Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41
Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41 Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41
Sibel ÇelikelKorku Öykü...Henüz askerlikteyeniydim. Bölükte fazlakimseyi tanımıyordum.Çorumlu bir arkadaşlaaynı nöbetteydik. Sakinduruşlu, saf kalpli, iyibir çocuğa benziyordu,adı Nurettin idi. Onunnöbetini giyindirmebinasının arka tarafına,taburun su ihtiyacınıkarşılayan su kulelerininaltına yazmışlardı. Bugeceki nöbetçi çavuşunadı ise Kaddafi idi.HER ŞEY MÜMKÜNUykumun en derin olduğu yerde uyandırılmaktan bıktım. Dörtaltınöbetinin bende olduğunu bildiğim için çok derin biruykudan söz etmek mümkün olamazdı zaten. Yine de böyle birdenbirekalkmak zorunda olunca hayata küsme duygusuna engel olamıyor insan.Memleketteki nişanlıma kayıverdi aklım. Huzurlu uyuyordur umarım.Onu düşününce içime bir umut doldu. Kendimi daha iyi hissettim.Henüz askerlikte yeniydim. Bölükte fazla kimseyi tanımıyordum.Çorumlu bir arkadaşla aynı nöbetteydik. Sakin duruşlu, saf kalpli, iyibir çocuğa benziyordu, adı Nurettin idi. Onun nöbetini giyindirme30
İllüstrasyon- Nevra Çelikelbinasının arka tarafına, taburun suihtiyacını karşılayan su kulelerininaltına yazmışlardı. Bu gecekinöbetçi çavuşun adı ise Kaddafiidi. Lakap falan değil hakikatenadı buydu. Daha biz taburdançıkmadan Nurettin, Kaddafi’yeyalvarmaya başladı:-Ağbi, ne olur beni oradakinöbete gönderme… Lütfen bak,şaka falan yapmıyorum, gerçektençok korkuyorum ben. Oradatuhaf bir varlık var. Her nöbettebir sıkıntı çıkıyor. İlginç olaylaroluyor.Kaddafi susuyordu.Nurettin’in dediklerineinanmadığından değil de sanırımyapacak bir şey olmadığından…Onun elinden gelen bir şey yoktuaslında. Bizim bölük astsubayı,Fatih astsubay, nöbet listesinigündüzden belirliyordu. Çokzaruri bir mazeret olmadığısürece bu liste değişmez vedeğiştirilemezdi. Nöbetçiastsubayı gecenin üç buçuğundauyandırıp da “Bu arkadaş nöbetegitmek istemiyor komutanım,değiştirelim mi?” demek basitbir iş değildi tabi ki. Nurettinkorkudan yaprak gibi titriyordu.Anlattıkları hakkında içtenolduğu sorgulanacak gibi değildiama Kaddafi bu sebepten azarişitme riskini göze almayacak gibiduruyordu.Nöbete gitmek için yarımsaat öncesinden doldur- boşaltistasyonuna gittik. Şarjörlerimizialıp taktık. Tüfeklerimizi astık. Bizbütün bu işleri yaparken Nurettin,son bir ümitle yalvarıyordu.Cılız ağaçlardan oluşan çamormanının ferahlatıcı kokusunuiçime çektiğimde uykumdan iyiceayıldım. Orada tel örgü olduğuiçin boş alanda devriye attığımızbir nöbet noktası oluşturulmuştu.“Benzinlik” dediğimiz nöbetnoktasındaki nöbetçiler çıktı, biz31
- Page 2 and 3: HayaletAralık 2020Sayı: 41Yayın
- Page 4 and 5: Sözüm Meclistenİçeri...İllüst
- Page 6 and 7: Beyaz, ilerleyen yaşına rağmenki
- Page 8 and 9: Kitap İnceleme....Aynur KulakN at
- Page 10 and 11: 10
