09.12.2020 Views

IT Network Kasım Aralık 2020

IT Network Kasım Aralık 2020

IT Network Kasım Aralık 2020

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

5G beraberinde yeni gelir<br />

fırsatları getirecek<br />

Yüzde Yüz Yerli Olta.la<br />

Platformumuz İle Oltaya<br />

Gelmeyin…<br />

İnternetten satışa vergi muafiyeti!<br />

Siber korsanlar İzmir depreminde<br />

sahneye çıktı<br />

B İ L G İ T E K N O L O J İ L E R İ D E R G İ S İ<br />

25 <strong>Kasım</strong> • 05 <strong>Aralık</strong> • <strong>2020</strong> • KDV Dahil 25 TL


Türk Yazılımı Dünyaya Açıldı!<br />

Üç yıl önce hayata geçirilen ve ilk uygulaması Antalya’da başlayan yerli mobil asistan icibot, dünyanın en ünlü yazılım<br />

şirketlerinin ilgi odağı olmuştu. İlk uygulaması Antalya bölgesindeki otellerde yapılan ve Covid-19 salgını nedeni ile öne çıkan<br />

temassız iletişim anlayışı ile öne çıkan icibot, kısa sürede birçok otel ve işletme tarafından uygulanmaya başlandı. Bu talep daha<br />

güçlü yatırımlar yapmak, uygulamaların daha güçlü bir teknolojik altyapı ile sunulması ve dünya pazarına açılması noktasında<br />

B1 ve Pargesoft ortaklığı ile seyahat teknolojileri alanında yeni bir birliktelik doğurdu. Büyük bir ekip ve sunduğu teknoloji<br />

çözümü ile otelleri misafirle buluşturan platformlar geliştirmeye devam eden şirket, dünya çapında binlerce oteli milyonlarca<br />

insanla bir araya getirmeyi hedefliyor.<br />

Otellerin misafir ilişkilerine destek sağlayan ve gelirini arttıran mobil uygulamalar, aynı zamanda turizm sektörüne de birçok<br />

yeni gelir modeli kazandıracak.<br />

Türkiye Yazılım Sektörü adına çok önemli olan bu tarz girişimlerin daha da artarak devam edeceğine inanıyoruz.<br />

2021’i şekillendirecek ağ trendleri<br />

COVID-19 pandemisi ile hızla değişen çalışma ve yaşam biçiminden hareketle, 2021 yılında ağ teknolojilerine yön verecek<br />

trendler de önceliklere göre şekilleniyor. Zyxel <strong>Network</strong>s, yaptığı bir duyuruyla hem kurumların hem de kanalın geleceğinde<br />

önem sahibi olacak 2021 ağ trendlerini detaylandırdı. Detayları dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz.<br />

İnternetten alışveriş yaparken şirketin bilgilerini mutlaka kontrol edin<br />

Pandemi süreciyle birlikte hız kazanan internet üzerinden alışverişler, bir diğer adıyla e-ticaret bazı riskleri de beraberinde<br />

getiriyor. Alışveriş için mağaza ve alışveriş merkezlerini gezmek yerine bulunduğu yerden sipariş vererek ürünü elde etme<br />

yolunu tercih eden tüketiciler, alışveriş yaparken sahte ve paravan sitelerle çok cazip fiyatlar sunanlara dikkat etmeli. Aracı<br />

hizmet sağlayıcıların da önemli sorumlulukları var. “Ürün alırken nelere dikkat etmeli”, “İlgili firmayla sorun yaşanırsa nasıl bir<br />

yol izlenmeli” sorularının cevabını okurlarımız için hazırlayan Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından Avukat Elvan<br />

Kakıcı Şimşek yapılması gerekenleri anlattı.<br />

Teknoloji İlgi Odağı<br />

Zor bir dönemden geçen dünyada diğer sektörlere göre biraz daha az etkilenen bilişim dünyasındaki gelişmeler hızla devam<br />

ediyor. Uzaktan eğitim ve uzaktan çalışma yaşam standardımız haline geldiği hayatımızda gerekli olan yatırımları, çözümleri<br />

ve donanımsal yeniliklerin olduğu içerikleri okurlarımız için hazırladık. Daha bir dönem hayatımızın vazgeçilmezi olacak<br />

uzaktan çalışma platformu için gerekli teknoloji haberlerinin yanı sıra, hayatımızı kolaylaştıran teknolojik yenilikleri ve<br />

araştırma haberlerini de bulacağınız sektör market sayfalarımızda ayrıca son dönemin öne çıkan e-ticaret alanındaki yaşanılan<br />

gelişmelerle ilgili detayları da bulabilirsiniz.<br />

Hayatımıza mutluluk katan yeni teknolojilerle haberleriyle dolu bir sonraki sayımızda yeniden görüşmek üzere…<br />

Sağlıkla Kalın…<br />

Ahmet Mızrak<br />

ahmet.mizrak@img.com.tr


iÇiNDEKiLER<br />

Artan<br />

trafiğe çözüm<br />

akıllı video<br />

sistemleri<br />

06<br />

21<br />

Güncelleme<br />

yaparken<br />

verilerinizden<br />

olmayın!<br />

26-27<br />

Intercity<br />

Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Vural<br />

Ak: “Kusursuz<br />

Bir Formula 1TM<br />

Organizasyonu<br />

Gerçekleştirdik”


25 kasım / 05 <strong>Aralık</strong> <strong>2020</strong><br />

<strong>IT</strong>network<br />

BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

35<br />

2021 yılının<br />

teknoloji<br />

trendleri<br />

neler<br />

olacak?<br />

30<br />

Zyxel,<br />

2021’i<br />

şekillendirecek<br />

ağ<br />

trendlerini<br />

açıkladı!<br />

İstikrarlı<br />

büyümenin<br />

anahtarı<br />

dijitalleşme<br />

oldu<br />

38<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />

İMTİYAZ SAHİBİ<br />

H. FERRUH IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR<br />

(Sorumlu)<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />

SIDIKA AKYOL KAYIR<br />

sidika.kayir@aplusmedya.com<br />

GE NEL YA YIN MÜ DÜ RÜ<br />

AHMET MIZRAK<br />

ahmet.mizrak@img.com.tr<br />

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />

YUSUF OKÇU<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

HABER MERKEZİ<br />

ENES KARADAYI<br />

enes.karadayi@img.com.tr<br />

KAT KI DA BU LU NAN LAR<br />

Doç. Dr. M.ALİ ÖZ BU DUN<br />

ozbudun@gmail.com<br />

ÖMER KARDAŞ<br />

omer.kardas@ihlas.com.tr<br />

ALİ İLKER YÜCEER<br />

ali@mak ro bil.com.tr<br />

TEKNİK MÜDÜR<br />

TAYFUN AYDIN<br />

Tayfun.aydin@img.com.tr<br />

GRAFİK TASARIM<br />

HAKAN SÖZTUTAN<br />

hakan.soztutan@img.com.tr<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

Cuma KARAMAN<br />

cuma.karaman@img.com.tr<br />

MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />

Yusuf DEMİRKAZIK<br />

yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />

A BO NE VE DAĞI TIM<br />

İSMAİL ÖZÇELİK<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

Reklam Rezervasyon<br />

A PLUS MEDYA<br />

NISH ISTANBUL RESIDENCE<br />

Çobançeşme Mah. Sanayi Cad.<br />

No: 44/B - D: 167 Yenibosna/<br />

Bahçelievler - İstanbul<br />

Reklam İletişim<br />

reklam@aplusmedya.com<br />

Tel : 0212 216 99 13<br />

Gsm : 0552 805 34 35<br />

İdare Merkezi:<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 22 22<br />

Renk Ayrımı:<br />

Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi<br />

CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 30 00


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Artan trafiğe çözüm akıllı video sistemleri<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

6<br />

Bireysel ve gruplar halinde seyahat edebilme<br />

olanağı, güzergah ve saat tercihlerinde<br />

esneklik sağlaması ile pandemi<br />

döneminde artan şehirlerarası araç<br />

trafiği ile eşzamanlı olarak, güvenliğin<br />

sağlanması ve ihlallerin algılanması<br />

daha da önem kazandı.<br />

Gelişmiş iletişim ve bilgi teknolojileri<br />

kullanılarak hayata geçirilen akıllı ulaşım<br />

sistemleri, tam da bu noktada sunduğu<br />

hızlı ve çok çeşitli teknolojilerle<br />

yaşamı kolaylaştırıyor. “Akıllı yollar”<br />

trafik güvenliğinin yanı sıra, çok yönlü<br />

veri transferi, yolların uygun kapasiteyle<br />

kullanılması, denetleyici ve önleyici faaliyetlerin<br />

hızlı koordinasyonu ve enerji<br />

verimliliği gibi pek çok faydayı aynı anda<br />

sağlıyor.<br />

Karayolu güvenliği ve emniyetini iyileştirmenin<br />

yanında, elektrikli kontrol<br />

sistemleri ile denetlenen trafik akışı<br />

sürücülerin hız limitlerine uymalarını<br />

sağlıyor, yolcu ve yük hareketlerinin etkinliği<br />

ve hızını artırıyor ve yoğunlaşan<br />

trafiğe çözüm sağlanırken, artan kaza<br />

riski de yönetiliyor.<br />

Milestone Systems Güney Doğu Avrupa<br />

Sorumlusu Özgür Uygur video yönetim<br />

sistemleri kullanılan akıllı uygulamalar<br />

hakkında bilgi verdi:<br />

“Artık dünyanın pek çok büyük şehrinde<br />

yapay zeka, makinaların öğrenmesi,<br />

büyük veri, bulut bilişim ve güçlü video<br />

yönetim sistemleri alanındaki gelişmeler<br />

sayesinde şehirlerin sağlıklı, güvenli<br />

ve akıllı olarak nitelendirilmesini sağlamak<br />

için ileri teknoloji kullanılıyor. Ulaşım<br />

uzmanlarının verdiği bilgilere göre,<br />

<strong>2020</strong> yılında kullanımı yüzde 70’ten fazla<br />

artan ülkemiz karayollarında da hızlı,<br />

güvenli ve etkin bir trafik yaklaşımı Video<br />

Yönetim Sistemlerinin sunduğu teknolojilerle<br />

hayat buluyor.<br />

Video Yönetim Sistemleri platformu,<br />

temelde yürüttüğü video yönetim işlevi<br />

ile kameralardan ve sensör, IoT cihazı<br />

gibi diğer kaynaklardan bilgi topluyor,<br />

depoluyor, düzenliyor ve platform ile entegre<br />

çalışan çok sayıda farklı uygulama<br />

sayesinde operatörlerin bu bilgileri izlemesini,<br />

yönetmesini ve yanıtlamasını<br />

kolaylaştırıyor. Video yönetim yazılımı<br />

dendiği zaman akla gelen ilk unsur güvenlik.<br />

Ancak günümüzde kullanılan<br />

analiz algoritmaları ve uygulamalar<br />

sayesinde yapılabilenler güvenliğin çok<br />

ötesine geçiyor.<br />

Belirlenen noktalara yerleştirilen sensörlerden<br />

toplanan hız, konum vb. veriler,<br />

kontrol merkezindeki yazılıma aktarılırken,<br />

trafik yönetimini ve sinyalizasyon<br />

alternatiflerinin belirlenmesini mümkün<br />

kılmanın yanında, trafik akışına<br />

etki edebilecek kaza ve benzeri durumlar<br />

halinde hızlı ve etkin müdahale imkanı<br />

da sunuyor. Akıllı yol uygulamaları<br />

ile ayrıca her geçen gün artan araç<br />

sayısının yükselttiği yakıt tüketimi ve<br />

karbon salınımı gibi faktörler de kontrol<br />

altına alınarak, çevreye de katkı sağlanıyor.<br />

Bugün ülkemizde Video Yönetim Sistemleri<br />

kullanılarak yapılan çalışmalar<br />

çok çeşitli. Akıllı video teknolojileri karayolları<br />

ve tünellerde hız ihlallerinin<br />

tespiti ve anlık olarak raporlanması,<br />

kazaların algılanması ve bildirimi, plakasız<br />

araç algılama, plaka tanıma ile çalıntı<br />

araç ve marka, model, renk bilgileri<br />

ile şüpheli araç arama, otoyollarda veya<br />

tünellerde duran/bekleyen araç algılama,<br />

bir kişinin hassas veya tehlikeli bir<br />

Pandemi hayatlarımızdaki<br />

pek çok değişimle<br />

beraber, seyahat<br />

tercihlerimizi de değiştirdi.<br />

<strong>2020</strong> yılının ilk<br />

yarısında getirilen kısıtlamaların<br />

ardından<br />

havayollarında iç hat<br />

yolcu sayısı geçen yıla<br />

göre yüzde 55’den fazla<br />

azalırken karayolları<br />

ulaşımı ciddi oranda<br />

arttı.<br />

alana girdiğini tespit etme gibi imkanlar<br />

sunuyor. Akıllı trafik yönetim sistemleriyle<br />

ayrıca araç kuyruklarını, yanlış<br />

yöne girenleri, yola düşen/dökülen yükleri<br />

tespit etmek de mümkün.<br />

Bunların yanında yol güvenliğini en çok<br />

etkileyen unsurlardan biri olan hava durumu<br />

takibi ve anlık olarak dijital tabelalara<br />

ve diğer mecralara aktarımı, hatta<br />

tünel içerisindeki hava kalitesinin, nem<br />

ve sıcaklık ölçümünün yapılması ve bu<br />

verilerin anlık video ile ilişkilendirilmesi<br />

de sağlanıyor.<br />

Videonun gücüyle, birbirinden bağımsız<br />

sistemler tek bir platforma bağlanarak,<br />

nedeni ve sonucu sunabilen verilere<br />

hızlıca ulaşılabiliyor. Bu da hem olaylara<br />

müdahale hem de trafik verilerinin analiz<br />

ve raporlanma süreçlerinde yetkililere<br />

önemli ölçüde operasyonel verimlilik<br />

sağlıyor.”


Mehmet Okan ERÖZDEN<br />

Ülke Müdürü Thales Cloud Protection<br />

& Licensing – Data Protection<br />

Günümüzde veri güvenliğini<br />

ilgilendiren en büyük<br />

sorunlardan biri, ortalama<br />

bir şirkette bilgi işlem (<strong>IT</strong>)<br />

altyapısının giderek daha<br />

karmaşık bir hale gelmesidir.<br />

Bir kurumun <strong>IT</strong> altyapısı<br />

artık sadece masaüstü<br />

bilgisayarlarla veya sunucularla<br />

sınırlı değildir. Aksine,<br />

çoklu bulut hizmetlerinin<br />

giderek daha fazla<br />

tercih edildiği görülmektedir.<br />

<strong>2020</strong> Thales Veri Tehdit<br />

Raporu- Global Baskısına<br />

göre, kurumlar ortalama<br />

olarak 29 farklı bulut hizmetinden<br />

faydalanmaktadır.<br />

Güvenlik parametrelerinin<br />

giderek daha da<br />

belirsiz hale geldiği bir ortamda,<br />

kurumlar dağıtık <strong>IT</strong><br />

kaynaklarını tutarlı bir bütünlük<br />

arz eden politikalarla<br />

yönetme güçlüğüyle<br />

karşı karşıyadır.<br />

Veri Güvenliğine İlişkin Zorluklar…<br />

“Veri Güvenliği Denkleminden<br />

Karmaşayı Çıkarmak”<br />

Her bir şirkette eski ve yeni platformlar bir<br />

arada bulunur. Ancak, yeni platformlar beraberinde<br />

yeni riskler getirir. <strong>IT</strong> güvenlik<br />

ekibinin yapılandırması, takip etmesi ve güvenlik<br />

altına almayı öğrenmesi gereken her<br />

yeni ortam, veri ihlaline neden olabilecek<br />

bir ihmal veya hata için de yeni bir ihtimal<br />

demektir. Sayıları giderek artan global ve<br />

bölgesel gizlilik yönetmeliklerinin birbirinden<br />

farklı gereklilikleri göz önünde bulundurulduğunda,<br />

bu durum daha da karmaşık<br />

bir hale gelmektedir. Kurumların, hassas<br />

verilerini korurken kanunlara etkili bir şekilde<br />

uyum sağlayabilmesi için güncel eğilimlerden<br />

uzak kalmış geleneksel yaklaşımlara<br />

güvenmesi artık söz konusu değildir.<br />

Öyleyse, bu karmaşa sorununu<br />

çözmemiz gerekir…<br />

Çok sayıda yönetmelik ve artan bulut<br />

kullanımının yanı sıra (son derece dağıtık<br />

iş gücünü bir kenara bırakalım), veride de<br />

çok büyük bir artışa tanıklık ettik. Tüm bu<br />

etkenler, hassas verileri riske atmaktadır.<br />

Kurumlarda görünürlüğün olmaması ve<br />

operasyonel anlamda bir karmaşa olması<br />

nedeniyle, kurumlar hassas verilerinin nerede<br />

saklandığını bilemiyor. Karmaşa konusunda<br />

hissedilen bu kaygı oldukça önemli bir<br />

sorun. Zira; <strong>2020</strong> Thales Veri Tehdit Raporu-<br />

Global Baskısında, katılımcıların neredeyse<br />

yüzde 40’ı karmaşayı güvenliğin önünde bir<br />

numaralı engel olarak göstermiştir.<br />

Şekil 1: Operasyonel karmaşa, veri güvenliğini<br />

sağlamada en büyük engeldir.<br />

Yeni nesil bütünleşik veri<br />

korumaya giriş<br />

Kurumlara, hassas verilerini kuruma ait<br />

tesislerde ve bulutta saklama gücünü<br />

verebilmek amacıyla, Thales’in veri koruma<br />

inovasyonunda yıllara yayılan deneyimine<br />

dayanarak elimizdeki en iyi Vormetric<br />

ve SafeNet KeySecure teknolojilerini tek<br />

bir platformda birleştirdik. Thales’in yeni<br />

CipherTrust Veri Güvenliği Platformu, büyüklüğü<br />

ne olursa olsun kurumlarda veri<br />

güvenliğini sadeleştirerek, uyum zamanını<br />

hızlandırarak ve bulut ortamına geçiş sürecini<br />

güvenlik altına alarak toplam mülkiyet<br />

maliyetini azaltıyor.


Sürekli kontrol eden yönetim<br />

konsolu<br />

Genişletilebilir bir altyapı üzerine kurulu<br />

olan bu yeni platform, <strong>IT</strong> ve güvenlik departmanlarının<br />

durağan verileri standart<br />

ve tekrarlanabilir şekilde keşfetmesini, sınıflandırmasını<br />

ve korumasını sağlıyor.<br />

Ayrıca, veri güvenliği yönetimi, tek pencere<br />

sistemi kullanılarak sadeleştiriliyor. Diğer<br />

bir ifadeyle, kurumlara dışarıdan gelen tehditlere<br />

karşı durma, içeriden bir ihlale karşı<br />

savunmada olma ve sürekli kontrol etme<br />

gibi amaçlara yönelik güçlü araçlar veren<br />

merkezi bir yönetim konsolu oluşturuluyor.<br />

Şekil 2: Thales CipherTrust Veri<br />

Güvenliği Platformu<br />

Karmaşa artık bir mesele değil. Thales CipherTrust<br />

Veri Güvenliği Platformu sayesinde<br />

kurumlar artık en hassas verilerini güvenle<br />

koruyabilirler… Nasıl mı?<br />

Thales İle Verilere Her Yerden<br />

Ulaşım<br />

Keşfet: Bir kurum, nerede olursa olsun verilerini<br />

keşfedebilmeli ve sınıflandırabilmeli.<br />

Veriler çok çeşitli formlarda olabilir; dosyalar,<br />

veri tabanları ve büyük veriler.<br />

Veriler, kuruma ait tesislerde, bulutta veya<br />

yedekleme sistemlerinde bulunabilir. Veri<br />

güvenliği ve uyum, korunmasız hassas verileri<br />

bilgisayar korsanlarından ve denetçilerden<br />

önce bulmakla başlar. Bu yeni çözümle<br />

birlikte, kurumlar; veri bulma, sınıflandırma<br />

ve risk analizine dair etkili yöntemleriyle<br />

tesislerde ve bulutta bulunan hassas<br />

verileri için tam bir görünürlük elde edebileceklerdir.<br />

Koru: Kurum, hassas verilerinin nerede olduğunu<br />

öğrenir öğrenmez şifreleme veya tokenize<br />

etme gibi koruyucu önlemleri uygulamaya<br />

sokabilir. Hassas verilerin, şifreleme<br />

ve tokenizasyon yoluyla başarılı bir şekilde<br />

güvenlik altına alınabilmesi için, öncelikle<br />

şifreleme anahtarlarının kurum tarafından<br />

güvenlik altına alınması, yönetilmesi<br />

ve kontrol edilmesi gerekir. Yeni platform,<br />

geniş bir yelpazeye dayanan veri koruma<br />

vakalarını desteklemek için oldukça kapsamlı<br />

veri güvenliği becerileri sunmaktadır.<br />

Bu beceriler arasında, dosya düzeyinde<br />

erişim kontrolü olan şifrelemeler, uygulama<br />

katmanı şifrelemesi, veri tabanı şifrelemesi,<br />

maskeleme, politika tabanlı dinamik veri<br />

maskelemesiyle kasasız(vaultless) tokenizasyon<br />

ve kasalı(vaulted) tokenizasyon yer<br />

almaktadır.<br />

Anahtar Yönetimi<br />

Merkezileştirilmeli<br />

Kontrol et: Son olarak, kurumun veri erişimini<br />

kontrol etmesi ve anahtar yönetimini<br />

merkezileştirmesi gerekir. Bütün veri güvenliği<br />

yönetmelikleri ve kanunları kurumların<br />

verilerine ve şifreleme anahtarlarına<br />

sağlanan izinli ve izinsiz bütün erişimleri<br />

takip, tespit ve kontrol etmesini ve raporlamasını<br />

gerektirir. Bu platform, çoklu bulut<br />

hizmeti sağlayıcıları (CSP) ve hibrit bulut<br />

ortamlarında şifreleme anahtarlarının<br />

merkezi olarak yönetilebilmesi ve güvenlik<br />

politikalarının oluşturulabilmesi için güçlü<br />

bir kilit yönetimi yapılmasını sağlar. Böylece,<br />

kurumlar bulutta, kuruma ait tesislerde<br />

ve hibrit ortamlarda bulundurduğu hassas<br />

verilerini kontrol edebilir ve koruyabilir.<br />

İş ortamı değişiklik göstermeye devam<br />

ettikçe (özellikle veriler oldukça dağıtık<br />

iş gücünden buluta doğru büyük bir hızla<br />

taşınıyorken), kurumların verileri hakkında<br />

net bir bilgiye sahip olmaları gerekir.<br />

Kurumlar, ancak bu sayede verilerini<br />

keşfedebilir, koruyabilir ve kontrol edebilir.<br />

Veri güvenliğini nasıl sadeleştirebileceğiniz<br />

konusunda daha fazla bilgiye<br />

ulaşmak için “Discover, Protect &<br />

Control Your Data in the Cloud” başlıklı<br />

webinarımızı izleyebilirsiniz.<br />

https://www.brighttalk.com/<br />

webinar/discover-protect-control-your-data-in-the-cloud/


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

5G beraberinde yeni gelir fırsatları getirecek<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

10<br />

Dünyanın dört bir yanında mobil iletişim<br />

altyapılarında 5G’ye geçiş başlarken,<br />

iletişim çözümleri pazarının<br />

genişlemesi ve büyümesi bekleniyor.<br />

Yeni standardın getireceği faydaların<br />

başında mevcut ağ kısıtlamalarını<br />

kaldırması ve bir zamanlar imkânsız<br />

olarak görülen uygulamaların gerçeğe<br />

dönüşmesi geliyor. Yüksek hız ve düşük<br />

gecikme süreleri, ağlardaki veri<br />

ağırlıklı ve gecikme hassasiyeti yüksek<br />

uygulamaların kolayca çalıştırılmasını<br />

sağlarken, her geçen gün giderek artan<br />

internetten video izleme, dosya indirme<br />

ve veri aktarımı gibi işlemler de hız<br />

kazanacak.<br />

GlobalData’nın araştırmasına göre,<br />

2019 yılında tüm dünyadaki veri trafiğinin<br />

sadece yüzde 1’ini taşıyan 5G,<br />

2024 yılına geldiğimizde bu trafiğin en<br />

az dörtte birini karşılayacak.<br />

GSMA Intelligence’ın tahminleri ise<br />

5G’nin bireysel kullanıcılardan çok kurumsal<br />

dünyada daha fazla etki sahibi<br />

olacak ilk iletişim standardı olacağını<br />

işaret ediyor. Dönüşüm etkisi yüksek<br />

olması beklenen 5G’nin, 3G’den 4G’ye<br />

geçişe oranla daha fazla inovasyona<br />

yol açacağı öngörülüyor. Her ne kadar<br />

5G’nin büyümesinde tüketicilerin rol<br />

sahibi olması beklense de, yeni teknolojinin<br />

işletmelerin operasyonlarında<br />

da önemli rol oynaması ve birçok sektörde<br />

ekonomik büyüme yaratması<br />

bekleniyor.<br />

İş dünyasında 5G<br />

farkındalığı<br />

Pandeminin başlattığı değişim, seyahat<br />

sınırlamaları dolayısıyla belirli zorluklar<br />

yaratıyor. Bu nedenle iş sürekliliğini<br />

sağlama ve gelecek stratejilerinde<br />

ilerleme konusunda güçlük yaşayan<br />

şirketler, BT planlarını öncelik listelerinden<br />

çıkartıyor. BT karar vericileri<br />

için 5G listede olsa dahi, uygulanması,<br />

faydaları ve kurulumu konusunda kafa<br />

karışıklığı söz konusu. Bu konuda ayrıca<br />

farkındalık da henüz gelişmiş değil.<br />

Accenture’ın bir çalışması, kurumların<br />

5G teknolojisinin yıkıcı gücünü hafife<br />

aldıklarını ve dörtte üçünün 5G’nin<br />

sunacağı faydaları ve potansiyel kullanım<br />

alanlarını tasarlamakta zorluk<br />

çektiğini ortaya koyuyor.<br />

Ağ kanalı iş ortaklarını hangi<br />

fırsatlar bekliyor?<br />

Zyxel’e göre, ağ çözümleri kanalının<br />

önünde, iş liderlerine 5G’nin somut<br />

getirilerini anlatabilmek için büyük<br />

bir fırsat yatıyor. Kanal oyuncuları, yol<br />

Zyxel, yüksek hız ve düşük gecikme ile öne çıkan<br />

yeni mobil iletişim standardı 5G’nin ağ kanalı için sunacağı<br />

fırsatları değerlendirdi.<br />

haritalarını basitleştirme konusunda iş<br />

dünyasını destekleyerek adaptasyonu<br />

hızlandırabilirler.<br />

Dijitalleşmek isteyen şirketlerin sayısı<br />

önümüzdeki dönemde artacak ve kanal<br />

iş ortakları, işletmelerin bu evrimleşen<br />

ortamda ağ sürekliliğini sağlama<br />

konusunda kritik bir rol oynayacak. Yıl<br />

2021’yi gösterirken, konfor bölgelerinden<br />

çıkmak ve 5G’yi kullanımdaki altyapıların<br />

bir parçası haline getirme bir<br />

gerekliliğe dönüşecek.<br />

İş dünyası için 5G mobil özel ağlar<br />

(MPN’ler), daha fazla kontrol ve güvenlik<br />

gerektiren korunaklı veri<br />

akışları ile özel kapsama alanları<br />

sağlayan, amaca özel iş ağlarıdır.<br />

5G MPN’ler ağa bağlı teknolojiler<br />

arasında uzaktan veri izleme ve büyük<br />

veri otobanları sebebiyle üretim,<br />

perakende, medya ve eğlence, sağlık,<br />

konaklama, lojistik, ulaşım ve finansal<br />

hizmetler endüstrilerindeki kurumlar<br />

için ultra güvenli ağ çözümleri sunan<br />

çözümlerdir.<br />

Ancak MPN’ler, 5G ağlarına özel değildir.<br />

Bugün birçok operatör, 4G LTE<br />

MPN hizmetlerini sistem entegratörlerine<br />

ve büyük işletmelere sunuyorlar.<br />

5G’ye geçiş ile özellikle tamamen<br />

5G’den oluşan bağımsız (SA) moda<br />

özel ağ dilimleme (network slicing)<br />

teknolojisi, yüksek kapasite (eMBB),<br />

düşük gecikme süresi ve yüksek hız,<br />

kurumların 5G MPN’yi tercih etmesi<br />

için önemli bir neden olacak. Üreticiler<br />

fiziksel işlem ve operasyonları oldukça<br />

zor bir ortamda dijital teknoloji ve<br />

akıllı bilişim ile bir araya getirirken<br />

yüksek hacimde veri taşıyan güvenilir<br />

ve esnek 5G ağlar, akıllı fabrikalar için<br />

önemli bir rol oynayacak.<br />

Erken yol alanlar yeni gelir<br />

kapılarını aralayabilecek<br />

Satış yöneticilerinin ve teknik destek<br />

mühendislerinin eğitimleri, müşterilere<br />

5G’nin potansiyel faydalarını ve<br />

sınırlarını anlatmanın yanı sıra, müşterinin<br />

ihtiyaçlarını karşılayacak ağ<br />

tasarımlarını ve keşiflerini nasıl gerçekleştireceklerini<br />

de görmelerini sağlayacak.<br />

Örneğin 5G uygulamalarını<br />

hayata geçirmek için, uçtan uca 5G uygulamalarını<br />

sunabilecek uyumlu routerlar<br />

ve access pointler farklılaşmada<br />

kilit rol oynayacak.<br />

Operatörlerin 2021’in ikinci yarısında<br />

5G SA modundaki ağları ve<br />

MPN kiralama hizmetlerini sunmaya<br />

hazırlanması, kanal iş ortaklarının da<br />

çalışmalara başlamasını gerektiriyor.<br />

Çözümlerini çeşitlendirmek ve yeni<br />

gelir akışları yaratmak isteyenler,<br />

operatörler 2021’de 5G MPN<br />

hizmetlerini sunmaya başladığında,<br />

kendi 5G çözümlerini de hazır<br />

etmeliler.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Okullarda sağlıklı havalandırma sistemleri şart<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

12<br />

Pandemi dönemiyle<br />

birlikte okullar<br />

başta olmak üzere<br />

toplu alanlardaki<br />

havalandırma<br />

sistemleri ve iç<br />

hava sağlığı, en çok<br />

konuşulan konular<br />

arasında yerini aldı.<br />

İç mekânlardaki<br />

hava kalitesinin<br />

artırılmasının lüks<br />

değil öğrencilerin<br />

sağlığı için şart<br />

olduğunu söyleyen<br />

Systemair HSK Genel<br />

Müdürü Ayça<br />

Eroğlu, başta öğrenciler ve öğretmenler olmak<br />

üzere toplum sağlığı için okullardaki<br />

iklimlendirme sistemlerinin önemine dikkat<br />

çekerek şunları söyledi:<br />

Mekanik havalandırmayla virüs<br />

yayılımı azaltılabilir<br />

“Kış aylarının gelmesiyle birlikte mekanik<br />

havalandırma sistemi olmayan birçok sınıfta<br />

pencere ve kapıların açık şekilde derslerin<br />

yapıldığı biliyoruz. Bu durum, bir yandan<br />

bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini azaltırken<br />

öte yandan kış aylarında sınıf içerisinde<br />

esen soğuk rüzgâr ve düşen sıcaklıklar sebebiyle<br />

ders işlemeyi imkânsız hale getirip<br />

öğrencilerin soğuk algınlığına yakalanmasına<br />

sebep olabilir. Öte yandan, okullarda<br />

yeterli taze havanın sağlanamaması, kötü<br />

hava dağılımı, düşük egzoz hava debileri,<br />

ısıtma-soğutma ve havalandırma sistemlerinin<br />

bakımlarının yapılmaması, yüksek seviyelerde<br />

uçucu organik bileşikler ve sınıflardaki<br />

sıcaklık kontrolünün doğru bir şekilde<br />

yapılmaması da hem bulaşıcı hastalıkların<br />

yayılması hem de öğrencilerin başarılarının<br />

düşmesi açısından büyük problem taşıyor.<br />

Okullarda zamanının büyük bir bölümünü<br />

geçiren öğrenci ve öğretmenlerin sağlığı için<br />

iç hava kalitesi ve taze hava miktarının artırılması<br />

olmazsa olmaz. Pandemi döneminde<br />

bir virüsün ne kadar hızlı yayılabildiğini tüm<br />

dünya istenmeyen bir şekilde deneyimledi.<br />

Bu nedenle okullar, sadece öğrenci ve<br />

öğretmenler için değil toplum sağlığı için<br />

de kritik önem taşıyor. Uzmanlar, halen<br />

çalışmalar devam etse de COVID-19<br />

virüsünü içeren küçük parçacıkların havada<br />

yüzerek potansiyel olarak enfekte olmuş bir<br />

kişiyle yakın temasta bulunmayan birine de<br />

bulaşabileceğini söylüyor. Bir odaya ya da binaya<br />

daha fazla taze hava sağlamanın virüs<br />

içeren parçacıkları seyreltebileceği veya bir<br />

kişinin enfekte olmaya yetecek kadar virüsü<br />

soluma riskini azaltabileceği de belirtiliyor.<br />

Tüm bu nedenlerle, mevcut binalardaki iklimlendirme<br />

sistemlerinin iyileştirilmesi ve<br />

yeni binalarda doğru tasarımların geliştirilmesi<br />

çok önemli. Kirletici kaynakların azaltılması,<br />

havanın daha fazla ve verimli filtrelerden<br />

geçirilmesi, sistemlerinin bakımımın<br />

doğru ve zamanında yapılması gibi pek çok<br />

faktöre dikkat edilmesi gerekiyor.”<br />

Kamuoyunu özellikle pandemi şartlarında kapalı alanlardaki<br />

iç hava sağlığının önemi konusunda bilinçlendirmek<br />

amacıyla “Taze Hava Akımı” kampanyasını başlatan Systemair<br />

HSK, kademeli olarak okullarda devam eden eğitim-öğretim<br />

döneminde okullardaki iklimlendirme sistemlerine<br />

dikkat çekiyor. Sosyal mesafe ve hijyen kurallarının<br />

yanı sıra ortam havasının öğrencilerin sağlığı ve verimi için<br />

kritik önem taşıdığını vurgulayan Systemair HSK Genel<br />

Müdürü Ayça Eroğlu, yeni normal döneminde kapalı alanlardaki<br />

iklimlendirme koşullarının endişe yaratmaya devam<br />

ettiğini söyledi.<br />

“Hedefimiz okullarda sağlıklı<br />

koşullar sağlamak”<br />

Sınıflardaki sıcaklık ve CO2 seviyelerinin<br />

pencerelerin açılması ve kapatılmasıyla<br />

kontrol edildiği günlerin dünyada yakında<br />

sona ereceğini ve Türkiye’de de gelecek<br />

nesillerin sağlığı için çalışılması gerektiğini<br />

vurgulayan Ayça Eroğlu; “Günümüzde,<br />

okullardaki iklimlendirme sistemlerinin dış<br />

ortam hava kirliliğinden ve gürültüden etkilenmeden<br />

içeriye kaliteli taze hava sağlaması<br />

bekleniyor. Okullarda uygulanacak mekanik<br />

havalandırma sistemleri, öğrencilerin başarısını<br />

artırmanın yanında salgın hastalıkların<br />

yayılmasını da yavaşlatacak bir unsur.<br />

Aileler ve toplum için çocuklarına okullarda<br />

sağlık sorunlarına neden olmayan koşullar<br />

sağlanması son derecede önemli. Biz de<br />

Systemair HSK olarak ülkemizdeki okulların<br />

sağlıklı olmasının gelecek nesillerin de sağlıklı<br />

olması anlamına geleceğini biliyoruz ve<br />

bu doğrultuda çalışıyoruz” dedi.<br />

Yeni normal döneminde toplu<br />

alanlarda sağlıklı bir iç hava<br />

mümkün<br />

Havalandırma sistemlerinin soluduğumuz<br />

havayı ısıtan, soğutan, nemlendiren<br />

ve temizleyen sistemler olarak hayati önem<br />

taşıdığını söyleyen Eroğlu, sözlerini şöyle<br />

sürdürdü: “Yıllar önce bir lüks olarak görülen<br />

bu sistemler, hayatımızın büyük kısmını<br />

geçirdiğimiz modern binaların ayrılmaz<br />

parçaları haline geldi. Yavaş yavaş kontrollü<br />

sosyal hayata geçtiğimiz bugünlerde artık<br />

havalandırma sistemlerinin daha hassas<br />

filtre kademeleri, UV-C lambalar ve daha<br />

fazla taze havalı sistemlerle en baştan ele<br />

alınması gerekecek. Okullar gibi toplu alanlarda<br />

taze hava ihtiyacını karşılamak için<br />

kullanılan klima santralleri; modüler olma,<br />

kolay bakım ve en önemlisi temizlenebilme<br />

özellikleriyle de büyük avantaj sağlıyor. Klima<br />

santrallerinin ilk günkü performanslarını<br />

koruması ve sağlıklı bir şekilde taze iç<br />

ortam havası sağlama fonksiyonlarını yerine<br />

getirebilmeleri için doğru bakım kritik önem<br />

taşıyor. Bu sayede klima santralleri kapalı ve<br />

toplu alanlar için fayda sağlayan sistemlere<br />

dönüşüyor.”<br />

Taze hava oranı iki katına çıktığında<br />

öğrencilerin verimliliği yüzde 14 arttı<br />

Amerikan Isıtma, Soğutma ve Havalandırma<br />

Mühendisleri Derneği’nin (ASHRAE)<br />

HVAC&R Research Dergisi’nde yer alan bir<br />

araştırmanın sonuçlarına göre sağlığın yanı<br />

sıra iklimlendirme sistemlerinin öğrencilerinin<br />

verimine de büyük katkıda bulunduğunu<br />

söyleyen Eroğlu; “Araştırmada, taze hava<br />

oranının iki katına çıkarılmasının öğrencilerin<br />

performansında yüzde 14’lük bir gelişme<br />

sağladığını, sınıf sıcaklığındaki 1°C’lik düşüşün<br />

ise performansa etkisinin yüzde 4 olduğunu<br />

görüyoruz. Elbette bu sonuçlar pek çok<br />

farklı parametreye bağlı ancak iklimlendirme<br />

sistemlerinin etkisinin çok büyük olduğunu<br />

söyleyebiliriz” dedi.<br />

“Taze Hava Akımı<br />

kampanyamızla kamuoyunu<br />

bilinçlendirmeyi hedefliyoruz”<br />

Yaklaşık 10 senedir Türkiye’de klima santralleri<br />

sektörünün lideri Systemair HSK<br />

olarak havalandırma konusunda kamuoyundaki<br />

farkındalığı artırmak için “Taze<br />

Hava Akımı” isimli bir kampanyaya imza<br />

attıklarını söyleyen Ayça Eroğlu, sözlerini<br />

şöyle tamamladı: “İç hava kalitesiyle ilgili<br />

düzenleyici gereklilikler geliştiriliyor ancak<br />

hâlâ yeterli seviyeye gelmedi. Biz de kampanyamızla<br />

kamuoyu nezdinde taze havanın<br />

önemi konusunda bilinçlendirme çalışmaları<br />

yapacağız. Taze hava, artık sadece<br />

müteahhitlerin veya yatırımcıların ilgi alanı<br />

olmaktan çıkıp yaşamının büyük bir kısmını<br />

bu mekânlarda geçiren insanların ortak<br />

endişesi haline geliyor. Son kullanıcılar da<br />

bulundukları mekânlarda daha verimli ve<br />

tamamen taze hava sağlayan iklimlendirme<br />

sistemleri kullanılmasının teşvik edilmesine<br />

katkıda bulunabilirler. Örneğin ebeveynler,<br />

çocuklarının okullarının doğru şekilde havalandırılıp<br />

havalandırılmadığını sorgulayabilirler.<br />

Böylelikle toplumun her kademesinde<br />

sağlanacak bilinç artışı ve sorgulama<br />

mevcut sistemlerin daha sağlıklı sistemlerle<br />

değişmesine katkıda bulunacak.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Akıllı telefonlarda görülmedik oyun ve<br />

streaming deneyimi<br />

Dünya teknoloji devi MediaTek, ülkemizde küresel ve yerli akıllı<br />

telefon ve tablet markalarının yanı sıra akıllı TV ve modem gibi<br />

yerli cihaz ve teknoloji üreticileriyle iş birlikleri ile büyümesini<br />

sürdürüyor. Türkiye akıllı telefon pazarı genelindeki payını 3 yılda<br />

yüzde 32 seviyesine çıkaran ve yerli üretim akıllı telefonlarda da<br />

yüzde 100 pazar payına ulaşan MediaTek, Türkiye’deki ilk basın<br />

toplantısını geçekleştirdi. Basın toplantısında MediaTek’in yeni<br />

teknolojileri Türk tüketicilerine ve teknoloji firmalarına sunma azmine<br />

vurgu yapıldı. Toplantıda ayrıca MediaTek’in üstün özellikli<br />

“oyun telefonları” çağını başlatan Helio G Serisi işlemci ailesinin<br />

ve amiral gemisi G95 işlemcinin Türkiye duyurusu da yapıldı…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

