10.03.2021 Views

elektrik-pano-dergisi-18

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

WORLD MEDIA

ELEKTRİK & PANO

WORLD MEDIA GROUP / ELEKTRİK & PANO DERGİSİ - YIL : 4 SAYI : 18 FİYAT 10 TL - MART - NİSAN 2021

GÜNCEL

*Siemens,

Hollanda’daki Rüzgar

Gülleri İçin Güç

Transformatörlerini

İyileştiriyor

* Mutlusan Elektrik,

Halojen Free Kablo

Kanallarında Tercih

Sebebi

* ABB, Muğla’daki 630

MW kapasiteli

termik santral için

yüksek verimlilik

çözümleri sunacak

MAKALE

* PLM İle Uyumlu

Organizasyon Kültürü

Oluşturmak ve

Geliştirmek

* Eaton: Küçük Kontrol

Rölesinin Büyük Gelişimi

* Kollmorgen:

Genişletilmiş kaynaklar

ve yeni ulusal bazlı iş

odağı ile iyileştirilmiş

müşteri

deneyimi sağlanıyor

SEKTÖR

ENERJİ

* Operasyonel

Teknolojilerin

Arkasında Ne Var ve

Siber Güvenliğiniz

Neden Çok Önemli?

* Güneş Panelleri Ne

Olacak?

* Türkiye’nin Enerji

İhiyacı

* Garanti BBVA

Leasing ve Erikoğlu

Sunsystem Enerji’den

önemli iş birliği

* TMMOB : Enerji

Verimliliğinde Yeni

Bir Sayfa Açalım

WORLD MEDIA GROUP

www.elektrikpanodergisi.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.worldmediagroupe.com

www.kesicitakimlardergisi.com

www.autotuningworlddergisi.com

www.ekonomiknokta.com

* Dyotherm İle Enerji

Kaynaklarına Ve

Bütçeye Katkı



EDİTÖR

Yapay Zeka Mercek

Altında

ilker kaplan

Yapay zeka etiği davos 2021’de mercek altına alındı. Dünya Ekonomik

Forumu (WEF), Davos’taki yıllık toplantısında; dünyanın her yerinde teknolojinin

benimsenmesini hızlandırmak için çalışmalar başlattı.

Geçtiğimiz ay düzenlenen sanal Davos Zirvesinde, uluslararası kamu-özel işbirliği

örgütü COVID-19’un hızı artırmasıyla, Küresel Yapay Zeka (AI) Eylem İttifakı (GAIA) ve

Temel Dijital Altyapı ve Hizmetler Ağı (Edison) İttifakını hayata geçirdi.

GAIA, küresel olarak kapsayıcı, şeffaf ve güvenilir yapay zekanın (AI) benimsenmesini

hızlandırmayı hedefliyor. İttifak, risklerini en aza indirirken yapay zekanın toplumsal

faydalarını en üst düzeye çıkarma taahhütlerinde birleşmiş, yüzden fazla şirketi,

hükümeti, uluslararası kuruluşu, kar amacı gütmeyen kuruluşu ve akademisyeni bir

araya getiriyor.

WEF’e göre AI, 2035 yılına kadar kuruluşları yüzde 40 daha verimli hale getirme

sözünü tutuyor ve tahmini 14 trilyon dolarlık yeni ekonomik değeri ortaya çıkarıyor.

Ancak yapay zekanın dönüştürücü potansiyeli netleştikçe, güvenli olmayan veya etik

olmayan yapay zeka sistemlerinin yarattığı riskler de ortaya çıkıyor.

COVID-19 ve Değişen Dünya

Yerel BİT sektörü, COVID-19 şokundan asla tam olarak kurtulamayabilir “AI, topluma

muazzam faydalar sağlama potansiyeline sahip, ancak yalnızca sorumlu bir şekilde

kullanılırsa... WEF’in kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Klaus Schwab: “Küresel AI

Eylem İttifakını, gelişiminin bu belirleyici anında yapay zeka için pozitif, insan merkezli

bir gelecek şekillendirmek için ortaklarımızla birlikte başlatıyoruz” diyor.

Endüstri, hükümet, akademi ve sivil toplumdan en iyi küresel liderlerden oluşan bir

yönlendirme komitesi ittifaka rehberlik ediyor. Yürütme komitesine IBM’in başkanı ve

CEO’su Arvind Krishna eş başkanlık ediyor. Diğer eşbaşkan ise, küresel bir yapay zeka

ve veri hayırseverlik kuruluşu olan Patrick J McGovern Vakfı’nın başkanı Vilas Dhar.

WEF’e göre, ittifak üyeleri, AI sistemlerinin etik olmasını sağlayacak, en umut

verici araçları ve uygulamaları belirlemek ve uygulamak için birlikte çalışacak ve AI

ekosisteminde tarihsel olarak yetersiz temsil edilen gruplar da dahil olmak üzere tüm

toplum üyelerine hizmet edecek.

Patrick J McGovern Vakfı’ndan bir bağışla desteklenen ittifak, gerçek zamanlı

öğrenme ve etik yapay zekaya yönelik kanıtlanmış yaklaşımların hızlı ölçeklendirilmesi

için bir topluluk ve ayrıca ortaya çıkan zorluklar ve sorunlar üzerinde toplu eylemi

hızlandırmak için bir forum.

Dijital Kırılmalar

Edison ittifakı, herkesin dijital ekonomiye katılabilmesini sağlamak için tüm

sektörlerden kamu sektörü ve endüstri liderlerinin ilk küresel seferberliği özelliğinde.

Dünya çapındaki vatandaşların COVID-19 salgını sırasında çalışmasını, öğrenmesini

ve yaşamasını sağlamak için dijital teknolojilere erişim sağlayarak dijital katılımı

hızlandırmayı, eşitsizliği ele almayı ve ekonominin kritik sektörlerini birbirine

bağlamayı hedefliyor.

WEF yetkilileri: “Pandemi, mevcut boşlukları ve eşitsizlikleri ortaya çıkardı ve daha da

kötüleştirdi; küresel nüfusun neredeyse yarısı - yaklaşık 3.6 milyar insan çevrimdışı

kalıyor ve geniş bant hizmetleri gelişmiş ülkelerde nüfusun yüzde 50’si için çok

pahalı. bu “bağlantı çölleri” sağlık, eğitim ve ekonomik kapsayıcılığa erişimi engelliyor

“diyorlar. İttifak, dijital katılımı hızlandırmak için hükümetler ve endüstrilerle birlikte

çalışacak. Amacı, teknoloji endüstrileri ile ekonominin diğer kritik sektörleri arasında

benzeri görülmemiş düzeyde sektörler arası işbirliği sağlamak.

İttifakı çok sektörlü bir kurul yönetecek: Verizon’un başkanı ve CEO’su Hans Vestberg

ittifak yönetim kurulu başkanı olarak görev yapacak. Ayrıca yönetim kurulunda;

Ruanda’nın ICT ve İnovasyon Bakanı Paula Ingabire, Mastercard yönetim kurulu

başkanı Ajay Banga; Apollo Hastaneler Grubu başkan yardımcısı Shobana Kamineni

ve Vista Equity Partners’ın kurucusu başkanı ve CEO’su Robert F Smith yer alacak.

WEF, ittifak için sekreterya ve platform görevi görecekken, daha geniş bir “şampiyon

liderler” grubunun ittifaka tavsiyelerde bulunacağını ve destekleyeceğini söylüyor.

WEF’de yürütme komitesi üyesi ve dijital ekonomi başkanı Derek O’Halloran, “Bu

girişim, birçok özel sektör ve kamu sektörü liderinin dünyadaki dijital uçurumu

kapatmak için ilk kez bir araya geldiği anlamına geliyor. Sağlık, eğitim veya

finansal hizmetler gibi dijital olarak etkinleştirilen hizmetlere uygun fiyatlı erişimi

hızlandırmak, ekonomik iyileşme ve sosyal uyum için temeldir. Bunu başarmak için

derin ve sürdürülebilir bir işbirliği gerekir. Birlikte hareket etmemiz ve hızlı hareket

etmemiz çok önemli.” diyor.

Edison ittifakı, sürdürülebilirliği sağlamak için ortak amacı olan bir platform olarak

dijital katılımı önceliklendirecek ve dünyadaki dijital eşitsizliği gündemine alacak.

Ayrıca ilerleyen dönemde gelişen teknolojik rekabet ile ilgili ortaya çıkabilecek olan

“yapay zeka etiği” sorunları üzerine de çalışmalar yürütecek.

Yayın Türü

Yaygın Süreli

Editör - Künye

Yayıncı

Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

İlker Kaplan

0 505 400 94 34

İdari İşler Müdürü

Hatice Karabay

0 505 400 94 33

Reklam Müdürü

Zafer Altın

0 546 675 59 49

Muhasebe Müdürleri

Sevda Öncü

Düzgün Turgut

0 542 292 83 85

Halkla İlişkiler Müdürü

Ayşe Savranoğlu

Yazı İşleri

Simgenur Savranoğlu

Grafik Tasarım

Ezgi Kamburoğlu

Abone Sorumlusu

Defne Deniz Kaplan

Beste Kamburoğlu

Fotoğraf Editörleri

Murat Çapkın

Sinan Temur

İnsan Kaynakları Müdürü

Sibel Şanlı

İletişim Danışmanı

Alper Tuna

Bilişim Sorumlusu

Kerem Mercan

Bölge Temsilcileri

Çetin Sülün (Ankara)

Mesut Karabay (İzmir)

Umut Yıldız (Bursa)

Avrupa -Almanya - Temsilcisi

Pınar Açıkgöz

Sosyal Medya

Fatma Kurşun

Dağıtım

Ali Savranoğlu

Zafer Kamburoğlu

Genel Koordinatör

Süleyman Kaplan

Hüsniye Kaplan

Katkıda Bulunanlar

Meryem Savranoğlu

Fatma Kaplan

Selda Kamburoğlu

Dağıtımcı

Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo

Yönetim Yeri

Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10

Eyüp / İstanbul

Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15

www.elektrikpanodergisi.com

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.kesicitakimlardergisi.com

www.worldmediagroupe.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.autotuningworlddergisi.com

www.ekonomiknokta.com

makineotomasyondergisi@gmail.com

worldmediareklam@gmail.com

World Media Groupe - Elektrik Pano Dergisi Basın

Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir.

İçeriğindeki yazınsal ve görsel

malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı,

görsel, işitsel ve elektronik medyada

kullanılamaz. Reklamların hukuki

sorumluluğu reklamveren firmaya aittir.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 3


İÇİNDEKİLER

İçindekiler

İÇİNDEKİLER

12

Legrand’dan Karyum Pako Şalter

18

VERA İhtiyaçlara Bütüncül Cevap Veriyor

22

Beta'dan 35 Ülkeye İhracat

26

Cwieme Berlin 2021 Haziran’da

30

Enerjide Yeni Sayfa Açalım

46

CW Enerji yeni nesil panelleri Fark yaratıyor

50

PLM İle Uyumlu Organizasyon Kültürü Oluşturmak ve

Geliştirmek

58

Küçük Kontrol Rölesİnİn Büyük

Gelİşİmİ

4 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021



Sektörden

Mutlusan Elektrİk, Halojen

Free Kablo Kanallarında

Tercİh Sebebİ

Mutlusan

Elektrik yerli

üretici olarak

geçmişten

gelen

tecrübesiyle

belgelendirdiği

halojen

free kablo

kanallarında

tercih sebebi.

6 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021

Mutlusan Elektrik kablo kanallarında

ki üretim tecrübesi ile 2012 yılında kendi

AR-GE ekibiyle Halojen free kablo kanalı

üretim çalışmalarını tamamlayarak, üretime

başladı. Yurtiçinde ilk ve tek üretici olarak

bu ürünleri belgelendirerek üretebilmenin

haklı gururunu yaşadı. Global pazarda ise

bu ürün grubunun önemli paydaşlarından

oldu. Kablo kanallarında öncü ve yenilikçi

ürünleriyle sektörde tercih sebebi oldu.

“Neden Halojen free kablo kanallarına

ihtiyaç vardır?” sorusuna firma yetkilieri; “

Çünkü biz diğer ürün guruplarımızda olduğu

gibi Canlı sağlığını önemsiyoruz” diyorlar.

Halojen Free (HF) halojenden arındırılmış

tanımlaması ile son yıllarda çok

karşılaşmaktayız.

Nedir bu tanımlama?

Halojen-Free yani halojensiz , kelime

anlamları olarak herhangi bir plastik bileşen

içeren malzemenin aleve maruz kaldığında,

çıkardığı dumanda halojen gazı içermeyen

özelliğine sahip olmasıdır.

Halojen gazları nelerdir? Ne gibi zararları

vardır?

Halojenler periyodik tablonun 7A grubunda

bulunan, tepkimeye eğilimli ametallerdir.

Doğada mineraller halinde bulunurlar. Oda

koşullarında flor ve klor gaz, brom sıvı, iyotsa

katı haldedir. Zehirli ve tehlikeli elementler

olarak bilinirler. Halojensiz malzeme bu

ametalleri içermeyen malzemelerdir. Halojen

içeren bir malzeme yandığında ortaya çıkan

gaz insan sağlığı için oldukça zararlıdır. Bu

nedenle halojensiz kablo kanalları yangına

maruz kaldığında zehirli gaz oluşturmayacak

ve insan sağlığını riske atmayacaktır.



Sektörden

Genİşletİlmİş kaynaklar ve

yenİ ulusal bazlı İş odağı

İle İyİleştİrİlmİş müşterİ

deneyİmİ sağlanıyor

EMEAI (Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Hindistan)

pazarlarındaki müşterileri için daha kişiselleştirilmiş

ve çevik bir destek sağlamak adına Kollmorgen,

2021’den itibaren yeni bir iş konsepti uyguluyor

olacak. Şirket, EMEAI’deki mevcut ve yeni

müşterilerine kendi yerel satış, destek ve servis

ekipleri ile hizmet verecek. Geçmişte, Avrupa

pazarlarına ve Hindistan’a Ratingen´de bulunan

Almanya ofisinden hizmet verirken, İtalya ve Türkiye

zaten yerel olarak örgütlenmesini tamamlamıştı. Bu

yaklaşım artık tüm EMEAI pazarlarına genişletilecek.

Şirket bunu başarmak için Almanya, İngiltere, Fransa,

İspanya ve Hindistan gibi önemli ülkeler için yeni

yeteneklere önemli yatırımlar yapıyor.

Yeniden yapılanma süreci ile birlikte Kollmorgen,

tüm kilit bölgelerde ve pazar segmentlerinde

müşterilerine ve onların sürekli değişen ihtiyaçlarına

daha hızlı ve kişiselleştirilmiş yanıt sunmayı sağlayan

bir yapı yaratıyor. Değişim sürecinde yaşanan bu

artışlar ise 2019’da uygulanan başka bir stratejik

değişikliğe odaklanmakla birlikte şirketin hizmetlerini

tek bir ürün tedarikçisinden ziyade motor, sürücü,

kablolama ve kontrolcüden oluşan eksiksiz bir

sistem tedarikçisine kaydırıyor. Bu dönüşüm 2021

yılın başlarında tamamlanmış olacak. Bundan böyle

Kollmorgen’in satış, servis ve destek ekipleri ulusal

bazda olacak ve ülke bazında yönetilecek. Bu da

çalışanların, müşterilerinin yerel gereksinimlerine

daha yoğun bir şekilde odaklanmasını sağlayacak.

8 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021



Sektörden

Bu odak noktası aynı zamanda Almanya, İngiltere, Fransa,

İspanya ve Hindistan gibi ulusal pazarlarda yeni bir

özelleştirme ve kişiselleştirme seviyesini de destekliyor.

Önümüzdeki süreçte tüm ulusal ekipler medikal ve

robotik gibi yeni teknolojilere ve endüstrilere daha fazla

odaklanacak.

Kollmorgen Fransa pazarına açılıyor

Avrupa stratejisinin merkezi odak noktası ise Fransız ve

İspanyol pazarlarının daha da geliştirilmesinden geçiyor.

Hedeflenen yatırımlar, OEM’ler ile kurulacak ortaklıklar

yoluyla sürdürülebilir büyüme sağlamayı amaçlamakta.

Bu amaçla Kollmorgen, 2021 yılının ilk yarısında Fransa’da

yerinde müşteri hizmetleri ile kendi satış, uygulama ve

servis ekibini kuracak. Bu yönde ilk adımlar ise Şubat

ayında atılacak.

Hindistan’da daha güçlü bir müşteri odaklılığı

Hindistan’da gerçekleştirilecek iş yerelleştirmesi daha

fazla çeviklik ve esneklik ile daha da iyi bir müşteri

deneyimi sağlayacak.

Hindistan pazarındaki bu büyüme Kollmorgen’in

2021’deki temel stratejik girişimlerinden bir tanesi.

Şirket bundan böyle Mumbai’deki konumundan tüm

müşteri ihtiyaçlarını karşılayabilecek. 1 Ocak’tan itibaren

bu lokasyondan satış birimine ilave olarak teknik destek,

servis, lojistik ve müşteri hizmetlerini de yönetmeye

başlayacak. Müşteriler ve partner firmalar artık tüm

sorularını yerel bağlantılarına yönlendirebilecekler.

