Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
- Ne oldu? Dediler.
- Yok bir şey. Geldiğinizi
gördüm. Size doğru geldim.
Diyerek durumu idare ettim.
Halbuki ben öyle bir
kaptırıp koşuyordum ki onlar
olmasa nerede duracağımı
bilmiyordum. Onları da
korkutmak istememiştim. Hava
aydınlanmıştı. Geceyi atlatmıştık.
İlerleyen zamanlarda gece
nöbetlerinde benzer vakaların
yaşandığına dair söylentiler oldu.
O yaz böyle geçti. Oraya gitmek
istemeyen oldu. Gidip de nöbetini
tamamlayamadan dönen oldu.
Sonraki kış yine benzer olaylar
yaşandı hatta panik duygusuna
engel olamayıp ağaçlara karşı silah
sıkanlar oldu. Önlem olarak daha
tecrübeli askerler, uzman çavuşlar
gönderildi ama onların da silah
sıktığı duyuldu. Yedi kişi bir arada
oldukları halde hepsinin çelik
başlığında aynı anda bir şamar
yediklerini anlatanlar oldu. Söz
konusu varlığın ya birden fazla eli
vardı ya da çok hızlıydı.
Birçok askeriye bölgesinde,
örneğin genelkurmayda, bu tip
olaylar olurmuş. Bazıları bunu
gönlü askerlikte kalmış, bir şekilde
arafta kalmış, vaktinden önce ölen
insanların ruhlarının çokluğuna
dayandırır. Bizim taburun ön
tarafında iki nizamiye girişi
vardı. Birisi eskiydi. Asıl girişin
önünde kantin ve ziyaretçi parkı
vardı. Eski olanın önünde ise
Atatürk döneminden kalma ahşap
yapılar, devasa köşkler, eskiden
askerî subay gazinoları olarak
kullanılan tarihî binalar vardı. Bir
gece nöbette olan arkadaşların
o binaları terk edilmiş gibi değil
de, yepyeni olarak gördüğünü
duymuştum. O metruk binaların
içinde ışıklar yandığını, önüne
arabalar yanaştığını, o arabalardan
zamanın moda anlayışına uygun
olarak iyi giyimli beyefendilerin,
hanımefendilerin indiğini
anlatırlardı. Cumhuriyetin ilk
yıllarına ait dönem filmlerini
andıran bu görüntüleri
komutanlar da dâhil olmak üzere
birden fazla kişinin görmüş
olduğunu bana üst devrelerim
anlatmıştı. Kimsenin yüzünün
tam seçilmediği ama uzaktan bir
çeşit toplantı olduğu anlaşılan
bu görüntüler, sabahın ilk
ışıklarıyla beraber kaybolurmuş.
En eski askeri bölüklerden bir
tanesi olduğumuz göz önünde
bulundurulursa, buralarda sık
rastlanan bu tür sıra dışı olaylara
zamanlar arası bir sıçrama mı
dersiniz, kadim ruhların bize
bir şeyler anlatmak istemesi
mi?.. Bunun açıklaması neye
inandığımıza göre değişir.
Dinlediğim eski rivayetleri
hatırlayınca yaşadığım o
tuhaf nöbet saatleri bir anlam
kazanmaya başladı. Orada
benimle olan varlık neydi?
Bunu tam olarak bilemesem
de şundan emindim ki eğer
gerçekten isteseydi bana zarar
verebilirdi. Oradaki her ne idiyse
sadece tetikte olmamı istemişti,
korkuyu tanımama sebep olmuştu
ama korkuyla hareket etmeme
değil; kendimi sakinleştirmeyi
öğrenmemi sağlamıştı, verdiğim
sözün arkasında durmamı… Belki
de sadece uyumamam gerektiğini
hatırlatmak istemişti, amacı
bundan başka bir şey değildi…
Kim bilebilir?
Seneler sonra bir alt devremle
konuştuğumda olayların bir süre
sonra azaldığını ve unutulup
gittiğini anlattı. Bu olanları
hatırladığımız zaman “Samsun
orası…” diyoruz. Türkiye
Cumhuriyeti tarihinin başladığı
yer… 19 Mayısta Ata’mızın
kurtuluşu başlattığı nokta…
Orası mucizelerin gerçekleştiği
coğrafya… Orada her şey
mümkün olur…
35