14<br />

Dünyanın önde gelen teknoloji geliştiricilerinden<br />

MediaTek, Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk<br />

basın toplantısında ülkemizde tüketicilere ve<br />

iş birliği yaptığı teknoloji şirketlerine geleceğe<br />

uyumlu akıllı telefon, akıllı TV ve bağlantı cihazlarının<br />

gelişimi için yeni nesil teknoloji çözümleri<br />

sunma azmine vurgu yaptı.<br />

Covid 19 pandemisi nedeniyle internet üzerinden<br />

gerçekleştirilen basın toplantısında MediaTek,<br />

bugüne dek geliştirdiği güçlü oyun işlemcisi<br />

MediaTek Helio G95’in duyurusunu da<br />

gerçekleştirdi. Oyun telefonları çağını başlatan<br />

geliştirilmiş yeni nesil MediaTek HyperEngine<br />

oyun teknolojisine sahip G Serisi işlemci ailesinin<br />

amiral gemisi MediaTek G95, çoklu kamera<br />

desteği, benzersiz bağlantı gücü ve gerçek zamanlı<br />

video akışı (streaming) için yapay zeka<br />

destekli süper çözünürlük gibi özellikler sağlıyor.<br />

MediaTek G Series’in benzersiz bağlantı,<br />

oyun, streaming ve kullanım performansı<br />

özellikleri, küresel akıllı telefon üreticisi Xiaomi<br />

iş birliğinde, yüksek özellikli üç farklı akıllı<br />

telefon modeliyle Türk tüketicisine ilk kez <strong>2020</strong><br />

yılı içerisinde sunuldu.<br />

Yerli Üretim Akıllı Telefonlarda<br />

Yüzde 100 Pazar Payı<br />

Türkiye akıllı telefon pazarı genelindeki payını<br />

3 yılda yüzde 12’den yüzde 32 seviyesine çıkaran<br />

MediaTek, 2019 yılı ikinci yarısı itibarıyla<br />

da yerli üretim akıllı telefonlarda yüzde 100 pazar<br />

payına ulaştı. Bu tarihten sonra ülkemizde<br />

üretilen tüm akıllı telefonlar, gücünü Media-<br />

Tek işlemcilerden alıyor. MediaTek, ülkemizde<br />

yerli akıllı TV ve bağlantı cihazları pazarında<br />

da güçlü bir konumda bulunuyor. MediaTek’in<br />

pazar payı, yerli üretim akıllı TV’lerde yüzde<br />

95, tabletlerde yüzde 45, fiber modem ve VDSL<br />

modemlerde yüzde 95 seviyesinde bulunuyor.<br />

Türkiye MediaTek için Önemli<br />

Basın toplantısında söz alan MediaTek MEA<br />

Bölgesi Kurumsal Satış ve Pazarlama Direktörü<br />

Rami Osman, şirketin küresel iş büyüklüğü<br />

hakkında bilgiler verdi ve “Türkiye, MediaTek’in<br />

çok önem verdiği bir ülke. Küresel<br />

ve yerli üretici iş birliklerimizle Türkiye akıllı<br />

telefon ve tablet pazarındaki payımız, 3 yıl içerisinde<br />

3 katına çıktı. Tüketicilere gücünü MediaTek<br />

işlemcilerden alan en kaliteli ürünleri<br />

sunmak için akıllı TV üreticileri, internet servis<br />

sağlayıcıları ve farklı şirketlerle iş birliklerimiz<br />

gelişerek sürüyor. Türkiye’nin önemli ve katma<br />

değerli bir teknoloji ürün üreticisi ve ihracatçısı<br />

olma potansiyeline inanıyoruz. Bu dinamik<br />

ülkenin tüketicilerine, her segmentte en son<br />

teknolojileri, iş ortaklarımızla birlikte sunmaya,<br />

yerli teknoloji üreticileri için de güveni<br />

lir iş ortağı olmaya devam edeceğiz” dedi.<br />

Türk Şirketlerinin Rekabet<br />

Gücü, Küresel Pazarda Daha<br />

Güçlü Bir Konum Getirebilir<br />

Küresel ticaretteki gelişmelerin ülkeler arasında<br />

üretim kaymalarına işaret ettiğini vurgulayan<br />

Rami Osman, “Türkiye bu önemli fırsatı<br />

değerlendirme şansına sahip. Yerli teknoloji firmaları,<br />

rekabetçi güçlerini kanıtlamış durumdalar<br />

ve bu gücün daha da artması, Türkiye’nin<br />

küresel teknoloji pazarından daha fazla pay<br />

almasını sağlayacaktır. Yerli şirketlerle Türkiye’ye<br />

küresel pazarda güç sağlayacak konularda<br />

çok yakın iş birliği yapıyoruz, yeni nesil<br />

akıllı telefon ve tabletlerin yanı sıra, akıllı TV<br />

ve bağlantı teknolojileri alanlarında da işlerimizi<br />

önceliklendirerek sürdürüyoruz. Türkiye<br />

pazarında geleceğe uyumlu teknolojiler ve<br />

iş birliklerimizle büyümeyi hedefliyoruz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Modem Üretimi Katma Değerli,<br />

Üretim ve İhracat Odaklı Yeni<br />

Bir Alan Olabilir<br />

Türkiye akıllı telefon pazarından aldıkları<br />

payı, 3 yıl içerisinde yüzde 12’den yüzde 32’e<br />

çıkardıklarını ifade eden MediaTek Türkiye<br />

Kurumsal Satış Direktörü Sezer Şenol, “Türkiye<br />

pazarı 2019 yılında 10 milyon adedin üzerinde<br />

gerçekleşti. Pandemi ve diğer olumsuz koşullarına<br />

rağmen pazarın <strong>2020</strong> yılında da 10 milyon<br />

adedin üzerinde gerçekleşeceğini ön görüyoruz.<br />

Xiaomi, Huawei, Samsung, OPPO gibi<br />

küresel markaların yanı sıra, General Mobile,<br />

Casper, Vestel gibi yerli üretici iş birliklerimizle,<br />

Türkiye’deki pazar payımızı yüzde 32 seviyesine<br />

çıkardık. Her yıl satılan her 3 telefondan biri,<br />

gücünü MediaTek teknolojisinden alıyor. Daha<br />

da önemlisi, 2019 yılının ikinci yarısından itibaren<br />

Türkiye’de üretilen tüm yerli telefonlarda<br />

MediaTek işlemciler kullanıldı. Türkiye’deki<br />

iş birliklerimiz, teknolojinin diğer alanlarına<br />

da uzanıyor. Android TV ve akıllı TV üretiminde<br />

Vestel ve Arçelik, tablet üretiminde Reeder,<br />

modem cihazlarında Türk Telekom, Türksat,<br />

Turkcell, D-Smart, Millenicom, Hometech;<br />

akıllı ödeme sistemlerinde Koç Grubu şirketi<br />

Token Financials ile iş birliği yapıyoruz” dedi.<br />

Sezer Şenol sözlerine şöyle devam etti: “Konjonktürel<br />

gelişmeler ve yeni regülasyonlar, yerli<br />

üretim telefonlara iç pazarda avantaj sağlıyor.<br />

Öte yandan, Türk Telekom ve Turkcell gibi şirketlerin<br />

modem üretimi girişimlerine hız vermesi,<br />

Türkiye için akıllı telefon, tablet ve TV<br />

üretiminin yanı sıra katma değerli üretim ve<br />

ihracat odaklı yeni bir teknoloji alanı açacaktır.<br />

MediaTek, Türkiye ekonomisi ve Türk şirketlerine<br />

büyüme yolunda eşlik etme azmindedir”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Toplantıda ayrıca, farklı segmentlerde akıllı telefonlara<br />

hızlı ve akıllı 5G bağlantı özelliği getirecek<br />

olan MediaTek Dimensity Serisi 1000+,<br />

820, 800, 800U ve 720 işlemcilerin ön tanıtımı<br />

da yapıldı.<br />

G Yazılır, Gaming Okunur<br />

MediaTek basın toplantısında, Türkiye lansmanı<br />

yapılan yeni üst sınıf işlemci MediaTek<br />

Helio G95 ve G Serisi ürün ailesi, daha canlı<br />

görseller, temasa daha hızlı tepki veren ekranlar<br />

ve daha güçlü bir internet bağlantısı gibi<br />

özelliklerle, akıllı telefonlarda bir üst seviyeye<br />

taşıyor.<br />

MediaTek HyperEngine oyun teknolojisiyle<br />

benzersiz bir oyun deneyimi sunan MediaTek<br />

Helio G Serisi işlemciler, akıllı telefonlara daha<br />

güçlü internet bağlantısı ve üst düzey oyun,<br />

streaming, grafik, kamera, işlemci, bağlantı ve<br />

enerji verimliliği özellikleri getiriyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dijital dönüşümün ivme kazandığı<br />

dönemdeyiz<br />

IBM’in dünya çapında düzenlediği Think Zirvesi’nin<br />

Türkiye bölümünde, pandemi nedeniyle hızlanan dijital<br />

dönüşüm konuşuldu. Türkiye’de de kullanıma sunulan<br />

dijital eğitim platformu Open P-TECH sistemine,<br />

Türkçe dil seçeneği eklendi…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

16<br />

IBM’in birçok ülkede düzenlediği Think zirveleri,<br />

COVID-19 salgını nedeniyle bu yıl dijital<br />

olarak yapılıyor. Zirvenin Türkiye ayağı<br />

Think Digital Türkiye, IBM’in ülkemizdeki<br />

faaliyetlerinin 82. yıl dönümünü kutladığı 11<br />

<strong>Kasım</strong> Çarşamba günü gerçekleşti. Akbank<br />

Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Hakan Binbaşgil, FutureBright ve Davranış<br />

Enstitüsü Kurucusu Akan Abdula, IBM<br />

Küresel Pazar Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />

Bridget Van Kralingen’in yer aldığı etkinliğe;<br />

farklı sektör temsilcileri ve iş dünyasının<br />

önde gelen isimleri katıldı. “Nasıl ilerleyeceğimizi<br />

yeniden düşünelim” ana temasıyla düzenlenen<br />

zirvede, IBM’in yılın ilk yarısında<br />

Türkiye’de kullanıma sunduğu dijital eğitim<br />

platformu Open P-TECH’in, sistemine Türkçe’yi<br />

de eklediği duyuruldu.<br />

Bu dönemde çeviklik ve<br />

esnekliğin önemi öne çıkıyor<br />

Salgın sebebiyle dijitalleşmenin benimsenme<br />

hızının ivme kazandığını belirten IBM<br />

Türkiye Genel Müdürü Volkan Sözmen;<br />

yıllar alabilecek süreçlerin, artık birkaç aya<br />

sığdırılabildiğini vurguladı: “82 yıldır Türkiye’de<br />

var olmanın bilinci ve güveniyle, tarihin,<br />

geriye dönüp bu dönemi; dijital dönüşümün<br />

hızlandığı ve hep birlikte, ülkemizin<br />

yeni teknolojik atılımının, temellerini attığımız<br />

dönem olarak göreceğine inanıyorum.<br />

Belirsizliği ve sürekli değişimi dikkate alarak<br />

yıllardır çeviklik ve esneklik ihtiyacından<br />

söz ediyoruz ve içinde bulunduğumuz dönem,<br />

kuruluşlarımızda bu yetenekleri oluşturmamızın<br />

ne kadar önemli olduğunu net<br />

bir şekilde gösteriyor.”<br />

IBM’in Türkiye’de iyi teknoloji alanındaki<br />

liderliğini güçlendirmeyi amaçladıklarını<br />

belirten Sözmen; dijital dönüşümün ortaya<br />

çıkaracağı fırsatların değerlendirilmesi için<br />

gerekli en önemli adımın, geleceğin teknik ve<br />

profesyonel becerilerine hazırlıklı bir neslin<br />

yetiştirilmesi olduğunun da altını çizdi.<br />

Fiziksel ve dijital arasındaki<br />

denge değişiyor<br />

IBM Küresel Pazar Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />

Bridget Van Kralingen salgının iş dünyasındaki<br />

etkilerine değindi. Bu dönemde yöneticileri<br />

bekleyen zorluğun, doğru kararları<br />

alabilmek ve gereken cesur adımları atmak<br />

olduğunu belirten Kralingen sözlerine şöyle<br />

devam etti: “İşletmelerin ve hükümetlerin<br />

virüsün ilk etkisine ne denli hızlı tepki<br />

verdiklerini gördük. Ekonomilerdeki<br />

iyileşmenin yavaş yavaş olacağı belli oluyor.<br />

Ancak dünyadaki birçok sektörden iş<br />

liderleriyle konuşurken, bir şeyin çok net<br />

olduğunu görüyorum. Bu dönem dijitalliğe<br />

geçiş hızlanacak.”<br />

Fiziksel ile dijital arasında dengenin büyük<br />

ölçüde değiştiğini belirten Kralingen, cümlesini<br />

şu örneklerle açıkladı: “Büyük bir sağlık<br />

kuruluşunun sağlık hizmeti için aldığı telefon<br />

sayısı günde bin 500’den 43 bine yükseldi.<br />

60 yaş üzeri tüm bankacılık müşterileri<br />

de artık dijitale erişebildikleri için bankalar,<br />

birçok şubenin yeniden açılamayacağını öngörüyor.”<br />

Dijital hizmetleri daha önce hiç kullanmamış<br />

kişilerin de internet alışverişi, görüntülü<br />

aramalar ve diğer çevrimiçi deneyimlere<br />

yoğun bir şekilde yöneldiğini belirten<br />

Kralingen; algılarının ve tercihlerinin kalıcı<br />

olarak değişeceğini vurguladı. Kralingen,<br />

son olarak dijitalleşmenin hız kazandığı bu<br />

dönemde iş liderlerine gereken üç ana eylem<br />

önerisinde bulundu:<br />

• Müşterilerle iletişimde yeni yollar bulmak<br />

ve müşteri deneyimini geliştirmek<br />

• Her sektöre özel uyarlanmış açık bir iş mimarisi<br />

ve teknik mimariye sahip olmak<br />

• Ölçeklendirilmiş bir girişimci zihniyetiyle iş<br />

esnekliği ve çevikliği oluşturmak<br />

Hızlanan dijitalleşmenin sektördeki yansımaları<br />

Think Digital Türkiye’nin ana oturumlarında,<br />

gazeteci Serdar Turan moderatörlüğünde iki<br />

panel düzenlendi. SOCAR CDTO’su Hakan<br />

Irgıt, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı<br />

BT ve Otomasyon Direktörü İsmihan Baysal<br />

Anderson, EnerjiSA CIO’su Mehmet Fırat<br />

ve MLP Care Dijital Dönüşüm Ofisi Koordinatörü<br />

Tijen Çağlayan’ın katıldığı ilk panelin<br />

konusu; şirketlerin inovasyon stratejileri<br />

oldu. Kurumların dijital dünyaya entegrasyonda<br />

neler yaptıklarının paylaşıldığı panelde<br />

konuklar, dijitalleşmede hayata geçirdiği<br />

stratejilerden bahsettiler.<br />

Turan’ın IBM Türkiye Dijital Satış Ülke Lideri<br />

IşıL Kılıç Gürtüna’yla yönettiği ikinci<br />

panelde ise iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu<br />

ve hepsiburada.com CEO’su Murat Emirdağ<br />

konuk olarak katıldı. Panelde konuklar;<br />

pandemi döneminde ödeme sistemleri<br />

perspektifinden süreci nasıl geçirdiklerini,<br />

halihazırda iş modelinde dijitalleşmeyi<br />

merkeze alan kurumların süreçte nasıl<br />

ilerlediğini ve organizasyon yapılarının nasıl<br />

adapte olabildiğini paylaştılar.<br />

Müşterilerin çoğu verileri etkili<br />

bir şekilde kullanamıyor<br />

İçinde bulunduğumuz dönemin etkileriyle<br />

dijital dönüşümün daha yakından tecrübe<br />

edildiğini belirten IBM Türkiye Bulut ve<br />

Kognitif Ülke Lideri Arzu Sözen, birlikte<br />

çalıştığı müşterilerinden üç önemli geri<br />

bildirim aldıklarını belirtti: “Hibrit bulut<br />

platformlara geçmek isteyen ya da geçmeyi<br />

planlayan müşterilerimizin oranı yüzde 80.<br />

Bu müşterilerimiz daha esnek, daha açık ve<br />

daha az merkezileştirilmiş, güvenli altyapılara<br />

ihtiyaç duyuyor. İkinci geri bildirim ise<br />

otomasyon hakkında. Yapılan araştırmalar<br />

şirketlerin, düşük değerli işlere 120 milyar<br />

saatten fazla insan kaynağı harcadığını gösteriyor.<br />

Halbuki bu kaynak daha değerli işlerde<br />

ve işlevsel bir şekilde kullanılabilir. Bunun<br />

için uçtan uca otomatikleştirilmiş sistemlere<br />

ihtiyaç var” dedi ve sözlerine aldıkları<br />

son geri bildirimin veri olduğunu belirterek<br />

devam etti. Sözen, bunun en önemli konu<br />

olduğunun da altını çizdi: “Müşterilerimizin<br />

neredeyse yüzde 90’ı, verileri doğru bir şekilde<br />

toplayamadıklarını ya da etkili bir şekilde<br />

kullanamadıklarını bizimle paylaştı. Tam<br />

da bu sebeple veri merkezli kültürel ve dijital<br />

dönüşümlere ihtiyaç duyuyor. Biz de IBM<br />

olarak bütün bu geri bildirimlere Open Shift<br />

cloud container tabanlı hibrit yazılımlarla<br />

yanıt veriyoruz.”<br />

Ücretsiz dijital eğitim<br />

platformu Open P-TECH artık<br />

Türkçe<br />

Bu yılın ilk yarısında IBM tarafından Türkiye’de<br />

kullanıma sunulan dijital eğitim<br />

platformu Open P-TECH sistemine, Türkçe<br />

dil seçeneği eklendi. Platform gençleri ve eğitimcileri,<br />

yapay zeka, bulut bilişim ve siber<br />

güvenlik gibi teknolojiler ile tanıştırmanın<br />

yanı sıra, tasarım odaklı düşünme, çeviklik<br />

gibi profesyonel beceriler konusunda bilgilendirmek<br />

amacıyla kullanıma sunuldu. Bu<br />

teknik ve profesyonel beceriler, ayrıca “yeni<br />

yaka meslekler” olarak adlandırılan doğru<br />

becerilere sahip olmanın; belirli bir diplomaya<br />

sahip olmaktan daha önemli olduğu iş<br />

kollarını da kapsıyor. IBM Hibrit Bulut teknolojisi<br />

üzerine kurulan Open P-Tech, üçüncü<br />

partiler tarafından sağlanan mikro hizmetler<br />

aracılığıyla da kullanıcılarına, kolay<br />

oturum açma ve farklı eğitim içeriklerinden<br />

de faydalanma olanağı sağlıyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dijital Güvenlik Servisi sahte siteleri<br />

yapay zekâ ile yakalıyor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Turkcell’in mobil hatlar üzerinden internet<br />

hizmeti alan müşterilerini virüs, zararlı içerik<br />

ve dolandırıcılık amaçlı kurulan sahte sitelerden<br />

korumak amacıyla kurduğu Dijital<br />

Güvenlik Servisi, veri tabanını her geçen gün<br />

daha da genişletiyor. Turkcell siber güvenlik<br />

ekibinin sürekli güncellediği yaklaşık 410 bin<br />

riskli siteye karşı koruma sunan servis, yapay<br />

zekâ destekli algoritması sayesinde veri<br />

tabanını sürekli güncelleyerek kullanıcılarına<br />

siber risklere karşı en güncel korumayı<br />

sağlıyor.<br />

Dijital Güvenlik Servisi, bu yıl içerisinde eklenen<br />

özellikle müşterilerinin e-posta, sosyal<br />

medya hesabı, web siteleri, uygulama ve<br />

servislerde kullanılan şifrelerine yönelik sızıntıları<br />

kontrol hizmeti vermeye başlamıştı.<br />

Turkcell müşterileri, servise abone olduktan<br />

sonra, yeni şifre sızıntılarına karşı SMS ile<br />

uyarılırken geçmişte yaşanmış olan şifre<br />

sızıntıları konusunda da bilgilendiriliyor.<br />

Böylece kullanıcılar şifresi ele geçirilmiş<br />

Turkcell’in müşterilerine daha güvenli bir internet<br />

deneyimi yaşamaları için sunduğu Dijital Güvenlik Servisi,<br />

dolandırıcıların açtığı sahte internet sitelerine karşı yapay<br />

zekâ teknolojisinden faydalanıyor. Yapay zekâ destekli<br />

algoritma sayesinde her geçen gün daha da güçlenen<br />

servis sahte sitelere karşı veri tabanını sürekli genişleterek<br />

yeni zararlı içerikleri tespit etmeye başlıyor.<br />

olan ve farkında olmadan kullanmaya<br />

devam ettikleri servisleri tekrar güvenle<br />

kullanmaya başlayabiliyor.<br />

Ataç Tansuğ: Siber güvenliğin<br />

önemi arttı<br />

Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden<br />

Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ataç<br />

Tansuğ, pandemi sürecinde artan internet<br />

kullanımının etkisiyle siber saldırılarda<br />

da yoğunlaşma olduğunu belirtti. Tansuğ,<br />

“Şubat ayında hizmete aldığımız Dijital Güvenlik<br />

Servisi, günümüzün artan siber tehditlerine<br />

karşı müşterilerimize kapsamlı bir<br />

koruma sağlıyor. Önceliğimiz müşterilerimizin<br />

güvenli bir internet deneyimi yaşamasına<br />

yardımcı olmak. Önümüzdeki dönemde<br />

de müşterilerimizin güvenli internet kullanımı<br />

için Dijital Güvenlik Servisi’mizi geliştirmeye<br />

devam edeceğiz” diye konuştu.<br />

‘Oltalama’ya karşı da koruyor<br />

Dijital Güvenlik Servisi, özellikle ‘oltalama’<br />

olarak adlandırılan ve genellikle büyük alışveriş<br />

sitelerinin veya bankaların internet sitelerinin<br />

kopyalarını yaparak kullanıcıların<br />

şifrelerini ele geçirmeye çalışan sitelere karşı<br />

da etkili bir koruma sunuyor. Kullanıcılar<br />

mobil hatları üzerinden internete bağlıyken<br />

güvenli olmayan internet sitelerine girmeye<br />

çalıştıklarında içeriğin zararlı olabileceğine<br />

dair bir uyarı alıyor. Böylece kullanıcıların<br />

bu tip sitelere farkında olmadan girmesinin<br />

önüne geçilmesi amaçlanıyor.<br />

Turkcell aboneleri GUVENLIK yazıp 2200’a<br />

SMS atarak aylık 4,99 TL karşılığında bu servisten<br />

faydalanabiliyor. Servise abone olarak<br />

şifrelerini ve kişisel verilerini koruma altına<br />

alan aboneler internette güvenle dolaşabilmenin<br />

yanı sıra günlük 1GB data hediyesi de<br />

kazanıyor.<br />

E-Ticarette tüm zamanların rekoru kırıldı!<br />

E-Ticaret, <strong>2020</strong>’nin üçüncü çeyreğinde yüzde 52 artarken,<br />

Eylül ayındaki yüzde 60’lık büyüme tüm zamanların<br />

rekoru olarak kayıtlara geçti.<br />

18<br />

İnternetten banka ve kredi kartı ile yapılan<br />

ödeme işlemleri, bu yıl Temmuz’da 22 milyar<br />

981 milyon, Ağustos’ta 21 milyar 277 milyon,<br />

Eylül’de ise 23 milyar 671 milyon lira olmak<br />

üzere üçüncü çeyrekte toplam 67 milyar 930<br />

milyon lira olarak gerçekleşti.<br />

Avantajix.com Kurucu Ortağı Güçlü Kayral,<br />

geçen yıl aynı dönemde yapılan işlemlerin toplamının<br />

44 milyar 598 milyon lira olduğunu<br />

anımsatarak, “Üçüncü çeyrekte, geçen yılın<br />

aynı dönemine göre büyüme yüzde 52 oldu. Eylül<br />

ayında büyüme yüzde 60 olarak gerçekleşti<br />

ki bu, tüm zamanların rekoru olarak kayıtlara<br />

geçti. Bu yıl pandemi nedeniyle kısıtlamaların<br />

yapıldığı ikinci çeyrekte ise 53 milyar 759 milyon<br />

liralık internetten ödeme işlemi yapıldı.<br />

Geçen yıl aynı dönemde 38 milyar 815 milyon<br />

liralık işlem yapıldığı göz önüne alınırsa yüzde<br />

38’lik büyümeye işaret ediyor.”<br />

Pandemi döneminde e-ticaretin milyonlarca<br />

yeni müşteri kazandığını, 10 milyonu aşkın<br />

kredi kartının ilk kez internetten alışverişte<br />

kullanıldığını kaydeden Kayral, şunları söyledi:<br />

“İkinci çeyrekteki büyümenin daha düşük<br />

olmasının nedeni pandemi kısıtlamalarından<br />

dolayı tatil-seyahat harcamalarının bu<br />

dönemde neredeyse sıfırlanması. Türkiye<br />

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD)<br />

verilerine göre tatil-seyahat, e-ticaretin<br />

lokomotifi. E-Ticarette işlem ve müşteri sayısı<br />

artsa da tatil seyahat harcaması olmayınca<br />

büyüme sınırlı oluyor. Kısıtlamaların haziran<br />

ayında kısmen kalkmasıyla birlikte tatilseyahat<br />

harcamaları da sisteme girmeye<br />

başladı. Biz de tüm zamanların rekorlarını<br />

görmeye başladık. <strong>2020</strong>’nın son çeyreğinde<br />

de rekorların sürmesini bekliyoruz. Özellikle<br />

E-Ticaret ayı olarak bilinen, global kampanyaların<br />

düzenlendiği kasım ayı rakamlarını<br />

merakla bekliyoruz. 11.11 kampanyalarına<br />

çok büyük katılım oldu. Bazı dev e-ticaret firmaları,<br />

kampanyalarını tüm kasım ayına yaydılar.<br />

Kampanyanın tanıtımlarına çok büyük<br />

harcamalar yapılıyor. Mutlaka bunun karşılığı<br />

rakamlara yansıyacaktır.”<br />

Avantajix.com’un gıdadan giyime, turizmden<br />

elektroniğe, kozmetikten mobilyaya kadar çok<br />

geniş yelpazede 500’ü aşkın sanal mağazayı tek<br />

çatı altında toplayan, bu mağazalara Avantajix.<br />

com üzerinden giderek alışveriş yapanlara<br />

nakit para ödeyen bir site olduğunu anımsatan<br />

Kayral, “E-Ticaret ekositeminin bir parçasıyız.<br />

Olumlu ya da olumsuz gelişmelerden direkt<br />

olarak etkileniyoruz. Sektördeki büyüme bize<br />

de olumlu yansıdı” ifadelerini kullandı.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dilek hanım sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?<br />

Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim<br />

üyesiyim. Çevre Kirliliği üzerine çok sayıda<br />

akademik çalışmalarım bulunmaktadır. Nano-<br />

Biotech Ar-Ge İnovasyon şirketinin kurucusu<br />

ve Nanoksia Biyoteknoloji AŞ’nin Yönetim Kurulu<br />

üyesiyim. Ekibimle birlikte, değişik sektörlerin<br />

ihtiyaçlarına yönelik Bitkisel Sentez<br />

Nanopartiküllü ürünler geliştirmekteyiz.<br />

Prof.Dr. Dilek Demirezen Yılmaz<br />

Nanoksia Yönetim Kurulu Üyesi & Direktör<br />

El, yer yüzey ve ekipman dezenfektanları, güneş panelleri için verim artırıcı<br />

ürünler, tekstil sektörü için nanoteknolojik çözümler projelerimiz<br />

arasındandır.<br />

Nanoksia dezenfektanı geliştirme sürecini<br />

anlatabilir misiniz?<br />

NanoBiotech Ar-Ge İnovasyon şirketi 2017 yılında kuruldu. Bitkisel<br />

Sentez Nano Gümüş içeren %99, 95’i saf su olan insan ve çevre sağlığı<br />

için zararlı kimyasallar içermeyen “Biyolojik” Dezenfektan Projemizle,<br />

UNIDO- TUBİTAK işbirliği ile düzenlenen “Küresel Temiz Teknolojiler<br />

Programı (GCIP)’na” katıldık. Dikkat çeken projemizi hayata geçirerek,<br />

Nanoksia dezenfektanın markalaşma ve patentleme sürecine başladık.<br />

Nanoksia Biyoteknoloji AŞ’nin kurulması ile ürün satışına başlanarak,<br />

yüksek teknolojili, alanında bir ilk olmaya aday Fabrikamızın kurulumu<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

Nanoksia olarak rakiplerinize göre<br />

farklılaştığınız noktalardan bahseder misiniz?<br />

Nanoksia Dezenfektan, Çevre ve İnsan sağlığına olumsuz birçok etkisi<br />

bulunan Kimyasal Dezenfektanların yerini alabilecek Bitkisel içerikli<br />

bir üründür. Ürünün PCT patent süreci devam etmektedir. Mevcutta<br />

kullanılan Kimyasal içerikli ürünlere karşı büyük avantaj sağlayan bu<br />

ürün, öncelikle alerjik ve de hassas bağışıklık sistemine sahip kişiler<br />

için yüksek fayda sağlayacaktır.<br />

“Nanoksia Dezenfektan bakteri, mantar, spor,<br />

mikobakteri, bakteriyofaj ve virüslere karşı etkili<br />

olup, 30 sn ile 5 dakika arasında %99,999 oranında<br />

giderim sağlamaktadır. Corona dahil virüs<br />

etkenlik testleri İtalya’da yaptırılmıştır. Nanoksia<br />

dezenfektanın deride tahriş edici olmadığı ve Solunmasında<br />

sakınca olmadığı akredite Laboratuvar<br />

testlerince kanıtlanmıştır.<br />

Bitki özütlerinden elde edildiği ve içinde insan ve<br />

çevre sağlığı açısından dost ”Dünyanın ilk vegan<br />

dezenfektanı olup TSEK 142 standardına uygundur.<br />

Aynı zamanda ürün TSE Helal Belgesine de<br />

sahiptir.<br />

Nanoksia, bugün Dezenfektan sektöründe;<br />

Ekolojik,Bitkisel, Vegan, İnsan dostu ürün<br />

özellikleri, Yüksek teknolojiyi ve özellikle<br />

Nanoteknolojiyi ileri bir şekilde kullanması<br />

ile farklılaşıyor. Nanoksia’nın üretiminde,<br />

farklı bitki türleri kullanarak gümüş<br />

sentezi yapılıyor. Bu sayede doğaya ve insan<br />

sağlığına zararsız %100 bitkisel endüstriyel<br />

ürünlerin üretilmesi sağlanıyor. Nanoksia<br />

üstün ürün özelliklerini ve üretim<br />

yöntemini, ulusal ve uluslararası PATENT<br />

ile koruma altına almıştır. Havacılık gibi<br />

Uçuş Güvenliğinin Küresel olarak denetim<br />

altında tutulduğu sektörlerinde kullanımı<br />

için Onay alan Nanoksia, bu testlerden de<br />

tam puan alarak Uçak içi Dezenfeksiyonunda kullanılabilen ender ürünler<br />

arasına girmiştir.<br />

Kısaca, Nanoksia aşağıda belirtilen özellikleri<br />

ile Fark yaratıyor;<br />

Bitkisel nanogümüşpartiküller ile çevreye ve insan sağlığına zararsız<br />

Bakterisidal-Virüsidal-Fungisidal çözümler sunması.<br />

Sıfır Zararlı Kimyasal :Canlı metabolizmasının işleyişini bozan, alerjik<br />

reaksiyonlara sebep olan kimyasal maddeler içermemesi ALKOL,<br />

HİDROJENPEROKSİT, KLOR,FLOR,SLS-BPA,içermez. Çevre ve İnsana dost<br />

ürün üretimi.<br />

İnsan temasına uygun, Solunum toksitesine yol açmaz Yutulmasında<br />

sakınca yoktur,<br />

Cilt temasında sakınca yoktur,Gözler için tahriş edici değildir.<br />

Sadece ECHA tarafından onaylı yüksek saflıkta gümüş (999,9) kullanılır.<br />

Üretimde 10 ton üründe 8 gr organik atık.<br />

Sağlık Bakanlığı ve birçok Akredite laboratuarlar tarafından onaylı ve<br />

sertifikalı.<br />

Kullanım Alanları:<br />

Sağlık:<br />

Yoğun bakım üniteleri, yenidoğan kuvözlerinde, cerrahi odası, doğum<br />

odası, hasta odaları, ameliyathaneler, bekleme salonları gibi genel yerlerin<br />

ve yüzeylerin dezenfeksiyonunda<br />

Turizm:<br />

Oteller, tatil köyleri ve turizm işletmelerinin tüm ortak alanlarında ve klima<br />

filter dezenfeksiyonunda<br />

Endüstri ve Hayvancılık:<br />

Gıda ve yem üretim alanlarında yüzey ekipmanlarının dezenfeksiyonunda;<br />

Küçük ve Büyükbaş hayvan çiftlikleri ile Kanatlı hayvancılık sektöründe;<br />

Fabrikaların yemekhane ve giyinme odaları gibi ortak alanların<br />

dezenfeksiyonunda<br />

Havacılık:<br />

Uçak kabin içleri, havalimanları, bekleme salonları, ofisler, lojistik<br />

hizmetlerde kullanılan tüm ekipmanların dezenfeksiyonunda<br />

Taşıtlar:<br />

Filo ve günlük kiralama tasıtlarında; özel ve kamuya ait tüm taşıtların<br />

kabin içi ve klima dezenfeksiyonunda<br />

Ulaşım:<br />

Otobüsler, metro, minibüs, vapur, feribot, tren, tramvay gibi toplu tasıma<br />

araçlarının iç dezenfeksiyonunda<br />

Kamu:<br />

Okul, kres, cami, kamu ve özel sektör binaları, alışveriş merkezleri, spor<br />

salonları, lokantalar ve dinlenme tesisleri dezenfeksiyonunda


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Prof. Dr. Bayat:<br />

“Yerli 5G altyapısı 2021’de devreye girebilir”<br />

Yerli ve milli 5G altyapısının geliştirilmesinde sorumluluk<br />

üstlenen Prof. Dr. Oğuz Bayat, “5G, 2021 yılı içinde seçilen<br />

bölgelerde son kullanıcıların hizmetine açılabilir ve yaygınlaşma<br />

süreci başlayabilir” dedi. Bayat, 5G’nin veri hızında<br />

100 katlık artış ve cihaz bağlanma kapasitesi için 10 kat<br />

genişleme anlamına geleceğini de belirtti.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Yerli ve milli 5G teknolojisinin geliştirilmesine<br />

