You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
isminin ikinci harfiyle aynı”.
Nasıl, güzel taktik; dinleyen varsa
telefonu, bilemesin.
–Anlamadım Kenan Bey?
–Hımm, bilemiyorsunuz
demek. Peki, öyleyse “Kulver
Kalesi’nin komutanı albayın
isminin üçüncü harfiyle aynı”
diyeyim…
–Kenan Bey, ne diyorsunuz?
–Onu da bilemiyorsunuz…
Hımm… Şöyle sorayım: “Tom
Miks’in doktor arkadaşının isminin
yedinci harfi” desem? Bakın, bu
daha bilindik. Buna da doğru cevap
veremezseniz, üç hakkınız dolmuş
oluyor, yeniden işlem yapabilmek
için en yakın ‘çizgi roman satan’
sahafa gitmeniz lâzım. Üzgünüm,
kurallar böyle…
–Kenan Bey, bakın ben size
yardımcı olmak amacıyla aradım.
Lütfen siz de bize yardımcı olun.
–Tamam da, her banka gibi,
devamlı telefon dolandırıcılığı
konusunda müşterilerinizi
uyarıyorsunuzdur mutlaka. Ben
sizin “AhşapBank”tan aradığınızı
nerden bileyim, değil mi?
Belki dolandırıcısınız. Söyleyin
bakalım, bankanızın ticaret sicil
numarasının üçüncü rakamı?
–??
–Zamanında cevap
vermediniz. Tekrar cevap vermek
için ikiyi tuşlayınız.
–Kenan Bey, lütfen.
–Lütfen diyorsanız üçü,
demiyorsanız dördü tuşlayınız.
–Ama olmuyor ki…
–Olmasını istiyorsanız beşi,
“Tom Braks’’ın atının ismini
biliyorsanız altıyı, “Puik’in
pirelerinin sayısını öğrenmek
istiyorsanız” yediyi, “Çizgi
romandan hiç anlamıyorsanız”
sekizi tuşlayınız.
–Ne sekizi?
–Mandrake’nin mücadele
ettiği “Sekiz” adlı gizli örgüt…
Aslında bir macerasında
söylemişti “Sekiz’in yerini
biliyorum” diye. Bunu böyle esir
almışlar, bağlamışlar falan. Tabii,
konuşturmaya çalışıyorlar. “Yerini
biliyorum deyince” telaşlandılar.
“Yedi ile dokuzun arasında” dedi.
Nasıl, güzel espri? He he…
–Kenan Bey, son kez
soruyorum: Annenizin kızlık
soyadının dördüncü harfi lütfen.
Niye vermemekte bu kadar ısrar
ediyorsunuz ki?
–Ya vermek istemiyorum,
zorlamayın işte. Anlıyorum, siz
de orada görevlisiniz, sizden
isteneni yapmaya çalışıyorsunuz,
ama siz de beni anlayın. Ben
bankayla işim olsun istemiyorum.
Devamlı birilerinin beni arayıp
sorgulamasını, bana bir şeyler
satmaya çalışmasını istemiyorum.
Bıktım bu tip telefonlardan. Senede
birkaç kez “sigarayı bırakma” ile
ilgili arıyorlar. Yahu bırakmak
için önce içmeye başlamam lâzım
herhalde. Kombim yok, devamlı
bakım için arıyorlar. Geçen gün
internet mi neyle ilgili arayan bir
kadına “Şu an konuşamıyorum,
sonra arayın” deyince, “Daha
önce de aranmışsınız, aynı şeyi
söylemişsiniz” diyerek resmen
bozuk attı ya. Hafta sonu geç
saatte, bazen sabahın köründe
arayan var. Yahu insanın hastası
olur, telefonun yanına gidip
kimin aradığını görene kadar
aklına on bin tane kötü şey gelir,
sevdiklerinden telefon bekliyordur,
neyse ne. Ne hakkınız var devamlı
aramaya? Zaten durmadan kısa
mesaj yolluyorsunuz, yetmez mi?
–Siz bu konuda çok
dolusunuz, anladım.
–Menüyü tekrar dinlemek
için biri tuşlayınız. Operatöre
bağlanmak için beklemeyiniz,
operatör falan yok.
–Kusura bakmayın Kenan Bey,
ben size yardımcı olamayacağım…
İyi günler…
–Alo, Alooo… Daha “For
ingliş pres nayn” esprisini
yapacaktım, kapattı. Gerçi o da
bayat bir espri, bana yakışmaz…
He he…
26