- Page 12 and 13: macera onları beklemektedir.Keyifl
- Page 14 and 15: Henriette ayağa kalktı. Mehtabın
- Page 16 and 17: Sherlock Holmes, tabancasınınhede
- Page 18 and 19: Atilla BilgenMizah Öykü...KEREMA
- Page 20 and 21: “Biraz sabredersenizöğreneceksi
- Page 22 and 23: Comic Sohbet...Korkmaz UluçaySÜTL
- Page 24 and 25: 24Yazıp Çizen: Mesut Ekener
- Page 26 and 27: 26
- Page 28 and 29: 28Devam Edecek
- Page 32 and 33: yerimize geçtik. Diğer nöbetçil
- Page 34 and 35: kurma kolunu çektim, geriyekilitle
- Page 36 and 37: 36
- Page 38 and 39: İlk Nostaljik Kitaplar...Bünyamin
- Page 40 and 41: bezelidir. Bu dizinin çevirmeniBed
- Page 42 and 43: 42
- Page 44 and 45: 44İllüstrasyon- Mehmet Kaan Sevin
- Page 46 and 47: onaramamış, dolayısıyla tahripe
- Page 48 and 49: 48
- Page 50 and 51: 50İllüstrasyon- Mehmet Kaan Sevin
- Page 52 and 53: öcüydüm. Hiç arkadaşım yoktu.
- Page 54 and 55: saçlarını avuçluyor ve yavaşç
- Page 56 and 57: şeyler olacağını hissetmiş gib
- Page 58 and 59: Ümit KireççiDuyduk Duymadık Dem
- Page 60 and 61: izlediğimi bilmiyorum. Nihayetbaş
- Page 62 and 63: Her şey geçer zamanla derdibabam.
- Page 64 and 65: Benim babam bir yetim olarakbabası
- Page 66 and 67: S. İpek Ortaer MontanariEvde o kad
- Page 68: 68
İllüstrasyon- Nevra Çelikel
binasının arka tarafına, taburun su
ihtiyacını karşılayan su kulelerinin
altına yazmışlardı. Bu geceki
nöbetçi çavuşun adı ise Kaddafi
idi. Lakap falan değil hakikaten
adı buydu. Daha biz taburdan
çıkmadan Nurettin, Kaddafi’ye
yalvarmaya başladı:
-Ağbi, ne olur beni oradaki
nöbete gönderme… Lütfen bak,
şaka falan yapmıyorum, gerçekten
çok korkuyorum ben. Orada
tuhaf bir varlık var. Her nöbette
bir sıkıntı çıkıyor. İlginç olaylar
oluyor.
Kaddafi susuyordu.
Nurettin’in dediklerine
inanmadığından değil de sanırım
yapacak bir şey olmadığından…
Onun elinden gelen bir şey yoktu
aslında. Bizim bölük astsubayı,
Fatih astsubay, nöbet listesini
gündüzden belirliyordu. Çok
zaruri bir mazeret olmadığı
sürece bu liste değişmez ve
değiştirilemezdi. Nöbetçi
astsubayı gecenin üç buçuğunda
uyandırıp da “Bu arkadaş nöbete
gitmek istemiyor komutanım,
değiştirelim mi?” demek basit
bir iş değildi tabi ki. Nurettin
korkudan yaprak gibi titriyordu.
Anlattıkları hakkında içten
olduğu sorgulanacak gibi değildi
ama Kaddafi bu sebepten azar
işitme riskini göze almayacak gibi
duruyordu.
Nöbete gitmek için yarım
saat öncesinden doldur- boşalt
istasyonuna gittik. Şarjörlerimizi
alıp taktık. Tüfeklerimizi astık. Biz
bütün bu işleri yaparken Nurettin,
son bir ümitle yalvarıyordu.
Cılız ağaçlardan oluşan çam
ormanının ferahlatıcı kokusunu
içime çektiğimde uykumdan iyice
ayıldım. Orada tel örgü olduğu
için boş alanda devriye attığımız
bir nöbet noktası oluşturulmuştu.
“Benzinlik” dediğimiz nöbet
noktasındaki nöbetçiler çıktı, biz
31