Yerelleştirmenin bir parçası olarak, Hindistan’daki çalışan

sayımız da ikiye katlanmış bulunmakta.

“Hindistan pazarı, son yıllarda büyümenin güçlü bir

itici gücü olarak kendini kanıtlamış durumda. Bu

büyümeyi desteklemek ve daha da geliştirmek adına

müşterilerimizin gereksinimlerinin yanı sıra kişisel ve

güvenilir temasların anlaşılması da çok büyük önem

arz ediyor. Biz yerel bir organizasyonla işte bu ihtiyacı

karşılıyoruz,” diyor Kollmorgen EMEA ve Hindistan Başkan

Yardımcısı Alberto Favalessa. “Avrupa ve Hindistan’daki

yeteneklerimizin genişlemesi, müşterilerimizin artan hızlı

hizmet ihtiyacına verdiğimiz bir cevaptır. Önümüzdeki

süreçte ülke sınırları bir engel olmaktan çıkmalıdır.”

Astoras Büyümeye

Devam Edİyor

2019 yılında sektörünün

lideri ve ülkemizin en büyük

215. kuruluşu olan ASTOR;

2020 yılında da pandeminin

oluşturduğu olumsuz koşullara

rağmen, büyümeye devam etti.

Astor, 2021 yılı hedefleri içinde var gücü

ile çalışmaya devam ediyor. Bu bağlamda;

dünyanın birçok ülkesinde faaliyetlerini

yoğunlaştırıyor.

www.astoras.com.tr

10 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021



Sektörden

Elektrİk panolarında güvenlİ anahtarlama;

Legrand’dan

Karyum Pako Şalter

Elektriksel aygıtlara otomatik olarak kumanda etmek her zaman

ekonomik olmaz. Bu nedenle ufak güçlü ve basit aygıtların

çalıştırılmaları daha çok pako şalterle yapılır. Bu bakış açısıyla

Legrand, Karyum Serisi Pano Şalter ile 10 A’ dan 200 A’ e kadar

4 boyutta ve birçok kombinasyonuyla panolarınızda güvenli bir

şekilde anahtarlama yapmasını sağlar.

Legrand, Türkiye’de üretimi yapmakta

olduğu pako şalter serisi Karyum ile

sektöre farklı bir bakış açısıyla baktığını

kanıtlamaya devam ediyor. 10 A’ dan

200 A’ e kadar 4 boyutta eksiksiz çözümü

ve birçok farklı kombinasyonuyla

panolarda güvenli anahtarlama

yapmasını sağlıyor.

Sağlam ürün gövdesi, ergonomik mandal

tasarımı ve IP2X korumalı terminal

girişleri ile Karyum serisi pako şalterler

hem güvenli montaj ve hem de uzun

süreli kullanım avantajı sağlamaktadır.

yıldız-üçgen, devirli çalıştırma), elektrikli

ekipmanlarının enerjilendirilmesi

ve durdurulmasının yanı sıra (izole

edilmesi) sık açma/kapama gerektiren

uygulamalarda rahatlıkla kullanılabilen

Karyum Serisi Pano Şalteri, transformatör

ve kaynak makinalarında

açma/kapama ve kademe değiştirme

uygulamalarına kadar geniş

kullanım alanı ile kullanıcısının işini

kolaylaştırıyor.

Ayrıntılı bilgi için www.legrand.com.tr

web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Elektrik motorlarının kumanda ve yol

verilmesinde (yol verme, durdurma,

12 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021



Sektörden

Schneider Electric, Sınır Bİlİşİm

İle Müşterİlerİnİn Yenİ, Verİmlİ ve

Güvenİlİr Hİzmetler Sunmalarına

Destek Oluyor

Schneider Electric,

Sınır Bilişimin

doğru şekilde

kullanılması

durumunda

kurumların

operasyonlarında

hata, arıza ve

risklerin önüne

geçebileceklerini,

aynı zamanda

hizmetlerinde

yüksek

performans ve

verimlilik elde

edebileceklerini

belirtiyor.

Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital

dönüşümünde dünya çapında uzman olan

Schneider Electric, Sınır Bilişim (Edge Computing)

alanında başarılı bir operasyonun temel özelliklerini

ve bu sayede kurumların sağlayabilecekleri

avantajları paylaştı.

Klasik veri merkezi hizmet modelleri, merkezi

mimariye yönelik tasarlanıyor. Sınır (Edge) ise

dağıtık mimariden faydalanıyor; bu iki sistemi

aynı şekilde inşa etmek, çalıştırmak ve güncel

tutmak mümkün değil. Sınır bilişim, hizmet

dağıtımında karmaşıklığı artırıyor. Sahada

personel bulunmadığından birden fazla saha ve

uzak lokasyonda veri tabanı yöneticisi, mühendis,

elektrik uzmanı ve güvenlik görevlisi bulundurmak

büyük bir bütçe gerektiriyor. Dolayısıyla

kullanıcının basit, entegre ve uygun maliyetli bir

çözüme, yani yazılıma ihtiyacı oluyor.

Edge, donanım ve operasyonlarda büyük

bir dönüşüm gerektiriyor. Personel sayısı

az lokasyonlarda IT hizmetleri sağlamak ve

maliyetleri azaltmak için yazılımdan faydalanılıyor.

Yazılım ve hizmetler ile ilgili Sınır vizyonunun

özellikleri ise şunlar:

• Doğru ve kullanılabilir veriler almak için tüm

varlıklara bağlanma olanağı

• Doğru beceri ve bilgi setine sahip özel bir

destek ekibi

• Geniş ve derin bir uzmanlığa sahip

sertifikalandırılmış bir ulusal iş ortağı ağı

• Müşteriler için varlıklar, bakım ve iş

emirlerinin gerçek zamanlı görünürlüğü

Hizmetler ve Edge Bilişimde Büyük Dönüşüm

Schneider Electric, Sınır’da daha verimli bir hizmet

modelini mümkün kılacak unsurları teknoloji,

yetenek yönetimi, dijitalleşme, yaratıcılık ve

bağlanabilirliğin doğru kombinasyonu olarak

belirtiyor. Eski yöntemlerde her cihaz ayrı olarak

yönetilir ve kendi IP adresine sahip olurdu. Yeni

uygulamalarda ise tüm parçalar tek bir sistem

halinde yönetiliyor.

Sınır siteleri ayrı bileşenler olarak değil, tek ve

entegre bir mikro veri merkezi şeklinde işlem

görüyor. Ekipmanlardaki sorunlar arıza teşhisi

ile görüntüleniyor. Varlıklar bakım, onarım ve

optimizasyon tavsiyelerine göre önceliklendiriliyor.

Uzaktaki uzmanlar performans trendlerini düzenli

olarak inceleme ve raporlama imkanına sahip

oluyor.

Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital

dönüşümünde dünya çapında uzman olan

Schneider Electric, Sınır Bilişim (Edge Computing)

alanında başarılı bir operasyonun temel özelliklerini

ve bu sayede kurumların sağlayabilecekleri

avantajları paylaştı.

14 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021





Sektörden

VERA ELEKTROMEKANİK

Pano üretimi, proje

mühendisliği ve enerji

sistemleri konusunda

alanında birçok başarılı

projeye imza atan

Vera Elektromekanik,

2017 yılında da birçok

farklı enerji projesinin

içerisinde yer aldı. Yeni

dönemde SCADA ve

otomasyon sistemlerine

daha da ağırlık

vermeyi planlayan

Vera Elektromekanik,

bu sayede firmaların

ihtiyaçlarına bütüncül

olarak cevap vermeye

hazırlanıyor.

Pano üretimini proje

mühendisliğiyle birlikte

sunan Vera Elektromekanik,

2017 yılında

da birçok farklı enerji

projesinde yer aldı ve

Türkiye’nin ilk çöpten

enerji üreten termik

santralinin panolarını

ve yazılımlarını üretti.

Yeni dönem hedeflerini

konuşmak amacıyla

bir araya geldiğimiz

Vera Elektromekanik

Genel Müdürü

Dursun Özeroğlu,

“Vera Elektromekanik

olarak 80’in

üzerinde indirici trafo

merkezinin komple

panolarını ürettik ve

bir kısmının projelerini

hazırladık. Artık sadece

panoları ve projeleri

değil, SCADA ve otomasyon

hizmetlerini,

yük dağılımının

gözlemlenmesini, tüm

manevralarının kayıt

altına alınması, veri

analizlerinin doğru

şekilde yapılmasını,

test ve devreye

alma hizmetlerini de

sağlıyoruz” sözleriyle

SCADA ve otomasyon

sistemlerine ağırlık

vereceklerinin altını

çiziyor.

DURSUN ÖZEROĞLU

Dursun Bey öncelikle sizi tanıyalım, Dursun

Özeroğlu kimdir?

1993 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik

Mühendisliği bölümünden mezun oldum.

Uzun yıllar endüstriyel otomasyon ve pano

üretim işiyle uğraştım. 13 yıl boyunca saha

ve şantiyeler de endüstriyel tesis kurulumun

da çalıştım. Sonrasın da 6 yıl AG-OG Tip Testli

pano üretimi ile uğraştım ve 2012 yılından

itibaren Vera’nın genel müdürü olarak yoğun

bir çalışma temposunda ürün ve hizmet üretmeye

devam etmekteyim.

Markanızın kuruluşundan ve geldiği noktadan

kısaca bahsedebilir misiniz?

GENEL MÜDÜRÜ DURSUN ÖZEROĞLU:

“VERA

FİRMALARIN

İHTİYAÇLARINA

BÜTÜNCÜL

CEVAP

VERMEYE

HAZIR”

Vera Elektromekanik 2012 yılında faaliyete

başladı ve altı yıllık süreç içerisinde önemli

projelere imza attı. Öyle ki Türkiye’nin yaşadığı

bu zorlu süreclere rağmen altı yıl içerisinde

altı kat büyümeyi başardı. Bu büyümemizin

başarısının altında yatan en önemli sebeplerden

biri; kuşkusuz müşterilerinin beklentilerini

dinlemesi, siparişleri zamanında teslim

etmesi ve çözüm mühendisliği sunmasıdır.

Biz zaten kendimizi ilk günden beri sadece

bir panocu olarak değil, pano da üreten ve

çözüm mühendisliği sunan bir mühendislik

firması olarak tanımlıyoruz. Vera Elektromekanik

üretimi, Ar-Ge sürecini, yazılım

işlerini ve devreye alma hizmetlerini kendi

bünyesinde barındırıyor. Böyle baktığınız

zaman enerji tesisinde gerekebilecek tüm

elektrik, elektronik, otomasyon ve bilgisayar

sistemleri gibi tüm başlıkları karşılayabilecek

hizmet sunabiliyor. Bu sayede müşteriler tüm

süreci tek bir firmayla yürütebiliyor.

Birçok hizmeti tek bir çatı altında sunabilmeniz

size önemli bir rekabet avantajı

sağlıyor. Peki, öne çıkan başka özellikleriniz

var mı?

Siz bir projeyi ilk seferinde optimum fiyatla,

uygun iş geliştirme ile alabilirsiniz. Fakat O

projeden sonraki projelerde de yer alabilmeniz

için ve iş geliştirmenin sürdürülebilir

olması için ise; birincisi zamanında teslim

18 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Sektörden

TÜRKMENİSTAN Watan SS TM Pİyano Tİp Kumanda Panoları

(ÇALIK ENERJİ-3AB)

etmeniz, ikincisi kaliteli bir şekilde sunmanız, üçüncüsü

ise servis hizmetlerinizin sorunsuz bir şekilde hizmet

vermesi gerekiyor. Biz bu üç unsurun tamamını yerine

getirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla müşterilerimizle sorunsuz

bir şekilde ilerliyoruz.

Dikili tip pano ürününün projelendirmesi uzmanlık

isteyen işlerden biridir. Bu tip panolardan yılda 1400

adet yapabiliyoruz. Bu da ciddi bir üretim kapasitesine

ulaştığımız anlamına geliyor. Bu üretimin mekanik

kısmını yani sacın kesilmesi, bükülmesi, katı modellemesinin

yapılması ve resmedilmesi gibi aşamalarını da

biz bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Bu süreç içerisinde

iş yaptığımız tüm firmaların memnuniyetini kazanma

fırsatımız oldu. Bu da bizim için övünç kaynağı oldu.

Hizmet verdiğiniz sektörün zorlukları nelerdir?

Yaptığımız işler çok kalifiye bir iş olmasına rağmen

olaya sadece rekabet ve para olarak yaklaşılıyor olması

başlıca temel sorunumuz. Üreticiler olarak birçok firma

fedakarlığı kârından değil, personel imkanlarından

yapıyor. Bunu doğru bulmuyoruz. Biz kârımızdan

fedakârlık ederek, mutlu bir personelle çalışmaya

çalışıyoruz. Katma değerli bir üretim için personel

önemli. Ar-Ge’ye daha fazla önem verilmeli ve devlet

teşvikleri kolaylaştırılmalıdır. Ayrıca Türkiye’de AG ve OG

için laboratuvarların daha iyi olması lazım. Yurtdışına

testler için gitmek zorunda kalıyoruz. Devletin bu konuda

bir şeyler yapması lazım. Ülke imkanları ile yurtdışına

çıkmadan bu sorunlar aşılabilmeli ve TİP TEST giderlerimiz

minimize edilebilmelidir.

Yeni dönemde enerji sektörüyle ilgili planlarınız nelerdir?

2018 yılında enerji santralleri alanında edindiğimiz tecrübeleri

yeni projelere aktarmayı ve referans listemize

yeni isimleri eklemeyi hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda

birlikte proje gerçekleştirdiğimiz yatırımcıların yeni

projelerinde de yer almayı planlıyoruz. Bu konuyla ilgili

görüşmelerimiz devam ediyor ve görüşmelerimizin

olumlu sonuçlanacağını öngörüyoruz.

2018 yılında özellikle indirici trafo merkezlerinin

panolarının üretilmesi konusunda yoğun bir iş hacmimiz

oluştu. Daha önce birlikte çalıştığımız kişilerle

mutlaka bir araya geliyoruz ve bilgi, veri, ticari alışveriş

noktasında iletişim halindeyiz.

Şu an elimizde 20’nin üzerinde indirici trafo merkezi

projesi bulunuyor. Bu projelerinin yedi tanesi 380kV

merkezden, diğerleri ise 154kV merkezden oluşuyor.

Yeni tesis edilecek olan bir trafo merkezinin A’dan

Z’ye projelendirilmesi ve yapılması sürecinde; hem

Tacİkİstan Kayrakum GIS LCC Panoları

(GENSER-ALSTOM GRİD)

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 19


Sektörden

kurumların hem de firmaların bize

güvenmesi önem arz ediyor.

TEİAŞ, EÜAŞ gibi kurumlarda ya da

özel sektör temsilcilerinde enerji

santrallerine yönelik proje yapan

kişilerin nezdinde iyi bir noktada

konumlandığımızı düşünüyoruz.

2017 yılında hangi projeler içerisinde

yer aldınız?

2017 yılında enerji alanında indirici

trafo merkezlerindeki pazar payımızı

geliştirdiğimiz gibi, iki adet de termik

santral devreye aldık. Biyokütle

enerji santrali olan bu iki santrali üç

ay gibi kısa bir sürede devreye aldık.

Projelendirme aşaması, Panoların

üretilmesi, trafoların temin edilmesi,

kablolamanın yapılması, PLC ve SCA-

DA, DCS yazılımların tamamlanması

ve türbin sistemlerin hazırlanması

kısa süre içerisinde tamamlandı.

Böyle kritik bir prosesin kısa süre

içerisinde bitmesi, bizim için standart

dışı bir konuydu.

RES İNVERTÖR PANOSU(ASELSAN)

Kısa sürede iyi bir şekilde organize

olduk ve iki projeyi de başarıyla

tamamlayıp Enterkonnekte sisteme

enerji basabildik.

Biyokütle santrallerinden biri, Çorum

Mecitözü’nde yer alıyordu

ve ayçiçeği saplarının, buğday

saplarının yakılmasıyla enerji elde

ediliyordu. Diğer santral ise Malatya

Büyükşehir Belediyesi’ne ait idi

ve akışkan yataklı kazan üreticisi

Mimsan’ın gözetiminde yürütüldü.

Bu proje kapsamında Malatya’nın

günde 600 ton civarında çıkan

çöpü, ayrıştırma sonrası yakılarak

enerji üretildi. Bu projenin bir diğer

özelliği ise çöpün yakılmasıyla elde

edilen konusunda Türkiye’nin ilk

termik santrali olmasıydı. Bu tip kritik

projelerde yer alıyor olmamız

bizim için oldukça önemlidir. Bu

projelerde %68 değerinde yerlilik

oranına ulaşıldı. Termik Santrallerde

%10 olan civarı olan yerlilik oranının

%68’e çıkarılması ülkemiz için büyük

bir başarıdır.

Ar-Ge alanında gerçekleştirdiğiniz

çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Ar-Ge projeleri üzerinde çalışıyoruz.

Geçtiğimiz yıl 12kV metal clad

tasarladık fakat seri üretim için

yatırım yapmamız gerekiyordu. Bu

yatırım planımızı dondurduk. Yine

de elimizde know-how’un olması

ve protatipin ortaya çıkması her an

üretebileceğimiz anlamına geliyor.

