14.01.2021 Views

Hacı Bayram Veli Hazretlerinin Manevi İkliminde Yeni Bir Başlangıç

  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Tarihi Serüvende Kızılcahamam

Tarihi Serüvende Kızılcahamam

ESYAV Kızılcahamam - Çamlıdere Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı

mektedir. Bu bağlamda oldukça fazla yağış almakta,

ortalama sıcaklık +11 derece, yıl içeresinde en düşük

ve en yüksek sıcaklık +34 ve -20 derecedir. Ortalama

nem ise %66 olduğu bildirilmektedir (Özatkan,

2009)

Peki, eşsiz doğa ortamıyla bir şölen sunan Kızılcahamam’ın

tarihteki sahnesi nasıl başlamış, kökeni

nereye dayanmış ve nasıl yol almıştı? Elbette bu sorulara

verilen cevaplar tarih sahnesine ışık tutmak

adına çok önemli yer tutacak ve gelecek adına yol

bulmada da alternatifler sunacaktır.

M.Ö 2000 yılının başlarında önce Asurluların bölgede

iskân kurduğu ardından da Hititler ’in gelip Hattuşaş

merkez olmak üzere bölgeye egemen oldukları

bilinir. Akdoğan Köyü ve etrafında yapılan araştırma

ve kazı sonucunda Hititlerin bölgede ve Kirmir Vadisi

tabanında yaşam sergilemiş oldukları görülmektedir.

Hititlerden sonra M.Ö IX. asırda bölgeye Frigyalılar

hâkim olmuş, Ankara muhtemelen bu dönemde kale

ve etrafında kurulmuştur (Eker, 2000).Friglerin tarih

sahnesine çıkmasıyla Ankara’nın da tarihi başlamıştır.

İskitlerin Frigya devletini yıkmasıyla VII. asrın ilk

çeyreğinden itibaren bölgeye hâkim olmuşlar. Bölgede

sırasıyla Lidya ve Pers hâkimiyeti görülmüştür.

MÖ.333 yılında Büyük İskender Ankara’ya gelir. Ardından

da MÖ.281 yılında Avrupa kavmi olan Galatlar

bölgede Galatya adıyla bir devlet kurarlar. Yerli

halkın yeni kurulan devletin yağmacı hareketlerinden

rahatsız olması üzerine Roma konsülü bölgede

ki karışıklığı gidererek siyasi birliği sağlamış, Galatya’yı

eyalet haline getirmiş, Ankara’yı da başkent

yapmıştır. Galatya’nın kurulduğu bu dönemde Yabanabad,

merkezi Çankırı olan Paflogonya eyaleti

sınırları içinde yer almaktaydı. Uzun süre Roma’yla

sıkı ilişkiler kuran Ankara MS III. asırdan itibaren iyi

ilişkilerini koruyamamıştır. Roma İmparatorluğunun

ikiye bölünmesiyle Ankara ve Yabanabad Doğu Roma’da

kalmıştır.

VII. asra bakıldığında Arap Devletlerinin İstanbul’u

almak için Anadolu’ya sayısız sefer düzenledikleri

görülmektedir. Buraya ulaşabilmek için Ankara ve Yabanabad

önemli geçit yerlerinden birisi olmuş ve bu

durum Malazgirt Savaşı’na kadar süregelmiştir. 1071

yılına müteakip bu savaşla Anadolu’nun etnik yapısı

değişmiştir. Rum, Gürcü, Ermeni kitlesi Türk nüfusuna

karşı azınlık durumuna düşmüşlerdir. Oğuzların

Bozok Koluna ve Üçok Koluna mensup 24 boyu

Anadolu’nun çeşitli bölgelerine yerleşmişler, uygun

İlk çağlara kadar uzanan uzun tarihi boyunca ilçe sırayla

Yabanabat, Çorba isimlerini, en son olarak da

Kızılcahamam adını almıştır. Kuruluş tarihi kesin olarak

bilinmeyen ilçenin tarihi, Ankara tarihi ile birlikte

incelenir (Kızılcahamam Kaymakamlığı,2020). Yapılan

araştırmalar sonucunda ele geçen araç-gereç ve

50

yazılı belgelerden Ankara ve civarının Kalkolitik ve

ri’nde ilçe köyü Demirciörende 70 demirci ustasının Kızılcahamam ve çevresi tarih öncesi dönemlerden

gördükleri yerleri iskân ettikten sonra buralara ken-

Bakır Çağı’na ait izler taşıdığı görülmektedir.

51

di soyadlarıyla ilgili isimler vermişlerdir. Çevre köylerdeki

Kınık, Kızık, Iğdır, İğmir Oğuz boyu isimlerini

taşımaktadırlar. II. Kılıçarslan Miryakefelon Zaferi’nden

sonra Ankara ve çevresini oğlu Mesut’a vermiş,

O’ da fetihle Devrek’i Türk topraklarına katmış, bu

sayede Gerede ve Yabanabad’ın Selçuklu hâkimiyetine

girdiği görülmektedir (Yurtoğlu, 2006). Yabanabad

Anadolu beyliklerinden Candaroğulları sınırları

içinde yer almakta ve Osmanlılar olmak üzere diğer

beyliklerle birlikte önemli haberleşme noktalarından

birisi olmuştur (Erşahin, Çınar, Arıoğlu, 2016). Kösedağ

Savaşı’ndan sonra Ankara Moğol hâkimiyetine

girer. Burada Osmanlılara kadar sürecek ahi yöntemi

kurulur (Eker, 2000)

