SAVTÜRK /DEFENCE INDUSTRY JOURNAL

KAS-ARA / NOV-DEC 2019

SAVUNMA SANAYİ HABER DERGİSİ

SAYI: 03/KAS-ARA 2019

savturk.com ISSN:2667-7628 40 TL

ANALİZ-HABER

ANALYSIS-NEWS

Türkiye’de Kümelenme

Uygulamalarının Gelişimi

Development Of Clustering

Practices In Turkey

Dr. Ahmet ERKOÇ

SAVUNMA SANAYİ

TARİHİ

HISTORY OF DEFENCE

INDUSTRY

Türkiye Cumhuriyeti 96 Yaşında

Republic Of Turkey 96 Years Old

HABER/NEWS

Milli teknoloji hamlesinde

teknopark stratejisi

Technopark strategy in National

Technology move

ÖZEL DOSYA

EXCLUSIVE FILE

TSK Güçlendirme Vakfı

TSK Empowerment Foundation

‘‘

Vakfımız, Türk Milleti ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki gönül köprüsünü

güçlendirmeye, bağışçıları ve hisse sahibi olduğu şirketleriyle Türk Savunma Sanayii’nin

gelişimine katkıda bulunmaya büyük bir azim ve kararlılıkla devam edecektir.

“Our foundation will continue to strengthen the bridge of heart between the Turkish nation

and the Turkish Armed Forces and contribute to the development of the Turkish

defense industry with its donors and companies in which it owns shares.

TSKGV Genel Müdür Vekili Deputy General Manager of TSKGV

SADIK PİYADE

‘‘

1

purplecrtv.com

TÜRKİYE’NİN

ÜRETEN GÜCÜ

Yüzyılı aşan bilgi ve tecrübemizi en son teknoloji

ile birleştirerek ortaya çıkardığımız ürünler

bugün, 6 kıtada yaklaşık 55 ülkeye ihraç ediliyor.

Türk sanayisi için rol model olmaktan gurur

duyuyor ve tüm emek veren paydaşlarımıza

sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.

2


Yayın Yönetimi / Publication Management

İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni

Editor-in-Chief

Yelda BUĞDAYCI

Yayın Danışmanı

Editorial Consultant

O. Fatih YALÇIN

Genel Koordinatör

General Coordinator

Ayşe TEKER

Kurumsal İletişim Danışmanı

Corporate Communications Coordinator

Arif SUNA

Digital Yayınlar İletişim Koordinatörü

Digital Publishings Communication Coordinator

Zeynep GÜZELCİK

Fotoğraf Editörü / Senior Photo Editör

Hüseyin GÜNGÖR

Çeviri / Translation

Mecidiyeköy Tercüme Yay.Tic.Ltd.Şti.

Hukuk Danışmanı / Legal Consultant

Yusuf BEDİR

Yayıncı / Publisher

SAVTÜRK YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

Adına İmtiyaz Sahibi

Yelda BUĞDAYCI

yeldabugdayci@savturk.com

Merkez: Ortabayır Mahallesi Şair Çelebi Sokak No:1/3

Kağıthane - İstanbul

Ofis: Çağlayan Mahallesi Park Sokak Mari İş Merkezi

No:22 - 24 Daire:14 Kağıthane-İstanbul

www.savturk.com / bilgi@savturk.com

Baskı-Cilt / Printing - Binding

ŞAN OFSET MAATBACILIK SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.

Hamidiye Mahallesi Anadolu Cad.No:50

Kağıthane - İstanbul

Tel:+90 (212) 289 24 24 Fax: +90 (212) 289 24 31

SAVTÜRK

Havacılık - Savunma Sanayi Teknolojileri Dergisi

Aviation - Journal of Defense Industry Technologies

Yayının Türü / Publication Genre

Ulusal Süreli Yayın / National Periodical Publication

Yayının Dili / Publication Language

Türkçe - İngilizce / Turkish - English

Yayının Mahiyeti /Publication Content

Havacılık - Savunma Sanayi Teknolojileri Dergisi

Aviation - Journal of Defense Industry Technologies

Yayının Süresi / Publication Period

İki Aylık / Two months

Görsel ve Haber Çözüm Ortağı

Visual and News Solution Partner

Anadolu Haber Ajansı - Getty Images Turkey

Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan

yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden

tam ve özet alıntı yapılamaz.

Neither text nor photographs from this publication may be

reproduced either in full or summary without acknowledging

the source and without prior permission from the publisher.

Reklam /Advertising

reklam@savturk.com

Görüş öneri ve yorumlarınız için

For your comments and suggestions

bilgi@savturk.com

Günlük savunma sanayi haber bültenine üye olmak için;

bulten@savturk.com adresine mailinizi göndererek

ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

SAVTÜRK dergisine www.savturk.com adresinin

iletişim sayfasından abone olabilirisiniz.

Savtürk / @sav.turk

Savtürk / @ savturkofficial

Savtürk /@savturkofficial

Savtürk /@savtürk

İÇİNDEKİLER INDEX

04

06

38

40

42

44

46

48

52

54

56

ÖNSÖZ / Genel Yayın Yönetmeni Yelda BUĞDAYCI

INTRODUCTION / Chief Editor Yelda BUGDAYCI

GİRSAN’dan yerli tabanca ile silah sanayisine katkı

Contribution to the arms industry with domestic pistols from GIRSAN

Hisar-A’da seri üretime geçiliyor

Switching to mass production in Hisar-A

Meteksan Savunma’dan yeni ihracat başarısı

New export success from Meteksan Defence

Drone tehdidini “Atom” durduracak

“Atom” will stop the drone threat

Esnek mermi yolunda ithalatı durdurdu, ihracat başlıyor

Flex stops imports along bullet trajectory, exports start

BMC rotasını Avrupa’ya çevirdi

The BMC has turned its course into Europe

Milli elektromanyetik top seri atışa geçti

The National electromagnetic cannon fired a series of shots

Mayına dayanıklı zırhlı dozer TSK envanterine giriyor

Mine-resistant armored dozer enters TSK inventory

Milli teknoloji hamlesinde teknopark stratejisi

In a national technology move, technopark strategy

62

Silahlı drone Songar ‘bomba atar’ kuşandı

MAKALE / ARTICLE

Armed drone Songar equIpped with

Eskişehir Teknik Üniversitesi Sivil Havacılık Kulübü

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ateş gücüne teknolojik destek

“grenade launchers”

Aklı havada olanların, yeryüzünde olmayan

Technological support to the firepower of the Turkish Armed Forces

hayalleri vardır...

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin enerji kaynağına yerli

Eskisehir Technical UnIversIty Civil AvIation Club

Macaristan, zırhlı muharebe aracı Ejder Yalçın’ı tercih etti

64 teknoloji desteği

Those who are in the mind, there are dreams that

08 Hungary preferred its armored combat vehicle, Ejder Yalcin

Native technology support for Turkish Armed

are not on earth...

Forces energy source

Macaristan, zırhlı muharebe aracı Ejder Yalçın’ı tercih etti

Ömer Faruk Ersöz SAVTEK /Balıkesir Üniversitesi

08 Hungary preferred its armored combat vehicle, Ejder Yalcin

‘SEDA’ ilk ihracat görevine hazır

66

114 Balıkesir University / MAKALE / ARTICLE

‘SEDA’ ready for first export task

Türk savunma sanayii zirvesi ve vizyoner genç

KARDEMİR savunma sanayisi için Türkiye’nin

programının etkileri ve geri kazanımları

Savunma sanayisinde yerli silah mesaisi

10 en büyük ingot kalıbını üretti

Turkish defense industry summit and visionary

68 Domestic Weapons Overtime in the

KARDEMIR produced Turkey’s largest Ingot mold for

youth program effects and recoveries

Defense Industry

defense Industry

“DERİN ARAYIŞLAR”ın kazananları belli oldu

Yerli dürbünden hiçbir şey kaçmayacak

Altay tankı için çarklar dönmeye başladı

118 The wInners of “DEEP QUESTS” have been

12

72

Nothing escapes from domestic binoculars

The Impellers began to spin for the Altay

announced

MAKALE / ARTICLE

ASELSAN’ın güvenlik sistemleri KKTC’de

Çevre dostu elektrikli araç ürettiler

14 Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı

74 ASELSAN’s security systems are in Turkish 120 They produced eco-friendly electric vehicles

Fondation for Strengthening the Turkish Armed Forces

Republic of Northern Cyprus

PAÜ takımının ‘TEKNOFEST İstanbul’ başarısı

Baykar Savunma ve Ukrayna ortak silah şirketi kurdu

Savunma ve havacılık sektörü ihracatta

PAU team’s ‘TEKNOFEST İstanbul’ success

24

122

Baykar Defense and Ukraine founded joint arms company

76 rekor tazeledi

Defence and aviation sector reaffirms

PETLAS, savunma sanayisinin lastik ihtiyacını yerli

ÖSYM ve HAVELSAN arasında iş birliği

record in exports

26 üretimle karşılıyor

124 Collaboration between the OSYM and the HAVELSAN

PETLAS meets Defence industry’s tyre needs with

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yeni ‘Korkut’ teslimatı

domestic production

78 New ‘Korkut’ delivery to Turkish Armed Forces

Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava

126 Aracı (TİHA) görücüye çıktı

28 SAHA İstanbul / Söyleşi / Interview The Bayraktar Akinci Offensive Unmanned Aerial

Vehicle (TIHA) was exhibited

Türkiye’nin en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul

Turkey’s largest industrial cluster SAHA Istanbul

60

80

82

84

86

88

92

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı

(TSKGV) 32 yaşında

The Foundation for Strengthening the Turkish

Armed Forces is 32 years old

Sınır ve Anayurt güvenliğinde en son teknolojiler

SEDEC’te

The latest technologies in border and Homeland

Security at SEDEC

Türk Silahlı Kuvvetlerinin elektronik harp

kabiliyetine takviye

Reinforcement of electronic warfare

capability of TurkIsh Armed Forces

STM siber güvenlik yetkinliklerini 4. Uluslararası

Siber Savaş ve Güvenlik Konferansı’nda sergiliyor

STM showcases cyber securIty competencIes at

4th InternatIonal Conference on Cyber Warfare

and securIty

‘Teknoloji tekellerine karşı tedbirlerimizi

sıklaştıracağız’

We wIll tIghten our measures

agaInst technology monopolIes

BMC ve Öztreyler 72 tank taşıyıcıyı MSB’ye teslim etti

BMC and Oztreys delivered 72 tank carriers to MSB

O. Fatih YALÇIN / ANALİZ - MAKALE

ANALYSIS - ARTICLE

On birinci kalkınma planı ve savunma sanayii

11th development plan and defense ındustry

98

112

128

129

129

132

134

136

140

Dr. Öğretim Görevlisi Ahmet ERKOÇ / ANALİZ - MAKALE

Dr. Lecturer Ahmet ERKOÇ / ANALYSIS - ARTICLE

Türkiye’de kümelenme uygulamalarının gelişimi

Development of clustering practices in Turkey

KTÜN ekibinin 1’incilik başarısı

1st success of the KTUN team

Milli uçan araba “Cezeri” TEKNOFEST

İSTANBUL’da sergilendi

The national flying car “Cezeri” was on display at

TEKNOFEST ISTANBUL

Dünya’nın en iyi dron pilotları TEKNOFEST’ten geçti

The world’s best drone pilots were in TEKNOFEST

ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

eğitime başladı

ASELSAN Vocational and Technical Anatolian High

School started Education

Savaşan İHA ‘Cevheri’ göreve hazır

Fighting UAV ‘CEZERI’ ready for Mission

Türkiye Cumhuriyeti 96 yaşında

RepublIc of Turkey 96 years old

Kıbrıs’ta kahraman bir Türk pilot: Cengiz Topel

A heroic Turkish pilot in Cyprus: Cengiz Topel

2 3


Değerli Okuyucularımız,

Teknolojik gelişme beraberinde ekonomik

kalkınma ve büyümeyi getirmektedir.

Dolayısıyla, günümüzde, ülkelerin teknolojiyi

geliştirmeye yönelik politikalar ortaya

koyarak ekonomik refahı arttırma hedefleri

de öncelik kazanır. Teknoparklar , Ar-Ge

faaliyetlerine verilen önem ile beraber bu

faaliyetlerin gerçekleştirilebileceği ortamlar

oluşturulması gereği ortaya çıkmıştır. Teknoloji

yoğun sanayi kollarının bulundukları yerlerde

güçlendirilmesi, yeni bölgelerde sanayinin

gelişiminin desteklenmesi, yenilikçi çalışmaların

gerçekleştirilmesi, eğitimin yanısıra daha etkin

çalışma koşullarıyla verimliliğin arttırılması ve

uluslararası alanda rekabet gücünün yükseltilmesi

amacıyla teknoparklar kurulmaktadır .

Teknoparklar, Ar-Ge çalışmalarında sağlıklı,

etkin ve etkili sonuçların elde edilmesini

destekleyici alanlar olarak son dönemde

Türkiye’nin de gündeminde yer almaktadır.

Teknoparklarda girişimciler için temel işletme

becerilerinden teknik konulara kadar birçok

alanda eğitim ve danışmanlık sağlandığı gibi,

atölyeler, test merkezleri gibi ortak ihtiyaçların

karşılanabileceği alanlar sunuluyor, cazip sosyal

ve kültürel imkanlarla bu yapılar ideal ekosisteme

dönüştürülüyor. Aynı kampüste yer alan firmalar,

hem rekabetin hem de iş birliğinin sunduğu

avantajlardan en iyi şekilde faydalanıyor. 2001’de

ülkemizde sadece 2 olan teknopark sayısı, bugün

56 ilimizde 84’e ulaşmış durumdadır.

Milli teknoloji hamlesiyle teknoloji ve yenilik

kabiliyetinin artırılmasını hedefleyen Türkiye,

yüksek teknolojili ürünlerin yerli imkanlarla

geliştirilmesine yönelik çalışmalarına da hızla

devam ediyor. Teknolojik bilginin üretilmesi ve

ticarileştirilmesi amacıyla 2001’de kurulmaya

başlayan teknoloji geliştirme bölgeleri girişimcileri,

araştırmacıları ve akademisyenleri bir araya

getirerek yüksek teknolojili mal ve hizmet

üretimine katkı sunuyor.

Teknoparkların girişimciye ve üniversiteye

sağladığı olanaklar arasında firmaların

üniversiteyi, üniversitenin firmaları tanıması ve

etkileşime kolaylıkla geçilebilmesi, firmalara

vergi avantajlarının sağlanması, bunun yanında

teknopark bünyesindeki firmaların finans,

pazarlama ve yönetim alanlarında destek

sağlanması gibi ,üniversiteye sağladığı olanaklar

olarak da üniversitelerin devletten ilave kaynak

Dear Readers

Technological development brings with

it economic development and growth.

Therefore, today, the goals of countries to

increase economic well-being by introducing

policies to develop technology also take

precedence. Technoparks, along with the

importance given to R & D activities, the need

to create environments where these activities

can be carried out has emerged. Technoparks

are being established to strengthen technologyintensive

industrial branches where they are

located, to support the development of industry

in new regions, to carry out innovative works,

to increase productivity with more effective

working conditions and to increase international

competitiveness .

Technoparks have been on the agenda of Turkey

recently as supporting areas to achieve healthy,

effective and effective results in R & D studies.

Essential business skills for entrepreneurs in

Technopark technical issues as provided training

and Consulting in many areas, workshops are

offered in areas where common needs can be

met such as testing centers, these structures with

the ideal ecosystem is being transformed into

an attractive social and cultural opportunities.

Companies located on the same campus make

the most of the advantages offered by both

competition and cooperation. The number of

technoparks, which was only 2 in our country in

2001, has reached 84 in our 56 cities today.

Aiming to increase technology and innovation

capability with the National Technology move,

Turkey continues its efforts to develop high-tech

products with domestic facilities. Technology

development zones, which began to be established

in 2001 for the production and commercialization

of technological knowledge, bring together

entrepreneurs, researchers and academics to

contribute to the production of high-tech goods

and services.

Amenities of firms entrepreneurs and

technoparks that you provide to the University, the

university can be traversed easily recognize and

interact with companies, besides providing tax

advantages to companies, Technopark company

within finance, marketing and management in

the areas of providing support, as its advantages

from the state universities to provide additional

resources as the University of Science and

sağlaması, bilim ve teknoloji alanındaki buluşların

topluma iletilebilmesi gibi olanakları sunmaktadır.

Bölgeye ve ülkeye sağladıkları olanaklar ise başta

istihdamın artmasıdır.

Teknoparkların kurulduğu bölgelerde yeniden

bir sanayileşme ortamı oluşur, bölgesel

kalkınma olumlu yönde etkilenir ve bölgenin

eğitim düzeyinin artması söz konusu olacaktır.

Teknoparkların ortak özelliği ise bir itici güç

olarak kuruldukları ülke ve bölgenin kalkınmasına

doğrudan etki eden bir kalkınma aracı olmalarıdır.

Ülkenin bilim ve teknoloji düzeyinin yükselmesi,

prestij ve uluslararası pazara açılması açılarından

da önem kazanmaktadır.

Ülkemizde Teknoparklar bünyesinde bu yılın

Temmuz ayı itibarıyla toplam 5 bin 390 firma

faaliyet gösteriyor. Bunların bin 142’si akademisyen

ortaklı firmalar olurken, 302’si yabancı ya da

yabancı ortaklı firmalardan oluşuyor.Söz konusu

bölgelerde temmuz itibarıyla toplam 55 bin 423

kişiye istihdam sağlanıyor. Teknoparklardaki

personellerin 44 bin 566’sı Ar-Ge, 3 bin 461’i destek

ve 679’u tasarım alanlarında çalışıyor.

Ülkemizdeki Teknoparklar, bünyelerinde

üniversiteler, kamu ve özel sektör araştırma

merkezleri, araştırma enstitülerini, mükemmeliyet

merkezleri, laboratuvarlar, kuluçka merkezleri,

küresel firmaların Ar-Ge merkezleriyle sosyal

yaşam alanlarını birlikte barındıran; toplumun

bilim ve teknoloji ile iç içe yaşadığı kültürel siteler

haline gelmiştir. Ar-Ge kültürünün toplumla

buluşmasını ve yayılmasını tetikleyecek olan

Teknoparklar şüphesiz kalkınmamıza da hız

kazandıracaktır.

Genel Yayın Yönetmeni /Chief Editor

Yelda BUĞDAYCI

technology in the field of inventions can be

transmitted to the society, such as facilities.The

opportunities they provide to the region and the

country are mainly increased employment.

In the regions where technoparks are established,

an industrialization environment will be formed

again, Regional Development will be positively

affected and the education level of the region

will be increased. The common characteristic of

technoparks is that they are a development tool

that directly influences the development of the

country and region in which they are established

as a driving force.The rise in the level of Science

and technology of the country is also important

in terms of prestige and opening up to the

international market.

A total of 5,390 companies are operating within

Technoparks in our country as of July of this year.

142 thousand of them are academic partners,

while 302 of them are foreign or foreign partners.A

total of 55,423 people are employed in these

regions as of July. 44,566 of the personnel in

technoparks work in R & D, 3,461 in support and

679 in design areas.

Technoparks in our country, universities, public

and private sector research centers, research

institutes, centers of excellence, laboratories,

incubation centers, R&D centers of global

companies and social living spaces co-hosting;

has become cultural sites where society lives

intertwined with science and technology.

Technoparks, which will trigger the meeting

and spread of R&D culture with society, will

undoubtedly accelerate our development.

4 5

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ

DEFENSE INDUSTRY NEWS


TÜRK SILAHLI KUVVETLERI’NIN

ATEŞ GÜCÜNE TEKNOLOJIK DESTEK

TECHNOLOGICAL SUPPORT TO THE FIREPOWER

OF THE TURKISH ARMED FORCES

ASELSAN, Türk Silahlı

Kuvvetlerine, hedeflerin

doğru zamanda, en

uygun silah ve

mühimmatla ateş altına

alınmasını sağlayan yeni

Ateş Destek Otomasyon

Sistemi (ADOP-2000)

teslimatı gerçekleştirdi.

ASELSAN delivered a new

Fire Support Automation

System (ADOP-2000)

to the Turkish Armed

Forces, enabling

targets to be fired

at the right time with

the most appropriate

weapons and ammunition.

sahip ateş desteğini gerekli kılıyor. ADOP-2000, Türk

ve dünya orduları için bu gereksinimleri karşılamak

için geliştirildi. ADOP-2000, kolordunun, kolorduya

bağlı tugay ve alayların ihtiyaç duyduğu ateş

desteğinin, diğer muharebe sahası fonksiyonları ile

bütünleşik olarak etkin, hızlı ve ekonomik şekilde

karşılamasını sağlıyor.

Bu kapsamda hedeflerin tespiti, yönetimi, taktik

ve teknik ateş idaresi faaliyetleri sayısal ortamda

otomatik gerçekleştiriliyor. Sistem, hedef

tespit araçlarından ateş destek koordinasyon

merkezlerine, ateş idare merkezlerinden silahlara

kadar bütün ateş destek unsurları arasında hızlı

ve güvenilir veri haberleşmesini sağlıyor. Unsurlar

arasındaki veri haberleşmesi, askeri standartlardaki

haberleşme protokollerine uygun taktik telsiz ve telli

hat üzerinden yapılıyor.

support. The ADOP-2000 was developed to meet

these requirements for the Turkish and world armies.

The ADOP-2000 enables the Corps to meet the fire

support needed by brigades and Regiments attached

to the Corps in an effective, fast and economical way,

integrated with other combat field functions.

In this context, target detection, management,

tactical and technical fire management activities

are carried out automatically in digital environment.

The system provides fast and reliable data

communication between all fire support elements,

from target detection vehicles to fire support

coordination centers, fire management centers

to weapons. The data communication between

the elements is carried out via tactical radio and

wireline in accordance with military standards

communication protocols.

Milli Savunma Bakanlığı ile ASELSAN

arasında imzalanan sözleşme kapsamında,

TSK’nin ihtiyacı olan söz konusu sistemlerin

teslimatı sürüyor.ADOP-2000 Sistemi ikinci parti

teslimatı, Çorlu 54’üncü Mekanize Piyade Tugay

Komutanlığında başlayan kabul faaliyetleri,

Macunköy Tesisleri ve Kayseri 2’nci Ana Bakım

Fabrika Müdürlüğünde devam ederek tamamlandı.

Bu kapsamda,

Fırtına obüsü görev

bilgisayarları, taşınabilir

sistem setleri, uygulama

dershanesi, ateş destek unsurlarının muharebe

sahasındaki komuta kontrol ve gözetleyici

fonksiyonlarını icra etmesini sağlayan sistemler

ile donatımı yapılmış zırhlı personel taşıyıcılar ve

taktik tekerlekli platformlardan oluşan sistemlerin

kabulü gerçekleştirildi.Zırhlı personel taşıyıcılar ve

taktik tekerlekli platformların tamamı ASELSAN

yerleşkeleri dışında donatıldı ve Kayseri 2 ‘nci Ana

Bakım Fabrika Müdürlüğünde teslim edildi.

Etkin, hızlı ve ekonomik

Günümüzde muharebe koşulları daha hızlı, daha

doğru, daha yüksek ateş gücü ve beka kabiliyetine

Under the contract signed between the Ministry

of National Defense and ASELSAN, the delivery

of the said systems needed by the TSK continues.

The second batch delivery of the ADOP-2000

system was completed by continuing the kabul

activities started under the command of the 54th

Mechanized Infantry Brigade in Corlu, the Macunköy

facilities and the main maintenance factory

Directorate of Kayseri 2nd.

In this context, the task of the

storm, bombs, computers,

portable system kits,

classroom application, and recording elements

to perform functions in the field of combat Fire

Support Command and control equipment, tactical

wheeled armored personnel carriers and a system

that allows adoption of the system of the platform

was made.Armored personnel carriers and tactical

wheeled platforms were all equipped outside

ASELSAN settlements and delivered to Kayseri 2nd

Main maintenance factory Directorate.

Efficient, fast and economical

Today, combat conditions require faster, more

accurate, higher firepower and survivable fire

6 7




MACARISTAN, ZIRHLI MUHAREBE

ARACI EJDER YALÇIN’I TERCIH ETTİ

HUNGARY PREFERRED ITS ARMORED

COMBAT VEHICLE, EJDER YALCIN

Ordusunun teknolojik olanaklarını artırmak için bir süredir arayışta olan

Macaristan, zırhlı muharebe aracı Ejder Yalçın’ı tercih etti.

Hungary has been seeking to boost its military’s technological prospects

and has chosen its armored combat vehicle, Ejder Yalcin.

Türk savunma sanayisinin zırhlı kara aracı

üreticilerinden Nurol Makina’nın zırhlı araçlarını

seçen ülkelere bir yenisi eklendi. Bir süredir

ordusunun teknolojik olanaklarını artırmak ve

Sovyetler Birliği dönemindeki araç ve teçhizatları

Batı sistemleriyle değiştirmek için faaliyetler

yürüten Macaristan, tercihini Ejder

Yalçın’dan yana kullandı.

Macaristan, güvenlik güçlerinin

ihtiyaçlarını karşılamak için

Ejder Yalçın’ı tercih eden

dünyadaki

6’ncı, Avrupa

Birliği’ndeki ilk ülke

oldu.Ejder Yalçın,

Mayıs ayında

new one has been added to the countries that

A selected the armored vehicles of Nurol Makina,

one of the armored land vehicle manufacturers of

the Turkish defense industry. Hungary, which has

been operating to boost the military’s

technological prospects and replace

Soviet-era vehicles and equipment

with those of the Western systems,

has favored Ejder Yalcin.

Hungary is the first country

in the world, the 6th,

European Union, to

choose Ejder Yalcin to

meet the needs of the

security forces. Ejder

Yalcin participated in

Macaristan Savunma Kuvvetlerinin, envanterindeki

ve tedarik sürecindeki araçları sergilediği “Ulusal

Savunma Günü” etkinliklerine, Yörük 4x4 hafif zırhlı

aracı ile katıldı.

Son olarak iç güvenlik birimlerinin tanıtımına yönelik

etkinliğe davet edilen Ejder Yalçın, Budapeşte

sokaklarında dolaşan araç konvoyunda boy gösterdi.

Yüksek koruma ve harekat kabiliyeti

Ejder Yalçın, askeri birlikler ile güvenlik güçlerinin

meskun mahal ve kırsal alanlar dahil her türlü bölge

ve arazi şartlarında harekat ihtiyaçlarına cevap

vermek üzere geliştirildi. Yüksek koruma ve hareket

kabiliyetlerine sahip araç, harekat sahasında kendini

kanıtlamış özgün bir platform olarak görev yapıyor.

Türkiye’de de güvenlik güçlerinin envanterinde yer

alan Ejder Yalçın’ın farklı görevler için geliştirilmiş

konfigürasyonları bulunuyor.Koruma seviyesi,

mobilite ve faydalı yük taşıma kapasitesiyle

sınıfının lideri konumunda bulunan Ejder Yalçın’ın

10’dan fazla konfigürasyonu arasında Patlayıcı

İmha Aracı, Hava Savunma Aracı, Komuta-Kontrol

Aracı, Muharebe Aracı, KBRN Keşif Aracı, Personel

Taşıyıcı, Mayın/El Yapımı Patlayıcı Tespit-İmha

Aracı, Zırhlı Ambulans ve Sınır Gözetleme ve

Güvenlik Aracı yer alıyor.

the so-called “National Defense Day” events, in May,

when the Hungarian Defense Force showed vehicles

at its inventory and in the supply process, with a light

armored 4x4.

Ejder Yalcin, who was invited to the event to promote

domestic security units, appeared on a convoy

roaming the streets of Budapest.

High protection and operational capability

Ejder Yalcin was developed to address the needs

of military units and security forces to conduct

operations in all regional and terrain conditions,

including residential areas and rural areas. The

vehicle has high protection and mobility and is

a unique platform that has proven itself in the

operational zone.

In Turkey, Ejder Yalcin, an inventory of security

forces, has configurations developed for different

tasks. Among the more than 10 configurations of

Ejder Yalcin, the world’s leader in the protection level,

mobility and beneficial load carrying capacity, are the

Explosive Destruction Vehicle, the Air Defense Tool,

the Command-Control Tool, the Battle Tool, the KBRN

Discovery Tool, Staff Carrier, Minor/Hand Fabricator

Detection-Discovery Tool, Armored Ambulance and

Border Surveillance.

8 9

KARDEMİR SAVUNMA

SANAYISI IÇIN TÜRKIYE’NIN

EN BÜYÜK INGOT KALIBINI ÜRETTI

KARDEMIR PRODUCED

TURKEY’S LARGEST INGOT

MOLD FOR DEFENSE INDUSTRY

Türkiye’nin en KAS-ARA önemli pota / NOV-DEC ve ingot kalıbı 2019

üreticileri arasında yer alan bağlı kuruluş

KARDEMİR Döküm Makine Sanayi ve Ticaret

AŞ’de (KARDÖKMAK) Makine ve Kimya

Endüstrisi Kurumu (MKE) Ağır Silah ve Çelik

Fabrikası Müdürlüğü ile yapılan anlaşma

doğrultusunda kurumun ihtiyacı olan 21 ton

ağırlığındaki ingot kalıplarını üretti.

Bu üretimin, Türkiye’nin “en büyük” ingot kalıbı

üretimi olduğuna işaret edilen açıklamada,

şu ifadeler kullanıldı:”Birçok alana hizmet

eden KARDÖKMAK, Türkiye’de mühendislik

gelişimine önemli katkılar sunuyor. Sahip

olduğu yüksek döküm ve mekanik işleme

kapasitesiyle yurt içi ve yurt dışında anahtar

teslim projeler gerçekleştiren KARDÖKMAK,

geçtiğimiz günlerde de Almanya’nın en

köklü çelik firmalarından Thyssenkrupp

için 41 tonluk cüruf potalarının imalatını

gerçekleştirmişti. Başarılı üretimle dünya

çelik devi Thyssenkrupp ve bağlı kuruluşları

için uzun vadeli tedarikçi listesinde de yer

alan KARDÖKMAK, 15 bin tonluk kurulu

kapasitesi bulunan Türkiye’nin en büyük

döküm fabrikalarını ve ağır sanayinin yedek

parça ve ekipman ihtiyaçlarının karşılandığı ve

4 ayrı holde hizmet veren makine fabrikalarını

bünyesinde barındırıyor.”

Turkey’s most important pot and ingot

mold manufacturers in the subsidiary

KARDEMIR Casting Machinery Industry

And Trade Inc. (KARDÖKMAK) Machinery

and Chemical Industry Association (MKE)

heavy weapons and steel factory Directorate

in accordance with the agreement with the

institution’s needs 21 tons of ingot molds

produced.

This production, Turkey’s “largest” ingot

mold production pointed to the statement,

the following statements were used:

“KARDÖKMAK, serving many fields, offers

important contributions to the development

of Engineering in Turkey. High casting and

mechanical processing with a capacity of

KARDÖKMAK performs turnkey projects

domestic and overseas, recently, Germany’s

oldest steel company Thyssenkrupp to 41

tonnes the manufacture of slag pots was

performed. Production world steel giant

Thyssenkrupp and affiliates for successful

long-term supplier KARDÖKMAK on the list,

with an installed capacity of 15 thousand tons

of Turkey’s largest casting factories and heavy

industry spare parts and equipment needs are

met, and the machine incorporates 4 separate

serving in their factory hall.”

10 11




YERLI DÜRBÜNDEN

HIÇBIR ŞEY KAÇMAYACAK

NOTHING ESCAPES FROM

DOMESTIC BINOCULARS

Termal ve gece görüş, kızılötesi/lazer cihazları ve

optik çözümler üreten Transvaro Elektron Aletleri

Sanayi ve Ticaret AŞ, Türk Silahlı Kuvvetleri ve

emniyet güçlerine hizmet verirken, çeşitli ürünleriyle

de ihracat gerçekleştiriyor. Londra’da düzenlenen

Uluslararası Savunma ve Güvenlik Fuarı’nda (DSEI)

yeni ürünlerini tanıtan şirket, sınıfında “dünyanın en

iyisi” olarak nitelendirilen Engerek 8 Çok Fonksiyonlu

Soğutmalı Portatif Termal Dürbünü ilk kez sergiledi.

Türk mühendislerinin çok kısa sürede teknolojinin

en uç unsurlarını kullanarak geliştirdiği cihaz, fuarda

ilgi odağı oldu. Termal kamera, görünür kamera,

lazer mesafe bulucu, GPS ve elektronik pusula ile

entegre edilen sadece 2,5 kilogram ağırlığındaki

cihaz, kompakt ve sağlam bir yapıya sahip.

Üstünlüğünü uluslararası rakiplerle girdiği yarışmayı

kazanarak gösteren Engerek 8 ile uzay projelerinde

yararlanılan superlattice dedektörü (T2SL) ilk kez

bir dürbünde kullandı. İlk soğuma süresi azaltılan,

sessiz ve titreşimsiz çalışması sağlanan, boyutları

küçültülüp hafifletilen cihazın batarya ömrü ise

Türk mühendisleri, teknolojinin en uç

unsurlarını kullanarak sahip olduğu

özelliklerle sınıfında “dünyanın en

iyisi” olarak nitelendirilen termal

dürbün geliştirdi.

Using the most extreme elements of

technology, Turkish engineers developed

thermal binoculars, which are described

as “the best in the world” in their class

with the features they possess.

Transvaro electron Instruments industry and

Trade Inc., which produces thermal and night

vision, infrared/laser devices and optical solutions,

serves the Turkish Armed Forces and the security

forces while also exporting its various products.

The company unveiled its new products at the

international defence and security Fair (DSEI) in

London and unveiled its Viper 8 Multi-Function

refrigerated portable thermal binoculars, described

as the “best in the world” in its class.

The device developed by Turkish engineers using

the most extreme elements of technology in a

very short time became the center of attention at

the fair. Integrated with a thermal camera, visible

camera, laser distance Finder, GPS and electronic

compass, the device weighs only 2.5 kilograms and

is compact and robust.

The superlattice detector (t2sl) used in space

projects with Viper 8, which demonstrated

its superiority by winning a competition with

international competitors, was used for the first

böylece 3 saatten 6 saate çıkarıldı.

Yeni geliştirilen dünyanın en hafif otomatik zoomlu

ve fokuslu optiği kullanılan termal el dürbünü,

yaklaşık 13 kilometreden araçları, 9 kilometreden

insanların tespitine olanak veriyor. Dürbüne ayrıca

HD özellikte gündüz ve gece, siste görebilen 30X

büyütmeli ikinci bir kamera eklendi. Gerektiğinde

bu iki kameranın görüntülerini birleştirilerek her tür

hedefi, her koşulda görebilen bir füzyon kamera

elde edildi.

Görüntünün hedef olarak belirlenebilmesi ve

üçüncü parti unsurlara hedef koordinatlarının

aktarılabilmesi için cihaza, menzili 30 kilometreyi

bulan ve 12 kilometreden bir aracı ölçebilen ve

ağırlığı sadece 120 gram olan diyotlu lazer mesafe

bulucu eklendi. Mesafe bulucunun ölçüm hatası 20

kilometrede en fazla 1 metre ile sınırlı bulunuyor.

Dürbünde ayrıca hem görünür hem kızılötesi lazer

hedef noktalayıcılar yer alıyor.

Dürbün, sahip olduğu altyapıyla 15-20 kilometre

içinde hedeflerin koordinatlarını neredeyse hatasız,

gündüz-gece, siste, her hava koşulunda belirleyerek

iletebiliyor.

Engerek 8, sınır güvenliği, devriye, hedef arama

gibi bir dizi görevde güvenlik güçlerine destek

sağlayacak.

time in a binoculars. The battery life of the device

was reduced from 3 hours to 6 hours, which

reduced the initial cooling time, provided quiet and

vibration-free operation and reduced the size.

The newly developed thermal hand binoculars,

which use the world’s lightest auto zoom and focal

optics, allow detection of vehicles from about 13

kilometers and people from 9 kilometers.Also

added to the binoculars is a second camera with

a 30x magnification that can see in the fog, day

and night in HD. When necessary, the images of

these two cameras were combined to produce a

Fusion camera that could see any target under any

circumstances.

A diode laser distance Finder with a range of 30

kilometers, measuring a vehicle from 12 kilometers

and weighing only 120 grams, was added to the

device so that the image can be identified as a

target and the target coordinates can be transferred

to third-party elements. The measurement error

of the distance Finder is limited to a maximum

of 1 meter per 20 kilometers. The binoculars

also contain both visible and infrared laser target

punctuation.

Binoculars, with its infrastructure 15-20 kilometers

within the coordinates of targets almost errorfree,

day-night, fog, any weather conditions can

determine the transmission.

Viper 8 will provide support to security forces in a

range of missions including border security, patrols,

target search.

12 13

MAKALE

ARTICLE


TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ

GÜÇLENDİRME VAKFI

FOUNDATION FOR STRENGTHENING

THE TURKISH ARMED FORCES

Türkiye’nin 1964 yılında yaşadığı Kıbrıs bunalımı,

savunma gereksinimlerinin karşılanması

konusunda müttefik dahi olsa diğer ülkelere

bağımlı hale gelinmesinin sakıncalarını ve savunma

gereksinimlerinin yerli imkânlarla karşılanmasının

önemini kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde

gözler önüne sermiştir. Bu dönemdeki gelişmeler

kendi kendine yeterli bir savunma sanayi altyapısının

tesis edilmesine yönelik politikaların temelini

oluşturmuştur.

1965 yılında kurulan “Türk Donanma Cemiyeti”,

özellikle çıkarma gemilerinin yapımına yönelik

olarak “Kendi Gemini Kendin Yap” kampanyası

çalışmalarını yönlendirmiştir. Benzer biçimde “Türk

Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı” da ulusal

havacılık sanayimizi geliştirmek amacıyla 1970

yılında kurulmuştur.

Türkiye, 1974 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış

Harekâtı sonrasında, silah ambargosu ile karşı

karşıya kalmış ve bunun olumsuz etkilerinin

azaltılması maksadıyla modern ulusal savunma

sanayinin ilk adımlarını atmıştır. Aynı yıl “Türk Kara

Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı” kurulmuştur. O

günlerde kamuoyunda oluşan büyük coşku, kurulan

Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini Güçlendirme

Vakıflarına halkımızın önemli ölçüde bağış

yapmasına ve onaylanan yasalarla bu Vakıfların

özel gelirler sağlamalarına yol açmıştır. Anılan

Vakıfların ana amacı, Büyük Türk Milleti ile Türk

Silahlı Kuvvetleri arasında manevi bir bağ, bir gönül

köprüsü oluşturmak suretiyle sağlanan bağışlarla

savunma sanayi şirketleri kurmak olmuştur.

Bu bağlamda Türkiye’nin savunma sanayinde dışa

bağımlılığını azaltmak amacıyla; Türk Uçak Sanayi

Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) Sanayi ve Teknoloji

Bakanlığı bünyesinde 1973 yılında kurulmuştur.

In 1964 the Cyprus Crisis Turkey’s defence

requirements in order to meet the needs

of domestic and allied defense resources

are dependent on other countries even if the

disadvantages of has demonstrated beyond doubt

the importance of meeting with. The developments

in this period formed the basis of policies aimed

at establishing a self-sufficient defense industry

infrastructure.

The “Turkish Naval Society”, founded in 1965,

has directed the “build your own ship” campaign

especially for the construction of landing ships.

Similarly, the” foundation for strengthening the

Turkish Air Force “ was established in 1970 in order

to develop our national aviation industry.

Turkey faced an arms embargo after the Cyprus

peace operation in 1974 and took the first steps of

the modern national defence industry in order to

reduce its negative effects. In the same year, the”

foundation for strengthening Turkish Land Forces “

was established. The great enthusiasm generated

by the public in those days led to the substantial

donations of our people to the foundations

for strengthening the land, sea and Air Forces

established and to the private revenues of these

foundations through the approved laws. The main

purpose of these foundations was to establish

defence industry companies through donations

provided by establishing a spiritual link between the

Great Turkish nation and the Turkish Armed Forces

and a bridge of heart.

In this context, in order to reduce Turkey’s external

dependence on the defense industry, Turkish

Aircraft Industry Joint-Stock partnership (TUSAŞ)

was established within the Ministry of Industry and

Technology in 1973.

Kısa sürede söz konusu Vakıflar tarafından;

n ASELSAN (1975),

n İŞBİR (1978),

n ASPİLSAN (1981),

n HAVELSAN (1982),

n ROKETSAN (1988) Anonim Şirketleri

kurularak savunma sanayinde yeni yatırımlar

gerçekleştirilmiştir. Bu şirketler tarafından

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah ve sistemlerinin

yenilenmesi veya modernizasyon açısından

ihtiyaç duyduğu kritik yerli, milli ve özgün

teknolojilerin geliştirilerek sistem, alt sistem, ürün ve

malzemelerin karşılanması hedeflenmiştir.

Anılan Vakıflar faaliyetlerine 1987 yılına kadar

başarıyla devam etmişlerdir. Müteakiben Yüce

Milletimizin bağışları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin

savunma sistem ve ürünlerini modern teknolojiye

dayalı olarak geliştirmek için kurulan Kara, Deniz ve

Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakıfları, 17 Haziran

1987 tarihinde 3388 Sayılı Kanunla birleştirilmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı 26 Eylül

1987 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır.

O dönemde Milli Savunma Sanayi Siyaseti

doğrultusunda, TSKGV’nin kuruluş yapısı; Anonim,

Limited Şirket vb. şirket modelleri de dâhil

olmak üzere, incelenerek değerlendirilmiştir. Bu

değerlendirmede; savunma sanayinin genel kabul

gören dinamikleri ve özellikleri de dikkate alınmıştır.

TSKGV, Büyük Türk Milletinin Milli Ordusunu hiçbir

kısıtlamaya tabi olmadan, savaş dâhil istenilen

yer ve zamanda sürekli olarak destekleyebilmek,

ticari kaygıları ön planda tutmayan savunma

sanayi şirketleri oluşturabilmek ve geliştirebilmek

maksadıyla yapısı özelolarak düşünülmüş bir vakıf

olarak kurulmuştur.

3388 Sayılı Kanun ile kurulan TSKGV’nin Kuruluş

Amacı; “Milli harp sanayimizin geliştirilmesi, yeni

harp sanayi dallarının kurulması ve harp silah araç

By the said Foundations in a short period of time;

n ASELSAN (1975)

n IŞBIR (1978)

n ASPILSAN (1981)

n HAVELSAN (1982)

n ROKETSAN (1988) Joint Stock Companies were

established and new investments were made in the

defense industry. The aim of these companies is to

meet systems, subsystems, products and materials

by developing critical domestic, national and

original technologies needed by the Turkish Armed

Forces for the renewal or modernization of their

weapons and systems.

These foundations continued their activities

successfully until 1987. Subsequently, the

foundations for strengthening the land, sea and Air

Forces established to develop the defense systems

and products of the Turkish Armed Forces based

on modern technology were merged with the law

No. 3388 on 17 June 1987. The foundation for

strengthening the Turkish Armed Forces started its

activities on 26 September 1987.

In line with the National Defense Industry Policy at

that time, the establishment structure of TSKGV

was; Joint Stock Company, Limited Company

etc. including company models, examined and

evaluated. In this evaluation, the generally accepted

dynamics and characteristics of the defense

industry were taken into consideration. TSKGV

was established as a foundation whose structure

was specially conceived in order to continuously

support the National Army of the Great Turkish

nation at any time and place, including war,

without any restrictions, and to create and develop

defense industrial companies that do not prioritize

commercial concerns.

Establishment purpose of TSKGV, established by

law No. 3388; “The development of our national

14 15

MAKALE

ARTICLE


ve gereçlerinin satın alınması suretiyle Türk Silahlı

Kuvvetleri’nin savaş gücünün artırılmasına katkıda

bulunmak üzere milletimizin maddi ve manevi

desteğini sağlamak” olarak belirlenmiştir.

TSKGV; faaliyetlerini 5737 Sayılı “Vakıflar Kanunu”

ve 4721 Sayılı “Türk Medeni Kanunu”na göre

yürütmekte ve tüm vakıflar gibi Vakıflar Genel

Müdürlüğü’nce, ayrıca Senedi gereği, üst yönetim

organı olan Mütevelli Heyeti’nce belirlenen

bağımsız denetçiler tarafından denetlenmektedir.

Denetimde tespit edilen hususlara yönelik yol

haritaları oluşturularak yıl içerisinde tedbir

alınması sağlanmakta, tedbir alınan hususlar

Mütevelli Heyeti’ne sunulmaktadır. Bugüne kadar

yapılan denetimlerin tamamı başarıyla geçirilmiş

olup, faaliyette bulunulan 32 yıl içerisinde

olumsuz bir durum, faaliyet veya işlem tespit

edilmemiştir. TSKGV’nin mevcut durumda 3388

sayılı Kuruluş Kanunu ve Ana Senedine göre;

Kurumlar Vergisi, Damga Vergisi muafiyetleri

bulunmaktadır.

TSKGV, yargı kararı gereğince bir “özel hukuk

tüzel kişisi” dir. Kamu ile organik bir bağı

bulunmamaktadır. Tüm iş ve eylemlerini özel

hukuka tabi olarak yürütmektedir. Buna bağlı

olarak kamusal bir gücü de bulunmamaktadır. Tüm

üçüncü kişilerle olan işlerini ve sözleşmelerini özel

hukuk kurallarına uygun olarak yapmakta ve kamu

kaynağı da kullanmamaktadır.

Buna bağlı olarak sermayesinin yarısından

fazlasına sahip olduğu şirketleri de özel hukuka

bağlı olarak Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre

yönetilmektedir. Şirketlerin de kamu ile herhangi

bir bağı bulunmamaktadır. Üçüncü kişilerle olan

tüm ilişkilerinde özel hukuk hükümlerine tabidirler.

TSKGV ve hisse sahibi olduğu şirketlerinin özel

hukuk hükümlerine tabi özel sektör kuruluşları

olmaları, savunma sanayi alanında daha hızlı ve

daha esnek yatırım ve üretim olanaklarına imkan

vermektedir.

2017 yılı sonunda Kanun Hükmünde Kararname

yoluyla yapılan düzenleme ile Vakfın yönetim

yapısında değişikliğe gidilmiştir. Buna göre

TSKGV’nin Mütevelli Heyeti;

n Sn. Cumhurbaşkanı başkanlığında,

n Sn. Cumhurbaşkanının görevlendireceği

Cumhurbaşkanı Yardımcısı,

n Milli Savunma Bakanı,

n Genelkurmay Başkanı ve

n Savunma Sanayii Başkanı’ndan oluşmaktadır.

war industry, the establishment of new war industry

branches and the purchase of war weapons tools

and equipment to contribute to the increase of the

war power of the Turkish Armed Forces to provide

material and moral support of our nation “ was

determined as.

TSKGV carries out its activities according to

the “law on Foundations” numbered 5737 and

the “Turkish Civil Code”numbered 4721 and is

supervised by independent auditors determined

by the General Directorate of foundations, as

well as by the board of Trustees, which is the top

governing body, in accordance with its ticker.

Road maps for the issues identified in the audit

are created and measures are taken within the

year and the measures taken are presented to the

Board of Trustees. All of the audits carried out to

date have been successfully carried out and no

adverse events, activities or transactions have been

identified in the 32 years of activity. According to

the Establishment Law No. 3388 and the main deed

of TSKGV, there are exemptions for corporate tax

and stamp duty.

TSKGV is a “private legal entity” in accordance with

the judicial decision. It has no organic ties with the

public. It carries out all its work and actions subject

to private law. Accordingly, there is no public power.

It does all its business and contracts with third

parties in accordance with the rules of private law

and does not use public resources.

Accordingly, companies with more than half of their

capital are managed according to the provisions of

the Turkish Commercial Code in accordance with

the private law. Companies also have no ties to the

public. All dealings with third parties are subject

to the provisions of private law. The fact that

TSKGV and its share companies are private sector

organizations subject to the provisions of private

law enables faster and more flexible investment

and production opportunities in the field of defense

industry.

At the end of 2017, changes were made to the

management structure of the foundation by

regulation through Decree Law. Accordingly, the

Board of Trustees of TSKGV ;

n Sn. Headed by the president,

n Sn. Vice president appointed by the president,

n Minister Of National Defence,

n Chief of staff and

n Consists of the head of Defense Industry.

Ayrıca Mütevelli Heyeti’ne bağlı olan bir Yönetim

Kurulu yapısı da ihdas edilmiştir. Bu Kurulun üyeleri

henüz atanmamıştır. Vakfımızın başkanlığının

doğrudan Sn. Cumhurbaşkanımız tarafından

yürütülmeye başlanması, Vakfın ülkemizin Savunma

Sanayii bakımından önemini taçlandıran bir gelişme

olmuştur. Yurt içi ve yurt dışı kuruluşların yapıları

da incelenmek suretiyle oluşturulan TSKGV Genel

Müdürlüğü’nün teşkilat yapısı aşağıda sunulmuştur.

TSKGV Genel Müdürlüğü, en üst yönetim organı

olan Mütevelli Heyeti ve ona bağlı Yönetim Kurulu

tarafından alınan stratejik kararlar aracılığı ile verilen

yetki çerçevesinde faaliyetlerini yürütmektedir.

Genel Müdürlük; Vakfın yürütme organıdır. Mütevelli

Heyeti ve Yönetim Kurulu’nun aldığı kararların

uygulanmasının yanı sıra Vakıf çalışmalarının

amaca uygun bir şekilde sürdürülmesinden

sorumludur. Organizasyon yapısından da

anlaşılacağı üzere TSKGV, “Vakıf Hizmetleri” ve

“Vakıf Şirketleri” olmak üzere iki ana fonksiyona

odaklanmaktadır. Vakıf Hizmetleri fonksiyonu

kapsamında, TSKGV tarafından kuruluş

sermayesini sağlayan Türk Milleti ile Türk Silahlı

Kuvvetleri arasında kurulu olan gönül köprüsünün

güçlendirilmesine ve Vakfın kamuoyunda

görünürlüğünün artırılmasına yönelik faaliyetlere

odaklanılmıştı

Vakfın en önemli tanıtım ve halkla ilişkiler aracı olan

Fahri Tanıtım Kurulları (FTK); Türkiye’nin 80 il ve

In addition, a board structure was established which

is subordinate to the Board of Trustees. Members

of this board have not yet been appointed. The

chairmanship of our foundation is directly related to

Mr. The beginning of the initiative by our president

has been a development that has crowned the

importance of the foundation in terms of our

country’s Defense Industry.

