazar günü 242,34 TL/<br />

MWh olarak kaydedilmiştir. Pi-<br />

TEİAŞ tarafından yayımla-<br />

piyasa takas fiyatı (PTF), yasa takas fiyatları saatlik bazda<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayında, bir önceki<br />

incelendiğinde ise en yüksek PTF<br />

yıla göre yüzde 3,9 oranında değerinin 18 Şubat Perşembe<br />

2 Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri<br />

“Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.<br />

azalarak 286,89 TL/MWh olarak günü saat 18:00’da 335,00 TL/<br />

kaydedilmiştir. Bu dönemde ger- MWh, en düşük PTF değerinin<br />

3 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız<br />

termik ve biyokütle santralleri 4 <strong>2021</strong> Şubat verileri Yük Tevzi Bilgi<br />

ise 28 Şubat Pazar günü saat<br />

09:00’da 50,01 TL/MWh olarak<br />

diğer termik santraller olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

tarihli Kamusal Rapordan<br />

Sistemi’nin yayımladığı 28 Şubat <strong>2021</strong><br />

gerçekleştiği görülmektedir.<br />

alınmıştır.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 71


2020 yılı Şubat ayı içerisinde toplam 25.860 GWh olan elektrik talebi, <strong>2021</strong> yılı Şubat ayında<br />

bir önceki yıla göre yüzde 3.21 oranında artış göstererek, 26.691 GWh değerine artmıştır 7 .<br />

2020 yılı Şubat ayında 34.759 MWh olarak ölçülen saatlik ortalama talep, <strong>2021</strong> yılı Şubat<br />

ayında 35.875 MWh olarak gerçekleşmiştir.<br />

2020 yılı Ocak ayı sonunda 95.815 MW olan toplam kurulu güç değeri 31.2 MW’lık artışla<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayı sonunda 95.846 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

Toplam kurulu gücün yüzde 67,3’lük (64.491 MW) kısmını serbest üretim şirketleri<br />

oluştururken, EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı yüzde 22,3 (21.421 MW)<br />

seviyesindedir 8 . Yap işlet devret santralleri yüzde 0,1’lik (140 MW), işletme hakkı devredilen<br />

santraller yüzde 2,9’luk (2.827 MW) bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin toplam kurulu<br />

güç içindeki payı da yüzde 7,3 (6.968 MW) olarak kaydedilmiştir.<br />

5<br />

Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-08:00 arasındaki saatleri ifade<br />

eder.<br />

6<br />

Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik fiyatları hesaplamalarında kaynak olarak <strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır.<br />

7<br />

2020 ve <strong>2021</strong> yılları için saatlik veriler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi Raporları’ndan alınmıştır.<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayında pik saatlerde<br />

5 <strong>2021</strong> 295,60 yılı TL/MWh Şubat ayı olarak sonunda oluşan (off-peak) toplam saatlerin kurulu gücün PTF yüzde değeri 26,8’lik ölçülen kısmı saatlik (25.685 MW) ortalama talep,<br />

2020 yılı Şubat ayında pik dışı Şubat ayında 34.759 MWh olarak<br />

gerçekleşen doğal ortalama gaz ve LNG PTF, yakıt bir tipi santralleri ortalama ile 282,88 karşılanırken, TL/MWh yüzde iken, 23,9’luk <strong>2021</strong> kısmı yılı (22.902 Şubat MW) ayında 35.875<br />

barajlı hidrolik santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini yüzde 11,8’lik (11.336<br />

önceki ayın pik saatler ortalaması bu değer <strong>2021</strong> yılı Şubat ayında MWh olarak gerçekleşmiştir.<br />