yönelik 20 firma ve yaklaşık 500 mühendisin<br />

yoğun bir çalışma içinde olduğunu belirten<br />

Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Bayat,<br />

altyapının 2021 yılı içinde seçilen bölgelerde<br />

son kullanıcıların hizmetine açılabileceği ve<br />

yaygınlaşma sürecinin başlayabileceğini ifade<br />

etti.<br />

5G altyapısının geliştirilmesine yönelik çalışmaların<br />

TÜBİTAK’ın desteğiyle ve 250 milyon<br />

TL teşvikle başladığını hatırlatan Prof. Dr. Bayat.<br />

projenin bugün itibarıyla ticari ve savunma<br />

sanayi olarak iki koldan geliştirildiğini vurguladı.<br />

Görev üstlenen firmaların üzerlerine düşen<br />

yazılım ve görevleri başarıyla yerine getirdiğini<br />

belirten Bayat, bir sonraki aşamada tüm<br />

komponentlerin entegre edilmesinin planlandığını<br />

ifade ederek şunları söyledi: “Uçtan uca<br />

entegrasyon testleri ve performans kriterleri<br />

gerçekleştiği zaman 5G sahaya inebilecektir.<br />

Bu gelişmeler doğrultusunda, 2021 yılı içinde<br />

seçilen bölgelerde son kullanıcıların hizmetine<br />

açılabilir ve yaygınlaşma süreci başlayabilir.”<br />

Hedef, veri güvenliği ve dışa<br />

bağımlılığın azaltılması<br />

Altyapının yerli ve milli olması ile veri iletişimi<br />

güvenliği ve ekonomik olarak dışa bağımlılığın<br />

azaltılmasının hedeflendiğini belirten Prof. Dr.<br />

Oğuz Bayat, projenin Türkiye’ye kazandıracaklarını<br />

şöyle anlattı: “5G altyapısı birçok farklı<br />

sektöre yenilikler katacak. Örneğin; uzaktan<br />

robotik ameliyatlara imkan verecek. Çoklu<br />

robotların, insansız hava araçlarının, uzaktan<br />

milisaniye içerisinde kontrolünü sağlayabilecek.<br />

Bu değerli teknolojinin hakimi olan şirketler<br />

yeni teknoloji liderleri olacak. Güvenilir<br />

şifreli 5G ve nesnelerin interneti (IoT) haberleşmesi<br />

ise savunma alanında kritik bir gelişme<br />

olacaktır.”<br />

100 katlı veri hızı<br />

Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Bayat,<br />

5G’nin hayata geçmesinin Türkiye’de telekom<br />

hizmetlerinde meydana getireceği değişiklikler<br />

konusunda ise şu bilgileri verdi: “5G yüksek<br />

kapasite, yüksek hız ve çok az gecikme<br />

gereksinimleri ile tasarlanan bir radyo erişim<br />

şebekesidir. Teorik olarak, 4G şebekesi 100<br />

Mbps hız sağlar iken, 5G şebekesi 10 Gpbs hız<br />

sağlayabilecektir. Bu, veri hızında 100 katlık bir<br />

artış ve cihaz bağlanma kapasitesi için 10 kat<br />

genişleme anlamına gelmektedir. Diğer önemli<br />

bir özelliği ise nerede ise gerçek zamanlı bir<br />

şebeke olmayı temel alan milisaniye gecikmeli<br />

erişim ağı olmasıdır. Bu özellikleri taşıyan bir<br />

radyo erişim ağı birçok yeni uygulamaların<br />

hayata geçirilmesini başaracaktır.”<br />

GSM Birliği’nin tahminlerine göre 5 yıl içerisinde<br />

dünyada 1.7 milyar kişinin 5G ağından<br />

yararlanacağını belirten Bayat, “İnternete bağlı<br />

cihazları (IoT) da katarsak, bu süre zarfında 75<br />

milyar cihazın 5G ağına bağlanacağı tahmin<br />

ediliyor” dedi.<br />

“500’e yakın uzman<br />

kazandırdık”<br />

Altınbaş Üniversitesi’nde son 3 yılda 5G, IoT,<br />

yapay zeka, siber güvenlik alanlarında verilen<br />

dersler ve yapılan akademik çalışmalar ile Türkiye’ye<br />

500’e yakın uzmanın kazandırıldığını<br />

belirten Prof. Dr. Bayat, “Öğrencilerimiz çalıştıkları<br />

firmalara bu alanlarda öncülük etme<br />

şansı buldular” dedi. Üniversitede, 5G radyo<br />

kaynak yönetimi ve 5G güvenliği alanlarında<br />

doktora düzeyinde değerli çalışmalar yapıldığı<br />

bilgisini veren Prof. Dr. Oğuz Bayat, bu çalışmalar<br />

sonucunda 5G güvenlik altyapısında kullanılmak<br />

üzere ek bir güvenlik katmanı geliştirildiğini<br />

ve cihazların güvenli bir şekilde iletişim<br />

kurabileceği bir haberleşme modeli tasarlandığını<br />

ifade etti.<br />

İş için teknoloji!<br />

Türkiye’nin teknoloji markası Casper, dijital dönüşüm sürecine<br />

sunduğu çalışmaları “iş için teknoloji” çatısı altında<br />

topluyor. Uzman mühendisleri, yeni nesil bilgisayarları,<br />

yerinde üretimi, lojistik ve teknik servis hizmetleri<br />

ile iş hayatını kolaylaştıran kurumsal çözümler sunuyor…<br />

20<br />

Üretkenliği ve motivasyonu artırmanın önemi,<br />

çalışanların başarısı, teknolojik ve dijital<br />

çözümlerin verimliliğine bağlıdır. “Casper İş<br />

Çözümleri”, kurumların ihtiyaç ve taleplerine<br />

uygun çözümler üreterek hedeflerine<br />

ulaşmaları yolunda bir iş ortağıdır. Kurumların<br />

ergonomik, işlevsel ve performanslı ürünler<br />

kullanması ve sonrasında da iş yaşamlarını<br />

sorunsuz sürdürmeleri öncelikli önem<br />

taşımaktadır. Casper, “Kurumsal Çözümler”<br />

kapsamında hızlı servis ağı, kolay entegre sistemleri,<br />

yerli üretimi ve yerinde servis hizmeti<br />

ile kurumların iş yaşamını kolaylaştıran teknolojik<br />

çözümler sunar.<br />

Tüm iş çözümleri için güncel teknoloji içeren<br />

yüksek performanslı ve dayanıklı ürünlerle<br />

çalışmalara değer katan Casper, kurumlara<br />

özel teknolojilerle, hızlı teslimat, ek garanti süresi,<br />

yerinde servis hizmeti, kuruma özel imaj<br />

desteği, 7 farklı ilde 21 Bölge Servisi ile 1 saat<br />

ve 24 saat servis imkanları ile her an kesintisiz<br />

hizmet sağlıyor. Kobiler, perakende, sağlık ve<br />

finans sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelere<br />

iş gücüne ve uzmanlıklara uygun teknolojiler<br />

seçmesi konusunda uzmanlık ve destek<br />

verir.<br />

Casper akıllı telefon ve tabletler, son dönemde<br />

oldukça kritik öneme sahip olan mobilite<br />

ihtiyacına geniş kullanım alternatifleri sunmaktadır.<br />

Kafe ve restoranların, hastanelerin,<br />

bankaların ve sahada ekipleri bulunan pek çok<br />

işletmenin ihtiyacı olan performans ve güce<br />

Casper ürünleri ile ulaşabilirsiniz.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Güncelleme yaparken verilerinizden olmayın!<br />

Daha iyi performans, daha iyi tasarım ya da bazen<br />

oluşan problemlerin çözümleri için işletim sistemlerine<br />

güncellemeler geliyor. Basit bir işlem olarak görülen<br />

bu güncellemeler sırasında ise değerli verilerin zarar<br />

görebildiğine dikkat çeken Veri Kurtarma Hizmetleri<br />

Genel Müdürü Serap Günal, güncellemeler sırasında<br />

en sık karşılaşılan 5 hataya dikkat çekiyor…<br />

Güncelleme sırasında karşılaşılan hatalardan<br />

dolayı kullanıcıların verileri<br />

de zarar görebiliyor. Verileri yedeklemenin<br />

işletim sistemlerinin güncellemesi<br />

aşamasında önemli bir basamağı oluşturduğuna<br />

dikkat çeken Veri Kurtarma<br />

Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal,<br />

işletim sistemlerini güncellerken veri<br />

kaybına neden olan 5 hataya dikkat çekiyor.<br />

1. Güç kaybı. Herhangi bir büyük sistem<br />

güncellemesi sırasındaki yaşanan güç<br />

kaybı, verilere zarar verebiliyor. Güncellemenin<br />

yarıda kalması ve sistem üzerinde<br />

biçimlendirme durumunun gerçekleşmesi<br />

gibi durumlar verilerin zarar<br />

görmesine neden oluyor. Bu durumlarla<br />

karşılaşılmaması adına güncelleme esnasında<br />

güç kaybının yaşanmamasına<br />

dikkat edilmesi gerekiyor.<br />

2. Yeterli depolama alanının olmaması.<br />

İşletim sistemi güncellemesi sırasında<br />

sürücüde yeterince boş alan olmaması,<br />

yalnızca kısmi bir kurulumdan sonra<br />

sistemin yeniden başlatılmasına neden<br />

olabiliyor. Sistem başlatılamayacağından<br />

herhangi bir dosyaya erişimi de<br />

kilitleyecektir. Bu yüzden, herhangi<br />

bir büyük güncelleme işleminden önce<br />

sürücü alanınızı kontrol etmek en<br />

iyisidir. Çoğu güncelleme, yüklemeyi<br />

kabul etmeden önce bilgi ekranında ne<br />

kadar sistem alanı gerektiğini söylüyor.<br />

Kurulum sırasında kullanılan geçici<br />

dosyaları barındırmak için sistem alanı<br />

gereksinimini iki katına çıkarmak fayda<br />

sağlıyor.<br />

3. Sürücü arızası. Tahmin edilebileceği<br />

gibi, işletim sistemini güncellerken yaşanabilecek<br />

bir sürücü arızası, herhangi<br />

bir zamanda yaşanan bir sürücü arızası<br />

kadar felaket sonuçlar doğurabiliyor. Bu<br />

durumda dosyalara erişim mümkün olmuyor<br />

ve onları geri alabilmek için profesyonel<br />

bir veri kurtarma hizmetine ihtiyaç<br />

duyuluyor.<br />

4. Kullanıcı hataları. Bilinmeyen sebeplerden<br />

dolayı işletim sistemi güncellemesi<br />

sırasında hatalar oluşabiliyor. Buradaki<br />

veri kaybına neden olan durum,<br />

aslında kullanıcı faktörüne bağlı oluyor.<br />

Güncelleme sırasında gerçekleşen problemlere<br />

karşı ekranda açılan bilgilendirici<br />

pencerelere dikkat edilmesi gerekirken,<br />

kullanıcı tarafından yapılan yanlış<br />

bir tercih verilere zarar veriyor. Kullanıcı<br />

hatalarından kaçınmak için, kurulum<br />

sırasında görünen açılır pencereler de<br />

dahil olmak üzere talimatları dikkatlice<br />

okumak gerekiyor.<br />

5. EFS şifrelemesinin kaldırılmaması.<br />

Windows’ta dosya şifreleme sistemi olan<br />

EFS, verilerin güvenliğini sağlamaya yarıyor.<br />

Ancak EFS şifrelemesi ile şifrelenen<br />

veriler, güncelleme sonrasında kullanıcılara<br />

veri kayıpları yaşatabiliyor. Şifrelenmiş<br />

dosyaların geri planında kullandığı<br />

anahtar kimlik dosyası, güncelleme ile<br />

birlikte eski işletim sistemi içerisinde<br />

kaldığı için verilere ulaşmayı engelliyor.<br />

Kullanıcıların güncelleme öncesinde<br />

EFS şifrelemeye sahip verilerinin olup<br />

olmadığına ya da bu özelliğin açık olup<br />

olmadığına dikkat etmesi gerekiyor.<br />

Neyin yanlış gidebileceği ile ilgili tüm<br />

olasılıklarla birlikte, işletim sistemini<br />

güncellemeyi planlarken yapılacaklar<br />

listesindeki ilk şey, bir yedekleme oluşturmak<br />

olduğunu belirten Veri Kurtarma<br />

Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal,<br />

öncelikle verilerin bulut ya da başka<br />

bir sürücüye yedeklenmesi gerektiğini,<br />

yedeklemeden sonra kontrol etmeyi<br />

unutmayı öneriyor. Olası kötü senaryolar<br />

karşısında da cihazlara müdahale edilmemesinin<br />

altını çizen Günal, kesinlikle<br />

bir profesyonel veri kurtarma hizmetinin<br />

alınması gerektiğini dile getiriyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

21


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Yüzde Yüz Yerli<br />

Olta.la Platformumuz<br />

İle Oltaya Gelmeyin…<br />

Sektör Röportaj<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Ozan İnan<br />

Teknoser Genel Müdürü<br />

Bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının önemli oyuncularının<br />

başında gelen Teknoser’in yaygın saha gücünü, güvenlik<br />

çözümlerini, donanım ve yazılım çözümlerini, pandemi<br />

dönemine yönelik yapılan çalışma ve yatırımları Teknoser<br />

Genel Müdürü Ozan İnan ile konuştuk. İnan; dünün olduğu<br />

gibi bugünün de en büyük veri güvenlik ihlallerinden<br />

birisinin yine oltalama saldırıları olduğunu ve bu alanda<br />

tamamen yerli kaynaklarla geliştirdikleri milli çözüm olan<br />

Olta.la platformu ile kurumlara önemli ve net çözüm sunduklarını<br />

belirtirken, POS ödeme sistemleri alanında sahada<br />

elde ettikleri liderlik ve sundukları çözümler ile pandemi<br />

döneminin daha sağlıklı iletişim ve işleyiş ile sürdüğünü,<br />

başta sağlık sistemi olmak üzere dijital sistemlerde herhangi<br />

bir aksaklık yaşanmadan yaşamın sürdüğünü söyledi.<br />

Bunun için sahada çalışmak zorunda olan “görünmez<br />

kahramanların” çok önemli payı olduğuna değinen İnan,<br />

pandeminin gelecek planlarında herhangi bir değişime neden<br />

olmadığını sadece sürece bazı ek yatırımların girmesi<br />

gerektiğini bu sayede de önümüzdeki dönemlerde bugünlerden<br />

alınan derslerle, yarınlara daha güvenlik bakmayı<br />

hedeflediklerini söyledi…<br />

22<br />

Altyapı ve veri güvenliği<br />

alanında sunduğunuz çözümler<br />

nelerdir?<br />

Teknoser olarak 76 hizmet noktası ve 850’yi<br />

aşkın çalışanımızla bilgi ve iletişim teknolojileri<br />

pazarının lider sistem entegrasyonu<br />

ve saha hizmetleri şirketiyiz. Yaygın saha<br />

gücümüzle bulut bilişim sistemlerinden<br />

sanallaştırmaya, güvenlik çözümlerinden<br />

donanım ve yazılım çözümlerine kadar<br />

birçok alanda hizmet verebiliyoruz. POS<br />

ödeme sistemlerine yönelik saha hizmetleri<br />

alanına uzun yıllardır liderlik ediyoruz.<br />

Veri güvenliğinin ihlali<br />

noktasında öne çıkan başlıklar<br />

ve önlenmesi için alınması<br />

gereken tedbirler neler?<br />

Hedef aldıkları bilgi varlıklarını ele geçirerek<br />

maddi veya manevi çeşitli nedenlerle<br />

kötüye kullanmayı amaçlayan siber saldırganlar,<br />

özellikle elektronik posta altyapıları<br />

ve internet üzerinden oltalama (Phishing)<br />

adı verilen saldırı yöntemiyle insanları hedefliyorlar.<br />

Siber saldırganlar, e-posta ve<br />

internet kullanım alışkanlıklarından faydalanarak<br />

kullanıcıları ve güvenlik çözümlerini<br />

aldatmayı amaçlıyorlar. Bu sayede<br />

enjekte ettikleri zararlı kod parçalarıyla<br />

kullanıcı bilgilerine erişerek sistem dışına<br />

çıkarabiliyorlar.<br />

Yapılan araştırmalara göre her yıl neredeyse<br />

10 kat artarak devam eden oltalama<br />

saldırıları işletmeler için büyük bir tehdit<br />

oluşturuyor.<br />

Tamamen yerli kaynaklarla geliştirilmiş<br />

milli bir çözüm olan Olta.la platformu ile<br />

şirket çalışanlarına yönelik sürekli ve özelleştirilmiş<br />

oltalama simülasyonları gerçekleştirilerek,<br />

gelebilecek gerçek saldırılara<br />

karşı hazır olmalarını sağlıyoruz. Olay müdahale<br />

modülü ise gerçek bir oltalama saldırısı<br />

durumunda, işletmenin otomatik ve<br />

manuel adımlar atarak saldırının etkisini<br />

ortadan kaldırmasına olanak tanıyor.<br />

Bir diğer önemli başlık buluta artan saldırılar.<br />

Siber güvenlik şirketi McAfee’ye göre<br />

<strong>2020</strong> yılının Ocak ve Nisan ayları arasında<br />

bulut tabanlı siber saldırılar yüzde 630<br />

oranında arttı. Teknoser’in sunduğu ve<br />

NetDataSoft gibi ülkemizden çıkan kıymetli<br />

“teknoloji evleri” tarafından geliştirilmiş<br />

olan Blockchain tabanlı, en son teknolojiler<br />

kullanılarak tamamen yerli ve milli kaynaklarla<br />

geliştirilen “Akıllı veri yönetimi ve<br />

paylaşımı” gibi çözümlerimiz hem büyük<br />

kolaylık sağlıyor hem ek maliyet avantajı<br />

getiriyor. Verilerin tüm kontrolü müşteride<br />

kalıyor. Hem yatayda hem dikeyde büyüyebilen,<br />

her türlü veriyi Blockchain mantığıyla<br />

yedekte tutan, tüm platformlarla ve<br />

işletim sistemiyle çalışabilen, donanım ve<br />

markadan bağımsız, açık kaynak olmayan<br />

tamamen yerli ve milli bir çözüm. Verileri<br />

güvenle saklayabilmeyi ve bu verilere hızla<br />

erişebilmeyi sağlıyor. Bu çözümle dosyalar<br />

ve veriler Blockchain tabanlı olarak parçalanıp<br />

bölünerek saklandığından virüs<br />

bulaşma ihtimali sıfır. Ayrıca tüm veriler<br />

özel kriptolama algoritmaları kullanılarak<br />

şifreleniyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Sunduğunuz çözümleriniz<br />

ile en çok hangi sektörlere<br />

yöneliyorsunuz?<br />

Perakende, bankacılık, e-ticaret, endüstri,<br />

telekomünikasyon, sağlık, ulaşım, ödeme<br />

sistemleri en çok çalıştığımız sektörler arasında<br />

yer alıyor.<br />

Veri güvenliğinin önemli<br />

noktaları ve dijital veri güvenliği<br />

noktasındaki farkındalığın<br />

artırılması için neler yapılması<br />

gerektiği konusundaki<br />

görüşlerinizi alabilir miyiz?<br />

Öncelikle kullanıcılar gerçekten uyanık<br />

olmalı. Şüpheci olmanın hiçbir sakıncası<br />

yok.<br />

Güvensiz kablosuz bağlantılar üzerinden<br />

internet erişimi sağlamayın. Güvenlik zafiyetlerine<br />

izin vermeyecek şekilde önlem<br />

alın. Güvenlik tedbirleri alınmadan internete<br />

açık hale getirilen sistemler otomatik<br />

olarak siber saldırganların hedefi oluyor.<br />

Çalışanlar arasında paylaşılan şirket içi<br />

bilgiler ve dokümanlar, uygulamalarda<br />

bulunan güvenlik açıkları nedeniyle veri<br />

sızıntısına yol açabiliyor. BT liderleri<br />

evden çalışan personelin bilgi teknolojileri<br />

hizmetlerine ve uygulamalarına güvenli<br />

erişimlerini sağlamalı.<br />

Siber güvenlik konusunda yeni bir farkındalığa<br />

ihtiyacımız var. Siber saldırılara karşı<br />

önlemler ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu<br />

(KVKK) paralelinde veri gizliliğinin<br />

sağlanması için çözümlerimizin önemli bir<br />

işlevi var.<br />

Pandemi döneminde<br />

yaşanılanlar doğallığın<br />

ötesindeydi. Siz kurum olarak<br />

bu dönemi nasıl atlattınız/<br />

atlatıyorsunuz?<br />

Salgının ilk başladığı günden bu yana<br />

tüm seçenekleri gözden geçirdik ve çeşitli<br />

stratejiler belirledik. 76 noktada 81 ili ve<br />

KKTC’yi kapsayan bir şirket olarak birçok<br />

noktayı çok ayrıntılı bir şekilde ele aldık<br />

ve planlarımızı incelikle detaylandırdık.<br />

Çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve iş<br />

ortaklarımızın sağlıklı ve güvende olabilmesi<br />

için alınabilecek tüm önlemleri aldık.<br />

Çalışanlarımızın yüzde 90’ı sahada, yüzde<br />

10’u evlerinde görevlerini sürdürüyor. Sağlık<br />

kuruluşları, marketler, akaryakıt istasyonları,<br />

havayolları, güvenlik güçleri ve<br />

bankalar gibi bazı yerlerde evden çalışma<br />

olanağı olmayan kişilerin sahaya çıkması<br />

ve çalışmaya devam etmesi gerekiyor. Buraların<br />

çalışmaya devam edebilmesi içinse<br />

başta iletişim olmak üzere tüm teknoloji<br />

altyapısının kusursuz bir şekilde işler durumda<br />

olması önem taşıyor. Şu an interneti<br />

bu kadar rahat kullanabiliyorsak, POS<br />

makineleri kesintisiz bir şekilde çalışmaya<br />

devam ediyorsa, sağlık sistemindeki dijital<br />

sistemlerde herhangi bir aksaklık olmuyorsa<br />

bunun arkasında “görünmez kahramanların”<br />

payı çok büyük.<br />

Uzaktan çalışma/eğitim modeli<br />

yeni dönemin öne çıkan en<br />

önemli başlıklarından birisi<br />

oldu. Bu noktada öne çıkan<br />

tehditler ve alınması gereken<br />

tedbirlerden bahseder misiniz?<br />

Kısa süre önce, dünyanın önde gelen teknoloji<br />

devlerinden Cisco, çok yeni bir araştırma<br />

paylaştı. Şirketin dünya genelinde 3.000<br />

BT yöneticisi ile gerçekleştirdiği “Güvenli<br />

Uzaktan Çalışmanın Geleceği” raporundan<br />

elde edilen sonuçlara göre, çalışanlarının<br />

uzaktan çalışmasını destekleyen şirketlerin<br />

yüzde 62’sinin karşılaştığı en büyük siber<br />

güvenlik sorunu, güvenli erişim. Her iki<br />

katılımcıdan biri, şirketin sağladığı dizüstü<br />

bilgisayarlar ve kişisel cihazlar dahil olmak<br />

üzere uç noktaların, uzaktan çalışma ortamında<br />

güvenlik anlamında önemli bir zorluk<br />

olduğunu düşünüyor.<br />

Kurumlara ek maliyetlere katlanmamalarını<br />

ve verilerini yerli ve milli kaynaklarla<br />

geliştirilen bulut hizmetlerinde saklamalarını<br />

öneriyorum. Ayrıca uzak masaüstü<br />

hizmetlerini genel ağlara maruz bırakmayın,<br />

her zaman güçlü şifre, kullanıcı adı ve<br />

parola kullanın. Tüm cihazlarınızda yazılımlarınızı<br />

güncel tutun. E-posta eklerine<br />

veya tanımadığınız kişilerden gelen mesajlara<br />

şüpheyle yaklaşın ve şüphelendiyseniz<br />

açmadan silin. Saldırganlar hedeflerini tamamlamadan<br />

önce saldırıyı erken bir aşamada<br />

belirlemek ve durdurmak için EDR ve<br />

SandBox gibi uç nokta güvenlik çözümlerimizi<br />

kullanın. Kurumsal ortamınızı korumak<br />

için çalışanlarınızı eğitin.<br />

Güvenli e-ticaret için olması<br />

gerekenler ve yapılması geren<br />

yatırımlardan bahseder misiniz?<br />

Güvenli bir alışveriş için öncelikle tüketiciler<br />

bağlantının güvenli olmasına dikkat<br />

etmeli. Kişisel bilgisayar dışında ortak ağlardan<br />

online alışveriş yapmayın. Alışveriş<br />

yapılacak sitenin SSL veya SET gibi güvenlik<br />

standartlarına sahip olduğundan emin<br />

olun. Alışveriş yapılacak site daha önce tanınan<br />

bir site değilse satıcının adresi, telefonu,<br />

e-posta adresi ve firmanın adını açık<br />

olarak yayınlayıp yayınlanmadığını kontrol<br />

edin. Ödeme bilgilerinin girildiği sayfanın<br />

adres çubuğunda “http” değil “https” yazmalı.<br />

Ödeme sırasında 3D Secure ödeme<br />

sistemleri kullanılmalı. Ödeme kredi kartı<br />

yerine sanal kartla yapılmalı. Satıcılar<br />

da ödeme altyapılarını seçerken öncelikle<br />

PCI-DSS sertifikasına ve SSL veya SET gibi<br />

güvenlik standartlarına sahip bir sağlayıcı<br />

olduğundan emin olmalılar.<br />

En az 5 yıl sonrası için<br />

beklenilen birçok yatırım<br />

yeni normal ile kurumların<br />

zorunlulukları olarak hızlıca<br />

yapılmaya başlandı. Sizce bu<br />

yatırımlar için kurumlar altyapı<br />

ve veri güvenliği olarak hazırlar<br />

mıydı? Hazırlıklı olmayan<br />

hızlı yatırımlar gelecek için<br />

kurumlarda ne gibi sıkıntılar<br />

doğuracak?<br />

Hızlı bir dönüşüm yaşanması için altta buna<br />

hazır ordularınızın olması gerekir. Oysa;<br />

zamanında dijital dönüşümü lüks olarak<br />

gören ve şu an dijitalleşme kararları alanlar<br />

için çok büyük riskler var. Çünkü dijital<br />

dönüşümün ikiz kardeşi: siber güvenlik.<br />

Yani şirketinize uygun olan siber güvenlik<br />

altyapısını 1-2 günde oluşturamazsınız. İşinizin<br />

tabiatına göre siber güvenlik ihtiyaçları<br />

ve alacağınız önlemler değişir. Jenerik<br />

önlemler alabilirsiniz ama sizin bütünsel<br />

bir çözüm için çözümü sağlayanlara “dijital<br />

yolculuğunuzu” detaylı anlatmanız lazım.<br />

Bugün çok hızlı bir dönüşüm olduğu için şirketin<br />

ihtiyaçları tam bilinemediği için butik<br />

çözümler oluşturulamıyor. Mutlaka arada<br />

kaçan risk faktörleri var. Önümüzdeki 2-3<br />

yıl içinde bugünkü hızlı dijital dönüşümün<br />

faturası karşımıza çıkacak. Özellikle siber<br />

güvenlikte çok büyük zafiyetler olduğuna<br />

inanıyorum. Çünkü günü kurtarmaya yönelik<br />

hızlı adımlar atıldı. Attığınız her hızlı<br />

adımla da atlanan yerler oldu. Hedefine vardın<br />

mı vardın, nereleri atladın oraları sonradan<br />

göreceğiz.<br />

Önümüzdeki dönem hedefleriniz<br />

nelerdir? Gelecek planlarınızdaki<br />

öncelikleriniz ve hedeflerinizdeki<br />

değişimlerden bahseder<br />

misiniz?<br />

Önümüzdeki dönemde mevcut,<br />

bugüne kadar yaptığımız, kendimizi<br />

geliştirme faaliyetlerimiz ile ortaya çıkan<br />

çözümlerimizi önce grup şirketlerimiz,<br />

sonra ülkemiz ve küresel ölçekte fayda<br />

üretecek şekilde paydaşlarımıza sunmak,<br />

onlara ulaştırmak istiyoruz. Pandemi öncesinden<br />

beri siber güvenliğe önem veren<br />

bir firma olduğumuz için bugünlere yönelik<br />

bazı fikirlerimiz vardı. Özellikle “blockchain”<br />

alanında geliştirilmesi gereken yazılımların,<br />

siber güvenlik zafiyetlerini kapatacağına<br />

inanıyorduk. Önümüzdeki dönemlerde<br />

bununla ilgili bazı yeni çözümleri paydaşlarla<br />

buluşturmak niyetindeyiz. Yatırımlarımızda<br />

pandemi ile bir yön değişikliği yok<br />

ama sürece bazı ek yatırımların girmesi<br />

gerekti. Özellikle servis alanında çok yaygın<br />

bir hizmet ağı olan bir firma olarak, servis<br />

verdiğimiz firmaların ve servis veren çalışanlarımızın<br />

can güvenliğini kesinlikle en<br />

üst seviyeye taşımak için önceliğimiz şu<br />

anda bu merkezde. O yüzden de önümüzdeki<br />

dönemlerde bugünlerden aldığımız<br />

derslerle, yarınımızla ilgili olası hataları minimize<br />

ettiğimizi düşünüyoruz.<br />

23


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Personele iletilen evraklar dijitalleşiyor<br />

İş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeleri<br />

dijitalleştiren KolayPeyk Platformu, işverenlerin yükümlülüklerini<br />

kanuni açıdan ispatlamalarını sağlıyor.<br />

Turizm, lojistik, gayrimenkul, sağlık, perakende gibi<br />

tüm sektörlerdeki işverenler, çalışanlarına yaptıkları<br />

yazılı bildirimlerini KolayPeyk Platformu üzerinden<br />

yaptıklarında, mevzuatta öngörülen yükümlülüklerini<br />

yerine getirmiş oluyorlar ve zaman damgalı olarak<br />

gönderilen tüm belgeler, resmi evrak niteliği taşıyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

24<br />

KolayPeyk Platformu ile personel yönetimi<br />

süreçlerindeki tüm evrakların dijitalleştiğini<br />

ve ayrıca kağıt döküm almaya<br />

gerek kalmadığını kaydeden Kolaysoft<br />

Teknoloji AŞ Kurumsal İş Geliştirme<br />

Uzmanı Derya Gökkaya, şunları söyledi:<br />

“KolayPeyk Platformu üzerinden iş kanunları<br />

gereği personele tebliğ edilmesi<br />

gereken; ücret, hesap pusulaları, puantaj,<br />

sözleşme, ihtar, iş güvenliği, KVKK<br />

bildirimleri, izin onayları gibi bildirimler<br />

e-imza ile imzalanıp, TÜBİTAK zaman<br />

damgası ile mühürlenerek çalışanlara<br />

tebliği yapılıyor. Yine, aynı platform<br />

üzerinden, personel kendisine gelen<br />

bildirimi TÜBİTAK zaman damgası ile<br />

mühürleyerek onaylıyor. TÜBİTAK zaman<br />

damgası; belli bir verinin belirtilen<br />

bir tarihte var olduğunu kanıtlar. Zaman<br />

damgası sunucusu, zaman damgalarını<br />

imzalamak için açık anahtar teknolojisini<br />

kullanarak, verinin bütünlüğünü<br />

ve belirli bir tarihteki varlığını onaylar.<br />

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’na<br />

göre zaman damgası, bir elektronik verinin,<br />

üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği,<br />

alındığı ve/veya kaydedildiği zamanın<br />

tespit edilmesi amacıyla, elektronik<br />

sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından<br />

elektronik imzayla doğrulanan kaydı<br />

ifade ediyor. KolayPeyk Platformunda,<br />

verilerin ispatı noktasında zaman damgası<br />

esas alınıyor, gönderilen bildirimler<br />

ve gönderilen bildirimlerin onayı resmi<br />

evrak statüsüne ulaşıyor ve bu evraklar<br />

T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler<br />

Bakanlığı ve T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu<br />

(SGK) tarafından kabul edilmektedir”<br />

dedi.<br />

KolayPeyk, işletmelere hangi<br />

faydaları sunmaktadır?<br />

KolayPeyk Platformunun dijital olduğunu<br />

ve pandemi döneminde kağıt temasını<br />

önlediği için dünyanın dikkatini çektiğini<br />

ifade eden Kolaysoft Teknoloji AŞ<br />

Kurumsal İş Geliştirme Uzmanı Derya<br />

Gökkaya, aynı zamanda IASP (Uluslararası<br />

Teknoparklar Birliği) tarafından<br />

inovatif ürünler içerisinde dünyaya ilan<br />

edildiğini anlattı.<br />

KolayPeyk’in işletmelere sağladığı<br />

faydalara değinen Derya Gökkaya,<br />

konuşmasına şöyle devam etti:<br />

“KolayPeyk ile çalışan işletmeler; etkili<br />

bir zaman yönetimi sağlamanın yanı<br />

sıra, gönderdikleri belgeleri hukuki bir<br />

statüye kavuşturuyor. Gönderilen belgeler,<br />

hukuki delil niteliği kazanıyor. Bu<br />

sistem ile arşivleme derdi ortadan kalkıyor<br />

ve geleneksel uygulamanın yarattığı<br />

kargo, kağıt ve toner, bordro nüshaların<br />

arşivlenmesi vb. süreçlerin yol açtığı işgücü<br />

ve maliyet gibi giderlerin de önüne<br />

geçiliyor. İşletmelere kontrol kolaylığı<br />

sağlarken, her geçen gün gelişen İnsan<br />

Kaynakları (İK) yönetimine teknolojik<br />

destek sağlanarak, tüm İK süreçlerini<br />

hızlandırıyor. Zaman, maliyet, hukuki<br />

nitelik kazandırması gibi birçok teknolojik<br />

imkanı sağlıyor” diye konuştu.<br />

KolayPeyk’in modülleri<br />

nelerdir?<br />

*Bordro: Ay sonlarında düzenlenen<br />

personel bordroları, bordro sahiplerine<br />

bildirilmek zorundadır. Bu bordrolar,<br />

KolayPeyk üzerinden personellere gönderilip,<br />

personelden resmi olarak tebliğ<br />

onayı alınabilmektedir.<br />

*Özlük İşlemleri: Fiziki ortamda tutulan<br />

personel özlük dosyaları, KolayPeyk sayesinde<br />

elektronik ortamda saklanabilmektedir.<br />

*Sözleşme: Çalışanlarla ile yapılan tüm<br />

sözleşmeler KolayPeyk üzerinden yapılabilmektedir.<br />

KolayPeyk üzerinden yapılan<br />

bu sözleşmeler yasal hale gelmektedir.<br />

*KVKK/Tüm Bildirimler: Personelle ilgili<br />

tüm bildirimler (KKVK, Covid-19 vb.),<br />

KolayPeyk üzerinden yasal olarak yapılabilmektedir.<br />

*Savunma/İhtarlar: Çalışanların savunmaların<br />

alınması, gerektiğinde ihtar<br />

gönderilmesi işlemleri KolayPeyk üzerinden<br />

yapılabilmektedir.<br />

*Maaş/Prim/Hedef Performans: Çalışanların,<br />

ay sonlarında düzenlenen<br />

bordroya bağlı olarak oluşan puantaj,<br />

ücret hesap pusulası vb. bildirimleri işletmeler<br />

tarafından, KolayPeyk üzerinden<br />

gönderilebilmektedir.<br />

*İş Güvenliği Bildirimleri: İşletmelerin iş<br />

güvenliği uzmanları KolayPeyk üzerinden<br />

yetkilendirilebilmektedir. Yetki verilen<br />

iş güvenliği uzmanları, iş güvenliğine<br />

ilişkin tüm belgeleri KolayPeyk sistemi<br />

üzerinden gönderebilirler.<br />

*Mazaret İzni/Yıllık İzin/Görevlendirme/Avans<br />

Talep vb. Talep Formları: Çalışanlar,<br />

izin talep formalarını, avans<br />

talep formlarını, seyahat talep vb. formlarını<br />

KolayPeyk üzerinden yönetici onayına<br />

gönderebilirler.<br />

*Anlık Form Tasarlama: İşletmeler<br />

anlık olarak, doküman, anket ve form<br />

tasarımlarını, KolayPeyk üzerinden<br />

yapabilirler. Bu belgeler istenildiğinde,<br />

personel onay akışına dahil edilerek<br />

personele iletilebilir. Bu belgeler, excell<br />

formatına dönüştürülerek, istenilen raporlar<br />

oluşturulabilir. Örnek olarak; firmalar<br />

personellerinin kronik rahatsızlığı<br />

olup olmadığını öğrenmek amacıyla<br />

formlar oluşturabilirler.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Siber güvenlik çözümlerine yerli bulut alternatifi<br />