The organizational structure of the General

Directorate of TSKGV, which was created by

examining the structures of domestic and

international organizations, is presented below.

The General Directorate of TSKGV carries out its

activities within the framework of the authority

given through strategic decisions taken by the board

of Trustees, which is the highest governing body,

and its affiliated Board of Directors.

The General Directorate is the executive body of the

foundation. It is responsible for the implementation

of the decisions taken by the board of trustees

and the Board of Directors, as well as for the

maintenance of the foundation’s work in a way

that is fit for purpose. As can be understood from

its organizational structure, TSKGV focuses on

two main functions: “Foundation Services” and

“foundation companies”. Within the scope of the

foundation Services function, the activities aimed

at strengthening the bridge of hearts established by

TSKGV between the Turkish nation and the Turkish

Armed Forces, which provided the foundation’s

16 17

MAKALE

ARTICLE


817 ilçesinde, Türk Milleti ile Türk Silahlı Kuvvetleri

arasında var olan gönül köprüsünü güçlendirmek

amacıyla kurulmuştur. Türkiye çapında bir

toplardamar gibi faaliyet gösteren FTK’lar; Valiler

ve Kaymakamların Onursal Başkanlığında, bölgenin

gönüllü ileri gelenlerinden oluşmaktadır. Vakfa

bağışta bulunan bağışçılarımız artık Vakıf ailesinden

biri olarak kabul edilmekte ve sağlık sorunları ile de

yakından ilgilenilmektedir.

Asil milletimiz tarafından yapılan bağışların tamamı,

Vakfın amacı doğrultusunda Türk Savunma

Sanayinin geliştirilmesi maksadıyla etkin bir şekilde

kullanılmaktadır. Milletimizin desteğiyle günden

güne büyüyen Vakfımıza yapılan gayrimenkul

bağışları; tam mülkiyet, çıplak mülkiyet ve vasiyet

bağışı şeklinde kabul edilmektedir. Çıplak mülkiyet

bağışlarda kullanım hakkı, vefatına kadar bağışçıya

aittir. Gayrimenkul gelirleri, yine Vakfın amacına

uygun olarak kullanılmaktadır. Vakıf tarafından

sahip olunan gayrimenkuller etkin bir şekilde

yönetilmektedir.

Vakfın en önemli faaliyetlerinden biri de IDEF

Uluslararası Savunma Sanayii Fuarını icra

etmektir. IDEF Uluslararası Savunma Sanayii

Fuarı, TSKGV Mütevelli Heyeti’nin 24 Ocak 1992

tarihinde aldığı “Savunma Sanayiini kapsayan fuar

hizmetlerinin Vakıf sorumluluğunda yürütülmesi”

kararına istinaden, 1993 yılından itibaren iki

yılda bir tekli yıllarda, Millî Savunma Bakanlığı ev

sahipliğinde, TSKGV Genel Müdürlüğü yönetim

ve sorumluluğunda düzenlenmektedir. IDEF

Uluslararası Savunma Sanayii Fuarları, 1993-2019

yılları arasında 14 defa başarıyla icra edilmiştir.

Amaç ve kapsam bakımından; IDEF Fuarları

başlangıçta ulusal savunma sanayiinin dünyaya

tanıtılması amacına hizmet etmiş, ancak kısa

sürede savunma, güvenlik, denizcilik, havacılık ve

uzay sanayii alanlarında önemli bir uluslararası

tanıtım, pazarlama ve iş birliği platformu haline

gelmiş, katılımcı firma ve heyet sayısı itibarıyla

dünyanın en büyük dört savunma sanayii fuarından

biri olmuştur.

14’üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF

2019; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı

Himayelerinde, Millî Savunma Bakanlığı ev

sahipliğinde, TSKGV Genel Müdürlüğü yönetim

ve sorumluluğunda, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım

AŞ. Organizatörlüğünde 30 Nisan-03 Mayıs

2019 tarihleri arasında, TÜYAP Fuar ve Kongre

Merkezi’nde düzenlenmiştir.

capital, and increasing the visibility of the

foundation in the public opinion were focused.

The foundation’s most important promotion and

public relations tool, the honorary promotion

boards (FTK), was established in 80 Provinces

and 817 districts of Turkey in order to strengthen

the bridge of heart between the Turkish nation

and the Turkish Armed Forces. The FTKs, which

operate as a collection throughout Turkey, are

composed of volunteer dignitaries of the region

under the honorary chairmanship of Governors

and prefects. The donors who donated to the

foundation are now considered to be part of the

foundation family and their health issues are also

closely dealt with.

All donations made by our noble nation are

effectively used for the development of the

Turkish Defense Industry in line with the purpose

of the foundation. Real estate donations to our

foundation, which is growing day by day with the

support of our nation, are accepted as full property,

bare property and testament donations. The right

to use naked property in donations belongs to the

donor until his death. Real estate revenues are

again used in accordance with the purpose of the

foundation. Properties owned by the foundation are

effectively managed.

One of the most important activities of the

foundation is the execution of the IDEF

International Defense Industry Fair. IDEF

International Defense Industry Fair is held every

two years since 1993 under the management and

responsibility of the Ministry of National Defense,

under the direction of the General Directorate of

defense, in accordance with the decision of the

board of Trustees of the TSKGV board of Trustees

“to conduct fair services covering the defense

industry under the responsibility of the foundation”

on 24 January 1992. IDEF International Defense

Industry fairs have been successfully held 14 times

between 1993 and 2019.

In terms of purpose and scope; IDEF fairs initially

served the purpose of introducing the national

defense industry to the world, but soon became

an important international promotion, marketing

and cooperation platform in defense, security,

maritime, Aerospace Industries and became one of

the four largest defense industry fairs in the world

in terms of number of participating companies and

delegations.

IDEF 2019 Fuarına 71 ülke ve 3 uluslararası

kuruluştan 151 heyete mensup 588 heyet üyesi

ve 53 ülkeden 481’i yerli, 580’i yabancı, toplam

1.061 firma / firma temsilcisi katılmıştır. IDEF 2019

Fuarında KOBİ’lere özel indirim uygulanarak, 250’yi

aşkın KOBİ’nin %60 oranında indirimli olarak fuarda

yer almaları ve böylece yerli savunma sanayine

TSKGV tarafından önemli destek sağlanmıştır.

IDEF 2019 Fuarında Türk tedarik makamları tarafından

29 makama görüşme ofisi açılmış, görüşme ofisi

makamları, heyetler ve katılımcı firmalar arasında

2.700 görüşme/stant ziyareti gerçekleşmiştir. Ayrıca

fuar esnasında; 100 imza töreni, 9 toplantı, değişik

güncel konularda 4 panel ve 8 sunum düzenlenmiştir.

IDEF 2019 Fuarını 26 ülkeden 394 basın mensubu

takip etmiştir. Fuar 96 ülkeden toplam 76.010 kişi

tarafından ziyaret edilmiştir.

Türkiye’nin bir dünya markası haline gelen “IDEF

Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı”, TSKGV adına

Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil

edilmiştir. Bu kapsamda, elde edilen bu başarının

artırılarak sürdürülmesi maksadıyla, IDEF 2021

15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı için

TSKGV tarafından çalışmalara devam edilmektedir.

Diğer taraftan Vakfın hisse sahibi olduğu “Hisse

Sahibi Olunan Şirketlerin Stratejik Seviyede Gözetimi

ve Yönlendirilmesi” fonksiyonu ile Türk Savunma

Sanayinin gelişimine katkıda bulunmaktadır.

Bu çerçevede beş yıllık dönem için hazırlanan

TSKGV Stratejik Planı esas alınarak;

n Vakıf Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulunun

ilkeleri ve politikaları doğrultusunda, VBO’ya yönelik

stratejik seviyede etkin gözetim ve yönlendirme

fonksiyonu gerçekleştirilmekte,

The 14th International Defence Industry Fair IDEF

2019; Under the auspices of the Presidency of

the Republic of Turkey, hosted by the Ministry of

National Defense, under the management and

responsibility of the General Directorate of TSKGV,

TUYAP All Fairs Production Inc. It was organized

between 30 April and 03 May 2019 at TUYAP Fair

and Convention Center.

588 delegation members from 151 delegations

from 71 countries and 3 international organizations

and 481 domestic, 580 foreign and 1,061 company

/ company representatives from 53 countries

participated in the IDEF 2019 Fair. At IDEF 2019 Fair,

special discounts were applied to SMEs and more

than 250 SMEs took part in the Fair at a discount

of 60%, thus providing significant support to the

domestic defense industry by TSKGV.

In the IDEF 2019 Fair, 29 offices were opened

by Turkish procurement authorities and 2,700

meetings/stand visits were realized between

the interview Office authorities, delegations and

participating companies. In addition, during the Fair,

100 signature ceremonies, 9 meetings, 4 panels

and 8 presentations on different current topics were

organized. IDEF 2019 was followed by 394 press

members from 26 countries. The Fair was visited by

a total of 76,010 people from 96 countries.

The “IDEF International Defense Industry Fair”,

which has become a world trademark of Turkey,

has been registered by the Turkish Patent and

Trademark authority on behalf of TSKGV. In this

context, TSKGV continues to work for the 15th

International Defense Industry Fair of IDEF 2021 in

order to increase and sustain this success.

18 19

MAKALE

ARTICLE


n Vakıf Bağlı Ortaklıkları arasında yatırım ve

faaliyet tekrarları olmadan projelerin etkin ve verimli

yürütülmesi takip edilmekte,

n Vakfın hisse sahibi olduğu şirketler arasında her

alanda işbirliği ve koordinasyon sağlanmaktadır.

TSKGV tarafından, kuruluşundan bugüne kadar

ulusal savunma sanayi alanında yapılan yatırımlarla

6’sı Bağlı Ortaklık, 8’i İştirak, 38’i Dolaylı Bağlı

Ortaklık, 2’si Dolaylı Bağlı Ortaklığımızın Şubesi

olmak üzere, toplam 54 şirkette doğrudan yada

dolaylı hisse sahibi konumuna ulaşılmıştır.

Bugün itibariyle Türk Savunma Sanayinde, TSKGV

Bağlı Ortaklıklarından;

ASELSAN; elektronik, haberleşme, savunma,

güvenlik ve silah sistemleri,

TUSAŞ; Havacılık, sabit ve döner kanatlı hava

araçları ve uydu sistemleri,

ROKETSAN; roket-füze sistemleri,

HAVELSAN; komuta kontrol,

simülasyon,

On the other hand, the Foundation contributes to the

development of the Turkish Defense Industry through

the function of “strategic oversight and guidance of

the companies in which the shares are owned”.

In this context, the TSKGV Strategic Plan prepared

for the five-year period is based on;

n In line with the principles and policies of the

board of trustees and the Board of Directors of

the foundation, effective oversight and guidance

function for the vbo is carried out at a strategic

level.,

n The effective and efficient execution of projects is

followed between the subsidiaries of the foundation

without any repetition of investments and activities.,

n Cooperation and coordination are provided

between the companies in which the foundation

owns shares in all fields.

With the investments made by TSKGV in

the field of national defense

siber güvenlik ve yönetim bilgi sistemleri,

İŞBİR; jeneratör ve alternatör sistemleri,

ASPİLSAN ise; pil ve batarya bloğu ile enerji

depolama sistemleri olmak üzere tüm Bağlı

Ortaklıklarımız kendi alanlarında özgün, yerli ve milli

ürünlerin tasarlanması, geliştirilmesi ve entegre

edilmesinde öncü konuma ulaşmışlardır.

(Vakıf, Mercedes Benz Türk ile Mercedes Benz

Otomotiv’de %5 payla hissedardır. Bundan dolayı

İştiraklerinin sayısı 8‘dir.)

Savunma ve Havacılık Sanayi İmalatçılar Derneği

(SaSaD) verilerine göre, 2018 yılı itibarıyla,

Türk Savunma Sanayi’nin; toplam cirosunun

%40’ı, toplam İhracatının %38’i, toplam Ar-

Ge Harcamalarının %62’si VBO tarafından

gerçekleştirilmiştir. 2018 yılsonu itibariyle Ülke

Savunma Sanayinde istihdam edilen 67.239

personelin %27’si ise VBO tarafından istihdam

edilmektedir.

Vakıf Bağlı Ortaklıları; platform entegrasyonu ve

yurtdışı firmalarla ortak üretim faaliyetlerinden,

bugün itibariyle kendi kritik sistem ve alt

sistemlerinin özgün tasarımını ve üretimini

gerçekleştirebildikleri bir seviyeye ulaşmışlardır.

Kritik sistemlerin milli olarak tedarik edilmesine

yönelik Ar-Ge ve yenilikçilik faaliyetlerine önem

verilmesinin, ülkemizin geleceğinin güvence altına

industry since its establishment, it has reached

the position of direct or indirect share holder in 54

companies, 6 of which are subsidiaries, 8 of which are

subsidiaries, 38 of which are indirect subsidiaries, and 2

of which are branches of our indirect subsidiaries.

As of today, in the Turkish Defense Industry, TSKGV is

one of its subsidiaries.;

ASELSAN; Electronics, Communication, defense,

security and weapons systems,

TUSAŞ; aviation, fixed and rotary wing aircraft and

satellite systems,

ROKETSAN; rocket-missile systems,

HAVELSAN; command and control, simulation, cyber

security and Management Information Systems,

IŞBIR; generator and alternator systems,

ASPILSAN has become a pioneer in designing,

developing and integrating unique, domestic and national

products in their respective fields, including batteries and

battery blocks and energy storage systems.

(The foundation is a 5% shareholder in Mercedes

Benz Türk and Mercedes Benz Otomotiv. Therefore,

the number of subsidiaries is 8.)

As of 2018, 40% of Turkish Defense Industry’s total

turnover, 38% of its total exports and 62% of its total R

& D expenditures were realized by VBO, according to

the defense and aerospace manufacturers association

(SaSaD) data. As of the end of 2018, 27% of the 67,239

20 21

MAKALE

ARTICLE

EL BİRLİĞİ İLE GÜÇ BİRLİĞİNE


alınmasında önemli bir kuvvet çarpanı olduğu

değerlendirilmektedir.

VBO, Dünya savunma sanayindeki konumlarını da

her geçen gün biraz daha ileri götürmektedirler.

Dünyadaki en büyük 100 savunma sanayi şirketini

satış rakamlarına göre sıralayan ve bu alanda en

prestijli yayın organlarından biri olarak kabul edilen

Defense News’in 2018 yılı sıralamasında ASELSAN

52’nci, TUSAŞ 69’ncu sırada yer alma başarısını

göstermiş, ROKETSAN ise 89’uncu sırada yer

almıştır. Bununla birlikte Vakıf Dolaylı İştiraklerinden

olan STM listede 85’nci sıradadır. Türk savunma

sanayisindeki bu lokomotif f irmalar ın Dünya’daki

en büyük savunma şirketleri arasında yer alması ve

sürekli üst basamaklara çıkması gurur vericidir.

VBO’nun Türk sanayindeki konumunun da önemli

bir gösterge olduğu kıymetlendirilmektedir. İstanbul

Sanayi Odası’nın (ISO) her yıl Türkiye’deki en büyük

şirketleri üretimden satış verilerine göre sıraladığı

İSO 500 sıralamasındaki yerleri incelendiğinde, bir

önceki yıl;

n 20 ’nci sırada yer alan ASELSAN, 2018 yılında 15

’inci sıraya,

n 28’inci sırada yer alan TUSAŞ, 2018 yılında 22 ‘nci

sıraya yükselmiştir.

n 273 ’üncü sırada yer alan HAVELSAN ise 2018 yılı

sıralamasında 153 ’üncü sıraya yükselmiştir.

n 75 ’inci sırada yer alan ROKETSAN, 2018 yılında

85 ‘inci sırada yer almıştır.

Sonuç olarak Büyük Türk Milletinin teveccühü ile

Vakfımızın kuruluşundan bu güne kadar yarattığı

değerin ulusal savunma sanayine katkısının daha

da artırılması ve Aziz Milletimizin bağışladığı

tek kuruşun dahi en iyi şekilde değerlendirilmesi

için çalışmalara devam edilmektedir. TSKGV,

bağışçılarıyla olan gönül köprüsünü güçlendirerek

Vakfın nakit mevcuduyla beraber gayrimenkul

sayısını da artırmaktadır. Böylelikle sahip olunan

taşınmazların etkin bir şekilde yönetilmesi

sayesinde elde edilen gelirleri büyütmeye,

dolayısıyla TSK’nın projelerine aktarılacak fonu

artırmaya yönelik gayretlerine devam etmektedir.

TSKGV, önümüzdeki yıllarda da Vakfın etkin

yönetimini, eş zamanlı olarak VBO’nun etkin

gözetim ve yönlendirmesini icra ederek; Türk

Silahlı Kuvvetleri’ni güçlendirme amacını yerine

getirmeye devam edecektir. TSKGV olarak bizlere,

SAVTÜRK Derginizin bu sayısında yer ayırdığınız için

teşekkürlerimizi sunarız.

personnel employed in the country’s defence industry

are employed by the VBO.

The foundation’s subsidiaries have reached a level

where they can design and manufacture their own

critical systems and subsystems from platform

integration and co-production activities with overseas

companies. It is considered that the importance

of R & D and innovation activities for the national

procurement of critical systems is an important factor

in securing the future of our country.

VBO is taking its position in the world defense industry

a little further every day. Defense News, which ranks

the 100 largest defense industry companies in the

world by sales figures and is considered one of

the most prestigious publications in this field, has

achieved its ranking of 52nd Aselsan, 69th as TUSAŞ,

and 89th as ROKETSAN. However, STM, which is an

indirect subsidiary of the Foundation, is ranked 85th on

the list. It is proud that these locomotive companies

in the Turkish defense industry are among the largest

defense companies in the world and have consistently

risen to the top levels.

The position of vbo in Turkish industry is also valued

as an important indicator. Istanbul Chamber of

Industry (ISO) each year, the largest companies in

Turkey according to the data from production to

sales according to the ISO 500 ranking of their places

examined, the previous year;

* 20th place ASELSAN, 15th place in 2018,

* Ranked 28th, TUSAŞ rose to 22th place in 2018.

* HAVELSAN, who is ranked 273th, was ranked 153th

in the 2018 rankings.

* Ranked 75th, ROKETSAN was ranked 85th in 2018.

As a result, efforts are underway to further increase

the contribution of the Great Turkish nation to the

national defense industry and to make the best use of

even the single penny donated by our beloved nation.

By strengthening its bridge of heart with its donors,

TSKGV increases the number of properties along with

the foundation’s cash availability. Thus, it continues

its efforts to increase the revenues generated by the

effective management of the real estates and thus to

increase the funds to be transferred to the projects of

the Turkish Armed Forces.

TSKGV will continue to fulfill its aim of strengthening

the Turkish Armed Forces by implementing the

effective management of the foundation and the

effective supervision and guidance of the vbo

simultaneously in the coming years. As TSKGV, we

would like to thank you for taking part in this issue of

SAVTURK magazine.

BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN VAKFI



Milletimizin ordumuzla olan gönül bağı

ve desteği gücümüze güç katıyor.

“

22 23




BAYKAR SAVUNMA VE UKRAYNA

ORTAK SILAH ŞIRKETI KURDU

BAYKAR DEFENSE AND UKRAINE

FOUNDED JOINT ARMS COMPANY

Türk savunma sanayi şirketi

Baykar Savunma ile Ukrayna

devlet silah ticaret şirketi

Ukrspetseskport arasında

yüksek hassasiyetli silah ve

hava-uzay teknolojileri alanında

ortak şirket kurulduğu bildirildi.

Turkish defense industry company

Baykar defense and Ukrainian

state arms trade company

Ukrspetseskport, a joint company in

the field of high precision weapons

and air-space technologies is

reported to have been established.

Ukrayna Ulusal Savunma ve Güvenlik

Komitesinden yapılan açıklamada, Baykar

Savunma ile Ukrayna devlet savunma şirketi

Ukroboronprom’a bağlı Ukrspetskport arasında

ortak girişim kurulduğu belirtildi.

Ortak şirketin, yüksek hassasiyetli silah ve

hava-uzay teknolojileri alanında faaliyetlerini

yürüteceğinin kaydedildiği açıklamada, “Ortak

girişimin asıl görevi, her iki ülkenin savunma

kapasitelerini bir araya getirerek, kendi orduları

için yeni modern silah örneklerini seri üretime

geçirmektir.” ifadesine yer verildi.

Şirketin yürüteceği ilk projelerden birinin, yeni

nesil İnsansız Hava Aracı (İHA) geliştirilmesine

yönelik olacağının belirtildiği açıklamada, “Bu

İHA, yüksek uçuş seviyelerinden ayrıntılı keşifler

yapabilecek, havada saatler geçirebilecek, kayda

değer bir hızlanmaya sahip olacak ve çok çeşitli

yüksek hassasiyetli silahlara saldırı yapacak.” bilgisi

paylaşıldı.Açıklamada, Türkiye ve Ukrayna’nın

savunma teknolojileri alanında güçlü bir deneyime

ve etkin bir iş birliğine sahip olduklarının altı çizildi.

Ukrayna’nın Türkiye’den satın aldığı Bayraktar

TB2 İHA’ları bir süre önce teslim edilmiş ve testleri

başarıyla gerçekleştirilmişti.

statement from the Ukrainian National Defense

A and Security Committee said a joint venture

had been established between Baykar defense and

Ukrspetskport, which is affiliated with the Ukrainian

State defense company Ukroboronprom.

“The main task of the joint venture is to bring

together the defence capabilities of both countries

and to mass-produce new examples of modern

weapons for their own armies.” said in a statement.

“This UAV will be able to make detailed discoveries

from high flight levels, spend hours in the air, have

considerable acceleration and will attack a wide

range of high precision weapons, “ he said in a

statement.”information shared.The statement

underlined that Turkey and Ukraine have strong

experience and effective cooperation in the field of

defense technologies.Bayraktar TB2 UAVs bought

by Ukraine from Turkey were delivered some time

ago and tests were carried out successfully.

24 25




PETLAS, SAVUNMA SANAYISININ

LASTIK IHTIYACINI YERLI

ÜRETIMLE KARŞILIYOR

PETLAS MEETS DEFENCE

INDUSTRY’S TYRE NEEDS

WITH DOMESTIC PRODUCTION

Türkiye’nin milli sermayeli

sanayi devi PETLAS,

savunma sanayisine

yönelik Ar-Ge ve üretim

yatırımları gerçekleştiriyor.

PETLAS, Turkey’s

National-owned industrial

giant, makes R & D and

production investments

for the defense industry.

AKO Grup Kamu İhale Satış Müdürü Ümit Berber,

“Ürettiğimiz lastiklerin hiçbirinde dışarıdan

alınmış lisans kullanılmıyor. Tüm ürünlerimizi,

kendi Ar-Ge ekibimizden aldığımız güç ve kendi

teknolojimizle geliştiriyoruz” dedi.

Akor group Public Procurement Sales Manager

Ümit Berber said: “none of the tyres we produce

use an outside licence. We develop all our products

with the power we get from our own R & D team and

our own technology,” he said.

yerli Ar-Ge, yerli iş gücü ile üretiyor.

Şirket ayrıca, Kirpi, Kirpi 2, Ural, STA, Amazon,

Seyit, BMC TTAR Tank Taşıyıcı, PARS 6X6, Pusat,

Hızır, Kıraç, Cobra model zırhlı araçlar için özel

lastikleri de geliştirip üretiyor. Mermi isabet alsa

da yola devam edebilen (Run-flat) sistemleriyle

uyumlu çalışabilen lastikleriyle vatan savunması ve

güvenliğinin gerektirdiği en zorlu koşullarda güvenlik

güçlerimizin yanında yer alıyor.

PETLAS aynı zamanda, Özgün Helikopter Projesi

ve ilk milli eğitim uçağımız HÜRKUŞ-B ve milli

İHA’mız TB-2 için milli lastik geliştirilmesi ve

üretilmesi yolunda da sorumluluk alıyor. Şirket,

milli üretimi gerçekleştirilecek yeni muharip uçak

MMU Projesine de lastik geliştirme çalışmaları

gerçekleştiriyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen AKO Grup

Kamu İhale Satış Müdürü Ümit Berber, dışa

bağımlılığı azaltma azminin, Ar-Ge çalışmalarına da

yansıdığını belirterek, “Lastik endüstrisinin doğası

gereği, ülkemizde var olmayan doğal kaynaklardan

oluşan bazı ham maddeler için yurt dışından

alım yapıyoruz. Ancak, endüstrimizde asıl önemli

unsur teknolojidir. Ürettiğimiz lastiklerin hiçbirinde

dışarıdan alınmış lisans kullanılmıyor. Tüm

ürünlerimizi, kendi Ar-Ge ekibimizden aldığımız güç

ve kendi teknolojimizle geliştiriyoruz. Yerli sermaye,

yerli mühendislik, yerli üretim gücüyle, ülkemizin

lastiklerini, ülkemiz için, ülkemizde üretiyoruz.”

değerlendirmelerinde bulundu.

AKO GRUP KAMU İHALE SATIŞ

MÜDÜRÜ ÜMIT BERBER

AKOR GROUP PUBLIC PROCUREMENT

SALES MANAGER UMIT BERBER

tire sector, produces National tires for defense

industry needs with its domestic capital, domestic R

& D, and domestic labor force.

The company also develops and manufactures

special tires for Porcupine, Porcupine 2, Ural, STA,

Amazon, Seyit, BMC Ttar Tank carrier, PARS 6x6,

Pusat, Hızır, Kıraç, Cobra model armored vehicles.

Even if the bullet hits the road (Run-flat) system can

work in compliance with the tires of the homeland

defense and security required in the toughest

conditions next to our security forces.

PETLAS is also responsible for the development and

production of national tires for the original Helicopter

project and our first national training aircraft,

HÜRKUŞ-B, and our national UAV TB-2. The company

is also developing tires for the new National combat

aircraft MMU project.

Ako group Public Tender Sales Manager Ümit Berber,

stated that the determination to reduce dependence

on foreign investments reflected in R & D studies,

“due to the nature of the rubber industry, we are

purchasing from abroad for some raw materials

that are composed of natural resources that do not

exist in our country. However, the key element in our

industry is technology. None of the tires we make use

of an outside license. We develop all our products

with the power and technology we get from our own

R & D team. We produce our country’s tires for our

country, with domestic capital, domestic engineering,

and domestic production power.”in their assessment.

Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde kayıtlı olup

halen Uçan F16 uçakların modernizasyonu sonrası,

yeni nesil F16 ana lastiklerinin geliştirilip üretilmesi

yönünde çalışmalar yapıyor. Bu lastiklerin tüm

hava üslerinde testlerinin tamamlanması ile milli

ürün olarak yeniden tedarike kazandırılması projesi

kapsamında, ürün testleri başarıyla devam ediyor.

Şirketin ürün portföyü içerisinde, askeri birliklerin

ve güvenlik güçlerinin envanterinde yer alan hava

ve kara taşıtlarının ihtiyaçlarına özel vasıflı lastikler,

önemli bir yer tutuyor. Türkiye lastik sektörünün

Ar-Ge yapan yüzde 100 yerli sermayeli tek şirketi

konumunda bulunan PETLAS, savunma sanayi

ihtiyaçlarına yönelik milli lastikleri, yerli sermaye,

It is registered in the inventory of the Turkish

Armed Forces and is currently working towards the

development and production of the new generation

F16 main tires after the modernization of the Flying

F16 aircraft. Within the scope of the project to resupply

these tires as national products with the

completion of tests at all air bases, product testing

continues successfully.

Within the company’s product portfolio, qualified

tires, which are specific to the needs of air and

road vehicles, which are included in the inventory of

military units and security forces, are an important

place. PETLAS, which is the only company with 100

percent domestic capital engaged in R & D in Turkey’s

26 27

SÖYLEŞİ

INTERVIEW


SAHA İSTANBUL Genel Sekreteri

SAHA ISTANBUL Secretary General:

İLHAMİ KELEŞ

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SANAYİ

KÜMELENMESİ SAHA İSTANBUL

TURKEY’S LARGEST INDUSTRIAL

CLUSTER SAHA ISTANBUL

Milli teknolojiye destek vermek,

özel sektörün üretim potansiyelini

savunma sanayi ile buluşturmak

hedefiyle, başlangıçta 27 kurucu

üye tarafından 17 Mart 2015

tarihinde kurulan SAHA İstanbul

Savunma, Havacılık ve Uzay

Kümelenmesi Derneği bugün

404 üye ile Türkiye’nin en büyük

sanayi kümelenmesi ve Avrupa

Havacılık Birliği’ne üye, Avrupa’nın

2 ‘nci büyük kümesidir.

Saha Istanbul Defense, Aerospace

Clustering Association, which was

originally established on March

17, 2015 by 27 founding members

with the aim of supporting national

technology and bringing the

production potential of the private

sector to the defense industry, is now

with 404 members. Turkey’s largest

industrial cluster and member of the

European Aviation Union is the 2nd

largest cluster in Europe.

SAHA İstanbul’un Türkiye’nin tüm bölgelerinden

bugün yüzlerce üyesi bulunuyor. Üyeleri arasında

ilk insansız hava aracını (İHA) üreten Baykar, türbin

motor çalışan Kale Grubu, uluslararası havayolu

şirketlerine ait yüzlerce uçağın bakımını yapan THY

Teknik, ASELSAN, TAI, ROKETSAN, HAVELSAN

gibi vakıf şirketlerinin de bulunduğu SAHA İstanbul

Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi

Derneği’nin kuruluş sürecini ,hedeflerini ve

projelerini SAHA İstanbul Genel Sekreteri Sayın

İlhami Keleş’ den dinledik.

SAVTÜRK: İlhami Bey ,Türkiye’nin en büyük sanayi

kümelenmesi SAHA İstanbul’un kuruluş sürecini

anlatır mısınız?

İlhami KELEŞ: 21 Ocak 2010 tarihinde

gerçekleştirilen TÜSİAD’ ın 40. Genel Kurulu’

nda, o dönemde Başbakan olan bugünkü

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın,

“Yerli otomobil yapacak bir babayiğit arıyorum”

diye seslenişi üzerine İTO Sanayi İhtisas Komitesi

tarafından, “Bu konuda neler yapabiliriz?” diyerek

bir çalışma başlatıldı. Bu konuya yönelik uzun

süredir yapılan çalışmalar sonucunda, Otomotiv

Sektörünün Türkiye’nin geleceğine, “yüksek katma

değerli üretim” anlamında bir şeyler katmasının yanı

sıra bunu gerçekleştirecek asıl sektörün ise “Uçak

Üretimi” olduğu sonucuna varıldı.

Bu noktadan hareketle, 2011 yılı sonunda İTO

Sanayi İhtisas Komitesi’nde “Yerli Sivil Uçak Üretimi”

konusunda 1,5 yıl kadar süren ve sektörün önde

gelen 150 insanının katıldığı bir çalışma başlatılarak,

20’nin üzerinde toplantı ve çalıştay gerçekleştirildi.

Nihayet, 2013 yılının Ocak ayında “Türkiye’de

Sivil Yerli Uçak Üretiminin Stratejik Analizi ve Yol

Haritası” raporu tamamlanarak İTO Oda Yönetim

Kurulu’na teslim edildi. Çalışma süresince, sektörde

faaliyet gösteren birçok yetkin firma ve uzman ile

tanışma ve görüş alışverişinde bulunma imkânı

oldu. Süreç sonunda, ülkemizin her türlü üretimi

yapacak alt yapı ve insan kaynağının var olduğu, yan

sanayimizin de buna hazır olduğu, elimizde gerekli

her türlü teknolojinin de mevcut bulunduğu; aslında

problemimizin birbirimizi tanımamak ve ortak

çalışma kültürüne sahip olmamak olduğu görüldü.

Bu düşüncelere, THY’nın yükselen şirket profili

THY Teknik HABOM gibi 300’ün üzerinde hava yolu

şirketine bakım hizmeti veren firmalarımızın parça

ihtiyaçları için ithalata ciddi kaynaklar harcanıyor

olması da eklenince daha da motive edici oldu.

Dönemin Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr.

Sayın İsmail DEMİR’in Deniz Kuvvetleri Komutanlığı

SAHA Istanbul today has hundreds of members

from all parts of Turkey. SAHA Istanbul defense,

aviation and space clustering Association, whose

members include Baykar, Kale Group, which

produces the first unmanned aerial vehicle (UAV),

Turkish Technic, ASELSAN, TAI ,ROKETSAN and

HAVELSAN, which maintain hundreds of aircraft

belonging to international airlines, has heard from

SAHA Istanbul Secretary General Ilhami Keles

about the establishment process, objectives and

projects of SAHA Istanbul defense, aviation and

space clustering Association.

SAVTURK: Mr. Ilhami, can you describe the

process of establishing the largest industrial

cluster in Turkey, SAHA Istanbul?

Ilhami KELES: The 40th TUSIAD was held on

January 21, 2010. “What can we do about this?”

the ITO Industrial Committee said in its General

Assembly, following the call of our current

President, Recep Tayyip Erdogan, who was prime

minister at the time, for “I am looking for a father to

build a domestic car.” a study has been launched.

A long effort to address the issue concluded that

the Automotive Industry has added something

to Turkey’s future, in the sense of “high-value

production”, as well as “Production of Aircraft”, the

industry that will carry it out.

From that point on, over 20 meetings and

workshops were held at the end of 2011, launching

a study of up to 1.5 years of “Output of Domestic

Civilian Aircraft” in the ITO Industry Committee,

drawing about 150 leading people. Finally, in

January 2013, the report “Strategic Analysis and

Roadmap for the Production of Civil Native Aircraft

in Turkey” was completed and handed over to the

ITO Chamber of Directors. During the work, it was

possible to meet and exchange views with many of

the competent firms and experts operating in the

industry. The process is that, after all, our country

has all kinds of infrastructure and human resources

to manufacture, and our own industry is ready for

this, and we have all kinds of technologies. it turns

out that our problem is not getting to know each

other and not having a culture of cooperation.

These ideas were even more motivating when

THY’s rising corporate profile, such as THY

Technical HABOM, is added to the fact that our

carriers are servicing over 300 air carriers, and that

their imports are being scarce for their parts needs.

Prof. Dr. Mr. Ismail Demir’s naval forces Istanbul

and Istanbul and the hinterland of the project to

28 29

SÖYLEŞİ

INTERVIEW


projelerinin İstanbul ve hinterlandında yürütülüyor

olmasına ve İstanbul’un metal, kimya ve kompozit

teknolojisindeki üstünlüğüne dikkat çekerek faaliyet

alanına “Savunma” nın da eklenmesini telkin etmesi

üzerine; Sakarya’dan başlayıp, Yalova’yı da içine

alacak şekilde Edirne’ye kadar Kuzey Marmara

hinterlandında faaliyet göstermek, ortak bir sinerji

oluşturarak sahip olduğumuz bu büyük potansiyeli

harekete geçirmek üzere; SSM, İTO, İSO, TİM ve

Teknopark İstanbul yönetiminin büyük desteği ile 27

kurucu üye tarafından, 17 Mart 2015 tarihinde SAHA

İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi

Derneği kuruldu.

Bugün SAHA İstanbul’un Türkiye’nin tüm

bölgelerinden yüzlerce üyesi bulunuyor. Ancak

kuruluşunun temelini oluşturan Kuzey Marmara

Bölgesi’nin potansiyelin baktığımızda SAHA

İstanbul’un kuruluş amacı daha net ortaya

çıkıyor. Kuzey Marmara Bölgesi; 100.000.000.

m2’si İstanbul sınırlarında olmak üzere toplam

150.000.000 m2 Sanayi Alanı, 51 Sanayi Bölgesi

ve Türkiye’de mevcut toplam 72 tersaneden

SAHA bölgesine giren 55 adet tersane ile Türkiye

ekonomisinin ve vergi gelirlerinin %50’sinden

fazlasını üretiyor.

SAHA İstanbul bölgesinde üretici firmalar yüzü

dışa dönük, ihracat yapan, dünyanın her yerinde

diğer ülkelerin firmaları ile yarışan firmalar... Gerek

teknolojik alt yapıları gerek bilgi birikimleri, gerek ise

cesaretleri şunu göstermektedir ki: İrade, kaynak

ve pazar ortaya konulduğu takdirde firmalarımızın

yapamayacağı hiçbir şey yok… Ancak SAHA

İstanbul ilk kurulduğunda bu firmalar teknolojik

ve altyapı birikimlerini savunma ve havacılık

sektörlerinde değerlendirmek konusundan oldukça

uzak duruyorlardı. Bu sektörler hakkında bilgi

sahibi olmayan ve savunma sanayiini merkezi

konumundaki Ankara’yı mesafeli bulan firmalar

savunma, havacılık ve uzay endüstrisine yönelik

üretim yapmaya sıcak bakmıyorlardı.

Bizim kuruluş amacımız; bu gri alanları ortadan

kaldırarak firmaları bilgilendirmek, motive

etmek ve bürokratik güçlükleri yenmelerine

katkı sağlamak suretiyle firmalarımızı savunma

havacılık ve uzayın ihtiyaç duyduğu yüksek teknoloji

gerektiren ürünleri ve sistemleri üretebilecek hale

getirmek. Kritik teknolojilerde dışa bağımlılığın

ortadan kaldırılması maksadıyla Türk sanayi

üretiminin %50’sini üreten bu coğrafyanın, daha

etkin görevler üstlenmesi sağlamaktı. Bölgedeki

mevcut potansiyeli kullanarak yüksek teknolojik

ürün geliştirmek ve üretmek için bölge firmaları

be carried out in metal, chemical and composite

technologies in the area of the rule in the activity by

drawing attention to “defense”, suggesting that to be

added to; from Sakarya, Yalova, Edirne Marmara to

operate up north in the hinterland in a way that will,

by creating a common synergy that we have this

great potential to mobilize; SAHA Istanbul Defense,

Aerospace clustering Association was founded on

March 17, 2015 by 27 founding members with great

support from SSM, ito, ISO, TIM and Teknopark

Istanbul management.

Today, SAHA Istanbul has hundreds of members

from all parts of Turkey. However, when we look

at the potential of the Northern Marmara region,

which is the basis of its establishment, the purpose

of the establishment of SAHA Istanbul becomes

clearer. North Marmara Region; 100,000,000. it

produces more than 50% of the Turkish economy

and tax revenues with a total of 150.000.000 m2 of

Industrial Area, 51 Industrial Area and 55 shipyards

entering the field zone from 72 shipyards existing in

Turkey, with M2 being in the borders of Istanbul.

Field manufacturers in the Istanbul region face

outward looking, exporting, competing with

companies of other countries all over the world...

Both their technological infrastructure, their

knowledge and their courage show that there is

nothing our companies cannot do if the Will, the

resources and Sunday are put forward. However,

when SAHA Istanbul was first established,

these companies were far from evaluating their

technological and infrastructure savings in the

defense and aerospace sectors. The companies

that did not know about these sectors and found

Ankara, which is the central location of the defense

industry, were not interested in producing for the

defense, aerospace industry.

Our aim is to make our companies able to

produce high-tech products and systems that

defense aerospace needs by eliminating these

gray areas, informing, motivating and contributing

to overcoming bureaucratic difficulties. This

geography, which produces 50% of Turkish

industrial production in order to eliminate external

dependence on critical technologies, was to enable

it to take on more effective tasks. We set out by

aiming to create synergies by creating cooperation

between regional companies to develop and

produce high-tech products using the existing

potential in the region. As a result of this, increasing

the domestic contribution rate in national defense

industry projects and aviation, and reaching 100%

arasında işbirliği oluşturarak sinerji yaratmayı

hedefleyerek yola çıktık. Bunun sonucu olarak milli

savunma sanayi projelerinde ve havacılıkta, yerli

katkı oranını artırmak, bazı kritik projelerde %100

yerlilik düzeyine ulaşmak da SAHA İstanbul olarak

öncelikli hedeflerimiz hatta ülkemizin bağımsızlığını

düşündüğümüzde mecburiyetlerimiz arasında yer

alıyordu.

“Özellikli alanlar ya da yüksek teknoloji gerektiren

ürünler geliştirmek suretiyle dünya markaları

ortaya çıkarmak, bu yolla küresel rekabet

avantajı oluşturmak, kamu, özel ve uluslararası

ihalelerde güç birliği yapmayı başarmak da SAHA

İstanbul’un temel fonksiyonları arasında ye

alıyor. Bugün geldiğimiz noktada hedeflerimizin

büyük bölümünü hayata geçirdik. En önemlisi

ana yüklenici ve tedarikçi firmaların bakış açısını

değiştirmiş durumdayız.”

Üyeleri arasında ilk insansız hava aracını (İHA)

üreten Baykar, türbin motor çalışan Kale Grubu,

uluslararası havayolu şirketlerine ait yüzlerce

uçağın bakımını yapan THY Teknik, ASELSAN,

TAI, ROKETSAN, HAVELSAN gibi vakıf şirketlerinin

bulunduğu SAHA İstanbul bugün 404 üye ile

Türkiye’nin en büyük sanayi kümelenmesi, Avrupa

Havacılık Birliği’ ne üye 2’nci büyük kümelenmesidir.

SAVTÜRK: Üye firmaların ,SAHA İSTANBUL’ a

katılım süreci nasıl gerçekleşiyor? Firmalarda

aranan şartlar nelerdir? Aranan mevcut

potansiyeller mevcut değilse nasıl ilerliyorsunuz?

“SAHA İstanbul ’un odağı doğrudan projeler,

local level in some critical projects were also among

our primary goals as SAHA Istanbul, and even our

obligations when considering the independence of

our country.

“The main functions of SAHA Istanbul are to create

world brands by developing products that require

high technology or special areas, to create a global

competitive advantage in this way, and to succeed

in joining forces in public, private and international

tenders. At the point where we arrived today, we

have achieved most of our goals. Most importantly,

we have changed the perspective of the main

contractors and suppliers.”

SAHA Istanbul is the largest industrial cluster in

Turkey with 404 members and the 2nd largest

cluster of members in the European Aviation

Association.

SAVTURK: How does the accession process of

the member companies to SAHA ISTANBUL take

place? What are the requirements for companies?

How do you move forward if the current potentials

sought are not available?

“The focus of SAHA Istanbul is direct projects

,the actual structure of direct industry, creating

Sunday on the one hand, creating projects on

the other hand, and uniting companies around

projects and managing the process.”

Ilhami KELES: We are mainly in the Northern

Marmara region. Companies in this region generally

work and compete with the outward-looking

30 31

SÖYLEŞİ

INTERVIEW


doğrudan sanayinin fiili yapısı, bir taraftan pazar

yaratırken diğer taraftan proje yaratmak ve

projelerin etrafında firmaları birleştirip süreci

yönetiyor olmak”

İlhami KELEŞ: Ağırlıklı olarak Kuzey Marmara

bölgesindeyiz. Bu bölgedeki firmalar genelde

yönü dışa dönük dünya ile çalışan ve yarışan

firmalardır. Biz bu firmaları savunma sanayi

sektörüne katmaya çalışıyoruz. Sivil alanda

hizmet verdikleri için kriter koyma gibi lüksümüz

bulunmuyor. Üye alırken baktığımız kriterlerden

biri firmanın savunma sanayi sektöründe çalışıyor

mu yada savunma sanayide veya sivil havacılıkta

çalışma potansiyeli var mı ona bakıyoruz. Temel

fonksiyonumuz bir ürün Türkiye ’de üretilmiyorsa bu

firmaların yeteneklerini toparlayarak , yeteneklerini

yöneterek o ürünü üretebilir hale getirmektir.

Firmaların kalifikasyon düzeylerini yukarı çekmeye

dönük çalışmalar yapıyoruz. Eğitime yönelik

çalışmalarımızla bütün üyelerimize hitap eder

duruma getirmeye çalışıyoruz. SAHA İstanbul ’un

odağı doğrudan projeler ,doğrudan sanayinin fiili

yapısı, bir taraftan pazar yaratırken diğer taraftan

proje yaratmak ve projelerin etrafında firmaları

birleştirip süreci yönetiyor olmaktır.

SAVTÜRK: İlhami Bey ,sektörün en çok konuşulan

konularından biri nitelikli iş gücü...Bu konuda

üniversite ve akademisyenlerle nasıl bir iş modeli

gerçekleştiriyorsunuz?

“İçinde üniversite olan tek kümeyiz”

İlhami KELEŞ: İçinde üniversite olan tek kümeyiz.

world. We are trying to add these companies to

the defense industry sector. We don’t have the

luxury of setting criteria because they serve in the

civilian area. One of the criteria we look at when

recruiting members is whether the company works

in the defense industry sector or whether it has

the potential to work in the defense industry or civil

aviation. If a product is not produced in Turkey ,

our basic function is to gather the capabilities of

these companies and manage their capabilities

to produce that product. We are working towards

increasing the qualification levels of the companies.

We try to address all our members with our efforts

towards education. The focus of SAHA Istanbul

is direct projects, the actual structure of direct

industry, creating Sunday on the one hand, creating

projects on the other hand, and uniting companies

around projects and managing the process.

SAVTURK: Mr.Ilhami, one of the most talked

about issues in the sector is qualified labor

force...What kind of business model do you have

with universities and academics on this issue?

“We are the only cluster with

a university in it”

Ilhami KELEŞ: We are the only cluster with a

university in it. We have 11 universities. We have

a protocol with 6 of these universities. Together

with this protocol, we make projects, master’s and

doctoral programs in line with the needs of the

industry, and ensure that laboratories are used by

the industry. We make it possible for academics to

transfer their knowledge to the sector by taking part

11 üniversitemiz bulunuyor. Bu üniversitelerin 6 ‘sı

ile ayrıca protokolümüz bulunuyor. Bu protokolle

de birlikte proje yapmayı, sanayi ihtiyaçları

doğrultusunda master, doktora programları açmayı,

laboratuvarların sanayi tarafından kullanılmasını

sağlıyoruz. Akademisyenlerin sanayi içinde yer

alarak bilgi birikimlerini sektöre aktarmalarını

gerçekleştiriyoruz.

SAVTÜRK: SAHA İstanbul bünyesinde devam

eden projeleri özetleyebilir misiniz?

“SAHA İstanbul üretim yeteneklerine

göre bir araya getirdiği firmalarla kurduğu

konsorsiyumlarla Türkiye’de üretilemeyen

alt sistemleri üretilebilir hale getiriyor. SAHA

İstanbul tarafından geliştirilen projelerin

6’sı TÜBİTAK SAYEM (Sanayi Yenilik Ağ

Mekanizması) Programı 1. Faz çağrısına kabul

edildi. SAHA İstanbul bünyesinde devam eden

daha 10 ’larca proje bulunuyor...”

İlhami KELEŞ: Milli teknoloji destek vermek, özel

sektörün üretim potansiyelini savunma sanayi ile

buluşturmak hedefiyle kurulan SAHA İstanbul,

firmaları yeteneklerine, üretim kabiliyetlerine

göre tekil olarak sisteme dâhil etmenin yanı sıra

Türkiye’de üretilemeyen alt sistemleri üretmek

üzere ayrıca konsorsiyumlar kuruyor. 5-6 firmanın

bir araya geldiği üretim grupları ile tek bir firmanın

üstesinden gelemeyeceği pek çok stratejik ürünü

birlikte üretebilir hale geliyor. SAHA İstanbul

öncülüğünde oluşturulan pek çok konsorsiyum var.

Bir kısmı çalışmalarına devam ederken; bir kısmı

ise çalışmalarını tamamladı. Tamamlanan projeler,

in the industry.

SAVTURK: Can you summarize the ongoing

projects within SAHA Istanbul?

“SAHA Istanbul makes the subsystems that

cannot be produced in Turkey productible by the

consortia it has established with the companies

it has assembled according to its production

capabilities. 6 of the projects developed by SAHA

Istanbul are TÜBITAK SAYEM (Industry Innovation

Network Mechanism) programme 1. Phase

call accepted. There are more than 10 ongoing

projects within SAHA Istanbul...”

Ilhami KELES: SAHA Istanbul, founded with the

goal of providing national technology support and

bringing together the production potential of the

private sector with the defense industry, is also

establishing consortia to produce subsystems that

cannot be produced in Turkey as well as to include

companies in the system individually according to

their capabilities and production capabilities. With

the production groups of 5-6 companies coming

together, it becomes possible to produce together

many strategic products that a single firm cannot

overcome. There are many consortia formed under

the leadership of SAHA Istanbul. While some of

them continue their studies; some completed their

studies. Completed projects, TÜBITAK SAYEM

(Industry Innovation Network Mechanism) program

1. The Phase call was also accepted. 6 of these

were announced at the IDEF 2019 Fair and the

signing ceremony was held. The next step is to

export these systems...

32 33

SÖYLEŞİ

INTERVIEW


TÜBİTAK SAYEM (Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması)

Programı 1. Faz çağrısına da kabul edildi.

Bunlardan 6 tanesi İDEF 2019 Fuarı’nda açıklandı

ve imza törenini gerçekleştirildi. Bir sonraki

aşamada hedef ise bu sistemleri ihraç edebilir hale

getirmek...

İDEF’te imza töreni gerçekleştirilen

projeler;

n LAZER SİLAH SİSTEMLERİNİN

GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ,

SAHA İstanbul koordinasyonunda, kümelenme

üyeleri ASELSAN, ROKETSAN, ERMAKSAN, SAVER,

TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler

Araştırma Merkezi (BİLGEM) ve Gebze Teknik

Üniversitesi ile oluşturulan konsorsiyum, Lazer

Hava Savunma Sistemleri başlıklı proje geliştirdi.