Bu alanda 12kV ve 36kV mertebesindeki

tasarımlarımızı bitirdik ve

12kV üretimini tamamladık.

“İDEAL BİR AR-GE HEDEFİ KOY-

MALIYIZ”

Üniversitelerle işbirliği çok

önemsediğimiz bir konu. Ar-ge cid

di bir maliyet ve kalifiye personelle

yapabileceğiniz bir iş.

Teori kısmında akademik

çalışmalardan istifade etmemiz lazım

ve sonrasında bunu geliştirici olarak

bizim de bir şey katmamız gerekiyor.

Üniversitelerden stajyer kabul

ediyoruz. Ama bunu geliştirmek istiyoruz.

“Firmamızı nasıl geliştirebiliriz

ve bu gelişimi sürdürülebilir bir hale

nasıl getirebiliriz” sorusunu sık sık

kendimize soruyoruz. Ben Ar-ge

konusunda yakalanabilir bir hedef

koymaktan ziyade ideal bir hedef

koymalıyız diyorum. Ar-ge hedeflerini

güncel hedefler olarak revize

edip daha somut adımlar haline getirmeliyiz.

İdealler ve hedefler, Ar-ge

yapılanmasının çok daha yukarısında

olmalı.

Kavak Çİmento Fabrikası AG Panoları

(ÜST YAPI A.Ş.)

MOE Irak 132kV Kontrol Panoları

(LMZ ENERJİ)

20 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Sektörden

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 21


Sektörden

TRANSFORMATÖRLERİN ÇEKİRDEĞİNİ

YENİDEN TASARLADI 35 ÜLKEYE

İHRACATA BAŞLADI

Enerji sektörünün ihtiyaçları için güç, dağıtım ve özel sargılı transformatörler üreten Transformatör

Elektromekanik A.Ş., yağlı ve kuru tip transformatörlerin nüve (çekirdek) tasarımlarında gerçekleştirdiği

yeniliklerle fark yaratıp, çevre dostu ürünlerini 35 ülkeye ihraç etme başarısını yakaladı. Transformatör

Elektromekanik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Cenk Dağsuyu, “Projemiz kapsamında ortaya çıkarttığımız

ürünlerimiz karbondioksit salınımını azaltan çevre dostu transformatörlerdir. Verimliliği sayesinde sera

etkisinin azaltılmasında rol oynamaktadır” dedi.

22 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


AR-GE merkezi sayesinde atılım yaptı

Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde

20.000 metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 63.000

metrekare alanda iki ayrı tesisiyle üretim yapan

Transformatör Elektromekanik A.Ş., 2017 yılında

kurduğu Ar-Ge Merkezi’nde 32 araştırmacı personel

ile yürüttüğü TÜBİTAK onaylı projelerle kayıp kaçak

oranı düşük, yüksek rakımda ve deniz ortamlarında

kullanılabilen ve karbondioksit salınımını azaltan çevre

dostu transformatörleri sektörün kullanımına sunmaya

başladı.

İnovatif tasarımlar ihracatta yeni kapılar açtı

Transformatör Elektromekanik A.Ş. Yönetim Kurulu

Üyesi Yusuf Cenk Dağsuyu hayata geçirdikleri projeler

arasında 1.5 milyon dolar yatırım bütçeli Yağlı Tip ve Kuru

Tip Transformatörlerin Nüve (çekirdek) Tasarımlarının

Gerçekleştirilmesi ve Ürün Geliştirme Projesi’nin ihracatta

kendilerine yeni fırsat kapıları araladığını belirtti. Projede

bir yıllık sonuçları değerlendiren Dağsuyu, sadece

Sektörden

bu projeye özgü “Üretim kapasitemiz %3,2’lik artışla

9.500 adete yükselirken, birim ihraç fiyatımızdaki artış

beklenenin üzerinde olmuş ve %28’lik artışla 6.709 dolar

değerine ulaşmıştır. Müşteri sayımız ilk yılın sonunda %12

artarak 1.100 adete çıkmıştır. İhracat pazar çeşitliliğimiz

ise %33 artarak, ihracat yaptığımız ülke sayısı 35’e

yükselmiştir” diye konuştu.

İhracatımız 20.000.000 dolara ulaştı

Transformatör sektörünün ihtiyaçlarını en iyi şekilde

analiz ederek, müşteriler için doğru çözümler sunan iş

ortağı olma misyonuyla çalıştıklarını kaydeden Dağsuyu,

‘’Uluslararası rekabet koşullarında bir Türk markası

olarak kalıcılığımızı sürekli geliştirerek devam ettiriyoruz.

Çevreye ve insan yaşamına saygı ile çalışıyoruz. Projemiz

kapsamında ortaya çıkan çevre dostu transformatörlerimiz

ihracatta bize yeni pazarlar kazandırdı. Geçtiğimiz yıl en

çok Irak, Nijerya, Etiyopya, Benin ve İngiltere’ye ihracat

yaptık. Toplam 8000 adetten fazla transformatör ihraç

ederek, ülkemize 20.000.000 dolar kazandırmanın

gururunu yaşıyoruz’’ diye konuştu.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 23




Sektörden

CWIEME Ekİbİ Hız Kesmİyor

gerçekleşecek.

Elektrik Sektörünün önemli buluşması

CWIEME Berlin 22 – 24 Haziran 2021,

CWIEME Shanghai 27 - 29 Nisan 2021

tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

CWİEME ekibi 2021’de sektörü güvenli

bir şekilde bir araya getirmeyi dört

gözle beklerken, 2022 için de şimdiden

planlama yapıyor: CWIEME Shanghai için

tarih 7 - 9 Mart 2022 olarak onaylandı

ve CWIEME Berlin 10- 12 Mayıs 2022’de

Ayrıca, önümüzdeki hafta CWIEME’nin E-

Mobility Days’inden başlayarak yıl boyunca

serbest piyasa içgörüleri, sanal forumlar

ve web seminerleri ile küresel tedarik

zinciri üzerine webinarlar düzenlenmeye

devam edecek.

26 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


22 - 24 jUNE 2021

World Media Group / Elektrik Pano Dergisi olarak; her yıl olduğu gibi bu yılda CWIEME BERLİN

Fuarına katılıyoruz. Bu fuarda da dergimizin geniş çaplı dağıtımını organize edeceğiz. İngilizce

- Türkçe olarak hazırlayacağımız CWIEME Berlin Özel ( Mayıs - Haziran 2021) sayımızda

15 Nisan 2021 tarihine kadar yer ayırtabilir. 30 Nisan 2021 Tarihine kadar görsel ve yazılı

materyalleri gönderebilirsiniz.

worldmediareklam@gmail.com


İNCELEME

DOSYA


ENERJİ

SEKTÖRÜ

GELİŞMELER


Enerji

Enerjİ Verİmlİlİğİnde

Yenİ Bİr Sayfa Açalım

TMMOB Makİna Mühendİslerİ Odası İstanbul Şubesİ Yönetİm

Kurulu Başkanı İbrahİm M. Tataroğlu Enerjİ Verİmlİlİğİ

Haftası nedenİyle enerjİ verİmlİlİğİ üzerİne bİr basın

açıklaması yayınladı...

Basına ve Kamuoyuna;

Makina mühendisliğinin somutlandığı

alanlardan biri de enerjidir. Binaların yalıtılması,

kojenerasyon tekniklerinin kullanımı, bölgesel

ısıtma tesislerinin kurulması, yüksek verimli

kazanların kullanılması, sanayide atmosfere

açık sıcak ve soğuk yüzeylerin yalıtılması ve

atık ısıların geri kazanımı, enerji verimliliği

anlamında önem taşımakta ve mesleki

faaliyetlerimiz arasında bulunmaktadır. Enerji

Verimliliği Yasası’nın öngördüğü faaliyetlerin

pek çoğu makina mühendisliği meslek

disiplininin alanına girmektedir.

Enerjiyi kullanmak günlük yaşantımızda önemli

bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu nedenle, enerjinin

tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük

maliyetli ve sürdürülebilir bir şekilde sunulması

gerekir.

Enerji kaynaklarının değerlendirmesinden

başlayarak üretim, iletim, dağıtım aşamalarında

toplum çıkarlarının gözetilmesi, bütün bu

süreçlerde çevreye, iklime ve doğaya olumsuz

etkileri asgari düzeyde tutulması gereklidir. Bu

ölçüt enerji ile ilgili tüm faaliyetlerde geçerli

olmalıdır. Bu amaçla enerji politikalarının

üretimden tüketime bütüncül bir yaklaşımla

ele alınması ve yönetilmesi esas olmalıdır.

30 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Enerji

Ülkemizde enerji sektöründe 1980’lerden bu yana

uygulanan politikalarla toplumsal enerji ihtiyacı ve

bunların karşılanabilirliği arasındaki açı her geçen gün

daha da artmaktadır. Dünyada enerji bağımsızlığı, ülke

bağımsızlığının bir parçası olarak görülmektedir. Bu

yaklaşımın Türkiye’de özellikle hâkim olması gereklidir.

Enerji verimliliğinde kamu sektörü alt yapısının enerji

verimli binalar, taşıtlar ve cihazlarla yapılandırması

öncelikli bir yer tutar.

Buradaki en önemli husus, bu verim eşik değerlerinin hangi

yöntemlerle belirleneceği, ne şekilde belgelendirileceği

ve hangi kamu kuruluşunun bu işi bağımsız bir şekilde

yapacağıdır.

Enerji Verimliliğinin Önündeki Engeller

Ülkemizde enerji fiyatlarının kontrolü, dışa bağımlılığın

azaltılması, enerjinin en ekonomik biçimde sağlanması,

çevre ve doğal kaynakların korunması yönleriyle

enerjinin verimli kullanımı büyük önem kazanmakta;

sanayi faaliyetleri ve nüfusa bağlı olarak enerji talebinin

yükselişine paralel bir biçimde konunun önemi her geçen

gün daha da artmaktadır.

Öte yandan 20 yıldır uygulanan politikalarla Türkiye’nin

elektriği en pahalıya tüketen ülkelerden biri haline

gelmiş olması gerçeği söz konusudur. Pahalı enerji

sanayi maliyetlerini artırmakta, rekabet şansı düşük olan

yerli üretimi güçsüz kılmaktadır. Bugünkü sorunların

temeline indiğimizde kamusal bir hizmet olan enerji

üretiminin ve dağıtımının basit bir piyasa faaliyeti

olarak görülmesi, stratejik bir planlama anlayışının

bulunmamasını saptamak mümkündür. Böylelikle

enerjinin bir kamusal/toplumsal hizmet olduğu, herkese

gereksinimi ölçüsünde ve en ucuz bir şekilde sağlanması

gerektiği fikri reddedilmiş; bu alandaki kamu kuruluşları

küçültülmüş, özelleştirilmiş, “kamu hizmeti kavramı”

yapılan hukuki değişikliklerle deforme edilmiştir. TEK’in

faaliyet gösterdiği 20 yıllık süre içerisinde elektrik enerjisi

üretimi 1970 yılına göre 7,2 kat artarken, özelleştirme

ve serbestleştirme uygulamalarının yoğunlaştığı

1990’dan günümüze elektrik üretimi ancak 2,8 kat artış

gösterebilmiştir. Bu durum, enerjide kamu örgütlenmesi,

kamu planlaması ve kamusal üretimin önemine işaret

etmektedir.

Ülke bazında nüfusun hızla çoğalması, ekonomik

faaliyetlerin, konforun artması enerji tüketimini

artırmaktadır. Öte yandan küresel iklim değişikliğinin ana

nedenlerinin başında fosil kaynaklı enerjiler başta olmak

üzere enerji gelmektedir.

Bu nedenlerle Enerji verimliliği, enerjinin üretiminden

dönüşümüne, iletim ve tüketimine kadar ki çalışmaların

tümünü kapsayan bütünlüklü bir alandır. Bu bütünlüğün

kurulmasıyla, kısa ve orta dönemde, enerji tasarrufu

ve enerji teminiyle ilgili sorunların çözümüne

küçümsenemeyecek katkılar sağlanabilecektir.

Bugüne kadar enerji verimliliği konusu enerji sektörünün

arz ve tüketim politikaları arasında yer almadığı gibi

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 31


Enerji

yatırımlar arasında da sayılmamıştır. Yapılan çalışmalar,

AB’de kamu sektöründe %20’ye varan tasarruf imkânı

olduğunu ve 80 milyon € yatırım yapılması durumunda

sağlanacak tasarrufun getirisinin 12 milyar € olduğunu

göstermektedir. Öte yandan tüm devlet daireleri,

belediyeler, eğitim kurumları ve hastaneler; ısıtmasoğutma,

aydınlatma, elektrikli cihazlar, büro makinaları

ve kamu taşıtları yoğun enerji tüketmektedir. Kamu

giderlerinin azaltılması amacıyla birçok tasarruf genelgesi

yayınlanmakta ise de yerleşik alışkanlıklar ve araç,

bina, cihaz alt yapısı durumu itibarıyla enerji verimliliği

açısından önemli sonuçlar alınamamaktadır.

Kamu, sanayi ve ulaşım sektörlerinde enerji verimliliği

önünde bazı engeller mevcuttur. Bunlar özetle: Bu

konuya yeterli önceliğin verilmemesi, enerji verimliliği

ile ilgili çözümler hakkında bilgi eksikliği, Devlet İhale

Kanunlarındaki yetersizlikler, binaların enerji tasarrufu

sağlayacak şekilde iyileştirilmesinin bir öncelik olarak

görülmemesi, kamu sektöründeki araç kullanım

alışkanlıkları ve yüksek enerji tüketimi, cihaz alımlarında

enerji verimlilik kriterleri ve ömür boyu maliyet analizi

kuralının satın alım prosedürleri arasında yer almaması,

belediyelerin özellikle sokak aydınlatması, ulaşım

hizmetleri ve trafik düzenlemeleri gibi hizmetlerinde

verimliliği öncelikli olarak göz önüne almaması, ulaşım

sektöründe yüksek yakıt tüketimine sahip taşıtlar ve

eski araçların ağırlıklı olarak kullanılması, yeterince

yaygınlaşmamış ve modernleşememiş toplu taşım ağı

ve sanayide eski teknolojiye dayalı üretimin yarattığı

verimsizliktir. Bunlar ciddi enerji kayıplarına yol

açmaktadır.

Bu saptamalardan hareketle enerji verimliliği için

yapılması gerekenler şunlardır:

• Yerli, yeni ve yenilenebilir enerjiye yönelim

geliştirilmeli, enerji verimliliği ile enerji tasarrufuna

yönelik toplumsal bilinç oluşturmak amacıyla basılı ve

görsel kitle iletişim araçlarından yayınlar yapılmalı, ilk

ve orta öğretimde özendirici bilgiler ders kitaplarına

konulmalı, okullarda ve üniversitelerde öğrencilerin

bilinçlendirilmesini sağlayacak proje yarışmaları

düzenlenmeli, konferans, söyleşi, panel vb. etkinlikler

artırılmalıdır.

• Sanayi, konut, ulaşım-ulaştırma, elektrik

üretim iletim ve dağıtımı sektörleri enerji verimliliğinin

öncelikli alanları arasında sayılmalı ve kamu öncü bir rol

üstlenmelidir.

• Enerji sektörünün özellikle arz politikalarında

enerji verimliliğine özel bir yer verilmelidir.

• Büyük ölçekli kamu kuruluşlarından başlanarak

enerji tüketimi azaltma hedefleri belirlenmelidir.

• Enerji Verimliliği Yasasının da öngördüğü gibi

kamu sektörünün enerji yönetimi sisteminin oluşturulma

sürecinde desteklenmesi için Odalarımızın da desteğinde

etkin ve yaygın eğitim programları gerçekleştirilmelidir.

• Cihaz, taşıt akreditasyon sistemi

oluşturulmalıdır.

• Kamu İhale Kanunu’nda akreditasyon sonucu

sıralamanın ve ömür boyu enerji tüketimi masraflarını

fiyatla birlikte değerlendirecek bir sistem için değişiklik

yapılmalıdır.

• Kamu sektörü binalarının iyileştirilmesi ve

verimli taşıt satın alınması için bütçe tahsis edilmeli ve

bir program yapılmalıdır.

• Belediyelerle ilgili bir yasal düzenleme yapılarak;

sorumluk ve yetkiler tekrar belirlenmeli ve gelişmeler

merkezi idarelerce izlenmelidir.

• Mevcut kamu yatırımlarında enerji verimliliğini

öngören teknolojik yenilenme sağlanmalıdır.

• Ulaşımda enerji verimliliğinin artırılmasına

yönelik olarak yurt içinde üretilen araçların birim yakıt

tüketimlerinin düşürülmesine, araçlarda verimlilik

standartlarının yükseltilmesine, toplu taşımacılığın

yaygınlaştırılmasına, gelişmiş trafik sinyalizasyon

sistemlerinin kurulmasına, yüklerin karayolu dışındaki

ulaştırma tipleri ile taşınmasının özendirilmesine yönelik

çalışmalar etkin bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

• Enerji Verimliliği Yasası etkin bir şekilde

uygulanmalı, enerji verimliliğini sağlayıcı politika ve

zorunlu ölçütler ivedilikle uygulamaya sokulmalıdır.