Kritik endüstrilerdeki iletişim ve yerel cihaz verilerini<br />

inceleme için yurt dışındaki sunucularına aktaran<br />

siber güvenlik çözümleri, verileri Türkiye’de tutması<br />

gereken sektörlerdeki BT departmanlarının gözünden<br />

kaçabiliyor. Yeni bulut hizmetini tanıtan Keepnet<br />

Labs, her koşulda güvenliği artırırken, verilerin de ülkemizde<br />

kalmasını sağlıyor.<br />

Yabancı menşeli siber güvenlik çözümleri,<br />

güvenlik incelemesi adı altında bazı yerel<br />

ve iletişim verilerini yurt dışındaki sunucularında<br />

incelemeye alıyor. Kanun ve yönetmeliklerle<br />

verilerin tamamının Türkiye’de<br />

tutulma zorunluluğu bulunan finans gibi<br />

kritik sektörlerde, bu durum BT departmanlarının<br />

gözünden kaçabiliyor.<br />

Tamamını Türkiye’de geliştirdiği siber güvenlik<br />

çözümlerini yerli buluta taşıyan Keepnet<br />

Labs, böylece finans, sigorta, enerji, havacılık<br />

ve kamu gibi alanlarda hem sistem ve<br />

kullanıcı güvenliğini artırıyor hem de yasal<br />

gerekliliklerle uyumluluk sağlıyor.<br />

Her 8 kişiden 1’i veri<br />

sızıntısına sebep oluyor<br />

Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik<br />

Bankacılık Hizmetleri Hakkındaki Yönetmelik,<br />

bankacılık endüstrisinde kullanılacak<br />

bulut sistemlerinin de Türkiye’de konumlandırılmasını<br />

zorunlu hale getirirken, Cumhurbaşkanlığı<br />

Dijital Dönüşüm Ofisi’nin yayınladığı<br />

Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi<br />

ile Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK)<br />

da kamu kurumları, enerji, havacılık, sigorta<br />

gibi kritik sektörlerde verilerin Türkiye’de<br />

kalması ve yerli bulut kullanılmasını tavsiye<br />

ediyor.<br />

Buradan hareketle, siber güvenlik çözümlerini<br />

Türkiye’de geliştiren ve Yerli Malı sertifikasına<br />

sahip olan Keepnet Labs, artık Türkiye’deki<br />

bulut sistemiyle kolayca ulaşılabilir<br />

ve her yerden kullanılabilir güvenlik çözümleri<br />

sunuyor.<br />

Kurumların yüzde 85’inin oltalama saldırılarına<br />

maruz kaldığını belirten ve her 8<br />

kişiden 1’inin hacker’lar tarafından istenen<br />

verileri paylaştığını belirten Keepnet Labs<br />

Türkiye Ülke Müdürü Erdinç Balcı, “Oltalama<br />

saldırıları, tüm sektörleri olumsuz<br />

etkiliyor. Saldırganlar önce çalışanların<br />

sistemlerine, daha sonra da şirket ağlarına<br />

sızarak kurumların önemli verilerini ele geçirebiliyorlar.<br />

Türkiye’de ve dünyada 300’ün<br />

üzerinde kurumsal şirketin güvenliğini sağlayan<br />

Anti-Phishing platformumuzu Türkiye’de<br />

bulut ortamına taşırken, sadece kanun<br />

ve düzenlemelere uyumluluk sağlamakla<br />

kalmıyoruz, kurum içi sistemlere göre bulutun<br />

her an güncel ve çalışır durumda olması<br />

avantajını da sağlıyoruz” dedi.<br />

Yerli bulut ile güvenlik<br />

çözümü hep güncel kalıyor<br />

Bulut çözümleri, kurum içindeki (on-premise)<br />

sistemlere göre sürekli güncel kalma<br />

avantajı sağlarken, şirketlerin iç ağından ya<br />

da ürünlerin kurulu olduğu sunuculardan<br />

kaynaklanan sorunların çözümleri aksatması<br />

ihtimalini da tamamen ortadan kaldırıyor.<br />

Tam yedekli altyapı üzerinde ve SLA<br />

şartları dahilinde yüzde 99,99 oranında “uptime”<br />

garantisi sunan Keepnet Labs bulut<br />

hizmeti, SSL şifrelemesi, IP adreslerine özel<br />

erişim kısıtlaması özellikleriyle verilerin en<br />

sıkı biçimde korunmasını sağlıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Tech Data, Avrupa’da yılın distribütörü seçildi<br />

Tech Data, Avrupa çapında 7 binin üzerindeki bayinin<br />

görüş ve oylamalarına göre verilen ödüllerde “Avrupa’da<br />

Yılın Distribütörü” ve “Avrupa’da En İyi Müşteri<br />

Hizmetlerini Sunan Distribütör” ödüllerini kazandı…<br />

Tech Data, kanal ortaklarının önemli hizmet<br />

alanlarındaki performanslarına göre distribütörleri<br />

değerlendirdiği CONTEXT ChannelWatch<br />

<strong>2020</strong> Ödüllerinde “Avrupa’da Yılın<br />

Distribütörü” ve “Avrupa’da En İyi Müşteri<br />

Hizmetlerini Sunan Distribütör” ödüllerinin<br />

sahibi oldu. Dünyanın en büyük online BT<br />

bayii anketleri arasında yer alan CONTEXT<br />

ChannelWatch her yıl 7 binin üzerindeki BT<br />

bayisinin davranış, görüş ve öngörülerine yönelik<br />

önemli tespitler sunuyor. Anket kapsamında<br />

her ülkenin bayileri birlikte çalıştıkları<br />

distribütörleri CONTEXT ChannelWatch Yılın<br />

Distribütör Ödüllerine aday gösterebiliyor.<br />

Tech Data Avrupa Başkanı Patrick Zammit,<br />

şirketinin kazandığı başarılara dair şu görüşleri<br />

paylaştı: “Bu ödüllerin, yalnızca bir ülkeden<br />

değil, tüm Avrupa’dan değerli müşterilerimizin<br />

doğrudan geri bildirimleri sonucunda gelmesi<br />

bizim için özellikle gurur verici. Bu zorlu yıl boyunca,<br />

iş arkadaşlarımızın sağlığını ve refahını<br />

korumaya odaklanırken, kanal ortaklarımızı<br />

desteklemeye ve etkili bir çözüm ve hizmet gamının<br />

yanı sıra yeni nesil teknoloji ürünleriyle<br />

ortaklarımızın işlerine değer katmaya devam<br />

ettik. Ortaklarımızın başarısını kendileri için<br />

bir tutkuya dönüştürmüş olan ve güvenilir danışmanlar<br />

olarak bölgedeki müşterilerimizle<br />

değerli ilişkilerimizi güçlendirmek için çok<br />

çalışan Tech Data ekibi adına bu takdiri kabul<br />

etmekten büyük mutluluk duyuyorum.”<br />

CONTEXT Kurucu Ortağı ve CEO’su Howard<br />

Davies, ise şunları söyledi: “Bu ödüller, bayilerin<br />

Tech Data’yı, BT dağıtım sektöründeki<br />

olağanüstü konumunu ve bu zorlu zamanda<br />

sunduğu yüksek kaliteli ve esnek desteğin yanı<br />

sıra pazara sunduğu hizmetleri ne kadar takdir<br />

ettiğinin bir göstergesi. Ödülün ortaya net bir<br />

şekilde koyduğu bir diğer gerçek ise Tech Data’nın<br />

kanal ortaklarıyla kurmuş olduğu güçlü<br />

ilişki. Bayilerin Tech Data’ya duydukları güven,<br />

iş ortamında yaşanan belirsizlik dönemlerinde<br />

sürdürülebilir ve üretken bir BT kanalı olmanın<br />

da anahtarlarından biri.”<br />

CONTEXT ayrıca Tech Data’nın hem İspanya<br />

hem de Portekiz’de ChannelWatch <strong>2020</strong> Ödülleri<br />

kapsamında Yılın Distribütörü ve En Yenilikçi<br />

Distribütör olarak tanımlandığını da teyit<br />

etti.<br />

25


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />

Kusursuz Bir<br />

Formula 1TM Organizasyonu Gerçekleştirdik<br />

Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />

26<br />

Intercity Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Vural Ak, Intercity<br />

İstanbul Park’ın 13-14-15 <strong>Kasım</strong><br />

tarihlerinde ev sahipliği<br />

yaptığı, dünyanın en büyük<br />

motor sporları organizasyonu<br />

olan Formula 1 TM ’i kusursuz<br />

olarak tamamladıklarını ifade<br />

etti. Vural Ak, “9 yıl aranın<br />

ardından çok kısa bir sürede<br />

hazırlıklarını tamamladığımız<br />

bu organizasyondan ülke<br />

olarak alnımızın akı ile çıktık.<br />

<strong>2020</strong> yılında dünyada en çok<br />

insana ulaşan ve etkileşim<br />

alan organizasyona imza attık.<br />

FIA, pistimizin en iyi pistlere<br />

verilen Grade 1 lisansını 3<br />

yıllığına onayladı” dedi…<br />

Intercity İstanbul Park’ta 13-14-15 <strong>Kasım</strong><br />

tarihlerinde gerçekleştirilen dünyanın en<br />

büyük motor sporları etkinliği Formula 1 TM<br />

yarışının ardından Intercity Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Vural Ak yaşanan tüm süreçlere<br />

ilişkin detayların paylaşıldığı bir basın<br />

toplantısında açıklamalarda bulundu.<br />

T.C. Cumhurbaşkanlığı tarafından 29 <strong>Aralık</strong><br />

2016 tarihinde alınan yetki belgesi ile yaklaşık<br />

dört yıldır bu dev organizasyonu Türkiye<br />

ve İstanbul’a kazandırmak için büyük çaba<br />

harcadıklarını ifade eden Vural Ak, 9 yıl aranın<br />

ardından tekrar bu yarışı İstanbul’a getirmek<br />

kadar bu yarışı sorunsuz bir şekilde<br />

tamamlamanın mutluluğunu yaşadıklarını<br />

ifade etti.<br />

Gece Gündüz Çalıştık<br />

<strong>2020</strong> yılı takvimine Intercity İstanbul Park’ın<br />

da girdiğinin açıklanması ile pisti hazır hale<br />

getirmek için büyük çaba harcadıklarını dile<br />

getiren Vural Ak, “İlk müjdeyi paylaştığımız<br />

25 Ağustos’ta başta Türkiye olmak üzere<br />

tüm dünyada, yarışların en güzel pistlerden<br />

biri olan Intercity İstanbul Park’a döneceğinin<br />

mutluluğunu hem pilotlar hem takımlar<br />

hem de tüm motor sporları tutkunları yaşadı.<br />

Dünyanın en ucuz Formula 1 TM yarışı biletlerini<br />

satışa çıkardık ve ilk iki günde 80 bin bilet<br />

sattık. Hepimiz bu yarışı çok özlemiştik.<br />

Ancak pandemiden dolayı yarışın seyircisiz<br />

yapılması kararı alındı. En kısa sürede tüm<br />

bilet ücretlerini iade ettik. Yarışın seyircisiz<br />

yapılması ve herkesin ekranları başında bu<br />

organizasyonu seyredecek olması bizlere<br />

daha da büyük bir sorumluluk yükledi. Sadece<br />

3 ay gibi kısa bir sürede dünyanın en<br />

büyük organizasyonunu gerçekleştirmek için<br />

yüzlerce arkadaşımızla gece gündüz çalıştık<br />

ve sonunda müthiş bir başarıya imza attık.<br />

Ne mutlu ki bize, devletimizden bir lira para<br />

almadan kendi imkanlarımızla yarışı tamamladık”<br />

açıklamasında bulundu.<br />

Pistimiz Herkesi Kendine Hayran<br />

Bıraktı<br />

Formula 1 TM yarışlarının İstanbul’a geleceğinin<br />

duyurulmasının ardından yaptığı<br />

birçok açıklamada Intercity İstanbul Park<br />

pistinin eşsiz ve çok özel bir pist olduğuna<br />

vurgu yaptığını belirten Intercity Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Vural Ak yarış sırasında ve<br />

sonrasında başta Formula 1 TM yöneticileri<br />

olmak üzere hem pilotların hem de takım<br />

direktörlerinin pistle ilgili övgü dolu<br />

açıklamalarını hatırlattı. Yaptığı açıklamalarda<br />

yağmur yağması durumunda sezonun<br />

en çok konuşulacak yarışına imza atılacağını


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

belirttiğini ifade eden Vural Ak, “Pistimizde<br />

9 yıldır yarış yapılmıyordu ve takımların değişen<br />

araçlarla birlikte piste dair bilgileri de<br />

neredeyse sıfırlanmıştı. Pistimizin asfaltını<br />

yıllarca iyi bir kondisyonda muhafaza ettik<br />

ancak açık yarış araçları için tehlike oluşturabilecek<br />

bir ufalanma sorunu başladığından<br />

ve yeni nesil Formula 1 TM araçlarının yarattığı<br />

yüksek yere basma kuvvetinden bu sorunun<br />

bir tehlike oluşturma riskine karşı böyle<br />

önemli bir organizasyon için risk almak<br />

istemedik. FIA ve Formula 1 TM yetkilileri ile<br />

görüşmelerimiz sonrası onların da onayını<br />

alarak asfaltın yenilenmesi yönünde karar<br />

verdik ve hızlıca organize olarak Ulaştırma<br />

ve Altyapı Bakanlığı’mızın desteğiyle çok<br />

kısa bir sürede asfaltımızı yeniledik. Asfaltın<br />

yenileme işlemi sırasında pistimizin dünyaca<br />

ünlü mimarı Herman Tilke ve ekibinden yerinde<br />

destek alarak tüm süreçleri başından<br />

itibaren denetleyip yöneterek çalışmaları<br />

hassasiyetle tamamladık. Asfaltın yenilenmesi<br />

ile Formula 1 TM yetkilileri yarış gününe<br />

kadar incelemelerini yapıp onayları verdiler.<br />

Yağan yağmur pilotları zorlasa da ilk günden<br />

beri dediğimiz gibi aslında pilotaj yeteneklerini<br />

ve takım stratejilerini zorlayan harika<br />

bir yarış izledik. Pistimiz herkesi kendine<br />

hayran bıraktı. Yarış sonunda açıklamalar<br />

yapan tüm yetkililer, pilotlar ve takım direktörleri<br />

gelecek yıllarda da burada yarışmak<br />

için can attıklarını açıkladı. Birkaç açıklama<br />

örneği paylaşmam gerekirse şu ifadeleri görebilirsiniz;<br />

Formula 1 TM Sportif Direktörü Ross Brawn,<br />

“Türkiye Hükümeti ve Intercity Istanbul<br />

Park yönetimi pisti sansasyonel bir yarışa<br />

ev sahipliği yapacak konuma getirme<br />

konusunda harika bir iş çıkardı. Pandemi<br />

sürecinde bu kadar kısa bir sürede bu pisti<br />

hazır hale getirmek büyük başarı. Sürücüler<br />

unutmamalılar ki pistin koşulları hepsi<br />

için aynı şartlar altındaydı ve bu bir yarış.<br />

Pistin bu şekilde olması onlara yeteneklerini<br />

sergilemesi için de bir şans verdi.”<br />

FIA Formula 1 TM Yarış Direktörü Michael<br />

Masi, “İstanbul Park pistinde oldukça fazla<br />

değişiklik yapıldı, çünkü pistin FIA’dan onay<br />

aldığı son tarih 2017 yılıydı. Pisti, Türkiye<br />

Grand Prix’sine hazırlayabilmek için çok fazla<br />

çalışma yapılması gerekiyordu. Tüm bunlar,<br />

Türk hükümetinin ve pist sahiplerinin<br />

desteği sayesinde mümkün oldu. Hazırlıkların<br />

bu kadar kısa sürede gerçekleşmesinden<br />

ötürü yapılan işi takdir etmemiz gerekiyor.”<br />

Mercedes Takım Patronu Toto Wolff:<br />

“İstanbul›a dönmekten çok mutluyuz.<br />

Herkes çok misafirperver, piste de çok güzel,<br />

umarım tekrar geri döneriz.”<br />

Kariyerinin 7’nci şampiyonluğunu kazanan<br />

Mercedes takımının sürücüsü Lewis Hamilton:<br />

“Türkiye gibi yarışların takvimde daha<br />

fazla olması lazım. Böyle hafta sonlarından<br />

daha çok istiyorum. Daha fazla aldatmacalı<br />

şartlar gerekiyor. Böyle olunca daha fazla fırsat<br />

oluyor. Nasıl bir pilot olduğumu herkese<br />

gösterdim. Yarışı araba değil, ben kazandım.”<br />

Ferrari Takım Patronu Mattia Binotto: “Bu<br />

yılın en iyi yarışını ben evde olduğumda yaşadık.”<br />

Üç Yıllık Grade 1 Lisansı Alındı<br />

Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />

yarışın kusursuz geçmesi ve pistin de harika<br />

bir noktaya gelmesi ile FIA’nın en özel pistlere<br />

verdiği ‘Grade 1’ lisansını Intercity İstanbul<br />

Park’ın üç yıllığına almaya hak kazandığını<br />

açıkladı. Üç ay gibi kısa bir sürede pisti hazırlamak<br />

için başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />

Erdoğan’ın desteğini aldıklarını belirten<br />

Vural Ak, “Bu başarının arkasından büyük<br />

bir ekip ve takım çalışması var. Cumhurbaşkanımız<br />

Recep Tayyip Erdoğan’ın yarışı T.C<br />

Cumhurbaşkanlığı Himayelerine alması ile<br />

tüm kurumlar seferber oldu. Ulaştırma ve<br />

Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Bakanlığımız<br />

asfaltın yenilenmesini gerçekleştirirken,<br />

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın koordinasyonunda<br />

tüm kamu kurumları büyük<br />

destek verdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve<br />

Jandarma Komutanlığı çalışmalarını aralıksız<br />

sürdürdü. İstanbul Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatlarıyla<br />

tüm belediye ekipleri ve kurumları seferber<br />

oldu. TBMM Başkanı Mustafa Şentop da<br />

yarış günü şampiyonlara kupalarını takdim<br />

ederek bizleri onurlandırdı. İlk günden bu<br />

yana yarış için profesyonelce ve dostça destek<br />

veren FIA ve Formula 1 TM yöneticilerine<br />

ve İcra Kurulu Başkanı Chase Carey’e de teşekkür<br />

ediyorum. Dünyaca ünlü sanatçımız<br />

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat<br />

Karahan’ın İstiklal Marşımızı seslendirmesi<br />

ve Solo Türk’ün F16’larla yaptığı inanılmaz<br />

gösteri organizasyonumuza değer kattı.<br />

Dünya, İstanbul’u Konuştu<br />

Intercity İstanbul Park’ta geçtiğimiz hafta<br />

yapılan organizasyon için yaklaşık 5 bin yabancı<br />

konuğun İstanbul’a geldiğini hatırlatan<br />

Vural Ak, “Pandemi nedeniyle dünyada<br />

tüm spor organizasyonları ertelendi. EURO<br />

<strong>2020</strong> ve Tokyo <strong>2020</strong> Olimpiyatları da yapılamadı.<br />

Bu nedenle sporseverler Formula 1 TM<br />

yarışlarını daha da büyük ilgi ile takip etti.<br />

Geçtiğimiz hafta boyunca İstanbul tüm dünya<br />

medyasında büyük yer buldu ve sosyal<br />

medyada yapılan paylaşımlarla sürekli en<br />

çok paylaşım yapılan konular arasına girdi.<br />

Uzun zamandır İstanbul’un ihtiyacı olan bu<br />

tanıtımla yeniden milyonların gözü İstanbul’a<br />

çevrildi. Yarışın bu kadar heyecan dolu<br />

ve eğlenceli olması da paylaşımların zirveye<br />

çıkmasına destek oldu” diye konuştu.<br />

2021 İçin Görüşmeler Sürüyor<br />

Bu kadar önemli bir başarının ardından yarışın<br />

önümüzdeki senelerde de Türkiye’de<br />

yapılması için görüşmelere hemen başladıklarını<br />

vurgulayan Intercity Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Vural Ak, “Formula 1 TM CEO’su ve<br />

İcra Kurulu Başkanı Chase Carey’i hafta<br />

sonu İstanbul’da ağırladık. Türkiye ve İstanbul’da<br />

Formula 1 TM yarışlarına gösterilen ilgi<br />

karşısında şaşkınlık içindeydi. Sadece bir yıl<br />

değil, yıllarca sürecek bir yarışın takvime<br />

dahil edilmesi için görüşmelerimiz sürüyor.<br />

FIA’dan aldığımız üç yıllık lisans zaten pistimizin<br />

her gelişmeye her an hazır olduğunun<br />

da kanıtı” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Zoom, daha güvenli bir ortamı<br />

Qualys ile sağlıyor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

28<br />

Qualys, bulut konteynerdeki uygulamalar<br />

için çalışma zamanı koruma özellikleri sağlayan<br />

Container Runtime Security çözümünü<br />

duyurdu. Bu devrim niteliğindeki yeni<br />

yaklaşım, bulut konteyner görüntüsüne son<br />

derece hafif bir Qualys kod parçacığı yerleştirerek,<br />

çalışma zamanında bulut konteyner<br />

davranışının politika odaklı izlenmesini,<br />

tespit edilmesini ve engellenmesini sağlıyor.<br />

Bu özellik, ana bilgisayar düğümlerinde yönetilmesi<br />

ve yönetilmesi zor olan ve hizmet<br />

olarak bulut konteyner ortamlarında çalışmayan<br />

güvenlik çözümleriyle ek yük ve ayrıcalıklı<br />

bulut konteynerlerin hantal yönetimine<br />

olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Qualys<br />

Runtime Container Security, görüntüde bir<br />

kez uygulandıktan sonra, konteyner nerede<br />

başlatıldığına bakılmaksızın her bir bulut<br />

konteyner da çalışır ve herhangi bir ek yönetim<br />

bulut konteynera ihtiyaç duymuyor. Bu<br />

yeni çözüm, kritik dosya erişimi izleme ve<br />

engelleme, ağ mikro segmentasyonu, güvenlik<br />

açığı ve istismar azaltma ve sanal yama<br />

gibi bulut konteyner güvenliği kullanım durumlarını<br />

gerçek zamanlı olarak ele alır.<br />

Güvenlik Açıkları Ortadan<br />

Kalkıyor<br />

Zoom Güvenlik İşlemleri Direktörü Randolph<br />

Barr, “Zoom olarak tüm iş yükü<br />

türlerinde önleme, algılama ve yanıtlama<br />

özelliklerine yönelik kapsamlı güvenlik<br />

programımızı geliştirmeye devam ediyoruz.<br />

Bulut konteyner çalışma zamanı güvenliği<br />

için önemli kullanım örnekleri arasında güvenlikle<br />

ilgili örnek uygulamalara öncelik<br />

verme, saldırıları azaltma ve izleme sayılabilir.<br />

Qualys Container Runtime Security tüm<br />

bulut konteyner altyapılarında çalışan bulut<br />

konteynera alınmış iş yükleri için algılama<br />

ve yanıtlama özelliklerimizi daha da genişletme<br />

konusunda önemli bir rol oynayacak”<br />

dedi.<br />

Genel Qualys Container Security çözümü,<br />

oluştur-gönder-çalıştır bulut konteyner<br />

işlem hattında güvenlik açığı yönetimi, algılama<br />

ve yanıtlama ile kapsamlı bir bulut<br />

konteyner güvenliği programı sunar. Qualys<br />

Container Runtime Security ile müşteriler:<br />

• Kapsamlı ve ilke temelli izlemenin yanı sıra<br />

dosya erişimi, ağ iletişimi ve işlem davranışları<br />

gibi bulut konteyner çalışma zamanı<br />

davranışlarını engelleyebilir<br />

• Parçalı özel davranış politikaları oluşturabilir,<br />

yerleşik politika kitaplığındaki politikaları<br />

kullanabilir veya öğrenilen konteyner<br />

davranışlarına göre otomatik olarak politikalar<br />

oluşturabilir.<br />

• Docker, Kubernetes, AWS Elastic Kubernetes<br />

Service, AWS Elastik Container Service,<br />

Azure Kubernetes Service ve Google<br />

Kubernetes Engine’ın yanı sıra Azure Container<br />

Instances, AWS Fargate ve Google<br />

CloudRun gibi hizmet olarak bulut konteyner<br />

ortamları dahil tüm bulut konteyner<br />

ortamlarında standardize ve garanti edilmiş<br />

Qualys, Container Security Çözümüne çalışma-zamanı<br />

savunma yetenekleri ve otomatik uygulama ekliyor.<br />

Bu yeni çözüm, geleneksel sunucu tabanlı bulut konteyner<br />

ve daha yeni hizmet olarak bulut konteyner ortamları<br />

karşısında derin görünürlük ve çalışma zamanı<br />

uygulama koruması sağlıyor…<br />

bulut konteyner çalışma-zamanı güvenliği<br />

sağlayan yenilikçi bir «imajı takip edin» enstrümantasyon<br />

yaklaşımıyla bulut konteyner<br />

imajlarını CI/CD oluşturma işlem hattında<br />

cihazlandırabilirler.<br />

IDC Güvenlik Ürünleri Program Başkan Yardımcısı<br />

Frank Dickson; “Kubernetes tam da<br />

günümüz BT ve yazılım geliştirme alanlarında<br />

birçok ilgili sorunu çözmede uzman olduğu<br />

bir zamanda büyüme yoluna girdi. Fakat<br />

bulut konteyner temelli uygulama geliştirme<br />

tamamen farklı bir yazılım yaklaşımı olduğundan<br />

bulut konteynerların güvenliğini<br />

sağlamak için yeni araçlar gerekiyor. Kubernetes<br />

sabit bir altyapı olarak yönetilebilir, ancak<br />

gerçek şu ki bulut konteyner yapılandırmaları<br />

çalışma zamanı sırasında kayabilir.<br />

Qualys yaklaşımı, güvenliğin yerleşik araçlarla<br />

bulut konteyner görüntüsünü izlemesini<br />

desteklerken çalışan bulut konteynerlar<br />

için görünürlük ve davranış uygulamalarına<br />

imkan tanıyor. Ayrıca bu çözüm, “bulut konteynerı<br />

izle” yaklaşımını da kolaylaştırıyor<br />

ve uygulamalar Docker, Kubernetes, AWS<br />

Fargate gibi daha olgun bulut konteyner ve<br />

yönetilen bulut konteyner ortamlarına geçirilirken<br />

DevOps ve uygulama ekiplerine de<br />

geleceği sağlam geliştirme koruması sunuyor”<br />

dedi.<br />

Qualys Container Security çözümü, oluştur-gönder-çalıştır<br />

bulut konteyner işlem<br />

hattında güvenlik açığı yönetimi, algılama<br />

ve yanıtlama ile kapsamlı bir bulut konteyner<br />

güvenliği programı sunar.<br />

Qualys Güneydoğu Avrupa ve Türkiye Bölge<br />

Müdürü Emir Arslanagic; “Qualys politika<br />

tabanlı davranışı kullanarak, orta düzeyde<br />

teknik bilgiye sahip olan güvenlik uzmanları,<br />

farklı DevOps ortamlarında tek bir uygulamadan<br />

çalışan konteynerler ve Docker<br />

ana bilgisayarlarındaki güvenlik tehditlerini<br />

algılayabilir ve yanıtlayabilir” dedi.<br />

Qualys başkanı ve CEO’su Philippe Courtot<br />

“Bulut konteyner DevOps işlem hattı<br />

genelinde tek bir uygulamada Algılama ve<br />

Yanıtlama, bulut konteynera alınmış uygulamaların<br />

güvenliğini etkin biçimde sağlamada<br />

oldukça önemlidir, çünkü yüksek hızlı<br />

DevOps bulut konteyner işlem hattı, çalışma<br />

zamanı sırasında kötü amaçlı kişiler<br />

tarafından suistimal edilebilir. Bu nedenle<br />

bulut iş yüklerine güvenlik eklememiz ve<br />

çalışan bulut konteynerları da korumamız<br />

gerekmektedir. Qualys, çalışan bulut konteynerları<br />

şirket içinde, özel bulutlarda ya da<br />

hizmet olarak bulut konteyner genel bulutlarında<br />

korumak amacıyla ilke temelli davranış<br />

algılama ve yanıtlama özelliklerinin eklenmesiyle<br />

Container Security çözümümüze<br />

savunma özelliklerini dahil ediyor” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

İnternetten satışa vergi muafiyeti!<br />

E-ticaret yapanlara vergi muafiyeti getiren karar<br />

TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilerek Cumhurbaşkanı’nın<br />

onayıyla Resmi Gazete’de yayımlandı.<br />

7256 sayılı kanunla internetten satış yapanlara 1<br />

Ocak 2021 itibarıyla vergi muafiyeti uygulanacak…<br />

Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle,<br />

evlerinde imal ettikleri ürünleri internet<br />

üzerinden satanlar gelir vergisinden muaf<br />

tutulacak. İş yeri bulunmaksızın sanayi tipi<br />

veya seri üretim yapabilen makine ve alet<br />

kullanmaksızın e-ticaret yapanlar vergi muaflığı<br />

kapsamında değerlendirilecek. Vergi<br />

muafiyeti, 1 Ocak 2021 itibarıyla uygulanmaya<br />

başlanacak.<br />

Çalışanı olana yüzde 2,<br />

olmayana yüzde 4<br />

Vergi muafiyetinden yararlanabilmek için vergiden<br />

muaf esnaf belgesi alınması, ticari hesap<br />

açılması, tüm hasılatın özellikle bu hesap aracılığıyla<br />

tahsil edilmesi ve hasılat tutarının 220<br />

bin TL’yi aşmaması gerekiyor. Bankalar, hesaplara<br />

aktarılan tutar üzerinden aktarım tarihi<br />

itibarıyla çalışanı bulunmayanlara yüzde 4 gelir<br />

vergisi kesintisi uygulayacak. Çalışanı olanlar<br />

için ise yüzde 2 gelir vergisi esas alınacak.<br />

Dijital pazarlama gelir<br />

artışıyla eş anlamlı<br />

E-ticaret yapanlara sağlanan vergi muafiyetini<br />

değerlendiren EG Bilişim Teknolojileri<br />

CEO’su Gökhan Bülbül, “2000’li yıllardan<br />

sonra yaşanan ve ticareti kolaylaştıran teknolojik<br />

gelişmelerin bir parçası olarak ortaya<br />

çıkan e-ticaret, günümüzde milyonlarca insan<br />

için vazgeçilmez bir gelir kapısı haline<br />

geldi. Sosyal medyanın da bir iş alanı olarak<br />

görülmeye başlanmasıyla e-ticaretin alanı<br />

çok daha fazla genişledi. Vergi kanunlarında<br />

değişiklik yapılmasına ilişkin kanunla e-ticarette<br />

vergi muafiyeti, e-ticaret yapanlara<br />

ve yapmak isteyenlere büyük avantajlar sunuyor.<br />

EG Bilişim Teknolojileri olarak bizler<br />

de e-ticaret yapanlara ve ürünlerini internet<br />

üzerinden müşterileriyle buluşturmak isteyenlere<br />

destek oluyoruz. Etkili dijital pazarlama<br />

stratejileriyle e-ticaret yapanların<br />

hedef kitlelerine ulaşabilmelerini ve potansiyel<br />

müşterilerine tam zamanında, doğru<br />

mecradan temas edebilmelerini sağlıyoruz.<br />

Her iş ortağımıza özel olarak oluşturduğumuz<br />

reklam kampanyalarıyla Google’daki<br />

görünürlüklerini artırarak satış oranlarının<br />

yükselmesine katkıda bulunuyoruz” dedi.<br />

İhracat yapanlara yüzde 50<br />

vergi istisnası<br />

Yurt dışına e-ticaret gümrük beyannamesiyle<br />

gerçekleştirilen satışlarda ise yüzde 50 kazanç<br />

istisnası uygulanacak. İhracat kapsamına<br />

ağırlık ve tutar itibarıyla Posta İdaresi<br />

ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler<br />

tarafından düzenlenen elektronik ticaret<br />

gümrük beyannamesiyle gerçekleştirilen<br />

mal ihracatları giriyor. Yazılım, tasarım, proje<br />

gibi hizmet ihracatı kapsamında elde edilen<br />

gelirler düzenleme kapsamına alınmıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Arena, güneş enerjisi teknolojilerine giriyor<br />

Türkiye’nin en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan<br />

Arena, Borsa İstanbul’da yaptığı son açıklamada şirket<br />

bünyesinde “Yenilenebilir Enerji Teknolojileri” iş biriminin<br />

kurulmasına karar verdiğini duyurdu. Birim bünyesinde,<br />

başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir temiz enerji<br />

üretimi teknolojilerine ait ürünlerin dağıtımı yapılacak…<br />

Türkiye’nin lider teknoloji sağlayıcısı Arena,<br />

duyurduğu “Yenilenebilir Enerji Teknolojileri”<br />

iş birimi altında ilk aşamada Set Photo – Voltaic<br />

(PV) güneş enerjisi panellerinin, Huawei<br />

Güneş Paneli Inverter’larının ve Nexans Solar<br />

Kablo ürünlerinin dağıtımı yapılacak. Bununla<br />

birlikte birimin çatısı altında, iş ortakları<br />

ve müşterilerin ihtiyaç duyabileceği finansal<br />

çözüm ve teknik destek hizmetleri sunulacak.<br />

“Temiz enerji, sadece enerji<br />

şirketlerinin değil, hepimizin<br />

çevremize ve geleceğe olan<br />

sorumluluğu!”<br />

“Tüm dünya ve tabii ki ülkemizde küresel ısınmaya<br />

bağlı olarak artan doğa felaketleri ve oluşan<br />

çevre bilinci insanlığı fosil yakıtlar yerine<br />

yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeye<br />

zorluyor. Bu bilinç ile yenilenebilir enerji kaynaklarına<br />

olan yatırımlar artarken, bu yatırımların<br />

ana öğesi olan teknoloji ürünlerinin maliyetleri<br />

düşüyor. Bu da doğal olarak yatırımları<br />

mali olarak cazip hale getiriyor” diyen Arena<br />

Grup CEO’su Serkan Çelik sözlerine şöyle devam<br />

etti; “Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA)<br />

Yenilenebilir Enerji <strong>2020</strong> Raporu’nda, yeni tip<br />

koronavirüse (Kovid-19) rağmen dünyada bu<br />

yıl yenilenebilir enerji yüzde 4 artışla rekor<br />

büyümeye imza atacak. Ülkemizde de enerji<br />

ihtiyacına bağlı olarak gerek devletimizin yenilenebilir<br />

enerji yatırımlarına sağladığı teşvikler<br />

ile gerekse bu yatırımların her geçen gün finansal<br />

olarak daha avantajlı hale gelmesi ile büyüyen<br />

bir yenilenebilir enerji üretim kapasitesi<br />

görüyoruz. Güneş enerjisi diğer alternatiflere<br />

kıyasla daha küçük ölçeklerde yatırım yapılmasına<br />

elverişli ve geri dönüş süresi çok daha<br />

kısa yatırım modeli ile pek çok yatırımcı ve<br />

tüketici için cazip bir alan. Ayrıca istikrarlı bir<br />

tedarik zinciri yapısı oluşması yatırımcıların<br />

daha güvenle hareket edebilmesini sağlayacak.<br />

Arena olarak, tedarik süreci yönetimindeki 30<br />

yıllık tecrübemiz ile sunacağımız finansal çözümler<br />

ile bu sektörde istikrarlı, güvenilir bir<br />

tedarik zinciri yapısı oluşmasına ve iş ortaklarımızın<br />

iş hacminin artmasına katkı sağlamak<br />

için çalışacağız” dedi.<br />

Çevreye ve geleceğe karşı insani sorumluluğun<br />

gereği olarak bu alana yatırım yapma kararı<br />

alan Arena, bünyesindeki “Yenilenebilir<br />

Enerji Teknolojileri” iş birimi ile başta güneş<br />

enerjisi olmak üzere yenilenebilir temiz enerji<br />

yatırımlarını desteklemeyi, bu yatırımların<br />

hayata geçirilmesinde ihtiyaç duyulan tüm<br />

teknoloji ürünlerini sağlamayı ve bu ürünleri iş<br />

ortakları ve müşterilerinin ihtiyaç duyabileceği<br />

finansal çözüm ve teknik hizmetlerle pazara<br />

sunmayı amaçlıyor.<br />

29


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Zyxel, 2021’i şekillendirecek ağ<br />