Projenin TÜBİTAK Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması

(SAYEM) tarafından desteklenmesi kararlaştırıldı.

n HÜRKUŞ UÇAĞI İÇİN İKLİMLENDİRME ALT

SİSTEM TEDARİK PROJESİ,

SAHA İstanbul standında imzalanan “Uçar

Platformlarda Kullanılan İklimlendirme

Sistemleri” projesi SAHA İstanbul

koordinasyonunda TAI liderliğinde Gökser

Havacılık, Anova, Friterm, Gürmetal, CES firmaları

ile Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nin

bir araya gelerek oluşturduğu konsorsiyum

ile gerçekleştirilecek. TÜBİTAK SAYEM ile

desteklenmesine karar verilen projesinin ilk

kullanılacağı platform HÜRKUŞ olacak. Devam

eden süreçte HÜRJET, ATAK HELİKOPTERİ,

MMU gibi milli platformlarda kullanılacak ve ihraç

edilecek.

n HAVACILIK UYGULAMALARI İÇİN KATMANLI

METAL YAZICI TOZLARI PROJESİ(ATOM),

Havacılıkta yeni teknolojilerin hayata geçirilmesi için

kurgulanan “Havacılık Uygulamaları İçin Katmanlı

İmalata Uygun Nikel Metal Toz Geliştirilmesi

Projesi” SAHA İstanbul koordinasyonunda

Ermaksan, Aluteam, Mayıs Tasarım, Toyotesu

ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ile

oluşturulan konsorsiyumla gerçekleştirilecek.

Projenin konusu; havacılık sektöründe kullanılan

türbinli motorlardaki yüksek yükleme ile sıcaklık

koşullarında görev yapan nikel alaşım parçaların,

katmanlı imalat yöntemi ile üretilmesi için ihtiyaç

duyulan, nikel alaşım tozlar geliştirilmesi....

Projects held at idef signing ceremony;

n DEVELOPMENT OF LASER WEAPON SYSTEMS

PROJECT,

The consortium formed with cluster members

ASELSAN, ROKETSAN, ERMAKSAN, SAVER,

TÜBITAK information and Information Security

Advanced Technologies Research Center (BILGEM)

and Gebze Technical University under the

Coordination of SAHA Istanbul developed a project

titled Laser Air Defense Systems. The project was

decided to be supported by TÜBITAK Industry

Innovation Network mechanism (SAYEM).

n AIR CONDITIONING SUBSYSTEM SUPPLY

PROJECT FOR HÜRKUŞ AIRCRAFT,

The “air conditioning systems used in flying

platforms” project signed at SAHA Istanbul stand

will be realized with a consortium formed by Gökser

Aviation, Anova, Friterm, Gürmetal, CES companies

and Marmara University Faculty of Engineering

under the leadership of TAI under the Coordination

of SAHA Istanbul. HÜRKUŞ will be the first platform

to be used for the project, which has been decided

to be supported by TÜBITAK SAYEM. In the ongoing

process, HÜRJET will be used and exported on

national platforms such as ATAK helicopter and

MMU.

n LAYERED METAL PRINTER POWDERS

PROJECT(ATOM) FOR AEROSPACE

APPLICATIONS),

The Project “Nickel Metal Powder Development

Project suitable for tiered manufacturing for

aviation applications”, which is designed to

implement new technologies in aviation, will be

realized with a consortium formed by Ermaksan,

Aluteam, May design, Toyotesu and Fatih Sultan

Mehmet Vakıf University under the Coordination

of SAHA Istanbul. The subject of the project is the

development of nickel alloy powders, which are

needed for the production of nickel alloy parts in

high loading and temperature conditions in turbine

engines used in the aviation sector by layered

manufacturing method....

n ROADMAP FOR THE DEVELOPMENT OF

CONTROL UNITS FOR MEASUREMENT,

TESTING AND NAVIGATION FOR AUTONOMOUS

OPERATION OF UNMANNED MARINE VEHICLES

(IDA-OTOSEVIC),

n İNSANSIZ DENİZ ARAÇLARININ OTONOM

ÇALIŞABİLMESİ İÇİN ÖLÇÜM, TEST VE

SEYRÜSEFER AMAÇLI KONTROL BİRİMİ

GELİŞTİRME YOL HARİTASI (İDA-OTOSEVK),

SAHA İstanbul üyelerinden ELKON firması ve

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM)

tarafından geliştirilen “İnsansız Deniz Araçlarının

Otonom Çalışabilmesi İçin Ölçüm, Test ve

Seyrüsefer Amaçlı Kontrol Birimi Geliştirme

Yol Haritası (İDA-OTO SEVK)” Projesi deniz

araçlarında yeni bir dönem başlatacak. Proje ile

otonom insansız deniz araçlarının Türkiye gibi 3

tarafı denizlerle çevrili bir ülkenin anayurt güvenliği

ve savunma alanında büyük katkı sağlayabileceği

öngörülüyor. İDA-OTO SEVK ile Türkiye’de otonom

deniz araçlarıyla gerçekleştirilecek Ar-Ge projelerinin

belirlenmiş yol haritası ile sistematik olarak

planlanması yapılacak. Böylece hem ilgili paydaşlar

ile bilgi ve deneyim alışverişi sağlanacak, hem de

otonom deniz araçlarının her bir odak teknolojisinin

görev dağılımı yapılarak ülke içindeki rekabet yerine

yurt dışı rekabeti oluşturacak bir görev paylaşımı

sağlanmış olacak.

n UYDU HABERLEŞME SİSTEMLERİ

SAHA İstanbul üyelerinden NETA

koordinatörlüğünde, PROFEN, ICT, NETPA ve

İTÜ’nün yer aldığı konsorsiyumun projesi olan

“Uydu Haberleşme Terminal Sistemleri” projesi

le özellikle bu sistemlerin seri üretime hazır hale

getirilmesi, yurtiçinde ve yurtdışında en hızlı şekilde

The project “roadmap for the development

of Control Units for measurement, testing

and navigation for autonomous operation of

unmanned marine vehicles (IDA-auto dispatch)”

developed by Elkon and TÜBITAK Marmara

Research Center (mam), one of the members

of SAHA Istanbul, will start a new era in marine

vehicles. The project envisions that autonomous

unmanned maritime vehicles such as Turkey

can contribute greatly to the Homeland Security

and defense of a country surrounded by 3 sides

of the sea. R & D projects to be carried out with

autonomous marine vehicles in Turkey with IDAauto

Dispatch will be planned systematically

with the road map determined. Thus, both the

exchange of knowledge and experience will be

provided with the relevant stakeholders, as well

as the distribution of the task of each Focus

Technology of autonomous maritime vehicles

will be provided, which will create the competition

abroad instead of the competition within the

country.

n SATELLITE COMMUNICATION SYSTEMS

The project “satellite communication Terminal

systems”, which is the project of the consortium

of PROFEN, ICT, NETPA and Itu, under the

Coordination of Neta members of SAHA Istanbul,

aims to make these systems ready for mass

production and to put forward an effective road

map that will be provided to the economy in the

fastest way at home and abroad.

34 35

SÖYLEŞİ

INTERVIEW


ekonomiye kazandırılacak etkin yol haritasının

ortaya konulması hedefleniyor.

n NANO PARTİKÜL TAKVİYELİ KOMPOZİT

MALZEME ÜRETİMİ

SAHA İstanbul ve TÜBİTAK desteğiyle ve Marmara

Üniversitesi ile Altıgen Panel işbirliği ile hazırlanan

“Yüksek sıcaklıklarda yüksek performans gösteren

nano partikül takviyeli kompozit malzeme”

üretimine yönelik proje havacılık, savunma ve

uzay sanayiine önemli katkılar sağlayacak.

Üniversite - Sanayi işbirliğine örnek oluşturacak

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yalçın

Boztoprak danışmanlığında 3. sınıf öğrencisi Sefa

Enes Kılıç tarafından hazırlanan projenin TÜBİTAK

tarafından desteklenmesine karar verildi.

Bunların dışında SAHA İstanbul bünyesinde

sürdürülen onlarca proje var. Öne çıkan diğer

projeler ise şöyle;

n Teknopark’ta Ürün Geliştirme Tasarım ve Analiz

Yazılımları Merkezi Projesi

n ARELPOTKAM Polimer Teknolojiler Kompozit

Uygulama ve Araştırma Merkezi

n Uydu Haberleşme Terminal Sistemleri

n HATEM - Havacılık Test ve Sertifikasyon Merkezi Projesi

n MİHENK - Milli Havacılık Endüstrisi Komitesi

n Açık Kaynak Kod Yazılımları Projesi

n Siber Güvenlik Yazılımları Platformu Projesi

n Uluslararası Rekabeti Geliştirme Projesi Ur-Ge 1

n Uluslararası Rekabeti Geliştirme Projesi Ur-Ge 2

Mini MBA

n Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve

Destekleme Projesi (EYDEP)

SAVTÜRK : MART 2020 ‘de 2’ncisi düzenlenecek

olan SAHA EXPO fuarından kısaca bahseder

misiniz?

İlhami KELEŞ: SAHA EXPO ’yu sanayi ihtisas fuarı

olarak nitelendiriyoruz. SAHA EXPO 2020’de, SAHA

İstanbul üyeleri, yerli ve yabancı iş ortaklarıyla

bir araya gelecek, iş birliği temalı görüşmeler

gerçekleştirecek. SAHA İstanbul üyeleri, kendi

aralarındaki güçlü iş ilişkilerini geliştirmeye yönelik

de temaslarda bulunacak.

Son gün halka açılıyor olacağız. Proje

sorumlularının, tedarikçilerin, iş görüşmelerinin

yer aldığı bir fuar. SAHA EXPO ‘da gerçekleştirilen

ikili iş görüşmelerinin bir kısmı ileriye yönelik iş

birliklerinin temellerini oluştururken, bir kısmı

ise fuar sırasında somut anlaşmalara dönüşüp,

imzalar atılabiliyor.

n PRODUCTION OF NANOPARTICLE

REINFORCED COMPOSITE MATERIALS

The project for the production of “high performance

nano particle reinforced composite materials at

high temperatures” prepared with the support of

SAHA Istanbul and TÜBITAK and in cooperation

with the Hexagonal Panel with Marmara University

will contribute significantly to the aerospace

industry. Marmara University faculty member

Assoc. Dr. Yalcin Boztoprak consultancy 3. the

project prepared by Sefa Enes Kılıç, a class student,

was decided to be supported by TÜBITAK.

Apart from these, there are dozens of projects

under way within SAHA Istanbul. Other prominent

projects include;

n Product development design and Analysis

Software Center project in Teknopark

n Arelpotkam Polymer Technologies composite

application and Research Center

n Satellite Communication Terminal Systems

n HATEM-Aviation testing and Certification

Center project

n MIHEN - National Aviation Industry Committee

n Open Source Software Project

n Cyber Security Software Platform Project

n International Competition Development

Project Ur-Ge 1

n International Competition Development

Project Ur-Ge 2

n Mini MBA

n Industrial competence evaluation and Support

Project (EYDEP)

SAVTÜRK:Can you tell us briefly about the field

EXPO, which will be held on the 2nd of March

2020?

Ilhami KELES: We call the field EXPO an industrial

specialty fair. At SAHA EXPO 2020, members of

SAHA Istanbul will meet with local and foreign

business partners and will hold talks on the theme

of cooperation. Members of SAHA Istanbul will

also hold talks on improving their strong business

relations.

We’ll be going public on the last day. A fair where

project managers, suppliers and job interviews take

place.Some of the bilateral business meetings held

at SAHA EXPO form the basis of future cooperation,

while others can be turned into concrete

agreements and signed during the fair.

36 37




GİRSAN’DAN YERLI

TABANCA ILE SILAH

SANAYISINE KATKI

CONTRIBUTION

TO THE ARMS INDUSTRY WITH

DOMESTIC PISTOLS FROM GIRSAN

Giresun’da GİRSAN Silah Sanayi

firmasının milli imkanlarla

geliştirdiği üstün özellikli

tabancalar yurt içi ve yurt dışı

pazarına sunuluyor.

Karadeniz Silah Projesi kapsamında 1994 yılında

kurulan ve 2001 yılında özelleştirilen GİRSAN

Silah Sanayi, güvenlik güçlerine yönelik kaliteli

ürünler geliştiriyor.NATO’nun belirlediği kriteri aşan

“MC 28 SA” adı verilen tabancayla dikkati çeken

firma, MC 28 ve Regard MC modelleriyle fark

yarattı.Emniyet teşkilatına 35 bin MC 28 modelini,

Jandarma teşkilatına ise 2 bin Regard MC modelini

tedarik eden firma, geliştirdiği MC 4 yerli piyade

tüfeğinin de seri üretimine hazırlanıyor.

Firmanın Satış Müdürü Mehmet Can Aksu,

GİRSAN’ın yerli silah sanayisine kaliteli ve güvenilir

ürünlerle 25 yıldır katkı sağladığını söyledi.

Fabrikada tabanca ve yivsiz av tüfeği üretimi

gerçekleştirdiklerini belirten Aksu, yurt içi ve yurt

dışındaki güvenlik güçlerine ürün tedarik ettiklerini

aktardı.

In Giresun, the high-quality

pistols developed by Girsan gun

industry company with national

facilities are offered to the

domestic and international market.

GIRSAN armament industry, founded in 1994

and privatized in 2001 as part of the Black Sea

arms project, develops quality products for the

security forces. The company was noted for its

“MC 28 SA”, which exceeded NATO’s criteria, and

made a difference with the MC 28 and Regard MC

models.The company supplying the police force

35 thousand MC 28 models and the Gendarmerie

organization 2 thousand Regard MC models

is preparing for mass production of the MC 4

domestic infantry rifles it has developed.

Mehmet Can Aksu, the company’s Sales Manager, said

GIRSAN has been contributing to the domestic arms

industry for 25 years with quality and reliable products.

Aksu stated that they manufacture pistols and rifles

without rifles in the factory, and that they supply

products to security forces at home and abroad.

“Yıllık üretim kapasitesi 120 bin tabanca”

Aksu, yıllık 120 bin tabanca üretim kapasiteleri

olduğunu ifade ederek, “Ürünlerimizin çoğu

yurt dışına gönderiliyor. Yurt içinde de güvelik

güçlerimizin ihtiyacına yönelik tedarik yapmaktayız.

Bunlardan en önemlisi Emniyet Genel Müdürlüğü’ne

35 bin adet teslim ettiğimiz polimer gövdeli MC 28

tabancamız.” dedi.

MC 28 SA’nın, modern bir silahta olması gereken her

türlü emniyet sistemlerini içerdiğine dikkati çeken

Aksu, şöyle devam etti:”Gövdesi kompozit bir plastik

malzemeden yapılan oldukça hafif, sürekli şekilde

üzerinde taşıyacak personel için oldukça kullanışlı

bir tabancamız. Bunun haricinde bizim amiral

gemimiz olan Regard Compcat modellerinden ve

yine diğer polimer gövdeli olan MC 9 modelimizle

güvenlik güçlerinin açtığı ihalelere katılmaktayız

ve onlara zaman zaman tabanca tedariki

sağlamaktayız.”Aksu, güvenlik güçleri için MC 4 yerli

piyade tüfeği projesi üzerinde çalıştıklarını belirterek,

bu modelle de fark yaratmak istediklerini aktardı.

“Annual production capacity 120

thousand guns”

Aksu, 120 thousand gun production capacity per

year by expressing, “most of our products are sent

abroad. We supply our security forces in Turkey.

The most important of these is our polymer-bodied

MC 28 pistol, which we delivered 35 thousand units

to the General Directorate of security.”said.

The MC 28 sa contains all kinds of safety systems

that should be in a modern weapon, Aksu said.:”The

body is made of a composite plastic material

is quite light, a very useful gun for personnel to

carry on in a continuous manner. In addition, we

participate in the tenders of the security forces with

Regard Compcat models, our flagship model, and

the MC 9 model with other polymer bodies, and we

supply them with pistols from time to time.”Aksu

stated that they were working on the MC 4 Native

Infantry Rifle project for the security forces and

stated that they wanted to make a difference with

this model.

38 39




purplecrtv.com

HISAR-A’DA SERI ÜRETIME GEÇILIYOR

SWITCHING TO MASS PRODUCTION IN HISAR-A

Hisar-A Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi, yapılan

nihai sistem testlerinde hedefi başarıyla imha etti.

The Hisar-A low altitude air defense missile system

successfully destroyed the target in the final system tests.

TÜRKİYE’NİN

ÜRETEN GÜCÜ

Türkiye’nin ilk yerli ve milli hava savunma sistemi

Hisar-A’nın, yapılan nihai sistem testlerinde hedefi

başarıyla imha etti ve seri üretim aşamasına gelindi.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail

Demir, “Türkiye’nin hava savunma ihtiyaçlarını yerli

ve milli imkanlarla karşılamak üzere başlatılan Hisar

projeleri kapsamında geliştirilen Otonom Alçak

İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi Hisar-A’da seri

üretime geçileceğini , SSB yönetiminde ASELSAN ve

ROKETSAN tarafından milli ve yerli olarak geliştirilen

Hisar-A Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi,

yapılan nihai sistem testlerinde hedefi yüzde 100

başarıyla imha etti.”dedi.

2021’de silahlı kuvvelerine teslim

edilmesi planlanıyor

ASELSAN ve ROKETSAN

tarafından Türkiye’nin ilk milli

ve yerli hava savunma füze

sistemi olarak geliştirilen

Hisar’da hava

savunma alanında

temel teknolojilerin

kazanılmasının yanında

yeni kazanımlar da

elde ediliyor. Şimdiye

kadar yapılan testlerle

dik atış, otomatik

angajman/ateşleme,

terminal güdüm gibi

kritik yetenekler test

edilerek projede

önemli aşamalar

kaydedildi.Hisar-A’nın

(alçak irtifa) 2021’de,

Hisar-O’nun (orta

irtifa) 2022’de silahlı

kuvvetlere teslim

edilmesi planlanıyor.

Turkey’s first domestic and national air defence

system, Hisar-A, successfully destroyed the

target in final system tests and reached the stage of

mass production. Ismail Demir, Head of Presidential

Defense Industry, said, “The Autonomous Lowaltitude

Air Defense Missile System hisar-A,

developed within the scope of The Citadel projects

launched to meet Turkey’s air defense needs with

domestic and national facilities, is a series of The

Hisar-A Low altitude Air Defense Missile System,

developed nationally and domestically by ASELSAN

and ROKETSAN under the direction of the SSB,

successfully destroyed the target 100 percent in the

final system tests.” said.

It is scheduled to be handed over to its

armed forces in 2021

Developed by ASELSAN and ROKETSAN as

Turkey’s first national and domestic air defense

missile system, Hisar also gains new technologies

in the field of air defense. With the tests done

so far, critical capabilities such as upright firing,

automatic engagement/

firing, terminal guidance

have been tested and

important steps have

been taken in the project.

Hisar-A(low altitude) is

scheduled to be delivered

to the armed forces

in 2021 and

Hisar-O (medium

altitude) is

scheduled

to be

delivered to

the armed

forces in

2022.

Yüzyılı aşan bilgi ve tecrübemizi en son teknoloji

ile birleştirerek ortaya çıkardığımız ürünler

bugün, 6 kıtada yaklaşık 55 ülkeye ihraç ediliyor.

Türk sanayisi için rol model olmaktan gurur

duyuyor ve tüm emek veren paydaşlarımıza

sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.

40 41




METEKSAN SAVUNMA’DAN

YENI İHRACAT BAŞARISI

NEW EXPORT SUCCESS FROM

METEKSAN DEFENCE

Türk savunma ve havacılık sanayisinin lider firmalarından biri olan

Meteksan Savunma, geliştirdiği milli sistemler ile yeni bir ihracat

başarısına daha imza attı.

Meteksan Defense, One of the leading companies in the Turkish defense

and aerospace industry, has achieved another export success with the

national systems it has developed.

Meteksan Savunma tarafından hava platformları

için geliştirilen radar altimetrelerin ihracatını

konu alan sözleşme bir Asya ülkesi ile Eylül ayı

içerisinde imzalandı.Tamamen askeri standartlara

uygun olarak milli imkânlarla Meteksan Savunma

tarafından tasarlanan, geliştirilen ve üretilen radar

altimetreler; uçak, helikopter, İHA gibi hava araçları

ve güdümlü mermilerin alçak irtifa, yüksek hız

ve manevra altında dahi hassas irtifa ölçümlerini

gerçekleştiriyor. Düşük çıkış gücü, geniş bir frekans

bandında çalışması ve irtifaya göre otomatik olarak

ayarlanan güç kontrol mekanizması ile Düşük

Algılanma Olasılığı’na (Low Probability of Intercept

– LPI) sahip olan radar altimetreler, açılışta, görev

sırasında periyodik olarak ve operatör isteğine

The contract on the export of radar altimeters

developed by Meteksan defense for air

platforms was signed with an Asian country in

September.Radar altimeters designed, developed

and produced by Meteksan defense with national

facilities in accordance with military standards;

it performs precise altitude measurements of

aircraft, helicopters, UAVs and guided projectiles,

even under low altitude, high speed and maneuver.

With low output power, a wide band of frequencies

and low Probability of Intercept (LPI) power control

mechanism automatically adjusted according to

altitude, radar altimeters offer high availability with

in – unit testing features that work periodically at

launch, during mission and at operator’s request.

bağlı olarak çalışan birim içi test

özellikleriyle yüksek elde edilebilirlik

sunuyor. Tamamen askeri

standartlara uygun olarak milli

imkânlarla tasarlanan, geliştirilen ve

üretilen radar altimetreler; çevre koşulları

(MIL-STD-810F), EMI/EMC (MIL-STD-461E) ve

uçuş testlerinden başarı ile geçti ve kalifiye edildi.

Dünyada bu teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki

firmalardan biri olan Meteksan Savunma, 2016

yılında tamamladığı radar altimetre ürün ailesi ile

ilk ihracatını 2017 yılında bir Uzakdoğu ülkesine

gerçekleştirerek büyük bir başarıya imza atmıştı. Bu

yıl Eylül ayında imzalanan sözleşme ile Meteksan

Savunma’nın geliştirdiği radar altimetreler ikinci kez

ihracat başarısı elde etmiş oldu.

The radar altimeters designed,

developed and produced with national

facilities in accordance with military

standards have successfully passed

and qualified from environmental

conditions (MIL-STD-810F), EMI/EMC

(MIL-STD-461E) and flight tests.

Meteksan Defense, one of the limited number

of companies in the world with this technology,

completed in 2016 with the radar altimeter product

family in 2017 to a Far East country by realizing

its first export had achieved a great success. With

the contract signed in September this year, the

radar altimeters developed by Meteksan Defense

achieved export success for the second time.

42 43




DRONE TEHDIDINI

“ATOM” DURDURACAK

“ATOM” WILL STOP

THE DRONE THREAT

ASELSAN tarafından geliştirilen İhtar İnsansız Hava Aracı Tespit/Tahrip

ve Raporlama Sistemi’ne bombaatar entegre edildi.

Grenade launchers were integrated into the warning Unmanned Aerial Vehicle

Detection/destruction and Reporting System developed by ASELSAN.

ASELSAN, askeri ve sivil kritik tesislerin mikro/mini

İHA tehditlerine karşı korunmasında kullanılan

çözümlerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapıyor.

Bu kapsamda, tehdidin, radar tarafından tespit, takip ve

sınıflandırılmasının ardından elektro-optik sistemlerle

teşhisini sağlayan İhtar İHA Tespit/Tahrip ve Raporlama

Sistemi’ne 40 milimetre bombaatar entegre edildi.

ASELSAN is working towards the development of

solutions used to protect military and civilian critical

facilities against micro/mini UAV threats. In this context,

40 millimeter grenade launchers were integrated into the

warning UAV detection/destruction and reporting system,

which allows detection, tracking and classification of the

threat by radar and then detection by electro-optical systems.

Konya Karapınar’da Cumhurbaşkanlığı Savunma

Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda gerçekleştirilen

atışlı yetenek gösterimi testlerinde mini İHA hedefleri

havada başarıyla vurularak imha edildi. Büyük beğeni

toplayan sistemin en kısa süre içinde kullanıma

alınması için çalışmaların hızlandırılmasına karar verildi.

Keşif, gözetleme ve taarruz gibi birçok farklı amaçla

kullanılabilen küçük ve mini İHA’lar ucuz ve kolay

erişilebilir olmaları nedeniyle terörist unsurlarca da sıkça

kullanılan tehditler haline geldi.

ASELSAN tarafından geliştirilen 40 milimetre İHA

İmha Sistemi, ASELSAN-Makina ve Kimya Endüstrisi

Kurumu iş birliğiyle geliştirilen Atom 40 milimetre

Yüksek Hızlı Akıllı Mühimmat kullanımıyla küçük

hava hedeflerine karşı yüksek etkinlik sağlıyor.40

milimetre İHA İmha Sistemi; İhtar anti-İHA Sistemi

ve Atom 40 milimetre Yüksek Hızlı Akıllı Mühimmat

atma yeteneğine sahip Sarp Uzaktan Komutalı Silah

Sistemi’nden oluşuyor.

Silahlar İhtar’dan gelen hedef bilgisi ve sistem üzerinde

bulunan atış kontrol alt birimleri ile hedefe otomatik

yönleniyor ve akıllı mühimmat kullanımıyla hedefi

imha ediyor. Akıllı mühimmat, namludan çıkarken

havada patlaması gereken zamana programlanıyor,

programlanan zamanda paralanan mühimmat, şarapnel

etkili gövdesi sayesinde hedef önünde parçacık bulutu

oluşturuyor ve hedefi imha ediyor.

The mini-UAV targets were successfully shot down in the

air and destroyed in the firing capability demonstration

tests conducted under the Coordination of the presidential

Defense Industry Directorate in Konya Karapınar. It was

decided to expedite the work to get the system into use

as soon as possible. Small and mini-UAVs, which can be

used for many different purposes, such as reconnaissance,

surveillance and attack, have become frequently used

threats by terrorist elements because they are cheap and

easily accessible.

The 40-millimeter UAV disposal system developed by

Aselsan provides high efficiency against small aerial

targets with the use of Atom 40 millimeter high speed

intelligent ammunition developed in cooperation with

Aselsan-machinery and Chemical Industry Corporation.

The 40-millimeter UAV disposal system consists of the

caveat anti-UAV system and The Atom 40-millimeter

high-speed intelligent weapons system with steep remote

command capable of firing ammunition.

Weapons are automatically targeted with target

information from Ihtar and shooting sub-units on the

system, and are used to destroy the target with the use of

smart ammunition. Intelligent ammunition is programmed

to explode in the air as it leaves the barrel, the time-shining

ammunition is creating a particle cloud in front of the

target through its shrapnel-efficient trunk and destroying

its target.

44 45




ESNEK MERMI YOLUNDA ITHALATI

DURDURDU, IHRACAT BAŞLIYOR

FLEX STOPS IMPORTS ALONG BULLET

TRAJECTORY, EXPORTS START

Türkiye’de

savunma

sanayisi firmaları

tarafından yakın

zamana kadar

yurt dışından temin

edilen esnek mermi

yolu, başarıyla sonuçlanan

yerlileştirmenin ardından ihracat

başarısına kapı açtı.

Anova Ar-Ge AŞ, bir dönem tamamıyla yurt

dışından tedarik edilen ve zaman zaman ihraç

lisansları konusunda sorunlar yaşanan esnek

mermi yollarının tasarımına yönelik çalışmalara

2012’de başladı ve kısa sürede ilk ürün ortaya

çıktı. Tek kalibreyle başlayan çalışmalar, NATO ve

Rus mühimmatlarına uygun çeşitlenerek bir ürün

ailesine dönüştü.

Dünyada en çok kullanılan kalibreler için esnek

mermi yolu tedarikçisi konumuna gelen Anova

Ar-Ge AŞ, ürün yelpazesini rakiplerinde olmayan

kalibrelerle genişleterek, rekabet avantajı sağladı.

Şirket, oluşturduğu birikimle özel projelerde ya da

şimdiye kadar esnek mermi yolu yapılmamış tüm

mühimmatlar için çözüm üretebilir noktaya geldi.

Türk ve İngiliz savunma sanayisi

şirketlerinden iş birliği anlaşması

Türk savunma sanayisinin bu alandaki ihtiyaçlarını

karşılayan Anova Ar-Ge AŞ, muharebe sahasında

kendini kanıtlayan ürünleriyle ihracata başlıyor.

Şirket, bu kapsamda 10-13 Eylül’de İngiltere’nin

başkenti Londra’da düzenlenenen Uluslararası

Savunma ve Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nda

(DSEI) ilk imzayı attı.SAHA İstanbul üyesi Anova,

UNIDEF Birleşik Savunma Sanayi ve AEI Systems,

A flexible

overseas

lead, provided

by defense

industry

companies in

Turkey recently,

opened the door to

export success after a

successful settlement.

Anova R&D AAS started work in 2012 on

designing flexible bullet routes, which were

supplied fully from abroad at some point in time

and had problems with occasionally exporting

licenses, and was soon the first product. Beginning

with a single caliber, it has evolved into a family

of products, with a variety of NATO and Russian

ammunition.

Anova R&D Inc, a supplier of flexible bullet routes

for the world’s most widely used calibers, has

created a competitive advantage by expanding

the product line with caliber that’s not competing.

The company has been able to generate solutions

for its accumulation in specific projects or for all

ammunition, so far which has not been flex bullet

routes.

Turkish, British defense industry

companies sign co-operation agreement

To meet the needs of the Turkish military industry

in this area, Anova R&D Inc starts exporting

with products that prove themselves in the

field of combat. It signed the first signature at

the International Fair of Defense and Security

Equipment (DSEI), held in London on 10 September

to 13 September, the British capital.

top sistemlerinin alt sistemlerinin tasarlanması,

geliştirilmesi ve üretilmesi için iş birliği anlaşması

imzaladı.

Anova Yönetim Kurulu Üyesi Dursun Öner, UNIDEF

Yönetim Kurulu Cem Kurter ve AEI Systems

Genel Müdürü Simon Angel, Londra’da bugün

başlayan DSEI 2019 Uluslararası Savunma ve

Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nda, AEI’nin üretmekte

ve geliştirmekte olduğu tüm top sistemlerinin

alt sistemlerinin tasarlanması, geliştirilmesi ve

üretilmesi konusunda iş birliği anlaşmasına imza

attı.SAHA İstanbul standında gerçekleştirilen imza

törenine, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii

Başkanı İsmail Demir de katıldı.Şirketler, halihazırda

30x113 milimetre top sistemine özel esnek mermi

yolu üretimi için iş birliği yapıyordu.Anova, dünyada

en çok kullanılan kalibreler için esnek mermi yolu

tedarikçisi konumunda bulunuyor.

Esnek mermi yolu

Esnek mermi yolu, mermiyi kutusundan alıp,

silahın ağzına kadar taşıyor. Kullanılan silahın

konfigürasyonuna göre, farklı kalibrelerdeki

mermiler için esnek mermi yoluna ihtiyaç duyuluyor.

Üründeki sürtünme ve takılma gibi bir durum,

doğrudan silahın performansına yansıyor. Bu

nedenle esnek mermi yolu oldukça hassas ve kritik

bir unsur olarak öne çıkıyor.

Esnek mermi yolu, özellikle uzaktan komutalı

silah sistemlerinde mermi beslerken kullanılıyor.

Mermi kutusu ve silah sistemi arasındaki farklı

geometrilere uyum sağlayabilen ve esnek yapıda

geliştirilen ürün, bu sayede her silah pozisyonunda

çalıştırılabiliyor.Ürünün değişik silah sistemleri

üzerine entegrasyonu yapılabiliyor. Entegrasyonu

oluşturan parçalar, ürünün uzun ömür döngüsü için

yüksek kalitede tasarlanıp üretiliyor.

FIELD Istanbul member Anova, UNIDEF United

Defense Industry and AEI Systems signed a

co-operation agreement to design, develop and

manufacture the subsystems of the cannon

systems.

At the DSEI 2019 International Defense and Security

Equipment Fair, which opened today in London,

Anova Management Board Member Dursun Oner,

UNIDEF Board Cem Kurter and AEI Systems General

Manager Simon Angel signed a co-operation

agreement to design, develop and manufacture

all subsystems the AEI is currently producing and

developing.Also attending the signing ceremony at

the SAHA Istanbul stand was Presidential Defense

Industry President Ismail Demir. Companies have

already collaborated on the production of flexible

bullets into the 30x113-millimeter cannon system.

Anova is a supplier of flexible bullet routes for the

most used calibers in the world.

Flexible bullet path

The flex bullet trail takes it from the box to the

mouth of the gun. According to the configuration

of the weapon, flexible bullet routes are needed for

different caliber bullets. It’s like friction and fitting in

the product, which directly reflects the performance

of the weapon. So, the flexible bullet path comes

out as a very sensitive and critical element.

The flexible bullet path is used especially when

feeding bullets in remote-command weapons

systems. The product, which can adapt to different

geometrics between the gunbox and the weapons

system and is developed in a flexible build, can be

run in any position of weapons.The product can

be integrated into different weapons systems. The

integrating components are designed and produced

in high quality for the product’s long lifecycle.

46 47




BMC ROTASINI

AVRUPA’YA ÇEVIRDI

THE BMC HAS TURNED

ITS COURSE INTO EUROPE

BMC, başta Altay Ana Muharebe Tankı olmak üzere, zırhlı araçlar ve

taktik tekerlekli araçlardan oluşan geniş ürün ailesiyle, öncelikle Türk

Silahlı Kuvvetleri olmak üzere dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarına

yönelik özel çözümler sunuyor.

BMC offers special solutions for the needs of friendly and allied

countries, primarily the Turkish Armed Forces, with its extensive product

family consisting of primarily Altay Main Battle Tank, armoured vehicles

and tactical wheeled vehicles.

Defense News Top 100’e bu yıl 85’inci sıradan

giren ve Türkiye’den listeye giriş yapan tek kara

aracı üreticisi olan BMC, küresel arenada yürütmekte

olduğu ihracat faaliyetleri kapsamında Letonya’daki

potansiyel iş birliği fırsatlarını takip ediyor.

Letonya Silahlı Kuvvetlerinin yakın, orta ve uzun

vadedeki gereksinimleri doğrultusunda açılacak

ihalelere geniş ürün yelpazesiyle katılmaya

hazırlanan BMC, Letonya’nın başkenti Riga’da

ülkenin savunma ve otomotiv firmalarının katılımıyla

endüstriyel iş birliği günü düzenledi. Etkinlik

kapsamında BMC, Letonya’da faaliyet göstermekte

olan firmalarla uzun soluklu iş birliği modelleri

üzerinde görüşmeler gerçekleştirdi.

BMC, which entered the Defense News Top 100

at 85th place this year and is the only land

vehicle manufacturer to enter the list from Turkey,

is pursuing potential cooperation opportunities in

Latvia as part of its export activities in the global

arena.

BMC, prepared to participate in the tenders to

be launched in line with the requirements of the

Latvian Armed Forces in the near, medium and

long term, with a wide range of products, organized

industrial cooperation day in Riga, the capital

of Latvia with the participation of the country’s

defense and automotive companies. As part of the

event, BMC held talks with companies operating in

Latvia on long-term cooperation models.

Co-production, regional leadership

With more than half a century of experience in

defence and automotive, BMC aims to take its

products, which have already proven themselves in

combat environments, to new horizons by using the

competence, capabilities and solutions of Latvian

defence and automotive companies.

The day of the industrial cooperation organized

under the Coordination of the Federation of

Defense and Security Industries Latvia (FSDI), the

organization responsible for the representation

of Latvian defense industry companies in the

international arena, attracted intense attention

by Latvia’s leading defense and automotive

companies.

Technology transfer, technical support,

maintenance training, after-sales parts and service

support from installation to the final agenda of

industrial cooperation evaluated on a wide range of

day care centers among them, System/sub-system

manufacturers and was attended by more than 30

companies with development centers.

48 49



EL BİRLİĞİ İLE GÜÇ BİRLİĞİNE


BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN VAKFI

Ortak üretim, bölgesel liderlik

BMC, savunma ve otomotiv alanında yarım asrı

aşan tecrübesiyle Letonyalı savunma ve otomotiv

firmalarının yetkinlik, kabiliyet ve çözümlerini de

kullanarak hali hazırda muharebe ortamlarında kendini

kanıtlamış ürünlerini yeni ufuklara taşımayı hedefliyor.

Letonya savunma sanayisi firmalarının uluslararası

arenadaki temsilinden sorumlu kuruluş olan FSDI

(Federation of Defence and Security Industries

Latvia) koordinasyonunda gerçekleştirilen endüst

riyel iş birliği günü, Letonya’nın önde gelen savunma

ve otomotiv firmaları tarafından yoğun ilgi gördü.

Teknoloji transferinden teknik desteğe, bakımdan

eğitime, satış sonrası parça ve servis desteğinden

nihai montaja kadar geniş bir gündemin

değerlendirildiği endüstriyel iş birliği gününe,

aralarında bakım merkezleri, sistem/alt sistem

üreticisi firmalar ve geliştirme merkezleri de olan

30’u aşkın firma tarafından katılım sağlandı.

450 araçlık ihaleyi yenisi takip edecek

Öncelikli olarak yakın dönemde açılması beklenen

zırhlı araç ihalelerine ilişkin iş birliği imkanlarının

görüşüldüğü etkinlikte, BMC’nin bölgesel vizyonu

ve bu vizyon doğrultusunda Letonya savunma

ve otomotiv sanayisine sağlayacağı katkı ve

sürdürülebilir uzun soluklu iş birliğinin detayları

anlatıldı. BMC imkan ve kabiliyetleri doğrultusunda

geliştirilip üretilen kara araçlarının, Letonya

savunma firmalarının da katılımıyla bu ülkede

üretilmesi ve bu vesileyle istihdamın artırılarak,

Letonya’nın BMC kara araçları kapsamında bir

merkez konumu alması değerlendirildi.

Letonya geçen aylarda yaklaşık 450 adetlik zırhlı

araç ihalesini resmi olarak yürürlüğe koydu ve

buna istinaden dünyadaki tüm üretici firmalarla

irtibata geçti. Söz konusu ihalenin 2021 başında

sonuçlanması öngörülüyor. Paletli kara araçları

sınıfında da yeni ihalelerin duyurulması planlanıyor.

450 vehicles will be followed

by a new tender

In the event where cooperation opportunities for

armored vehicle tenders expected to be opened in

the near term were discussed, the details of BMC’s

regional vision and its contribution to the Latvian

defense and automotive industry in line with this

vision and sustainable long-term cooperation were

discussed. Land vehicles developed and produced

in line with BMC facilities and capabilities were

produced in this country with the participation of

Latvian defense companies and on this occasion

increased employment and Latvia was evaluated to

take a central position within the scope of BMC land

vehicles.

Latvia has officially put into effect nearly 450

armoured vehicle tenders in recent months and has

contacted all manufacturers around the world. The

tender is expected to conclude in early 2021. New

tenders in the tracked road vehicles class are also

scheduled to be announced.



50 51




MILLI ELEKTROMANYETIK TOP

SERI ATIŞA GEÇTI

THE NATIONAL ELECTROMAGNETIC

CANNON FIRED A SERIES OF SHOTS

Türk savunma sanayisi bünyesinde öz kaynaklarla geliştirilen yenilikçi

elektromanyetik silah sistemi ŞAHİ-209 Blok2, sahada askeri ve sivil yetkililere,

gelişmiş özellikleri ve performansından seri atışlarla örnekler gösterdi.

Sahi-209 Blok2, an innovative electromagnetic weapon system developed

by the Turkish defense industry with its own resources, showed the

military and civilian authorities in the field with examples of its advanced

features and performance with a series of shots.

Savunma ve güvenlik kuruluşlarına yönlendirilmiş

enerji sistemleri ve teknolojileri konusunda

sistem, alt sistem, ürün, proje ve danışmanlık

çözümleri sunan Yeteknoloji AŞ, 2008’den bu yana

elektromanyetik top sistemlerine yönelik çalışmalar

yürütüyor.ŞAHİ-209 Blok2 ile 10 mega jul, 50

kilometreye erişebilecek bir sistemi ortaya koyan

şirket, bunu operasyonel hale getirmek için yoğun

bir test süreci izliyor.

Yeteknoloji aş, which provides systems,

subsystems, products, projects and consulting

solutions for energy systems and technologies

directed to defense and security organizations,

has been conducting studies for electromagnetic

ball systems since 2008.The company, which has

revealed a system with Sahi-209 Blok2 that can

reach 10 mega-Joules, 50 kilometers, is undergoing

an intensive testing process to make it operational.

Saha testlerinden elde edilen çıktılarla, dünyayla

aynı anda oldukça yeni olan bu teknolojiye yönelik

sistem doğrulamaları yapılıyor, alt sistemler ve

mühimmat tasarımına

yönelik geliştirmelere

gidiliyor. Böylelikle

ŞAHİ-209 Blok2’nin

operasyonel görevlere

hazır hale getirilmesi amaçlanıyor.

Yeteknoloji AŞ, gelecek yılın ilk yarısında ufuk ötesi

hedefler üzerinde etkili bir mühimmatla güvenlik

güçlerinin operasyonel ihtiyaçlarını karşılayacak bir

sistemi ortaya koymayı hedefliyor.Şirket, son olarak

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı, Türk

Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma

Genel Komutanlığı, Makina ve Kimya Endüstrisi

Kurumu, OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi,

OSTİM Teknik Üniversitesi uzmanlarından oluşan

geniş kapsamlı bir heyete sunum yaptı.

With the results obtained from field tests, system

verifications are made for this technology, which

is quite new at the same time as the world, and

improvements are made for

subsystems and munitions

design. Thus, the Sahi -209

Block2 is intended to be ready

for operational missions.

Yeteknoloji Inc aims to introduce a system that

will meet the operational needs of security forces

with effective munitions on cross-horizon targets

in the first half of next year.Finally, the company

made a presentation to a wide-ranging delegation

consisting of experts from the presidency of

Defense Industry, Turkish Armed Forces, General

Directorate of Security, General Command of

Gendarmerie, machinery and Chemical Industry

Authority, Ostim defense and aviation cluster, Ostim

Technical University.

Mühimmat ve tapa geliştirmek için bu yılın şubat

ayında başlayan çalışmalar sonunda, seçkin

uzmanlardan oluşan askeri heyete fonksiyonel

tapası ile çalışan mühimmatlarla başarılı

gösterimler yapıldı. Bu testlerde daha yüksek

güçlerde ve seri atışlar gerçekleştirildi.

Türkiye’de ilk defa geliştirilen 1 kg üzerinde,

35 milimetre kalibrede, hipersonik atılabilen,

fonksiyonel tapası olan ve çeşitli imha görevlerini

yerine getirebilecek elektromanyetik top

mühimmatının hedefte infilak eden ilk örnekleri

atışlarda kullanıldı.Gösterimde ayrıca sistemin

mobil ve modüler bir sistem halinde hızlı şarj

olabildiği ve art arda seri atış yapabildiği ortaya

konuldu. Bu da hem mühimmat hem de yeni darbeli

güç kaynağıyla yüksek kapasiteli şarj sisteminin

gerçekleştirilmesiyle mümkün oldu.

At the end of the work started in February of

this year to develop munitions and plugs, the

military delegation of distinguished experts made

successful screenings of munitions operated with

functional plugs. These tests carried out at higher

powers and serial shots.

Developed for the first time in Turkey over 1 kg, 35

millimeter caliber, hypersonic throwable, functional

plug and can perform various disposal tasks, the

first examples of electromagnetic ball ammunition

detonating at the target were used in the shootings.

The demonstration also revealed that the system

can be fast charging as a mobile and modular

system and can be fired repeatedly. This was

made possible by the realization of a high capacity

charging system with both ammunition and New

pulsed power supply.

52 53




MAYINA DAYANIKLI ZIRHLI DOZER

TSK ENVANTERINE GIRIYOR

MINE-RESISTANT ARMORED DOZER

ENTERS TSK INVENTORY

Üretimi yıl başından bu yana devam eden mayına dayanıklı zırhlı

dozerlerin 10’u TSK envanterine giriyor.

10 of the mine-resistant armored dozers, whose production has

continued since the beginning of the year, enter the TSK inventory.

Üretimi ocak ayından bu yana devam eden

mayına dayanıklı zırhlı dozerler, Sanayi ve

Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın firmayı

ziyaretiyle görücüye çıktı.Patlama testinden geçen

ay başarıyla geçen söz konusu dozerlerden 10’u

önümüzdeki günlerde TSK’ye teslim edilecek.

Savaş ve çatışma koşulları altında ve yüksek riskli

bölgelerde kullanılmak üzere tasarlanıp zırhlandırılan

dozerler, ön ve arka bölgelerine takılan aparatlarla,

güvenlik güçlerinin sevki için yol yapımı, yollardaki

engellerin temizlenmesi, gerektiğinde hendek

açılması veya kapatılması, enkaz kaldırılması, sert

zeminlerin kazılması, kayaların ve ağaç köklerinin

sökülmesi, bariyerlerin yıkılması, devrilmiş araçların

kurtarılması, kar ve buzların temizlenmesi gibi çok

farklı fonksiyonları yerine getirebiliyor.

The mine-resistant armoured dozers, whose

production has continued since January, were

showcased by the visit of Industry and Technology

Minister Mustafa Varank.10 of these dozers, which

successfully passed the blast test last month, will

be delivered to the TSK in the coming days.

Under conditions of war and conflict and high-risk

areas designed to be used in the dozers zirhlandirila,

with the apparatus attached to the front and rear

parts, for the referral of the security forces, road

construction, road clearing obstacles, opening

or closing of the trench when necessary, debris

removal, excavation of hard soil, rocks and tree

roots removal, breaking down barriers, overturned

vehicles, rescue, can fulfill many different functions

such as the clearing of snow and ice.

Yaklaşık 50 ton ağırlığında ve 360 beygir gücündeki

aracın camlar dahil tüm kabin çevresinde balistik

koruma bulunuyor. Kabin içi ise ısıya dayanıklı

yanmaz kumaşla kaplı dozerin, kabin içi ile motor

ve gövde bölümlerinde yangın söndürme sistemleri

yer alıyor.

Tek personel kapasiteli araçlar, ihtiyaç olması

halinde 2 kilometrelik mesafeden komuta

edilebilecek teknolojik donanıma sahip bulunuyor.

Uzaktan kumanda sistemi, kendi güç kaynağı

sayesinde, altı saat kesintisiz kullanılabiliyor.

Aydınlatma ve gece-gündüz görüşlü kamera

sistemleriyle donatılmış zırhlı dozerler, NATO

standartlarında tanımlanan en güçlü mayınlara karşı

koruma sağlayabiliyor.

Açıklamada, görüşlerine yer verilen Katmerciler

İcra Kurulu Başkan Vekili Furkan Katmerci, geniş

bir savunma portföyüne sahip olduklarını belirterek,

savunma ve güvenlik güçlerinin farklı nitelikteki

ihtiyaçlarına en uygun çözümü geliştirmeye

çalıştıklarını vurguladı.Tüm inşaat ve yol araçlarını

balistik olarak yüksek seviyede zırhlayabildiklerini

ifade eden Katmerci, şunları kaydetti:

“Araçları, talebe göre istenilen seviyede mayına

dayanıklı hale getiriyor, balistik koruma sağlıyoruz.

Ayrıca uzaktan kumanda edilebilme özelliği

kazandırıyoruz. Biz her aracımızı uluslararası

akredite kuruluşlarla beraber test ederek

sertifikalandırıyoruz. Uzaktan kumandalı zırhlı

paletli ekskavatör, zırhlı kazıcı yükleyici iş makinesi,

uzaktan kumandalı zırhlı belden kırmalı yükleyici

iş makinesi, uzaktan kumandalı zırhlı teleskopik

forklift, gizli zırhlı çeşitli 4x4 arazi araçları ve

kamyonetler, zırhlı ADR’li akaryakıt tankeri, zırhlı

otobüs, zırhlı low-bed treyler, zırhlı damper, zırhlı su

tankeri ve kurtarma aracı ile ülkemiz savunmasının

hizmetinde olduk. Bazıları uzaktan kumandalı

olmak üzere, bu araçların pek çoğu çatışma

bölgelerinde aktif olarak kullanılıyor. Zırhlı dozer de

ülke savunmasının güçlendirilmesine yönelik en yeni

ürünlerimiz arasında yerini aldı.”

The vehicle, which weighs about 50 tons and is

360 horsepower, has ballistic protection around the

entire cabin, including Windows. The interior of the

cabin is covered with heat-resistant fireproof fabric,

the interior of the cabin and the engine and body

sections are equipped with fire suppression systems.

Vehicles with single personnel capacity have

technological equipment that can be commanded

from a distance of 2 kilometers if needed.

The remote control system, thanks to its own

power supply, can be used for six hours without

interruption. Equipped with lighting and day-night

vision camera systems, armoured dozers can

protect against the most powerful mines identified

by NATO standards.

In a statement, Katmerciler Deputy Chief Executive

Furkan Katmerci stated that they have a large

defense portfolio and stressed that they are trying

to develop the most appropriate solution for the

different needs of the defense and security forces.

All construction and road vehicles are ballistically

high level of armour, Katmerci said.:

“We make the vehicles mine resistant to the

desired level according to demand and provide

ballistic protection. We also provide remote control

capability. We test and certify each vehicle together

with internationally accredited organizations.

Remote controlled armored crawler excavator,

armored construction equipment backhoe loader,

articulated loader work machine, a remotecontrolled

armored, armoured remote-controlled

telescopic forklift, various hidden armored 4x4

all-terrain vehicles and trucks, armored with ADR

fuel truck, armored buses, armored low-bed trailer,

armored damper, water tanker with armored

recovery tool and we have been in the service of

the defense of our country. Many of these vehicles,

some remotely operated, are actively used in

conflict zones. The armoured dozer has also taken

its place among the newest products aimed at

strengthening the country’s defence.”

54 55




YILDIZTEKNIK TEKNOPARK

YILDIZ TECHNICAL TECHNOPARK

MILLI TEKNOLOJI HAMLESINDE

TEKNOPARK STRATEJISI

IN A NATIONAL TECHNOLOGY MOVE,

TECHNOPARK STRATEGY

Milli teknoloji hamlesiyle

teknoloji ve yenilik kabiliyetinin

artırılmasını hedefleyen Türkiye,

yüksek teknolojili ürünlerin yerli

imkanlarla geliştirilmesine yönelik

çalışmalarına da hızla devam ediyor.