MMO İstanbul Şubesi olarak, enerji sorununun çözümü

noktasında üzerimize düşen her türlü teknik görevi

gerek ekonomimiz adına gerekse de gelecek nesiller

adına kabul ediyoruz. Bu noktada meslek disiplinimiz

ve ülke yararları açısından üzerimize düşenleri yapmaya

devam edeceğimizi, uzmanlık alanlarımızla ilgili olarak

gerek duyulduğunda yasalarla bize verilmiş yetkiler

çerçevesinde destek vermeye hazır olduğumuzu bu

vesileyle belirtiriz.

İbrahim M. Tataroğlu

TMMOB Makina Mühendisleri Odası

İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı

32 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021



Enerji

ABB, Muğla’dakİ 630 MW

kapasİtelİ termİk santral

İçİn yüksek verİmlİlİk

çözümlerİ sunacak

Tesis edilecek otomasyon teknolojisi yüksek verimlilik, santral ve

türbin kontrolüne yönelik faydalar, çevresel etki gelişimine katkı,

mevzuata uygunluk ve daha fazla siber güvenlik imkanı sağlayacak.

ABB, Türkiye’nin en büyük bağımsız enerji

üreticilerinden biri olan Yatağan Termik Santrali Enerji

Üretim A.Ş. ile anlaştı. ABB, ülkenin güneybatı kesimindeki

evlerin ve işyerlerinin enerji talebine 630 MW enerji

üretim kapasitesi ile önemli katkı sağlayan Muğla’da

bulunan Yatağan Termik Santrali’ne entegre kontrol,

siber güvenlik ve otomasyon teknolojisi hizmetlerini

sağlayacak.

Santral, verimde ciddi gelişmeler elde etmek, talebe

göre daha esnek enerji üretimi sağlamak ve de talep

düştüğünde üretimi azaltmak adına ABB’nin otomasyon

teknolojisinden faydalanacak.

Başlamış olan modernizasyon projesinde santral ve

türbin kontrolü için yeni dağıtılmış kontrol sistemi

(DCS) ABB Ability System 800xA kullanılacak. ABB aynı

zamanda IEC61850 protokolü kapsamında elektriksel

entegrasyon çözümleri ve yüksek hızlı bara aktarma

sistemi de sağlayacak.

ABB’nin teknolojisi, Avrupa çevre düzenlemelerine ve

primer frekans kontrolü (PFC) yönetmeliğine uygunluğun

sağlanmasında da yardımcı olacak. Dahili veri bağlantısı

sayesinde santralin sistemleri, gelecekte ileri analiz

veya endüstriyel yapay zeka gibi diğer dijitalleştirme

çözümlerini değişikliklerden etkilenmeyerek, sorunsuz

bir şekilde entegre edebilecek.

34 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Bununla birlikte ABB Cyber Security Workplace de,

Türkiye’nin enerji altyapısı için kritik santraller açısından

özellikle önemli olan mevcut siber güvenlik imkanlarını

güçlendirecek. ABB aynı zamanda üç yıllık bakım

sözleşmesiyle santral performansı ve bakımı konusunda

da destek sağlayacak.

Yatağan Termik Santrali Genel Müdürü Korhan Tirkayi

‘den : “Enerji sanayisinin öncü DCS tedarikçilerinden

biri olan ABB, bu santrali daha verimli hale getirme,

çevreye etkisini azaltma ve mevzuata uygunluğunu

sağlama açısından bizi destekleyebilecek bir kuruluş.

Elde edeceğimiz faydaların sürekli, etkili ve uzun ömürlü

olmasını sağlamak adına santral performansında,

bakımında ve tamamlayıcı bakımında da destek almak

adına ABB’nin uzmanlığına güveniyoruz.

ABB Türkiye Enerji Endüstrileri Bölüm Yöneticisi

Barış Ünver şunları ekledi: “Otomasyon ve kontrol

teknolojilerimiz, enerji üreticilerinin düşük karbonlu

enerji üretim yolculuklarında onlara yardımcı oluyor.

Enerji

Daha az yakıtla daha fazla enerji elde ederek ciddi

verim sağlarken bir yandan da mevcut ve eski kömür

santrallerinin çevre üzerindeki etkilerini azaltmak,

müşterilerimizin operasyonlarının etkisini azaltmada

sunduğumuz katkının önemli bir kısmını oluşturuyor.”

“Siber güvenlik riskinin böylesine arttığı bir dönemde her

santral için kritik öneme sahip olduğundan, Türkiye’deki

bu santralin siber güvenlik imkanlarının güçlendirilmesine

de yardımcı oluyoruz.”

ABB Enerji Endüstrileri, petrol, gaz, kimyasal,

yaşam bilimleri, enerji üretimi ve su sanayilerindeki

işletmeler için güvenli, akıllı ve sürdürülebilir projeler

ve operasyonlar sunar. Sanayiye otomatikleştirme,

dijitalleştirme ve enerji sağlayan entegre çözümler

geliştirerek müşterilerimizin adapte olmaları ve başarıya

ulaşmalarına yardımcı olarak çevremizi teknolojiyle bir

araya getirmekteyiz. Alandaki 50 yılı aşkın tecrübemizle

operasyonel verimi geliştirmeye, riski azaltmaya ve de

enerji tüketimini ve atığını azaltmak adına tasarlanmış

teknolojilerimizle enerji sanayisindeki geleneksel

yaklaşımları yeniden şekillendirmeye ve yeniliklere imza

atmaya devam etmekteyiz.

Türkİye’nİn Enerjİ

İhTİyacı

Son yirmi yıllık istatistikleri değerlendirdiğimizde; Türkiye’nin enerji

ihtiyacının ve tüketiminin arttığını görüyoruz.

Türkiye’nin toplam enerji tüketimi, 2000 yılında 73,5

milyon ton karşılığı petrol iken; 2018 yılı sonunda bu

hacim iki katından fazla büyüyerek, 154 milyon tona

çıktı. Enerji tüketimlerindeki yıllık değişime bakıldığında

ise, 2000 - 2018 döneminde ortalama yüzde 4,4’lük bir

büyüme göze çarpıyor. Bu hızlı büyüme, Türkiye’nin

toplam küresel enerji tüketiminden aldığı payın da

artmasını sağlıyor.

Desteklenen yatırımlar 1980’li yılların ortasında 10 bin

MW’ın altında olan kurulu güç, 2019 sonu itibarıyla 91

bin 300 MW seviyesine yükseltildi.

Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin planlarına göre, kurulu güç

kapasitesinin 2023 yılında 109 bin 500 MW seviyesine

yükseltilmesi hedefleniyor.

Ağırlıklı olarak Türkiye’nin endüstri ve inşaat sektörlerinde

kullanılan enerji ihtiyacındaki bu artışın; inşaat

sektöründeki büyüme ile paralel olduğu yaklaşımları var.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 35


Enerji

Garantİ BBVA Erİkoğlu

Enerjİ’den önemlİ İş

bİrlİğİ

30 yıllık tecrübesiyle leasing sektörünün gelişmesine büyük katkıda bulunan

Garanti BBVA Leasing; müşterilerine özel finansman desteği sağlamak üzere,

Türkiye’de güneş enerjisi sektöründe 20 yıllık deneyimiyle ilklere imza atan

Erikoğlu Sunsystem Enerji ile işbirliği anlaşması gerçekleştirdi.

Leasing sektörünün lider firmalarından Garanti BBVA

Leasing; enerji sektörünün başarılı şirketlerinden

Erikoğlu Sunsystem Enerji ile işbirliğine imza attı.

Güneş enerjisi alanında yatırımcılara özel sürdürülebilir

finansman desteği sağlamak amacıyla gerçekleştirilen bu

işbirliği sayesinde, yenilenebilir enerjiye yatırım yapacak

firmalara çok daha kolay ve özel çözümler sunulacak.

sağlarken, temiz enerji kullanımı ile gelecek kuşaklara

yaşanabilir bir dünya bırakmaya yardımcı olduklarını

söyledi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektöründeki

en deneyimli firmalarından biri olarak yenilikçi ekibiyle

birlikte çalışmalarına tüm güçleriyle devam edeceklerini

belirten Erikoğlu, ülke ekonomisine güneşten aldıkları

enerji ile katkıda bulunmaya devam edeceklerini ifade

etti.

Şimdiye kadar yaklaşık 100 milyon dolar yatırım tutarlı

80 MW güneş enerjisi santrali kurulumu yapan Erikoğlu

SunSystem, büyük ölçekli arazi santrallerinden elde ettiği

bilgi birikimi ile fabrika ve mesken çatılarına kurduğu güneş

enerji santralleri ile son kullanıcıların enerji maliyetlerini

düşürmelerini sağlarken, aynı zamanda tarımsal sulama

için ihtiyaç duyulan enerjiyi tarım alanlarında kurduğu

mikro-güneş enerji santralleri ile karşılayarak, çiftçilerin

enerji girdilerini düşürmelerine destek oluyor.

İşbirliği hakkında açıklama yapan Erikoğlu Yatırım

Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Erikoğlu, çatı

üstü kurulumlarla güneş enerjisinden üretilen elektriğe

erişimin kolaylaştığını, son kullanıcıların güneşten

enerji üretimi ile elektrik maliyetlerinde tasarruf

36 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021

30 yıldır Türkiye’de leasing sektörünün gelişmesine

katkıda bulunduklarını ve müşterilerinin tüm yatırım

ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunduklarını belirten

Garanti BBVA Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen,

“Uzmanlaşmış kadromuz ve teknolojik altyapımızla

müşterilerimize en hızlı ve kolay çözümleri sunmak üzere

çalışıyoruz. Bu kapsamda sektörün önemli oyuncularıyla

işbirlikleri gerçekleştiriyoruz. Erikoğlu Sunsystem Enerji

de sektörde uzun yıllara dayanan teknik tecrübesi ve bilgi

birikimiyle işbirliği yapmaktan mutluluk duyduğumuz

şirketlerden biri. Ülkemizde yatırımların yaygınlaşmasına

vesile olacak bu işbirliği, ülke ekonomimiz için de oldukça

mühim. Önümüzdeki süreçte önemli işbirliklerine imza

atmaya devam edeceğiz” dedi.



Enerji

LFCA Faalİyet Genİşletİyor

Dünyanın dört bir yanından iklim eylemi

için buluşan 900 teknoloji şirketi, İklim

Eylemi İçin Liderler (Leaders for Climate

Action -LFCA) girişimine katılarak

sektörlerini karbonsuzlaştırmak için

çalışıyor. Türkiye’deki faaliyetlerini

2020 yılında başlatan LFCA, şimdiden

70’ten fazla üye şirketin güçlerini

birleştirmesiyle hızla büyüyor.

Küresel iklim girişimi İklim Eylemi İçin

Liderler, Türkiye’deki faaliyetlerini

genişletiyor.

Delivery Hero, Glovo ve Cabify gibi dünyanın önde

gelen teknoloji şirketleri ve Project A, Holtzbrinck

Ventures ve eVentures’ın da içinde bulunduğu büyük

risk sermayesi fonları, sürdürülebilir ve küresel ekolojik

kalkınmaya katkıda bulunma amacıyla LFCA girişimi

altında bir araya geldiler. Girişim, dijital teknolojiler

endüstrisini karbon-nötr hale getirmek, küresel bir

karbon fiyatı belirlenmesini desteklemek ve diğer

endüstriler için bir örnek yaratmak amacıyla kuruldu.

LFCA bundan 1,5 yıl önce Berlin’de, çevresel sorunların

piyasa mekanizmalarının çökmesine yol açacağına inanan

küçük bir girişimci grubu olarak başladı. Bu yeni çağın,

dünya için dev bir fırsat oluşturduğuna inanan girişim, kısa

sürede küresel ölçekli bir iklim hareketi oluşturdu. LFCA

Türkiye ekibi Yvonne Rosenbaum-Afra’nın elçiliğinde

Türkiye’deki faaliyetlerini 2020 yılında başlattı ve yedi

kişilik bir ekiple çalışmalarına hızla devam ediyor.

LFCA’in mevcut üyeleri, yaklaşık 100 bin çalışan ve 1

milyar aktif kullanıcıdan oluşuyor. Bu geniş kapsam,

endüstri düzeyinde ölçülebilir bir iklim eylemi oluşturmak

için etkileyici bir potansiyel sağlıyor.

LFCA kısa sürede üye şirketlerin karbon ayak izlerinin

azaltılması için (ortalama yüzde 20 azaltım hedefi) iklim

koruma projelerine 5,8 milyon avrodan fazla yatırım ve

325 bin tondan fazla CO2 tasarrufu sağlayarak umut

verici bir başlangıç yaptı.

“Hem kişisel hem de şirket düzeyinde bir taahhüt

istiyoruz”

LFCA Türkiye Elçisi Yvonne Rosenbaum-Afra, şunları

söylüyor: “Hem kişisel hem de şirket düzeyinde bir

taahhüt verilmesini istiyoruz. Derin değişim her zaman

bireyde başlar. Girişimimize katılan herhangi bir kurucu

veya CEO, Yeşil Taahhüdü yerine getirmek zorunda.

Bu, kişisel karbon ayak izlerini ölçmek, azaltmak ve

dengelemek zorunda oldukları ve şirketlerinde de aynısını

yapmayı taahhüt ettikleri anlamına geliyor.”

LFCA, iklim eylemi için net bir çerçeve ve dijital araçlar

sağlıyor. Etki yaratmadaki ana odak, şirketin karbon ayak

izinin azaltılmasında yatıyor. LCFA’ya üye olmak ücretsiz

ancak şirketlerin üyeliği devam ettirmeleri için ölçüm,

azaltım ve karbon dengeleme sürecini her yıl tekrar

etmeleri gerekiyor.

Şirket düzeyinin ötesine geçen topluluk, finans alanında

da iklim eylemini yönlendiriyor. Yatırımcılar aktif olarak

sürdürülebilir şirketler arıyor. Bu yıl, 30’dan fazla önde

gelen VC fonu, LFCA tarafından başlatılan Sürdürülebilirlik

İlkesi’ne katıldı. Bu ilkeyi hem varsayılan dönemki hem

de hissedar sözleşmelerine entegre ettiler. Yeni finanse

edilen şirketlerin çoğu, karbon emisyonlarını azaltmayı

taahhüt edecek.

Daha yaşanılır bir dünya için desteklenmesi gereken bir

girişim.

Leaders for Climate Action (LFCA)

2019 yılında Berlin Startup ekosisteminin

kurucuları, iklim değişikliğine karşı somut

adımlar atmak için Leaders for Climate Action

(LFCA) çatısı altında bir araya geldi. İklim

krizine karşı önlemler almaya teşvik eden ve

teknoloji sektörünün karbon nötr hale getirmeyi

hedefleyen LFCA, kar amacı gütmeyen bir

kuruluştur. LFCA’in mevcut üyeleri, yaklaşık 100

bin çalışan ve 1 milyar aktif kullanıcıdan oluşuyor.

38 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021



Enerji

Gelecek İçİn sorumluluk

alan projeler

ödüllendİrİldİ

Koç Topluluğu’nun satın alma ve tedarik zinciri yönetimi

alanında faaliyet gösteren şirketi Zer’in sorumlu tüketim ve

üretim projelerini değerlendirdiği Hayalimiz Benzer İş Birliği

Programı’nda ödül alan şirketler belli oldu.

‘Geleceğimiz için sorumluluklarımız ortak,

Hayalimiz Benzer’ mesajıyla yola çıkan Zer, farklı

sektörlerden 500’ün üzerinde müşterisini ve 20

bini aşkın tedarikçisini sürdürülebilir bir gelecek

için sorumluluklarını almaya davet eden çağrıda

buluşturdu. Çağrıya yanıt veren 44 proje başvurusu

sonucunda ödül alan 7 şirket belirlendi.

Hayalimiz Benzer İş Birliği Programı’nın uygulama

kategorisinde Tekfen Tarımsal Araştırma ve Eczacıbaşı

Yapı Gereçleri, fikir kategorisinde ise ISS Tesis ve

Yönetim Hizmetleri ve Ankyra Reklam’ın projeleri

ödüle layık görüldü. Akplas Plastik ve toplu yemek

hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren Yemekhane

ve Parıltım’ın projeleri ise teşvik ödülünü aldı.

Sürdürülebilir tarımdan reklam malzemelerinin geri

dönüşümüne uzanan projeler

Çevre ve doğal kaynakların korunması ve yaşam

biçiminin bu doğrultuda değiştirilmesini hedefleyen

projeler, sürdürülebilir tarımdan enerji tasarrufuna,

geri dönüşümden çevreye duyarlılık bilincinin

geliştirilmesine birçok farklı alana odaklanıyor.

Uygulama kategorisinde ödül alan Tekfen Tarımsal

Araştırma, dijital araçlar ile uzaktan nem, sıcaklık

takibi ve otonom gübreleme yaparak sürdürülebilir

tarımı yaygınlaştırıyor. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri ise

üretim sırasında seramik fırınlarından çıkan atık ısıyı

geliştirdiği inovatif çözümle geri kazanıyor ve sıcak su

ihtiyacında kullanıyor.