MW) oranla yerli kömür 9 santralleri ve yüzde 9,4’lük oranla (8.987 MW) ithal kömür<br />

olan 309,10 TL/MWh’lik değere yüzde 1,7 oranında bir azalma 2020 yılı Ocak ayı sonunda<br />

santralleri izlemektedir. Akarsu tipi hidrolik santraller yüzde 8,4’lük bir orana (8.067 MW)<br />

göre yüzde<br />

sahipken,<br />

4,4 oranında<br />

rüzgâr<br />

azalmıştır<br />

6 . oluşturmaktadır 10 . Toplam kurulu gücün yüzde 7,1’lik kısmı (6.733 MW) güneş enerjisi<br />

kaydetmiş ve 278,17 TL/MWh 95.815 MW olan toplam kurulu<br />

santralleri toplam<br />

olarak<br />

kurulu<br />

gerçekleşmiştir.<br />

gücün yüzde 9,1’lik bir kısmını güç değeri (8.704 MW) 31.2 MW’lık artışla<br />

2020 yılı Şubat ayı içerisinde <strong>2021</strong> yılı Şubat ayı sonunda<br />

5 Pik saatler santralleri, 08:00-20:00 yüzde arasındaki<br />

saatleri, 1,9’luk pik dışı kısmı saatler (1.779 ise 20:00- MW) ise diğer termik santraller 11 tarafından oluşturulmaktadır.<br />

1,7’lik kısmı (1.613 MW) jeotermal enerji santrallerinden oluşurken, yüzde<br />

toplam 25.860 GWh olan elektrik 95.846 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

08:00 arasındaki saatleri ifade eder.<br />

6 Gün Öncesi Piyasası ortalama<br />

elektrik fiyatları hesaplamalarında<br />

kaynak olarak <strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları<br />

kullanılmaktadır.<br />

talebi, <strong>2021</strong> yılı Şubat ayında bir<br />

önceki yıla göre yüzde 3.21 oranında<br />

artış göstererek, 26.691<br />

GWh değerine artmıştır 7 . 2020 yılı<br />

7 2020 ve <strong>2021</strong> yılları için saatlik veriler<br />

YTBS Genel Günlük İşletme Neti-<br />

Toplam kurulu gücün yüzde<br />

67,3’lük (64.491 MW) kısmını serbest<br />

üretim şirketleri oluştururken,<br />

EÜAŞ santrallerinin toplam<br />

kurulu güçteki payı yüzde 22,3<br />

cesi Raporları’ndan alınmıştır.<br />

8<br />

72 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> Kaynak • ENERJİ olarak PANORAMA<br />

TEİAŞ tarafından yayımlanan 28 Şubat <strong>2021</strong> tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu<br />

kullanılmaktadır.<br />

9<br />

Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

10


2020 yılı Şubat ayında 5,500 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, <strong>2021</strong> yılı<br />

Şubat ayında yüzde 8,8 oranında bir artışla 5,983 milyar m 3 olarak gerçekleşmiştir. Elektrik<br />

santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Şubat ayında 0,695 milyar m 3 iken bu<br />

miktar, <strong>2021</strong> yılının aynı döneminde yüzde 49,7 oranında artarak 1,040 milyar m 3 olarak<br />

kaydedilmiştir 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz<br />

tüketimine oranı 2020 yılı Şubat ayında yüzde 12,6 iken, bu oran <strong>2021</strong> Şubat ayında yüzde<br />

17,4 olarak gerçekleşmiştir.<br />

2020 yılı Şubat ayında 5,500 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, <strong>2021</strong> yılı<br />

Şubat ayında yüzde 8,8 oranında bir artışla 5,983 milyar m 3 olarak gerçekleşmiştir. Elektrik<br />

santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Şubat ayında 0,695 milyar m 3 iken bu<br />

miktar, <strong>2021</strong> yılının aynı döneminde yüzde 49,7 oranında artarak 1,040 milyar m 3 olarak<br />

kaydedilmiştir 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz<br />

tüketimine oranı 2020 yılı Şubat ayında yüzde 12,6 iken, bu oran <strong>2021</strong> Şubat ayında yüzde<br />

17,4 olarak gerçekleşmiştir.<br />

(21.421 MW) seviyesindedir 8 .<br />

Yap işlet devret santralleri yüzde<br />

0,1’lik (140 MW), işletme hakkı<br />

devredilen santraller yüzde 2,9’luk<br />

(2.827 MW) bir orana sahiptir. Lisanssız<br />

santrallerin toplam kurulu<br />

güç içindeki payı da yüzde 7,3<br />

(6.968 MW) olarak kaydedilmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayı sonunda<br />

oluşan toplam kurulu gücün yüzde<br />

26,8’lik kısmı (25.685 MW) doğal<br />

gaz ve LNG yakıt tipi santralleri ile<br />

karşılanırken, yüzde 23,9’luk kısmı<br />

(22.902 MW) barajlı hidrolik santraller<br />

tarafından karşılanmaktadır.<br />

Bu yakıt tiplerini yüzde 11,8’lik<br />

(11.336 MW) oranla yerli kömür 9<br />

santralleri ve yüzde 9,4’lük oranla<br />

(8.987 MW) ithal kömür santralleri<br />

izlemektedir. Akarsu tipi hidrolik<br />

12<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğalgaz miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii<br />