Teknolojik bilginin üretilmesi ve ticarileştirilmesi

amacıyla 2001’de kurulmaya başlayan teknoloji

geliştirme bölgeleri (Teknopark), girişimcileri,

araştırmacıları ve akademisyenleri bir araya

getirerek yüksek teknolojili mal ve hizmet üretimine

katkı sunuyor.Temmuz 2019 itibarıyla Türkiye

genelinde toplam 84 teknopark bulunuyor. Bu

bölgelerin 63’ü faaliyetine devam ederken, 21’inin

altyapı çalışmaları sürüyor.

En çok teknopark İstanbul’da

Teknoparkların en çok olduğu kentlerin başında

İstanbul geliyor, kentte 11 teknopark faaliyet

gösteriyor. İstanbul’u 9 teknoparkla Ankara, 5

teknoparkla Kocaeli ve 4 teknoparkla İzmir izliyor.

Konya, Gaziantep, Antalya, Mersin ve Hatay’da 2’şer

teknopark bulunurken, Kayseri, Trabzon, Adana,

Erzurum, Isparta, Eskişehir, Bilecik, Bursa, Denizli,

Edirne, Elazığ, Sivas, Diyarbakır, Tokat, Sakarya,

Bolu, Kütahya, Samsun, Malatya, Urfa, Düzce,

Çanakkale, Kahramanmaraş, Tekirdağ, Van, Çorum,

Manisa, Niğde, Burdur, Yozgat, Kırıkkale, Balıkesir,

Karaman, Muğla, Afyonkarahisar, Uşak, Aydın,

Batman, Osmaniye, Zonguldak, Karabük, Nevşehir,

Çankırı, Kastamonu, Kırklareli, Giresun ve Rize’de

1’er teknopark çalışmalarına devam ediyor.

55 bin kişi istihdam ediliyor

Teknoparklar bünyesinde bu yılın temmuz ayı

itibarıyla toplam 5 bin 390 firma faaliyet gösteriyor.

Bunların bin 142’si akademisyen ortaklı firmalar

olurken, 302’si yabancı ya da yabancı ortaklı

Aiming to increase technology

and innovation capability with

the National Technology move,

Turkey continues its efforts to

develop high-tech products with

domestic facilities.

The production and commercialization

of technological knowledge began to be

established in 2001 in order-tech development

zones (Technopark), entrepreneurs, researchers

and academics by bringing together the high-tech

contribute to the production of goods and services.

As of July 2019, there are a total of 84 technoparks

throughout Turkey. 63 of these regions continue

to operate, while 21 of them are undergoing

infrastructure work.

Most Technopark in Istanbul

Istanbul is one of the cities with the most

technoparks, and there are 11 technoparks operating

in the city. Istanbul is followed by Ankara with 9

technoparks, Kocaeli with 5 technoparks and Izmir

with 4 technoparks.Konya, Gaziantep, Antalya,

Mersin and Hatay, while 2 is close to Technopark,

Kayseri, Trabzon, Adana, Erzurum, Isparta, Eskişehir,

Bilecik, Bursa, Denizli, Edirne, Elazığ, Sivas, Diyarbakır,

Tokat, Sakarya, Bolu, Kütahya, Samsun, Malatya,

Şanlıurfa, Düzce, Hatay, Kahramanmaraş, Turkey,

Van, Çorum, Manisa, Niğde, Burdur, Yozgat, Izmir,

Balıkesir, Karaman, Turkey, Afyonkarahisar, Uşak,

Aydın, Batman, Osmaniye Zonguldak, Karabük, Turkey,

Nevşehir, Çankırı, Kastamonu, Kırklareli, Giresun and

Trabzon Technopark 1 continues to work.

55 thousand people are employed

A total of 5,390 companies are operating within

technoparks as of July of this year. 142 thousand of

them are academic partners, while 302 of them are

firmalardan oluşuyor.Söz konusu bölgelerde

temmuz itibarıyla toplam 55 bin 423 kişiye istihdam

sağlanıyor. Teknoparklardaki personellerin 44 bin

566’sı Ar-Ge, 3 bin 461’i destek ve 679’u tasarım

alanlarında çalışıyor.Teknoparklarda temmuz

itibarıyla 32 bin 769 proje tamamlanırken, 9 bin 106

projenin ise çalışmaları devam ediyor.

Teknoparklardan yaklaşık

80 milyar liralık satış

Söz konusu bölgelerde, firmaların yüzde 41’i

bilgisayar programlama, geri kalanıysa doğa

bilimlerinden biyoteknolojiye, imalattan, enerjiye

kadar birçok sektörde faaliyet gösteriyor. Yazılım,

elektronik, makine, sağlık, enerji, çevre, tarım,

uzay ve havacılık gibi alanlarda çözüm ve ürünler

geliştiren teknoparkların toplam ihracatı temmuz

itibarıyla 4,1 milyar dolara ulaştı.Bu bölgelerin elde

ettiği toplam satış tutarı ise aynı dönemde 79,7

milyar lirayı buldu.

Teknoparkların teknolojik gelişimdeki yeri

Teknoparkların teknolojik gelişimdeki yeri

yadsınamayacaktır. Literatür incelendiğinde

pek çok amacın gerçekleştirilmesinde büyük

payı olan teknoparklar son yıllarda Türkiye’de de

faaliyetlerini ivmelendirmişlerdir. Teknoparklar, ülke

sanayinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata

foreign or foreign partners.A total of 55,423 people

are employed in these regions as of July. 44,566 of

the personnel in technoparks work in R & D, 3,461 in

support and 679 in design areas.As of July, 32,769

projects have been completed in technoparks, while

9,06 projects are still in progress.

About 80 billion pounds of sales from

technoparks

In these regions, 41 per cent of companies are

engaged in computer programming, while the rest are

engaged in many sectors, from natural sciences to

biotechnology, manufacturing to energy. Total exports

of technoparks, which develop solutions and products

in areas such as software, electronics, machinery,

health, energy, environment, agriculture, space and

aerospace, reached $ 4.1 billion as of July.The total

sales of these regions reached 79.7 billion liras in the

same period.

The place of technoparks in

technological development

Technoparks ‘ place in technological development

is undeniable. Literature technoparks, which have a

large share in the realization of many objectives, are

examined. They have also accelerated their activities

in Turkey over the years. Technoparks, country

industryto provide an internationally competitive

56 57

yönelik bir yapıya kavuşturulmasını sağlamak

amacıyla teknolojik bilgi ve katma değeri yüksek

ürün üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde

yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını

yükseltmek, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik

bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve

girişimciliği desteklemek, ileri teknoloji alanlarında

yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı

kişilere iş imkânı yaratmak, böylece beyin göçünü

önlemek, teknoloji transferini sağlamak ve yüksek/

ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye

girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı oluşturmak,

verimlilik arttırarak bölgesel ve uluslararası alanda

rekabet gücünün yükseltilmesini desteklemek,

üniversite-sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi yolu ile

üniversite-sanayi arasında bilgi ve teknoloji transferini

sağlayarak ArGe çalışmalarının ekonomik değere

dönüşmesine katkıda bulunmak, ileri teknoloji kökenli

firmaların oluşmasını ve gelişmesini teşvik etmek,

aynı ve/veya farklı firmalar arası işbirliğiortamlarını

oluşturmak amaçlarını gerçekleştirmek için

kurulmaktadırlar.

Teknoparklar 3,8 milyar dolarlık

teknoloji ihracatı gerçekleştirdi

Hızla küreselleşen dünya ekonomisinden önemli bir

pay almak isteyen ülkeler geleneksel üretimler yerine

bilim ve teknoloji üretimlerine ciddi yatırımlar yapıyor.

Teknolojik ürünlerin Ar-Ge süreçleri devletler tarafından

yakından desteklenirken son dönemde bu Ar-Ge

faaliyetlerinin gerçekleştiği bilim parkları, teknoparklar

ve inovasyon merkezleri de büyük bir önem kazanıyor.

Türkiye’de de teknoloji ihtisas programları tüm hızıyla

devam ediyor ve milli teknolojilerin geliştirilmesi

kamu, sanayi ve üniversite işbirliğiyle teşvik ediliyor.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından açıklanan

verilere göre; ülke genelinde sayıları 84’e varan

teknoparklar, 2018’de 3,8 milyar dolarlık bir teknoloji

ihracatı gerçekleştirdi.Türkiye’de teknoloji geliştirme

programları çerçevesinde temelleri Turgut Özal

döneminde atılan ve 2013 yılında Savunma Sanayi

Başkanlığı ve İstanbul Ticaret Odası işbirliği ile resmi

olarak kurulan Teknopark İstanbul, Türk savunma

sanayinin inovasyon merkezi konumunda yer alıyor.

Türkiye’nin milli teknoloji hamlesine büyük katkılar

sunan Aselsan, Roketsan, Havelsan, TAİ, TUSAŞ,

Türksat, BMC gibi önemli şirketlerin yüksek teknolojili

Ar-Ge çalışmalarına ve bu şirketlere alt sistem

geliştirmeleri yapan girişimcilere ev sahipliği yapan

Teknopark İstanbul tüm dünyada ve Türkiye’de

teknoparkların çalışmalarının iyileştirmesi için pek çok

faaliyette bulunuyor.

and export oriented structure in order to produce

products with high technological knowledge and

added value, product and production to develop

innovation in methods, to raise product quality or

standard, production reducing costs, commercializing

technological knowledge, technology intensive

production and to support entrepreneurship, to create

investment opportunities in advanced technology

fields, researcherand creating jobs for skilled people,

thus preventing brain drain, technology transfer

foreign capital entry into the country to provide

and provide high/advanced technology to create

technological infrastructure that will accelerate, by

increasing productivity regional and international

to support the promotion of competitiveness in the

field, university-industry cooperation to contribute to

the transformation of R & D studies into economic

value by providing the transfer of information and

technology between the University and industry

through its strengthening, to encourage the formation

and development of companies with advanced

technology origin, they are established to accomplish

their goal of establishing cooperation between the

same and / or different companies.

Technoparks exports $ 3.8 billion worth of

technology

Countries that want to take a significant share of

the rapidly globalizing world economy are investing

heavily in science and technology production instead

of traditional production. While the R & D processes of

technological products are closely supported by the

states, the science parks, technoparks and innovation

centers, where these R & D activities take place, are

also gaining a great importance.

Technology specialization programs continue at full

speed in Turkey and the development of national

Technologies is encouraged with the cooperation

of Public, industry and University. According to data

released by the presidential strategy and Budget

Office and the presidential Investment Office;

technoparks, whose numbers are up to 84 across

the country, accounted for $ 3.8 billion in technology

exports in 2018. Teknopark Istanbul, which was

founded in the framework of technology development

programs in Turkey during the reign of Turgut Özal

and officially established in 2013 with the cooperation

of the Defense Industry presidency and Istanbul

Chamber of Commerce, is the innovation center of the

Turkish defense industry.

Offering a strong contribution to Turkey’s National

Technology move Aselsan, Roketsan, Havelsan,

TAI, TAI, Turksat, BMC, such as major high-tech

companies in their R & D activities and these

companies sub-system in Turkey and Istanbul

Technopark hosting entrepreneurs who make

improvements to all over the world has many activities

for the improvement of the work of science parks.

TEKNOPARKLAR IHRACATLA

SINIRLARI AŞIYOR

“Türkiye genelinde sayıları 84’e yükselen teknoloji

geliştirme bölgelerinden kuruluşlarından bu yana

yapılan toplam ihracat, Temmuz ayı itibarıyla 4,1

milyar dolara ulaştı.”

TECHNOPARKS KAS-ARA / NOV-DEC CROSS 2019

BORDERS WITH EXPORTS

“The total exports made since the

establishment of technology development

regions, whose numbers rose to 84 in Turkey,

reached 4.1 billion dollars as of July.”

58 59


Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın

(TSKGV) 32. kuruluş yıl dönümü nedeniyle

toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşma yapan

TSKGV Genel Müdür Vekili Sadık Piyade, TSKGV’nin

26 Eylül 1987 yılında kurulduğunu belirterek,

bağışçıları ciddi şekilde artırdıklarını ve şu anda 83

bin 258 bağışçıya ulaştıklarını ifade etti.

“Vakfın kamuoyunda görünürlüğünün

artırılması için sosyal medyaya da büyük

önem veriyoruz”

Vakfın kamuoyunda görünürlüğünün artırılması

için Yeni Malatya Spor - Galatasaray maçında

futbolcuların sahaya ‘El Birliği ile Güç Birliğine’

yazılı pankart ile çıktıklarını ve Süper Lig 6’ncı hafta

maçlarında da futbolcuların vakıf tanıtım pankartı ile

sahaya çıkacaklarını kaydeden Piyade, “İlk olan bir

şey yaptık. İstanbul 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne

de ‘32. kuruluş yıl dönümümüzde bağışlarınızla


TÜRK SILAHLI KUVVETLERINI

GÜÇLENDIRME VAKFI (TSKGV)

32 YAŞINDA

THE FOUNDATION FOR

STRENGTHENING THE TURKISH

ARMED FORCES IS 32 YEARS OLD

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme

Vakfı Genel Müdürü Vekili Sadık Piyade,

83 bin 258 bağışçıya ulaştıklarını

belirterek, elde edilen gelirlerin

yüzde 80’inin projelere ve yatırımlara

aktarıldığını söyledi.

Acting Director General of the Turkish

Armed Forces Foundation Sadık Piyade

said they have reached 83,258 donors, and

that 80 per cent of the revenues have been

transferred to projects and investments.

The Turkish Foundation for Strengthening its

Armed Forces (TSKGV) has won 32 seats. the

meeting was organized because of the anniversary.

TSKGV acting Director-General Sadık Piyade said that

TSKGV was established on September 26th 1987 and

has significantly boosted donors and now reached

83,258 donors.

“We also attach great importance to social

media to increase the visibility of the

foundation in the public sphere.”

To increase the visibility of the foundation in public,

the new Malatya Sport - Galatasaray game quoted

players as saying that in the field, they had started

taking a banner that read ‘El Unity to Force’ and that

in the Super League week matches, the players would

be on the field with a foundation promotional ticket,

“We did something that was the first. Istanbul is also

ranked ‘32nd’ on the 15 July Martyrs Bridge. we have

daha da güçlüyüz’ yazılı bir pankart astık” diyerek

sosyal medyaya da büyük önem verdiklerini belirtti.

“2019’da IDEF Uluslararası Savunma

Sanayii Fuarında ilk 4’e girdik. Hedef

birincilik”

Yurt dışında 15 ülkede 54 konsoloslukta tanıtım

faaliyetlerine devam ettiklerini belirten Piyade, “IDEF

Uluslararası Savunma Sanayii Fuarının planlama

ve icrasına ilişkin faaliyetler yerine getirilmektedir.

Fuarda, ileri teknoloji sistemleri ile ilgili ürünleri

tanıtıyoruz ve bu sene itibariyle ilk dörde girdik. En

son yapmış olduğumuz fuara, 53 ülkeden 481’i yerli,

580’i yabancı olmak üzere bin 61 firmayı buraya

getirmek büyük bir başarıdır. Fuara, 96 ülkeden 71

bin 82’si yerli ve 4 bin 928’i yabancı olmak üzere

toplam 76 bin 10 kişi tarafından ziyaret edildi” dedi.

TSKGV’nin savunma sanayideki konumundan

bahseden Sadık Piyade, “2018 yılında Türk savunma

sanayinde net satışların yüzde 40’ı bizim şirketlere

ait, ihracatın yüzde 38’i bize ait, Ar-Ge’de de yüzde

62’sini biz yönetiyoruz” açıklamasını yaptı.

“Gelirlerimizn %80’ini kuruluş amacıyla

yatırım ve projelere harcıyoruz”

TSKGV’nin 5 ana geliri olduğunu belirten Sadık

Piyade, “Birincisi; şirketlerin kar payları, ikincisi; bağış

geliri, üçüncüsü; IDEF geliri, dördüncüsü; emlak

gelirleri, beşincisi ise finans gelirleridir. Bu gelirleri

havuza atıyoruz ve havuzdaki bu paranın yüzde

80’ini kuruluş amacıyla ilgili yatırımlara, projelere

harcıyoruz” diye konuştu.


TSKGV 32’NCI YIL DÖNÜMÜ

BASIN LANSMANI

TSKGV 32ND ANNIVERSARY

PRESS LAUNCH

put up a banner that reads ‘we are even stronger with

your donations’ on our anniversary,” she said, adding

that they also pay great attention to social media.

“In 2019 we entered the first 4 of IDEF

International Defense Industry Fair. Target

first”

“Activities related to the planning and execution of

IDEF International Defense Industry are being fulfilled.

At the fair, we advertise products related to high-tech

systems and have entered the first four as of this year.

It is a great achievement to bring in 1,610 companies

— 481 from 53 countries, 580 of them foreigners — to

the last fair. A total of 76,10 people have visited the fair,

including 71,082 from 96 countries, both domestic and

4,928 foreign,” the event said.

Speaking of TSKGV’s position in the defense industry,

Sadık Piyade explained that “in 2018, in Turkey’s

defense industry, 40 per cent of net sales are owned by

our companies, 38 per cent of exports are owned by us,

and we manage 62 per cent of all in R&D.”

“We spend 80% of our revenues on

investment and projects for the enterprise

purpose.”

“The first one is Sadık Piyade, who says TSKGV has

5 main incomes. companies’ profits, number two.

fundraiser, third; IDEF income, fourth. real estate earnings,

and the fifth is financial income. We are throwing these

revenues into the pool and spending 80 per cent of that

money in the pool on related investments, projects for the

purpose of founding,” he said.

60 61




SILAHLI DRONE SONGAR

‘BOMBA ATAR’ KUŞANDI

ARMED DRONE SONGAR EQUIPPED

WITH “GRENADE LAUNCHERS”

Türkiye’nin ilk milli silahlı drone sistemi

Songar için sipariş süreci başladı. Yakın

zamanda TSK envanterine girecek

Songar’a, otomatik makineli tüfekten

sonra bomba atar entegre edildi.

The process of ordering for Songar, Turkey’s first

national armed drone system, has begun. Soon to be

entered into the TSK inventory, songar was integrated

with automatic machine gun after grenade launcher.

Askeri araç elektroniği, otonom mikro, mini ve

orta sınıf rotorlu insansız hava araçları (İHA),

elektro-optik, sınır güvenliği, yapay zeka gibi

alanlarda sistem, alt sistem, donanım ve yazılımlar

geliştiren ASİSGUARD, Türkiye için ilk olan milli

sistem çözümlerini güvenlik güçlerinin envanterine

katmaya hazırlanıyor.

ASİSGUARD, vurucu mikro drone Salgur ve

silahlı drone sistemi Songar’ı ilk kez 30 Nisan-3

Mayıs’ta gerçekleştirilen 14’üncü Uluslararası

Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF’19) sergiledi.

Şirket, yurt içinden ve dışından katılımcıların büyük

ilgi gösterdiği sistemleri geliştirmek için fuar

sonrasında yoğun bir çalışma yürüttü.

IDEF’19 sonrasında en önemli gelişmelerden biri

Türkiye’nin ilk milli silahlı drone sistemi Songar

için sipariş sürecinin başlaması oldu. Yakın

zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine

girecek Songar’a bir dizi yeni yetenek ve donanım

kazandırılmasına yönelik çalışmalar da sürüyor.

Lazer mesafe ölçer, balistik hesaplama ve nişangah

gibi yetenek ve donanımlarla vuruş hassasiyeti

ve etkinliği artırılacak Songar’a, olası tehditlerin

uyarılmasına yönelik olarak da anons sistemi

eklenecek.

Military vehicle electronics for autonomous micro,

mini and mid-range rotor unmanned aerial

vehicles (UAVs), electro-optical, border security,

artificial intelligence in areas such as system,

sub-system, hardware, and develop software

ACCESSORY, Turkey prepares for the first national

inventory system solutions to the security forces.

ASISGUARD first exhibited its striking micro-drone

Salgur and armed drone system Songar at the

14th International Defense Industry Fair (IDEF’19)

held on April 30-May 3.The company carried out

intensive work after the fair to develop the systems,

which attracted great interest from domestic and

international participants.

One of the most important developments after

IDEF’19 was the start of the ordering process for

Songar, Turkey’s first national armed drone system.

Efforts are also under way to introduce a range of

new capabilities and equipment to Songar, which

will soon be entered into the inventory of the Turkish

Armed Forces (TSK).The Songar will be enhanced

with capabilities and equipment such as laser

rangefinder, ballistic calculation and sighting, and

an announcement system will be added to warn of

possible threats.

Silahlı Songar ve Salgur sürüsünden

eş zamanlı görev

Fuar sonrasındaki bir diğer önemli gelişme Songar

ve Salgur’un TSK yetkililerinin de katıldığı saha

testinde birlikte görev yapması oldu.Oluşturulan

senaryo kapsamında vurucu 6’lı sürü halinde uçan

mikro drone Salgur tarafından belirlenen hedefleri,

makineli tüfek ve bomba atar entegre edilmiş drone

sistemi Songar etkisiz hale getirdi.

Bugüne kadar otomatik makineli tüfekle

performansı test edilen Songar, talep üzerine

ilk kez 40 milimetre otomatik bomba atarla atış

gerçekleştirdi. Songar, yeni silahıyla da belirlenen

hedefleri etkili şekilde vurdu.

Gökyüzünün yeni avcısı

Tekli veya çoklu drone sistemiyle eş zamanlı görev

yapabilen Songar, hedef bölgenin tespiti, tehdidi

etkisiz hale getirme, operasyon sonrası hasar tespiti

ve gerçek zamanlı görüntü aktarımı gibi kritik birçok

görevi icra edebiliyor.

Stabilizasyon sistemi için ulusal ve uluslararası

patent başvuruları yapılan Songar Silahlı Drone

Sistemi, otomatik makineli tüfekle teçhiz edilmiş

10 kilometre yarıçaplı bir menzil içinde görev

yapabiliyor. Gerçek zamanlı görüntü aktarımı

yapabilen sistem, 200 adet 5,56 kalibre 45 milimetre

NATO sınıfı mermi taşıyabiliyor. Özel esnek mermi

yolu ve otomatik ateşleme mekanizmasına sahip

sistem, 2 bin 800 metre irtifa içinde görev icra

edebiliyor.Sistem, özel bir müdahale gerekmeden

süratle değiştirilebilen mermi kutusuyla göreve

devam edebiliyor.

Simultaneous duty from armed Songar

and Salgur herd

Another important development after the Fair was

that Songar and Salgur served together in field

testing, which was also attended by TSK officials.

Under the scenario created, the drone system

Songar, which was integrated into the targets,

machine guns and grenade launchers set by the

micro-drone Salgur, flying into a 6-gun herd of

batters, defused.

Songar, whose performance has been tested with

an automatic machine gun to date, has fired a

40-millimeter automatic grenade launcher for the

first time on demand. With his new weapon, Songar

also effectively hit the designated targets.

The new Hunter of the sky

Able to perform simultaneous missions with a

single or multiple drone system, Songar is capable

of performing many critical tasks such as target

zone detection, threat neutralization, post-operation

damage detection and real-time image transfer.

The Songar armed Drone system, which has

been granted national and international patent

applications for the stabilization system, is capable

of operating within a 10-kilometer radius range

equipped with an automatic machine gun. Capable

of real-time image transmission, the system can

carry 200 5.56 caliber 45 millimeter NATO-class

rounds. With a special flexible projectile path and

automatic firing mechanism, the system is capable

of performing tasks within 2,800 meters altitude.

The system is capable of continuing the mission

with a rapidly interchangeable bullet case without

special intervention.

62 63




TÜRK SILAHLI KUVVETLERI’NIN

ENERJI KAYNAĞINA YERLI

TEKNOLOJI DESTEĞI

NATIVE TECHNOLOGY SUPPORT

FOR TURKISH ARMED FORCES

ENERGY SOURCE

Türk Silahlı Kuvvetleri için uzun ömürlü bataryaları üreten ASPİLSAN

Enerji, yurt dışından 60 bin dolara ithal edilen punta makinesini yerli

imkanlarla 8 ayda yaklaşık 35 bin dolara üretmeyi başardı.

ASPILSAN Energy, which produces long-life batteries for the Turkish

Armed Forces, managed to produce the punta machine imported from

abroad for 60 thousand dollars for about 35 thousand dollars in 8 months

with domestic facilities.

Türk savunma sanayisinin önemli aktörlerinden

ASPİLSAN Enerji’nin mühendisleri, pil bloklarının

birleştirilmesi için kullanılan ve yurt dışından

60 bin dolara ithal edilen punta makinesini yerli

imkanlarla yaklaşık 35 bin dolara üretti.Kayseri

Organize Sanayi Bölgesi’nde 1981’de hayırsever iş

adamlarının katkılarıyla kurulan ASPİLSAN Enerji,

askeri birliklerde kullanılan cihazlara özgü pil ve

bataryalar üreterek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK)

gücüne güç katıyor.Kamuya ait hava araçlarının

büyük bölümünün akü ihtiyacını da karşılayan

ASPİLSAN, 60 bin dolara ithal edilecek punta

makinesini yerli imkanlarla 8 ayda yaklaşık 35 bin

dolara üretmeyi başardı.

“PU-MA 1881” adı verilen makine sayesinde,

önceden elle yapılan kaynak işlemindeki işçilik

süresi yüzde 70 kısaldı ve standart kalitede ürün

elde edilmeye başlandı.Makine, batarya üzerinde

bulunan pil bloklarını punta kaynak yöntemiyle

birleştirerek hem zamandan hem de maliyetten

tasarruf sağlıyor.

ASPİLSAN Enerji Üretim Müdürü Murat Aydın, PU-

MA’nın standart üretim sayesinde işçilikte ortaya

çıkan hataları ortadan kaldırdığını söyledi.PU-MA’nın

ASPILSAN Energy’s engineers, one of the major

actors of the Turkish defense industry, produced

the punta machine used for combining battery

blocks and imported from abroad for 60 thousand

dollars for about 35 thousand dollars with domestic

facilities.Founded in Kayseri Organized Industrial

Zone in 1981 with the contributions of philanthropic

businessmen, ASPILSAN Enerji adds power to

the power of the Turkish Armed Forces (TSK) by

producing batteries and batteries specific to the

devices used in military units.ASPILSAN, which also

meets the battery requirement of most of the public

air vehicles, 60 thousand dollars to be imported

punta machine with domestic facilities in 8 months

about 35 thousand dollars managed to produce.

Thanks to the machine called” PU-MA 1881”, Labor

time in pre-hand welding process was reduced by

70 percent and standard quality products began

to be obtained.The machine combines the battery

blocks on the battery with the punta welding

method, saving both time and cost.

Aspilsan energy production manager Murat Aydin,

PU-MA’s standard production thanks to the errors

in labor eliminated, he said.Aydin emphasized that

piyasada olmayan, tamamen ASPİLSAN’a ait bir

tasarım olduğunu vurgulayan Aydın, geliştirilen

makineyle işçilik süresinin de yaklaşık yüzde 70

kısaldığını aktardı.

ASPİLSAN’ın ilk yerli ve milli makinesini

yaptık

Makinenin tasarımını gerçekleştiren Ar-Ge

mühendisi Ahmethan Aycan ise firmanın ihtiyaçları

doğrultusunda çeşitli çalışmalar yaptıklarını dile

getirdi.Bataryaları birleştirme işleminin uzun ve

zahmetli bir süreç olduğunu anlatan Aycan, şunları

kaydetti:

“PU-MA, şirketin puntalama (birleştirme) ihtiyacı

üzerine doğdu. Bu makineyi yurt dışından

da alabilirdik. Burada yöneticilerimizin bize

sağladığı imkanlar sayesinde punta makinesini

bünyemizde geliştirmeye karar verdik. Tabii detaylı

bir operasyondu. Bunun mekanik tasarımı var,

elektriksel tasarımı var ve yazılımsal tasarımı var.

Bizim için güzel geçen süreç sonrası ASPİLSAN’ın

ilk yerli ve milli makinesini yaptık. Punta makinesinin

en önemli özelliği kalitedeki artış. Eskiden elle

yaptığımız işleri artık otomasyon sistemiyle

yapıyoruz. Ürünlerimizin kalitesi de artmış oldu.

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de böyle bir yararı olacak.”

30 dakikada yapılan işlemin süresi

5 dakikaya düştü

Fazla ısının pillerin kimyasının bozduğunu aktaran

Aycan, bu nedenle punta kaynağının en kısa

süreli enerjiyle yapılmasının batarya işleminde

önemli olduğunu söyledi.İlerleyen zamanlarda

ihracat yapabileceklerini belirten Aycan, “Makineyi

yurt dışından satın alacak olsak 60 bin dolar

ücret ödememiz gerecekti. Kendi bünyemizde

gerçekleştirdiğimizde 35 bin dolar gibi bir maliyet

çıktı.” dedi. Aycan, büyük pil bloklarında elle 30

dakikada yapılan işlemin PU-MA ile 5 dakikada

yapılabildiğini söyledi.

PU-MA is a design that does not exist in the market

and belongs entirely to Aspilsan, and added that the

Labor time with the machine developed has been

shortened by about 70 percent.

We made Aspilsan’s first domestic and

national machine

R & D Engineer Ahmethan Aycan, who performs

the design of the machine, said that they do various

studies in line with the needs of the company.

The process of combining batteries is a long and

laborious process describing Ahmethan Aycan, said:

“PU-MA was born on the company’s need to punt

(merge). We could have bought this machine from

abroad. Here we decided to develop the Punta

machine in our system thanks to the facilities

provided by our managers. Of course, it was a

detailed operation. It has mechanical design, it has

electrical design and it has software design. After

a good process for us, we made Aspilsan’s first

domestic and national machine. The most important

feature of the Punta machine is the increase in

quality. We do what we used to do manually now with

the automation system. The quality of our products

has also increased. It will also be of such benefit to

the Turkish Armed Forces.”

The duration of the transaction in 30

minutes was reduced to 5 minutes

Ahmethan Aycan transferred that excess heat disrupts

the chemistry of batteries, so the source of punta

is the most important in the process of the battery

to be made with the shortest duration of energy,

he said. Stating that they can export in later times,

Ahmethan Aycan said, “If we were to buy the machine

from abroad, 60 thousand dollars would have to pay

a fee. When we realized our own structure, it cost like

35 thousand dollars.” quoth. Ahmethan Aycan, large

battery blocks made by hand in 30 minutes with PU-

MA can be done in 5 minutes, he said.

64 65




‘SEDA’ ILK IHRACAT

GÖREVINE HAZIR

‘SEDA’ READY

FOR FIRST

EXPORT TASK

Agosta 90B sınıfı denizaltıların

modernizasyonuna yönelik proje kapsamında

STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret

AŞ (STM), denizaltıların tasarım ve üretimini

gerçekleştiren Fransız DCNS Tersanesi ile son

ana kadar zorlu ve uzun bir rekabete girdi. STM,

Pakistan Savunma Üretim Bakanlığı tarafından

teknik ve ticari olarak üstün bulundu ve ana

yüklenici seçilerek 2016’da sözleşme imzalandı.

2018 yılında ise sözleşme ikinci denizaltıyı

kapsayacak şekilde genişletildi.

Projeyle ilk defa bir yurt dışı denizaltı projesinde

bir Türk firması ana yüklenici olarak seçildi. Bu

sayede ilk kez denizaltı tasarım, mühendislik

hizmetleriyle çeşitli sistemlerin ihracatına kapı

aralandı.Modernizasyon faaliyetleri kapsamında

denizaltı gemisinin tüm sonar süiti, periskop

sistemleri, komuta kontrol sistemiyle radar ve

elektronik destek sistemleri değiştiriliyor. Mevcut

silah konfigürasyonunun değiştirilen sistemlerle

entegrasyonunun da gerçekleştirileceği proje

kapsamında HAVELSAN’ın ürünleri ihraç ediliyor.

Türk savunma sanayisi için birçok

ilki barındıran Pakistan’ın Agosta 90B sınıfı

denizaltılarının modernizasyonu sözleşmesinde,

geliştirilen milli sistemlerin teslimatları başladı.

The contract to modernize Pakistan’s Agosta 90B-class

submarines, home to many of the first to the Turkish

military industry, has launched delivery of developed national systems.

Under a project aimed at modernizing the

Agosta 90B-class submarines, STM Defense

Technologies Engineering and Trade Average

(STM) has entered a tough and long competition

with the French DCNS Shipyard, which designs and

produces submarines. The STM was technically

and commercially superior by the Pakistani Ministry

of Defense Production and was selected as the

main contractor and signed in 2016. in 2018, the

contract expanded to cover the second submarine.

The project marked the first time a Turkish

company was selected as the main contractor in

an overseas submarine project. This marks the

first time undersea design has opened the door to

export various systems with engineering services.

Modernization is replacing all the sub-ship’s sonar

suites, periscope systems, command control

systems and radar and electronic support systems.

The export of products from HAVELSAN is part of

the project, which will also facilitate the integration

of existing weapons configuration with changed

systems.

Türk savunma sanayisi şirketleri sözleşme

kapsamındaki sorumluluklarını başarıyla yerine

getiriyor. Denizaltılar için HAVELSAN tarafından

geliştirilen Komuta Kontrol Sistemi’nin fabrika kabul

testleri başarıyla sonuçlandı.

HAVELSAN tesislerinde gerçekleştirilen fabrika

kabul testlerine, STM ve Pakistan Deniz Kuvvetleri

Komutanlığı personeli de katılım sağladı. Projede

denizaltıların Sonar Süit, Veri Dağıtım Sistemi,

Savaş Yönetim Sistemi ve Torpido Atış Kontrol

Sistemleri’ni içeren tüm Komuta Kontrol Sistemi’nin

tasarım ve üretimi, HAVELSAN sorumluluğunda

gerçekleştiriliyor. Ayrıca HAVELSAN’ın öz

kaynaklarıyla geliştirdiği Milli Coğrafi Bilgi Sistemi

yazılımı olan Kaşif, Komuta Kontrol Sistemi’nin

altyapısında kullanılıyor.

Türk teknolojileriyle 2020’de denizde

Denizaltılara entegre edilecek olan ve HAVELSAN

tarafından geliştirilen Sonar Entegre Denizaltı

Komuta Kontrol Sistemi (SEDA) Türkiye’nin bu

alandaki ilk ihracatı olacak. Sistem, denizaltıya

kurulmak üzere bu ay Karaçi tersanesine intikal

ettirilecek. Proje kapsamında modernize edilecek

ilk denizaltı olan PNS Hamza’nın 2020’de denizlerde

görev yapması planlanıyor.HAVELSAN, toplam 3

denizaltının modernize edilmesi hedeflenen projede,

3 yıldan kısa bir sürede denizaltının beyni ve sinir

sistemi olarak tabir edebilen Komuta Kontrol

Sistemi ve Veri Dağıtım Sistemi’ni teslim edecek.

Turkish defense industry companies have

successfully fulfilled their contractual obligations.

The Command Control System, developed by

HAVELSAN for submarines, has successfully

completed factory acceptance tests.

STM and Pakistani Navy Command staff have

also participated in factory acceptance tests at

the HAVELSAN facilities. The project involves the

design and production of all Command Control

Systems, including the Sonar Suite, Data Distribution

System, the War Management System and Torpedo

Shooting Control Systems of submarines, HAVELSAN

responsibility. Kasif, who is also the National Geographic

Information System software that HAVELSAN

developed with its own resources, is being used in the

infrastructure of the Command Control System.

2020 in the sea with Turkish technologies

The Sonar Integrated Submarine Command Control

System (SEDA), which will be integrated into submarines

and developed by HAVELSAN, will be Turkey’s first

exports in this area. The system will be transported

to the Karachi shipyard later this month to be built for

submarines. The first submarine to be modernized

under the project, PNS Hamza, is scheduled to work in

the seas in 2020. The project, which aims to modernize

a total of 3 submarines, will deliver Command Control

System and the Data Distribution System, which can be

dubbed the submarine’s brain and nervous system in

less than three years.

66 67




SAVUNMA SANAYISINDE

YERLI SILAH MESAISI

DOMESTIC WEAPONS OVERTIME

IN THE DEFENSE INDUSTRY

Türk savunma sanayisi,

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii

Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda

savunma ve havacılığa yönelik ürün

geliştirme ve üretim çalışmaları

yürütüyor. Hafif silahlar grubunda

son dönemde geliştirilen tabanca

ve tüfeklerin seri üretimi başarılı

şekilde sürdürülüyor

The Turkish defense industry is

leading product development and

production of products for defense

and aviation in the co-ordination of

the Presidential Defense Industry

Presidency (SSB). The group

of light weapons successfully

continues to produce the recently

developed weapons and muskets.

HASSAS GÖREVLERIN

GÜÇLÜ SILAHI MPT-55

MKEK, yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre

hafif ve etkili bir silah olma özellikleriyle ön

plana çıkan, meskun mahal gibi dar alanlarda

kullanılabilen MPT-55’i güvenlik güçlerine

kazandırıyor.MKEK mühendisleri tarafından

tasarlanan 5,56x45 milimetre kalibreye sahip MPT-

55’in uzun ve özellikle meskun mahal gibi dar

alanlarda kullanılabilen kısa namlulu (MPT-55K)

olmak üzere iki versiyonu bulunuyor.

SSB ile MKEK arasında imzalanan sözleşme

doğrultusunda güvenlik güçlerinin kullanımına 33

binden fazla uzun namlulu, 8 binden fazla kısa

namlulu tüfek sunuldu. Güvenlik güçlerinin envanterine

kazandırılan toplam MPT-55 sayısı 41 bini geçti.

Menzili 3 bin 600 metreyi buluyor

Yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve

etkili bir silah olma özelliğiyle ön plana çıkan MPT-

55, TSK’nin ihtiyacına binaen özgün, muharebe

ortamında gece ve gündüz, her türlü arazi ve hava

şartlarında kullanılabilecek şekilde geliştirildi.

Ağırlığı 3 bin-3 bin 300 gram olan tüfekle dakikada

850 atım gerçekleştirilebiliyor. Yarı otomatik ve

tam otomatik olmak üzere iki atış modu bulunan

MPT-55’in etkili menzili 400 metre iken maksimum

menzili 3 bin 600 metreye ulaşıyor.

MPT-55, yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre

hafif ve etkili bir silah olmasıyla dikkati çekiyor.

Şarjör çıkarma mandalı, mekanizma ayaklama

mandalı ve emniyet mandalının hem sağ hem sol

kullanım için çift taraflı olması, silahı benzerlerinden

ayıran özellikler olarak öne çıkıyor.Tüfek, 30 fişek

kapasiteli plastik kompozit şarjöre ve üzerine her

türlü optik sistemin takılabileceği üniversal pikatini

ray sistemine sahip.

MPT-55, THE POWERFUL WEAPON

OF SENSITIVE MISSIONS

MKEK brings the MPT-55 to the security forces

with its high firing capability and being a

lightweight and effective weapon compared to

its counterparts, which can be used in tight areas

such as residential areas.Designed by MKEK

engineers,the 5, 56x45 millimeter caliber MPT-55

has two versions, long and short-barreled (MPT-

55K), which can be used especially in narrow

areas such as residential areas. Under a contract

between the SSB and MKEK, more than 33,000

barrel rifles, with more than 8,000 short barrels,

have been offered to use the security forces. The

total number of MPT-55 that has been inventory of

the security forces exceeds 41,000.

Ranges 3,600 meters

Higher shooting capability, highlighted by the

similarity of being a light and effective weapon,

MPT-55 was developed to be used day and night

in all fields and weather, in a unique, combat

environment, which the TSK needs. The rifle

weighs 3,000-3,300 grams and can carry 850 thats

per minute. The effective range of MPT-55, which

has two firing modes, half automatic and fully

automated, reaches up to 3,600 meters maximum

range.

MPT-55 is remarkable for its high firing capability,

similar to its reputation as a light and effective

weapon. The latch for removing batteries, the

restraining cloak and the two-sided latches for both

right and left use refer to the properties separating

the gun from its similarities. The rifle has a 30-flare

plastic composite charger and a universal pier

rail system on which any optical system can be

attached.

68 69


YERLI TABANCA

ÜRETIMINDE

‘SERI’ DÖNEM

Türk savunma sanayisindeki silah üreticileri,

Özgün Yerli Tabanca Geliştirilmesi Projesi

kapsamında güvenlik güçlerinin envanterine,

etkinliği yüksek yerli tabancalar kazandırıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü

personelinin silahlı hizmet etkinliğini artıracak,

uluslararası standartlarda ve teknolojik üstünlüğü

bulunan, uluslararası pazarda rekabet edebilecek

bir tabancanın geliştirilmesi amacıyla Özgün Yerli

Tabanca Geliştirilmesi Projesi hayata geçirildi.

Proje, tabancanın yerli imkanlarla tasarlanması,

kalifikasyonu, geliştirilmesi, üretilmesi, bakımı ve

idamesine yönelik çalışmaları kapsıyor.

2018’de başlayan “Özgün Yerli Tabanca”

teslimatlarında geçen sürede önemli mesafe alındı.

Cumhurbaşkanlığı SSB ile sözleşme imzalayan

Samsun Yurt Savunma Sanayi ve Ticaret AŞ “TP9

SF Mete” ve Sarsılmaz Silah Sanayi AŞ “SAR9 Mete”

tabancalarını üreterek, Türk Silahlı Kuvvetleri ile

Emniyet Genel Müdürlüğünün kullanımına sunuyor.

Böylece güvenlik güçleri tarafından kullanılan

tabancaların yerini ateş gücü yüksek yerli ürünler alıyor.

235 bin tabanca tedarik edilecek

Samsun Yurt Savunma ve Sarsılmaz’ın partiler

halinde yaptığı teslimat sayısı 115 bini geçti. Proje

kapsamında 235 bin tabancanın tedarik edilmesi

öngörülüyor.

Özgün Yerli Tabanca Geliştirilmesi Projesi

kapsamında geliştirilen her iki tabanca da yüksek

sıcaklık testlerinden, tuz sisi dahil zorlu çevresel

koşul ve düşük sıcaklık testlerinden başarıyla geçti.

n 9x19 milimetre kalibreli mermi ateşleyen

tabancalar, 30 bin atım namlu ömrüyle dikkati

çekiyor.

n Yarı otomatik tabancalar, polimer gövdeye ve 750

gram ağırlığa sahip bulunuyor.

n Tabancalar, iğne ateşleme ve tek hareket tetik

mekanizmalarıyla görev yapıyor.

Görevin gerektirdiği aksesuarlarla donatılabilen

tabancalar, hafif ve etkin yapısıyla güvenlik güçlerine

hizmet ediyor.

‘SERIAL’ PERIOD

IN DOMESTIC PISTOL

PRODUCTION

Gun manufacturers in the Turkish defense

industry are bringing high-efficiency domestic

pistols to the inventory of the security forces

within the scope of the original domestic pistol

development project.

The original domestic pistol development project

was implemented in order to develop a pistol that

will increase the armed service efficiency of the

Turkish Armed Forces and General Directorate

of security personnel, which has international

standards and technological superiority and can

compete in the international market. The project

covers the design, qualification, development,

manufacture, maintenance and execution of the

pistol with domestic facilities.

Significant distance has been taken in the elapsed

time in “original domestic pistol” deliveries, which

began in 2018.

Samsun Yurt Defense Industry and Trade Inc “TP9

SF Mete” and SAR9 Mete “guns are produced

and made available to the Turkish Armed Forces

and the General Directorate of security. Thus, the

handguns used by the security forces are replaced

by domestic products with high firepower.

235 thousand pistols to be supplied

The number of deliveries made by Samsun Yurt

Defense and Sarsılmaz in batches exceeded 115

thousand. Within the scope of the project, 235

thousand guns are projected to be supplied.

Developed as part of the original domestic gun

Development Project, both pistols have successfully

passed high temperature tests, challenging

environmental conditions and low temperature tests

including salt mist.

n Guns firing 9x19 millimeter caliber rounds, 30

thousand beats barrel life is striking.

n Semi-automatic pistols have a polymer body and

a weight of 750 grams.

n Pistols operate with needle firing and singleaction

trigger mechanisms.

The pistols, which can be equipped with the

accessories required by the mission, serve the security

forces with their light and effective construction.

70 71




ALTAY TANKI IÇIN ÇARKLAR

DÖNMEYE BAŞLADI

THE IMPELLERS BEGAN TO

SPIN FOR THE ALTAY

BMC Yönetim Kurulu Üyesi Yasin Öztürk, Türk Silahlı Kuvvetlerinin

yeni talepleri doğrultusunda geliştirilen Altay tankının ilk prototiplerini

üretmeye başladıklarını söyledi.

BMC Board Member Yasin Ozturk, the Turkish Armed Forces (TSK) in line

with the new demands of the Altai tank developed in line with the first

prototypes began to produce, “If the first mass production quickly does not

fail in 2021 tsk we’ll see, the first mass production will start there.” he said.

Türkiye’nin lider savunma sanayisi şirketlerinden

BMC, Türkiye’nin en büyük teknoloji etkinliği

TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji

Festivali’nde (TEKNOFEST İstanbul) Altay ana

muharebe tankının seri üretim sürecindeki ilk

konfigürasyonu olan Altay T1’i sergiledi. Daha

önce savunma sanayisi fuarlarında sektördeki

profesyonellere tanıtılan Altay, böylece ilk kez geniş

halk kesimlerine açık bir etkinlikte sergilenmiş oldu.

Yasin Öztürk, seri üretim görevini aldıktan sonra

yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgiler verdi.BMC’nin seri

üretim ihalesi sonrasında ilk prototipi teslim aldığını

ve tank üzerinde tekrardan geliştirme çalışmalarına

başladığını anlatan Öztürk, “Tankın geliştirmesi

devam ediyor. TSK’nin şu andaki isterleri daha

farklı olduğu için aracın yenileri yapılmaya başlandı.

Paydaşlarımızla ortak çalışıyoruz. Türkiye’nin milli

markaları beraber çalışıyor. Tankın ilk prototiplerini

üretmeye başladık. Şu anda prototipler üretiliyor.

Ülkemizin çok bekleme vakti olmadığı için Arifiye

fabrikasında geliştirilen tankın ilk prototiplerini

üretmeye başladık. Şu anda arkadaşlarımız orada

çalışıyor. Hızlı şekilde ilk seri üretimi bir aksilik

çıkmazsa 2021’de TSK’da göreceğiz, ilk seri üretim

orada başlayacak.” diye konuştu.

2023’te yerli tank motoru

Bir taraftan da tankın motorunu yerlileştirmeye

çalıştıklarını ifade eden Öztürk, şu

değerlendirmelerde bulundu:”Bin 500 beygirlik,

BMC, one of Turkey’s leading defence industry

companies, is the first configuration of the Altai

main battle tank in the mass production process at

TEKNOFEST Istanbul Istanbul Aviation, Space and

Technology Festival (TEKNOFEST Istanbul), Turkey’s

largest technology event. Altai exhibited T1. Altay

was previously introduced to professionals in the

sector at defence industry fairs, thus exhibiting for

the first time at an event open to large public sectors.

Yasin Ozturk gave information about their work

after taking the job of mass production.BMC

took delivery of the first prototype after the mass

production tender and began redevelopment work

on the tank, describing Öztürk, “tank development

continues. As the current demands of TSK are

different, new ones have started to be made.

We work in partnership with our stakeholders.

Turkey’s national brands work together. We

started producing the first prototypes of the tank.

Prototypes are currently being produced. Since

our country does not have much time to wait, we

started to produce the first prototypes of the tank

developed in Arifiye factory. Our friends are working

there now. If a setback does not occur quickly, we

will see the first mass production in TSK in 2021,

the first mass production will begin there., “he said.

Domestic tank Engine in 2023

On the one hand, the tank’s engine is trying to make

the domestic Öztürk, the following assessments

şanzımanıyla beraber motoru yerlileştirmeye

çalışıyoruz. Bu da bir aksilik çıkmazsa ilk tankımızın

üzerine 2023’te koyacağız. Bundan sonra hiçbir

ülkeye bağımlılığımız kalmadan bu araçları üretmeye

devam edeceğiz. Sorumluluğumuzun ağır olduğunu

biliyoruz. Ülkemize hizmet etmeye çalışıyoruz.

bunu daha da ileriye götürmek için elimizden gelen

çabayı sarf ediyoruz. Ama bu tek başınıza yapılan bir

operasyon değil. Türkiye’deki yerli firmalarla beraber

ortaklaşa bu işi yürütmeye çalışıyoruz.”

Zırh sürprizi

BMC Yönetim Kurulu Üyesi Yasin Öztürk, zırh

üretimi için de özel bir çalışma sürdürdüklerini

bildirdi. Büyük ihtimalle yakın zamanda bu

çalışmanın lansmanını yapacaklarını dile getiren

Öztürk, “Bu da halkımıza sürprizimiz olsun. Bizden

sonraki nesiller inşallah yüzde 100 yerli, tamamen

kendileri ürettikleri araçları kullanacaklar, dünyaya

bağımlılıkları olmadan yaşayacaklar inşallah. Onunu

için çaba sarf ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Altay tankı için başlangıçta yurt dışından

temin edilen sistemlere yönelik sıkıntı yaşanıp

yaşanmadığı yönündeki soruya Öztürk, “Ülkeler

arasında kriz olduğu zaman size mutlaka yansıyor

ama bunlar aşılmayacak şeyler değil, aşıyorsunuz.

Çünkü dünyada tek bir üretici yok, başka

alternatifleriniz var, elinizde başka kuvvetli nüanslar

var. Onlarla beraber gerekeni yapıyorsunuz. Şu anda

öyle bir sıkıntımız yok.” karşılığını verdi.

Altay, Katar’a teste gidecek

Öztürk, Altay tankına yönelik yurt dışından gelen

taleplere ilişkin de bilgiler verdi.Özellikle Orta

Doğu’dan Altay’a çok büyük talep olduğunu

vurgulayan Öztürk, “Hatta yılbaşında ortağımız

Katar’a testlere gidecek, yarışmaya katılacak ve

orada da birinci olacağına inanıyoruz. Orada da bir

aksilik çıkmadan gelecek. Hatta Katar Savunma

Bakanımızın bize sözü var, araç testlerden geçtiği

zaman ilk 250 tane siparişi geçecekler.

found:”thousand 500 horsepower, gearbox together

with the engine we are trying to make domestic.