40 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Enerji

Fikir kategorisinde ödül alan ISS Tesis ve Yönetim

Hizmetleri, dijital enerji takip sistemleri sayesinde daha

çok şirketin enerji tasarrufu yapmasına imkân verecek

hizmeti müşterilerine sunmayı hedefliyor. Ankara’da

faaliyet gösteren Ankyra Reklam ise ‘Neşeli Kilimler ve

Çantalar’ projesi ile açık hava reklamlarında kullanılan

baskılı kumaşların geri dönüşümünün yapılmasını, bu

dönüşümde de kadın iş gücünün yer almasını hedefliyor.

Projeler dört kriterde değerlendirildi

Şirketlerin fikir ya da hayata geçmiş projeleri ile

başvurabildikleri Hayalimiz Benzer İş Birliği Programı

kapsamında 17 fikir ve 27 uygulama proje başvurusu

Seçici Kurul tarafından değerlendirildi. Koç Holding

Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ebru Tüzecan’ın da

içerinde yer aldığı Seçici Kurul, yapılan başvuruları etki

potansiyeli, uygulanabilirlik, sürdürülebilirlik ve verimlilik

başlıkları açısından inceledi.

2020, Güneş Gücü Yılı ilan edildi

Programa yapılan başvurularda güneş enerjisine geçişi

hedefleyen proje sayısının yoğunluğu nedeniyle, Seçici

Kurul bu yılın ‘Güneş Gücü Yılı’ ilan edilmesine karar verdi.

Bu alanda başvuran dört şirkete takdir ödülü verildi.

Hadımköy’de yer alan tesisinde hem şirket ihtiyaçlarını

karşılayabilecek hem de dağıtıma verilebilecek ölçekte

güneş enerjisi sistemlerini hayata geçiren Mars Logistics

ve güneş enerjisine geçmeye yönelik fikir projeleri sunan

Beyçelik Gestamp, Desi Kimya ve Kafa Radyo takdire layık

görüldü.

Takdir programı sayesinde güneş enerjisini kullanmaya

geçmek isteyen şirketlerin, uygulamada olan şirketlerin

tecrübe ve yönlendirmelerinden faydalanabilecekleri ve

ortak aklın oluşturulabileceği bir platformun yaratılması

hedeflendi.

Büyük ödül, kız öğrencilerin eğitimine destek

Ödül alan projelerin gelişimleri bir yıl boyunca Zer’in

çalışanlarından oluşan gönüllü proje elçileri tarafından

takip edilecek ve yıl sonunda yeniden değerlendirilerek

en büyük etkiyi yaratan proje sahibi şirkete büyük ödül

takdim edilecek. Ödül alan şirketler tarafından Y kuşağı

çalışanlar arasından belirlenecek proje elçileri, Zer

elçileri ile koordineli çalışarak projelerin gelişimi için

katkı sunacak.

Programın büyük ödülü için topluma katkıda bulunmayı

seçen Zer, kazanan şirket adına Türk Eğitim Vakfı (TEV)

bünye-sinde oluşturulan Mustafa V. Koç Burs Fonu’na

bağış yaparak, üç kız lise öğrencisinin eğitim giderlerini

üstlenecek.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 41


Enerji

Dyotherm İle Enerjİ

Kaynaklarına Ve

Bütçeye Katkı

Enerji Tasarrufu Haftası nedeniyle enerjiyi verimli kullanma

çağrıları yapılırken boya sektörünün öncü şirketi DYO’nun ısı

yalıtım ürünü DYOTHERM ISOLTECO 110, hem doğaya hem de

hane ekonomisine katkı sağlıyor. Hibrit teknoloji ile üretilen çevre

dostu ısı yalıtım ürünü, uygulandığı yüzeylerde termal koruma

sağlarken daha az enerji ve bütçe harcanmasına neden oluyor.

Dyotherm

İle Yüzde

50’ye

Varan

Enerji

Tasarrufu

İklim değişikliğinin yarattığı sorunlar her geçen

gün dünyamızın geleceğini tehdit ederken

doğal kaynakların korunması ve enerji tasarrufu

gündemimizin ilk sıralarında yer alıyor. Doğal

hayatın dengesini korumak ve yarınlara

yaşanabilir bir dünya bırakmak için insanlığın

önemli sorumlulukları var. Enerji tasarrufu

sağlamak da bu sorumlulukların başında yer

alıyor. İyi bir ısı yalıtımı, enerji kaynaklarının

daha az kullanılmasına neden olurken doğanın

dengesine de katkıda bulunuyor. Dünyanın

geleceğini tehdit eden en önemli sorunların

başında doğal kaynakların yanlış kullanımı

olduğu düşünülürse, enerji tasarrufu sağlamak

dünyaya yapacağımız en büyük iyiliklerin

başında geliyor.

Isı yalıtımı, yüzde 50’nin üzerinde enerji

tasarrufu sağlarken ısınma ve soğutma için

harcadığımız bütçeyi de yarı yarıya düşürüyor.

Havadaki karbondioksit salınımını azaltan ısı

yalıtımı, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya

bırakmanın en önemli adımı.

DYO, ISI YALITIMDA AR-GE’YE ÖNEM VERİYOR

Boya sektörünün öncü şirketi DYO, çevreyi,

doğayı ve doğal kaynakları koruma ilkesiyle

hareket ederek, verimli yalıtım teknolojileri

üretiyor. Çevreci yaklaşımla hareket eden

DYO, ısı yalıtım alanında AR-GE’ye büyük pay

ayırıyor. DYO’nun yapılardaki enerji kaybını en

aza indirmek amacıyla geliştirdiği DYOTHERM

ürünleri, geleceğimiz için çevreci çözümler

sunuyor, ekonomiye katkı sağlıyor.

YAZIN ELEKTRİK, KIŞIN DOĞALGAZ

FATURASINI DÜŞÜRÜYOR

DYOTHERM ISOLTECO 110, ısı yalıtımı sağlarken

dübelsiz ve kaba sıva gerektirmeyen uygulama

sayesinde binaya ekstra ağırlık vermiyor,

binaların ömrünü uzatıyor. Çevreci bir ürün

olan ve enerji tasarrufu sağlayan DYOTHERM

ISOLTECO 110, yazın binayı ısıdan, kışın

ise soğuktan koruyarak elektrik enerjisi ve

doğalgazdan tasarruf edilmesini sağlıyor. Olası

yangınlara karşı engelleyici rol oynayan, A sınıfı

yangın direncine sahip DYOTHERM ISOLTECO

110, aynı zamanda ses yalıtımına da katkı

sağlıyor.

YALITIMDA 4.0 DEVRİMİ

Boyadaki uzmanlığını ısı yalıtım sektörüne de

taşıyan DYO, Türkiye’de yalıtım 4.0 devrimini

başlatarak ürettiği DYOTHERM yalıtım

sistemleriyle sürdürülebilir hayata katkıda

bulunuyor. Türkiye’nin hibrit teknolojisiyle

üretilmiş ilk ısı yalıtım ürünü DYOTHERM

ISOLTECO 110, yapılarda 360 derece koruma

sağlayan çevre dostu bir ürün. Konutlarda

ısıtma-soğutma maliyetini de yaklaşık 10 kat

azaltan DYOTHERM ısı yalıtım ürünleri, yeni

projelerde, kentsel dönüşüm çalışmalarında

sıklıkla tercih ediliyor.

42 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Enerji

Siemens, Hollanda’dakİ

Rüzgar Güllerİ İçİn Güç

Transformatörlerİnİ

İyİleştİrİyor

Siemens Transformers Linz, transformatör dijitalleştirme teknolojisini

kullanarak, Fryslân rüzgar çiftliğindeki iki güç transformatörünü

güçlendirmek için görevlendirildi.

Fryslân rüzgar çiftliği, Hollanda, Breezanddijk

yakınlarındaki Ijsselmeer Gölü’nün Frizya

bölümünde geliştirilen 588 milyon 380 MW’lık

kıyıya yakın rüzgar projesidir.

Fryslân rüzgar çiftliği tarafından üretilen elektrik,

Breezanddijk’teki karadaki trafo merkezini

bağlayan 9.5 mil 110 kV’luk bir ihracat kablosuyla

iletiliyor ve buradan 6 mil 110 kV çift devreli

iletim hattıyla TenneT’nin Frizya yüksekliğine

bağlantı için Bolsward’a iletiliyor.

Şirketten bir kaynak, bu güçlendirme projesinin

görselleştirilmiş veri yönetimi sağlamak için iki

transformatörün dijitalleştirilmesini ve ayrıca

yük, aktif yük ve yaşlanma tahminlerine göre

kalibre edilmiş simülasyonlar gerçekleştirilmesini

içerdiğini söyledi.

Fryslân rüzgar çiftliğinin, tahmini olarak 20 yıl

boyunca yaklaşık 340 bin Hollandalı haneye

enerji sağlamak için yeterli olacak şekilde yılda

1.184 GWh temiz elektrik üretmesi bekleniyor.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 43


Enerji

Devasa New Mexico

Rüzgar Projesİ 590.000

Konuta Eşdeğer Güç

Sağlayabİlecek

Çok yakında yüksek ovaların kıllı otları, New Mexico’nun merkezindeki

rüzgarı yakalayan tek şey olmayacak: Güneybatı kamu kuruluşu Pattern

Energy tarafından inşa edilen bir kurulum olan Western Spirit Wind, 1.050

megawatt’tan fazla yenilenebilir enerji sağlamaya hazırlanıyor. dört ayrı

rüzgar çiftliği. Western Spirit Wind projesinin tamamlandığında eyaletteki en

büyük rüzgar tesisi olması planlanıyor. Ve bu hafta Pattern Energy, projenin

GE Yenilenebilir Enerji’nin 377 2 MW’lık türbininden güç alacağını duyurdu.

Türbin teslimatları şimdiden başladı ve ticari

faaliyetlerin yıl sonundan önce başlaması planlanıyor.

10 yıllık tam hizmet anlaşmasını içeren 377 türbin

siparişi, 590.000 eve eşdeğer enerji sağlayabilecek.

Western Spirit Wind, isim plakasında 2,3-2,8 MW

arasında değişen türbinlere güvenecek ve rüzgarı daha

iyi yakalamak için çeşitli kule yükseklikleri kullanacak.

GE Yenilenebilir Enerji’nin Karada Amerika Kıtası

CEO’su Tim White, “GE Yenilenebilir Enerji, Batı Ruhu

Rüzgar projesinde Desen Enerjisi ile çalışmaktan ve

güçlü ilişkimizi sürdürmekten mutluluk duyuyor”

dedi. “GE’nin 2 MW platformu, bölgeye sürdürülebilir,

daha uygun fiyatlı, yenilenebilir enerji dağıtımının

güvenilirliğini sağlamaya yardımcı olmak için% 98’den

fazla kullanılabilirlik ile bölgeye son derece uygun. New

44 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Mexico’nun yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmasına

yardımcı olmanın bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz.

2019 yılında New Mexico, güneş panelleri ve rüzgar

türbinlerinin yardımıyla ulaşılması gereken iddialı

enerji hedeflerini belirleyen bir yasa çıkardı. Devlet,

yatırımcılara ait kamu hizmetleri ve kırsal elektrik

kooperatiflerinin elektriğinin en az yarısını 2030’a kadar

yenilenebilir kaynaklardan ve en az% 80’ini 2040’a kadar

almasını istiyor. Albuquerque şehri,% 100 yenilenebilir

hale gelmeyi hedefleyerek daha da hızlı hareket ediyor.

2022.

Fosil yakıtlara olan bağımlılığın azalması, GE Yenilenebilir

Enerji ile yapılan anlaşmanın tek avantajı olmayacak.

Pattern Energy CEO’su Mike Garland, “Western Spirit

Wind ve Western Spirit İletim Hattı, New Mexico’ya

Enerji

binden fazla inşaat işi ve milyarlarca dolar ekonomik

fayda sağlarken diğer yandan da önemli bir yeni temiz

enerji kaynağı yaratacak” dedi.

Güneş Panellerİ Ne

Olacak ?

İçlerinde cam, plastik, aliminyum ve silisyumun yanı sıra, kurşun,

kadmiyum, antimon gibi zehirli maddeler de bulunan milyonlarca güneş

paneli 25-30 yıl içinde hurdaya çıkınca, bunların çevreye olumsuz etkileri

düşünülmeli ve depolanacağı yerler de geri dönüşümleri de şimdiden

planlanmalı, ilgili yaptırımlar yönetmeliğe alınmalı.

Türkiye’de hiç bir kurumun, güneş enerjisiyle ilgili

teknik raporunda ele alınmayan bu konuyu ilk kez

gündeme getiriyoruz.

Güneş ışınlarından elektrik üretimi, kaynağının

tükenmemesi, bol ve ücretsiz olması, CO2

salınmaması, sadece santrallarda değil, binaların

çatılarında da elektrik üretilmesi gibi olumlu

yönleri nedeniyle hepimizin istediği bir elektrik

üretim türü. Bu nedenlerle bugün tüm dünyada

ve Türkiye’de güneş ışınlarından elektrik üretimi

(özellikle fotovoltaik yöntemle) tüm hızıyla ilerliyor.

Ancak bu enerjiyi üreten güneş paneleri; 25-30 yıl

içinde hurdaya çıkınca, bunların çevreye olumsuz

etkileri düşünülmeli ve depolanacağı yerler de

geri dönüşümleri de şimdiden planlanmalı, ilgili

yaptırımlar yönetmeliğe alınmalı.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 45


Enerji

CW Enerjİ yenİ nesİl

panellerİ Fark yaratıyor

46 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Enerji

• Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli üreticisi CW Enerji,

sektörde yeniliklere imza atmaya devam ediyor.

• Firmanın AR-GE çalışmaları ile yeni tasarladığı 144 hücreli yeni nesil

güneş panelleri elektrik kayıplarını minimuma indirirken birim alanda da

en yüksek enerji üretimini sağlıyor.

Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli

üreticisi CW Enerji, AR-GE çalışmaları ile fark yaratan

ürünler tasarlamaya devam ediyor. Yeniliklerin öncüsü

olan firma, yeni tasarladığı güneş panelleri ile ürün

gamını genişletti.

Güneş enerji sistemlerinde inovatif çalışmalar

yaptıklarını belirten CW Enerji CEO’su Tarık Sarvan,

hayata geçirdikleri projelerle sektörün gelişimine katkıda

bulunduklarını söyledi. Türkiye’nin lider güneş paneli

üreticisi olduklarını ifade eden Sarvan, “Daha verimli

hücreler geliştirme, daha az alandan daha yüksek enerji

sağlama gibi çalışmalarımız söz konusu. Bu doğrultuda,

firmamız tarafından üretimi yapılan 144 hücreli half-cut

bifacial (çift yönlü) perc monokristal güneş panelleri

şebekeye bağlı olan ve olmayan güneş enerji sistemleri

uygulamalarında kullanılmak üzere tasarlandı. Yeni

nesil güneş modülleri multi busbar hücre teknolojisi ile

birlikte, güneş panellerinde hem optik hem de elektriksel

kayıpları en aza indirerek güncellenen hücre şekli ve 166

mm boyutları ile birim alanda en yüksek enerji üretimini

sağlıyor” dedi.

Sarvan, modüllerde kullanılan kendi kendini temizleyen ve

yansımayı azaltan özel kaplamalı camlar sayesinde düşük

ışınım koşullarında da panel verimliliğinin korunduğunu

dile getirerek, “Modüller mükemmel dayanım

kapasitesiyle dış hava olaylarına karşı dayanıklıdır. Kar

ve rüzgârda çok başarılı sonuçlar aldık. Kolay kurulum

sayesinde her türlü uygulama alanına rahatlıkla montajı

yapılabilir” diye konuştu.

Fark yaratan ürünler

Güneş enerjisi pazarında fark yaratan ürünlerle ön

plana çıktıklarını belirten CW Enerji CEO’su Tarık Sarvan,

gelişen teknolojiyi yakından takip ederek yenilikçi ve

kaliteli ürünler tasarladıklarını söyledi. Sarvan, “AR-GE

Merkezi’mizde inovasyonu ve gelişimi faaliyetlerimizin

odağına alarak, sektörümüze öncülük etmeye devam

edeceğiz. Yeni ürün geliştirme çalışmalarımızı da

sürdüreceğiz” dedi.

Dış hava olaylarına karşı dayanıklı

Bifacial half-cut güneş modüllerinde PERC teknolojisiyle

hücre verimlilikleri arttırılırken, çift yönlü hücre (bifacial)

mimarisiyle de güneş panellerinin yansıma kaynaklı arka

kısmından ekstra güç elde edildiğini ifade eden Sarvan,

ayrıca Half-cut güneş panellerinin yenilenen bağlantı

yapısıyla gölgelenme durumlarında minimum verim

kaybını vadettiğine dikkat çekti.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 47


AKADEMİK

MAKALE


PLM İLE UYUMLU

ORGANİZASYON

KÜLTÜRÜ

OLUŞTURMAK VE

GELİŞTİRMEK


Makale

PLM İLE UYUMLU

ORGANİZASYON KÜLTÜRÜ

OLUŞTURMAK VE GELİŞTİRMEK

Gamze SARI(a,c), Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ(a,b)

(a) Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi

Anabilim Dalı

(b) Ege Üniversitesi, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) Mükemmeliyet

Merkezi

(c) Kıdemli Tedarik Zinciri Uzmanı, Vestel Elektronik A.Ş

Özet

Hızla artan rekabet koşulları şirketlerin tüm iş süreçlerini daha optimize, daha iyi yönetmelerini zorunlu

kılmaktadır. Gelişmek isteyen şirketler değişime verdikleri tepki süresini kısaltmalılar, esnekliklerini

arttırmalılar. Ancak bunu başarabilen şirketler piyasada kalıcı olabilmekte, müşteriler için güven

sağlamaktadır. Tüm bu avantajları göz ardı etmeyen şirketler PLM çözümlerine yönelmektedir. PLM bir

ürünün fikir aşamasından bertaraf edinceye kadar olan yolculuğuna eşlik eden bir süreçtir. Bu süreci

sürekli iyileştirme imkanı sunan bir fırsat olarak değerlendirmek gerekir. Bu çalışmada günümüz koşullarına

uyum sağlamak için PLM felsefesini kullanan veya kullanmayı düşünen tüm kullanıcılar için organizasyonel

kültürü göz ardı etmemeleri gerektiği, organizasyonun desteğini alarak değişimi nasıl yönetebileceklerine

değinilmiştir. Organizasyonel kültürün gücünün farkında olan ve onu arkasına almayı başaran eylemler,

başarı için çıktığı yolu yarılamış demektir.