Kaynaklar Bakanlığı <strong>Enerji</strong> İşleri Genel Müdürlüğü raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan dolayı<br />

hesaplanan oranlarda farklılık bulunabilir.<br />

santraller yüzde 8,4’lük bir orana<br />

12<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğalgaz miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii<br />

Kaynaklar 8 Bakanlığı Kaynak <strong>Enerji</strong> olarak İşleri Genel TEİAŞ Müdürlüğü tarafından raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan dolayı<br />

hesaplanan yayımlanan oranlarda farklılık 28 Şubat bulunabilir. <strong>2021</strong> tarihli Genel<br />

9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri<br />

Günlük İşletme Neticesi raporu kul-<br />

lanılmaktadır<br />

yerli kömür santrali olarak sınıflanılmaktadırlandırılmaktadır.<br />

(8.067 MW) sahipken, rüzgâr santralleri<br />

toplam kurulu gücün yüzde<br />

9,1’lik bir kısmını (8.704 MW) oluşturmaktadır<br />

10 . Toplam kurulu gücün<br />

yüzde 7,1’lik kısmı (6.733 MW)<br />

güneş enerjisi santralleri, yüzde<br />

1,7’lik kısmı (1.613 MW) jeotermal<br />

enerji santrallerinden oluşurken,<br />

yüzde 1,9’luk kısmı (1.779 MW) ise<br />

diğer termik santraller 11 tarafından<br />

oluşturulmaktadır.<br />

2020 yılı Şubat ayında 5,500<br />

milyar m 3 olarak kaydedilen toplam<br />

doğal gaz tüketimi, <strong>2021</strong> yılı<br />

Şubat ayında yüzde 8,8 oranında<br />

bir artışla 5,983 milyar m 3 olarak<br />

gerçekleşmiştir. Elektrik santrallerinde<br />

tüketilen doğal gaz miktarı<br />

2020 yılı Şubat ayında 0,695<br />

milyar m 3 iken bu miktar, <strong>2021</strong> yılının<br />

aynı döneminde yüzde 49,7<br />

oranında artarak 1,040 milyar<br />

m 3 olarak kaydedilmiştir 12 . Elektrik<br />

santrallerinde tüketilen doğal<br />

gaz miktarının toplam doğal gaz<br />

tüketimine oranı 2020 yılı Şubat<br />

ayında yüzde 12,6 iken, bu oran<br />

<strong>2021</strong> Şubat ayında yüzde 17,4<br />

olarak gerçekleşmiştir.<br />

10 Akarsu tipi hidrolik santrallere lisanssız<br />

hidrolik santraller de dahildir.<br />

11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız<br />

termik, kojenerasyon ve biyokütle<br />

santralleri diğer termik santraller<br />

olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

12 <strong>2021</strong> yılı Şubat ayı Elektrik üretimi<br />

için tüketilen toplam doğalgaz<br />

miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanlığı <strong>Enerji</strong> İşleri Genel Müdürlüğü<br />

raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan<br />

dolayı hesaplanan oranlarda<br />

farklılık bulunabilir.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 73


SOSYAL MEDYA<br />

Geçtiğimiz ayın sosyal medyada yer<br />

alan başlıklarından seçmeler sizlerle...<br />

74 • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ENERJİ PANORAMA • <strong>Mart</strong> <strong>2021</strong> • 75


ICSG ISTANBUL <strong>2021</strong><br />

<br />

<br />

4-5 June <strong>2021</strong><br />

Istanbul Lui ırdar Congress Center<br />

www.icsgistanbul.com<br />

Internaonal Partners<br />

Strategic Partners

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!