Yabanabad’ın bağlı olduğu Ankara, Osmanlı Beyliğine

1354 yılında Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa

tarafından katıldı (Turan,1999) 1402 Ankara Savaşı’nda,

Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid bugün

Çubuk ile Kızılcahamam arasında yer alan Yıldırım

ormanlarında konakladığı bilinmektedir. Ordu içeri-

sinde yer alan Çıtak boyu Türkeri’nin savaştan sonra

gitmeyip bölgede yer edinerek bugünkü Çıtak Köyü’nün

temelini attığı varsayılmaktadır. IXI. asırdan

itibaren bölgedeki köyler Yıldırım Ören, Yıldırım Hacılar,

Yıldırım Demirciler, Yıldırım Olucak gibi adlarla

anılırlar. İlçenin Aksak Köyü ’de adını Timur’dan

almıştır. Yabanabad adının ilk ne zaman zikredildiği

bilinmemekle beraber 1423 tarihli ilk tahrirde Yabonova

adının Selçuklulardan geldiği görülmüştür.

Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde de adı değiştirilerek

Yabanabad olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman

ve II. Selim Devrinde Yabanabad’ın nüfus ve üretimi

artmış, refah düzeyi yükselmiştir. Merkezden uzak

olan Yabanabad’ın Öremiş köyü halkı, kış mevsiminde

yollarının kapanması, hayvanlarının helak olma,

hırsızlık vakalarının sıkça vuku bulması nedeniyle

Ankara kadısına şikayette bulunmuşlar ve köylerinin

derbent edilmesini istemişlerdir. II. Mahmut Dev-

Top arabalarının kundaklarının yapımında çalıştırılmak

istenmesi üzerine çağrılmışlardır. 93 Harbi’nde

Rumeli Türkeri’nden olan Sarıbeyler, Yabanabad’ın

Otacı köyüne yerleşir, oradan da Pazar köyüne gelirler.

Peksarı ailesi bu soydan gelmektedir. Bölgeye

zaman zaman İran asıllı aileler de göç etmiştir. Bunlardan

biri Alişenler, bir diğeri de Pazar’daki Acemoğluları

sülalesidir. Abdülhamit’in son zamanlarında

İngiliz subayları durum belirlemek için bölgede geziye

çıkarlar, tutulan raporda asayişin bozulduğundan

bahsedilir. Buradan da anlaşılacağı üzere bölge de

olup bitenler İstanbul Hükümeti tarafınca kolaylıkla

takip edilebiliyordu. Yabanabadlı Mesut adlı İttihat

ve Terakki taraftarı olan kişi 31 Mart olayının bastırılmasından

ötürü Sadrazamı kutlar, istibdat dönemi

yolsuzluk yapanların cezalandırılmasını ister. II.

Meşrutiyet’in ilan edildiği yıllarda Çamlıdere’de büyük

çapta yangın çıkar. Bu yangın çok sayıda Çamlıdere

halkının Kızılcahamam’a göç etmesine sebep

olur. Daha öne Beypazarı’na bağlı iken taşınması ile

Kızılcahamam’a bağlanır. Milli Mücadele dönemde,

Düzce isyanının etkisiyle Kızılcahamam halkı da Kuvayı

Milliye ve Milli Ordu saflarında gönüllü olarak

yer alırlar .Genel olarak bakıldığında Yabanabad bu

dönemde Osmanlı idari açıdan Ankara sancağına

tabi orta büyüklükte bir nahiyeydi. İdari bölgelerin,

sancakların ve Yabanabad gibi sancak altı birimlerinin

hudutları aynı kalmamakta koşullar gereği her

an değişim içerisindeydi (Turan, 1999). 1933 yılında

Yabanabad Kızılcahamam adıyla anılmaya başlar.

Merkezin Kızılcahamam’a taşınmasına rağmen bina

sayısı ve nüfus azlığı nedeniyle civar köylerde halkın

merkezde ikamet etmeleri istenmiştir. İlçeye ilk yerleşen

aile Taşlıcalı Yusuf Koçak, Berçin Çataklı Hacı

Hasan Ağa ve Yusuf Ziya’dır. Zamanla Gerede, Tosya

ve Safranbolu’dan başka ailelerde gelip yerleşmişlerdir

(Yurtoğlu, 2006) Böylelikle bölge nüfusunun

giderek artması kaçınılmaz olmuştur.

bugüne yurt tutmuş, çeşitli kavimler bu bölgede varlıklarını

göstermişlerdir. Malazgirt Savaşı’yla birlikte

tarih sahnesinde kalıcı Türk yurdu olarak kendine

yer edinmiştir. Nasıl ki insanlar yurt edindikleri coğrafyaya

isim verirler Kızılcahamam’ da bu bağlamda

tarihi seyir içerisinde Türk isimlerini bünyesinde barındırmıştır.

Öyle ki bu isimler de tarihi kazanımlarımızın

somut belgeleri olmuşlardır (Erşahin ve diğerleri,

2016). Bu kazanımların ilelebet sürmesi bizlerin

yurdumuza, tarihimize sahip çıkmamızla mümkün

olabileceği gerçeği de unutulmamalıdır.

Görüldüğü üzere İlkçağdan günümüze tarihin her

rafında kendine yer edinmiş Kızılcahamam ve çevresi

yelpazesi geniş bir tarihi serüvene sahiptir. Yıllarca

elinde tutarak bırakmadığı tanıklık serüveni

bugün bizleri de yaşanmışlıklar içerisine alarak tarihi

bilgilere ışık tutmada bir somut kaynak olagelmiş,

bölgemize olan köken bilgisini daha kolay aktarımı

sayesinde aidiyetlik duygusunun daha da güçlü kılınmasına

olanak sağlamıştır.

ESYAV Kızılcahamam - Çamlıdere Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!