trendlerini açıkladı!<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

30<br />

Bu yıl içerisinde yapay zeka (AI) ve buluta<br />

odaklanan <strong>2020</strong> tahminlerine rağmen, herkesin<br />

beklentilerine zıt gelişmelerle karşılaştık.<br />

<strong>2020</strong>, hem piyasa istikrarsızlığı hem de kitlesel<br />

dijital dönüşüm açısından önemli bir değişim<br />

yılı oldu. Sağlam düzenlere sahip olmayan işletmeler<br />

zorlanırken, iş sürekliliğini çeşitlendirmek<br />

ve sürdürmek için hem bir fırsat hem<br />

de gereklilik olarak önemini artıran uzaktan<br />

çalışma sistemine geçiş hızlandı.<br />

Sonuç olarak salgın, inovasyonu yavaşlatmadı.<br />

Yönetilebilir Servis Sağlayıcıları/Entegratörler<br />

(MSP’ler) ve Katma Değerli İş<br />

Ortakları(VAR’lar), her boyuttaki şirketin iş<br />

sürekliliğini korumasına ve yeni ve mevcut<br />

zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada<br />

çok önemli bir rol oynadıklarını gösterdiler.<br />

Günümüzde birçok işletme, ağa bağlanan<br />

yeni cihazların artışı ve yaygın uzaktan çalışma<br />

operasyonlarını uygulama zorluklarıyla<br />

karşı karşıya. Değişen şartlar ve zorluklar, iş<br />

dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu çözümlerin<br />

de değişmesine sebep oluyor.<br />

Tüm bu değişimlerin ışığında, Zyxel<br />

<strong>Network</strong>s’ün açıkladığı 2021 ağ trendleri<br />

aşağıdaki gibi sıralanıyor.<br />

Yüksek yoğunluklu ortamlar için WiFi 6<br />

WiFi 6, ağ gecikmesini azaltırken genel kapasiteyi<br />

artırarak ağ performansını önemli ölçüde<br />

iyileştirmek ve geliştirmek için ağ dönüşümüne<br />

öncülük edecek.<br />

Daha fazla bağlı cihazın olduğu yüksek yoğunluklu<br />

ortamlarda bile her kullanıcı için<br />

daha hızlı ve daha tutarlı bağlantılar sağlayacak<br />

olan WiFi 6 sayesinde, performansta veya<br />

yanıt süresinde bozulma olmadan daha fazla<br />

kullanıcı ve cihaz ağlara bağlanabilecek.<br />

COVID-19 pandemisi ile hızla değişen çalışma ve yaşam<br />

biçiminden hareketle, 2021 yılında ağ teknolojilerine<br />

yön verecek trendler de önceliklere göre şekilleniyor.<br />

Zyxel <strong>Network</strong>s, yaptığı bir duyuruyla hem kurumların<br />

hem de kanalın geleceğinde önem sahibi olacak 2021<br />

ağ trendlerini detaylandırdı.<br />

Bulut tabanlı ağ: Hem bir<br />

anlayış hem de bir çözüm<br />

Uzaktan çalışma yoluyla yeni esneklik ve erişim<br />

seviyeleri sunan bulut teknolojisi, işletmelerin<br />

çalışma biçiminde devrim yarattı. Bulut<br />

tabanlı ağların benimsenmesi, işletmelerin<br />

maliyetlerini azaltırken verimliliğini artırabiliyor,<br />

böylece kurumların BT hizmetlerini<br />

uzaktan yönetmelerine olanak tanıyor. Bulut<br />

teknolojisinin sunduğu uzak sunuculardaki<br />

barındırma sistemleri, bilgiyi koruyup veri<br />

kaybını önleyerek daha güvenli bir çözüm sunuyor.<br />

Bir iş ağını buluta taşımak söz konusu<br />

olduğunda kurumların birçok farklı konuyu<br />

göz önünde bulundurmaları gerekiyor olsa da,<br />

şirketlerin öncelikli yaklaşımlarını belirlemeleri<br />

önem taşıyor. Bir ağ altyapısını buluta taşımak<br />

zaman alıyor ve işletmenin her seviyesinden<br />

çalışanın adaptasyonunu gerektiriyor.<br />

Ölçek fark etmeksizin, tüm kuruluşların<br />

buluta geçişlerinin arkasında açıkça<br />

tanımlanmış bir stratejisi ve iş hedefi olması<br />

gerekiyor. Önümüzdeki dönemde hem VAR’lar<br />

hem de MSP’ler, buluta sorunsuz bir geçiş sağlamak<br />

için kurumsal son kullanıcılara yakın<br />

bir şekilde çalışmalılar.<br />

5G: Gelmiş geçmiş en hızlı<br />

veri yolu<br />

5G, işletmeler için ağ iletişiminde devrim yaratacak<br />

ve ortalama 150-200 Mbps hızında<br />

çalışan fiber ağlara kıyasla daha yüksek hızlar<br />

sağlayarak, hizmet sağlayıcılar için ideal<br />

bir çözüm sunacak. Ayrıca yeni nesil mobil<br />

iletişim teknolojisi, her ölçekteki işletmede<br />

devrim yaratabilecek daha düşük gecikme,<br />

daha yüksek kapasite, gelişmiş esneklik,<br />

güvenlik ve gerçek zamanlı hizmetler<br />

sağlayacak.<br />

GSMA’ya göre, 2025 yılına kadar dünya<br />

nüfusunun üçte birini kapsaması muhtemel<br />

5G ağları, işletmeler için önemli avantajlar<br />

sağlama potansiyeline sahip. Daha yüksek<br />

bant genişliğine sahip 5G ağlarının çoğalması,<br />

işletmelerin yüksek hacimli verileri transfer<br />

etmelerini kolaylaştıracak ve daha sonra sınır<br />

bilişim için fırsatlar yaratacak. Bu durum,<br />

bulut sunucularına gönderilen ve bulut<br />

sunucularından alınan veri miktarını azalttığı<br />

için işletmeler için büyük fayda sağlıyor.<br />

Hibrit ağ: İşletmeler için ideal<br />

çözüm<br />

BT ağlarının rolü değişiyor: Geleneksel ağ<br />

modellerinin, bir kuruluşun ihtiyaçlarına ve<br />

günümüzün dijitalleşmiş dünyasında ortaya<br />

çıkan teknolojilere uyum sağlaması ve değişmesi<br />

beklenir.<br />

Çalışanlar artık bir ofisle sınırlı olmadığından,<br />

hibrit ağ, birçok işletme için ideal bir<br />

çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Hibrit ağ,<br />

kullanıcılar, cihazlar ve sahalar arasında<br />

bağlantılar oluşturmak için iki farklı ağ<br />

teknolojisi kullanır. Her zamankinden daha<br />

fazla ‘dağıtık’ sistemde çalışana sahip olan<br />

işletmelerin bazı kullanıcıları Ethernet üzerinden,<br />

bazıları Wi-Fi ve bazıları da evden<br />

internet veya 4G / 5G kablosuz ağları üzerinden<br />

çalışabilirler. İşletmeler, Bulut Tarafından<br />

Yönetilen Ağ veya SD-WAN gibi teknolojileri<br />

kullanarak, farklı bağlantılardan gelen trafiği<br />

kolaylıkla yönetebilir ve merkezi ağa yönlendirebilir.<br />

Zyxel <strong>Network</strong>s EMEA Başkan Yardımcısı Jean-Marc<br />

Guignier şunları belirtiyor, “Farklı ağ<br />

altyapılarının kullanılması, ağ kesintisi riskini<br />

azaltıyor. Hibrit ağlar daha fazla esneklik ve<br />

kapasite, iyileştirilmiş uygulama performansı<br />

ve daha ucuz fiyat noktaları sunuyor. MSP’lerin,<br />

müşterilerin bu hibrit ortamları planlamasına<br />

ve yönetmesine yardımcı olarak<br />

kendilerini sektör uzmanları ve güvenilir danışman<br />

olarak konumlandırmaları gerekiyor.”<br />

Güvenlik ve veri gizliliği bir<br />

numaralı öncelik olmaya<br />

devam ediyor<br />

Güvenlik, 2021’de MSP’ler için başlıca<br />

öncelik olarak kalacak. Siber suçlar daha<br />

nitelikli hale geldikçe ve saldırı yöntemleri<br />

karmaşıklaştıkça, daha fazla güvenlik<br />

için sürekli yarış devam edecek. Bu yarış,<br />

dağıtık forma bürünen iş gücü nedeniyle<br />

daha zorlu bir hal alabilir. Çalışanların farklı<br />

konumlardan ve farklı cihazlardan bir ağa<br />

bağlanması ağı savunmasız bırakabilir ve<br />

siber saldırılara açık hale getirebilir.<br />

Pandemi süresince MSP’lerin bilgi, uzmanlık<br />

ve becerileri, bu konunun önemini bir kez<br />

daha ortaya koydu. IDC istatistiklerine göre,<br />

yönetilen hizmet sağlayıcıların %59’u diğer<br />

tüm iş modellerinden daha fazla güvenlik teklifi<br />

sunuyor ve gelecekte bu istatistiğin daha<br />

önemli hale gelmesi bekleniyor.<br />

Kurumsal kanalın geleceği<br />

IDC verilerine göre, çalışanların %41’i pandemi<br />

sonrasında da bir süre evden çalışmaya<br />

devam edecek. Dolayısıylas ağ üzerindeki<br />

talepler artmaya devam edecek ve MSP’ler<br />

değişen iş ortamlarında ağ sürekliliğini sağlamak<br />

için çok önemli bir rol oynayacak.<br />

Daha fazla işletme, mevcut ekonomik ortama<br />

yanıt olarak, artık şirket içinde sahip olmadıkları<br />

BT uzmanlığı için üçüncü taraf uzmanlara<br />

güvenecek. Bu ihtiyacı kolaylaştırmak<br />

için, VAR’lar ve MSP’ler, çalkantılı zamanlarda<br />

müşterilerine yeni trendler ve teknolojiler<br />

hakkında değerli tavsiyeler ve uzmanlık sunmak<br />

için ekiplerini eğitmeye ve geliştirmeye<br />

önem vermeli.<br />

2021’de eğitime yatırım yapan ve gelişen<br />

teknolojiyi farklılaştırıcı olarak benimseyen<br />

MSP’ler başarılı olacak. Ancak bu başarıyı<br />

elde etmek isteyen sağlayıcıların çok geç olmadan<br />

güncel trendlere uyum sağlamaları<br />

gerekiyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Turkcell Global Bilgi’de ‘Dijital’ ofis dönemi<br />

Yurt içinde ve yurt dışındaki<br />

25 deneyim merkezinde<br />

16 bin çalışanıyla<br />

müşterilerine hizmet<br />

veren sektörünün öncüsü<br />

Turkcell Global Bilgi,<br />

dijitalleşme kapsamında<br />

‘dijital ofis’ uygulaması<br />

‘Globalim’i çalışanlarının<br />

hizmetine sundu.<br />

Dijital İK Gönüllüleri’nden<br />

gelen fikirler ışığında,<br />

İnsan Kaynakları<br />

ve Bilgi Teknolojileri ekiplerinin desteğiyle<br />

yürütülen “Dijital İnsan Kaynakları Projesi”<br />

kapsamında geliştirilen ‘Globalim’ uygulaması,<br />

sade ve esnek yapısının yanı sıra kişiselleştirilebilen<br />

bir ürün.<br />

‘Dijital deneyim platformu’ olarak tanımlanan<br />

‘Globalim’ uygulamasına hem mobil<br />

hem de web üzerinden kolaylıkla ulaşılabiliyor.<br />

Çalışanlar uygulama aracılığıyla<br />

çalışma arkadaşlarıyla canlı yayınlara katılabiliyor,<br />

kariyer fırsatlarını inceleyebiliyor,<br />

ihtiyaç duydukları kişilerin yetenek ve iletişim<br />

bilgilerine rahatça ulaşabiliyorlar.<br />

Tek tuşla tüm ofis hizmetleri<br />

bir arada<br />

Uygulamada ayrıca, tek tuşla bordro görüntüleme,<br />

kişisel gelişimi ve motivasyonu<br />

Türkiye’nin müşteri deneyimi çözümleri merkezi Turkcell<br />

Global Bilgi, çalışanlarına ofiste gerçekleştirdikleri tüm<br />

işlemleri dijital ortam üzerinden gerçekleştirme imkanı<br />

sunan ‘Globalim’ uygulamasını hayata geçirdi. Turkcell<br />

Global Bilgi çalışanları hem mobil, hem de web üzerinden<br />

ulaşılabilen uygulamayla bordro görüntüleme, eğitim fırsatlarını<br />

takip etme, evrak onaylama gibi pek çok hizmete<br />

hızla ve kolayca ulaşabiliyor.<br />

destekleyici paylaşımları takip etme, izin<br />

girişi yapma, eğitim fırsatlarını görebilme,<br />

operasyonel verilerini görüntüleme, çevik<br />

board ile işlerini takip edebilme, dijital imza<br />

ile evrakları onaylayabilme ve servis saatlerini<br />

inceleme gibi birçok farklı özellik bulunuyor.<br />

Kullanıcılar kendi tercihlerine göre<br />

kişiselleştirebildikleri uygulama üzerinden<br />

hem sosyalleşebiliyor hem de dijital asistan<br />

desteği alarak sorularına kolaylıkla yanıt bulabiliyorlar.<br />

Zafer Çavdar: Dijitalleşme<br />

çalışmalarımız hız kesmeden<br />

sürecek<br />

Turkcell Global Bilgi İnsan Kaynakları Direktörü<br />

Zafer Çavdar, şirketlerini dijitalleşme<br />

yolculuğunda bir adım öteye taşıyan<br />

ve “çalışanlara eşsiz bir dijital deneyim yaşatmak”<br />

vizyonuyla geliştirilen ‘Globalim’<br />

uygulamasının haklı gururunu taşıdıklarını<br />

belirtti. Çavdar, “Pandemi süreci tüm<br />

şirketlere dijitalleşmenin ne kadar önemli<br />

ve gerekli olduğunu net bir şekilde gösterdi.<br />

Turkcell Global Bilgi olarak biz de dijitalleşme<br />

yolculuğumuzda çalışanlarımıza daha<br />

etkin hizmet sunabilmek ve verimliliğimizi<br />

artırabilmek adına örnek bir uygulama geliştirdik.<br />

Önümüzdeki dönemde de çalışanlarımızın<br />

dijital deneyimlerini artırabilmek için<br />

çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz.<br />

‘Globalim’ uygulamasının gelişim yolculuğu<br />

boyunca gücüne güç katmaya devam etmesini<br />

ve ‘dijital insan kaynakları’ uygulaması<br />

alanında herkese örnek olmasını ümit ediyorum”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Ericsson’dan Türkiye’ye yapay zeka ve<br />

otomasyon merkezi<br />

Yapay zeka ve otomasyon alanında araştırmalar yapılacak<br />

yeni merkez Ericsson’un Operations Engine modelinden<br />

faydalanacak. Servis sağlayıcıların dijital dönüşüm<br />

girişimlerini destekleyecek, Yerel Araştırma ve Geliştirme<br />

ekosistemini destekleyecek…<br />

Ericsson, Türkiye’de Yapay Zeka (AI) ve<br />

Makine Öğrenimi (Machine Learning) dahil<br />

olmak üzere yeni nesil teknolojilere dayalı<br />

yüksek değerli mühendislik ve tasarım<br />

çözümlerinin teşvik edilmesini amaçlayan<br />

yeni merkezini duyurdu.<br />

130 yıldan bu yana Türkiye’deki varlığını<br />

sürdüren Ericsson, Araştırma ve Geliştirme<br />

faaliyetleriyle ülke ekonomisine katkıda bulunuyor<br />

ve yerel üretim olanakları sağlıyor.<br />

Ericsson, Türkiye’nin uzun vadeli vizyonuna<br />

bağlılığının bir parçası olarak, yerel Ar-Ge<br />

ekosisteminin desteklenmesi ve Uygulama,<br />

Geliştirme ve Bakım (ADM) portföyünü geliştirmek<br />

için büyümeye devam ediyor.<br />

Yapay zeka yeteneklerinden faydalanacak<br />

olan merkezin, servis sağlayıcıların dijital<br />

planlarını ayrıntılı bir şekilde tasarlayabilmelerine<br />

yardımcı olması amaçlanıyor.<br />

Ericsson Genel Müdürü Işıl Yalçın yeni açılacak<br />

merkezle ilgili olarak şunları söyledi: “Dijital<br />

dönüşümden geçen servis sağlayıcılar,<br />

yeni hizmetleri pazara ilk sunan ve ihtiyaç<br />

duyulan çevikliğe ulaşmak için giderek daha<br />

fazla yapay zeka ve otomasyona yöneliyor.<br />

Ericsson olarak yeni merkezimizin kurulmasıyla<br />

birlikte ekosistemimizi daha da geliştirecek,<br />

sadece Türkiye de günümüzün teknolojik<br />

ortamında ihtiyaç duydukları araçlara<br />

Türk mühendislerimizle destek olacağız.”<br />

En son Ericsson Mobilite Raporuna göre,<br />

5G’nin 2025 yılına kadar Orta Doğu ve Kuzey<br />

Afrika (MENA) bölgesinde 80 milyon aboneye<br />

ulaşması ve toplam mobil aboneliklerin<br />

yüzde 10’unu temsil etmesi bekleniyor. Sonuç<br />

olarak servis sağlayıcılar, verilerde yaşanan<br />

büyük artışı desteklemede çok önemli<br />

zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve genellikle<br />

Bilişim Teknolojileri dönüşümü stratejilerinin<br />

bir parçası olarak ağ ve uygulama performansını<br />

iyileştirme yoluna gidiyor.<br />

Ericsson, Yönetilen Hizmetler Merkezi’ne<br />

servis sağlayıcıların müşterileriyle olan etkileşimlerini<br />

artırmak için çeşitli yapay zeka<br />

tabanlı yönetim hizmetleri ekleyerek 5G’ye<br />

giden yolda onların yanında olmaya ve desteklemeye<br />

devam edecek.<br />

31


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Micro Focus, Ar-Ge’si Ankara’da Yapılan<br />

Çözümlerle Tüm Dünyaya Hizmet Verecek!<br />

Micro Focus’un Türkiye’deki en önemli<br />

müşteri etkinliği “Micro Focus Virtual Realize<br />

Tour ‘20” bu yıl ilk kez sanal olarak gerçekleştirildi.<br />

Bilişim teknolojileri alanındaki son<br />

trendlerin masaya yatırıldığı yarım gün süren<br />

etkinlikte, farklı sektörlerden duayenler konuşmacı<br />

olarak yer aldı. Micro Focus Türkiye<br />

ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca’nın<br />

açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, Micro<br />

Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile Sanayi<br />

ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da<br />

özel bir konuşma yaptı.<br />

2 özel panelin gerçekleştirildiği etkinlikte 3 ayrı<br />

<strong>IT</strong> network salonda ürün bazında paralel oturumlar düzenlendi.<br />

Moderatörlüğünü Cüneyt Özdemir’in<br />

yaptığı “Dijital Dönüşümde Yapay Zeka” oturumunda,<br />

farklı sektörlerden üst düzey katılımcılar<br />

konuyu derinlemesine tartışarak, kendi başarı<br />

hikayelerini paylaştı. Paneller sonrasında<br />

ise 3 ayrı salonda gerçekleşen başarı hikayesi<br />

sunumlarıyla finanstan, perakendeye, holdingden<br />

havacılık sektörüne kadar farklı sektörlerden<br />

şirketlerin Micro Focus çözümleriyle<br />

gerçekleştirdikleri başarılı projeler masaya<br />

yatırılarak dinleyicilerle paylaşıldı.<br />

Sektör Market<br />

32<br />

“Dönüşümde yapay zeka öne<br />

çıkıyor”<br />

Bu özel etkinlikte köklü deneyim ve teknolojinin<br />

getirdiği yenilikleri harmanlayarak<br />

oluşturdukları çözüm ve hizmetleri, katılımcılarla<br />

buluşturduklarını belirten Micro Focus<br />

Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz<br />

Kırca, şirketlerin teknolojik dönüşümünde<br />

yapay zeka temelli teknolojilerin öne çıktığını<br />

ifade etti. En başarılı teknolojik dönüşüm projelerinde<br />

Micro Focus olarak yer almaktan mutlu<br />

olduklarını dile getiren Kırca, “Tüm dünyada<br />

farklı sektörlerdeki kurumlarla çalışıyoruz.<br />

Gerek siber güvenlik gerek büyük veri gerekse<br />

bulutta Micro Focus’un başka yatırımları olmasını<br />

da gönülden istiyor ve umuyorum” dedi.<br />

Birkaç ay önce gerçekleşen ve büyük yankı<br />

uyandıran Atar Labs’ın satın alınmasıyla ilgili<br />

olarak da Kırca şöyle konuştu: “Özellikle bu<br />

dönemde Micro Focus gibi global bir yazılım<br />

devinin Türkiye’ye yaptığı R&D yatırımının<br />

çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca<br />

bu durum, ülke olarak pazar potansiyelimizi<br />

de gözler önüne seriyor. Yine sektörde takip<br />

edilen bu konuyu ve güvenlik sektöründeki son<br />

gelişmeleri de katılımcılarımızla paylaşmak da<br />

bizim için heyecan vericiydi.”<br />

Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden Micro Focus’un<br />

müşteri ve iş ortaklarına yönelik en kapsamlı etkinliği olan<br />

“Micro Focus Virtual Realize Tour ‘20” ilk kez sanal olarak<br />

gerçekleştirdi. 500’ün üzerinde katılımcının izlediği etkinlikte<br />

bilişim teknolojileri alanındaki son trendler konuşuldu,<br />

farklı sektörlerden şirketler başarı hikayelerini paylaştı.<br />

Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile Sanayi ve<br />

Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da etkinlikte Micro Focus<br />

ve yazılım sektörünün Türkiye’de geldiği noktaya ilişkin<br />

önemli açıklamalarda bulundu.<br />

“Maliyetlerini düşürmelerini<br />

sağlıyoruz”<br />

Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch,<br />

açılışta yaptığı konuşmasında Micro Focus<br />

olarak her zaman müşteri odaklı hareket ettiklerini<br />

belirtti. Şirket olarak başarılarını müşterilerinin<br />

başarısına bağladıklarını ifade eden<br />

Murdoch, “Müşterilerimizin <strong>IT</strong>’lerini dijital<br />

dönüşümle sadeleştirmek, işte karşılaştıkları<br />

zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı<br />

olmak ve pazardaki fırsatları hayata geçirmelerini<br />

sağlamak bizim en önemli misyonumuz.<br />

40 yıllık deneyimimizle yenilikçi teknolojilerimizi<br />

müşterilerimizin daha başarılı olması için<br />

geliştiriyor, dünya genelinde 40 binin üzerinde<br />

müşterimize 600’ün üzerinde ürünle hizmet<br />

veriyoruz. Yüksek teknolojili çözümlerimizi<br />

pragmatik bir yaklaşımla müşterilerin hem<br />

bulundukları alanda hızlanması ve işlerini<br />

geleceğe dönüştürmeleri için tasarlarken aynı<br />

zamanda onların maliyetlerini düşürmelerini<br />

sağlıyoruz” dedi.<br />

“Türkiye, teknolojide heyecan<br />

verici bir merkez”<br />

Konuşmasında teknolojide kilit noktalarda<br />

liderliklerini güçlendirmek için satın alma<br />

fırsatlarını da değerlendirdiklerini ifade eden<br />

Murdoch, bunun son örneğinin Türkiye’de<br />

Atar Labs’ı satın almak olduğunu anlattı. Murdoch,<br />

konuyla ilgili şöyle konuştu: “Atar Labs<br />

Türkiye’nin lider siber güvenlik şirketi. Bu satın<br />

alma sadece mevcut güvenlik portföyümüzü<br />

tamamlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelişen<br />

Türkiye’ye olan inancımızı ve bağlılığımızı<br />

da gösteriyor. Türkiye teknolojide heyecan<br />

verici bir merkez. Türkiye’ye son gittiğimde<br />

özellikle yeni İstanbul Havalimanı’nın teknolojisinden<br />

ve orada yaratılan dijital dönüşüm<br />

yaklaşımından ve Türk Hava Yolları, Akbank,<br />

Garanti gibi birçok kurumla yaptığımız etkileyici<br />

çalışmalardan çok etkilendim. Sanayi ve<br />

Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank’ın vizyonu,<br />

Türkiye’nin teknoloji sektöründe ortaya<br />

koyduğu gelişim de beni etkiledi. Hiç şüphe yok<br />

ki bu durum, Türkiye›de bir satın alma yapma<br />

güven ve kararına olmamızın önemli bir<br />

parçasıydı, inanılmaz derecede heyecanlandık.<br />

Türkiye, yeni teknolojiyi benimseme tutkusu<br />

ve yeteneği olan genç bir nüfusa sahip. Atar’ın<br />

satın alınması ve Türkiye’de araştırma ve geliştirmeye<br />

devam eden taahhüdümüz aracılığıyla<br />

bu konuya tam anlamıyla katıldığımız için<br />

mutlu ve minnettarım. “<br />

Siber güvenlikte en büyük<br />

satın alma<br />

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank<br />

da konuşmasında Micro Focus’un AtarLabs’ı<br />

satın alarak İsrail, İspanya, Portekiz, İtalya<br />

ve Hollanda gibi ülkeler arasından tercihini<br />

Türk mühendislerinden yana yaptığını belirtti.<br />

Böylece siber güvenlik alanında ülkemizdeki<br />

en büyük satın almanın gerçekleştiğini dile<br />

getiren Bakan Varank, “Yazılımda dünyanın<br />

ilk 10 şirketinden biri olan Micro Focus, siber<br />

güvenlik Ar-Ge’sini bundan böyle Ankara’da<br />

yapacak. Bu yatırım, aslında önemli mesajlar<br />

içeriyor. Türkiye yatırımcılara güven veriyor.<br />

Bu satın almayla birlikte; Atar Labs’ın kabiliyetleri<br />

Türkiye sınırlarından çıkıp, dünyanın<br />

diğer ülkelerine kolaylıkla yayılabilecek. Ben<br />

siber güvenlikteki bu başarının, yazılım sektöründeki<br />

diğer girişimcilere de örnek olacağından<br />

eminim” dedi.<br />

“Hedef 500 bin yazılımcı”<br />

Bakanlık olarak yazılım ekosisteminin geliştirilmesini<br />

çok önemsediklerini de ifade eden Bakan<br />

Mustafa Varank, sözlerine şöyle devam etti: “Dijital<br />

dönüşüm ya da yapay zekâ temelli tüm teknolojilerin<br />

tabanında yazılım var. Sektörü daha<br />

da ileriye taşımak için; yatırımları destekliyor,<br />

finansa erişim imkânlarını çeşitlendiriyor, Ar-Ge<br />

ekosistemini besliyor ve sektörün omurgası olan<br />

insan kaynağını yetiştiriyoruz. TÜBİTAK son 5<br />

yılda, bin 200 projeye 1 milyar liranın üzerinde<br />

kaynak aktardı. Teknoloji tabanlı start-up’ların<br />

finansa erişimini kolaylaştırmak için girişim<br />

sermayesi fonları kuruyoruz. İnsan kaynağı alanında<br />

en temel hedefimiz, hâlihazırda 170 bin<br />

seviyelerinde olan yazılımcı sayısını 2023 yılına<br />

kadar en az 500 bine yükseltmek. Sahip olduğumuz<br />

bu güçlü altyapı ve sunduğumuz destekler;<br />

Peak Games ya da Atar Labs gibi pek çok start<br />

up’ın doğmasına, gelişmesine ve küresel bir markaya<br />

dönüşmesine katkı sağlıyor. Önümüzdeki<br />

dönemde daha nice başarı hikâyelerine hep birlikte<br />

şahit olacağız.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Takımlar sahada yarıştı GB kullanımı % 245 arttı<br />

Dünyanın en çok takip edilen spor organizasyonlarından<br />

biri olan Formula 1’de takımlar<br />

pistte kıyasıya yarışırken, Turkcell<br />

de İstanbul Park ve çevresindeki iletişimin<br />

hızlı ve kesintisiz olarak sürmesini sağladı.<br />

Etkinlik öncesi pist ve çevresindeki iletişim<br />

ünitelerinin kapasitesini artıran Turkcell,<br />

yurtdışından gelen ekiplerin artan iletişim<br />

ihtiyaçlarını karşılamak için de bölgede gerekli<br />

tüm önlemleri aldı.<br />

9 yıl aradan sonra İstanbul’da koşulan ve<br />

Lewis Hamilton’un birinciliğiyle sonuçlanan<br />

yarışlar sonunda ortaya çarpıcı internet ve<br />

konuşma rakamları da çıktı. Yarış ekipleri ve<br />

görevlilerin data kullanımı, antrenman, sıralama<br />

ve yarış günü dahil olmak üzere 3 gün<br />

boyunca toplamda 3 bin GB oldu. Artış miktarı<br />

sadece bir günde normal zamana göre<br />

yüzde 245 yükseldi. Konuşma süresi de aynı<br />

şekilde yüzde 109 artarak toplamda yaklaşık<br />

40 bin dakika olarak gerçekleşti.<br />

TV+ izleyici sayısı 350 bini aştı<br />

Pandemi nedeniyle seyircinin alınmadığı<br />

20 pilot ve 10 takımın yarıştığı dünyanın en önemli spor<br />

organizasyonu Formula 1’in ardından ortaya dikkat çekici<br />

rakamlar çıktı. Yarışlar sırasında pist ve çevresindeki iletişimi<br />

kesintisiz ve hızlı şekilde sağlayan Turkcell’in şebekesinde<br />

kullanılan data miktarı, normal döneme göre bir<br />

günde yüzde 245 artarak, toplamda yaklaşık 3 bin GB (Gigabyte)<br />

oldu. Yarışseverlerin evlerinden takip ettiği Formula<br />

1 Türkiye Grand Prix’sini TV+ üzerinden takip edenlerin<br />

sayısı ise 350 bini aştı.<br />

Formula 1 yarışlarına Türk seyircisi ekran<br />

başında büyük ilgi gösterdi. Turkcell’in dijital<br />

televizyon uygulaması TV+ üzerinden<br />

350 bini aşkın yarışsever Formula 1’i takip<br />

etti. Formula 1 Türkiye Grand Prix’si, TV+<br />

tarafından yayınlanan ve bu sezon koşulan<br />

Formula 1 yarışları arasında en çok izlenen<br />

yarış olma unvanına da sahip oldu.<br />

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Turkcell<br />

Genel Müdürü Murat Erkan, “Türkiye’nin<br />

tanıtımı için son derece önemli olan<br />

ve 150’yi aşkın ülkede 2 milyar kişinin izlediği<br />

bu organizasyonun kusursuz işlemesi için<br />

Turkcell olarak biz de üzerimize düşeni yaptık.<br />

Yarışlar boyunca gerek pilotların gerekse<br />

takımlarda görev yapanların rahat ve kesintisiz<br />

olarak iletişim kurması için tüm imkânlarımızı<br />

seferber ettik. Pist ve etrafında<br />

normal zamanın çok üstünde ortaya çıkan<br />

kullanım miktarlarını şebekemizde doğru<br />

şekilde yöneterek, ülkemize yakışır bir hizmet<br />

verdik. Pandemi nedeniyle yarışları evlerinden<br />

izlemek zorunda kalan yarışseverlere<br />

Formula 1’in tüm heyecanını dijital televizyon<br />

platformumuz TV+ üzerinden yaşama<br />

imkânı sunduk. Güçlü altyapımızla ülkemiz<br />

için son derece önemli olan Formula 1 Türkiye<br />

Grand Prix’sine destek verdiğimiz için<br />

son derece mutluyuz. Dünyanın en önemli<br />

spor organizasyonlarından birinin ülkemize<br />

tekrar kazandırılmasında rol oynayan ve<br />

başarılı bir organizasyonla ülkemizin adının<br />

tüm dünyada bir kez daha duyurulmasına<br />

vesile olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum”<br />

dedi.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

“Wi-Fi 6 denince akla gelen marka olmayı<br />

hedefliyoruz”<br />

Kablosuz ağ pazarında<br />

uzun yıllardır<br />

lider olan ve<br />

pazara yön veren<br />

TP-Link®, en yeni<br />

Wi-Fi teknolojisi<br />

olan Wi-Fi 6’ya<br />

geçişin daha hızlı<br />

olmasını bekliyor. Wi-Fi standartlarının teknolojik<br />

olarak ortaya çıkmasından yaklaşık<br />

5-6 yıl sonra pazarda egemen hale gelebildiğini<br />

söyleyen TP-Link Ülke Müdürü Ryan Yang,<br />

“Wi-Fi 6’da bu sürenin daha kısa olacağını tahmin<br />

ediyoruz” diyor.<br />

TP-Link’in tüm stratejisini bu geçişin daha<br />

kısa olacağı beklentisiyle yaptığını ve pazarda<br />

da bu doğrultuda tepkiler gözlemlediklerini<br />

ifade eden Yang, “Örneğin bir önceki Wi-Fi<br />

standardı olan 802.11ac’li (Wi-Fi 5) ilk ürünler<br />

2013 yılında satışa sunulmaya başlandı. AC’nin<br />

pazara egemen olması ise <strong>2020</strong> yılını buldu.<br />

Wi-Fi 6 yani AX teknolojisinin ise 2022 ya da en<br />

geç 2024’te en çok satılan teknoloji haline gelmesini<br />

bekliyoruz” diyor. Wi-Fi 6’ya geçişin ülkeden<br />

ülkeye değişiklik gösterdiğini söyleyen<br />

Yang, “ABD, Japonya gibi ülkelerde daha hızlı<br />

geçiş yaşanıyor. Bu ülkelerde bu yıl satılan ağ<br />

ürünleri içinde Wi-Fi 6’lı ürünlerin payı biraz<br />

Wi-Fi 6’lı ürünlerin daha hızlı kullanıma geçeceğini<br />

belirten TP-Link Ülke Müdürü Ryan Yang, en zengin<br />

ürün grubuyla TP-Link’in Wi-Fi 6 denince akla ilk<br />

gelen marka olmayı hedeflediğini söylüyor…<br />

daha yüksek. 2021’de bu payda sıçrama olacağını<br />

öngörüyoruz” diyor.<br />

Covid salgınının etkileri<br />

Covid salgınının, insanların evlerdeki ağ gereksinimlerini<br />

daha iyi fark etmelerine neden<br />

olduğunu belirten Yang, “Evden çalışma ve<br />

uzaktan eğitim, ağ ürünlerine talebi arttırdı.<br />

Kullanıcılar daha hızlı ve kaliteli internet bağlantısı<br />

istiyor. Bu Wi-Fi 6 ürünlerine talebi de<br />

olumlu etkiliyor” diyor. Buna karşın salgından<br />

tüm dünya ekonomilerinin olumsuz etkilendiğine<br />

ve ekonomik daralmanın daha net öngörü<br />

yapmayı engellediğine dikkat çeken Yang, “Wi-<br />

Fi 6’lı ürünlerin 2022-2024 döneminde pazarda<br />

egemen olmasını bekliyoruz. TP-Link olarak<br />

biz Wi-Fi 6’ya yatırımımızı hiç azaltmadan<br />

sürdürüyoruz. Şu anda hem ürün grubu olarak<br />

hem model sayısı olarak en geniş ürün seçeneğine<br />

sahip markalardan biriyiz. Amacımız,<br />

Wi-Fi 6 dendiğinde akla gelen ilk marka olmak.<br />

Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz” diyor.<br />

Türkiye’de 2019 yılında ilk Wi-Fi 6’lı ürünü satışa<br />

sunduklarını ve bu ay itibarıyla model sayısını<br />

dokuza çıkardıklarını vurgulayan Yang,<br />

bu sayının daha da artacağını belirtiyor. “Türkiye<br />

pazarında daha önceki Wi-Fi standartlarının<br />

ilk satışa sunulduğu yıllara göre Wi-Fi<br />

6’ya daha fazla ilgi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.<br />

Henüz toplam satışlar içindeki oranı<br />

az ama örneğin AC’nin ilk satışa sunulduğundaki<br />

orandan bir hayli yüksek. Eğer TL’deki<br />

değer kaybı olmasaydı bu oranın daha yüksek<br />

olması mümkündü” diyen Yang, 2021 yılında<br />

Türkiye’de ağ pazarında AC’nin (Wi-Fi 5) giriş<br />

standardı olacağını ve Wi-Fi 6’nın pazardaki<br />

payını artıracağını beklediklerini ifade ediyor.<br />

33


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

HUAWEI, MateBook 14’ü Türkiye’de<br />

tüketiciler ile buluşturuyor<br />

HUAWEI, MateBook Serisi’ne katılan en yeni ultra taşınabilir<br />

dizüstü bilgisayarı olan HUAWEI MateBook<br />

14’ü Türkiye’de tüketiciler ile buluşturuyor. HUAWEI<br />

MateBook 14, sağlam ve hafif bir gövde içinde serinin<br />

şık tasarımına ve akıllı özelliklerine sahip.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