Which means if nothing goes wrong, we’ll put the

engine on our first tank in 2023. From now on

we will continue to produce these tools without

any dependence on any country. We know our

responsibility is heavy. We’re trying to serve our

country. we are making every effort to take this

further. But this is not a solo operation. We are

trying to conduct this business jointly with local

companies in Turkey.”

Armor surprise

BMC Executive Board Member Yasin Ozturk said

they are also working exclusively to produce armor.

Most likely recently, Ozturk says, they will be

launching this work. “Let this be our surprise to our

people. I hope the generations after us will be able

to use the tools that they make for 100 percent, fully

themselves, without dependency on the world. We

are making efforts for it.” he used his statements.

Asked if there was initially a problem for the Altay

tank with the systems obtained from abroad, Ozturk

said, “When there is a crisis between the countries

it is always reflected in you, but these are not

insurmountable things. Because there isn’t a single

producer in the world, you have other alternatives,

you have other powerful nuances. You’re doing what

you need with them. We don’t have that problem

right now.” he paid for it.

Altay to take Qatar test

Ozturk also provided information about requests

from abroad to the Altay tank. In particular, he

stressed that there is a huge demand for Altay from

the Middle East. “We believe that on new year our

partner will go to the tests in Qatar, take part in the

competition and be the winner there. He’ll be there

without a hitch. In fact, the Qatar Defense Secretary

promised us that when the vehicle passes the tests,

they will order the first 250.”

72 73




ASELSAN’IN GÜVENLIK

SISTEMLERI KKTC’DE

ASELSAN’S SECURITY SYSTEMS ARE IN

TURKISH REPUBLIC OF NORTHERN CYPRUS

ASELSAN’ın Türkiye’de başarıyla

görev yapan “Kent Güvenlik Yönetim

ve Plaka Tanıma” sistemleri, KKTC’nin

güvenliğine de katkı sağlayacak.

Aselsan’s “City Security Management

and License Plate Recognition”

Systems, which have successfully

operated in Turkey, will also contribute

to the security of the TRNC.

Emniyet Genel Müdürlüğü ihtiyacı doğrultusunda

terörle mücadele, asayiş ve güvenliğe katkı

sağlamak amacıyla Türkiye’nin tüm il ve ilçelerinde

“Kent Güvenlik Yönetim ve Plaka Tanıma”

sistemlerinin kurulumları gerçekleştiriliyor. Ayrıca

okullarda güvenli eğitim ortamının tesis edilmesi

amacıyla çevre görüntüleme sistemlerinin

kurulumları yapılıyor. Böylece, milli olarak

geliştirilen yazılımlarla tüm sistemlerin tek bir

merkezden yönetilmesi yeteneği de Emniyet Genel

Müdürlüğüne kazandırıldı.

“

Urban Security Management and license plate

recognition” systems are being installed in

all provinces and districts of Turkey in order to

contribute to counterterrorism, public order and

security in line with the needs of the General

Directorate of security. In addition, environmental

imaging systems are being installed in order to

establish a safe educational environment in schools.

Thus, the ability to manage all systems from a single

center with nationally developed software was

gained to the General Directorate of security.

edilmesi talebinde bulunuldu.

Bu doğrultuda ASELSAN ile ek sözleşme imzalandı.

Yapılan ek sözleşme ile 2020 yılı içerisinde 342

adet sabit ve 94 adet hareketli kamera, 235 adet

Plaka Tanıma Sistemi, 22 adet Lazer PTZ kamera

tedarik edilerek Kıbrıs Polis Genel Müdürlüğüne

teslim edilecek.Türkiye’de başarıyla görev yapan

“Kent Güvenlik Yönetim ve Plaka Tanıma” sistemleri,

böylece KKTC’nin güvenliğine de katkıda bulunacak.

Projenin sağladığı kazanımlar

Söz konusu proje sayesinde; yüksek çözünürlüklü

kameraların kullanımı ile terör ve güvenlik olaylarının

hızlı ve etkin bir şekilde çözümlenmesi, plaka

tanıma ve ikiz plaka tespit başarı oranlarının

arttırılması, tek bir çatı yazılım ile tüm sistemlerin

tek bir merkezden yönetilebilmesi konularında

önemli kazanımlar sağlandı.Kent Güvenlik Yönetim

Sistemleri’nden elde edilen video görüntülerinden

anlamlı sonuçlar çıkaracak ve emniyet güçlerinin

olayları daha hızlı çözmelerine katkı sağlayacak

video analiz sistemi geliştirilme çalışmaları da

devam ediyor. Sistemin envantere alınması ile

birlikte Kent Güvenlik Yönetim Sistemleri’nin

asayiş ve güvenliğe olan katkısının arttırılması

hedefleniyor.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının,

asayiş ve güvenliğe katkı sağlanması amacıyla

ihtiyaç bildirilen tüm noktalar için

sistem kurulumlarının yapılması,

sistemlerin sorunsuz ve yüksek

performans ile çalışması için

her türlü tedbirin alınmasına

yönelik çalışmaları sürüyor.

the provision of security systems and license plate

recognition systems was requested spots.

In this direction, an additional contract was signed

with ASELSAN. Under the additional contract, 342

fixed and 94 mobile cameras, 235 plate recognition

systems and 22 laser PTZ cameras will be supplied

and delivered to the General Directorate of Police of

Cyprus in 2020.The “city Security Management and

license plate recognition” systems that have been

successfully deployed in Turkey will thus contribute

to the security of the TRNC.

The advantages of the project

Thanks to this project, important gains have

been achieved in the areas of rapid and effective

resolution of terrorism and security incidents with

the use of high resolution cameras, increasing the

success rates of plate recognition and twin plate

detection, managing all systems from a single

center with a single roof software.The development

of a video analysis system that will draw meaningful

conclusions from the video footage obtained

from the city Security Management Systems and

contribute to the rapid resolution of incidents by the

police forces is also ongoing. It is aimed to increase

the contribution of City Security Management

Systems to public order and security by taking the

system into inventory.

In order to contribute to security and security,

the presidency of the defense industry

continues its efforts to make system

installations for all the points declared

needed, and to take all measures to make

the systems work smoothly and with high

performance.

Sistemlerin ülke çapında yaygınlaştırılması

kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğünün ilave

ihtiyaçlarına istinaden ek paketler için tedarik

işlemleri Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii

Başkanlığınca gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede,

yaklaşık 44 bin kamera ve 9 bin plaka tanıma

sistemi Emniyet Genel Müdürlüğüne teslim edildi.

Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti

ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti

arasında 26 Eylül 2017’de imzalanan protokol

kapsamında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)

makamlarınca ihtiyaç bildirilen noktalar için güvenlik

sistemleri ve plaka tanıma sistemleri tedarik

Within the scope of the nationwide expansion of

the systems, the presidential Defense Industry

presidency conducts procurement operations for

additional packages based on the additional needs

of the General Directorate of security. Within this

framework, approximately 44 thousand cameras

and 9 thousand license plate recognition systems

were delivered to the General Directorate of security.

On the other hand, between the government of

the Republic of Turkey and the Turkish Republic of

Northern Cyprus signed in 26 September 2017 under

the terms of the Turkish Republic of Northern Cyprus

(TRNC) declared by the authorities of the need for

74 75




SAVUNMA VE HAVACILIK SEKTÖRÜ

İHRACATTA REKOR TAZELEDİ

DEFENCE AND AVIATION SECTOR

REAFFIRMS RECORD IN EXPORTS

Savunma ve havacılık sektörü, yılın 9 ayındaki ihracatını 2018’in aynı dönemine

göre yüzde 37,7 artırarak 1,9 milyar dolara çıkardı. Böylece, sektör söz konusu

dönemde gerçekleştirilen en yüksek ihracat rakamına ulaşmış oldu.

The defence and aerospace sector increased its exports in the 9 months

to 2018 by 37.7 per cent compared to the same period to $ 1.9 billion. Thus,

the sector reached the highest export figure realized in the said period.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden

derlediği bilgilere göre, yılın 3 çeyreğinde

dış satımını geçen yılın aynı dönemine göre en

fazla artıran sektör savunma ve havacılık oldu.

Türkiye’nin ihracatı bu dönemde yüzde 2,6 artış

gösterdi. Savunma ve havacılık sektörü ise yüzde

37,7’lik ihracat artışıyla bu alanda ilk sıraya yerleşti.

Geçen yılın ocak-eylül döneminde 1 milyar 346

milyon 869 bin dolar olan sektör ihracatı, 1 milyar

855 milyon 274 bin dolara ulaştı.

Söz konusu dönemdeki ihracat artışında savunma

ve havacılık sektörünü yüzde 18,9 ile çimento, cam,

seramik ve toprak ürünleri, yüzde 17,6 ile kimyevi

maddeler ve mamulleri ve yüzde 11,3 ile fındık ve

mamulleri takip etti.

En fazla talep ABD’den

Yılın 9 ayında, savunma ve havacılık ihracatının yüzde

17,1 arttığı ABD, 595 milyon 248 bin dolarla sektörün

dış satımında ilk sırayı korudu.ABD’yi, 184 milyon 776

bin dolarla Almanya izledi. Almanya’ya ihracat, geçen

yılın aynı dönemine göre yüzde 9,7 arttı.

Umman’a gerçekleştirilen savunma ve havacılık

sektörü ihracatı, bu dönemde, yüzde 35,8 artışla

184 milyon 776 bin dolar olarak gerçekleşti.Katar’a

dış satım yüzde bin 336,6 artışla 138 milyon 753

bin dolar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yüzde bin

763,8 artışla 96 milyon 454 bin dolarlık ihracat

gerçekleştirildi.

According to information compiled from Turkish

Exporters Assembly (TIM) data, the sector

that increased its foreign sales in the 3 quarter of

the year compared to the same period last year

was defense and aviation. Turkey’s exports rose

2.6 percent during this period. The defense and

aerospace sector was ranked first in this field with

an increase in exports of 37.7 percent. January-

September period of last year, 1 billion 346 million

869 thousand dollars in exports of the Sector, 1

billion 855 million 274 thousand dollars reached.

In the period in question, exports increased in

the defense and aviation sector with 18.9 percent

cement, glass, ceramic and soil products, 17.6

percent chemical substances and products and

11.3 percent nuts and products followed.

Most requests from the United States

In the 9 months of the year, defense and aerospace

exports increased by 17.1 percent in the United

States, 595 million 248 thousand dollars in foreign

sales of the sector retained the first place.The United

States was followed by Germany with 184 million

776 thousand dollars. Exports to Germany rose 9.7

percent compared to the same period last year.

Defense and aviation sector exports to Oman, in

this period, 35.8 percent increase in 184 million

776 thousand dollars was realized.Foreign sales

to Qatar increased by 336.6 percent to 138 million

Antalya’dan savunma ihracatında sıçrama

Savunma ve havacılık sektöründe ilk 9 ayda en

fazla ihracata imza atan il Ankara oldu. Söz konusu

dönemde sektör ihracatının yüzde 44,4’ünü başkent

Ankara tek başına sırtladı. Ankara’nın savunma ve

havacılık ihracatı, 2019’un ilk üç çeyreğinde 825

milyon 313 bin dolar olurken, bu rakam geçen yılın

aynı dönemine göre yüzde 26,6 yükseliş kaydetti.

Başkentin ardından en fazla savunma ve havacılık

ihracatı gerçekleştiren il, geçen yılın aynı dönemine

göre ihracatını yüzde 74,1 artırarak 490 milyon

964 bin dolara çıkaran İstanbul oldu.Savunma ve

havacılık ihracatında üçüncü sırayı alan Eskişehir’in

ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26,1

artarak 341 milyon 215 bin dolara yükseldi.Geçen

yılın ocak-eylül döneminde 15’inci sırada yer alan

Antalya, bu yıl dördüncü sıraya yerleşti. Antalya’nın

savunma ve havacılık sektörü ihracatı bu dönemde

yıllık bazda yüzde bin 964 artarak 43 milyon 377 bin

dolar oldu.

753 thousand dollars and United Arab Emirates

increased by 763.8 percent to 96 million 454

thousand dollars in exports were made.

Jump in defense exports from Antalya

Ankara was the city that signed the most exports

in the first 9 months in the defense and aviation

sector. In the said period, the capital Ankara alone

backed 44.4 percent of the sector’s exports.

Ankara’s defense and aviation exports, while 825

million 313 thousand dollars in the first three

quarters of 2019, this figure rose 26.6 percent

compared to the same period last year.

After the capital city, the province performing the

most defense and aviation exports, compared to

the same period last year by increasing its exports

by 74.1 percent 490 million 964 thousand dollars

was Istanbul.Defense and aviation exports in the

third place in Eskisehir’s exports increased 26.1

percent compared to the same period last year,

341 million 215 thousand dollars rose.January-

September of last year in the 15th place in Antalya,

placed fourth this year. Antalya’s defense and

aviation sector exports increased by 964 per cent

year-on-year in this period, was 43 million 377

thousand dollars.

76 77




TÜRK SILAHLI KUVVETLERI’NE

YENI ‘KORKUT’ TESLIMATI

NEW ‘KORKUT’ DELIVERY TO

TURKISH ARMED FORCES

Türkiye’nin alçak irtifa hava savunmasını güçlendirmek amacıyla 10 adet

Korkut Kundağı Motorlu Namlulu Alçak İrtifa Hava Savunma Silah Sistemi

daha Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdi.

In order to strengthen Turkey’s low-altitude air defense, 10 Korkut

Kundağı motorized barreled low-altitude air defense weapons systems

were entered into the inventory of the Turkish Armed Forces.

Son teslimatlarla toplamda 13 Korkut Alçak İrtifa

Hava Savunma Silah Sistemi’nin TSK’ye teslim

edildi.Korkut Projesi’nin, Türkiye’nin hava savunma

alanındaki yeteneklerinin daha ileri noktaya

taşınmasını ve bu alanda pek çok yeni teknolojinin

kazanılmasını sağladı. “Korkut Projesinde” çok

sayıda yerli kuruluş önemli görevler alıyor. Bu

projeyle KOBİ’lere ve yan sanayi firmalarımıza

iş hacmi yaratıldı, yeni yetenek ve altyapılar

kazandırıldı.

Milli imkanlarla geliştirildi

Sistem, hareketli unsurlar ile mekanize birliklerin

hava savunmasını etkin şekilde gerçekleştirmek

üzere Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii

Başkanlığı (SSB) tarafından yürütülen geliştirme

projesi kapsamında ASELSAN tarafından tamamen

milli imkanlarla geliştirildi.Korkut Seri Üretim

Sözleşmesi, SSB ile ASELSAN arasında 19 Mayıs

2016’da imzalandı. Korkut sistemlerinin seri üretimi

kapsamındaki ilk teslimat Mart 2019’da yapıldı.

total of 13 Korkut low altitude air defense

A weapons systems were delivered to the TSK

with the last deliveries.The Korkut project has

enabled Turkey’s air defense capabilities to move

further and gained many new technologies in this

area. In the “Korkut Project”, a large number of

local organizations take important roles. With this

project, business volume was created for SMEs and

our subsidiary companies and new capabilities and

infrastructures were acquired.

Improved with national possibilities

The system was developed by ASELSAN entirely with

national facilities within the scope of the development

project carried out by the presidential Defense

Industry presidency (SSB) in order to effectively

perform the air defense of the moving elements

and mechanized units.The Korkut mass production

contract was signed between SSB and Aselsan on 19

May 2016. The first delivery under mass production

of Korkut systems was in March 2019.

Atom etkinliğini artırıyor

Proje, Türkiye’nin hava savunma alanındaki

yeteneklerinin daha ileri noktaya taşınmasını ve

bu alanda pek çok yeni teknolojinin kazanılmasını

sağladı. Korkut ve 35 milimetre parçacıklı

mühimmat Atom ile birlikte Türkiye, dünyada az

sayıda ülkenin sahip olduğu bir yeteneğe milli

olarak ulaştı.Kara Kuvvetleri Komutanlığının

ihtiyaçları doğrultusunda dağıtık bir mimariye sahip

olan Korkut sisteminde her bir takım birbirlerine

telsizle bağlı 3 Silah Sistemi Aracı ve 1 Komuta

Kontrol Aracı’ndan oluşuyor.

Her bir Silah Sistemi Aracı, stabilize insansız

silah kulesi, Korkut sistemi için özel geliştirilen 3

boyutlu takip radarı, elektro-optik sensör paketi

ve yüksek atım hızına sahip çift namlulu 35

milimetre silah sistemi ile görev yapıyor. Komuta

Kontrol Aracı’nda ise 3 boyutlu arama radarı ile TV

kamera, termal kamera ve lazer mesafe ölçerden

oluşan elektro-optik sensör paketi bulunuyor.

Korkut, klasik tipte mühimmata ilave olarak yine

ASELSAN tarafından geliştirilen 35 milimetre

parçacıklı mühimmat Atom’u kullanıyor.Korkut,

alçak irtifa hava savunmasını uçak ve helikopterler

gibi klasik hava tehditlerinin yanı sıra havadan

karaya füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava

araçları gibi güncel hava hedeflerine karşı da en

etkili şekilde icra ediyor.

Increasing atomic activity

The project brought Turkey’s capabilities in the air

defense field to a more advanced point and gained

many new technologies in this field. Together with

Korkut and the 35 millimeter particle ammunition

Atom, Turkey has achieved a national capability that

few countries in the world have.The Korkut system,

which has a distributed architecture in line with the

needs of the Land Forces Command, consists of

3 Weapons System vehicles and 1 Command and

control vehicle connected to each other by Radio.

Each weapon system vehicle is served by a

stabilized unmanned weapons Tower, a specially

developed 3-D tracking radar for the Korkut system,

an electro-optical sensor package, and a doublebarreled

35-millimeter weapon system with a

high rate of Pulse. The command and control

vehicle is equipped with a 3D search radar and an

electro-optical sensor package consisting of a TV

camera, thermal camera and laser distance meter.

Korkut uses the 35 millimeter particle ammunition

Atom developed by ASELSAN in addition to the

classic type of ammunition. Korkut performs its

low-altitude air defense most effectively against

conventional air threats such as aircraft and

helicopters, as well as current air targets such

as air-to-ground missiles, cruise missiles and

unmanned aerial vehicles.

78 79




SINIR VE ANAYURT GÜVENLIĞINDE

EN SON TEKNOLOJILER SEDEC ’TE

THE LATEST TECHNOLOGIES IN BORDER

AND HOMELAND SECURITY AT SEDEC

Türkiye’nin öncelikli gündem maddesi haline gelen “Sınır ve Anayurt

Güvenliği” alanındaki firmalar, 02-04 Haziran 2020 tarihleri arasından ATO

Congerisum’da düzenlenecek SEDEC Savunma ve Güvenlik Fuarı’nda bir araya

gelecek. Sektörün ulusal ve uluslararası tüm oyuncularını buluşturan SEDEC,

stratejik ürünlerin ihracatında yeni pazarların da kapılarını aralayacak.

Companies in the field of “border and Homeland Security”, which has become

the priority agenda item of Turkey, will meet at the SEDEC defense and

security fair to be held in ATO Congerisum from 02-04 June 2020. Bringing

together all the national and international players of the sector, SEDEC will

open the doors of new markets in the export of strategic products.

Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve Savunma

Sanayi İhracatçıları Birliği’nin (SSI) desteğiyle

organize edilen SEDEC, anayurt güvenliği, sınır

güvenliği, iç güvenlik ve savunma sistemleri

konularında uluslararası ve ulusal tüm oyuncuları

bir araya getirecek. Bir çok kurum ve kuruluşun

desteklediği, Türkiye’deki ve dünyadaki savunma ve

güvenlik profesyonellerinin buluştuğu stratejik bir

zirveye dönüşecek. Teknopark Ankara bünyesinde

yürüyen, Ticaret Bakanlığı destekli URGE projesi

kapsamında da yer alan SEDEC’te güvenlik

Organized with the support of the Defence

Industry presidency (SSB) and the Defence

Industry Exporters Association (SSI), SEDEC will

bring together all international and national players

on Homeland Security, Border Security, Internal

Security and defence systems. It will become a

strategic summit, supported by many institutions

and organizations, where defense and security

professionals meet in Turkey and around the

world. Steps will be taken in Sedec, which is part

of the URGE project supported by the Ministry of

sektörünün geleceğine yön veren adımlar atılacak.

Dünya devleri SEDEC’in davetlisi

Milli Savunma Bakanlığı, Kara, Deniz ve Hava

Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil

Güvenlik Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü,

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı

ve Göç İdaresi

Genel Müdürlüğü

temsilcilerinin,

Askeri Ataşelerin,

FRONTEX (Avrupa

Sınır ve Sahil

Koruma Ajansı)

yetkililerinin davet

edildiği SEDEC aynı

zamanda savunma

sanayinde

dünyanın önde

gelen firmalarını

da buluşturacak.

Türkiye’nin

savunma

sanayindeki uluslararası markaları haline gelen

ASELSAN, FNSS, HAVELSAN, MKEK, ROKETSAN,

TUSAŞ ile dünyanın savunma sanayi devleri Airbus,

BAE Systems, Boeing, Leonardo, Lockheed Martin,

MBDA, Rolls-Royce gibi kurum ve kuruluşların

yöneticilerinin ve satın alımcılarının da aralarında

yer aldığı yüzlerce profesyonel SEDEC Fuarı’na

davet edildi.

Ana üreticilerle doğrudan bağlantı

fırsatı SEDEC’te

SEDEC Türkiye Koordinatörü Hilal Ünal Türkan,

“SEDEC, yurtdışındaki emniyet güçleri ve kolluk

kuvvetlerinin titizlikle seçilen satın alımcılarının,

karar vericilerinin ve ayrıca ana sanayi

üreticilerinin, KOBİ seviyesinde tedarik zinciri

bağlantılarını en kısa sürede sağlayabildikleri

en etkin platform olmayı devam edecek” diyor.

Etkinlik, aynı zamanda, önceden planlanan ikili iş

görüşmeleri kapsamında yabancı orijinal ekipman

üreticileri ile birinci ve ikinci seviye tedarikçileri,

Türk savunma, havacılık ve güvenlik sanayisi

firmaları ile buluşturacak. Türk firmalarının,

hem ana sanayi firmalarının hem KOBİ’lerin,

yetenekleri ve başarıları, yabancı misafirlere

daha yakından tanıtılacak.SEDEC 2018 yılında 39

ülkeden katılımcı ile gerçekleştirildi ve 4 bin 200

ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. 2020 yılında

düzenlenecek 2. SEDEC Fuarı’nda bu rakamların

çok üstüne çıkılması bekleniyor.

Commerce, within Teknopark Ankara.

Invitee of World Giants Sedec

The Ministry of National Defense, land, sea and

air, naval, Gendarmerie General Command, Coast

Guard Command, General Directorate of security,

the Prime Ministry’s disaster and Emergency

Management

Presidency Directorate

General of Immigration

and representatives

from the military

attache of FRONTEX

(the European border

and Coast Protection

Agency (EPA) officials

have been invited only

at the same time,

will bring together

the world’s leading

companies in the

defense industry.

ASELSAN, FNSS,

HAVELSAN, MKEK, ROKETSAN, which have

become international brands in Turkey’s defense

industry, Hundreds of professionals including

executives and purchasers of institutions and

organizations such as TUSAŞ and the world’s

defense industry giants Airbus, BAE Systems,

Boeing, Leonardo, Lockheed Martin, MBDA and

Rolls-Royce were invited to SEDEC fair.

Direct link with major manufacturers

in SEDEC

“SEDEC will continue to be the most effective

platform on which the carefully selected

purchasers, decision makers of the law

enforcement and law enforcement agencies

abroad, as well as the main industry producers,

can provide SME-level supply chain connections as

soon as possible,” said Hilal Ünal Türkan, SEDEC

Turkey coordinator.The event will also bring together

foreign Original Equipment Manufacturers and

first and second level suppliers, Turkish defense,

aerospace and security industry companies as

part of previously planned bilateral business

negotiations. The talents and achievements of

Turkish companies, both main industrial companies

and SMEs will be introduced more closely to foreign

guests.SEDEC was held in 2018 with participants

from 39 countries and 4,200 bilateral job interviews

were held. The 2nd SEDEC fair, to be held in 2020, is

expected to exceed these figures.

80 81



TÜRK SILAHLI KUVVETLERININ

ELEKTRONIK HARP

KABILIYETINE TAKVIYE

REINFORCEMENT OF ELECTRONIC WARFARE

CAPABILITY OF TURKISH ARMED FORCES

Türk Silahlı Kuvvetlerinin elektronik harp

kabiliyetlerinin en üst seviyeye çıkarılması

amacıyla yeni sistem teslimatı gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı

koordinasyonunda Radar Elektronik Destek/

Elektronik Taarruz Projesi kapsamında Radar

Elektronik Destek Sistemi teslimatı tamamlandı.

Radar Elektronik Destek/

Elektronik Taarruz Projesi

kapsamında Radar Elektronik

Destek Sistemi teslimatı

tamamlandı.

Under the Radar electronic

support/electronic assault

project, delivery of the Radar

electronic support system

was completed.

new system was delivered in order to maximize

A the electronic warfare capabilities of the Turkish

Armed Forces.The delivery of the Radar electronic

support system was completed within the scope

of the Radar electronic support/Electronic Attack

project under the Coordination of the presidency of

Defense Industry.

Sistemde olay kaydı ve ilgilenilen radarlara

ilişkin taktik kayıt/darbe içi kayıt işlevleri

yürütülüyor.Radar Elektronik Destek Sistemi,

yüksek kazançlı anten yapılarına, geniş ve

dar bant alma hatlarına, yüksek güvenilirlikli

parametre belirleme yeteneklerine ve geniş

kapsamlı kayıt/analiz altyapılarına sahip

bulunuyor.

Sistem, modüler tasarım, çoklu almaç

mimarisi, geniş frekans ve yön kapsaması,

yüksek hedef tespit olasılığı, yüksek parametre

doğruluğu, otomatik tehdit kimliklendirme,

yüksek tepki hızı, yoğun ve sürekli yayın

ortamında çalışma, çoklu sistem ile konum

bulma, kayıt ve analiz altyapısıyla etkin şekilde

görev yapıyor.

The system performs incident recording

and tactical recording/in-impact recording

functions related to the radars concerned.

The Radar electronic support system features

high gain antenna structures, wide and narrow

band reception lines, high reliability parameter

setting capabilities, and a wide range of

recording/analysis infrastructures.

The system’s modular design, multi-receiver

architecture, and directional wide frequency

coverage, high probability of target detection

parameter, high accuracy, automatic Threat

Identification, high response speed, intense

and continuous in a broadcast environment,

working with multiple system finding a

location, recording and analysis infrastructure,

is doing the task effectively.


Koral Kara Konuşlu Uzaktan Elektronik Destek/

Elektronik Taarruz Sistemi’ne ek olarak

gerçekleştirilen sistem teslimatıyla Türk Silahlı

Kuvvetlerinin elektronik harp kabiliyetinin en üst

seviyeye çıkarılması hedefleniyor. ASELSAN

tarafından üretilen sistem, tehdit radarları tespit,

teşhis ediyor ve elektronik taarruza esas olmak üzere

radarların gerekli bilgilerini yönleriyle belirleyerek

elektronik muharebe düzenini oluşturuyor. Sistem,

tespit işlemleri çerçevesinde, radara ait birincil

(frekans, darbe genişliği, darbe genliği ve benzeri)

ve detay (anten taraması, darbe içi modülasyon ve

benzeri) parametreleri otomatik olarak ölçüyor ve

tespit edilen yayınlardan yayın listesi oluşturuyor.

Tespit edilen radarların “tehdit kütüphanesinde”

sorgulanması sonucu kimliklendirme işlemleri

otomatik olarak gerçekleştiriliyor.

In addition to the Koral land based remote

electronic support/electronic assault System, the

system delivery aims to maximize the electronic

warfare capability of the Turkish Armed Forces.The

system produced by Aselsan detects and identifies

threat radars and sets up electronic combat order

by identifying the required information of radars as

a basis for electronic attack. The system detection

process, within the framework of primary radar

(frequency, pulse width, pulse amplitude, and so on)

and detail (antenna, scan, pulse modulation, and so

on) and automatically measure the parameters of

the identified publications from the publications list.

Identification processes are performed

automatically after the detected radars are

interrogated in the “threat library”.

82 83




STM SIBER GÜVENLIK YETKINLIKLERINI

4. ULUSLARARASI SIBER SAVAŞ VE

GÜVENLIK KONFERANSI’NDA SERGILIYOR

STM SHOWCASES CYBER SECURITY

COMPETENCIES AT 4TH INTERNATIONAL

CONFERENCE ON CYBER WARFARE AND SECURITY

STM, ana sponsorlarından biri olduğu 4. Uluslararası Siber Savaş ve

Güvenlik Konferansı (ICWC)’nda siber güvenlik alanındaki kabiliyetlerini,

bilgi birikimini ve projelerini sektör profesyonellerine ve üst düzey

katılımcılara sergiliyor.

At the 4th International Conference on Cyber Warfare and security

(ICWC), of which STM is one of its main sponsors, STM showcases

its capabilities, knowledge and projects in the field of cybersecurity to

industry professionals and senior participants.

T

.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii

Başkanlığı (SSB) himayelerinde Türkiye

Siber Güvenlik Kümelenmesi tarafından bu yıl

dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Siber Savaş

ve Güvenlik Konferansı (ICWC)’nda, SSB’nin siber

güvenlik alanında çizdiği vizyon doğrultusunda

önemli yatırımlara imza atan STM Savunma

Teknolojileri Mühendislik ve Tic. A.Ş., ana sponsor

olarak yer alıyor. Siber güvenlik konusunda yerli

ve milli kaynakları kullanarak proaktif çözümler

geliştiren STM, savunma ekosistemini ileri taşımak

üzere gerçekleştirdiği girişimlerle, sunduğu katkının

etki alanını genişletmeye devam ediyor.

4. Uluslararası Siber Savaş ve Güvenlik Konferansı,

bu yıl “Siber Güvenlikte Küresel Oyuncu Nasıl

Olunur” teması altında 20-21 Kasım’da Ankara’da

gerçekleşiyor. Uluslararası bilgi paylaşımı ve iş

birlikleri için önemli bir platform sunan etkinlikte

STM, siber güvenlik alanında geliştirdiği yerli

ve milli ürünlerle birlikte kazanmış olduğu

tecrübelerini, sektöre yön veren yetkinliklerini ve

gelecek stratejilerini ülke temsilcilerinden sektör

profesyonellerine, akademiden kamuya kadar

alanında uzman isimlere aktarıyor.

STM Defense Technologies Engineering, which

has made significant investments in line with

SSB’s vision in the field of cyber security , is the

main sponsor at the International Conference

on Cyber Warfare and security (ICWC), which

was organized for the fourth time this year by

the Turkish Cyber Security Cluster under the

auspices of the presidency of Defense Industry

(SSB). STM, which develops proactive solutions

for cybersecurity using domestic and national

resources, continues to expand the scope of its

contribution through its initiatives to further the

defense ecosystem.

The 4th International Conference on Cyber

Warfare and security is taking place in Ankara

on November 20-21 this year under the theme of

“how to become a global player in cyber security”.

International Information Sharing and cooperation

at the event, offering an important platform for

STM products developed in the field of cyber

security, local and national experience gained

with industry-leading capabilities and future

strategies of the country representatives, industry

professionals, academia, conveys to the public up

to experts in the field.

“Siber güvenlik alanında kamu, akademi ve

özel sektör iş birlikleri gerçekleştiriyoruz”

Konferans kapsamında gerçekleştirilen “Dijital

Çağda Siber Savaş” başlıklı panelde görüşlerini

paylaşan STM Genel Müdür Yardımcısı Ömer Korkut

hem savunma sistemlerinin hem de sivil yatırımların

siber güvenliğini sağlamanın günümüzde taşıdığı

öneme vurgu yaptı. Korkut; “İçinde bulunduğumuz

teknoloji çağıyla beraber öne çıkan yapay zekâ,

büyük veri ve IoT (nesnelerin interneti) gibi başlıklar,

siber uzayın yeni bir muharebe ve güç alanı olarak

ortaya çıkmasına neden oldu. Bu doğrultuda siber

güvenliğin ülkeler, şirketler ve bireyler olmak üzere

çok geniş bir kapsamda ele alınması gerekiyor.

STM olarak yaşanan dijital dönüşümü yakından

takip ediyor ve savunmadan sağlığa, ulaştırmadan

enerjiye tüm sektörler ve kritik altyapılar için büyük

tehditler barındıran siber güvenlik konusunda

yoğun olarak çalışıyoruz. Yapay zekâ teknolojilerini

kullanarak gelişmiş özellikler kazandırdığımız

yenilikçi çözümlerimizi savunma sektörüne

sunarken, geliştirdiğimiz altyapımızı farklı ihtiyaçlara

adapte ediyoruz. Özel sektör, kamu ve akademide

kurduğumuz iş birlikleriyle çözümlerimizi geniş

kitlelere taşıyarak siber mücadeleye ulusal ve

uluslararası ölçekte destek veriyoruz” dedi.

ÖMER KORKUT

STM GENEL MÜDÜR

YARDIMCISI

DEPUTY DIRECTOR

GENERAL OF STM

“We conduct public, Academy and private

sector business associations in the field

of cybersecurity”

Sharing his views on the panel entitled “cyber

warfare in the Digital Age” held within the scope

of the conference, Omer Korkut, Deputy Director

General of STM, emphasized the importance

of ensuring the cyber security of both defense

systems and civilian investments today. Korkut

said: “with the technology age we are in, topics

such as artificial intelligence, big data and IoT

(Internet of things) have led to the emergence of

cyberspace as a new field of combat and force. In

this respect, cyber security needs to be covered

in a broad scope, including countries, companies

and individuals. As STM, we closely monitor the

digital transformation and work intensively on

cybersecurity, which poses major threats to all

sectors and critical infrastructures, from defence

to health to transport to energy. By using artificial

intelligence technologies, we offer our innovative

solutions that provide advanced features to the

defense sector, while adapting our developed

infrastructure to different needs. We support the

cyber fight on a national and international scale by

bringing our solutions to large audiences through

the cooperation we have established in the private

sector, public and academia.”

84 85




‘TEKNOLOJI TEKELLERINE KARŞI

TEDBIRLERIMIZI SIKLAŞTIRACAĞIZ’

WE WILL TIGHTEN OUR MEASURES

AGAINST TECHNOLOGY MONOPOLIES

SAHA İstanbul, üye firmalarına yönelik Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

öncülüğünde hayata geçirilen Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı

hakkında bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Sanayi ve Teknoloji

Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır’ın konuşmacı olarak katıldığı

toplantıya sanayicilerin ilgisi yoğun oldu.

SAHA Istanbul held an information meeting about the technologyoriented

industry Move program, which was implemented under the

leadership of the Ministry of Industry and technology for its member

companies. The meeting was attended by Mehmet Fatih Kacır, Deputy

Minister of industry and technology, as a speaker.

HALUK

BAYRAKTAR

MEHMET

FATİH KACIR

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Kacır,

“Teknoloji tekellerine karşı tedbirlerimizi

sıklaştıracağız. Savunma sanayisinde yüzde

20’lerden yüzde 68’lere ulaşmış bir yerlilik

oranımız var.” dedi.Programın açılış konuşmasını

yapan SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı

Haluk Bayraktar, SAHA İstanbul’un 25 farklı ilden

413 üyesi ile yerlileştirme faaliyetlerine devam

ettiklerini belirtti.SAHA İstanbul’un görevlerinin

başında özel sektör ve kamu kurumları arasındaki

doğal süreçleri işletmek olduğunu aktaran

Haluk Bayraktar, “Üyelerimiz ile tedarik kurumları

arasında ara yüz görevi görüyoruz.Yaşadıkları

problemlerin çözümlerinde adeta bir katalizör

gibi çalışıyoruz. Hiçbir zaman onların tepesinde

bir karar alıcı durumunda değiliz. Tüm süreçlerin

doğal haliyle etkin ve verimli ilerlemesine

odaklanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Savunma sanayisinde çok büyük atılımlar

ve yatırımlar yapıldığına dikkati çeken Haluk

Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:”Önemli olan bu

başarıların sürdürülebilir kılınması. Savunma

ekosistemine baktığımızda ana platformlar

bazında çok önemli gelişmeler var. Milli

gemilerden milli İHA’lara, SIHA’lara, milli eğitim

uçaklarına kadar şu anda hepsini sayamadığımız

ana platformlarda pek çok başarı örnekleri

var. Ancak alt sistemlere indiğimizde, bileşen

ve malzeme bazında hala ciddi ihtiyaçlarımız

mevcut. Ürün ağacının tüm katmanlarını

kapsayan hatta üretim makinaları, test cihazları

vb. imalat altyapısına ilişkin çözümleri bağımlılık

oluşturmadan geliştirip üreteceğimiz yol

haritalarını belirleyip uygulamamız lazım.”

Haluk Bayraktar, savunma ekosisteminde

sektörel derinliğin oluşturulmasında özel

firmaların sisteme dahil edilmesinde SAHA

İstanbul gibi STK’ların kilit rol oynadığını dile

getirdi. Konuşmasının sonunda SAHA İstanbul

tarafından organize edilen SAHA EXPO Savunma

Havacılık Uzay Sanayi Fuarı’nın 25-28 Mart 2020

tarihleri arasında gerçekleştirileceğini anımsatan

Bayraktar, savunma ve havacılık sektöründe yerli

ve yabancı çok önemli platform üreticileri ile alt

sistem, komponent ve parça üreticilerinin bir

araya geleceği sanayi ihtisas fuarı konseptindeki

sistemin içinde olan ve olmak isteyen girişimcileri

ve KOBİ’leri SAHA EXPO’ya katılmaya davet etti.

Deputy Minister of industry and Technology

Kacır, “technology monopolies against our

measures will frequent. We have an indigenous

rate in the defence industry that has gone

from 20 per cent to 68 per cent.”said. Haluk

Bayraktar, chairman of the board of SAHA

Istanbul, who made the opening speech of the

program, said that SAHA Istanbul continues

its indigenization activities with 413 members

from 25 different provinces. SAHA Istanbul’s

duties at the beginning of the natural processes

between the private sector and public institutions

to operate the transfer Haluk Bayraktar, “we

serve as an interface between our members

and the supply institutions decisively.We work

almost as a catalyst in solving the problems

they have experienced. We are never in a

decision-making situation on top of them. We

focus on the effective and efficient progression

of all processes in their natural state.”in his

assessment.

Haluk Bayraktar, who pointed out that very big

breakthroughs and investments have been made

in the defense industry, said:”What is important is

that these achievements are made sustainable.

When we look at the defense ecosystem, there

are very important developments on the basis of

the main platforms. There are many examples

of success on the main platforms, from national

ships to National UAVs, Sıvas, and national

training aircraft. However, when we go down to

subsystems, we still have serious needs on the

basis of components and materials. Covering all

layers of the product tree, even manufacturing

machines, test equipment, etc. we need to

develop solutions related to manufacturing

infrastructure without creating dependence and

determine and implement roadmaps that we will

produce.”

Haluk Bayraktar stated that NGOs such as SAHA

Istanbul play a key role in the inclusion of private

firms in the system in the formation of sectoral

depth in the defence ecosystem. Organized by

the Istanbul Expo at the end of his speech the

Aerospace Defense Industry Fair March 25-28

field field performed between the dates of 2020

reminiscent Bayraktar, platform manufacturers in

the defence and aerospace sector with important

foreign and domestic sub-system, component

and Parts Manufacturers trade fair concept in

the system who are the future of the industry and

who want to be entrepreneurs and SMEs “SAHA

EXPO” invited to join.

86 87




BMC VE ÖZTREYLER 72 TANK

TAŞIYICIYI MSB’YE TESLIM ETTI

BMC AND OZTREYS DELIVERED

72 TANK CARRIERS TO MSB

Türkiye’nin kara aracı üreticilerinden BMC ve treyler firması Öztreyler

tarafından üretilen 72 tank taşıyıcı, Milli Savunma Bakanlığı’na teslim edildi.

72 tank carriers produced by BMC and trailer Company Öztreys, one of Turkey’s

land vehicle manufacturers, were delivered to the Ministry of National Defense.

Sakarya’nın Ferizli ilçesindeki Öztreyler

fabrikasının bahçesinde tank taşıyıcı üzerine

kurulan sahnede gerçekleştirilen törende konuşan

BMC İcra Kurulu Başkanı Bülent Denkdemir

de Arifiye’deki tank palet fabrikasının 50 yıldır

Türkiye’ye çok değerli hizmetleri olan bir askeri

tesis olduğunu söyledi:”Aslında yaptığımız işle

yapacağımız yeni araçlarla üretimle yerlilikle

ihracatla daha fazla gündem olmak istiyoruz

ama çok kısaca değinmek gerekirse projenin

ruhu ordumuzun, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 50

yıllık emeğini ve birikimini yansıtan bu tesisin

yine 55 yıllık BMC’nin özel sektör ve 85 ülkeye

ihracat nedeniyle harmanlanması, bu harmanın

yeni makine farkıyla yeni teknolojiyle geleceğe

doğru hazırlanması ve aslında devletimizin ve özel

sektörün iş birliği modeli içerisinde hem ülkemize

hizmet etmesi hem de Türkiye’nin bayrağını

dünyada dalgalandırılması için çıkılmış maneviyatı

çok önemli yeni bir iş modeli yolculuğudur.

Speaking at the ceremony held on the stage

built on a tank carrier in the garden of the

Apologrs factory in Ferizli district of Sakarya, BMC

Chief Executive Officer Bulent Denkdemir said

that the tank pallet factory in Arifiye had been very

valuable to Turkey for 50 years. he said that it is

a military facility with services.”We actually want

to be more on the agenda with domestic exports

with the new vehicles we will do with the work we

will do, but to put it very briefly, the spirit of the

project is our army, the Turkish Armed Forces 50

reflecting its annual labor and accumulation, this

facility is also blended with 55 years of BMC due

to exports to the private sector and 85 countries,

this blend is prepared towards the future with

new technology with the new machine

difference, and in fact the cooperation

of our state and private sector

It is a very important new

business model journey of

“Milletimizin başarısı”

Öztreyler Genel Müdürü Haşim Öztürk de

Türkiye’nin ilk yerli ve milli tank taşıyıcısını savunma

sanayinin hizmetine sunmanın mutluluğunu

yaşadıklarını kaydetti.Türkiye’de ilk defa üretilen 72

tank taşıyıcı aracı teslim ettiklerini aktaran Öztürk,

“Bu başarı her şeyden önce ülkeye güvenen, inanan,

sizlerin, bizlerin yani milletimizin başarısıdır. Başta

milli ve yerli muhabere tankımız Altay’ın hızlı ve

güvenli bir şekilde operasyon bölgelerine taşınması

için geliştirilen tank taşıyıcı aracımız, M60 tankı,

yerli ve milli gururumuz Fırtına obüsü, Leopard

tankı, ZPA, ZPT ve her türlü askeri ve sivil paletli

araçların etkin bir şekilde taşınması için üretilmiştir.”

diye konuştu.

Protokol üyeleri daha sonra tören alanında

sergilenen tank taşıyıcıları inceledi.Törene, Sakarya

Valisi Ahmet Hamdi Nayir, BMC ve Öztreyler

firmalarının yöneticileri, kaymakamlar, belediye

başkanları, kurum müdürleri ve Askeri Fabrika ve

Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT AŞ) ile

Savunma Sanayii Başkanlığı yetkililerinin yanı sıra

askeri erkan katıldı.

70 ton net taşıma kapasitesine sahip

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kara operasyonlarında

lojistik ihtiyaçlarını daha hızlı ve güvenli şekilde

gerçekleştirmesi için talep ettiği tank taşıyıcı araçlar,

yerli ve milli olanaklarla MSB’nin öncülüğünde

projelendirildi.Geçen yılın ağustos ayında ihalesi

gerçekleştirilen 72 tank taşıyıcı, seri üretim aşamasının

spirituality that has both served our country and to

fly the flag of Turkey in the world.

“Our nation’s success”

Öztreyler general manager Hashim Öztürk also

stated that they were happy to offer Turkey’s first

domestic and national tank carrier to the service of

the defense industry.Transferring that they delivered

72 tank carrier vehicles produced for the first time

in Turkey, Öztürk said, “this success is the success

of your people, our nation, who trust and believe

in the country first and foremost. Our national and

domestic communication tank Our tank carrier

vehicle, M60 tank, our domestic and national pride

storm howitzer, Leopard tank, ZPA, ZPT and all

kinds of military and civilian tracked vehicles are

manufactured for effective transport., “he said.

Protocol members then examined the tank carriers

on display at the ceremonial site.The ceremony

was attended by Ahmet Hamdi Nayir, Governor of

Sakarya, managers of BMC and Öztreyler companies,

prefects, mayors, corporate directors and military

factory and shipyard operating Joint Stock Company

(ASFAT AŞ) and military Erkan as well as the officials

of the Defense Industry presidency.

70 tons net carrying capacity

The tank carrier vehicles requested by the Turkish

Armed Forces to carry out their logistics needs

faster and more safely in land operations were

projected under the leadership of MSB with

domestic and national facilities.The 72 tank carriers,

auctioned in August last year, were delivered to

MSB upon completion of the mass production

phase.Carriers with a net carrying capacity of 70

tons, weighing 125 tons Qatar loaded with vehicle

88 89




tamamlanmasının ardından MSB’ye teslim edildi.Araç

römorku ile 125 ton katar yüklü ağırlığında, 70 ton net

taşıma kapasiteli taşıyıcılar, römork üzerine arızalı

tankı çekebilmek için 70 ton kapasiteli çekme vinci ve

kendini kurtarma vinciyle donatıldı.

“950 kilometre yol kat edebiliyor”

Römorku ile yüzde 30 dik meyile tırmanabilen ve 75

santimetre derinliğindeki sudan geçebilen taşıyıcılar,

90 kilometre hıza kadar çıkabiliyor.Tam dolu yakıt

tanklarıyla 950 kilometre yol kat edebilen çekici,

kendi başına yüzde 60 dik meyile tırmanabiliyor ve

yüzde 30 yan meyilden geçebiliyor.Aracın üzerinde

620 beygir gücünde 2 bin 720 Nm tork kapasiteli

dizel motor ve buna uyumlu 7 ileri 1 geri vitesli tam

otomatik şanzıman mevcut.

Süspansyon sistemi parabolik yaylar ve viraj denge

çubuğuyla donatılan çekicinin dingilleri ise rijit

tipde yer alıyor.Fren sistemi havalı ve kampanalı tip

olan araçta, EBS sistemli çekicilerin ayrıca motor

freni ve retarder yavaşlatma sistemi bulunuyor.

Sürücü kabini için modern “Tuğra Kabini” esas

alınarak, 4 noktadan süspansiyonu ile sınıfının

en genişlerinden olan araç, aynı anda 4 kişinin

oturabildiği tank taşıyıcılarda ayrıca 2 yatak, kabin

içi ek ısıtma sistemi ve klima ile donatıldı.

Römorkunda 1 tankı ve 2 zırhlı muharebe

aracını taşıyabiliyor

Römorkunda 1 tankı veya 2 zırhlı muharebe

aracını taşıyabilen çekicinin römorkunda hidrolik

süspansiyonlu pendular akslar yer alıyor. Tank

aşıyıcı araçlar başta Altay tankı olmak üzere M60

tankı, Fırtına obüsü, Leopard tankı, zırhlı muharebe

aracı, zırhlı personel taşıyıcı ve her türlü askeri

ve sivil araçların etkin şekilde taşınması için

üretildi. Yerli ve milli imkanlarla hayata geçirilen ve

Türkiye’nin savunma sanayisi açısından stratejik

öneme haiz tank taşıyıcı araçların çekici bileşeni

BMC tarafından İzmir’deki üretim tesislerinde, treyler

(römork) bileşeni de Öztreyler tarafından Ferizli

ilçesindeki tesislerde üretildi.

trailer, she was equipped with a 70-ton capacity

towing Crane and self-recovery crane to tow the

defective tank onto the trailer.

“It can travel 950 kilometers”

With its trailer, the carriers, which can climb 30

per cent steep inclines and pass through 75

centimetres deep water, can reach speeds of up

to 90 kilometres.The tow truck, which can travel

950 kilometers with fully loaded fuel tanks, can

climb 60 percent steep incline on its own and

pass 30 percent Side incline.The vehicle has a 620

horsepower 2 thousand 720 Nm torque capacity

diesel engine and a compatible 7 - Speed 1-speed

full automatic transmission.

The suspension system is equipped with parabolic

springs and a cornering balance bar, and the axles

of the hammer are of rigid type.The brake system

is air-conditioned and the vehicle has an engine

brake and retarder deceleration system for the

EBS system.Based on the modern “Tuğra Cab” for

the driver’s cab, the vehicle, which is one of the

widest in its class with its 4-point suspension, was

equipped with 2 beds, additional in-cabin heating

and air conditioning in tank carriers where 4 people

could sit at the same time.

In its trailer it can carry 1 tank and 2

armoured combat vehicles

The tow trailer, which can carry 1 tank or 2

armoured combat vehicles, has pendular axles

with hydraulic suspension. The Altay tank tank M60

Tank carrier vehicles, Storm, bombs, Leopard tanks,

armored combat vehicles, armored personnel

carriers, and all kinds of military and civilian

vehicles it was designed for efficient transportation.

Implemented with local and national resources and

of strategic importance in terms of Turkey’s defense

industry attractive component of the vehicle by

the tank carrier production facilities in Izmir, BMC,

trailers Oztreyler component was produced in a

facility in ferizli by county.

90 91

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


O.Fatih YALÇIN

Kalkınma Uzmanı / Development Specialist

ON BİRİNCİ KALKINMA PLANI

VE SAVUNMA SANAYİİ

11TH DEVELOPMENT PLAN

AND DEFENSE INDUSTRY

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyeti

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı

tarafından On Birinci Kalkınma Planı yayınlandı.

Planın Giriş Bölümünde; “Cumhurbaşkanlığı

Hükümet Sisteminin ilk kalkınma planı olan On

Birinci Kalkınma Planının (2019-2023), uzun vadeli

bir perspektifle ülkemizin kalkınma vizyonunu

ortaya koyarak, milletimizin temel değerlerini ve

beklentilerini karşılamak, ülkemizin uluslararası

konumunu yükseltmek ve halkımızın refahını

artırmak için temel yol haritası olacağı” ifade

edilmektedir.