Anahtar kelimeler; Organizasyon, Kültür, PLM, Değişim Yönetimi

50 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


1.Giriş

Günümüzde gelişen teknoloji, hızla artan rekabet ortamı

ve tüketici beklentilerinin hızlı değişimi şirketlerin hayatta

kalmaları, devamlılıklarını sürdürebilmeleri için zorlu

koşulları beraberinde getirmektedir. Değişen koşullar

organizasyonları da değişime sürüklemektedir. Fakat

çoğu zaman değişim kaçınılmaz olsa da organizasyonun

bu değişimi kabul etmesi ve sürekli kılması mümkün

olmamaktadır. Organizasyonun değişimi kabullenmesi ve

sahiplenmesi başarıya giden yoldaki en belirleyici unsur

olmaktadır. Organizasyonlar için belirli bir ortak davranış

modeli olarak, kültürden söz edilir. Organizasyonel kültür

değişime giden yolda göz ardı edilmemesi gereken

unsurların başında gelmektedir. Bu kavram organizasyonu

oluşturan tüm bireylerin birlikte hareket etme, olaylara

yaklaşım, iş yapma alışkanlıklarını ifade eder.

2. Organizasyon ve Kültürün İlişkisi

2.1. Organizasyonel Kültür ve Gelişimi

Organizasyonel kültüre ilişkin çalışmaların tarihi 1940’lı

yıllarda ortaya çıkan çalışmalara dayanmakla birlikte,

bu kavramın kurumsal çalışmalar için de popüler hale

gelmesi 1980’lerde olmuştur. 1980-1990’larda ise

organizasyonel kültür birçok araştırmacı tarafından

organizasyonların başarılarındaki en önemli faktörlerden

biri olarak kabul edilmiştir. Organizasyonel kültürün

bağlılık ve motivasyonu geliştirdiği ve dolayısıyla hedefe

yönelik emin adımlarla ilerleme anlamında büyük bir

katkı sağladığını söyleyebiliriz. 2000’lerde ise artan

rekabet koşullarıyla bu kavramın popüler hale gelmesinin

birçok nedeni olmakla birlikte; güçlü kültürün kurumsal

etkililik, verimlilik, karlılık ve bağlılık için merkezi bir role

sahip olduğu bilgisinin savunulması öne çıkmaktadır.

İş organizasyonlarının kültürü ile ilgili çalışmaları olan

bilim adamlarından Edgar Scheine’e göre kültürü; üstü

örtülü davranışsal, duygusal ve kavramsal olarak öğrenilen

ve aynı zamanda ait olduğu grubun üyeleri tarafından

ortaklaşa paylaşılan bir süreç olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanıma göre gerçekleştirilen paylaşımda; grubun

geçmişe dayanan ortak tecrübeleri, ayrılmaz bütünlüğü,

sürekliliği ve anlamlılığı kültürü oluşturan temel öğelerin

başında gelmektedir.

Bluedorn ve arkadaşları ise organizasyonel kültürü

zamansal açıdan ele alarak tanımlamışlardır. Getirilen

bu yeni tanımlamada; kurum kültürü zaman içerisinde

değişen inanç ve değerlerin birer yansıması olarak

görülmektedir. Dolayısıyla kültür yalnızca şu an içinde

bulunulan zamanın bir yansıması değil; geçmiş, bugün

ve geleceği kendi içerisinde barındıran bir yapı olarak

tanımlanmaktadır. Burada kültürün nasıl göründüğünün

yanı sıra sahip olduğu süreç nedeniyle zamansal derinliği

de ele alınmaktadır.

Organizasyonel kültür ile ilgili çalışmalar yapan ve

önde gelen yönetim bilimcilerden olan Hofstede ise,

Makale

organizasyonel kültürü zihinsel bir programlama olarak

tanımlayarak bu programlamanın bir kurumun üyelerini

diğerlerinden ayırdığını ortaya koymuştur. Hofstede

kültürün kolektif olduğunu kabul etmektedir. Oluşturduğu

programlamada kültürü 5 etkileyen 5 kategoriden

bahsetmiştir. Bunlar; sosyal yapı, din, dil, eğitim, politik

felsefe ve ekonomik felsefedir.

Organizasyonel kültürü tanımlarken Hofstede 7 önemli

özellikten bahsetmiştir.

• Kültür bütüncüldür. Tek tek bireylere indirgenmeyen

olayları ifade eder ve daha geniş bir grup insanı içerir.

• Kültür tarihle ilişkilidir. Gelecekteki kültürel yapı

geçmişteki davranış izlerinden beslenir.

• Kültür hareketsizdir ve değiştirilmesi zordur. İnsanlar

fikirlerine, değerlerine ve geleneklerine tutunma

eğilimindedirler.

• Sosyal olarak yapılandırılmış bir olgudur. İnsan ürünüdür

ve grup davranışı ile şekillenir. Farklı gruplar için farklı

kültür yapılarından söz edilir.

• Kültür belirsizdir ve yakalanması zordur. Kolaylıkla

ölçüm yapılmaya, analiz edilmeye izin vermez.

• Efsane, ritüel, semboller kültürü karakterize etmek için

yaygın olarak kullanılır.

• Kültür bir organizasyonun somut, objektif ve görünür

kısmından ziyade düşünme şekli, ortak değerler ve

fikirlere atıfta bulunur.

Farklı biçimlerde isimlendirilen organizasyonel kültür; bir

kurum tarafından benimsenen değerlerin tümü olarak

ifade edileceği gibi kurumun çalışanları ve müşterilerine

yön veren anlayış ya da kurumun üyelerince paylaşılan

temel değerler olarak tanımlanmaktadır. Yapılan farklı

tanımlamalara bakıldığında organizasyonel kültürden

çıkarılacak ortak anlam, insan davranışlarının birtakım

norm, değer, davranış, inanç, ve alışkanlıklar tarafından

yönlendirilmesini sağlayan bütünsel bir sistem olarak

tanımlamak mümkün olabilmektedir.

2.2. İş Organizasyonlarında Kültürün Önemi

Yaşadığı toplumun üyesi olan insan, içinde bulunduğu

topluluğa uygun davranışlar sergilemektedir. Toplum,

birlikte yaşamayı öngören bir yapı olup bu yapı içinde

yer alan insanlar tarafından benimsenen inanç, değer,

tutum, davranış kalıpları gibi ortak öğeler vardır. Bu

durum işletmeye uyarlandığında; çalıştığı işletmenin

bir üyesi olan insan, ait olduğu grubun yani toplumun

ortak özelliklerini taşımaktadır. Bu yönüyle toplum ve

kurumlar birbirlerine benzeyen mekanizmalardır. Bu

mekanizmanın bir parçası olan insan faktörü ise bağlı

olduğu sosyal topluluğun maddi-manevi bütün ortak

özelliklerini sahiplenmektedir. Kurumlar da bu özellikleri

sayesinde kendilerine özgü bir kişiliğe sahip olmaktadırlar.

Mevcut kişilik, hem çalışanlarının gözünde hem de rakip

işletmelerle olan ilişkilerinde belirleyici olmaktadır.

Organizasyon kültürünün birer yansıması olan çalışanlar

arasında güçlü bağlar oluşturulması için, onlara değer

verilerek bunun onlara hissettirilmesi gerekmektedir.

Bunun için çalışanların güçlendirilmesi esas alınmalıdır.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 51


Makale

Dolayısıyla onların da kurumun birer parçası olarak

kararlarını bağımsız bir biçimde verebilmeleri ve

cesaretlendirilmeleri önem taşımaktadır. Güçlü bir

organizasyon kültürünün temelinde güçlü çalışanlar yer

almaktadır.

Bu da bir zincirin halkaları gibi tepe yönetimden

başlayarak astlara kadar uzanacak biçimde mevcut

kültürün yayılmasıyla sağlanmaktadır. Bu noktada

çalışanların ortak sorumluluk ve motivasyonla hareket

ederek birlik oluşturmaları kaçınılmazdır.

Şekil 1: Kültürü meydana getiren unsurlar

Organizasyonel kültür Şekil 1’de görüldüğü gibi o

organizasyonun inançlar, davranışlar ve kararlar

bütünüdür. Organizasyonun ortak hedefleri, öncelikleri,

gelecekte varmak istediği nokta inançlarını meydana

getirir. Karar alma hızı, disiplini, alışkanlıkları ise kararlarını

belirler. İş organizasyonu içerisindeki insanların ortak

davranış tarzı, iş yapma şekli, takım normları, iletişim

tarzı ise davranışları belirler. İşte tüm bu unsurların

birlikte oluşturduğu yapıdan ise kültür olarak söz ederiz.

Kültür organizasyonlar için yüce bir kavramdır.

Oluşması ve değiştirilmesi zordur, bütünü ifade eder. Fakat

hedefler doğrultusunda istenen şekilde yönetilebilirse

işletmenin devamlılığı ve başarısındaki en büyük faktör

rolünü alır.

Organizasyonun kültürü, kişinin o kuruma girmesiyle

beraber başlayan bir sosyalleşme sürecidir. Kişi bu süreçte

kendi tutum ve davranışlarını kuruma uygun bir hale

getirmektedir. Zaman içerisinde öğrenilen ve sosyalleşme

kültürünün dışa vurumu da sayılan organizasyonel kültür,

o kurumun çalışanları tarafından mantıksal programlama

halinde öğrenilip uygulamaya geçirilmektedir. Dolayısıyla

edinilen inanç, değer gibi özellikler çalışanlarca

davranışlara yansıtılmaktadır. Bu da çalışanların sosyal

çevre ile iletişimini kolaylaştırmaktadır.

İçinde güçlü bir yapı barındıran organizasyonel kültür,

beraberinde o kuruma ait çalışanların da güçlü amaçlar

edinip bu yönde tutum geliştirmeleri için itici bir güç

oluşturmaktadır. Böylece kurum çalışanları tarafından

benimsenen ortak kurallar, değerler kurumlar için de

uzun vadeli katkılar sağlamaktadır. Söz konusu katkılar,

işletmelerin yaşamlarını devam ettirebilmesinde etkili

olmaktadır. Bu durum ise işletmenin verimliliğini

artması ve gelişiminde belirleyici olmaktadır. Bu

doğrultuda kurumların uzun vadede var olabilmeleri

adına çalışanlarına değer vermeleri gerçeğine dikkat

edilmektedir.

Bir organizasyonda kültürün iki temel işlevi söz konusudur.

Şekil 2’de kültür hem çalışanlara yol gösteren ve hedefin

kaybolmamasını sağlayan hem de çalışanlar arasındaki

bağı güçlendiren etkili bir faktördür.

Şekil 2: Kültürün iki temel işlevi

52 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


3. PLM ve Değişim Yönetimi

Ürün yaşam döngüsü (PLM) bir ürünün fikir aşamasından,

mühendislik tasarımı, üretim, servis ve bertarafını içeren

tüm yaşam döngüsünü yönetme sürecidir. PLM; kişileri,

verileri, süreçleri ve iş sistemlerini kusursuz bir zincir

gibi birbirine bağlar ve sistematik olarak etkileşimli hale

getirir

.

3.1. PLM’in Yararları Nelerdir?

Tüm karmaşık iş süreçlerini birbirine bağlayarak etkileşimi

en üst düzeye çıkaran PLM, değişen iş ve çevre koşulları

için şirketlere esneklik sağlamaktadır. Bu esneklik

şirketlerin rekabet gücünü ve problem çözme direncini

arttırmaktadır.

PLM’in işletmeler için sağladığı faydalar;

• Daha kısa pazarlama süresi,

• Geliştirilmiş ürün kalitesi ve güvenilirliği,

• Azalan prototip maliyetleri,

• Optimal talep yönetimi,

• Bölümleri güçlü iletişim ile birleştirme,

• Ortak bir iş dili yaratma,

• Optimal pazar analizi,

• Verilerin yeniden kullanımı ile zaman tasarrufu

sağlama,

• Optimal ürün optimizasyonu,

• Etkin atık yönetimi,

•Mühendislik ve iş organizasyonlarının tam

entegrasyonu,

• Malzeme maliyetlerini düşürmek için iyileştirilmiş

tahmin,

• Sonuçları görünür kılmak,

• Üst düzey tedarik zinciri entegrasyonu

Günümüzde PLM’i kendi iş süreçlerine entegre etmek

isteyen işletmeler organizasyonel kültürü etkili bir araç

olarak kullanabilirler. Tüm çalışanların bu değişimi kabul

edip desteklemeleri ile başarılı bir sonuç elde edilecektir.

PLM şirkette var olan tüm iş süreçlerini birbirine bağlar,

böylece şirket genelinde daha yalın bir iş akışından söz

edilebilir. Günümüz rekabet koşullarına uyumlanmak için

Makale

PLM uygulanabilecek çözümlerin tümünü sağlamaktadır.

PLM’i bir süreç değil bir felsefe, iş yapma şekli olarak

tanımlamak ve anlamlandırmak gerekir.

3.2. PLM’e Geçiş Sürecinde Kültürel Değişimi Yönetmek

Değişim yönetimi; bireyleri, ekipleri ve kuruluşları

organizasyonel değişim yapmada hazırlamak,

desteklemek ve onlara yardım etmek için kullanılan

bir terimdir. Değişimin etkenleri arasında teknolojinin

süregelen evrimi, süreçlerin ihtiyacı karşılamaz hale

gelmesi, müşteri talep değişiklikleri, rekabet baskısı ve

organizasyonel yeniden yapılanma olabilir. Organizasyonel

değişim yönetimi, tüm organizasyonu ve neyin değişmesi

gerektiğini dikkate alır. Değişim yönetimi ise yalnızca

insanların ve ekiplerin bu tür organizasyonel geçişten

nasıl etkilendiğini belirtmek için kullanılabilir.

Bir şirketin kültürü, çalışanlarının nasıl etkileşimde

bulunduğu ve çalıştığının özü olan temel kişiliğidir.

Bununla birlikte, çoğunlukla liderlik, strateji ve diğer

koşullardaki kademeli değişimlerle hayatta kalan ve

gelişen karmaşık bir varlıktır. En yararlı tanımın aynı

zamanda en basit olduğunu görüyoruz: Kültür, işlerin nasıl

yapıldığını belirleyen, kendi kendini sürdüren davranış

kalıbıdır. Kurumsal kültürler sürekli olarak kendini yeniler

ve yavaşça gelişir. İnsanların hissettikleri, düşündükleri

ve inandıkları, işlerini yapma biçimleriyle yansıtılır ve

şekillenir. Bir kültürü değiştirmeye yönelik resmi çabalar

insanları motive eden, onları harekete geçiren şeyin

özüne nadiren ulaşır. Duvarları yeni değerleri ilan eden

büyük pankartlarla sıvayabilirsiniz, ancak insanlar o

tabelaların hemen altında tanıdık ve rahat alışkanlıklarını

sürdürerek günlerine devam edeceklerdir. Ancak bu

içsel karmaşıklık, liderleri kültürü bir kaldıraç olarak

kullanmaya çalışmaktan alıkoymamalıdır.

Bir kuruluşun mevcut kültürü çeşitli duygusal enerji ve

etki rezervleri içerir. Onlarla çalışan yöneticiler, stratejik ve

operasyonel zorunlulukları büyük ölçüde hızlandırabilir.

Pozitif kültür güçleri ve stratejik öncelikler uyumlu

olduğunda, şirketler enerjiyi insanların hissettiklerinden

çekebilir. Bu, bir şirketin rekabet avantajı elde etme

veya kaybedilen avantajları yeniden kazanma hareketini

hızlandırır.

Şekil 3: Organizasyonlarda Değişim İhtiyacı

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 53


Makale

Değişimi tetikleyen durum aslında içinde bulunulan mevcut

durumda memnuniyetin azalması ile başlamaktadır.

Günümüzde birçok işletme için iş süreçlerin hantal ve

yavaş işlediğini söylersek yanılmış olmayız. Esnekliğin

az olduğu işletmelerde, bu durum çalışanları zamanla

memnuniyetsizliğin artmasına ve bağlılığın azalmasına

yönlendirmektedir. Şekil 3’te görüldüğü gibi memnuniyet

azaldıkça değişime açıklık artmakta ve organizasyon

değişime hazır hale gelmektedir. Organizasyon değişim

için hazır olduğunda başarmak için genel plan aşağıdaki

şekilde olmalıdır.