34<br />

14 inç HUAWEI MateBook, 4,9 mm ince<br />

çerçeveli FullView ekrana sahip. İnce<br />

çerçeveler, kompakt dizüstü bilgisayarın<br />

taşınabilirlikten ödün vermeden yüzde<br />

90 gibi etkileyici bir ekran-gövde oranına<br />

ulaşmasını sağlıyor. Dizüstü bilgisayar,<br />

aynı zamanda, makale okumak, internette<br />

gezinmek ve kodlama gibi günlük üretkenlik<br />

ihtiyaçları için 16:9 ekran oranına<br />

sahip muadil ürünlere göre daha fazla<br />

içerik görüntülemeyi sağlayan 3:2 ekran<br />

oranını kullanan piyasadaki nadir bilgisayarlardan<br />

biri. HUAWEI MateBook 14’ün<br />

15,9mm boyutlarındaki ince metal gövdesi<br />

yalnızca 1,49 kg ağırlığında.<br />

185 PPI ekranı ile 2160x1440 çözünürlüğü,<br />

RGB renk gamının yüzde 100’ünü,<br />

1500:1’lik kontrast oranını ve 300 nit maksimum<br />

parlaklığı destekleyen HUAWEI<br />

MateBook 14, renge duyarlı iş yükleri ve<br />

multimedya eğlencesi için ideal bir kullanım<br />

sunuyor. Kullanıcılar ister yüksek çözünürlüklü<br />

görüntüler izlesin ister fotoğraflara<br />

baksın, sunulan keskin görüntüler,<br />

zengin ayrıntılar ve canlı renkler, sürükleyici<br />

ve sinematik bir deneyim sağlıyor.<br />

HUAWEI MateBook 14, daha canlı ve ayrıntıları<br />

net bir şekilde gösteren 2K FullView<br />

ekranla birlikte sunuluyor. Ayrıca<br />

ekran, mavi ışık emisyonlarını etkin bir<br />

şekilde filtreleyen ve dizüstü bilgisayarı<br />

uzun süre kullanmak zorunda olan kişilerin<br />

gözlerini koruyan TÜV Rheinland<br />

Düşük Mavi Işık Sertifikasına da sahip.<br />

Çarpıcı Yüksek Performans<br />

Ultra taşınabilir HUAWEI MateBook 14,<br />

AMD Ryzen 4000 H-Serisi işlemci ve entegre<br />

AMD Radeon Grafik kartıyla yüksek<br />

işlem ve grafik gücü sunuyor. Performans<br />

modu etkinleştirildiğinde işlemciyi<br />

40W’a kadar yükselterek, toplu görüntü<br />

düzenleme ve kodlama gibi görevlerde kullanıcılara<br />

daha fazla talep için ekstra güç<br />

sağlıyor. Dizüstü bilgisayar, daha yoğun<br />

iş yüklerinde bile sorunsuz ve güvenilir<br />

performansı desteklemek için çift kanal<br />

modunda çalışan 16 GB DDR4 RAM ve 512<br />

GB yüksek performanslı PCIe SSD ile yapılandırılabiliyor.<br />

Çift HUAWEI Shark fan,<br />

kullanıcıların sessizce odaklanmasına ve<br />

çalışmasına olanak tanıyan gelişmiş soğutma<br />

performansı ve fan akustiği sunan<br />

daha yoğun “S” şeklinde yeni bir kanat tasarımına<br />

sahip.<br />

Pil ömrü de iyi bir kullanıcı deneyimi için<br />

çok önemli. HUAWEI MateBook 14’ün<br />

içinde, olağanüstü pil ömrü sunmak için<br />

Huawei’nin akıllı güç yönetimi çözümüyle<br />

birlikte çalışan 56 Wh’lik pil bulunuyor. Dizüstü<br />

bilgisayar, tek bir şarjla 10 saate kadar<br />

sürekli 1080p video oynatmayı destekleyerek<br />

kullanıcıların hareket halindeyken<br />

bile sevdikleri videoları çevrimiçi olarak<br />

izlemelerine olanak tanıyor. Desteklenen<br />

Huawei telefonları için yıldırım hızında<br />

şarj sağlayabilen taşınabilir bir HUAWEI<br />

SuperCharge şarj cihazı ile geliyor. Ek<br />

olarak, USB bağlantı noktaları varsayılan<br />

olarak her zaman açık modda bulunuyor.<br />

Böylece kullanıcılar dizüstü bilgisayar kapalıyken<br />

bile diğer çevre birimlerini rahatlıkla<br />

şarj edebiliyorlar.<br />

Her Senaryoda Üretkenlik<br />

Verimlilik merkezi olarak tasarlanan HU-<br />

AWEI MateBook 14, Windows ve Android<br />

cihazlar arasındaki uçurumu kapatan,<br />

Huawei tarafından geliştirilen bir çözüm<br />

olan Huawei Share’i destekliyor. Huawei<br />

Share Çoklu Ekran İş Birliği ile kullanıcılar,<br />

bu özelliği destekleyen Huawei akıllı<br />

telefonlarını PC üzerinden sorunsuz bir<br />

şekilde kontrol edebiliyor, dosyaları birbirleri<br />

arasında aktarabiliyor, klavye ve fare<br />

gibi çevre birimlerini paylaşabiliyor ve her<br />

iki yazılım ekosistemine aynı anda erişim<br />

sağlayabiliyorlar. Bu özellikte yapılan iyileştirmeler,<br />

kullanıcıların akıllı telefona<br />

kaydedilen dosyaları doğrudan PC üzerinden<br />

tek bir ekranda aramalarına, açmalarına<br />

ve üzerinde çalışmalarına olanak<br />

tanıyor.<br />

HUAWEI MateBook 14, 8 GB RAM ve 256<br />

GB SSD ve 16 GB RAM ve 512 GB SSD seçenekleri<br />

ile ön satışa sunuluyor. Sırasıyla<br />

6.999 TL (4 ay vade farksız taksit fırsatıyla)<br />

ve 8.699 TL (6 ay vade farksız taksit<br />

fırsatıyla) tavsiye edilen son tüketici satış<br />

fiyatına sahip bilgisayarlar Huawei Online<br />

Mağaza üzerinden ön satışa sunuluyor. Ön<br />

siparişte 100 TL depozito ödemesi yapan<br />

kullanıcılara, ürünün toplam fiyatı üzerinden<br />

200 TL daha indirim yapılıyor. Ayrıca<br />

ön siparişe özel olarak, HUAWEI Bilgisayar<br />

Çantası ve HUAWEI Bluetooth Mouse<br />

sadece 1 TL farkla kullanıcılara sunuluyor.<br />

Teslimattan sonra siparişlerim sekmesinden<br />

“İnceleme Yaz” seçeneğine tıklayarak<br />

yorum bırakan tüketiciler, Huawei Band<br />

3e’yi 1 TL karşılığı alabileceği kupon kodu<br />

da kazanıyorlar.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

2021 yılının teknoloji trendleri neler olacak?<br />

2021’e girmeye sayılı günler kaldı. Peki, dünyayı yeni<br />

yılda ne gibi teknolojik yenilikler bekliyor?<br />

150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Generali Sigorta,<br />

2021 yılında yeni teknoloji olarak öne<br />

çıkacak ve günlük hayatta daha fazla yer bulacak<br />

trendleri açıkladı.<br />

5G tüm hızıyla geliyor<br />

Teknoloji dünyasında 2021 yılında yaşanacak<br />

dönüm noktalarından biri 5G teknolojisi<br />

olarak ön plana çıkıyor. 5G teknolojisi küresel<br />

çapta kullanılmaya başlanacak. Yakın<br />

zamanda hayatımıza girmesi planlanan 5G<br />

birçok yeniliği de beraberinde getirecek. 5G<br />

telefon dışında sağlık, otomotiv, eğlence ve<br />

hizmet gibi birçok sektörde de köklü değişikliklerin<br />

kapısını aralayacak.<br />

Robot asistanlar<br />

yaygınlaşacak<br />

Dünyanın farklı bölgelerinde robot hastabakıcılar,<br />

güvenlik görevlileri, hostesler ve<br />

garsonlar kullanılıyor. 2021 yılında ise bu<br />

teknoloji evlere girecek. Özellikle akıllı evlerde<br />

kullanılacak olan bu robot asistanlar,<br />

gelecek 10 yılda gündelik hayattaki birçok işi<br />

kolaylaştıracak.<br />

Akıllı film ve diziler geliyor<br />

2019 yılında piyasaya sürülen Black Mirror:<br />

Bandersnatch seyirciye sunduğu tercihlerle<br />

büyük ilgi toplamıştı. 2021’de izleyiciyi hikâyenin<br />

gelişimine dahil edecek akıllı dizi ve<br />

filmlerin sayısı artacak.<br />

Uzaktan çalışma<br />

yaygınlaşacak<br />

Covid-19 öncesinde evden çalışma, işverenlerin<br />

çok da tercih etmediği bir çalışma<br />

modeliydi. Ancak, pandemi sürecinin<br />

getirdiği zorunluluklardan biri haline geldi.<br />

2021 yılında dijital uygulamaların desteğiyle<br />

ofis ve insan kaynakları maliyetlerini<br />

düşüren uzaktan çalışma sistemi daha da<br />

yaygınlaşacak.<br />

Akıllı asistanlar otomobilde<br />

Siri ve Google Asistan gibi sesli komutla çalışan<br />

akıllı asistan teknolojisi 2021’de yaygınlaşmaya<br />

devam edecek. Otomobil üreticileri,<br />

yeni modelleri akıllı asistanlarla donatmaya<br />

başlayacak.<br />

Katlanabilir telefon dönemi<br />

Akıllı telefon teknolojisinin en yeni üyesi katlanabilen<br />

telefonlar uzun süredir gündemde<br />

olan bir teknoloji. Bu teknoloji bir süredir<br />

kullanılıyor ancak yeni üretici firmaların bu<br />

tip telefonlara üretecek olmaları dolayısıyla<br />

2021’de katlanabilen akıllı telefonların popülerliği<br />

artacak.<br />

Sınırsız depolama alanı<br />

Dijital dönüşümün getirdiği önemli sorunlardan<br />

biri depolama alanı. 2021 yılında kullanıcılara<br />

ücretsiz ve sınırsız depolama alanlarının<br />

sağlanması bekleniyor. Bu durum<br />

mevcut dosyaları, fotoğrafları ve videoları<br />

silme sorununu ortadan kaldıracak.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Panasonic’ten hassas ve yüksek<br />

performanslı yangın algılama çözümü<br />

Panasonic Aktif Hassas Hava Örneklemeli<br />

(Emişli) Yangın Algılama Dedektörü, klasik<br />

algılama yöntemlerinin (duman dedektörü, ısı<br />

dedektörü, kombine dedektör vb.) yeterli olmadığı<br />

ve dumanın zamanında algılanmasında<br />

zorluk yaşanabileceği durumlarda öne çıkıyor.<br />

Fabrika, yüksek tavanlı alışveriş merkezi holleri<br />

gibi alanlarda hava örnekleme sistemi kurulumu<br />

sayesinde, daha hassas ve yüksek performanslı<br />

yangın algılama mümkün hale geliyor.<br />

Sistem, hava örnekleme borularına çekilen ortam<br />

havasının içindeki partikülleri, lazer ışınları<br />

yardımıyla algılayarak alarm veriyor.<br />

Panasonic Aktif Hassas Hava Örneklemeli<br />

(Emişli) Yangın Algılama Dedektörleri; özellikle<br />

data center, <strong>IT</strong> ve bilgi işlem odaları, soğuk<br />

hava depoları, temiz odalar, tavan yüksekliği<br />

yüksek olan hangar, depo, atrium, endüstriyel<br />

tesis gibi alanlarda tercih ediliyor.<br />

Aktif hava emişli sistemler, çok hassas hava<br />

Yaşam alanlarımızda karşılaşabileceğimiz en önemli risk<br />

ve tehlikelerin başında yangınlar geliyor. Sonuçları göz<br />

önüne alındığında özellikle insanların kalabalık şekilde<br />

bulunduğu alanlarda gereken önlemlerin titizlikle alınması<br />

büyük önem taşıyor. Profesyonel yangın algılama sistemleri<br />

ve güvenlik çözümleri ile dünya standardında koruma<br />

vadeden Panasonic markasının Aktif Hassas Hava<br />

Örneklemeli (Emişli) Yangın Algılama Dedektörü, kalite ve<br />

teknolojisi ile üstün güvenlik sunuyor.<br />

çekmeli duman algılama sistemi ve çok hassas<br />

hava çekmeli duman algılama sistemleri olarak<br />

da adlandırılan hava örnekleme sistemlerinin,<br />

EN 54-20 Standardı’na ve Türkiye Yangından<br />

Korunma Yönetmeliği Uygulama Kılavuzu’na<br />

uygun olarak projelendirilmesi gerekiyor. EN<br />

54-20 Standardı’na göre hava örneklemeli dedektörler<br />

üç sınıfa ayrılıyor: Sınıf A (Çok Yüksek<br />

Hassasiyet), Sınıf B (Yüksek Hassasiyet) ve Sınıf<br />

C (Normal Hassasiyet).<br />

Bu sistemin kullanıldığı alanlar, çok geniş<br />

hacimlerden meydana geldiğinden yangın<br />

sırasında oluşabilecek duman uzun bir süre<br />

yoğunlaşamayabiliyor. Bu durumu klasik algılama<br />

yöntemleriyle tespit etmek ise geç kalınmasına<br />

ve yangının büyümesine sebep olabiliyor.<br />

Bunu önlemek için, Sınıf A hassasiyete<br />

sahip hava çekmeli duman algılama cihazlarının<br />

tercih edilmesi öneriliyor. Bu cihazların<br />

genel kullanımlar haricinde, aşağıdaki gibi özel<br />

kullanımları da bulunuyor:<br />

* Oda içi koruma için asma tavan boşluğunda,<br />

* Yükseltilmiş döşeme altından kabin içlerinde,<br />

* Havalandırma kanalı içerisinde,<br />

* <strong>IT</strong> odalarına kabinet içlerinde,<br />

* Kablo tavaları ve tünellerinde.<br />

35


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Netaş, satış gelirini % 34 artırdı<br />

Ana hissedarı ZTE ile yerlileştirme ve yeni nesil IPTV<br />

teknolojilerine odaklanan Netaş, üçüncü çeyrekte de<br />

büyümesini sürdürdü. Dokuz aylık finansal sonuçlarına<br />

göre, Netaş’ın satış geliri yüzde 34 artarak 1.119<br />

milyon TL’ye çıktı. FAVÖK marjını da yüzde 3,9’a yükselten<br />

Netaş’ın söz konusu dönemde karı 43,1 milyon<br />

TL olarak gerçekleşti.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

36<br />

Türkiye’nin bölgedeki ArGe ve teknoloji<br />

gücü Netaş, <strong>2020</strong> yılının dokuz aylık sonuçlarını<br />

açıkladı. Buna göre Netaş, ZTE<br />

ile birlikte özellikle telekom pazarındaki<br />

büyümesinin de etkisiyle satış gelirlerini<br />

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />

34 artırarak 1.119 milyon TL’ye, FAVÖK<br />

marjını yüzde 3,9’a, kârını ise 43,1 milyon<br />

TL’ye yükseltti.<br />

Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “Dünyayı<br />

saran pandemi ve piyasalardaki çalkantılara<br />

rağmen üçüncü çeyrekte de<br />

operasyonel verimliliğimizi arttırdık,<br />

dikeylerde derinleşerek istikrarlı büyümemizi<br />

sürdürdük. Bu sayede hem satış<br />

gelirlerimizde büyüme hem de FAVÖK’te<br />

artış elde ettik. Bu dönemde kamu ve<br />

özel sektör kuruluşlarının dijital dönüşüm<br />

süreçlerinde iş ortağı olarak etkinliğimizi<br />

sürdürdük. ArGe’mizin köklü<br />

bir kası olan telekom alanında ZTE ile<br />

atılımlarımıza devam ettik. Yerlileştirmenin<br />

yanı sıra, IPTV gibi ileri telekom<br />

teknolojilerine odaklandık. Önümüzdeki<br />

dönemde ZTE ile özellikle telekom<br />

teknolojileri alanında işbirliğimizi daha<br />

da derinleşerek, gerek yurtiçinde gerekse<br />

yurtdışında büyümemizi sürdüreceğiz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Telekomda yeni nesil<br />

teknolojiler ve yerlileştirme<br />

çalışmaları ile büyüyeceğiz<br />

Büyümede, telekom sektöründe üstlendikleri<br />

internet erişim ürünleri ve internet<br />

altyapı projelerinin etkisinin olduğuna<br />

da işaret eden Altay, şöyle devam etti:<br />

“ArGe organizasyonumuz bünyesinde<br />

telekom operatörleri için geliştirdiğimiz<br />

yazılım çözümleri ile sunduğumuz<br />

çeşitlendirilmiş hizmetler, telekom pazarındaki<br />

satış hacmimizi artırdı. 2019<br />

yılında ana hissedarımız ZTE’nin FTTx<br />

fiber altyapı sistemleri ile başladığımız<br />

yerlileştirme çalışmalarımıza <strong>2020</strong> yılında<br />

VDSL Modem, Fiber Modem (Home<br />

Gateway) ile devam ettik. Bir operatörümüz<br />

ile sabit çekirdek şebeke modernizasyon<br />

projesini hayata geçirdik. Yine<br />

mobil abonelere sunulan dijital servislerin<br />

testlerini başarılı şekilde gerçekleştirdik.<br />

Son dönemde ise, ZTE ile birlikte<br />

yerlileştirme faaliyetlerimizin yanı<br />

sıra, yeni nesil IPTV platformu gibi ileri<br />

teknolojilere odaklanarak, telekom pazarında<br />

etkinliğimizi daha da artırmayı<br />

hedefledik.”<br />

Lider sistem entegratörü<br />

kimliğimizle 3. Çeyrekte<br />

de dijital dönüşüm<br />

çalışmalarımıza devam ettik<br />

Netaş’ın kendi ArGe yetkinlikleri ile<br />

kamu ve özel sektörde dijital dönüşüm,<br />

yazılım geliştirme, iş zekası ve analitiği<br />

gibi projelerle büyüme hedeflerini gerçekleştirmeye<br />

devam ettiğinin altını<br />

çizen Altay, “Bu dönemde, sistem entegratörü<br />

yetkinliğimizle Adalet Bakanlığı’nın<br />

dijital dönüşümünde etkinliğimizi<br />

daha da artırırken, metro, tren gibi ulaşım<br />

sektöründe de projeler üstlendik.<br />

Yine Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası<br />

markalar, online ticaret siteleri ve<br />

holdinglerin dijital dönüşüm süreçlerinde<br />

rol almayı sürdürdük” dedi.<br />

Test ve yönetilen hizmetler<br />

büyümede başı çekti<br />

Bu dönemde Netaş ArGe çatısı altında<br />

Visium test ürün ailesiyle geliştirilen<br />

“Katma Değerli Test Yazılımları” çözüm<br />

portföyünü genişlettiklerini kaydeden<br />

Altay, başta finans ve telekom olmak<br />

üzere test hizmetleri alanında müşteri<br />

sayısını artırarak bu alandaki hızlı<br />

büyümeyi sürdürdüklerini ifade etti.<br />

Ağ yönetimi ve siber güvenlik hizmetlerini<br />

kapsayan “yönetilen hizmetler”<br />

alanında da önemli büyüme kaydettiklerini<br />

vurgulayan Altay, “Siber güvenlik<br />

alanında müşteri sayımızı ve derinliğimizi<br />

artırırken, Türkiye’nin en büyük<br />

havalimanlarından birini de portföyümüze<br />

kattık. Bilişim Destek Hizmetleri<br />

(BDH) şirketimiz ise, ülkemizin en çok<br />

teknoloji desteğine ihtiyacı olduğu pandemi<br />

döneminde çalışmalarını büyük<br />

bir özverili ile sürdürmeye devam etti”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Yurtdışı pazarlarda<br />

ağırlığımızı artırıyor, yerli ArGe<br />

ürünleriyle ihracata devam<br />

ediyoruz<br />

Yurtdışı satışlarını geçen yıla göre yüzde<br />

10 artıran Netaş’ın özellikle Cezayir,<br />

Kazakistan ve Katar pazarına odaklandığına<br />

işaret eden Altay, “Üçüncü çeyrekte<br />

de uluslararası pazarlarda ZTE<br />

ile telekom altyapısı üzerine projeler<br />

gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu<br />

kapsamda, Kazakistan’ın dijital dönüşümü<br />

çerçevesinde ZTE ile birlikte yeni<br />

projeler kazandık. Cezayir ve KKTC’de<br />

aldığımız projelerimizin kuruluşlarında<br />

da tamamlama sürecine geçtik. Bu pazarlarda<br />

kendi ArGe’mizde geliştirdiğimiz<br />

akıllı etkinlik platformumuz Eventizer’ın<br />

ihracatında büyüme kaydettik.<br />

Öte yandan, NetRD şirketimizdeki 400<br />

mühendisimizle, Kuzey Amerika’ya telekomünikasyon<br />

yazılımları ihraç etmeye<br />

de devam ettik” dedi.<br />

Yakın coğrafyanın yüksek<br />

teknoloji eğitim merkezi<br />

olmayı hedefliyoruz<br />

Kısa bir süre önce hayata geçirdikleri<br />

yüksek teknoloji eğitim merkezi n-telligent<br />

institute ile yakın coğrafyaya bilgi<br />

birikimi ihraç etmek istediklerini de<br />

belirten Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Türkiye’de ‘Netaş mühendis okulu’dur<br />

söylemini ekole dönüştürerek yüksek<br />

teknoloji merkezimiz n-telligent institute<br />

ile yarım asrı aşkın birikimimizi<br />

ekosistemimize açtık. n-telligent institute’un,<br />

sadece Türkiye’de değil bölgede de<br />

yüksek eğitim teknoloji merkezi olmasını<br />

hedefliyoruz. 53 yıldır güçlü ArGemiz<br />

ile teknoloji ihracatı yaparken, şimdi de<br />

yüksek teknoloji eğitimlerimizi ihraç etmeye<br />

hazırlanıyoruz.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

realme’nin yeni gücü görücüye çıktı<br />

Dünyanın en hızlı büyüyen akıllı telefon markası realme,<br />

gelişmiş kamerası ve hızlı şarj özelliği ile gençlere<br />

çok daha fazla performans ve çeviklik kazandıracak<br />

yeni telefonu realme 7’yi tanıttı.<br />

‘Cesaret Et’ sloganına olan inancıyla gelişmiş<br />

teknolojileri popüler hale getirme vizyonununu<br />

bir araya getiren realme, Sony 64<br />

MP Dörtlü Kamera kurulumunu lansman<br />

dönemine özel 2.999 TL fiyat segmentine<br />

getiren ilk akıllı telefon üreticisi oldu. Dikkat<br />

çekici özelliklere sahip realme 7, yüksek<br />

performans için 90Hz Ultra Akıcı Ekran,<br />

30W Dart Şarj, 5000 mAh büyük pil ve güçlü<br />

işlemciyi bir arada sunuyor. realme 7, 12<br />

<strong>Kasım</strong> tarihinden itibaren sürpriz fiyatıyla<br />

hepsiburada ve amazon kanallarında satışta<br />

çıkıyor.<br />

Sony 64MP Ultra Geniş Açılı<br />

Dörtlü Kamera kurulumuyla<br />

daha keskin fotoğraflar çekin<br />

realme, daha fazla gencin fotoğrafçılıktan<br />

keyif almasına yardımcı olmak için Sony<br />

64MP Geniş Açılı Dört Kameralı kurulumu<br />

lansman dönemine özel 2.999 TL fiyat<br />

segmentine getiriyor. 64MP ana kamera,<br />

6944x9248 boyutlarında yüksek çözünürlüklü<br />

fotoğraflara olanak tanıyan Sony IMX882,<br />

f/1.8 diyafram ve sektör lideri 1/1.73 oranıyla<br />

birlikte geliyor.<br />

Cihaz ayrıca Yıldız, Tripod, Portre, Panorama<br />

ve diğer modları destekliyor. Ayrıca<br />

Siberpunk, Flamingo ve Modern Altın dahil<br />

olmak üzere benzersiz gece manzarası fotoğrafları<br />

çekilebilmesini sağlayan en popüler<br />

gece filtrelerini de içeriyor.<br />

8MP Ultra Geniş Açılı lensin 119° görüş açısı<br />

ve f/2.3 diyaframa sahip. Ayrıca f/2.4 geniş<br />

diyafram açıklığına sahip 4 cm özel makro<br />

lensi, yakın nesnelerin en kaliteli şekilde<br />

çekilmesine ve kullanıcıların mikro dünyanın<br />

cazibesine kapılmasına yardımcı<br />

oluyor. Siyah beyaz portre lensi, ana lensin<br />

yardımcısı olarak görev yapıyor ve<br />

yaratıcı portreler çekilmesine yardımcı<br />

oluyor.<br />

30W Dart Şarj ve 5000mAh<br />

büyük pille daha hızlı şarj -<br />

realme 7, 5000mAh büyük pili ile uzun kullanım<br />

ömrü sunarak düşük pil kaygısını ortadan<br />

kaldırıyor. 30W Dart Şarj, telefonun 26<br />

dakikada %50 şarj oranına ulaşmasını sağlıyor.<br />

realme 30W Dart Şarj, hem güvenlik<br />

hem de verimlilik için düşük voltaj ve yüksek<br />

akım çözümünü benimsiyor.<br />

Doğanın ayna özelliğinden esinlenen realme<br />

7 serisi, parlak ayna tasarımıyla dikkat çekiyor.<br />

Yeni bir görsel etki sağlayan cesur tasarımı<br />

çarpıcı ışık efektleriyle bir araya gelerek<br />

doğal bir güzellik oluşturuyor. Klasik CD<br />

dokularına sahip popüler AG işlemesi, telefonun<br />

daha kaliteli görünmesini sağlıyor.<br />

90Hz ekranı ve güçlü<br />

işlemcisiyle oyunları daha<br />

akıcı oynayın<br />

Oyunlar için özel olarak yüksek performans<br />

sunacak şekilde tasarlanan realme 7, Helio<br />

G95’i ilk kullanan akıllı telefon olurken Antutu’da<br />

300.000 puana ulaştı. Delikli 6,5 inç<br />

FHD+ Ultra Akıcı ekrana sahip olan realme<br />

7’nin ekran/gövde oranı ise %90,5. Tüm bu<br />

gelişmiş özellikler realme 7’yi benzerleri arasında<br />

oyun oynamak için en ideal seçenek<br />

haline getiriyor.<br />

Telefon bilgi güvenliği<br />

için yan kenardaki düğme<br />

ile entegre parmak izi<br />

sensörünü kullanıyor.<br />

Sony 64MP Geniş Açılı Dört Kameralı Kuruluma<br />

sahip ilk akıllı telefon olan realme<br />

7, 5000 mAh büyük pili ve oyun oynarken<br />

telefonun şarj edilmesini sağlayan 30W Dart<br />

Şarj ile oyun oynamayı daha keyifli hale<br />

getiriyor. Mükemmel performansa sahip<br />

8 çekirdekli işlemcisi ve 90Hz Ultra Akıcı<br />

ekranı realme 7’yi yüksek performansa ihtiyaç<br />

duyan gençler için mükemmel bir seçenek<br />

haline getiriyor ve kullanıcılara üstün<br />

bir deneyim sunuyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

“Gelecek çok kanallı alışverişte”<br />

FutureCommerce360<br />

perakende<br />

konferansı, bu<br />

sabah dijital ortamda<br />

gerçekleştirildi.<br />

Konferans<br />

boyunca perakende<br />

ve e-ticaretin<br />

geleceği,<br />

yeni teknolojiler, iş modelleri ve başarılı uygulamalar<br />

perakende sektörünün önde gelen<br />

isimleri tarafından tartışıldı. Konferansta<br />

ana konuşmacılardan biri olan Amazon Avrupa<br />

ve Türkiye Kamu Politikaları Direktörü<br />

Eirini Zafeiratou, çok kanallı alışverişin,<br />

perakende sektörünün geleceği olduğunun<br />

altını çizdi.<br />

“Perakendenin Yükselişi: COVID-19 sürecinde<br />

çoklu kanallar sektörü nasıl dönüştürdü?”<br />

başlıklı bir konuşma gerçekleştiren<br />

Zafeiratou, “Para harcadığımız mecralarda<br />

değişimler oldu ve dijital ortamda yapılan<br />

Bu yıl ikincisi düzenlenen konferansta ana konuşmacılar<br />

arasında yer alan Amazon Avrupa ve Türkiye Kamu Politikaları<br />

Direktörü Eirini Zafeiratou, COVID-19’un tüm dünyada<br />

perakende sektörünü nasıl dönüştürdüğüne ve “yeni<br />

normal” olarak tanımlanan bu dönemde çok kanallı perakendedeki<br />

büyümeye dair değerlendirmelerde bulundu.<br />

perakende satın alımlarda artışlar gözlemledik.<br />

Bu durum, yarının alışveriş alışkanlıkları<br />

ile ilgili bazı tahminlere sebep oldu.<br />

Bu tahminlerin bir bölümü, evlerde kalınan<br />

dönemdeki gerçek trendlere dayanırken,<br />

diğerleri perakendenin geleceğinin nasıl<br />

olacağına dair spekülasyonlardan oluşuyor.<br />

Pandemiden uzun bir süre önce dahi, online<br />

alışverişin fiziksel mağaza ve perakende sektörünü<br />

olumsuz etkilediğine dair söylemler<br />

vardı. Bu tahminlerin es geçtiği nokta, online<br />

alışverişin fiziksel dükkanlarla çok yakın bir<br />

ilişkide olduğu, hatta çoğu zaman onlara ihtiyaç<br />

duyduğu gerçeği.”<br />

Zafeiratou, “Araştırmalar, pandemi<br />

döneminde dahi online satışlara atfedilmiş<br />

birçok satın alımın, aslında hem fiziksel mağazalara<br />

hem online sistemlere dayalı olan,<br />

çoklu kanal satışları olduklarını gösteriyor.<br />

Asıl ilginç olan ise perakendecilerin online<br />

kanallarındaki büyümenin çok büyük bir<br />

bölümünün, bir şekilde fiziksel mağazalarla<br />

bağlantılı olarak gerçekleşiyor olması” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

37


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

İstikrarlı büyümenin anahtarı<br />

dijitalleşme oldu<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

38<br />

Güçlü büyümesini sürdüren Turkcell, <strong>2020</strong><br />

üçüncü çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını<br />

açıkladı. Tüm hedeflerinde karlı büyüme<br />

gösteren Turkcell Grubu’nun, <strong>2020</strong> yılının<br />

üçüncü çeyreğinde konsolide bazda toplam<br />

gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />

16,1 artışla 7,6 milyar TL’ye ulaştı. Şirketin<br />

FAVÖK’ü 3,4 milyar TL olarak gerçekleşirken<br />

FAVÖK marjı ise yüzde 44,4’e yükseldi. FVÖK<br />

1,88 milyar TL’ye yükselirken, FVÖK marjı da<br />

yüzde 24,5 oldu. Turkcell’in <strong>2020</strong>’nin üçüncü<br />

çeyreğinde net kârı yıldan yıla yüzde 51,1 artarak<br />

1,2 milyar TL olarak gerçekleşirken, mobil<br />

bileşik ARPU büyümesi yıldan yıla yüzde 14<br />

artışla 52 TL’ye ulaştı.<br />

Turkcell <strong>2020</strong>’nin ilk 9 ayında<br />

1,1 milyon net faturalı müşteri<br />

kazandı<br />

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, Turkcell’in<br />

müşterilerin ihtiyaçlarına cevap veren<br />

ve sektöre öncülük eden çözümleri sayesinde<br />

geçen yılın aynı dönemine göre 1,1 milyon<br />

net faturalı müşteri kazandıklarını belirterek<br />

şunları söyledi: “Dijital dönüşümün ivme<br />

kazandığı 3. çeyrekte Turkcell olarak bütün<br />

metriklerde güçlü bir büyüme gösterdik. Bu<br />

dönemde hem altyapımız hem de yenilikçi dijital<br />

servislerimiz ile müşterilerimizin yanında<br />

olduk. Sadece bu çeyrekte 317 bin faturalı müşteri<br />

daha Turkcell dedi. Böylece yılın başından<br />

beri 1,1 milyon net faturalı müşteri kazanmış<br />

olduk. Milletimizin Turkcell’i tercih etmesi en<br />

büyük motivasyon kaynağımız.”<br />

Erkan şöyle devam etti: “Yeni normale geçiş dönemi<br />

olan bu süreçte dijital dönüşüme uyum<br />

sağlayan iş modelimiz ve dijital servislerimiz<br />

sayesinde beklentilerin üzerinde sonuçlara<br />

imza attık. Turkcell tarihinin en başarılı 3.<br />

çeyrek sonuçlarından birini aldık ve yıl sonu<br />

için belirlediğimiz hedeflerimizi yukarı yönde<br />

güncelledik.”<br />

Özellikle pandemi döneminde artan dijital<br />

tüketimi ve değişen müşteri alışkanlıklarını<br />

yakından takip ettiklerini belirten Erkan,<br />

“Müşterilerimizin fiber hızında internet<br />

ihtiyacına cevap veren Superbox ürünümüzün<br />

abone sayısı bu çeyrekte 60 bin artışla 551 bine<br />

ulaştı. Bu aynı zamanda geçen yılın aynı dönemindeki<br />

müşterinin 2,5 katı anlamına geliyor.<br />

Dijital satış kanallarımıza olan ilgi de her geçen<br />

gün artıyor. Sabit işimiz hariç Turkcell Türkiye<br />

bireysel satışlarında dijital kanallarımızın<br />

payı yüzde 12 olarak gerçekleşti. Dijital<br />

Turkcell Grubu, <strong>2020</strong> yılının üçüncü çeyreğinde tüm<br />

alanlarda güçlü büyüme gösterirken, gelirlerini geçen<br />

yılın aynı dönemine göre yüzde 16,1 artışla 7,6 milyar<br />

TL’ye çıkardı. Grup bazında FAVÖK 3,4 milyar TL’ye<br />

ulaştı, FAVÖK marjı ise 1,3 puan artışla yüzde 44,4 olarak<br />

gerçekleşti. Son çeyrekte faturalı müşteri bazını<br />

net 317 bin artıran Turkcell, yılın ilk 9 ayında ise net<br />

faturalı müşteri sayısını 1,1 milyon artırmayı başardı…<br />

kanallarımız üzerinden yapılan siparişlerin<br />

satışa dönme oranı yıllık bazda 2 katı olurken,<br />

aylık ortalama ziyaretçi sayımız ise 28 milyon<br />

olarak gerçekleşti” şeklinde konuştu.<br />

Dijital servisler yenilikçi<br />

çözümlerle büyümeye devam<br />

ediyor<br />

Turkcell dijital servisleri inovatif özellikleriyle<br />

öne çıkan yeni çözümleriyle tekil bazda güçlü<br />

büyümesini sürdürüyor. 3. çeyrekte Turkcell’in<br />

dijital servisleri tekil gelir bazında yıldan yıla<br />

yüzde 28 büyürken, Turkcell dijital servislerine<br />

yenilerini eklemeye de devam etti. Turkcell<br />

mühendisleri tarafından geliştirilen ve TV<br />

izleme deneyimini dönüştüren Android TV çözümü<br />

‘TV+ Ready’ ürünü takıldığı televizyonu<br />

akıllı TV’ye dönüştürüyor. TV+ Ready içerisindeki<br />

TV+ uygulaması sayesinde kullanıcılar<br />

150’den fazla canlı TV kanalına ve binlerce<br />

filme diledikleri her ekrandan ulaşabiliyor.<br />

Uzaktan toplantı deneyimini bir üst seviyeye<br />

taşıyan BiP Meet ise kullanıcılara kişisel verilerini<br />

korurken, hızlı ve güvenli biçimde uzaktan<br />

toplantı yapabilme imkanı tanıyor. Turkcell’in<br />

3. çeyrekte kullanıma sunduğu bir diğer yeni<br />

servis ise dosya transfer hizmeti ‘lifebox transfer’<br />

oldu. lifebox transfer sayesinde kullanıcılar<br />

paylaşmak istedikleri dosyayı e-posta adresi<br />

aracılığıyla karşı tarafa güvenli bir şekilde gönderebiliyor.<br />

Paycell uygulamasının aktif<br />

kullanıcı sayısı 4,6 milyon oldu<br />

Turkcell’in kullanıcılarına ve üye iş yerlerine<br />

geniş yelpazede çözümler sunan techfin platformu<br />

Paycell’in ödeme deneyimlerini uçtan<br />

uca değiştirdiğini vurgulayan Turkcell Genel<br />

Müdürü Murat Erkan, “Dijital dönüşümün<br />

hızlı şekilde değiştirdiği alışkanlıklarımızdan<br />

birisi de dijital ödeme tarafında yaşanıyor. Bu<br />

dönemde ödeme alışkanlıkları dijitalleşen kullanıcılar<br />

Paycell’i tercih etmeye devam ettiler.<br />

Paycell uygulamamızın aktif kullanıcı sayısı<br />

<strong>2020</strong> yılının üçüncü çeyreği itibarıyla 4,6 milyon<br />

olarak gerçekleşti. Toplam işlem hacmi 2,2<br />

milyar TL olarak gerçekleşen Paycell platformumuzun<br />

grup dışı gelir büyümesi yıllık bazda<br />

yüzde 85’lik artış gösterdi. <strong>2020</strong>’nin üçüncü<br />

çeyreğinde 11 bin üye iş yerinde kullanılan<br />

Paycell ile maliyet ve verimlilik avantajları sağlayan<br />

mevzuatlara uygun ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na<br />

başvuruda bulunan ilk Android POS<br />

cihazı Paycell Android POS’u da müşterilerimizin<br />

kullanımına sunduk” diye konuştu.<br />

Kurumların dijital dönüşümü<br />

Dijital İş Servisleri ile hızlanıyor<br />

Kurumsal müşterilerine uçtan uca dijital dönüşüm<br />

hizmeti sunan Dijital İş Servisleri’nin<br />

gelirleri <strong>2020</strong>’nin üçüncü çeyreğinde yıldan<br />

yıla yüzde 40 artış gösterdi. Şirketlerin dijital<br />

dönüşümüne bulut teknolojileri, veri merkezi<br />

hizmetleri, siber güvenlik, bilgi teknolojileri<br />

ve nesnelerin interneti alanlarında katkı sağladıklarının<br />

altını çizen Erkan, sözlerine şöyle<br />

devam etti: “Dijital İş Çözümleri işimiz kapsamında<br />

özel sektör şirketleri ve kamu kuruluşlarının<br />

dijital dönüşüm yolculuklarında süreçleri<br />

hızlandırıyoruz. Sağlık sektörünün dijitalleşmesi<br />

adına 2017 yılında Yozgat Şehir Hastanesi<br />

ile başladığımız süreçte, yakın zamanda açılışı<br />

gerçekleşecek Tekirdağ Şehir Hastanesi’yle birlikte<br />

toplam 7 hastanenin dijital altyapısını biz<br />

sağlıyoruz. 3. çeyrekte kurumlar için sunmaya<br />

başladığımız güvenli dijital imza ve dijital<br />

evrak çözümlerimiz ile sektörde öncü olmaya<br />

devam ediyoruz.”<br />

<strong>2020</strong>’de yatırımlar 9 milyar<br />

TL’yi bulacak<br />

Turkcell yatırımlarına hız kesmeden devam<br />

ediyor. <strong>2020</strong> yılı sonuna kadar toplam yatırımlarımızın<br />

yaklaşık 9 milyar TL seviyesine<br />

ulaşmasını bekliyoruz. Turkcell’in 26 yıldır<br />

Türkiye’ye en fazla yatırım yapan ve istihdam<br />

üreten şirketlerden birisi olduğunu belirten Erkan,<br />

“Türkiye’nin Turkcell’i olarak bu ülke için<br />

değer üretmeye devam edeceğiz” dedi.<br />

Beklentileri aşan büyüme ile<br />

birlikte hedefleri yükseltti<br />

Turkcell’in güçlü iş modeli ve etkin bilanço<br />

yönetimi, pandeminin ardından yeni dönemde<br />

hızlı büyümeyi de beraberinde getirdi. Üçüncü<br />

çeyrekte Turkcell’in Ukrayna’daki operasyonları<br />

karlı büyüme gösterirken, Belarus, Ukrayna<br />

ve KKTC operasyonlarımızdan elde edilen<br />

gelir, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde<br />

25,3 artışla 658 milyon TL olarak gerçekleşti.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

