12.12.2020 Views

Hayalet Resimli Mecmua Sayı 41

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

- Miss! Biz bildiğiniz

haydutlardan değiliz. Demin bu

ülkenin hâkimi olan mihrace,

sarayın önünden geçerken sizi

gördü. Yabancı olmaklığınız

hasebiyle onun nazar-ı dikkatini

celp etmişsiniz. Esasen

Avrupalılara ve yabancılara karşı

derin bir muhabbet besleyen

efendimiz sizi sarayında bir çay

ziyafetine davet ediyor ve bu

vesile ile sizi davet etmek için

gönderdi. Zannedersem miss

cenapları bu daveti reddetmek

nezaketsizliğinde bulunamazsınız,

dedi.

(5) Kız, kol saatine bakarak

biraz düşündü.

Hakikaten geçtiği yolda

büyük ve muhteşem bir saraya

tesadüf etmişti. Her halde

Hintlilerin dedikleri doğru olsa

gerektir.

- Peki… Siz gidin, ben

sizi takip ediyorum. Mamafih

aklınızdan bir fenalık geçecek

olursa cümlenizi geberteceğimi

şimdiden söylerim, dedi.

Hintliler önde ve kız arkada

olduğu halde yürüyorlardı.

Nihayet sarayın önüne geldiler.

Kız atından indi. Sarayın

hademelerinden biri koşarak atı

aldı.

Abad, hâlâ mütereddit

(tereddüt eder) halde bulunan

kıza:

- Buyurun miss! İşte size

refakat ediyorum, diyerek

arkadaşlarını savdı.

Geniş ve loş birkaç koridoru

geçtikten sonra büyük bir kapının

önüne geldiler. Abad, kapıyı hafif

vurdu. Çok sürmeden genç bir

hademe kapıyı açtı. İçeri girdiler.

Burası oldukça geniş bir salondu.

Duvarları gayet sanatkârane

nakışlarla ve her tarafı halılarla

mefruş (döşenmiş) idi.

Hintli, kıza biraz

beklemesini söyledi. Kendisi

birkaç adım yürüyerek salonun

karşısındaki odaya dâhil oldu.

Birkaç dakika sonra dönerek kızla

beraber salona girdiler. Girdikleri

oda gayet mükellef ipekli

minderler ve halılarla mefruş idi.

(6) Odanın bir tarafında genç

mihrace oturmuş, mütebessim

(gülümser) ve mesrur (sevinçli)

görünüyordu.

Genç kız, şaşkın şaşkın

etrafına bakıyor, bin bir gece

gibi şark masallarında işittiği

sarayların içinde bulunduğuna

büsbütün hayran oluyordu,

âdeta inanamayacağı geliyordu.

Ciddiyetini muhafaza ederek

mihraceyi hafif bir baş eğmesiyle

selamladı.

Mihrace ayağa kalktı.

Misafirine bir yer göstererek

oturmasını rica etti ve şivesiz bir

Fransızca ile:

- Ziyaretinizle müşerref

olduk. Zannedersem bu diyara

yeni geliyorsunuz. Seyyah mısınız?

Kız, sahte bir mahcubiyetle:

- Evet, mihrace hazretleri…

Birkaç günden beri bu tarafta

bulunuyoruz. New York’ta

bulunan meşhur bir hayvanat-ı

vahşiye (vahşi hayvan)

cambazhanesi hesabına kaplan

ve arslan avına çıktık. Diğer

arkadaşlarımla Gabay Çayı

kenarında çadır kurduk.

Mihrace, ayakta duran Abad’ı

bir göz işaretiyle savdıktan sonra

kızı derin bir bakışla süzdü.

Hatırasını yoklar gibi başını eğdi,

sonra:

- Ben sizi Paris’te iken

tanıyordum, dedi.

- !...

- Evet, Bar de Paris’te

şark danslarınızla meşhur bir

dansözdünüz. Zannedersem

isminiz de Cecile!

Kız oturduğu yerde ter

döküyordu. Mazisini bilen bu

şarklı (7) adamın gözüne dikkatle

bakıyordu. Evet, hakikaten

mihracenin dediği gibi kendisi

vaktiyle Cecile namı altında bir

maksad-ı mahsusiyle (özel bir

amaçla) birkaç ay Bar de Paris’de

dansözlük etmişti. İhtimal ki

mihrace onu orada görmüştü.

Avrupalı kız bunu tahayyül

ederken (hayallerken) genç bir

Hintli kız elinde gümüş tepsi

içinde bir kadeh çay olduğu halde

içeri girdi. Birisini mihraceye

diğerini kıza takdim etti.

Evvela mihrace müteakiben

kız çayı aldılar. Çayını bitirir

bitirmez kızın mavi gözleri

gittikçe kapanıyordu. Bir an

geldi ki kendinden büsbütün

geçerek yumuşak saçlarını ipekli

yastıkların içine bıraktı.

Hakiki Rüyalar

Cecile, daha doğrusu

Henriette, evet Arsen Lüpen’in

metresi ve şerike-i melaneti (kötü

işlerdeki ortağı) Henriette derin

bir uykudan uyanır gibi gözlerini

açınca birden bire hayrette kaldı.

Gördüğü şeyler bir sinema hayali

veya bir tiyatro dekoru değildi.

Hakiki bir sahne idi. Gece yarısı

her tarafta mutat olan sükûnet…

Açık olan pencerelerde süzülen

kamerin ziyası (ayın ışığı)

bulunduğu yere aksetmiş, güzel

cazip bir manzara teşkil etmişti.

13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!