Adım 1: Kuruluşun durumunu değerlendirmek, hedefleri

ve stratejik yönü belirlemek,

Adım 2: Mevcut kültürü analiz etmek ve istenen kültürün

bir taslağını çıkarmak,

Adım 3: Var olan ve istenen arasındaki boşluğu analiz

etmek,

Adım 4: Kültürü geliştirmek için bir plan geliştirmek,

Adım 5: Planın uygulanması,

Adım 6: Değişiklikleri değerlendirmek ve daha ileri

gitmek için yeni çabalar belirlemek veya kültürel değişimi

sürdürmek için önlemler almak.

Kültürel değişimi gerçekleştirmede kullanılabilecek

araçlar aşağıdaki gibidir.

• Organizasyonel kültür ile paralel bir işe alım ve insan

kaynakları prosedürü belirlemek.

• İstenen değerleri ve inançları işaret edecek yeni

sosyalleşme ve eğitim programlarını devreye almak,

• Kültürel olarak doğru var olma ve davranış biçimlerinin

ödüllendirildiği ve teşvik edildiği performans

değerlendirme sürecini yaratmak,

• İstenilen kültürü ifade eden ve simgeleyen değerlerin

tanıtımı,

• Liderlerin bu değişimde etkili rol modeli olabilmesi için

etkili lider yetiştirme süreci tanımlamak,

• Organizasyonel sembollerin kullanımı (dil, sloganlar,

ifadeler, hikayeler)

Daha süreç odaklı bir yaklaşım olarak Beer 2000’li yıllarda

yaptığı çalışmada değişimi gerçekleştirmeye yönelik 7 alt

ilkeyi savunmuştur;

• Değişim için enerjiyi seferber edin,

• Yeni bir zorlayıcı yön geliştirin,

• Yeni yönü uygulamanın önündeki kurumsal engelleri

belirleyin,

• Göreve yönelik bir vizyon geliştirin,

• Uygulamaya insanları dahil edin ve iletişim kurun,

• Destekleyici davranış modelini geliştirin,

• İlerlemeyi izleyin ve daha fazla değişiklik yapın

Şekil 4: Etkili Değişim Yönetimi Adımları

3.3. PLM Felsefesi ve Organizasyonel Kültüre Katkısı

Günümüzde birçok işletme için iş süreçlerinde esneklik

bulunmamakta ve süreçler yavaş ilerlemektedir. Hantal

iş süreçlerinin bulunduğu çalışma ortamlarında kaostan

söz edebiliriz. Sorumlulukların net tanımlanmadığı,

bölümlerin kendi bağımsızlıklarını ilan edip kendi

belirledikleri şekilde çalıştıkları organizasyonlarda takım

ruhu ve ortak hedefe birlikte yönelim duygusu sekteye

uğrar.

Karmaşık iş süreçlerini birbirine bağlayan ve yalınlaştıran,

aynı zamanda ortak bir iş dili oluşturmayı sağlayan PLM

iş ortamında ölçülemeyen bazı sonuçlar doğuracaktır.

PLM’i benimsemiş işletmelerde organizasyonel kültürün

gelişmesine de hizmet edecek, çalışan odaklı bazı faydalar

şu şekildedir;

Çalışanlar arasındaki iletişimi güçlendirir: PLM

uygulamaları ile işletme içerisinde tüm fonksiyonlar

birlikte uyum içinde çalışır. Bu durum farklı bölümlerde

çalışan insanların da birlikte uyum içerisinde çalışması

demektir. PLM işletme içindeki tüm fonksiyonları birbirine

bağladığında işletmede ortak bir iş dili oluşur. Bu sayede

çalışanlar ortak bir iş dili üzerinden çalıştıklarında takım

ruhunu daha etkili bir şekilde hissederler. Sonuç olarak

iletişim güçlenir, ortak hedef belirginleşir.

Daha yalın iş süreçleri yaratarak zaman kaybını önler:

Çalışanlar için iş süreçleri belirginleştiğinde görev

dağılımı da belirginleşir. Bu sayede gereksiz iş adımları

veya belirsiz sorumluluğun tanımlanması için gereken

zaman kaybı önlenir.

Çalışanlara gelişim imkanı sunar: Tüm fonksiyonlar

birlikte belirli bir düzende çalıştığında çalışanlar tüm iş

sistemini, ilişkileri ve akışları birlikte anlamlandırabilec

eklerdir. Bu hem çalışanların gelişimi için bir fırsat hem

de işletme için yeni fikirler ve çözüm önerileri anlamına

gelmektedir. Bunun yanında düzenli işleyen sistem

yapısında çalışanlar açısından iş geliştirme faaliyetlerine

daha fazla zaman kalacaktır.

Belirgin sonuçlar ile iş tatmini sağlar: PLM bir ürün

fikrinden ürünün sonlandırılmasına kadar tüm sürecin

etkin yönetimini sağlar.

54 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Bu sayede herhangi bir zamanda istenen iş verilerine

hızlıca ulaşılabilir. Çalışanlar da kendi sorumlu oldukları

iş detayları ile ilgili performans değerlerine anlık

ulaşabilir ve hedefe ulaşmak konusunda çabalarını

değerlendirebilirler. İzlenebilir bir sistemde belirgin

sonuçlar alabilmek, daha net tanımlanmış iş tanımı ve iş

hedeflerini beraberinde getirir.

4. Sonuç

Süreçlerini iyileştirmek isteyen işletmeler için müşteri

odaklı yaklaşım önemli olduğu kadar işletme çalışanları

odaklı yaklaşımların da benimsenmesi gerekir. Geliştirme

faaliyetlerinde başarılı olabilmek için takım olarak hareket

etmek ve tüm organizasyonu aynı hedef çevresinde

birleştirmek gerekir. İşletmeler organizasyonel kültürü

iyileştirme faaliyetlerinde bir kaldıraç olarak kullanabilir

ve başarılı sonuçlar elde edebilirler.

Günümüzde zorlu rekabet koşullarında mevcut durumunu

korumak veya büyümek isteyen işletmeler iş süreçlerini

ve iş yaklaşımlarını geliştirmek zorundadırlar. PLM bu

adımda işletmelerin ihtiyaçlarına cevap verebilmektedir.

Üstelik günlük bir çözümden ziyade gelecek için yapılacak

bir yatırımdır. PLM entegrasyon sürecinde organizasyonel

Makale

kültürün önemi azımsanmamalı ve göz ardı edilmemelidir.

Organizasyonel kültürün önemsendiği ve çalışanların

dahil edildiği süreç iyileştirme çalışmalarının başarısızlık

gibi bir olasılığı bulunmamaktadır.

PLM iş süreçlerini iyileştirdiği gibi, iş ortamının refahına

ve çalışan memnuniyetine de hizmet edecektir. Süreçler

yalınlaştığında zaman kaybı önlenecek, çalışanlar

arasındaki iletişim güçlenecek, belirgin sonuçlar ile iş

tatmini sağlanacak ve aynı zamanda çalışanların gelişimi

desteklenecektir. Böylece organizasyonel kültürün

gelişmesine ve çalışanları bu kültür çerçevesinde

birleştirerek daha etkin bir takım kültürü oluşmasına da

katkı sağlayacaktır.

[1] Edgar H. Schein, 2004. Organizatonal Culture and

Leadership, Third Edition, San Francisco, JosseyBass, s.

17.

[2] Cary L. Cooper, S. Cartwright, P. Christopher, E. 2001.

The International Handbook of Organizational Culture

and Climate, England, John Wiley&Sons Ltd., s. 29.

[3] Sørnes,J,O. Keilberg,K. Sætre, S. Browning, L.D.

2004. “The Reflexivity Between ICTs and Business

Culture: Applying Hofstede’s Theory to Compare

Norway and The United States”, Informing Science

Journal, Vol. 7, s. 3.

[4] Hofstede, G., Bram, N., Daval, O. D. and Geert,

S. 1990. ‘Measuring organizational cultures: a

qualitative and quantitative study across twenty cases’.

Administrative Science Quarterly, 35: 286–316.

[5] Şimşek, M. 2006. İş Hayatında Önce İnsan, İstanbul,

Hayat, s. 153.

[7] Uzunçarşılı, Ü. Toprak, M. Ersun,O. 2000. Şirket

Kültürü ve İş Prensipleri, İstanbul, İTO, s. 4.

5. Kaynaklar

[10] Türk,M,S. 2007. Örgüt Kültürü ve İş Tatmini,

Ankara, Gazi Kitabevi, 2007, s. 34

[11] 8 Uzunçarşılı, Toprak, Ersun, a.g.e., s. 5

[12] “What is PLM?”. PLM Technology Guide. Archived

from the original on 18 June 2013. Retrieved 25

February 2012.

[13] Martyn,D. 2002. “What is PLM”. Cad Digest.

Archived from the original on 22 October 2015.

Retrieved 25 February 2012.

[14] Sidney,H. 2006. “A winning strategy”

Manufacturing Business Technology. Retrieved 25

February 2012.

[15] Katzenbach, J., Oelschlegel,C. and Thomas,J. 2016

, 10 Principles of Organizational Culture; Strategy-

Business

[16] Alvesson,M. and Sveningsson,S. 2008 ,Changing

Organizational Culture: Cultural change work in

progress , s. 44,45

[8] Doğan,S. 2003. Rekabette Başarının Anahtarı

Personel Güçlendirme, İstanbul, Sistem Yayıncılık, s. 56.

[9] Kavi, E.,2007. “Çift S Modeli Boyutuyla Örgüt

Kültürünün Motivasyon Düzeyine Etkisi, Bankacılık ve

Özel Finans Kurumlarında Karşılaştırmalı Bir Araştırma”,

Sosyal Siyaset Konferansları, S. 54, 2007, s. 120.

[17] Beer, M. 2000. ‘Leading organizational change by

creating dissatisfaction and realigning the organization

with new competitive realities’. In E. Locke (ed.),

Handbook of Principles of Organizational Behaviour.

Oxford: Blackwell.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 55


TEKNİK MAKALE

EATON


Eaton Elektrik

Türkiye Ülke

Müdürü

Yılmaz Özcan


Kontrol Röleleri

Küçük Kontrol

Rölesİnİn Büyük

Gelİşİmİ

Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü

Yılmaz Özcan

Kontrol rölelerinin seçeneklerinin sınırlı olması

nedeniyle, otomasyon projelerinde kullanılması

uzun zamandır düşünülmeyen bir konuydu. Bununla

birlikte, yeni nano denetleyiciler çeşitli programlama

dillerinin, modüler yazılım konseptlerinin ve güçlü

donanım kullanımlarını sunuyor. Çoğu duygulama

için, bu özellik onları klasik PLC’ye alternatif bir hale

getiriyor.

Geçmişte, bu cihazlar yalnızca basit kontrol

görevleri için uygundu. Bu durum, sınırlı bilgi işlem

kapasitesinin yanısıra; esnek olmayan programlama

seçeneklerinden de kaynaklanmaktaydı. Giriş ve çıkış

sayısının da az olması eskiden sınırlayıcı bir unsurdu.

Ancak, zaman içerisinde yeni nano denetleyiciler

otomasyonun birçok alanında kalıcı bir yer buldu.

Daha güçlü donanımlarının yanı sıra kolay kullanımları

ve teknolojiye hızlı adapte olabilmeleri ile ön plana

çıktılar. Maliyetleri düşürmeye önemli ölçüde katkıda

bulunuyorlar.

Ayrıca, ağ teknolojisindeki yeniliklerden,

görselleştirmeden, giriş ve çıkış sayılarının

genişletilmesi yeteneğinden de faydalandılar. Bunun

için, özel ölçüm yöntemlerini, kontrollerini ve sürücü

sistemlerini desteklemek için ek teknoloji modülleri

mevcut.

58 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Kontrol Röleleri

Ancak bu modüller, nano denetleyicinin tüm

gereksinimlerini karşılayamaz. Kullanıcılar,

“yapılandırılmış metin” (ST) gibi üst düzey bireysel

programlama için esnek seçeneklere ihtiyaç duyar.

Yazılımın sistem uzmanları tarafından geliştirilmesi

ve bakımı, otomasyon projelerinde önemli bir

maliyet faktörü olduğundan, kullanıcı tarafından

programlama imkanı büyük bir tasarruf potansiyeli

temsil ediyor.

Zorlu uygulamalar için kapasite kesintisi

Bir kontrolörün etkili olabilmesi için modern

programlama standartlarına dayanması

gerekir. Sayaçlar, hız kontrolü, izleme ve parça

konumlandırma genellikle çok kısa yanıt süreleri

gerektirir. Özellikle, kontrolörler sistemin harici

sinyallere, hata mesajlarına veya benzeri bilgilere

gecikmeden tepki vermesini ve karşılık gelen

eylemleri gerçekleştirmesini sağladığından, kesme

yeteneği modern sistemler için vazgeçilmezdir.

Nano denetleyici programlama yöntemleri

“Yapılandırılmış metin” (ST)’e ek olarak, nano

denetleyici, “merdiven diyagramı” (LD) ve

“fonksiyon blok şeması” (FBD) gibi klasik

programlama çeşitlerine de sahiptir. Merdiven

diyagramı, elektrik mühendisliğinin devre

şemalarına dayanan PLC’ler için standartlaştırılmış

bir programlama dilidir. Fonksiyon blok diyagramı

“Boole” cebirinden semboller kullanır ve ilgili

sistem fonksiyonlarını blok diyagramlarında

gösterir. Her iki diyagramın da öğrenilmesi kolaydır,

ancak seçenekleriniz yüksek seviyeli dile kıyasla

sınırlıdır. Bununla birlikte, kullanılan programlama

yönteminin seçimi yalnızca kişisel tercihlere değil,

aynı zamanda mevcut göreve de bağlıdır ve hatta

birleştirilebilirler.

Modülerlik ve kullanıcı fonksiyon blokları

Yapılandırılmış metin, yüksek performansı kolay

kullanımla birleştirmeye ve bir otomasyon

çözümünün maliyetini ve performansını en aza

indirmeye olanak tanıdığından, zorlu uygulamaları

programlamak için özellikle uygundur. Bu nedenle,

ST dil aralığının nano kontrolörün gereksinimlerine

göre ayarlamak için optimize edilmesi önemlidir.

İdeal olarak, “eğer”, “o halde” ve “… durumunda”

gibi destekleyici durumlar ve “iken”, “sonraki

için” ya da “tekrarla” gibi bağlaçların yanı sıra,

modern yüksek seviyeli diller ve verimli kodlar için

vazgeçilmez olan işaretleyicilere erişim seçeneği

olmalıdır.

Esneklik ve yeni koşullara uyarlanabilirlik de

otomasyonun verimliliği ve karlılığında belirleyici

bir rol oynar. Kontrol donanımını değiştirmek

zorunda kalmadan makine ve üretim ortamındaki

değişikliklerle başa çıkmak için kullanıcı fonksiyon

blokları oluşturma yeteneği kritik önem taşır.

Bunlar bir kütüphanede yönetilmeli ve esnek bir

şekilde entegre edilmelidir. Denenmiş ve test

edilmiş kullanıcı fonksiyon bloklarının içe ve dışa

aktarılması, bir kez oluşturulan bloklar diğer

projelerde veya değiştirilmiş projelerde yeniden

kullanılabildiğinden, uygulama sürelerini kısaltır ve

maliyetleri düşürür.

Böylece, makine mühendisliği ve sistem

teknolojisindeki yazılımın modülerleştirilmesi,

maliyetlerin azaltılmasına, geliştirme ve devreye

alma sürelerinin kısaltılmasına önemli ölçüde

katkıda bulunur. Standart makine parçaları ve

benzerleri, daha büyük miktarlarda ürün imal

etmek için kullanılabilir. Planlamayı basitleştirir

ve ayrıca üretim çabasını azaltır. Aynı zamanda,

üretim tesisinde genişletmeler ve modifikasyonlar

için yüksek düzeyde esneklik sağlar. Donanım ve

yazılımın modülerleştirilmesi genellikle yatırım

güvenliğine katkıda bulunur.

Güvenli devreye alma için simülasyon

İlk devreye alma sırasında hatasız bir süreç sağlamak

için simülasyon, devreye almadan önce arızaları

ortadan kaldırmak için çok yararlı ve giderek daha

fazla kullanılan bir temel olarak sunulur.

ST’nin kullanımı ve modüler genişletilebilirlik dahil

olmak üzere açıklanan tüm özellikler, Eaton’ın

easyE4’ü gibi modern nano denetleyicilere, orta

karmaşıklıktaki uygulamalar için bile klasik PLC’ye

ekonomik ve kullanımı kolay bir alternatif haline

getiren performans ve esnekliği sağlar. Nispeten

kısa başlatma süreleri, yüksek hassasiyetle kesme

ve zaman senkronizasyonu gibi diğer birçok

fonksiyon gibi bir başka avantajdır. Bir sistemde

farklı programlama dillerinin olası kullanımı

ve entegre görselleştirme, günümüzün dijital

üretiminde kullanılmak üzere nano denetleyicilerin

öncülüğünü yapar.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021 59


Operasyonel Teknoloji

Operasyonel Teknolojİlerİn

Arkasında Ne Var ?

