Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41
Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41
Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
saçlarını avuçluyor ve yavaşça
dizlerini kırarak yere oturuyordu.
Gözbebeklerim eski yerine
döndüğünde son sürat gelen
otomobili ve Akın’ı caddenin
ortasında gördüm. Gürültülü bir
fren sesi ve… İşte, biraz ileride
Akın’ın murdar cesedi boylu
boyunca yatıyordu. Yüzümde
şeytani bir tebessüm oluştu.
Arkamı dönüp ıslık çalarak neşeyle
eve döndüm. Artık görünmeyen
ortağımla işlediğim cinayetlerden
haz almaya başlamıştım.
20 Mart 2…
Okulun öğrencilerinden
birkaçının peş peşe ölümü
tedirginlik yaratmıştı. Kimsenin
ağzını bıçak açmıyor, kimse
kimseyle olan bitenler hakkında
tek kelime dahi etmiyordu.
Öğrencilerdeki tedirginlik
öğretmenlerce de fark edildi.
Meltem, Berk ve Batu okulun
rehber öğretmeni tarafından
çağırıldılar bugün. Olan bitenlerle
ilgili hissettiklerini sorup durmuş,
ama tek kelime olsun cevap
alamamıştı. Onları kapı arkasından
dinlerken aldığım hazzı tarif
edemem.
Okul çıkışı Meltem’i takip
ettim. Grubun haşarı ve uçarı
kızıydı. Benimle eğlenmeyi
severdi. Sırama sürdüğü yapıştırıcı
nedeniyle okul pantolonumun
kesilerek çıkarılmasını ve rezil
oluşumu keyifle izlemişti. Her
hafta çarşambaları ilçedeki
olimpik yüzme havuzuna
giderdi. Lisanslı bir sporcuydu.
Arkadaşlarının ölümünün onu
sarstığını, bu yüzden belki bugün
gitmeyebileceğini düşünmüştüm.
Ama yanılmıştım. Biraz sonra spor
kompleksinin bulunduğu caddeye
yöneldi. Birkaç dakika sonra hedefe
varmıştık. O girdikten yarım
dakika sonra ben de içeri girdim.
Tribündeki en arka sıraya oturup
gizlice onu izlemeye koyulacaktım.
Beş dakika sonra mayosunu
giyinmiş bir halde kapıdan girdi
içeri. Halinden gergin olduğu belli
oluyordu. Belli ki kafa dağıtmak
için gelmişti bugün buraya. Isınma
hareketlerinden sonra havuza iyice
yaklaştı. İyice gerindi ve öne doğru
sıçrayarak havuza atladı.
Onu izlerken gözbebeklerimin
yine yavaşça ve habis bir eylem için
kaydığını fark ettim. Biraz sonra
gözlerim karardı ve zihnimde
Meltem’in görüntüsü canlandı.
Havuzun diğer tarafına doğru
yüzerken ardından görünmeyen
bir varlık suya atladı. Onun
ardından yüzmeye başladı. Ona
doğru hızla ilerliyordu. Biraz
sonra Meltem, arkasında başka
birinin yüzdüğünü fark etti. Durup
başını sudan çıkardı ve arkaya
baktı. Suyun içinde bir şeyin
kendine doğru süratle geldiğini
gördü. Suyun görüntüsünde belli
başlı kırılmalar oluyor ve ona
doğru gelen gizemli bir varlığın
mevcudiyeti onu paniğe sevk
ediyordu. Korkuyla havuzdan
çıkmak için hızlı ve uzun kulaçlar
atmaya koyuldu. Birkaç metre
gitmişti ki varlık onu bileğinden
kavradı. Meltem, suyun yüzüne
çıkmak için çırpınmaya başladı. O
yukarı çıkmak istedikçe onu tutan
varlık havuzun dibine çekiyor,
gitmesine izin vermiyordu.
Ağzından ve burnundan
giren sular ciğerlerine doldukça
gücü kırılmaya ve kendinden
geçmeye başladı. Biraz sonra
direnmeyi bıraktı. Artık ağzından
ve burnundan hava kabarcıkları
çıkmıyordu. Son nefesini verdikten
sonra kendini salan bedeni
havuzun üzerinde dalından
nehre düşen sarı bir yaprak gibi
süzülüyordu. Sonrası derin bir
sükût…
Gözbebeklerim eski yerlerine
geldiğinde Meltem’i suyun içinde
çırpınırken gördüm. Hemen
kompleksten çıkıp oradan
uzaklaştım. Birkaç saat sonra spor
antrenörünün Meltem’i boğulmuş
halde bulduğuyla ilgili sosyal
medya mesajlarını okudum. Bu
sefer kendimi hiç iyi hissetmedim.
Bana yaptığı kötülüğü unutmuş
değildim. Ancak ruhumun ve
zihnimin yarattığı bu görüntüler,
işlediği cinayetlerin şiddeti
beni korkutmaya başlamıştı.
Böyle giderse tüm benliğimi ele
geçirecekti ve kötülüğün kaynağı
bu defa ben olacaktım. Bu kadar
kötülüğün sonunun iyi bir yere
varmayacağını da biliyorum. Ne
yapacağım; Tanrım, bana yardım
et!
21 Mart 2…
Bugün okula gitmedim. Son
günlerde olan bitenler hakkında
düşündüm sabah uyandığımda.
Zihnimin oyunları mıydı bu olup
bitenler? Yoksa kötü birer rüya
mıydılar? Uyanıkken zihnim transa
girip bir nevi uyku hali yaratarak
bilmediğim bir yeteneğimi ortaya
çıkarıyor ve bu olanlara sebep
mi oluyordu? Bu insanların zarar
görmesini elbette ben istiyordum;
ama olaylar benim kontrolümden
çıkıyormuş gibi gelmeye başladı ve
bir şekilde tanıdığım bu insanların
benim zihnimde canlanan
görüntülerdeki gibi ölmesi ilk başta
olduğu kadar keyif verici değildi.
İyilik nerede başlıyordu ve
nerede bitiyordu? Peki ya kötülük?
O hangi sınırda başlıyordu? Ben
bu iki paradoksun neresindeydim?
İçimdeki nefret ve intikam
duygusu bu iki zıt kavramın
kesişim kümesi olan gri alanda
54