12.12.2020 Views

Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41

Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41

Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

öcüydüm. Hiç arkadaşım yoktu.

Evimizin yakınındaki ormanlık

alana gidip doğayla baş başa

kaldığım zamanlar dışında hiç

mutlu hissettiğim anlarım olmadı.

Çevremdekiler için sakınılması

gereken bir ucubeydim. Her yaş

aldığımda, her büyüdüğümde hayat

benim için biraz daha zorlaştı.

Anne kokusunu ve şefkatini

hiç duyumsayamadım. Babam

benden nefret ediyor ve hatta

tiksiniyor. Bunu çok iyi biliyorum.

Görünürde beni koruyor gibi;

ama asla zor zamanlarımda

yanımda değil. İnsanlar bana

onca kötülüğü yaparken o kılını

dahi kıpırdatmıyor. Ondan nefret

ediyorum, o kızının kahramanı

ve ilk aşkı olmak bir yana hayal

kırıklığı bir iblisten başka bir

şey değil. Tüm bunların suçlusu

o! Ve içimde bir yerlerde nefret

duygumla birlikte korkunç

bir karanlığın da büyüdüğünü

hissediyorum. Bunun yıllar

geçtikçe de katlanarak artacağını

biliyorum. Ama bugün hiç

hesapta olmayan bir şey hayatımı

beklemediğim şekilde bir kâbusa

çevirdi.

Okul dönüşü yine onlar kesti

önümü. Bir süredir sürekli taciz

ediyor ve beni kendilerine bir

eğlence aracı olarak görüyorlardı.

Katlanılmaz bir işkenceye

dönüşmüştü hayat iyice. Belli ki

canları yine eğlence çekmiş, biricik

oyuncakları bu garip görünüşlü

kızla oynamak istemişlerdi.

Görünümümle ilgili söyledikleri

onca çirkin sözler yetmiyormuş

gibi zorla parkın ilerisindeki

alana götürdüler beni. Dün

geceki sağanağın oluşturduğu bir

çamurun içine kollarımdan ve

bacaklarımdan sallayarak attılar. O

pisliğin içinde ayağa kalkmak için

debelenirken attıkları kahkahalar

ve savurdukları hakaretler bir

süre sonra boğuk birer ses demeti

haline geldi. Sanki onları kalın bir

camın arkasından belli belirsiz

duyuyordum. Sesle birlikte

görüntü de bulanıklaştı. Patlayan

öfkemle birlikte içimde büyüyen

karanlık da görünmeyen bir varlığa

büründü ve can buldu. Sanki onları

bu şeytani varlığın gözünden

görüyor ve onun kulaklarıyla

duyuyordum.

Onlar… Selami, Meltem, Akın,

Batu, Selin… Bizim lisenin serseri

tayfası… Bedenimi ele geçiren

o habis ruhlu şey gözlerini grup

lideri Selami’ye dikti. Ona öfkeyle

bakmam garibine ve komiğine

gitmiş olmalı ki “N’oldu ucube,

yoksa beni dövecek misin?”

şeklinde alay etmeyi sürdürdü.

Öfkem son raddeye vardığında göz

bebeklerimin yukarı kaydığını ve

bir trans haline girdiğimi hissetim.

Zihnimde Selami’nin kalbinin deli

gibi atmaya başladığı ve gittikçe

şiştiği, sonunda göğüs kafesinin

içinde patladığı görüntüler

canlandı. Göz bebeklerim tekrar

yerine geldiğinde elini göğüs

kafesinin üzerine koyduğunu ve az

evvelki neşesinin kaybolduğunu

gördüm. Yüzü solmuş ve terlemişti.

Hızlı hızlı soluk alıp vermeye

ve acıyla haykırmaya başladı.

Biraz sonra göğüs kafesi şiddetle

şişip indi ve gözleri kapanıp

yere yığıldı. Ağzından kanlar

akmaya ve vücudu sarsılmaya

başladı. Arkadaşları bir ona,

bir bana bakmaya ve korkuyla

geri çekilmeye başladılar. Sonra

çığlıklar atarak koşup oradan

uzaklaştılar. Bense korkudan

titriyor, neler olup bittiğine anlam

vermeye çalışıyordum. Kendini

toparlamam biraz zamanımı aldı.

Onu ben öldürmüştüm, ama nasıl?

Bunu uzun uzadıya düşünecek

vakit yoktu. Bir an önce oradan

ayrılmalıydım. Çantamı kaptığım

gibi evin yolunu tuttum. Bana

neler oluyor böyle? Bu olanlar da

neydi?

16 Mart 2…

Selami’nin cesedi polis

tarafından oradan geçen bir

kadının ihbarıyla bulunmuş.

Demek ki arkadaşları benden

kimseye bahsetmemişler. Belki de

aynı korkunç sonun kendilerini

bulacağını ve olanlardan ötürü

onların da suçlanabileceklerini

düşünmüşlerdi. Bu yüzden

benden ve olanlardan kimseye

bahsetmemişlerdi. Yoksa

şimdiye polis kapımıza dayanmış

olurdu. Ama içimdeki o şeytani

tarafın bununla kalmayacağını

hissediyorum. Bu olanlar bir

başlangıçtı. Aklımdan öyle

çılgın ve korkunç şeyler geçiyor,

zihnimde öyle korkunç sahneler

canlanıyor ki… Kendimden

korkuyorum ve ne yapacağım

konusunda en ufak bir fikrim yok.

Dün olanlar konusunda da… Nasıl

öyle bir ruh haline bürünmüş,

bir insanın ölümüne sebep

olabilmiştim? Tanrım bana yardım

et. Çok korkuyorum.

17 Mart 2…

Bugün kendimi Selin’in

sokağında buldum. Ona olan

öfkemi tarif edemem asla. Beden

eğitimi dersi için giyinirken

görüntülerimi videoya çekip

sosyal medyada “ucube” notuyla

paylaşmıştı. Videoyu izleyen

herkesin okul koridorunda

“Naber ucube?” diye itip

kakması da cabasıydı. Bir hafta

okula gidememiş, evden çıkıp

annemin mezarına giderek

gözyaşlarıyla oturup saatin

dolmasını beklemiştim. Evlerinin

52

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!