Sİber Güvenlİğİnİz Neden Çok Önemlİ ?

Ponemon Institute tarafından yapılan bir araştırmaya göre, operasyonel

teknoloji (OT) sektöründe faaliyet gösteren organizasyonların %90’ı,

geçtiğimiz yıllarda siber saldırıya en az bir kere maruz kaldı; bunların %45’i

ise operasyonel teknolojinin bu ataklara nasıl dâhil olduğunu gözlemledi.

Siber güvenliği düşündüğümüzde, şirketlerin bilgi

teknolojilerine (BT) özellikle odaklanma eğiliminde

olduğunu görebiliriz. Bilgi teknolojilerine odaklanan

şirketler, normal şartlarda internete bağlı olan ve siber

saldırıların temel hedefi haline gelen altyapılarını

korumayı amaçlar. Bu altyapılar; verilerin aktarımını,

saklanmasını ve işlenmesini sağlar. Bununla birlikte,

işletmeler gitgide daha dijital hale geldiği için, bu alan

haricindeki saldırılar ani şekilde artmış ve bu durum

diğer alanları da etkiledi. Fiziksel dünyanın kontrolüyle

bağlantılı operasyonel teknoloji (OT), işte burada devreye

giriyor.

Ponemon Institute tarafından hazırlanan ”Operasyonel

Teknolojilerinde Siber Güvenlik” isimli raporda sunulan

veriler; endüstriyel kontrol sistemlerine veya operasyonel

diğer teknolojilere bağımlı olan endüstrileri bir araya

getiren OT sektöründeki organizasyonların %90’ının

geçtiğimiz bir kaç yılda veri ihlallerine, işleyişin durmasına

ve önemli kesintilere sebep olan siber saldırılara en az bir

kere maruz kaldığını gösteriyor. Ayrıca, bu araştırmaya

katılan şirketlerin %45’i, operasyonel teknoloji veya IoT

(Nesnelerin İnterneti) cihazlarını da etkileyen en az bir

saldırıya maruz kaldığını ifade ediyor.

60 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2020


Bu tip bir teknoloji, şirketler için sunucular veya veri

merkezleri (CPD) kadar önemli. Örneğin, bir depoda,

ısıtma ve soğutma sisteminde yaşanan bir arıza,

depodaki ürünlerde önemli kayıplara sebep olabilir;

eğer iklimlendirme sisteminde bir sorun yaşanırsa, CPD

içinde aşırı ısınmadan dolayı beklenmedik güç kesintileri

gerçekleşebilir. Bu nedenle, kritik OT bileşenleri belirli

gereksinimleri karşılamalı; ayrıca kârlılığı, güvenilirliği ve

güvenliği sağlamalıdır. Dijitalizasyon, bu sürece katkıda

bulunmasına rağmen, aynı zamanda, gerçekleşmeleri

önceden mümkün olmayan uzaktan saldırılara da yol

açtı.

Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan konuyla

ilgili olarak; “Operasyonel teknoloji, uzun zamandır geri

planda kalmıştı. Operasyonel teknoloji; veri

merkezleri veya acil aydınlatma, asansörler, güvenlik

alarmları veya havalandırma, soğutma veya ısıtma

sistemleri gibi fonksiyonları gördüğümüz binaların yanı

sıra, endüstrideki

proseslerin ve operasyonların da önemli bir parçası

olarak görüldü ancak bunlardan pek azında ilerleme

kaydedildi.” dedi ve ekledi; “Operasyonel teknoloji,

geri planda kaldığı ve dijitalizasyon ve IoT sayesinde BT

çözümleriyle gitgide daha fazla entegre olduğu için, siber

saldırganlar için çok daha cazip bir hedef haline geldi.

Bu yüzden, sistemlerimizi koruyacak çözümleri hayata

geçirmek için daha fazla bekleyemeyiz.”

OT Siber Güvenliği, İşletmelerin Korunması ve Hayatta

Kalması için Çok Önemli

Bugün OT güvenliği yaklaşımı, BT güvenliği yaklaşımından

oldukça farklıdır. OT, çalışma süresine ve kullanılabilirliğe

odaklanırken, BT ise verilerin korunmasına odaklanır.

OT ağları, daha değişken kullanım alanı sunan BT’nin

dinamik yaklaşımına kıyasla, nispeten statik kullanım

kalıplarını benimser:

Önceden özel haberleşme protokollerinden istifade

etmesi nedeniyle, operasyonel teknoloji, bilgi

teknoloijlerinin kapsadığı antivirus, firewall veya diğer

uç nokta koruma yazılımları, ağları veya sunucuları gibi,

standart haline gelmiş güvenlik araçları ve teknolojilerine

sahip değildir. OT varlıkları, BT ekipmanlarına kıyasla

beklenen çok daha uzun yaşam döngüsüne sahiptir ve

bir cihaz 20 yıldır veya daha uzun süredir kullanımdaysa,

güvenlik konusunda göz önüne alınacak hususlar daha

farklıdır. Dahası, bu tür varlıklar laptop veya sunucuların

güvenlik amacıyla kullanabileceği ek işlemci gücünden

yoksundur.

Operasyonel Teknoloji

korumayı unutur. Bu sebeple, organizasyonların,

siber saldırganların yalnızca eylem metodunu değil,

eylemlerinin amacını da dikkate almaları önemlidir.

Eaton Iberia Veri Merkezleri Segmenti Başkanı Juan

Manuel López; “Bilgi teknolojilerinin aksine, OT

sisteminde paylaşılanların ne işletmeler, ne de siber

saldırganlar için bir değeri vardır. Örneğin, kesintisiz güç

kaynağı veya kısaca KGK (UPS), muazzam değeri olan

bilgileri paylaşmamaktadır. Bununla birlikte, şirketin BT

sistemlerine bağlanarak, siber

saldırganların finansal veya müşterilere ait verilere

ulaşabileceği bir arka kapı açılabilir. OT sistemlerinin

kesintiye uğraması da, dikkatleri başka yönlere çektiği

veya finansal kayıplara veya itibar kaybına sebebiyet

verdiği için, finansal siber saldırganların işine gelir.” dedi.

Operasyonel Teknolojiyi Korumak için Ne Yapmalısınız?

BT ekipleri tarafından uygulanan önlemlerin, şirketin OT

altyapısını da koruyacağını varsaymak artık gerçekçi bir

yaklaşım değildir. Şirketler, bayiler veya diğer kurum ve

kuruluşlar siber saldırı risklerini layıkıyla anlamak ve bu

risklere karşı koruma sağlamak için işbirliği yaparken;

operasyonel teknolojiler de saldırılara karşı daha

da dayanıklı hale getirilmelidir. Benzer şekilde; tesis

yöneticileri, satın aldıkları herhangi bir cihazın sistem

güvenliğini kırma teşebbüslerine karşı korunduğundan

emin olmak için BT yöneticileriyle birlikte çalışmalı

ve böylece bu teknolojinin güvenlik zincirinin en zayıf

halkası olmadığı kanıtlanmalıdır.

Bu bağlamda, operasyonel teknoloji üretim şirketleri,

Eaton’ın ”tasarımla gelen güvenlik” yaklaşımıyla da

hayata geçirdiği gibi, tüm ürünlerini siber güvenliği baz

alarak geliştirmelidir. Bu nedenle, bilgisayar korsanlarının

istismar edebileceği herhangi bir güvenlik açığından

kaçınılmalıdır. IEC veya IEC standartlarından sorumlu

kuruluşlarca belirlenen ve bu standartlara uygun teklifler

sunulmalı ve bu kuruluşlarla işbirliği yapılarak hem OT

hem de BT sistemlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak ve dünya

genelinde de geçerli olacak standartlar oluşturulmalıdır.

Şirketler, altyapıları için ekipman seçerken, güvenli

ortamlar yaratmak adına siber güvenliği işlevsellikle

bağlantılı olarak düşünmelidir. Burada değindiğinmiz

bütün hususları göz önünde bulundurmadan, sistemi

etkili bir şekilde korumak mümkün olmayacaktır.

Genellikle siber güvenlik konusuna tamamen BT ekibinin

hakim olduğuna inanırız. Bununla birlikte, işletmelerin

günlük operasyonlarının yürütülmesini sağlayan

teknolojiler online hale geldikçe, pek çok işletme siber

saldırı risklerine maruz kalacağına inanır ve OT sistemlerini

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2020 61


Güç Yönetimi

Eaton, tasarım uygulama

kılavuzunun Türkİye’dekİ

Tanıtım kampanyasına

başladı

Eaton, IEC 60364 Elektrik Tesisatları Standardı çatısı altında Alçak

Gerilim Tesisatları ile ilgili temel kurallar konusunda detaylı bilgiler

sunan değerli bir kaynak olan “Tasarım Uygulama Kılavuzu”nu bir dizi

etkinlik kapsamında Türkiye’de tanıtıyor...

Güç yönetimi şirketi Eaton, IEC 60364 Elektrik

Tesisatları Standardı ile uyumlu Alçak Gerilim

Tesisatları ile ilgili temel kurallar konusunda detaylı

bilgiler sunan Alçak Gerilim Tasarım Uygulama

Kılavuzunu, elektrik proje tasarımcılarına ve

danışmanlarına, elektrik mühendislerine,

elektrik teknisyenlerine veya güç sistemi tasarım

mühendislerine ekipmanın elektrik proje

tasarımında yardımcı olabilecek bir kaynak

niteliğinde hazırladı.

Alçak Gerilim Elektrik Tesisatlarının güvenli, etkin ve

verimli olarak çalışmasını sağlamak adına, uyulması

gereken kuralları ve gereksinimleri ortaya koyan ve

dünya genelinde birçok ülkede kabul görmekte olan

en yaygın küresel standart “IEC 60364 Alçak Gerilim

Elektrik Tesisatları Standardı”dır.

Alçak gerilim proje tasarımcıları, elektrik tesisatının

planlamasında ve doğru cihazların seçiminde

pek çok hususu dikkate almalıdır. Elektrik tesisatı

bir binanın veya endüstriyel bir tesisin kalbidir.

Tasarımcıların çalışmaları, güç dağıtım sistemiyle

veya güç dağıtım sisteminin yakınında çalışan

kişilerin güvenliğinin yanı sıra, varlıkların güvenliği

ve iş sürekliliği açısından da önemli. Eaton’ın Tasarım

Uygulama Kılavuzu, IEC60364 Elektrik Tesisatları

Standardı ve ilgili diğer ürün standartları ile ilgili

olarak tecrübeli uzmanlar tarafından hazırlandı.

Bu kılavuzda pek çok ürün, hizmet ve uygulamaya

dair özel bilgiler yer almakta ve 16 Bölümde alçak

gerilim tesisatlarındaki tipik konulara değiniliyor.

Eaton Tasarım Uygulama Kılavuzunun Başlıca

Bölümleri:

• Yalıtım Koordinasyonu – Elektriksel ekipmanın,

beklenen ömrü döngüsü boyunca maruz kalması

muhtemel olan gerilim streslerine dayanımı esas

alınarak, uygulama alanına ve çevresel faktörlere

göre elektrik yalıtım özelliklerinin seçimini ile ilgili

bilgiler.

• Koruma ve Anahtarlama Cihazları - Alçak gerilim

elektrik tesisatlarında, elektrik çarpmasına karşı

koruma, aşırı akıma karşı koruma, aşırı gerilime

karşı koruma gibi farkılı ihtiyaçlar için kullanılacak

ürünlerin, koruma özellikleri, parametreleri ve

karakteristiklerine bağlı olarak, doğru bir şekilde

seçimi, montajı ve kullanılması.

• Aşırı Akım Koruması – Alçak gerilim elektrik

tesisatının aşırı yük ve kısa devre akımları gibi aşırı

akıma karşı korunması için ortak kurallar. Tüm

bilgiler IEC standartlarına göre hazırlanmış olup,

xSpider yazılımı ile kolayca değerlendirilebilir.

• Kısa Devre Akım Hesaplamaları - IEC standartları

doğrultusunda kısa devre akımlarının hesaplama

yöntemlerinin açıklaması. Hazır tablolar günlük

kullanımda hesaplamalar için yardımcı olabilir.

62 World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2021


Güç Yönetimi

• Elektrik Çarpmasına Karşı Koruma - Doğrudan

veya dolaylı olarak elektrik akımından kaynaklanan

yaralanma veya ölüm olasılığını en aza indirgemek için

elektrik tesisatlarında uyulması gereken temel kurallar

ve gereksinimler.

•Yangın riskine karşı koruma - Elektrik tesisatlarında,

elektrik kaynaklı yangın risklerine neden olabilecek

durumlar ve bu risklerin en aza indirgenmesi için

uyulması gereken kurallar ve kullanılabilecek koruma

cihazları.

• Alçak Gerilim Panoları - Yüksek seviyede güvenlik

ve işlevsellik için, Alçak gerilim panolarının IEC 61439

standardının açık kurallarına uygun olarak kurulumu,

doğrulanması ve montajı ile ilgili gereksinimler.

• Güvenlik Yönetimi - Eaton, panolardaki iç ark parlaması

etkisine karşı koruyucu önlemler alanında liderdir.

Termal teşhis (DIAGNOSE), ARMS veya Arcon® gibi

endüstrileştirilmiş çözümlerin kullanılmasıyla ekipman

ve kişiler için tehlikeyi mümkün olan minimum seviyeye

indirmek mümkün.

Eaton’ın Güvenlik modeli, mümkün olan en yüksek etkiyi

elde etmek için koruyucu önlemlerin etkili bir şekilde

nasıl seçileceğine dair bir kılavuz sağlar. Bu modelin

ayrılmaz bir parçası da Arc Risk Değerlendirmesi için

kullanılan ArcRISK modülüdür (xSpider yazılımındaki

modüllerden biri).

Kılavuzun her bir bölümü, birçok şema, grafik, çizim ve

tablo ile elektrik tesisatının doğru tasarımı hakkında

çeşitli açılardan çok daha iyi bir genel bakış sağlıyor.

Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan

“Eaton’ın değerli bir kaynak niteliğinde olan Tasarım

Uygulama Kılavuzunu Türkiye’de online seminerler,

dijital platformlar ve Eaton.com web sayfamızı

kapsayan bir dizi etkinlik ile sektörümüzde alçak

gerilim tesisatlarının projelendirmesini ve tasarımını

yapan kişilere ulaştırmayı hedefliyoruz. Eaton’ın dijital

mühendislik araçları olan alçak gerilim şebekelerinin

boyutlandırılması ve hesaplanması için kullanılan

xSpider ücretsiz yazılımı ve selektivite, back up koruma

ve koordinasyon kılavuzunu da anlatacağımız bu

etkinliğimizin sektörümüze büyük faydalar sağlayacak

bir mühendislik kaynağı olmasını önemsiyoruz.” dedi.

World Media Group - Elektrik Pano Dergisi / Mart - Nisan 2020 63


ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

ENDÜSTRİ 4. 0 DERGİSİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONLARIDIR ...

Sponsorluk ve Reklam için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 - 0 546 675 59 49

www.endustri40dergisizirvesi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com - worldmediareklam@gmail.com

www.worldmediagroupe.com

www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve

internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web

adresimiz .

www.makineotomasyondergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimizin internet sitesi..e

www.kesicitakimlardergisi.com

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek

dergisinin internet sitesi.

www.endustri40dergisizirvesi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisinin internet sitesi.

www.elektrikpanodergisi.com

Elektrik ve Pano dergilerimizin internet sitesi.

www.autotuningworldddergisi.com

Auto Tuning World dergilerimizin internet sitesi.


ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ

World Media Group - Elektrik Dergisi / Ocak - Şubat 2019 89


Haber İletişim

İlker Kaplan

WORLD MEDIA GROUP

Genel Yayın Yönetmeni

0 505 400 94 34

makineotomasyondergisi@gmail.com

WORLD MEDIA GROUP BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER

Reklam İletişim

Hatice Karabay

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Koordinatörü

0 505 400 94 33

makineotomasyondergisi@gmail.com

Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.worldmediagroupe.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.ekonomiknokta.com

Reklam İletişim

Zafer Altın

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Müdürü

0 546 675 59 49

worldmediareklam@gmail.com

www.autotuningworlddergisi.com

www.elektrikpanodergisi.com

www.kesicitakimlardergisi.com

World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap

numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve

adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com

adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz.

Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.

*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: ..........................................................................

*Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : .................................................................

*Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................

ABONE FORMU

ABONE FORMU

Ad :...............................................................................................

Soyad :...............................................................................................

Adres :...............................................................................................

...............................................................................................

İlçe :...............................................................................................

Şehir :...............................................................................................

Posta Kodu :...............................................................................................

Telefon :...............................................................................................

Faks :...............................................................................................

e-mail :...............................................................................................

Tarih

İmza

Dergi İsmi - Yıllık Abone Ücreti

Makine & Otomasyon Robotic: 120 TL + KDV

Auto Tuning World:

120 TL + KDV

Kesici Takımlar Tutucular : 120 TL + KDV

Endüstri 4.0 :

120 TL + KDV

Elektrik : 120 TL + KDV

Rulman & Lİneer:

120 TL + KDV

Endüstriyel Borulama:

120 TL + KDV

Cad / Cam / Cae / Plm : 120 TL + KDV



Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!