On Birinci Kalkınma Planı, Tüm

Kurumlara, Önceliklerini Belirlemede Yön

Verecek Bir Politika Seti Sunuyor

On Birinci Kalkınma Planı, diğer politika dokümanları

ile stratejik planların hazırlanmasında tüm

kurumlara, önceliklerini belirlemede yön verecek bir

politika seti sunmaktadır. Planda öngörülen politika

ve tedbirlerin etkin bir biçimde hayata geçirilmesini

teminen Cumhurbaşkanlığı Programı, orta

vadeli programlar (OVP), Cumhurbaşkanlığı yıllık

programları, bölgesel gelişme ve sektör stratejileri,

kurumsal stratejik planlar Kalkınma Planı esas

alınarak hazırlanacaktır. Kalkınma Planında, plan ve

bütçe bağlantısını güçlendirmek üzere uygulanacak

tüm politikaların ve alınacak tedbirlerin bütçe

boyutu özellikle dikkate alınmıştır. Kamu kuruluşları

politikalarını, yatırım ve cari harcamalarını, kurumsal

ve hukuki düzenlemelerini planda öngörülen hedef

ve kaynaklara göre ortaya koyacaklardır.

In the past few days, 11th Development Plan

was released by The Presidential Strategy and

Budget Department of Republic of Turkey. In the

introduction part of this plan it is stated that; “The

11th Development Plan (2019-2023) which is the very

first development plan of the presidential government

system, will be the main roadmap for meeting

the basic values and expectations of our nation,

raising the international status of our country and

increasing the welfare of our people by revealing the

development vision of our country with a long-term

perspective’.

11th Development Plan Provides A Set Of

Policies For All Institutions To Guide Them

Determining Their Priority

The Eleventh Development Plan provides a set of

policies to guide all institutions for setting priorities

in the preparation of other policy documents and

strategic plans. In order to ensure the effective

implementation of the policies and measures

anticipated in the plan, the Presidential Program,

medium-term programs (MTP), Presidential annual

programs, regional development and sector

strategies, and institutional strategic plans will be

prepared on the basis of the Development Plan. In the

Development Plan, budget scope of all the policies

and the precautions, which will be implemented in

order to strengthen the link between the plan and

the budget, are strictly taken in consideration. Public

institutions will set out their policies, their investment

and current expenditures, and institutional and legal

Siyasi Ve Ekonomik Düzlemde Yeni

Güç Ve Çekim Merkezlerinin Oluştuğu

Bir Dönemde On Birinci Kalkınma Planı

Hazırlandı

Kalkınma Planı, uluslararası işbirliklerinin

çeşitlenerek daha karmaşık bir hale geldiği,

belirsizliklerin arttığı, gelişmiş ve gelişmekte

olan ülkeler açısından ekonomik ve siyasi güç

dengelerinin hızlı bir biçimde değiştiği, küresel

düzeyde yeniden dengelenme sürecinin devam

ettiği, siyasi ve ekonomik düzlemde yeni güç

ve çekim merkezlerinin oluştuğu bir ortamda

hazırlanmıştır.

On Birinci Kalkınma Planının Vizyonu,

Temel Amaç Ve İlkeleri

On Birinci Kalkınma Planı “daha fazla değer üreten,

daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh Türkiye”

vizyonuyla uzun vadeli bir perspektif sunmaktadır.

Bu vizyon çerçevesinde Planın uzun vadeli

kalkınma amacı, milletimizin temel değerlerini ve

beklentilerini esas alarak ülkemizin uluslararası

konumunu yükseltmek ve halkımızın refahını

artırmaktır. On Birinci Kalkınma Planı ile Türkiye’nin

yüksek gelir grubu ülkeler ile en yüksek insani

gelişmişlik seviyesindeki ülkeler arasına girmesi

amaçlanmaktadır. Bu amaçla 2023 yılında GSYH’

nın 1.080 milyar dolara, kişi başına gelirin 12.484

dolara yükseltilmesi; ihracatın 226,6 milyar dolara

çıkarılması; işsizlik oranının yüzde 9,9’a düşürülmesi;

enflasyon oranlarının kalıcı bir biçimde düşük ve tek

haneli rakamlara indirilmesi hedeflenmektedir.

On Birinci Kalkınma Planının 15 yıllık bir

perspektifin ilk beş yıllık dilimi olarak tasarlanmış

olduğu her alanda, topyekûn bir değişim ve

atılımın başlatılmasını sağlayarak, uzun vadeli

bir perspektifte kesintisiz bir şekilde kararlıkla

uygulanması öngörülmektedir. Plan döneminde

arrangements according to the targets and resources

anticipated in the plan.

In This Political And Economic

Environment, In A Period In Which New

Power And Attraction Centers Created, The

11th Development Plan Was Prepared

The development plan is prepared in an environment

in which international cooperation is diversified and

became more complicated, uncertainties increased,

economic and political balances of power changed

rapidly for developed and developing countries, the

rebalancing process continues at global level and

new power and attraction centers are created at the

political and economic level.

Vision, Main Purpose And Principles Of

The 11th Development Plan

Eleventh Development Plan offers a long-term

perspective with a vision of; “Turkey will be more

powerful and prosperous by producing more values

and sharing more equitably.”

Within the scope of this vision, the long-term

development objective of the Plan is to increase

the international status of our country and the

welfare of our people by taking the main values and

expectations of our nation as a basis. With 11th

Development Plan, it is intended Turkey to enter

among the group of countries with high income and

the highest level of humanitarian development. In

accordance with this purpose, until 2023, it is aimed

to increase the GDP to USD 1,080 billion, per capita

income to USD 12,484 and exports to $ 226.6 billion,

to reduce the unemployment rate to 9.9 percent and

inflation rates permanently to single digits.

It is predicted that the Eleventh Development Plan,

as the first five-year of a 15-year perspective, will be

implemented strictly and uninterruptedly with a long-

A LTAY

92 93

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


ekonominin yapısının uzun vadede istikrarı ve

sürdürülebilirliği sağlayacak şekilde dönüşüme tabi

tutularak, eğitim hamlesiyle beşeri sermayenin, milli

teknoloji hamlesiyle teknoloji ve yenilik kabiliyetinin

artırılması hedeflenmektedir.

Gelişme Eksenleri

n İstikrarlı ve güçlü ekonomi,

n Rekabetçi üretim ve verimlilik,

n Nitelikli insan, güçlü toplum,

n Yaşanabilir şehirler, sürdürülebilir çevre,

n Hukuk devleti, demokratikleşme ve iyi yönetişim.

Kalkınma Planı, her alanda rekabetçiliği ve

verimlilik artışını sağlamaya odaklanmıştır. Plan,

istikrarlı ve güçlü ekonomi, rekabetçi üretim ve

verimlilik, nitelikli insan ve güçlü toplum, yaşanabilir

şehirler ve sürdürülebilir çevre ile hukuk devleti,

demokratikleşme ve iyi yönetişim gelişme eksenleri

olmak üzere beş temel eksenden oluşmaktadır.

Tüm eksenler açısından nihai olarak “daha fazla

değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve

müreffeh Türkiye” vizyonunun gerçekleştirilmesi

amaçlanmaktadır.

Bu yaklaşımla, imalat sanayiinde belirlenen öncelikli

sektörler başta olmak üzere yerli üretimin artırılması

ve sanayileşmenin hızlandırılması öngörülmektedir.

Öncelikli sektörlere ilaveten tarım, turizm ve

savunma sanayii kalkınma planında öncelikli

gelişme alanları olarak belirlenmiştir.

Öncelikli Sektörler

1. Kimya

2. İlaç ve Tıbbi Cihaz

3. Elektronik

4. Makine-Elektrikli Teçhizat

5. Otomotiv

6. Raylı Sistem Araçları

On Birinci Kalkınma Planında Savunma

Sanayii Öncelikli Gelişme Alanları

Arasında Yer Aldı

term perspective in all areas in which it is designed

for, ensuring the initiation of total change and

progress. In the Plan period, it is aimed to increase

the human capital through educational thrust and

to improve the technology and innovation capability

through national technology thrust by transforming

the structure of the economy in a way that will ensure

the stability and sustainability in the long term.

Development Axis

n Stable and strong economy

n Competitive production and efficiency

n Qualified person, powerful society

n Livable cities, sustainable environment

n State of law, democratization and good

administration

The Development Plan focuses on providing

competitiveness and productivity growth in all

areas. The plan consists of five main development

axes: stable and strong economy, competitive

production and efficiency, qualified people and strong

society, livable cities and sustainable environment

and the state of law, democratization and good

administration.

In terms of all the axis, it is ultimately aimed to realize

the vision of “Turkey will be more powerful and

prosperous by producing more values and sharing

more equitably.”

With this approach, it is envisaged to increase

domestic production and accelerate industrialization,

especially in the priority sectors determined in the

manufacturing industry. In addition to the priority

sectors, agriculture, tourism and defense industry

are identified as primary development areas in the

development plan.

Priority Sectors

1. Chemistry

2. Medicine and Medical Device

3. Electronics

4. Machinery-Electrical Equipment

5. Automotive

6. Rail System Vehicles

Öncelikli Gelişme Alanları

1. Savunma Sanayii

2. Turizm

3. Tarım

On Birinci Kalkınma Planında Savunma

Sanayii İle İlgili Temel Amaçlar;

n İhtiyaçların azami ölçüde milli teknolojiler ve yerli

imkânlarla karşılanması,

n Savunma Sanayii ekosisteminin güçlendirilmesi,

n Bu alanda edinilen becerilerin sivil sektöre

yayılımının sağlanması temel amaç olarak

belirtilmektedir.

Savunma Sanayii İle İlgili Politika Ve

Tedbirler

Planın savunma sanayi ile ilgili politika ve tedbirler

kısmında, savunma sanayiinde dışa bağımlılığı

asgari seviyeye indirecek projelerin hayata

geçirileceği, farklı harekât ihtiyaçlarına ve görev

alanlarına hitap edebilecek ürün ailesine sahip olma

yaklaşımının benimseneceği ifade edilmektedir.

Planda, bir taraftan Savunma sanayii ürünleri

geliştirilirken, diğer taraftan sistem, alt sistem

ve bileşen seviyesinde dışa bağımlılığın azami

ölçüde azaltılacağı, politika ve tedbir olarak ortaya

konulmuştur.

Yetenek Envanteri, Yerlileştirme Yol

Haritası, Savunma Sanayii Akademisi Ve

Vizyoner Genç Projesi

Planda, endüstriyel yetkinlik veri altyapısı

geliştirilerek Yetenek Envanteri’nin oluşturulması,

‘Yerlileştirme Yol Haritası’nın belirlenmesinin

sağlanması, ‘Savunma Sanayii Akademisi’

aracılığıyla eğitim verilmesi, ‘Vizyoner Genç Projesi’

kapsamında gençlere staj, iş imkânları sağlanarak

teknoloji yarışmaları gibi sektörel bilgiler verilmesi

politika ve tedbir olarak belirlenmiştir.

İha Motoru Prototipi’nin Ve ‘Kara Araç

Motoru’nun Teslimi

Defense Industry Is Among The

Priority Development Areas In The 11th

Development Plan

Priority Development Areas

1. Defense Industry

2. Tourism

3. Agriculture

Main Objectives About The Defense

Industry In The 11th Development Plan

n “To Supply the Needs with National Technologies

and Local Opportunities as much as possible,

n To Strengthen the Defense Industry Ecosystem,

n Ensuring the Use of The Skills Acquired in this Field

in the Civil Sector” are the main objectives.

Policy And Measures Related To Defense

Industry

It is stated in the Policy and Measures section of

the plan that the projects which will minimize the

dependence on foreign countries regarding the defense

industry will be implemented and that the approach

of having a product family that can address different

operational needs and task areas will be adopted.

In the plan, on the one hand, while developing

defense industry products, a policy and measure was

introduced in which maximum external dependence

about the system, subsystem and component would

be reduced.

Talent Inventory, Localization Roadmap,

Academy Of Defense Industry And

Visionary Young Project

In the plan, creating Talent Inventory by developing of

industrial competency data infrastructure, determining

‘Localization RoadMap’, training through ‘Defense

Industry Academy’, providing internship and business

opportunity to young people within the scope of

‘Visionary Young Project’ and providing sectoral

information such as technology competitions are

identified as policy and precautionary measure.

SAVUNMA SANAYİİ 2023 HEDEFLERİ 2018 2023

Savunma ve Havacılık Sanayii Cirosu (Milyar Dolar) 6,7 26,9

Savunma ve Havacılık Sanayii İhracatı (Milyar Dolar) 2,0 10,2

Savunma ve Havacılık Sanayii İstihdamı (Bin Kişi) 44,7 79,3

2023Savunma Sanayii Yerlilik Oranı (%) 65 75

Plan döneminde, Altay Tankı, Yerli Hava Savunma

Sistemleri ve Deniz Platformlarının envantere

kazandırılacağı, envanterdeki ‘İnsansız Hava

Aracı (İHA)’ sayısının artırılacağı ve ‘İHA Motoru

Prototipi’nin ve ‘Kara Araç Motoru’nun tesliminin

yapılacağı belirtilmiştir.

Delivery Of Uav Engine Prototype And ‘Land

Vehicle Engine’

It is stated that Altay Tank, Domestic Air Defense

Systems and Naval Platforms will be added to the

inventory, the number of Unmanned Aerial Vehicles

94 95

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


BAYRAKTAR İHA

BAYRAKTAR UNMANNED

AERIAL VEHICLES

(UAV) in the inventory will be increased and UAV

Motor Prototype and ‘Land Vehicle Engine’ will be

delivered during the plan period.

Within the scope of the plan, measures will be taken

to strengthen the education infrastructure, to support

sector companies, especially SMEs, and increase the

cooperation in the export and ecosystem in order to

provide the qualified manpower requirements of the

sector.

Plan kapsamında, sektörün nitelikli insan gücü

ihtiyacını karşılamak amacıyla eğitim altyapısının

güçlendirilmesi, KOBİ’ler başta olmak üzere

sektör firmalarının desteklenmesi, ihracatın ve

ekosistemdeki işbirliğinin artırılmasına yönelik

tedbirler alınacaktır.

Sektörün Nitelikli İnsan Gücü İhtiyacını

Karşılamak Amacıyla İhtiyaç Duyulan

İllerde, Analizler Yapılarak Savunma

Sanayii İle İlişkili Mesleki Ve Teknik

Okullar Açılacak

Plan döneminde, savunma sanayiinin ilişkili olduğu

alanlara yönelik mesleki ve teknik okulların ihtiyaç

analizlerinin yapılarak standardize edilmesi ve

ihtiyaç duyulan illerde bu okullardan açılması

planlanıyor.

Eydep Ve Savunma Sanayii Yatırım Ve

Geliştirme Faaliyetlerini Destekleme

Programıyla Kobiler Desteklenecek

On Birinci Kalkınma Planında; Endüstriyel Yetkinlik

Değerlendirme ve Destekleme Programı (EYDEP) ile

firmalara eğitim, danışmanlık ve rehberlik destekleri

odaklı mali yardım sağlanacağı ve savunma sanayii

sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’ler dâhil tüm

firmalara yönelik olarak savunma sanayii Yatırım

ve Geliştirme Faaliyetlerini Destekleme Programı

kapsamında finansal destek sağlanacağı ifade

edilmektedir.

Sektördeki Tüm Paydaşlar Arasındaki

İşbirliği, Koordinasyon Güçlendirilecek

Sektördeki tüm paydaşlar arasındaki işbirliği,

koordinasyon ve paylaşımı güçlendirmek üzere

her yıl çeşitli etkinlikler (Savunma Sanayii Şurası,

ortak akıl çalıştayları, bölgesel sanayi buluşmaları,

teknopark buluşmaları, kümelenme buluşmaları ve

OSB buluşmaları) düzenlenecektir.

To Meet The Sector’s Need For Qualified

Human Power, Professional And Technical

Schools Related To The Defense Industry

Will Be Opened In The Provinces Where

Needed

During the Plan period, it is planned to standardize

the vocational and technical schools in the areas

related to the defense industry by making needs

analyzes and to open these schools in the provinces

where they are needed.

SMEs Will Be Supported By ICASP

And Defense Industry Investment And

Development Activities Support Program

In the Eleventh Development Plan; It is expressed

that with the Industrial Competence Assessment

and Support Program (ICASP, in Turkish;

Industrial Competence Assessment and Support

Program financial assistance focused on training,

consultancy and guidance support will be provided

to companies, and financial support will be provided

within the scope of the Defense Industry Investment

and Development Activities Support Program for all

companies operating in the defense industry sector

including SMEs.

Cooperation And Coordination Between

All Stakeholders In The Sector Will Be

Strengthened

Various activities such as Defense Industry Council,

common mind workshops, regional industry

meetings, technopark meetings, clustering meetings

and OIZ meetings will be organized each year to

strengthen cooperation, coordination and sharing

between all stakeholders in the sector.

96 97

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


Dr. Öğretim Üyesi / Dr. Lecturer Ahmet ERKOÇ

Haliç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı TÜDEP Başkan Yardımcısı

Haliç University Head Of Industrial Engineering Vice president of TÜDEP

TÜRKİYE’DE KÜMELENME

UYGULAMALARININ GELİŞİMİ

DEVELOPMENT OF CLUSTERING

PRACTICES IN TURKEY

Kümelenmeye Neden İhtiyaç Duyulur?

Günümüzde politik, yasal, ekonomik, sosyokültürel,

demografik, teknolojik ve uluslararası

konulardaki değişimler, gelişimler eskisiyle

kıyaslanmayacak derecede hızlı ve kapsamlı

bir şekilde gerçekleşmektedir. Küreselleşme bu

değişimleri hızlandırarak işletmelerin yalnız kendi

çabalarıyla başedemeyeceği bir konuma getirmiştir.

Küreselleşme; ekonomik faaliyetler yanında bilgi,

teknoloji ve fikirlerin tüm dünya ülkelerinde engelsiz

olarak yayılması ve bu yayılmayı destekleyen politik,

yasal, ekonomik, sosyokültürel düzenlemeleri

tanımlayan bir kavram olarak tanımlanmaktadır

(Ülgen ve Mirze, 2010, s.309).

Küreselleşmenin etkileriyle rekabet yalnız bölgesel

değil uluslar arası düzeyde gerçekleşmektedir.

Teknolojideki hızlı değişim, gelişen tasarım ve

üretim süreçleri, kısalan ürün ömürleri, serbestleşen

ticaret farklı ülkede veya ülkelerde konumlanmış

çok sayıda işletmeyi yerel pazarda rakip olarak

karşımıza çıkarmaktadır. Teknolojideki ilerleme

ve küreselleşme birbirlerini destekleyerek daha

ucuz, hızlı, kaliteli, yeni ürün ve hizmetin müşteriye

sunulmasını mümkün kılmıştır. Pazarlar alıcı pazarı

haline gelmiştir. Müşteri kararı marka yönelimli

olabilmektedir. İşletmelerin bu yeni duruma

uyabilmesi, rekabet üstünlüğü elde edebilmesi

için önerilen yöntemlerden biri de kümelenmedir.

Türkiye kümelenme çalışmalarını dünyada ilk

başlatan ülkelerden biridir. 1999 yılında başlayan

çalışmalarla çok sayıda kümelenme çalışması

gerçekleştirilmiştir.

Kümelenme yerel, bölgesel, ulusal ve küresel

Why Is Clustering Needed?

Today, changes in political, legal, economic,

sociocultural, demographic, technological

and international issues are taking place in an

incomparable and comprehensive manner.

Globalization has accelerated these changes and

put businesses in a position where they cannot

cope only with their own efforts. Globalization;

besides economic activities, information, technology

and ideas are defined as a concept that defines

the spread of information, technology and ideas

unhindered in all countries of the world and

the political, legal, economic and sociocultural

arrangements that support this spread (Ulgen and

Mirza, 2010, p.309).

Competition with the effects of globalization takes

place not only at the regional level but also at the

international level. Rapid change in technology,

evolving design and production processes,

shortened product lifespans, liberalized trade, a

large number of businesses located in different

countries or countries are competing in the local

market. Advances in technology and globalization

have supported each other, enabling cheaper,

faster, high-quality, new products and services to

be offered to the customer. Markets have become

buyers’ markets. Customer decision can be brandoriented.

Clustering is one of the recommended

methods for businesses to adapt to this new

situation and gain a competitive advantage. Turkey

is one of the first countries in the world to start

clustering efforts. A large number of clustering

studies have been carried out with the works that

started in 1999.

düzeyde ekonomik, teknolojik ve toplumsal

değişkenlerle şekillenmektedir. Kümelenme

ana sektördeki firmalar, destekleyici firmalar,

yerel çevre, kamu kurumları, eğitim kurumları,

sivil toplum kurumları gibi çok çeşitli kurumların

işbirliği içinde çalışmalarını gerektirmektedir.

Kümelenme yaklaşımı rekabet üstünlüğü elde

ederek, yerel, bölgesel, ulusal ve küresel bir

ekonomik güç olabilmek amacıyla dünyanın 75’den

fazla ülkesinde uygulanmaktadır. Kümelenmenin

başarıyla ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi her

düzeydeki ekonomik kalkınma çalışmalarını

daha etkin kılmaktadır. Ortak Rekabet Alanları

Strateji Raporunda kümelerin %70’inden fazlasının

sanayi konusunda faaliyet gösteren kümeler veya

potansiyel kümeler olduğu belirlenmiştir. Bu konuda

oluşturulacak bilgiler kümelerin daha hızlı ve güçlü

gelişimini sağlayabilecektir.

Küme Kavramı

Kümelenme (yığınlar) antik şehirlere kadar uzanan

bir uygulamadır. Ticarette ve zanaatta işbirliği,

lobicilik, mesleki eğitim, belirli bir zanaat kolu içinde

mutabık kalınan kurallara uyma kültürü, Anadolu’da

12’nci Yüzyıldan beri mevcut olan ‘’Ahilik’’

kurumunda da gözlenmektedir.

Bu toplanmaların belirli avantajlar sağladığı

bilinmekte ve uygulanmaktadır. Kümelerin rekabet

üstünlüğü sağladığı görüşü Alfred Marshall’ın

(1920) İngiltere’deki endüstriyel bölgelerde yaptığı

çalışmalara dayandırılmaktadır. Kümelenmenin

yaygınlık kazanmasındaki en önemli katkı Michael

Porter tarafından yapılmıştır. Porter’ın rekabet ve

kümelenme konusundaki temel çalışmaları; 1980

yılında yayınladığı Rekabet Stratejisi; 1990 yılında

yayınlanan Ulusların Rekabet Avantajı (Elmas

modeli) kitapları ve 1998’de Harward Business

Review’da yayınladığı Kümeler ve Rekabetin

Yeni Ekonomisi makalesidir. Porter 2003 yılında

yayınladığı ‘’Bölgelerin Ekonomik performansı’’

çalışmasıyla örnek olay yönteminin yaygın olarak

uygulanmasına öncülük etmiştir. Kümenin tanımı

konusunda görüş birliği sağlanamamıştır. Porter’a

(1998) göre küme;

‘’Birbiriyle rekabet eden, ama aynı zamanda

işbirliği de yapan belirli alanlarda birbirlerine bağlı

şirketler, uzman tedarikçiler, hizmet sağlayıcılar,

ilgili sektörlerdeki firmalar ve bağlantılı kurumlardan

(örneğin üniversiteler, ticaret birlikleri) coğrafi

yoğunlaşmalar.’’ .

Morosini (2004)’nin tanımına göre; ‘’Endüstriyel

küme, belirli bir coğrafi alanda sıkı ilişkiler içinde

Clustering is shaped by economic, technological

and social variables at local, regional, national

and global levels. Clustering requires that a wide

range of institutions such as firms in the main

sector, supporting firms, local environment,

public institutions, educational institutions, nongovernmental

organizations work in cooperation.

The clustering approach is implemented in

more than 75 countries around the world in

order to become a local, regional, national and

global economic power by gaining a competitive

advantage. The successful and rapid realization

of clustering makes economic development at

all levels more effective. The Joint Competition

Areas Strategy Report found that more than 70% of

clusters are industrial clusters or potential clusters.

The information to be generated will enable faster

and more powerful development of clusters.

Cluster Concept

Clustering (stacks) is an application that dates back

to ancient cities. Cooperation in trade and crafts,

lobbying, vocational training, the culture of following

the rules agreed within a particular craft branch are

also observed in the “Ahilik” institution, which has

existed in Anatolia since the 12th century.

It is known and implemented that these gatherings

provide certain advantages. The view that the

clusters provided a competitive advantage is

based on alfred Marshall’s (1920) work in industrial

areas of England. Michael Porter made the most

important contribution to the prevalence of

clustering. Porter’s core work on competition and

clustering; The Competition Strategy published in

1980; It is a 1990 Book of Competitive Advantage of

Nations and a 1998 article on Clusters and The New

Economy of Competition published in the Harward

Business Review. Porter pioneered the widespread

implementation of the case study in 2003 with his

“Economic performance of regions”. There is no

consensus on the definition of the cluster. According

to Porter (1998), the cluster was a group of 1998

shighs.

‘’Competing with each other, but also collaborating

in certain areas of interconnected companies,

specialist suppliers, service providers, companies

in related sectors and related institutions (e.g.

universities, trade associations) geographical

condensation.’’

According to morosini (2004), the number of

morosini (2004) is the most likely to be used in the

1990s. “The industrial cluster is a socioeconomic

98 99

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


olan insanların sosyal topluluğu ve ekonomik

faktörler topluluğu ile karakterize edilen

sosyoekonomik kuruluştur’’.

Kümelenme; Porter’ın (1998) deyişiyle

parçalarının toplamından daha büyük bir güç

oluşturulabilmektedir. Bu görüş Porter’ın yaptığı

saha çalışmalarıyla kanıtlanmıştır.

Küme konusunda değişik tanımlar

olmasına rağmen çoğunluğunun

birleştiği kavramlar şunlardır; coğrafi

bir bölgede yoğunlaşma, benzer veya

tamamlayıcı konularda çalışma,

uzmanlaşma, bilgi ve inovasyon

yaratma, hem işbirliği hem de

rekabet içinde olma, sosyal

bir sistem oluşturma, küme

içinde ve çevresiyle (üniversiteler,

araştırma kurumları, kamu ve

sivil toplum kuruluşları) rekabet

gücünü arttırmak amacıyla bilinçli

ve sürekli işbirliği yapma, gelişkin

bir fiziki altyapı, uzman tedarikçiler

ve destekleyici işletmelere sahip

olmadı.

Kümelenme işletmelerin verimliliğini,

üretkenliğini, inovasyon kabiliyetini,

uzmanlaşmasını, bilgi üretme

kabiliyetini arttırarak sürdürülebilir

rekabet üstünlüğü elde etmesini

kolaylaştırmaktadır.

Temel Özelliklerin Küme Oluşturması

Mekansal yakınlık, ağlar, değer sistemleri,

uzmanlaşma, bilgi paylaşımı gibi etmenlerin hepsi

birbirini destekleyerek kümelerin küresel ölçekte

rekabet gücüne ulaşmasını sağlar. Bu etmenlerden

birinin eksikliği başarıyı engelleyebilir. İş gücünün

uzmanlaşması, teknik bilginin dağılarak yayılması

ve değer sisteminin oluşması sonucunda salt

yığınlardan farklılaşarak küme kavramının içine

girilebileceği belirtilmiştir (Rosenfeld, 1997).

Bu konudaki örneklerden biri Britanya Motor

Sporları Endüstrisinin (BMSE) küme kavramını

kapsayıcı bir şekilde oluşmasıdır (aktaran

Demirköprülü, 2013). Dünya’da tek sürücülü yarış

arabalarının üçte biri, Güney İngiltere’de 50 mile

yakın çaptaki bir bölgede 3.000 işletmede çalışan

40.000 çalışan (25.000’i mühendis) tarafından

tasarlanmakta, üretilmekte ve montajlanmaktadır.

Bölge teknolojik inovasyonlarıyla yarış arabalarının

en önemli kaynağı olan İtalya’yı geride bırakmıştır.

Kümeyi Oluşturan Katmanlar

Layers That Make up the Cluster

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı(2014),

Yerel Paydaşlar İçin Kümelenme

Kılavuzu, s.15.

Source: Ministry of Economy

(2014), Clustering Guide for Local

Stakeholders, p.15.

organization characterized by the social community

and a community of economic factors of

people who have close relations in a particular

geographical area.”

Clustering; In Porter’s (1998) terms, a force greater

than the sum of its parts can be generated.

This view has been proven by porter’s

field work.

Although there are different

definitions of clusters, the concepts

in which the majority meet are:

condensation in a geographical

area, studying, specializing,

creating knowledge and

innovation in similar or

complementary subjects,

being both cooperative and

competitive, creating a social

system, within the cluster and

with its environment (universities,

research institutions, public and

non-governmental organizations)

did not have a conscious and

continuous cooperation in order

to increase their competitiveness,

a developed physical

infrastructure, specialist suppliers

and supporting enterprises

Clustering facilitates sustainable

competitive advantage by increasing the efficiency,

productivity, innovation capability, specialization and

ability of enterprises to produce information.

Clustering of Key Features

Factors such as spatial proximity, networks, value

systems, specialization, information sharing all

support each other, enabling clusters to compete

on a global scale. The lack of one of these

factors can hinder success. it is stated that as a

result of the specialization of the workforce, the

dissemination of technical knowledge and the

formation of the value system, the concept of

cluster can be entered by differentiating from the

stacks only (Rosenfeld, 1997).

One example is the inclusive formation of the British

Motorsport Industry (BMSE) in cluster (quoted

Demirköprülü, 2013). One-third of the world’s singledrive

racing cars are designed, manufactured and

assembled by 40,000 employees (25,000 engineers)

working in 3,000 operations in an area close to

50 miles in the South of England. The region has

Türkiye’de Kümelenme

Türkiye’deki kümelenme çalışmaları Prof. Dr.

Michael Porter’ın ekibi liderliğinde ve Türk Özel

Sektörünün desteği ile 1999 yılında başlamıştır.

Zaman içersinde devlet kuruluşları, üniversiteler ve

sivil toplum kuruluşlarının dahil olmasıyla geniş bir

platform oluşturmuştur. Kümelenme yaklaşımının

desteklenmesi için doğrudan etkili olan bakanlıklar,

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi

Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı’dır. Bakanlıklara

bağlı olarak çalışan birimler merkezi ve yerel

uygulamaları fiilen desteklemektedir. Bunlar,

KOSGEB, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV),

Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve

bölgesel düzeydeki faaliyetler açısından Kalkınma

Ajanslarıdır.

Türkiye’de kümelenmeyi fiziksel ve teknolojik

olarak destekleyecek alt yapı kuruluşları Organize

Sanayi Bölgeleri (OSB), Teknoloji Merkezleri

(TEKMER), Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB)

ve Araştırma Merkezleri’dir. Teknopark’lar

(Teknokent) üniversite, sanayi ve devletin yeni bilgi

ve teknolojilerin aynı çatı altında olmasını sağlayan

bir modeldir. Etkowitz’in ‘’Üçlü Sarmal Modeli ‘’

kuramı ile açıkladığı yapının bir uygulamasıdır.

Üçlü sarmal modelinde inovasyon ve bilgi

transferinde birbirinden bağımsız olan ancak

kesişim alanları olan üç faktörün; iş çevresi, eğitim

ve araştırma kurumları ve devlet; arasındaki sıkı

ilişkisi üzerinde durulur (Etkowitz, 2003). İstanbul

Teknik Üniversitesinde kurulan İTÜ Arı Teknokent

ve Yıldız Teknik Üniversitesinde kurulan Yıldız

Teknopark önemli bir başarı sağlamıştır. Ancak

bu uygulamalarda tam anlamıyla kümelenmenin

sağlayacağı fayda sağlanamamıştır.

Sanayi, üniversite ve devletin bir araya gelerek ve

kümelenme yaklaşımı ile sağlayacağı faydalar

teknoparklardan elde edilebilecek faydanın çok

ötesine geçebilecektir. Namık Kemal Ünversitesi

ve Teknik Üretim ve İhracatı Destekleme Derneği

(TÜDEP) işbirliği ile diğer teknopark projelerinden

farklı olarak pek çok ilki gerçekleştirmek

hedefiyle Tekirdağ, Çorlu TGB-2 bölgesinde

teknopark kuruluması faaliyetleri sürmektedir.

Proje kapsamında Havacılık, Savunma Sanayi,

Uzay ve Nükleer Enerji Santralları konularında

yoğunlaşması planlanan; Tekstil/Teknolojik Tekstil,

Medikal Donanım-İlaç, Kimya/Kozmetik, Yazılım,

Makine-Endüstriyel Otomasyon, Elektrik Elektronik

sektörlerinde Ar-Ge ve inovasyon altyapısı ve

laboratuarları oluşturulmaktadır.

surpassed Italy, the most important source of racing

cars with its technological innovations.

Clustering in Turkey

Clustering in Turkey started in 1999 under the

leadership of Prof. Dr. Michael Porter’s team and

with the support of the Turkish Private Sector. Over

time, it has established a wide platform with the

inclusion of government agencies, universities and

non-governmental organizations. The ministries that

are directly effective in supporting the clustering

approach are the Ministry of Science, Industry

and Technology, Ministry of Economy, Ministry

of Development. Units working under ministries

actually support central and local practices. These

are KOSGEB, The Turkish Technology Development

Foundation (TTGV), the Scientific Research

Institution of Turkey (TUBITAK) and development

agencies in terms of activities at the regional level.

The infrastructure organizations that will support

clustering physically and technologically in Turkey

are Organized Industrial Zones (OSB), Technology

Centers (TEKMER), Technology Development

Zones (TGB) and Research Centers. Technoparks

(Technokent) is a model that ensures that the

university, industry and the state have new

information and technologies under the same roof.

It is an application of the structure that Etkowitz

explained with the theory of the “Triple Spiral

Model”. In the trivial helix model, three factors that

are independent of each other in innovation and

information transfer, but have intersectional areas;

business environment, educational and research

institutions and the state; (Etkowitz, 2003). Founded

at Istanbul Technical University, ITU Ari Teknokent

and Yildiz Teknopark, established at Yildiz Technical

University, have achieved significant success.

However, in these applications, the full addition of

the benefit has not been achieved.

The benefits of industry, university and government

coming together and clustering approach will

go far beyond the benefit that can be obtained

from technoparks. In cooperation with Namik

Kemal University and the Association for The

Promotion of Technical Production and Export

(TUDEP), technopark establishment activities

are continuing in Tekirdag, Çorlu TGB-2 region

with the aim of achieving many firsts unlike other

technopark projects. The project is planned to

focus on Aerospace, Defense Industry, Aerospace

and Nuclear Power Plants; R&D and innovation

infrastructure and laboratories are being established

100 101

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


Kümelerin desteklenmesi amacıyla çeşitli kamu

kurumları tarafından yürütülen programlar

mevcuttur. Ekonomi Bakanlığı’nın 2010’yılında

uygulamaya koyduğu Uluslararası Rekabetçiliğin

Geliştirilmesinin Desteklenmesi (URGE) Tebliği

ile uluslar arası pazarlardaki rekabet gücünün

artırılması amacıyla, ortak ihtiyaç analizi,

ortak öğrenme ve ortak pazarlama başlıkları

altında uygulanmaktadır. Proje bazlı olarak

uygulanan program, 330 projede, 154 işbirliği

kuruluşu toplam 4297 firma ile yürütülmektedir

(http://www.smenetworking.gov.tr/Detay.

cfm?id=224&MID=53,%20Eylül,2017).

Onaylı Projeler Kapsamında Gerçekleştirilen

Faaliyetler ve sektörleri aşağıdaki

gibidir(2011-2017).

n Eğitim (761)

n Yurt Dışı Pazarlama (562)

n İhtiyaç Analizi (326)

n Danışmanlık (197)

n İstihdam (206)

n Alım Heyeti (76)

n Tanıtım (6)

Ayrıca tamamlanan projeler kapsamında 2.884

firma yer almıştır. Proje sayısı her geçen gün

artmaktadır. Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı,

Kümelenme Destek Programı 2012 yılında tebliğ

edilip doğrudan kümelere hitap eden bir destek

programıdır.Ayrıca küme adı altında olmayan kamu

kuruluşları desteğiyle yürütülen çeşitli programlar

mevcuttur. Bu programlardan bazıları; KOSGEB

tarafından yürütülen ve KOBİ’lerin güçlerini

birleştirmesini hedefleyen “İşbirliği-Güçbirliği Destek

Programı”. TÜBİTAK Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği

Ağları ve Platformları Kurma Girişimi ‘dir. Projeleri

Destekleme Programı ulusal ve uluslararası kurum,

kuruluş, birim ve gruplar arasında temel bilimler,

mühendislik, sağlık bilimleri, sosyal bilimler ve

ilgili teknoloji dallarında, özellikle ülkemizin bilim

ve teknoloji öngörüleri doğrultusunda gelişmesini

sağlamayı amaçlamaktadır. Bilim Sanayi ve

Teknoloji Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen

Kümelenme Destek Programı daha kapsamlı ve

uzun süreli destekleri içermektedir.

Türkiye’de Kümelenme Uygulamalarının

Gelişimi

Türkiye’deki kümelenme çalışmaları 1999

yılında kamu, sanayi, üniversiteler ve sivil toplum

kuruluşlarının oluşturduğu bir platform olan

in textile/technological textile, medical equipmentpharmaceutical,

chemical/cosmetics, software,

mechanical-industrial automation, electrical

electronics sectors.

There are programmes run by various public

institutions to support clusters. With the International

Promotion of Competitiveness (URGE) Communiqué

implemented by the Ministry of Economy in 2010,

joint needs analysis is implemented under the

headings of joint learning and joint marketing in order

to increase competitiveness in international markets.

The project-based program is carried out in 330

projects with 4297 companies with 154 cooperation

organizations. (http://www.smenetworking.gov.tr/

Detay.cfm?id=224&MID=53,%20Eylül,2017).

Activities and sectors carried out within the scope of

Approved Projects are as follows (2011-2017).

n Education (761)

n Overseas Marketing (562)

n Analysis of needs (326)

n Consultancy (197)

n employment (206)

n Purchasing Committee (76)

n Introduction (6)

In addition, 2,884 companies took part in the

completed projects. The number of projects is

increasing day by day. The Ministry of Science,

Technology and Industry, is a support program that

was communicated in 2012 and directly addressed

to clusters. There are also several programs that are

supported by public institutions that are not under

the name of cluster. Some of these programs include;

The “co-operation-unity support programme” run

by KOSGEB, which aims to bring SMEs together.

TUBITAK Scientific and Technological Cooperation

Initiative is the Initiative to Establish Networks and

Platforms. it aims to ensure the development of our

country in the fields of technology, especially in line

with science and technology predictions.

Clustering Support Program carried out by the

Ministry of Science, Industry and Technology

includes more comprehensive and long-term support.

Development of Clustering Applications in

Turkey

Clustering efforts in Turkey were initiated in 1999 by

Turkey’s Competitive Advantage (CAT), a platform for

public, industrial, universities and non-governmental

organizations. In 2004, this platform became the

Türkiye’nin Rekabet Avantajı (CAT) tarafından

başlatılmıştır. Bu platform 2004 yılında

Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu

Derneği’ne (URAK) dönüşerek kümelenme

çalışmalarının ilk aşamalarında önemli etkinlikler

gerçekleştirmiştir.

2008 yılına kadar oldukça farklı ve birbirleriyle

koordine edilmeden yapılan kümelenme çalışmaları

gerçekleştirilmiştir. Kümelenme çalışmaları; Dış

Ticaret Müsteşarlığı (DTM) sorumluluğunda Ulusal

Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi Projesi

kapsamında, 2009 yılı Mart ayında yayınlanan

‘’Küme Haritalama, Analiz ve Kümelenme Yol

Haritaları’’ (Sentez) raporu ile daha uyumlu bir hale

gelmiştir. Bu raporda; Türkiye’nin durumu verimliliğe

dayalı ekonomik kalkınmışlık aşamasından

inovasyona dayalı ekonomik kalkınmışlık

aşamasına geçiş sürecinde olduğu belirtilmiştir.

Yüksek katma değerli ürünlere geçebilmek

ve dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmek

inovasyona dayanan rekabet gücünü oluşturarak

gerçekleştirilebilecektir.

Türkiye’deki kümelerin gelişiminin değerlendirildiği

son çalışma Ortak Rekabet Alanları Strateji

Raporu’dur (Ekonomi Bakanlığı, 2012). Toplam

356 kümelenme; gelişme sürecine göre fikir,

başlangıç, gelişme ve olgun olarak dörtlü bir

ölçekte değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme

sonucuna göre olgunluk aşamasında sadece üç

küme mevcuttur. Bunlar; ODTÜ Teknokent Yazılım

Kümesi, SASAD- Savunma ve Havacılık Sanayi

İmalatçılar Derneği, TAYSAD- Taşıt Araçları ve Yan

Sanayicileri Kümesi’dir. Gelişme aşamasındaki

14 küme; MOSDER Türkiye Mobilya Sanayicileri

Derneği, Eskişehir-Bilecik-Kütahya Seramik İş

Kümesi, İTKİB- Moda ve Tekstil İş Kümesi, Ankara

Giyim Sanayicileri Derneği, OSTİM Savunma ve

Havacılık Kümesi, OSTİM İş ve İnşaat Makineleri

Kümesi, OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi,

OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri

Kümesi, İzmir Endüstriyel Havalandırma,

İklimlendirme ve Soğutma Kümesi, İzmir Organik,

İzmir Havacılık ve Uzay Kümelenmesi, İzmir İNOVİZ

Biyomedikal Teknolojiler, Konya Otomotiv Yan

Sanayi, Mersin Lojistik Platformu’dur.

Başlangıç aşamasındaki kümelenmelerde 18

küme mevcuttur. Geri kalan 321 adet kümelenme

ise fikir aşamasındadır. Sentez raporunda

ve diğer kaynaklarda kümelerin gelişmişlik

düzeyine göre yapılan sınıflandırmalar farklılıklar

gösterebilmektedir.

International Association for Competition Research

(URAK) and carried out important activities in the

early stages of clustering.

Until 2008, clustering work was carried out quite

differently and without coordination with each other.

Clustering studies; Within the scope of the National

Clustering Policy Development Project under the

responsibility of the Undersecretariat for Foreign

Trade (DTM), it has become more compatible

with the “Cluster Mapping, Analysis and Clustering

Roadmaps” (Synthesis) report published in March

2009. In this report; Turkey’s situation is in the

process of transition from the stage of economic

development based on efficiency to the economic

development based on innovation. Being able to

switch to high value-added products and have a

say in the world economy can be accomplished by

creating competitiveness based on innovation.

The last study evaluating the development of

clusters in Turkey was the Joint Competitive areas

Strategy Report (Ministry of Economy, 2012). Total

356 clusters; According to the development process,

the idea was evaluated on a quadruple scale, initial,

development and mature. According to the results

of this evaluation, there are only three clusters in the

maturity stage. These include: METU Technokent

Software Set is the SASAD- Defense and Aerospace

Industry Manufacturers Association, TAYSAD-

Group of Vehicle Vehicles and Sub-Industrialists.

14 clusters under development; MOSDER Turkish

Furniture Manufacturers Association, Eskişehir-

Bilecik-Kütahya CeramicS Business Cluster, ITKIB-

Fashion and Textile Business Cluster, Ankara

Clothing Manufacturers Association, OSTIM

Defense and Aviation Cluster, OSTIM Business

and Construction Machinery Set, OSTIM Medical

Industry Clustering, OSTIM Renewable Energy

and Environmental Technologies Cluster, Izmir

Industrial Ventilation, Air Conditioning and Cooling

Cluster, Izmir Organic, Izmir Aerospace Clustering,

Izmir Inovious Biomedical Technologies, Konya

Automotive Sub-Industry, Mersin Logistics Platform.

There are 18 clusters in the initial clusters. The

remaining 321 clusters are in the idea phase.

Classifications based on the level of development

of clusters may vary in the synthesis report and

other sources.

The clustering works at OSTIM have a special place

in Turkey that can be an example of successful

clustering efforts. The six clusters formed by ostim

OSB management and cankaya university together;

102 103

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


OSTİM’deki kümelenme çalışmalarının Türkiye’de

başarılı kümelenme çalışmalarına örnek olabilecek

özel bir yeri vardır. OSTİM OSB yönetimi ile

Çankaya Üniversitesinin birlikte yaptığı çalışmalarla

oluşturulan altı küme; İş ve İnşaat Makineleri,

Savunma ve Havacılık, Yenilenebilir Enerji ve Çevre

Teknolojileri, Medikal Sanayi, Kauçuk Teknolojileri,

Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri kümesidir.

Üniversitelerle gerçekleştirilen ortak çalışmalar

küme firmalarına katkı sağlarken aynı zamanda

nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi ve teminini de

kolaylaştırmaktadır.

OSTİM Ortak Araştırma ve Geliştirme Merkezi

(ODAGEM) mühendislik ve imalat alanında

karşılaşılan teknik gereksinmelere cevap vermek

amacıyla kurulan bir ARGE şirketidir. Sağladığı

mühendislik, danışmanlık, eğitim hizmetleri

yanı sıra bölge ve sektöre bağlı olmaksızın

yeni teknolojilerin araştırma ve uygulamasını

yapmaktadır. Çeşitli Ar-Ge Projeleri yürütmekte olan

ODAGEM, “Sanal Fabrika” prototipinin OSTİM’de

geliştirilmesine yönelik bir SANTEZ projesini de

yürütmektedir. Proje ile OSTİM’deki KOBİ’lerin

ortak tasarım, ortak üretim ve ortak pazarlama

faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri bir ağ

kurulmasını amaçlamaktadır.

OSTİM Yatırım A.Ş.’nin misyonu; Ostim Organize

Sanayi Bölgesinde kaliteyi ve katma değeri artırıcı

yatırımlar yapmak, Ostim başta olmak üzere yerli

KOBİ’lerin ürettikleri mal ve hizmetlerin iç ve dış

pazarlarla buluşturarak onların iş hacmini artıracak

entegrasyonu sağlamak, olarak belirlenmiştir.

Önemli hissedarları OSTİM Vakfı ve OSTİM Proje

Gelişim Eğitim ve Danışmanlık A.Ş.’dir.

OSTİM’de bulunan Ortadoğu Teknik Üniversitesi

(ODTÜ) Teknokent, ileri seviyedeki laboratuvarları ve

araştırma merkezleri ve en önemlisi bilgi birikimiyle

gelişmeye sağlayacağı destek açısından önemli bir

kaynaktır.

Türkiye’deki en başarılı kümelenme uygulamalardan

biri İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı

Birlikleri (İTKİB) tarafından gerçekleştirilmiştir.

İTKİB; tekstil, konfeksiyon, deri ve halı sektöründe

ihracat potansiyelini artırmak, sektörel tanıtım

yapmak ve uluslar arası faaliyetlerde üyelerine

yardımcı olmak amacıyla 1986 yılında kurulmuş

bir birliktir. Zaman içersinde gelişerek kurumsal

yapısını güçlendirmiştir. Günümüzde dört ayrı

birlikten oluşmuş bir yapısı vardır. Bunlar İstanbul

Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği,

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları

Is a set of business and construction machinery,

defense and aerospace, renewable energy and

environmental technologies, medical industry,

rubber technologies, Anatolian rail transportation

systems. Joint efforts with universities contribute to

cluster companies while at the same time facilitating

the training and supply of qualified workforce.

OSTIM Joint Research and Development Center

(ODAGEM) is an R&D company established to

meet the technical requirements encountered

in engineering and manufacturing. In addition to

the engineering, consultancy, training services it

provides, it conducts research and implementation

of new technologies regardless of region or sector.

ODAGEM, which carries out various R&D

projects, also carries out a SANTEZ project for the

development of the “Virtual Factory” prototype at

OSTIM. The project aims to establish a network in

which SMEs in OSTIM can carry out joint design, coproduction

and co-marketing activities.

OSTIM Investment S.A.’s mission; To make

investments that increase quality and added value

in Ostim Organized Industrial Zone, to provide

integration that will increase the business volume

of the goods and services produced by domestic

SMEs, especially Ostim, by bringing them together

with domestic and foreign markets, determined.

Its important shareholders are OSTIM Foundation

and OSTIM Project Development Training and

Consulting Inc.

Middle East Technical University (METU)

Technokent, located in OSTIM, is an important

resource in terms of its support for development

with advanced laboratories and research centers

and most importantly, its knowledge.

One of the most successful clustering applications

in Turkey was carried out by istanbul Textile and

Apparel Exporters’ Associations (ITKib). itkib; It

is a union established in 1986 to increase export

potential in textile, apparel, leather and carpet

sectors, to promote sectoral products and to

assist its members in international activities. It has

developed over time and strengthened its corporate

structure. Today, it has a structure consisting

of four separate unions. These are the Istanbul

Ready-to-Wear and Apparel Exporters’ Association,

the Istanbul Textile and Raw Materials Exporters’

Association, the Istanbul Leather and Leather

Goods Exporters’ Association and the Istanbul

Carpet Exporters’ Association. With more than

15,000 members, the foundation has a significant

Birliği, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları

Birliği ve İstanbul Halı İhracatçıları Birliği’dir.

15.000’den fazla üyesi olan kuruluş sektöründe çok

önemli bir birikime sahiptir.

Türkiye’de Moda ve Tekstil İş Kümesi Oluşturulması

Projesi İTKİB çatısı altında, AB fonlarıyla finanse

edilmiş 17 milyon Avro bütçeli bir projedir. 2005 ve

2006 yıllarında gerçekleştirilmiştir.

Projenin amacı tekstil ve hazır giyim sektöründe

faaliyet gösteren firmaların uluslar arası rekabet

gücünü kümelenme yöntemiyle artırmaktır.