E-imza’yı en çok e-Devlet uygulamalarında<br />

kullanıyoruz<br />

10.11.<strong>2020</strong><br />

E-imzanın kullanıldığı<br />

alanlar her geçen<br />

gün genişliyor. 5070<br />

Sayılı Elektronik İmza<br />

Kanunu’nda tarif edilen<br />

ve ıslak imza ile<br />

aynı hukuki geçerliliğe<br />

sahip olan e-imza,<br />

yüzde 50 oranında<br />

e-Devlet uygulamalarında<br />

kullanılıyor.<br />

E-Devlet ile bireyler SGK hizmet dökümünü,<br />

tapu bilgilerini alabiliyor; e-nabız, emeklilik<br />

işlemleri, üniversite kaydı, adres değişikliği<br />

bildirimi, e-pasaport gönderi takibi gibi<br />

bir çok işlemi yapabiliyor. Aynı zamanda<br />

e-nabız, e-dava, e-kayıt, e-şirket, e-fatura gibi<br />

uygulamalar e-imza kullanımının bireysel<br />

tarafta yaygınlaşmasını hızlandırıyor.<br />

Kurumlar tasarruf etmek için<br />

e-imzaya yöneldi<br />

İmza süreçlerini zamandan ve mekândan<br />

bağımsız hale getiren e-imza; marka<br />

patent, bilirkişi, ihracat destek ödemesi,<br />

yabancıların çalışma izinleri gibi çeşitli<br />

resmi işlem başvurularında tercih ediliyor. İK<br />

süreçlerinde de kullanılan e-imzadan; çalışan<br />

hizmet sözleşmelerinde, bordro işlemlerinde,<br />

banka talimatlarının gönderilmesinde,<br />

performans, izin, fazla mesai ve masraf<br />

onay formlarında yararlanmak mümkün.<br />

Islak imza gerektiren tüm uygulamalarda<br />

kullanılabilen e-imzanın kurumsal kullanım<br />

alanları arasında; genel kurul, ortaklar<br />

Ipsos tarafından yapılan “Elektronik İmza Kullanım<br />

Alışkanlıkları” araştırmasına göre, e-imza en çok<br />

e-Devlet uygulamaları ve kamu projelerinde kullanılıyor.<br />

İkinci sırada bankacılık işlemleri var. 51 milyon<br />

kullanıcısı olan e-Devlet Kapısı’ndaki pek çok uygulamada<br />

e-imza kullanılabiliyor.<br />

kurulu ve yönetim kurulu kararlarının<br />

imzalanması, bayi ağı iletişimi ve sipariş<br />

süreçleri, elektronik arşivin e-imzalanması,<br />

ihalelere katılım gibi işlemler yer alıyor.<br />

51 milyon kişi e-Devlet<br />

Kapısı’nı kullanıyor<br />

Ekim ayı itibarıyla E-Devlet Kapısı’na kayıtlı<br />

kullanıcı sayısı 51 milyon 160 bin 948 kişiye<br />

ulaşmış durumda. E-Devlet Kapısı’ndan 5<br />

bin 261 farklı hizmet sunulurken, e-Devlet<br />

Kapısı mobil uygulamasından ise 2 bin 807<br />

hizmet veriliyor. E-Devlet Kapısı’nda en fazla<br />

kullanılan ilk üç hizmet ise, hizmet dökümü<br />

sorgulama, dava dosyası sorgulama, HES<br />

kodu üretme ve sorgulama olarak sıralanıyor.<br />

Ayda 5 gün kazandırıyor<br />

Ipsos tarafından gerçekleştirilen “Elektronik<br />

İmza Kullanım Alışkanlıkları” araştırmasının<br />

sonuçları, e-imzanın, ıslak imza karşısında<br />

zaman, iş gücü ve maliyet avantajı<br />

sağladığını ortaya koyuyor. Araştırma bulgularına<br />

göre, e-imza kullanan bireyler, ayda<br />

ortalama 5 gün kazanıyor. Ortalama 3,5 günde<br />

tamamlanabilen imza süreçleri, e-imza ile<br />

entegre uygulamalarla 1 saatte sonuçlanıyor.<br />

Beş kişiden biri e-imza<br />

kullanıyor<br />

Kullanım alanları giderek artan e-imza hakkında<br />

bilgi veren E-GÜVEN Genel Müdürü<br />

Can Orhun, “E-imza, bireylerin ve kurumların<br />

ıslak imza ile gerçekleştirdikleri işlemlerin<br />

dijital ortamda gerçekleştirilmesini<br />

sağlıyor. Ipsos’un ‘Elektronik İmza Kullanım<br />

Alışkanlıkları’ araştırmasına göre, bireylerin<br />

beşte biri imza gerektiren tüm süreçlerde<br />

elektronik imza kullanmayı tercih ediyor.<br />

Yapılan araştırma, e-Devlet uygulamalarının<br />

ve kamu projelerinin, e-imzanın en fazla<br />

kullanıldığı işlemlerin başında geldiğini<br />

gösteriyor. Sıralamayı; bankacılık işlemleri,<br />

kayıtlı elektronik posta (KEP) işlemleri,<br />

e-fatura, e-defter ve e-arşiv işlemleri takip<br />

ediyor. Araştırmanın sonuçlarının da ortaya<br />

koyduğu gibi, e-imza günümüz iş yapış modellerinin<br />

ayrılmaz bir parçası konuma gelmiş<br />

bulunuyor.” dedi.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Nebula Astro ile çocuklar eğlencenin keyfini çıkarıyor<br />

Yalnızca bir elma büyüklüğünde<br />

olan Anker<br />

Nebula Astro taşınabilir<br />

projektör, 100<br />

inç büyüklüğünde dev<br />

görüntüler sunarak<br />

hem çocukların hem<br />

de ebeveynlerin istedikleri<br />

her yerde eğlenceli vakit geçirebilmelerini<br />

sağlıyor.<br />

Gözünüz arkada kalmayacak<br />

Android 7.1 işletim sistemiyle çalışan taşınabilir<br />

projektör, Netflix ve Amazon Prime’daki<br />

favori dizi ve filmlerin birkaç dokunuşla<br />

izlenebilmesini mümkün kılarken, çocuklar<br />

ise onlar için özel tasarlanan ve ebeveyn<br />

kontrolleriyle kendilerine uygun içerikler izlemelerini<br />

sağlayan YouTube Kids’in keyfini<br />

çıkarabiliyor.<br />

Astro’nun parlak DLP ampulüne merak salan<br />

çocukların gözlerini korumak için Eye<br />

Guard Teknolojisi ile donatılan projektör,<br />

Anker Nebula Astro taşınabilir projektör, pandemi<br />

döneminde evde daha çok vakit geçiren çocuklar<br />

için eğlenceyi her yere taşıyor. Ufak boyutu ile cep<br />

sineması yakıştırmasını hak eden Nebula Astro, 100<br />

ANSI lümen yüksek parlaklık değeri ve 2,5 saatlik pil<br />

ömrüyle evin arzu edilen köşesini sürükleyici bir sinema<br />

salonuna dönüştürüyor…<br />

ampulüne 60 cm yaklaşılması durumunda<br />

projeksiyonu durdurarak önündeki kişinin<br />

gözlerine zarar vermiyor.<br />

2 saatte tamamen şarj oluyor<br />

Astro, 3250 mAh kapasiteli piliyle 2,5 saate<br />

kadar kesintisiz video oynatıp, 14 saate<br />

kadar Bluetooth Hoparlör modunda müzik<br />

çalabiliyor. Pili sıfırdan tam dolu hale<br />

getirmek için yalnızca 2 saat boyunca şarj<br />

etmek yeterli oluyor.<br />

Kumandasının yanı sıra, Nebula Connect<br />

adlı mobil uygulaması aracılığıyla da projektörü<br />

kolaylıkla kontrol etmek mümkün.<br />

Zengin bağlantı yetenekleri<br />

Astro’nun kabiliyetlerini favori HDMI,<br />

USB-C ve Bluetooth cihazlarınızı projektöre<br />

bağlayarak artırabilmek mümkün. Öte yandan<br />

AirPlay üzerinden Apple cihazları kablosuz<br />

olarak Astro’ya bağlayabilir ve favori<br />

içeriklerinizi anında yansıtabilirsiniz.<br />

39


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Siber korsanlar İzmir depreminde<br />

sahneye çıktı<br />

Özellikle doğal afet gibi olağanüstü<br />

süreçlerde pek çok insan, mağdur olanlara<br />

yardım etmek için seferber oluyor.<br />

Bunun bir örneği de 6,6 büyüklüğündeki<br />

depremle sarsılan İzmir’de yaşanıyor.<br />

Güncel verilere göre 114 kişinin hayatını<br />

kaybettiği, 1035 kişinin yaralandığı<br />

deprem sonrasında arama kurtarma<br />

çalışmaları devam ederken gönüllü<br />

vatandaşlar da çalışmalara destek veriyor,<br />

bölgedeki depremzedelerin ihtiyaçlarını<br />

karşılıyor veya maddi yardımda bulunuyor.<br />

Ancak siber saldırganlar, insani duygularla<br />

yapılan bu faaliyetleri bir vurgun<br />

fırsatı olarak görüyor.<br />

<strong>IT</strong> network İzmir depreminin siber korsanları harekete<br />

geçirdiğini söyleyerek vatandaşları uyaran<br />

yerli siber güvenlik ürünleri üreticisi Berqnet<br />

Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu,<br />

“Dolandırıcılar, doğal afet sonrası<br />

insanlarda oluşan duygusal boşluktan faydalanarak<br />

para toplamaya çalışırken siber<br />

saldırganlara da kişisel verileri çalmanın<br />

yolları açılıyor. Bu noktada dolandırılmanın<br />

yanı sıra kişisel verilerinizi çalmak<br />

isteyen korsanların hedefi olabilirsiniz.”<br />

dedi.<br />

Sektör Market<br />

40<br />

“Gönüllü olmak ister<br />

misiniz?” gibi tuzak formlara<br />

dikkat<br />

Depremin ardından gündeme gelen dolandırıcılık<br />

yöntemlerine değinen Berqnet<br />

Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu,<br />

“Geçtiğimiz günlerde sosyal medya ve telefon<br />

uygulamaları üzerinden AKUT Arama<br />

Kurtarma Derneği’nin bazı ürünlere<br />

ihtiyacı olduğu belirtilerek iban numarasına<br />

bağış yapılması istenen paylaşımlar<br />

gündeme gelmiş; dernek, kendi resmi<br />

sitesinde yayınlanmadığı sürece bu paylaşımlara<br />

itibar edilmemesi konusunda<br />

vatandaşları uyarmıştı. Yardımlaşmanın<br />

bu denli yoğun olduğu zamanlarda insanları<br />

zayıf noktalarından vurmanın peşinde<br />

olan siber saldırganların da “İzmir’e<br />

Bağış”, “İzmir’e Yardım” gibi çağrılarla<br />

yalnızca paranın değil kişisel verilerin de<br />

peşinde olduğunu görüyoruz. Bu yüzden<br />

resmi sitelerde ve resmi sosyal medya<br />

hesaplarında paylaşılmadığı sürece bu<br />

tür çağrılara inanmamak ve paylaşılan<br />

Siber korsanlar İzmir depreminin ardından yardımsever<br />

vatandaşları hedef almaya başladı. Doğal afetlerin<br />

siber saldırganlar için bir vurgun fırsatı olduğunu<br />

söyleyen Berqnet Firewall Genel Müdürü Hakan<br />

Hintoğlu, “Akut gönüllüsü olmak ister misiniz?” veya<br />

“AFAD’a katılın” gibi tuzak formlarla kişisel verileriniz<br />

çalınıyor olabilir” dedi.<br />

herhangi bir bağlantıya tıklamamak çok<br />

önemli. Çünkü “Akut gönüllüsü olmak<br />

ister misiniz?”, “AFAD’a katılın” gibi tuzak<br />

formlarla kişisel verileriniz çalınıyor olabilir”<br />

diye uyardı.<br />

“Toplumsal olaylar<br />

saldırganlar için her zaman<br />

fırsat niteliği taşıyor”<br />

Ülkemizde ve dünyada gelişen toplumsal<br />

ve kitlesel olayların siber saldırganlar için<br />

her zaman birer fırsat niteliği taşıdığını<br />

belirten Hintoğlu: “Bunu koronavirüs<br />

sürecinde de görüyoruz. Pandeminin<br />

başlamasıyla birlikte koronavirüs içeren<br />

alan adları alınarak birçok fidye saldırısı<br />

planlanıyor ve koronavirüs temalı alan adları<br />

yüzde 50 daha fazla zararlı yazılım riskine<br />

sahip. Çünkü böyle hassas dönemlerde<br />

siber korsanlar yeni tuzaklar kurmakta<br />

asla gecikmiyorlar. Örneğin yine pandemi<br />

döneminde kendilerini ‹CİMER Duyuru<br />

Grubu’ olarak adlandıran siber korsanlar,<br />

‘gerçek zamanlı koronavirüs haritaları’ adı<br />

altında zararlı yazılımların yüklü olduğu<br />

uygulamaları vatandaşların kimlik ve<br />

banka bilgileri gibi kişisel verilerini ele geçirmek<br />

için kullanmaya başladı. Deprem<br />

gibi doğal afetlerin yaşandığı dönemlerde<br />

artan duyarlılığı da fırsat bilen siber saldırganlar,<br />

bu gibi dönemlerde faaliyetlerini<br />

yoğunlaştırarak farkındalık düzeyi düşük<br />

olan kişi ve kurumları tehdit etmeye<br />

devam ediyor” diyerek konunun önemini<br />

vurguladı.<br />

Siber güvenlik hayati önem<br />

taşıyor<br />

İnternet ortamında yapılan<br />

bilinçsiz davranışlar ve ufak sanılan<br />

dikkatsizliklerin, geri dönüşü olmayan<br />

maddi ve manevi kayıplara yol<br />

açabileceğine dikkat çeken Hakan Hintoğlu,<br />

önlem almanın tıpkı doğal afetler<br />

gibi siber saldırılardan korunmada da<br />

hayati önem taşıdığını ifade etti. Hintoğlu,<br />

“İnternet kullanıcıları, çeşitli vaatlere<br />

aldanarak tek tıkla bilgisayarlarının şifrelenmesine<br />

ve hassas bilgilerinin saldırganlar<br />

tarafından ele geçirilmesine izin<br />

verebiliyor. Özellikle de duygularla hareket<br />

edilen deprem gibi doğal afetlerin meydana<br />

geldiği zorlu süreçlerde siber korsanlara<br />

gün doğuyor. Dernek üyeliği, gönüllü<br />

çalışmalara katılım formları, üyelik aidatı<br />

gibi pek çok yolla vatandaşların yalnızca<br />

parası değil, kart şifreleri, kimlik bilgileri,<br />

parolaları ve hesap bilgileri de çalınıyor.<br />

Akabinde başlayan fidye isteme süreci ise<br />

yerine konulamayacak kayıplar yaşanmasına<br />

neden olabiliyor. Bu kayıpların yaşanmaması<br />

için başta bireysel siber güvenlik<br />

farkındalığının artırılması gerekiyor. Siber<br />

güvenlik önlemlerinin alınmasına imkan<br />

veren firewall ve antivirüs gibi çözümlerin<br />

kullanılması ise hayati önem taşıyor” şeklinde<br />

konuştu.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Sağlıklı gülüşler için HONOR’dan akıllı diş fırçası<br />

HONOR’un akıllı ürün stratejisi kapsamında geliştirdiği<br />

HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş Fırçası, tek<br />

şarjla 6 aylık kullanım, sesten daha hızlı titreşim özelliği<br />

ve farklı akıllı modlarıyla bir diş fırçasından çok<br />

daha ötesini sunuyor.<br />

HUAWEI Technologies çatısı altında gençlere<br />

yönelik teknolojik ürünleriyle değer yaratan<br />

HONOR, 1+8+N akıllı ekosistem stratejisi<br />

kapsamında sağlıklı yaşama yönelik yeni<br />

ürünlerinden HONOR Choice Usmile Sonic<br />

Elektrikli Diş Fırçası’nı da kullanıcıyla buluşturmaya<br />

hazırlanıyor. Akıllı birçok özelliğe<br />

sahip olan bu diş fırçası, ağız sağlığına<br />

önem veren teknoloji meraklılarının gözdesi<br />

olmaya aday.<br />

HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş<br />

Fırçası, içerisinde yer alan sonic drive teknolojisi<br />

sayesinde dakikada 38 bin kez titreşimle<br />

diş macununu, dişleri derinlemesine temizleyebilen<br />

ince köpüğe dönüştürebiliyor.<br />

Bu ince köpük, diş aralarında kalan yemek<br />

artıklarını, plağı ve parçaları derinlemesine<br />

temizliyor. Dört farklı temizleme modu<br />

bulunan fırça, bu sayede istenilen türde bir<br />

temizliği de mümkün kılıyor. Varsayılan<br />

modda belirli bir güçte titreşerek temizleme<br />

gerçekleştiren Usmile Sonic Elektrikli<br />

Diş Fırçası, Beyazlık Modu’nda ise iki farklı<br />

frekans arasında titreşimi değiştirerek, daha<br />

beyaz dişler sağlıyor. Temizlik ve Yumuşak<br />

gibi iki farklı moda daha sahip olan fırça, her<br />

modda her bölgeyi en az 30 saniye temizlemeniz<br />

için 30 saniye sonrasında titreşerek<br />

sizi uyarıyor. Toplamda 2 dakika kullanımdan<br />

sonra ise otomatik olarak durarak gerekli<br />

fırçalama süresini de belirlemiş oluyor.<br />

Farklı türde temizlik için iki<br />

farklı uç<br />

Usmile Sonic Elektrikli Diş Fırçası, iki farklı<br />

uçla birlikte sunuluyor. Beyazlık için özel<br />

geliştirilen uç, DuPont tarafından geliştirilen<br />

ve elmas şekilli kıllar barındırıyor. Bu sayede<br />

normal fırçalara göre yüzde 30 daha iyi<br />

temizleme imkânı sunuyor. Ayrıca bu fırça,<br />

kullanımla birlikte beyazlaşmaya başlayarak,<br />

fırça değiştirme zamanının geldiğini<br />

de göstermiş oluyor. Yumuşak uçlu bir fırça<br />

ise DuPont’un yuvarlak uçlu fırça kılları sayesinde<br />

diş hassasiyeti olan kişilere daha<br />

uygun.<br />

Fırça içerisindeki akıllı sensörler sayesinde<br />

ise dişlerinize aşırı bastırdığınızda bunu algılayarak<br />

yavaşlıyor ve dişlerinizi de koruyor.<br />

6 ay boyunca şarja gerek yok!<br />

HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş<br />

Fırçası, neredeyse bir akıllı telefonunki kadar<br />

2500mAh’lik geniş kapasiteli bataryasıyla<br />

ve verimli enerji tasarrufu algoritması<br />

sayesinde, günde iki defa ikişer dakikalık<br />

kullanımla 6 ay boyunca şarj ihtiyacı duymuyor.<br />

Pili dolduğunda ise otomatik olarak<br />

şarj durarak, pil performansını korumaya<br />

da yardımcı oluyor. Fırça hiç kullanılmadan<br />

beklediğinde ise 1 yıla kadar şarjını korur.<br />

IP7X suya dayanıklılık sertifikası bulunan<br />

diş fırçası, 1 metre derinlikteki suda 30 dakika<br />

boyunca durabiliyor. Bu sayede fırçanızı<br />

tamamen suyun altında yıkayarak hijyenini<br />

de sağlayabilirsiniz.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Dynabook Türkiye kurumsal PC pazarına girdi<br />

dynabook, verimliliği artıran ve iş hayatının zorluklarına<br />

çözüm sağlayan yenilikçi ürün ve çözümleriyle<br />

Türkiye kurumsal PC pazarına giriş yapıyor…<br />

Dynabook Europe, Türkiye’de kurumsal PC<br />

pazarına girdiğini duyurdu. Sharp Corporation,<br />

2018’de Toshiba Client Solutions’ı<br />

satın aldığında bu birimi dynabook olarak<br />

yeni bir markaya dönüştürdü. Toshiba’nın<br />

35 yılı aşkın dizüstü bilgisayar mirası üzerine<br />

inşa edilen dynabook, dünya genelindeki<br />

markalaşma ve genişleme sürecine devam<br />

ediyor. dynabook, EMEA bölgesindeki mevcut<br />

büyüme stratejisinin en son adımı olarak<br />

Türkiye’de kurumsal PC pazarına giriş<br />

yapıyor. Türkiye’de kurumsal PC pazarının<br />

güçlü isimlerinden biri olmayı ve farklı bir<br />

B2B portföyü sunmayı hedefleyen dynabook,<br />

Türkiye’nin önde gelen teknoloji distribütörlerinden<br />

biri olan Aktepe Bilişim ile distribütörlük<br />

anlaşması imzaladı.<br />

Türkiye’de bilgisayar çözümleri pazarına<br />

girmekten büyük bir heyecan duyduklarını<br />

belirten Dynabook Europe Türkiye İş Birimi<br />

Direktörü Ronald Ravel, “Türkiye’deki KOBİ<br />

ekosistemi olağanüstü büyüme yetenekleri<br />

ve iş gereksinimleri ile çok heyecan verici bir<br />

pazar. <strong>2020</strong>’nin ilk 5 ayında Türkiye’deki BT<br />

teknoloji ürünleri satışlarında yüzde 12’lik<br />

bir artış gerçekleştiğini görüyoruz. Günlük<br />

mevcut ekonomi süreçleri dijitalleşmeyi,<br />

mobiliteyi ve her zaman etkileşimde olmayı,<br />

işletmeler için temel rekabet avantajı haline<br />

getiriyor. Bu gerçeklik de kurumsal BT sektöründe<br />

yeni bir vizyonu gerektiriyor” dedi.<br />

Ravel sözlerine şöyle devam etti:<br />

“Türkiye›deki varlığımızı güçlendirmeyi<br />

ve B2B alanında lider yenilikçi teknoloji<br />

çözümleri sağlayan bir şirket olmayı<br />

amaçlıyoruz. İşletmelerin dijital dönüşüm<br />

gibi zorlukların üstesinden gelmelerine ve iş<br />

güçlerini mobil hale getirmelerine yardımcı<br />

olmak istiyoruz. Toshiba’nın 30 yılı aşkın<br />

mühendislik mükemmelliğinden güç alan<br />

ve artık Sharp’ın AIOT teknolojilerinden,<br />

tedarik ve üretim yeteneklerinden faydalanan<br />

ürün portföyümüz, tüm bu dönüşüme<br />

mükemmel bir şekilde uyuyor. Küçük ve orta<br />

ölçekli işletmelerin iş yeteneklerini güçlendirmek<br />

için tasarlanan dynabook’un pazar<br />

stratejisi, yerel paydaşlarla yakın ilişkiler<br />

kurmaya dayanıyor. Aktepe ile olan iş birliğimiz<br />

Türkiye kurumsal PC pazarında lider<br />

konuma yerleşmemizde büyük rol oynayacak.”<br />

Türkiye kurumsal PC pazarındaki iddialı<br />

büyüme hedeflerinin altını çizen Aktepe Bilişim<br />

Satış Direktörü Gökmen Aktepe, “Sürekli<br />

gelişen kurumsal BT pazarının öncü<br />

şirketlerinden biri olan dynabook ile iş birliği<br />

yapmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Bilgisayar<br />

satışları dünya genelinde artmaya<br />

devam ediyor. Canalys’e göre <strong>2020</strong> yılının<br />

üçüncü çeyreğinde son on yılın rekoru kırıldı.<br />

CONTEXT verilerine göre de Türkiye›deki<br />

dizüstü PC satışları, <strong>2020</strong> yılının ilk 5 ayında<br />

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63<br />

arttı. İş dünyası ve kamu sektörü, ‘yeni normale’<br />

yönelik özel gereksinimleri karşılayan,<br />

özel olarak tasarlanmış tekliflere ihtiyaç<br />

duyuyor. dynabook’un KOBİ’ler ve kurumların<br />

yanı sıra özel ve kamu sektöründeki işletmeler<br />

için birçok farklı segmentte hızla ilk<br />

tercih haline geleceğine inanıyorum” dedi.<br />

41


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dynabook, Intel 11.Nesil işlemcili iki<br />

yeni premium modelini duyurdu<br />

Gücünü yüksek performans sunan 28W işlemcilerden<br />

alan 13,3 inç Portégé X30L-J, hafifliği ve küçük<br />

boyutlarıyla dikkat çekerken; en son Intel® teknolojileriyle<br />

donatılan 14 inç Portégé X40-J, yeni mobil çalışma<br />

dünyası için özel tasarımıyla öne çıkıyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

42<br />

Dynabook Europe GmbH, iş dünyasına<br />

yönelik premium ürünlerden oluşan<br />

Portégé ürün ailesinin iki yeni modelini<br />

duyurdu. Gücünü 11. Nesil Intel® Core<br />

işlemcilerden alan sadece 906 g ağırlığındaki<br />

Portégé X30L-J ve Portégé X40-J,<br />

üstün performansı, gelişmiş grafik özelliklerini<br />

ve uzun pil ömrünü küçük ama<br />

sağlam bir form faktöründe bir araya<br />

getiriyor.<br />

Hızlı ve ince<br />

Yeni modeller güçlerini Intel’in en son 11.<br />

Nesil 10nm dört çekirdekli Intel® Core<br />

işlemcilerinden alıyor. İnce ve şık tasarıma<br />

sahip bu iki yeni model, mobil kullanıcılara<br />

en iyi performansı sunmak üzere<br />

Intel’in yeni yüksek güçlü 28 Watt i3,<br />

i5 ve i7 işlemcilerini içeriyor. 32 GB DDR4<br />

3200 MHz çift kanallı belleğe sahip olan<br />

her iki model, kullanıcılara gün boyunca<br />

rahat çalışma olanağı sağlamak için<br />

ultra hızlı PCIe SSD depolama (1 TB’ye<br />

kadar) seçeneği sunuyor. Geleneksel olarak<br />

ayrı ekran kartlarıyla ilişkilendirilen<br />

performans ve görsel düzeylerine ulaşmak<br />

için her iki model de yeni Intel® Iris®<br />

Xe GPU ile birlikte geliyor.<br />

Güçlü tasarım<br />

Yenilenmiş renklerle, tamamen yeni bir<br />

tasarım kullanılarak üretilen ilk modeller<br />

olan Portégé X30L-J ve Portégé X40-J,<br />

ekran alanını en üst düzeye çıkaran ve<br />

boyutu en aza indiren dört tarafında<br />

ince çerçevesi, kasası ve menteşeleriyle<br />

yepyeni bir görünüme ve hisse kavuştu.<br />

Her iki modelin de dokunmatik FHD In-<br />

Cell ekran ve Privacy filtresi dahil olmak<br />

üzere farklı ekran seçenekleri bulunuyor.<br />

X30L-J’nin ek olarak 470 N<strong>IT</strong> parlaklığa<br />

ve düşük güç tüketimine sahip parlak<br />

13,3 inç Sharp IGZO FHD mat ekran<br />

seçeneği bulunuyor 180 derecelik açıya<br />

sahip sağlam menteşelerle donatılan<br />

her iki model kolay paylaşım için masa<br />

üzerinde düz bir şekilde açılabiliyor. Arkadan<br />

aydınlatmalı çerçevesiz klavyesi<br />

ve “cam hissi” veren hassas dokunmatik<br />

yüzeyi (Precision TouchPad) ve isteğe<br />

bağlı parmak izi okuyuculu SecurePad<br />

ile ergonomik bir kullanıcı deneyimi sunuyor.<br />

Yeni Portégé modelleri, kullanıcılara dizüstü<br />

bilgisayarlarının en zorlu çalışma<br />

koşullarında dahi kolayca kullanabilecekleri<br />

konusunda gönül rahatlığı sağlamak<br />

için MIL STD 810G standardını<br />

karşılayacak şekilde tasarlandı. X30L-J,<br />

sağlamlık ve esneklik arasında mükemmel<br />

bir denge için hafif magnezyum alaşımlı<br />

bir kasaya sahip. Yeni ayrı Airflow<br />

soğutma sistemi, her iki cihazın da optimum<br />

sıcaklıklarda çalışmasını sağlıyor.<br />

Dizüstü bilgisayarları yükselten yeni<br />

lastik ayaklar ise daha fazla soğutma,<br />

stabilite ve konfor sağlıyor.<br />

Hareket halindeyken<br />

kullanıma hazır<br />

15 saate (X30L-J) ve 14 saate (X40-J) kadar<br />

etkileyici bir pil ömrüne¹ sahip olan<br />

cihazlar hareket halindeyken priz bulma<br />

endişelerini ortadan kaldırıyor. Ayrıca,<br />

hızlı şarj işlevi yalnızca 30 dakikada yüzde<br />

40 şarj sağlayarak bir kahve molasıyla<br />

iş gününün geri kalanı için yeterli pil<br />

ömrü sağlıyor. Her iki dizüstü bilgisayar<br />

da anında açılabilme yeteneği bulunuyor.<br />

Bu, bilgisayarın açılması ve kullanıma<br />

hazır hale gelmesi arasındaki süreyi<br />

en aza indiriyor. Aklınıza herhangi bir<br />

fikir geldiğinde bilgisayarınızı hızla açıp<br />

fikrinizi uygulamaya geçirebiliyorsunuz.<br />

En son bağlantı teknolojileri<br />

X30L-J ve X40-J, hem kablosuz hem de<br />

kablolu bağlantı seçenekleriyle herhangi<br />

bir çalışma ortamına kolayca uyum sağlıyor.<br />

Her ikisinde de yeni Thunderbolt 4<br />

destekli iki adet USB-C bağlantı noktası<br />

bulunuyor. Tek seferde cihazlarını şarj<br />

edebiliyor, dosya aktarabiliyor ve bağlanabiliyor.<br />

Ayrıca tam boyutlu HDMI<br />

bağlantı noktası, iki USB 3.1 Type-A bağlantı<br />

noktası, 3.5 mm ses jak girişi ve taşınabilir<br />

depolama ihtiyaçları için mikro<br />

SD kart yuvası bulunuyor. X30L-J üzerinde<br />

daha fazla bağlantı seçeneği için RJ45<br />

Ethernet girişi bulunuyor. Her iki modelde<br />

kablosuz bağlantı için en son Intel®<br />

802.11ax (WiFi 6) + BT 5.1 modülü bulunuyor.<br />

X30L-J, 2021 yılından itibaren<br />

isteğe bağlı LTE seçeneği de sunacak.<br />

Dynabook Türkiye İş Birimi Direktörü<br />

Ronald Ravel, “Artık her zaman her yerde<br />

olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Hem<br />

iş hem de günlük hayatımızın gelişen ihtiyaçları,<br />

kullanıcıların bu yaşam tarzına<br />

ayak uydurmakla kalmayıp kendisiyle<br />

birlikte gelişebilen bir cihaza ihtiyaç<br />

duymaları anlamına geliyor. Bu iki yeni<br />

modelimiz, kullanıcılara ihtiyaç duydukları<br />

her yerde kesintisiz üretkenlik,<br />

yaratıcılık ve iş birliği için gereken her<br />

şeyi sağlayarak sürekli yenilik vizyonumuzu<br />

hayata geçiriyor. Sharp Corporation’ın<br />

tam mülkiyetinde olmalarından<br />

bu yana Dynabook tarafından piyasaya<br />

sürülen ilk cihazlar olan bu modeller,<br />

gelecekteki teknolojiler için bir mihenk<br />

taşı olma özelliği taşıyor ve 35 yıllık mirasımızda<br />

heyecan verici yeni bir sayfa<br />

açıyor” dedi.<br />

Kasa gibi sağlam güvenlik<br />

X30L-J ve X40-J, Dynabook’un şu an ve<br />

geleceğin siber tehditlerine karşı koruma<br />

sağlayan Microsoft’un katı Güvenli<br />

Çekirdek cihaz gerekliliklerini karşılayan<br />

her geçen gün daha da büyüyen cihaz<br />

portföyüne katılıyor. Yeni modeller<br />

Dynabook’un özel BIOS’u ve kullanıma<br />

hazır donanım, yazılım ve kimlik korumadan<br />

oluşan özel bir güvenlik kombinasyonunu<br />

bir araya getiriyor. Her iki<br />

cihaz kurumsal düzeyde şifreleme, yüz<br />

tanıma ve parmak izi ile kimlik doğrulama<br />

ve gizlilik için Web kamerası kapağı<br />

içeriyor. Cihazdan uzaklaşıldığında<br />

çalınmayı önlemek için her iki cihazın<br />

üzerinde güvenlik kilidi bulunuyor. Bu,<br />

cihazlarından uzaklaşmak durumunda<br />

kalan kullanıcılara gönül rahatlığı sağlıyor.<br />

Her iki cihazda FHD Privacy ekranı<br />

ile yapılandırılabiliyor. Bu sayede ekran<br />

içeriği klavyede tek bir tuşa basarak ekran<br />

görünür hale getirilebiliyor.<br />

Portégé X30L-J ve X40-J, <strong>2020</strong> <strong>Kasım</strong> ayı<br />

içinde satışa sunulacak.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Alneo, 2021’de sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor<br />

Albaraka Türk tarafından hayata geçirilen insha Ventures<br />

çatısı altında hizmet veren yeni nesil dijital ödeme uygulaması<br />

Alneo, 2019 yılı başından beri sürdürdüğü faaliyetlerinde<br />

başarılı büyümesiyle dikkat çekiyor. Alneo, bugün<br />

50’yi aşkın sektörde, ortalama 20 bine yakın müşterisiyle<br />

Türkiye’nin akıllı telefonlarını POS cihazına dönüştürüyor…<br />

Dijital bankacılığın hızlı, işlevsel uygulaması<br />

Alneo, fiziksel POS cihazından bağımsız<br />

olarak şirketlerin kolay tahsilat almasına ve<br />

müşterilerin daha pratik ödeme yapabilmelerine<br />

imkan sağlayan yeni nesil bir ödeme<br />

platformu olarak hayata geçirilmişti. Türkiye’nin<br />

ilk yapay zeka destekli, kolay ve hızlı<br />

ödeme platformu olan Alneo ile geleneksel<br />

POS cihazı olmadan tüm kredi kartlarından,<br />

zaman ve mekandan bağımsız ödeme<br />

alınabiliyor. Sanal POS altyapısı kullanarak<br />

tahsilat ve ödeme yapılabilen sistemde; karekod,<br />

OCR (Kart okuma) teknolojileri veya<br />

sms ve e-posta ile link gönderme seçenekleri<br />

mevcut.<br />

“Aylık yüzde 30 büyüme<br />

oranlarına ulaştık”<br />

Alneo uygulaması piyasaya ilk çıktığı günden<br />

bu zaman kadar ulaştığı 20 bine yakın<br />

müşterisinin yüzde 60’ı tarafından aktif<br />

olarak kullanılıyor. Bugüne kadar yaptığı<br />

100 binden fazla işlemin 200 milyon TL’den<br />

fazla hacmi bulunurken, bu işlem adedi ve<br />

hacminin daha da arttığını söyleyen Alneo<br />

Direktörü Zehra Aksoy ayrıca “Uygulama,<br />

hayata geçtiği günden bu yana aylık yüzde<br />

30 büyüme oranlarına ulaştı. Biz, Alneo ile iş<br />

yerlerinin ödeme almak için POS cihazlarını<br />

yanlarında taşıma derdinden kurtarmakla<br />

kalmadık, hayatlarını kolaylaştırmak için<br />

onları yakından takip etmeye devam ediyoruz.<br />

Şu an hazır giyim sektöründen 1500,<br />

gıda sektöründen 1000, otomotiv sektöründen<br />

600 aktif POS kullanıcısına uygulamamız<br />

ile ödeme alanında ayrıcalıklar sağlıyoruz.<br />

Kuaförlerden, özel ana okullarına kadar<br />

50’den fazla sektör tarafından tercih ediliyoruz.<br />

Bu kadar farklı sektörden bu kadar fazla<br />

müşterimizin olması ve bu müşterilerimizin<br />

uygulamayı aktif olarak kullanması güçlü<br />

ekibimiz ve altyapımız ile ödeme tarafında<br />

çok çeşitli sektörlerin müşterilerinin taleplerini<br />

karşıladığımızı gösteriyor” diyerek sözlerine<br />

devam etti.<br />

2021’de ödeme alma çeşitleri<br />

artacak<br />

Alneo, 2021 yılında uygulamanın kullanım<br />

alanını artırmak için çalışmalarını sürdürüyor.<br />

Yeni yılda, online şube hizmeti vermeye<br />

başlayacak olan Alneo ayrıca, doğrudan Alneo<br />

Pos uygulamasına entegre çalışacak fiziksel<br />

kart okuyucuyu da hayata geçirmeye<br />

hazırlanıyor. Fiziksel Kart Okuyucu ile 4 adet<br />

olan ödeme alma çeşidi artmış olacak.<br />

Alneo, iş yerlerinin hayatını<br />

kolaylaştırıyor<br />

Alneo Üye İş Yeri uygulaması ile şirketler,<br />

hat/işletim bedeli, sabit ücret, rulo masrafı,<br />

taahhüt ve kota hedefi olmaksızın birden<br />

fazla POS cihazıyla yürütülen karmaşık kredi<br />

kartı tahsilatlarını kolayca yönetebiliyor.<br />

Alneo Üye İşyerleri tahsilatlarını gerçekleştirmek<br />

istediği müşterilerine SMS/Link ile<br />

ödeme talimatı göndererek ödemelerini tahsil<br />

edebiliyor.<br />

Alneo Cüzdan uygulaması ise tüm banka/<br />

kredi kartlarını tek bir dijital cüzdan altında<br />

saklıyor. Müşteriler, Alneo Üye İşyerleri’nde<br />

karekod kullanılarak hızlı ve güvenli bir ödeme<br />

gerçekleştirebildiği gibi OCR teknolojisi<br />

de doğrudan banka/kredi kartı detaylarını<br />

paylaşarak güvenli bir şekilde ödeme gerçekleştirebiliyor.<br />

Alneo Cüzdan uygulaması<br />

ile müşteriler, tüm kredi kartlarını bu dijital<br />

cüzdana tanımlayarak alışverişlerinde<br />

istediği bankanın kredi kartını gönül<br />

rahatlığıyla kullanabiliyor ve ödemelerini<br />

tek çekim veya taksitle kolayca yapabiliyor.<br />

Alneo’nun avantajları:<br />

- Bütün kartlara taksit imkanı var.<br />

- Tahsilatlar, ertesi gün iş yerlerinin hesabına<br />

aktarılıyor.<br />

- Hızlı ve kolay seçeneklerle zamandan tasarruf<br />

sağlıyor.<br />

- 3D Secure, GO, PCI DSS sertifikalı sistemler<br />

ile güvenli ödeme imkanı sunuyor ve uzman<br />

ekibi ile iş yerlerini 7/24 dolandırıcılıktan koruyor.<br />

- Anında destek ve özel kampanyalar sunuyor.<br />

- Yıllık POS ücreti yok.<br />

- POS kurulum bedeli yok.<br />

- Hat işletim ücreti yok.<br />

- Hizmet bedeli yok.<br />

- Verimsizlik ücreti ve taahhüt yok.<br />

- Kota yok.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Geleceğin televizyonu ‘Vestel Andoid TV’ görücüye çıktı<br />

