Journo Almanak 2020
Unutulmaz yıl 2020'nin unutulmaz Journo içeriklerinden bir seçki...
Unutulmaz yıl 2020'nin unutulmaz Journo içeriklerinden bir seçki...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
27
deney kapsamında. Acaba gazetecilikte
bilgiyi bir kaynaktan
topluluklara değil de, doğrudan
kişilere aktarmak bir yol olabilir
mi, bu bir metodoloji olarak
benimsenebilir mi diye bir sürü
şey denedik. Bunun için WhatsApp,
Snapchat kullanmayı da
denedik. Bazılarının kullanımı
bugüne kadar devam etti.
2012’de ilk başladığımızda
vatandaş haberciliği yapıyorduk.
Yorumumuzu hiç katmıyorduk.
Sadece sokakta olan insanlara,
derdini sokakta anlatmaya
çalışan insanlara -ki kamusal
alan çok önemli- ayna tuttuk
diyebilirim, 2016’ya kadar özellikle.
“Neden buradasınız” diye
soruyorduk, başka hiçbir soru
sormuyorduk insanlara ve onun
kaydını yayımlıyorduk.
Böyle başlayan bir haber
iletme pratiği, yıllar içerisinde,
özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden
sonraki OHAL ilanından
itibaren, kamusal alanda vatandaş
haber içeriğini göremememizle
[dönüştü ve] başka sorular
sormaya başladık. Ne yapabiliriz?
İnsanların derdini, tasasını nasıl
ifade edebiliriz? Videoya meyletmeye
başladık o dönemde.
BABACAN BELGESELI:
SIYASETIN KALBINE EN
ÇOK YAKLAŞTIĞIMIZ YER
2017’nin başından beri belgesel
formu içeren, video art
da içeren farklı farklı içerikler
ürettik. Böyle 150’den fazla
içerik var şu an YouTube kanalımızda.
Babacan çalışması ise
siyasetin kalbine, magmaya en
çok yakınlaştığımız yer olabilir.
Daha önce birçok siyasi çektik
ama çok farklı profillerdi. Farklı
bağlamlarda çekilmişlerdi. Mesela
Hasan Mezarcı, eski Refah
Partisi milletvekili ama şu anda
bambaşka bir iddia içerisinde.
Geçen yıl onu çektik, hâlâ en
çok izlenen işimiz…
Şimdiki tabii bambaşka bir
şey: Babacan, Erdoğan’ın çok
ciddi bir rakibi. Yıllardır sessiz
bir figür. Çok tanımıyoruz. Bu
işe başlamadan önce YouTube’a
Ali Babacan yazdığımızda o
kadar az içerik çıkıyordu ki…
‘SAKIN KADER DEME’
ISMI, ERDOĞAN
BELGESELININ DEVAMI
Mesela “Kaderin Üstünde
Bir Kader” diye bir serimiz var.
Erdoğan’ın 25 yıl içerisindeki
güç konsolidasyonunu anlatıyor.
Orada çok basitti Erdoğan
görüntüsü bulmak, Erdoğan ile
ilgili analizler yapmak… Medya
personası olduğu için. Ama Ali
Babacan daha gizli, gizemli bir
figürdü; tanımıyorduk. Bizim de
çok kısıtlı bilgimiz vardı.
Ve biz onlara [Ali Babacan’ın
ekibi] yazdık. Ali Babacan parti
kuracak diye kıyamet koparken…
Yazdık, “Konuşabilir miyiz” diye.
Onlar da “Bir tanışalım, konuşalım,
nasıl yaklaşmak istiyorsunuz”
dediler. Biz kafamızdakini
anlattık ve anlaşamadık. Bayağı
bir sürdü bu. “Biz bunu yapmak
istiyoruz” dedik.
BABACAN AÇILA AÇILA
GELDI, KAMUOYU
BASKISI ÇOK KIYMETLI
Geçmişle ilgili şey doğru
yani. Ali Babacan, Ruşen Çakır
röportajında da söyledi bunu
partiyi kurduğu gün. Çakır,
“Biraz ketum davranıyorsunuz
özeleştiri meselesine gelince”
demişti. Evet, doğru yani. Açıla
açıla geldi bence Ali Babacan.
Bizim tanıklık ettiğimiz son
altı yedi ay içerisinde de bunu
gözleme fırsatım oldu. Bu kamuoyu
baskısı çok kıymetli. Gelen
yorumlar, “PR mı” şeyi falan, şu
an Ali Babacan’a da etki ettiğini
biliyorum.
Biz en başta bir plan çizdik.
Dedik ki: Sonuç olarak bunu
“Kaderin Üstünde Kader” serisinin
devamı gibi düşünelim.
Hatta ismi de “Sakın Kader
Deme.” Bunu Babacan koymadı.
Biz bunu 140journos
evreni içerisinde [yaptık]. Güç
konsolidasyonunu biraz karikatürize
ediyoruz. Ancak o şekilde
barışabiliyoruz. Onu ancak öyle
konuşur hâle getiriyoruz.
Bu nesille ilgili bir şey olabilir.
Çünkü ben başka bir lider
görmedim hayatımda. 28 yaşındayım.
Sadece Erdoğan ve
Erdoğan’ın takımını gördüm.
Başka bir metodoloji, başka bir
üslup görmedim; bu programı
şu an izleyen birçok arkadaşımız
da öyledir.
BABACAN
BELGESELININ ISMI VE
KONSEPTI UYDU
Bu yüzden Babacan’ı tanımak,
o evrenin içerisine oturtmak
gerekiyordu. Kaderin Üstünde
Kader diye anlattığımız o
güç konsolidasyonu hikâyesinde
Babacan nereye denk düşüyor?
Babacan bence “sakın kader
deme” denilen kısma denk düşüyor.
Böyle koyduk bu ismi. Bütün
bu süreci takip etmemizden,
altı yedi aylık hasbihâlimizden
diyelim ve sorduğumuz sorulara
gelen cevaplardan, kamera
kapalıyken de takip ettiğimiz
Babacan’dan total bir şey alarak
“Sakın Kader Deme” dedik.