Proje, küme analizinin yapılması, yatırım desteği

analizi ve kurumsal gelişim olarak üç kısımdan

oluşmuştur. Yapılan analizde; ağ yapıları, girdi çıktı

analizi ile değer zincirinin tanımlanması ve SWOT

analizi gerçekleştirilmiştir. Paydaşların katılımının

sağlanmasıyla üçlü bir yapı ile kümelenmeye

karar verilmiştir. Bunlar; kümenin yönetim ve

koordinasyonundan sorumlu olacak yönetim şirketi,

moda enstitüsü ve ARGE merkezidir. Koordinasyon

Merkezi anonim şirket olarak kurulan İTKİB Destek

AŞ’dir. Moda Enstitüsü mevcut eğitim sistemi

tekstil teknolojisi ve mühendisliği kapsayacak

şekilde tasarlanmıştır. Moda Akademisi Sektörün

tasarımcı, stil uzmanı gibi ihtiyaçlarını karşılayacak

uygulamalı eğitimler vermektedir. Eğitimler

üretimden tasarıma, baskı tekniklerinden moda

fotoğrafçılığına kadar uzanan geniş bir yelpazededir.

Uluslararası moda okullarıyla yapılan işbirlikleriyle

hem eğitim hem de ilişkiler için verimli bir ortam

oluşturulmaktadır. AR-GE merkezinde sektördeki

KOBİ’lerin güncel teknolojileri takip ederek daha

yenilikçi olmalarını sağlamak için ortak kullanım

ekipmanları alınmıştır. Danışmanlık Merkezi ürün

geliştirme, satış, pazarlama, marka geliştirme ve

yönetme, kalite yönetimi, ihracat geliştirme gibi

konularda küme üyelerine yönlendirme yapmak

amacıyla kurulmuştur. Bu merkezin KOBİ’lere bilgi

ve uygulama desteği sağlaması planlanmıştır.

Günümüzde Kümelenme halen ilk kurulan yapının

muhafaza edilerek geliştirilmesi temelinde devam

etmektedir. Yazarın küme koordinatörleriyle yaptığı

görüşmeye göre; Ekonomi Bakanlığı Uluslararası

Rekabeti Geliştirme (URGE) kapsamında yürüttüğü

projeler mevcuttur.

Yeni hedefler olarak konfeksiyonda daha küçük

segmentlere yönelmek, tasarımcılarla üreticileri

eşleştirerek marka oluşturma çalışmalarında

tasarım üzerine, daha yüksek katma değerli alanlara

yönelmek istediklerini belirtmişlerdir. Kümenin

oluşturduğu uzmanlık seviyesi yeni gelişme

accumulation in the sector.

The Development of a Fashion and Textile Business

Cluster in Turkey is a project financed with EU funds

with a budget of EUR 17 million under the umbrella

of ITKiB. It was realized in 2005 and 2006.

The aim of the project is to increase the

international competitiveness of companies

operating in textile and apparel sectors by clustering

method. The project consists of three parts:

cluster analysis, investment support analysis and

corporate development. In the analysis, the data

were conducted. network structures, input output

analysis and the identification of the value chain

and SWOT analysis were performed. It was decided

to cluster with a trilateral structure by ensuring the

participation of the stakeholders. These include:

The management company, fashion institute

and R&D center that will be responsible

for the management and coordination of the

cluster. Coordination Center is itKIB Support Inc.

established as a joint stock company. The fashion

institute’s current education system is designed to

cover textile technology and engineering. Fashion

Academy provides hands-on trainings to meet the

needs of the sector such as designers and style

specialists. The trainings range from production

to design, from printing techniques to fashion

photography.

With collaborations with international fashion

schools, a productive environment for both

education and relationships is created. In the

R&D center, common use equipment has been

obtained to ensure that SMEs in the sector are more

innovative by following up-to-date technologies.

Consultancy Center has been established to

direct cluster members on issues such as product

development, sales, marketing, brand development

and management, quality management and export

development. This center is planned to provide

information and application support to SMEs.

Today, clustering continues on the basis of the

preservation and development of the first structure.

According to the author’s meeting with cluster

coordinators; The Ministry of Economy has projects

under the Scope of International Competitiveness

Development (URGE).

As new targets, they stated that they wanted to turn

to smaller segments in apparel and to focus on

higher value-added areas on design in brandbuilding

efforts by matching designers and manufacturers.

The level of expertise generated by the cluster is

shared with similar clusters in the gap-GIM project,

104 105

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


aşamasında olan GAP-GİDEM projesindeki benzer

kümelerle paylaşılmaktadır.

Bu iki örnekten de anlaşılacağı gibi kümelenmenin

başarısı eksiksiz bir alt yapı, istikrarlı yönetim,

kamu destekleri, üniversitelerle ortak çalışma, sivil

toplum kuruluşlarıyla işbirliği gerektirmektedir.

Küme üyelerinin aralarındaki güven ve küme

kimliği geliştirerek birlikte üretmeleri, paylaşmaları,

dayanışma içinde olmaları ve hep birlikte

güçleneceklerine inanmaları gerekmektedir.

Dünyadaki Kümelenme Uygulamaları

Kümelenme programları gelişmiş ve gelişmekte

olan ülkelerde bölgesel ve ulusal düzeyde

uygulanmaktadır. ABD’de ARGE ve yenilikçilik

projeleri merkezi hükümet tarafından

desteklenmekte, risk sermayesinin önemli rolü

ile verimli bir iş ortamı sağlanmaktadır. Özellikle

biyoteknoloji alanındaki kümeler dünyanın en

başarılı kümelerindendir. Girişimcilik kültürü

kümelerin oluşturulması ve geliştirilmesi

aşamasında en önemli etkenlerden biridir.

Eski Doğu Bloku ülkelerinde sosyal sermaye

ve güven eksikliği küme gelişiminin önündeki

büyük engellerden biridir. Devletin müdahalesi

genellikle katalizör olarak ve ortamın uygunluğunu

sağlayarak gerçekleşmektedir. Almanya’daki

Heidelberg kümesi kamu müdahalesinin mevcut

potansiyeli harekete geçirmedeki rolünü etkili

bir şekilde göstermektedir (Chiaroni & Chiesa,

2006). Yetişmiş insan gücünün, uzmanlaşmanın

olduğu bölgelerdeki krizler aynı zamanda yeni

kümelerin kamu desteği ile oluşturulması için

birer fırsat olarak da değerlendirilebilmektedir. Bu

konuda Avrupa’daki Biovalley Kümesi (Fransa,

Almanya, İsviçre), Amerika’daki San Diego kümesi,

İskoçya’daki gemi inşa kümesinin ‘’Slicon Glen’’ adı

verilen kümeye dönüşümü ilginç örneklerdir.

Her teknoloji kümesinin ardında bir dizi başarılı

eğitim kurumu vardır (Senor ve Singer, 2011).

Silikon Vadisinin arkasında Standford Üniversitesi,

Paris Every Biyoteknoloji kümesinin arkasında Paris

Üniversitesi, biyoteknolojinin doğum yeri olan Bay

Area Biyoteknoloji kümesinin (ABD) arkasında

Kaliforniya üniversitesi vardır. Aarhus Biyoteknoloji

kümesi (Danimarka) akademik çevrelerin taahhüdü

ile ortaya çıkmıştır, bu bölge batı Danimarka’nın

en önemli eğitim ve araştırma alanıdır

(Chiaroni&Chiesa, 2006). Örnekleri çoğaltmak

mümkündür. Ancak küme oluşumunun çok çeşitli

faktörlerin uyum içinde bir araya geldiğinde veya

which is in the new development phase.

As can be understood from these two examples,

the success of clustering requires a complete

infrastructure, stable management, public support,

collaboration with universities and cooperation with

non-governmental organizations. Cluster members

need to develop trust and cluster identity between

them to produce, share, solidarity and believe that

they will grow stronger together.

Clustering Applications around the World

Clustering programmes are implemented at

regional and national levels in developed and

developing countries. R&D and innovation

projects in the United States are supported by

the central government, providing an efficient

business environment with an important role in

venture capital. Clusters, especially in the field of

biotechnology, are one of the most successful

clusters in the world. Entrepreneurial culture is one

of the most important factors in the formation and

development of clusters.

Lack of social capital and trust in the former Eastern

Bloc countries is one of the major obstacles to

cluster development. The intervention of the state

usually takes place as a catalyst and by ensuring the

appropriateness of the environment. The Heidelberg

cluster in Germany effectively demonstrates the

role of public intervention in mobilizing the current

potential (Chiaroni & Chiesa, 2006). Crises in regions

where trained manpower and specialization are also

considered as opportunities for the creation of new

clusters with public support. Interesting examples

include the Biovalley Cluster in Europe (France,

Germany, Switzerland), the San Diego cluster in

the United States, and the transformation of the

shipbuilding cluster in Scotland into a cluster called

“Slicon Glen”.

Behind each set of technologies are a number of

successful educational institutions (Senor and

Singer, 2011). Behind Silicon Valley is The University

of Standford, behind the Paris Every Biotechnology

cluster, the University of Paris, and the University

of California, behind the Bay Area Biotechnology

Cluster (USA), the birthplace of biotechnology. The

Aarhus Biotechnology Cluster (Denmark) emerged

with the commitment of academic circles, the

most important area of education and research

in western Denmark (Chiaroni&Chiesa, 2006). It is

possible to duplicate samples. However, it should be

emphasized that cluster formation can occur when

getirildiğinde gerçekleşebildiğini vurgulamak

gerekir. Bu faktörlerin her biri zorunlu ancak kendi

başına yeterli değildir.

Silikon Vadisi’nin Oluşumu ve

Sağladığı Katkı

ABD’deki en bilinen teknoloji kümelerinden biri

hatta ilki Silikon Vadisi olarak bilinen yapıdır. 1900’lü

yılların başından itibaren bölgede Amerikan Deniz

Kuvvetlerinin Araştırma Merkezi vardır. 1951

yılında ise Standford Üniversitesinin teknoloji Parkı

kurması bölgeyi önemli bir teknoloji üssü durumuna

getirmiştir. Ortaya çıkan bu teknolojik bilginin,

Savunma Bakanlığından gelen büyük miktardaki

finansman, risk sermayesi şirketlerinin desteklediği

verimli ilişkiler ağı ve Standford üniversitesinin

liderliği ile oluşturulan sinerji sonucu Silikon Vadisi

(Santa Clara) ortaya çıkmıştır. Bugün bölgede

1.000’in üzerinde ileri teknoloji şirketi yer almaktadır.

2012 bilgilerine göre 895.523 ’in üzerinde nitelikli

ve yüksek ücretli (ortalama yıllık 91,037 ABD doları)

çalışan bölgede istihdam edilmektedir. (http://www.

clustermapping.us/region/county/north_slope_

borough_ak) . Etmenlere bakılırsa, coğrafi yakınlık,

bilgi oluşturma ve paylaşma, uzmanlık ve ağ yapısı

ile kümelenmenin oluşması için gereken her şey

biraraya getirilmiştir (Erkoç, 2015).

Kümelenmenin getirdiği sinerji ve girişim sermayesi

İsrail’deki ileri teknoloji kümelerinin askeri temelli

endüstriden, gelişkin yüksek teknolojili başlangıç

firma (start-up) ağırlıklı kümelere geçişini

sağlamıştır (Avnimelech ve Teubal, 2006). Risk ve

girişim sermayesi sisteminin benzer bir yapıda

oluşturulması kümelerin finansman ihtiyacının

karşılanması, ilişki ağlarının geliştirilmesi ve

uluslar arası pazarlara açılmasında önemli bir güç

sağlayabilecektir.

Savunma ve Havacılık konularında ise Eskişehir’de

ESAC, İzmir’de HUKD, Ankara’da OSSA ve

TSSK, İstanbul’da SAHA ve İkitelli OSB, Trakya

ve İstanbul’da TÜDEP HASUN, Bursa’da BTSO

kümelenmeleri mevcut olup, bunlara Gaziantep,

Konya, Elazığ gibi farklı bölge kümelerinin katılması

beklenmektedir. Bu kümelerde, 1000’e yakın firma,

ihtisas çalışmalarında bulunmaktadır. Ankara’da

SASAD ise, sektörün çatı STK’sı olarak kurulmuş

olup, faaliyetlerine bu çerçevede devam etmektedir.

Firmaların havacılık, savunma gibi yüksek teknoloji

gerektiren sektörlere yönelmesi, bu sektörlerin

gereksinimlerini karşılayabilecek yeteneklere

kavuşması bölgeleri, ülke ve küresel ölçekte rekabet

a wide variety of factors are brought together or

brought together in harmony. Each of these factors

is mandatory but not sufficient on its own.

Silicon Valley’s Formation and Its

Contribution

One of the most well-known sets of technology

in the United States is even known as Silicon

Valley. Since the early 1900s, there has been a U.S.

Naval Research Center in the region. In 1951, the

establishment of a technology park at Standford

University made the region an important technology

base. Silicon Valley (Santa Clara) emerged as a

result of this resulting technological knowledge,

a large amount of funding from the Department

of Defense, an efficient network of relationships

supported by venture capital firms, and synergy

with the leadership of Standford University. Today,

there are over 1,000 high-tech companies in the

region. According to 2012 information, more than

895,523 qualified and high-paying (average annual

$91,037) are employed in the region. (http://www.

clustermapping.us/region/county/north_slope_

borough_ak) . According to the factors, geographical

proximity, information creation and sharing,

expertise and network structure and everything

necessary for the formation of clustering have been

combined (Erkoç, 2015).

The synergy and venture capital brought about

by clustering enabled the transition of advanced

technology clusters in Israel from militarybased

industry to advanced high-tech start-upweighted

clusters (Avnimelech and Teubal, 2006).

Establishing a similar structure of the risk and

venture capital system will provide an important

force in meeting the financing needs of clusters,

developing relationship networks and opening up to

international markets.

In defence and aviation issues, eSAC in Eskisehir,

HUKD and TSSK in Izmir, SAHA in Istanbul and

BTSO HASUN in Thrace and Istanbul, BTSO clusters

are expected to be added to these region clusters

such as Gaziantep, Konya and Elazig. In these

clusters, nearly 1000 companies are involved in

specialization studies. SASAD in Ankara has been

established as the roofing NGO of the sector and

continues its activities in this context.

The orientation of firms to high-tech sectors

such as aviation and defence, the capabilities

to meet the requirements of these sectors will

be an important basis for achieving competitive

106 107

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE


üstünlüğü elde etmelerinde önemli bir dayanak

noktası olacaktır. Silikon Vadisi ve İsrail bu konudaki

somut örneklerdir. SENTEZ RAPORUNDA (2009)

belirtildiği gibi Türkiye Faktör Koşullarına Dayalı

rekabet üstünlüğünden Verimliliğe dayalı rekabet

üstünlüğüne geçmiştir. Ancak inovasyona dayalı

Rekabet Üstünlüğüne geçebilmesi için yüksek

teknolojiye dayalı ürün ve hizmet üretme gücüne

kavuşmalıdır. Bu olgunun sağlanmasında yukardaki

örnekler önem kazanmaktadır.

Havacılık, savunma sanayi gibi sektörlerde çalışma

yeteneği diğer sektörlerde de küresel ölçekte bir

rekabet üstünlüğü elde etmenin anahtarı olacaktır.

Ancak firmaların tek başlarına bu konularda

çalışabilmek için gereken sertifikasyonları almaları,

test ve labaratuar ihtiyaçlarını temin etmeleri,

gerekli ticari bağlantıları sağlamaları, üniversite

ve diğer kamu kurumlarıyla işbirliği yapmaları,

kamu desteklerini temin etmeleri, parça üretimine

ve sonra da sistem veya alt sistem üretimine

geçmeleri kolay değildir. Hatta genellikle mümkün

değildir. Bunun başarılabilmesinde kümelenme

kavramının etkili bir şekilde uygulanması önem

kazanmaktadır. HASUN (Trakya Havacılık

Savunma ve Nükleeer Enerji) Kümelenmesi

kapsamında yapılan saha envanteri çalışması

önemli bir başlangıç noktası olmuştur. Mevcut

potansiyelin belirlenerek geliştirilmesi gereken

konuların ve sektörlerin belirlenmesi, derinlemesine

analizlere başlanması hızla gerçekleştirilmelidir.

Kümelerin en önemli gereksinmelerinden

biri kuvvetli bir alt yapı oluşturulmasıdır.

EURASIATECHNOPARK; bu konudaki önemli bir

eksikliği giderecektir. Mevcut teknoparklardan

farklı olarak kümelenmenin çekirdeğini oluşturan

sosyal yapının oluşturulmasına katkı sağlayarak

kümelenmenin gerçek faydalarının üretilmesine

zemin hazırlayacaktır.

Sonuç

World Economic Form (WEF) 2014 raporundaki

küme geliştirme çabalarının değerlendirildiği

bölümde, Türkiye son altı yılda on basamak

yükselerek 130 ülke arasında 36’cı sıraya

yükselmiştir. Türkiyede bakanlıklar, sanayi,

üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla

kümelenme konusunda önemli gelişmeler

sağlanmaktadır. 2023 hedeflerine ulaşılmasında,

yüksek katma değerli ürünlere yönelmede

kümelenmeler anahtar bir rol üstlenecektir. Taklit

edilemez rekabet üstünlüğünü elde etmek ve

sürdürebilmek için elbirliğiyle gerçekleştirilecek

kümelenme çalışmaları ekonomik, siyasal, kültürel

advantage in regions, countries and globally. Silicon

Valley and Israel are concrete examples of this. As

stated in the SYNTHESIS REPORT (2009), Turkey

has gone from competitive advantage based on

Factor Conditions to competitive advantage based

on efficiency. However, in order to transition to

innovation-based Competitiveness, it must have the

power to produce high-tech products and services.

The above examples are important in ensuring this

phenomenon.

The ability to work in sectors such as aerospace

and defence industry will be the key to achieving a

competitive advantage on a global scale in other

sectors. However, it is not easy for companies to

obtain the necessary certifications to work on these

issues on their own, to provide the necessary needs

of testing and laboratory, to provide the necessary

commercial connections, to cooperate with the

university and other public institutions, to provide

public support, to start parts production and then

to system or subsystem production. It is often not

even possible. In achieving this, it is important to

apply the concept of clustering effectively. The

field inventory study carried out within the scope

of HASUN (Thrace Aviation Defense and Nucleeer

Energy) Cluster has been an important starting

point. Identifying the issues and sectors that need

to be developed by identifying the existing potential

and starting in-depth analysis should be carried out

quickly. One of the most important requirements of

clusters is the creation of a strong infrastructure.

EURASIATECHNOPARK; will address a significant

deficiency in this issue. Unlike existing technoparks,

it will contribute to the creation of the social

structure that forms the core of the clustering,

preaching the basis for the actual benefits of

clustering.

Conclusion

In evaluating cluster development efforts in

the World Economic Form (WEF) 2014 report,

Turkey has risen ten places in the last six years

to 36th out of 130 countries. In Turkey, important

improvements are being made in clustering through

the efforts of ministries, industry, universities and

non-governmental organizations. Clusters will

play a key role in achieving the 2023 targets in the

direction of high value-added products. In order to

achieve and maintain the non-imitation competitive

advantage, co-clustering efforts will be the most

important day of our efforts to have economic,

political and cultural existence. A successful

clustering; it can contribute to the development

var olma çabamızın en önemli daynağı olacaktır.

Başarılı bir kümelenme; yerelden kaynaklanan

güçlerin küresel rekabete ulaşarak kümeyi,

bölgeyi ve ülkeyi daha yüksek ve sürdürülebilir

bir ekonomik ve sosyal refaha taşımasına katkı

sağlayabilecektir. Anadolu’da 12. Yüzyıldan beri

mevcut olan ‘’Ahilik’’ kurumunda ve daha sonrada

Lonca’larda gerçekleştirilen ticarette ve zanaatta

işbirliği, mesleki eğitim, belirli bir zanaat kolu içinde

mutabık kalınan kurallara uyma kültürü kümelerin

de temel dayanaklarını oluşturmaktadır. Yüzyıllar

evvel bu kurumları geliştirmiş ve yaşatmış olan

toplumumuz kümelenme konusundaki planlı

çabalarla önemli başarıları gerçekleştirebilecektir.

(HASUN TÜRKİYE’den alınmıştır)

Chiaroni, D. & Chiesa, V. (2006). Forms of creation of

industrial clusters in biotechnology. Science Direct

Technovation 26 (2006) 1064-1076; Temmuz 2013’te

www.elsewer.com/locate/technovation adresinden

indirildi.

Demirköprülü, H.C. (2013). Türkiye’de Kümelenme

Sürecinde Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Bilim Sanayi ve

Teknoloji Bakanlığı, Uzmanlık Tezi, Ankara,2013.

Ekonomik Kalkınmışlık Düzeyleri Kaynak. (WEF, WCR

2009),Sentez Raporu, 2009, 35.

Erkoç, A. (2015). ENDÜSTRİYEL KÜMELERİN

PERFORMANS MAKSİMİZASYONUNU AMAÇLAYAN

YENİ BİR MODEL ÖNERİSİ. Yayınlanmamış Doktora tezi,

Maltepe Üniversitesi.

Etkowitz, H., (2003). 2014,Nisan. http://blogs.helsinki.fi/

changingdynamics/files/2011/10/Eztkowitz-Innovation-in-

Innovation.pdf

İTKİB. Ocak, 2015. http://www.itkib.org.tr/

İTÜ, Teknokent. 2015, Mart. http://www.ariteknokent.com.tr/tr

Küme Haritalama, Analiz ve Kümelenme Yol Haritaları,

Sentez Raporu (2009). Temmuz, 2014’te indirildi. http://

www.smenetworking.gov.tr/detay.cfm?MID=45

Kobi İşbirliği ve Kümelenme Projesi (http://www.

smenetworking.gov.tr/Detay.cfm?id=224&MID=53,%20

Eylül,2017)

Marshall, A. (1920). Principles of Economics, McMillan and

Co. Ltd., London, 8. Baskı, Bölüm IV. X, s.27.

Morosini, P. (2004). Industrial Clusters, Knowledge

Integration and Performance. World Development Vol. 32,

No. 2, pp. 305-326; Temmuz, www.elsevier.com/locate/

worlddev adresinden indirildi.

Ortak Rekabet Alanları Strateji Raporu, 2012. Ekonomi

Bakanlığı, Ankara.OSTİM, 2015 http://www.ostim.com.tr/

page/Ostim%20Organize%20Sanayi%20B%C3%B6lgesi

KAYNAKÇA

of local lyngoa to a higher and more sustainable

economic and social prosperity by reaching global

competition. In Anatolia, the 12th century was the

most Cooperation in trade and crafts in the “Ahilik”

institution, which has existed since the 19th century,

and later in guilds, vocational training, and the basic

foundations of the culture of adherence to the rules

agreed within a particular craft branch. is the most

Our society, which has developed and maintained

these institutions centuries ago, will be able to

achieve significant successes through planned

efforts on clustering. (HASUN taken from TURKEY)

Porter, M. E. (1991). Clusters of Innovation. Regional

Foundations of U.S. Competitiveness Monitor Group

ontheFRONTIER Council on Competitiveness http://

www.hbs.edu/faculty/Publication%20Files/COI_

National_05202014_a d0fe06c-674c-494 adresinden

‘07.07.2014’te indirildi.

Porter, M. E. (1998). Clusters and the New Economics of

Competition. Harvard Business Review, November 1998.

27 Aralık 2012’de http://hbr.org/1998/11/clusters-and-thenew-economics-of-competition/ar/1

adresinden indirildi.

Porter, M. E.,(2001). Clusters of Innovation: Regional

Foundations of U.S. Competitiveness. Haziran , 2014,

http://www.hbs.edu/faculty/Publication%20Files/

COI_National_05202014_a d0fe06c-674c-494b-96f6-

6882db4e6aaf.pdf

Porter, M. E. (2003). The Economic performans of

Regions, Regional Studies, Vol: 37, No: 6&7, August-

October 2003, ss. 549-578

Porter, M. E.,(2010). Rekabet Üzerine. İstanbul: Optimist

Yayınları.

Rosenfeld, S (2005). Beyond Clusters, Current Practices &

Future Strategies, University of Ballarat, Victoria, Australia,

2005

Senor, D. & Singer, S., (2011). İsrail’in Ekonomik Mucizesinin

Öyküsü. İstanbul: Doğan Egmont Yayıncılık .

Ülgen, H, & Mirze, S.K. (2013). İşletmelerde Stratejik

Yönetim. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım

WEF, Global Competitiveness Report, 2014-2015. Nisan,

2015. http://reports.weforum.org/global-competitivenessreport-2014-2015/rankings/#

Yerel Paydaşlar için Kümelenme Kılavuzu. Temmuz, 2014.

http://www.smenetworking.gov.tr/detay.cfm?MID=45

Yıldız Teknopark, 2015, Mart.

http://www.yildizteknopark.com.tr/

108 109

ANALİZ / MAKALE

ANALYSIS / ARTICLE

KAS-ARA / NOV-DEC İrtifa Hava 2019 Savunma

Füze Sistemi HİSAR

REFERENCE

Chiaroni, D. & Chiesa, V. (2006). Forms of creation of

industrial clusters in biotechnology. Science Direct

Technovation 26 (2006) 1064-1076; in July 2013 www.

elsewer.com/locate/technovation downloaded from.

Demirköprülü, H.C. (2013). Problems and solution

proposals in the clustering process in Turkey. Ministry of

Science Industry and Technology, specialization thesis,

Ankara,2013.

Source Levels Of Economic Development. (WEF,WCR

2009), Synthesis Report, 2009, 35.

Erkoç, A. (2015). A NEW MODEL PROPOSAL AIMED AT

MAXIMIZING THE PERFORMANCE OF INDUSTRIAL

CLUSTERS. Unpublished doctoral thesis, Maltepe

University.

Etkowitz, H., (2003) . 2014, April. http://blogs.helsinki.fi/

changingdynamics/files/2011/10/eztkowitz-ınnovation-inınnovation.pdf

ITKIB. January, 2015. http://www.itkib.org.tr/

ITU, Technopolis. 2015, March. http://www.ariteknokent.

com.tr/tr

Cluster mapping , analysis and clustering roadmaps,

Synthesis Report (2009). Downloaded in July, 2014.

http://www.smenetworking.gov.tr/detay.cfm?mıd=45

SME collaboration and clustering project (http://www.

smenetworking.gov.tr/detay.cfm?id=224&mıd=53, 20

%september, 2017)

Foundations of U.S. Competitiveness. June, 2014,

http://www.hbs.edu/faculty/publication%20files/

coı_national_05202014_a d0fe06c-674c-494b-96f6-

6882db4e6aaf.pdf

Porter, M. E. (2003). The Economic performance of

Regions, Regional Studies, Vol: 37, No: 6&7, August-

October 2003, ss. 549-578

Porter, M. E., (2010). On Competition. Istanbul: Optimist

Publications.

Rosenfeld, P (2005). Beyond Clusters, Current Practices &

Future Strategies, University of Ballarat, Victoria, Australia,

2005

Senor, D. & Singer, P., (2011). The Story Of Israel’s

Economic Miracle. Istanbul: Doğan Egmont Publishing .

Ülgen, H, & Mirze, P.K. (2013). Strategic Management

In Enterprises. Istanbul: Beta Publishing Publishing

Distribution

WEF, Global Competitiveness Report, 2014-2015. April,

2015. http://reports.weforum.org/global-competitivenessreport-2014

- 2015 / rankings/#

Clustering guide for local stakeholders. July, 2014.

http://www.smenetworking.gov.tr/detay.cfm?mıd=45

Yıldız Technopark, 2015, March. http://www.

yildizteknopark.com.tr/

Marshall, A. (1920). Principles of Economics, McMillan and

Co. Co., London, 8. Edition, Part IV. X, P.27.

Morosini, P. (2004). Industrial Clusters, Knowledge

Integration and Performance. World Development Vol.

32, No. 2, pp. 305-326; July, www.elsevier.com/locate/

worlddev downloaded from.

Common Competition Areas Strategy Report, 2012.

Ministry Of Economy, Ankara.

OSTIM, 2015 http://www.ostim.com.tr/page/Ostim%20

Organize%20Sanayi%20B%C3%B6lgesi

Porter, M. E. (1991). Clusters of Innovation. Regional

Foundations of U.S. Competitiveness Monitor Group

ontheFRONTIER Council on Competitiveness http://

www.hbs.edu/faculty/publication%20files/coı_

national_05202014_a downloaded on ‘07.07.2014 from

d0fe06c-674c-494.

Porter, M. E. (1998). Clusters and The New Economics of

Competition. Harvard Business Review, November 1998.

Retrieved December 27, 2012

http://hbr.org/1998/11/clusters-and-the-new-economicsof-competition/ar/1

downloaded from.

Porter, M. E., (2001). Clusters of Innovation: Regional

110 111

KAMPÜS / MAKALE

CAMPUS / ARTICLE


ESKIŞEHIR TEKNIK ÜNIVERSITESI SIVIL HAVACILIK KULÜBÜ

AKLI HAVADA OLANLARIN, YERYÜZÜNDE

OLMAYAN HAYALLERİ VARDIR...

ESKISEHIR TECHNICAL UNIVERSITY CIVIL AVIATION CLUB

THOSE WHO ARE IN THE MIND, THERE ARE

DREAMS THAT ARE NOT ON EARTH...

Eskişehir Teknik Üniversitesi Sivil Havacılık

Kulübü, 09.10.2018 tarihinde üniversitemizin

bölünmesinden kaynaklanan nedenlerden dolayı

Anadolu Üniversitesi Havacılık Kulübü’nün (AHAVK)

devamı olarak öğrenciler tarafından kurulmuştur.

Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Havacılık ve

Uzay Bilimleri Fakültesi ile bağlantılı çalışan Sivil

Havacılık Kulübü (SHK) ulusal çapta havacılık

denilince akla ilk gelen kulüp olmak ve ülkemiz

havacılığın temsil eden kuruluşlardan biri olma

vizyonu ile yola çıkmıştır.

Eskisehir Technical University Civil Aviation Club

was established by students on 09.10.2018 as a

continuation of Anadolu University Aviation Club

(AHAVK) due to reasons arising from the division of

our university. Eskisehir Technical University (ESTU)

Civil Aviation Club (SHK), which works in connection

with the Faculty of Aeronautics and Space Sciences,

with the vision of being the first club that comes to

mind when it comes to aviation on a national scale

and being one of the representative organizations of

aviation in our country he’s on his way.

Bu vizyon ve misyon doğrultusunda, geçmişte

üyelerinizin kişisel gelişimlerine yönelik

düzenlediğimiz eğitimlere örnek olarak: Diksiyon,

İŞKUR- iş kulübü, dans, model uçak, İngilizce

konuşma sınıfları bunlar arasında sayılabilir.

Kulübümüz tarafından her dönem yapılan,

üyelerinizin sektörü yakından tanıyıp kafalarındaki

soru işaretlerini yanıtlamalarını sağlayan, konferans

ve sempozyumlar düzenlemekteyiz. Bu tip

etkinlerimizdeki amacımız ise üyelerinizin sektörün

ileri gelen isimleri ile fikir alışverişi yapmalarına

olanak sağlamaktadır. Geçen yılın ilk döneminde

düzenlediğimiz Havacılık Zirvesi (HZ) ve yine geçen

yılın ikinci döneminde düzenlediğimiz AVIVATION

(Aviation-Innovation) etkinliklerimiz bunlara örnektir.

Etkinlerimizin yanı sıra, gönüllü olarak bazı sosyal

sorumluluk projelerine de imzamızı attık. Bunlardan

en dikkat çekeni ise eğitimlerinin erken ve orta

çağlarında olan lise, orta ve ilkokul öğrencileri ile

buluşup onlara; havacılığı, havacılık alanındaki

meslekleri ve iş alanlarını, yeni gelişmeleri, havacılığın

ulusal ve evrensel tarihçesi ve Ulu Önder Mustafa

Kemal ATATÜRK’ÜN “İstikbal göklerdedir!” sözü ile

ne demek istediğini daha iyi anlatmaya çalıştık.

Üyelerimizle onlarca farklı işin peşinden koşarken,

onların motivasyonlarını kaybetmemesi bizim

en büyük önceliklerimizdendir. Bu nedenle de;

üyelerimizin stres atmasını, sosyalleşmesini ve

birbirleriyle daha yakından tanışmalarını sağlayacak

temeli eğlence olan birçok etkinlik ve geziler

düzenliyoruz.

Daima İlk Uçuş Heyecanı İle...

In line with this vision and mission, as an example

of the training we have conducted in the past for the

personal development of your members: Diction,

IŞKUR - iş club, dance, model aircraft, English

speaking classes can be counted among these.

We organize conferences and symposia which

are held every semester by our club, which enable

your members to get to know the sector closely

and answer the question marks in their heads. Our

aim in this type of activity is to allow your members

to exchange ideas with the leading names of the

sector. These are examples of the Aviation Summit

(HZ) that we organized in the first period of last

year and the aviation (Innovation) activities that we

organized in the second period of last year.

In addition to our activities, we voluntarily signed

some social responsibility projects. Most notable of

these is the early and middle ages of their education

in the high school, middle and elementary school

students and meet with them; Aviation of aviation

professions and fields of business in the field, new

developments, national and Universal History of

aviation and of Mustafa Kemal Atatürk “the future

lies in the skies!”we tried to explain better what he

meant by his word.

As we pursue dozens of different jobs with our

members, it is one of our top priorities that they

do not lose their motivation. For this reason, we

organize many activities and excursions which

are fun basis to help our members relieve stress,

socialize and get to know each other more closely.

Always With The Excitement Of The First Flight...

Sivil Havacılık Kulübümüzün (SHK) misyonu,

bir öğrenci kulübü olmasından dolayı öncelikle

havacılık ile ilgili ve bu alanda kendilerini istihdam

ettirmek isteyen öğrencilerin sektörü daha yakından

tanımalarını ve sektörün talepleri doğrultusunda

kendilerini daha iyi geliştirmelerini sağlamaktadır.

Akabinde yediden yetmişe havacılıkla ilgilenen

herkesin bu alandaki bilgi ihtiyacını gidermek,

vizyonlarını geliştirmek, bakış açılarını genişletmek

ve havacılık alanındaki hobilerine katkı ve imkân

sağlamaktır.

The mission of our Civil Aviation Club (SHK) is to

ensure that students who are primarily interested

in aviation and who want to employ themselves

in this field get to know the sector more closely

and develop themselves better in line with the

demands of the sector because it is a student club.

Subsequently, seven to seventy aviation interested

in the information needs of everyone in this field to

resolve, develop their vision, expand their viewpoints

and contribute to and provide opportunities in the

field of aviation hobbies.

112 113

KAMPÜS / MAKALE

CAMPUS / ARTICLE


TÜRK SAVUNMA SANAYİİ ZİRVESİ

VE VİZYONER GENÇ PROGRAMININ

ETKİLERİ VE GERİ KAZANIMLARI

TURKISH DEFENSE INDUSTRY

SUMMIT AND VISIONARY YOUTH

PROGRAM EFFECTS AND RECOVERIES

Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından hayata

geçirilen çok yönlü Vizyoner Genç programı

devletin akademik düzeyde eğitim gören ve

savunma sanayiine yönelen gençler için hayata

geçirdiği programdır. 2018 yılında çalışmalarına

başlayan program Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

2 gün süren Türk Savunma Sanayii programıyla

resmiyete kavuştu. Balıkesir Üniversitesi Milli

Savunma ve Teknoloji Topluluğu adı altında davetli

olarak katıldığımız bu 2 günlük program hakkında

görüşlerimi belirtmeden önce programdan biraz

daha detaylı bahsetmek istiyorum.

Program kendi sitesini bir sosyal medya ve

haberleşme platformu gibi gösteriyor ancak

hepimiz programın bundan daha fazlası olduğunu

veya olacağını biliyoruz. Sitede program kendini 4

ayrı bölüme ayırıyor.

Bu bölümler;

n Kariyer

n Eğitim

n Etkinlik

n Girişim

SAVTEK / Balıkesir Üniversitesi / SAVTEK / Balıkesir University: Ömer Furkan ERSÖZ

Kariyer kısmında sektörün önde gelen firmalarının

staj ve iş ilanları bulunuyor .Bu sektörde öncü

firmalarda çalışmak isteyen gençler için tüm

The multifaceted visionary youth program

implemented by the Defence Industry presidency

is the program implemented by the state for young

people who are educated at academic level and

who are oriented towards the defence industry. The

program started its work in 2018 and became official

with the Turkish Defense Industry program lasting 2

days at the Presidential Complex. Balıkesir University

National Defense and Technology Community under

the name of this 2-day program we participated in

as an invitation before stating my views I want to talk

about the program in a little more detail.

The Program makes its site look like a social media

and communication platform, but we all know that the

program is or will be more than that. On the site, the

program divides itself into 4 separate sections.

These sections;

n Career

n Education

n Event

n Initiative

In the career part, the leading companies in the sector

have internships and job advertisements. For young

people who want to work in leading companies in this

sector, all companies who want to work under one

firmaların ilanlarını tek çatı altında toplayarak biz

gençlere böyle bir hizmet verilmesi programın artılar

kısmına bir skor daha yazmamızı sağlıyor.

Eğitim kısmında ise öğrencilerin alabaliceği

bazı burslar hakkında bilgiler, online eğitimler ve

uzmanlık eğitimleri bulunuyor. Savunma Sanayii

Başkanlığı tarafından düzenlelen uzmanlık eğitimleri

için ön talep yapabilmemizi sağlayan Vizyoner Genç

eğitimlere katılmak isteyenler için büyük bir fırsat.

Etkinlik kısmında SSB destekli ve sektöre yönelik

uluslararası etkinliklerin duyurularına yer veriliyor.

Girişim kısmında ise sene içerisinde gençlerin

katılabileceği yarışmalardan bahsediliyor ve

teknolojik yeniliklerden ve bunlarla ilgili yapılan

çalışmalardan bahsediliyor. Çeşitli blog yazıları ile

de gençler bilgilendiriliyor.

Programın kendi sitesindeki çalışmalarını

değerlendirdiğimize göre 2 gün süren program

hakkında görüşlerimi belirtebilirim.

2018 yılında ilk kez düzenlenen Türk Savunma

Sanayii Zirvesi Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı

Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.

Türkiye’nin dört bir yanından gençlerin internet

üzerinden başvuru veya SSB daveti üzerine

katılımlarıyla program hayata geçirildi. İlk gün

sadece sektördeki üst düzey kişilerin katılımına

izin verildiği için ilk gün hakkında fazla detay

veremiyorum ancak Cumhurbaşkanımız Recep

Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen açılışta

TAI (TUSAŞ) tarafından üretilen T70 Genel Maksat

Helikopteri tanıtıldı ve ismi Gökbey olarak belirlendi.

Gelelim biz gençlere özellikle akademik düzeyde

eğitim alan üniversite öğrencilerine yönelik olan

Vizyoner Genç konseptiyle hazırlanan 2.Gün

programına tarih olarak belirtmek gerekirse

13 Aralık 2018 tarihine. Sabah saat 8.00 dan

17.00’a kadar süren programda sektör hakkında

bilgi ve tecrübe sahibi kişilerin sunumlarına yer

verildi. Açılış oturumu Teknoloji Bakanımız Sayın

roof by collecting such a service to us young people

allows us to write another score in the plus side of the

program.

In the education section, there is information about

some scholarships that students will receive, online

trainings and specialization trainings. Visionary Young,

which allows us to make preliminary requests for

specialised training organized by the Department of

Defense Industry, is a great opportunity for those who

want to participate in trainings.

The event includes announcements of international

events supported by the SSB and aimed at the sector.

In the initiative section, competitions that young

people can participate in during the year are

mentioned and technological innovations and related

studies are mentioned. Young people are also

informed with various blog posts.

Since we have evaluated the work of the program on

its site, I can express my opinions about the program

which lasts 2 days.

The Turkish Defence Industry Summit, held for the first

time in 2018, took place at the Presidential Congress

and Cultural Center in Beştepe. The program was

implemented with the participation of young people

from all over Turkey via internet or at the invitation of

the SSB. I can’t give much detail about the first day

because only senior figures in the sector are allowed

to participate on the first day, but the T70 General

Purpose produced by TAI (TAI) at the inauguration

with the participation of Our President Recep Tayyip

Erdogan His helicopter was introduced and his name

was identified as Gokbey.

However, if we specify as a date for the 2nd Day

program prepared with the concept of Visionary Young,

which is aimed at young people especially university

students receiving education at academic level, until

December 13, 2018. The program, which lasted from

8:00 a.m. to 5 p.m., featured presentations from people

114 115

KAMPÜS

CAMPUS


Mustafa Varank’ın konuşmasıyla başladı ardından

ise Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir

konuşmasını gerçekleştirdi ardından sunumlar

başladı.

Programdaki sunumların başlıkları;

n Geleceği Planlamak: Teknolojide Kariyer

(Mehmet Fatih Kacır)

n Kültür Sanat Vizyonu (Prof.Dr. İskender Pala)

n Mavi Okyanus Stratejisi: Denizde Kariyer

(Ekber Onuk)

n Milli Motor Serüveni

(Prof.Dr. Mahmut Faruk Akşit)

n Türkiye Girişim Ekosistemi (Arda Ermut)

n Hayallerin Ötesinde Kariyer

(Arif Ateş, Gökhan Viralan)

n İletişimde Kariyer (Kenan Bozgeyik)

n Stratejik Güvenlik Gücü : İnsan Kaynağı

(Mete Yarar)

n Kariyerin Enerjisi (Mustafa Yılmaz)

Her iki sunumun ardından ara verildi bu aralar bizim

için çok önemliydi. Bu araların bu kadar önemli

olmasının sebebi ise sektörde yer alan çok ama çok

önemli isimlerle birebir tanışma ve konuşma fırsatı

yakalayabilmemizden dolayı idi. Ulaşılabilmesi bizim

için hayli zor olan isimlerle rahatça konuşabildiğimiz

ve fikirlerimizden, projelerimizden, yaptıklarımızdan,

yapmakta olduklarımızdan ve yapacaklarımızdan

bahsettiğimiz bu aralar belirli bir süre sonra bizim

için sunumlarında önüne geçti. Tabi ki bunları

anlattığımız zaman aralarından bize zaman

ayıran ve bizi dinleyen bu değerli kişilere de ayrıca

teşekkür etmemiz gerek. Sonuç olarak katıldığımız

için mutluluk ve onur duyduğumuz bir program

oldu ancak ilk sefer olmasından kaynaklı olacak

ki eksikleri de fazla idi. Her geçen yıl eksiklerin

giderileceği ve her geçen yıl üstüne konularak

geleceğimiz için önemli bir geleneksel etkinliğe

dönüşüceğine dair inancım tam.

Geri kazanımlarını özetle anlatmak gerekirse.

n Site üzerinden yapılan staj ve iş başvuruları

firmaları tek çatı altında toplaması ve rahatça

uygulanabilmesi açısından oldukça faydalı.

n Uzmanlık eğitimlerine kolayca yapılabilen ön talep

katılmak isteyenler için büyük bir nimet.

n Zirvede yapılan sunumlar sektörde çalışmak

isteyen gençlerin soru işaretlerinin giderilmesine

yardımcı oluyor ve yeni fikirler doğuruyor.

n Gençler zirveye katılan önemli isimlerle rahat

bir ortamda diyalog kurma fırsatı yakalıyor ve bu

gençler için unutulmaz bir tecrübe olmasını sağlıyor.

with knowledge and experience about the sector. The

opening session began with the speech of Our Minister

of Technology, Mr. Mustafa Varank, and then the Head of

Defense Industry Ismail Demir delivered his speech and

then the presentations began.

Titles of presentations in the program;

n Planning the Future: Career in Technology

(Mehmet Fatih Kacir)

n Cultural Art Vision (Prof.Dr. Alexander Pala

n Blue Ocean Strategy: Career in the Sea

(Akbar Onuk)

n National Motor Service

(Professor. Dr. Mahmut Faruk Aksit)

n Turkey Initiative Ecosystem (pear apple)

n Beyond Dreams Career (Arif Fire, Gökhan Viralan)

n Career in Communication (Kenan Deer)

n Strategic Security Force: Human Resource

(Mete Useful)

n Energy of the Career (Mustafa Yilmaz)

After both presentations, a break has been made, and

it’s been very important to us now. And the reason it

was so important these days was because we had

the opportunity to meet and speak to some very, very

important people in the industry. It’s been a very difficult

time for us to get there, and we’ve been talking freely

about our ideas, our projects, what we’ve been doing,

what we’ve been doing, and what we’re doing, and what

we’re doing, and it’s been taking place in a series of

presentations for us after a certain period of time. And of

course, when we tell them that, we also have to thank the

valuable individuals who have given us time and listened

to us. So we came up with a program that we were very

happy and honored to participate in, but it’s going to be

due to the first time, which is a lot of what’s missing.

I am confident that every year, the shortcomings will

be overcome and every year turned into an important

traditional event for our future.

To summarize your recoveries;

n Internships and job applications made through the

site are very useful in terms of collecting companies

under one roof and being able to implement them

comfortably.

n A great blessing for those who want to participate

in the pre-demand which can be easily done in

specialization trainings.

n Presentations made at the summit help to eliminate

the question marks of young people who want to work

in the sector and give new ideas.

n Young people have the opportunity to have a dialogue

with important people attending the summit in a

relaxed environment and this makes it an unforgettable

experience for young people.

116 117

KAMPÜS

CAMPUS


“DERİN ARAYIŞLAR”IN

KAZANANLARI BELLI OLDU

THE WINNERS OF “DEEP QUESTS”

HAVE BEEN ANNOUNCED

Mühendislik, teknoloji ve danışmanlık hizmetleriyle savunma sanayinde

öncü bir rol üstlenen STM’nin denizaltı konusunda özgün projeler ortaya

çıkarmak ve Türkiye ’de ki yetenek gelişimini desteklemek amacıyla

düzenlediği Derin Arayışlar Yarışması ilk yılını tamamladı.

STM, which has taken a leading role in the defence industry through its

engineering, technology and Consultancy Services, has completed its first

year of the Deep Quests Competition, organised by STM to uncover unique

projects on submarines and to support capability development in Turkey.

Başvuruları geçtiğimiz sene açılan ve bu yıl

ilk ödüllerini veren Derin Arayışlar Yarışması;

yurt içinde denizaltı alanında bilgi birikiminin

artmasına, insan kaynağı yetiştirilmesine, milli ve

özgün tasarımların geliştirilmesine destek olmayı

amaçlıyor.

İki kategoride toplam ödül

100 bin TL’yi aşıyor

Gemi inşadan fiziğe, psikolojiden endüstri

mühendisliğine kadar oldukça geniş bir yelpazede

farklı bölümlerde okuyan üniversite öğrencileri,

mezunlar ve bu alanda son 5 yılda tez vermiş

kişilerin katılabildiği Derin Arayışlar, Yüksek Lisans

ve Lisans olarak iki kategoride düzenlendi. Denizcilik

alanında tecrübeli isimler tarafından değerlendirilen

projelerde yenilikçilik, yaratıcılık, gerçekleştirilebilirlik,

estetik katkı, detaylandırma düzeyi ve referans gibi

kriterlere dikkat edildi. Yüksek Lisans kategorisinde

dereceye giren ilk üç kişi 25.000 TL, 20.000 TL

ve 15.000 TL’lik ödüllerin sahibi oldu. Lisans

kategorisinde ise birinci 20.000 TL, ikinci 15.000 TL,

üçüncü 10.000 TL değerinde ödül kazandı. Her iki

kategoride ödül alan tez danışmanlarının her biri de

5.000 TL’lik ödülün sahibi oldu.

Lisans kategorisinde; Mustafa Kutlu ve İbrahim

Savrukoğlu’nun (İTÜ) Prof. Dr. Kadir Kırkköprü

The Deep Quests Competition, whose

applications were opened last year and which

gave its first awards this year, aims to support the

increase of knowledge in the field of submarine in

Turkey, the training of human resources, and the

development of national and original designs.

Total prize in two categories exceeds

100 thousand TL

From shipbuilding to physics, psychology to

industrial engineering to a wide range of university

students studying in different departments,

graduates and people who have given thesis in

this field in the last 5 years can participate in deep

searches, Master’s degree and Bachelor’s degree

were organized in two categories. Innovation,

creativity, realizability, aesthetic contribution, level

of detailing and reference were considered in the

projects evaluated by experienced names in the

maritime field.The top three awarded degrees in

the master’s degree category were awarded 25,000

TL, 20,000 TL and 15,000TL. In the undergraduate

category, the first awarded 20,000 TL , the second

awarded 15,000 TL and the third awarded 10,000

TL. Each of the thesis advisors who received awards

in both categories received a prize of 5,000 TL.

In the undergraduate category; Mustafa Kutlu

danışmanlığında hazırladıkları “Denizaltılar ve Sualtı

Araçları İçin Yüzer Anten Tasarımı” başlıklı tez birinci

oldu. Dr. Seda Karadeniz Kartal danışmanlığındaki

“İnsansız Su Altı Aracı ile Çevrimiçi Ceset Tanılama

ve Mayın Tanılama Deneyi” başlıklı teziyle Merve

Berik (Bülent Ecevit Üniversitesi) ikinci, Dr. Yasemin

Arıkan Özden danışmanlığındaki “Akışkanlar

Dinamiği ile Denizaltı Direnç Hesabında Ölçek

Etkilerinin Hesaplamalı İncelenmesi’’ teziyle Hasan

Öztürk (Yıldız Teknik Üniversitesi) üçüncü oldu.

Yüksek Lisans kategorisinde; Mehmet Ozan

Şerifoğlu (İTÜ), Yrd. Doç. Dr. Bilge Tutak

danışmanlığında hazırladığı “Bir Sualtı Planörünün

Hidrodinamik Analizi” teziyle birinci oldu. İkinciliği

Prof. Dr. İsmail Hakkı Helvacıoğlu danışmanlığında

hazırladığı “İze Uyumlu Denizaltı Pervanesi

Tasarımının Hesaplamalı ve Deneysel Olarak

İncelenmesi” teziyle Sinan Burunsuz (İTÜ)

alırken, üçüncü sırada Prof. Dr. Sarper Özharar

danışmanlığındaki “Sualtı Elektro Optik İnterkom

Sistemi Tasarımı” teziyle Kaan Alper (BAU) yer aldı.

and Ibrahim Savrukoğlu (ITU) Prof. Dr. The thesis

entitled “floating antenna design for submarines

and underwater vehicles” prepared under the

consultancy of Kadir Kırkköprü was the first.

