You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İnsan bedeni içerisinde, beyin denen kontrol merkezinin en derinlerinde, zihin adını
verdiğimiz soyut bir oluşum bulunmaktadır. Kelimelerle yalnızca bir kısmını
açıklayabildiğimiz bu kavram, madde olan beden ve enerji olan ruh arasında bir köprüdür.
Ruhun ihtiyacını, isteklerini, gerekliliklerini harekete dönüştürmesi adına bedene iletir. Beden
de uzuvları, organlarıyla bu istekleri hayata geçirir. Yani hareket etmenin amacını ruhumuzun
isteklerine bir yanıt olarak düşünülebiliriz.
Peki, ruhumuz ne istiyor? İşte önemli kısım burada
başlıyor. Önemli, çünkü günlük aktivitelerimizi
gerçekleştirebilmemiz, bir amaç ile hareket edebilmemiz buna
bağlı. Yani, ruhumuzu anlayamadığımızda bedenimiz de
anlamsızlaşır. Bunu da hiçbir şey yapmak
istemediğimizde hissederiz. Kollarımız kalkmak, bacaklarımız
yürümek bilmediğinde… Eğer ruhumuzu
anlamaya çaba sarf etmemeye devam edersek zihnimiz,
köprümüz yıkılmaya başlar. Ruhumuz ile olan tek
bağlantımız da zayıflayıp kopmaya başladığında insan kendini
kayıp ve mutsuz hisseder. Yaşamdan uzaklaşır.
Kısacası ruhumuz varlığımızdır. Bizizdir. Kim olduğumuzdur.
Benliği kaybetmemek ve mutlu olmak için ne yapmalı peki?
Şanslısınız ki bugün sizlere vereceğim öneri işte tam da bununla
alakalı. Hazır mısınız? Dans edin! Dans etmek ruhumuzu tatmin
edebilecek en güzel bedensel aktivitelerdendir. Ruh, mutluluk
ve eğlence istiyorsa, kötülüklerden ve sıkıcılıktan uzak durmak
gayesinde ise o halde ona istediğini vermenin en güzel yolu
başka ne olabilir? Dans etmek insan içine, ruhuna etki
ettiğinden sonsuz bir döngüyü başlatır. Bu döngü bedence
yapılan aktiviteler doğrultusunda dopamin ve seratonin
hormonlarının salgılanmasıyla başlar, ruh halinin iyileşmesi ve
stres seviyelerinin düşmesiyle ve son olarak bir dinginlik haline
ulaşılmasıyla sonuçlanır. Ruh mutlu olduğundan zihin huzurlu,
beden enerjik olur.
Bunun tam tersinin yaşanması yani ruhun ihtiyacı olan mutluluk haline erişememesi
durumunda ise depresyon süreci başlar. Bu da ruhun tatminliğinin oluşturduğu gibi uzun bir
süreçtir. Girdikten sonra çıkması da zor olan bir süreç… Bu nedenle bedensel aktivitelerimiz
özenle seçilmiş olmalıdır. Dans etmek de iyi bir seçenek gibi ne dersiniz? Bunlar sizin için
yeterli değilse biraz da şu yönlerinden bahsedelim; Örneğin, insan ırkının sosyal bir varlık
olarak yaşamını idame ettirdiği birçok bilimsel araştırma sonucu kanıtlanmış bir gerçek. Yani
insan, tek başına yaşayamaz, yaşamamalı… Bunun için diğer insanlarla sosyal bir iletişim
halinde olması önemlidir. Tabii bazen bu durumu gerçekleştirmek herkes için o kadar kolay
olmuyor. Özellikle ruhunu tam olarak tanıyamamış insanlarda başta kendini ve çevresindeki
sosyal varlıkları tanıma ve onlarla iletişime geçme konusunda sıkıntılar yaşandığı görülüyor.
Bu durumdan mustarip olan ve kendini tanımada artık bir adım atmaya kendini hazır
hisseden biri ilk başlarda bir kayıp olma hissi yaşar.
33