Geçen yıl Barselona’da<br />

düzenlenen Mobil Dünya<br />

Kongresi’nde Android<br />

P işletim sistemi ile<br />

çalışan Android TV’yi<br />

üreteceğini duyuran<br />

Vestel, ilk ürününü satışa sundu. İçeriği keşfetmek<br />

ve önermek için uygun ve kullanışlı bir yol<br />

sunarak kullanıcılara benzersiz bir televizyon<br />

deneyimi yaşatacak olan Android TV’nin özellikleri<br />

arasında; sesle komut edilebilen Bluetooth<br />

kumandası, Google Assistan desteği, Dahili<br />

Chromecast gibi birçok yenilik bulunuyor. Vestel<br />

Android TV ile kullanıcılar, gişe rekorları kıran<br />

son filmlere, canlı maç sonuçlarına anında<br />

erişebilmenin yanı sıra aynı ekran üzerinden<br />

sesle televizyon ve içerik yönetimi yapabiliyor.<br />

Vestel Android TV, Dahili Chromecast (ChromeCast<br />

Built-in) özelliği sayesinde ekstra<br />

Vestel, Android P işletim sistemli yeni ürünü Android TV’yi<br />

tanıttı. Android TV’nin özellikleri arasında sesle komut<br />

edilebilen Bluetooth kumandası, Google Assistant desteği,<br />

Dahili Chromecast gibi birçok yenilik bulunuyor.<br />

ekipmana ihtiyaç duymadan mobil cihazlarından<br />

medya ve ekran görüntüsü aktarabiliyor.<br />

Google ve Netflix sertifikalarına sahip Vestel<br />

Android TV, Lisanslı AndroidTV ürünlerinde<br />

bulunması gereken güvenlik standartlarını da<br />

yerine getirebiliyor.<br />

4 GB DAHİLİ HAFIZAYA SAHİP<br />

Google tarafından dizayn edilmiş reference+<br />

platformu sayesinde AndroidTV’ler için<br />

özelleşmiş 3 binin üzerinde uygulamaya Vestel<br />

kalitesinde erişim imkanı sağlayarak gelişmiş<br />

bir kullanıcı deneyimi sunacak olan Vestel<br />

Android TV, 4GB dahili hafızaya ve 4GB işletim<br />

sistem hafızasına sahip. Vestel’in son teknolojiye<br />

sahip Android televizyonu, DTS HD, Dolby<br />

Audio Processing ve Dolby Atmos teknolojileri<br />

ile yüksek kaliteli ses, HDR10 ve Dolby Vision<br />

teknolojileri ile de yüksek kaliteli video deneyimi<br />

sunuyor.<br />

43


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

İnternetten alışveriş yaparken<br />

şirketin bilgilerini mutlaka kontrol edin<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

44<br />

“Ürün alırken nelere dikkat etmeli”, “İlgili<br />

firmayla sorun yaşanırsa nasıl bir yol<br />

izlenmeli” sorularının cevabını Kakıcı &<br />

Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından<br />

Avukat Elvan Kakıcı Şimşek verdi.<br />

İnternetten alışveriş yapmak hala birçok<br />

insan için şüpheler barındıran bir konu.<br />

Türkiye’de uzun bir geçmişe sahip olan<br />

e-ticaret sektörü, büyük bir potansiyele<br />

sahip. Kredi kartı bilgilerinin kötü niyetli<br />

kişilerin eline geçmesi, sipariş verilmesine<br />

rağmen ürünün alıcıya ulaşmaması,<br />

ürünün vaat edilen kalitede olmaması gibi<br />

faktörler internetten alışverişin riskleri<br />

arasında.<br />

Şirketlerin kurumsal kimlikleri<br />

kontrol edilmeli<br />

Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından<br />

Avukat Elvan Kakıcı Şimşek,<br />

“Bilindik çoklu ürün satış sitelerinin aracı<br />

hizmet sağlayıcılardır. Bu ve benzeri<br />

sitelerde ürün veya hizmet sunanlar ise<br />

hizmet sağlayıcılardır” diyerek, Aracı hizmet<br />

sağlayıcılarının, çeşitli yükümlülükleri<br />

vardır. Bunlardan biri alıcılara bilgi<br />

verme yükümlülüğüdür. Aracı hizmet<br />

sağlayıcıları kendilerine ait elektronik ortamda<br />

kendilerine ait kurumsal kimlik ve<br />

iletişim bilgilerini mutlaka bulundurmak<br />

zorundadır. Bu bilgiler aracı hizmet sağlayıcılarının<br />

kayıtlı elektronik posta adresi,<br />

telefon numarası, varsa işletme adı veya<br />

tescilli marka, ticaret unvanı, MERSİS<br />

numarası ve merkez adresidir. Dolayısıyla<br />

alışveriş yapan müşteriler, alışveriş yaptıkları<br />

aracı hizmet sağlayıcının iletişim<br />

bilgilerinin varlığını, adreslerini ve kurumsal<br />

kimliklerini kontrol etmelidir. Şeklinde<br />

görüşlerini dile getirdi.<br />

Kakıcı Şimşek, e-ticarette aracı hizmet<br />

sağlayıcıların dikkat edilmesi gereken<br />

noktaları anlattı: “Aracı hizmet sağlayıcı,<br />

siparişe ilişkin bazı ayırt edici bilgileri de<br />

belirtmekle yükümlüdür. Bu bilgiler; ödenecek<br />

toplam tutar, sipariş özeti ve sipariş<br />

özetini değiştirebilecek teknik imkânlardır.<br />

Dolayısıyla müşteriler, satın alma esnasında<br />

siparişlerine ilişkin bilgilerinin de<br />

yer alıp almadığını kontrol etmelidirler.<br />

Pandemi süreciyle birlikte hız kazanan internet<br />

üzerinden alışverişler, bir diğer adıyla e-ticaret bazı<br />

riskleri de beraberinde getiriyor. Alışveriş için mağaza ve<br />

alışveriş merkezlerini gezmek yerine bulunduğu yerden<br />

sipariş vererek ürünü elde etme yolunu tercih eden<br />

tüketiciler, alışveriş yaparken sahte ve paravan sitelerle<br />

çok cazip fiyatlar sunanlara dikkat etmeli. Aracı hizmet<br />

sağlayıcıların da önemli sorumlulukları var.<br />

Tüketici açık, sade ve anlaşılır<br />

bir dille aydınlatılmalı<br />

Ayrıca aracı hizmet sağlayıcılar kişisel verileri<br />

korumakla yükümlüdür dolayısıyla<br />

müşteri açık bir şekilde kişisel verilerinin<br />

korunmasını ihlal eden bir hal görüyorsa<br />

buna da dikkat etmelidir. Yine aracı hizmet<br />

sağlayıcısının satış gerçekleşmeden<br />

önce tüketiciyi açık, sade ve anlaşılır bir<br />

dille aydınlatma yükümlülüğü vardır. Bu<br />

yükümlülük uyarınca aracı hizmet sağlayıcı;<br />

mal alım-satımı, olası uyuşmazlıklar<br />

ve kişisel verilerin korunması hakkında<br />

bilgiler vermeli ve alıcılar için iletişim bilgilerini<br />

ve adreslerini mutlaka belirtmelidir.<br />

Ayrıca tüketicinin cayma hakkının ön bilgilendirme<br />

formunda ve mesafeli satış sözleşmesinde<br />

belirgin bir şekilde, uygulamada<br />

16 punto göstermeleri gerekmektedir.<br />

Bu madde haricindeki maddelerin ise 12<br />

puntolu bir şekilde yazılması gerekmektedir.<br />

Alıcı bu hallerin mevcut olup olmadığını<br />

da incelemelidir.<br />

Ciddi idari para cezaları var<br />

İlgili maddeye göre, aracı hizmet<br />

sağlayıcılar, gerçek ve tüzel kişiler<br />

tarafından sağlanan ürünlerin içeriklerini<br />

kontrol etmek ya da içeriğe konu mal veya<br />

hizmetin hukuka uygun olup olmadığını<br />

araştırmakla yükümlü değillerdir. Ancak<br />

hizmet sağlayıcısı ile tüketici arasındaki<br />

iletişimi sağlayacak bilgileri platformda<br />

bulundurmalıdır. Elektronik Ticaretin<br />

Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da aracı<br />

hizmet sağlayıcılar açısından yaptırımlar<br />

ayrıntılı düzenlenmemişse de Türk<br />

Ceza Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri<br />

Kanunu, Kişisel Verilerin Korunması<br />

Kanunu açısından önemli sorumlulukları<br />

bulunmaktadır. Ciddi idari para cezaları<br />

ile karşı karşıya gelebilmektedirler. Sayılı<br />

sebeplerle aracı hizmet sağlayıcıların<br />

yaratmış olduğu ürün ve hizmet satım<br />

platformları tüketiciye muhatap<br />

oluşturacak, sorunlarına çözüm bulacak<br />

bilgi ve yükümlülüklerini de aydınlatma<br />

metinlerinde bilahare barındıracaktır.<br />

İl Müdürlüğüne yazılı bir<br />

şekilde şikâyette bulunulabilir<br />

Aracı hizmet sağlayıcısı hakkında alıcıların<br />

şikâyetleri varsa, elektronik ortamda<br />

e-Devlet ya da bakanlığın internet sitesi<br />

üzerinden şikâyette bulunabilirler. Fiziken<br />

bir başvuru yapılmak istenirse şikâyetçi,<br />

kendi ikametgâhının bulunduğu yerdeki<br />

İl Müdürlüğüne yazılı bir şekilde şikâyette<br />

bulunabilir. Ayrıca yönetmelik hükmü<br />

uyarınca şikâyetçi; gerçek kişi ise adı ve<br />

soyadı ile imzası ve ikametgâh adresinin;<br />

tüzel kişi ise unvanı ve adresi ile temsile<br />

yetkili kişinin veya vekilinin adı ve soyadı<br />

ile imzasının başvuruda yer alması gerekir.<br />

Aracı hizmet sağlayıcıları pazar<br />

yeri gibidirler<br />

Aracı hizmet sağlayıcı; başkalarına ait ticari<br />

ve iktisadi faaliyetlerin yapılmasına<br />

elektronik ortamı sağlayan gerçek ve tüzel<br />

kişileri ifade eder. Aracı hizmet sağlayıcıları<br />

çoğu zaman tüzel kişilerdir. Benzetme<br />

yapmak gerekirse aracı hizmet sağlayıcıları<br />

adeta bir pazar yeri gibidirler. Birden fazla<br />

elektronik ticaret faaliyetinde bulunan<br />

kişilerin bünyesinde satış yapmalarını sağlar.<br />

Aracı hizmet sağlayıcının sitesi üzerinden<br />

hizmet veren ya da ürün satan gerçek<br />

veya tüzel kişiler ise hizmet sağlayıcıdır.<br />

Örnek vermek gerekirse turizm paketini<br />

elektronik ortamda satan seyahat acentesi<br />

hizmet sağlayıcıyken, bu turu düzenlemeyen<br />

ancak turun satışına elektronik<br />

ortamda aracılık eden kişiye aracı hizmet<br />

sağlayıcısı denmektedir.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Pandemi sonrası dünyada ağ kalitesini<br />

korumak!<br />

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY<br />

(Ernst & Young), telekomünikasyon sektöründeki<br />

büyüme trendlerini teknolojik dönüşüm,<br />

insan kaynağı ve siber güvenlik gibi çeşitli<br />

açılardan incelediği Telekomünikasyon Operatörleri<br />

için En Büyük 10 Risk - <strong>2020</strong> raporunun<br />

sonuçlarını açıkladı. Dünyanın önde gelen telekomünikasyon<br />

şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle<br />

yapılan görüşmeler ve tüketici anketi<br />

sonucu oluşturulan rapor, sektörün büyümek<br />

için gelecek 12 aylık dönemde yönetmesi gereken<br />

riskleri mercek altına alıyor.<br />

Raporda telekomünikasyon şirketlerinin<br />

Covid-19 pandemisi sürecinde ağ kullanım<br />

talebindeki artış ile yaşanan güçlüklerin<br />

üstesinden gelmede büyük ölçüde başarılı<br />

olduğu ifade ediliyor. Buna karşın altyapı<br />

dayanıklılığının korunması ve erişimin<br />

genişletilmesine yönelik baskının sektörün<br />

karşı karşıya olduğu en büyük güçlükler<br />

olduğu vurgulanıyor.<br />

Pandemi küresel<br />

telekomünikasyon trafiğini<br />

%70 artırdı<br />

Rapora göre; pandemi dönemi başındaki ilk<br />

sokağa çıkma kısıtlamaları ile birlikte küresel<br />

telekomünikasyon trafiğinde yüzde 70’e varan<br />

bir yükseliş görüldü ve şirketler bu talebi karşılamada<br />

gerekli adımları atmaya çalıştılar. Bununla<br />

birlikte, Birleşik Krallık’taki tüketicilerin<br />

yüzde 42’si telekomünikasyon şirketlerinin<br />

kaynaklarını genişbant kalitesini korumaya<br />

yönlendirmeleri gerektiğini ifade ederken,<br />

ABD’li tüketicilerin yüzde 32’si ise pandemi<br />

EY’ın Telekomünikasyon Operatörleri için En Büyük 10 Risk<br />

- <strong>2020</strong> raporuna göre; pandemi döneminde artan talebin<br />

etkisiyle ağ kalitesinin korunması şirketler için büyük<br />

önem taşıyor. Rapor, telekomünikasyon şirketlerinin<br />

dijital dönüşüm planlarını pandeminin etkisiyle yeniden<br />

gözden geçirdiğine işaret ediyor. Raporda ayrıca kişisel<br />

verilerin korunmasına ilişkin değişen düzenlemelerin ve<br />

yeni nesil mobil telekomünikasyon hizmeti 5G’ye hazırlığın<br />

telekomünikasyon şirketleri için öne çıkan riskleri<br />

oluşturduğu belirtiliyor<br />

başlangıcından bu yana ev internetinin güvenilirliği,<br />

hızı ve bağlantısından memnun olmadıklarını<br />

belirtiyor.<br />

Sektör, yetkinlikleri<br />

geliştirmeye odaklanmalı<br />

“Genel olarak pandemi sırasında uzaktan<br />

çalışma, evde eğitim ve eğlencede yaşanan ağ<br />

kullanım artışı karşısında telekomünikasyon<br />

şirketlerinin başarılı bir performans<br />

sergilediklerini gözlemledik” diyen EY<br />

Türkiye Risk Danışmanlığı Hizmetleri ve<br />

Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon<br />

Sektör Lideri Emre Beşli, rapor sonuçları<br />

ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Öte<br />

yandan önümüzdeki döneme baktığımızda<br />

sektörde gelirlerin pek çok ürün kategorisinde<br />

düşüş göstermesi yüksek ihtimal dâhilinde<br />

görünüyor. Telekomünikasyon şirketlerinin<br />

bu ortamda yetkinliklerini geliştirmeye odaklanmaları<br />

ve özellikle yeni normalde büyüme<br />

kaydetmek için müşteri memnuniyetini sürdürmeleri<br />

önem taşıyor.”<br />

Dijitalleşme girişimleri yeniden<br />

yapılandırılıyor<br />

Rapora göre dijitalleşme girişimlerinin devam<br />

ettirilmesi önündeki engeller telekomünikasyon<br />

sektörünün risk gündeminde ikinci sırada<br />

yer alıyor. Telekomünikasyon şirketlerinin<br />

%78’i Covid-19 pandemisinin etkisiyle otomasyon<br />

ve dijital dönüşüm programlarının hızını<br />

yeniden gözden geçiriyor veya adapte ediyor.<br />

Bununla birlikte veri analizi ve yapay zekâ<br />

alanlarında yetenek açığı devam ediyor.<br />

Tedarik zincirlerindeki<br />

aksamalar 5G’ye hazırlığı<br />

geciktirebilir<br />

Raporda ayrıca, küresel ticarette yaşanan<br />

olumsuz gelişmelerin ağ ekipmanlarının sağlandığı<br />

tedarik zincirlerinde aksamalar yaşanmasına<br />

neden olduğu ve bu durumun yeni<br />

nesil mobil telekomünikasyon hizmeti 5G’ye<br />

hazırlığı geciktirebileceğine ilişkin sektörde<br />

endişe yarattığı ifade ediliyor. Kişisel verilerin<br />

korunmasına ilişkin değişen düzenlemeler<br />

de telekomünikasyon şirketleri için öne çıkan<br />

riskler arasında yer alıyor. Birleşik Krallık’taki<br />

tüketicilerin ancak yüzde 47’sinin online verilerinin<br />

kendi kontrollerinde olduğunu düşündüklerini<br />

belirtiyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Dilediğin kişinin IBAN’ına para transferi<br />

Kullanıcıların ihtiyaç duydukları, hayatlarını kolaylaştıracak<br />

çözümler sunmak için çalışmaya devam<br />

eden Papara, Sözleşmeli hesap sahipleri için, başkalarının<br />

IBAN’ına ücretsiz ve 7/24 anında para transferi<br />

gerçekleştirme hizmetini başlattı. Artık Papara<br />

kullanıcıları sadece birkaç adımda başkalarının<br />

IBAN’ına ücretsiz para transferi gerçekleştirebiliyor.<br />

EFT saatini beklemeden ışık<br />

hızında transfer<br />

Bankadan bankaya para transferlerinde işlem ücreti<br />

alınırken Papara’da IBAN’a transferde işlem ücreti<br />

ödenmiyor. Ayrıca Papara’da, dilediğin kişinin<br />

IBAN’ına 7/24 para transferi yapabilmek için banka<br />

hesabının olmasına da gerek yok; bir banka hesabı<br />

Geleneksel finansal uygulamalar karşısında rekabetçi ve<br />

kullanıcı odaklı çözümler sunarak yeni bir deneyim yaratmaya<br />

çalışan Papara, hizmetlerine IBAN ile para transferi<br />

özelliğini de ekledi. Sözleşmeli hesap sahibi Papara kullanıcıları<br />

artık başkalarının IBAN’ına ücretsiz para transferi<br />

gerçekleştirebilecek…<br />

olmadan da işlemler gerçekleştirilebiliyor.<br />

Papara, kullanıcılarına para transferi yapılan<br />

IBAN’ları kaydetme ve kayıtlı IBAN’lardan seçerek<br />

hızlıca gönderim yapabilme imkanı da sağlıyor.<br />

Papara’dan IBAN’a TL olarak para transferi yapılabilecek<br />

anlaşmalı bankalar arasında; QNB Finans<br />

Bankası, Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası, Vakıfbank,<br />

Akbank, ING Bank, Türkiye Finans Katılım<br />

Bankası ve Ziraat Bankası yer alıyor. Papara’dan<br />

IBAN’a döviz olarak para transferi yapılabilecek<br />

anlaşmalı bankalar arasında ise, Akbank, Garanti<br />

Bankası ve QNB Finans Bankası yer alıyor.<br />

45


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Pazar araştırması, COVID-19’un dijital<br />

dönüşümü hızlandırdığını gösteriyor<br />

Uç bilişimdeki artan işletme talepleriyle EMEA Bölgesinde<br />

2019 ve 2023 yılları arasında özel bağlanabilirliğin<br />

5 kat artması öngörülüyor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

46<br />

Equinix tarafından yapılan pazar araştırması<br />

Global Interconnection Index (GXI)’e<br />

göre COVID-19 pandemi süreci, işletmelerin<br />

önümüzdeki üç yıl içinde planladığı dijital<br />

altyapı dönüşüm projelerinde çarpıcı bir etki<br />

yaratacak. Araştırmanın 4. Sayısına göre<br />

telekomünikasyon, bulut & BT, içerik & dijital<br />

medya gibi sektörlerin içinde bulunduğu dijital<br />

servis sağlayıcıların ve teknoloji sağlayıcıların,<br />

uç (edge) bilişim teknolojisindeki dijital boşlukları<br />

kapatmaya yönelik taleplerin artması ile<br />

birlikte özel bağlanabilirliğin 2019 ile 2023 yılları<br />

arasında 5 Kat artacağını tahmin ediliyor.<br />

Pandemi, dijitale geçiş sürecini hızlandırmaya<br />

devam ediyor. Telekomünikasyon, bulut ve bilişim<br />

teknolojileri gibi uzaktan çalışmanın daha<br />

kolay olduğu işletmelerin bölgedeki diğer sektörleri<br />

geride bırakarak EMEA’daki toplam ara<br />

bağlantı bant genişliği büyümesine katkısının<br />

yüzde 54 oranında olması bekleniyor. Frankfurt,<br />

Amsterdam, Paris ve Londra’nın; Avrupa<br />

ara bağlantı bant genişliği artışında başı çeken<br />

metropoller olması ve bölgenin tamamının<br />

küresel ara bağlantı bant genişliğinin yüzde<br />

23’ünü (3,782 Tbps) oluşturması öngörülüyor.<br />

Araştırmada yer alan bir diğer bulgu ise, işletmeler<br />

arasında veri aktarımı için özel bağlanabilirliğin<br />

ölçüsü olan toplam ara bağlantı bant<br />

genişliğinin, EMEA bölgesinde 2019’dan 2023’e<br />

kadar yüzde 45 bileşik yıllık büyüme oranına<br />

(CAGR) ulaşacağına ilişkin tahmin. Beklenen<br />

büyüme, dijital dönüşüm ve özellikle de dijital<br />

altyapılarını merkezi konumlardan dağıtık uç<br />

(edge) bilişim teknolojisine taşıyan işletmelerin<br />

artan taleplerinden kaynaklanıyor. Bu durum,<br />

işletmelerin iş akışlarını insanlara, nesnelere,<br />

konumlara, buluta ve verilere daha yakın konumlandırma<br />

talepleri ile bu bileşenler arasındaki<br />

iş akışlarını stratejik olarak birbirine<br />

bağlamaları ve gerçek zamanlı etkileşimleri ölçeklendirip<br />

desteklemesiyle ortaya çıkıyor. Bir<br />

örnek vermek gerekirse, bu bağlantının kapasitesi,<br />

gezegendeki her bir insanın (7,8 milyar)<br />

tam DNA dizilimini bir saat içinde iletmek için<br />

yeterli bant genişliği olan 64 zetabayt veri alışverişine<br />

eşdeğer.<br />

Sektör Öngörüsü:<br />

GXI’ın 4. sayısı, küresel makro eğilimlerin ve<br />

COVID-19’un diğer endüstri iş kollarını nasıl<br />

etkilediğine dair öngörülerde de bulunuyor:<br />

• Dijital dönüşüm modelleri şekil değiştiriyor<br />

* GXI’ın 4. Sayısına göre dijital dönüşüm projeleri,<br />

hizmet sağlayıcıların, müşterilerinden<br />

yaklaşık 2 kat daha fazla ara bağlantı bant genişliği<br />

kullanacağına dair tahminler doğrultusunda<br />

değişti.<br />

* Ayrıca, hizmet sağlayıcılardan gelecek bu talep<br />

artışının, yine pandemi sonrasına hazırlanan<br />

müşterilerinin, özellikle dijital dönüşüme<br />

öncelik verenlerin- taleplerini karşılamak üzere<br />

oluşması bekleniyor.<br />

* Araştırma, dijital altyapısını dönüştürmüş<br />

işletmelerin, iş modellerini değiştirmek için<br />

hizmet sağlayıcılara bağımlı olanlar karşısında<br />

rekabet güçlerini arttıracakları ve iş hacimlerini<br />

büyütmeye devam edecekleri tahmininde<br />

de bulunuyor.<br />

• Geleneksel işletmeler, iş yüklerini uç bilişim<br />

öncelikli bir mimariye taşıyor<br />

* GXI’ın 4. Sayısı sigorta ve bankacılık, üretim<br />

ve profesyonel hizmetler gibi geleneksel sektörleri<br />

barındıran kurumların 2023’e kadar küresel<br />

ara bağlantı bant genişliğinin %30’unu temsil<br />

edeceğini öngörüyor. Bu durum, bütün BT<br />

altyapısını ölçeklendirme sırasında iş yüklerinin<br />

uç teknolojisine taşıma ihtiyacının artmasıyla<br />

ortaya çıkıyor. Bu geleneksel işletmelerin<br />

ara bağlantı bant genişliği artış hızının 2023’e<br />

kadar yıllık yüzde 50’ye ulaşması bekleniyor.<br />

* Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi (ML)<br />

gibi yenilikçi sektörlerden oluşan ve hem<br />

kamu hem de özel sektör kurumlarını içeren<br />

segmentte ise ara bağlantı bant genişliğinin<br />

2019-2023 arasında yüzde 47 yıllık bileşik büyüme<br />

oranına (CAGR) ulaşacağı tahmin ediliyor.<br />

Bu kapsamda, sağlık, yaşam bilimleri (lifesciences),<br />

hükümet ve eğitim kurumlarının,<br />

ara bağlantı hızlarını arttırma konusunda başı<br />

çekecek geleneksel işletmeler olması bekleniyor.<br />

• İşletmeler, “ağ etkisi”nden faydalanıyor<br />

* İşletmeler, en çok kullanıcıya, servis<br />

sağlayıcıya erişebildiği ve ticari faaliyetlerin<br />

yoğun olduğu lokasyonlarda bulunarak dijital<br />

avantajlarını en üst düzeye çıkarıyor. Bu süreç<br />

“ağ etkisi” olarak adlandırılıyor. IDC’ye göre,<br />

2025 yılına kadar dijital liderlerin %80›i, son<br />

müşterilerine sunduğu hizmet değerini artırmak<br />

dâhil birçok farklı alanda birden fazla ekosisteme<br />

bağlı olmanın etkisini görecek.<br />

* Dijital ekosistemlerde, gerçek zamanlı etkileşimi<br />

desteklemek için uygulama değişimi<br />

hem önemli hem de gereklidir ve bu durum<br />

işletmeler için bir ağ etkisi yaratır. GXI’ın 4.<br />

Sayısı, hizmet sağlayıcılardan ağlara ve bulut/<br />

bilişim teknolojisi hizmet sağlayıcılarına olan<br />

bağlanabilirliği 2019’dan 2023’e kadar tahmini<br />

olarak yüzde 49’luk yıllık bileşik büyüme oranı<br />

(CAGR) etkisi ile ekosistem ara bağlantısının<br />

iki ana kaynağı olacağını öngörüyor.<br />

GXI’ın 4. Sayısı, operatör bağımsız veri merkezleri<br />

içindeki dağıtık BT değişim noktalarında,<br />

iş ortakları ve servis sağlayıcılarla, ara bağlantı<br />

bant genişliğindeki - özel olarak ve doğrudan<br />

trafik alışverişi için sağlanan toplam kapasite<br />

- büyümeyi izleyerek, ölçerek ve tahmin ederek<br />

ön görüler sunmaktadır.<br />

Alıntılar:<br />

• David Cappuccio, Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />

Analist ve Henrique Cecci, Kıdemli Direktör<br />

Analist, Gartner: “Birbirine bağlı hizmetler,<br />

bulut sağlayıcıları, dağıtılmış bulut, uç hizmetleri<br />

ve SaaS seçenekleri artmaya devam<br />

ederken, yalnızca geleneksel bir veri merkezi<br />

topolojisine bağlı kalmanın sunacağı avantajlar<br />

sınırlı olacaktır. Bu bir günde gerçekleşecek<br />

bir değişiklik değil; fakat müşterilerimize ve iş<br />

dünyasına nasıl hizmet sunduğumuzu düşündüğümüzde<br />

ortaya çıkan evrimsel bir değişikliktir.<br />

Bu durum, dış faktörlerin veri merkezine<br />

fiziksel erişimi sınırlayabileceği (acil karantina<br />

gibi) yeni gerçeklikle birleştiğinde, altyapı planlamasında<br />

yeni fikirler oluşuyor.”<br />

• Claire Macland, Pazarlamadan Sorumlu<br />

Kıdemli Başkan Yardımcısı, Equinix: “Dijital<br />

liderler, doğru dijital dönüşüm girişimlerini<br />

planlayıp uygulamaya koyarak pandemi sonrası<br />

iyileşme sürecine hazırlanmalıdır. Doğru<br />

konumları, iş ortaklarını ve olasılıkları bir araya<br />

getirecek kurumsal altyapıya sahip olanların<br />

uzun vadede önemli avantajlar elde edeceğine<br />

inanıyoruz.”<br />

• Eugene Bergen Henegouwen, Başkan, EMEA,<br />

Equinix: “COVID-19 pandemisi, bölgede hali<br />

hazırda dijital dönüşüm içerisinde olan sektörlerin<br />

dönüşüm sürecini hızlandırdı. Avrupa’daki<br />

%45 bileşik yıllık büyüme oranı<br />

(CAGR) tahmini, işletmelerin giderek dijitalleşen<br />

bir ekonomide rekabet edebilmek için ara<br />

bağlantı kapasitelerini artırmaya yönelik artan<br />

taleplerinin bir göstergesidir. Gittikçe uzaktan<br />

yönetilen ve dağıtık bir ortamda, işletmelerin<br />

rekabet avantajı elde etmek için müşterileri ve<br />

iş ortaklarıyla bağlantı kurmanın yenilikçi yollarını<br />

bulması; artık daha da kritik hale geldi.<br />

• Aslıhan Güreşcier, Genel Müdür, Türkiye,<br />

Equinix: “GXI’ın 4. Sayısı, dijitalleşmenin CO-<br />

VID-19’un etkisiyle hızlandığını ortaya koyuyor<br />

ve özel bağlantıların EMEA bölgesinde<br />

2023 yılına kadar beş kat artacağını öngörüyor.<br />

Türkiye’de dijital dönüşüm, girişimci ve<br />

yaratıcı kültürümüzle paralel bir şekilde gerçekleşiyor.<br />

Ülkemizde gelişen veri merkezi pazarı,<br />

ekosistemin tüm paydaşlarına doğrudan,<br />

esnek, güvenli ve yüksek performanslı erişim<br />

sağlamak için ara bağlantıya dayanmaktadır.<br />

Equinix, dijital dönüşüm yolculuklarını hızlandırmak<br />

isteyen kuruluşlar için ara bağlantı<br />

odaklı bir iş modeli ve rekabete ayak uydurmak<br />

için dijital altyapı sağlıyor”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Türkiye’de üretilecek, Avrupa ve ABD’de kullanılacak<br />

İngiltere’de kurulan ve tamamı Türk AR-GE<br />

ekiplerinin ürünü siber güvenlik yazılımları<br />

geliştiren Keepnet Labs, İzmir Bakırçay Üniversitesi<br />

ile yapay zeka konusunda önemli bir iş<br />

birliği protokolü imzaladığını açıkladı.<br />

İş birliği kapsamında, üniversite bünyesindeki<br />

Veri Analitiği ve Mekansal Veri Modelleme Uygulama<br />

ve Araştırma Merkezi (VAM) ile ortak<br />

çalışma grupları oluşturulması ve siber güvenlik<br />

odaklı yapay zeka çalışmaları yürütülmesi<br />

planlanıyor.<br />

Geliştirdiği siber savunma yazılımları Türkiye’de ve dünyada,<br />

farklı sektörlerdeki kurumlarda kullanılan Keepnet<br />

Labs, İzmir Bakırçay Üniversitesi ile yaptığı işbirliği kapsamında<br />

Veri Analitiği ve Mekansal Veri Modelleme Uygulama<br />

ve Araştırma Merkezi (VAM) bünyesinde ortak çalışma<br />

grupları oluşturarak, siber güvenlik odaklı yapay zeka<br />

çalışmaları yapacak. İş birliği, geleceğin iki önemli teknoloji<br />

başlığı olan siber güvenlik ve yapay zeka alanlarında<br />

insan gücü yetişmesine de katkı sağlayacak…<br />

Ortaya çıkan ürün, İngiltere,<br />

Fransa ve ABD’deki<br />

kullanıcılara ulaşacak<br />

Keepnet Labs, VAM ile siber güvenlik başlığında<br />

ve e-posta güvenliği gibi ilgili alt alanlarında,<br />

tanımlayıcı ve kestirimci veri analitiği<br />

konularında çalışma yürütecek. Bu çalışmalar<br />

ile Türkiye’de üretilen ve yapay zeka kullanan<br />

ürünler, Keepnet Labs tarafından Türkiye’nin<br />

yanı sıra, İngiltere, Fransa ve ABD’deki müşterilerin<br />

kullanımına sunulacak.<br />

İş birliği ile Türkiye’deki nitelikli insan<br />

gücünün ve yüksek teknoloji sahipliğinin<br />

artmasına katkı sağlanırken, İzmir Bakırçay<br />

Üniversitesi de ürettiği bilgiyi ve sahip olduğu<br />

tecrübeyi pratiğe dökerek, Keepnet Labs vasıtasıyla<br />

dünyanın kullanımına sunacak.<br />

Bilimsel araştırmalar, ortak<br />

webinar’lar, kitap ve atölye<br />

çalışmaları da yapılacak<br />

İzmir Bakırçay Üniversitesi bünyesinde yıl içerisinde<br />

kurulan VAM, başta sağlık, çevre, mühendislik<br />

ve finans gelen alanlarda araştırmacıların<br />

ve kuruluşların ihtiyaç duyduğu büyük<br />

ölçekli veri analitiği sistemlerinin tasarımını,<br />

analizini ve uygulamasını gerçekleştiriyor.<br />

Öncelikli hedefi bölgesel, ulusal ve uluslararası<br />

sorunlara büyük veri analitiği uygulamaları ile<br />

sürdürülebilir çözümler hazırlamak olan merkez,<br />

kar amacı güdülmeyen süreci ile toplum<br />

yararına politikalar üretecek.<br />

Keepnet Labs ve VAM arasındaki işbirliği ile<br />

gerçekleştirilecek diğer faaliyetler arasında bilimsel<br />

araştırmalar, AR-GE projeleri, literatür<br />

taramaları ve raporlama, ortak bilimsel ve eğitici<br />

toplantılar ile webinar’lar, atölye çalışmaları,<br />

kitap ve broşürler, veri paylaşımı gelecek.<br />

Ayrıca, projelerde ya da akademik eğitimlerde<br />

Keepnet Labs ve üniversite personeli görev yapabilecek.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Akıllı şehirlerde yapay zeka ve merkezi<br />

yönetim büyük önem taşıyor<br />

Akıllı şehirlerde güvenlik için mobilite, bağlantı ve yapay<br />

zeka büyük önem taşıyor. Dünya nüfusunun yüzde<br />

66’sının şehirlerde yaşayacağı öngörülürken, bu süreçte<br />

güvenlik güçlerinin verimli çalışması de mobil, yapay zeka<br />

tabanlı ve ağa bağlı ekipmanlar yardımıyla sağlanacak…<br />

Bireysel çalışan, iletişim kabiliyeti bulunmayan<br />

geleneksel çözümlerin birbiriyle haberleşememesi,<br />

kapsamlı bir şehir yönetimine geçişi yavaşlatıyor.<br />

Buna ek olarak, sahada bireysel olarak<br />

çalışan her bir sisteminin merkezi yönetim tarafında<br />

süreçleri takip eden bir güvenlik ya da emniyet<br />

yetkilisi gibi bir temsilcisi olmasına ihtiyaç<br />

duyuluyor. Bu durum, manuel yönetilen, sürekli<br />

takibe dayalı ve akıllı olmayan bir şehir yönetimine<br />

sebebiyet veriyor. Birbiriyle haberleşemeyen<br />

ekipmanların ve sistemlerin kullanımı, olay ve<br />

suçluların tespitini yavaşlatıyor.<br />

Entegre, bağlantı kurabilen yapay zeka tabanlı<br />

çözümler ise şehir güvenliğine yeni bir yaklaşım<br />

getiriyor. Dijital bir ağ üzerinden tam gözetim<br />

gerçekleştirilmesine imkan sağlayan yeni nesil<br />

teknolojiler, yapay zeka ile birleştiğinde, sadece<br />

yerel değil, küresel güvenlik tehditleri de bertaraf<br />

edilebiliyor.<br />

Konuyu değerlendiren Ekin Smart City Solutions<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Akif Ekin, “Bugün karşı<br />

karşıya olduğumuz tehditlerin neredeyse tamamı<br />

küresel bağlantılar taşıyor. Yerel güvenlik güçlerinin,<br />

bölgesel, ulusal ve uluslararası kurumlarla<br />

haberleşebilmesi için akıllı ve güçlü gözetim<br />

sistemlerinin olması artık bir zorunluluk haline<br />

geldi. Bunu gerçekleştirebilmek için birbirinden<br />

ayrı çalışan değil, merkezi olarak yönetilebilen,<br />

kendi aralarında haberleşebilen, yapay zeka tabanlı<br />

ve bütünleşik çalışabilen dijital sistemlere<br />

ihtiyaç var” dedi.<br />

Yapay Zeka tabanlı tümleşik<br />

güvenlik çözümü: Ekin Red<br />

Eagle OS<br />

Ekin Smart City Solutions çözüm ailesindeki akıllı<br />

güvenlik uygulamalarının başında, Türkiye’de<br />

geliştirdikleri kendi yazılımları olan Ekin Red<br />

Eagle – Akıllı Şehir Yönetim Sistemi geliyor. Tüm<br />

güvenlik sistem ve sensörlerini tek bir noktadan<br />

yönetme kolaylığı sağlayan yazılım, sistemler<br />

arası haberleşmeyi sağlıyor. Yazılım, yapay zeka<br />

tabanlı olması sayesinde, sistem görüntülerini<br />

analiz ederek, yüz tanımadan, otomatik plaka<br />

tanımaya birçok şehir yönetim fonksiyonunun<br />

tek bir çatı altında yönetilmesine imkan sağlıyor.<br />

Red Eagle OS, bu sayede retroaktif soruşturmalar<br />

ve veri paylaşımı için kanıt bulmayı kolaylaştırıyor.<br />

Güvenlik güçlerinin suçluları yakalamasını<br />

büyük ölçüde hızlandıran yazılım, 7/24 çalışan<br />

dijital bir emniyet gücü ortaya çıkartıyor.<br />

İsviçre’de de kullanılan sistemi değerlendiren<br />

Zürih Polis Birliği Başkanı Gerhard Schraub,<br />

”Tüm dünyada emniyet güçleri dijitalleşiyor. Artık<br />

40 yıl önceki anlayışla bir şehir güvenliğini<br />

sağlamak mümkün değil. Ekin Smart City Solutions,<br />

dünyada yüz tanıma, plaka tanıma, hız<br />

ölçümü, park eden araçların takibi ve tam ölçekte<br />

video gözetim çözümlerini bir arada sunan tek<br />

şirket. Yaptığımız yatırımın karşılığını alıyoruz<br />

ve sistemi başka emniyet güçlerine de tavsiye ediyoruz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!