Journo Almanak 2020
Unutulmaz yıl 2020'nin unutulmaz Journo içeriklerinden bir seçki...
Unutulmaz yıl 2020'nin unutulmaz Journo içeriklerinden bir seçki...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
15
BILGIYE ERIŞIMDE BIR
NUMARALI KANAL
Konuyu biraz deşeyim dedim
çünkü Google aramaları, Türkiye’de
insanların bilgiye erişiminde
artık bir numaralı kanal.
Sıcak haberlerle ilgili her gün
milyonlarca farklı arama yapılıyor.
“Son dakika” gibi terimlerde
de düzenli olarak çok büyük
bir arama hacmi var.
Kısacası Türkiye’deki tüm gazetelerin
toplam tirajı, bir günde
yapılan Google aramalarının
yanında hiçbir şey değil.
Bu yüzden mesela hâlâ bu gazetelerde
asılsız iddialar kaleme
alan bir köşe yazarını eleştirmek
aslında büyük oranda enerji
kaybı…
Bu tür eleştiriler, kendi başına
erişimi gayet düşük olan zararlı
bir içeriği yaygınlaştırmaktan
başka işe yaramıyor.
Asıl Google gibi yeni eşik
bekçilerinin ne yaptığına bakmak
gerekiyor. Bu platformlar
hangi zararlı içeriği öne çıkarıp
yaygınlaştırıyorlar?
Bugün basın ve ifade özgürlüğü
ile medyada çoğulculuk için
kritik önem taşıyan soru bu…
ASILSIZ BILGI
SALGININDA DURUM
IYICE KÖTÜLEŞTI
Son günlerde bu cephede
manzara iyice kötüleşti. Zira
COVID-19 krizi, Türkiye’de de
bir “asılsız bilgi salgını” (infodemic)
olarak sürüyor.
Bu amaçla 11 Mart’ta ben
de Google ile iletişime geçmeye
çalıştım. O günden beri ne
Google’ın Türkiye’deki iletişiminden
sorumlu yetkilisi olan
Özlem Öz’den, ne de Google’ın
ABD’deki basın merkezinden bir
yanıt geldi.
Amacım şuydu:
Dünyada gazeteciliği (Facebook
gibi birçok dijital platforma
kıyasla) çok daha güçlü biçimde
destekleyen, demokratik seçmenin
sağlıklı bir şekilde bilgilenmesi
sürecinde birçok olumlu
adım atan, geçmişte yazdığım
gibi gazetecilere önemli kaynaklar
da sunan Google, neden
Türkiye’de demokrasinin altının
oyulmasına ortak oluyor?
Bu eleştirileri hemen hiçbir
mecrada göremezsiniz. Çünkü
neredeyse tüm medya, Google’a
göbekten bağlıdır ve onu kızdırmaya
cesaret edemezler. Ama
artık sivil toplumun, demokrasi
için olmazsa olmaz olan özgür
ve çoğulcu bilgi akışı için sesini
yükseltmesi gerekiyor.
Şimdi, yazının başında
verdiğimiz örnekleri kategorik
olarak biraz daha açalım ve
çeşitlendirelim.
Google’ın ‘asılsız bilgi salgını’na
verdiği destek şu başlıklar
altında toplanabilir:
1. GOOGLE ARAMA
SONUÇLARI
PROPAGANDA DOLU
Google araması yapan her
üç kişiden biri, sadece en üstteki
sonuca tıklıyor. Arama yapanların
yüzde 80’inden fazlası ilk 6
sonuçta kalıyor. Öyle ki, şöyle
bir laf vardır: “Ceset saklamak
istiyorsanız Google arama
sonuçlarının ikinci sayfasına
gömün, oraya kimse bakmaz.”
Google’da 11 Mart’ta “koronavirüs”
araması yapıldığında
en tepede iki Sabah haberi,
ayrıca arada bir de Akşam haberi
vardı. Bakanlık ve hastane
sayfalarına giden sonuçları da
çıkarırsanız geriye bir tek Vikipedi
kalıyor. (Bu yazıdaki tüm
aramaları yeni kurulan bir tarayıcıda
ve gizli modda yaptım.
Yani herhangi bir kişiselleştirme
yok, İstanbul konumunda “varsayılan”
sonuçlar bunlar.)
Hatırlatma: Sabah’ın devlet
kurumlarının internet
sitesine gizli ‘backlink’ler
vererek arama sonuçlarını
kendi lehine manipule ettiği
geçen yıl haberleştirilmişti.
Buna rağmen gazete bırakın
Google’dan yasaklanmayı,
arama sonuçlarını domine
etmeyi sürdürüyor.
EN BÜYÜK YANDAŞ
MEDYA, GOOGLE
ALGORITMASI
Koronavirüs aramasını geçenlerde
tekrar yaptım. Bu kez en
tepede bir haber karuseli çıktı.
Google algoritmasının seçtiği
10 haberden en önlerdeki ikisi
Hürriyet, biri Sabah’ındı.
Eğlence ağırlıklı Onedio’yu
bir kenara bırakırsak, eleştirel
sadece iki haber sonucu vardı
(Sözcü ve Cumhuriyet) ve bunlar
karuselin kimsenin gitmediği
yerinde, yani en sonundaydı.
Tekrar hatırlatıyorum:
Türkiye’de okurların ezici
çoğunluğu hiçbir haber sitesine
doğrudan gitmiyor.
Büyük bir kitle, Google
araması yapıp sonuçlarda
ne geliyorsa en üstlerdeki
birine tıklıyor. O yüzden
Google algoritmasının nasıl
çalıştığı, kamuoyunun sağlıklı
bilgilenmesi sürecinde
çok önemli.