Dr. Merve Berik (Bülent Ecevit University) with

his thesis titled “Online corpse diagnosis and

mine diagnosis experiment with Unmanned

Underwater Vehicle” under the supervision of

Seda Karadeniz Kartal, Second, Dr. Hasan Öztürk

(Yıldız Technical University) came third with

his thesis “computational investigation of scale

effects in calculation of subsea resistance with

Fluid Dynamics’ under the supervision of Yasemin

Arikan Özden.

In the master’s degree category; Mehmet Ozan

Şerifoğlu (ITU), Asst. Assoc. Dr. He won first

place with his thesis “hydrodynamic analysis

of an underwater glider” prepared under the

consultancy of Bilge Tutak. Prof. Dr. Sinan Burunsuz

(ITU) received the thesis “computational and

Experimental Investigation of the design of the

submarine propeller compatible with The Trace”

prepared by Ismail Hakkı Helvacioğlu, while Prof. Dr.

Kaan Alper (BAU) took part in the thesis “underwater

Electro-Optical Intercom System Design” under the

supervision of Sarper Ozharar.

118 119

KAMPÜS

CAMPUS


ÇEVRE DOSTU ELEKTRIKLI

ARAÇ ÜRETTILER

THEY PRODUCED ECO-FRIENDLY

ELECTRIC VEHICLES

Sakarya Üniversitesi

Mühendislik Fakültesi

öğrencileri, sadece

kompozit malzemeler

kullanarak

geliştirdikleri motorla

saatte 80 kilometreye

ulaşabilen iki kişilik

elektrikli araç üretti.

Sakarya University

Faculty of

engineering students,

using only composite

materials developed

engine 80 kilometers

per hour can reach

two-seater electric

vehicle produced.

Sakarya Üniversitesi Enerji Teknolojileri Topluluğu

(SETT) öğrencileri, “Nesil V3” adını verdikleri

çevre dostu elektrikli araç üretti.Petrol ve petrol

türevli yakıtların yanması sonucu doğaya salınan

çeşitli gaz ve atıkların ekosisteme etkisini azaltmak

üzere dünya çapında alternatif enerji kaynaklarına

yönelim son yıllarda büyük ivme kazandı.

Yaklaşık 50 kişilik ekipten oluşan SETT

öğrencileri de bu alanda kendilerini geliştirmek

ve yarışlara katılmak amacıyla yaklaşık bir yılda

saatte 80 kilometreye ulaşabilen, iki kişilik çevre

dostu elektrikli araç üretti.Sadece kompozit

malzemelerden yaptıkları araçta ürettikleri motoru

kullanan öğrenciler, yurt içi ve dışında girdikleri

yarışlarda başarı elde etti. Öğrenciler, “Nesil V3”

ve diğer tasarladıkları 5 araç sayesinde bu alanda

deneyim kazandı.

Bu pillerle yaklaşık 250 kilometre

yol yapabilirsiniz

SETT Takım Kaptanı Ömer Faruk Alpay (25), “Nesil

V3”ün imkansızlıklardan doğan bir araç olduğunu

söyledi.Kompozit malzemelerin kullanıldığı aracı

Sakarya University Energy Technologies Society

(SETT) students produced an environmentally

friendly electric vehicle called “Generation V3”.The

trend towards alternative energy sources worldwide

has gained great momentum in recent years in

order to reduce the impact on the ecosystem of

the various gases and wastes released into nature

as a result of the combustion of Petroleum and

petroleum-derived fuels.

SETT students, a team of about 50 people, have

produced two eco-friendly electric vehicles that

can reach 80 kilometres per hour in about a year

in order to develop themselves in this area and

participate in the races.The students, who used

the engine they produced in the vehicle they made

from composite materials only, achieved success

in the races they entered at home and abroad. The

students gained experience in this field thanks to”

Generation V3 “ and 5 other tools they designed.

You can travel about 250 kilometers

with these batteries

SETT Team Captain Omer Faruk Alpay (25),

ilk 3 tekerlekli tasarladıklarını fakat zaman içinde

geliştirdiklerini anlatan Alpay, “Alüminyuma göre

çok dayanıklı bir malzeme kullanıyoruz. Her şeyi

el emeği göz nuru diyebilirim. Yaklaşık 9 ay gibi bir

süreçte aracın kendisini ortaya çıkardık. Elektrik

aksamı, yerleştirmesi, testleri, denemesi bize 12 aya

mal oldu.” diye konuştu.

Alpay, araçta lityum demir fosfat pillerin

kullanıldığını dile getirerek, “Bu pillerle yaklaşık 250

kilometre yol yapabilirsiniz. Kilometre başına 24-

25 vat enerji harcıyor. Yaklaşık 80 kilometre hıza

çok rahat şekilde ulaşıyor. Araç genel itibarıyla çok

hafif zaten. Net kilosu 160. 300-400 kiloya kadar

iki kişiyi taşıyacak bir araç. Tamamen çevre dostu,

hiçbir şekilde atık, duman yok, ses çıkartmıyor.”

ifadelerini kullandı.

“Generation V3” is a vehicle arising from the

impossibilities, he said. Alpay explains that

they designed the first 3-wheeled vehicle using

composite materials but developed it over time, “We

use a very durable material compared to aluminum.

I’d say it’s all manual labor. In about nine months, we

uncovered the vehicle itself. Electrical components,

installation, tests, trial took 12 months.” he said.

Alpay said the vehicle used lithium iron phosphate

batteries, adding, “You can travel about 250

kilometers with these batteries. It consumes 24-25

watts of energy per kilometer. It reaches speeds

of about 80 km per hour very easily. The car is

generally very light. Net weight is 160. A vehicle

that can carry two people up to 300-400 kilos.

Completely environmentally friendly, in no way

waste, no smoke, does not make a sound.” he said.

120 121

KAMPÜS

CAMPUS

İ T Ü N O M


PAÜ TAKIMININ

‘TEKNOFEST

İSTANBUL’ BAŞARISI

PAU TEAM’S

‘TEKNOFEST

İSTANBUL’ SUCCESS

İ n s a n s ı z H a v a A r a ç l a r ı Ta k ı m ı

TEKNOFEST İstanbul Roket

Yarışması’nda “Yüksek İrtifa

Kategorisi”nde birincilik elde eden

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hazar Roket

Takımı’nın akademik danışmanı Prof. Dr.

Cemal Meran, ödülün, fırsat verildiğinde

öğrencilerin neleri başarabileceğinin

göstergesi olduğunu belirtti.

PAÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Meran, Makine

Mühendisliği Bölümü’nde okuyan bir grup öğrenci

tarafından kurulan Hazar Roket Takımı’nın “Hiera

3000” ismi verilen roketle birincilik ödülüne layık

görülmesini büyük memnuniyetle karşıladıklarını

söyledi.Öğrencilerini tebrik eden Prof. Dr. Meran,

şöyle konuştu:

“Her biriyle ayrı ayrı gurur duyduğum

öğrencilerimizi proje sürecindeki özverili

çalışmalarından ve gösterdikleri üstün başarıdan

dolayı tebrik ediyorum. Bu ödülün fırsat

verildiğinde, desteklendiğinde, önleri açıldığında

öğrencilerimizin ne kadar başarılı olabileceğinin

en güzel kanıtı olduğunu düşünüyorum. Bu

başarı, PAÜ Mühendislik Fakültesi Makine

Mühendisliği Bölümü’nün eğitim kalitesinin de ne

kadar yüksek olduğunun açık bir göstergesidir.

Projenin gerçekleşmesi esnasında maddi,

manevi desteklerini eksik etmeyen ve projeyle

yakından ilgilenen Rektörümüz Prof. Dr. Hüseyin

Bağ’a, Mühendislik Fakültesi Dekanımız Prof. Dr.

Yahya Tülek’in şahsında emeği geçen öğretim

elemanlarına, sponsorlarımıza ve emeği geçen

herkese çok teşekkür ediyoruz.”dedi.PAÜ Rektörü

Prof. Dr. Bağ da yaptığı açıklamada, Meran ve

öğrencileri tebrik etti.

Pamukkale University (PAU) Hazar

Rocket team’s academic advisor,

who won the first place in the “High

Altitude category”in TEKNOFEST

Istanbul rocket competition, Prof. Dr.

Cemal Meran stated that the award

is an indication of what students can

achieve when given the opportunity.

PAU Faculty of Engineering Mechanical Engineering

Faculty Member Prof. Dr. Cemal Meran, a group of

students studying in the Department of Mechanical

Engineering Hazar Rocket team “Hiera 3000” named

Rocket to be awarded the first prize, he said.Prof. Dr.

Meran said:

PAU Faculty of Engineering Mechanical Engineering

Professor Prof. Dr. Cemal Meran, a group of students

studying in the Mechanical Engineering Department of

the Caspian Rocket Team “Hiera 3000” rocket called

the first prize was awarded he said they were very

welcome. Congratulating his students, Prof. Dr. Meran

said: “I congratulate our students, each of which I

am proud of individually, for their selfless work in the

project process and for their outstanding success. I

think this award is the best proof of how successful

our students can be when given the opportunity, when

supported, when they are opened up. This success is

a clear indication of how high the quality of education

is of the Mechanical Engineering Department of pau

Faculty of Engineering. Prof. Dr. Huseyin Bag, our

Rector, who does not lack his material and spiritual

support during the realization of the project and who

is closely involved with the project, to the faculty

members who contributed to the person of Prof.

Dr. Yahya Tülek, Dean of the Faculty of Engineering,

we would like to thank our sponsors and everyone

who contributed.”. PAU Rector Prof. Dr. Bagh also

congratulated Meran and the students in a statement.

F l y t o G l o r y

T a k i p t e K a l ı n

122 123

KAMPÜS

CAMPUS


İş birliği protokolüne, ÖSYM’de düzenlenen törende,

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün ile HAVELSAN

Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay imza attı.Prof.

Dr. Aygün, imza töreninde yaptığı konuşmada, “Bu

iş birliğiyle bilgi ve iletişim teknolojileri alanında

ÖSYM’nin görevleri kapsamında birlikte çalışmalar

yürütmek, iki kurumun birikim ve tecrübelerini bir

araya getirerek, güç birliği oluşturmak ve gelecekte

ortak gerçekleştirilebilecek faaliyetler için birlikte

çalışabilmeyi amaçlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Protokolün hayırlı olması temennisinde bulunan

Aygün, iki köklü ve güçlü kurumun birlikte hareket

ederek tecrübe paylaşımı yapmasıyla ülke adına

geleceğe emin adımlarla ilerleneceğini belirtti.

HAVELSAN Genel Müdürü Atalay da bilgi ve iletişim

teknolojileri alanında ÖSYM’nin görevleri kapsamına

giren işlerde birlikte çalışmalar yürütmekten

duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şunları

kaydetti:”Ülkemizin köklü ve güzide kurumlarından

biri olan ÖSYM’nin faaliyet alanları kapsamında

sürdürdüğü başarılı çalışmaları, HAVELSAN

mühendislerinin geliştirdiği ileri teknolojiler ve

akıllı dijital çözümlerle destekleyeceğimiz için çok

mutluyuz. Bu iş birliği için başta ÖSYM Başkanı

Prof. Dr. Halis Aygün olmak üzere emeği geçen

herkese teşekkür ederim.”

ÖSYM VE HAVELSAN

ARASINDA IŞ BIRLIĞI

COLLABORATION

BETWEEN THE OSYM

AND THE HAVELSAN

ÖSYM Başkanlığı ile HAVELSAN arasında bilgi

ve iletişim teknolojileri alanlarında uygulanmak

üzere iş birliği protokolü imzalandı.

The OSYM presidency and HAVELSAN

signed a protocol of co-operation for

implementation in the areas of information

and communication technologies.

The co-operation protocol was signed by OSYM

Chairman Professor Halis Aygun and HAVELSAN

General Director Ahmet Hamdi Atalay during the

ceremony at the OSYM. Prof. Dr. Aygün, in his

speech at the signing ceremony, said: “With this

cooperation, we aim to carry out activities together

within the scope of the tasks of OSYM in the field

of information and communication technologies,

to bring together the experience and experience of

the two institutions, to form a unity of power and to

work together for future joint activities., “he said.

Prof. Dr. Aygün, who wishes the protocol to be

good, said that the future will be progressed with

sure steps on behalf of the country as two wellestablished

and powerful institutions act together

and share experience.HAVELSAN General Manager

Atalay expressed his satisfaction to carry out

work together in the fields of Information and

communication technologies within the scope of

the duties of ÖSYM, and said: “We are very happy to

support the successful work of OSYM, which is one

of our long-established and beautiful institutions,

with advanced technologies and intelligent digital

solutions developed by HAVELSAN engineers. Thank

you all for coming to this cooperation, especially

Professor Halis Aygun, the president of OSYM.”

sivil havacilik kulübü

Eskişehir Teknik Üniversitesi

Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi

DAİMA İLK UÇUŞ HEYECANI İLE !

124 estushk18 estushk18_ estushk18 Estü Sivil 125Havacılık

Kulübü

KAMPÜS

CAMPUS


BAYRAKTAR AKINCI

TAARRUZI İNSANSIZ HAVA

ARACI (TİHA) GÖRÜCÜYE ÇIKTI

THE BAYRAKTAR AKINCI

OFFENSIVE UNMANNED AERIAL

VEHICLE (TIHA) WAS EXHIBITED

Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı TEKNOFEST İstanbul

Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde sergilendi.

Bayraktar Akıncı offensive Unmanned Aerial Vehicle was exhibited at

TEKNOFEST Istanbul Aviation, Space and Technology Festival.

Akıncı’nın özellikleri arasında, konvansiyonel

muharebe ve stratejik görevleri yapabilmesi,

seyir füzesi taşıyabiliyor olması ve önünde özel

bir radarı olması dikkat çekiyor.40 bin fit irtifaya

kadar çıkabilen, 24 saat havada kalan ve faydalı yük

taşıma kapasitesi bin 350 kilograma kadar ulaşan

Akıncı, özellikleriyle savaş uçaklarının yaptığı bir

kısım görevleri icra ediyor.

Among the features of the Akıncı are its ability

to carry conventional combat and strategic

missions, its ability to carry cruise missiles, and its

ability to have a special radar in front of it.Up to 40

thousand feet altitude, remaining in the air for 24

hours and reaching up to 350 kilograms of useful

load carrying capacity Akıncı, features of warplanes

perform some tasks.

Taşıdığı elektronik destek podu, uydu haberleşme

sistemleri, hava-hava radarları, engel tespit radarı,

sentetik açıklıklı radar gibi çok daha gelişmiş

faydalı yüklerle görev yapacak olan Akıncı, hava

bombardımanı icra ederek milli olarak geliştirilen

hava-hava füzeleriyle donatılabilecek.Akıncı

İHA’ya aynı zamanda F-16’nın taşıyabildiği bütün

mühimmatlar ile Roketsan’ın ürettiği SOM-J füzesini

çok rahat bir biçimde entegre edilebilecek.

Carrying electronic support pod, satellite

communication systems, air-to-air radars, obstacle

detection radar, synthetic range radar, such as

the much more advanced useful payloads Akıncı,

air bombardment by performing the nationally

developed air-to-air missiles will be equipped.The

Akıncı UAV will also be able to integrate all the

munitions carried by the F-16 and the SOM-J missile

produced by Roketsan in a very convenient way.

126 127

KAMPÜS

CAMPUS


KTÜN EKIBININ 1’INCILIK BAŞARISI

1ST SUCCESS OF THE KTUN TEAM

Konya Teknik Üniversitesi Robotik ve Otomasyon Topluluğu AYBARS İHA

Takımı, TEKNOFEST’te, Uluslararası İnsansız Hava Araçları Yarışması

“Döner Kanat” kategorisinde birinci oldu.

Konya Technical University Robotics and Automation Society AYBARS

uAV Team, TEKNOFEST, International Unmanned Aerial Vehicles

Competition “Rotary Wing” category was first.

KTÜN’den yapılan yazılı açıklamaya göre, akademik

danışmanlığını Prof. Dr. Cemil Sungur ve Doktor

Öğretim Üyesi Akif Durdu’nun yaptığı takımda, kaptan

Gökhan Öztürk, pilot Furkan Şahin ile takım üyeleri

Mert Dağadası, Şevval Çelik, Metehan Aslanbaş,

Ahmet Furkan Büyükkelek ve Ahmet Burhan Öztürk,

festivalde önemli başarıya imza attı.

TEKNOFEST’in üçüncü gününde, (RAC-LAB)

AYBARS İHA Takımı, TÜBİTAK tarafından

düzenlenen 2019 Uluslararası İnsansız Hava

Araçları Yarışması “Döner Kanat” kategorisinde

birincilik ödülüne layık görüldü.KTÜN Rektörü Prof.

Dr. Babür Özçelik ise yayımladığı tebrik mesajında,

“Takımımız, festival kapsamında, ‘Döner Kanat’

kategorisinde birinci olmuştur.Bizleri başarıyla

gururlandıran takımımızı ve danışman öğretim

üyelerimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını

diliyorum.” ifadelerine yer verdi.

According to a written statement from ktün, his

academic advisor was Prof. Dr. Cemil Sungur

and Doctor Professor Akif durdu made the team,

captain Gökhan Öztürk, pilot Furkan Şahin and team

members Mert Dağadası, Şevval Çelik, Metehan

Aslanbaş, Ahmet Furkan Büyükkelek and Ahmet

Burhan Öztürk, achieved significant success at the

festival.

On the third day of teknofest, the AYBARS UAV

team (RAC-LAB) was awarded the first prize in the

“rotary wing” category of the 2019 International

Unmanned Aerial Vehicles competition organized

by TÜBITAK.Prof. Dr. In his congratulatory message,

Mughal Özçelik said, “ Our team won first place in

the category of ‘rotary wing’ within the scope of

the festival.I congratulate our team and advisor

faculty members, who have made us proud of their

success, and wish them continued success. said.

MILLI UÇAN ARABA “CEZERI”

TEKNOFEST İSTANBUL ‘DA SERGILENDI

THE NATIONAL FLYING CAR “CEZERI”

WAS ON DISPLAY AT TEKNOFEST ISTANBUL

Baykar, Cezeri Uçan Araba’yı

ilk kez, Türkiye’nin en büyük

teknoloji etkinliği TEKNOFEST

İstanbul Havacılık, Uzay

ve Teknoloji Festivali’nde

(TEKNOFEST İstanbul) sergiledi.

Baykar exhibited the Cezeri

Flying Car for the first time at the

TEKNOFEST Istanbul Aviation,

Space and Technology Festival

(TEKNOFEST Istanbul), the largest

technology event in Turkey.

Kentsel hava taşımacılığında köklü bir değişiklik

yapması öngörülen Cezeri Uçan Araba, sağlık

sektörü ve askeri alanda lojistik destek faaliyetlerine

yeni bir boyut kazandırmak için geliştiriliyor. Cezeri,

yolcu ve kargo taşımacılığında aktif olarak rol

alacak şekilde de tasarlanıyor.Seyir hızı saatte 100

kilometre, azami uçuş irtifası 2 bin metre olan Cezeri,

yaklaşık 1 saat havada kalacak, 70-80 kilometre

menzile erişebilecek.

Cezeri’nin Proje Yöneticisi Ozan Yağcı, büyük havacılık

firmalarının ürettiği bir teknolojiyi, Selçuk Bayraktar’ın

(Baykar Teknik Müdürü ve Türkiye Teknoloji Takımı

Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı) ortaya koyduğu proje

vizyonuyla, özverili bir çalışma göstererek 9 ay gibi

kısa bir zaman içerisinde tamamladıklarını bildirdi.

“Kentsel taşımacılığa yön verecek”

Yağcı, şu anda Cezeri’nin tek kişilik taşıma

yapabildiğini, ilerleyen versiyonlarında iki veya daha

fazla kişi için taşıma yapabileceğini belirterek, “Şu

anki prototip, yalnızca bir kişiyi taşımaya yönelik.

İleriki zamanlarda bu prototipi tamamen şehir içi

taşımacılıkta kullanılacak bir araç haline getirmeyi

hedefliyoruz.” dedi.

The Cezeri Flying Car, which is projected to make

a drastic change in urban air transport, is being

developed to give a new dimension to logistics

support activities in the health sector and military.

Cezeri is also designed to take an active role in

passenger and cargo transportation.Cruise speed

100 kilometers per hour, maximum flight altitude 2

thousand meters Cezeri, approximately 1 hour will

stay in the air, 70-80 kilometers will reach a range.

Ozan Yağcı, cezeri’s Project Manager, said that they

completed a technology produced by major aviation

companies in a short time such as 9 months by

showing selfless work with the project vision put

forth by Selçuk Bayraktar (Technical Director of

Baykar and Chairman of the Board of Trustees of

the Turkish Technology Team Foundation). “Will

lead urban transportation”

“The current prototype is intended to carry only one

person,” Yağcı said, noting that Cezeri is currently

capable of carrying one person, in its later versions,

for two or more people. In the future, we aim to

make this prototype a vehicle that will be used

entirely in urban transportation.” said.

128 129

KAMPÜS

CAMPUS


DÜNYA’NIN EN IYI DRON PILOTLARI

TEKNOFEST’TEN GEÇTI

THE WORLD’S BEST DRONE PILOTS

WERE IN TEKNOFEST

Stm’nin yürütücülüğünü

üstlendiği world drone cup’in

şampiyonlari belli oldu.

Yenilikçi çözümleriyle savunma sektörüne yön

veren STM’nin Teknofest İstanbul kapsamında

yürütücülüğünü üstlendiği World Drone Cup’ta

dünyadan 64 pilot kıyasıya mücadele etti. Beş

günün sonunda tamamlanan yarışlarda ilk üç

sıraya yerleşen pilotlar Danimarka’dan Dane Grace,

İspanya’dan Marc Espuna ve Alex Zamora oldu.

Stm ‘s world drone cup champions

have been announced.

64 pilots from around the world competed in

the World Drone Cup, which was conducted

within the scope of Teknofest Istanbul by STM,

which guided the defense sector with its innovative

solutions. At the end of the five days, the top three

drivers in the races were Dane Grace of Denmark,

Marc Espuna and Alex Zamora of Spain.

Teknofest ’in en heyecanlı yarışı

World Drone Cup kupa töreninde kazanan pilotlara

ödüllerini takdim eden STM Genel Müdürü Murat

İkinci, World Drone Cup gibi uluslararası bir

organizasyonun yürütücülüğünü üstlenmekten

dolayı gururlu olduklarını belirtti. Tüm yarışmacılara

ve kazanan pilotlara tebriklerini dile getiren İkinci;

“World Drone Cup ile festivalin en heyecanlı

yarışlarından birine destek olduk. Dünyanın

dört bir yanından İstanbul’a gelen en yetenekli

pilotlar kıyasıya yarışırken, dron teknolojilerine

ilgi duyan gençlerimize de ilham kaynağı oldular.

Bundan sonra da STM olarak teknoloji konusunda

geleceğimiz için yatırım yapmaya, gençlerin

hayallerine olduğu kadar eğitimlerine de katkı

sağlayacak girişimlerde bulunmaya devam

edeceğiz” dedi.

Geleceğin pilotları için dijital turnuva

Teknofest’te genç ve dinamik vizyonuyla piste çıkan

STM, yerli ve milli projelerini gençlere aktarma fırsatı

yakalarken, World Drone Cup’ın birebir simülasyon

oyunuyla yarışma heyecanını standına da taşıdı.

STM’nin festival için özel olarak hazırladığı oyun,

öğrenciler tarafından yoğun ilgi gördü. 10’ar kişilik

takımlar halinde gerçekleşen yarışlar Teknofest

boyunca devam etti. Dijital platformda yarışan

öğrenciler, dron kullanmayı deneyimlerken birinciler

sürpriz hediyeler kazandı.

Teknofest’s most exciting race

STM General Manager Murat, who presented his

awards to the winning pilots at the World Drone

Cup trophy ceremony, said they were proud to

undertake an international event such as the Second

World Drone Cup. The second, who expressed his

congratulations to all the contestants and the winning

pilots; “With the World Drone Cup, we supported

one of the festival’s most exciting races. The most

talented pilots from all over the world competed in

Istanbul, and inspired our young people who were

interested in drone technologies. After that, as STM,

we will continue to invest in our future in technology

and make initiatives that will contribute to the

education of young people as well as their dreams.”

Digital tournament for future pilots

Stm, which took to the track with its young and

dynamic vision at Teknofest, had the opportunity

to transfer its domestic and national projects to the

young people, while also bringing the excitement

of the competition to the stand with the one-toone

simulation game of the World Drone Cup. The

play, specially prepared by the STM for the festival,

attracted a lot of attention from the students. The

races, which took place in teams of 10’ar, continued

throughout Teknofest. Students competing on the

digital platform, while experiencing drone use, the

winners won surprise gifts.

En iyiler İstanbul’da!

World Drone Cup’ta İtalya’dan Japonya’ya,

Kolombiya’dan Avustralya’ya kadar 37 ülkeden 64

pilot yarıştı. Türkiye’yi yarışlarda milli takımdan

Batu Erilkun (11), Atakan Mercimek (13), Özgürcan

Özçelik (34) ile Cem Kösel (43) ve Erdem Üstüner

(30) olmak üzere beş pilot temsil etti. World Drone

Cup, ilk iki gün yarışmacıların parkuru tanıması için

yapılan deneme sürüşleriyle başladı. Eleme turlarının

sonunda 32 pilot finale çıkmaya hak kazandı.

Heyecanlı ve çekişmeli geçen final gününde birinciliği

Danimarka’dan Dane Grace üstlenerek 30.000

TL’lik ödülün sahibi oldu. İspanya’dan katılan Marc

Espuna ikinci olurken üçüncü sıraya aynı ülkeden

Alex Zamora yerleşti. İkinci ve üçüncü olan pilotlar

sırasıyla 20.000 TL ve 10.000 TL ödül kazandılar.

The best are in Istanbul!

Sixty-four pilots competed in the World Drone

Cup from 37 countries, from Italy to Japan, from

Colombia to Australia. Turkey was represented

by five pilots Batu Erkin (11) of the national team,

Atakan Mercimek (13), Ozcelik (34) and Cem Kosel

(43) and Erdem Ubüner (30). The World Drone Cup

started in the first two days with a test drive for

contestants to recognize the park. At the end of

the qualifiers, 32 pilots qualified for the final. Dane

Grace of Denmark took the title on the exciting and

contentious final day, winning the 30,000 TL prize.

Marc Espuna of Spain came in second and Alex

Zamora of the same country came in third. The

second- and third-place finishers won prizes of

20,000 TL and 10,000 TL respectively.

130 131

KAMPÜS

CAMPUS


ASELSAN MESLEKI VE TEKNIK

ANADOLU LISESI EĞITIME BAŞLADI

ASELSAN VOCATIONAL AND TECHNICAL

ANATOLIAN HIGH SCHOOL STARTED EDUCATION

Türkiye’nin ortaöğretim

alanında savunma

sanayi sistemlerine

yönelik ilk mesleki ve

teknik Anadolu lisesi

olan ASELSAN Mesleki

ve Teknik Anadolu

Lisesi açıldı.

ASELSAN vocational

and technical Anatolian

High School, the first

vocational and technical

Anatolian high school

for defense industrial

systems in Turkey’s

secondary education

area, was opened.

Savunma sanayinin ihtiyacı olan nitelikli iş

gücünün yetiştirilmesine katkıda bulunmak

amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile ASELSAN

arasında ocakta imzalanan iş birliği protokolü

kapsamında kurulan ASELSAN Mesleki ve Teknik

Anadolu Lisesi, ilk öğrencileriyle eğitim-öğretime

başladı.

Okulun ilk haftası boyunca düzenlenen

oryantasyon programı sayesinde ASELSAN ‘ı

tanıma imkanı bulan, sosyal ve kültürel faaliyetlere

katılan öğrencilere ASELSAN’ın Türk savunma

sanayisindeki önemi ve gençlerden beklentileri de

aktarılıyor.Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında

ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde

elektrik-elektronik teknolojisi alanına yüzde 0,46 ‘lık

dilimden öğrenci alındı.

The needs of the defence industry skilled

workforce in order to contribute to the training

of the Ministry of National Education (Mone)

established by ASELSAN under the cooperation

protocol signed in January between the Anatolian

vocational and Technical High School, the first

students started Education.

Thanks to the orientation program organized

during the first week of the school, the students

who have the opportunity to get to know ASELSAN

and participate in social and cultural activities are

also conveyed the importance of ASELSAN in the

Turkish defence industry and the expectations

of young people. Within the scope of the High

School Transition System (LGS), 0.46 percent of

students were admitted to the field of electrical and

electronic technology at ASELSAN Vocational and

Technical Anatolian High School.

TEKNOFEST

İSTANBUL 2019

132 133

KAMPÜS

CAMPUS


SAVAŞAN İHA ‘CEVHERI’

GÖREVE HAZIR

FIGHTING UAV ‘CEZERI’

READY FOR MISSION

TUSAŞ-Uludağ Üniversitesi Ar-Ge Merkezi’nde çalışan stajyer

mühendisler, TEKNOFEST 2019 Savaşan İnsansız Hava Aracı Yarışması

için Cevheri İHA’yı geliştirdi.

Trainee engineers working at the TUSAŞ-Uludag University R & D Center

developed the ore UAV for the TEKNOFEST 2019 fighting Unmanned

Aerial Vehicle Competition.

Ar-Ge Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kemal

Fidanboylu’nun mentorluğunu ve Bursa

Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm

Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Kaya’nın

danışmanlığını yaptığı ekipte, Elektrik Elektronik

Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği ve Makine

Mühendisliği bölümünden 23 öğrenci yer aldı.

Director Of R & D Center Prof. Dr. Kemal

Fidanboylu’s mentorship and Bursa Uludag

University Mechanical Engineering Department Vice

President Prof. Dr. Necmettin Kaya’s consultancy

team included 23 students from the Department

of Electrical and Electronics Engineering, Industrial

Engineering and Mechanical Engineering.

Türkiye’nin havacılık ve savunma sanayisinde rol

alabilecek genç mühendislerin kendilerini geliştirmesi,

yetiştirmesi ve onlara yetkinlik kazandırılması

amaçlanan proje kapsamında yapılan çalışmaların

değerlendirilebilmesi amacıyla Savaşan İHA

Yarışması’na katılınması kararlaştırıldı.Çalışmalarını

ocak ayından bu yana Ulutek Tekn opark’ta sürdüren

Cevheri İHA Takımı, bu süreçte 20 sponsordan ve

Bursa Uludağ ve Bursa Teknik üniversitelerinden

destek aldı.Mühendis adayları, proje kapsamında

Cevheri’nin üretimi, uçuş kontrolü ve algoritması,

otonom kilitlenme gibi görevleri üstlendi.

Yapılan ön tasarım ve analizlerin ardından İHA’nın

üretimi gerçekleştirildi. 2,4 metre kanat açıklığı ve

1,8 metre uzunluğa sahip Cevheri’nin maksimum

kalkış ağırlığı 9,5 kilograma karşılık geliyor.Sabit

iniş takımları, kompozit gövde ve hafif iskelet

yapısıyla Cevheri, model uçaklar için üst seviye bir

yapıyı bünyesinde barındırıyor. İHA, uçuş öncesinde

düzenlenen yer testlerini ve simülasyonlarını başarılı

bir şekilde geçmesinin ardından Bursa Yunuseli

Havalimanı’nda ilk uçuşunu gerçekleştirdi. İlk uçuş

gününde gerekli verileri toplayan ekip, uçak üzerinde

optimizasyon çalışmalarına devam ediyor.

Turkey has been selected to participate in the

War drone competition to evaluate work as part

of a project aimed at improving, growing and

empowering young engineers who can take part in

the aeronautics and defense industry. Xheeri IHA

Team, which has been running its work on Tekn

opark since January, has received 20 sponsors and

Bursa National Technical support in the process.

the hendis candidates undertook the project,

including the production of Cevheri, flight control

and algorithm, autonomous lockups.

After initial design and analysis, the drone was

produced. With a 2.4 meter wingspan and a 1.8

meter long, Jawheri’s maximum take-off weight

of 9.5 kilograms.Fixed landing gear incorporates

a high-level structure for model planes, with

a composite body and a lightweight skeleton

structure. The drone conducted its first flight at

Bursa Yunuseli Airport after successfully passing

testing and simulations ahead of the flight. The

team collected the necessary data on the first flight

day and is continuing its optimization of the aircraft.

134 135

SAVUNMA SANAYİ TARİHİ

HISTORY OF DEFENCE INDUSTRY


TÜRKIYE CUMHURIYETI 96 YAŞINDA

REPUBLIC OF TURKEY 96 YEARS OLD

Türkiye’de “Egemenlik kayıtsız,

şartsız milletindir.” kuralını

devlet yönetimine yerleştiren,

demokrasiyi taçlandıran

cumhuriyetin ilanının üzerinden

96 yıl geçti.

In Turkey, “ Sovereignty Belongs

to the nation without reservation

or conditions.”it has been 96

years since the proclamation

of the Republic, which placed

its rule under state rule and

crowned democracy.

Savaşlarla yıpranmış bir halk, topraklarının önemli

bir bölümünü acı bir şekilde kaybetmiş bir devlet,

başkentinin işgaline karşı Anadolu’dan doğan bir

umut ışığıyla küllerinden doğmaya çalışan bir ülke.

Ve tüm bu tablonun içerisinde hâkimiyeti kayıtsız

şartsız millete teslim etmeye karar vermiş bir önder:

Mustafa Kemal Atatürk!

Milli Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasının

ardından Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk,

yeni Türk devletinin yüzünü çağdaşlaşma ve

demokrasiye çevirdi.Ankara’nın Türkiye devletinin

hükümet merkezi olmasının ardından mevcut

rejimin isminin de bütün açıklığıyla konulması, yeni

devletin başkanının da seçilmesi gerekiyordu. O

güne kadar devlet başkanlığı görevi, Türkiye Büyük

Millet Meclisi (TBMM) Başkanı olarak Atatürk

tarafından yürütülmüştü.

Bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması’nın onayı

için Türkiye’deki yeni devlet rejiminin daha açık

şekilde belirlenmesini istiyorlardı. Bu sıralarda İcra

Vekilleri Heyeti’nin istifası ve Meclisin güvenini

kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması

da bu soruna acil çözüm gerektirdi.

25 Ekim 1923 ‘te ise hükümetin istifasıyla bir

bunalım ortaya çıktı. Bu olay Atatürk’e, Cumhuriyet’i

nation ravaged by wars, one that has lost a great

A portion of its land in agony, is a country that tries

to rise from its ashes with a ray of hope that originates

in Anatolia against the occupation of its capital. And a

leader who decided to hand over control of the entire

painting to the unconditional nation: Mustafa Kemal

Ataturk!

After the victory of the national struggle, the great

leader Mustafa Kemal Atatürk turned the face of the

new Turkish state to modernisation and democracy.

After Ankara became the center of government of the

Turkish state, the name of the current regime had to be

clearly put in place and the new head of state had to

be elected. Until that day, the post of head of state was

carried out by Atatürk as the president of the Turkish

Grand National Assembly (TBMM).

Some foreign countries also wanted the new state

regime in Turkey to be more clearly defined for the

ratification of the Lausanne Treaty. The resignation

of the executive deputies and the failure to create

a Cabinet list that would win the confidence of the

assembly required an urgent solution to this problem.

On 25 October 1923, a crisis arose with the resignation

of the government. This event gave Atatürk the

opportunity he had been waiting for to declare a

ilan etmek için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim

1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması

üzerine Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde

arkadaşlarına “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.”

diyerek fikrini açıkladı.

Atatürk o gece, İsmet İnönü ile 1921 Anayasası’nın

bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını da

hazırladı.

29 Ekim 1923’te parti grubunda görüşe sunulan

tasarıda yer alan bazı hükümler şunlardı:

n “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir.”

n “Türkiye Devleti, yönetim birimlerini Bakanlar

Kurulu aracılığıyla yönetir.”

n “Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi

tarafından kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi

için seçilir.”

n “Cumhurbaşkanı, devletin başkanıdır. Bu sıfatla

gerekli gördükçe Meclis ve Bakanlar Kuruluna

başkanlık eder.”

Aynı gün Mecliste görüşülen tasarı, yapılan

konuşmalardan sonra saat 20.30’da oturuma

katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi.

Cumhuriyetin ilanı “Yaşasın cumhuriyet” sesleri ve

alkışlarla karşılandı.

republic. Upon the establishment of the government

until the evening of October 28, 1923, Mustafa Kemal

Pasha told his friends at the Çankaya Mansion, “we will

declare the Republic tomorrow.”he explained his idea.

Ataturk that night, with Ismet Inönü, drafted a draft law

amending some articles of the 1921 Constitution.

Some of the provisions contained in the bill submitted

to the opinion in the party group on 29 October 1923

were:

n “The form of government of the Turkish state is the

Republic.”

n “The Turkish state governs its administrative units

through the Council of Ministers.”

n “The president is elected by the Grand National

Assembly of Turkey for a term of election from among

its members.”

n “The president is the head of State. In this capacity,

he presides over the Assembly and the Council of

Ministers as he deems necessary.”

The bill, which was discussed in Parliament on the

same day, was passed by the vote of all 158 members

who attended the session at 20: 30 after the speeches.

The proclamation of the Republic was met with “Long

Live The Republic” voices and applause.

136 137




Tartışmalara son verildi

Bundan sonra cumhurbaşkanlığı

seçimine geçildi.Yapılan gizli oylamada

158 milletvekilinin tamamının oyunu

alan Mustafa Kemal Atatürk, TBMM

tarafından yeni Türk devletinin ilk

cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine

kürsüye gelen Mustafa Kemal,

konuşmasını “Türkiye Cumhuriyeti

mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır.”

sözüyle tamamladı.

Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili

tartışmalara son verildi ve devlet

başkanlığı konusu çözüme kavuştu.

Hükümetin kurulma şekli yeniden

düzenlendi.Buna göre; Cumhurbaşkanı

başbakanı atayacak, başbakan da

bakanlarını seçip cumhurbaşkanının

onayına sunacaktı. Bu uygulamayla,

Meclis Hükümeti Sistemi yerine

parlamenter rejime geçilmiş oldu.

İlk hükümeti kurmakla İsmet İnönü

görevlendirilirken, Fethi Okyar da TBMM

Başkanlığı’na seçildi.

Discussions have ended

After that, the presidential election was

held.Mustafa Kemal Atatürk was elected

the first president of the new Turkish state

by the Turkish Grand National Assembly.

Mustafa Kemal, who came to the podium,

said: “the Republic of Turkey will be happy,

successful and victorious.”he concluded

with his word.

Thus, the discussions about the name

and regime of the state were ended and

the issue of the presidency was resolved.

The way the government was formed was

reorganized.Accordingly, the president

would appoint the prime minister, and the

prime minister would select his ministers

and submit them to the approval of

the president. With this application, the

system of Parliamentary Government was

replaced by a parliamentary regime.Ismet

Inönü was tasked with forming the first

government, while Fethi Okyar was elected

as the speaker of the Grand National

Assembly.

Milli Bayram ilan edildi

Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü

cumhuriyetin ilanını kutladı. 26 Ekim 1924’te

yayımlanan kararname ile cumhuriyetin ilanının

101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle

kutlanmasına karar verildi. Karar doğrultusunda 29

Ekim 1924’teki etkinlikler, kutlamaların başlangıcı

oldu.

Hariciye Vekaleti, 2 Şubat 1925’te bir kanun teklifiyle

29 Ekim’in bayram olmasını önerdi. Teklif, Meclis

Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18

Nisan’da karara bağlandı. TBMM’de teklifin 19

Nisan’da kabul edilmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından

bu yana ‘’Milli Bayram’’ olarak kutlanmaya başlandı.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 96. yıl

dönümünde başta Büyük Önder Gazi Mustafa

Kemal Atatürk olmak üzere İstiklâl Harbimizin

tüm kahramanlarını, aziz şehitlerimizi saygı

ve rahmetle, gazilerimizi minnet ve şükranla

anıyoruz.

National day declared

On October October 29, the Turkish people celebrated

the proclamation of the Republic on the night and

October 30. By decree issued on October 26, 1924,

it was decided that the proclamation of the Republic

should be celebrated with 101 pare cannons and events

to be held. In line with the decision, the events of 29

October 1924 marked the beginning of the celebrations.

The Ministry of Foreign Affairs proposed a law on

February 2, 1925, making October 29 a holiday.

The proposal was reviewed by the Parliamentary

Constitutional Commission and decided on 18 April.

With the adoption of the proposal in parliament on 19

April, 29 October has been celebrated as “National day”

since 1925.

The 96th anniversary of the founding of the Republic

of Turkey on the anniversary, we commemorate all

the heroes of our war of independence, especially

the Great Leader Gazi Mustafa Kemal Atatürk, our

martyrs with respect and mercy, and our veterans with

gratitude.

138 139




KIBRIS’TA KAHRAMAN

BIR TÜRK PILOT:

CENGIZ TOPEL

A HEROIC TURKISH

PILOT IN CYPRUS:

CENGIZ TOPEL

Trabzonlu Tütün eksperi Hakkı Topel ile Mebuse

Topel’in oğlu Cengiz Topel, babasının görev

yaptığı Kocaeli’nin İzmit ilçesinde 2 Eylül 1934’te

dünyaya geldi.İlkokula Bandırma’da başlayan ve

Gönen’de devam eden Topel, babasının yaşamını

yitirmesiyle ailesiyle İstanbul’un Kadıköy ilçesine

yerleşti. Topel, Kadıköy Yel Değirmeni Okulunda

ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Lise öğrenimine

Haydarpaşa Lisesinde başlayan Topel, daha

sonra Kuleli Askeri Lisesine devam ederek 1953’te

buradan mezun oldu. Cengiz Topel, 1955’te Kara

Harp Okulunu bitirerek asteğmen olarak Türk Silahlı

Kuvvetleri saflarına katıldı.

Küçük yaşlardan beri havacılığa olan merakı sonucu

hava sınıfına giren ve pilotaj eğitimi için Kanada’ya

gönderilen Topel, buradaki eğitimini başarıyla

tamamlayarak 1957’de yurda döndü ve Merzifon

5’inci Ana Jet Üs Komutanlığında göreve başladı.

Topel, 1961’de Eskişehir 1. Hava Ana Jet Üssü’ne

Türk Hava Kuvvetlerinin 1964’te Kıbrıs’ta

gerçekleştirdiği uyarı uçuşunda , uçağı

vurulan ve paraşütle atlamasının ardından

Rum askerlerince esir alınarak öldürülen Pilot

Yüzbaşı Cengiz Topel, Cumhuriyet döneminin

ilk hava harp şehidi oldu.

Pilot Lieutenant Cengiz Topel, who was

captured and killed by Greek soldiers after

parachute jump in a warning flight made by

Turkish Air Force in Cyprus in 1964, became

the first air war martyr of the Republic period.

Cengiz Topel, son of Trabzon tobacco expert Hakkı

Topel and Mebuse Topel, was born on 2 September

1934 in the Izmit District of Kocaeli, where his father

served.He started his primary school in Bandırma and

continued in Gönen, and after his father died, he settled

with his family in the Kadıköy district of Istanbul. Topel

completed his primary and secondary education at

Kadıköy Windmill School. He started his high school

education at Haydarpaşa high school, then attended

Kuleli Military High School and graduated here in 1953.

Cengiz Topel graduated from Land Warfare School in

1955 and joined the ranks of the Turkish Armed Forces

as an ensign.

As a result of his interest in aviation from an early age,

Topel entered the air class and was sent to Canada

for pilotage training, where he successfully completed

his training and returned home in 1957 and started

his career as commander of the 5th Main Jet Base in

Merzifon. Topel, 1961 Eskisehir 1. He was assigned to

atandı ve 1963’te yüzbaşılığa terfi etti.

Kıbrıs’ta “uyarı uçuşu” görevi

Rumlar, 5 Ağustos 1964’te Erenköy ve Mansur

bölgelerine denizden hücumbotları, karadan ise

tanklarla takviyeli piyade birlikleriyle ani bir saldırıya

geçerken, Türk kasabaları ve sahildeki Türk balıkçı

teknelerine ateş açtı. Ada’daki Birleşmiş Milletler

Gücünün bu katliama sessiz kalması üzerine

Türkiye’den ilk yardım 7 Ağustos’ta 4 uçak ile yapıldı.

Rum kesiminin Kıbrıs’taki Türklere karşı işlediği

suçlarda caydırıcı etki amacıyla Türk jetlerinin Kıbrıs

üzerinde uyarı uçuşu yapmasına karar verilmesinin

ardından Pilot Yüzbaşı Topel, 8 Ağustos 1964’te

Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak

gönderildi.Hücumbotlara yönelik ikinci hücum

kolundaki dört jette, Yüzbaşı Cengiz Topel, Üsteğmen

İzzet Öztarhan, Yüzbaşı Mehmet Konedralı ve

Üsteğmen Ethem Sancar bulunuyordu ve komuta,

Yüzbaşı Topel’deydi. Topel’in F100F jeti, ikinci dalışına

hazırlanırken yerden isabet alarak düşürüldü.

Yüzbaşı Topel, işkenceyle öldürüldü

Paraşütle atlamak zorunda kalan Topel, Lefke,

Gaziveren, Elye ve Çamlıköy Türk yerleşim birimleri

arasında bulunan Peristeronori isimli Rum köyü

yakınlarında bir asfalt yola indi ancak olay yerine

gelen 3 Rum askerince esir alındı.Topel’in mermisinin

bitimine kadar kendisini koruduğu ve yanına kimseyi

yaklaştırmadığı söyleniyor.

Esir düşen Topel’in başına gelenler konusunda

birtakım rivayetler olsa da kendisinin, uluslararası

air Main Jet Base and promoted to Lieutenant in 1963.

“Warning Flight” mission in Cyprus

On August 5, 1964, the Greeks launched a sudden

attack on Erenköy and Mansur areas with infantry units

reinforced by sea and tanks by land and opened fire on

Turkish towns and Turkish fishing boats on the coast.

After the United Nations force on the island remained

silent on this massacre, first aid from Turkey was made

by 4 aircraft on 7 August.

After it was decided that Turkish jets would fly warning

flights over Cyprus in order to deter the crimes

committed by the Greek Cypriots against the Turks in

Cyprus, Pilot Lieutenant Topel was sent to Cyprus from

Eskisehir on 8 August 1964 as the commander of the

quad arm.Lieutenant Cengiz Topel, Lieutenant Izzet

Öztarhan, Lieutenant Mehmet Konedrali and Lieutenant

Ethem Sancar were in command of the four jets in the

second offensive arm. Topel’s f100f jet was shot down

from the ground while preparing for its second dive.

Lieutenant Topel was tortured to death

Topel, who had to jump by parachute, landed on

a tarmac near the Greek village of Peristeronori,

between Turkish settlements in Lefke, Gaziver, Elye

and Chamlikoy, but was taken prisoner by 3 Greek

soldiers who arrived at the scene.It’s said that Topel

was protecting himself until the end of his bullet, and he

didn’t bring anyone near him.

Although there have been some rivalries over what

happened to Topel, a prisoner, he is said to have

been killed in violation of the international war

140 141




savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine

aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu öldürüldüğü

belirtiliyor.Rum kesimi ise Topel’in yaralı olarak

yakalandığını ve hastanede tedavi altına alındıktan

sonra öldüğünü savundu.

Son telsiz konuşmaları

Topel ile komutasındaki askerler arasında bilinen

son telsiz konuşmaları şöyleydi:

“- Cengiz Yüzbaşım, uçağından dumanlar yükseliyor,

atla. (Ütğm. Öztarhan)

- ...

- Yüzbaşım, Cayır cayır yanıyorsun, atla. (Ütğm.

Öztarhan)

- Tamam, atladı. (Yüzbaşı Konedralı)

- Paraşütü açıldı. (Ütğm. Öztarhan)”

Topel’in naaşı 12 Ağustos’ta alındı

Kıbrıs’taki ilk Türk hava harp şehidi olan Cengiz

Topel’in naaşı, yoğun girişimler sonucu 12 Ağustos

1964’te alındı.Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in naaşı,

Kıbrıs, Adana, Ankara ve İstanbul’da yapılan törenlerin

ardından 14 Ağustos 1964’te Edirnekapı’daki

Sakızağacı Hava Şehitliği’nde toprağa verildi.

Cumhuriyet tarihinin ilk hava harp şehidi olan ve

kahramanlığıyla anılan Cengiz Topel’in adı, bugün

Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerindeki yüzlerce park,

cadde ve sokakta yaşatılıyor.KKTC’de adına anıt

dikilen ve müze açılan Topel’in ismi, bir köye ve

hastaneye de verildi.Örnek bir insan, mükemmel bir

asker olan Cengiz TOPEL’in manevi varlığı önünde

Türk Milleti ve Türk Havacılığı şükran ve saygıyla eğilir.

Ruhu şad olsun.

law’s stipulations that he was tortured under the

circumstances which he was convicted of crimes.The

Greek side argued that Topel was arrested and died

after being treated at the hospital.

Recent radio calls

The last known radio talk between Topel and his troops

was:

“- Genghis Lieutenant, smoke rises from your plane,

jump. (Upper. Oztarhan

...

Lieutenant, you’re burning up, jump. (Upper. Oztarhan

Okay, he jumped. (Lieutenant Konedran)

- The parachute has opened. (Upper. Oztarhan”

Topel’s body was taken on August 12th

The body of Cengiz Topel, the first Turkish air military

city in Cyprus, was taken on 12 August 1964 as a result

of intense attempts.Pilot Lieutenant Cengiz Topel’s

body were buried on 14 August 1964 at the Alsaghazi

Air Martyrdom in Edirnekapi, following ceremonies in

Cyprus, Adana, Ankara and Istanbul.

The name of Cengiz Topel, the first air war martyr in

the history of the Republic and known for his heroism,

is now kept alive in hundreds of parks, streets and

streets in various provinces and districts of Turkey.

The name of Topel, which was erected in the TRNC

and opened a museum, was also given to a village and

hospital. In front of the spiritual presence of Cengiz

TOPEL, an exemplary human being and an excellent

soldier, The Turkish Nation and Turkish Aviation bow

with gratitude and respect.

God rest her soul.

AMFIBI KOMANDOLARIMIZIN

ÇIKARMA EĞITIMLERI

142 143


144 145

146

SAVTÜRK /DEFENCE INDUSTRY JOURNAL

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?